İnce Memed - 2 - 24

Общее количество слов 3370
Общее количество уникальных слов составляет 1678
33.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
46.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
53.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
Ana benim bir suçum yok. Söyle Memede de öldürmesin beni. Sana üç tane,
on tane fistan alırım. Çok alırım. Altın küpe de alırım. On tane de beşi biryerde
alırım.
Hürü Ana tiksintiyle ellerini silkti onun elinden aldı:
Var git işine Kelce, dedi. "Var git! Ben de gelin olurum, öyle mi? Senin bana
getirdiklerini takar takıştırır, ben de gelin olurum, öyle mi? Gelin olur da
Durmuş Alinin mezarında göbek atarım, öyle mi?"
Topala döndü, güldü:



Can telaşına düştün öyle mi? Can telaşına düştünüz? Memed benim hiç
kimsem olmaz. Ben de Memedi göremem. Görürsem de sözümü dinletemem.
Topal bilir ki Memed sözümü dinleseydi, şu Topal burada olmazdı şimdi, kara
topraklarda çürürdü. Varın gidin işinize yavrucaklar, varın gidin. Benden size
hayır yok. Benden size imdat olmaz. Olsa olsa... Olsa da olsa...
Kapısını kilitledi köyün içine yürüdü. Aliyle Haınza orada, duvarın dibinde
kalakaldılar.
Hürü Ana bu sabahtan sonra bir öfke kasırgası halinde köyün içinde döndü
durdu. Köyün her insanına nefretle bakıyordu. Hürü Anayı gören her köylü de,
onu görünce başını yere eğiyor, yüzüne bakamıyorlardı.
Hamzayla Topal Alinin Hürü Ananın kapısına gelip, ona sabaha kadar
yalvardıklarını Dikenlidüzündeki beş köyün insanı da duydu. Haber korkak
fısıltılarla usul usul bütün Torosa yayıldı.
Hürü Ana onlara kapıyı açmamış:
Varın gidin bu kapıdan köpekler, demişti. "O İnce Memed sizi öldürmezse, ben
sizi öldürürüm. Şu ellerimle boğarım. Ben bu günü, bu günü bekliyordum
yezitler. Ben bu güzel günü... Anladınız mı? Bu eşikten içeri kızılca kayanın
kaplanı, Akçasazm ejderhası, Yılankalenin yılanları, Kırksuyun hortlakları girer
de siz giremezsiniz. Memed de tez günde sizi öldürmezse, ben de ona hakkımı
helal etmem... Etmem. Etmem, anladınız mı?"
Köylüler Hürü Ananın sözlerini sadece, bire bin katarak, konuşuyorlar, ya iyi
ya da kötü hiçbir yorumda bulunmuyorlardı. Seslerinin havasından, yüzlerinin
deviniminden de hiçbir şey anlaşılmıyordu. Daha doğrusu artık olaylara karşı
nasıl davranacaklardı, onu bilemiyorlardı.

40

Kara İbrahimin ölüsünü de çıplak bir atın üstüne atıp kasabaya getirdiler ve
kasaba mezarlığına gömdüler.
Kasaba dağların eteğinde, bir koyağın ucunda, ovanın bittiği yerdeydi.
Batısında bir çıplak tepe vardı ve tepenin dibinden Savrun çayı apaydınlık
akıyordu. Çayın üstündeki ak kefenk taşlarından yapılmış köprü, yeşilin,
mavinin üstüne yapıştırılmış, güzel bir oyuncak köprüye benziyordu.



Ermenilerin bırakıp gittikleri mahalle yıkıntıya yüz tutmuştu. Burada şimdi
Doğu Anadolundan göç etmiş Kürtler oturuyorlar, kasabadaki en küçük bir
olayla bile ilgilenmiyorlardı. Toprak damlı Ermeni evlerinde oturan Kürtlerin
mahallelerinden durmadan Kürtçe bağrışmalar geliyordu. Mutlaka her gün
akşamüstü Kürtler taşlarla sopalarla biribirlerine giriyorlar, kollar kırılıyor,
başlar yarılıyor, bütün kasabayı bir bağrışmadır dolduruyordu. Kasaba artık bu
dövüşmelere alışmıştı.
Eski Ermeni mahallesinde ulu zeytin ağaçları, incir ağaçları sıcakta toz içinde
kalmış, kavruluyorlardı. Yıkık Ermeni mahallesinde yıkıntılar arasında nar
bahçeleri, nar bahçelerinde sevişirlerken ocaktaki demirler gibi kıpkırmızı
kesilen kaya yılanları, uzun uzun...
Narların çiçek açınımda mahalle donanıyor, arıların, kelebeklerin, kırmızı
yılanların cümbüşü nar çiçekleri dökülünceye kadar sürüyordu.
Kasabanın üstünü boz bir bulut gibi, her ikindiüstü gittikçe kabaran,
genişleyen, soluk aldırmayan bir toz bulutu örtüyordu. Evlerin, dükkanların içi,
insanların giyitleri, iri çakıltaşlarmdan örülmüş ak kaldırımlar kaim bir toz
tabakası altında kalıyordu. Şöyle uzaktan bakınca, kasaba, kırmızı kiremitleri,
çiçek açmış nar bahçeleri, zeytin, incir, ulu çınar ağaçları, pencerelerindeki
camlan, köprüsü, yarpuz tarlalarıyla apak, lekesiz bir aklıkla gözüküyordu.
Ağızları, burunları toz içindeki insanlar durmadan konuşuyorlar, biribirlerini
çekiştiriyorlardı. Memurlar, ağalar, beyler Nazifoğlunun lokantasında kafayı
çekip veryansın ediyorlardı söze. Daha az varlıklılarsa, esnaf, zanaatkarlarsa
Tevfiğin kahvesinde oturup çay içiyorlardı. Bir de pazaryerinde aylak aylak
dolaşan köylüler...
Herkes, herkesin her şeyini biliyordu. Gizli kalmış hiçbir şey yoktu bu
kasabada. Arif Saim Beyle İdris arasındaki savaşı, Arif Saim Beyin tutkusunu,
İdrisin kötü durumunu şimdiye kadar belki binlerce kişi konuşmuştu. Bu savaşı
bir destan gibi yaşıyorlardı. Ah Safa Beyle Vayvay savaşını da en küçük
ayrıntısına kadar izliyorlar, her iki savaşın da sonunu büyük bir heyecanla
bekliyorlardı. Arif Saim Bey karısının kardeşini bir gün karaçalılığa, tarlalarını
vermeyen Çerkeslerle birlikte sürmüş, kırbaçlaya kırbaçlaya öldürmüştü.
Sebebini kimse bilmiyordu. Kimi Çerkeslere acıyıp karşı koymak istemiş, Arif
Saim Bey de merhametli efendi, al işte, demişti. Kimi de ortada bir kadın
meselesi var, diyordu. Türlü türlü sebep söylüyorlardı. Ama ortada bir gerçek
varsa, o da delikanlının Arif Saim Beyin kırbacı altında, karaçalılığın dikenleri
içinde can verdiğiydi.
Ah Safa Bey bundan sonra Vayvaylılara ne yapacaktı? Şimdi de hangi yıldırma


yöntemini kullanacaktı? Kimi şöyle, kimi böyle, diyordu. Ve bundan sonra ne
yapacağı, köylülerin de buna karşı nasıl davranacakları büyük bir zevkle
tartışılıyordu.
Köylülerin son davranışları herkesi çok şaşırtmış, kasabadaki hiç kimse bu
olaylar üstüne bir iki gün hiçbir yorumda bulunamamıştı. Ali Safa Beyin
harmanlarının yanışı, atlarının çalınması yeni davranışlardı. Köylülerin böyle bir
davranışta bulunacak ne güçleri, ne de gelenekleri vardı. Bu neydi, ne!
İnce Memedin yeniden dağlara dönüşü de bir acayip işti. Şimdiye kadar çok
eşkıya işini gördükten, istediğini yaptıktan sonra başını almış gitmiş, ortadan
silindikten sonra bir daha dağlara dönmemişti. Yıllar sonra belki de bu
eşkıyalardan bir ikisi dönmüştü ama, hiç kimse onların yüzüne bakmamış, dönen
eşkıyalardan en kabadayısı dört beş gün, en çok on beş günde vurulmuştu. Bu
ince Memedse dağlara bir kartal hışmıyla inmiş, Kara İbrahim gibi bir eski
eşkıyayı ilk çarpışmada öldürmüş, bir sürü candarmayı da yaralamış, gene
ortadan silinmiş gitmişti.
Ah Safa Beyden başka herkes Vayvay köylüsünün dirilişini, karşı koyusunu
Memedden biliyor, Memed üstüne türlü rivayetler çıkarıyorlardı. Ama ne
Çukurovada, ne de dağlarda Memedi, Asım Çavuştan başka gören olmamıştı.
Asım Çavuşsa Memedin baş adamıydı. Ona dokunamazdı. Ne malum, belki
dağdaki Memed değildi. Memed adı altında şekavet yapan birisiydi. Ama
Memed olmasa böylesine savaşabilir, bir bölük candarmayı önüne katıp
böylesine Torostan Çukura kadar kovalayabilir miydi?
Tüfeklerini, pabuçlarını dağlarda bırakmış, kaçmaktan imanları gevremiş
candarmalar, can havliyle, "Yandık Allah," diye kasabaya doluşmuşlardı.
"Yandık Allah şu İnce Memedin elinden."
İnce Memed beş kişi, on kişiyle birlikte gelmiyordu candarmalarm üstüne...
Yerden biter, gökten yağar gibi yüzlerce insan yürüyordu onunla birlikte. Bir de
bir top yıldırım varmış onun koynunda...
Ah Safa Bey kasabada, Tevfîğin kahvesinden Nazifoğlunun lokantasına,
oradan candarma dairesine, oradan kaymakamlığa, davavekili Siyasetçi Ahınete,
Siyasetçi Ahmetten postaneye mekik dokuyup duruyor, yüreğindeki korku da
gittikçe büyüyordu. Köylülerin şu ayaklanmalarının sebebini de bir türlü
bulamıyordu. Hiçbir sebebe parmak basamıyor, hiçbir sebep onu kandırmıyordu.
İnce Memed mi? O, en sonuncu ihtimal... Bu işi gene yapsa yapsa Arif Saim Bey
yapabilirdi. Arkasında Arif Saim Bey olmayan köylü bütün bunları beceremezdi.
Bizim köylümüz, diyordu, "arkasında sağlam bir güç olmadan hiçbir harekette
bulunamaz. Hiç kimseye güveni yoktur. En evvel kendisine... Bir İnce Memede


güvenip benim harmanlara ateş veremezler, atlarımı çalamaz, adamlarımı
öldüremezler. Arkadaşlar, çok dikkatli olmalıyız. Hükümet bence yeni bir siyaset
takip etmeye başladı. İlk oyununu da benim başımın üstünde oynuyor.
Arkadaşlar, dikkat edelim, bu işi Arif Saim Bey düzenliyor. Şimdi anlıyorum
onun Çukurovada çiftlik sahibi olmasını... Ne ihtiyacı var onun çiftliğe, mala
mülke... Bütün Türkiye onların değil mi? Şimdi anlaşılıyor Cumhuriyetin
adamlarının toprak sahibi olmalarının sebebi... Şimdi anlaşılıyor. Mudanyada
zeytinlikler zaptetmenin, Eğede çiftlikler kurmanın sebebi... Şimdi, şimdi
anlaşılıyor. İnkılap bitmemiştir. Cumhuriyetin adamları Anadoluya türlü
bahaneyle dağıldılar. Tetkik buyuruyorlar. Ondan sonra büyük darbelerini
indirecekler, köylüyü efendi yapacaklardır. İnkılap büyüyor, gelişiyor. Bu işler
Arif Saim Beyin başının altından çıkıyor. İnce Memed bile onun eseri."
Dinleyenler Ali Safa Beyle hiçbir tartışmaya girmiyorlar, susuyorlardı. Ah
Safa Bey haklı olabilirdi. Cumhuriyet yeniliklere yöneliyordu, bu belli. Belli
belirsiz, yeni inkılap kokuları esiyordu Ankaradan. Bu da belli.
Birkaç gün içinde Ali Safa Bey kendini de, kasabadaki ağaları, beyleri de bu
işin Arif Saim Beyin başının altından çıktığına inandırdı. Arif Saim Bey bunu
niçin yapıyordu? Yukardan bir emirle mi, yoksa kendi başına mı? İşte buna bir
karar veremiyorlar, kulaktan kulağa fısıldaşıyorlar, ölü lambaların ışığında
sabahlara kadar uyumuyor, konuşuyorlardı.
Tam bu sırada kasabaya Arif Saim Bey geldi. Kasaba sindi, korktu. Ağalar,
beyler ödleri koparak, elpençe divan, ancak, onun huzuruna varabildiler. Arif
Saim Bey kasabadaki bu ağır havayı, korkuyu sezmekte gecikmedi:
İnce Memed mi? diye güldü. "Bir zavallı çocukmuş. Ondan bu kadar korkacak,
çekinecek ne var? Cumhuriyetimiz çok kuvvetlidir. Bir İnce Memed değil,
binlerce İnce Memedi bir fiskede yıkar. Aldırmayın canım."
Toplantıda bulunan Karadağlıoğlu Murtaza Ağa:
"Sinek pis değil amma mide bulandırır. Bu İnce Memed bir şey değil ama,
eşeğin akima karpuz kabuğu düşürüyor. Köylüyü kışkırtıp bizim üstümüze
salıyor. Köylüyü ayaklandırıyor. Ağalarımız, beylerimiz, koruyucumuz
Hükümetimiz üstüne. Köylü ondan öğrendi ağaların atlarını çalmayı,
harmanlarını yakmayı, adamlarını vurmayı. Eğer sen doğru dürüst, sahici bir
çiftlik kuruyorsan, bugün bize... Yarın sana... dedi, sonra dili diline dolaştı."
Ya ne kuruyorum? diye gürledi Arif Saim Bey.
Hani, hani... Hani dedim ki belki tetkik... Belki muvazaadır.
Ne? Siz deli misiniz? Ben bir servet döktüm o topraklara. Çiftçilik mi
oynuyorum sanıyorsunuz?


Hani... Hani... Bağışla Bey, yanlış anlaşıldı... Arz edemedim...
Oradakiler de:
Murtaza Ağadır bu, hiçbir zaman, hiçbir şeyi arz edemez, dediler.
Ali Safa Bey:
Haşa! Sizin çiftliğiniz dünyanın en modern çiftliği olacaktır. Çukurova asırlar
boyunca sizin bu asil hizmetinizle İstiklal Harbindeki kahramanlığınız kadar
övünecektir. Asil bir evladını böylece de bağrına bastığından dolayı...
Arif Saim Bey bir köşeye sinmiş kocaman Murtaza Ağaya sevgiyle baktıktan
sonra:
"Teşekkür ederim, bu asil iltifatınıza teşekkür ederim Ali Safa Bey," dedi.
"Demek Murtaza Ağa?"
Murtaza Ağa ayağa fırladı, geldi Beyi omuzundan öptü:
Haşa huzurdan, dedi. "Haşa yüksek huzurlarından! Ben de şu Ali Saf anın
dediğini demek istemiştim... Hani var ya, hani o... Hani... Hani..."
Gene dili diline dolaşıp Murtaza Ağa kıpkırmızı kesildi.
Oradakiler Murtaza Ağanın haline gülüştüler.
Arif Saim Bey onu yatıştırmak için:
Telaş buyurmayın Murtaza Bey, ne demek istediğinizi anladım, dedi.
Murtaza Ağa:
Çok memnun oldum anladığına, dedi. "Anlamasan olmazdı. Yandıydım. Yoksa
ocağım battıydı. Senin beni bir yanlış anlaman beni öldürür, evimi yurdumu
yuvamı yıkar. Var ol, sağ ol Bey, ellerinden öperim."
Gitti rahatça yerine oturdu. İçinden bir daha böyle öfkeli devlet adamlarıyla
konuşmamaya antlar içiyordu. Bunlar hep kazı koz anlarlar, diyordu kendi
kendine. Ah, bu Ali Safa deyyusu yok mu, nasıl da çevirdi sözü!
Arif Saim Bey, kasaba ileri gelenlerini bir şaşkınlık içinde bırakıp gitti. O
gidince, berikilerin telaşlan, korkulan arttıkça arttı. Niçin gelmişti kasabaya Arif
Saim Bey? Elbet bir sebebi olacaktı, elbeet!
Dağdan inmiş, günlerdir kasabada dolaşan Hamza Ağanın da hali yürekler
açışıydı. Girecek bir delik, canını kurtaracak bir sığınma arıyor, kasabada dört
dönüyordu. Davavekili Siyasetçiden, Kozanoğlu Fethi Beye, ondan Deli Fahriye
dolaşıp duruyor, her gün Ankaraya tel üstüne tel çekiyor, avuç avuç para
döküyordu kasaba çarşısına. Arkasında Topal Ali, postanenin önünden bütün gün
ayrılmıyor, önüne gelene:
O beni öldürecek, o kafir. O benim için ininden çıkıp da dağlara geri geldi. Ne
yapayım? diyordu. "Bir akıl verin bana din kardeşleri. Ben ne yapayım?"
Ve içini, ayaküstü, bir çırpıda döküveriyordu:


Ben ne yaptım, ben ne yaptım köylülerime, başsız kalmışlardı, baş oldum
onlara. Gözünüz üstünde kaşınız, omuzunuz üstünde başınız var demedim. Beni
bir sevdi köylü, bir sevdi, deme gitsin. O da, o karnı yemez kıskanç adam da
bunu duymuş, köylülerin beni baba gibi, can gibi, çocukları gibi sevdiğini
duymuş, saklandığı delikten çıkmış, gelmiş. O köylüyü hiç sevmez.
Köylümüzün can bir düşmanı. Aman Allah ağalarımıza da düşman. Hele
Hükümetimize! Ben, diyormuş, o Hükümete yapacağımı bilirim. O, köylüyü de
hiç sevmez, köylü bir iyi gün görsün istemez. İşte bu sebepten de beni öldürür.
Çünküleyim ben köylüye gün gösteririm. Benim ağalığımda köylünün bir eli
yağda, hem de bir eli baldadır. İşte bu sebepten, köylüye düşmanlığından o beni
öldürecek...
Arkasındaki Topal Ali de ağlamsı ağlamsı onu onaylıyor:
Öldürecek, diyordu, "aah, o kafir Ağamızı öldürecek. Beni de..."
Bir gün de kasabaya Vali geldi. Ağaları, beyleri, memurları Hacı Halil Ağanın
evinde başına toplayıp bir konuşuk yaptı. Ankaraya çekilen teller üstüne
konuştu. Zinhar bir daha böyle işler yapılmamalıydı. Ankara bu tellere çok
kızıyordu.
Bu kasabayı topa tutarım, diye bağırdı Vali. "Hepinizi sürgün ederim. Hem de
ta Fizana... Şu İnce Memed mi nedir, birisi türemiş. Onu da sizden isterim.
Yakalayacaksınız. Ağalar himaye etmezse dağda eşkıya yaşayamaz. Anladınız
mı?"
Gene Murtaza Ağa ayağa kalkıp söze karıştı:
Anladık ama, biz himaye etmiyoruz. Vallahi de billahi de etmiyoruz. Şimdiye
kadar biz de öyle bilirdik. Biz himaye etmeden dağda eşkıya yaşamaz sanırdık.
Vali Bey, gel gör ki, biz de şaştık, yaşıyor, yaşıyor işte. Hem de nasıl!
Kasabamızın gül adını beş paralık ederek. Yaşıyor, yaşıyor ki yaşıyor. Hepimizi
de öldürecek, dedi, gene dili diline dolaşıp ter içinde kaldı.
Vali:
Siz, dedi, "adınız ne?"
Murtaza Ağa.
Siz açık sözlü, mert bir adamsınız.
Mert... dedi Murtaza.
Bu İnce Memedi yakalamanın çaresini söyleyin bana.
Vali Bey, bu itoğlu yakalansa da yakalanmasa da olan oldu zaten. Kurdun
ağzına kan değdi. Hem de eşeğin akima karpuz kabuğu düştü. Bundan sonra bizi
de, Hükümetimizi de iflah etmez bu köylüler, dedi Murtaza. "Bu İnce Memed
yüzünden."


Vali:
Ben böyle açık sözlü adamları severim, dedi.
İyi yaparsın, has yaparsın, münasiptir, diye övündü Murtaza. "Ben hep doğru
sözlü olurum, iğ gibi... "
Gelin şöyle yanıma oturun.
Murtaza gitti onun yanındaki sedire çöktü, ellerini de dizlerinin üstüne koydu.
Vali Bey, dedi, "sana bir hikaye daha anlatayım da sonra varayım gideyim
işime."
Vali:
Anlatın bakalım. Rica ediyorum.
İnce Memed üstünedir. Bu böylece biline. Hiç kimse alınmaya. Yılanı
küçükken ezmek gerek. İnce Memed büyüdü. Belki şu dağdaki yeni türeyen
eşkıya belki de asıl İnce Memed değildir. Artık İnce Memedi hiç öldüremeyiz.
İnce Memed ölmez. Durun bakalım, anlatayım. Yılanı bilir misin, kocaman
yılanı? Benzetmekte hata olmaz.
Bilirim, dedi Vali.
Yılan nasıl ölür bilir misin?
Bilmem, dedi Vali.
Başını bir taşla ezersin, ölür. Bu bir!
Ölür, dedi Vali. "Bu bir."
Bir de boğarsın yılanı, bu iki. Bir de kurşunlarsın yılanı, bu üüüç! Yılan türlü
türlü ölür bir de... Hastalanır ölür, leylek yer ölür, şöyle ölür böyle ölür. Bir de
nasıl ölür, bilir misiniz?
Valinin hoşuna gidiyordu Murtazanm konuşması.
Bir de nasıl ölür?
Bir de nasıl mı ölür, sorduğu şeye bak Vali Beyimin! Bir yılan iğne ucu kadar
bir yara alırsa... İğne ucu kadar bir yara ne ki! Bir insan, bir hayvan iğne ucu
kadar bir yara alırsa ne olur? Hiçbir şey olmaz, düşünmeyin, hemen iyi olur.
Halbuysam ki bir yılan iğne ucu gibi bir yara alırsa ölür. Nasıl ölür derseniz, işte
onu siz görmediniz, bilmezsiniz. Ben bilirim. Yılan iğne ucu kadar da olsa bir
yara alınca, sarıca karıncalar o yaraya üşüşürler. Bir gün içinde yılanı yer
bitiriverirler. Anladın mı şimdi Vali Bey?
Vali onun gözlerinin içine gözlerini dikmiş düşünüyordu:
Evet, dedi. "Sözünüzü bitirin."
İşte İnce Memed yılandaki açılan bu iğne ucu kadar yaradır.
Evet.
"Efendime söyleyim ki, İnce Memed Abdi Ağayı öldürdü, toprağını köylüye




dağıttı, bu yarayı açtı. Şimdi sarıca karıncalar bedene üşüştüler. İnce Memed ölse
de yaşasa da gayri ne biz, ne de bu Hükümet kolay kolay iflah olamayız.
Başımız dertten kurtulmaz. Köylü sarıca karıncalar gibidir, akılsız, yolsuz
yordamsız. Amma velakin bir yerde, iğne ucu kadar bir yara açılmasın, yer
bitirirler. Bizi işte bu İnce Memed yüzünden önce teker teker, sonra toptan yiyip
bitirecekler. Sizi de bizi de Vali Bey. Ben köylüyüm ve de köylü milletimizi de
gayetlen iyi bilirim. Bendeniz efendim, köylü milletinin ciğerini ışık gibi,
derinden okurum. Sizler akıllısınız ve çok akıllı, okumuş yazmış büyük
kişilersiniz. Ben hayatımda, bunlar da bilirler ki, hiçbir şeyden korkmadım, işte
bu İnce Memedden ödüm patlıyor. Ölüsünden de, dirisinden de...
"Mübalağa ediyorsunuz Murtaza Bey."""
Sen öyle san, var sen öyle san Vali Bey. Ben şimdiden kendimi ölmüş
sayıyorum. Sarıca karıncalar bedenimde dolaşmaya başladı.
Mübalağa ediyorsunuz.
Murtaza Ağa bağırmaya, ellerini kollarını geniş geniş sallamaya başladı:
Vallahi de billahi de, vallahi de billahi de Ali Safa Beyin başına gelenler İnce
Memed yüzünden. Sarıca karınca işi... Ali Safa Bey ne derse desin, nasıl
düşünürse düşünsün, sarıca karınca işi.
Murtaza Ağa, senin yüreğini ulu bir korku sarmış, dedi Ah Safa Bey.
"Mübalağa ediyor, bir zavallı çocuğu gözümüzde büyütüyorsun."
Sen öyle bil, dedi Murtaza. Ter içinde kalmış, boynunun damarları şişmişti.
"Sen öyle bil. Yakında bütün çiftlikler yakılır, bütün ağalar öldürülür, varımız
yoğumuz yağma edilirse, görürsün. Sen öyle bil. Hem de sarı karıncalar..."
Akşama kadar konuştular, gülüştüler, bir anlaşmaya vardılar. Vali artık bu
kasabadan Ankaraya hiçbir şekilde asayiş üstüne tel çekilmemesini, arzuhal,
mektup gönderilmemesini istiyordu. Ağalar, beyler bir daha böyle bir şeyin
olmayacağını Valiye söylediler. Ona sağlam, namus sözü verdiler.
Vali:
Gözünüzde büyütmeyin şu zavallı çocuğu. Bu memleket Çakırcalıyı
görmüştür, dedi. "Bu Toros dağlan Gizik Duranı, Karayılanı, Yozcuyu,
Cötdeleği, Kürt Reşidi görmüştür. Pek yakında İnce Memedin ölüsü bu
kasabanın caddelerinde sürüklenecektir."
Otomobiline binip toz duman içinde kasabadan ayrıldı.
Kaymakam hemen o akşam Hamza Ağayı çağırdı:
Derhal köyünüze gidecek, bir daha da yakın zamanlarda kasabaya
gelmeyeceksiniz. Kasabanın kuvvei maneviyesini kırıyorsunuz. Nedir o, her gün
Ankaraya tel çekiyor, büyüklerimizin başını ağrıtıyorsunuz! Bir daha da hiçbir




şekilde Ankaraya tel çekmek yok.
Hamza bitkin:
Ya beni öldürecek, dedi. "Kaymakam Bey, o beni öldürecek. Aaah, ben
nerelere gideyim, o beni öldürecek."
Kaymakam başını salladı, Hamzanm acısına ortak oldu:
Öldürecek, dedi. "Biliyorum, seni öldürmek için kayıplardan geriye döndü.
Biliyorum ama, ne gelir elden. Hükümetimiz daha çok zayıf. Biliyorum ama...
Vali de onu yakalamaya söz verdi ama, hiç zannetmiyorum efendim, iki gözüm,
sultanım Hamza Bey... Kadere rıza deyip köyünüze dönecek, bekleyeceksiniz.
Ola ki bir mucizat görüle..."
Aaah, öldürecek...
Hamza o gün atma bindi, arkasından Topal Ali dağların yolunu tuttu.
İkindiüstüydü, kasaba bir toz bulutu altında kalmış, dağlara doğru sarımtırak
bir toz esiyordu.
Kırmızı, tozlu nar çiçeklerine çöküşmüş anlar... Bir yaşlı nar ağacının bedenine
sıvanmış üst daldaki iri bir kelebek ölüsüne doğru çekilen binlerce sarıca
karınca...
Çok sıcak vardı.

41

Koca Osman kurban şahine.
Galyeni ağzında, sağ eli dolma tabancasının üstünde Koca Osman dimdik, on
beş yaşında delikanlı gibi köyün içinde dolaşıyor, önüne gelene birkaç söz
söylüyor, saçlarını okşuyor:
Koca Osman kurban Memede, kurban alıcı kurda, kurban şahine. Kurban
kurumuş ağaca can verene, yaprak döktürene. Koca Osman kurban Memede,
diyordu.
Köy de Koca Osmanm sevincine katılıyordu:
Vay vay köyü kurban Memede. Anavarza yazıları. Çukurova köylükleri kurban
Memede.
Vayvay köyünün Ali Safa Beye aynıyla karşılık vermesi, harmanlarını yakıp
atlarını çalmaları bütün Anavarza yazısını cana getirmişti. Herkes bu işi



Memedden biliyordu. Neredeyse Muslu da bütün işleri Memedin yaptığına
inanacaktı. Memed üstüne hikayeler, rivayetler, efsaneler, türküler gene almış
yürümüştü.
Hikmeti hüda, diyordu Koca Osman, Ferhat Hoca. "Bu köylü milleti
anlaşılmaz ki! Sabahtan akşamlara kadar şahinimiz dillerde, ana ne Hükümet
duyuyor, ne bir tek ağa, ne bir tek bey. Olacak iş mi? Hiç mi adamları, akrabaları
yok şu köylülerin içinde ağaların, beylerin, Hükümetin?"
Var ama köylüler bir ağız olup, onlara, işte böyle bir ağız olup, ağızlarını da
dikmişler. Onun üstüne bir tek söz sızmıyor yabana.
Ferhat Hoca, Koca Osman bu geveze köylülerin böyleşine ketumluğunu
anlamıyorlardı. Şimdi candarmalar herhangi bir köylüyü yakalayıp derisini
yüzseler, gözlerini oysalar ağzından onun üstüne bir tek söz alamazlardı.
Koca Osman:
Bu insanoğluna bir var, çöpünü, sineğini güvenemezsin, bir var, canını kaldır
at önlerine, canı gibi korur, diyordu.
Köylüleri 'sevinçten deliye döndüren başka bir şey daha oluyordu. Her gece,
tam gece yarısı Ali Safa Beyin çiftliği, aynen Vayvaylı köyü gibi kurşuna
tutuluyordu.
Şefçe Kahya:
Kaçacak, diyordu. "Ali Safa çiftliğini bırakıp Anavarza yazısından kaçacak."
Candarmalar, Ali Safanm adamları her gece çiftliği bekliyorlar, tam gece yarısı
olunca, karanlıkta, nerden geldiği belirsiz kurşunlar çiftliğin üstüne yağıyor,
sonra kurşunları sıkanlar yer yarılıyor, yerin dibine geçiyorlardı. Arıyorlar
tarıyorlar, bir türlü onları bulamıyorlardı. Safa Bey şaşkına dönmüş, üç kere Arif
Saim Beye gitmiş, başına gelenleri anlatmıştı. Arif Saim olanı biteni dinlemiş
dinlemiş, sadece gülmüştü.
Ali Safa Bey:
Köylüler ayaklandılar, demişti. "Düpedüz ayaklandılar. Bir irticai hareket
hazırlıyorlar."
Arif Saim Bey gene gülmüş:
Köylüler ayaklanamazlar. Türk köylüsünde öyle bir kabiliyet yoktur, diye ona
karşılık vermişti. "Ayaklanamaz. Onda öyle bir gelenek yok."
Ali Safa Bey: "Ya benim yanan harmanlarım, ya çalman atlarım, ya her gece
kurşunlanan çiftliğim?" diyememişti. "Bütün bunları yapan Türk köylüsü değil
de siz misiniz Arif Saim Bey? Belki de sizsiniz. Köylüler bir büyük yerden
kuvvet alıyorlar. Sırtlarını çok sağlam bir kayaya dayamışlar. Yoksa bu ölüler
etlerini kessem, şu yaptıkları işin bir tekine cesaret edemezlerdi. Bu kuvvet siz


olabilirsiniz Arif Saim Bey. Bu kuvvet Paşa olabilir. Emniyeti Umumiyenin
ajanları olabilir," diyememişti.
Büyük bir şaşkınlığa düşmüştü. İs bulaşmış gibi esmer yüzü domur domur ter
içinde kalıyordu. Durmadan gece gündüz düşünüyor, terliyordu. Köylere bir sürü
adam salmış, bu işin aslını astarını öğrenip gelin, demişti. Hiçbirisi akla uygun
bir şey getiremiyordu.
"Kırklar dağından kırk ermişler çekilmiş gelmiş, Ali Safa Beyin harmanlarını
yakmış, atlarına binmiş gitmişler. Bir de yedi tane ermişi orada bırakmışlar, her
gece yarısı, Ali Safa Bey çiftliği boşlayıp gidinceye kadar orayı taşlayacaksınız,
demişler. O dinsizin konağını... Onlar da, o görünmezler de konağı her gece
taşlıyorlar, görünmeden çekip gidiyorlarmış."
Ah Safa Bey öfkesinden kuduruyor:
Saçma, saçma, diye bağırıyordu. "Yakında, yakında konağımı kim
kurşunluyor, bulacağım, bulacağım, bulacağım, atlarımı kim çaldı, harmanlarımı
kim yaktı pek yakında bulup ortaya çıkaracağım. Köylüleri kim ayaklandırıyor,
kim kışkırtıyor, hepsini tespit edeceğim, ondan sonra da Ankaraya gideceğim,
görür onlar. Evimi kurşunlayan ermişler irticai bir hareket değil de nedir?
Ankarada soracağım, soracağım. Biz bu vatanı bunun için mi kurtardık, evimizi
kurşunlayan görünmezleri de düşmanla birlikte denize döktük sanıyorduk.
Soracağım, hepsini soracağım."
Neydi bu başına gelen? Kozana, Osmaniyeye, Ceyhana, Payasa kadar gitti.
Önüne gelen ağaya başına geleni anlatıyor, sebebini soruyordu. Hiç kimse onun
yüreğine su serpecek bir söz söyleyemiyordu. Yalnız bir tek ağa,
Вы прочитали 1 текст из Турецкий литературы.
Следующий - İnce Memed - 2 - 25
  • Части
  • İnce Memed - 2 - 01
    Общее количество слов 3145
    Общее количество уникальных слов составляет 1840
    27.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    41.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 02
    Общее количество слов 3578
    Общее количество уникальных слов составляет 1648
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 03
    Общее количество слов 3488
    Общее количество уникальных слов составляет 1687
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 04
    Общее количество слов 3514
    Общее количество уникальных слов составляет 1719
    36.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 05
    Общее количество слов 3448
    Общее количество уникальных слов составляет 1743
    32.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 06
    Общее количество слов 3479
    Общее количество уникальных слов составляет 1643
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 07
    Общее количество слов 3507
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    34.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 08
    Общее количество слов 3486
    Общее количество уникальных слов составляет 1680
    36.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 09
    Общее количество слов 3352
    Общее количество уникальных слов составляет 1708
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 10
    Общее количество слов 3335
    Общее количество уникальных слов составляет 1697
    35.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 11
    Общее количество слов 3336
    Общее количество уникальных слов составляет 1698
    34.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 12
    Общее количество слов 3392
    Общее количество уникальных слов составляет 1735
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 13
    Общее количество слов 3363
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 14
    Общее количество слов 3422
    Общее количество уникальных слов составляет 1720
    34.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 15
    Общее количество слов 3389
    Общее количество уникальных слов составляет 1672
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 16
    Общее количество слов 3402
    Общее количество уникальных слов составляет 1763
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 17
    Общее количество слов 3318
    Общее количество уникальных слов составляет 1789
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 18
    Общее количество слов 3326
    Общее количество уникальных слов составляет 1757
    32.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 19
    Общее количество слов 3280
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 20
    Общее количество слов 3386
    Общее количество уникальных слов составляет 1765
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 21
    Общее количество слов 3379
    Общее количество уникальных слов составляет 1718
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 22
    Общее количество слов 3348
    Общее количество уникальных слов составляет 1730
    33.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 23
    Общее количество слов 3445
    Общее количество уникальных слов составляет 1667
    37.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 24
    Общее количество слов 3370
    Общее количество уникальных слов составляет 1678
    33.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 25
    Общее количество слов 3372
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 26
    Общее количество слов 3407
    Общее количество уникальных слов составляет 1725
    33.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 27
    Общее количество слов 3343
    Общее количество уникальных слов составляет 1778
    32.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 28
    Общее количество слов 3345
    Общее количество уникальных слов составляет 1696
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 29
    Общее количество слов 3417
    Общее количество уникальных слов составляет 1699
    34.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 30
    Общее количество слов 3400
    Общее количество уникальных слов составляет 1692
    34.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 31
    Общее количество слов 3367
    Общее количество уникальных слов составляет 1784
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 32
    Общее количество слов 3377
    Общее количество уникальных слов составляет 1673
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 33
    Общее количество слов 538
    Общее количество уникальных слов составляет 408
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов