İnce Memed - 1 - 24

Общее количество слов 3351
Общее количество уникальных слов составляет 1774
34.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
57.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
dağlarda hükümetini kuracak. Mutlak kuracak. Benim tarlalarımı,
babamdan kalma tapulu tarlalarımı köylüye, düğün şenlik dağıtan adam,
hükümet değil de nedir ya?... Hükümetlik ilan edecek. Tel çektim
Ankaraya belki bin tane. Ne cevap veren var, ne hal soran... Bir acayip
iştir kardaşlar, bu hükümet işi. Bu kadar vatandaşını Torosun dağında bir
eşkıyanın elinde bırakmış. Gönder bir alay asker, kessin kökünü şunların.
Haşa, sümme haşa! Hükümetimize dil uzatmıyorum. Uzatamam efendim.
Amma neden kul eder bizleri birkaç eşkıyaya? Yazık değil mi? Günah
değil mi?
İkinci günü sabahleyin, yaralı candarmalar getirildi kasabaya... Mesele
dilden dile dolaşıyordu. Herkes Memedden yanaydı.
Abdi Ağa da çarşının ortasına düşmüş, dört dönüyordu. Etekleri
tutuşmuş. Konuşmuyordu. Yalnız önüne gelene:
Ben size demedim mi? diyordu:
Kimi görse, tanıdık, tanımadık:
Demedim mi? diyor, geçiyordu.
Sonra vardı Tevfiğin kahvesine, başını bir masanın üstüne koydu,
orada hareketsiz, öylece kaldı. Öyle yemeğini unutmuştu. O öyle
uyuklarken bir yanaşma geldi.
Ağam seni istiyor, dedi.
Abdi Ağa ağır ağır başını kaldırdı.


Nee? diye bezgin bezgin sordu.
Ağam, bize buyursun, diyor.
Kalktı. Başı çatlayacakmış gibi ağrıyordu.
Ali Safa Bey onu kapıda karşıladı, koluna girdi:
Gel Ağam, gel bakalım. Bizi unuttun gitti.
Başını kaldırdı. Gözleri kan çanağına dönmüştü. Uzun uzun Ali Safa
Beyin gözlerinin içine baktı, sonunda:
Demedim mi? dedi.
Ali Safa Bey gülümsedi:
Gir hele içeri gir! Konuşuruz.
Demedim miydi?
Merdivenleri dura dura, soluk ala ala çıktılar. Abdi Ağa of, of çekerek,
bitmişçesine kendisini sedire attı.
Demedim mi?
Kahve geldi. Fincan elinden düşüp kırılacakmış gibiydi. Kahve
dudaklarından dökülür gibi...
Ali Safa Bey geldi yanına oturdu. Sakalını okşadı:
Aman Abdi Ağam sen bu kasabayı yaktıracaksın. O arzuhaller ne
öyle? Hükümet bir ordu gönderecek. Günah değil mi bizim kasabamıza?
Yazık değil mi? İki sütsüz dağa çıkmış diye adı kötüye mi çıksın?
Abdi Ağa derinden derinden içini çekerek inledi, başını salladı:
Abdi ne yaptığını biliyor mu Ali Safa Bey oğlum? Ne yaptığını biliyor
mu? O beni öldürecek. Yaşatmaz beni o! Ne yapacağımı şaşırdım. Elim
ayağım tutmuyor. Zoruma giden ölümüm değil. Zoruma giden bu da değil.
Sorma derdimi Ali Safa Bey! Sorma halimi. Zoruma giden bunların
hiçbirisi değil. Gitmiş köye, tarlalarımı köylüye dağıtmış. Öldürdüm Abdiyi,
yaktım Abdi Ağayı diye. İşte bu kahrediyor beni, bu öldürüyor. Bu
korkutuyor. Ölümüme yanmıyorum Ali Safa Bey. Bir ayağım çukurda.
Bugün değilse yarın. Dünyaya direk kakacak değilim. Yarın bir tane daha
çıkar, o da senin tarlanı dağıtır. Öbür gün bir tane daha... Daha da daha...
Daha!... Ben bundan korkuyorum işte...
Ali Safa Bey omzuna vurdu:
Yok, Abdi Ağa, yok. Müsterih ol sen. Onlar belalarını bulacaklar.
Müsterih ol.
Abdi Ağanın gözleri parlayıp, sakalı gerildi. Yüzüne kan geldi:
Bugün banaysa, yarın sana. Beni bu korkutuyor işte. Dağda eşkıya mı
var, istediği kadar olsun. Eşkıya da nedir ki... Ama bu! Bu korkutuyor
beni. Toprak meselesi... Bir aklına düşerse köylünün, önüne geçilmez.
Öldürüleceğimden değil, bundan korkuyorum. Siz bilirsiniz Ali Safa Bey.

Bana kalırsa, hemen, gün geçirilmeden ölmeli bu oğlan. Bu oğlan eşeğin
aklına karpuz kabuğu düşürdü. Gün geçirip fırsat verme zamana. Aman
oğlum. Karpuz meselesini aklından çıkarma. Vayvaylılar bile ona
sığınıyorlar.
Ali Safa Bey aldırmıyor, gülüyordu:
Anlıyorum Ağam, dedi. Anlıyorum ama, korkma. Bugün değilse yarın,
onun kellesini getirip senin kapının önüne atarlar. Korkma! Bir bölük
candarmayla Asım Çavuş, elli gönüllüyle de Kara İbrahim onun takibine
gönderildi. Candarmalar neyse ne ya, Kara İbrahim eski eşkıyadır.
Eşkıyalığın yolunu yordamını, o dağları çok iyi bilir. Onlara dedim ki,
kesin kellesini İnce Memedin, takın bir sırığa, getirin Abdi Ağanın evinin
önüne dikin. Öyle yapacaklar.
Abdi Ağa:
O bir gün daha yaşamamalı. Bir gün daha. İnşallah öyle olur.
Dediğin çıkar.
Ali Safa Bey:
İnşallahı da var mı? Mutlak öyle olacak. Sen Kara İbrahimi bilir misin?
Bilirim.
İşte o!
Abdi Ağa az kendine geldi. Umut kapıları açılıyordu.
Kara İbrahim onun hakkından gelir, dedi. Güveniyorum ona.
Sen Vayvay işini...
Ali Safa Bey sözünü yarıda bıraktı:
Kalaycı öldü öleli işler kötü. Korkmuyorlar. Böyle giderse...
Abdi Ağa:
Şu ortadan kalksın bir kere hele...
Kalkacak.


27

Köylüler candarmaların elinden zar ağlıyordu. Memedin takibine çıkan
candarmalar kesin emir almışlardı. İnce Memedi diri, ölü mutlak
getireceksiniz. Yoksa!... Yoksası da vardı. Böyle emir alanlarhangi dağ
köyüne girmişlerse, orasını bir anababa gününe döndürüyorlardı.
Sopadan geçirmedikleri kimse kalmıyordu. Çoluk çocuk, tüm dağ
köylüklerinden ah vah geliyordu. Amansız. Kimse İnce Memedin yerini
bilmiyordu. Kimse onu aramaya çıkmıyordu. Yol gösterenler de yanlış yol
gösteriyorlardı. Memedin suçsuz kızı hapisten kurtarışı dağ köylüklerinde,
Değirmenolukta destan üstüne destan olmuştu. Herkes işini gücünü
bırakmış, her yerde İnce Memed lafı...
Hatçenin candarmaların elinden alınışı üstüne, bir günde belki on tane
türkü çıkarılmıştı.
Kamışlık olayından iki gün sonraydı ki Değirmenoluğa candarmalar
girdiler. Yüzlerine konan sinek kırk parça oluyordu. Öylesine asıktı
yüzleri. Doğru Durmuş Alinin evine gittiler. İhtiyarı kapının önünde
yakalayıp sigaya çektiler. Ağzından bir laf alamadılar. Sordular
soruşturdular, gözdağı verdiler, olmadı. Dipçiklerle dövmeye başladılar.
Karısı Hürü dövülen ihtiyarın başında kuş gibi çığrışarak dönüyor, ağzına
geleni söylüyordu. Bir candarma dipçiği onu da susturuverdi.
İki ihtiyarı damın avlusunda, ala kan içinde bıraktılar, başka evlere
gittiler. Akşama kadar bir sürü insana sıra dayağı attılar. Gece Abdi
Ağanın evinde misafir kaldılar. Sabahleyin erkenden kalkıp gene dayağa
başlayacaklardı. Dayak atmaktan bıkmış usanmışlardı. Hiçbirinde hal
kalmamıştı. Her şeyin çaresi bulunur; köylüleri birbirine dövdürüyorlardı.
Böyle böyle, İnce Memed yüzünden dağ köylüklerinin üstünden bir
işkence, bir candarma silindiri geçiyor, doruklara doğru yükseliyordu.
İnce Memed Alidağına çekilmişti. Alidağı korkunç sarp kayalıklıydı.
Uzun boynuzlu, mor geyiklerin yatağıydı. Kayaları bıçak gibi sivriydi.
Üstünde gezilmezdi, keserdi. Çakmaktaşından bir dağ derler ya, işte öyle
bir dağdı. Doruklara doğru ağaç azalıyor, doruğun çok aşağısında


bitiyordu.. Doruk çırılçıplak kayalıklardı. Yılın dört mevsimi, kar
eksilmezdi. Ala karlı Alidağın yücesi-Soğuk oldu yatılmıyor gecesi.
Memed bu Alidağını, geyik avladığı zamanlardan taş taş, kaya kaya,
mağara mağara bilirdi.
Tam dorukta bir mağara vardı. Ama mağaraya yol yoktu. Beş yüz
metre bir kayanın yüzüne tırmanarak, yapışarak yürümek gerekti.
Çiçeklideresinden çıktıktan sonra sıkıştılar. Dört bir yandan candarma
kuşatıyordu. Kara İbrahimin takip ettiği haberini de getirdiler.
Çobanı, çiftçisi, ağaççısı, herkes haber ulaştırıyordu Memede. Memed
günü gününe olan biteni öğreniyordu. Irazla Hatçe çok yorulmuşlardı.
Ayakları şişmişti. Bu yüzden Çiçeklideresi dağında kalmışlardı.
Kara İbrahim ve candarmalar Çiçeklideresi dağını tarayarak yukarılara
doğru geliyorlardı. Sefil Alinin dayısının çobanı Memede, tam sarıldınız,
kaçın, yoksa öldürülürsünüz, diye haber getirdi. Kaçamadılar.
Bir şafak vakti çarpışma başladı. Dört bir yandan saldırıyorlardı.
Memed kurşunlarını çok ölçülü kullanıyordu. Ancak, ilerlemeye çalışanları
nişan alıp sıkıyordu. Asım Çavuş boyuna, teslim ol! diye bağırıyordu.
Memed, olur, diyor, arkasından da kurşun yapıştırıyordu.
Dağın yamacına kum gibi candarma yapışmıştı. Yerlerinden
kıpırdayamıyorlardı. Memedin tüfeği ateşe kesti ve ağzında kurşun kaldı.
Tüfeği açılsın diye toprağa soktular. Tabancayla ateşi sürdürdü. Hatçe
korkusundan tirtir titriyordu. Memed gülüyordu buna. Kapkara kesilmiş,
kan tere batmıştı..Terler koltuklarından, kulunçlarından fışkırmış
köpürmüştü. Beyaz bir tuz bırakmıştı sırtında, kuruyan yerlerde. Iraz
Memede yardım ediyordu. Az zaman içinde tüfeğini soğutup, içindeki
kurşunu çıkardı. Memed tüfeğini yeniden eline alınca sevindi. Akşama
doğru nedense, ötekiler ateşi kestiler. Bu, Kara İbrahimin bir taktiğiydi.
Onlar çekildi olacaklar, çarpışmadan vazgeçmiş gibi yapacaklar, sarılan
da yerini terk edip kaçmaya çalışacak, onlar arkasından yükleneceklerdi.
Memed bunu çaktı.
Onlar çekiliyorlardı. Sürünerek aşağı aktıkları belli oluyordu. Bozguna
uğratmak gerekti onları. Çekilirken yüklenmek, karşı tarafın bozguna
uğraması için birebirdi. Memed bağırarak olduğu yerden fırladı aralarına
doğru: Hatçe arkasından feryadı bastı. Aldırmadı. Memedin arkasından
geldiğini, kurşun yağdırdığını görenler tam bozguna uğradılar. Aşağı
kaçışmaya başladılar. Gün batıncaya kadar Memed arkalarından gitti.
Geri döndüğünde gece yarıyı buluyordu Memed gelir gelmez, Hatçe
ağlayarak boynuna sarıldı. Habire ağlıyor, durmuyordu.
Iraz onu tuttu hızla çekti:

Ne derdin, körolası? Kıyamet mi koptu? Ne var? Eşkıyalık bu! Eşkıya
karısı her şeye katlanacak. Kes sesini. Körolası seni. Çocuk kurtardı da
seni başına bela mı aldı?
Memed soluk soluğaydı:
Size bir şey diyeceğim, dedi, dura dura.
Iraz:
De!
Memed:
Burada kalırsak işimiz duman. Kaçmalı, izimizi yitirmeliyiz. Canınızı
dişinize takın. Alidağına kadar yüreyeceğiz. Dört bir yanımız candarma
dolu. Çare yok. Bir haftalık yiyeceğimiz var. İki günde Alidağını tutarız. Bir
evimiz olur. Ben bir yer biliyorum, Kimse de bilmez orayı. Geyik avlarken
bir yaralı geyik düşmüştü de, ben de oradan biliyorum. Orada yaşarız.
Ömrümüzün sonuna kadar yaşarız.
Hatçe:
Ömrümüzün sonuna kadar değil, affa kadar. Af çıkacakmış
önümüzdeki yıl. Hükümetimizin kurulduğu gün. Affa kadar.
Memed:
Af mı? dedi. Yüreğir toprağı... amma o işi görmeden olmaz ki...
Durdu. Gecede çık yoktu:
O işi görürüm affa kadar.
Hatçe:
Görürsün. Görmeden olmaz. Sıçanın deliğine girse de...
Olmaz, dedi Memed. Kalkın yola düşelim.
Yola düştüler. Soğuktan üşüyorlardı. Gökyüzü aydınlıktı. Gökyüzü,
yıldızlar buz tutmuş, cilalanmış gibiydi. Ormanın dalları ıslaktı.
Süründükçe ıslanıyorlardı. Hatçe bir kere of dedi, sonra kendine geldi
vazgeçti. Bir eşkıyanın karısı dişini sıkmalıydı. Ağır ağır, çıtırdı
çıkarmadan, yere sakınarak basıyorlardı. Dallar yüzlerini yırtıyordu.
Memed önde, onun arkasında Iraz, arkada da Hatçe... Çiçeklidağım
indiler. Gün doğuyordu. Memedin yüzü yarı aydınlık, yarı karanlıktı.
Hatçeyle göz göze geldiler. Iraz onları oldukları yerde bıraktı, hızla aşağı
doğru uzaklaştı, kayaların arkasında yitti.


28

Alidağının doruğuna çıkmak zor oldu. Zımpara taşı gibi kayalar,
ellerini ayaklarını yedi bitirdi. Başları dönüyordu. Aşağılar, Dikenlidüzü
bulutlar arasında, küçücük el kadar kalıyordu. Dikenlidüzündeki beş köy
küçücük birer nokta gibi kalmıştı.
Mağaraya varacakları uçurumun dibindelerdi. Memed on defa bile
gidip gelebilirdi. Ama bu kadınlar, nasıl gideceklerdi? Zor.
Memed:
Siz burada dinlenin. Ben sırtımızdaki öteberileri götürüp mağaraya
yerleştireyim, sonra da gelir sizi alırım.
Gitti. Duvar gibi düz kayanın yüzünden yürüyüşüne hayran kaldılar
onun. Yarım saat kadar sonra geri geldi. Gözleri gülüyordu:
Bir evden daha iyi. Daha sağlam. Yanında da kartalların yuvaları var.
Kartallarla komşuyuz.
Hatçenin elinden tuttu kaldırdı:
Sen gel, Iraz teyze beni burada beklesin. Seni kartallara yem diye
götürüyorum.
Hatçe:
Bu duvarı mı çıkacağım? diye korkuyla sordu.
Memed:
Sen duvardan değil, benden tutarsın. Yürü!
Tırmandılar. Hatçe, gözleri kararıp bir iki kere çığlık attı.
Memed tersledi. Çıktılar.
Iraz da Memedi beklemeden kalktı, kayaya tırmandı. Korktu. Elleri
düşecekmiş kadar yoruldu ama Memed geri döndüğünde onu kayanın
başında buldu.
Sen ezelden eşkıyaymışsın Iraz teyze!
Ezelden.
Mağaranın ağzı büyük değildi o kadar. Üç insan gövdesi girecek
büyüklükteydi. Mağara derindi. Uzundu. Tabanı un gibi yumuşak, kömür
tozu gibi kara bir topraktı. Toprağın üstü kuş gübreleriyle doluydu.




Duvarlar, damar damar ak çizgilerle örtülüydü.
Memed:
Buraya insan ayağı basmamıştır, dedi.
Iraz:
Daha iyi.
Hatçe:
Bizim köyümüz.
Iraz:
Bizim evimiz.
Hatçenin sevinçten, gözleri ıslak ıslaktı:
Haydi evimizi temizleyelim.
Iraz:
Ya, dedi.
Memed:
Ben köye gidiyorum. Alın şu tabancayı! Evinize ne gerek?
Hatçe:
Bir ayna, dedi.
Iraz güldü:
Hey gidi gençlik hey!
İki minder, iki yorgan. Bir çam bardak, bir tencere, bir sac, un, başka
da can sağlığı, gerisini sen düşün.
Memed:
Sağlıcakla kalın.
Gece yarısı Durmuş Alinin evine geldi. Kapıyı kadın açtı. Memed
olduğunu anlayınca:
Susss! dedi. Susss!
Memed içeri girdi usuldan.
Ne var Hürü ana? Noldu?
Hürü:
Susss!
Memed bir daha ağzını açmadı.
Kadın çıralığı yaktı, pencereleri sıkı sıkıya kapadı, dışarıya çıktı.
Damın arkasını dolandı. Kimsecikleri göremedi.
Yavrum, dedi, sen nasıl oldu da geldin? Köyün içi candarma dolu.
Durmuş Ali emmini döve döve bir hal ettiler. Sakalından tuttular da sürüm
sürüm sürüdüler fıkarayı. Köylüyü de hep değnekten geçirdiler. Bunu hep
o keçi sakallı ediyor. Öldürmedin gitti. Durmuş Ali emmine senin yerini
sordular. Bilmem deyince, fıkarayı bir ettiler, bir ettiler ki, daha yatıyor. O
günden beri yataktan çıkamadı. Beni de dövdüler. Her yerlerim kara kara.


Öldürsene şu gavuru.
Memed:
Topal Aliden ne haber?
Kadın kızdı. Sesini yükseltti:
Sen yok musun sen! Ah! Sana ne deyim? Seni kör bıçakla
boğazlamalı. Eline düştüğünde, onu öldür demedim mi sana? Onu öldür.
Şimdi Ağanın adamı oldu. Sizin damı da Abdi Ağa ona vermiş. Ya,
sözümü tutsaydın da gebertseydin onu. Aaah! Seni. Şimdi candarmaların
önüne düşmüş dolaştırıyor. Senin izini sürüyor. Abdi Ağanın alacaklarını
o topluyor. Köylüyü dövdür babam dövdür ediyor candarmalara. Çok
suçun var Memed, çok!
Şimdi nerede yatıyor, o Topal?
Kadın gürledi:
Nerede yatacak? Sizin evde. Dün evini getirdi yerleştirdi. Benim güzel
Dönemin evine pis Topalın pasaklı karısı yerleşti. Ben de oturdum
seyreyledim. Yüreğimden kan gitti. Öldüm. Kurudum kaldım.
Memed:
Ben oraya gidiyorum.
Kalktı.
Kadın:
Orası candarma dolu. Şöyle usturuplu var, öldür kafiri kaç.
Memed dışarı çıktı. Kendi evlerine vardı. Burnuna koyu bir süt, buzağı
kokusu geldi. Bahar otları kokusu geldi. Avucunun orta yeriyle yumuşacık
yumuşacık bir şeyler okşadı.
Ali Ağa, Ali Ağa!
Sesi duyunca Ali yataktan topladı. Bu adam delirmiş, dedi, içinden.
Mutlaka delirmiş. Telaşla dışarı çıktı. Eliyle ağzını kapadı. Yüksek sesle:
İyi ki geldin. Sağol. İyi ettin kardaş. İnce Memed mi? Akçadağa mı
gitmiş? İyi ki geldin. Biz Akkaleye kadar yorulacaktık. Yaşasın.
Kulağına eğildi:
Sen git Durmuş Ali emminin evine. Ben şimdi gelirim.
İçeri girdi, candarmalara:
Arkadaşlar, herif almış başını Akçadağa çekmiş. Orada onu keklik gibi
avlarsınız. Şimdi bir adamım geldi. İşler kolaylaştı. İzini doğrulttuk İnce
Memedin. O melunun. Onu Akçadağda kıskıvrak sararsınız. Oldu bitti.
Ben şimdi gidip de haberi Abdi Ağanın karısına müjdeleyeceğim.
Çıktı. Gece karanlıktı. Memedin yürekliliğine hayran kaldı.
Topal içeri girince Hürü şaşırdı. Memede ters ters baktı. Sende iş
yokmuş dercesine baktı.

Memed:
Hürü ana konuşacaklarımız var, dedi.
Hürü:
Konuşun, dedi. Zaten o Topal domuzun pis yüzüne hasret değilim.
Konuşun.
Topal güldü:
Bu Hürü Hatun da nedense bana düşman. Ben ne yaptım ona?
Hürü başını salladı. Dişlerini sıktı:
Ben bilirim senin ne yaptığını. Ben bilirim senin... Topal domuz. Şimdi
de candarmalarla bir oldun. Öyle mi? Şu Memedim olmasaydı burada...
Ben seni sokar mıydım bu eve. Senin o topal kafanı parça parça
ederdim. Bir taş alır, parça parça...
Çekildi.
Topal:
Yahu Memed, dedi, nasıl geldin bu kıyamette. Öyle mi?
Memed:
Geldik işte.
Takibinde eşkıya Kara İbrahim var. Abdi gönderdi onu da.
Abdi, Ali Safa Bey... Kara İbrahim gelir onun hakkından diyorlar. Çok
güveniyorlar Kara İbrahime. Çok da para vermişler. Ama Kara İbrahim,
eski Kara İbrahim değil! Tömtömüleşmiş! Bunamış. Bir yol tutmuş,
başındaki adamlarla birlikte, İnce Memed geçecek de, tang diye
vuracaklar. Sakın ha, o yoldan geçme! Kara İbrahim vurur seni. Sonra
kardaşıma deyim, ben Abdi Ağanın gözdesiyim. Varsa da Topal Ali,
yoksa da Topal Ali. Her şeyi benden soruyor. Ölmedi melun. Keşke o
kadını sokmasaydınız içeri, ev yanarken.
Memed:
Ne bilirdik! Telaş. Keşke... diye hayıflandı.
Senin kelleni getirip, Abdi Ağanın kasabadaki evinin önüne
dikeceklermiş. Ali Safa Bey ona söz vermiş. Evi candarma
kumandanlığıyla yan yana...
Memed:
Aldırma. Şimdi bana iki minder, iki yorgan, bir ayna, bir çam bardak,
bir külek un gerek. Bunları bir ata yükle, ver elime. Tuz, biber, yağ...
Ali:
Kolay, dedi. Ağamın canı sağ olsun. Evi emrimde. Ne istersen
bulunur.

29

Asım Çavuşun emrindeki bir bölük candarma, Kara İbrahim ve
avanesi, bir güz, bir kış dağlarda kaldılar. Dağ köylüleri ellerinden zar
ağladı. Her köylü bir yer haber veriyordu. Akçadağ, Göğsün dağları,
Beritdağ, Binboğalar, Aladağ, Kayranlıdağ, Konurdağ, Meryemçil beli ara
da ara ettiler. Ne üstlerinde üst ne başlarında baş kaldı. Sıçanın deliğine
bile baktılar. İnce Memed yok oğlu yok. Kayıplara karışmış. Kışın yarısını
Değirmenolukta geçirdiler. Alidağda, aramadık delik bırakmadılar.
Alidağına geyik avına gittiler. Mağaranın yanı başına kadar çıktılar.
Olmadı. Topal Ali candarmaların önüne düşüyor, onu mutlak bulacağız,
diye savuruyordu. Alıp Binboğalara götürüyordu... Güya iz sürüyordu.
Hani? Nerde kaldı senin meşhur izciliğin Ali? diye soruyorlar, Ali,
ihtiyarlık, artık seçemiyorum, diye içini çekerek karşılık veriyordu.
İhtiyarladık artık. Geçti.
Topal Ali kocamamış, gençleşmişti. Rüzgar gibiydi. İçinde bir umut
ateşi yanıyordu. Bütün güz, bütün kış ayları dağlarda perperişan İnce
Memedin ardında ora senin, bura benim dolaştıktan sonra, yorgun, bitkin
kasabaya döndüler. Dağlarda iki tane büyük çeteyi de, bu arada, ortadan
kaldırmışlardı ama, İnce Memed yoktu. Kasaba yas içindeydi.
Kara İbrahim on yaş daha ihtiyarlamıştı. Ben böylesini görmedim,
diyordu. Bu adamda bir sır, bir hikmet var. Kayboldu gitti. Ben böylesine
rastlamadım. Ama onu bulacağım. Onunla karşı karşıya geleceğim. Buna
çare yok. Onunla bir hesabım var. Göreceğim. Çiçeklideresinde
tutuştuğumuzda, kafasıdır dedim, belki yüz kurşun sıktım. Bir şey olmadı
ona. Ona kurşun geçmiyor. Yoksa onu bir kurşunda haklardım. Neyse!
Bir an içinde, bütün kasabada, İnce Memede kurşun geçmiyormuş,
lafı yayıldı. Dillere düştü. Abdi Ağanın kulağına kadar geldi. Abdi Ağa
eriyordu zaten. Bir deri bir kemik kalmıştı. İnce Memedin ölüm haberini
bekleye bekleye bir hal olmuştu. İkide bir Ali Safa Beye gidiyordu, hani
oğlum Ali? Gözleye gözleye gözüm dört oldu, diyordu. Dört de oldu, sekiz
de. Hani, noldu? Ali Safa Beyse, sabreyle emmi, diyordu, sabreyle.


Sabırla koruk helva olmuş. Sabreyle. Ben sana söz verdim. Onun
kellesini getirip senin evinin avlusuna diktireceğim. Sabreyle.
Kurşun geçmez haberini de duyunca Abdi Ağa çılgına döndü. Bir
koşu, soluğu Siyasetçinin dükkanında aldı. Meseleyi söyledi. Hemen,
Ankaraya bir tel yazmasını istedi. Siyasetçinin aptal yüzü biraz daha
aptallaştı, biraz daha dili ağzında büyüdü. Konuşamaz oldu.
Abdi Ağa:
Yaz, dedi. Yaz hükümete ki, bir şaki türedi dağlarda, kan içen...
Çocukları öldürüyor. Genç taze kızları dağa kaldırıyor, ırzlarına geçiyor.
Dağlarda hükümet kurmuş. Gittikçe nüfuzu büyüyor. Toprak dağıtıyor.
Toprak dağıtmayı köylünün aklına düşürüyor. İşte bunu iyi yaz. Kafalarına
iyi çak! Altına da bir çizgi çek buranın. Kaçırdığı kızların ırzına geçtiği gibi
parça parça ediyor, ağaçlara asıyor her parçasını. Maraş-Adana yolunu
çeteleri tutmuş, kimseyi geçirmiyorlar. Yaz! Siyasetçi Efendi, yaz
kardaşım. Ne kadar kudretin varsa, hepsini dök ortaya. Ankarada
okuyanın parmağı ağzında kalsın. Ordu göndersin. Ben pul almaya
gidiyorum, dedi çıktı.
Kasaba, birbirine girmişti. Bir İnce Memed ha! Parmak kadar çocuk
ha! Bu işleri yapsın da... Ele geçmesin!
Abdi Ağanın önüne gelene yanıp yakılmaları, Ali Safa Beyin
entrikaları da buna eklenince iş büyüyordu. Ağlayan çocukları, İnce
Memed geliyor! diye avutuyorlardı.
Bunun üstüne candarma bölüğü kasabaya geldiğinin haftasında,
takviyeli olarak, gene Asım Çavuş kumandasında İnce Memedin takibine
çıkmak zorunda kaldı. Kara İbrahim de avanesiyle bunca, İnce Memedi
yakalayacağına dair, Abdi Ağaya yemin üstüne yemin ederek dağa çıktı.



30

Sarı çiğdem çiçeklerinin sapları, yok denecek kadar kısacıktır.
Toprağa yapışmıştır. Kayaların aralarına, sapsarı bir halı serilmiş gibi
olur. Güneş rengi. Mor sümbüller diz boyudur. Menekşeler ıslak, göz
gözdür. Parıldar. Kırmızı çiçekler açar. Kırmızıları hiçbir kırmızıya
benzemez. Billur kırmızısı... Tatlı, sıcak.
Yerden fışkırırcasına bir yeşil türer. Bir hoştur. Alidağdan aşağılara
bakınca yeşilin yağmur gibi yağdığı sanılır. Bulanık. Kayalar, benek
benek, türlü renkle nakışlanmıştır. Hava burcu burcu çiçek kokar.
Eteklere doğru Alidağın kayalıkları kırmızılaşır, mora çalar. Ak bulutlar
değip geçer, Alidağı nennilenir.
Yamaçta, Binboğalara bakan yönden, seyrek çamların içinde bir pınar
kaynar. Yeşil. Memed sularını oradan getirir.
Ortalık günlük güneşlik. Dikenlidüzü ışığa boğulmuş. Her şey, ağaçlar,
çakırdikenler, taşlar, kayalar ışığa kesmiş. Erimişler. Bazı çiçeklerde...
Hatçe mağaranın kapısında başını Irazın dizlerine koymuş. Iraz da
başının bitlerini kırıyor. Bitler fazla.
Bütün kışı mağarada geçirdiler. Mağarayı ev gibi donattılar. Evleri
zengin bir köylü ağasının evinden daha da hoştu. Tabana peryavşan
döşemişler, üştüne nakışlı yörük kilimleri sermişlerdi. Bahar gibi tüten
kilimler. Kilimleri de Saçıkaralı aşireti ağası Kerimoğlu çeyiz olarak
vermişti. Mağaranın duvarları geyik postlarıyla kaplanmıştı. İri boynuzlu
geyikler. Boynuzlar cilalanmış gibi. Duvarlardan sarkıyorlar. Tüyleri altın
yaldız gibi. Işıltılı.
Kış zor olmuştu. Alidağın tepesinde boran savururken, tipi göz
açtırmazken, mağarada sabaha kadar ateş yakmalarına karşın her gece
donma tehlikesi atlatmışlardı. Memed, bir buçuk ay kadar çalışarak
üstten kayayı delmiş, mağaraya bir duman deliği açmıştı ama, para
etmiyordu. Duman içeriyi dolduruyor, karda boranda, tipide mağaranın
kapısını açıp dışarıya çıkıp soluk almak zorunda kalıyorlardı.
Üşüyorlardı. Donuyorlar, elleri ayakları düşecekmiş gibi oluyor,

kendilerini dumana, mağaranın içine yeniden atıyorlardı.
Üstlerine ne kadar geyik postu, yorgan, kilim varsa hepsini örtüyorlar,
birbirlerine sarılıyorlardı. Sıkı sıkıya, birbirlerine yapışıyorlardı. Gün
doğunca birbirlerinden ayrılıyorlar, Memed geyik avına gidiyor, kadınlar
ekmek pişiriyorlar, çorap örüyorlardı. Duvardaki postlar Memedin vurduğu
geyiklerin postuydu. Etlerini yiyor, derilerini kurutuyorlardı. Bütün kış, bir
gün bile etsiz kalmamışlardı.
Unlarını, yağlarını, tuzlarını Topal Ali getirip, etekte bir mağaraya
koyuyor, Memed oradan yukarıya taşıyordu. Yerlerini Topal Ali bile
bilmiyordu. Karda iz kalmasın diye de, mağaradan her çıktıklarında
arkalarından büyük bir top kara çalı sürüklüyorlardı. Kara çalı, karda iz
kalmasın diye başvurulan en iyi çaredir. İz ne kadar derin olursa olsun,
kara çalı, üstünden bir silindir gibi geçer, izi yitirir.
Kendi izi de yarım saat içinde yiter. Ne kadar arandıysa Alidağı, bu
yüzden onların burnu kanamadı. Candarmalar nasıl şüphelensinler? Her
bir yan lekesiz, dümdüz, el değmemiş kar...
Irazın dizindeki Hatçe:
Hani ya teyze? diye sordu. Af çıkacaktı, Mustafa Ağa yalancı çıktı.
Iraz:
Çıkacak, diye karşılık verdi. Sabreyle kızım, sabreyle. Her tepeden bir
gün doğar.
Zayıflamışlar, kapkara kesilmişlerdi. Derileri kemiklerine yapışmıştı.
Gözleri büyümüş, bir gözün iki misli olmuştu. Gözleri sağlam, ışıltılıydı.
Hatçe:
Güzel teyzem, dedi, bir tepeden bir gün doğsun yeter. Bir tek gün
doğsun... Başka istediğim yok.
Iraz:
Sabreyle.
Hatçe:
Dağbaşı, dedi. Şu bizim de başımıza gelenler... Düş içinde
dolanıyorum. Düş içinde. Bir türlü benim, ben olduğuma inanamıyorum.
Memedin de Memed olduğuna...
Boş kaldıkları günlerde; Memed bütün gün onlara nişan talimi
yaptırmıştı. Irazın eli yatmış, iyice bir nişancı olmuştu. Hatçeyse bir türlü
beceremiyordu. Tüfekten, kurşundan nefret ediyordu. Tüfeklere bakınca
kusacağı geliyordu.
Şundan bir kurtulsak...
Iraz:
Yeşil ekinler dizboyudur şimdi Çukurovada. Başaklar çıktı çıkacak.

Karıncalar yuvalarından dışarılara, yollara dökülmüşlerdir şimdi. Güneşin
altına serilmişlerdir.
Çukurova toprağı bu mevsim boydan boya güneş kokar. Irazın gözleri
yaşardı.
Adacanın toprağı... dedi. Şu af çıkmadan Memed öldürsün oğlumu
öldüreni. Onu ben kendim elimlen öldürmeliyim... Sonra gider
Вы прочитали 1 текст из Турецкий литературы.
Следующий - İnce Memed - 1 - 25
  • Части
  • İnce Memed - 1 - 01
    Общее количество слов 3328
    Общее количество уникальных слов составляет 1697
    36.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 02
    Общее количество слов 3340
    Общее количество уникальных слов составляет 1610
    36.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    54.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    61.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 03
    Общее количество слов 3283
    Общее количество уникальных слов составляет 1654
    37.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    53.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    61.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 04
    Общее количество слов 3388
    Общее количество уникальных слов составляет 1750
    34.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 05
    Общее количество слов 3309
    Общее количество уникальных слов составляет 1704
    35.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 06
    Общее количество слов 3252
    Общее количество уникальных слов составляет 1727
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 07
    Общее количество слов 3436
    Общее количество уникальных слов составляет 1599
    37.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 08
    Общее количество слов 3410
    Общее количество уникальных слов составляет 1677
    37.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 09
    Общее количество слов 3352
    Общее количество уникальных слов составляет 1660
    36.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 10
    Общее количество слов 3396
    Общее количество уникальных слов составляет 1704
    35.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 11
    Общее количество слов 3395
    Общее количество уникальных слов составляет 1644
    36.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 12
    Общее количество слов 3441
    Общее количество уникальных слов составляет 1602
    37.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    53.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 13
    Общее количество слов 3336
    Общее количество уникальных слов составляет 1768
    34.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 14
    Общее количество слов 3383
    Общее количество уникальных слов составляет 1679
    34.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 15
    Общее количество слов 3432
    Общее количество уникальных слов составляет 1610
    37.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    54.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    61.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 16
    Общее количество слов 3456
    Общее количество уникальных слов составляет 1636
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 17
    Общее количество слов 3302
    Общее количество уникальных слов составляет 1548
    35.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 18
    Общее количество слов 3322
    Общее количество уникальных слов составляет 1795
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 19
    Общее количество слов 3415
    Общее количество уникальных слов составляет 1620
    35.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 20
    Общее количество слов 3344
    Общее количество уникальных слов составляет 1650
    37.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    53.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 21
    Общее количество слов 3442
    Общее количество уникальных слов составляет 1729
    36.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 22
    Общее количество слов 3346
    Общее количество уникальных слов составляет 1714
    36.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 23
    Общее количество слов 3300
    Общее количество уникальных слов составляет 1668
    35.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 24
    Общее количество слов 3351
    Общее количество уникальных слов составляет 1774
    34.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 25
    Общее количество слов 3364
    Общее количество уникальных слов составляет 1658
    36.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    53.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 26
    Общее количество слов 2886
    Общее количество уникальных слов составляет 1519
    37.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    53.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    62.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов