İnce Memed - 2 - 10

Общее количество слов 3335
Общее количество уникальных слов составляет 1697
35.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
Adem:
Hiç mümkünü yok, bu atta bir şeyler var, diyordu kendi kendine. Ve
kafasından bu düşünceyi atamıyor, üstelik de bu düşünce gittikçe onun bütün
devinimlerini içine alıyordu. "Üç gündür arıyorum, ovada aramadık hiçbir yer
bırakmadım. Sazlığın girilebilecek her yerine girdim, yok yok yok..."
Adem o geceyi, Yobazoğlunun huğuna, yağız atm ahırına ateş verdikleri o
geceyi olduğu gibi gözünün önüne getiriyordu. Ateş verir vermez, huğ birden
kor gibi alışı vermişti. Hem de yalımlar bir anda bütün kapıyı alıvermişti. Bir
mucizat olmamış olsaydı, bu atm o yangından kurtulmasının hiçbir mümkünü
yoktu. Nasıl kurtuldu yangından yağız at? Şimdi üç gündür nasıl görünmüyor?
"Bunda bir hikmeti hüda var."
Bir an inanılmaz bir korku dalgası geliyor, tüm yüreğini, bedenini sarıyor, eh
ayağı kesiliyordu. Bu atı vuramam, diye düşünüyordu. Kimse de vuramaz.
Vurursam elim kolum çont olur.
Atı vurursa başına büyük belaların geleceğine inanıyordu. Bir yandan atla hiç
karşılaşmak istemiyor, bir yandan da onu görmeye can atıyordu.


Bindiği kır atın önünden fırt fırt durmadan kırlangıçlar geçiyordu. Şimdi
Kerimli altından Tarsuslunun çiftliğine doğru gidiyordu. Burada, Akçasaz
bataklığının kıyısında kamışlar göğe ağmışlar, her birisi bir ağaç kalınlığında...
Burası kamış ormanı.
Adem, şu kamışlığın içine gireyim, diye düşündü. Kamışlığın orta bir yerinde
tümsekte soğuk, çakıltaşlı bir çaykara olacaktı, diye ansımaya çalıştı. Attan indi,
atı bir söğüt ağacına bağladı, kamışlığa yürüdü. Kamışlığa gelince durdu. Gene
korku gelmiş yüreğini bürümüştü. Kamışlığın kıyısı fırdolayı suydu. Çarıklarını
çıkarmadan, şalvarını çemremeden suya girdi, bir süre kamışlığın içinde yürüdü.
Kamışlıkta çok eşekarısı peteği vardı, çok sarıca arı. Örümcekler çok da ağ
germişlerdi. Ayağı, uzun oklu birkaç yumulmuş kirpiye çarptı. Çok uzun bacaklı
bir kuşun yanından geçti. Kuş nerdeyse Ademin boyu kadardı. Adem tam
yanından geçti, elini uzatsa tutacaktı, kuş hiç aldırmadı, kıpırdamadı bile.
Yalnızca kapalı gözlerinden birisini bir an için açtı, hemencecik de kapadı.
Kamışlığın içi serindi, karanlıktı. Adem dikkatli yürüyordu. Kamışlıkta zehirli
yılanlar çok olurdu.
Adem:
Burada da değilse bu at nerededir? diyordu. "Göğe çekilmedi ya bu zıkkımın
kökü. Elbet bir yerdedir."
Çaykarayı buldu, suyun ağzına uzandı, dudaklarını suya soktu, emer gibi
içmeye başladı. Neden sonra derin bir soluk alarak çaykararan başından
doğruldu, dizleri çamur olmuştu, çırptı.
Bu at bulunmaz. Bulunsa da vurulmaz. Vurulsa da, o atı vuran iflah olmaz.
Belki ölmez ama yılın yılın sürünür, ölmekten beter olur. Ölüme can kurban,
yetiş güzel ölüm, diye bağırır.
Kamışlığı aradı, korktu, sevindi, ta öteki ucuna, bataklığa kadar gitti geldi. Hep
o kıpırdamayan kuşlardan görüyordu. Kamışlığı dışarıya çıktığında gün aşağılara
inmiş gitmişti. Çok iri bir çiçek gördü. Turuncuya, mora çalıyordu. Üst üste
açmıştı. Bir kuşa da benziyordu.
Yağız at, kuş donuna girendir. Kırlangıç olup önümüzü kesendir. Önünü
kestim, bıyığına sıçtım Adem, diyendir.
Boyuna üst üste, durmadan içinden tekrar ediyordu: Kırlangıç donuna girdim.
Bir kırlangıç, iki, üç, beş, on kırlangıç donuna girdim, önünden geçtim, bıyığına
sıçtım.
Bir türlü bu tekrarlamanın Önüne geçemiyor, öfkeleniyor, deliriyor, ama içi ha
bire tekrarlıyordu: Önünden geçtim, bıyığına sıçtım.
Bir ara daldı, bir uykuda gibi dolaşıyordu. Şu uzun bacaklı yeşil kuş yağız at



olmasın. Tüfeğini yeşil kuşa doğrulttu, korktu geri indirdi. Gene doğrulttu, daha
fazla korktu bu sefer. Eli makina gibiydi, bir nişan alıyor, bir indiriyordu.
Devinimleri öyle çabuklaştı ki, sanki Ademin eli uğunuyordu. Birden tüfek
patladı. Tüfek patlar patlamaz da yeşil, uzun bacaklı kuş cansızmışcana yere
düştü, hiç kıpırdamadan oracığa serildi. Adem vardı, kuşu tuttu kaldırdı, kuşun
çok uzun, Ademin boyunun iki misli uzun kanatları açıldı. Adem kuşu yere
fırlattı, çabuk çabuk kamışlığı çıkmaya başladı. Çabuk çabuk da düşünüyordu.
At gözlerinin önünden aynı hızla geçiyordu. Yağız at silkinip incecik, kapkara,
kederli gözlü bir ceren oluyordu, ağcaceren. Ağcaceren silkinip bir kız oluyordu,
hem de bir peri kızı... Sonra kuş oluyordu at. Bir üveyik. Üveyikten bir gurruk,
yani bir yağmurcuk kuşu donuna dönüyordu, güzel, biçimli gagalı, som mavi.
Mavi yağmurcuk kuşundan sonra som mavi bir duman örtüyordu Anavarza
ovasının üstünü. Duman oluyordu at. Sonra toplanıyor duman, bir kavak ağacı
oluyordu, tellice kavak. Tekbaşma, düz ovanın ortasında... Kavak su oluyor,
toprağın üstünde apaydınlık yuvarlanıyor, su mor çimenli bir koru oluyor, koru
bulut oluyor, bulut Anavarza kalesinin üstüne ağıyor, bir ejder oluyor. Adem
dehşet korktu ejderden. Ejder yetmiş iki dilini uzatmış, kıpkırmızı, yalımdan,
üstüne üstüne geliyor. Koşarak kamışlığı çıktı. Aydınlık yüzüne taş gibi çarptı,
keskin. Gözleri kamaştı. Bir süre gözlerini yummak zorunda kaldı. Açtığında kır
at az ilerisindeydi. Kır ata atladı, doludizgin sürdü. Kırlangıçlar gene fırt fırt
yüzlerce önünden geçmeye başladılar. Önünden geçtim, bıyığına sıçtım... Adem
atı kırbaçlamaya, üzengilemeye başladı. Hakkı inkar edilmez, kır at da beter
koşuyordu. Koşuyordu ama, kırlangıçlar da gene sürülerce önünden geçiyorlardı.
Ve içindeki ses boyuna tekrar ediyordu. Kır at bir sel yatağına düştü. Sonra bir
göl çukuruna. Bir büklüğe girdi, birkaç hendek atladı. Gittikçe de yavaşladı,
sonra kendi boyunca bir hıltanlığa girdi. Hıltanlığı sökemedi, orada durdu.
Yağız at kuş oluyordu. Önünden geçtim... Kırmızı bacaklı bir leylek. Bıyığına
sıçtım. Altın gözlü, kocaman kanatlı bir koca kartal, incecik bir tazı oluyordu.
Önünden geçtim... Bir kara yılan oluyordu. Ulu bir çınar ağacının gövdesine
dolanmış. Çınar ağacının ta tepesindeki kuşun yuvasındaki civcivleri yemek için
tepeye doğru çıkıyordu. Başını yuvaya uzatıyor, kıpkırmızı yalım gibi, çatal dili
civcivlerin tam üstünde. Adem işte tam bu sırada davranıyor, bir kurşunda yılan
ta ağacın üstünden aşağılara sarkıyor, ölü. Amma da uzun! Önünden geçtim...
Adem felç oluyor. Titrek İsmail gibi durmadan eli ayağı titriyor. Eli bir yana,
ayağı, başı, gövdesi bir yana gidiyordu. Titrek İsmail dehşet nişancı, yakışıklı bir
gençmiş. Uçan turnayı gözünden vururmuş. Bir gün av avlarken karşısına bir
geyik çıkmış, ince, nazlı bir geyik. İsmail içinden geçirmiş, vurma şunu İsmail.


Otlar, çiçekler, taş toprak dile gelmiş, amanın ha, vurma İsmail. İsmailin tetikteki
parmağı duramamış. Bir de bakmış İsmail, geyiğin yerinde bir el kadar, çok
parlak bir duman! Tüfek elinden düşüvermiş bu anda da. Başlamış titremeye,
ağzında dili de köpürerek titremiş.
Adem gözlerine inanamadı. Elini gözüne siper etti, bir daha baktı, gene
inanamadı. Ama öyle kıpırdamadan, güneşe gerilmiş duran, başı da dimdik yağız
attan başkası olamazdı. Bir an ne yapacağını şaşırdı. Tüfeğini doğrulttu, at çok
uzaktaydı ama, gene tetiğe bastı. Eli ayağı, bütün bedeni titriyordu. Bir an
içinden geçti, Titrek İsmail gibi oldum. Atm bulunduğu yere baktı, at şaha
kalkınış, gerilmiş, ön ayaklarını göğe yukarı uzatmış, göğe ağmıştı. Sanki göğe
tırmanıyordu. Kanatlarını göğe uzatmış bir efsane kuşuna benziyordu. At bu
halde, göğe ağmış ne kadar kaldı, Adem de farkında değil. At, ön ayaklarını bir
yere vuruyor, sonra yeniden göğe ağıyordu. Bir tuhaf, görülmedik at oyunu
oynuyordu. Bacakları, uzun, ince, soylu gövdesi geriliyor, uçuyor, sonra
rahatlıkla çözülüyordu.
Adem tüfeğe bir daha davrandı, ata bir daha ateş edecekti, eli o kadar titriyordu
ki tüfeği düz tutamadı.
At bir daha şaha kalktı, indi. Sonra, uzun, çm çm bir sesle kişnedi.
Kişneme bütün Anavarza ovasında çınladı, Anavarza kayalıklarında da uzun
bir süre yankılandı. Sonra yağız at, günbatıya, Anavarza köyüne doğru aldı
yatırdı. Onu gören Ademin altındaki kır at da aldı yatırdı. Yoksa, Ademin yağız
atı kovalayacak hali yoktu. Öndeki yağız at öylesine bir koşuyordu ki, upuzun
oluyor, sanki karnı yere değiyordu. Ademin altındaki kır at da iyi koşuyordu. Ve
koştukça rüzgar yapıyor, bu esen yel yavaş yavaş Ademi kendine getiriyordu.
Yağız at az bir sürede Anavarza kayalıklarının ardına, Anavarza köyünün
oralara indi, sonra yönünü Hacılar Kamışlığına döndü. Hacılar Kamışlığını aynı
hızla döndü, Akçasaza vardı. Gittikçe hızı kesiliyordu ama, kır atı da epeyce
aralamıştı.
Yağız gitti Akçasazm kıyısındaki top söğütlerin orada dimdik durdu. Onun
orada durduğunu gören Adem sevindi. Ne eli titriyordu, ne bir şey. Birden iyice
inşan aldıktan sonra tetiğe çöktü. Baktı ki yağız at ortalıkta yok. Sırrolmuş
gitmiş. Öfkelendi, korktu, kendine acıdı. Günlerdir bir atm ardmdaydı. İn mi cin
mi, peri mi şeytan mı bir atm ardmdaydı. İtler gibi sürünüyordu. Bu atı
vuramadan dönerse adamlığı bitecek, ekmeği kesilecek. Karısı da kendisi de
ırgatlıkta sürün ha sürün edeceklerdi. Bütün mutlulukları şu atm vurulmasına
bakıyordu.
Bir de zoruna gidiyordu. Bir at cin de olsa, peri de olsa, ermiş de olsa, yüz



dona da girse nasıl vuramıyordu? Bunca yılın pireyi sektirmez Ademi...
Atm durduğu top söğütlerin yanma geldi, kır attan indi, bir ağaca bağladı.
Puslu bir alacakaranlık çökmüştü, eğildi yağızın durduğu yerin toprağına baktı,
kan var mı diye. Sonra yağızın izini sürerek bataklığa yürüdü. Az sonra önüne
fokurdayan sıcak,derin sular çıktı. Birden, arkasında karanlığı yırtan bir kişneme
duydu. Tam elli adım ötesinde. Geriye döndü, sazlardan başka bir şey göremedi.
Koşarak çıktı. Bağlı kır atla yağız at koklaşıyorlardı. Bu fırsat kaçırılmazdı,
hemen diz çöktü, nişan aldı, tetiğe bastı. Kurşunun sesinden boşa gittiğini anladı.
Arka arkaya dört el daha ateş etti. Bir de baktı iki at yan yana koşuyorlar. Kır at
da yularını koparmış, yağızla birlikte Narlıkışlaya doğru süzülüyorlar. Adam
orada, bataklığın kıyısında, çiçek açmış yarpuzluğun içinde durdu kaldı. Atlar
Narlıkışla altından geriye kırdılar, tam Ademin önünden süzülüp geçerlerken
deliye dönmüş Adem diz çöktü, bir iyice gözledikten sonra tetiğe bastı. Beş
kurşunu da.arka arkaya boşalttı. Atlardan birisi düştü. Birkaç kez ince ince
kişnedi. Uzun debelendi, karanlıkta...

21

Puslu, yapış yapış, ağır bir geceydi. Gökte çok parlak olmayan bir iki yıldız
ışılıyordu. Sağda solda, yamaçlarda çoban ateşleri yanıyordu. Memed gittiği
yolu çok iyi biliyordu. Küçücük, kayalıklı bir keçi yoluydu. Sarı Ümmetin evine
çıkardı. Orman uğulduyordu. Ortalıkta çıt yoktu başkaca. Memed üstündeki
büyük ağırlığın altında bile bir yere dokunmuyor, yürürken hiç ses çıkarmıyor,
kayar gibi, ayakları yere değmiyormuşcana gidiyordu. Oysa ağırlığı çoktu.
Bedenine üç koşar fişek bağlamıştı. İki koşar fişeği de sağlı sollu omuzlarından
geçirmişti. Tüfeği, kaması, dürbünü, bombaları, tabancası, bir hayli ağırlık.
Memed yürümeye, böylesine küçük patikalardan keklik gibi kaymaya alışkındı.
İki gündür dağlardaydı. Çok çabuk yol alıyordu. Hiçbir askerle, candarmayla,
köylüyle karşılaşmamıştı ama, kuşkulanmıştı gene de. Havada bir şeyler vardı.
Bir pusu, bir bekleme. Ta aşağılarda Nürfetin oralardan geçerken kulağına tüfek
sesleri gelmişti. Belki küçük bir çarpışmaydı. Çok uzun sürmediğine göre
pusuya düşen eşkıya ya vurulmuş, ya da teslim olmuştu. Memed onun için çok
tedbirli yürüyor, sapa yollardan gidiyordu.



Büyük ağaçlı bir ormandan yürüyordu. Usul esen yelde bile sallanan ağaçlar
gıcırdıyorlardı.
Ümmetin evine yaklaşmıştı. Vakit gece yarısını geçiyordu. Ümmetin evinin
oralardan iri çoban köpeklerinin ürüşmesi geliyordu. Gecenin bu vaktinde köpek
ürüşmesi hayra alamet değildi.
Memed üst baştaki yamaçtan Ümmetin damının üstüne kayıverdi. Yavaşça
ayağını damın toprağına üç kez vurdu. Sarı Ümmet uykuda da olsa bu sesi duyar,
hemen dışarıya çıkardı. Eğer dışarıya çıkmazsa, bilinmeliydi ki ya evde yoktur,
ya da çok büyük tehlike vardır. Memed sabırsızlandı, ayağını üç kez daha sert
vurdu dama. Az sonra bir ayak sesi duydu, ama çok yavaş. Karartı duvarı
dolandı, sürünerek yamaca tırmandı, yamaçtan kayarak dama indi:
"Yat Memed," dedi.
Memed hemen usulca yere uzandı.
Sarı Ümmet:
Evin içi asker dolu. Ahırda da Kara İbrahimin çetesi... dedi. Ağzını Memedin
kulağına yapıştırmış konuşuyordu. "Seni arıyorlar... Ev ev, delik delik, köy köy
seni arıyorlar. Senin Torosa döndüğünü duymayan kalmamış. Kim gördü seni
Allah aşkına?"
Memed:
Bilmem, dedi. "Kim gördü bilmem ki... Herhal gören olmuştur."
Bu sefer seni öylesine, canlarını dişlerine takmışlar arıyorlar ki sorma... Ah
Safa Bey, öteki ağalar başına para bile koymuşlar. Yüzbaşı Faruk konuşurken
duydum. Birkaç ay Torostan silin. Ararlar ararlar bulamazlar, sonra da bıkarlar.
Bu fırtına dininceye kadar sen buralardan uzaklaş. Dur burada bekle, sana mermi
buldum. Belki giderken dövüşürsün.
Sarı Ümmet damın duvarından aşağı kaydı, az sonra bir elinde bir torba
mermi, bir elinde de bir azık çıkınıyla geldi.
Al bunları, dedi. "Sizin köye de hiç uğrama. İki aydır candarma sizin köyün
üstünde dövünüyor."
Memed:
Bizim köyde ne var, ne yok? derken Sarı Ümmet sözü ağzından aldı:
Daha fazla durma burada, sizin köye gelince olduğu yerde olduğu gibi duruyor.
Amanın, hiç uğrama, tuzağa düşersin. Dağı taşı asker talamış, mukayyet ol. Bu
köylüler kudurmuşlar, babansa, kardaşmsa da gözükme. Tez günde Torosları
bırak. Haydi güle güle.
Karanlıkta elini uzattı, Memedin buz gibi olmuş elini sıktı, damın duvarından
aşağı kayıverdi.



Memed de bir anda yamacı tırmandı, ormana karıştı gitti, bildiği çok gizli bir
keçi yolunu ayak yordamıyla buldu. Çok hızlı yürüyor, yüreğindeki korku
büyüyordu. İçi karmakarıştı. Dört karanlık duvarı arasında kimsiz kimsesiz,
dostsuz, yapayalnız öyle kâlâkalmıştı. Bir dünya da asker. Bir de köylüler... Dağ
taş, asker, köylüler, ağaç, ot, uçan kuş, yerdeki karınca, herkes, her canlı da
düşman.
Dehşet bir umutsuzluk dünyasını karartıyordu.
Gittikçe de içindeki, köye karşı hasreti artıyordu. Gitse başına gelecekleri
biliyordu. Sağ kurtulmasının hiç mümkünü yoktu. Ama çok, deli gibi merak
ediyordu. Köylü ne olmuştu? Çakırdikenliğe daha toy düğünle ateş veriyorlar
mıydı? Durmuş Ali Emmi yorgun yaşlı bacağını havaya kaldırarak halay çekiyor
muydu? Hürü Ananın kızgınlığı geçmiş miydi acaba? Amma da öfkeli bir
kadındı. Öfkesinden toprak titriyor, yer gök sarsılıyordu. Herkesin öküzü
herkesin miydi, herkesin sürüp ektiği toprak? Çok çok şey öğrenmişti bu birkaç
yılda. Ama çok... On ömür yaşasa bir insan şu Memedin öğrendiklerini zor
öğrenir.
Ali Safa Bey, Arif Saim Bey, öteki Çukurova ağaları... Memed uzun bir süre
Çukurova ağalarının kendisine niçin düşman olduklarını anlayamamıştı. Abdi
Ağayı öldürmüştü, Abdi Ağa onların akrabası değildi ki... Memed onlara ne
yapmıştı da, salt kendisi için bütün Torosu candarmayla doldurmuşlardı? Daha
da bunun sebebini o kadar anlayamıyordu ya doğrusu. Niçin öteki eşkıyalara bu
kadar düşman değillerdi? Üstelik de birçok eşkıyayı da koruyorlardı? Ağaları,
beyleri anladık, diyelim, köylülere ne oluyordu?
Nereye giderim ben, diye düşündü. Bütün Fırat dolaylarını, dil bilmez Kürt
ellerini dolaştım geldim, sığınacak bir yer bulamadım. Bu dünya bana dar geldi.
Genedöndüm koca Torosa. Kimse bilmez nerde kalır ölümüz. Ben Torosa
ölmeye geldim. Baba toprağıma. Ölüm burnuma burcu burcu kokuyor. Bir
eşkıya adamı, İnce Memed olmuş birisini, ağaların beylerin horladığı dünya
kabul etmiyor Sarı Ümmet Ağa. Yeryüzü gökyüzü kabul etmiyor. Nereye
giderim, Ümmet Ağam? Bir kanadı kırık kuşum ki, el kadar da olsam, beni
hiçbir çalı kabul etmiyor.
Gidecek, kaçacak bir yer düşünüyor, bulamıyor, köpürüyordu. Koca Osman
dedik, evine sığındık, iyi adam, has adam, baba adam, can adam, ama çocuk
adam. Herkese evinde olduğumu söylemek için can atıyordu. Bereket Kamer
Anaya... Çukurovanm düzünde candarmaya bir yakalanırsan kurtulmanın
mümkünü yok. Artık Çukurova ağaları bayram edip sevinirlerdi.
Ormanın içinde, keçi yolunda, gecenin ortasında dikildi kaldı. Yönünü nereye



dönse, gidecek hiçbir yeri yoktu ki, Yönünü nereye dönsün? Bir süre öyle
gecenin altında, ayakta dimdik durdu kaldı. Çok şeyler düşündü. Düşünceler
kafasına inanılmaz bir hızla geliyor, çokuşuyorlardı. Anası geliyordu gözlerinin
önüne, Hatçe, çocuğu, Iraz Hatun, Koca Süleyman... Koca Süleyman deyince
içinde bir sıcak, aydınlık umut ışığı çaktı. Bir de Kerimoğlu vardı. Bir de Cabbar
vardı. Yiğit oğlandı, dost oğlandı Cabbar... Evlenmiş, iki de çocuğu olmuş, biri
kız, biri oğlan. Cabbara gitse? Cabbarı boş bırakmazlar, Koca Süleymanı da...
Kerimoğlunu da. Dağlarda iş yok. Ama nereye?
Yakınlarda bir mağara olmalıydı. Sabaha az kalmıştı. Nerdeyse ortalık
ağaracak. Yönünü mağaraya döndü. Ortalık ışırken ulu bir kayalıktaki mağaraya
vardı. Mağaranın deliğinin ağzında iki kartal duruyordu. Ve deliğin her iki
yanında birer sakız ağacı bitmişti. Ağaçları mavi çiçekli sarmaşıklar sarmıştı.
Memed mağaraya çıktı, yorgun kartallar istemeyerek kanatlarını açtılar, uçup az
ileriye kondular.
Memed tüfeğini çıkardı, kayışını eline doladı, yere koydu. Elindeki mermi
torbasını da tüfeğin üstüne koyar koymaz uyudu.
Uyandığında gün batıyordu. Susamış, acıkmıştı. Ortalık peryavşan, kekik
kokuyordu. Mağaranın önü inanılmaz bir kırmızılıktaki keditaşağı çiçekleriyle
bezeliydi. Kırmızı keditaşakları mağaranın ak, kara, yeşil benekli mor
kayalıklarına sarvan kurup oturmuştu. Memed bu kadar çok açmış, bu kadar
yalım yalıma, ta ötelerden bile parladığı görülen bir kırmızı çiçek yığınını hiç
görmemişti. Tüfeğini taktı, mermi torbasını eline aldı, dışarı çıktı. Sabahki
kartallar gene gelmişler, mağaranın kapısına konmuşlardı. İstemeyerek uçtular,
on adım ileriye bir kayanın sivrisine yan yana kondular. Çok yaşlı kartallardı.
Aşağıda bir pınar inceden çağıldıyordu. Memed gitti pınarın başına, uzun, mor
çiçekli yarpuzların üstüne çöktü. Sarı Ümmetin verip debeline bağladığı çıkını
açtı. Azıkta üç baş soğan, altı yumurta, bol çökelek, bir parça Türkmen peyniri,
bol bol kömbe ekmeği vardı. Birkaç da bazlama. İştahla yemeğini yedi. Bu azık
ona daha iki gün yeterdi. Memed o kadar boğazlı değildi her zaman. Hele canı
sıkıldığı sıralarda yemek hiç akima gelmezdi.
Ayağa kalktı, yönünü kuzeye döndü. Köyüne gidiyordu. Köyü gözünde
tütüyor, içine bir özlemlik ateşi düşmüş onu yakıp kavuruyordu. Biliyordu,
ölüme gidiyordu ama, duramazdı. Köyünü görmeliydi. Ya köyü görmeden
ölürse? Koca çınarı, Kulaksızı, Kulaksızın değirmenini, koca çınarın büvetini,
kınalı yolu, çakırdikenli Dikenlidüzünü, ağaçlan, çalıları, devedikenlerini, köyün
tavuklarını, hele kürk tavuk ardında dolaşan yumak yumak sarı civcivleri... Her
şeyi, her şeyi göresi gelmişti. Durmuş Aliyi, onun ılıcık, şefkatli, dost gözlerini,




sevgi dolu, merhametli, çok insan... Hürü Ana daha insan, daha çok... Sert,
inatçı, herkesten çok insan. Sevdikleri için canını verir. Bir gün uykuda saçlarını
okşamıştı... Memed unutamamıştı o sıcak, ana, bacı, dost, kardaş elinin
sıcaklığını, dostluğunu, ılıklığını, yumuşacıklığını... Hürü Ana bir insanı böyle
candan okşasm, insan salt bunun için canını verir... İsterse okşamasın, bir
candan, ta yüreğinin derininden bir yavrum, Memedim deyişi vardır ki, bin can
eder. Nasıl karşılayacaktı acaba? Deli, deli olurdu sevinçten. Ne yapacağını, ne
edeceğini bilemezdi. Mustafa Çocuk, Hösük Emmi, Hösük hep şaşkın şaşkın
durur, ellerini biribirine sevinerek kavuşturur, kavuşturur açardı, "Memed, azıcık
daha büyümüş," derdi. "Büyüsün. Görkemli adam daha iyi eşkıyacılık eder.
Elalem ondan korkar, herkes bizim Memedden çok korkuyor ya, daha çok korkar
şimdi," der övünürdü. Mustafa ne yapardı, ne düşünürdü? Korkar mıydı? Belki
de korkardı. Gider candarmaya haber verir miydi? O da evlenmiş, onun da bir
çocuğu olmuştu. Cabbar duyunca gelir miydi? Memed gülümsedi, büyük bir
inançla, "Gelir," dedi. Ya Topal Ali? Kurnaz tilki gözlü Topal Ali? Ölünecek
dost, ölünecek arkadaş, ölünecek insan... O nasıl karşılayacak acaba? Başını
arkaya atıp gülecek, gülecek. Durmadan akan bir su gibi gülecek. Eli kolu, yüzü
gözü, bedeni, başı her şeyiyle gülecek. Topal ayağı bile gülecek. Topal
sevincinden deli divane olacak...
Memed de bir sevinç kasırgasında sevgiyle dolup taşmış, uçuyordu. Öyle
çabuk yürüyordu ki, sanki ayaklarına kanat takılmıştı. Kötü şeyler hiç akima
gelmiyordu. Köyün candarmalarla dolu olduğu, öldürüleceği hiç hiç akima
gelmiyordu. Öldürülmese bile kötü durumlarla karşılaşacağı da akimın
köşesinden geçmiyordu. Bir de türkü tutturdu. Çok az türkü söylerdi. Türkü
söylemeye vakti olmamıştı ki... Tatlı bir sesi vardı.
Gün işiyordu ki Uzunoluğun başına geldi. Uzunoluğun göbeğinde kırmızı
benekli alabalıklar üst üste yüzerdi. Elini uzatsan tutabilirdin. Uzunoluğun
balıklarına nedense hiç kimse dokunmazdı. Balıklar da çoğaldıkça çoğalırdı.
Oluğun başına oturdu, azık çıkınını çıkardı, bir soğanı yumrukladı, çökelekle
yemeye başladı. Arada sırada da ekmek kırıntılarını balıklara atıyor, balıkların
ekmek kırıntılarına, üst üste, alt alta koşuşlarma bakıyordu.
Yemeğini ağır ağır yedi, balıklara baktı, rahattı, oracığa uzandı. Bu oluk
çocukluğunun oluğuydu, buralarda nedense korkmak akima gelmiyordu.
Korkusuz, kuşkusuz, çocukluğunda nasıl uyursa öyle uyudu. Eşkıya olup da
dağa çıktığından bu yana böyle derin, böyle deliksiz uyku uyumamıştı.
Uyandığında buna kendisi de şaştı. Ama buraları baba toprağıydı, bildik topraktı.
İçindeki sevinci kabarıp kabarıp geliyor, bir an önce gecenin inmesini


bekliyordu. Karanlık kavuşur kavuşmaz köye inecek, Hürü Ananın kapısına
varacak, usuldan, Ana, Ana diyecekti, ben geldim. Bakalım sesten tanıyacak ıııı?
Tanımaz mı o? Ne cindir!
Ormanın içinden kayarak köyün üst başındaki yamaca indi. Uzun kayanın
dibine oturdu, köyü seyretmeye başladı. Köyü seyrettikçe anıları da
depreşiyordu.
Çocukluğunda, anasına küsüp evden kaçtığında da buraya, bu kayanın dibine
gelir, belini isli kayaya dayar, köyü seyreder düşünürdü. Bu uzun kaya hep isli
dururdu, Memed kendini bildi bileli. Köylüler, çobanlar kayanın dibine ateş
yakmayı çok severlerdi.
Köyün içinde candarmaları gördü. Gidiyor geliyorlardı. Sonra damlar arasında
kendi damlarını seçti. Damın toprağı kırmızı, yeşil, rrravi, turuncuydu. Cam
kırıkları gibi yanan ak sıcakta ışılaşıyordu. Babası ta uzaktan getirmişti bu
toprağı, dam akmasın diye. Güzel, yumuşacık, sıcacık, sevgi dolu anası geldi
gözünün önüne, ömründe duymadığı yaman bir yalnızlık duydu. Dört yanda,
uzun uzun çiriş çiçekleri açmıştı. Türlü türlü arılar, binlerce, ak sıcaklarda
uğuldayarak, ak sıcaklar demek Memedin hoşuna gidiyordu, çiriş çiçeklerinin
yörelerinde dolaşıyorlardı. İnce, dimdik, uzamış gitmiş çirişsiklerine binlerce ak
düğme büyüklüğünde çiçek yapışmıştı.
Hatçelerin evine bakamıyordu. Evlerinin önündeki, o ulu ağacı göremiyordu.
Sonunda kendisini yenemedi, ağaç geldi gözünün önünde durdu. Bir gece gibi
gerildi önüne. Delikanlı yüreği küt küt atarak divlik kuşu gibi öttü. Deli gibi bir
bekleme kasırgasında delikanlı bekledi. Yumuşacık, sıcacık, sevgi taşan kız
geldi. Memedin boğazına bir şeyler tıkandı, iki damla yaş gözlerinden aşağıya
yuvarlandı indi.
Memed, bu havadan çıkmak için gözlerini Abdi Ağanın evine dikti. Abdi
Ağanın evinin bacasından gür bir duman çıkıyordu. Memedin öfkesi şahlandı:
"Kesemedim dumanı," dedi. "Kesemedim, kesemedim, kesemedim." Sesi inler
gibiydi. İçinde büyük bir acıyla kalktı yürüdü, sonra kendine geldi, gülümsedi,
dalgündüz candarmayla ağzına kadar dolu köye girmeye kalkıyordu. Uzun
kayanın dibine dönerken, ötede, çalının dibinde iki ışıl ışıl çocuk gözü gördü.
Gözler faltaşı gibi açılmışlar, şaşkın, hayran kendisine dikilmişlerdi.
Çocukluğunda Memed de buraya gelir, o çalının dibine siner, uzun kayanın
dibinde olup bitenleri seyrederdi. Bir seferinde Süleymanla Topal Anşacanm
kızını sevişirlerken bu çalının dibine saklanmış, gözetlemişti. Bu çalının içinden
hiç eşkıya gözetlememişti. Kim bilir ne hoş olurdu, boynunda dürbün, koşar
koşar fişekliklerin altında iki büklüm, gümüş savatlı kayışlara uzun Çerkeş



Вы прочитали 1 текст из Турецкий литературы.
Следующий - İnce Memed - 2 - 11
  • Части
  • İnce Memed - 2 - 01
    Общее количество слов 3145
    Общее количество уникальных слов составляет 1840
    27.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    41.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 02
    Общее количество слов 3578
    Общее количество уникальных слов составляет 1648
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 03
    Общее количество слов 3488
    Общее количество уникальных слов составляет 1687
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 04
    Общее количество слов 3514
    Общее количество уникальных слов составляет 1719
    36.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 05
    Общее количество слов 3448
    Общее количество уникальных слов составляет 1743
    32.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 06
    Общее количество слов 3479
    Общее количество уникальных слов составляет 1643
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 07
    Общее количество слов 3507
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    34.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 08
    Общее количество слов 3486
    Общее количество уникальных слов составляет 1680
    36.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 09
    Общее количество слов 3352
    Общее количество уникальных слов составляет 1708
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 10
    Общее количество слов 3335
    Общее количество уникальных слов составляет 1697
    35.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 11
    Общее количество слов 3336
    Общее количество уникальных слов составляет 1698
    34.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 12
    Общее количество слов 3392
    Общее количество уникальных слов составляет 1735
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 13
    Общее количество слов 3363
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 14
    Общее количество слов 3422
    Общее количество уникальных слов составляет 1720
    34.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 15
    Общее количество слов 3389
    Общее количество уникальных слов составляет 1672
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 16
    Общее количество слов 3402
    Общее количество уникальных слов составляет 1763
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 17
    Общее количество слов 3318
    Общее количество уникальных слов составляет 1789
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 18
    Общее количество слов 3326
    Общее количество уникальных слов составляет 1757
    32.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 19
    Общее количество слов 3280
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 20
    Общее количество слов 3386
    Общее количество уникальных слов составляет 1765
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 21
    Общее количество слов 3379
    Общее количество уникальных слов составляет 1718
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 22
    Общее количество слов 3348
    Общее количество уникальных слов составляет 1730
    33.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 23
    Общее количество слов 3445
    Общее количество уникальных слов составляет 1667
    37.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 24
    Общее количество слов 3370
    Общее количество уникальных слов составляет 1678
    33.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 25
    Общее количество слов 3372
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 26
    Общее количество слов 3407
    Общее количество уникальных слов составляет 1725
    33.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 27
    Общее количество слов 3343
    Общее количество уникальных слов составляет 1778
    32.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 28
    Общее количество слов 3345
    Общее количество уникальных слов составляет 1696
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 29
    Общее количество слов 3417
    Общее количество уникальных слов составляет 1699
    34.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 30
    Общее количество слов 3400
    Общее количество уникальных слов составляет 1692
    34.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 31
    Общее количество слов 3367
    Общее количество уникальных слов составляет 1784
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 32
    Общее количество слов 3377
    Общее количество уникальных слов составляет 1673
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 33
    Общее количество слов 538
    Общее количество уникальных слов составляет 408
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов