İnce Memed - 2 - 18

Общее количество слов 3326
Общее количество уникальных слов составляет 1757
32.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
47.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
Anavarza köylüklerine işlemiyor, köylerin kapısına gelip orada kalıyordu.
Kasabaya gelen köylüler İnce Memed üstüne çıkarılmış efsaneleri dinliyorlar,
dinliyorlar, susuyor, hiç renk vermeden, "Acayip," diyorlar, içlerinden
kasabalılarla alay ediyorlardı:
"Ödünü koparmış bizim delioğlan ırzı kırıkların," diyor, seviniyorlardı.
İnce Memed dedikleri de kim, nasıl bir adam? Adı İnce onun, zebella gibi,
kaba, iri, domuz gibi, çirkin, patlak gözlü bir adam. Böyle çirkin adam ne şu
dünyaya gelmiş, ne de gelir.
Bir kolları var İnce Memedin, dimdik durduğunda bile yerleri süpürüyor.
Burnu tüm ağzını örtmüş. Gözlerine kan oturmuş. Çapaklı, çipil gözlü.
İnce Memedin görünüşü üstünde en çok Ali Safa Beyin karısı duruyordu. Gün
doğuşundan gün batışına kadar kasabayı ev ev dolaşıyor, İnce Memedi çeşit
çeşit, biçim biçim anlatıyordu.
Dehşet bir korku sinmişti, ışıksız, karanlık, çamur içinde, sokaklarından pislik
akan, gübre kokan, yarı yıkık kasabanın üstüne. Bu kasaba ölü gibiydi. Bir
dedikodu yuvası, bir cadıkazanıydı. Herkes, herkesin en gizlisini biliyor, herkes
herkesin en küçük sürçmesini bağışlamıyordu. Her gün binlerce dedikodu
yaratılıyordu. Dedikoduya kurban gitmeyen, dedikoduyla yöresini sindirmeye
çalışmayan hiç kimse yoktu. Durgun, sıkıntılı kasabada herkes biribirinin gözünü
oyuyor, kuyusunu kazıyordu.
Eşkıyalık olayları da olmasa kasabalılar sıkıntıdan patlayacaklar, biribirlerini
kasabanın ortasında birikmiş gübreli, kokar göleklerde boğacaklardı. Şu
eşkıyalar vurula vurula bitecek diye ödleri kopuyordu. İnanılmaz bir şehvetle
konuşuyorlar, durmadan, durmadan konuşuyorlar, dedikodu yapıyor, her gün
tepeden tırnağa kasabada kim varsa çekiştiriyorlar, korkuyla, şehvetle
biribirlerine eşkıyaları anlatıyorlardı. Kasabanın erkekleri konuşma, dedikodu
babında beterdiler ama, kadınları da bin beterdiler. Hiç mi hiç ağızları
durmuyordu. Eşkıyacılık bahsinde erkeklerin başını Ali Safa, kadınlarınkini de
Ah Safanm karısı çekiyordu. İnceAMemed için uydurduğu hikaye şöyleydi:
"Kocaman, zebella, yarma gibi dağlardan bir köylü çocuğu Beye gelmiş. Bey
sormuş bu adam azmanına, çalışmaya mı geldin, demiş. O da yok, demiş, eşkıya
olmaya geldim. Dağda her ağanın bir eşkıyası var, hükümetin bile eşkıyaları var,
ben de senin eşkıyan olayım. Dediğinden çıkmam, kimi istersen öldürürüm,



demiş. Safa Bey de demiş ki ona, vazgeç bu sevdalardan, güçlüsün kuvvetlisin,
bak dağ gibisin, gel de bizim çiftlikte çalış. O, burun kıvırmış. İstersen sana
eşkıya olurum, demiş, diretmiş. Bizim Bey de eşkıya istemem, demiş. Ben
Cumhuriyeti kuran bir adamım, ona karşı eşkıya kullanamam. Kocaman köylü
de, bir dev gibiymiş, çirkin mi çirkin, beli de kambur, Beyin yanından
uzaklaşmış. İki gün sonra gene gelmiş Beye, pişman olacaksın Bey, demiş. Ben
bir kurşun atarım ki, gökteki meteliği vururum. Herkesin dağda bir eşkıyası var,
ben de senin eşkıyan olayım. Sana kim karşı koyarsa hepsini öldürürüm. Elime
bir tüfek ver, sal dağa da bak... Bizimki istememiş. Bir ay gelmiş gitmiş, bizimki
gene istememiş. O da Safa Beye düşman olmuş, çekmiş gitmiş. İyi ki Safa Bey
onu eşkıya olaraktan tutmamış. Onu eşkıya olaraktan tutan Abdi Ağanın sonu
neye vardı, gördük. Oradan dağlara Abdi Ağaya gitmiş. Abdi Ağa saf bir adam.
Peki demiş, ol benim eşkıyam ki, dağları muhkem, hem de sıkı dolaş. Hangi
köylü benim aleyhimde konuşursa, onu vur öldür, demiş. Eline çok tüfek, o da
yepyeni, çok kurşun vermiş. Abdi Ağa ona çok da para vermiş. Bu da dağa
çıkmış. Dağda ünlenmiş. Ünlenince adı İnce Memed olmuş. İnce Memed
olduktan sonra köylere gidiyor, kim Abdi Ağanın aleyhinde konuşmaz, onun
karılarına sövmezse onu öldüreceğim, diyonnuş. Köylüler de hep bir ağızdan
Abdi Ağaya küfrediyorlarmış. Besle kargayı gözünü oysun. Onu gören köylüler
ta uzaktan Abdi Ağaya sövüp öyle geçebiliyorlarmış yanından. Koynunda büyüt
de yılanı, önce seni soktun. Onun korkusundan dağlarda köylüler selam yerine
Abdi Ağaya sövüyorlarmış, biribirlerini gördüklerinde. Abdi Ağa buna haber
göndermiş, etmesin eylemesin diye. O da kızmış, Abdi Ağanın evini basıp ateşe
vermiş. İki karısı varmış, ikisini de bir odaya kapatmış, kocaman adam bir onun
ırzına geçermiş, bir onun. Sabahlara kadar kocaman adam kadıncıkların ırzına
geçmiş, yan yana yatırıp. Abdi Ağa bir fırsatını bulmuş bize geldi. Yaprak gibi
titriyordu zavallı. Safa Bey onu bizim evde bir hafta sakladı. Bir gün duydum ki
İnce Memed Ağayı arıyormuş. Aman, dedim, Bey sav şunu. Belki bizim evi de
basar şu zebella. Bey, Abdi Ağaya karakolun yanındaki evi tuttu. Tuttu ama gene
kurtaramadı Abdi Ağayı. Herkes biliyor, İnce Memed bir gece bastı onun evini.
Her gözüne bir kurşun sıktı. Bizim Bey diyor ki, iyi ki İnce Memedi eşkıya diye
tutmamışım. O bir medeniyet, insanlık düşmanı, diyor. Vayvay köyünü
topraklarımdan bir çıkartayım, diyor Bey, hiçbir eşkıya kalmayacak dağda...
Yağmur Ağayı bile, o hırsızı bile deliğe attıracağım."
Ali Safa Beyin tombul karısı hikayeyi türlü türlü anlatıyor, anlatırken pembe
yanakları biraz daha kızarıyor, onun Abdi Ağayı Çukurovada köy köy nasıl
kovaladığını, zavallı ihtiyarın can havliyle kendisini evden eve atışını göz



yaşartıcı bir sesle ağlar gibi en ince ayrıntılarına kadar söylüyor, bazan da
kendini tutamıyor, ağlıyordu. Sözünü de:
O da hak etti, diye bitiriyordu. "Senin neyine gerek öyle bir kocaman
eşkıya tutmak, dev gibi. Kan içici. Bizim Bey dünyanın cesaretlisi, o bile
korkmuş da İnce Memedi eşkıyacılığma alamamış. Hak etti Abdi Ağa, hak etti.
Kendi başını yedi, milletin de başını bu canavarla belaya soktu."
Acayip haberler geliyordu dağlardan kasabaya. Candarmalar her gün üç kez
çembere alıyorlarmış onu, o da bir yılan gibi çemberden çıkıyormuş, kuş olup
uçuyormuş. Onu gören candarmanm, insanların korkularından dudakları
çatlıyormuş. Çatlıyor da onu görenin eli bir türlü tetiğe varamıyormuş. Bir
gözleri varmış, baktığı adamı olduğu yere çiviliyormuş. Onu görenin korkudan
ödü patlıyormuş. Fıkara candarmalarm titremekten elleri tetiğe varamıyormuş
ki...
Bir gece Kaymakama gelmiş, gırtlağına sarılmış, "Ben İnce Memedim," demiş,
"benimle uğraşma, ben şu dağlarda, şu Çukurda ne kadar ağa, efendi varsa
hepsinin kökünü kurutacağım," demiş. Kaymakam da onunla uğraşmayacağına
yemin etmiş. Bunun için işte...
Anasını, karısı Hatçeyi, çocuğunu candarmalarm eline geçmesin diye
öldürmüş. Babasını da öldürmüş diyorlar ya, yalan. Babası daha önce ölmüş, bu
İnce Memed öksüz büyümüş. Bir kardeşi varmış, o da diyar diyar kaçıyormuş.
Onu yakalarsa, onu da öldürecekmiş.
Kaleboyuna oturmuş, o yoldan geçen kadınların ırzına geçiyor, erkeklerin sağ
ellerini kesiyormuş.
Mustafa Kemal Paşaya haber yollamış, üstüme gelme, senin temizleyemediğin
ağalan, hocaları ben temizleyeceğim. Derebeylerinin kellesini ben kesip kara
vagonlara dolduracağım, sana yollayacağım, diye. Mustafa Kemal Paşa da ona
dokunmuyormuş. "Sana dokunmak yok. Var yürüt hükmünü eski Çukurovada,
ulu Toros dağlarında," diye ona ferman yollamış.
"Biz başımızın çaresine bakalım, kardeş. Başımızın çaresine.
Umuda kapılıyorlar, umutsuzluğa düşüyorlar, korkuyorlar, yürekleniyorlardı.
Sıkıntıdan patlıyorlar, konuşuyorlar, olmadık hikayelere inanmaya can
atıyorlardı.
Bir gün İnce Memed de bir çıplak atm sırtında kasabaya böyle, yağmurlu bir
gün getirilirse... Nasıl davranacaklarını bilemiyorlardı. Sevinsinler mi, ağlasınlar
mı?
Yağmur yağıyor, toprak buğulanıyor, bir akarsu Çukurovanm üstünden
Akdenize doğru uçuyor, şimşekler çakıyor, ortalık selsele gidiyor, güneş


açıyordu. Eşkıyaların mahzun, kimsesiz ölüleri candarma komutanlığının
avlusunda ak mermer taşının yanında... Sırt sırta ıslanıyorlar.
Yağmur yağıyor, güneş açıyor.

32

Kaymakam gelip gittikten sonra hiçbir olay olmadı. Ah Safa Bey iki kez atla
köyün içinden sağma soluna dikkatle bakarak, her gördüğü insana gözlerini
dikerek gelip geçti. Kaymakamdan sonra köylülerin içine korku düştü. Korku
azaldı, çoğaldı, taştı. Her gün Ali Safa Beyden bir olay beklediler, bir şey
olmayınca bomboş kaldılar.
Bu arada İdris Bey, arkasında iki atlısıyla köye gelip Koca Osmanm evine indi.
Koca Osmana hayranlığını, sevgilerini, saygılarını söyledi. Ali Safa Beyin
karşısındaki davranışları hoşuna gidiyordu. Yürekliliğini övdü.
Biz,"" diyordu, ""Arif Saim Beyin karşısında dayanamadık, kendimizi sattık.
İşte sonucunda da bu hale düştük. İşte böylece dağlara düştük."""
İçini çekiyordu. Genç, yakışıklı yüzü solmuş, gözleri çukura kaçmıştı.
Ama biz de bir şeyler yapacağız. Arif Saim Beye haberler gönderdim.
Tarlalarıma dokunma, dedim. Şu yirmi dört yılı sen uydurdun, yüz elli bin liralık
borç senedi gibi. Uydurduğun gibi kaldır, dedim. Bekliyorum. Sonra yapacağımı
ben bilirim. Bunu her önüme gelene söyledim. Sonuna kadar ona bu haberi
göndereceğim, eğer Arif Saim aklım başına almazsa, işte o zaman başka şeyler
konuşacak... Kürt Ali Ağa diyor ki, Arif Saim Bey düşünüyor. Hem de çok ciddi
düşünüyor. Düşünsün bakalım. Ben sabırlıyım. Siz de sabırlı olun.
İdris Beyin Koca Osmanm evine indiğini duyan köylüler eve koştular. Seyfali,
Şefçe Kahya, Ferhat Hoca da geldi.
İdris Bey köylüleri görünce gözleri yaşardı. Dayanamadı konuştu:
Size gıpta ediyorum, dedi. "Ah Safa size büyük zulümler ediyor. Arif Saim
Beyin bize ettiğinden daha çok. Bizimkiler, biz dayanamadık, birer birer ata
tarlalarımızı Arif Sahne sattık. Korktuk sattık. Benim gibi eşkıya olduk, sattık.
Ahmaklık edip, sattık. İşte böyle dağlara düştük. Sizlere hayranım,
dayatıyorsunuz. Bir ağaç ne kadar ulu, ne kadar güçlü, ne kadar sağlam olursa
olsun, onu toprağından çıkaracak olursanız kurur. Bizi toprağımızdan çıkardılar,
biz kuruyacağız. Size hayranım."


Köylüler de onun bu güzel konuşmasına, güzel, bir boğanın gözlerine
benzeyen iri gözlerine, uzun, kamış parmaklarına hayran kaldılar. Ona çok da
acıdılar.
İdris Bey atma binip köyden ayrılırken içlerinden bir şeyler koptu, bir acı. İdris
Beyin sonu yoktu. Bunu biliyorlardı. Üstelik de çoğu zaman, at üstünde, ovada
geziyordu. Onu yakında keklik gibi avlayıverirlerdi.
İdris Bey onlardan ayrıldıktan az sonra geriye dönmüş, Koca Osmana:
Benimle köyün dışına kadar az yürü Osman Ağa, demiş, atından inip Koca
Osmanm koluna girmiş, köyün dışına çıkınca: "Ben niçin bu köye geldim
Osman Ağa, biliyor musun?" diye sormuştu. "İnce Memedin bu köye geldiğini,
size indiğini bana söylediler. Onu gönneye geldim. Onunla görüşmek benim için
de iyi olur, onun için de."
Koca Osman düşünmüş kalmıştı, ne söylese. İçinden, köylüler İnce Memedi
buna duyurduklarına göre bu iyi bir insandır, güvenilecek bir insandır diye
geçirdi. Ona her şeyi olduğu gibi anlatmalıydı öyleyse.
Bir ağacın dibine oturdular, Koca Osman olanı biteni bir bir İdris Beye söyledi.
İdris Bey onun elini öpüp ayrılırken:
Sen hiç merak etme Osman Ağa, ben onu sana bulacağım, dedi, atma bindi,
ovaya sürdü.
İdris Bey gittikten hemen sonra köye candarmalar geldi. İdris Beyin az önce
köyden çıktığını anlayınca durmadılar, ardınca gittiler.
İki gün sonra da Anavarza kalesinde candarmalarla İdris Beyin çarpıştığı
duyuldu. Çarpışma çok uzun sürmüş, İdris Bey öyle yiğitçe, öyle gözünü daldan
budaktan sakmmamacasma dövüşmüş ki, candarmaları bozmuş, dalöğlen de
atma binmiş oradan uzaklaşmış gitmişti.
Yaz geldi, sarı sıcaklar çöktü. Akçasazm suları fokurdadı. Yüzlerce tozdireği
göğe ağmış, ovada bir tuhaf devler gibi doludizgin dolaşmaya başladı. Leylekler,
öteki göçmen kuşlar, balıkçıllar, ibibikler, üveyikler, binlerce türlü türlü kuş
Akçasazm göğünü, bataklığını doldurdular. Yelken bulutları uzakta, güneyde
Akdenizin üstünde yığın yığın kabardılar. Garbi yelleri esti. Dağlardan ovaya
besili, iri yaban domuzları sürülerle indiler, uzun azı dişleriyle ovanın sıcak
toprağını sürdüler. Çekirgeler büyüdü. Toprak, bitkiler, kuşlar, böcekler, her şey
sonsuz bir berekette yavruladı. Anavarza toprağı daha da canlandı, kaynaştı, her
şey iki üç misli çoğaldı. Örümcekler, örümcek ağları, arılar, arı petekleri birkaç
misli çoğaldı, genişledi, büyüdü. Anavarza toprağı taze bir canlılar
kaynaşmasının hızında, kıyametinde uğundu.
Bu yıl Vayvaym ekinleri gür, bol oldu. Buğdaylar insan boyunu geçti. Çok



yerde ekinler ağır başaklarını götüremeyip yattı. Karpuzlar görülmedik bir
irilikte olgunlaştı. Kavunlar sapsarı, iri, sıcakta ağır, ballı bir kokuda koktu.
Kavun tarlalarının çok uzağından geçenler bile havaya, toprağa sinmiş ağır
kavun kokusunu duydular. Uzun uzun bayıltıcı bir tatta havayı kokladılar. İri,
beyaz yaz kelebekleri tıpkı kuşlar gibi göğün uzağında uçmaya başladılar. İri,
parlak kara karıncalar tok, ağır buğday tanelerini, sıralanmışlar binbir güçlükle
birkaçı birden ancak taşıyabiliyorlardı. Atlı karıncaların ancak yedi sekizi bir
araya gelerek, nakışlı, sert kabuklu, binbir renkte, pırıltıda yanan bir böcek
ölüsünü zorlukla taşıyabiliyorlardı. Örümcek ağlarına sıvama sinek yapışmıştı.
Besili, şişmiş örümcekler, köşelerine çekilmişler, bu sonsuz bereketteki
sofralarının başında sindirim uykularına yatmışlardı. Ve uyuyan örümceklerin
önüne sinekler yağıyor, ağlar gün geçtikçe sinekten ağırlaşıyor, olgun meyveler
gibi dallardan aşağılara sarkıyorlardı. Bazan ağlar o kadar ağırlaşıyorlardı ki,
ortaları çöküp sarkıyor, delinip parçalanıyorlardı. Ağlan bereketten, ağırlıktan
parçalanan örümcekler de hemen büyük bir gayretle, çabuklukla ağlarını yeniden
geriyorlar, gerer germez de ağlarının kapkara sinekle sıvandığını görüyor,
köşeciklerinde yeniden derin uykularına dalıyorlardı.
Petekleri de dallar taşıyamıyordu. Karaçalılıkta, Akçasaz büklüğünün
toprağında yüzlerce petekli dal toprağa sarkmış çürüyordu. Peteklerde arılar
milyonlarca, üst üste binip ipiltili kanatlarını sırtlarına yatırmışlar, tembel tembel
bekleşiyorlardı.
Koca Osman yatmış, iri başakları toprağa sarkmış karakılçık, sert Çukurova
buğdayını biçerken:
Hay maşallah, diye destesini havaya kaldırıyor, "böyle bereket... Harmanlar,
ovalar bu yıl buğdayı alamayacak. Harmanlar, ovalar taşacak," diye bağırıyordu.
Hay maşallah... Yaradana kurban olayım."
Koca Osman sevinçten taşıyor, sevincini her önüne gelene, kurda kuşa, yılana
çıyana, insana aşılıyordu. Bütün Vayvay köyü de aşağı yukarı böyle bir sevinç
sıcaklığında dönüyordu. Çok kişi sıtmalıydı, bataklıktan bulut bulut sivrisinek
geliyor, geceleri kimse doğru dürüst uyuyamıyordu ama sevinçleri de gittikçe
büyüyor, köy bir düğün havasına dönüşüyordu. Canlı, iştahlı, umutlu ekinleri
biçip harman yapıyorlardı. Kötü günleri, zulümleri çoktan unutup gitmişlerdi.
Çalman atlarını, Kaymakamın kötü davranışını, Allahın gecesi köyün üstüne
yağdırılan kurşunları unutup gitmişlerdi. Döğeni atlarla sürerlerdi. Bu yıl döğeni
neyle süreceklerdi, onu bile düşünmüyorlardı.
Ah Safa Beyi de bu yılki bereket sevinçten deli etmişti. Yalnız o verimli,
doğurgan toprağa bakıyor, bakıyor, dişlerini gıcırdatıyor, yumruklarını sıkıyordu:



Ah, köpekler! diyordu. "Aaah, köpek köylüler! Göstereceğim size! Bekleyin!"
İdris Beyin verdiği haber doğruydu. İnce Memed gene dağlarda ortaya
çıkmıştı. Artık her gün dağlardan ovaya İnce Memed üstüne haberler geliyor, bir
anda da bu haberler Kozan köylüklerinden Ceyhana, Ceyhandan Osmaniye,
Kadirli köylüklerine, oradan Bulanıkbahçeye yayılıyordu.
Vayvay köyünde tarladan tarlaya türküler atılıyordu. İnce Memed üstüne,
ağalar, beyler, candarmalar üstüne. İnce Memed üstüne söylenen türküler hayran,
sıcak... Ağalar, beyler, candarmalar üstüne söylenen türkülerse alaycı, meydan
okuyan...
Türlü hikayeler de dağlardan ovaya iniyordu. Türlü türlü, akıl almaz hikayeler.
Bölük bölük candarmalar, yeri göğü almış köylüler düşmüşler Torosa, delik
delik, taş taş İnce Memedi arıyorlar. Onu zorlukla bir yerde yakalayıp
kuşatıyorlar. Memed bir insan duvarı ortasında umutsuz kalıyor. Ama her
seferinde de bu duvarı yıkıp kurtuluyordu.
Bir sabah Memedin Tuvarasmda, Savrungözünde, Babiklide, Kızılcadağda
sarıldığf haberi geliyor, Anavarza köylükleri soluklarını tutup haberlerin
sonuçlarını bekliyorlardı. Aşı ekmeği, uykuyu unutup bekliyorlardı. Gelecek
haber Memedin zafer haberiydi ama, bundan hiç küşümleri yoktu ya, gene de
gözlerine uyku girmiyordu.
Memedin kuşatıldığı haberlerini kim getiriyor, kim yayıyordu, sonra da
kurtulduğu haberi o anda Çukurovaya nasıl ulaşıyordu, kimsenin bir şey bildiği
yoktu. Her iki habere de aynı gönül tazeliğiyle sahip çıkıyorlardı.
Haberler, bir adamdan, bir yolcudan, bir çocuktan, kadından, bir yerlerden
çıkıveriyordu. Hiç kimse de araştırmıyordu. Sorup araştırmak akıllarına bile
gelmiyordu. Bir yerden bir haber gelsin de nereden, ne biçim gelirse gelsin.
Kimse orasına karışmıyordu. Köyler İnce Memed haberinden yoksun kalmasın
da, nasıl bir haber olursa olsun, onun orası kimseyi ilgilendirmiyordu.
Candarmalar arkasında Memed önde. Memed dağa yukarı kaçıyor.
Candarmalar çok... İğne atsan candarmadan yere düşmez, öylesine çok. Bir de
köylüler, gözü kör olası, ocağı sonesi, ahmak, eşşek köylüler... Siz ne istersiniz
İnce Memedden behey ahmaklar, size ne yaptı İnce Memed, behey kafasız
eşşekler, bre eşşek köylüler? Dağın yamacını talamışlar. Dört bir yandan dağın
yöresini sarmışlar, kovalıyorlar Memedi. Memed de can havliyle kaçıyor.
Kurtuluş yok. Memed dağın doruğuna kadar kaçacak. Oradan sonra uçacak değil
ya... Arkasından Yüzbaşı Faruk gülerek bağırıyor, az kaldı İnce Memed, diyor,
az kaldı İnce Memed. Dağın doruğuna az kaldı. Aşağıdan biz geliyoruz. Dağın


doruğundan öte de yol yok. Seni yakalayacağım, boğazına ip bağlayacak, köy
köy dolaştıracak, maymun gibi oynatacağım seni, diyor. Köylüler de, size ne
zıkkımlar, size ne oluyor? Köylüler de gülüyorlar. Memed terliyor. Boyuna
tökezliyor. Dağın doruğunda bir kayanın ardına sinmiş, ver ediyor kurşunu.
Candarmalar aşağıda, Memed dorukta iki gün iki gece sürdü dövüş. Fıkara
Memed üç gündür ağzına bir lokmacık bile koymamış. Çok acıkmış. Can telaşı,
açlığı bile akima gelmiyor. Memed candarmaları da vurmuyor. Köylülere de hiç
kurşun sıkmıyor. Aaah, ah! O alçak köylülerin yüreklerinin başına saplasaydı,
aaah! Alçak da namussuz köylülerin. Keski. Sonra Memedin kurşunları da bitti.
Ne yapsın fıkara Memed bu kadar insana karşı, tek başına... Kurşunu yok, bir
şey yok. Birden akıl etti, başladı taşlan yuvarlamaya tepeden aşağı. Başka çare
var mı? Taş taşı yuvarladı... Taş taşı, taş taşı... Bir kıyamet koptu dağın
doruğunda, yamaçlarında. Bir taş seli durmadan aktı, durmadan. Candarmalar,
köylüler soluğu dağın eteğinde aldılar. Kaçar ıııısm kaçmaz mısın! Taş taşı
yuvarladı, taş taşı... Candarmadan köylüden yaralanmayan kalmadı, oooh, alçak
köylüler, oooh olsun. Yüreğim soğudu. Yerler gökler biribirine karıştı, gök
gürler gibi patladı ortalık. Bütün bir gece dağdan aşağılara bir taş seli aktı durdu.
Memedle candarmalar çarpışıyorlarmış. Memed gene sıkışmış. Memed
sonunda kuşatmayı yarmış çıkmış. Sabahtan az önceymiş, gün doğdu doğacak.
Memed çok hızlı kaçarmış... Candarmalar da hemen izinde. Gün doğarken bir
çiğirden ilerliyormuş. Bir de bakmış çok yaşlı bir kadın... Candarmalar dün
eşeğini öldürmüşler. Kadın değirmenden geliyormuş, torunlarına un öğütmüş
de... Eşek bir yana düşmüş, un çuvalı bir yana... Yaşlı kadın elleri koynunda ölü
eşeğinin başında ığranıp durur.
"Adımı sorarsan adım Zeynep, köyümü sorarsan ta şu karşıki köyden
olurum. Anasız babasız beş torunum var. Ondan bundan buğday topladım.
Komşunun da eşeğini aldım, değirmene gittim öğüttüm, değirmenden dönerken
işte eşeğimi burada candarmalar vurdular. Neden vurdular, onu da bilmem. Köye
nasıl giderim, komşuya ne söylerim? Halim yaman. Çocuklar da evde 'aç aç
bekleşir. Nolursun eşkıyalar başı sen de beni vurup öldürme. Candarmalar
eşeğimi vurdu, eşkıyası da beni öldürür. Öldürme beni oğlum."
Memed un çuvalını sırtına yüklenmiş.
Kalk ana, haydi gidelim, demiş. "Eşeğin sahibine ben parasını veririm," demiş.
Yaşlı kadın ikide birde Memedin eline yapışıyor, in misin cin misin, yoksa
Hızır Aleyhisselam mısın, diyormuş. Memed yükün altında iki büklüm, bir de
yürüyormuş. Bir de candarmalar yandan yönden kurşun sıkarak onu
arıyorlarmış.


Yaşlı kadın candarmalarm aradığı adamın, kurşun sıktığı adamın bu olduğunu
anlamış. Bunu anlayınca da başlamış dövünmeye:
Bırak benim un çuvalımı. Kurban olayım yavrum eşkıya, bırak da kaç.
Candarmalar şimdi gelirler de seni öldürüverirler, benim eşeğim gibi, diyormuş.
"Çocuklara bir şey olmaz. Acından ölmezler... İyi eşkıyam, güzel yavrum, ölme
benim yüzümden, kaç!" Yalvarıyormuş.
Memed aldırmamış. Un çuvalının altında iki büklüm, köye kadar varmış. Eşek
sahibine de parasını vermiş. Dağ köylükleri onun İnce Memed olduğunu
anlamışlar, yakalayıp hükümete teslim etmek istemişler. Memed de onların
yüzüne tükürmüş:
"Tuu, yüzünüze köppekler," demiş. "Ne gördünüz hükümetten de beni ona
teslim edeceksiniz? Tuu derim size! Tükürürüm yüzünüze," demiş, ağzına geleni
söylemiş.
Onlar da pişman olmuşlar, utanmışlar. Memed de küsmüş onlara, bir
lokmacıklarını bile yememiş.
Yumuşacık bir adammış, pamuk gibi. Uz konuşurmuş. Utangaçlığından başını
kaldırıp da kimsenin yüzüne bakamaz, hep önündeymiş başı. Konuşurken kızlar
gibi kızarırmış. Ötelerden, uzaktan bakınca dağ gibi olur, heybetlenirmiş.
Gözlerinden ateş saçılırmış. Yanma varınca, eğer durgun bir zamanındaysa
çocuklar gibi küçücük olurmuş. Öfkelendiğinde tüyleri dikilir diken gibi
olurmuş. Saçları da diken gibi dikilirmiş. Öfkelendiğinde yakınında da olsan
Memed kocaman olurmuş. Kederliymiş çoğu zaman. Çok sevinçli olduğu da
olurmuş. Bir de ona kurşun geçmezmiş. Muskalıymış, dualıymış, afsunluymuş.
Bir de onu bıçak kesmez, ateş yakmaz, su boğmazmış. Abdi Ağayı öldürüp de
köyüne vardığında köylüsünü çekmiş Dikenlidüzüne bir dağ gibi bir ateş
yaktırmış çakırdikenlikte. Ateşin içine girip ortasına oturmuş. Bunu görenler,
"İki gözümüz önümüze aksın ki bu gözlerle gördük," dediler.
Bir tek yerine kurşun işlermiş onun. O da açıksa, gözlerine... Eğer açıksa
gözleri, gözlerine kurşun, bıçak, ateş işlermiş.
"Memedin gözlerine bir çare."
Hiçbir çaresi yok. Kurşun sıkarken gözlerini açmasa olur mu? Nişan aldığı yeri
görür mü?
"Memedin gözlerine bir çare."
"Gözlük desen kırılır. Bir kurşunda tuz buz olur."
"Memedin gözlerine bir çare."
O zaman işte ona güç yetmez. Ordularla dövüşür, orduları bozar.





Memedin gözlerine bir çare.
Kalkar ayağa, orduların önünde açıkta, saklanmadan, onların şaşkınlıkları
arasında dolaşarak, ordulara kurşun sıkar. Ona gelen kurşunlar sapır sapır,
pamuk atıyorlarmış gibi yere dökülür.
Memedin gözlerine bir çare.
Bindiği atlara da kurşun geçmezmiş. Atların da yalnız gözlerine kurşun
geçermiş. Memed al bir Arap atının üstünde orduların önünde at oynatıyor. Atm
üstünde dimdik bir şıvgacık dal gibi. İnsan güzeli. Ordular ona hayran, paşalar,
zabitanlar ona hayran, cinler periler, görünmezler, iyi kimseler ona hayran.
Atının üstüne gün vurmuş... Doğan gün, açan çiçek, yağan yağmur ona hayran.
Memedin gözlerine bir çare.
Ana kuzularına kıyamaz Memed. Canına kastedenleri bile bağışlar.
Memedin gözlerine bir çare.
Atının üstünde, iri, güzel, al atının üstünde dağdan dağa uçar Memed.
Memedin gözlerine bir çare.
Saçları alnına düşer kıvrılır. Kara perçemi yalp yalp eder. İri gözleri Arap
taylarının gözlerine benzer, kapkara, büyük, dumanlı, kederli...
Memedin gözlerine bir çare.
Her zaman üstünde bir şahin uçar. Yücesinde. Memed üstündeki şahini görür,
sevinir. Bilir ki o şahin üstünde uçtukça ona hiçbir canlıdan zarar gelemez. Bir
gün çok sıkışmış, kurşunları bitmiş, sarmış onu candarmalar. Yanında da
arkadaşı Cabbar varmış. Cabbar tamam arkadaş, bizi yakalayacaklar, teslim
olalım, demiş. Memed başını kaldırmış bakmış. Bakmış ki ötede, uzakta, göğün
ucunda şahini dönüyor. Geç arkama demiş Cabbara. Beni kendine siper et. Bize
hiçbir şey olmaz. Kurtulmuş. Şahin onun üstünde döndükçe ona hiçbir şey
olmaz. Onun tılsımı, üstünde kanat açmış dönen şahindir.
Aaah, Memedin gözlerine bir çare. Aaaah...
İşte Memed böyle bir Memeddir.
Çocuk uyuyordu. Daha yeni uyumuştu. Kasabadaki bütün ışıklar da sönmüştü.
Öteki mahallede bir iki köpek ürüşüyor, bekçi düdüklerinin sesleri geliyordu.
Memed altı aydan beri bu kasabadaydı. Şemsi Beyin iki katlı evinin altına
sığınmıştı. Kimse farkına varmasın diye ona yemeğini, suyunu, öteki
gereksinimlerini Şemsi Ağanın kız kardeşinin öksüz oğlu sekiz yaşındaki
Mustafa götürüyordu. Memedin yanında Cabbar da vardı. Mustafa onlara hem
yemeklerini götürüyor, hem de onlarla dostluk ediyor, dışarda olan bitenleri,
Вы прочитали 1 текст из Турецкий литературы.
Следующий - İnce Memed - 2 - 19
  • Части
  • İnce Memed - 2 - 01
    Общее количество слов 3145
    Общее количество уникальных слов составляет 1840
    27.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    41.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 02
    Общее количество слов 3578
    Общее количество уникальных слов составляет 1648
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 03
    Общее количество слов 3488
    Общее количество уникальных слов составляет 1687
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 04
    Общее количество слов 3514
    Общее количество уникальных слов составляет 1719
    36.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 05
    Общее количество слов 3448
    Общее количество уникальных слов составляет 1743
    32.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 06
    Общее количество слов 3479
    Общее количество уникальных слов составляет 1643
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 07
    Общее количество слов 3507
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    34.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 08
    Общее количество слов 3486
    Общее количество уникальных слов составляет 1680
    36.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 09
    Общее количество слов 3352
    Общее количество уникальных слов составляет 1708
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 10
    Общее количество слов 3335
    Общее количество уникальных слов составляет 1697
    35.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 11
    Общее количество слов 3336
    Общее количество уникальных слов составляет 1698
    34.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 12
    Общее количество слов 3392
    Общее количество уникальных слов составляет 1735
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 13
    Общее количество слов 3363
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 14
    Общее количество слов 3422
    Общее количество уникальных слов составляет 1720
    34.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 15
    Общее количество слов 3389
    Общее количество уникальных слов составляет 1672
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 16
    Общее количество слов 3402
    Общее количество уникальных слов составляет 1763
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 17
    Общее количество слов 3318
    Общее количество уникальных слов составляет 1789
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 18
    Общее количество слов 3326
    Общее количество уникальных слов составляет 1757
    32.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 19
    Общее количество слов 3280
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 20
    Общее количество слов 3386
    Общее количество уникальных слов составляет 1765
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 21
    Общее количество слов 3379
    Общее количество уникальных слов составляет 1718
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 22
    Общее количество слов 3348
    Общее количество уникальных слов составляет 1730
    33.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 23
    Общее количество слов 3445
    Общее количество уникальных слов составляет 1667
    37.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 24
    Общее количество слов 3370
    Общее количество уникальных слов составляет 1678
    33.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 25
    Общее количество слов 3372
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 26
    Общее количество слов 3407
    Общее количество уникальных слов составляет 1725
    33.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 27
    Общее количество слов 3343
    Общее количество уникальных слов составляет 1778
    32.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 28
    Общее количество слов 3345
    Общее количество уникальных слов составляет 1696
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 29
    Общее количество слов 3417
    Общее количество уникальных слов составляет 1699
    34.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 30
    Общее количество слов 3400
    Общее количество уникальных слов составляет 1692
    34.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 31
    Общее количество слов 3367
    Общее количество уникальных слов составляет 1784
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 32
    Общее количество слов 3377
    Общее количество уникальных слов составляет 1673
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 33
    Общее количество слов 538
    Общее количество уникальных слов составляет 408
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов