İnce Memed - 2 - 07

Общее количество слов 3507
Общее количество уникальных слов составляет 1737
34.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
58.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
göz bir huğ boşalmıştı. Kendi yapmış gibi hemen gitti oturdu. Birkaç ay sonra da
yanında bir kadınla çıkageldi. Kadın tıpı tıpına Ademe benziyordu. Öyle kısa,
her şeyi öyle güdük. Konuşmayan, iri, akı çok, çakır gözleriyle bakıp duran, düş
içindeymiş gibi dolanıp duran bir kadındı. Adem onu çok seviyordu.
Bundan sonra Adem, Beyin birinci güvenilir adamı oldu. Adam korkutmaya,
köy basmaya, eşkıyalara ulaklığa, eşkıyalığa, ne kadar zorla yapılacak işi varsa,
Bey hepsine Ademi yolluyor, Adem de Beyinin bu güvenini doğruluyor, hangi
işi üstüne almışsa, yüzünün akıyla altından kalkıyordu. Az bir sürede avcı Adem
Anavarza ovası köylerinin başına bir bela kesildi. Ademin elinden en çok çeken
köy de Vay vay köyüydü. Yılmış, usanmışlardı.
Elinde çok güzel bir Alaman filintası vardı, attığını vururdu. Tüfeğini karısı
kadar severdi. Sarıya çalan saçları diken dikendi.
Adem çok öfkeliydi. Yağız atm ardından günlerdir koşuyor, ona bir türlü bir
kurşun atımı yaklaşamıyordu. Sanki bu atm bin gözü, bin kulağı vardı. En küçük
bir kıpırtıyı, karartıyı ta uzaklardan görüyor, en küçük bir çıtırtıyı ta uzaklardan
duyuyordu.
Uzun bir süreden beri bu kamış kökünün içine sığınmış, yağız atm yakınlardan
geçmesini bekliyordu. Atm ne geldiği vardı, ne gittiği... Ne de göründüğü. Adem



alışkındı, sabırlıydı, beş gün, bir hafta, on gün de kımıldamadan burada
beklerdi. Ama bu at onu çileden çıkarıyordu.
Ovada atla iki kez karşılaşmış, ikisinde de daha tüfeğini doğrultmadan at,
ortadan silinivermişti. Ne olmuştu, nereye gitmişti? Adem kuşkulanıyordu, bu
kadar çabuk, göz açıp kapayıncaya kadar ortadan yittiğine, siliniverdiğine göre
bu atta bir şeyler vardı. Tuhaf bir attı bu. İnsan gibi de değil... Cin gibi, peri
gibi... Büyülü bir şey. İçinden korkmaya başlamıştı.
Gece yansı bir at ayağı tapırtısı duydu, kamışın kökünden çıktı, çok ötelerden
bir at karartısı Topraktepeye yukarı süzülüp gidiyordu. Kamışlığa yeniden girdi,
gecelerdir uyumuyordu, başını köke koyar koymaz gitti.
Uyandığında gün doğuyordu. Akçasazm üstünü yarı pus, yarı bulut gibi bir
duman örtmüştü. Anavarza da bu dumanın ardında kalmıştı. Ancak hayal meyal
seçiliyordu. Toprağın üstündeki duman gittikçe çoğalıyor, yoğunlaşıyordu.
Adem kamışlıktan çıkınca gözlerine inanamadı, at ötede, bir tümseğin üstünde,
koyu bir pusun içinde kıpırdamadan duruyor, pusun içinde bir görünüyor, bir
yitiyordu. Ademin yüreği hop etti, ilk olaraktan at ona bir kurşun atımı
yaklaşmıştı. Hemen o anda tüfeğine davrandı, nişanladı, tetiğe çöktü. Kurşun
vızıldadı. Bir an her şey pusun ardında yitti. Adem atm durduğu tümseğe doğru
koştu. Az sonra atm debelendiğini görecekti, bunu bekliyordu. Ve atm kellesini
kesecek, doğru Ali Safa Beye götürecek, düşmanlarının ömrü, Vayvay köyünün
ömrü bu kadar olsun Beyim, diyecekti. Bey de onu memnun edecekti. Tarladan
tarla, maldan mal, paradan para verecekti. On beş dönüm isteyecekti Beyden.
Vermez miydi, neden vermesin, verirdi. Tümseğe geldi ki ne görsün, at, ta
uzaklarda, sel yatağından Anavarza kayalıklarına doğru koşuyordu. Öylesine
hızlı koşuyordu ki, sunuyor, karnı yere yapışıyordu. Adem orada durdu kaldı. Bir
süre sel yatağından akan atı gözledi, at uçuyordu. Pus da yavaş yavaş
kalkıyordu. At Anavarzanm dibinde bir küçücük nokta kalıncaya kadar onu
izledi. Sonra at görünmez olunca, oraya, toprağa çöktü. Dişlerini sıktı. Öfkeden
çıldırıyordu. Sonra korktu. Bu atta bir şey olmasın, diye düşündü. Bir peri, bir
cin, bir iyi kimse at donuna girmesin! Bu kadar yakından bir atı vuramamak!
Olacak gibi değil! Bir at bulmalı, hiç değilse yağız at kadar hızlı koşan, onunla
kovalamak, yaklaşınca öldürmeli. Başka türlü bu atı öldürmenin mümkünü yok,
diye düşündü. Varıp gitmeli, Beyden iyi koşan bir at istemeli. Ama Beye, bir atı
öldüremedim, diye nasıl söylemeli? Başkaca da bir umarı yok.
Ademin tabanı şişmişti. Şalvarının dizden aşağısını karaçalılar yemişti,
şalvarın paçaları salkım saçaktı. Ellerini, yüzünü dikenler yırtınıştı. Çiftliğe
doğru istemeyerek yürüdü. Konağa geldiğinde Bey daha yenice uyanmış,





konağın örtmesinde elini yüzünü, genç bir kızın ibrikle döktüğü suyla yıkıyordu.
Adem ötede durdu, dikildi kaldı. Bey onu görsün de, "ne var, ne yok Adem,"
desin, diye. Bey onu görmedi, Bey onu görmeyince yürüdü merdivenden yukarı
çıktı, merdivenin başında durdu. Bey uzun bir masaya birkaç kişiyle oturmuş
kahvaltı ediyordu. Neden sonra merdiven başındaki Ademi gördü:
Ne o, gel bakalım Adem, diye ona seslendi.
Adem masaya yürüdü. Beyin yüzüne hiç bakamıyordu. Bey onun atı
vuramadığını anladı. Yanındakilere döndü:
Size sözünü ettiğim avcılar başı Adem bu, dedi. "Elinden ne uçan kurtulur, ne
de kaçan. Şimdi yüzünden anladım ki avcılar avcısı Adem atı vuramamış. Nasıl
oldu bu Adem, anlatsana!"
Adem başını kaldırdı, gözleri dolu doluydu, dokunsan boşanacaktı. Sesi
titreyerek:
"Bu atm bin gözü, bin kulağı var," dedi. "Bir tuhaf bir at. Yel olup akıyor, kuş
olup uçuyor. Ancak bir kere yaklaşabildim. O da kendisi gelmiş başucuma
dikilmişti. Kurşunu salladım. Her şey ortadan silindi. Ben onu vurdum sandım.
Bir de baktım, ta uzakta Anavarzaya doğru gidiyor. Ben bu atı anlamadım. Belki
de bu bir at değil Bey."
Ali Safa Bey iç geçirdi:
O bir at Adem, o bir at, dedi. "O bir at ama, insanoğlundan daha akıllı."
O bir atsa Bey, eğer at donuna girmiş bir peri, bir cin değilse, eğer büyülü
değilse ben onu vururum Bey.
Bey ona karşılık vermiyor, masadakilerle birlikte gülüyordu boyuna.
Yahu bu at seni bitirmiş Adem, dedi sonunda. "Bu ne hal?"
Adem:
Bitirdi, dedi. "Bu at peri..."
Yok Adem yok, diye sözünü kesti Bey.
Kurşun tutmuyor Bey.
Çok hızlı bir at. Bu kadar hızlı atları kolay kolay kurşun tutmaz Adem.
Adem başını yeniden yere eğdi:
Bana bir at ver de Bey, onunla kovalayayım bu atı. Belki yakalarım.
Git tavlaya da beğendiğin atı al. Ama umudum yok Adem, atla
yakalayamazsın bu atı. Gene de sen bilirsin.
Adem oradan süklüm püklüm ayrıldı, evine geldi. Beyin yumuşaklığı onu
bitirmişti. Azıcık da alay vardı Beyin sesinde. Atla da yakalanmaz mıydı şu
domuz? At değil peri. Peri olmasa... Bu Bey de ne periye, ne cine inanır. Büyülü
değilse bu at, büyülü...





Tavlada iki kır at var, ona binmeli, onunla kovalamak yağızı. Allah kahretsin
yağızı.
Ata karşı içinde bir korku... Belki ömründe vurmak isteyip de ilk vuramadığı
yaratık bu attı. O gece sabaha kadar uyuyamadı. Karısı da zaten kendisine hiçbir
şey sormazdı. Konuşmadılar.

14

Ferhat Hocanın kara, kıvırcık sakalları titredi. Yalım karası gözlerinden derin
bir keder geçti. Uzun, güneş yanığı, güzel yüzü biraz daha uzadı, seyirdi. Koca
Osmanm da kırış kırış yüzü acı içindeydi.
Yobazoğlu Haşan Narlıkışla köyünün en ucunda terk edilmiş, çitleri bel verip,
çatısındaki sazları dökülmüş delik deşik bir huğa sığınmıştı. İçerde bir çam
bardak, bir tek yatak, üç dört sahan, bir tek tencereden başka hiçbir şey yoktu.
Üç çocuğunun üçü de hastalanmıştı. Huğun köşesinde bir hasırın üstüne
uzanmışlar inleyip duruyorlardı. Yobazoğlu da zayıflamış, ufalmış, eriyip
bitmişti. Ellerindeki, yüzündeki yaralar daha işleyip duruyordu. Yobazoğlu gene
de gülüyor, sanki hiçbir şey olmamış duygusunu uyandırmaya çalışıyordu.
Karısıyla bir yas gibi dolanıyordu evin içinde. Bu yıkık eve alışamamış, yanan
evini, o yangın gününü bir türlü unutamamıştı.
Koca Osman, boğazı düğümlenerek, titrek sesiyle:
Ferhat Hocayla sana geldik ki, yavrum Haşan, bu gurbet ellerde daha fazla
sersebil olmayasın. Şu oturduğun eve bak! Gerin geçimin de yok herhalde. Ne
demeye geldin buraya? Köylü sana ne yaptı? Burada acından da ölürsün. İnsan
ölürse de kalırsa da emmisinin dayısının içinde ölüp kalmalı. Seni götürmeye
geldik. Şuradan bir araba tutalım da bindirelim çoluk çocuğu, varıp gidelim
köyümüze.
Haşan başını yere dikmiş Ferhat Hocaya da, Koca Osmana da hiç bakmıyordu.
Ne düşündüğünü de hiç belli etmiyordu. Yüzünde de hiçbir değişiklik
olmuyordu.
Koca Osmandan sonra Ferhat Hoca konuştu: "Seni köye götürelim Haşan,"
diye bitirdi sözünü.
Haşan başını kaldırdığında yüzü tanınmayacak gibi olmuştu. Gözleri dolu


doluydu. Çaresiz kalmış bir çocuğa benziyordu.
Ben o köye gidemem, dedi.
Koca Osman:
Gidersin, diye bağırdı. "Hem de eşşekler gibi."
Ferhat Hoca:
Gidersin ki ya mecburi, diye Koca Osmanı destekledi.
Gidemem, dedi Haşan, bir çocuk çaresizliğinde ellerini koynuna sokarak.
"Çavuştan korkma," dedi Koca Osman. "Çavuşu bizim köyde vurdular. Hem
de başparmağım kalınlığında bir domuz kurşunuyla. Hem de iki yüz elli yıllık
bir dolma tabancadan çıkan kurşunla. Bizim köyü gece basmaya gelen çavuşu
işte böyle vurup dizkapağını parça parça eyleyerekten öküz gibi böğürttüler.
Şimdi Adanada hastanede ağzı yukarı yatıp öküz gibi böğürüyor. Neden ki
dersen Haşan kardaş, yalnız dizkapakları domuz kurşunuyla parçalananlar böyle
bağırırlar. Mustafa Kemal Paşaya da tel çektik ki, çok güzel bir tel. İşte Allanın
güzel adamı Ferhat Hoca. Dinine imanına söyle Ferhat Hoca, tel nasıldı? Ne
yazmıştı arzuhalci Kozanoğlu Fethi Bey, dinine imanına söyle, Fethi Bey çok
okumuş bir adam değil mi? Bir yumuşak, iyice bir adam ama, yazısı taşa geçmez
mi? Fethi Bey bir yumuşak adam ama Kozanoğlu değil mi? Göl yerinden eksik
olmayan şu Fethi Bey değil mi? Ne yazdı Mustafa Kemal Paşaya, söyle Hocam,
söyle de bilsin Haşan. Sen bu vatanı böyle mi kurtardın? Candarmalar, çavuşlar,
hem de derebeylerin kalıntıları her gece köyümüzü basıp kurşunlasınlar, ırzımızı,
namusumuzu payimal etsinler diye mi kurtardın? Ne yazdı ne, kim yazdı kim?
Kozanoğlu Fethi Bey yazdı ki, Hükümetin ağaların arkasına geçip köyleri
kurşunlamaları ayıptır. Onun için bir çare bulmak gerektir. Ne yazdı ne, kim
yazdı kim? Kozanoğlu Fethi Bey! Dön köye Haşan. Sen bir Kürt oğlusun.
Babanda yiğitti. Hem de Kızılbaş oğlusun sen. Kızılbaşlar korkmazlar. Yüce
dağların kartallarına benzerler. Türkü söylerler ki, çok yanık. Elalemin
parmakları ağızlarında kalır, Kızılbaş türkülerini dinlerken... "
Koca Osman konuştu, sesi çıkmaymcaya kadar, dişsiz ağzından tükrükler saça
saça söyledi. Sonra Kafdağı hikayesini, karanlığı, karanlik duvarına gelip
kafalarını vurmuş, umutsuz yolcuları, sonra karanlığın üstüne bir kılıç gibi inen
ışığı anlattı.
Ne diyorsun Haşan? diye sordu. Terlemişti, göğsünü açtı, ak, uzun kılları ıslak
ıslak sıvazladı. Parmaklan ekşi ter koktu.
Sözünü:
Yusufu kuyudan çıkaran Mevla, bir gün olur bize bakmaz mı dersin? diye
sürdürdü. "Haa, ne diyorsun Hoca?"



Sonra sözü onun ağzından Ferhat Hoca aldı:
Yusufu kuyudan çıkaran Mevla, hiçbir zaman iyi kullarını darda koymaz. Seni
köye çağırıyorsak, elbet bizim de bir bildiğimiz var. Koca Osman ne dedi?
Kafdağmda yolunu yitinniş, gelmiş de bir karanlık duvarına başını vurmuş,
umutsuzluk duvarı önünde yığılışıp kalmışlar. Gidecekleri yer yok. İşte durum
böyle bir merkezde iken kılıç kesmez, soluk aldırmaz karanlık duvarının üstüne
bir top ışık düşmez mi? Bu yaşa gelmiş Koca Osman Ağa, bu ışığın ne ışık
olduğunu biliyor, hem de bu ışığa inanmış. Bir de yolcular var, Yobazoğlu.
Çölde susuz kalmış üç kişi bir seferinde... Susuzluktan ölecekler. Güneş de hiç
batmıyor. Üç kişi dilleri bir karış dışarda dolanıp duruyorlar. Dolandıkları yerin
ortasında bir kuyu var ki, yeşillikler içinde... Suyu da kar. Göremiyorlar kuyuyu.
Kuyu bir yana gidiyor, onlar başka bir yöne. Sonra bir ak kuş görüyorlar havada.
Yolculardan birisi Koca Osman Ağa gibi gün görmüş, her şeyi bilen bir kişi.
Kuşun uçtuğu yere yürüyelim, eliyor. Yürüyorlar. Kuş doğru suya gidiyor.
Kanatlarını sallayışına bakın kuşun. O da susuzluktan yanıyor. Kuşun izine
düşmüşler, varmışlar bakmışlar ki, yeşillikler içinde bir su kuyusu... İçmişler ve
de ölümden kurtulmuşlar. İşte Koca Osman ak kuşu görendir. Sana gelmiş diyor
ki, ak kuş suya gidiyor. Sen ne diyorsun Haşan? Köye dönüyor musun,
dönmüyor musun?
Koca Osman:
Bu ak kuş meselini iyi buldun Hocam, dedi sevinip gülerek. "Bundan münasibi
bulunmazdı. İşte ak kuş havalanmış. Bak Yobazoğlu Hasanım, bak Kızılbaşım,
ak kuş, suyun abıhayat akan kaynağına uçuyor. Dön köye."
Daha çok konuştular, çok meseller anlattılar. Yobazoğlunun gözü iyice
yılmıştı, köye döndüremediler. Yobazoğlunun yıkık huğundan çok üzgün
ayrıldılar.
Yolda atlarını yan yana sürüp, bir süre hiç konuşmadılar. Anavarzaya aşağı
Dumlukaleye doğru gidiyorlardı.
Ferhat Hoca:
Gelmezler, diyordu. "Gelmeyecekler. Canlarından korkuyorlar. Can korkusu
girdi mi bir insanın derisinin altına, o adamdan hayır bekleme Osman Ağa."
Yol boyunca Ferhat Hoca konuştu söyledi, Osman Ağa sustu.
O geceyi Hacılar köyünde geçirdiler. Ferhat Hoca hep konuşuyor, Koca Osman
susuyordu.
Gün ışırken Dumlukaleye doğru yola çıktılar. Ferhat Hoca Hacıları çıkar
çıkmaz sordu:
Bir şey mi var, ne susuyorsun hep Osman Ağa?

Susuyorum, hem de düşünüyorum ki, sen bendeki ak kuşu ne bildin?
Sen söyledin Osman Ağa.
Nerden gördün?
Görmedim Osman Ağa. Sen umutlusun, ben de umutluyum. Demek bir
bildiğin var.
Var Hocam. Hem de nasıl bir bildiğim var!
İçi içini yiyor, aah, bir söyleyebilsem diye yüreği alıp alıp veriyor,
kıvranıyordu. Yüzü bir kırışıyor, açılıyor, seviniyor, üzgünleşiyordu.
Sonunda:
Bir ak kuş ki, ne ak kuş Ferhat Hoca! Görmelere seza. Bir ak kuş ki, aaaah
Ferhat Hoca! Bir ak kuş ki, ak bir şahin Ferhat Hoca! dedi.
Sonra da pişman oldu. Ak şahini düşünürse Ferhat Hoca, ak kuşun kim
olduğunu bilebilirdi.
Ferhat Hoca:
Görmelere seza, diye dalgın onun sözlerini yineledi.
Ertesi gün Sarıçama vardılar. Köylüler kepir taşlı bir kesmeliğe yerleşmişler,
kırık dökük birkaç huğ, birkaç küçük toprak dam yapmışlardı kendilerine. Bir
bölüğü eski kıl çadırlarda, bir bölüğü derme çatma alacıklarda oturuyorlardı.
Köylüler onları çok iyi karşıladılar. Üstleri başları dökülüyordu. Hepsi
zayıflamış, bir deri bir kemik kalmıştı. Çocukların hemen hepsi sıtmalıydı.
Koca Osman eski köylülerini bu halde görünce çok duygulandı, gözyaşlarını
tutamadı. Ferhat Hoca da bozuldu.
Azıcık kendine gelen Koca Osman tepeden inme girdi söze:
Sizin bu kötü halinizi duyup ve de yüreğim ağzıma gelip, yanıma da Ferhat
Hocamızı alıp, Allahın bu güzel adamıyla bir olaraktan sizi almaya, alıp da
köyümüze götürmeye geldim.
Bir süre kimseden çıt çıkmadı. Sonra Abdurrahman konuştu:
Evimiz yanmadı mı ki evimize gidelim? Tarlalarımız sürülmedi mi ki,
kızlarımız kaçırılmadı mı ki, hayvanlarımız kesilmedi mi ki, insanlarımız
öldürülmedi mi ki... O köyde oturulacak hal mi kaldı ki köyümüze bizi alıp
götüreceksin Koca Osman? Ali Safa mı öldü, yoksa bize kardaş mı dedi?
Hükümet bizden yana mı geçti, İnce Memed mi çıktı ortaya yeniden? Ne değişti
de köye götüreceksin bizi?
Koca Osman İnce Memed sözünü duyunca sevindi, umuda düştü ama, aaah,
söyleyemezdi ki, aaah!.. Ferhat Hocayla göz göze geldiler bu an, anlamlı
bakıştılar. Koca Osmanm gene içi kaynadı, söylesem mi?
Sözü aldı, uzun uzun konuştu. Yalvardı, tehdit etti, gürledi, öğüt verdi, okşadı,




karanlık duvarını delen ışığı anlattı, döndürüp çevirip birkaç kere ayrı ayrı
söyledi. Sonra ak kuşu da ballandıra ballandıra söyledi. Başka meseller bulup
hepsini de söyledi.
Sonra sözü Ferhat Hoca aldı, o da söyledi. Çavuşun köyde vurulduğunu, bir
daha artık karakola gelemeyeceğini söyledi. Daha bir sürü meseller çıkardı
ortaya. Ferhat Hocanın mevlut okumaya alışmış sesi çok dokunaklıydı. Hocayı
dinleyenlerin gözleri doluyordu. Hoca güzel sesiyle Kurandan Arapça ayetler
okuyor, sonra açıklıyordu. Ayetler köylülerin topraklarına geri dönmesi
düşüncesini destekliyordu.
Akşama kadar uğraştılar, köylülerin aklını Vayvaya dönmeye çelemediler.
Akşamüstü Koca Osman yemeklerini kabul etmeyip:
Lanet olsun sizin gibi insanlara, diye bağırıp ayağa fırladı. Öfkesinden zangır
zangır titriyordu. Yüzü kağıt gibi olmuştu. Ferhat Hoca onu yatıştırmaya
çalışıyor, düşüp ölüverecek diye korkuyordu. Koca Osmanı azıcık yatıştırdıktan
sonra atma bindirdi, kendisi de bindi. Bu kadar öfkeye şaşırıp kalmış köylülere
doğru atını sürdü, ağır, tok, durgun bir sesle sözcükleri tane tane söyleyerek:
Siz Allanın lanetine zaten uğramışsınız. Size diyorum ki, Allahın belasına da
uğrayacaksınız. Varın geberin şu ot bitmez kepir taşın içinde. Geberinceye kadar.
Yıktınız Vay vay ı.
Köylüler hiçbir söze varamadılar. Yerlerinden kıpırdayamadılar bile. Gün
kavuşuncaya kadar orada öyle dikildiler.
Ay daha doğmamıştı, karanlıkta at sürüyorlardı. Gece yarısına kadar
konuşmadan yan yana gittiler.
Koca Osmanm akimdan Ferhat Hocanın İnce Memedi bilip bilmediği hiç
çıkmıyordu. Bir, bilmeyen adam bu kadar mutlu olabilir mi, diye düşünüyor, az
sonra, ne bilsin Ferhat Hoca, aslında yiğit adamdır, diye tam tersini akimdan
geçiriyordu. Sonra da, söylesem, Ferhat Hoca da Memedi görse, onunla konuşsa,
diyordu. Ne icap eder ki... Ferhat Hoca haymlık etmez, diye güvenini tazeliyor,
sonra da insanoğlu çiğ süt emmiştir, güven olmaz, diye vazgeçiyordu. Dilinin
ucuna ucuna geliyor, İnce Memed, diyecek oluyor, hemen vazgeçiyordu.
En sonunda dayanamadı:
İnce Memed... dedi durdu.
Ferhat Hoca:
Ne olmuş İnce Memede? diye sözün üstüne atıldı.
Koca Osman bir süre bocaladıktan sonra:
Ferhat Hoca... dedi, gene sustu.
Neden sonra:


Ferhat Hoca, dedi... Bu Ferhat Hoca nereden gelmişti? Kimdi, kimin nesiydi?
Vayvaydan evlenmiş, bir akraba kızını almıştı ama, kimdi? Güvenilir miydi? Bir
gözden bir göze güvenmek var mı?
Ferhat Hoca!
Buyur Osman Ağa.
Ferhat Hoca, İnce Memed şimdi sağ olsaydı...
İnce Memed ölmüş mü dersin, Osman Ağa?
Hani sözün gelişi. İnce Memed eskisi gibi dağda olsaydı, bize yardımı dokunur
muydu dersin?
Ferhat Hoca büyük bir imanla:
O yiğit, iyi, temiz bir uşaktı, dokunurdu, dedi.
Koca Osman:
Keski şu sıralar dağda olsaydı, ya da sağ olsa da yanımızda olsaydı, o
karanlığa düşen bir top ışık gibi ışık olur muydu Ferhat Hoca?
Ferhat Hoca:
Olurdu, dedi.
Ak kuş?
Böyle adamlar hep ak kuştur, dedi Ferhat Hoca. "Bunların işi hep ak kuş
olmaktır. Kalaycıyı nasıl öldürdü, öldürdü de çarkına okuduydu Ali Safanm,
öyle değil mi?" Koca Osman:
Keşki gene ortaya çıksa, dedi. "Çıksa da bu Ali Safanm canına bir daha okusa
ki, muhkem. Belini doğrultamasa Ali Safa..."

15

Evi Seyran Kıza vermişler. Seyran Kızın başına gelenler, düşman başına
gelmesin. Ev nasıl bir evdi kim bilir? Çıkıp görmeyi çok istiyordu Memed. Tarla
nasıl bir tarlaydı, neredeydi? Onu da Ali Safa almıştı. Ali Safa nasıl bir adamdı?
Ne istiyordu, bu kadar tarlayı ne yapacaktı? Padişahlık mı kuracaktı Anavarza
ovasında? Koca Osman ne diyordu, şu Anavarza kayalıklarının tepesinde Ermeni
krallarının kalesi var, diyordu. Bütün Çukurova o zamanlar Ermeni kralının
buyruğundaymış. Ali Safa Bey öyle mi yapmak istiyor acaba?
İnsafsız, zalim, insanlığa yaraşmaz işler yapıyor Ali Safa. Hükümet de
arkasında. Koca Osman, onu dizinin dibine oturtmuş, üç gün üç gece

Çukurovadaki ağaları, beyleri anlatmıştı. Memed zaten artık bunları iyi
biliyordu, ama Koca Osman daha iyi anlatmıştı. Şimdi her şeyi apaçık görüyor,
her şeyi çok iyi biliyordu. Gittikçe de kızgınlığı artıyordu şu ağalara karşı.
Bunların her birisi Abdi Ağadan daha beterdi. Hele şu Ali Safa Bey... Adını
andıkça ürperiyordu. Hepsi de toptan kendisine düşmandı. Çukurovada Abdi
Ağayı kanadının altına alan Ali Safa Beydi. Bunlar, bu ağalar beyler,
biribirlerine ne kadar düşmansalar, o kadar dosttular. Abdi Ağanın ölümü onları
deli etmişti. Bu yüzden çeteler kurmuşlar, koca Toros dağlarını delik delik köy
köy aratmışlardı. Eğer kaçıp kurtulmasaydı, mümkünü yok öldüreceklerdi.
Dağlarda ayağa kalkmış binlerce köylü, yüzlerce candarma, Koca Memedi, Hacı
Duranı, Çete Durmuşu aramıyorlardı. Aradıkları, bulamayınca da deli divane
oldukları, kendisiydi. Nereye gitse bulacaklar, öldüreceklerdi. Öldürülen Abdi
Ağa değil, kendileriydi. Abdi Ağanın kişiliğinde öldürülen ağalardı. Bundan
dolayı hiçbir zaman kendisini bağışlamayacaklardı.
Şu Ali Safa Bey bu köylüye bu kadar zulmetmişti de bir tanesi çıkıp da ağzına
bir kurşun neden sıkmamıştı? Herkes yılgındı. Çukurovanm "köylüsünün çoğu
bugünlerde, yan yarıya zulümden göç etmişti. Ovada bir yer bulmak için dolanıp
duruyorlardı. Vayvay köyü de yarı yarıya boşalmıştı. Ali Safadan o kadar gözleri
yılmış ki, bir sabah gözünü açıp bakmışsın ki köyde kimse kalmamış, göç edip
gitmişler. Yılgın köylünün gözü kaçmakta. Koca Osman yılgın köylüyü nasıl
tutacak, bir türlü bilemiyor, çırpınıp duruyor. Koca Osman bir Akmezar köyü,
Akmezar köyünde bir İdris Ağa anlatıyor ki, İdris Ağanın haline yürekler
dayanmaz. İdris Ağayı pençesine alıp kıvrandıran Bey, Mustafa Kemal Paşanın
yakın arkadaşı Arif Saim Bey. Otomobili de varmış. Çukurovanm tozlu
yollarında hep otomobille geziyormuş Arif Saim Bey. Memed hiç otomobil
görmemişti. Görmeye can atıyordu. Koca Çukurda bir tek kişinin altında
otomobil varmış, o da Arif Saim Beyin. Köylüler, ağalar Arif Saim Beyden çok
korkuyorlar. Ondan Ali Safanm da ödü patlıyormuş.
Memed karanlık huğun içinde köşeye oturmuş, tüfeği kucağında, kırık dökük
bunları düşünüyordu. Kapalı tahta pencerenin yarığından içeriye uzun bir ışık
yolu iniyor, huğun toprak tabanında bitiyordu. İşık yolunun içinde binlerce
parlak toz parçacıkları kaynaşıyordu. Memed birkaç kez sağ elini ışık yoluna
tuttu. Işık içindeki eli büyüdü, güçlendi. Bir tuhaf bir duygu içindeydi Memed.
Köylülerin yılgınlığı, umutsuzluğu yavaş yavaş onu da içine alıyordu. O da
köylüler gibi karanlık duvarına gelip başını vurmak üzereydi.
Ferhat Hocayı görmüştü kapı aralığından iki kez. Hiç Hocaya
benzemiyordu. Kıvırcık abanoz sakalı, iri yalım karası gibi gözleri, kıvırcık



saçları, kartal burnuyla güvenilir bir adama benziyordu. Koca Osmanm dediğine
göre bir Ramazan günü yorgun, sırtında torbası, torbasının içinde kitapları,
çamaşırları, Anavarza yönünden gelip köye girmiş, hemen o akşam boş bir evi
cami yapmış, köylüyü teravih namazına sokmuş, imam durmuştu. O gün
bugündür köyün hocasıydı. Dinden hemen hiç konuşmaz, namazını kıldırır işine
gücüne bakardı. Vayvaydan bir kızla evlenmişti. Evlendiği kızın biraz da tarlası
vardı. İmamlık ücreti almaz, tarlayı eker biçerdi.
Köylü önceleri ondan ürkmüş, çekinmiş, sonra yavaş yavaş alışmış, onu da
köylüden saymıştı. Ama daha Ferhat Hocanın büyüsü üstündeydi. Ona herkes
daha bir büyülü kimseye bakar gibi bakıyordu. Koca Osman hem ona güveniyor,
onu seviyor, hem de ondan çekiniyor, ondan ürküyordu. Çukurovanm ağaları da
Vayvaya böyle bir hocanın geldiğini duymuşlar, önceleri onunla epeyce
ilgilenmiş, sonra onlar da alışmışlar, zararsız bir kimse olduğunu öğrenmişler,
unutmuş gitmişlerdi. Yalnız Ferhat Hocanın yakışıklılığı günden güne bütün
Çukurovaya yayılmış, kadınların diline düşmüştü. Uzak köylerden, Adanadan,
Kozandan, Tarsustan, hatta Mersinden, İskenderundan muska yazdırmak
bahanesiyle genç kızlar, kadınlar onu görmeye geliyordu. Ferhat Hoca yazdığı
muskaların karşılığında da para almıyordu. Ve ünü gittikçe bütün Çukurovaya
yayılıyordu.
Memed binbir karışık duygu içindeydi. Karanlık huğun içinde durmadan,
durmadan her şeyi düşünüyordu.
Acaba bu köy kendisine mezar mı olacaktı? Vurulursa, neresinden vurulacaktı?
Ölümü nasıl olacaktı? Ölüm gelirken nasıl gelecekti, bir karanlık mıydı ölüm,
nasıl bir karanlıktı? Uyku gibi mi? Çok mu sızlardı ölüm yarası?
Bazı bazı ölürcesine korkuyor, ölümü, boşluğu ta yüreğinin başında duyuyor,
titriyor, bedeni tepeden tırnağa bir ölümle ürperiyordu. Kendi kendini çoktan
ölüme mahkum etmişti ama, ölümün nasıl geleceğini bir türlü kestiremiyor,
dehşet de merak ediyordu.
Yakalanmayacak, candarmanm eline geçmeyecek, hapisaneye girmeyecek,
yargıç önüne çıkmayacaktı. Candarmayı, mahpusaneyi, yargıcı ona Hatçe
anlatmıştı. Hatçe onları anlatırken, "Ölüme bin kere kurban olayım Memed,"
diyordu.
Memed bazı bazı bir öfkenin hışmıyla silkiniyor, "Dövüşerek öleceğim,"
diye bağırıyordu. İçinde onulmaz bir öç alma duygusu vardı. Bunu Abdi Ağa
bitirememişti. Bu öç duygusunu bir yere yerleştiremiyordu. Karakoldaki Çavuşa
yönelmişti öfkesi, Yobazoğluna dayak atan Çavuşa... Hükümete, Ali Safaya, Arif
Saim Beye... Öcü kişilerden kişilere gidip geliyordu.



Memed bazan görmediği, bilmediği Ali Safayla dövüşüyor, onu öldürüyor,
kellesini getirip Vayvay köyünün içine atıyor, çekip gidiyordu dağlara. Koca
Osman ona, şahinim bizi kurtardın, köylüye can verdin, diye ağlayarak
sarılıyordu. Akmezar köylüleri de düğün bayram ediyorlardı Arif Saim Beyin
ölümünden sonra. Memed bunları düşünürken kurşun sıkıyor, öldürüyor, kelleler
kesiyor, kan ter içinde kalıyordu.
Вы прочитали 1 текст из Турецкий литературы.
Следующий - İnce Memed - 2 - 08
  • Части
  • İnce Memed - 2 - 01
    Общее количество слов 3145
    Общее количество уникальных слов составляет 1840
    27.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    41.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 02
    Общее количество слов 3578
    Общее количество уникальных слов составляет 1648
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 03
    Общее количество слов 3488
    Общее количество уникальных слов составляет 1687
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 04
    Общее количество слов 3514
    Общее количество уникальных слов составляет 1719
    36.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 05
    Общее количество слов 3448
    Общее количество уникальных слов составляет 1743
    32.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 06
    Общее количество слов 3479
    Общее количество уникальных слов составляет 1643
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 07
    Общее количество слов 3507
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    34.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 08
    Общее количество слов 3486
    Общее количество уникальных слов составляет 1680
    36.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 09
    Общее количество слов 3352
    Общее количество уникальных слов составляет 1708
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 10
    Общее количество слов 3335
    Общее количество уникальных слов составляет 1697
    35.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 11
    Общее количество слов 3336
    Общее количество уникальных слов составляет 1698
    34.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 12
    Общее количество слов 3392
    Общее количество уникальных слов составляет 1735
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 13
    Общее количество слов 3363
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 14
    Общее количество слов 3422
    Общее количество уникальных слов составляет 1720
    34.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 15
    Общее количество слов 3389
    Общее количество уникальных слов составляет 1672
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 16
    Общее количество слов 3402
    Общее количество уникальных слов составляет 1763
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 17
    Общее количество слов 3318
    Общее количество уникальных слов составляет 1789
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 18
    Общее количество слов 3326
    Общее количество уникальных слов составляет 1757
    32.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 19
    Общее количество слов 3280
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 20
    Общее количество слов 3386
    Общее количество уникальных слов составляет 1765
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 21
    Общее количество слов 3379
    Общее количество уникальных слов составляет 1718
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 22
    Общее количество слов 3348
    Общее количество уникальных слов составляет 1730
    33.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 23
    Общее количество слов 3445
    Общее количество уникальных слов составляет 1667
    37.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 24
    Общее количество слов 3370
    Общее количество уникальных слов составляет 1678
    33.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 25
    Общее количество слов 3372
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 26
    Общее количество слов 3407
    Общее количество уникальных слов составляет 1725
    33.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 27
    Общее количество слов 3343
    Общее количество уникальных слов составляет 1778
    32.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 28
    Общее количество слов 3345
    Общее количество уникальных слов составляет 1696
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 29
    Общее количество слов 3417
    Общее количество уникальных слов составляет 1699
    34.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 30
    Общее количество слов 3400
    Общее количество уникальных слов составляет 1692
    34.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 31
    Общее количество слов 3367
    Общее количество уникальных слов составляет 1784
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 32
    Общее количество слов 3377
    Общее количество уникальных слов составляет 1673
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 33
    Общее количество слов 538
    Общее количество уникальных слов составляет 408
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов