İnce Memed - 2 - 11

Общее количество слов 3336
Общее количество уникальных слов составляет 1698
34.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
51.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
60.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
hançerleri, bombalar takılı küçücük bir eşkıyayı seyretmek.
Memed orada durmuş çocuğa sevgiyle bakıyordu. Çocuk, eşkıyanın kendisini
gördüğünü anlamış, ne yapacağını iyice şaşırmış, kıpır kıpır ediyordu.
Memed gülen bir sesle, yumuşak şefkatli:
Çocuk kardaş, dedi, "nolursun beni gördüğünü candarmalara söyleme, ben
İnce Memedim."
Çocuğun onu böylesine seyredişi öylesine hoşuna gitmişti ki, gidip haber
vereceği umurunda bile değildi. Memed köyü görünce bir hoş olmuş,
eşkıyalığını, İnce Memedliğini, koskocaman bir Hükümetin kendisini yakalamak
için dağları candarmayla dolduruşunu, ağaların adamı Kara İbrahimin nasıl
kanma susamış bir bela olduğunu, her şeyi her şeyi bir anda unutmuş, içinde
çocuksu, güzelim bir umut, bir sevgi, bir sevinç doğmuştu. İlık ılık bir ince sevgi
yüreğini alıyordu. Birden akima geldi: "Ben bir kuş öldüremem," dedi. "Bir
karıncayı ezemem. İncinir diye bir arıyı, bir kelebeği, bir kuşu tutamam." Şu
anda, belki dünyada en çok elindeki tüfeğe, belindeki hançere, bedenindeki
koşar koşar fişeklere şaşıyordu. Kendine bakıp bakıp gülüyordu.
Bu sırada Memedin bakışlarından kurtulmuş çocuk çalıdan çıktı, sinmiş bir
tilkiye benziyordu. Yata yata çalıdan azıcık uzaklaştı, sonra aldı yatırdı. Hem
koşuyor, hem de dönüp Memede bakıyordu. Çocuğun bu hali Memedi daha çok
sevindirdi. Bu çocuk kimindi acaba? Kimlere benziyordu? Çocuğa iyice
bakamamış, onun için kimlerden olduğunu çıkaramamıştı.
Gittikçe sabrı taşıyor, gün bir türlü batmıyordu. Abdi Ağanın bacasından
durmadan duman tütüyor, candarmalar durmadan evlerin aralarında oradan oraya
gidip geliyorlardı. Dışarda ne kadın, ne de erkek, hiçbir köylüyü görememişti.
Hepsini hapis mi etmişlerdi acaba?



Kafasını Abdi Ağanın evinden çıkan dumana takmıştı. Onun yüzünden kendi
köyüne bile giremiyor, baba yurdunda bile dolaşamıyordu. Dişlerini sıktı: "Bu
dumanı söndüreceğim," diye bağırdı. "Bir tekini bırakmayacağım,
bırakmayacağım. Bir tekini bile... "
Kayanın dibine kendini hızla savurdu. Beli kayaya küt diye vurdu.
Karanlık basmış, kuzeyden bir yel çıkmış, gündüz sıcaktan yanmış yaban
naneleri, kekikler, peryavşanlar esen yelle ağır kokuyordu.
O geceyi düşündü. Recep Çavuşun Abdinin çocuklarını öldüreceği geceyi, tam
da tetiğe çökecekken tüfeğe vurmuş, çıkan kurşun başka bir yöne gitmiş, çocuk
ölmemişti. Acaba öldürse miydi? Ne günahı vardı çocukların? Onlar da
büyüyünce babaları gibi milletin başına bela olmayacaklar mıydı? Hele olsunlar
da görelim. Belki babalan gibi olmazlar. Eskiden de kurt eniği kurt olur. Epeyce
yanlış bir söz. Eski üstüne, Abdi Ağa üstüne, Asım Çavuş, Yüzbaşı Faruk üstüne
daha çok şeyler düşündü. Yüzbaşı Faruk öldürmüştü Hatçeyi. Yüzbaşı Faruk
deyince içi ağı gibi acı bir kinle doluyor, tüyleri diken diken oluyordu. Yüzbaşı
Faruğu öldürmeden, Hatçenin kanını almadan bu dünyadan gitmeyecekti.
"Allah," dedi, "Koca Allah şu Faruğu öldürmeden bana ölümü nasip eyleme."
Ayağa kalktı, sarhoş gibi yalpalayarak köye aşağı inmeye başladı. Birden gene
içini bir sevinç sardı. "Bu güz köye geleceğim," diye düşündü, "köye geleceğim,
köylünün toprağa saban attığı gün, toy düğün olurken çakırdikenliğe ilk ateşi ben
atacağım. Hürü Anayla birlikte..." Köye yaklaştıkça sabırsızlanıyor, yüreği daha
çok, daha çok çarpıyordu.
Kapıda durdu, kapının duvarına dayanmasa ayakta duramayacak, yere
düşecekti. Soluğu taşarak, kırık kırık bir sesle:
Hürü Ana, Hürü Ana! dedi.
Hürü Ana içerde tek başına uyukluyordu. Kulaklarına inanamadı, düş
görüyorum sandı, bir gözünü açtı geri kapadı.
Memed, Hürü Ana beni belki de ölmüş biliyor, diye düşündü.
Hürü Ana, Hürü Ana!
Hürü Ana gene düş görüyorum sandı. Bir gözünü açtı, dualar okuyarak geri
yumdu.
"Hürü Ana, Hürü Ana, benim, ben. Ben geldim."
Allah Allah! Hiç düşe müşe benzediği yoktu, bu ses kapının ardından geliyor,
Memedin sesine benziyordu. Ama nasıl olurdu?
Hürü Ana, Hürü Ana!
Hele bir çıkayım da kapıya, bakayım. Ayağa kalktı, yarı uykulu, yarı uyanık,
eline yanmakta olan çam çırasını aldı, kapıya vardı, ikircikli bir sesle:



"Kimdir o?" diye seslendi.
Memed, usulca, duyulur duyulmaz:
"Benim ana, İnce Memed, Dönenin oğlu. Aç kapıyı."
Hürü Ana kapının ardındaki sürmeyi çekti, kapı açıldı. Eşikte dikilmiş kalmış
İnce Memeddi. Ağzı dili kurudu, bir tek söz söyleyemedi. Bir süre karşı karşıya
öyle durdular kaldılar. Sonra Memed Hürü Ananın koluna girdi evin içine
götürdü. Elindeki çam çırasını duvara soktu, Hürüyü yandaki döşeğin üstüne
oturttu. Uzun bir süre karşılıklı sustular. Neden sonra kendine gelen Hürü Ana,
çok ciddi:
Hoş geldin yavrum, Memedim, dedi. "İyi ki geldin. Biz de seni yitmiş gitmiş,
kayıplara karışmış sanıyorduk. Hoş geldin safalar getirdin yavrum. Köy
candarma dolu."
Memed:
Biliyorum, dedi.
"Seni gelirken kimse görmedi ya?"
"Bir çocuk gördü."
Tam bu sırada da Uzun kayanın dibinin oralardan kurşun sesleri gelmeye
başladı.
"Candarmalar kurşunu bana sıkıyorlar, ana. Çocuk beni Uzun kayanın orada
gördü de..."
Hürü Ana gülümsedi:
Sıksınlar dursunlar, şu gavur hükümetin, şu ağaların kurşunlarını boşa
yaksınlar, yaksınlar bakalım!
Memed de gülümsedi.
Hürü Anaya bir şeyler sormak istiyor ama, bir türlü dili varıp da soramıyordu.
Durmuş Ali Emmi nerde, diye soracaktı. Nereye gitmişti acaba? Acaba ölmüş
müydü? Ölmüşse Hürü Ananın başında neden kara çatkı yoktu? Çakırdikenliği
yakmışlar mıydı her yıl? Kimse karışmadan toprakları ekip biçiyorlar mıydı, o
gün bugündür. Sorulamazdı. Bir kötülük olmuş olmasın diye Memedin ödü
kopuyor, bir tek soru soramıyordu. Burada bir ay bekler, böyle soru dolu gözlerle
Hürü Ananın yüzüne bir ay bakardı da gene Hürü Anaya bir tek soru soramazdı.
Hürü Ana onun sabırsız, soru dolu gözlerini anlıyor ama, kötü haberleri
söylemeye bir türlü dili varmıyordu. Fıkara zaten yıkılmış, erimiş bitmiş,
diyordu içinden. Anası öldürülmüş, sevdiceği öldürülmüş, biricik yavrusunu bile
doya doya koklayamamış, nerede olduğu bellisiz olmuş, bir de bu kötü haberleri
duyarsa neye varır fıkaranm hali? Neye varır Hürüce, neye, neye varır?
Bir de gözünün içine bakıyor ki, melil melil, melil de mahzun. İnsan



söylememezlik de edemez. Şuna bakın, kurbanınız olayım, şunun yüzüne bakın,
ağzından memesi alınmış bir bebeciğe benziyor, nerdeyse burnunu çeke çeke
ağlayacak.
Söylerim yavrum, söylerim. Şu Hürücenin yüreciği taştan demirden oldu.
Söylerim yavrum, söylerim. Şu olan bitenlere demir olsam dayanamazdım,
erirdim, çürürdüm. Taş oldum da dayandım. Bu kadar acıların, belaların üstüne
sen nasıl dayanacaksın? Sen nasıl, sen nasıl? Keski gelmeyeydin yavru. Güzelce
başını almış, köyün içinden bir karaca bulut gibi süzülüp gitmiştin. Neden geldin
yavru? Kimi seni Kırklara karışmış sandı. Kimi Mustafa Kemalin yanma gitmiş
de, başkumandan olmuş Kemale, dedi. Kimi koca bir kuş donuna girip her gece
anasının mezarına gelip sabaha kadar Dönemin mezarının üstünde döner, kuş
dilince dualar okurmuşsun, dedi. Hatçenin de mezarında... Anana, güzelce
Döneye, güzel Hatçeye nasıl dayandın Memedim? Niye geldin yavru? Sana nasıl
söylerim olanı biteni. Bak saçlarıma, bir tek kara saç var mı? Bak yüzüme,
kırışmamış birazıcık yeri kalmış mı? Sen giderken ben böyle miydim Memedim?
Memedin yüzüne gözlerini dikmiş, içinden konuşuyor, konuşuyordu. Sanki
Meıned içinden geçenleri duyuyordu. Öylesine el kol sallıyor, yüzünü
buruşturuyor, açılıyor, kapanıyordu.
Nasıl olsa duyacak, diye geçirdi içinden. Bunca acıya dayanan buna da
dayanır. Çocuk değil ya, koskocaman İnce Memed.
Söylemeye karar verince çoktan beri içinde zorla tuttuğu ağıdma başladı. Hem
ağlıyor, hem de ağıt yakarak konuşuyor, derdini söylüyordu. Her sözünü de,
demir olsam çürürdüm, toprak oldum dayandım, sözleriyle bitiriyordu. Döneye
ağladı, Hatçeye ağladı, Durmuş Aliye ağladı, çocuklarına ağladı, ağıt yaktı.
Memed taş gibi, duvar gibi olmuş, yüzünde en küçük bir kıpırtı olmadan Hürü
Anayı dinliyordu. Dışardan kurşun sesleri geliyordu. Sanki duymuyorlardı.
Ağlamayı, ağıdı bitiren Hürü Ana gözlerini, burnunu başörtüsüyle sildi, ayağa
kalktı:
"Ben batayım yavrum," dedi. "Uzak yollardan geldiğini unuttum seni görünce.
Kara yazılı Hürü batsın. Seni aç koydum."
Hemen gitti sofrayı getirdi Memedin önüne serdi. Güzel nakışlı pamuktan
dokunmuş bir sofraydı bu. Bir çanak yoğurt, bir çanak cıvık pekmez getirdi.
Azıcık bal, azıcık da peynir getirdi.
Ye yavrum, dedi. "Hürü Anan sana kurban olsun. Eee, nerelerdeydin bakalım,
yitti yiteli? Nerelere gittin?"
Memed karşılık vermiyor, dalmış gitmiş, yüzü taş gibi.
Yufka ekmeği lokma yaptı, önce pekmeze, sonra yoğurda batırdı, lokmayı



ağzına attı, çiğnedi çiğnedi, yutamadı. Lokma bir türlü boğazından aşağı
gitmiyordu.
Durmuş Ali ölmüş değil, öldürülmüştü, nasıl öldürülmüştü, ağıttan bir türlü
anlayamamıştı. Köylü hep Hürüceye düşman olmuş, köylülerin evi yağma
edilmişti. Ağıt böyle söylüyordu ama, kim yağma etmişti?
Lokmayı yutamazsa Hürü Ana çok üzülecekti. Çiğnedi çiğnedi zorlan yuttu
ama, kendisini de dinmeyen bir öksürük tuttu. Öksürüğü geçtikten sonra:
Ana, dedi Memed, onun ateş gibi olmuş elini tuttu. "Olara biteni bana söyle.
Ne yapalım, başa gelen çekilir. Boğazımdan geçmiyor, kusura kalma. Senin
ekmeğini ağı olsa da yerdim ama, geçmiyor boğazımdan. Kusuruma kalma,
güzel anam, çok çekmişim."
Hürü Ana sakin, hiçbir şey olmamış gibi durgun:
Yavrum, Memedim, diye başladı. "Sen köyün içinden süzülüp çıkınca... Köylü
sevindi. Sonra korktu. Abdiyi ölmemiş sandı. Sonra öğrendik ki ölmüş, hem de
domdom kurşunu onun yüreğini parça parça eylemiş. Köylü çok sevindi. Sonra
Dikenlidüzünün beş köyü bir araya geldi. Bir toy düğün yaptılar, dünya dünya
olalı böyle bir toy düğün görmedi. Genç kızlar en güzel giyitlerini giydiler.
Yaşlılar sakız gibi, sütbeyaz başörtü bağladılar. Davullar çalındı, çifter çifter.
Durmuş Ali Emmin bile, hasta haline bakmadan oyun oynadı. Sonra bir sabah
gün ışırken beş köyün kadını erkeği, hastası sayrısı, çoluğu çocuğu
çakırdikenliğe gittik, dikenliğe ateş verdik. Böyle bir sevinci insan olan insan
tatmamıştır. Bir iki yıl böyle gitti. Her şey bol bolamadı. O gün biz
Çakırdikenliğe ateş verince, o gece Alidağm tepesinde bir top ışık patladı.
Alidağm tepesi üç gece balkıdı durdu. Üç gece Alidağm tepesi gündüz gibi oldu.
Köylü buna daha çok sevindi. Böyle'bir yıl geçti. İkinci yıla girerken daha güzel,
daha şenlikli bir toy düğün oldu. Çakırdikenlik daha güzel yandı. Dağın
tepesindeki bir top ateş daha güzel patladı. Üçüncü yıldı. İkinci yıldan daha
güzel, daha şenlikli... Bir toy düğün... Durmuş Ali Emmin hem oynuyor, bilirsin
çok güzel oynardı, hem de elinde çam çırası yalımlanıyor, Çakırdikenliğe ateş
vermeye gidiyordu. Birden ötelerden üç el silah sesi duyuldu, o yöne baktık. Bir
atlı doludizgin tozutup gelir. Geldi, atını ilk önce çakırdikeni yığını yanındaki
Durmuş Ali Emminin üstüne sürdü. Durmuş Ali yere düştü. Atlı Durmuş Aliyi
atma iyice çiğnetti. Onun arkasından silahlı on atlı daha geldi, çoluk çocuğun
üstüne at sürdüler, kurşun sıktılar. Çok insan yaralandı. Beş çocuk öldü, ikisi kız.
Durmuş Ali Emmin iki gün daha yaşadı. Sana selam söyledi. Söyleyin oğluma,
dedi, sonu iyi gelmediyse de, iyi bir iş yaptı. Gene de iyi bir iş yaptı. İşte o yıl
çakırdikenlik yanmadı. Alidağmm başında da bir top ışık patlamadı. Durmuş Ali



Emmin öldü. Son solukta hep seni andı. Bu gelen atlı kimmiş, bildin mi? Kel
Hamza vardı ya, Abdinin kardaşı Kel Hamza. Abdi onu köyden kovmuştu ya,
dağlara gelemezdi Abdinin sağlığında. Bildin mi Kel Hamzayı Memed?"
Bildim Ana.
O Kel Hamza köye yerleşti. Başında silahlı adamları, adamlarından başka
candarmalar, candarmalar... Kel Hamza mumlan arattı Abdiyi... Geldi köye
yerleşti.
Hürü Ana durmadan, yanık yanık, köylünün Kelden çektiğini bir anlatıyor,
anlatıyor, anlatıyor, duruyor, bir uzun uzun Memedin yüzüne bakıyordu.
Kel Hamza Abdinin ana bir, baba bir öz kardeşiydi. Abdi onu hiç sevmezdi.
Bu yüzden de daha on beş yaşında onu Değirmenoluktan kovmuş,
Dikenlidüzüne girmesini yasak etmişti. Kel Hamza ömründe bir tek kere
Dikenlidüzüne girmiş, onda da yakalanmış, Abdi Ağaya getirilmiş, Abdi Ağa da
üç gün üç gece ona sopa çektirmiş, yarı ölü Hamzayı bir atm sırtına yüklemiş,
Dikenlidüzünün dışına götürüp, kardeşini it ölüsü gibi attırmıştı. Bu korkunç
dayaktan sonra Kel Hamza uzun bir süre kendisine gelememiş, bir zaman, onu
öyle yoldan bulan, iyileştiren Yörüklerin yanında çobanlık etmiş, sonra da
Çukurovada, Telkubbe yakınlarında bir çiftliğe yanaşma durmuştu. Öyle Abdi
Ağa gibi kısacık, çelimsiz değil, uzun boylu, kaim enseli, güçlü kuvvetli
birisiydi. Kardeşinin ölümünü duyunca çok sevinmiş, sevincinden ne yapacağını
bilememiş, çiftlikte üç gün sarhoşlar gibi dolaşmış, her önüne gelene kardeşinin
öldürüldüğünü söylemiş, sonra da olayı unutup gitmiş, yanaşmalığım
sürdürmüştü.
Bir gün Dikenlidüzünden çiftliğe, onu görmeye Pıtırakoğlu geldi. Ağzı çok
kalabalık bir adamdı.
Ona yekten:
Sen ne ahmak adamsın, duymadın mı kardeşinin öldürüldüğünü? diye sordu.
"Duydum, deli gibi de sevindim onun geberdiğine," dedi Kel Hamza.
İyi yaptın sevindiğine. Toprakları köylünün paylaştığını duydun mu?
Duydum, dedi Kel Hamza.
Her yıl toy düğünle çakırdikenliğe gidip ateş verdiklerini?
Duydum.
Alidağm tepesinde patlayan bir top ışığı?
Duydum.
Abdinin iki karısının ikisinin de dul kaldığını?
Duydum...
Pıtırakoğlu:



Öyleyse burada, bu yanaşmacılıkta ne duruyorsun köpek! diye bağırdı.
"Dikenliğe ağa olmak, padişah olmak dururken burada yanaşmalık öyle mi?
Akılsız köpek." Pıtırakoğlu çok yaşlı bir adamdı.
Kel Hamza:
Doğrusun, dedi.
Doğruysam, sen de bana Dikenlinin beğendiğim yerinden, beğendiğim, su altı
bir tarlayı verirsin.
Veririm, dedi Kel Hamza.
Hemen o gün orada hazırlık yaptılar. Kel Hamza yanaşmalıktan biriktirdiği
bütün paraya bir çift çizme, bir güzel şalvar, ceket, bir şapka, bir de borca çok
güzel dört yaşında uzun boylu, İngiliz kan bir at aldı. Bir de Alaman filintası
aldı, yüz mermisiyle birlikte, borca. Beş on tane de ipten kazıktan kurtulmuş
hergele topladı başına, Pıtırakoğlu önde, onlar arkada, çıktılar Dikenlidüzüne.
Birkaç hafta aşağılarda beklediler. Her işi Pıtırakoğlunun öğüdünce yürütüyordu
Kel Hamza.
Köylüler Çakırdikenliğe ateş verirlerken... İşte böyle korkutulurdu köylünün
gözü. Bir de Hükümetle. Hükümet sonra...
Köylü ne karşı koydu, ne bir şey. Kuzu gibi boyun eğdi. Üstelik çoğu da gitti
özür diledi. İnce Memede attılar tuttular. Babasının kemiğine sövdüler.
Kel Hamza aynı gün Göktefıkli Hocayı çağırtıp, Abdinin iki karısının ikisine
de birden nikah kıydırdı. Akşam birisiyle, sabaha karşı da ötekiyle yattı.
Kadınlar Kel Hamzadan derecesiz memnun kaldılar.
Sonra Kel Hamza köye candarmalar getirdi. Çavuşlara, onbaşılara her gün
kuzular kızartıp rakılar içirtti.
"Kurban olduğum Memedim, yavrum, bundan gerisini ne ben söyleyeyim, ne
sen duy. Kel Hamza köylüye haber gönderdi, üç yıl ektiniz biçtiniz, beylik
hakkını, toprak hakkını vermediniz. Üç yıl evinizde neyiniz varsa alacağım.
Önünde bir çavuş, on candarma, ev ev dolaştı köyü, evlerde ne varsa, un,
buğday, yağ, at, inek, eşek, hepsini hepsini aldı götürdü, yığdı Abdinin ambarına.
Köylü o yıl aç kaldı. Aç kurtlar gibi sızılaştılar. Yakın köyler duydular da
halimizi bize birer ikişer ekmek getirdiler. Köylünün çoğu yakın köylere gitti...
O kış acından on beş kişi şişti şişti öldü. Dışarda hiç köylü görebildin mi
gelirken? Göremezsin yavru, hepsi yarı çıplak... Dışarı çıkamıyorlar."
Topal Ali? diye sordu Memed. Sesi yok gibiydi.
O, Hamzanm iti oldu. Köylünün malım o taşıdı ambara... Ben sana onu öldür
demedim mi? Şu koca hançeri karnına sok da öldür demedim mi?
Memed, sallanarak, ölü gibi ayağa kalktı. Ayakta duramadı, direğe yapıştı.


Yalpalayarak dışarı çıktı. Sarhoşlar gibi Dikenlidüzüne aşağı yürüdü. Dişleri
kenetlenmişti. Tir tir titriyordu.
Sabahın ilk ışıkları onu Dikenlidüzünün ortasında, dimdik dikilmiş, donmuş,
hiç kıpırdamaz buldu. Yüzü bembeyazdı ve donmuştu. Gölgesi upuzundu.
Öğle oldu Memed kıpırdamadı, gölgesi toplandı, ayağının dibine geldi bir kara
yuvarlak oldu. İkindi geldi geçti.
Hürü Ana gittikten sonra ardından çıkmış, koşarak onu aramaya başlamıştı.
Sabaha kadar aramadığı bir yeri bırakmadı ovada. Gün doğduktan sonra da
aradı. İkindiye doğru düzlüğe bakmayı akıl etti. Baktı ki, ne görsün, Memed
düzlüğün ortasına dikilmiş durur.
Düşe kalka, koşa yürüye yanma vardı. Baktı ki Memed bitik, dişleri
kenetlenmiş.
"Öldürdüm yavrum seni. Haydi çabuk, candarmalar görecek, birisi görecek."
Koluna girdi, yakındaki dereye doğru onu sürükledi, bir hayıt çalısının içine
yatırdı. Yüzüne su serpti, ona diller döktü, sevindi, oynadı güldü. Neden sonra
Memed kendine geldi:
Anam, dedi, "güzel anam, anaların en yiğidi. Size çok kötülük ettim."
Uzandı Hürünün elini aldı dudağına bastırdı, öptü. Sonra gülümsedi.
Ana, dedi, "Topal Aliye söyle de gelsin."
Hürü Ana karşı koyacaktı, sonra vazgeçti
Olur yavru, dedi, boynunu büktü. "Şimdi gider bu gece sana onu gönderirim.
Kurban olayım Memedim, o gavura güvenme. Başına bir iş açar sonra. Köy
candarma dolu. Onun da candarmayla, Kel Hamzayla içtiği ayrı gitmiyor.
Kurban olayım kendine mukayyet ol... Bir sen kaldın..."
Demir olsam çürürdüm, toprak oldum dayandım... Toprak toprak, toprak
oldum da dayandım.

22

İdris Bey otuzunda gösteriyordu. İnce, uzundu. Sarı gözleri, kartal gagası
burnu, uzun yüzüyle bu dünyada yaşamayan, nasılsa bir kere uğramış, yırtıcı,
yabanıl bir yaratığa benziyordu. Büyülü, kutsal bir yaratığa... Uzun bıyıkları
düşmüştü. Parmaklan çok uzundu, güzeldi. Onunla ilk karşı karşıya gelen ne




bedenini, ne altın gibi güzel gözlerini, ne sarı pırıltılı uzun bıyıklarını, ne
saçlarını görürdü. Onunla ilk karşılaşan insan yalnızca onun uzun, güzel
parmaklarını görür, hayran kalırdı.
Bir Çeçen beyi olan babası Osmanlı devrinde ili aşiretiyle birlikte
Kafkaslardan gelmişti, Anavarza kalesinin karşısına, Ceyhan ırmağının güney
gecesine yerleşmişti. Kurduklan köyün adına Akmezar demişlerdi. İlkönceleri
Çukurovada sinekten, sıtmadan, sıcaktan hastalanmışlar, kırılmışlardı. Üç dört
yıl içinde Çukurovaya alışmışlardı ama, sayılan da yarıya inmişti. Kafkaslardan
getirdikleri atları da, öteki hayvanları da kırılmıştı.
Çukurovaya ahşan Çerkesler Çukurova cinsi güzel atlar yetiştirdiler sonra.
Ektiler biçtiler. Çukurova o zamanlar meyve bahçesi nedir bilmezdi, güzel,
bakımlı meyve ağaçlan diktiler Çukurun sıcağına. Evleri ottan Türkmen
köylerinin yanma ahşaptan ve taştan, ikişer katlı güzel evleri olan, caddesi,
sokakları olan bir köy kurdular.
Bereketli topraklar üstünde mutlu bir yaşama düzeni kurdular. Bütün ovaya
güzel atları, iri meyveleri, yiğit davranışlarıyla ün saldılar. Öteki Torostaki
Çerkesler gibi at hırsızlığı da yapmadılar. Beylerinin bir dediğini de iki
etmediler. Geleneklerini, göreneklerini de Karkastaki gibi korudular.
Mutlulukları, düzenleri, yepyeni, siyah, Ford marka bir otomobilin gelip son
beyleri İdris Beyin kapısında duruncaya kadar, yıllarca sürdü. Otomobil toza
batmıştı. İri, toz altında kalmış gözleri Çukurova güneşi altında parlıyordu. O
güne kadar Akmezar köylüleri, askerliğe gitmiş birkaç kişinin dışında, hiç
otomobil görmemişlerdi. Köylüler, yaşlı genç, kadın erkek, çoluk çocuk,
korkuyla, şaşkınlıkla, hayranlıkla bu koca, ışık gözlü tuhaf yaratığa baktılar.
Kiminin yüreğine acı bir uğursuz korku girdi, çöreklendi. Kimisi de bu tuhaf
yaratığı gördüğüne sevindi.
Otomobilden iki kişi indi. Bir tanesi iri, kaim, kara kaşlıydı. Karalar içindeydi.
Kara bir siyah lenger şapka giymişti. İri, kaim kara kaşlı adamın göbeğinin
üstündeki bir deste altın kösteği ışıltı içindeydi. Dimdik, gerilmiş, arkaya doğru
kaykılmış duruyor, yöreye yan gözle çok alçaltıcı bakışlar fırlatıyordu. Dağların
taşların, cümle mahlukatm yaratıcısı sanki oydu. Yöreye öyle bir hava veriyordu
her davranışıyla. İdris Bey de onu bir tuhaf karşıladı. Bu yarı tanrı yaratığın
önünde iki büklüm eğildi. Yaşlı Çerkesler hem bu işe çok şaşırdılar, hem de çok
kızdılar. Kara giyitli adamın arkasından otomobilden inen boz giyitli adam da
onun önünde ceketinin düğmelerini boyuna ilikliyor, eli ceketinin düğmesinde,
arkasından geliyor, pür tetikte, ne diyecek diye bir alıcı kuş gibi hazır
bekliyordu.

Çerkesler bunun yepyeni, çok büyük, Çar gibi bir adam olduğunu anlamakta
gecikmediler. Neydi, kimdi acaba?
İdris Bey biraz şaşkınlık, daha çok korku, merakla onu konağa çağırdı. Konuk
hiç konuşmuyordu. Konağa girince iri konuğun arkasındaki adam İdrisin
kulağına bir ad fısıldayıverdi. İdris Beyin yüzü soldu, telaşı birkaç misli arttı:
Hoş geldiniz, hoş geldiniz, hoş gelip safalar getirdiniz Beyim. Bizim
köyümüze şerefler bahşettiniz Beyim. Büyük şerefler...
İri adam tombul elini bir daha ağır ağır İdris Beye uzattı, idris Bey ele sarıldı
ama öpmedi. İri adamın yüzünde bu yüzien bir hoşnutsuzluk belirdi. İdris Bey
bunu gördü, sezdi, üzüldü. "Bizim soyumuz hiç kimsenin elini öpmemiştir,
padişahın, çarın bile," diye içinden geçirdi. "El öpmeyi hiç kimse bizden
beklemesin."
Otuz yaşlarında gösteren iri yarı adam, ilk bakışta dehşet bir mücessem korku
heykeline benziyordu.
Hiç konuşmuyordu. Karşısındaki elpençe divan, elleri ceketinin düğmesinde
dikilmiş kalmış adama, gene karşısına dikilmiş, çok terbiyeli İdris Beye bir baş
sallamayla, oturun emrini verdi. Berikiler onun karşısındaki sedire şöyle ilişip
ellerini dizlerine koydular. Uzun boylu, genç, sarışın, çok güzel, uzun boynu
kuğular gibi bir genç kız gümüş bir tepsi içinde kahve getirdi. İri adam, yan
gözle kızı şöyle bir süzdü. Yüzündeki heybet azıcık açıldı, sonra hemen gerisin
geri kapandı. Cebinden ağır ağır altın tabakasını çıkardı, açtı, parmaklarının
ucuyla içinden bir sigara çekti, gene aynı ağırlıkta çıt diye tabakayı kapadı,
cebine koydu. İdris Bey telaşlandı, çakmağını, çakmak taşını çıkarıp kavı üstüne
yerleştirip çakmcaya kadar, konuk gene aynı ağırlıkla cebinden benzinli
çakmağını çıkardı, hemen sigarasını yaktı. İdris Bey o zamana kadar benzinli
çakmak görmemişti. Türkiyede birkaç kişide ancak vardı bu çakmaktan. Çakmak
da altındı.
Çakmağın hemen yalım yalım yandığını gören İdris Bey utangaç gülümsedi.
İri adamın da yüzünden şöyle bir gülümsemenin gölgesi geçti:
Paşanın hediyesi, dedi. "Paşa arkadaşlarına çok güzel, kıymetli hediyeler
yapmayı sever. Paşaya da bunu İngiliz Sefiri getirmiş."
Kahvesini, sigarasını hiç konuşmadan bitiren iri adam, biraz daha oturdu.
Sonra dimdik, olanca heybetiyle, ayağa kalktı, elini çok uzak uzatarak gerdi,
ucunu İdris Beye tutturdu, iki kez salladı, çok gür bir sesle:
Allahaısmarladık, dedi. Hiç yanma yönüne bakınmadan dimdik merdivenleri
indi, gene dimdik otomobile yürüdü. Şoför, iki büklüm, otomobilin kapısını
açmış bekliyordu. Dimdik bindi. Otomobil çalışıyordu. Boz giyidi adam da


şoförün yanma bindi oturdu. Otomobil yürüdü. İri bey İdris Beye bir daha dönüp
bakmadı bile.
Otomobil bir toz bulutu içinde, dingillerine kadar yolun tozlarına gömülerek
köyden çıktı gitti.
İdris Bey başına birikmiş köylülere:
Kozan Mebusu Arif Saim Bey, dedi.
Köylüler onun adını çok duymuşlardı.
Yaşlı, gün görmüş, savaşlara girmiş çıkmış bir Çerkeş:
Mustafa Kemeri Paşanın sağ kolu o, dedi. "Mustafa Kemal Paşanın silahşoru
bu. Onun paşaylan içtiği su ayrı gitmez. Diyarbekirde bunun astığı adamları
gördüm, şehrin bir ucundan öteki ucuna kadar sallandırmıştı. Büyük
Mahkemenin en büyük reisi bu... Çok gençmiş. Otuz yaşında bile yok."
Bütün Çukurova Arif Saim Beyi iyi, çok iyi biliyordu.
Fransızların Adanayı işgalinde Siste candarma kumandanıydı. Fransızlar
Adanayı işgal edince önce Fransızlarla anlaşmış, sonra bakmıştı ki Fransızlarda
iş yok, bunlar kalıcı değil, yönünü Mustafa Kemale dönmüş ve Mustafa Kemalin
en güvendiği adam olmuştu az bir günde.
Вы прочитали 1 текст из Турецкий литературы.
Следующий - İnce Memed - 2 - 12
  • Части
  • İnce Memed - 2 - 01
    Общее количество слов 3145
    Общее количество уникальных слов составляет 1840
    27.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    41.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 02
    Общее количество слов 3578
    Общее количество уникальных слов составляет 1648
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 03
    Общее количество слов 3488
    Общее количество уникальных слов составляет 1687
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 04
    Общее количество слов 3514
    Общее количество уникальных слов составляет 1719
    36.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 05
    Общее количество слов 3448
    Общее количество уникальных слов составляет 1743
    32.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 06
    Общее количество слов 3479
    Общее количество уникальных слов составляет 1643
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 07
    Общее количество слов 3507
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    34.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 08
    Общее количество слов 3486
    Общее количество уникальных слов составляет 1680
    36.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 09
    Общее количество слов 3352
    Общее количество уникальных слов составляет 1708
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 10
    Общее количество слов 3335
    Общее количество уникальных слов составляет 1697
    35.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 11
    Общее количество слов 3336
    Общее количество уникальных слов составляет 1698
    34.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 12
    Общее количество слов 3392
    Общее количество уникальных слов составляет 1735
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 13
    Общее количество слов 3363
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 14
    Общее количество слов 3422
    Общее количество уникальных слов составляет 1720
    34.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 15
    Общее количество слов 3389
    Общее количество уникальных слов составляет 1672
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 16
    Общее количество слов 3402
    Общее количество уникальных слов составляет 1763
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 17
    Общее количество слов 3318
    Общее количество уникальных слов составляет 1789
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 18
    Общее количество слов 3326
    Общее количество уникальных слов составляет 1757
    32.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 19
    Общее количество слов 3280
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 20
    Общее количество слов 3386
    Общее количество уникальных слов составляет 1765
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 21
    Общее количество слов 3379
    Общее количество уникальных слов составляет 1718
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 22
    Общее количество слов 3348
    Общее количество уникальных слов составляет 1730
    33.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 23
    Общее количество слов 3445
    Общее количество уникальных слов составляет 1667
    37.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 24
    Общее количество слов 3370
    Общее количество уникальных слов составляет 1678
    33.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 25
    Общее количество слов 3372
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 26
    Общее количество слов 3407
    Общее количество уникальных слов составляет 1725
    33.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 27
    Общее количество слов 3343
    Общее количество уникальных слов составляет 1778
    32.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 28
    Общее количество слов 3345
    Общее количество уникальных слов составляет 1696
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 29
    Общее количество слов 3417
    Общее количество уникальных слов составляет 1699
    34.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 30
    Общее количество слов 3400
    Общее количество уникальных слов составляет 1692
    34.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 31
    Общее количество слов 3367
    Общее количество уникальных слов составляет 1784
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 32
    Общее количество слов 3377
    Общее количество уникальных слов составляет 1673
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 33
    Общее количество слов 538
    Общее количество уникальных слов составляет 408
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов