İnce Memed - 2 - 16

Общее количество слов 3402
Общее количество уникальных слов составляет 1763
33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
53.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
Yüzbaşı hiç aldırmıyor. İnce Memedi bulmak gayreti sana mı düştü köpek?
Ah aşağılara, köye doğru inen izleri süren Musanm önüne geçti, gözleri kan
çanağına dönmüştü.
Musa, dedi, "dinle beni. Dinle Musa. İz ormana gidiyor. Bu izin yönü doğru
ormana. Yoksa İnce Memed seni çont eder diye korktun da yanlış iz mi
sürüyorsun?"
Yel Musa karşılık vermedi. Değneğini toprağa oyulmuş bir çizginin üstüne
koymuştu. Yürüdü.
Topal Ali titremeye başladı.
Ormana, kurban olayım Yel Musa, nolursun ormana... İz ormana gidiyor.
Yel Musa gene aldırmadı. Bildiğince yürüdü.
Köyün üstüne geldiklerinde gün kavuşuyordu. Candarmalar daha köye
gelmemişlerdi. Ormanda içiyorlar, diye düşündü Ali. Kesme köyü
sessizdi. Candarmalar gelselerdi köy uyanır, bu kadar sessiz olmazdı. Bacalardan
dumanlar tütüyordu.
Ah:
Şu Süleymanm evi, bacasından da gür bir duman çıkıyor. Bizim delioğlan da
şimdi keyfînde, gep gep geriniyordun Benim çektiklerimi bir bilse... diye
mırıldandı. Neredeyse ağlayacaktı.
Yel Musa iki yüz adım daha aşağı inerse iş işten geçecek... Belinden
tabancasını çekti, ağzına kurşun verdi, nişan alacakken inanılmaz bir atiklikle
Musa arkaya döndü. Yüzü allak bullak:




Kıyma bana Ali, çoluk çocuğum var, diye ellerini yukarıya kaldırdı. "Kıyma
bana... İzler ormana doğru gidiyor. Bilmiyordum bu kadar olduğunu. Beni atlatıp
İnce Memedi sen bulacaksın sanıyordum. İzler ormana çıkıyor bak. Tamam mı?"
Ali tabancasını beline soktu. İkisi de karşılıklı bir süre titrediler durdular.
Sonunda Yel Musa:
Ali, dedi, Koca Süleymanm evini gösterdi, "İşte Memed bu evde."
Topal Ali:
Bu evde, dedi.
Koca Süleymanm evine doğru yan yana ilerlediler. Yürürken duruyorlar,
biribirlerine bakıp bakıp gülüyorlardı.

29

Kaymakam şişman, katmer katmer gerdanlı, şiş, patlak gözlü, soğuk, morarmış
kaim dudaklı, büyük kulaklı, kaim kaşlıydı. Kaşları alnında büyük bir kıvrıntı
yapardı. Kısa boylu, soğuk mu soğuk bir adamdı. Tam bir Osmanlıydı. Başından
fesi daha dün atmış, şapkayı eğreti giymiş gibi terü taze bir Osmanlıydı.
Mustafa Kemale içten içe deli gibi kızıyor, kızgınlığını da açığa vuramadığı
için kudurmuşluğu arttıkça artıyor, Mustafa Kemale asker oldular, Yunanı denize
döktüler, Padişahı kovdular diye köylülere de çok kızıyor, bütün hıncını onlardan
alıyor, bazan gözünün kestiği, Mustafa Kemale düşmanlığını bir iyice anladığı
bir yobaz geçirirse eline içini ona bir döküyor, bir döküyor, saatlarca konuşuyor,
Osmanlıyı, Abdülhamit Hanı, Vahidettin Hanı anlatıyor, bu mavi gözlü
şeytandan bir gün kurtulacakları üstüne imanını tazeliyordu.
Yavuzun, Kanuninin, Fatihin güzel vatanı bunlara kalmayacak, diye
bağırıyordu. "Bu ne idüğü bellisiz kişilere... Bu eşkıyalara, bu Bolşeviklere
kalmayacak... Bu günler arızi günlerdir. Düşmez kalkmaz bir Allah...
Kalmayacak! Bu yeşil gözlü, sarıbaş yılan mahvolacak. Bu toprakları İngilizler,
Fransızlar, Amerikalılar gelip işgal edecekler. Onlar, o Bolşevikler, o ayaktakımı,
o sürüngen alçaklar bu vatanda hükümran olamayacaklar. Bu kafirler."
Mustafa Kemal düşmanlarına sonsuz umut dağıtıyordu. Beş vakit namazını hiç
kazaya koymuyordu.
Köylülerden nefret ediyor, mümkün mertebe onların pis suratlarını görmek


istemiyordu. Nerde bir köylü görse, yüzünü buruşturuyor, bir şeytan savma duası
okuyor, yere kocaman bir tükrük atıyor:
Bir köylü görmüyor muyum karşımda, sanki o sarıbaşı görüyor gibi oluyorum,
ürperiyorum efendim, elimde değil, ürperiyorum nuru aynım, diyordu.
Arif Saim Beyin önündeyse binbir takla atıyor, onun en az beş adım arkasında
yürüyor, ağzını açsa bir top gibi hemen fırlıyordu.
Arif Saim Beyin bütün pis işlerini pişirip kotaran oydu.
"Bunlar, bu aslanlar, bu alçaklar yıkacaklar sarıbaşı," diyordu. "Onda çok Arif
Saim var. Her birisi de Arif Saimdan daha yaman, daha alçak. Onlar yıkacaklar
sarıbaşı. Hele bir bekleyelim, Mevlam neyler, neylerse güzel eyler. Bir tek Arif
Saim bir sarıbaşı yıkar. Ama bin Arif Saim, tozunu attırır sarıbaşm. Hele
bekleyelim."
Gece yatağına girince, yarın sabah uyandığında sarıbaşm düşmüş olduğu,
yerine Vahidettin Han efendimizin geldiği haberini alacağını hayallıyor, büyük
bir mutluluk içinde sırmalı giyitler, kordonlar, madalyalar hayallıyor, öyle rahat
uyuyordu.
"Muhteşem Al Osman ülkesinde bunlar payidar olamaz. Aslan yatağına çakal
giremez."
Her gece, her gece yarın sabah paşa olacağı inancıyla uyuyordu. Daha da çok
İngilizlere güveniyordu. Bu Bolşevik ipsizlerine güneş batmayan imparatorluğun
ali mensupları hiç Anadolunu bırakırlar mıydı? İşte bütün Arabistanı işgal
etmişler, Peygamberimizin evlatlarını taht üzere payidar kılmamışlar mıydı?
Bu yolsuz, susuz, evsiz, ışıksız mezbeleden, çamur içindeki haşa huzurdan bu
levse boğulmuş kasabadan tez vakitte ayrılacaktı. Sarıbaşm iktidarı pamuk
ipliğine bağlıydı.
Kaymakam Ramiz Bey sıkıntıdan patlıyor, gece gündüz içiyor, derebey
kalıntılarıyla kumar oynuyor. İskenderundan orospular getirtiyor, sabahlara
kadar vur patlasın çal oynasın...
Kasabaya geldi geleli hiçbir köye çıkmamıştı. Çıkamazdı da. Bir kere
köylülerden çok korkuyordu. Bir de sarıbaşm askerlerini görmeye
dayanamıyordu. Ama bunların hepsi bahaneydi. Çok derinde, yüreğinde bir
köylü korkusu vardı. Bu korkuyu belli etmemek için türlü bahaneler
uyduruyordu.
Ah Safa Bey ona çok ricalarda bulundu. Bu Ali Safa iti de sarıbaşm
adamlarından birisiydi. Milli Mücadelede Torosa çıkmış, kendisine Tayfun adını
takmış, dağlarda Fransızlara karşı dolaşmış, sırf dağlarda Fransızlara karşı
dolaştığından dolayı sarıbaş onu madalya ile taltif etmişti. Sarıbaşta teneke


madalya çoktu. Önüne gelene de veriyordu. Ali Safa Bey sarıbaşm azat kabul
etmez bir itiydi, sahtekardı, rezilin birisiydi ama, sarıbaşm efendilerine, o
namussuz, akılsız, sürüngen askerlerine, yani efendim köylülere kan
kusturuyordu. Geçen gün Yağmur Ağaya onların ne kadar atları varsa, hepsini
çaldırtmıştı. Köylerini her gece bastırıyor, kurşun yağmuruna tutuyor,
canlarından bıktırıyordu. Çürüyor, çürüyor, çürüyor efendim. Yedi yüz yıllık bir
sahibül mülkü kevar mısınız aziz yurdundan, işte böyle olursunuz, iki gözüm
efendim. Al Osman toprağı Yağmur gibi birisini hiç görmüş müydü efendim,
yedi yüz yılda?"
Eğilmiş seyrediyordum efendim, derin abm içindeki yeşil yılanın eşkalini, nuru
aynım. Boğulmaktadır, suda çürümektedir iki gözüm. Bir tuhaf şımarmış
ademdir sarıbaş. Burnu bu azim çürümenin kokusunu alamamaktadır efendim.
Çok Yağmur Ağalar zuhur edecekler, çok Arif Saim Beyler, çok Tayfunlar...
Çürütecekler, çürütecekler.
Ali Safa Bey:
Siz gelmezseniz Kaymakam Bey, olmaz, diyordu. "Topraklarımı fuzulen işgal
eyleyip evler kurdular. Ottan, kamıştan pis evler. Biz bunun için mi kan döktük?
Allah sizi inandırsın Kaymakam Bey, şu Torosun her kayasında bir parçam kaldı.
Haçında çarpıştım. Antepte Şahin Beyle, Karaisalıda Sinan Paşayla beraberdim.
Biz çarpışır, biz ölürken bu benim tarlamı işgal etmişler. Asker kaçağıydılar.
Arkamızdan bizi kurşunluyordular. Şimdi de efendimiz oldular. Bu vatanın
efendii aslisi oldular. Lütfen geliniz, kendi gözlerinizle görünüz, görünüz ki ne
biçim zulümler altında inliyoruz. Şahit olunuz. Ne biçim insanlarla mücadele
ederekten bu vatana hizmet ediyoruz, görünüz, görünüz. Fransızlara karşı
dövüşmek daha kolaydı. O düşmandı. Şimdi düşman vatanın bağrına saplamış
hançerini. Sizi köye götürmek için Arif Saim Beyin otomobilini de rica
etmiştim. Şoförüyle kapıda bekliyorlar sizi." ;
Kaymakam masada oturuyordu, hemen ayağa fırladı, önünü ilikledi:
Arif Saim Beyin otomobilleri mi bekliyorlar beni? Hemen, derhal gidelim.
Benim için mi istemiştiniz Beyden?
Sizin için.
Otomobillerini fazla bekletmedik ya?..
Bekletmedik efendim.
Katip, candarmalar, Başçavuş?
Onlar akşamdan köye gittiler efendim. Her şeyi hazır ettim.'
Otomobile bindi. Çok sevinçliydi. Kim bilir belki bir şeyler olurdu. Kim bilir...
Otomobiline binmişti. Otomobile kuruldu, sigarasını yaktı. Gerdanını bir iyice




taşırdı. Şoföre ters yolu gösterdi:
Burdan sürün evladım, dedi.
Kaim, uzun kehribar ağızlığını ağzında tutuyor, kuruluyordu.
Şoför ters yöne sürdü otomobili. Otomobil çarşının içinden geçti. Şoför üç kez
koma çaldı. Bu Kaymakam Beyin daha çok hoşuna gitti. Tüm esnaf
dükkanlardan dışarıya uğramışlar, yarı bellerine kadar eğilmişler Kaymakamı
selamlıyorlardı. Ali Safa Beyin de bu hoşuna gitti. Halkın onu Arif Saim Beyin
otomobilinde, Kaymakamın yanında görmesi onun nüfuzunu da on misli
artıracaktı. Bir taşla kaç kuş vuracağını Ali Safa Bey çok önceden hesaplamış,
Arif Saim Beyin karşısında binbir şaklabanlıklar yapmış, arzusunda da muvaffak
olmuştu.
Şoför de Kaymakamın arzusunu anlamış, çarşının başında yeniden geriye
dönmüş, esnafın hayran bakışları içinde çarşının öteki ucuna varmıştı.
Bir daha döneyim mi Kaymakam Bey?
Dön evladım.
Bu fırsat, Arif Saim Beyin otomobiline binmek talihi bir.daha eline geçmezdi.
Utanmasa Ali Safa Beyden rica edecek, sabahtan akşama kadar otomobilin
içinde böyle kurularak çarşının ortasından esnafın hayret dolu, hayranlık, korku
dolu bakışları arasında gidip gelecekti. Akşamlara kadar.
İkinci kez dönerken dışarı çıkmış, ayakta, durmadan ceketlerini
düğmeleyenlere gülerekten eliyle teker teker selam verdi. Sonra da içini çekerek:
Çek yavrum, çek bakalım köye, dedi.
Vayvay köyüne kuşluklaym vardılar. Köylüler çoluk çocuk, genç yaşlı,
Kaymakamı köyün dışında karşıladılar. Seyfali bir de davulcu, zurnacı
getirmişti. Bir yanda da davul zurna çalıyordu.
Kaymakam kalabalığın üstüne şöyle bir bakış fırlattı:
Ne sefalet, dedi. "Bunlar müstahak ama..."
Müstahak, dedi Ali Safa Bey. "Mahvettiler beni. Onların yüzünden iflas ettim.
Tarlalarımı ne ekiyorlar, ne de bana ektiriyorlar. Tarlalarımı bana verseler,
kendileri de çiftliğimde ırgat olsalar gül gibi bakardım onlara. Ne sefalet kalır, ne
bir şey."
"Anlamazlar iki gözüm. Bunlar insan değil ki... Mustafa Kemal Paşa Hazretleri
de bunlara efendimiz diyorlar!"
Efendimiz?
Gelseler de efendimizin şu hali pür melalini görseler.
Efendimiz insandan başka, başka çeşit bir mahluk...
Bir paçavra yığınıydı insanlar. Her birisi bir kuru değneğe benziyordu. Yeşil

bir sarının ölülüğündeydi yüzleri.
Otomobil Vayvay köyünün ortasındaki ulu ağacın altında durdu. Köylüler
elpençe divandılar. Boyun kırmışlardı.
Kaymakam, sert, gümbür gümbür bir sesle:
Ehlivukuflar burda mı?
Burda, dedi Ali Safa Bey.
Kaymakam:
Susun, diye bağırdı, durup dururken.
Sinek vızlasa sesi duyulur oldu ortalık. Herkes soluğunu korka korka alıyordu.
Katip tapuyu oku.
Baş üstüne Beyim.
Ali Safa Bey, sizin ehlivukufunuz kim?
Çıkçıklar köyünden Sürmelioğlu Mahmut.
İki büklüm, uzun ak sakallı, yeşil gözlü, büyük yüzlü, iri kafalı, kafasını dik
tutamayıp yana yatıran birisi geldi ortaya. Şalvarı liyme liymeydi. Ak bir kuşak
sarmıştı beline. Kuşağın üstüne bir kubur bağlamış, kuburla kuşağın arasına bir
dolma tabanca sokmuştu.
Çıkçıklar köyünden Durak Hacı.
Durak Hacı da yaşlıydı. Çok uzun boylu, köse sakallıydı.
Topraktepeden Abdurrahman Hoca.
O da yaşlıydı. Çok esmerdi. Değirmi ak sakallıydı.
Çankazadan Kölemenoğlu.
Kölemenoğlu da öne çıktı. İki büklümdü. Bir deri bir kemikti. Titriyordu.
Muhtar, sizin ehlivukuflar?
Şefçe Kahya, Koca Osman, Molla Memet, Ali Onbaşı çıktılar.
Katip oku!
Katip okudu:
Ali Safa Beye ait on yedi dönümlük tapu... Cenuben Tariki am...
Neresi?
Köyün altını gösterdiler. Uzaklarda ak bir yol ağarıp duruyordu. O yolu
gösterdi Sürmelioğlu:
Biz hep oradan geçerdik. Otuz yıldan beri...
Şefçe Kahya, Koca Osman, Ali Onbaşı, Molla Memet, köyün solundaki uzak
yolu gösterdiler. Bunun üstüne bilirkişiler arasında sert bir tartışma başladı.
Kaymakam tartışmayı hemen kesti:
Sarkan Yalnızdut deresi...
Ali Safa Beyin bilirkişileri köyün üstündeki sel yatağını gösterdiler.



Vayvaylılarm bilirkişileri de uzaktaki Yalnızdut köyünü...
Şimalen Akçasaz...
Bilirkişiler gene ters yönleri gösterdiler.
Garben Yazılıtaş.
Ta aşağıları, Anavarzanm altına doğru bir yeri gösterdiler.
Bilirkişiler arasında gene uzun bir tartışma başladı, sürdü. Kaymakam
susuyordu.
"Bitti mi konuşmalarınız?" diye sert sordu.
Sustular.
Ehlivukufların sözlerinden anlaşıldı ki Ali Safa Beyin tapusu Vayvay köyünü
de içine alıyor. Ehlivukufların şahadet ettiklerine göre, çok az bir zaman önce
Vayvay köylüleri gelip Ali Safa Beyin elindeki tarlalara çalıdan, otlardan sayfiye
evleri inşa etmişlerdir. Vayvay köylülerinin Ali Safa Beyin tarlalarını fuzulen
işgal ettiği anlaşılmıştır. İşgallerinin refine, Vayvaylılarm çerden çöpten ev
dedikleri sayfiyelerinin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Sonra köylülere döndü:
Hükümete karşı çıkıyorsunuz. Adamın tarlasını fuzulen işgal etmişsiniz. Şu
çerden çöpleri kurmakla. Kimsenin tarlasını elinden alıp da sizlere veremem.
Size bir aylık mühlet veriyorum. Bir ay içinde burasını boşaltıp gitmezseniz,
candarma gönderirim, şu otlan sizin başınıza yıkarım. Sizler sunardınız, ne
büyük, ne hükümet, ne de Allah tanıyorsunuz. Ne hak hukuk, ne de adalet...
Köylüler:
Bu köyün ne zaman kurulduğunu kimse bilmiyor. Dedemizin dedesi kurmuş,
ta Fırkai İslahiye zamanında, dediler.
Kaymakam:
Bana karşı mı koyuyorsunuz, bana itiraz mı ediyorsunuz, beni yutar mı
sanıyorsunuz? Bu köy yüz yıllık olur mu? Ali Safa Beyin tarlasını zapt etmek
için iki gün önce kurmadınız mı bu evleri? Kime yutturuyorsunuz? Yüz senelik,
on senelik, on günlük köye hiç benziyor mu bu köy? Köy mü bu? diye bas bas
bağırdı.
Bağırdıkça bağırdı. Ağzı köpürdü. Şişindi. Kendinden geçti, gözleri döndü.
Ayaklarını yere vurdu. Elini kolunu salladı.
Yalancılar, sahtekarlar, alçaklar, dinsizler, imansızlar! Bir ay içinde köyü
boşaltıp gitmeyin bakalım. Ezeceğim sizi, ezeceğim, karınca ezer gibi...
Ayağını var gücüyle toprağa vuruyor, sürtüyordu:
İşte böyle, yılan başı gibi, sizin de başınızı eze... eze... eze... Ezeceğim
başınızı.


Köylüler korktular, sindiler, büzüldüler.
Kaymakam nerdeyse öfkesinden çat diye çatlayacaktı.
Size Cumhuriyet Hükümetinin faziletlerini öğreteceğim.
Zangır zangır titriyor, ulu ağacın altında yürüyor, dolanıyor, bağırıyor, alay
ediyor, küfrediyor, emirler yağdırıyordu.
Sonunda Ali Safa Beyle birlikte Seyfali ona yaklaşabildiler. Ali Safa Bey:
Bey, dedi, "köylüler sizin şerefinize bir koç kurban etmişler. Muhtar Seyfali
diyor ki, öğle oldu, yemeye buyursunlar, kusura bakmasınlar, diyor."
Kaymakam durdu düşündü, sonra birden var gücüyle bağırdı:
Köpekler yesin onların kurbanlarını, köpekler! Yalancıların, utanmazların
kurbanlarını... Şu köyü utanmadan yüz yıl önce atalarımız kurdu diyorlar,
utanmıyorlar, beni kandırıyorlar. Şu ot yığınını... Dinleyin köpekler, doğru
söyleyin, şu ot yığınını kaç gün önce yığdınız? Eğer bu otlar yüz sene önce
yığümışsa buraya, yüz yıldır bu ot yığını içinde yaşıyorsunuz diye, size hakaret
etmeli, yüzünüze tükürmeli. Sizin kurbanınızı köpekler yesin.
Ali Safa Beyin kolundan tuttu, otomobile doğru sürükleyip onu içeriye soktu,
kendi de girdi.
Çalıştır makinayı evlat, dedi yumuşak. "Köylülere böyle kızdığımı da Arif
Saim Bey, çok rica ederim evladım, duymasınlar. Malum ya, onlar köylülerimizi
çok severler. Biz de severiz ama, yalan söylemeyenleri, tarla gasp etmeyenleri..."
Öfkesi geçmemiş, daha zangır zangır titriyordu.
Şoför kolu üç çevirişte motoru çalıştırdı, geldi bindi, otomobil hareket etti.
Kaymakam Bey elini uzattı, Ali Safa Beyin elini tuttu:
Bunlara, bu alçaklara böylesi gerek, değil mi iki gözüm? dedi, var gücüyle
onun elini sıktı. "Sizden bir ricam var."
Ali Safa Bey hemen toparlandı:
Buyurun efendim.
Kaymakam onun kulağına ağzını dayadı:
Sizden çok, çok rica ediyorum. Şoför Beyefendi bugünkü hareketimizi, benim
haklı öfkemi Arif Saim Beye ağızlarından kaçırırlarsa... Çok çok rica ederim...
Onun ağzını kapatmanın bir yolunu bulamaz mısınız?
"Siz bu hususta hiç merak etmeyin Ramiz Bey. Kaçırmaz."
Kaymakam bir türlü inanamıyor, korkusu gittikçe büyüyordu. "Vaziyeti Arif
Saim Bey duyarsa... Ya şoför Arif Saim Beyin bir casusuysa?"
Kulağına iyice ağzını yapıştırıp:
Ali Safa Beyciğim, bu arkadaş bey, ya hususi surette bizim hareketlerimizi
kontrol için yollanmışsa? Bizim köylüye karşı nasıl hareket ettiğimizi öğrenmek


için... Olamaz mı?
Ali Safa Bey kesinlikle:
Olamaz, diyor, onu bir süre için inandırıyordu ama sonra Ramiz Beyin korkusu
gene büyüyordu. Köylüye böyle muamele ettiğimi duyarlarsa beni, beni, beni
azlederler... Küfrettiğimi, hakaret ettiğimi, diye içinden geçiriyordu.
Gene Ali Safa Beye eğildi:
Şu köylüler, köylerinde kalsalar olmaz mı? Bir yolunu bulsanız. Yahut da ben
karışmasam da siz kendi tedhiş usulünüzce köylüleri kaçırsanız?
Ali Safa:
Olmaz, dedi. "Bir kere ok yaydan çıktı. Sonra Hükümetin otoritesi sarsılır.
Payimal olur. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine bunu yapamazsınız. Onun asil
bir kaymakamına tükürdüğü tükrüğü yalatamazsmız."
Kaymakam karar vermişti:
Yalatırım Ali Safa Bey, yalatırım. Hem de bal gibi. Kaymakama değil, Valiye,
Vekile yalatırım, hem de Baş...
İleri gittiğini anladı:
Ben kendi hesabıma yalarım, diye düzeltti.
Arif Saim Bey gibi bir insan kendi özel otomobilini niçin versin beş paralık bir
ağaya, o ağa da gelsin bir kasaba kaymakamını bindirsin, birlikte köy
kaldırmaya gitsinler? Hem de şoförüyle birlikte. Olacak iş mi? Normal mi
efendim? Hem de cin gibi bir adam bu şoför, Emniyeti Umumiyeden bir müdür
olabilir.
Avrupada mı tahsil buyurdunuz Beyefendi biraderim?
Şoför duydu ama aldırmadı.
"Size diyorum, Avrupada mı tahsil buyurdunuz?"
Şoför yarım döndü, gülümsedi, koyu bir Laz şivesiyle:
Avrupayı hiç görmedim, dedi. "Hiç okumam yazmam yok."
Kaymakam bu karşılığa daha kuşkulandı. Saklıyor, diye düşündü. Sağlam
Emniyeti Umumiyeden. Arif Saim Bey gibi bir adamın şoförünün hiç okuması
yazması olmaz mı? Hiç Avrupa görmemiş olur mu? Kendini iyice ele verdi. Ne
güzel de Laz taklidi yapıyor. Bravo, bu hainler polislerini iyi yetiştiriyorlar.
Vahidettin Efendimizin de elinde bu kabil insanlar olsaydı Mustafa Kemalin kim
olduğunu anlamaz mıydı? Ver yanma akıllı, cin gibi bir yaver, bütün efalini iki
günde anlayıverirsin.
Beyefendi, çok güzel kullanıyorsunuz otomobili. Ancak Avrupada tahsil etmiş
bir kimse bu kadar nazik, nazenin kullanabilir bir otomobili.
Şoförün ağzı kulaklarına vardı, dehşet bir kahkaha kopardı, otomobil sarsıldı:


Bizim usta, Erzurumlu Halil Usta, çok Avrupa gezmişti. Bana derdi ki, Cemal,
senin gibisi Avrupada da yok. Sen makinanm Allahısın.
Beyefendi, siz Karadeniz şivesini çok güzel konuşuyorsunuz.
Konuşurum. Ana lisanımdır.
Vallahi adamlara bravo! Bravo... Çok iyi yetiştiriyorlar.
"Cemal Beyefendi, siz köylüleri seversiniz değil mi?"
"Çok severim. Köylü benim ana vatanimdir. Kim ki anavatanını sevmez, o ki
haramzadedir."
Ben bugün köylülere çok sert davrandım değil mi?
"Yok Beyim, ne serti, çok yumuşak, çok insanca davrandınız. Bizim Arif Saim
Bey onları dayaktan geçirir. Arif Saim Bey der ki köylü kısmı yalnız be yalnız
dayaktan anlar. Bey Akmezar köylülerine çok kızdı. Çoğunu vurdu vurdu
öldürdü."
"Münasiptir."
Laz şivesi daha da koyulaştı:
"Münasiptir onlara."
Alay ediyor diye geçirdi içinden Kaymakam. Mahvoldum. Nasıl akıl etmedim,
Beyefendinin şoförünün bir Emniyet mensubini olacağını!"
Cemal Beyefendi bu gece birlikte içsek? Bir iki kadeh. Rica etsem? Beni
mahzuz, beni şerefyab ederdiniz.
Seni şerefyap yapardım ama, Beyefendi duyarsa anamı beller.
Alay ediyor, alay ediyor köpoğlusu... Böyle bir ahmağı bulsam, benim gibi bir
akılsızı... Ben de alay ederdim.
Rica ederim Beyefendi. Arif Saim Bey duymaz.
Duyurmayız Cemal, sen hiç üzülme, dedi Ali Safa.
Kaymakam köpürdü, endazesiz eşek, diye geçirdi içinden, bir müdüre sen diye
hitap ediyor! Anlamıyor ki kim olduğunu! Görsün o! Verdiğim kararı geri
alacağım. Evet, Vayvay köyü yüz senedir bu çamurun, bu batağın, bu sineğin, bu
cehennemin içinde ikamete memur edilmiştir. Tarih okuyanlar bilir. Hükümetin
otoritesini Ali Safa gibi bir köpeğe alet etmeyeceğim. Kendisi, hususi usulleriyle
nasıl kovarsa kovsun köylüleri, o bizi Hükümet olarak alakadar etmez.
Cemal Beyefendi, ben de çok severim köylüleri. Bizim de ecdadımız köylüdür.
Otomobil bir çukura düştü, sarsıldı, sonra çıktı. Kasabanın kırmızı kiremitleri,
toprak damlan, ikindi güneşinde yanan camları onu tuhaf, yanan bir peri şehrine
benzetmişti. Dağın eteğine yapışmış. Yukardan uzaktan.


30

Topal Ali Koca Süleymanın kapısını çaldı:
Oooo, Süleyman Ağa, Süleyman Emmi açsana kapıyı, ben geldim, ben. Topal
Ali, diye içeriye seslendi.
Koca Süleymanın ak, gür kaşlan yukarı kalktı, dikeldi.
Ben, benim, Topal Ali.
Koca Süleyman:
Vay köpek vay, vay Kel Hamzanm iti vay, o olunca kapıyı açacağımı sanıyor.
Vay vicdansız alçak vay! Vay topal bacağına sıçtığım vay! Değirmenoluk
köylüsüne kan kusturan zulüm uşağı vay! diye evin içini dolandı.
Süleyman Emmi, biliyorum içerdesin, aç kapıyı. Acele işim var. Konuğunu
görmeliyim.
Koca Süleyman yüklüğe gitti, yüklükten çok eskiden kalma ama güzel tüfeğini
aldı, yavaşça tüfeğin ağzına kurşunları verdi.
Konuğumu görecekmiş topal köpek! İzini sürmüş demek ki... Şimdi sana
gösteririm konuğumun nasıl görüleceğini.
Kapıya yanaştı. Kapının dudak deliğine tüfeğin ağzını koydu, kendi de tahta
yarığından baktı, nişan aldı, geriye çekildi, tam tetiğe basacaktı ki, Memed
arkadan geldi:
Dur Emmi, dedi, kolundan tuttu çekti. "Kapıyı aç, Topal benim adamım."
Koca Süleyman bundan bir şey anlamadı.
Kapıyı aç Süleyman Ağa, ben burada onu bekliyordum.
Eee, ben onu vuruyordum ya...
Yanlış bir iş olacaktı.
Sen Topalı tanımıyorsun. Hiç de yanlış bir iş olmayacaktı...
Koca Süleyman kapıyı açmaya gitti homurdana homurdana. Memed de
arkaya... Kapı açılınca Topal önde, Yel Musa arkada içeriye girdiler. Memedle
Topal Ali kucaklaştılar.
Koca Süleyman bir onlara bakıyor, bir:
Şu bizim oğlanda iş var, diyordu. "Eşkıya değil erkanıharp oğlan..."
Topal Ali çabucak durumu anlattıktan sonra, onlara Yel Musayı tanıttı. Koca
Süleyman da Memed de Yel Musanm adını duymuştu.
Koca Süleyman gülerek:

Sor Memede, ulan topal köpek seni öldürüyordum, dedi. "Seni Kel Hamzanm
iti bilip öldürüyordum. Allah billah aşkına öldürüyordum. O zaman şu dünya bir
kafirden temizlenirdi. Şu dünya bir tek Yel Musaya kalırdı. Bu dünyada bir tek
olmak hem de Yel Musanm hakkı..."
Topal Ali:
Gördüm, inandım, iman ettim ki hakkı...
Memed:
Bir dakika daha gecikseydim yüreğinin başından yiyordun kurşunu, diye
hayıflandı. "Deli misin sen? Şu köylerde öyle bir ün yapmışsın ki, köylü seni
eline geçirse havada pişirecek. Neden salıveriyorsun kendini?"
Koca Süleyman:
Bir de kapının ağzına gerilmişti ki, şimdi topal bacağı havadaydı, Memed
yetişmeseydi.
Yaptığım iyilikler karşına durdu da canımı kurtardı, dedi Topal.
Bir süre şakalaştılar.
Koca Süleyman:
Musa Ağa, diye sordu, "şu senin için anlatılanlar doğru mu? Gün doğarken
Maraştan kalkar, gün batarken Adanada olurmuşsun, doğru mu? Kuş kanadıyla
bu kadar yolu alamaz, gerçekten doğru mu?"
Yel Musa güldü:
Doğru, dedi. "Açıkçası doğruydu, yaşlandım Süleyman Ağa."
Koca Süleyman sonsuz bir meraktaydı:
Önüne katıp da sürüp bulamadığın hiçbir iz olmamış, doğru mu?
Yel Musa bir çocuk gibi utandı, çekindi, ne yapacağını bilemedi:
Bir seferinde, dedi, "eskiden Yarsuvat derlerdi, şimdi Ceyhan diyorlar, işte
orada, biz iz sürdüm, sürdüğüm iz başka bir eşkıyanın iziymiş. Benim sürdüğüm
izin sahibi Anavarza kayalıklarına saklanmış meğer. Sonradan onun da izini
sürüp yerini buldum ama bir kere yanılmışım."
Topal Ali:
Ben gördüm, hem de Yel Musadan korktum. Yolda o kadar yanıltmaya çalıştım
onu, Memedin izini sürdü de bu kapıya kadar getirdi. Memed kardaş, sen benim
hayatımı kurtardın ama, ben de şeninkini kurtardım.
Yoldaki durumu, Musayı öldürmeye karar verişini en ince ayrıntısına kadar
anlattı. O anlattıkça Yel Musanm yüzü sararıyor, gözleri büyüyordu:
Sahi beni vuracak mıydm? diye şaşkınlık içinde, yüzü allak bullak olmuş
soruyordu.
Topal Ali:

Söyleyin bakalım, başka ne yapabilirdim? Başka ne gelirdi elimden? Koca
Süleymanı gösterdi: "İşte bu da beni vuruyormuş, hiç suçum sudunun yokken."
Koca Süleyman:
Vallahi vuruyordum, dedi. "İyi de olurdu ya. Neyse gelecek sefere, şu Topalın
canını cehenneme göndermek boynumun borcu olsun."
Yemek yedikten sonra, Topal Ali Memedi bir köşeye çekti:
Bu köyü, ev ev arayacaklar, dedi. "Yüzbaşı Faruğun bir huyu var, hangi köye
girse baştan aşağı köylüleri dayaktan geçiriyor. Yaşlı demiyor, genç kadın, çocuk
demiyor. Sen hemen bir ata bin de düş yola."
Memed:
Nereye gideyim? diye sordu.
Topal Ali:
Dağ taş candarma dolu. Bir de çeteler hiç aman vermiyor. Bir de Kara İbrahim
bilmem ne istiyor senden. Ben onun kanma susadım diyor da başka bir şey
demiyor. Sen ne yaptın ona?
Memed:
Köpek, diye bağırdı. "Ne yapacağım, tavla tavla yılkılarını sürdüm, harman
Вы прочитали 1 текст из Турецкий литературы.
Следующий - İnce Memed - 2 - 17
  • Части
  • İnce Memed - 2 - 01
    Общее количество слов 3145
    Общее количество уникальных слов составляет 1840
    27.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    41.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 02
    Общее количество слов 3578
    Общее количество уникальных слов составляет 1648
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 03
    Общее количество слов 3488
    Общее количество уникальных слов составляет 1687
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 04
    Общее количество слов 3514
    Общее количество уникальных слов составляет 1719
    36.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 05
    Общее количество слов 3448
    Общее количество уникальных слов составляет 1743
    32.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 06
    Общее количество слов 3479
    Общее количество уникальных слов составляет 1643
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 07
    Общее количество слов 3507
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    34.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 08
    Общее количество слов 3486
    Общее количество уникальных слов составляет 1680
    36.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 09
    Общее количество слов 3352
    Общее количество уникальных слов составляет 1708
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 10
    Общее количество слов 3335
    Общее количество уникальных слов составляет 1697
    35.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 11
    Общее количество слов 3336
    Общее количество уникальных слов составляет 1698
    34.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 12
    Общее количество слов 3392
    Общее количество уникальных слов составляет 1735
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 13
    Общее количество слов 3363
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 14
    Общее количество слов 3422
    Общее количество уникальных слов составляет 1720
    34.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 15
    Общее количество слов 3389
    Общее количество уникальных слов составляет 1672
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 16
    Общее количество слов 3402
    Общее количество уникальных слов составляет 1763
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 17
    Общее количество слов 3318
    Общее количество уникальных слов составляет 1789
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 18
    Общее количество слов 3326
    Общее количество уникальных слов составляет 1757
    32.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 19
    Общее количество слов 3280
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 20
    Общее количество слов 3386
    Общее количество уникальных слов составляет 1765
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 21
    Общее количество слов 3379
    Общее количество уникальных слов составляет 1718
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 22
    Общее количество слов 3348
    Общее количество уникальных слов составляет 1730
    33.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 23
    Общее количество слов 3445
    Общее количество уникальных слов составляет 1667
    37.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 24
    Общее количество слов 3370
    Общее количество уникальных слов составляет 1678
    33.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 25
    Общее количество слов 3372
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 26
    Общее количество слов 3407
    Общее количество уникальных слов составляет 1725
    33.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 27
    Общее количество слов 3343
    Общее количество уникальных слов составляет 1778
    32.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 28
    Общее количество слов 3345
    Общее количество уникальных слов составляет 1696
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 29
    Общее количество слов 3417
    Общее количество уникальных слов составляет 1699
    34.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 30
    Общее количество слов 3400
    Общее количество уникальных слов составляет 1692
    34.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 31
    Общее количество слов 3367
    Общее количество уникальных слов составляет 1784
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 32
    Общее количество слов 3377
    Общее количество уникальных слов составляет 1673
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 33
    Общее количество слов 538
    Общее количество уникальных слов составляет 408
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов