İnce Memed - 2 - 09

Общее количество слов 3352
Общее количество уникальных слов составляет 1708
33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
56.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
Onuruna dokundu kızım. Osman Emminizin onuruna dokundu. Son deminde bu
da mı gelecekti basma fıkaranm?"
Koca Osman bu sırada gözünü açtı, sakalı titredi:
Seyran Kız mı gelmiş, kızım mı gelmiş? diye sordu.
Kamer Ana:
Seyran geldi ya, kızın geldi ya, dedi. "Sen yataklara düşersin de Seyran Kızın
seni yoklamaya gelmez mi hiç Osman?"
Seyran Kamer Ananın yanma çöktü, Koca Osmanm elini eline aldı:
Geçmiş olsun Osman Emmi, geçmiş olsun, dedi, en sıcak, en şefkatli, en
candan sesiyle.
Koca Osman azıcık doğruldu, Seyran Kızın yüzüne ak, gür kaşlarını kaldırarak
uzun uzun baktı:
Geçmeyecek güzel kızım geçmeyecek. Beni hiçbir şeycikler öldüremedi.
Muharebeler, Yemenler, sıtmalar öldüremedi bu dert beni öldürecek.
Usuldan geri yattı, belli belirsiz ağlamaya başladı.
Ben bir şahinim. Kocamış, kanatları kırılmış, telekleri dökülmüş, cırnağı,
sayası aşınmış, uçamaz olmuş bir şahinim, kızım. Üstelik de yavrusunu
yuvasından aldırmış, şahinini elinden kaptırmış, umudunu, ışığını yitirmiş bir
şahinim. Öldürecekler şahinimi, yavrumu, alemlerin yakışığını, gözümüzün
ışığını öldürecekler Seyranım, kızım.
Seyranın ellerindeki eli seyirdi, ateşe kesti, titredi. Yaşlar durmadan
gözlerinden duluklarma doğru sızıyordu. Seyran da onunla birlikte ağlıyordu.
Koca Osman sayıklar gibi:
Gidin şahinimi bulun, dedi. "Gidin alemin yakışığını, gözümüzün ışığını,
umudumuzu demidimizi bulun, öldürmesin canavarlar onu. Parçalatmayın
şahinimi kurtlara, dinsizlere. Ferhat Hoca, sen hocalar hocasısm. İnsanlar insanı,
yiğitler yiğidisin... Şahinim sana teslim, sana emanet ben ölürsem. Parçalatma
şahinimi alıcı kurtlara. Ben ona bir şey mi dedim de küstürdüm Kamer?"
Kamer Ana:
Bin kere söyledim sana çocuk Osman, çocuk Osman, diye bağırdı. "Küsüp de
gitmedi."
Öyleyse beni neden beklemedi? Korktu. Onu ele veririm diye korktu.
Güvenmedi bana, öyle mi?
Hiç de öyle değil, dedi Kamer Ama. "Oğlan bize çok güvendi. Güvendi ki
evimizde kaldı bunca zaman. Sen de herkese ilan etmeyeydin."
Yavaş, suçlu bir sesle:
Kime ilan ettim Kamer, kime?


Kime ilan edeceksin, bütün köye!
Kime söyledim, ağzımı açıp da?..
Kamer Ana iyice öfkelendi:
Ağzını açmadın ama, diye bağırdı, "en güzel giyitlerini giyip de, galyeni
ağzına alıp da, tabancanı beline takıp da, gümüş kordonunu sallandırıp da,
çizmelerini parlataraktan üç gün köyün içinde Kozanoğlu gibi dolaşan sen değil
misin? Köylü senin böyle dolaştığıym sebebini sormaz mı, düşünmez mi, çocuk
da senin bu deli hallerinden korkmaz mı?"
Koca Osman:
Sus Kamer, sus kurban olayım. Öldürme beni! Diri diri yeme beni. Kızım
Seyran söyle de şuna bari beni ölürken rahat bıraksın, dedi, yalvardı.
Kamer Ana:
Susmayacağım çocuk Osman, diye bağırdı. "Evine gelen, sana sığınmış
çocuğu Ferhat Hocaya daha dün gösterecek sen değil miydin? Gelmiş, senin
evine, senin köyüne sığınmış."
Sus Kamer sus, kurban olayım! Seyran kızım, öldürdü bu kaltak beni. Diri diri
yedi, sustursana şunu.
Kamer Ana:
Sustum işte, diye hışımla ayağa kalktı.
Koca Osman:
Ferhat, kardaş, Hocam bir şey yap, bul şahinimi, dedi, bir yanından bir yanma
dönerken.
Ferhat Hoca, kara, kıvırcık, yeşillenen sakalı, sinirli:
"Sen canını sıkma Osman Ağa, bir şey olmaz ona. Çok belalardan geriye
kalmış bir kişidir o. Başını belaya sokmaz. Sen hiç üzülme, o geleceğim dediyse
gelir. Başına da hiçbir iş açmaz o. Burada ya canı sıkılmış, ya da bir işi çıkmıştır.
Yoksa seninlen helallaşmadan bir yere gitmezdi, gelecek, diye muhkem söyledi."
Sahi mi diyorsun, diye Koca Osman yerinden doğruldu, "Ferhat Hocam,
ermişim, Allanın güzel adamı, ışık sakallım? Bak sakalların da yeşilleniyor. Ona
bir şey olmaz değil mi?"
Olmaz, dedi Ferhat Hoca güvenle.
Ya gücendiyse'bana?
Gücenmez, dedi Ferhat Hoca aynı sesle.
Gelir mola bir daha?
Gelir, dedi Ferhat Hoca.
Bir görseydin yüzünü hiç kendisine benzetemezdin. Kendine benzemeyen bir
adam. Aah, bir görseydin yüzünü.


Göreceğim, dedi Ferhat Hoca. "Onu erinde geçinde göreceğim."
Sesi büyük bir iman ve güvenle çınladı.
Bu sesteki inandırıcı, umutlu hava Koca Osmanı usul usul kendine getirdi.
"Gözlerini bir görseydin Hocam, çelik parçası gibi. Bakamazsm. Gözleri kendine
benziyordu."
Benzer.
Koca Osmanm oğullan, gelinleri geldi, Seyfali, öteki köylüler, Şefçe
Kahya,Seyranın kardeşleri, akrabaları, anası, Zeynel, Selver Gelin de geldi. İnce
Memedin günlerdir Koca Osmanm evinde saklı bulunduğunu, dün Koca Osman
eve geldiğinde de onun gittiğini görünce yataklara düştüğünü duyan herkes
geldi.
Koca Osmanm evinin avlusu büyük bir kaynaşma içindeydi.
Şefçe Kahya sevinçle:
Demek bizim oğlan bunamamış. Demek dilinin altında bir şey varmış da
kimseye söylemiyormuş. Çok şükür, diyor, eli arkasında gülerek keyifli keyifli
dolaşıyordu.
Köylü, İnce Memedi duyunca önce bir sevinmiş, sonra şaşkınlığa düşmüş,
şimdi de şaşkınlıktan sevince, sevinçten yılgınlığa gidip geliyordu.
Zeynel işi öğrenince bir an Koca Osmanm başucunda bekledi, onun elini sıktı,
sonra kimseye belli etmeden, oracıktan sıvıştı. Ferhat Hoca onu izliyordu, Kürt
Keremin evinin önünde arkasından yetişti, elini, ağır, omuzuna koydu:
Bana bak Zeynel, dedi en tok, en sert, en ağır sesiyle. "Memedin köye
geldiğini, hem de gittiğini kimseye, Ali Safa Beye söylemeyeceksin."
Zeynel durdu, dudakları titredi, ağlamsı bir hal aldı yüzü. Bir süre düşündü.
Bak Hocam, dedi, uzun boynu biraz daha uzayarak. "Ben kimseye söylemem.
Ama bütün köy biliyor. Yakın köylere, bütün ovaya yayılmıştır şimdiye kadar.
Ah Safa Bey, öteki ağalar başkalarından duyarlarsa karışmam. Mesuliyet kabul
etmem. İşte ben, gözünün önünde gitmiyor, geriye dönüyorum."
Ve Ferhat Hocanın arkasına düşüp Koca Osmanm avlusuna geri döndü.
O gün köylüler umutlu, kırık, kızgın, sevinçli, hep İnce Memedi konuştular.
Birkaç genç kız, birkaç delikanlı İnce Memed üstüne çıkarılmış türküler
mırıldandılar.
Sonra Koca Osmana kızmaya başladılar. İnce Memed gelir de evine köylüye
haber vermez, köyün içinde gert gert, ağzından duman savurarak Kozanoğlu gibi
dolaşır. Onmayası ihtiyar! Karnı yemez ki İnce Memedi köylüye haber versin,
haber versin de herkescikler de İnce Memedi doya doya görsün.
Öfkeleri, küslükleri, kırgınlıkları, korkuları hep Koca Osmana dönüştü.



İnce Memedi en az yirmi kişi köye girerken, Akçasazm kıyısında, gece köyün
içinde dolaşırken, bir kır ata binmiş yel gibi Anavarza kayalıklarına giderken
görmüştü.
Remzi Çavuşu da vuran İnce Memeddi.
İnce Memed üstüne her akima gelen akima geleni uyduruyor, söylüyordu.
0 gece Koca Osmanm başında Kamer Anayla Seyran Kız kaldı. Koca Osman
ikisinden başka kimseyi istemedi, oğullarını, gelinlerini, herkesi evlerine
gönderdi. Ferhat Hoca da kendiliğinden gitti.
Koca Osman Seyran Kıza İnce Memedi, onun yürekliliğini, gözlerini,
saçlarını, gerçekten saçları nasıldı, sesini, konuşmasını, insanlara sevgisini, dost
yüreğini, iyiliğini, yumuşaklığını anlatıyordu. Coşuyor:
Benim korktuğumu sanmayın, diyordu. "O bir orduyla dövüşür. Hem de tek
başına. Aynen bir şahin gibidir o. Öyle atiktir ki, dövüşürken yüzünü
göremezsin. Şimdi hurdaysa, göz açıp kapayıncaya kadar ordadır. Yoksa bu
kadar düşmanın içinde canını koruyamaz. Onun gibi eşkıyaya kurt kuş, ağaç, taş
toprak, çalı, yılan çıyan, tekmil yaratıklar, bilumum düşmandırlar. Hem de
gayetle..." diyordu.
Sonra duruluyor:
Ya çevirmişlerse yavrumu Akarcanın dağında? Bir tabur candarma, bin tane eli
değnekli alçak köylü, on beş adamıyla ağalar köpeği Kara İbrahim... Bir tek, o
da bir avuç küçücük bir adam, nasıl baş eder onlarla, o kadar itlen? diye
kaygılanıyordu.
Sonra da Kamer Anaya dönüyor, binbirinci kez:
Giderken karnını bir iyice doyurdu mu? diye soruyordu. "Yanma çok da azık
verdin mi? Üç gün yetecek?"
Kamer Ana hiç bıkmadan
Karnını basa basa doyurdu. Ceviz içi, hem de yağlı peynir, hem de kaynamış
yumurta, hem de bir topak şeker, hem de katmer, hem de yeşil soğan, kocaman
bir çıkın yaptım, beline bağladım, diyordu. "Üç gün de yeter, beş gün de..."
Umudunu yitirmişlerin çırpmışmdaydı Koca Osman.
Sabaha karşı daldı, sonra da derin, uyudu.
Onun Koca Osmanm evine geldiği, Koca Osmanm evinde altı ay saklandığı,
daha dün Koca Osmana küsüp dağlara çekildiği Vayvaydan Kesikkeliye,
Kesikkeliden Hemiteye, Bozkuyuya, Akmaşata, Narlıkışlaya, Öksüzlüye,
Çıyanlıya, oradan Hacılara, bütün Anavarza ovasına yayıldı.
Kimse İnce Memed sözünü ağzına alınıyor, ya o, diye, ya da şahin, diye söz
ediyordu.




Bütün Anavarza ovası, öteki Çukurova köylükleri, Kozan altı köylükleri
günlerce onun adıyla, onun yiğitlikleri, efsaneleriyle çalkalandı durdu da hiçbir
ağanın, hiçbir hükümet adamının bundan haberi olmadı. Ova köylükleri en
kutsal sırlarını saklar gibi saklıyordu İnce Memed adını. Koca Osman bunu
bilseydi sevincinden deli olurdu.

19

Seyran Pazarcığın kırmızı kayalıklı Harmanca köyünden olurdu. Harmanca
köyü sivri, bıçak gibi, ak, yeşil, mor, kırmızı çakmaktaşından keskinleşmiş,
tuhaf, orman gibi bir kayalıktaydı. Burada güzel atlar yetişirdi. Suları çakmaktaşı
kayaların arasından kaynar, billur gibi şıkır şıkır, binbir aydınlıkta parlayarak
ovaya inerdi. Harmanca köyünün üstünden yılda dört kez katarlanmış turnalar,
çok alçaktan geçerlerdi. Çakmaktaşından kayaların aralarında uzun boyunlu, iri,
keskin kokulu, keskin renkli çiçekler biterdi. Kayaların arasına serpiştirilen
buğdaylar da çok sert, verimli, besleyici olurdu. İnekleri, atları, öküzleri,
Harmanca köyünde yetişen tekmil yaratık ince, uzun, sert, güzeldi. Hele
insanları insan güzeliydi. Maraş illeri, aşağı ova insanları Harmanca insanını salt
güzelliğinden, yakışıklılığından tanırlardı. Harmancanm kuşları, böcekleri de
uzundu, renkliydi. Öteki kuşlardan, böceklerden daha güzel öter, daha güzel
parlarlardı.
Belki çok zengin değillerdi ama, tutumluydular. Yoksullukları belli olmazdı.
Kendileri dokur, kendileri boyar, örer biçer diker giyerlerdi. Harmancadan hiç
kimsenin kirli, yırtık giyindiğini kimse görmemişti. Onurlarına düşkün, sert
insanlardı. Harmancada çok kan dökülürdü. Harmancada kan dökülmesi bir
gelenekti, onun için çok az kişinin yüreğine korku düşerdi. Havasının, suyunun,
toprağının sertliğinden olsa gerek, orada her şey kütür kütürdü. Yumuşak, eğilen
hemen hiçbir şey yoktu. İnsanlarının yüzü bakır rengindeydi. Ve çok iri
gözlüydü kadını erkeği.
Seyran, Halil Mollanın kızıydı ve beş kardeşin en küçüğüydü. Halil Molla bu
dağların en soylu adamı sayılırdı. Soyluk kağıdı ta yüzyılların ötesinden getirirdi
onun soyunu. Ve Molla Haldin evi konuk yatağıydı. Ayrı bir görgüsü, ayrı bir
geleneği vardı Molla Haldin evinin.


Bir gün çok küçük bir çocuk düştü Harmanca köyüne. Beş, altı yaşlarında
yavvar, ya yoktu. Bu çocuğun nereden gelip nereye gittiğini, hangi köyden
olduğunu kimse bilemedi. Yalnız çocuk bir ipucu veriyordu. Nerede bir damla
kan görse bağırarak başını alıp kaçıyordu. Hele bir insanda görmesin kanı,
bağırması, çırpınması uzun süre durmuyordu. Çocuk Köse Velinin evinde
büyüdü. Köse Veli Seyranların komşusu olurdu. Bir ara çocuğun başı kel oldu.
Çocuğun başının kelini ne etti eyledi de, türlü ilaçlar buldu da, türlü merhemler
yaptı da Seyranın anası iyi eyledi. Köylü oğlanın adını Aziz koymuştu. Seyran
Azizden iki yaş daha büyüktü. Komşu oldukları için birlikte oldular hep. Seyran
bu kimsesiz çocuğa bir ana gibi davranıyordu. Hiç kimseyi Azize
dokundurtmuyordu. Ne bir çocuk, ne bir büyük, hiç kimse... Seyran Azize bir
kötülük etmek isteyenlere, onunla alay edenlere karşı bir canavar kesiliyor,
kıyameti koparıyordu. Seyran Hannancanm çakmaktaşı kayalıklarında dolaşan,
sert, hışım gibi bir dişi parsa benziyor, yanındaki yavrusuna en küçük bir kötülük
etmek isteyenlere bütün yabansılığıyla saldırıyordu. Aziz sanki yabanıl Seyranın
doğurduğu çocuktu. Seyran, evinin sofrasında kendinin yiyip de Azizin
yiyemediği ne varsa Azize taşıyordu. Yaşları ilerledikçe, dostlukları da ilerledi.
Artık biribirlerinden hiç ayrılmıyorlar, içtikleri su ayrı gitmiyordu.
Seyran büyük kız, Aziz delikanlı olmuştu. Seyran uzun boylu, Aziz kısacık,
küçücüktü. Çok tatlı, kederli, hep güzel gülen bir yüzü vardı. Sol yanağından
çenesine inen yara izi, onun yüzüne ayrı bir güzellik veriyordu. Yalnız, bütün
küçüklüğüne karşın, Aziz de, Harmancılar gibi sert yetişmişti. Onlar gibi ata
binen, onlar gibi iyi silah kullanan, onlar gibi sarp kayalıklarda günlerce
yürüyebilen. Ve onlar kadar gözünü daldan budaktan sakınmayan, onlar kadar
yürekli...
Seyran büyük kız, Aziz delikanlı olunca köyde dedikodular başladı. Bir
delikanlıyla bir büyük kız artık bu yaştan sonra birlikte olamazlardı gece gündüz.
Dedikodular Harmancayı aşıp öteki yakın, uzak köylere de yayıldı. Seyranın
güzelliği dilden dile dolaşırken Azize olan sevdası da birlikte yürüyor, büyüyor,
efsaneleşiyordu.
Seyranın babası bir gün anasını bir köşeye çekip:
"Konuşulanları duyuyor musun?" dedi.
"Duydum," dedi ana. "Duydum ama Aziz Seyranın çocuğu gibi bir şey.
Kardeşten de ileri bunlar."
Molla Halil:
Biliyorum, çok iyi biliyorum. Ama elin adamına nasıl anlatırsın. Kıza söyle de
Azizden uzak dursun.




Ana Seyrana olanı biteni söyledi. Seyran buna çok şaştı. Böyle bir şeyin başına
gelebileceğini hiç düşünmemişti. Şaşkınlığı geçince güldü. Sonra da kederlendi.
Anasıyla babasıyla uzun tartıştılar. Bir keresinde Azizi üç gün görmedi. Az daha
acıdan ölüyordu. Acıdan ve meraktan.
Anası, babası, kardeşleri, akrabaları, arkadaşları, bütün köy günlerce üstüne
düştüler. Seyran, Aziz olmadan yapamıyor, ekmekten sudan, gülmekten
ağlamaktan kesiliyordu.
Azizi başka yerlere, başka köylere yolladılar, Seyran gitti buldu getirdi.
Seyranı öteki köyden çok yakışıklı bir delikanlıya nişanladılar. Delikanlı atı,
sürüsü, toprağı bol Hurşit Beyin oğluydu. Seyran delikanlıyı bir gece, kendisini
öpmek istedi diye az daha vuruyordu.
Seyran iki yıl köylüyle, akrabalarıyla cebelleşti. Anasından emdiği sütü
burnundan getirdiler.
Bir gün Aziz ortadan yitti. Çukurovaya, uzaklara, adı sanı duyulmadık ellere
gitmiş, dediler. Bir gün Seyran da, Azizin geleceğinden umudu kesince,
babasının tavlasından bir at çekip bindi, yollara düştü. Aradı taradı, sordu
soruşturdu, Seyranı kim görürse eli ayağı çözülüyor, güzelliğine hayran
kalıyordu, Azizi Vayvay köyünde buldu. Aziz Muhtar Seyfalinin yanma
sığınmıştı. Molla Halil Seyfalinin babasının dostuydu. Azizi onlara göndermişti.
Seyfali de babası da Azizi iyi karşıladılar. Seyranla Azizin bitip tükenmeyen
sevdaları Çukurova Türkıııeninin diline düştü. Türkmenler gelenekleri
görenekleri gereğince kara sevdalılara ellerinden gelen yardımı yaptılar.
Sevdalılar dünyanın mutlu sevdalılarıydılar. Seyranın güzelliği dillere destan
oldu. İşte bundan sonradır ki sevdalıların başına umulmadık bir bela geldi.
Ali Safa Beyin kendisinden büyük bir kardeşi vardı. Kardeşinin de üç oğlu
vardı. Bunlar çiftlikte oturuyorlardı ama okumuş kişilerdi. Kasabaya bulaşmışlar,
Türkmen geleneğine göreneğine sırt çevirmişler, kötüleyip insanlıktan
çıkmışlardı. Kumar oynuyorlar, köylerde kadın oynatıyorlar, içki içiyorlardı.
Bunlar, Türkıııenin şimdiye kadar görmediği, böyle de insan olur muymuş diye
şaştığı insanlardı. Bunlar hırsızlık yapıyorlar, insan da öldürüyorlardı.
Bunlar Vayvay köyündeki Seyfalinin evindeki Seyranın güzelliğini duydular,
ondan sonra Vay vay dan ayrılmadılar. Sabah Vay vay da, akşam Vay vay da.
Köylüler, Seyranı göz hapsine almış bu kötü adamlara karşı öfkelendiler.
Bunlarla köylüler arasında birkaç kez de kavga çıktı. Bir de bunlara karakolun
çavuşu Zülfo Çavuş da katıldı. Köyde dolanıp duruyorlar, Seyrana bir türlü
yaklaşamıyorlardı. Seyran çok güzeldi, kimsesizdi, Aziz bir çocuk kadardı ama
gene de Seyrana yaklaşamıyorlardı. Seyran onlara yüz vermek değil, suratlarına


bile bakmıyordu. Edemediler, bir gece Seyfalinin evini bastılar, gece sabaha
kadar kurşun yaktılar, köylülerden de onlardan da yaralananlar oldu ama Seyranı
alıp kaçırdılar. Onlar Seyranı kaçırınca, Seyran üstüne çok şey söylendi. Kimi
dedi ki Ali Safanm büyük yeğeni Seyrana sevdalanmış, sevdadan ölüyormuş,
Seyran ona teslim olmamış, kimi dedi ki, başta Zülfo, sonra sırasıyla ötekiler
Seyranın üstünden her gece geçiyorlarmış. Ne olduysa oldu, işin gerçeğini hiç
kimse bilemedi, bundan sonra da hiçbir zaman bilemeyecek.
Karısı kaçırıldıktan sonra Aziz deliye döndü, ne yaptı eyledi, çok güzel bir
Alaman filintası buldu. Hep mermi alıyordu. O kadar mermi aldı ki, kuşandığı
fişekliklerin ağırlığı altında kıpırdayamıyordu bile.
Bir gün sabaha karşı Aziz, Zülfo Çavuşu, üç kardeşi, daha birkaç kişiyi
Bozkuyu köyünde bir toprak damda yakaladı. Kapıyı açtı, eşikliğe çöktü, teker
teker oradakileri öldürmeye başladı. İçerde sağ olaraktan Seyrandan başka kimse
kalmadı. İşini bitirince de çok soğukkanlı, vardı Seyranı elinden tuttu, ayağa
kaldırdı, uzun uzun gözlerini onun gözlerine dikti baktı, sonra da uzandı onu
alnından öptü, döndü Bozkuyu köyünden aşağılara koşarak indi. Karakola
geldiğinde öğle oluyordu. Karşısına çıkan ilk candarmayı vurdu. Öteki
candarmalar karakolun kapısını kapatıp çarpışmaya başladılar. Çarpışma üç saat
sürdü. Sonra Aziz çok soğukkanlı ayağa kalktı, uzakta duran bir köylüden kibrit,
gaz, paçavra istedi, adam hiç karşı koyamadı, gidince de gelmemezlik edemedi,
az sonra Azizin istediği paçavrayı, gazı, kibriti getirdi, büyülenmiş gibiydi,
Azize verdi. Aziz aynı soğukkanlılıkla gitti karakolun kapısına ateş verdi,
karakolun kapısını da tuttu. Az sonra candarmalar kendilerini dışarıya attılar,
Aziz kapıdan kim dışarıya kendini atmışsa hemen kurşunladı, öldürdü. Son
candarmayı da kurşunlamıştı ki, kasabadan olayı duyan bir candarma müfrezesi
Azizi çevirdi. Uzun bir çarpışma oldu, sonunda çok candarma vuruldu, Aziz
kurşunları bitince yattığı hendekten ayağa kalktı, candarmalarm üstüne yürüdü,
vurulup düştü, bedeni delik deşikti. Kaç kurşun yediğini kimse bilemedi.
Azizin ölüsünü kasabaya götürdüler, candarma komutanlığının önünde iki gün
halka teşhir ettiler. Halk hayranlıkla, sevgiyle baktı Azizin küçücük, bir avuç
ölüsüne. Ölünce daha da küçülmüş bedenine, bir ermişe bakar gibi bakıyorlardı.
Seyranı hapse atmışlardı. Azizin ölüsüne sahip çıkacak kimse yoktu.
Candarmalar ölüyü kasabanın dışındaki bir çukura atıp, üstünü birkaç kürek
toprakla örttüler. Başı, ayakları dışarda kalmıştı. Candarmalar çekilip gittikten
sonra halk geldi, Azizin ölüsünü çukurdan aldılar, camiye götürüp yıkadılar,
büyük bir törenle götürdüler mezarlığa gömdüler.
Kara haberi, olaydan birkaç gün sonra Seyranın babası Molla Halil duydu.





Olan biten onu o kadar etkiledi ki hemen hastalandı. Hastalandıktan birkaç gün
sonra da öldü.
Seyranın anası, kardeşleri, akrabaları Çukurovaya indiler, hapisanedeki
Seyrana geldiler. Seyran ne anasına, ne de kardeşlerine ağzını açıp da tek bir
sözcük söylemedi.
Az bir süre sonra Seyranı bıraktılar. Seyran hapisten çıkarçıkmaz kasabanın
üstbaşmdaki tepede, mersin çalıları arasındaki Azizin mezarına gitti. Güzel
sesiyle Azizin mezarının başında en güzel, en sıcak, en candan, duyanı deli eden
ağıtlarını söyledi. Seyran birkaç gün kasabada kaldıktan sonra, Vayvaya,
Seyfalinin evine gitti. Anası, kardeşleri, akrabaları onu Harmancaya götürmek
istediler. Seyran aldırmadı, duymadı, onları görmedi bile. Arta; kardeşler,
akrabalar eli boş yurtlarına döndüler. Bundan sonra her üç ayda bir Seyranı
götürmek için geldiler gittiler. Seyranın dağlara dönmeyeceğini iyice anlayan
ana, bir gün tası tarağı toplayıp Vayvaya geldi. Onun arkasından kardeşleri,
akrabaları da gelip Vayvaya yerleştiler. Paraları vardı. Atlarını, sürülerini de
sattılar, Akçasazm kıyısındaki Türkmenlerden kendilerine toprak aldılar. Çok
sert adamlardı, azdılar ama, kimse onlara gözünüzün üstünde kaşınız var
diyemiyordu.
Seyran onların evlerine gitmedi, onlardan hiçbir şey kabul etmedi, anası da
içinde hiçbirisiyle konuşmadı. Onların oturdukları evlere doğru dönüp
bakmıyordu bile.
Dağ adamları Çukurovanm havasına, suyuna zor alıştılar. Seyran da, ötekiler
de sıtmadan ilk yıl kırıldılar. Sonra yavaş yavaş onlar da Çukurun sıcağına,
sineğine alıştılar.
Seyran her aym ilk cuması kasabaya, Azizin mezarına gitti, mezarın başında,
kuşlar gibi sabahlara kadar çığırdı, en güzel sesiyle ağıtlar söyledi.
Seyran ayrı bir evde tek başına yaşıyor, kendi kendine çalışıyor, ırgatlık ediyor,
kimseden bir şey kabul etmiyordu.
Azizin ölümünden sonra Seyrana hiç kimse evlenme teklif etmedi. Seyran o
kadar güzeldi ki, Çukurova köylüleri kutsal bir yaratığa bakar gibi bakıyorlardı
ona. Ona kadın gözüyle bakmak kimsenin akima gelmiyordu.
Kalaycının ölümünden, Memedin yitişinden sonra köylü Memedin boş evini
Seyrana, dayayıp döşeyip verdi. Seyran da Memedin boş kalmış, sahipsiz kalmış
evini kabul etmemezlik etmedi. Azizin üstüne yaktığı en güzel ağıtlarını bu
evde, sabahlara kadar kuşlar gibi öterek söyledi. Ve köyün genç kızları bu evin
köşelerinde sabahlayıp uykusuz kalarak bu ağıtları bellediler. Ağıtlar bütün
Çukurovada söylendi.


Seyran Aziz vurulduktan sonra bir tek kez gülümsedi. O da İnce Memedin
Kalaycıyı vurduğunu duyduğu andı. Vay vay a geldi geleli hiçbir şeyi, hiçbir
kimseyi görmeyi istememiş, merak etmemişti. Kalaycıyı vurduktan sonra ta
yüreğinin derininden İnce Memedi görmeyi istemişti...
Bir de şimdi kaçırdığı fırsata yanıyor, içinden alıp alıp veriyordu. "Biliyordum,
sezmiştim Koca Osmanm evinde bir şey olduğunu. Kamer Ana durmadan kıpır
kıpır ediyor, bir yerde duramıyor, hep evine doğru, evinin kapalı kapısına
bakıyordu. Keski eve girseydim," diyordu. Birkaç kez eve girecek olmuş, sonra
da nedense bundan vazgeçmişti. İşte buna yanıyordu. Nasıl bir adamdı acaba?
İnce Memed nasıl bir kimseydi?
Koca Osman da onun bu merakını sezmiş gibi, uyanır uyanmaz, hemen İnce
Memedi ona gene anlatmaya başlamıştı.
Bir gözleri var, iri, kocaman. Yüzüne bakınca iri, ışıl ışıl, yalp yalp eden
gözden başka bir şey göremezsin. Öyle sert ki gözleri, uzun bir süre gözlerine
bakamazsm, yüreğin hop eder. Onu kimse vuramaz ya, vurulursa yanarım. Hem
de yaşayamam, ölürüm. Hem de onun tetikteki parmağı öyle bir işler, öyle bir
işler, parmak uğunur, göremezsin, ona kurşun geçmez. Gene gelecek.
Gene gelecek derken, Ferhat Hocanın gözlerinin içine yalvarırcasına gözlerini
dikti, bekledi. Ferhat Hoca da yüreğindeki bütün inancı sesine toplayıp, ona
karşılık gerdi:
"Gene gelecek."

20

Çok güneş vardı, çok sıcak. Atm koyu gölgesi, yanı başında durduğu bir kuyu
gibi derin, yemyeşil göleğin üstüne düşüyordu. Gökyüzünün çok uzağında,
yücesinde ak bulutlar yığını, apaydınlık, ışığa batmış'dolaşıp duruyordu. Ak
bulutun gölgesi nereye düşmüş, bulutun gölgesi ortalarda yok.
Yeşil göleğin kıyısında bitmiş sığırkuyruğu otlarına, böğürtlenlere, bir mavi
yarpuz çiçeğine arılar peteklerini kurmuşlar. Binlerce arı yeşil göleğin üstünde
vızıldaşıp duruyorlar. Bir de çok iri yeşil sinekler... Bir de örümcekler geniş
ağlarını güneşe germişler.
Yollarda kırık cam ışıltıları. Uzaktaki Ceyhan ırmağının yanan şavkı ovaya


vuruyor. Ovada keskin bir ışık bir kılıç gibi bir parlıyor, bir sönüyor.
At taş gibi. Hiç kıpırdamıyor. Gözlerine parça parça ışık dilimleri vuruyor,
sönüyor. At sağ küreğinin üst derisini ha bire oynatıyor. Oraya da durmadan kara
sinekler konuyor.
At başını kaldırdı, burun deliklerini genişletti, bir iyice gerdi, sıcak havayı
uzun bir süre kokladı, sonra başını toprağa indirdi, toprağı da, tozları burun
deliklerinden salıverdiği soluklarla püskürterek kokladı. Dört beş sefer başını
havaya kaldırdı, havayı içine çekti, sonra gene yere indirdi. Başının yöresinde
büyük bir sinek vızıltılarla dönüyordu. Biraz sonra yağız at başını, burnuna sinek
kaçmış gibi çırpmaya, sallamaya başladı. Sonra ne oldu, ne olmadı, şaha kalktı.
Şaha kalkmış olarak kendi yöresinde iki kez döndü. Sağrısı çukurlaştı. Yeşil
göleğin yöresini doludizgin üç kez döndü, sonra durdu, uzun uzun, bütün ovayı
dolduran, uzun, çınlayan bir sesle kişnedi. Kişnedikten sonra gene öyle dimdik
göleğin kıyısına dikeldi kaldı. Hiç kıpırdamadı. Büyük, kara gözlerinin akı
kanlanmıştı. Sağ ayağındaki biçimli, bilezik gibi takılmış sekili otlardan
gözükmüyordu. İki arka ayağının nalını atmıştı.
İnce bir yel çıktı. Uzaklarda bir de küçücük, ama hızlı gelen bir toz direği
parladı. Atm kürek kemiğinin üstü seğiriyordu, sinek falan yoktu. At esen yelle,
parlayan toz direğiyle birlikte kuyruğunu da usuldan sallamaya başladı.
Kır atm üstündeki Adem üç gündür onu arıyordu. Bakmadığı delik, girmediği
bük kalmamıştı. Yağız atı hiçbir yerde görememiş, içindeki korku azmıştı.
Вы прочитали 1 текст из Турецкий литературы.
Следующий - İnce Memed - 2 - 10
  • Части
  • İnce Memed - 2 - 01
    Общее количество слов 3145
    Общее количество уникальных слов составляет 1840
    27.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    41.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 02
    Общее количество слов 3578
    Общее количество уникальных слов составляет 1648
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 03
    Общее количество слов 3488
    Общее количество уникальных слов составляет 1687
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 04
    Общее количество слов 3514
    Общее количество уникальных слов составляет 1719
    36.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 05
    Общее количество слов 3448
    Общее количество уникальных слов составляет 1743
    32.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 06
    Общее количество слов 3479
    Общее количество уникальных слов составляет 1643
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 07
    Общее количество слов 3507
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    34.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 08
    Общее количество слов 3486
    Общее количество уникальных слов составляет 1680
    36.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 09
    Общее количество слов 3352
    Общее количество уникальных слов составляет 1708
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 10
    Общее количество слов 3335
    Общее количество уникальных слов составляет 1697
    35.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 11
    Общее количество слов 3336
    Общее количество уникальных слов составляет 1698
    34.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 12
    Общее количество слов 3392
    Общее количество уникальных слов составляет 1735
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 13
    Общее количество слов 3363
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 14
    Общее количество слов 3422
    Общее количество уникальных слов составляет 1720
    34.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 15
    Общее количество слов 3389
    Общее количество уникальных слов составляет 1672
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 16
    Общее количество слов 3402
    Общее количество уникальных слов составляет 1763
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 17
    Общее количество слов 3318
    Общее количество уникальных слов составляет 1789
    32.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 18
    Общее количество слов 3326
    Общее количество уникальных слов составляет 1757
    32.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 19
    Общее количество слов 3280
    Общее количество уникальных слов составляет 1737
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 20
    Общее количество слов 3386
    Общее количество уникальных слов составляет 1765
    33.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 21
    Общее количество слов 3379
    Общее количество уникальных слов составляет 1718
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    47.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    55.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 22
    Общее количество слов 3348
    Общее количество уникальных слов составляет 1730
    33.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 23
    Общее количество слов 3445
    Общее количество уникальных слов составляет 1667
    37.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 24
    Общее количество слов 3370
    Общее количество уникальных слов составляет 1678
    33.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 25
    Общее количество слов 3372
    Общее количество уникальных слов составляет 1760
    31.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 26
    Общее количество слов 3407
    Общее количество уникальных слов составляет 1725
    33.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 27
    Общее количество слов 3343
    Общее количество уникальных слов составляет 1778
    32.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 28
    Общее количество слов 3345
    Общее количество уникальных слов составляет 1696
    35.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 29
    Общее количество слов 3417
    Общее количество уникальных слов составляет 1699
    34.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 30
    Общее количество слов 3400
    Общее количество уникальных слов составляет 1692
    34.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 31
    Общее количество слов 3367
    Общее количество уникальных слов составляет 1784
    34.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 32
    Общее количество слов 3377
    Общее количество уникальных слов составляет 1673
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 2 - 33
    Общее количество слов 538
    Общее количество уникальных слов составляет 408
    33.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    48.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    54.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов