İnce Memed - 2 - 14

Общее количество слов 3422
Общее количество уникальных слов составляет 1720
34.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
58.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
Evet efendim, biliyorum efendim, yoksa senedi mi kaybettiniz efendim?
Arif Saim Bey elini babacan bir gülümsemeyle, kıvançla Fazlının omuzuna
koydu: "Bu senet için ne kadar masraf gider?" diye sordu.
Fazlı bir hesap yaptı, parmaklarını saydı:
İki yüz on bir lira iki kuruş, dedi. "Şahidi mahidi hepsi içinde. Pulu da dahil..."
Al sana üç yüz lira... Nereyi istersen, hangi mevkii istersen de bana söyle...
"Memnunum efendim," diye telaşlandı Fazlı. "Ben bu kasabadan, bu kasabanın
ekmeğinden, suyundan, kasabından, fırıncısından, insanlarından memnunum,"
dedi.
İdris Beyin yüz elli bin liralık borç senedi üç gün sonra geldi. Ve Arif Saim
Bey borcunu ödemediğinden dolayı İdris Beyi derhal mahkemeye verdi. İdris
Bey bunu duyunca:
"Bekliyordum," dedi. "Böyle bir şey yapacağını biliyordum. Onunla
mahkemede hesaplaşacağız. Senedin sahte bir senet olduğunu ispat edeceğim ve
onu rezil kepaze edeceğim."
Yıllardır Ankaraya, Paşaya, vekillere, tanıdığı mebuslara her olayda tel
çekiyordu. Gene birkaç tel attı Ankara kuyusuna. Tellerin hiçbir tepkisi
olmuyordu, olmuyordu ama, alışmıştı.
Arif Saim Bey, İdris Beyin sözlerini duydu:
Ne yazık, çok genç, dedi. "Onunla dost olunabilirdi."
Hemen o gece Arif Saim Bey Hıdırmoğlunu çağırttı. Hıdırmoğlu bölgenin en
azılı itlerinden birisiydi.
Bugünlerde Akmezardan, İdrisle arası açık olan, ona hasım olan birisini
bulabilir misin Hıdırmoğlu?
Sen yeter ki emreyle Bey, bulmak değil, yaratırım. Sana can feda.
O adamı öldüreceksin.
Öldürürüm Beyim.


Öldürüp İdrisin konağının avlusuna, kapısına, içine bir yerine gömeceksin.
"Gömerim Bey."
Birkaç gün sonra candarmalar İdris Beyin ahırında arama yaparlarken ölüyü
buldular. İdris Beyi hemen tutukladılar. İdris Bey kasabaya götürülürken
candarmalann elinden kaçtı. Hıdıroğlu her şeyi Arif Saim Beyin isteğince
düzenlemişti. Her şey yerli yerince uygulandı.
Arif Saim Bey tam bunu, böyle istiyordu. Alacak davası çok uzun sürmedi.
İdris Bey kaçak olduğundan dolayı gelip de senedin sahte olduğunu
kanıtlayamadı. İdris Bey yüz elli bin lirayı yüklendi.
Sonra İdris Beyin vurduğu adamın davasını büyük avukatlar aldı üstüne. İdris
Bey adamın ölümünden altı ay sonra yirmi dört yıla mahkum oldu.
İdris Bey bütün olandan bitenden günü gününe haber aldı. Kudurdu, deliye
döndü. O kadar öfkelendi ki, bir gece kasabaya indi, benzinciden teneke teneke
benzin aldı mahkemeyi yaktı. Mahkeme yanıp kül oluncaya kadar da yapının
yanma kimseyi sokmadı. Mahkeme yapısı zaten eski bir yapıydı. Az bir sürede
yandı kül oldu. Mahkeme yanıp kül olunca, öğleüstüydü, İdris Bey ve üç adamı
candarmayla savaşa savaşa kasabayı çıktılar, dağa çekildiler.
İdris Beyin kasabadaki Ağır Cezayı yakmasını en ince ayrıntısına kadar bütün
gazeteler yazdı. Arif Saim Beyin de bütün istediği buydu.
Mahkemenin yandığını duyunca:
Ne yazık, çok genç, dedi. "Onunla dost olunabilirdi..."
Artık Toroslarda İdris Bey bir sarışın kurt olmuştu. Bir deli, bir kudurmuş
kurt...
"Sizden bir şey rica etmeye geldim. Bütün dünya biliyor ki, ona yüz elli para
bile borcum yok. Dünya biliyor ki adamı da ben öldürmedim. Mahkemeyi ben
yaktım, cezam ne ise çekerim. Tarlamın da bir avucunu vermem Arif Saim Beye.
Söyleyin ona, borç senedini yırtsın, ona yüz elli para bile borcum yok. Beş para
bile. Ben bir karıncayı bile öldürmedim. Bunu herkes de, bütün ova da, beni
mahkum eden hakimler de biliyorlar. Öyleyse beni beraat ettirsin. Bu
dediklerimi yapmazsa Arif Saim, sonu malum. Akıbetinin ne olacağını o
herkesten, benden de daha iyi biliyor. Siz onun yakın dostusunuz, varın bunu ona
böylece söyleyin."
Hemen ayağa kalktı, merdivenlere yürüdü.
Allahaısmarladık Ali Safa Bey... dedi. "Söyleyeceğim bu kadardı."
İdris Bey Çukurovada, Torosta önüne kim çıkarsa, Arif Saim Beye aynı
sözlerle aynı haberi gönderiyor, sabırla ondan gelecek karşılığı bekliyordu.



Beklediği karşılık da bir türlü gelmiyordu.
Arif Saim Beyin kulağına İdris Beyin sözleri birkaç kez ulaştı. Arif Saim
kasıklarını tuta tuta güldü. İdrisin ve adamlarının tarlalarını çoktan çiftliğine
katmıştı.
Ali Safa Beyin bu geliş işine yaradı. Hemen atma atladı, Arif Saim Beye gitti.
Hem İdrisi, hem de kendi işlerini konuşacaktı.
Bir akşamüstü çiftliğe geldi. Arif Saim Beyin hiç Türkçe bilmez, iri, iki adam
karartısında bir babası vardı, Zeko Bey. Zeko Bey gençliğinden bu yana uzun,
çangal bıyıklarıyla övünürdü. Harput çarşısında tellallık yapardı. Oğlunun büyük
adam olması onu son derece mutlulandırmış, hemen Harput çarşısmdaki canı
gibi sevdiği işini bırakmış, oğlunun yanma koşmuştu.
Çiftlik konağının kapısının önüne sandalyasmı atmış oturmuştu. Ceplerinin
kenarı, paçalarının ağzı sırmalı, bol bir mavi şalvar giymişti. Som ipekten yeşil
mintanının üstüne sarkıttığı saatinin altın kordonu üç parmak kalınlığındaydı.
Tarladan yorgun, paçavralar içinde, bir deri bir kemik, kurumuş, sıtmadan
dudakları çatlamış ırgatlar geliyorlar, sağ dizlerini yere koyup, Zeko Beye
niyazda bulunuyorlar, üç kez elini öpüyor, başlarına götürüyor, evlerine öyle
gidiyorlardı.
Bu, ırgatların el öpme töreni günde bir sabah, bir akşam iki kez yapılıyordu.
Zeko Bey elini ırgatlara öptürmek için daha gün doğmadan uyanıyor, nargilesini
yakıyor, kahvesini pişirtiyor, çiftliğin kapısına geçip oturuyor, gözlerini büyük
bir şehvetle yumup elini ırgatlara uzatıyordu. Önünden bölük bölük ırgatlar onun
elini öpüp geçiyorlar, öpüp geçiyorlardı.
Zeko Bey, Ali Safa Beyi görünce daha bir zevklendi. Gözlerini yumup daha bir
hazla elini ırgatlara uzattı.
Bir ara:
Guro hesbe bigırm, dedi. Sesi kaim, güm güm öten bir sesti.
Birkaç iri adam, atm başını tutmak için Ali Safa Beye koştular. Ali Safa Bey
attan indi, Zeko Beye koştu. Zeko Bey bacaklarını germiş, ayaklarını uzatmış, iri
göbeğini çıkartmış, gerdanını kabartmış, ağzı kulaklarında bütün altın dişleri
ışıklar saçıyor, öpmesi için elini Ali Safa Beye çevirmiş, bekliyor. Ali Safa Bey
eli aldı, diz çöküp niyazda bulundu, üç kez öpüp başına koydu.
El öpme töreni bittikten sonra Zeko Bey ona:
Lavo Ali Safa, bu serseran hati, sercavan hati, vira rune! dedi.
Ali Safa Beyi yanma oturttu:
Çayani?
Yanındakiler:



Nasılsın diye soruyor, dediler.
Du hati bal Bege?
Beyin yanma mı geldin diye soruyor.
Beg vıraye!
Bey burada diyor, dediler.
Zeko Bey bir yandan gelen ırgatlara elini öptürüyor, bir yandan bu minval
üzere Safa Beyle konuşuyordu. Konuşmaları, Arif Saiın Bey Safa Beyi,
yukardan görüp sesleninceye kadar sürdü.
Beybaba müsaade edersen Safa Bey yukan çıksın. Onunla görüşülecek mühim
işlerimiz var.
Zeko Beye oğlunun sözlerini çevirdiler. Yüzü gerildi, dudakları sarktı ama,
gene de sertçe elini uzattı:
Here lavo jore, dedi.
Ali Safa Bey gene sağ dizini yere koyup niyaza durdu, kendisine doğru
uzatılmış iri, uzun parmaklı tombul eli üç kez öpüp başına koydu.
İki dost, iki yeni toprak sahibi, iki eski Milli Mücadeleci yemeği birlikte
yediler. 'Sofrada türlü türlü av etleri vardı. Turaç, üveyik, keklik, tavşan... Dört
usta avcı her gün sabahlardan akşamlara kadar Arif Saim Bey için av
avlıyorlardı. Taze av etleriyle nefis Fransız şarapları içtiler.
Ali Safa Bey bir yolunu bulup İdrisin tehditlerini söyledi. Buysa Arif Saim
Beyi çok neşelendirdi. Kasıklarını tuta tuta güldü. Ali Safa Bey de onun
sevincine katılıyor, o da onunla birlikte gülüyordu.
En sonunda Arif Saim Bey gülmesini kesti, yüzünde gerçek bir acımayla, içini
çekerek:
Yazık, dedi, "ne de genç. Onunla dost olunabilirdi."

26

Memed yavaş yavaş kendine geliyor, bir şeyler, bir tehlike sezinliyordu.
Başına gelenleri ansımaya çalıştı. Kafasının içinde her şey karmakarıştı.
Uzaklarda bir sarı ışık dönüyor, karanlıklara karışıyor, bir yerlere pul pul
yağıyordu. Bütün bedeni de sızlıyor, yanıyordu.
Ayağa kalktı, elini gözlerine siper ederekten köyden yana baktı. Köy çukurda


kalmıştı. Köyün üstünde uzayıp göğe ağan birkaç dumandan başka bir şey
göremedi. Her şey çok durgundu. En küçük bir fisilti bile yoktu. Bahar toprağı
güneş altında geriniyor, topraktan ince ince çıtırtılar geliyordu. Üstünden,
yükseklerden bir kelebek yığını geldi geçti. Önündeki iri mavi çiçeğe kapkara,
kanatlarının ucu kırmızıya çalan bir kelebek konmuştu. Meıned kara, iri bir
kelebeği ilk olaraktan görüyordu. İçine korkuya, acıya benzer bir şey çöktü.
"Sonun göründü," dedi kendi kendine. Sonra da: "Daha iyi," dedi. "Ne yapalım
kader böyle imiş. Hatçeyi de öldürdüm, anamı da... Ben de dağlara düştüm.
Köylüyü de, işte böyle perperişan koydum. Zulüm altında inleyip duruyorlar.
Benden önce herkes kendi halinde yaşayıp gidiyordu. Ben olmaz olayım. Ben
batayım."
Her şey kasabaya gittikten, Haşan Onbaşıyla han odasında konuştuktan sonra
olmuş, başına bu işler gelmişti. "Keski ayaklarım kırılsaydı da kasabaya
gitmeseydim. Gözlerim kör olsaydı da Haşan Onbaşıyı görmeseydim.
Kulaklarım sağır olsaydı da onun sözlerini duymasaydım. Köyün perişanlığına
bak! Şu haline gününe, şu dirliğine bak!"
Çakırdikenliğe gittikleri gün düştü akima. Dağ taş, insanlar fır dönüyordu
sevinçten. Çakırdikenliğe düşmüş ateş bile düzlükte dönerken kendince bir
sevinç halayı tutturmuş, sevinçten kabarıp taşıyordu. Durmuş Ali geldi
gözlerinin önüne, iki büklüm Durmuş Ali, yaşlı bacaklarını ta havaya savurarak
eski, çok eski bir Türkmen oyunu oynuyordu. Düzlükte dolanan ateşin yanında,
ateşle birlikte eğilip kalkıyor, oynuyordu. Ateşle Durmuş Ali biribirlerine
karışmışlardı.
Gene böyle ateşle kucak kucağa oynarken Kel Haınza dayanamayıp atma
çiğnetmiş olacaktı onu.
Memedin göz çukurlarına iki kocaman yaş damlası geldi oturdu. Memed kendi
kendine güldü. Sonra ayağa kalktı, tüfeğini omuzuna astı, yukarı, koyağa doğru
çıkmaya başladı. Koyağın bittiği yer kayalıktı. Sırtını ulu kayalara vermeliydi.
Sinerek, sakınarak koştu.
Koyağın ucuna gelmişti ki tüfekler patladı. Koyağın ucunda büyük, dibindeki
renkli çakıltaşları ışıldayan bir pınar kaynıyordu. Memed ağzı aşağı uzandı, buz
gibi sudan kana kana içti. Üstünden, epeyce yukarısından vızıldayarak kurşunlar
geçiyordu. Bir anda kendisini mor, benekli bir kayanın arkasına attı. Üst başlar
tutulmamışsa kurtuldu demekti. Ötelerden çığlık çığlığa Hürü Ana geliyor,
ellerini kollarını sallayarak:
Kaç Memedim, o kafir Topal seni ele verdi. Öldür onu, öldür, demedim mi?
diye bağırıyordu.

Memed kendisini kayanın ardına atınca rahatladı. Şöyle bir geceye ulaştıracak,
önden de arkadan da kapalı bir yer aradı, gözüne kestirdiği yere sürünerek geldi,
sırtını kayaya dayayıp bir süre soluk aldı.
Aşağıdan çok candarma, çok kurşun geliyordu.
Sıkı bir çarpışma başladı. Memed çok soğukkanlı, sağını solunu kollayarak,
yavaştan alıyordu. Bu çarpışmada kimsenin burnunun kanamasını istemiyordu.
İsteseydi şu azıcık bir süre içinde on candarmayı vurabilirdi. Açıktan, hiç
korunma almak gerekliğini duymadan geliyorlardı. Memed korkutma, oyalama
kurşunlan sıkıyordu. Candarmalar kayalıkların dibine kadar geldiler. Başlarında
Yüzbaşı Faruk vardı. Memed Yüzbaşıyı bir gördü, sonra gözden yitirdi. Sonra
elinde tüfekle Topal Ali bir taşın ardında duruyordu. Telaşsızdı, yüzünde uzaktan
belli belirsiz bir gülümseme seçilir gibiydi. Ya da Memed öyle görüyordu.
Hürü Ana uzaktan geliyordu. Durmadan elini kolunu sallıyor, bir çığlık yeli
gibi esiyordu. Bir ara durdu, elini beline koydu, bir süre taşların arkasına yatmış
Memede kurşun döşeyen candarmalara baktı:
"Candarmalar," dedi, "ana kuzuları, Memedime kıymayın. Bak o size hiç
kıyıyor mu? İsteseydi şimdiye hepinizi öldürürdü. Bakın siz neredesiniz, o
nerede? Memedime kurşun geçmez ki... Candarmalar, kuzular, boşuna gayret
ediyorsunuz. Bırakın yavrumu da, engel olmayın ona da yoluna gitsin. Yoksa
canınızı yakar ha... Memedimin daha çok işi var. O çok öfkeli, çok. Çok canı
sıkıldı olan bitene. Yaa, candarmalar, yavrular, ana kuzuları siz de zulüm altında
inleyensiniz. Uymayın Yüzbaşıya, dinsize, o Osmanlıya... Osmanlıda iman
olmaz, din olmaz. Güven olmaz ha!"
Sağma soluna kurşunlar düşüyor, o hiç aldırmıyordu:
"O neee!" dedi bir ara. "O ne, gavur dölleri, beni mi vuracaksınız?"
Kayalıklara doğru yürüdü. Çok şiddetli bir ateş başlamıştı. Memed duruyor
duruyor, bekliyor, sonra üstüne yağan kurşunlara çok şiddetli bir karşılık veriyor,
sonra gene susuyordu.
Hiç korkmadan ayakta ateş eden Payaslı dedikleri candarmayı bacağından
vurdu.
Yanma yönüne, kayalıklara değen kurşunlar kaynıyor, kayalıklardan duman
çıkıyordu. Kayaların yüzü, değen kurşunlardan duman içindeydi.
Hürü Ananın sağında solunda kurşunlar vızıldıyor, kulaklarının dibinden
geçiyordu.
"Vurun bakalım, öldürün bakalım beni itler. Elinize ne geçecek bakalım!"
Payaslı yerde kıvranıyor, acısından toprağı çırmahyordu.
Hürü Ana onun başına geldi:


Vay ana kuzusu vay, dedi. "Bir bokluk yapmasan Memedim seni vurmazdı.
Hiç korkma, sana yakı yapar, iki günde iyi ederim seni köye dönünce. Sen de bir
daha Memedime kurşun sıkmazsın."
Candarmayı orada bırakıp ilerledi.
Ana, ana, diye bağıran sesini, telaşlı sesini duydu Memedin. "Ana, otur
durduğun yere. Bu kafirler seni öldürecekler. Ana!"
Hürü Ana:
Hah, dedi, "öldürsünler yavru, bundan sonra yaşamışım ki ne olacak...
Öldürsünler yavru, ben senin yanma geliyorum."
Kurşunlar vızır vızır. Hürü Ana sanki hiçbir şey olmuyormuş gibi, bir
yürüyüşe, buzağı gütmeye çıkmış gibi yürüyordu.
Yüzbaşı Faruk yanındaki Asım Çavuşa sordu:
Bu deli kadın da kim?
Asım Çavuş:
Memedin Hürü Anası. Hani Topal Alinin can düşmanı. Hani sizin yüzünüzü
görmek istemeyen.
Amma cesur insan, dedi. "Deli mi?"
Asım Çavuş güldü:
Çok akıllı.
Hürü Ana tökezledi, yere kapaklandı. Memedin ödü koptu. Ana hemen geri
kalktı, gene yere kapaklandı. Memed bağırdı:
"Eğer Anayı vurdunuzsa bir tanenizi sağ bırakmam. Bir tekiniz bile bu
koyaktan sağ çıkamazsınız."
Ana ayağa kalktı:
Canını sıkına Memedim, dedi. "O itler beni vuramazlar. Ben ölmeden seni
göreceğim. Allahıma yalvardım, seni bir daha koklamadan, güzel yüzünü
görmeden Allah beni öldürmeyecek."
Memed kurşunu kesti. Candarmalar da kestiler. Aralarında, Hürü Ana ortadan
çekilinceye kadar, sessiz bir anlaşma oldu.
Yüzbaşı Asım Çavuşa sordu:
Yakalayabilecek miyiz?
Sanmıyorum Yüzbaşım. Yılan gibi kayar o. Öylesine kayar ki göz görmez onu.
Şimdi isteseydi burada hepimizi vururdu. Kayalığı tutmadan onu aşağıda, sel
yatağında çevirebilseydik belki teslim alırdık.
Payaslıyı neden vurdu?
Hep ayaktaydı, meydan okuyor, bir de küfrediyordu.
Sen de ona meydan okusan, küfretsen seni vurmaz değil mi?



Büyük bir inatla:
Vurmaz, dedi Asım Çavuş.
Hiçbir şekilde?
En sıkışık zamanlarında üstüne gittim gene vurmadı. Ölümle karşı karşıya
kaldı, beni gene vurmadı.
Sebebi ne acaba Çavuş?
Bilmem ki Yüzbaşım.
Payaslıyı köye götürsünler.
Götürüyorlar Yüzbaşım.
Hürü Ana soluk soluğa Memedin yanma geldi. Elleri ayakları yırtılmış, kan
içinde kalmıştı. Yeni fistanı da kuşağından aşağı parçalanmıştı.
Memed:
Ana, dedi, "ana, ana bir şey mi oldu sana?" Ayağa kalktı ona doğru yürüdü.
"Yerine," diye bağırdı Hürü. "Yerine kara gözlüm."
Memed gülümsedi, onu elinden tuttu, bir kayanın kuytusuna çekti.
Bir şeyin yok öyle mi? Buradan kıpırdayım deme. Kıpırdarsan beni
öldürürsün.
"Kıpırdamam. Sen durma, sık kurşunlan. Topal Ali orda bak, ağacın ardında.
Devir, devir, devir şunu. Fırsat bu fırsat. Ben batayım, ben batayım," dedi sonra
da. "Burada da basma bela oldum ya... Nasıl bilirsen öyle yap yavru. Başla.
Sık... Durma! Gün geçirip fırsat verme zamana..."
Memed başladı. Karşıdan da başladılar. Kayalara gelip değen kurşunlardan
dolayı ortalık toza toprağa bulanıyor, kayalardan çıkan parçacıklar kurşun gibi
vızıldıyor, oraya buraya yağıyordu. Bir de kayalara gelen kurşunlar kulakları
sağır eden bir ses çıkarıyordu.
Zaman geçtikçe Yüzbaşı Faruk Asım Çavuşa soruyordu:
"Eeee Çavuş, ne olacak böyle? Biz yüz seksen kişiyiz, karşımızdaki bir
tek... Hücuma geçelim mi?"
Çok sarpta Yüzbaşım. Kayalıkları çıkıncaya kadar hepimizi vurur. Bir tekimizi
koymaz.
Akşam oluyor. Gece iner inmez kaçacak.
Kaçacak Yüzbaşım. Çok kötü durumda karşılaştık. Boyuna kurşun yakıp
duruyoruz, faydasız. Çok da mermisi var Memedin.
Yüzbaşı zaman geçtikçe kızıyordu. Nasıl, nasıl kaçırmıştı bu fırsatı? Bir yarım
saat daha erken davransalarmış... Bir yarım saat daha efken... Yüzbaşının bu
ikinci karşılaşmasıydı onunla. Hatçeyi vurmuşlardı birincisinde.
Bir kurşun geldi Yüzbaşının başının bir karış ötesine toprağa saplandı. Aynı


yere bir kurşun daha...
Asım Çavuş:
Bizi çoktandır görüyor.
Yüzbaşı:
Saklanalım.
Hiçbir yere saklananlayız. İstediği an bizi vurur. O da bunu söylemek istiyor.
"Halbuki biz onun karısını... Vurmuştuk..."
Asım Çavuş:
Bir acayip huylu bir oğlan. Eşkıyaya hiç benzemiyor. Cin gibi, peri gibi, melek
gibi bir insan. Evliya olacağına eşkıya olmuş.
Bu sırada:
Yandım anam, diye bir ses duydular. Onu bir başkası, bir başkası izledi.
Memed dört candarmayı da bacaklarından vurmuştu.
Nasıııl! diyordu Hürü Ana. "Nasıl! Kel Hamzaya güvenmeyin, o hiç demedim
mi?" Sonra Memede açıktaki bir candarmayı gösteriyordu:
Haydi, çabuk...
Ve Memed kurşunu yapıştırıyordu. Karşıdaki kurşunu yiyip bağırtıyı basınca,
Hürü Ana çocuklar gibi el çırpıyordu.
Memed terlemiş yüzü kapkara olmuştu.
Güneş aşağılara yıkılmış gitmişti. Az sonra batacaktı. Battı batacak. Ortalık
kararmaya yüz tutmuştu. Memedin tüfeği de kızmıştı. Onun için tek tük sıkıyor
kurşunu. Candarma yaralayıp zaman kazanıyor, tüfeğini soğutuyordu. Bir gözü
de aşağı sarkmış, battı batacak güneşteydi.
Birden candarmalar kurşunu kestiler. Bir şaşkınlıkla Memed de kesti. Sonra
Asım Çavuşu gördü. Eline bir ak mendil almış sağ kolunu ta yukarılara
kaldırmış, bağırarak geliyordu:
Memed, yavrum sana geliyorum. Teslim ol! Ölmeni istemiyorum.
Çavuş yukarı, Memede doğru dimdik yürüdü.
Çavuş gelme.
Memed yavrum, hükümetlen başa çıkılmaz. Dağ taş asker dolu. Ya vurulacak,
ya da yaralanacaksın. Yüzbaşım seni bağışlatacak.
Memed bütün sesiyle bağırdı:
Çavuş gelme!
Sesinde korku, umarsızlık, umutsuzluk vardı.
Nolursun Çavuşum gelme!
Vur onu! Bitir işini! Görsün gelme deyince gelmek nasıl olurmuş. Vur şunu.
Çavuş geliyordu, dimdik, fütursuz.


Çavuş gelme nolur. Vururum seni. Çavuşum bunu yaptırma bana. Çavuşum bu
kötülüğü yapma. Çavuşum elini ayağını öpeyim, kıyma bana. Sesinde korkunç,
deli bir yalvarma vardı. "Asım Çavuş, Çavuş, Çavuşum, sende hiç insanlık, hiç
din iman yok mu?"
Çavuşun mendil tutan sağ eli havada, dimdik. Yürüyor:
Teslim olacaksın bana. Hem de bugün. Bilirsin dünyada bir tek insanı candan
severim, o da sensin.
Bilirim Çavuşum, vallahi bilirim. Kıyma bana. İşim var. Sesini yükseltti. Sesi
kayalıklarda çınladı, yankılandı. Ses tümüyle değişmişti. "Çavuşum, sana
söylüyorum, beni iyi dinle. Sana şimdi teslim olurdum ama... Bütün dediklerin
doğru, haklısın. Beni öldürecekler, biliyorum. Ama ölmeden azıcık bir işim var
Çavuşum. İşim olmasa sana kıyamazdım Çavuşum. Kusura kalma. Bir can için
olsa, canım için olsa, canımı sana kurban ederdim. Geri dön Çavuşum."
İki kurşun Çavuşun kulaklarının dibinden geçti, Çavuş aldırmıyor yürüyordu.
Memed, Çavuşun üstüne iki tarak fişek boşalttı. Çavuş aldırmıyordu.
Memedin bütün bedenini bir titreme aldı:
Yüzbaşı, diye bağırdı, "işim var benim. Yoksa bir can için Asım Çavuşa
kıymazdım, emir ver de dursun."
Nişan aldı, titremesi de durdu. Tetiğe bastı. Asım Çavuş bağırdı. Ak mendili,
yukardaki sağ eli düştü. Mendil kızıl kana bulandı.
Yüzbaşı:
Dön Çavuş, diye emir verdi.
Çavuş durdu, acı acı gülümsedi, karanlık kavuşuyordu. Ağır ağır geriye döndü.
Memed inler gibi:
Kusuruma kalma Çavuşum, dedi. "Öldürdün beni. Keski öldüreydin de bunu
başıma getirmeseydin."
Yüzbaşı emir verdi, candarmalar yaylım ateşine geçtiler. Memed karşılık
vermedi. Hürü Ananın elini öptü. Ana da onu kucakladı.
Ana hakkını helal et.
Anan sütü gibi helal olsun, yavru. Topal Aliyi unutma, öldür onu. Bütün bu
belaları başına açan odur, biliyor musun?
Memed karanlıkta bir sansar gibi kaydı, göz açıp kapayıncaya kadar karşıki,
ormanlıktı, sarp kayalıklı koyağa geçti. Buralarını avucunun içi gibi biliyordu.
Değil bir bölük, bir alay candarma bile gelse bu dağlarda bir daha onu
yakalayamazlardı.
Candarmalar daha kurşun yakıyorlardı. Memed onlardan o kadar uzaklaşmıştı
ki, kurşun seslerini ancak duyabiliyordu.


Hürü Ana olduğu yerden kımıldamamış, büyük bir mutluluk içinde kıvranıyor:
"Yakın yakın hükümetin kurşunlarını! Yakın kafirler," diyordu. "Yakın
bakalım, kuş yuvadan çoktan uçtu."
Sonra da ekliyordu:
Gelirsiniz, gelirsiniz, bana şimdi gelir, yaramıza merhem yap Ana, Hürü Ana
dersiniz, öyle mi? Yavrum olmasa, yavrumdan korkmasanız beni öldürürdünüz
kafirler. O zaman bizim yaramızı kim emleyecek diye düşünmezdiniz. Hah,
hahhah... Memed vursun sizi, ben de sizin yaralarınızı emleyim, öyle mi? Olur,
oluuuur, olur yavrucuklarım.

27

Yeşil, iri, dilleri yalım yalım dışarda yılan başları. Dağdan aşağı binbir
gümbürtüyle iniyor. Bir de bir kara bulut iniyor düze. Kara bulutun içinden
kırmızı gözleri mercan yılan başları çıkıyor, uzun kuyruklarını yere vuruyorlar.
Kuyruklarını yere vurdukça tozlar fışkırtıyorlar. Yüzlerce mercan gözlü, ışıl ışıl
yanan çatal dilli başlar.
Bir kılıç değiyor başlardan birisine, yerine iki baş çıkıyor. Daha iri, daha yalım
dilli. Diller gerilmiş, dışarda. Keskin bir kılıç geliyor, o iki başı da kesiyor. Dört
baş çıkıyor. Başlar kesiliyor, başlar büyüyor, dökülüyor. Bin başlı evran. Evranm
başları gittikçe büyüyor, çoğalıyor. Kılıçlar yağıyor evranm başına. Bir bulutun
içine girip gökyüzüne ağıyor evranlar. Sonra yollara iniyorlar. Kara, ak, boz,
turuncu, sırmalı top top bulutlar toprağa, yollar boyunca tozan ovalara iniyorlar.
Bir sürü eller kılıçlar üşürüyor, binlerce... Bulutların içindeki başlara. Başlar
düşüyor, başlar çoğalıyor.
Kafdağmm arkası, ulu kayalıklar, iri, uçak kadar kartallar, tren uzunluğunda
evranlar. Güneşler, aylar, karanlıklar.
Memedin kolu uyuşmuş. Tüfeğinin namlusu daha yeni yeni soğuyor. Ay ışığı
var. Ay ışığı Memedin tüfeğinde, fişekliklerinde yansıyor. Memedin dizi de
ağrıyor, bir kayaya çarpmıştı. Elleri kanıyor. Yaralandım sanmıştı ilk önce. Sonra
yaralanmadığını anlıyor. Yalnızca elleri kanıyor. Kan çabuk kurur.
Ötelerden, uzaklardan daha kurşun sesleri geliyor. Candarmalar durmadan
kurşun yakıyorlar. Belli ki onlara karşılık veren birisi var, kim ola ki? Topal Ali


olmasın, diye düşündü Memed. Kurnaz Topal, diye düşündü. Memed, heriflerin
karnına, yüreklerinin içine girmiş.
Memed rahattı. Koşmaktan vazgeçti. Sarp kayalıklardan bir keçiyoluna düştü.
Topal Ali şimdi bir taşın dibine yatmış, candarmalarm üstüne ver ediyordu
kurşunu.
Yüzbaşı Faruk yanındaki Asım Çavuşa soruyordu:
Çavuşum, işte karanlık da çöktü. Neden bu adam daha kurşun yakıyor, bırakıp
gitmiyor?
Asım Çavuş:
"Bilmem," diyordu. "Belki onu arkadan da çevirdik sanıyor."
Bu gece de kalırsa çemberde onun ölümü olur.
Kim bilir Yüzbaşım, kim bilir ne düşünüyor?
Delirmiş mi dersin?
Üstlerinden durmadan vızır vızır kurşun geçiyordu.
Asım Çavuş:
"Ben bütün ömrümde böyle bela, böyle soğukkanlı, atik bir adamla
karşılaşmadım. O, gözden sürmeyi çeker derler ya, öyle hünerli. Bir soğ yılan
gibi sessiz kayar, bir kuş gibi uçar... Bir düşündüğü var."
İstese bizim yarımızı vururdu. Ne olabilir düşündüğü?
Sesi yılgındı. Ölüme karar vermiş bir sesti.
Ben de seni onun için geriye döndürdüm. Seni vuracaktı Çavuş.
Vuracaktı, dedi Asım Çavuş içini çekerek. "Bir tuhaf olmuş bu çocuk," diye de
içinden geçirdi. "Bu çocukta bir şey var."
Topal Ali, Memed kaçsın, saklansın diye, onun bulunduğu yerin sağma
kaymış, siperlenmiş, candarmalarm üstüne yağdırıyordu kurşunu. Dudaklarında
tuhaf, deli bir gülümseme. Gün ışıymcaya kadar candarmalarm üstüne kurşun
yağdıracaktı. Gün ışımadan önce kurşunu kesecek, candarmalarm arasına
karışacak, onlarla birlikte, şu sabaha kadar kurşun yağdıran Memedi,
kayalıklarda arayacaktı.
Yüzbaşı:
Asım Çavuş, dedi heyecanla, "yaralanmış olmasın. Yaralanmış kaçamıyordun"
Olabilir Yüzbaşım.'
Asım Çavuş?
Buyur Yüzbaşım.
Bir arkadaşını artçı bırakmasın?
Asım Çavuş:
Memed onu yapmaz. Bilir ki artçı kalan arkadaşı ya yakalanacak, ya


vurulacaktır bu durumda. Memed kimseye kıymaz.
Yaralanmıştır öyleyse.
Çavuş:
Olabilir.
Yılanlar iniyorlardı, sıcak bir ovaya. Her evranda karmakarış yüzlerce baş.
Memed:
Kurnaz Topal, diye gülümsedi. "Candarmalarm üstüne yağdıracak yağdıracak
kurşunu, sabah gün doğmadan kesecek. Candarmalar sabahleyin, belki de bir
gün, iki gün benim ölümü arayacaklar kayalıklarda, bulamayacak, içlerine korku
düşecek, bu adam ermiş mi, büyülü mü, diyecek içinden her candarma. Topal bu
Вы прочитали 1 текст из Турецкий литературы.
Следующий - İnce Memed - 2 - 15
  • Части
  • İnce Memed - 2 - 01
    Общее количество слов 3145
    Общее количество уникальных слов составляет 1840
    27.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    41.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 02
    Общее количество слов 3578
    Общее количество уникальных слов составляет 1648
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 03
    Общее количество слов 3488
    Общее количество уникальных слов составляет 1687
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 04
    Общее количество слов 3514
    Общее количество уникальных слов составляет 1719
    36.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 05
    Общее количество слов 3448
    Общее количество уникальных слов составляет 1743
    32.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 06
    Общее количество слов 3479
    Общее количество уникальных слов составляет 1643
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 07
    Общее количество слов 3507
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    34.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 08
    Общее количество слов 3486
    Общее количество уникальных слов составляет 1680
    36.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 09
    Общее количество слов 3352
    Общее количество уникальных слов составляет 1708
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 10
    Общее количество слов 3335
    Общее количество уникальных слов составляет 1697
    35.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 11
    Общее количество слов 3336
    Общее количество уникальных слов составляет 1698
    34.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 12
    Общее количество слов 3392
    Общее количество уникальных слов составляет 1735
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 13
    Общее количество слов 3363
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 14
    Общее количество слов 3422
    Общее количество уникальных слов составляет 1720
    34.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 15
    Общее количество слов 3389
    Общее количество уникальных слов составляет 1672
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 16
    Общее количество слов 3402
    Общее количество уникальных слов составляет 1763
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 17
    Общее количество слов 3318
    Общее количество уникальных слов составляет 1789
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 18
    Общее количество слов 3326
    Общее количество уникальных слов составляет 1757
    32.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 19
    Общее количество слов 3280
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 20
    Общее количество слов 3386
    Общее количество уникальных слов составляет 1765
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 21
    Общее количество слов 3379
    Общее количество уникальных слов составляет 1718
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 22
    Общее количество слов 3348
    Общее количество уникальных слов составляет 1730
    33.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 23
    Общее количество слов 3445
    Общее количество уникальных слов составляет 1667
    37.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 24
    Общее количество слов 3370
    Общее количество уникальных слов составляет 1678
    33.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 25
    Общее количество слов 3372
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 26
    Общее количество слов 3407
    Общее количество уникальных слов составляет 1725
    33.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 27
    Общее количество слов 3343
    Общее количество уникальных слов составляет 1778
    32.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 28
    Общее количество слов 3345
    Общее количество уникальных слов составляет 1696
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 29
    Общее количество слов 3417
    Общее количество уникальных слов составляет 1699
    34.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 30
    Общее количество слов 3400
    Общее количество уникальных слов составляет 1692
    34.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 31
    Общее количество слов 3367
    Общее количество уникальных слов составляет 1784
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 32
    Общее количество слов 3377
    Общее количество уникальных слов составляет 1673
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 33
    Общее количество слов 538
    Общее количество уникальных слов составляет 408
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов