İnce Memed - 2 - 02

Общее количество слов 3578
Общее количество уникальных слов составляет 1648
35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
50.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
58.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
Hava azıcık serinlemişti. Daha yağmur çiseliyordu. Pul pul aydınlıktı, puslu bir
gece düşüyordu karaçalılığın üstüne. Karaçalı çiçekleri tatlı, bayıltıcı bir kokuyla
kokuyordu.
Tüfeğini, dürbününü, hançerini, nesi var nesi yoksa abasının altına aldı.
Dışardan bakan hiçbir şey göremezdi. Yalnız abanın bir sakıncası vardı, o da
Çukurovada aba giymezlerdi. Aba dağ köylülerinin urbasıydı. Kim görecek,
köye geceleyin girecekti.
İlerde küçücük bir parlak ışık gözüktü. Çok yorulmuş, ayaklarını
sürüklüyordu. Yağmur çiseliyordu. Burnuna gübre kokusu gelince ayıktı.
Karaçalılığı çıkmış, köyün ilk evlerine varmıştı. Kaim sesli bir köpek bütün
heybetiyle havladı. Çok karanlık vardı. Artık hiçbir şey düşünmüyor, yalnız
nedense yüreği hızlı hızlı çarpıyordu. Köye içeri girince karşısından bir adam
geldi, o, hiç bozmadı. Adamın üstüne üstüne yürüdü. Selam verdi geçti. Adam
da selamı aldı.
Sesi tanımayan adam:
"Uğurola, nereden gelip nereye gidiyorsun yolcu?" diye sordu. "Bu gece
vakti!"
"Dağlardan," diye karşılık verdi. "Narlıkışlaya gideceğim."
Adam üstünde durmadı, usulca:
"Güle güle," dedi, "uğurola."
"Sağ ol," derken kendinde olmadan titredi.
Yol, köyü ortadan ikiye ayırıyordu. Sağda büyük bir ağaç kararıyordu. Vardı
ağacın dibinde durdu. Yazılı ak mermer taşı ötede ağarıyordu. Silme bir karanlık




vardı. Hiçbir ışık yoktu evlerde, bir tek ışıktan başka. Ölü sessizliği... Ağaca
sırtını dayadı. Öyle yorgundu ki, bir süre ağaca dayalı öyle kalakaldı. Yüreği
hızlı hızlı atıyordu. Neresi güney, neresi batı, kuzey, doğuydu, yönü bir türlü
bulamıyordu. Başı dönüyordu. Yağmur çiseliyor, üstündeki ulu ağacın dallan
gürlüyordu. Doğruldu, ne olursa olsun diye düşündü yürüdü. Az sonra bir evin
çitine tosladı, el yordamıyla kapıyı buldu.
Osman Ağa, Osman Ağa, oooo, Osman Ağaaa...
Kaim bir erkek sesi:
"Kim o?" diye uykulu seslendi.
"Tanrı misafiri."
Kapı hemen açıldı.
Buyur kardaş, dedi don gömlek bir adam. "Buyur da ışığı yakayım."
Ben Koca Osman Ağanın evini arıyorum. Burası Koca Osmanm evi değil mi?
Dur kardaş giymeyim de seni götüreyim. İçeri buyur. Yağmur mu yağıyor?
"Çiseliyor."
Adam hemen geldi, önüne düştü, konuşmadan Koca Osmanm evine vardılar.
"Osman Ağa, Osman Ağa, misafirin gelmiş, onu getirdim."
Kapı hemen açıldı. Bir kadın sesi:
Hoş geldi, safalar getirdi konuk, dedi. "Tanrı misafiri. Sen de gel Veli. Daha
erkeç. Koca Osman semer onarıyor, gelin."
Adam:
Benim uykum var, dedi gitti.
Kadın arkasından:
Sağ ol Veli, dedi, konuğu içeriye çağırdı. "Buyur kardaş."
Koca Osmanm kaim sesi ocaklığın oradan geldi:
Kimmiş o gelen?
Kadın:
Bildiğim tanıdığım yok. Bir Tanrı misafiri. Abalı. Dağlı olacak.
Koca Osman:
Dağlı mı? diye sordu. "Demek dağlı, dağlı ha? Eh, hoş geldi safalar getirdi.
Gel gel şöyle ocağın başına, gel gel şuradan otur. Yağmur mu yağıyor?"
Çiseliyor.
Koca Osman, semeri bırakmış, ayakta dikilmiş kalmış yolcuya aşağıdan yukarı
bakıyordu.
Ne dikilmiş kalmışsın, otursana kardaş, dedi. "Allah Allah, otursana yahu. Ne
oldu sana?"
Oturamıyordu. Otursa silahı gözükecekti.


Koca Osman ayağa kalktı, elini konuğun omuzuna koydu, çöktü:
Otursana yavrum.
Oturmadı.
Kamer, bir döşek getir de ser yere, kıymetli konuğumuza.
Kadın evin öbür ucundan karşılık verdi:
Getiriyorum.
Koca Osman:
Oğlum konuk, aban da çok ıslanmış. Nereden gelip nereye gidiyorsun?
Sevinçli bir ses:
Dağlardan gelip Koca Osmana gidiyorum, dedi.
"Demek Koca Osmana gidiyorsun, acayip."
"Acayip," dedi konuk.
Kamer Hatun döşeği getirdi, ocaklığın sol köşesine serdi.
Buyur kardaş.
Koca Osman:
Otursana oğlum, diye gürledi. "Çıkar şu abanı da otur. Misafirin de
oturmazını ömrümde ilk olaraktan gördüm."
İkircikliydi, bir türlü abasına eli varmıyordu.
Kamer Hatun Koca Osmanm kulağına eğildi:
"Bu çocuğun başında bir hal var," dedi.
Koca Osman:
"Ne ola ki?" diye acınarak, küçümseyerek sordu. "Bir hal mı var başında senin
konuk?"
Konuk gülümsedi:
"Beni tanımadın mı Osman Emmi?"diye sevgi dolu bir sesle sordu.
Koca Osman iyice yaklaştı, omuzuna bastı, yüzüne baktı:
İnce Menıed, şahinim, yavrum! Yavruma, şahinime benziyorsun sen misafir!
dedi, İnce Memede sarıldı. Titriyordu. Tepeden tırnağa zangır zangır ediyordu.
"Sen misin, sen misin şahinim misafir? Tanrı misafiri sen misin? Sen o?" diye
sevindi.
Memed bir tek sözcük söyleyecek durumda değildi. Tıkanmış kalmıştı. Tatlı
bir düş içinde uçuyordu.
Kör olası Kamer gelsene, baksana gelen kim imiş! Gelsene Kamer, gelsene!
Kadın uzun evin öteki ucundan seslendi:
Ne diyorsun Osman, ne?
Koca Osman:
Gel gel, dedi. "Gel gel, gel de gör kim gelmiş, kim gelmiş!"

Kamer:
Kim gelmiş Osman? dedi.
Şahinim, diye bağırdı Koca Osman. "Şahinim, şahinim!"
Kamer.
Bağırma, dedi, "deli zırrıkı, bağırma, oğlan kaçak. İnce Memed sen misin
yavru?"
Memed:
Benim ana, dedi.
Hoş geldin yavru. Şu deli senin yakanı bıraksa da otursan. Kim bilir ne uzak
dağlardan geldin.
Koca Osman:
Sus karı, diyordu. "Bırakmam onu, bırakmam. Bir iyice koklamadan şahinimi
bırakmam."
Boynunu, omuzunu, sırtını kokluyordu.
Kamer Hatun:
Çocuk yorgun, dedi. "Çocuk yorgun. Canı burnundan çıkmış."
Koluna yapıştı, onu Memedden ayırdı. Koca Osman bir süre hayran durdu İnce
Memede baktı. Kamer Hatun İnce Memedin abasını soymaya uğraşıyordu.
Sonunda kendine gelen İnce Memed hemen abasını soyundu, tüfeğini,
tabancasını, dürbününü, kamasını çıkardı duvara dayadı, kendi de az önce
Kamer Ananın serdiği döşeğe oturdu.
Koca Osman da karşısına geçti oturdu. Hep onu seyreyliyordu. Gözlerini
yüzüne dikmiş, hayran, ayıramıyordu.
Memed gülümsüyor, Kamer Ana konuşuyor, Koca Osman öyle durmuş
kıpırdamadan Memede bakıyordu.
Gözüm yalan söylemiyor, öyle mi? Kulağım yalan söylemiyor, öyle mi?
Demek sen şahinimsin? Seni bir daha dünya gözüyle gördüm ya... Gördüm ya,
gördüm ya... Eee, hoş geldin bakalım.
Koca Osman yavaş yavaş kendine geliyordu.
Demek böyle ha! Demek bir daha İnce Memedi de görmek varmış nasipte!
Ulan talihlisin Koca Osman. Ulan seni kadir gecesi doğurmuş anan. Ulan mezara
bile toy düğünle gidiyorsun. Ulan Koca Osman...
Kalktı Memedin saçlarını okşadı, durdu baktı:
Vallahi sen İnce Memedsin, şahinimsin, diye bağırdı.
Kamer Ana:
Delirme, delirme, diye tersledi. "Deli herif, oğlan kaçkın, bir daha İnce Memed
adını ağzına alma. Bağırma."


Koca Osman:
Amman, diye bağırdı. "Aman aman!"
Kamer, Memed, ikisi birden telaşlandılar.
"Oğlan acından ölüyor. Şahinim acından ölüyor, çabuk Kamer, çabuk."
Kamer Ana:
"Ödümü kopardın," dedi. "Şimdi ocağa pilav koyarım."
Memed:
Telaşlanma Osman Emmi, öyle fazla acımdan öldüğüm yok, diye güldü.
Çabuk, şahinim acından ölüyor. Önce peynir getir, yoğurt getir, bal da vardı
değil mi, yağ da vardı, taze yağdı değil mi?
İnce Memed:
"Kamer Ana," dedi, "pilava hacet yok şu gece yarısı. Hazırda ne varsa..."
Ben sana şahinim acından ölüyor demedim mi? Şu tarhanayı ısıtsana.
Ocaktaki tencereyi gösterdi.
Kamer Ana hemen sacayağını koydu, tencereyi ateşe vurdu.
Bende akıl koymadı ki bu adam. Şaşkına çevirdi.
Koca Osman:
Azıcık dayan şahinim, şimdi ısınır. Güzel yapmış tarhanaya
Ocağı ölçerdi, daha odun attı. Yalım patladı.
Kurban olayım Osman, diye yalvardı Kamer Ana, "nolursun durul... Azıcık
kendine gel!"
Sofrayı Memedin önüne serdi.
Az sonra çorba ısındı. Kamer Ana büyük bir çorba tasma tarhanayı boşalttı,
Memedin önüne sürdü. Çorba uzun, kımıltısız tüttü. Çok da güzel koktu. Memed
çorbayı hiç durmadan, konuşmadan çabucak içti bitirdi. Kamer Ana ballı yoğurt
koydu sofraya, Memed onu da çabucak bitirdi.
Kamer Ana evde yenecek ne varsa birer ikişer sofraya taşıyordu, tereyağı,
şeker, peynir, ceviziçi, elma, erik, dut kuruları...
Memed sonunda:
Çok şükür, çok şükür, sofranıza Halil İbrahim bereketi, dedi.
Kamer Ana durmadan:
Ye yavrum, ye yavru, diyordu. "Uzak yerden geldin, ulu dağlardan hem de..."
Memed:
Çük şükür ana, çok şükür patlayacağım. Karnım davul gibi oldu, baksana, diye
gülüyordu.
Memedi bir anda bir sevinç dalgası sardı. Koca Osmanm evinde böyle
sıcakcana karşılanışı ona bütün çektiklerini unutturdu, çocuklaştırdı.

Kuş gibi yeynidim Osman Emmi senin evinde.
Kamer Ana hemen sofrayı kaldırdı, çok eski zamanlardan kalma, sapı kırılan
bakır Türkmen cezvesini ocağa sürdü:
Nasıl olsun kahven yavru? diye sordu.
Memed şaşırdı. Ömründe çok az kahve içmişti, utandı, kızardı. Sonra sağ elini
havaya kaldırdı:
Nasıl olursa olsun ana, dedi.
Koca Osman:
Benimki gibi olsun, diye söze karıştı. "İkisini bir pişir kahvelerin."
Kahveler pişinceye kadar hiç konuşmadan beklediler. Kocaman açılmış
gözleriyle Memed hep gülümsüyordu. Kamer Ana kahveleri fincanlara
boşaltırken taze kahve güzel koktu. Memedin, kahve kokusu çok hoşuna gitti.
Fincanın kulpunu tutarken eli titredi, tabağın içine azıcık kahve döküldü.
Memed, nasıl fincanı tutacak, nasıl içecek diye Koca Osmana bakıyordu. Onun
da elleri .titredi ama kahve tabağa dökülmedi. Üstelik Memedin ellerinden daha
çok titriyordu, titremekten uçuyordu elleri. Elleri titreyerek birden fincanı
dudaklarına götürdü, büyük bir gürültüyle sümürüp höpürdetti kahveyi. Memed
de öyle yaptı ama, höpürdetemedi, bir de ağzı yandı. Bir tuhaf acı tadı vardı
kahvenin. Kahve azıcık soğuduktan sonra Koca Osman gibi azar azar içti. Bir
daha ömrü boyunca bu tatta bir kahve içmeyecekti. Her kahve içişte Kamer
Ananın kahvesi gelecekti akima, ama ne o erişilmez tadı, ne o erişilmez kokuyu
bir daha tadamayacaktı. Ömrü boyunca bu kahvenin tadını duyacaktı, her kahve
içişinde bu kahveyi arayacaktı. Her kahveyi bu tada varmak için içecekti.
Koca Osman kahvesini bitirip fincanı ocaklığın kıyısına koyduktan sonra:
Dışarda soğuk mu var ola, üşüyorum," dedi.
Kamer Ana:
Yağmur çiseliyor.
Koca Osman:
İyi ki yetiştin yavru, dedi. "Hızır oldun da yetiştin, canımıza can kattın.
Halimiz dirliğimiz hiç yok bu Ali Safa itinin elinden. Bu köyü bize
bırakmayacak, bu belli. Bu benim gücüme gidiyor yavru, insanlığıma
dokunuyor. Memedim, şahin oğlum. On tane oğul büyüttüm, on ürkek tavşan.
Ben de çok yaşlıyım, köylünün de gözü korkmuş, yılmış Ali Safadan. Yılgın
adam kötü adam. Allah bin belasını versin yılgın adamın."
Çenesinde bir tutam uzun, ak sakalı titriyordu. Derin çizgilerle kırışmış yüzü
yalımların ışığında bakırlaşmış, acı içinde seyiriyordu. Kaim ak kaşlarının
altında gözükmez olan çekik yeşil gözleri bir açılıp ışıklanıyor, sonra büzülüyor,



kendi kırışığı içinde yitip gidiyordu. Koca Osmanm her bir davranışında bir
çocukluk vardı. Geniş geniş, her şeye şaşarak gülüşünde, kaşlarını kaldırıp
hayran bakışında, insanlara, hayvanlara, börtü böceğe, kurda kuşa candan
sarılışında, her tulumunda bir çocuksuluk vardı. Köylüler ona delikanlılığında,
orta yaşlarında, bu huylarından dolayı Çocuk Osman derlerdi. Kim bilir nasıl
ettiler de Çocuğu Kocaya çevirdiler? Bu iş ne zaman oldu bunu Koca Osman da
bilemedi, hiç kimse de. Köyde ona Çocuk Osman dendiğini hiç kimse
anımsamıyor. Yalnız bir tek insan unutmamıştı, o da Kamer Ana. Kızdığında ona
hep Çocuk Osman diye bağırırdı.
Kamer Ana öteden hışımla geldi:
Neler, neler söylüyorsun öyle oğlana, daha çarığını çıkarmadan, daha soluğunu
almadan, ayağının tozunu silmeden, Çocuk Osman, Çocuk Osman!., dedi. "Yüz
yaşma da gelsen, bin yaşma da gelsen, sen akıllanmayacaksın Çocuk Osman!
Oğlan ateşin, yangının ortasından çıkıp gelmiş, canını zor atmış buraya, canını
zor kurtarmış, bir de sen daha soluk almadan... Baksana oğlanın haline,
görmüyor musun, erimiş. Bir yaralı kuş gelmiş, bir çalıya sığınmış. Belki şimdi
peşinde bin tane asker vardır, bin tane ağa. Daha İnce Memed adından ödleri
kopuyor ağaların. Onun Çukurovaya indiğini bilmezler mi? Çukurovada sana
geldiğini de bulamazlar mı? Sen de daha fıkara soluk almadan başladın, halimiz
dirliğimiz, halimiz dirliğimiz... Sana bir şey deyim mi Çocuk Osman, sen bu
akıllan İnce Memedi ağalara teslim edersin. Ben bilmez miyim seni! Ağalar da
alırlar İnce Memedi hükümetlerine götürürler, onlar da İncemizi asarlar. Ondan
sonra ipin altında ağla, ağıtlar yak Çocuk Osman..."
Koca Osman bir fırsat buldu:
Haklısın Kamer, haklısın. Sus. Sus anam sus!
Bu senin yaptığın ayıp. Köyün başına yıkılsın. Ali Safa Beyin cehenneme
gitsin. Ne insanlık kalmış, ne töre... Daha soluğunu almadan... Sürgün ederse
sürgün etsin Ali Safa. Sizin tavşan yüreklerinizden dolayı.
Sus Kamer sus, diye bağırdı Koca Osman gür sesiyle. "Sus koca karı."
Memed çekişen karı kocayı gülerek, sevgiyle izliyordu.
Sus koca karı sus, Memed bizim oğlumuz, hem de şahinimiz. Aaah, ah Kamer,
köyün durumunu bilmesi iyi olmaz mı Memedimin?
Kamer Ana azıcık yatışmış:
İyi olur, dedi. "Öyleyse Zeyneli söyle. Köyün birinci durumu Zeynel. Kel
Zeynel."
Koca Osman dudakları sarkmış, hüzünle.
Şahinim, dedi, "durumlar çok kötü. Sen bugünlerde dağda barınamazsın. O dağ


kollarının adamı azıcık yabansı olurlar. Hele bugünlerde kudurmuşlar. Ne İnce
Memed tanırlar, ne Gizik Duran. Öz babalarını bile kovalayıp hükümete teslim
ederler. Şu Anavarzaya çıksan iki günde yakalanırsın. Şimdilik burada, bizde
kalacaksın. Senin burada olduğunu bu koca karıdan başka kimse bilmemeli,
oğullarım bile. Seni kimse görmedi buraya gelirken, Veliden başka öyle mi?"
Kimse görmedi.
İyi öyleyse. Bu koca karının oğulları bile bilmeyecek. Bir şu koca karı, bir sen,
bir ben, bir de koca Allah...
Kamer Ana başını salladı, beyaz başörtüsünün altından çıkan alnındaki altınlar
sakırdadı:
Ah sen, dedi. "Seni ben bilmem mi Çocuk Osman. Yarın sabah bütün köye
söylersin. Aaah, ben, ben seni, ben seni bilmem mi!"
Koca Osman öfkeyle ayağa fırladı:
Mendebur karı benimle oynama, dedi. "Oynama benimle. Ben deli miyim, ben
deli deli miyim? Gideyim birisine söyleyim, o da gitsin başka birisine söylesin.
O da ötekine. Ta Zeynelin kulağına gitsin. Zaten Zeynel köyde kuş uçurtmuyor.
Zeynel de varsın ağasına, Ali Safa itine desin ki İnce Memed Koca Osmanm
evinde, Vay vay köyünün içinde... Memedi de ipe çeksinler, öyle mi? Sonra da
ağalar padişah olsun Memed ölünce, köyler de sürgün olsun, köyler de batsın."
Tam böyle olacak Çocuk Osman.
Memed, şahinim, şu koca karıya bir şey söyle. Şu Allahın gece yarısında beni
dinden imandan çıkarmasın, zıddıma gitmesin.
Kamer Ana Koca Osmanm böyle çok öfkelendiği anlarda susardı. O susunca
Koca Osman da sustu.
Kamer Ana:
Şimdi gidelim de şu oğlana bir sığınacak yer yapalım.
Koca Osman:
Yer yapalım da kimse göremesin, bulamasın. Yesin içsin yatsın orada şahinim.
Şişmanlasın. Boyu da uzasın. Gülme Kamer, İnce Memed olduğuna bakma, daha
çocuk o.
Kamer Ana:
Allah bağışlasın, diye içini çekti. Anasına babasına diyecekti, sonra onun
anasının babasının olmadığı akima geldi. "Allah bağışlasın onu devlete millete,"
dedi. Bu da hoşuna gitmedi. Hükümet de, ağalar da onun düşmanıydılar.
Bulsalar bir kaşık suda boğarlardı onu. "Allah bağışlasın onu şu yüzü gülmemiş,
zulüm altındaki fakire fıkaraya," dedi sonunda.
Koca Osman ocaklığın lambalığında duran çıralığı aldı huğun öteki bölmesine


geçti.
"Memed, sen de gel," diye seslendi. "Gel de şu sana bir yer yapalım, sonra
sabaha kadar konuşuruz şahinim."
Memed de, Kamer Ana da vardılar, yüklüğün önünde durdular. Yüklük bu
köşeden o köşeye uzanıyordu. Nakışlı, ta huğun tavanına kadar gelen, isten
kararmış bir dev dolaptı. Koca Osman büyük kapağı açtı, yüklüğün içinde sıra
sıra dizilmiş ağzına kadar dolu kilim çuvallar vardı. Çuvalların üstü geniş bir
tahtayla bölünmüştü. Yukarısı ipekli, kuş tüyü yorganla, döşekle doluydu.
Koca Osman:
İşte Memed, dedi, "burası senin evin. Öteki evine gelince... Şu koca karı adamı
haline bırakmaz ki... Toprağına gelince... Hani söylü sana toprak aidiydi ya... Şu
yerini yapalım da senin, sonra konuşuruz. Koca karı gene dövüş çıkaracak. Şu
çuvalları dışarı çıkaracağız şahinim. Al şu çıralığı kız."
Çıralığı orada durmuş, kendilerini seyreden Kamer Anaya uzattı, kadın çıralığı
kaparcasma aldı.
Az bir zamanda buğday dolu beş çuvalı çıkarıp duvara dayadılar.
Siz durun gayri, dedi Kamer Ana. "Şimdi sıra benim. Memed yavru, şu döşeği
indir. Kusura kalma, benim gücüm yetmiyor."
Koca Osman:
Kocadı, dedi hemen.
Kamer:
Kocadım. Sen döşeği indir yavru.
Memed döşeği indirdi. Kamer döşeği dolabın içine serdi.
Şu yastığı, şu yorganı da...
Yatak mis gibi sabun kokuyordu, sakız gibiydi. Memedin içi gitti, bıraksalar
şurada üç gün üç gece uyurdu, deli oluyordu uykusuzluktan.
Haydi şimdi ocağın başına, dedi Koca Osman.
Kamer Ana:
Bırak oğlanın yakasını, kurban olayım Osman, dedi. "Görmüyor musun, fıkara
ayakta duramıyor."
Koca Osman:
Haydi şahinim, dedi, "uyu öyleyse, yarın konuşuruz."

3


Sabaha kadar uyumayan Koca Osman horozlar öterken yataktan çıktı ocağı
yaktı, kahvesini ocağa sürdü. Bir hoş olmuştu, yerinde duramıyor, içi içine
sığmıyordu...
İki kere gitti dolabın kapağını açıp uyuyan Memede baktı. Karanlıkta gözleri
Mernedi o kadar seçemedi. Kahvesini içtikten sonra gene Memedin her yanma
varışında yüreği küt küt atıyor, çoktan beri duymadığı taze, tatlı bir heyecan
içine düşüyordu.
Nakışlı ceviz sandıktan düğünlerde bayramlarda giydiği eski ama pırıl pırıl
giyitlerini çıkardı. Giyitin rengi laciverde kaçan koyu bir maviydi. Şalvarının
cepleri, paçaları, yan dikişlerinin üstü sırma işlemeliydi. Ceketi de yaşlı,
kurumuş ince bedenine tıpı tıpına uyuyordu. Usta bir terzi elinden çıktığı
belliydi. Giyindi. Ceket, şalvar, som ipekten çizgili mintan, lacivert yelek...
Yeleğin üstüne saatinin ağır ağır yer yer savatlı gümüş kordonunu sarkıttı. Kuşak
yerine göbeğinin üstüne dedesinden kalma, ama yepyeni gümüş savatlı, altın
işleme kuburunu sardı, kuburun yanma gene altın işleme deri barut kesesini
taktı, onun yanma da yanar döner sapı sedef dolma tabancasını astı. Ayağına,
uzun bir süre parlattıktan sonra, siyah çizmelerini çekti. Başına, ince keçeden
pişirilmiş, üstüne ipek poşu sarılmış şapkasını geçirdi. Evin içinde bir baştan bir
başa sağlam adımlarla birkaç kez gitti geldi. Gün ışırken Memedin içinde
uyuduğu dolabı açtı. Memed kıvrılmış, bir topak olmuş uyuyordu. Tüfeği de
başucunda.
Koca Osman içinden geçirdi: "Bu köpoğlusu çok yaman bir adam arkadaş. Şu
tüfeği ne zaman getirdi de başucuna koydu? Benim evimde bile kimseye
güvenmiyor. Ulan bir topacık da adam, şöyle bir sıksam canını çıkarırım. İyidir,"
diye gülümsedi. "İnsanın yükte hafif pahada ağırı bizim oğlan. Umudumuz
ışığımız. Dağlarda yemek bulamamış ki fıkaram boy atsın... Burada epeyce kalır
da, yemek yer beslenirse belki boy atar, irileşir, babayiğit olur." Gene onun
yüzüne hayran, şefkatle, sevgiyle bakarak gülümsedi. "Varsın boy atmasın,
irileşmesin. Bir kusur değil ki... Şahin de küçük ama vermez avını." Bu kez sesli
güldü. "Herkes ne sanıyor İnce Mernedi, gören de görmeyen de iri, iki adam
boyunda bir adam azmanı sanıyorlar. Böyle daha iyi. Kimse bu fıkara oğlanın
İnce Memed olduğuna inanmaz. Antlar içsek kimseyi inandıramayız. O da
saklanır, zamanı gelince de ağaları öldürüp, top top ışık patlayan Alidağma
yürür, hem de ala karlı Düldülün sivrisine. Hem de doruğuna. Adamın küçüğü
iyi olur, alıcı kuşun küçüğü gibi."


İçinden ılık bir sevgi taştı, usulca eğildi, Memedi saçlarından öptü, dolabın
kapağını kapadı, gene evi bir uçtan bir uca yürümeye başladı. Bu sırada da
Kamer Ana uyandı, ibriği aldı dışarı çıktı. O da oyalı geniş beyaz başörtüsünü
sandıktan çıkarmış başına sarmıştı. Koca Osmanı görünce durdu güldü. Sonra
korkuyla:
"Osman, Osman," dedi, "böyle her zaman giyinmezsim Millet sezmez mi bir
başkalık olduğunu?"
Millet batsın, dedi Koca Osman öfkeyle, yılgınlıkla. "Millette akıl olsaydı o
kadar zaten iki üç ağanın oyuncağı olmazdı. Bak, bak var da bak, içerde dolapta
bebecikler gibi uyuyor, dudağını sündüre sündüre... Hem de sümüğünü çeke
çeke... Bir topak, bir avuç insan... Amma adamda yürek var, akıl var, insanlık
var. Onda bu insanlık var da, işte bu sebepten ağaların da hükümetin de ondan
ödü kopuyor. Ödü, ödü kopuyor. Dağda beş yüz tane eşkıya vardı, eşkıya vardı
da aldırmıyordu hükümet. Neden? O eşkıyalarda insanlık yoktu. Şimdi bir tek
İnce Memed için bak bak, dağı taşı asker almış. Koca ağalar, ulu hükümet yer
götürmez asker ile yürüyor şu fıkaranm üstüne... Bak bak!"
Hızla yürüdü, çizmeleri tok tok sesler çıkardı, vardı dolabın kapağını açtı:
Bak, bebecikler gibi... Hükümet bunu böyle bir görse, hem utanır, hem de güle
güle ölür.
Dolabı kapadı, ciddileşti, elini Kamer Ananın omuzuna koydu:
Kamer Ana, dedi en sıcak sesiyle, "güzelim Kamer Ana, hükümet şahinimi
böyle görse, ağalar Memedimi böylece görseler belki de daha çok korkarlar.
Ummadık taş baş yarar demezler... Bu çocuk böylesine baş kaldırırsa, ya
ötekilerde azıcık yürek olsa, insanlık olsa ne yapar demezler mi? İşte böyle
güzelim Kamer Ana. İnsan olmak başka iş, insanlık başka iş."
Gene yürümeye başladı. "İnsan olmak... İnsan olmak... İnsan olmak," diyor,
yürüyordu. "İnsan olmak, Kamer Ana, insan olmak... Bak bir ayağım çukurda.
En çok, en çok daha on yıl yaşarım. Sonra üfürüverirler, can kuşu kafesten uçar
gider. İnsan olmak Kamer Ana, insan olmak. Her işin başı bu. Korkudur insanı
alçaltan, insanlıktan çıkaran. Bunu bilirim, bunu söylerim."
Kamer Ana bir parça yufkayla, bir tas süt getirdi verdi onun eline. Koca
Osman dişsiz ağzıyla yufkayı çiğnedi, elindeki süt tasını başına dikti. Az bir
sürede ekmeğini yedi, sütünü içti.
Kamer Ana, ben köyün içine çıkıyorum. Şahin uyanırsa dışarı çıkarma,
çorbasını dolaba götür. Bir de teneke koy yanma, hacetini içine yapsın. Kimse
görmeden götür de dışarı dök. Yarın ahıra bir kapı açarım.
Çiseleyen yağmur durmuştu. Gökyüzünde azıcık bir bulut bile yoktu. İnce,




ılık, belli belirsiz esen yel öteden, ovadan, Akçasazdan dalga dalga, güneşli
nergis, püren, ot, bataklık, arı, kelebek, saz, çürümüş batak toprağı kokusu
getiriyordu.
Koca Osman kapının eşiğine çöküp piposunu kaçak, kehribar gibi sarı tütünle
doldurdu ateşledi, çekti. Üç kere köyün öbür ucundan duyulacak kadar öksürdü.
Duyanlar:
Koca Osman gene sevinçli günlerinden birinde, dediler.
Koca Osman ayağa kalktı, piposunu ağzının sağ yanma dişsiz çenesine
sıkıştırdı, elini arkasına bağladı, dimdik durmaya çalışarak azıcık beli bükülmüş,
azıcık kambur yürüdü. Güzel yiğit bir Arap at üstünde durur gibi bir tavır
takmmıştı.Dünyaya tepeden bakan, bir büyük sır biliyor da söylemeyen...
Evinden, köyün en ucundaki S elver Gelinin evine kadar böyle kurumlu, mutlu,
gerilmiş, yarı gülen, küçük dağları yaratan benim ey köylü diyen bir tavırla gitti.
Herkes Selver Gelinin evine gidecek, onunla konuşacak diye düşündü. Ama o,
gene o kurumlu haliyle Selver Gelinin kapısının önünden geriye döndü. Onun
döndüğünü gören Selver dışarıya fırladı:
Osman Ağam, Osman Ağam adam tam kapıya gelir de eşikten geriye döner
mi?
Selver Gelin de Koca Osmanm yaşındaydı. Kocası, çocukları hep askerliğe
gitmişler, bir daha dönmemişlerdi. Kimsiz kimsesizdi, köyün ucundaki bu huğda
tek başına yaşıyordu. Uzakta, öteki köyde yalnız bir tek torunu vardı.
Bir kahvemizi iç de öyle git Osman Ağam.
Koca Osman durdu, gülümsedi, neden sonra:
Selver Gelin, dedi o kurumlu, sır bilir de gizler haliyle, "kahve içecek zaman
değil, sağ olasın sen anam."
Daha da dikleşerek yürüdü. Ağzı kulaklarına varıyordu.
Koca Osmanm bu halini, bayram giyinişini, sevinçli yüzünü görenler onda bir
hal olduğunu anladılar. Kadınlar, çocuklar, hastalar sayrılar, yaşlılar kapıların
eşikliğine oturup köyün ortasında piposunu tüttürerek, bu iki dirhem bir çekirdek
gidip gelen Koca Osmana baktılar. Ne olabilirdi ki Koca Osman böyleydi?
Köyde hiçbir olağanüstülük yoktu.
Koca Osman tam öğleye kadar böyle gitti geldi, gitti geldi. Kimse ona bir şey
soramıyordu. Sormaya yanaşanlar da, tepeden, kurumlu, gözleri ışıklı, tatlı bir
gülümsemeyle karşılaşıyorlardı. Elleri arkasında hem yürüyor, hem durmadan
piposundan duman savuruyordu.
Koca Osmanm en büyük oğlu Hüsam hemen babasının evine, anasına koştu:
Ana, dedi, "ne oluyor babama, ne var ana?"




Kamer Ana:
Bilmem, dedi. "Ne bileyim ben o deli bozuğun ne yaptığını. Tutalgası tuttu,
öyle gezinip durur işte. Osuruğu cinli."
Kamer Ananın hali de bir başkaydı. Hüsamı bu da çok kuşkulandırdı.
Bir şey var ana ama, sen babamdan daha sıkı ağızlısın, ölsen söylemezsin.
Nasıl olsa babam söyler. Baksana patlayacak... İki gün söylemezse patlar ölür.
Bari sen söyle de bizi meraktan kurtar. Babam son yıllarda hiç böyle giyinip
köyün içine düşmediydi. İnce Memede gittiğinde bir böyle giyindiydi.
İnce Memed sözünü duyunca Kamer Ananın yüzü kül kesildi, elleri dudakları
titredi. Bu da Hüsamm gözünden kaçmadı.
Hüsam köyün ortasındaki ulu ağacın altına geldi, köylüler toplanmışlar
merakla onun getireceği haberi bekliyorlardı. Hüsam daha uzaktan:
Hiçbir şey öğrenemedim. Babam söylemezse o söyler mi? Canınızı sıkmayın,
Вы прочитали 1 текст из Турецкий литературы.
Следующий - İnce Memed - 2 - 03
  • Части
  • İnce Memed - 2 - 01
    Общее количество слов 3145
    Общее количество уникальных слов составляет 1840
    27.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    41.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 02
    Общее количество слов 3578
    Общее количество уникальных слов составляет 1648
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 03
    Общее количество слов 3488
    Общее количество уникальных слов составляет 1687
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 04
    Общее количество слов 3514
    Общее количество уникальных слов составляет 1719
    36.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 05
    Общее количество слов 3448
    Общее количество уникальных слов составляет 1743
    32.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 06
    Общее количество слов 3479
    Общее количество уникальных слов составляет 1643
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 07
    Общее количество слов 3507
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    34.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 08
    Общее количество слов 3486
    Общее количество уникальных слов составляет 1680
    36.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 09
    Общее количество слов 3352
    Общее количество уникальных слов составляет 1708
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 10
    Общее количество слов 3335
    Общее количество уникальных слов составляет 1697
    35.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 11
    Общее количество слов 3336
    Общее количество уникальных слов составляет 1698
    34.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 12
    Общее количество слов 3392
    Общее количество уникальных слов составляет 1735
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 13
    Общее количество слов 3363
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 14
    Общее количество слов 3422
    Общее количество уникальных слов составляет 1720
    34.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 15
    Общее количество слов 3389
    Общее количество уникальных слов составляет 1672
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 16
    Общее количество слов 3402
    Общее количество уникальных слов составляет 1763
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 17
    Общее количество слов 3318
    Общее количество уникальных слов составляет 1789
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 18
    Общее количество слов 3326
    Общее количество уникальных слов составляет 1757
    32.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 19
    Общее количество слов 3280
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 20
    Общее количество слов 3386
    Общее количество уникальных слов составляет 1765
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 21
    Общее количество слов 3379
    Общее количество уникальных слов составляет 1718
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 22
    Общее количество слов 3348
    Общее количество уникальных слов составляет 1730
    33.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 23
    Общее количество слов 3445
    Общее количество уникальных слов составляет 1667
    37.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 24
    Общее количество слов 3370
    Общее количество уникальных слов составляет 1678
    33.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 25
    Общее количество слов 3372
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 26
    Общее количество слов 3407
    Общее количество уникальных слов составляет 1725
    33.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 27
    Общее количество слов 3343
    Общее количество уникальных слов составляет 1778
    32.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 28
    Общее количество слов 3345
    Общее количество уникальных слов составляет 1696
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 29
    Общее количество слов 3417
    Общее количество уникальных слов составляет 1699
    34.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 30
    Общее количество слов 3400
    Общее количество уникальных слов составляет 1692
    34.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 31
    Общее количество слов 3367
    Общее количество уникальных слов составляет 1784
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 32
    Общее количество слов 3377
    Общее количество уникальных слов составляет 1673
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 33
    Общее количество слов 538
    Общее количество уникальных слов составляет 408
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов