İnce Memed - 2 - 06

Общее количество слов 3479
Общее количество уникальных слов составляет 1643
33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
olmuyormuş. Kafdağları gümbürdüyormuş. Hiç de sabah olmuyormuş.
Gidemiyorlarmış karanlıkta. Karanlıkta soluk alamıyorlarmış. Umutlarını
kesmişler. Kafdağlarmda hiç sabah olmayacak demişler. Orada yığılışmış
kalmışlar. Onları da, o yolcuları da kırk tane haramiyle bir harami başı
kovalıyormuş. Gelmişler, başlarını karanlık duvarına çarpmışlar...
Yaaa, çarpmışlar işte. Tam bizim gibi olmuşlar. Bir daha bu Kafdağmda
durmayalım, demişler. Yığılışmışlar, bizim gibi... "


Köylüler, ne diyecek, sözü nereye getirecek diye bekliyorlar, kulak kesilmişler.
Kadınlar kalabalığında, o Kafdağı dedikçe fingirdeşmeler. Koca Osman da sözü
bir türlü bir yere getirip bağlayamıyor, Kafdağı, Kafdağı, Kafdağmdaki kılıç
kesmez karanlık diyor. Taş gibi ağır bir karanlık omuzlarımızda, diyor. Bizim
gibi, diyor. Konuşuğunun dibi başı belli değil.
Sonunda Koca Osman iyice yoruldu, sözünü:
"İşte bu karanlığın üstüne bir top ışık düştü," diye bitirdi. "Bu yüzdendir ki
Kafdağmdaki yolcular yollarını buldular, karanlık duvarını aştılar. Bizim de
karanlığımıza bir top ışık düştü."


Soluğunu topladı:
İşte sözüm bu kadar. Ben Ali Safanm ayağına gitmeyeceğim, işte bu yüzden.
Giden gitsin, ben gitmeyeceğim... Çünküleyim karanlığa... dudaklarını yaladı.
"Çünküleyim bir top ışık düşmüştür. Gecemiz gündüz olmuştur."
Şefçe Kahya yanındaki Hüsamın kulağına eğildi, usulca:
Hüsam oğul, dedi, "şu senin baban bir iyice kocamış. Ne diyor, anladın mı?"
Hiç anlamadım emmi, dedi Hüsam. "Epeydir babama bir şeyler oldu. Çok
yaşlandı fıkara."
Köylüler ne yapacaklarını bilemeden birer ikişer oradan ayrıldılar.
Koca Osman son sözünü söyledi:
Varın söyleyin o bey olacak Ali itine, ben onunlan konuşmayacağım. Geleceği
varsa göreceği de var. Varın böyle söyleyin.
İçeriye girdi, arkasından kapıyı hızla kapadı. Memede koştu:
Dinledin mi oğul konuştuğumu? diye sordu.
Dinledim Osman Ağam.
Güzel konuştum öyle mi?
Memed:
Çok güzel, dedi.
Anladılar mı karanlığa düşen ışığın kim olduğunu?
Memed:
Kim bilir, belki de anladılar, dedi, içini çekti.

11

Koca Osman kurşun sesleriyle yataktan fırladı, hemen dışarıya koştu. Kurşun
sesleri bir sağanak gibi geldi geçti. Köyün dört bir yanından at ayaklarının
tapırtıları geliyordu. Durmadan köyün yöresini doludizgin dolanan atlar. Az
sonra bir kurşun sağnağı daha boşaldı köyün üstüne. Kurşun sağnağı gelir
gelmez de Koca Osmanm tam önündeki yazılı ak taştan beş el kurşun karşılık
verdi. Ayağının dibinde patlayan kurşunlardan irkilip, üç adım geriye sıçrayan
Koca Osman:
Memed, yavrum, sen misin? diye sordu. Hemen sonra da: "Korkuttun beni,"
dedi. Memed duyulur duyulmaz bir sesle:


Benim Osman Emmi, diye karşılık verdi.
Hemen gir içeriye. Ben söylemeden de bir daha dışarıya çıkma. Keyfîmi
bozma. Topa tutsalar köyü sen aldırma, olur mu yavrum? Senin daha sıran değil.
Memed ak taşın ardından ayağa kalktı, içeriye girdi. Koca Osman onun
ardından seslendi:
Doğru dolaba gir. Gir de bir güzelce uyku çek...
Sonra Memede sıcak bir merhametle acıdı.
Sabahtan akşama kadar fıkara, dedi, "el kadar bir dolabın içinde. Benim evim
ona mahpusaneden daha beter bir mahpusane. Şahinim, İnce Memedim evime
konuk geldi de, bakındı hele onu nasıl ağırladım. Kurt kocaymca köpeklere
oyuncak olmaz. Kurt kocaymca köpek oluyormuş Koca Osman, köpek. Aşk
olsun sana. İnce Memedi, dağlar kartalını, hem de şahinini güzel karşıladın, iyi
konukladın, aşk olsun sana aşk olsun," diye düşündü. "Bundan yirmi yıl önce
olsaydı sen yavrunu, şahinini böyle mi konuklardın? Kurtlar...Köpek... Aşk olsun
ulan."
Yaşarmış gözlerini sildi. Atlılar durmadan köyün yöresini doludizgin
dönüyorlar, kısa aralıklarla da köyün üstüne kurşun boşaltıyorlardı. Karanlıkta,
usuldan da bir yağmur yağıyordu geceye.
İçeriye girdi, Kamer Ana ocağı yakmış, ocağın başına iki büklüm çömelmişti.
Canın mı sıkılıyor, Kamer Ana, öyle iki büklüm olmuşsun?
Bu ne Osman, bu başımıza gelenler?
"Ali köylüyü korkutmak istiyor, ne olacak! Bu çok eski bir usuldür."
Köylü ne yapıyor?
"Köylü uyuyor. Ortalıkta çıt yok."
Koca Osman giyindi, ocaklığın başına oturup dolma tabancasının her iki
gözünü de vura vura doldurdu:
Kamer Ana, dedi yiğitçe bir tavır takınarak. "Tabancanın her iki gözüne de
domdom kurşunu doldurdum. Kime rastgelirse alimallah bu yanından girer, öteki
yanından çıkar. Karşıma gelenin vay haline! Vay ki vay, Kamer Ana! Bak elim
de titremiyor eskisi gibi..."
Tabancalı sağ elini uzattı, bir gözünü kırptı, nişan aldı, gerçekten eli hiç
titremiyordu. Çok yakından, huğun ardından kurşun sesleri geldi. Koca Osman:
Köyün içine girdiler, dedi dışarı fırladı.
Dışarda, karanlıkta, köyün üstünden şahlanmış atlar akıyordu. Bir an at
ayaklarının sesi kesiliyor, bir kurşun sağnağı başlıyordu. Geceye ağır, iri taneli
bir yağmur düşüyordu.
Koca Osman, "Bizim avluda olmaz," diye düşündü. "Bu itlerden birisini


düşürürsem, candarma gelir bizim evi yoklar. Bir çuval inciri bok edersin, Koca
Osman, Kocamış Osman. Zaten de öyle bir konukladık ki İnce Memedi, dolaba
kilitledik fıkarayı. Bir de candannaya teslim edelim, olsun bitsin."
Kendi avlusundan çıktı, oğlu Hüsamın avlusuna girdi, burada vurursam o itleri,
Hüsamın evini ararlarken, bizimkini de ararlar, diye düşündü, bitişikteki Kürt
Keremin avlusuna atladı. Atlılar doludizgin köyün sokaklarından geçiyorlardı.
Koca Osman bir taşın arkasına çöktü, tabancanın namlusunu sokağa çevirdi,
bekledi. İçine bir güven gelmişti. "Bir tanesini vurup düşürdüğümde kim bilir
İncem, yavrum ne kadar sevinir. Osman Emmisinin kocaymca köpek olmadığını
anlar. Her kurt kocaymca köpek olmaz. Yiğit kurdun kocamışı da yiğit kalır.
Hele bir geçsinler önümden," diye düşündü. "Gösteririm onlara köyün üstüne at
sürmeyi. Gösteririm onlara köyü kurşuna tutmayı..."
Kürt Keremin huğunun üstünden vızıl vızıl kurşunlar geçmeye başladı. At
ayaklarının sesleri yaklaştı.
Koca Osman:
Vay anasını, diye dişlerini sıktı. "Öteki sokaktan geçtiler."
Bir ara at ayaklarının sesleri kesildi, kurşunlar sıkılmadı, köy derin bir
sessizliğe gömüldü. Koca Osman kulak verdi dört köşeyi dinledi. Hiçbir yerden
en ufak bir ses, bir kıpırtı gelmiyordu. "Hepsi ölmüş arkadaş, bunların hepsinin
kanlan kurumuş. Yarın sabah bunların hiçbirisini tutamazsın. Köyü bırakır
bırakır giderler. Vayvay köyü sarı nergisli, mor yarpuzlu dede yurdum bomboş
kalır. Bak kimseden bir ses soluk çıkıyor mu? Ölmüşler arkadaş. Bilseler ki,
İncemin köyde olduğunu bilseler, hepsinin kanı şahlanır, ne Ali Safa dinlerler, ne
bir şey. Bir bilseler..." Kendi kendine güldü. "Ne oldu bu itlere," dedi. "Güzel
giyitlerim de ıslanıyor. Gelseler de işimizi görsek. Bırakıp gittiler mi köyü
acaba? Gitmez onlar. Sabaha kadar kalırlar."
Az sonra köyün üstüne bir yaylım ateşi daha açıldı. Atlar kişnedi, doludizgin
atlıların karartısı Koca Osmanm önünden süzüldü geçti. Atlılar o kadar çabuk
geçtiler ki Koca Osman davranamadı. Elleri, tüm bedeni titriyordu. Gene gelirler
diye içinden geçirdi. Düşündüğü de az sonra gerçekleşti. Tam atlıların karartıları
önüne gelince, ayağa kalktı, kalkmasıyla dolma tabancasının tetiğine çökmesi bir
oldu. Dehşet bir gürültüyü, karanlığı yırtan bir bağırma izledi. Atlıların
karartıları bir anda köyü çıktı. Koca Osmanm vurduğu atlının sesi daha bir süre
uzaklardan, bataklığın oralardan geldi.
Sevinç içinde eve gelen Koca Osman karşısında giyinmiş kuşanmış, tam
donanımlı İnce Memedi buldu. Dürbününü bile boynuna takmıştı.
Duydun mu İncem?



"Duydum, eline sağlık."
Öküzler gibi böğürüyordu. Neresinden vurdum ola?
Memed:
Diz kapağından, dedi. "Diz kapağı çok acır, öldürür adamı. Böyle böğürenler
diz kapağından, bir de omuzlarından kurşunu yiyenlerdir."
Koca Osman tepeden tırnağa Memedi süzdü süzdü de:
"Ne o oğul," dedi. "Sefere çıkacak gibi giyinmişsin?"
Memed:
Kusura kalma Emmi, diye özür diledi. "Bu benim huyumdur. Bir yerde kurşun
sıkılıyorsa ben giyinik olmalıyım."
Koca Osman soluyarak:
Yoruldum oğul, kocamışım oğul, bugün bunu iyice anladım. Az daha herifi
vuramayacaktım. Az daha... Kim ola şu vurduğum, çok merak ediyorum. Kim
dersin Memed?
Kimdir ola? diye kendi kendine sordu Memed. "Belli olur mu kim olduğu? Ah
Safa olsaydı ne iyi olurdu."
Ocağın başına varan Koca Osman:
Ulan, amma da ıslanmışım. Bu giyitler var ya şahinim, ilk olaraktan yağmur
yüzü görüyorlar. Yirmi beş yıldır, diye söylendi.
Sonra Memede döndü:
Ah Safa buralara gelmez şahinim. O böyle yerlere itlerini gönderir. Gene de
kimi vurduğumu merak ediyorum.
Giyitlerini soyundu, Kamer Anaya sundu:
"Kamer Ana, nolursun şunları ateşe tut da bir iyice kurusunlar."
Memed:
Bir daha gelirler mi bu gece? diye sordu.
Ne yapacaksın?
Hiç! dedi Memed. "Sordum."
Bunlar sabaha kadar köyün yöresinde, içinde dışında dolanırlardı ama, ben
yapacağımı yaptım. Bu gece bir daha gelmezler. Herifin böğürtüsü daha
kesilmedi. Belki bir hafta bağıracak. Sen Kalaycıyı vurduğun yıl var ya, gene
böyle, köyü akşamdan sabaha kadar kurşuna tutuyordu Ali Safa... Sen Kalaycıyı
öldürünce boku yedi Ali Safa... İşte böyle. Yarın gece gene adam gönderir, gene
köyü kurşunlatır Safa... Biz direndikçe, o türlü türlü oyunlar icat eder başımıza.
Biz direnmedikçe, biz korktukça... Hem direnir, hem korkmazsak yılar Safa...
Biz hem direnir, hem de korkarsak... Yarın bir tanesini daha vuracağım.
Çocuk gibi seviniyor, ellerini çırpıyordu:


Kocamışım ama, karanlıkta ancak karartıları kıpırdıyordu, gene vurdum.
Vurdum arkadaş. Yarın birisini daha vuracağım. Öbür gün bir tane daha... Ne
kadar gelirlerse, her gün birisini yıkacağım. Tüketinceye kadar onları,
bıktırmcaya kadar. Bu seferki diz kapağından olmuşa Ötekileri tam
yüreciklerinin üstüne saplayacağım. Değil mi yavrum? Kan kusturdular. Bu
köylü tabansız. Yarısı koyup da Dumlukaleye kaçmasaydı köylünün, bütün
bunlar başımıza gelmezdi. Boşaltmasalardı köyü... Yobazoğlu da bırakıp
gitmeseydi bizi, bütün bunlar başımıza gelmezdi. Gidip Yobazoğlunu
getirmeliyim, gidip Dumlu yöresinde sürgün köylüleri bulmalı, onlara bir daha
köye dönmeleri için yalvarmalıyım. Olur mu?
Derin düşüncelere dalmış Memed, olur der gibi başını önüne eğdi.
Koca Osman, şalvarı ocağa tutmuş kurutmakta olan, yüzü uykusuzluktan,
kederden uzamış Kamer Anaya:
Ana, dedi, "ben çok yorgunum. Bana şu tabancamı uzat. Barut kesesini de ver.
Azıcık da kuru çaput ver. Ver de aslanımı gene doldurayım. Yarın geceye gene
ona iş düşecek."
Koca Osman vura vura tabancayı iyice sıkıladı.
Bir daha ne kurşunlar vızıldadı, ne de at ayağı sesleri geldi. Sabaha kadar
Memedle karşı karşıya oturdular. Koca Osman söyledi, Memed dinledi.

12

Koca Osman daha gün ışımadan Seyfalinin evine geldi. Seyfali ocağın başına
çökmüş, yanan ateşi bacaklarının arasına almış düşünüyordu. Koca Osmanı
görünce ayağa kalktı. Uykusuz olduğu belliydi, sallanıyordu.
Buyur Osman Ağam, dedi, büyük bir kedere gömülmüş. Sesi kısıktı, utangaçtı.
"Gördün ya başımıza gelenleri, gene başladı."
Koca Osman ağız dolusu güldü:
Daha ne bekliyordun Aliden? Oturup bize hayır dua edeceğini mi? Biz böyle
karılar gibi evlere siner de çıt çıkarmazsak, köylünün yarısı korkar da Dumluya,
Yüreğir toprağına kaçarsa, Yobazoğlu da bir yıl, iki yıl adamın atma biner zort
atarsa, sonra da bir evi yanınca, iki de sopa yiyince başını alır da giderse, işte
böyle eder Ali Safa...


Otur hele Osman Ağam, şöyle buyur.
Koca Osman ocaklığın öte gecesine, döşeğin üstüne çöktü. Hep mutlu mutlu
gülümsüyordu.
Canını sıkma Muhtar, dedi, piposunu ocaktan aldığı bir közle ateşlerken. "Hiç
canını sıkına. Kafdağmm gecesine düşen ışık bizim de gecemize yağmıştır.
Düşmez kalkmaz bir Allah... Her tepenin başından yepyeni bir gün doğacak.
Allah birdir ama, kapısı bin... Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez. Hızır babamız da
bir ak güvercin donunda gelir. Gamlanma Seyfali, gamlanma, hangi günü gördün
akşam olmamış?"
Seyfali güvensiz bir bakış attı Koca Osmanm yüzüne. Koca Osman bu bakışı
yakaladı, bu bakışa iyice içerledi. Sözcüklerin üstüne bastıra bastıra:
Kaç geceyi gördün sabaha varmamış? Yavrum, Muhtarım, cücüğüm, öyle
bakma bana, diye olanca sesiyle bağırdı.
Seyfali yumuşak, ürkmüş:
Senin dilinin altında bir şeyler var Emmi, dedi. "Herkes, bütün köylü, çoluk
çocuk meraktan çatlıyor."
Koca Osman yayma basılmış gibi ayağa fırladı:
Çatlasınlar, diye bağırdı. "Çatlasınlar da patlasınlar. Var ya dilimin altında bir
şey, olmaz olur mu? Hızırm elini tuttum, olmaz olur mu? Dün gece bir kurşun
patladı, olmaz olur mu? Bir atlı öküz gibi böğürdü, duydun mu? Olmaz olur mu?
Baksana şu köye bin yıllık bir mezara benziyor, olmaz olur mu? Söyle ne
yapacağız, sen bu köyün Muhtarısın, olmaz olur mu?"
Bu sırada içeriye İmam Ferhat girdi. Uzun boylu, güneş yanığı, sağlıklı, uzun
yüzlü, çoktızun kirpikli, otuzunda gösteren birisiydi. Yıllar önce gelmiş Vayvaya
yerleşmişti. Yerleşmiş, buradan evlenmişti. İki kızı iki oğlu olmuştu, karısı
Eşeden. Nereli olduğunu, nereden geldiğini kimse bilmiyor, hakkında türlü
söylentiler dolaşıyordu.
Seyfali Ferhat Hocayı görünce ayağa kalktı:
Şöyle, şuradan buyur Hocam, dedi.
Koca Osman Hocayı görünce azıcık yumuşadı, yerine oturdu:
Olmaz olur mu? dedi son bir kere daha.
Ferhat Hoca yerine otururken: "Osman Ağa, nedir o olmaz olmayan?" diye
sordu. Koca Osman Hocaya baktı:
Dilimin altındaki, dedi.
Ferhat Hoca:
Gerçekten, diye yarı hayret, yarı merak içinde konuştu. "Günlerdir sende bir
başkalık var. Dilinin altında da bir şeyler olacak."


Koca Osman, oturduğu yerden dikeldi:
Var, dedi. "Bir gece uyuyordum. Uykumun arasından bir ses duydum. Koca
Osman, Koca Osman, diyordu. Fırladım, kapıyı açtım. İçeriye gözleri birer
damla ışık olan ak bir güvercin süzüldü. O anda da güvercin donundan sıyrılıp
Hızır oldu. Ak sakalları aydınlık. Elimi tuttu. Ne uykudaydım, ne de düşte.
Kafdağmdaki sıkışmış yolcuların karanlığının üstüne de bir top ışık düştü. Sen
buna inanmazsın, sen mucizata inanmazsın, değil mi Hocam?"
İnanmam, dedi Ferhat Hoca.
Dilimin altmdakine?
İnanırım, dedi güvenli bir sesle Ferhat Hoca.
Koca Osman:
Aaah, Hocam, diye içini çekti. "Bir söyleyebilsem yüreğimdekini! Kaç gündür
neredeydin Allahını seversen sen Hoca? Gene kayıplara karıştın. Bu gece burda
miydin?"
Buradaydım.
Ne yaptın?
Yatağımdan çıkmadım.
Koca Osman artık patlama haline gelmişti. Şu insanlar ne ahmak insanlardı.
Anlatıyor anlatıyor, anlamıyorlardı. Koskocaman cin gibi Ferhat Hoca bile
anlamıyordu. "Evimde Hızır var," diyordu. "Karanlığın üstüne,
umutsuzluğumuzun üstüne bir top ışık düştü," diyordu. "Dilimin altında bir şey
var," diyordu da, bir türlü anlamıyorlardı. Daha açık nasıl söylenir ulan bu?
Düpedüz bir gece bizim eve İnce Memed geldi, diyemezdi ki! Demeli miydi?
Söylemeli de köylüyü güçlendirip yüreklendirmeli miydi? Söylediğinde bir it
çıkıp da bir ağaya, ya da Hükümete haber verirse ne olurdu o zaman? Hükümet,
ağalar ne kadar askerleri, candarmalan, adamları varsa salmazlar mı? Memedin
vurulmuş, çocuk gibi büzülmüş bir topacık ölüsü geliyordu gözlerinin önüne.
Kırk kurşunla delik deşik etmişler güzelim bedenini, sıcacık yüreğini...
Giyindirip kuşandırıp, donandırıp duvarın dibinde Memedin ölü resmini aldıkları
geliyordu gözünün önüne. Ağlayan, yas içinde, boyunları öksüzler gibi bükük
köylü kalabalıkları geliyordu gözlerinin önüne. İlle de ağaların, beylerin
gülüşleri geliyordu gözlerinin önüne. Memedi bir gözünden bir gözüne
güvenmeyeceksin. Ama söylemese de olmaz. Şu Ferhat Hocaya, Kuran üstüne
bir yemin ettirip söylemeli mi? Hocaya falan benzemiyor. Yiğit adam, Ferhat
Hoca. Çok gün görmüş, çok geçirmiş. Bir kişi bilmeli ki... Aaah, bir kişi bilmeli
ki...
Koca Osman ayağa kalktı:


Azıcık benimle dışarı çık Hoca, dedi. Sesi kararlıydı.
Ferhat Hoca hemen ayağa kalktı, Koca Osmanm koluna girdi, dışarıya
sürükledi.
Hoca, Hoca, Ferhat Hoca, diye inledi. "Köylü köyü bırakıp gidecek.
Dayanamayacaklar."
Ferhat Hoca:
Bana da öyle geliyor. Birkaç ev daha yakıp, birkaç gece daha atlılar kurşun
boşaltırlarsa köyün üstüne, kimse kalmaz köyde. Kaçan kaçana... Köylünün
gidenleri tabansızlık ettiler. Ne yurt bulmuşlar gittikleri yerde, ne de yuva,
sürünüyorlarmış. Burada Ali Safa var da gittikleri yerde Ali Safa yok mu? Her
taşın altında bir Ah Safa var, Osman Ağa. Köylü bu Ali Safalara ya direnir, ya
da kul olur gider. Allah kulu kul yaratmış, kulu kimseye kul yaratmamış.
Diretmeyen insan Allaha karşı insandır. Şu dilinin altındakini söyle bakalım.
Koca Osman karşılık vermedi. Düşünüyordu. Söylemeye can atıyor, böyle bir
sırrın kendinde, yalnız kendinde oluşundan da sonsuz bir tat duyuyordu. Uzun
uzun yürüdüler, köyü çıktılar. Kars ağaçları ormanına geldiler. Çok ağır
yürüyorlardı ama, Koca Osman soluyor, bir ikircik ateşinde yanıyordu. Ferhat
Hoca ondaki değişikliği onun yüzünden andan ana okuyordu. Söylemeye karar
veriyor, Ferhat Hoca söyleyecek diye bekliyor, bir an sonra da onun yüzünden
söyleyemeyeceğini anlıyor, merakı büyüyordu.
En sonunda sabrı tükenen Ferhat Hoca:
Yorma kendini Koca Osman, sen bu sırrı şimdilik kimseye söylemeyeceksin.
Sen bu sırrını kendi gözünden bile esirgiyorsun. Yorma kendini.
Koca Osman:
Esirgiyorum Hoca, dedi ağlamaklı, sonra durdu uzun uzun Hocanın gözünün
içine baktı baktı: "Kurana yemin eder misin kimseye söylememeye Hocam?"
Ferhat Hoca:
Ederim, dedi.
Koca Osman sustu. Gene gözlerini Hocanın gözlerinin içine dikti, baktı baktı.
Koca Osman bir büyülü, bir uyurgezer gibiydi.
Neden sonra:
Kusuruma kalma, vazgeçtim, söylemeyeceğim. Yalnız şunu bil ki, Hızır bizim
köyümüzdedir. Karanlığın üstüne top top ışık yağmıştır. Hem de büyük bir
mucizat olmuştur, dedi, Hocanın gene koluna girdi yürüdüler. Koca Osmanı
ikircik terletmiş, bütün bedeni terden su içinde kalmıştı. Köye girip Seyfalinin
evine geldiklerinde gün doğuyor, bahar toprağı inceden inceye buğulanıyordu.
Eşikte onları bekleyen Seyfalinin yanında Hüsam, Zeynel, Kamer Ana, daha




bir sürü elleri koynunda, bu gece uyumadıkları yüzlerinden belli köylüler
bekleşiyorlardı.
Seyfali:
Şimdi beş altı kişi atlanıp karakola gidip şikayet edeceğiz. Karakoldan sonra
da Kaymakama... Kaymakamdan sonra da Valiye tel çekeceğiz... Oradan da
Mustafa Kemal Paşaya tel çekeceğiz, dedi.
Koca Osman bu sözlere uzun uzun, karnını tuta tuta, öksüre öksüre bir iyice
güldükten sonra:
Ulan Seyfali, saf olduğunu bilirdim ama, bu kadar saf olduğun da aklımın
köşesinden geçmezdi. Ulan Seyfali, ananı belleyen kadı, kime şikayet
edeceksin? Ananı belleyen kadı.
Ferhat Hoca ciddileşti:
Gülme Osman Ağa, anamızı belleyen kadı olsa da, gene kadıyı kadıya şikayet
etmeliyiz. Koca bir köy basılıyor, sabaha kadar kurşunluyorlar köyü, evleri
yakıyorlar. Biz şikayet edelim de, onlar varsın aldırmasınlar.
Edelim, dedi Koca Osman gülerek. "Anamızı belleyen kadı ne diyecek
bakalım?Ne fetva çıkacak kadıdan?"
Az sonra atlandılar. Önde Koca Osman, onun arkasında Ferhat Hoca, Seyfali,
Köy İhtiyar Heyetinden üç kişi, karakolun yolunu tuttular. Karakol köyün
dışında, yolun kıyısında yapılmış çok uzun kerpiçten bir toprak damdı. Üstünde
yarıya kadar yırtılmış, salkım saçak, solmuş bir bayrak dalgalanıyordu.
Karakolun önünde atlardan indiler, atları yandaki çite bağlayıp düğmelerini
iliklediler, büyük kapıdan dama girdiler. Onları kapıda Dursun Onbaşı karşıladı.
Muhtar Seyfali boynunu bükerek:
Çavuşum içerde mi? diye sordu.
Onbaşı biraz bozuldu, azıcık telaşlandı, hemen o anda karşılık veremeyip
düşündü, sonra:
Çavuşu dün gece vurdular, dedi. "Eşkıyalar vurdular."
Koca Osmanm kaşları kalktı, kaşların altından çıkan gözleri ışıldadı:
Yarası ağır mı? diye sordu. "Neresinden yemiş kurşunu?" Sesinde dehşet bir
merak vardı.
Kurşun bir domdom kurşunu. Domuz kurşunu. Dizkapağını parça parça etmiş
Çavuşun.
Koca Osman gülerek:
Dün gece nerede görmüş de eşkıyayı Çavuş, kurşununu yemiş?
Onbaşı buna iyice şaşırdı. Epeyi bir süre karşılık bulamadı. Sonra:
Dün gece bir haber geldi, Anavarzaya bir eşkıya çetesi inmiş. Dağlardan,

Yüzbaşı Faruğun önünden kaçıp düze inmiş. İşte Çavuşu onlar yaraladılar, dedi,
sıkıntılı.Sesi titriyordu.
Koca Osman Ferhat Hocaya bir göz kırptı. Ferhat Hoca:
Haydi kasabaya, Kaymakama gidelim. Ankaraya da tel çekelim, dedi, öfkeden
kapkara olmuştu.
Onbaşı:
Bir şey mi oldu? diye sordu. Yüzünde tutamadığı bir alay vardı.
Koca Osman:
Hiçbir şey olmadı yavrum, ne olacak? Sayenizde rahatız. Azıcık bu gece bizim
üstümüze kurşun sıktılar da... Biz de bize kurşun sıkıyorlar sanıyorduk, demek
eşkıyayla çarpışıyormuş Çavuş. Sağlıcakla kal.
Koca Osman önde, ötekiler arkada karakoldan çıktılar. Atlara binip kasabanın
yolunu tuttular.
Koca Osman yolda:
"Hocam," dedi, Ferhat Hocaya, "azıcık yanıma gelsene."
İki atlı geride kaldılar.
Koca Osman:
Anladın mı? diye sordu. "Çavuşun dizkapağını parçalayan, onu öküz gibi
böğürten domuz kurşunu nereden çıktı?"
Ferhat Hoca:
Anladım, dedi. "Eline sağlık."
Hepimiz dün geceki benim yaptığımı yapsak, tavşan gibi pusacağımıza, bir
daha köye uğrar mı Ali Safa dersin? Yobazoğlunun evi yandı, öteki gece Ali
Safanm evi de yansaydı buna karşılık, ne olurdu? Bir daha gelebilir miydi
üstümüze kimse?
"Gelemezdi."
Neden karşı durmuyor da köyü boşaltıp kaçıyoruz? Köyü boşaltmayanlar da
her gece yağan kurşunlar altında eli kolu bağlı duruyoruz? Neden ki dersin
Hoca?
Hoca:
Yılmış adam Allanın makbul kulu değildir, dedi. "Yılmış, korkmuş, ürkmüş
insan kadar kötü bir mahluk halketmemiştir yaradan. Dünyada cehennemden hiç
çıkmayacak, ebedi yanacak bir yaratık, yılmış adamdır. Allahın en edna kulu
korkmuş adamdır, korkmuş adam insanlığın yüz karasıdır. Çok sevindim, Çavuş
gitti. Bunu Kaymakama nasıl anlatırız? Nasıl anlatırız ki, köyümüzü basan
Çavuştur?"
Koca Osman:


Hiç anlatamayız. Benim Çavuşu vurduğumu da hiç kimseye söyleyemeyiz. Bu
gece gene basacaklar köyü. Yarın gece birisini gene vuracağım.
Ferhat Hoca:
İyi edersin, dedi.
Koca Osman:
Hızır bana dedi ki, bu dövüşü kazanmak içi gidenlerin geri gelmesi gerek,
dedi. Ben gidenlerin yanma bir kere daha gideceğim, köye geri dönün
diyeceğim. Durumlar değişti, diyeceğim.
Ferhat Hoca derinden bir ah çekti:
Aaaah, aaah! Osman Ağam, aah! dedi. "Getiremezsin onları. Orada sürünürler,
ölürler de bir daha buraya döndüremezsin onları. Hızır bana da onlar köye
dönerse iyi olur, dedi. Aah, ah Osman Ağa..."
Kasabaya girdiler, Ali Safa Beyin düşmanı Tilkioğlu Halil Ağayı önlerine alıp
Kaymakama çıktılar. Köylerinin basıldığını,sabaha kadar köyün kurşuna
tutulduğunu söylediler. Kaymakam bir çare bulacağını söyledi. Arzuhalci
Kozanoğlu Fethi Beye bir tel yazdırdılar. Ankaraya çektiler.
Kasaba çalkalanıyordu, Ali Safa Beyin gene Vayvay köyünü adamlarına
bastırdığı, bu adamların içinde Remzi Çavuşun da bulunduğu, seksen yaşındaki
Koca Osmanın dolma tabancasıyla karanlıkta Remzi Çavuşu vurup dizini
parçaladığı herkesin dilindeydi.
Remzi Çavuş hemen o gün Adanaya Asker Hastanesine götürülmüştü.
Koca Osman önde, ötekiler arkada, çarşıdan geçerlerken dükkancılar,
manifatura, bakırcı, ayakkabıcı, demirci esnafı, dışarı uğrayıp Koca Osmanı
hayretle seyrettiler. Kadınlar, çocuklar da sokağa uğradılar. Koca Osmanı
görmek için. Koca Osman kasabayı çıkıncaya kadar başını kaldırmadı. Üstüne
dikilmiş yüzlerce gözün altında küçülüyor, eziliyordu. O gün kasabadan çok
utandı.

13
Adem çok kısa boyluydu. Yuvarlak, hiç gülmeyen bir yüzü vardı. Boynu kısa,
gözleri üç köşeliydi. İncecik dudakları sıkı sıkıya kapalıydı. Kolları, bacakları,
elleri, parmakları, gövdesi, her şeyi kısa küttü. Elinde çok güzel bir Alaman
filintası vardı... Yanık bir sarıya çalan saçları diken dikendi, kirpi oku gibi.




Adem bir köşeye, bir evsine oturur, hiç kıpırdamadan, yemek yemeden orada
günlerce kalabilirdi.
Ali Safanm yanma altı yıl önce girmişti. Ondan önce tavşan, keklik, turaç, toy,
turna avlar, Anavarza ovasının ağalarına, beylerine götürür, bununla geçinirdi.
Ovada yıl on iki ay kış demez, yağmur çamur, gece gündüz demez dolaşır
dururdu. Görülmedik, tuhaf kuşlar vurduğu olur, bu tuhaf kuşlarını Ali Safaya
getirirdi. Cimri bir kişi olan Ali Safa Bey, Ademin kendisine tuhaf kuşlar
getirdiğini görünce sevinir, kesenin ağzını açardı. Gene bir gün bu tuhaf
kuşlardan birkaçıyla Ali Safa Beyin çiftliğine geldi Adem. Kuşların rengi
maviye çalıyor, maviden yeşile değişiyordu. Gagaları, bacakları çok ince, çok
uzundu. Ali Safa Bey bu görmediği güzel kuşlara çok sevindi:
Keşki bunlardan bir tanesi diri olsaydı, dedi.
Gün batıyordu, Adem tüfeğini omuzuna vurdu ve Akçasaza gitti. Sabahleyin
de kucağında o uzun bacaklı kuştan bir tanesi vardı. Kuş Ademin kucağında,
yuvasındaymış gibi rahat yatıyordu. Başında nakışlar vardı, gözleri de
kırmızıydı. Bundan sonra Adem Ali Safa Beyin çiftliğinde kaldı. Ne Adem Ali
Safa Beye, ben bu çiftlikte kalmak istiyorum, kalabilir miyim,diye sordu, ne Ali
Safa Bey, senin burada kalman gerekiyor, burada kal, dedi. Adem çiftlikte, sanki
orada doğmuş büyümüştü, öylece kaldı gitti. Çiftlik konağının arkasındaki iki
Вы прочитали 1 текст из Турецкий литературы.
Следующий - İnce Memed - 2 - 07
  • Части
  • İnce Memed - 2 - 01
    Общее количество слов 3145
    Общее количество уникальных слов составляет 1840
    27.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    41.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 02
    Общее количество слов 3578
    Общее количество уникальных слов составляет 1648
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 03
    Общее количество слов 3488
    Общее количество уникальных слов составляет 1687
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 04
    Общее количество слов 3514
    Общее количество уникальных слов составляет 1719
    36.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 05
    Общее количество слов 3448
    Общее количество уникальных слов составляет 1743
    32.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 06
    Общее количество слов 3479
    Общее количество уникальных слов составляет 1643
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 07
    Общее количество слов 3507
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    34.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 08
    Общее количество слов 3486
    Общее количество уникальных слов составляет 1680
    36.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 09
    Общее количество слов 3352
    Общее количество уникальных слов составляет 1708
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 10
    Общее количество слов 3335
    Общее количество уникальных слов составляет 1697
    35.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 11
    Общее количество слов 3336
    Общее количество уникальных слов составляет 1698
    34.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 12
    Общее количество слов 3392
    Общее количество уникальных слов составляет 1735
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 13
    Общее количество слов 3363
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 14
    Общее количество слов 3422
    Общее количество уникальных слов составляет 1720
    34.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 15
    Общее количество слов 3389
    Общее количество уникальных слов составляет 1672
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 16
    Общее количество слов 3402
    Общее количество уникальных слов составляет 1763
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 17
    Общее количество слов 3318
    Общее количество уникальных слов составляет 1789
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 18
    Общее количество слов 3326
    Общее количество уникальных слов составляет 1757
    32.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 19
    Общее количество слов 3280
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 20
    Общее количество слов 3386
    Общее количество уникальных слов составляет 1765
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 21
    Общее количество слов 3379
    Общее количество уникальных слов составляет 1718
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 22
    Общее количество слов 3348
    Общее количество уникальных слов составляет 1730
    33.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 23
    Общее количество слов 3445
    Общее количество уникальных слов составляет 1667
    37.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 24
    Общее количество слов 3370
    Общее количество уникальных слов составляет 1678
    33.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 25
    Общее количество слов 3372
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 26
    Общее количество слов 3407
    Общее количество уникальных слов составляет 1725
    33.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 27
    Общее количество слов 3343
    Общее количество уникальных слов составляет 1778
    32.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 28
    Общее количество слов 3345
    Общее количество уникальных слов составляет 1696
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 29
    Общее количество слов 3417
    Общее количество уникальных слов составляет 1699
    34.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 30
    Общее количество слов 3400
    Общее количество уникальных слов составляет 1692
    34.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 31
    Общее количество слов 3367
    Общее количество уникальных слов составляет 1784
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 32
    Общее количество слов 3377
    Общее количество уникальных слов составляет 1673
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 33
    Общее количество слов 538
    Общее количество уникальных слов составляет 408
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов