İnce Memed - 2 - 29

Общее количество слов 3417
Общее количество уникальных слов составляет 1699
34.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
56.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
Seyran bir sabah Kamer Anaya gene geldi, o gece sabaha kadar gözlerine bir





damla uyku girmemişti:
Ana duramıyorum. Ana bir şey bul da ona götüreyim.
Aradılar, düşündüler taşındılar, bir şey bulamadılar. Ne varsa köyde, ne
buldularsa evde hepsini bostana taşımışlardı. Süt, tereyağı, bal, çorap, mintan,
teşbih... Seyran her gün bir şey götürme bahanesiyle ancak bostana
gidebiliyordu.
Bu sefer de bir şey götürmeden git. Daha iyi olur. Bir şey götürmeden gidersen
her gün neden bostana geldiğini daha iyi anlar. Birkaç gün de eli boş git, bu kız
her gün niçin böyle geliyor, diye düşünür.
Seyran bunu yapamıyordu. Eli boş, bahanesiz bostana gitmek onun için ölüm
gibi bir şey olurdu. Gururunu inciten bir şey vardı eli boş gitmede. Memedin
karşısına çırılçıplak çıkacakmış gibi bir duyguya kapılıyordu.
Evin içini epeydir arıyor, tarıyor düşünüyorlar, bir şey bulamıyorlardı.
Sonunda Kamer Ana:
Buldum, diye bağırdı, hemen oymalı ceviz sandığa gitti, alelacele sandığı açtı,
arandı, hemencecik de aradığını buldu. Sarı kehribar emziği elinde sallayarak
getirdi Seyrana verdi: "Al," dedi, "bugünlük bu yeter. Yarma Allah kerim. Başka
bir şey buluruz. Bu emziği biz yeni evlendiğimizde Osman Emmine Yörük
Ağası Kerimoğlu getirmişti."
Seyran, Kamer Ananın boynuna sarıldı, onu öptü.
Kurban olurum Kamer Anama, insanlıklı Anama, altın yüreklime, dedi, sonra
birden, daha sözünü bitirmeden yüzü kederlendi. "O sigara içmiyor ki," diye
elindeki emziği Kamer Anaya uzattı.
Deli kız, dedi, "biz ne bilelim onun sigara içmediğini. Al götür."
Seyranın aklı yattı, hemen yola düştü. Sıcakta toz toprak içinde kalmış, hızla,
yarı koşar yarı yürüyerek yola düştü. Soluk soluğa kalıyor, terliyor, terler
giyitlerinden dışarıya fışkırıyor, o bir an önce bostana yetişmeye can atıyordu.
İkinci gün de bir tavuk kızarttılar. Üçüncü gün kaymak götürdü Seyran...
Sonra Seyran, Kamer Anaya gitmekten utanır oldu. Akşam basar, gün kavuşur
kavuşmaz Seyran usulca kimseye gözükmeden evden çıkıyor, bostana geliyor,
gözünü Memedin uyuduğu çardağa dikiyor, gün ışıymcaya kadar orada öylece
bekliyordu.
Sivrisinekler yığın yığın üstüne geliyor, Seyranın sinek kovmaktan kolları
yoruluyordu. Sinekler hortumlarını giyitlerinin üstünden bedenine bile
geçiriyorlardı.
Bir gece Seyran olanca gücünü yüreğinde topladı, sürünerek çardağın altına
geldi, gece boyunca Memedin soluk alışını dinledi, rahatladı.




Bostanm yöresinde sabaha kadar silahlı bir adam dolaşıyordu. Kısa boylu, yere
bastığında hiç ses çıkarmayan bir adam. Arada sırada çardağın yanma geliyor,
kulak verip çardağı dinliyor, sonra da Narlıkışla üstüne doğru koşarak
uzaklaşıyordu. Seyran bunu Memede söyleyemiyordu. Bir de, bu silahlı
adamdan dolayı kendini Memedin koruyucusu sanıyordu. "O uyusun, yiğidim,
aslanım, ben onu beklerim," diyordu.
Silahlı karartı bir gece geldi, geldi tam çardağın karşısında Savrunun kıyısında
durdu, sonra da yardan aşağı ayaklarını uzatıp oturdu. Kısa boylu bir adamdı.
Seyran onu karanlıkta hayal meyal seçiyordu.
Ayağa kalktı, adamın üstüne yürüdü, adam hemen ayağa fırladı, arkasını
döndü, kaçmaya hazırlandı. Seyran:
Dur, dedi. "Kimsin sen?"
Adam bir kadın sesi duyunca durdu, bekledi. Seyran suyu geçip karartının
yanma vardı, sert sordu:
Kimsin sen? Ne arıyorsun burada her gece?
Adem:
Ben Ademim, dedi. "Ali Safa Beyin seyisbaşısı... Bir atı kaçırdık da, Bey bana
dedi ki... Bey bana dedi ki... Atı yakalamadan gelme. Kaç ay oldu bilmem."
Seyrana azıcık yaklaştı:
Bacı, dedi, "biliyor musun bu at, at değil... Yaaa, hiç at değil. Bu at cin... Bu at
bir iyi kimse, bir peri, bir görünmez... Bir bakıyorsun karşında, bir bakıyorsun
kayboluvermiş."
Seyran şaşkınlığını üstünden atıp:
Hani seni öldürdülerdi? Sen öldürüldün diye Yobazoğlunu mahpusa attılar.
"Bilmem," dedi Adem. "Ben hiçbir şey bilmem. Bu at cin, peri..."
Arkasını döndü, var gücüyle sel yatağına doğru koşmaya başladı. Onların
konuşmalarına uyanan Memed, çardaktan aşağı atladı:
Kim o? diye bağırdı.
Seyran hemen titreyerek yere yattı. Memedin sesini duyunca eli ayağı
boşanmıştı.
Memedle Halil seslendiler, bostanm kıyısını baştan aşağı araştırdılar, kimseyi
bulamadılar.
Seyran dağların başı ağarmcaya, kuyrukyıldızı gözükünceye kadar yattığı
yerden kalkamadı. Orada eli ayağı boşanmış titredi kaldı. Sıcak toprak şehvetli,
yalıma kesmiş bedenini daha da kızdırıyordu.


49

Derin uykularından silah sesleriyle uyandırıldılar. Köy kuşatılmış, köyün her
yanından silah sesleri geliyordu. Köylüler bunu hiç beklemiyorlar, bu işler bitti
sanıyorlar, rahat rahat uyuyorlardı. Kurşun seslerigittikçe yaklaşıyordu. Az sonra
köyün içinde duyulmaya başladı.
Bir yaylım ateşi bir süre köyün içini taradı. Sonra birden kadın çığlıkları
doldurdu geceyi. Atlar kişniyor, köpekler ürüşüyor, horozlar ötüyor, kadınlar
bağırıyor, çocuklar ağlaşıyorlardı. Kurşun sesleri sustu. At güpürtüleri çekildi,
uzaklaştı gitti.
Sabaha karşı bir kurşun sağnağı daha geldi. Gene atlar kişnedi, köpekler
ürüştü. Uzun kadın çığlıkları köyü, ovayı doldurdu. Kadın çığlıkları gittikçe
uzaklaştı, gecede söndü.
Köylüler evlerden dışarıya döküldüler. Köye yeni gelenlerden üç kızı
saçlarından sürükleyerek almış kaçırmışlardı. Kızların anaları, öteki köylü
kadınlar ulu dutun altına gelmişler, yanaklarını yolup dövünüyorlardı.
Dövünüyorlar, Ali Safaya beddualar ediyorlardı.
Gece köyü basanlar köyde ne kadar sığır varsa sürmüşler, yeni gelen
köylülerin de atlarını çalmışlardı.
O gün köylüler hiçbir şey yapmadan, konuşmadan, kolları yanlarına düşmüş,
köyün içinde dolandılar durdular.
İkinci gece atlılar gene geldiler, köyü kurşunladıktan sonra üç huğa ateş
verdiler.
Ertesi sabah Ali Safa Bey Durmuşu köye gönderdi.
Yetmedi mi? diye sordu Seyfaliye Dursun Durmuş. "Bey diyor ki, eğer
yetmediyse, eğer daha köyü bırakıp gitmeyeceklerse bizim de daha birçok
düşündüğümüz var. Hani biz size kardaş dedik, akraba dedik..."
Dursun Durmuş elinin birini beline koydu, Safa Bey gibi arkaya kaykıldı, onun
gibi konuşmaya başladı. "Bir köy, beş köy, şu Adana Vilayeti bizimlen başa
çıkamaz. Şunu bilin ki köylüler, vatandaşlar, hem de kardaşlar, bir hafta içinde
bu köyü bırakıp buradan gitmezseniz, hem de diretirseniz, bu köyü yok bilin.
İçindeki adamları, çocukları, kuşları, kırlangıçları, tekmil canlıları yok bilin. Bir
gece köyü kuşatacağız. Köyü kuşattıktan sonra, rüzgarlı bir gecede hem de, köye
ateş vereceğiz. Köyden hiçbir canlı dışarı çıkamayacak. Çıkmaya uğraşanları



vurup ateşe atacağız. Ne vicdansız köylülermişsiniz siz, alçaklar. Herkesin
tarlasını neden bırakıp gitmiyorsunuz?"
Atma atladı gitti.
Az sonra köyü büyük bir heyecan sardı. Kaçırılan kızlar bitkin, çırılçıplak,
memeleri kan, bedenleri çürük içinde köyün dışına bırakılmışlardı. Kızlar bir
elleriyle önlerini, bir elleriyle de kanlı memelerini kapamaya çalışaraktan sürüne
sürüne köye gelmeye çalışıyorlardı. Üstlerine çarşaflar örtüp evlere aldılar.
Kızların üstünden sayısını bilmedikleri kadar erkek geçmişti. Üçü de hastaydı.
Karakoldan candarmalar geldiler. Köylüler candannalara hiçbir olayın
geçmediğini, hiçbir şikayetleri bulunmadığını söylediler.
Şefçe Kahya kendi kendini yiyordu. Ne dedim de söylemedim ona Memedin
burada olduğunu, diye öfkeden kuduruyordu. Geceyi bekledi. Oğlu, kızları,
torunları, evde kim varsa hepsi uyuduktan sonra yataktan usulca sıyrıldı,
giyinmesinin gerekliği yoktu, akşamdan giyinmiş yatağa öyle girmişti, hemen
yola düştü. Çiftlik de köye ne kadar uzaktı? Sabaha kadar oraya varabilir miydi
acaba?
Gün doğduğunda daha yarı yoldaydı. Düşe kalka ancak ikindiye doğru Ah
Safa Beyin çiftliğinin konağına varabildi. Ali Safa Bey evdeydi. Şefçe Kahyayı
görünce onda bir iş olduğunu anladı.
Şefçe Kahya:
Yorgunum, ölüyorum, açım, bitkinim Ah Efendi yavrum, dedi. "Seninle
konuşacaklarım var. Hele kendime geleyim."
Çok sıcak vardı. Şefçe Kahya ancak akşama kendine gelebildi. Ona soğuk,
buzlu ayran, türlü, bir de turaç pilavı ikram ettiler:
Şefçe Kahya yemeği yiyip bitirdikten sonra:
Konuşacaklarımız gizli, dedi. "Benim buraya geldiğimi de bizim köyden kimse
duymayacak. Yoksa beni öldürürler, hem de o canavarlar beni parça parça
ederler. Ben şu ömrümde canavar gördüm ama şu bizim Vayvay köyü gibi
canavar görmedim. Allah onlara diş versin de tırnak vermesin. Tırnak versin de
diş vermesin."
Ah Safa Bey onu elinden tuttu kaldırdı, öteki odaya götürdü. Çok sıcak vardı.
Söyle Ağam, dedi Ali Safa. "Seni dinliyorum."
Sen beni tanımazsın Ah Efendim, diye başladı Şefçe Kahya. "Senin baban
benim en yakın bir dostumdu. Bir sıralar ikimiz de kahyaydık. Ben Vayvayda,
baban Çıkçıklarda... Kahya demek, yani şimdiki muhtar demek. Siz çocuksunuz
yani, kahyalık devrine yetişmediniz. O devirler Al Osmanm dünyayı zapt ettiği
devirlerdi. İşte şimdi senin başında büyük bir tehlike var. Onu haber vermeye


geldim."
Ali Safa Bey heyecanla:
Söyle emmi, dedi.
Seni öldürecekler.
Kim?'
Hem de tez günde.
Kim?
Telaşsız bir sesle:
İnce Meıned, dedi Şefçe Kahya. "Seni İnce Memed öldürecek Ali Efendim."
İnce Memed nerede, ne zaman, ne oldu, kim, kaç kişi? diye telaşlandı Ah Safa
Bey. Korktuğu başına geliyordu.
Çok düşündüm, iki aydır düşündüm. Söylemeyeyim dedim ama dayanamadım.
Ölümünü istemedim. İşte şimdicik de senin evine geldim, hem de kara haberi
veriyorum.
Anlamıştım, dedi Ali Safa Bey. "Arkasında böyle birisi olmasa köylü bu kadar
diretemezdi. Şimdi anlaşıldı."
Anlaşıldı ya...
Onlar nerede şimdi, nasıl, ne yapıyorlar?
Dur Ali Efendi, sabırlı ol! Bir geceydi. İki mi, üç ay mı ne önceydi. İnce
Memed köye gelmiş dediler. Dut ağacının altına vardım ki, ne görürsün, ortalık
mahşer... Kalabalığı yardım, yanlarına vardım. Ortaya ateş yakmışlar. Halılar,
kilimler sermişler dutun altına. Seyfali üç koyun kesmiş. Konuşuyorlar. İnce
Memed dedikleri bir ince, sırık gibi uzun adam. Allah boy vermiş ki, boy
vermiş. Kavaklar gibi ığranıp durur. Niye geldin diye sordu Seyfali, hoş gelip
safalar getirmişsin ya, hacetin ne diye sordu Seyfali. Uzun boyunlu Seyfali. O da
Ah Safayı öldürmeye geldim dedi. Köylülere zulmettiğini duydum, onu
öldürmeye dağlardan Çukurovaya indim, dedi.
Demek böyle dedi ha?
Böyle de dedi, daha çok şeyler de söyledi. Bana Memed demesinler, yıkmaz
isem konakları, dedi. Abdiyi öldürdüm, dedi, Abdi hiç, Ali Safayı öldüreceksin
ki dünyaya, tekmil dağlara, Ankaraya kadar namın yürüyecek. Güldü, çok güldü.
Şimdi onun, o Ali itinin hiç haberi yok, diyordu. Öleceğinden, onun Azrailinin
dağlardan indiğinden hiç haberi yok, diyordu.
Desin, dedi Ali Safa. "Ben ben, ben ben ben... Kaç kişiydiler?"
Çok, çok... Hepsi de silahlıydılar, sırma fişeklik kuşanmışlardı. Çok kişiydiler.
Gözleri çelik gibiydi. Yemin ediyordu boyuna. Korkmayın köylüler, diyordu.
Ben yaşadıkça korkmayın. Ben sağiken şaha sultana eyvallah etmeyin. Hepsinin

hakkından gelirim. Elleri kocamandı. Bir elleri vardı, alıcı kuşun pençesine
benziyordu. Ben bir Ali Safayı öldüremedikten sonra ne demeye İnce Memed
olmuşum da dağlara düşmüşüm, diyordu. Dağlar şahini olmuşum. Ona,
yanındakiler bir de ad takmışlar. İnce Memed demiyorlar ona, hep şahin diyorlar.
Şimdi nerede, köyde mi?
"Ne kurnazdır o, ne kurnaz! Köyde kalır mı hiç o? Bizim köyde bile bir o gece
kaldı. Ben, diyordu, zaten bu Çukurovada kalmayacağım. İşimi göreyim, tez
günde şu Ali Safanm kanını içeyim de şu yaz sıcağında yüreğim soğuşun da
dağlarıma çekileyim. Eşkıya adamın bir yanı dağda, bir yanı bağda olmalı. Onu
öldürünceye kadar Çukurovadan çıkmam, diyordu da başka bir şey demiyordu."
Şimdi nerede olabilir, bir duymuşluğun var mı?
Sesi iyice titriyordu.
Var, dedi Şefçe Kahya. Aaah, diye geçiriyordu içinden, aaah! O gün, köye
geldiğini söyleseydik, İnce Memedin Çukurovaya indiğini... Bu mendebur bütün
bu işleri, korkar da başımıza getiremezdi. Ali Safa Beyin is karası yüzü gittikçe
yeşile dönüyor, Şefçe Kahya da bundan dolayı sevinç içinde kalıyordu.
Şimdi o, bir, Heınite dağında olabilir. Heınite dağında top ziyaret ağacının
altında... İki, Anavarza kalesinde olabilir. Üç, Karatepeye doğru geçebilir. Onu
bu ovada aramamalı. Çok kurnaz bir eşkıya bu ince, uzun herif.
Ali Safa Bey durdu, düşündü, gözleri parladı. Bütün bedeni bir sıtmada yandı,
is bulaşmış gibi kararmış yüzü kızardı. Sonra da soğuk terler döktü.
Şefçe Kahya:
O kan içici öldürecek seni, dedi. "Mukayyet ol. Bir de diyordu ki, benim
arkamda çok büyük bir adam var. Ali Efendi ne bilsin benim arkamdakini,
diyordu. Benim sırtımı dayadığım adamı Ali iti bilse, diyordu, haşa huzurdan,
Ali iti, diyordu! Ali itinin dudağı çatlar da korkusundan, sizin köyü değil, şu
Çukurovayı, Anadolu toprağını bırakıp da Akçadenizin ötesine kadar kaçar. Ama
duymasın, kaçar da onu öldüremem. Amanın, amanın, amanın ha duymasın! Bu
itler korkaktırlar, bu alçaklar tavşan gibidirler, yüreksizdirler. Amanın kaçar,
duymasın. Her şeyi duysun da bes bunu duymasın, diyordu."
Ali Safa hemen atıldı, gözleri yerlerinden dışarıya fırladı:
Söyledi mi? diye bağırdı. "Kimmiş o?"
Söylemedi, dedi Şefçe Kahya gerinerek. "Ne kurnazdır o! Hiç söyler mi? Ama
çok büyük bir adam olduğunu, Ankarada oturduğunu duydum."
Biliyorum, diye ayağa fırladı Ali Safa Bey. "Biliyorum."
Sonra geldi Şefçe Kahyanın karşısında durdu, yaşlı adamın elini aldı öptü,
başına koydu.

Sen hayatımı kurtardın babamın arkadaşı, dedi. "Her şeyi tahmin etmiştim
ama, İnce Memedin beni öldürmek için Çukurovaya indiği aklıma gelmemişti."
Şefçe Kahya:
Sen haksızlık ettin, diye onun elini tuttu okşadı. "Sen çok haksızlık ediyorsun
insanlara Ali Efendim. Haksızlık hiçbir zaman iyi değil."
Ah Safa elini ondan çekti aldı, sözün sonunu neye bağlayacak diye taş kesilip
bekledi.
Yobazoğluyla Ferhat Hocayı hapsettirmekle iyi etmedin. Birisi Allahın has
adamı, öteki fıkara bir garip. Zeynelle Ademi de onlar öldürmediler, İnce
Memedin çeteleri öldürdü. Senin evini de her gece kurşuna tutanlar onun
çeteleri. Bizim köyün de kızlarını kaçırtıp ırzlarına geçirdiğin iyi değil... Yapma
bir daha Ali Efendim. Seni öldürürler. Bu gece de iyice saklan. Bu gece değilse
yarın gece konağını uçuracaklar. Duydum ki İnce Memed yüz kişilik bir çeteyle
gelip senin konağını basacakmış. Ferhat Hocayı bıraktır. Atlarımızı, ineklerimizi
geri ver.
Ah Safa:
Vermem! diye bağırdı. "Ya Vay vay köyünü topraklarımdan kaçırırım, ya da
ölürüm."
Sonra döndü, odanın kapısını açıp aşağıya bağırdı:
Atları çekin!
Şefçe Kahyaya gene geldi. Şefçe Kahya ayaktaydı, onu kucakladı.
Sağ ol, var ol, dedi, fırladı. Aşağıda atlar hazırdı. Sekiz kişi birden atlara
atladılar, kasabanın yolunu tuttular.
İnce Memedin Anavarzada görüldüğü, başında otuz kişisi olduğu bir anda
bütün kasabaya, kasabadan da bütün Çukurovaya birkaç gün içinde yayıldı.
Haber geri Ali Safaya ulaştığında değişmiş, bambaşka olmuştu. Memedin
başındaki çetesi otuz dört kişi değil yüz seksen dört kişiydi. Memed Anavarzada
görülmüş değildi yalnız, oraya karargah da kurmuş, bütün ağalara beylere,
hükümete meydan okuyordu.
Diyormuş ki, "Benim canım sağ oldukça şu fakir fıkarayı, tüyü bitmemiş
yetimleri şu hükümete, kan içici ağalara beylere yoldurmayacağım, icap ederse
de onların hepsini ortadan kaldıracağım. Ağalara son!"
Ağalar, beyler korkmaya başladılar. Şu yoksul köylüler, bu canavarlar sürüsü
zaten bir kıvılcım bekliyordu. Ağaların beylerin ta derinlerdeki, açığa
vuramadıkları ezeli korkularıydı bu.
İnce Memed der ki diye başlayan türküler de gelmeye başladı kulaklarına.
Halk bir şeyi türküye sokarsa, çok bir tehlikeliydi bu. Şu Çukurovadan çıkmam,



yıkmayınca konakları... İnce Memed der ki dağlar başında, candarmalar koç
yiğidin peşinde, gece gündüz ağaların düşünde, beyler korkar yüce dağda
kartaldan.
Ali Safayı bu türküler daha korkuttu.
Vayvay köylüleri seviniyorlardı. Helal olsun İnce Memede, şahine, yüce dağ
kartalma, helal olsun. Canımız, varımız, çoluğumuz çocuğumuz ona kurban
olsun, diyorlardı.
Kızlarının namusu gitmiş, sığırları sürülmüş, atları çalınmış, evleri yanmış,
adamları hapsedilmişti ama, vızgelir, İnce Memed Anavarza kayalıklarına çıkmış
meydan okuyordu ya... Ali Saf anın canını almaya ahdetmişti ya... Gerisi ne
olursa olsun. Dağlar kartalı, şahinler şahini.
İnce Memed üstüne çıkan türkülerin en güzelleri, en dilden düşmeyenleri
Vayvay köyünden geliyordu. Kim yakıyordu bu türküleri hiç belli değildi.
Koca Osmansa, Allah Allah, diyordu, kaç tane İnce Memed var şu dünyada
acep? Bizim bildiğimiz İnce Memed bostanda yatıyor, Köse Halilin yanında.
Gündüz külahlı, gece silahlı mı acaba bizim oğlan?
Bir sabah Anavarza kayalıklarında candarmalarm İnce Memedi kuşattıkları
duyuldu. Yer gök candarmayla dolmuş, İnce Memede kurşun düşüyorlardı. O
gün İnce Memed bu kadar candarmayla tek başına dövüşmüş. Adamları da
yanında yokmuş. Kozan üstüne gitmişlermiş. Memed onlara siz gidin demiş,
başınıza bir hal gelmesin. Ben bunlarla bir başıma dövüşürüm. O gün
candarmaları kayalıklardan Ceyhan ırmağına kadar tek başına üç kez ovaya
sürmüş İnce Memed.
Anavarzada savaş sürüyor, durmadan da köylere böyle güzel, umutlu, iç açıcı
haberler ulaşıyordu.
Vayvaylılar o gece sabaha kadar uyumayıp Anavarzadan haber aldılar. Memed
bütün gece de tek başına candarmalara karşı koydu. Analarından emdiği sütü
burunlarından getirdi. Memed ağalardan başka insan öldürmezdi. Yoksa
isteseydi bu candarmalarm hepsini öldürürdü.
Bostandaki İnce Memede de Koca Osman, Seyran olanı biteni bir bir haber
veriyorlardı. O da sabaha kadar gözünü kırpmadan Anavarzada yüzlerce
candarmayla dövüşen İnce Memedin akıbetini bekledi.
Sabahleyin candarmalar bütün Anavarzayı ele geçirdiler. Silahlar susmuştu.
Savaşanlar da vurulmuşlar, ya da kaçmışlardı. Candarmalar Anavarza kalesinin
kayalıklarında her deliği, her kovuğu aradılar, hiçbir canlıyla karşılaşmadılar. Bir
yılan, bir kertenkele bile görmediler. Aradılar taradılar, Torosun kalesinin içinde
biribirlerine sokulup titreyen iki delikanlıyı buldular. Candarmalarla dövüşenler


bunlardı. Yandan yönden başka tüfek sesleri de duymuşlardı ama kim olduklarını
bilmiyorlardı.
Delikanlılar ilk gün candarmalara karşılık vermişler, sonra kaçmış buraya
sığınmışlar, burada bir ölüm kalım titremesine tutulmuşlardı. Üstlerine, yanlarına
yönlerine bir buçuk gün durmadan kurşun yağmıştı. Aşağıya bağladıkları dört
atm dördü de vurulup ölmüş, işte orada yatıyorlardı.
Sarışın, uzun boylusu konuşuyor, esmer olanı bir titremeye tutulmuş, dişleri
biribirine çarpıyordu.
Sarışın delikanlı:
Biz, diyordu, "Yüzbaşım, Yağmur Ağanın hırsızlık çetesine iki ay önce girdik.
Bizi bir usta hırsızın yanma verdi Yağmur Ağa, talim ettik. Bu atları Endel
köyünden hırsızladık, gelirken yolda candarmaları uzaktan gördük, kayalıklara
sığındık. Tövbe bir daha at hırsızlığına. Bin tövbe."
Bu silahları size kim verdi?
Yağmur Ağa.
Yüzbaşı Faruk, konuşan delikanlıya bütün gücüyle bir tokat attı.
Yağmur Ağanın adını bir daha ağzına alırsanız sizi öldürürüm, dedi.
Yüzbaşı Faruk deliriyordu. Bu İnce Memedi nasıl, nasıl ele geçiremiyor, her
seferinde kaçırıyordu? Çukurovamn ortasındaki, şu ada gibi kayalıklarda da bu
adam böyle elden kaçar giderse. .. Demek ki hiç yakalanmayacak.
Yüzbaşı, şu yaz sıcağında, tozun toprağın içinde Çukurovada dört dönüyor,
Hemite dağından bir haber alıyor, oraya koşuyor. Karatepeden, Kazmacadan, ta
Nurhak dağlarından, Akdenizin kıyısındaki Payastan bir haber alıyor, oralara
koşuyordu. Onun Çukurovada bu koşuşturmaları bir tek işe yarıyordu, o da
Meıned hakkında türlü efsanelerin çıkmasına...
Her çarpışmadan sonra, kayalıklardan bir ak şahin fırlıyordu göğe, ışık gibi
parlak, apak bir şahin... Çok hızlı uçuyordu, kurşun ulaşmaz, göz görmez.
Bütün bu efsaneleri bostandaki Memed de duyuyordu.
Bu arada Yüzbaşı, Memedi arar, onunla çarpışırken, on sekiz tane at hırsızı,
altı tane de küçük eşkıya yakaladı.
Memedi bir türlü bulamayan, karşılaştığı zaman da onu elinden kaçıran
Yüzbaşı Faruk çileden çıktı. Memed efsanesi de gittikçe büyüyordu. Bu da onu
daha çok çileden çıkarıyordu. Bundan dolayı da önüne gelen köylüyü yatırıyordu
dayağın altına.
İki gün iki gece Anavarza kalesinin dibindeki Anavarza köyünde kaldı.
Köylülerin hepsini, genç, yaşlı demedi, sıra dayağından geçirdi. Ve iki gün sonra
candarmalarıyla köyden ayrıldığında hiçbir köylü yere basamıyor, ayaklarını


havaya dikmişler durmadan oflayıp inliyorlardı.
Memedin yerini bilseler söylerlerdi, bilmiyorlardı ki... Ama Yüzbaşı
inanmıyordu. Bu asi, bu alçak köpeklerin hepsinin, hepsinin haberleri vardı,
onun nerede olduğundan. Ona tapıyorlar, onu ilahi bir güç haline getirmişler.
Onun hakkında her gün, onun insan üstü bir yaratık olduğunu gösteren bir
hikaye uyduruyorlardı.
Yüzbaşı, Memedin tepesinin üstünde dolanan şahin hikayesine, yıldırım
muskasına kahkahalarla gülüyor, hiçbirisine inanmıyordu ama, gene de Memedle
çarpışmaya başladığı yerlerin göğünde gözleri bir ak şahin arıyordu.
İnce Meıned nerede?
Ne gördüm, ne bilirim, ne de adını duydum.
Adını da mı duymadın?
Duymadım.
Yatırın şunu!
Adamı yatırıyorlar. Ayakları kan içinde kalıyor, yüzünde gözünde çizme
yaraları... Bedeninde süngü izleri...
Duymadım. Hiç, hiç bilmem.
Tozlu köyü, Mecidiye göçmenleri, Öksüzlü Türkmenleri, Narlıkışla köylüleri,
Dedefakılar... Hiçbirisi ne İnce Memedi görmüşler, ne de onun adını
duymuşlardı.
En sonunda sıra Vay vay köyüne geldi. Yüzbaşı Faruk Vay vay köyünde bir
hafta kaldı. Herkesi birkaç kez sopa altına çekti. Çocukları, kadınları bile dövdü.
Koca Osman bir hafta kan işedi. Ölecek diye korktular. Bir hafta sayıkladıktan
sonra ancak kendine gelebildi. Yüzbaşı Seyfalinin tırnaklarını kendi eliyle söktü.
Köyde bir tek kişiyi, yalnız Şefçe Kahyayı dövmediler, yalancıktan olsun ona
bir tek fiske bile vurmadılar. Köylü bundan hiçbir şey anlamadı.
Ya İnce Memedin yerini bana haber vereceksiniz, ya da sizin hepinizi döve
döve öldüreceğim.
İnce Memedi ne gördük, ne biliriz, ne de adını duyduk.
Köylüler ağlıyorlar sızlıyorlar, çırpmıyorlar bağırıyorlardı ama ağızlarından da
bundan başka bir söz çıkmıyordu.
İnce Memed, şahinim.

50

Her sabahki gibi bu sabah da gün açılırken Halil eline bir tutam yeşil ot alıp ata
doğru ayaklarının ucuna basa basa gitti. Yeşil otu ta ileriye uzatmış, gözü atta...
At hiç kıpırdamıyor. Her şeyden habersizmiş gibi sağ art ayağını karnına çekmiş
duruyor. Kulaklarını düşürmüş, yelesi taranmış gibi düzgün, kuyruğunun bir
kısmı sağrısının üstünde kalmış. Bugün her günkünden daha çok teslim olacağa
benziyor. Memed soluğunu tutmuş bazı duran, bazı ata doğru yürüyen Halile
bakıyor. Halil, geh geh, geh, diye elindeki otu usul usul ata doğru sallıyor. Bir
adım atıyor, duruyor, atm yeşil ota gelmesini bekliyor. At bakmıyor bile.
Halil vardı vardı, sağ elindeki otu soluna geçirdi, atm bir adım ötesinde durdu,
elini uzattı, atm boynuna dokundu. Uzun, parlak, düzgün yağız boynu okşamaya
başladı. At başını Halile çevirdi baktı. Halil, kendini ata beğendirmek için
olacak, geniş geniş, ağzı kulaklarına vararak ata güldü. Biraz da dalkavukça bir
gülüştü bu. Memed de onunla birlikte ata güldü. Halil o bir adımı da atıp yeniden
atm boynunu okşamak isterken at birden doğruldu, kulakları dikildi, tam bu
sıralar Halil onun yelesinden yakalamıştı, at iki üç kez şaha kalktı. Halil iki
kolunu boynuna kenetlemişti, at birkaç kez var gücüyle silkindi, Halili
düşüremedi. Kendi yöresinde fırıldak gibi dönmeye başladı bütün hızıyla.
Haldin ayakları, gövdesi havada uçuyordu. Atm hızına, gücüne Haldin gücü
daha fazla dayanamadı, kolları çözüldü, ta uzağa fırladı, yere düştü. Baldırı
acıdı. At biraz daha kendi yöresinde döndükten sonra durdu, yerden kalkmaya
uğraşan Halile bir göz attı, sonra bostanm ortasından, ayakları yumuşak toprağa
gömülerek geçti gitti yemyeşil, taze, yunmuş arınmış sazların içinde durdu.
Sazlar onun karnını, sağrısını örtüyor, yalnız dik, uzun boynu, dikilmiş kuyruğu
dışarıda kalıyordu. Sabah aydınlığında, koşmuş atm sırtı da inceden
buğulanıyordu.
Köse Halil bitkin, soluk soluğa geldi.
Bugün teslim oluyordu, teslim olmuş gitmişti ama gözüne bir şeyler ilişti de
korktu. Burnunu gördün mü Memed, dedi, "amma da kocaman açılıyor, körük
gibi soluyordu."
Memed gülüyor:
Teslim olacak, diyordu. "Usul usul alışıyor, ilk günler böyle miydi? Belki yarın
yakalarsın."
Halil:
Yakalayacağım, diye geriniyor, köse çenesini okşuyor. "Yarın sabah onu
yakalayacağım. Bak uzağa da gitmedi bugün, orada duruyor, gel Halil beni

yakala diyor. Yağma mı var! Yakalanacaksa ayağıma gelsin. Bu hayvan milleti
var ya, beni bir sever, bir severler... Hepsi. Bana yılan bile dokunmaz. Yılan
bile."
Memed:
Sivrisinekler bile, diye güldü.
Halil çok ciddi:
Вы прочитали 1 текст из Турецкий литературы.
Следующий - İnce Memed - 2 - 30
  • Части
  • İnce Memed - 2 - 01
    Общее количество слов 3145
    Общее количество уникальных слов составляет 1840
    27.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    41.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 02
    Общее количество слов 3578
    Общее количество уникальных слов составляет 1648
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 03
    Общее количество слов 3488
    Общее количество уникальных слов составляет 1687
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 04
    Общее количество слов 3514
    Общее количество уникальных слов составляет 1719
    36.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 05
    Общее количество слов 3448
    Общее количество уникальных слов составляет 1743
    32.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 06
    Общее количество слов 3479
    Общее количество уникальных слов составляет 1643
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 07
    Общее количество слов 3507
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    34.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 08
    Общее количество слов 3486
    Общее количество уникальных слов составляет 1680
    36.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 09
    Общее количество слов 3352
    Общее количество уникальных слов составляет 1708
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 10
    Общее количество слов 3335
    Общее количество уникальных слов составляет 1697
    35.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 11
    Общее количество слов 3336
    Общее количество уникальных слов составляет 1698
    34.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 12
    Общее количество слов 3392
    Общее количество уникальных слов составляет 1735
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 13
    Общее количество слов 3363
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 14
    Общее количество слов 3422
    Общее количество уникальных слов составляет 1720
    34.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 15
    Общее количество слов 3389
    Общее количество уникальных слов составляет 1672
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 16
    Общее количество слов 3402
    Общее количество уникальных слов составляет 1763
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 17
    Общее количество слов 3318
    Общее количество уникальных слов составляет 1789
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 18
    Общее количество слов 3326
    Общее количество уникальных слов составляет 1757
    32.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 19
    Общее количество слов 3280
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 20
    Общее количество слов 3386
    Общее количество уникальных слов составляет 1765
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 21
    Общее количество слов 3379
    Общее количество уникальных слов составляет 1718
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 22
    Общее количество слов 3348
    Общее количество уникальных слов составляет 1730
    33.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 23
    Общее количество слов 3445
    Общее количество уникальных слов составляет 1667
    37.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 24
    Общее количество слов 3370
    Общее количество уникальных слов составляет 1678
    33.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 25
    Общее количество слов 3372
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 26
    Общее количество слов 3407
    Общее количество уникальных слов составляет 1725
    33.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 27
    Общее количество слов 3343
    Общее количество уникальных слов составляет 1778
    32.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 28
    Общее количество слов 3345
    Общее количество уникальных слов составляет 1696
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 29
    Общее количество слов 3417
    Общее количество уникальных слов составляет 1699
    34.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 30
    Общее количество слов 3400
    Общее количество уникальных слов составляет 1692
    34.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 31
    Общее количество слов 3367
    Общее количество уникальных слов составляет 1784
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 32
    Общее количество слов 3377
    Общее количество уникальных слов составляет 1673
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 33
    Общее количество слов 538
    Общее количество уникальных слов составляет 408
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов