İnce Memed - 2 - 05

Общее количество слов 3448
Общее количество уникальных слов составляет 1743
32.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
48.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
57.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
yumuldu, bir iyice rahat çatladı. Koca Osmamn dediği doğruydu. İşini tenekeye

yapmak onu çok sıkmıştı. Bazı günler hiç çatlayamıyor, geceyi bekliyordu. Bu
da zor oluyordu.
Memed ahırdan döndükten sonra, bir eliyle suyu dökerek ocaklıkta elini
yıkadı. Kamer Ana onun eline su dökecek oldu, Memed istemedi. Kamer Ana da
fazla üstelemedi.
Ocağı yakamadım, diye yakındı Kamer Ana. "Ama mor ineğin ağızı var. Bir de
şeker dökerim üstüne. İsterseniz bal da var.
Ballan ağız getir, dedi Koca Osman. "Yavruma iyi gelir. Ballan ağız insana güç
verir.
Koca Osmanm bütün derdi günü bu çelimsiz, sıska oğlanı yedirip içirip
heybetli bir insan haline getirmekti. Biraz da göz doldursa, şöyle boyu uzasa,
omuzları genişlese, ensesi kalmlaşsa pehlivanlar gibi olsa, yüzünü gören
korksa... Adam şunu, şu bir kimicik çocuğu İnce Memed diye insan içine
çıkarmaya utanır. Bunun İnce Memed olduğuna yemin billah etsen, Kurana el
bassan kimseyi inandıramazsın. "Ben de tutmuşum da," diye içinden geçirdi, "şu
bir karış adamı korkaraktan saklıyorum. İnce Memed köye geldi diye, salıver
köyün içine, bunun İnce Memed olduğuna hiç kimseyi inandıramazsın. Şu
Kamer Ana bile bu çocuğun İnce Memed olduğuna bir inanıyor, bir inanmıyor.
İkide birde de kaş altından bana bakıp gözleriyle, inanamıyorum Koca Osman,
inanamıyorum bunun şahin olduğuna, inanamıyorum, diyor. İnşallah
yanılmıyorsundur. Gözlerinde kuşku Kamer Ananın. Ben de görmeseydim, ben
de inanmazdım. İnce Memed dediğin de böyle olmaz ki... Bereket versin kimse
yüzünü görmüyor. Görenler de onu böyle bebecikler gibi uyurken, dudaklarını
sündüre sündüre uykuda burnunu çekerken görmüyorlar, çok şükür. Kamer Ana
bir gün onu bebecikler gibi uykuda ağlarken görmüş:
Oğlan ağlıyor Osman. Uykuda.
Varsın ağlasın.
Bebecikler gibi.
Olsun Kamer Ana.
Bu çocuğa tüfek hiç yakışmıyor. Bir parmak çocuk.
Ne demek istiyorsun Kamer Ana?
Hiçbir şey demek istemiyorum. Bir avuç çocuk bu. Uykusunda çocuklar ağlar
yalnız.
Kamer Ana inanamıyor, şu gözlerimle görmeseydim ben de inanmazdım. Abdi
Ağayı öldüren bu mu, hem de varıp kasabanın ortasında, hükümetin içinde!
Kalaycının canını alan, Asım Çavuşun başına işler getiren, cümle Toros
dağlarının tir tir titrediği!..


Çok ye, çok ye, lokmanı büyük tut, şahinim. Ağızlan bal adama çok yarar. Uç
gün durmadan ağızlan bal yiyeceksin ki... Sonra yağlı yemekler yiyeceksin. Sen
hiç yemek yememişsin ki... Kamer Anan sana...
Memed hemen gülümsüyor, hem de Koca Osmanm gönlü olsun diye
lokmalarını,iki üç misli kocaman yapıyordu.
Bak şahinim, fırsat bulup da sana söyleyemedim. Köylünün sana aldığı tarlayı
Ali Safa ele geçirdi. Senin tarlan yok gayri. Evine gelince, işte orada duruyor.
İçinde de Seyran Kız oturuyor. Seyran Kız çok öfkeli. Kimseylen konuşmuyor.
Tek konuştuğu Kamer Ana. Onu seviyor Seyran. Seyran her gece, ortalıktan el
ayak çekilip de kurt kuş uykuya varınca başlıyor ağıt söylemeye. Bir sesi var,
dağı taşı delip geçen... Köylü de onun türkü söyleyeceği zamanı biliyor,
uyumuyor, bekliyor. Dinliyorlar. Memedim, şahinim, Seyran Kız güzeller güzeli.
Kul olanın başına gelmesin onun başına gelen... Düşman başına vermesin Allah
onun başındaki derdi. Amma dayanıyor Seyran, yüzü azıcık solgun, kederli ama
dimdik... Öfkesinin içinde yalım gibi. Öfke daha da güzelleştiriyor onu. Yüzüne
bakmaya kıyamazsın.
Bütün Çukurova gibi Memed de Seyranın başına gelenleri biliyordu. İçini
çekti.
"Bildin mi Seyranı sen de yavru?"
Memed, gözleri yaşarmış, yüzü gerilmiş, hüzünlü:
Bildim Osman Emmi, diye karşılık verdi. "Bildim onu."
Sana toprak aldık, ev yaptırdık diye, Ali Safa başımıza olmadık işler getirdi.
İyi ki inmedin yavru, affa uyup da dağdan inseydin, Çukurova ağalan senin
başına çok iş açarlardı. Seni yaşatmazlardı. Sen onların gözüne kocaman, sivri
bir çelik diken gibisin. Düze insen de, dağda gezsen de, hapiste olsan da, yitip
gitsen de, ölsen de sen onların gözüne batmış çelik bir dikensin. Varıp da
kapılarına onlara kul olsan, onlar seni gene bağışlamazlar. Lokmanı büyük yap,
çok ye ağızlan balı...
Memed başını kaldırdı, yüzü çok ciddiydi. Kocaman bir lokmayı ağzına attı.
Bir çelik pırıltısı geldi göz bebeklerine oturdu:
Yobazoğluna ne oldu? diye bıçak gibi, ürkütücü bir sesle sordu.
Kamer Ananın içinden geçti: "Demek İnce Memed dedikleri, bu ses. Ocağın
yana oğlan, bu ne öfkeli ses böyle! Bu ne!"
Koca Osman:
"Yobazoğlu helallaşıp gitti", dedi. "Küskün, yılmış, bitmiş. Gitti. Ölüm
halindeydi."
Keşki köyü terk etmeseydi, diye üsteledi Memed.

Koca Osman boynunu büktü:
Keşki, dedi. "Lokmanı büyük tut."
Sonra Koca Osman ayağa kalktı, pencerenin ışık sızan yerine gitti, toplu
tabancasını kınından çekti yağlamaya başladı. Uzun bir süre tabancayı
yağlayaraktan sustuktan sonra:
Bir yalım yeli gibi Değirmenoluk köyünden çıktın, diye başladı. "Uçtun gittin.
Gözlerden ıradm. Sen gidince Alidağm tepesinde bir kocaman minare boyunda
ışık patladı, üç gün üç gece yandı. Bütün köylü de hayran, üç gece ışığı
uyumadan seyretti. Ben de seyrettim. Ondan sonra o ışık her yıl senin yitip
gittiğin günün gecesi yandı. Ortalık üç gün üç gece gündüz gibi oldu. Ondan
sonra?"
Memed:
Ondan sonra ben... dedi, sesi karıncalandı. "İşte Osman Emmi, altımda senin
getirdiğin at... Durmadan sürdüm. Bir gece ulu bir dağ başında uyudum, ikinci
gün kıl çadırlı bir Türkmen obasıyla karşılaştım. Benim İnce Memed olduğumu
hemen bildiler, beni öyle bir karşıladılar, öyle bir ağırladılar ki... Onlara
Kerimoğlunu sordum... "
Can bir adamdı, çok yiğit bir adamdı Kerimoğlu, dedi Koca Osman,
tabancasını kılıfına sokarken.
Memed:
Kerimoğlu gibi kocamış bir adamdı Türkmen obasının Beyi... Ben çadırına
girerken havaya üç el ateş etti, sonra da bir koç kestirdi, hemen orada...

9

Adı Müslüm Beydi. Bir toy düğün... Sabaha kadar evinin önünde ateş yaktırdı.
Çadırın önünde yanan ateş çadırın dört misliydi. Yalımlar göğe ağıyordu.
Müslüm Bey hiç sana kötülük eder mi yavrum, şimdi ben sana kötülük eder
miyim? Sen çadırına indin diye Müslüm Bey övünmüş, övüncünden başı göğe
ermiştir.Adam ondan hiç korkar mı? Böyle adama hiç güvenmez mi insan? Bu
konup göçerler yiğit, sert adam olurlar. Yerlilere bakarak törelerine daha sıkı
sıkıya sarılırlar. Şu başımızdaki bir tutam uzun saç var ya, Sefçeyle benim
basımdaki... Bu haramzadelerin, bu yumurtadan çıkıp da kabuğunu


beğenmemişlerin taşkalası oldu. Türkmenleri dersen tüm kocaları böyledir. Hem
de genç yiğitleri, hep böyle bir tutam uzun saçlı. Türkmenin bir töresi, sağlam
bir töre. Bu töre insanlığın da, insan olmanın da bir töresidir. Sana birisi gelir
sığınır, arkam sensin, kalem sensin, ocağına düştüm derse, sen o insana ne
yaparsın? Korur musun, atar mısın? Sen iyi yapmamışsın, güvenmeliydin.
İnsanoğluna güvenmeli.
"Çok karanlık bir geceydi. Karanlık duvar gibiydi. Otların kokusu, çiçeklerin
keskin kokuları çadırın içine doluyordu. Yastık dağ nanesi kokuyordu. İki
gündür Müslüm Beyin konuğuydum. İki gecedir gözüme bir damla uyku
girmiyordu. Uyursam, Müslüm Bey beni uykumda öldürür sanıyordum. Her an
tetikteydim. Böyle bir iş, böyle bir güvensizlik hiç başıma gelmemişti. Usuldan
bir yağmur yağıyordu geceye. Kalktım çıktım yataktan. Soyunmamıştım.
Tüfeğimi, kurşunlarımı, neyin var, neyim yoksa dürbünümü, fesimi orada
bıraktım, at da büyük çadırın kapısında bağlıydı, onu da orada bağlı bıraktım,
düştüm yola..."
Bey seni bir at için öldürür mü hiç? Bir Türkmen ne kadar yozlaşırsa
yozlaşsm, bir at için obasına sığınmış bir adamı öldürmez. O gece saklandığın
mağaradan öteki geceye kadar çıkamadın. Kendini çırılçıplak, desteksiz,
dünyanın ortasında yapayalnız kalmış sanıyordun, değil mi? Eşkıyalığı bırakınca
ayağının altındaki toprağın kaydığını sandın, değil mi? Bunalıyordun, değil mi?
Saklandığın mağarada da tir tir titriyordun. Benim de başıma geldi. Her insanın
başına gelir. Bir insan ne kadar yürekliyse, o kadar korkaktır. Ya da bir insan ne
kadar korkaksa o kadar yüreklidir. Bunun böyle olduğunu bir insan ancak
seksenine gelince anlar.
Mağaranın taşları kırmızıydı. Çürümüş kırmızı taşlar dokununca ufalanıyordu.
Kırmızı taşların üstünde çok tuhaf mavi, yozlaşmış, eğri büğrü, biçimsiz, hiçbir
çiçeği, hiçbir yaprağı ötekine uymayan bir çiçek bitmişti. Mağaranın ağzını da su
püreni örtmüştü. Taze taze kokuyordu.
İnsan hep kendisini yürekli sanır. İçine bir korku düşünce de bunu olağan
saymaz. Kahrından ölür, delirir. Neden korkuyorum diye, aklını oynatır. Korku
insanoğlunun yüreğine işlemiştir, bunu bilmez. İnsanoğlu salt korkudur, bunu
bilmez. Bilmez de kendine yediremez korkuyu... Su püreni çiçeği, çiçeklerin en
güzel kokanıdır, en taze... İnsanın derisine, saçlarına, iliklerine kadar siner. Püren
kokusu en kötü haldeki insanı kendine getirebilir.
Aşağıda, çok aşağıda uzayıp giden yeşil çayırları, kısa, ak, kırmızı, mor, keskin
kokulu çiçekleri, sürü sürü koyunları, sel yatakları, tek tük bodur ağaçları,
seyrek, top top çalılıklarıyla bir ova bulutlanıyordu. Ovada buğunun içinde

salınarak telli turnalar dolaşıyorlardı, sürülerle.
Ötelerden kurşun sesleri geliyordu. Bir yerlerde bir savaş olur gibiydi.
Gün batarken bir yangın rengi ovaya vurdu. Gökyüzü, dağlar, sel yatakları,
ovanın dibinden görünmeden akan büyük ırmak bir yangının yalımları gibi
parlayıp aktılar. Bir yalım seli bir an ovayı doldurdu. Sonra her şey, dağlar,
ağaçlar, kırmızı topraklar, sürüler, otlar, turnalar som maviye kesti.
Hiç böyle bir şey görmedim ömrümde. Mağaradan dışarıya, yangına kendimi
zor attım. Dağlar taşlar üstüme yürüdü. Üç gün yangının içinde aç açma
yürüdüm. Bir çoban yüzüme öldürecekmiş gibi ters ters bakarak adımı sordu.
Kara Mistik, dedim. Üstüme güldü. Bir parça ekmek, bir çanak süt verdi, deliler
gibi bir dikişte sütü içtim, bir lokmada ekmeği yedim. Ondan koşarak ayrıldım.
Çoban arkamdan bana gülüyordu hep. İnce Memed, İnce Memed, diye
bağırıyordu. Karanlığa kadar koştum. Karanlık duvar gibiydi, karanlığın üstüne
yağmur yağıyordu.
Kurtlar kuşlar üstüne saldırıyordu, değil mi? Otlar, ağaçlar, böcekler... Sen hiç
yılanı deri değiştirirken gördün mü, zor iştir. Öldürür yılanı.
Yılan önce yumuşak otlu bir yer bulur kendine. Bir süre orada otların üstünde
döner durur. Sonra yay gibi iki üç kez gerilir. Gerilir bırakır, gerilir bırakır.
Sonuncusunda çok uzun gerilir, bir top olur açılır. Bir de bakmışsın ki yılan o
anda kavlamış, derisini upuzun, bambaşka, bir çalı dibine bırakmıştır. Derisini
bıraktıktan sonra yılan bir sersemlik, bir korku içindedir, ne yapacağını, nereye
gideceğini bilemez. Oralarda sersem sersem dolanır durur. Askerlikten
döndükten bir yıl sonraya kadar bile ellerimi nereye koyacağımı bilemedim.
Şimdi her sabah kalk borusuyla uyanıyorum.
Çoban, İnce Memed, İnce Memed nereye, nereye? diye bağırdı arkamdan. İşte
bu kulaklarımla duydum.
Kabuğundan sıyrılınca herkes bağırır. Herkes senin İnce Memed olduğunu
bilir.
Ne bilir?
Bilir işte. Sen söyle.
Fırat derler bir su akar. Yeşildir. Yosunu üstüne çıkar. Yaz bahar aylarında
deniz gibi olur. Deniz gibi köpürür. Köy Fıratm kıyısında, yeşil kayalıklı bir
dağın dibindeydi. Toprak damların çatıları yeşil toprakla örtülüydü.
Adm ne?
Kara Mistik.
Çoban durur musun?
Dururum.


Nereden olursun?
Uzunyayladan.
Güzel atları olur Uzunyaylanm. Güzel atlar bir Urfada, bir de Uzunyaylada
olur. Uzunyaylanm atları dayanıklıdır. Hele donu doru olanlar.
Adım Kara Mistik.
Bir düğün vardı. Herkes, çok yükseğe, biribirine eklenmiş iki uzun kavağın
tepesine bağlanmış nakışlı tozağa kurşun sıkıyordu. Genci yaşlısı, askerlik
görmüşü, eşkıyalık yapmışı, ünlü avcıları, herkes küçücük tozağı kavakların
ucundan düşürüp düğün armağanını almaya uğraşıyordu. Çok kurşun yaktılar,
çok öfkelendiler, çok sıkıldılar, utandılar. Tozak çok küçüktü, kurşun
değmiyordu. Tozağı hiç kimsenin düşürememesi düğüne uğursuzluk getirirdi.
Bütün gözler tozaktaydı. Daha gelinliği içindeki gelinin, güveyin, köydeki
kızların, genç kadınların gözleri tozakta... Tozağm dört bir yanından vızır vızır
kurşunlar geçiyor. Tozağm pulları, batmakta olan güneşin son ipiltileriyle
pırıldıyor.
Çıkar kepeneğini sırtından. Büzülmüş kalmışsın bir köşede, kimse yüzüne bile
bakmıyor. Bir avuç adamsın. Üstelik de korku içinde. Gözlerin yuvalarında
sincap gözleri gibi korkudan dön ha dön ediyor. Çıkar kepeneğini sırtından
Çoban Memed, Çoban Mistik!
Bir delikanlının elindeki Alaman filintasını aldım. Delikanlı bana ters ters
baktı. Oradaki bütün erkekler bana ters ters baktı. Kızlar kadınlar üstüme
güldüler. Elim ayağım zangır zangır titriyordu. Elimdeki tüfek uçar gibi
titriyordu. Doğrulttum. Tozak düşüverdi. Döne döne düştü yere. "Adm ne?"
"Kara Mistik."
Herkes İnce Memed dedi, tanıdı. Sen Kara Mistik diyordun, onlar İnce Memed
diyorlardı. Oradan da kaçtın. Köyün ortasında çırılçıplak kaldm. Herkes her şeyi
biliyordu. Ananın ölümünü, Hatçenin vurulmasını, Asım Çavuşun seni mağarada
yakalayıp da bırakışmı, Abdi Ağayı öldürdüğün anı, Müslüm Beyin çadırında
atını da, silahlarını da bırakıp kaçışını, herkes her şeyi biliyordu. Çakırdikenliğin
yanışını da, Aktozlu köyünü de, Recep Çavuşu da... Herkes her şeyi biliyordu...
İnce Memed, İnce Memed, sarp kayaların geyiğinin avcısı İnce Memed.
Karanlık duvar gibiydi. Usuldan bir yağmur çiseliyordu geceye. Fırat suyunda
en küçük bir kıpırtı bile yoktu. En küçük bir yel bile esmiyordu. Gece, sıcak
yağmur buğulanıyordu. Soyundu, suya girdi. Giyitlerini sol elinde tutuyor,
sağıyla da yüzüyordu. Bir saat mı, iki saat mı Fıratla cebelleşti. Karşıya
geçtiğinde tan yerleri işiyordu. Yorgundu, bitkindi. Yüzdüğü su, sızlayan bedeni,
uzandığı kumluk püren kokuyordu. Giyindi, yola düştü.



Her köyde onu tanıyorlardı. Bir köyde bir aydan fazla duramıyordu. Birisinde,
ben İnce Memedim dedi. Vallahi de billahi de benim o İnce Memed. Hiç kimse
inanmadı. O kadar alay ettiler ki onunla, o köyde de duramadı. Karanlık duvar
gibiydi. Gecenin üstüne yağmur yağıyordu.
Adını bağışla.
Adım Kara Mistik.
Hah hah! İnce Memed Kara Mistik mı?
Başka çaren kalmadı yavrum. Dumanlı Fırat dolaylarında, kartal örneği
Dersim Kürtlerinde, ak topraklı Birecik Türkmeninde seni tanımayan yok.
Yakalayıp seni kanlı hükümete teslim edecekler. Abdi Ağanın kanını ödetecekler
sana. Ya Hatçenin kanı, ya ananın, ya Irazcanm, Rızanın, ya Recep Çavuşun
kanı? Onların kanı ne olacak? Hükümet onların kanını kimseden sormaz. Abdi
Ağanın kanını senden sorar. Şu dünyada seni tanımayan yok. Her zaman, hep
böyle olur. Senin gözün dağlarda kaldı. Ne yaparsan yap İnce Memedlik yakanı
bırakmaz.
Keski döndüğünde Müslüm Beye gözükseydin. Gece değil de, tüfeğini almaya
gündüz gitseydin. Adam kendi tüfeğini gider de Müslüm Beyin evinden çalar
mı? Vardın ki tüfeğin koyduğun gibi koyduğun yerde duruyor. Evde kadınlar
seni iyi ağırlamadılar mı? Sen gittin gideli Bey senin atma kul olanı bindirmedi
demediler mi? Ölünceye kadar da senin atma Müslüm Bey kimseyi bindirmez.
On yıl gitmeseydin, on yıl silahlarına kimse dokunamazdı. Atımı Müslüm Beye
veriyorum, binsin sarasını sürsün, dedin. Müslüm Bey senin emanet atma biner
mi sanıyorsun?
Geldim Meryemçil beline. Elimde tüfeğim, kurşunlarım. Temir geldi yanıma.
Küçücük, yürekli bir adam. İyi de bir adam. Bir orduyla başa çıkar. Geldim ki
Kayranlıya, Düldül dağına, yeri göğü asker almış. Geldim Alidağma, karınca
gibi asker. Çoluğu çocuğu köylüsü de cabası...
Hızarcıyı kuşatanlar, kırk kurşunla onu elek gibi yapanlar askerler değil,
köylüler. Koca Memedin boğazına ipi takıp sürükleyenler askerler değil,
köylüler... Seni yakalasalardı, seni de öyle yaparlardı. Ya boğazına ip takarlar, ya
kırk yerinden kurşunlayıp elek gibi ederlerdi. Bu İnce Memed, fakir fıkaranm
dostu demezlerdi. Yüzbaşı Faruğu da, öteki bir hükümet adamını da yakalasınlar,
senden de, Hızarcıdan da, Koca Memedden de beter ederler. Oyuncak ederler,
oyuncak. Ama bilsinler ki sen güçlüsün... Güçlü değilsen yandın.
Yalnız kaldın dağda, değil mi, dünyanın ortasında sipsivri, çırılçıplak... Öyle
değil mi?
Yalnız kaldım, Osman Emmi, çırılçıplak, sipsivri.


Karanlık duvar gibiydi. Geceye yağmur yağıyordu, ılık, buğulu...

10

Koca Osmanm dudakları hep kıpır kıpır ediyordu. Ahıra gidiyor, çıkıyor, uzun
kaşlarını kaldırıyor, sıvazlıyor, dört bir yanma bir şeyler aranırmış gibi bakmıyor,
arada eğiliyor çizmelerini sıvazlıyor, ahırdaki atnryelesini okşuyor uzun uzun,
sonra içeriye girip Memedin yanma varıyor, zorla gülümsemeye çalışarak:
"Memedim, yavrum," diyor ağlamaklı bir sesle. Sesinde bir yas havası var.
Dehşet bir acıma var.
Daha gün doğmamış, ortalık alacakaranlık. Sığırlar yaylıma gidiyorlar.
Anavarza kayalıklarının üstünden ağır ağır karanlık bir duman yükseliyor.
Yağız at bir kayanın ucunda, donmuş bir kaya parçası gibi kıpırdamadan
dikilmiş duruyor. Ne başını, ne de kuyruğunu sallıyor.
Muhtar Seyfalibir huğun arkasından çıktı. Koca Osmanm kaygılı yüzü bir
açıldı, sonra kapandı. Az sonra da Seyfalinin arkasından Şefçe Kahya göründü.
Elinde bir top, her bir çiçeği bir gül iriliğinde nergis vardı.
Kamer Ana, al sana nergis topladım, dedi. Çiçekleri, yanda inek sağan Kamer
Anaya uzattı. Kamer Ana bir genç kız gibi kızardı, utandı:
Sağ ol Şefçe Ağam, dedi gülümseyerek. "Beni düşünmüşsün."
Bu gece uyumadım. Hep sazlığın kıyısında dolaştım. Yobazoğlunun deli atı
sabaha kadar doludizgin ovada döndü durdu. Nergisler de diz boyu.
Çitin dibine çömeliştiler.
Koca Osman hışımla:
Söz verdim ama, gitmeyeceğim. O bir ağaysa, arkasında da hükümeti varsa,
ben de seksen yaşındayım. Benim de arkamda... Sözünü bitirmedi. Bir kere
daha: "Benim de arkamda..." dedi. İçi içini yiyordu. Söyleyememekten dertliydi.
"Benim de arkamda koca Allah var," derken Memedin içinde yattığı dolabın
durduğu köşeye baktı. "Bizim de arkamızda kim var, onu da kimse bilmez.
Kalaycı nasıl belasını bulmuşsa, Ali Safa da öyle belasını bulacak. Biz, buraya
yerleştiğimizde daha Ali Safa anasından doğmamıştı. Bizim de arkamızda..."
Sonra, Koca Osmanm en büyük oğlu Hüsam geldi. Sonra Reşit geldi. Birer
ikişer, bütün köylüler Koca Osmanm evine geliyorlar, çömelişiyorlardı. Kadınlar


da geldiler, sütünü sağıp süt kovasını eşikliğin yanma koymuş Kamer Ananın
başına, avlunun bir köşesine kümeleştiler. Hiç konuşmuyorlardı.
Koca Osman bir ayağa kalkıyor, bağırıyor, sonra geri oturuyor, susuyordu.
Arada bir şapkasını çıkarıyor, bir tutam saçını eline doluyor, sonra öfkeyle
şapkasını başına geri geçiriyordu. Dolma tabancasının kabzasını da sert,
tutuyordu:
Lanet olsun o Yobazoğluna. Bir fiyaka için bütün köyü sattı. Bir at için. Ali
Safaya iki kötü söz söylemek için. Şimdi çık bakalım işin içinden çıkabilirsen.
Lanet olsun o Yobazoğluna. Kaçtı da gitti köyden en sonunda.
Yüzleri acıyla buruşmuş köylüler:
Lanet olsun, dediler.
Onun köyü bırakıp gitmesi bir daha belimizi kırdı. Şimdi Ali Safa yüreklenir,
tepemizde külünkle taş kırar.
Hep bir ağızdan:
Taş kırar Ali Safa, dediler.
Yobazoğlu köye gelmeli.
Başka çare yok, gelmeli, dediler.
Şefçe Kahya:
Osman oğlan, sen de bir daha şu domuza gitmelisin. Bakalım ne diyor.
Birkaç köylü:
Sen de Osman Ağayla birlikte git Şefçe Kahya, dediler. "Belki bir şey
diyecek."
Ne diyecek? dedi Koca Osman. "Ne diyecek, gene beni korkutmaya çalışacak.
Gene köyden çıkın, diyecek. Gene şunu bunu yaparım size, diyecek. Köyden
çıkacak mısınız? Çıkıp başka bir köy kuracak mısınız?"
Zeynel, kalabalığın en ucunda, eski Yunan yazısıyla bezeli dört köşe bir ak
mermer taşının üstünde oturuyordu.
Bu köy bize hayretmez, dedi. "Beş kere bilirkişi getirdik, Kaymakamı,
Yüzbaşıyı getirdik, beş kere de köyün yerinin Ali Safa Beyin olduğu tebeyyün
etti. Ve de tebeyyün etmiştir."
Kalabalıktan hiç kimse başını kaldırıp da Zeynelden yana bakmadı. Zeynel
sözünü sürdürüyordu:
Gökyüzüne çivi çakmaktan vazgeçelim. Herkes Çukurovayı kapışıyor. Ali
Safanm köyünden çıkalım da tezelden kendimize bir yurt edinelim.
Koca Osman:
Sen sus ulan köpek, dedi. "Sen Ali Safanm zaten bir itisin."
Zeynel gücenmiş:


Bana öyle deme Osman Ağam, dedi. "Ben kimsenin iti değilim. Ama bu
topraklar bundan böyle bize hayretmez. Elinde tapusu var. Arkasında hükümeti,
dağda eşkıyası, bir koca köy de emmisi dayısı var. Bu köyden bizi çıkarır Ali
Safa Bey. Erinde geçinde çıkarır. Daha vakit geçmeden, herkes Çukurovayı
paylaşmadan biz kendimize bir yurt bulalım. Ali Safayla başa çıkamayız. Osman
Ağam, geçende sen değil miydin bu topraklar bundan böyle bize hayretmez
diyen? Sen değil miydin varıp Ali Safa Beylen konuşalım da kendimize başka
bir köy yeri, başka topraklar bulalım diyen? Mademki şu Anavarzayı Ali Safa
Bey çok seviyor, bu bataklığı, bu sıtmayı, bu belayı bırakalım da narı çok
Memetli köyü yörelerine, dağlar eteğine gidelim diyen sen değil miydin?"
Şefçe Kahya:
Şendin Osman oğlan, şendin o. Şimdi neden cayıyorsun? diye Zeynele arka
çıktı.
Çok uzun boylu Kel Arif elindeki çöple toza tuhaf çizgiler Çiziyordu.
Osman Ağam, dedi, "hakçası, senin de bir dediğin bir dediğini tutmuyor. Ya
buradan çıkıp gidelim, ya da direnelim. Yıllardır böyle ikircik içinde, öldük
bittik. Köylünün yarısı gitti. Ta Dumlukale ardına. Çorak topraklara.
Sürünüyorlar. Bir dediğimiz bir dediğimizi tutmuyor bizim."
İkimiz birlikte gideceğiz Ali Safa Beye. Bir daha konuşacağız, dedi Muhtar
Seyfali. "Bu işi bir kazığa bağlamak gerek. İkircik öldürdü bizi."
Koca Osman soludu. İyice kızmıştı. Piposunu ateşledi, ayağa kalktı, avluda bir
aşağı bir yukarı dolaşmaya başladı.
Hükümetle bir oldu Ah Safa. Üstümüzdeki zulüm arttıkça arttı. Biz de pıstıkça
pistik. Kalaycı öldükten sonra da başımızdaki kara bulut kalktı sandık. Öyle
değil mi? Gene durmadı. Başımıza bin türlü işler açtı. Umudum kırılınca gidelim
dedim. Kalaycı ölünce hükümeti dikti karşımıza. Bu zulüm dağını. Ben ne
yapayım ben. Bu ölüm dağını dikti karşımıza. Eli kolu uzun hükümetin
mağrıptan maşrıka kadar. Bizi de sorarsanız pıstıkça pistik. Ben ne yapayım ben,
burayı terk edelim dedim. Sarı nergisin sarvan kurup oturduğu, mor çiçekli
yazpuzlarm üzengiyi dövdüğü, bir tek tohum atınca yüz tane veren doğurgan
dede toprağımızı bırakıp da gidelim dedim. Başka çaremiz kalmadı dedim.
Köyden kaçıp gidenlerin yarısı korkudan, yarısı bıkkınlıktan, umutsuzluktan
gitti. Ancak az bir kısmına Ali Safa beş on kuruş verdi. Bir kısmı da buradan
gidince çok güzel topraklara düşeceklerini sandılar. Şimdi işler değişti. Çok
güzel değişti. Sizin haberiniz yok ama, değişti. Gidip yerleşecek bir karış toprak
da yok Çukurovada.
Hüsam babasının sonsuz öfkesini üstüne çekeceğini bile bile:


Değişen ne baba? diye sordu. "Dün Yobazoğlunun evini başına yıkıp fıkarayı
sürgün etmedi mi Ali Safa? Candarmanm döve döve kan işettiği Yobazoğlu
Haşan değil mi? Değişen ne baba? Bu mu? Git getirsene getirebilirsen
Yobazoğlunu köye. Getir de öldürsün Ali Safa..."
Babasının kendisine söveceğini sanıyordu. Koca Osman sövmedi,
öfkelenmedi. Gitti geldi, düşündü. Piposundan dumanlar savurdu, düşündü.
Teker teker köylülerin yüzüne baktı. Durdu, uzun uzun gözlerini köylülerin
gözlerinin içine dikti baktı. Bir şeyler araştırır gibiydi. Çitin dibinden bir kök
ısırgan kopardı, avucunda örseledi, toprağa fırlattı. Kendi kendine konuşur
gibiydi. Yüzü bir açılıyor, bir kapanıyordu.
Dudakları, tel tel sakalı titriyor, kaim kaşlarının altındaki küçücük mavi gözleri
bir ışılayıp bir .sönüyordu. Sonsuz bir ikircik içinde olduğu besbelliydi.
Konuşmaya başlayacakmış gibi yapıyor, hemen o anda vazgeçiyordu. Herkes bir
şeyler sezinliyordu. Koca Osmanm dilinin altında bir şeyler vardı ama, neydi?
Herkes sabırsızlıkla Koca Osmanm bu dilinin altındakini bekliyordu.
Sonunda Koca Osman patladı:
Gitmeyeceğim o köpeğe, dedi. "Nasıl atacaksa atsın bakalım bizi köyümüzden.
Ne yapacaksa yapsın. Onun arkasında hükümeti, eşkıyası varsa, bizim arkamızda
da... Var."
Bir ses:
Bizim arkamızda kim var?" diye sordu.
Koca Osman dikeldi, bükülmüş beli hışımla doğruldu:
Var, diye gürledi.
Sonra gene gezinmeye başladı. Hep ikircik içindeydi. Gittikçe de yoruluyordu.
Yaşlı bedeni içindeki büyük cebelleşmeyi kaldıramıyordu.
Sağ ayağını öne attı, bir iki kere üstünde yaylandı. Sağ elini beline koydu,
gülümsedi. Sonra yüzü karardı, gene gülümsedi:
Bir dağ başıymış, diye söze başladı. "Uçsuz bucaksız Kafdağlarmm
başıymış.Silme bir karanlık varmış, kurşun geçmez. Yolcular yollarını
şaşırmışlar. Hiçbir yerden bir damla ışık bile sızmıyormuş. Hiç de sabah
Вы прочитали 1 текст из Турецкий литературы.
Следующий - İnce Memed - 2 - 06
  • Части
  • İnce Memed - 2 - 01
    Общее количество слов 3145
    Общее количество уникальных слов составляет 1840
    27.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    41.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 02
    Общее количество слов 3578
    Общее количество уникальных слов составляет 1648
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 03
    Общее количество слов 3488
    Общее количество уникальных слов составляет 1687
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 04
    Общее количество слов 3514
    Общее количество уникальных слов составляет 1719
    36.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 05
    Общее количество слов 3448
    Общее количество уникальных слов составляет 1743
    32.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 06
    Общее количество слов 3479
    Общее количество уникальных слов составляет 1643
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 07
    Общее количество слов 3507
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    34.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 08
    Общее количество слов 3486
    Общее количество уникальных слов составляет 1680
    36.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 09
    Общее количество слов 3352
    Общее количество уникальных слов составляет 1708
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 10
    Общее количество слов 3335
    Общее количество уникальных слов составляет 1697
    35.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 11
    Общее количество слов 3336
    Общее количество уникальных слов составляет 1698
    34.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 12
    Общее количество слов 3392
    Общее количество уникальных слов составляет 1735
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 13
    Общее количество слов 3363
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 14
    Общее количество слов 3422
    Общее количество уникальных слов составляет 1720
    34.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 15
    Общее количество слов 3389
    Общее количество уникальных слов составляет 1672
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 16
    Общее количество слов 3402
    Общее количество уникальных слов составляет 1763
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 17
    Общее количество слов 3318
    Общее количество уникальных слов составляет 1789
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 18
    Общее количество слов 3326
    Общее количество уникальных слов составляет 1757
    32.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 19
    Общее количество слов 3280
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 20
    Общее количество слов 3386
    Общее количество уникальных слов составляет 1765
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 21
    Общее количество слов 3379
    Общее количество уникальных слов составляет 1718
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 22
    Общее количество слов 3348
    Общее количество уникальных слов составляет 1730
    33.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 23
    Общее количество слов 3445
    Общее количество уникальных слов составляет 1667
    37.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 24
    Общее количество слов 3370
    Общее количество уникальных слов составляет 1678
    33.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 25
    Общее количество слов 3372
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 26
    Общее количество слов 3407
    Общее количество уникальных слов составляет 1725
    33.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 27
    Общее количество слов 3343
    Общее количество уникальных слов составляет 1778
    32.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 28
    Общее количество слов 3345
    Общее количество уникальных слов составляет 1696
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 29
    Общее количество слов 3417
    Общее количество уникальных слов составляет 1699
    34.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 30
    Общее количество слов 3400
    Общее количество уникальных слов составляет 1692
    34.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 31
    Общее количество слов 3367
    Общее количество уникальных слов составляет 1784
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 32
    Общее количество слов 3377
    Общее количество уникальных слов составляет 1673
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 33
    Общее количество слов 538
    Общее количество уникальных слов составляет 408
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов