İnce Memed - 2 - 20

Общее количество слов 3386
Общее количество уникальных слов составляет 1765
33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
47.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
Vay ölmeyip de sürünesi...
Yılın yılın sıtmalar tutası...
Vay yılancıklar çıkarası.
Ciğerleri çürüyüp de ağzından parça parça dökülesi.
Nasıl kıydın Ağamıza? Elin nasıl vardı fakir fıkaranm ekmeğine?
"Elin nasıl vardı da kıydın gül yüzlümüze?"
Öksüz koydun Dikenlinin beş köyünü...
Sende hiç din iman yok mu?
Hiç vicdan, merhamet... Hiç insanlık yok mu sende?
Karanlık geceye benzersin.
Ölmüş sıçana benzersin.
Yalın kılıca benzersin.
Kanlı.
Çaldın bölük bölük böldün sen bizi.
Ölümün soğuk yüzüne benzersin.
Zelzeleye benzersin.
Aç çocukların, açlığına benzersin.
Eciş de bücüş.
Cin çarpmışa benzersin.
Sürüngen solucana benzersin.
Ne dedin de kıydın Ağamıza?
Seher yeline benzerdi.
Sıcacık ekmeğimize...
Düğünümüze derneğimize...



Çağşaklı pınarların ak suyuna...
Adı güzel Muhammedin ak soyuna benzerdi.
Aaah, ağamız Abdi Ağa!
Ağaların ağası, yiğitlerin yiğidi!
Mezarına ışık yağası.
Nasıl kıydı sana bir...
Bir kanı ciğeri beş para etmezin birisi...
Yiğide kıyan kötüdür kötü...
Kabeye inen nura benzersin.
Birdenbire" yıllar sonra Abdi Ağa üstüne ağıtlar yakıldı, türküler çıktı. Sonra
düşlere girmeye başladı Abdi Ağa. Yaşlıların, gençlerin, çocukların düşlerine
girdi.
Dün gece düşümde gördüm. Gülüyordu Ağamız. Ben, beni öldüren Memedi
bağışladım, diyordu. Benim yandığım sizin durumunuz. Mezarımda sizin kötü
haliniz için gözyaşı döküyorum. Köylülerim, canlarım. Sizin de suçunuz var
benim ölümümde... Böyle diyor, bir top ışık içinde eriyip yitiyordu.
Uzun bir süre herkes Abdi Ağa üstüne binbir düş anlattı. Sonra bir ata binmiş,
dikişsiz bir ak libasa bürünmüş Abdi Ağa, uçarak köyün üstünde dolaşırken
görüldü. Ayaydmhk gecelerde, karanlık gecelerde, gece yarıları, tanyerleri
ışırken Abdi Ağa atının üstünde Alidağmdan bu yana süzülüp geliyordu. Bazı
geliyor, kır atla evinin önündeki tümseğin üstünde duruyor, tan yerleri ışırken kır
at Alidağma yukarı ağıp gidiyordu.
Kır atlı Abdi Ağayı köyde hemen hemen herkes gördü. Hürü Ana, Pancar
Hösük, Hüseyincik, bir de Mustafa inat etmişler, bütün köyün gördüğü Ağayı bir
türlü göremiyorlardı.
Ağamız onlara darılmış, küsmüş, onların gözüne gözükmüyor, diyorlardı.
"Hürü gitse de türbeye bir horoz kesse Ağamızın ruhu için, belki o zaman onu da
bağışlar Ağamız, onun da gözüne gözükür. Yoksa iflah etmez Hürüyü mübarek
adam."
Sonra düşler de, kır atlı Abdi de, Memed de unutuldu. Köylü gittikçe
yoksullaşıyor, Hamzanm baskısı gün geçtikçe artıyordu. Dikenlidüzü köylüleri
artık onun elinin oyuncağıydı. Çalış, diyor, çalışıyorlar. Yat, kalk, otur, uyu
diyor, bir dediğini iki etmiyorlardı. Küskün karanlıklarına da gittikçe
gömülüyorlar, vurdumduymaz, hiçbir şeyle ilgilenmeden, gülmeden ağlamadan,
öfkelenmeden, sevinmeden bir tuhaf havanın içinde yuvarlanıp gidiyorlardı.
Umut ettikleri hiçbir şey yoktu. Umut edememenin boşluğundaydılar.
Bir gece Memedin köye geldiği haberi bir uçtan bir uca bütün köyü bir anda



dolaştı. Hiçkimse aldırmadı, kimsenin tüyü bile kıpırdamadı. Memedin geldiğini
yalnız ağızları söylüyor, kulakları duyuyordu. Bir uykuda, bir hoş düşteydiler.
Bir ara canlanır gibi oldular. İçlerinde sevince benzer, umuda benzer bir şeyler
kıpırdadı söndü, kıpırdadı söndü. Sonra içlerindeki sevinç bir anda büyüdü.
Ağız dolusu gülmeye başladılar. Köy bir süre gülüşmelerle çınladı. Köyde
yıllardır duyulmadık bir gürültü patırtı başladı. Herkes gülüyor, konuşuyor,
küfrediyor, ağlıyor, seviniyor, coşuyordu.
İkindiüstüydü ki görülmedik bir öfkeye kapıldılar. Değnekler, silahlar, eski
kılıçlar, baltalar ortaya çıktı. Hürü Ananın evine saldırdılar. Memedi orada
bulamayınca da Hürü Ananın ağılının kapısını, tek penceresini kırdılar.
Memedlerin damı boş duruyordu, dama yüklendiler. Bir anda duvarı kapısı, damı
ağaçlarıyla evi bir yığın haline getirdiler.
Sonra da öfkelerini alamadılar, taşlarla, sopalarla biribirlerine giriştiler.
Kiminin kolu, kiminin bacağı, kiminin başı kırıldı. Kıyasıya bir dövüş oldu.
Önüne gelen önüne gelene vuruyordu. Dost, arkadaş, ana kız, baba oğul,
kimsenin gözü kimseyi görmüyordu.
Candarmalar, Haınza Ağa bir köşeye sinmişler, korkuyla köylünün kudurmuş
öfkesine bakıyorlar, onlara yaklaşmaya bir türlü cesaret edemiyorlardı.
Dövüş gece yarısına kadar sürdü. Kırılmadık dökülmedik bir şey kalmadı
köyde. Dayak yemedik, yaralanmadık da kimse kalmadı.
Gece yarısı dövüş nasıl bitti, bunu kimse bilemedi.
O gece yataklarına giren köylüler, yıllardır uyuyamadıklan rahat, deliksiz bir
uykuyu uyudular.

34

İkindiüstü değirmeni Kara İbrahimin çeteleriyle candarmalar sardılar. Memede
teslim ol diye bağırdılar, Memed bir kurşunla karşılık verdi. Memede güldüler.
Bu sefer kötü yakalanmıştı, artık hiçbir kurtuluşu yoktu. Az sonra bu yakınlarda
ne kadar köylü varsa gelecek, değirmeni saracaktı. Memed düşünüyor
düşünüyor, bir çare bulamıyordu. Değirmene sağdan soldan yağmur gibi kurşun
yağıyordu. Kara İbrahim ikide bir gür sesiyle bağırıyordu: "Boşuna kurşun
yakma İnce Memed, değirmenden sağ çıkamazsın."


Memed hiç karşılık vermiyor, değirmenin penceresinin yanma sinmiş, duman
çıkan yerleri o da kurşunluyordu. Değirmen toprak bir damdı, acaba üstünü delip
içeriye yukardan ateş edebilirler miydi? Akıl ederlerse, buradan gerçekten de
Memed sağ çıkamazdı.
Arka pencere, yan pencere, kapı arasında mekik dokuyordu. Bir ön pencereden
beş on kurşun, bir arka pencereden, bir kapıdan... Bu dövüşü ne kadar
sürdürebilirdi. Önce bir umutsuzluğa düştü. Sonra mütevekkil, kendi kendine
güldü. "Kurtuluş yok," dedi birkaç kez. "Bize artık kurtuluş yok..."
Kulaksız İsmail değirmenin kuytusuna gitmiş, tam köşeye çökmüş oturmuş,
sanki olandan bitenden hiç haberi yokmuş gibi, sessiz, telaşsız orada oturup
duruyordu. Dizlerini göğsüne dayamış, iki koluyla da dizlerini kucaklamış,
başını da dizinin üstüne koymuştu. Gözlerini kırpıştırıyordu.
Kara İbrahim bir ara kızdı:
Bombalayalım şu değirmeni, eğer kaçmazsa, taşların altında kalsın ölsün
acemi deyyus, dedi. "Böyle eşkıyacılık mı yapılır, eşkıya dediğin eşkıya böyle de
bir kafese sıkışır da kendi kendini öldürtür mü?"
Memed onun bu konuştuklarını duyuyordu. Hemen kurşunu kesti, bekledi. O
kurşunu kesince nedense hemen ötekiler de kestiler.
Memed bu pencereden o pencereye mekik dokurken dışarıya da bakıyordu.
Taşın arkasındaki Kara İbrahimi gördü. O da durmuş, dört bir yanı dinliyor,
Memedin ne hazırladığını bulmaya çalışıyor, düşünüyordu. Çok esmer, avurdu
avurduna geçmiş, dişsiz çenesi iyice içeriye göçmüş birisiydi. Yaşlanmıştı artık.
Memed onu çok eskilerden, onun eşkıyalık yaptığı zamanlardan tanırdı. Kara
İbrahim o zaman Torosun astığı astık, kestiği kestik en namlı eşkıyasıydı. Sonra
bir afta düze inmiş, eşkıyalığı bırakmıştı. Geçimini dağdaki ağalara düşman
eşkıyaları avlamakla sağlıyordu.
Memed İbrahimi görünce yüreği hop etti. Bir yanlışlık olmasın diye düşündü.
İyice baktı. İbrahim bir bombayı eline almış evirip çeviriyor, kuşkulu kuşkulu
yanma yönüne bakmıyordu. Memed, bu adam beni hiçbir şey saymıyor, dedi.
Yoksa bu kadar usta bir eşkıya böyle bir açıklıkta çarpışmaz, dedi. Belki de Kara
İbrahim değildir. Sonra baktı baktı, sarkık bıyıklarıyla oydu. Bu aralarda sarkık
bıyıklı adamlar azdı.
Memed tüfeğini doğrulttu, bu sıra ötekilerin de değirmene ateşleri başlamıştı,
Kara İbrahim solundan sağma dönüp değirmene ateş etmek isterken tetiğe bastı.
Kara İbrahim, gerilmiş yay üstündeymiş gibi havaya fırladı, düştü. Memed o
anda birkaç kurşun daha yapıştırdı. Kara İbrahim korkunç, yeri göğü inleten bir
bağırtıyla topraklan, kayaları çırmalamaya, otları, ağaçlan dişlemeye başladı



sonra da, az bir süre sonra bir kayanın dibine birden yığılıverdi. Bir an bir
sessizlik oldu. Memed birkaç çetenin, candarmalarm kaçtığını gördü. Şimdi
çıkıp kaçabilir miydi? Kaçamazdı. En korkak bir candarma, çete, onu kaçarken
vurabilirdi. En iyisi değirmende kalıp ölümü beklemekti. Karanlık az sonra
basacaktı. Basacaktı ama Kesme köyündeki Yüzbaşı Faruk, Asım Çavuş da
değirmene karanlık kavuşmadan ulaşacaklardı.
Memed hem değirmende dönüp duruyor, hem de pencereden ikide birde Kara
İbrahimin kayanın dibine kıvrılmış kalmış ölüsüne bir göz atmaktan kendisini
alamıyordu. Az sonra kendisi de şuraya, şu örümcek ağlarıyla bezenmiş, şu isli
değirmenin duvarının dibine tıpkı öyle yığılıverecek, her şey bitecekti. Birden
akima, "Abdi gitti, Hamza geldi, Abdi gitti, Elanıza geldi," sözü düştü." İçinden
ha bire bunu söylemeye başladı. Bunu gerçekten öğrenmek istiyordu. Neydi bu,
ne demekti? Hep böyle mi gidecekti? Her şey boş muydu? Hiçbir çıkar yolu yok
muydu? Bir ara elleri durdu, kurşun sıkmaz oldu. Öyle kalakaldı. Dalmış
gitmişti. Ne acayip, o durulunca dışardakiler de değirmene kurşun sıkmayı
kesiyorlardı. Kara İbrahimin ölüsüne bir göz attı. Üstüne gölge düşmüştü. Başı
göğsündeydi, şöyle yana doğru savrulmuştu. Sarkık bıyıkları daha da sarkmıştı.
Dudaklarının ucunda bir alaylı gülümseme var gibi geldi Memede. Çok
terlemişti, teri usul usul soğuyordu. Az sonra bedenini soğuk bir su gibi bir şey
sardı, onu üşütmeye başladı. Bedenini inceden de bir titreme aldı. Gözüne
Kulaksız İsmail erişti. Yerinden hiç kımıldamamış, karanlık köşede bir baykuş
gibi, gözleri yuvalarında hızla dönüyor, ışılıyor. Kulaksız İsmaile gülesi geldi.
Birden de şu değirmende sarılı olduğu, belki de az bir süre sonra öldürüleceği
akima düştü, üşüyen bedeninden şimşek gibi bir ürperti geçti. Ölmek
istemiyordu. "Abdi gitti, Hamza geldi," diye mırıldandı, pencereye giderken
dehşet bir gürültü geldi dışardan. At kişnemeleri kurşun seslerine, kurşun sesi
gök gürültüsüne karıştı. Değirmenin altından akan suyun şarıltısı büyüdü.
Memed dışarda bir kayanın altına sığınmaya çalışan bir karartıya ateş etti. Bu
karartı da, kulakları sağır eden bir çığlıkla top gibi havaya fırladı. Karanlık
kavuşuyordu. Gökler gürledi, şimşekler çaktı. Ortalık iyice karardı. Memed,
Asım Çavuşun sesiyle birlikte bir de emir duydu:
Şu kapıya iki bomba sallayın!
Az sonra kapı, kapının duvarları gümbürtüyle çöktü. Orada kocaman bir yarık
açıldı. Memed hemen orayı ateşe aldı ama, pencereler, abaranm üstündeki delik
boşta kalmıştı.
Asım Çavuş:
"Sen akıllı adamsın Memed. Yüzbaşım senin ölmeni istemiyor. Yüzlerce



kişiyle sardık değirmeni. Kurtuluşun yok. Gel teslim ol! Yüzbaşı senin canını
bağışlatacak. Yüzbaşı her şeyi biliyor. Bombalarla değirmeni başına yıkacağız,
diye bağırdı."
Artık karanlık basmıştı. Yağmur gittikçe artıyor, ortalığı sel sele veriyordu.
Atlar durmadan, kaç at varsa yörede Memed kestiremiyordu, kişniyorlardı.
Yağmurun altındaki candarmalardan inanılmaz bir kurşun seli akıyordu
değirmenin çökmüş kapısına.
Asım Çavuş:
Suyu değirmenin üstüne çevirin, dedi bağırarak.
Böyle bir şey olamazdı. Memed, Çavuşun kendisini korkutmak için bağırdığını
anladı. Karanlık olmasa Yüzbaşıyı vurabilirdi. Ya da Yüzbaşıyı bir
tutsaklayabilse ona sorardı: Abdi gitti, Hamza geldi. Bu ne demektir?
Koskocaman, üç yıldızlı bir yüzbaşıydı. Belki bilebilirdi. Elleri makina gibi
işlemeye başladı. Tam bu sırada yıkık kapının çökmüş yerinin yan duvarına bir
iki bomba daha atıldı. Duvarla birlikte toprak dam da çöktü. Tam bu sırada da bir
el onun omuzunu tuttu, Memed hemen ayağa fırladı. Kulaksız İsmail kısık bir
sesle: "Azıcık dur da beni dinle," dedi. Yüzünü hayal meyal seçiyordu. "Kel
Eşkıya bundan üç ay önce silahını yüz elli mermiyle bana bıraktı da gitti. Bir
hafta sonra gelir alırım, dedi, gelmedi. Şimdi ben o silahı ambardan almaya
gidiyorum. Sen teslim olma. Sen teslim olmamalısın Memedim," dedi. "Sen
teslim olursan hiç olmaz. Sen ölürsen de olmaz. Şuraya sığın," diye bağırdı.
"Eşşek herif, bir de eşkıya olacak! Karşındakiler de senin gibi eşşek olmasalardı
bu değirmende seni çoktan avlarlardı."
Memedi kolundan tuttu, bir ağaç kemerin altına götürdü.
Şimdi istedikleri kadar bomba savursunlar itler, dedi.
Memed karanlığa kurşun sıkıyordu artık.
Asım Çavuş bir şeyler bağırıyor, konuşuyor, şakır şakır yağan yağmurdan, at
kişnemelerinden, vızıldayan kurşun seslerinden hiçbir şey duyulmuyordu.
Kulaksız İsmail elindeki yepyeni Alaman filintasıyla geldi, tüfeğin ağzına
kurşunu verdi, karanlığa iki el ateş etti:
Çir gibi tüfekmiş Kelin tüfeği de, dedi, Memedi gene kolundan tuttu. "Ben
burada bu itlerle sabaha kadar dövüşürüm. Sen şuradan suya gir, korkma bir yere
takılmazsım Bırak kendini akıntıya... Korkma, suyu ben korurum, kimseyi
yaklaştırmam. Suyla birlikte ak git. Sen git... Başka türlü kurtulamazsın. Sen
gittikten sonra ben teslim olurum."
Kulaksız yağmurdaki candarmalarm üstüne kurşun döşeniyor, Memed
değirmenin ortasında durmuş kalmış, düşünüyor, bazı da bir sevinç dalgası



geliyor, tüm bedenini sarıyor, onu uçuruyordu. Bazı bir hüzün geliyor, sızı gibi,
ağrı gibi bir hüzün, boğazına bir şeyler gelip tıkanıyordu.
Kulaksız:
Ne duruyorsun ulan sümüklü? diye bağırdı. "Duracak zaman mı? Yürü git."
Duymuyordu. Büyülenmiş, bu hengamenin ortasında kendinden geçmiş
dikeliyordu. Kulaksız:
Ulan dikilme! Ulan git... Yavrum, oğlum, İnce Memedim, öyle dikilme orada,
git! Korkma! diyordu. Bir yandan yağmura, karanlığa kurşun sıkıyor, bir yandan
da Memede yalvarıyordu:
Gözünü sevdiğim oğlum, yavrum, Memedim, seni yağmur kurtardı. Şu yağmur
olmasaydı çoktan bu değirmeni başımıza yıkmışlardı. Nolur git, Kulaksız İsmail
sana kurbanlar olsun git! Seni yağmur kurtardı. Allanın bu nimetini tepme, git!
Dışarıyı, geceyi kurşunluyor, kurşunluyor, sonra geliyor:
Git kardaş, git! Seni yağmur kurtardı, git! Ben onları sabaha kadar burada
tutarım, git! Senin ölmeyin sırası değil, git! Bir iyice düşündüm, derin fikirlere
daldım, bu sıralar sen ölmemelisin, git! Yağmur yağdı da kurtuldun, git! diyor
yalvarıyordu. Hemen koşuyor, iki üç tarak fişek daha sıkıyor, geri geliyor:
Git bre ahmak eşkıya, git! Bu ahmaklığından değil midir ki kastın kavurdun
bizi, git! diye çıkışıyordu.
Baktı ki olmayacak, koluna yapıştı, onu çekmeye, değirmenin alt deliğine
götürmeye çalıştı, yerinden kıpırdatamadı bile.
Vay ananı avradını herif, dedi. "Amma da zorluymuşsun."
Sonra da orada Memedin yanında durdu kaldı:
Ben ne yapayım, ben, diye söylenmeye başladı. "Gitmiyor işte. Eşşek olmuş,
ahmak olmuş da gitmiyor işte. Göz göre göre de kendini öldürtecek. Ey Ümmeti
Muhammet, böyle de bir eşek hiç dünyaya gelmiş mi? Sefil İbrahimin oğlundan
da bu kadar adamlık olur işte!"
Tam bu sırada yıkık kapıdan giren bir demet kurşun yandaki duvara,
ayaklarının az ilerisine yere yapıştı:
Al işte, al! Var da gitme! İkimizi de öldürecekler burada. Git yavrum, yazık
sana, tabanlarıym altını öpeyim öldürülme! Yağmur yağdı kurtuldun. Öldürülme,
öldürülme. Memedim, elini ayağını öpeyim, öldürülme, git. Ulan anasını eşeğin
tepelediği pezevenk deyyus, git, öldürülme!
Asım Çavuşun gene sesi duyuldu. Memed duymadı, Kulaksız da ne dediğini
anlamadı.
Kulaksız kapının yıkılmış iri bir çinke taşının arkasına kendini atmasaydı gelen
kurşunlar onu biçiyordu. Dışarda silahların ağzından çıkan ateşler, durmadan yer


yer kayalıkları, yağmuru, ağaçları, suları, yıkık değirmeni yalımlıyor,
aydınlatıyordu. Yağmur da yavaş yavaş diniyordu.
Kulaksız: "Ne yapayım, ne edeyim de şuradan göndereyim şunu? Bu oğlan çok
çekti," diye düşünüyordu. "Ben de onu hiç iyi karşılamadım. Ayıp ettim oğlana,
köylünün iğvasma kapıldım. Bir de doğrusu açlık aklımı başımdan almıştı."
Büyük, gökleri yırtan bir şimşek çaktı. Bir an ortalık gündüz gibi oldu, gün
doğmuş gibi. Memed bir sarsıldı, düşecekti, kendini tuttu. Birden tüm bedenini
bir ter bastı. Saçlarının ucu bile terledi. Bir anda da ter soğudu, kurudu,
titremeye, üşümeye başladı. Dişleri biribirine vuruyordu.
Yavrum, Memedim, seni öldürmesinler. Bak yağmur kesiliyor. Yürü git!
Memed, Kulaksız İsmaile iki adım attı, onu kucakladı, hüzünlü, sıcak, ağıt
söyler gibi bir sesle:
Sağ ol, var ol İsmail Emmi, sağlıcakla kal! Gene geleceğim, dedi. "Ben yarım
saat içinde buradan uzaklaşırım. Sen fazla kurşun yakma. Hemen kes. Tüfeğini
de sakla. Güzel bir tüfek. Sağlıcakla kal..."
Daha konuşamadı, deliğe doğru gitti, Kulaksız da arkasmdaydı. Memed
delikten suya süzülüverdi. Suya inerken hiç mi hiç bir ses, bir çıtırtı
çıkarmamıştı.
Kulaksız karanlığa ver ediyordu kurşunu, keyifliydi. Memedin kurtuluşu onu
ta derinden sevindirmişti. Bir sevinçle dolup dolup taşıyordu. Ver ediyordu
kurşunu.
Kulaksız, ne olur ne olmaz, diye kurşunu sabaha kadar kesmedi. Yağmur
dinmişti. Tanyerleri işiyordu. Karanlığa alaca gölgeler düşmüştü. Yüzbaşı Faruk
elinde ne kadar silah varsa, hepsiyle değirmene saldırdı. Bombalar, kurşunlar
yağdı değirmene. Bu, bir on dakika kadar sürdü. Değirmenden ses şada
gelmiyordu. Beklediler, ses gelmedi. Uzun, sabırları taşıran bir bekleme oldu.
Asım Çavuş değirmene bağırdı. Hiçbir karşılık alamadı. Memedin bir
oyunundan korkuyorlardı. Var güçleriyle bir daha saldırdılar değirmene, kurşun,
bomba yağdırdılar, değirmenin ön duvarını baştan ayağa yıktılar. Değirmenin bir
yanı bir taş toprak yığını oldu, değirmenden çıfçıkmadı. Asım Çavuş konuştu,
Yüzbaşı Faruk konuştu, taşta ses var, değirmenin içinden ses yok.
Asım Çavuş:
Vurduk, dedi. "Çok acıdım bu delikanlıya Yüzbaşım." Yanaklarından boynuna
iki iri damla yaş süzüldü aktı. "Yazık!"
Yüzbaşı:
Bu kadar mı severdin onu? diye sordu.
"Bilmem."


Gene de sabırsızdılar. Günün doğmasını bekliyorlardı.
Gün doğdu. Asım Çavuş bağırdı. Ses gelmedi. Asım Çavuş ayağa kalktı.
Bacakları titriyordu. Yürürken yalpalıyordu. Adımlarını korka korka, üzüntüyle
attığı ta uzaktan belli oluyordu. Memedin ölüsünü görmeye dayanamayacaktı.
Değirmenden ses kesildiğinden bu yana belki on beş yaş kocalmıştı. Yüreğinden
kan gidiyordu. Ağı gibi bir hüzün çökmüştü yüreğinin başına. Değirmenin on
adım ilerisinde durdu, "Memed" diye bir daha ona seslenmek istedi. Ağzını
açamadı. Dişleri kenetlenmişti. Orada durmuş kalmıştı, bir adım atamıyordu
ileri. Biliyordu, Memed yalnızdı. Kurşunlar kesildikten sonra da bir yere
kaçabilmesinin mümkünü yoktu. Memed ölmese karşılık verirdi. Demek ki
vurulmuştu. Asım Çavuş: "İnşallah yaralanmıştır," diye içinden geçirdi.
Arkadan Yüzbaşı:
Ne o, korkuyor musun Asım Çavuş? Memedin ölüsünden de korkuyoruz, öyle
mi? diye sordu.
Asım Çavuş ona döndü, sonra değirmene girdi, yüzünde geniş bir kıvanç, bir
gülümseme belirdi:
Vurulmuş Yüzbaşım, ölmüş, diye seslendi. Yüzbaşı koşarak geldi, "Ama
Memed değil vurulan."
Kulaksız İsmail yere diz üstü çöküvermişti. Eli tetikteydi. Tüfeğin kundağı sağ
göğsüne, namlusu da yere dayanmıştı. Kurşun Kulaksız İsmailin sol göğsünden
girmiş, sırtından çıkmıştı. Kulaksız İsmailden çok az kan akmıştı. Az ilerisinde
bir yığın boş kovan üst üste yığılmış duruyordu.

35

Anavarza at oynağı
Kana bulanmış gömleği
Kıyman aşiretler kıyman
Kör karının bir değneğf
Atı öldürdüğünden bu yana Adem çiftliğe bir daha gidemedi. Ali Safa Beyle
karşılaştığında ona ne söyleyecekti? Karısını da çok özlemişti. Bazı geceler içine
dayanılmaz bir sevgi, bir özlem düşüyor, gizliden çiftliğe gidip karısını görmek



istiyor, bir türlü yapamıyordu. Yağız atı vurmadan köye nasıl varacak, karısının,
Ağasının, insanların yüzüne nasıl bakacaktı? Bunca yılın attığı attık, vurduğu
vurduk bir avcısı nasıl olur da Anavarza yazısının ortasında bir atı vuramazdı!
Elalem böyle bir avcının, böyle bir,Ademin yüzüne tükürmez miydi? Sanki o
bilmiyor muydu ki şimdi Adanadan Mersine, Tarsusa, Ceyhandan Kozana,
Kadirliye, Osmaniyeden Dörtyola, Payasa, Gavurdağlarmdan Aladağa kadar tüm
köyler, şehirler onu konuşuyor, Ali Safa Beyin avcılar başı Adem bir atı
vuramadı, yazıklar olsun ona, demiyorlar mıydı? Bilmiyordu sanki... İnsanlar bir
göz kesilmişler onu gözlüyorlardı. Böyle bir avcı koca bir ovada koşup yürüyen
bir atı vuramasm! Olacak iş mi? Bu at afsunlu, bu ata kurşun geçmiyor, bu atı
kurşun tutmuyor, millet ne bilsin? Yağız ata attığın kurşun geriye dönüp senin
altındaki kır atı vuruyor, millet ne bilsin? Ancak konuşuyorlar, arkandan
gülüyorlar. Yüksek ağalar, beyler, Arif Saim Beyler, Ali Safa Beyi aralarına alıp
hep Ademi soruyorlar, ondan bir karşılık bekliyorlardı. Ali Safa Bey ne karşılık
versin, fıkara hık mık ediyor, bir şeycikler söyleyemiyor, yutkunuyor. Ne desin
fıkara, bizim Adem gitti de gelmeyiverdi mi desin? Belki bir şeyler
uyduruyordun Çok sıkılgan, yalan dolan beceremeyen bir adamdır. Bela olduk
adamın başına.
Kendi kendisine kızgınlığı gittikçe de artıyordu. Ya yağız at bulunacak, ya da
Adem işte böyle Anavarza ovasında sırtında bir filinta dolaşıp duracak.
Yağız at sırrolup gitmişti. Adem günlerdir onu aramadık yer koymamış, bir
türlü bir yerde izine rastlayamamıştı. Adem ovanın ortasına, yakan günün
alnında saatlarca dikiliyor, terliyor, kavruluyor, düşünüyordu. Sıcağın altında
sabahlardan akşamlara kadar öylesine dikiliyor, oradan oraya gün altında
öylesine seğirtiyordu ki, giyitleri göğünüyordu. Yer yarılmış yağız at yerin
dibine girmişti. Acaba Urfaya, kendi vatanına mı gitti, diye düşünüyordu Adem.
Kuş donuna, yılan, böcek, kelebek, tilki donuna girip Ademin burnunun dibinde
mi dolaşıyordu? Kırlangıç donuna girip fırt fırt burnunun altından geçen o
olmasın? Anavarza kayalıklarında durmadan dönüp duran, iri, tek kartal o
olmasın?
Bir gece uyanmış bakmıştı ki, bir kocaman hayvan yüzünü yalıyor, domuza,
kurda, köpeğe, sığıra, hiçbir hayvana benzemiyor. Apak, iri, bir attan da daha iri
bir hayvan. Adem başucundaki tüfeğini kaptığı gibi Anavarza kayalıklarında
soluğu almıştı. O acayip hayvan da bir süre arkasından gelmiş, sonra
vazgeçmişti. O olmasın?
Ovada bir yangın patlamıştı. Yangın çıktığında Adem uyuyordu. Birden
düşünde kendisini bir köz harmanının içinde buldu. Hemen sıçradı. Ne görsün,



az daha, uyanmasaymış yanıyormuş. Yalımlar bir anda üstüne atıldı. Adem bir
oraya koştu, bir bu yana. Her yönden yalımlar saldırıyordu. Bir yalım
çemberinde kaldı. Yalım çemberinin içinde dört dönüyordu. Yalımlar ovayı bir
uçtan bir uca yalayıp geliyordu. Adem yalım çemberinde kendinden geçmiş, dört
bir yanı dinliyordu. Çığlıklar, hayvan, böcek sesleri dolduruyordu ovayı...
Kuşlar, yılanlar, böcekler ötüşüyordu, karmakarış. Yalımların örttüğü toprağın
sırtı kabarıyor, yanıyor, inliyordu.
Birden bir bulut gibi yağız at, bir gölge gibi önüne indi. Önündeki gölgeler
çoğaldı, bin türlü biçimde gölgelendi yangın yeri. Gölgeler genişliyor, uzuyor,
kısalıyor, yağız atm yöresinde oynuyorlardı. Yağız at da hiç yerinden
kıpırdamadan genişliyor, uzuyor, irileşiyor, inceliyordu.
Bir yalım dalgası geldi. Ademin üstünden geçti. Adem kendisini o anda az
"ötedeki bataklığa atmasaydı yanıp kül olacaktı. Adem bataklığın içinde,
yanında yalımlardan kaçıp bataklığı doldurmuş, inleyen, öten, bağıran, yüzen,
çırpman binlerce hayvanın ortasında sabaha kadar dolandı durdu. Göbeğine
kadar batağa batmıştı gün ışığında.
Adem her şeyi unutur da ömründe bu yangın gecesini unutamaz.
Bütün Anavarza kalesinin kayalıklarını delik delik aramıştı. Bütün Akçasazı
köşe bucak, sazlık büklük, ormanlık, batak, düzlük bir bir taramış, yağiz atla
günlerdir karşılaşmamıştı. Bir an umudu kesiliyor, utancından yerin dibine
geçiyor, Anavarza yazısına, güneşin alnına gene dikiliyor, atm nerede
olabileceğini düşünüp duruyordu.
Öğleden bu yana bir sel yatağının içinde dikilmiş kalmıştı. Nerede olabilirdi şu
yağız? Eğer ovada olmuş olsaydı, insan ona bir kez olsun rastgelmez miydi?
Ulan gideyim, diye düşünüyordu, başımı alayım da gideyim. Karısı da batsın,
Ah Safa Beyi de, avcı başılığı da... Başımı alayım şu Yüreğir toprağına gideyim,
bir ağanın seyisi olayım. Eskiden benden daha iyi attan anlayan, ata bakan kimse
yoktu. Seyis olmam belki de... Bu mendebur yağız yüzünden...
Tozlu yoldan arkalarında birer ince bacaklı, güzel gözlü tayla iri iki doru kısrak
geçiyordu. Geniş, besili sağrıları güneşte parlıyordu. Taylar ağır ağır tozlu yolda
ilerleyen kısrakların yöresinde koşuyorlar, sıçrıyorlar, dönüyorlar, analarıyla
oynuyorlardı.
Bu sıcakta, şu yağız at, şimdi serin bir kuytuluktadır. Canını çok sever o. Bir
de ayağının dibinde soğuk, buz gibi, dibi çakıltaşlı, güneşli akar bir su, ya da bir
çaykara olmalı. Nerede olabilir? Adem bütün kuytulukları gözünün önünden
geçiriyor, birisine karar veremiyordu.
Kaçıp gitmeli. Gitmeli ama, her şeyi bırakmalı ama... Her şeyi, karısını, Ali



Safa Beyi, yurdunu yuvasını, Anavarza ovasını, bu ova olmazsa, başka yerde
yaşayamam gibi gelirdi ona, her şeyi, her şeyi bırakıp gidiyor, başını alıp
gidiyor, Ceyhanbekirlideki sala biniyor, öteki yana geçiyor, sonra gerisin geri
Anavarza ovasına dönüyordu. Bir şey onu ayaklarından, ta yüreğinin kökünden
tutmuş geriye çekiyordu.
Uzun bir süre bu vazgeçemediği şeyin ne olduğunu anlayamadı. Bir gün, gene
böyle dikilmiş, sıcağın alnında şakır şakır terler, yağız atm yerini düşünürken,
Вы прочитали 1 текст из Турецкий литературы.
Следующий - İnce Memed - 2 - 21
  • Части
  • İnce Memed - 2 - 01
    Общее количество слов 3145
    Общее количество уникальных слов составляет 1840
    27.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    41.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 02
    Общее количество слов 3578
    Общее количество уникальных слов составляет 1648
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 03
    Общее количество слов 3488
    Общее количество уникальных слов составляет 1687
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 04
    Общее количество слов 3514
    Общее количество уникальных слов составляет 1719
    36.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 05
    Общее количество слов 3448
    Общее количество уникальных слов составляет 1743
    32.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 06
    Общее количество слов 3479
    Общее количество уникальных слов составляет 1643
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 07
    Общее количество слов 3507
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    34.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 08
    Общее количество слов 3486
    Общее количество уникальных слов составляет 1680
    36.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 09
    Общее количество слов 3352
    Общее количество уникальных слов составляет 1708
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 10
    Общее количество слов 3335
    Общее количество уникальных слов составляет 1697
    35.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 11
    Общее количество слов 3336
    Общее количество уникальных слов составляет 1698
    34.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 12
    Общее количество слов 3392
    Общее количество уникальных слов составляет 1735
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 13
    Общее количество слов 3363
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 14
    Общее количество слов 3422
    Общее количество уникальных слов составляет 1720
    34.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 15
    Общее количество слов 3389
    Общее количество уникальных слов составляет 1672
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 16
    Общее количество слов 3402
    Общее количество уникальных слов составляет 1763
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 17
    Общее количество слов 3318
    Общее количество уникальных слов составляет 1789
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 18
    Общее количество слов 3326
    Общее количество уникальных слов составляет 1757
    32.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 19
    Общее количество слов 3280
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 20
    Общее количество слов 3386
    Общее количество уникальных слов составляет 1765
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 21
    Общее количество слов 3379
    Общее количество уникальных слов составляет 1718
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 22
    Общее количество слов 3348
    Общее количество уникальных слов составляет 1730
    33.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 23
    Общее количество слов 3445
    Общее количество уникальных слов составляет 1667
    37.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 24
    Общее количество слов 3370
    Общее количество уникальных слов составляет 1678
    33.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 25
    Общее количество слов 3372
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 26
    Общее количество слов 3407
    Общее количество уникальных слов составляет 1725
    33.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 27
    Общее количество слов 3343
    Общее количество уникальных слов составляет 1778
    32.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 28
    Общее количество слов 3345
    Общее количество уникальных слов составляет 1696
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 29
    Общее количество слов 3417
    Общее количество уникальных слов составляет 1699
    34.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 30
    Общее количество слов 3400
    Общее количество уникальных слов составляет 1692
    34.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 31
    Общее количество слов 3367
    Общее количество уникальных слов составляет 1784
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 32
    Общее количество слов 3377
    Общее количество уникальных слов составляет 1673
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 33
    Общее количество слов 538
    Общее количество уникальных слов составляет 408
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов