İnce Memed - 1 - 19

Общее количество слов 3415
Общее количество уникальных слов составляет 1620
35.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
50.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
57.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
Evimi, yurdumu yuvamı bıraktım, kaçtım oradan. Aktozlu köyünden
Hüseyin Ağa, bizim akraba olur, geldim onun evine sığındım. Keşke
sığınmasaymışım. Yüzümden koca bir köy yandı kül oldu.
Kadın:
Keşke, dedi, keşke bizim eve geleymişsin. Bu işler olmazdı.



Ne bilirim kızım. Böyle yapacağı o melunun aklımdan bile geçmezdi.
Aklımın köşeciğinden. Keşkeee... Kızıma deyim, koca köy yandı kül oldu.
Fakir fukara çırılçıplak açıklarda kaldı. O sersefil çocuklara adamın yüreği
parça parça olur. Yiyecek ekmekleri yok. Giyecekleri yok. Aç kalacaklar
bu kış. Öküzleri, hayvanları da yandı çoğunun. Benim yüreğim, hiç
kimseye değil de o sabi çocuklara yanıyor.
Yanıyor işte. O çocukları, o fıkara köylüleri gördüm de kendi
durumumu unuttum. Topal Aliyi köye gönderdim. Bu fıkara yiyecek
buğday getirsin, diye. Bir yanıyor ki yüreğim, bu fıkaralara. Benim
yüreğim hep fıkaralara yanar. Yanar işte! O gavur bizim köyü de yakar
diye korkuyorum. Alıştı bir sefer. Yakar mı yakar. Yakar da kül bile eder.
Kül bile... Kızıma deyim, yerimi haber almış benim o canavar, almış
çetesini, baktım gece yarısı bir ses geldi. Beni istedi. O olduğunu hemen
anladım. Zaten bir gece evvel rüyasını görmüştüm. Bana ayan olmuştu.
Yüreğime tıp etti. Hüseyin Ağa, beni vermedi dışarı.
Verir mi? Bunun üstüne, o melun kapıyı ele aldı, ver etti kurşunu.
Hüseyin Ağaya, çoluk çocuğunu al dışarı çıkar, dedi. Hüseyin Ağa alıp
çocuklarını dışarı çıktı, gece yarısı. Ne yapsın fıkara! Benim teslim
olmamı söyledi. Olmadım. İçerden kendimi korudum. Bu sefer eve ateş
verdi. Koca ev gür gür yanıyor. Kapıyı üç kişi ele almış, kurşunluyorlar.
Kapıdan çıkamam. Başka çıkacak delik de yok. Dumanın, ateşin içinde
dört dönüyorum. Bir kere niyetlendim, kendimi dışarı atayım, yok dedim
sonra, onun elinden gitmedense cayır cayır yanayım. Üstüme yalımlar
düşüyor. Kırmızı yalımlar. Duman sardı. Dört yanımı... Kapıyı da
göremiyorum gayri. Karanlık bir duman içinde kaldım. Boğuluyordum.
Dört yanımı bir cayırtı aldı. Kendimi oradan oraya atıyorum, oradan
oraya. Kurtuluş umudum kesildi. Başıma yalım, ateş parçaları yağıyor da
yağıyor. Ölüm, dedim, ölüm. Çocuklarım dedim, köylülerim dedim. Ben
olmasam beş köyün beşindeki köylüler de acından ölürler. Fıkara
köylülerim dedim. Sonracığıma, kızıma deyim, bir tarafım tutuştu. Başım
yandı. Can havliyle kendimi attım yere... Ben böyle can telaşında dört
dönerken ateşin içinde, kulağıma, Abdi Ağa, Abdi Ağa! diye bir ses geldi.
Hüseyin Ağanın büyük karısının sesi bu. Yangında beni arıyor.
Buradayım bacı, dedim. Gel, dedi, şu çinkolu yere. Sarayım seni şu
yorgana.
Beni yorgana iyice sardı. Yorgan kocaman bir yorgan. Ben de ne
kadarım zaten? Aldı koltuğunun altına çıkardı dışarı. O gavur da beni
şimdi çatır çatır yandı biliyor. Heseyin Ağanın büyük karısı olmasaydı
çatır çatır yanardım. Cayır cayır... Görselerdi vururlardı zaten beni. Akıl

etmediler.
Kadının gözleri yaş ile dolmuştu:
İyi ki akıl etmemişler Ağa, dedi, yoksa seni öldürürlermiş o gavurlar.
Abdi Ağanın da göz çukurlarına yaş dolmuştu. Ha boşandı, ha
boşanacak.
Sonra da, dedi, Hüseyin Ağanın evi yanıncaya kadar beklediler. Ev
yandı kül oldu. Bu sefer de köyde ne kadar ev varsa teker teker dolaşıp
ateş verdiler. Hüseyin Ağanın evi neyse ne. Onu benim için yaktınız. Bir
de Hüseyin Ağa zengin. Evinin yerine birkaç gün içinde bir ev dikiverir. Ya
melunlar, ya dinsiz imansızlar öteki evlerden, fakir fıkaranın evlerinden ne
istersiniz? Bu kış önü; çırılçıplak, evsiz barksız korsunuz fıkaraları?
Yaktınız Hüseyin Ağanın evini, savuşun gidin bre Allahsızlar: Fukara
köylü size ne yaptı? Hiç kimseye değil de şu fakir fukaraya yanıyor
yüreğim.
Kadın:
Bu kış, dedi, fukaralar tiril tiril titreyecekler. Evsiz barksız. Yiyeceksiz
de... Şu Vayvay köyü işi bitsin, Ali Safa Bey bir tek eşkıya koymayacak
dağlarda. Tel üstüne tel çekecek Ankaraya... İsmet Paşaya... Tel üstüne
tel... Kara asker gelecek. Böyle candarma değil... Hepsini birem birem
toplayıp asacaklar. Köy yakarlar mı? Bizim halimizi hiç sorma Abdi Ağa.
Yıllar yılı onları biz besleriz. Ali Safa Beyin kazandığının hepsi
eşkıyaların. Cephanelerine gider. Şu Vayvay işi de bitsin!
Ali Safa Bey dalgın dalgın daha gidip geliyordu. Karısının, şu Vayvay
işi de bitsin, dediğini duydu. Birden ayıktı. Geldi kadının kolundan tuttu:
Ne diyordun Ağaya? Ne diyordun?
Abdi Ağa:
Zarar yok Ali Safa Bey, biz yabancı değiliz, dedi. Zarar yok. Senin
baban benim kardeşimden de ileriydi.
Kadın:
Ya, diye suçlu suçlu söylendi, yabancı saysaydım Abdi Ağayı, söyler
miydim öyle şeyleri hiç?
Ali Safa Bey, pot kırdın, büyük bir hata işledin dercesine kadının
gözlerinin içine baktı:
Sen yürü odaya git, diye çıkıştı. Bizim Ağayla gizli konuşacaklarımız
var.
Kadın suçlu suçlu, pişman, kalktı başka bir odaya gitti.
Ali Safa Bey gülümseyerek, Abdi Ağanın yanına oturdu. Elini dizine
koydu:
Çok düşündüm Ağa, dedi. Çok düşündüm. Bu İnce Memed, öyle yenir

yutulur gibi değil. Korkmakta hakkın var. Hükümetten, köylüden
korkmadan, bir koca köyü yakan adamdan korkulur. Bir haftadır, bütün
dağlar candarmaya, adama kesti. Yok. Bulunmuyor. Aktozlu köyünden
tam elli kişi peşinde. On beş tane köyden seçilmiş iyi silah kullanan adam
var peşinde. Bulamıyorlar. Bu adamdan korkulur. Bu adamı ortadan
kaldırmak zor.
Abdi Ağa renkten renge giriyor, bir kızarıyor, bir bozarıyordu. Ali Safa
Beyin eline sarıldı:
Ne yaparsan yap da, bunun elinden beni kurtar. Yarın gelir
Çukurovada ne kadar köy varsa yakar. Ne yaparsan yap.
Ali Safa Bey:
Zor olacak Abdi Ağa, zor olacak, ama ne yapalım!
Abdi Ağa:
Ne yaparsan yap!
Ali Safa Bey:
Bu adamın çaresine bakmaya çalışırım. Ama senden bir isteğim
olacak...
Abdi Ağa:
İsteğin başım üstüne. Canımı iste Ali Safa Bey. Canımı iste
kardeşliğimin oğlu. Senin için vereyim, diye heyecanla ayağa kalktı.
Ali Safa Bey elinden tutup geri oturttu.
Sağol Ağa, dedi. Bilirdim beni sevdiğini. Sakın aklına bu iş için senden
karşılık istiyorum gelmesin. Sakın ha! Gelecekse hiç söylemem. Ben İnce
Memedin icabına bakacağım. Sakın aklına bunun karşılığı olarak
gelmesin.
Abdi Ağa gene aynı taşkınlık, aynı heyecanla:
Gelmez, gelmez, dedi. Vallahi gelmez. Benim sevgili kardeşliğimin
oğlu, Ali Safa Bey.
Ali Safa Bey bir zaman susup düşündükten sonra, başını kaldırdı,
Abdi Ağanın gözlerinin içine baktı:
Biliyorsun ki Ağam benim de başımda türlü türlü işler var. Çok şükür
son yıllarda gailem azaldı. Azaldı azaldı ama, şu Vayvay köyü arazisi
davası bana uyku uyutmuyor.
Abdi Ağa aynı heyecanla:
Ben bilirim, dedi. Vayvay köyünün cümle arazisi senin babanındı.
Baban eker biçerdi. O öldüğünde, sen mektepteydin. Vayvay köylüleri
geldiler yerleştiler. Senin elindeki tapu, daha evvel ben sana söylemedim
mi, Vayvay köyünün arazisini tüm içine alır. Bunu ben de, bizim beş
köyün halkı da, Aktozlu köyü de, herkes bilir. Sen onun için hiç



küşümlenme. Abdi Emmin o işin üstesinden gelir. Tarla işlerini sen sana
bırak. Altı ayda Vayvay tarlaları senin olacak.
Ali Safa Bey:
Ağa, dedi, sakın ha, aklına karşılık olarak istediğim, gelmesin.
Abdi Ağa:
Yok, yok, diye başını salladı. Yok yok.
Ali Safa:
Tümünü sürgün ettim köyden, korkularından köye basamıyorlar.
Hepsi Yüreğir toprağına kaçtı. Gene de vazgeçmiyorlar.
Abdi Ağa:
Sen onu Abdi Ağa Emmine bırak. Böyle işler, benim işim. Bak nasıl
gelirim üstesinden!
Ali Safa Bey:
Bir hafta sonra cephane geliyor Suriyeden.
Abdi Ağa:
Gelince?
Ali Safa Bey:
Kalaycı çetesine havale edeceğim onu.
Abdi Ağa:
Abdi senin gözlerine kurban oğul, dedi, kalktı.
Ali Safa Bey misafir kalmasını istedi. Fakat Abdi Ağa bu sıralar onda
misafir kalmayı matluba muvafık görmedi: Hatta:
Bugünlerde el içinde birbirimizle konuşmayalım bile, dedi. Ne olur, ne
olmaz.

16

O gece sabaha kadar, durmadan, koşarcasına yürüdüler. Tan yeri
ışırken soluk soluğa Akçaçamın kayalıklarını tuttular. Yol boyunca hiç
konuşmamışlardı. Bir tek sözcük bile. Akçaçamın kayalıklarına
çıktıklarında, bir taşın üstüne oturup, doğan güne karşı bir duman içinde
kalmış Çukurovanın düzüne baktılar. Duman usul usul açılarak, köyler,
yollar, tepeler, parlayan kıvrım kıvrım ırmak, çaylar göründü.
Kuşluğa doğru, ovada azıcık bir sis, bir buğu kalmadı. Ova pırıl pırıl,
her ağacı, her taşıyla önlerine serildi. Tarlalar, ekilmiş ekilmemiş, renk
renk, kara, kırmızı, boz topraklar yanlarındaymış gibi açıldı.
Cabbar:
Baksana Memed, diye sessizliği ilk olarak bozdu. Dün akşam işte
oradaydık.
Memed, başını ona doğru döndürmeden:
Oradaydık.
Cabbar, Memedin bu durgunluğuna ne diyeceğini şaşırdı. Sustu.
Ama, nedense hep konuşmak istiyordu. İçinden bir şeyler dürtüyordu
onu.
Anavananın dibine bak! Ahacık şurası, şu kapkara görünen yer, bük.
Şurası, üstünde bir şeyler uçuşuyor gibi duran yer de, Ağcasazın
bataklığı... Aktozlu köyünün daha dumanı tütüyor. Oylum oylum tütüyor.
Ta göğe yükseliyor. Gördün mü?
Memed, boynunu büktü:
Görüyorum, diye bezgin bezgin karşılık verdi.
Cabbar çabuk çabuk heyecanla sordu:
Ne düşünüyorsun Memed? dedi. Çok efkarlısın.
Memed:
Yandı mola o gavur? O azılı? Onu düşünüyorum. Bir de Aktozlu
köyünün fukarasına kadirlik oldu. Ne yapayım, diye düşünüyorum.
Cabbar:
Düşünme, dedi. Olan oldu bir kere.




Memed:
Olan oldu.
Cabbar:
Sarı Ümmete kadar gidelim. Bu gece orada kalalım. Yarın dağlara
çekiliriz.
Memed, gözleri parlayarak:
Bir de ne düşündüm biliyor musun Cabbar?
Cabbar:
Yok.
Memed:
Varacağım Dikenli düzüne. Beş köyün yaşlılarını toplayacağım
başıma. Diyeceğim ki, Abdi Ağa yok artık. Elinizdeki öküzler sîzindir.
Ortakçılık, mortakçılık yok. Tarlalar da sîzindir. Ekin ekebildiğiniz kadar.
Ben dağda oldukça, bu böyle sürüp gidecek. Vurulursam başınızın
çaresine bakarsınız. Sonra köylüyü başıma toplayıp, çakırdikenliği
yaktıracağım. Çakırdikenliği yakmadan kimse çift koşmayacak.
Cabbar, gözleri yaşararak:
İşte bu iyi, dedi. Ağasız köy! Herkesin kazandığı, herkesin olacak.
Memed:
Herkesin kazandığı... diye gülümsedi.
Cabbar:
Elimizde silah, toprakları bekleriz.
Memed:
Bir şey daha yapmalıyız.
Cabbar:
Ne yapmalıyız? diye meralda, heyecanla sordu. Ne yapmalıyız?
Memed:
Bilmiyorum kardaş ya, dedi. Mutlaka bir şey yapmalıyız.
Cabbar:
Ne yapmalıyız?
Memed:
Şu Aktozlu köyünün fakir fukarasına kadirlik oldu. Mutlak bir şeyler
yapmalıyız. Bizim yüzümüzden evleri yandı.
Cabbar:
Kadirlik oldu ama, ne yapmalıyız?
Memed:
Ne yapmalıyız?
Cabbar, gerinerek ayağa kalktı. Uzun bacakları, geniş omuzları çelik
tel gibi gerildi. Memed de gerinerek kalktı. Yüzü iyice yanmıştı. Derisi


kemiklerine yapışmış denecek kadar zayıflamıştı. Yüzünde hiç bir
yorgunluk izi gözükmüyordu. Yürüyüşünde, konuşmasında, her
hareketinde bir sağlamlık, bir temkin, bir atiklik belli oluyordu. Eşkıya
olduğundan beri çok değişmişti.
Ayağa kalkınca, kafasında, o sarı parıltı güneşten şavkıdı, çoğaldı,
büyüdü.
Cabbar, dedi, dudaklarını tatlı tatlı yaladı. Herkesin kazancı kendinin
olacak. Bekçisi de biz. Herkesin toprağı olacak.
Cabbar:
Bekçisi de biz. Herkesin toprağı olacak!
Kayanın doğu yanına inip, Memed önde, Cabbar arkada keçi yoluna
düzüldüler.
Cabbar:
Belki de candarmalar ardımızdadır.
Memed:
Ardımızdadırlar. Onun için ormanlığa gireceğiz.
Cabbar:
İyi olur.
Memed:
Şu tarla meselesi aklıma geldi geleli, hiç ölmek istemiyorum.
Cabbar:
Ölmek mi? diye sordu. Sesinde bir ürperti vardı.
Memed:
Ölmek, dedi. Recep Çavuş gözünün önüne geldi. Şu Recep Çavuş,
diye sözünü sürdürdü. Onun ne türlü bir adam olduğunu bir türlü
anlamadım gitti. Ölürken bile bize iyilik yapmak istedi. Köyün yandığına
da seviniyordu. Bu adama bir türlü aklım ermedi. Hem herkesi seviyordu.
Hem de herkese düşmandı. Köy yandı, sevindi. Köye iyilik yapsak gene
sevinirdi gibime geliyor.
Cabbarın burnu havadaydı. Havayı kokluyordu. Çam ağaçlarını
kokluyordu. Ağzında bir çam çöpü vardı. Geveleyip duruyordu. Bana da
öyle geliyor, dedi.
Memed:
Yüreğim yerinden kopacak gibi. Bir hoşum. Başım dönüyor.
Sevineyim mi, ağlayayım mı bilemiyorum. Arada kaldım. Şu toprak
meselesi... Köylü buna ne der, kim bilir!
Cabbar:
Kim bilir! dedi.
Usuldan esen yel, pınar kokuları, yarpuz kokuları getiriyordu.



Ümmetin evinin üst başına, ormandan, kayalıklardan yürüyerek
geldiklerinde gün aşıyordu.
Memed:
Gün batsın da öyle gidelim, Sarı Ümmete.
Cabbar:
Öyle gidelim.
Oturdular. Derin derin soluk aldılar. Tere batmışlardı.
Gün battı, ortalık karardı. Duman içinde kalmış Çukurovanın üstüne
kara bir perde indi. Gökyüzü yıldızlarla örtülüydü. Yıldızlar döşenmiş gibi
üst üsteydiler. Doğudaki bir yıldız kümesi kıvılcımlanır gibiydi. Arada bir,
bir yıldız akıyordu. Yıldızlar akıp, karşı dağın ardına gidiyorlardı
çoğunluk...
Kalktılar, Sarı Ümmetin evine geldiler.
Memed, usul bir sesle:
Ümmet kardaş, hişt! Ümmet kardaş.
İçerden uzun süre ses gelmedi. Sonra kapı açıldı Ümmet dışarı çıktı.
Karanlıktakilerin Memedle Cabbar olduğunu anladı, şaşırdı, korktu. Bir
şey söyleyemedi. Ağzında uzun zaman bir şeyler geveleyip durdu.
Memed:
Merhaba Ümmet kardaş, ne var, ne yok? diye hatır sordu.
Ümmet:
Susss! dedi.
Memed işi anladı.
Ümmet kulağına eğildi.
Düşün arkama, dedi. Düşün arkama da sizi dağa götüreyim. Burası
dolu.
Cabbar:
Acımızdan öldük Ümmet, dedi.
Ümmet:
Az durun öyleyse, dedi. İçeriye girdi. Bir on dakika kaldıktan sonra
geri çıktı:
Haydi yürüyün, gidelim.
Ümmetin arkasından yürüdüler. Dağın doruğuna doğru kayalıklardan
sekerek, ormanın ağaçlarını yordamlayarak, bir, bir buçuk saat yürüdüler.
Ümmet bir ağaçlıkta soluk soluğa durdu:
Bre ocağınız bata, diye başladı. Bu olacak iş mi hiç? Koca bir
Çukurova köyünü yakmışsınız! Böyle iş olur mu hiç? Buna Gizik Duran
bile cesaret edemezdi. Nasıl yaptınız?
Cabbar:



Ne var, ne yok, sen onu söyle hele Ümmet?
Ümmet bir açıklıkta soluk soluğa durdu.
Hiç! Ne olsun,dedi. Dokuz on köyün silahlısı, belki bin kişi var. Bir
bölük de candarma, iki günden beri dağı taşı sarmışlar, sıçanın deliğine
bile bakıyorlar sizi bulmak için. Bir ele geçerseniz bugünlerde bir parçanız
bile bulunmaz. Sizi un gibi ufalarlar. Bir koskoca Çukurova köyü!...
Görülmüş iş mi bu? Haydi diyelim köyü yaktınız yakmaya...'
Ümmet burada sustu.
Memed:
Yaktık yakmaya?... diye sesi boğularak sordu.
Ümmet gene sustu.
Memed, gene sordu:
Yaktık yakmaya?...
Ümmet:
Hiiç, dedi. Yaktınız yakmaya...
Memed:
Yaktık yakmaya?...
Ümmet işin özünü kesin öğrenemediği için, lafı değiştirmeyi daha
uygun buldu:
Yaktınız yakmaya... dedi, durdu. Bir yalan uyduramıyordu. Birden
kafasında şimşek gibi çaktı: Bari o dinsizi öldürebildiniz mi?
Cabbar:
Hüseyin Ağanın eviyle birlikte, o cayır cayır yandı.
Ümmet:
Şurada mağara gibi bir kovuk var. Buraya kimse gelmez. Takipçiler
çekilinceye kadar kalacaksınız. Buradan kıpırdamayın. Topal Aliyi
sorarsanız, o Değirmenolukta. Yarın size yemek getiririm. Buradan
çıkayım demeyin.
Çukurun başına geldi:
İşte burası, dedi. Girin içeri. Eğer takipçiler sizi bulurlarsa, aşağı yana,
yani Çukurovadan yana kaçayım demeyin. Öldüğünüz gündür. Doruğa
doğru çekilin. Doruğu aşınca, etekte Keşiş Çayına yetişirsiniz.
Allahaısmarladık.
Ümmet gittikten sonra onlar da, kovuğun ağzına oturup, yemeklerini
çabuk çabuk yediler.
Cabbar:
Ben kovuğa girip uyuyacağım, dedi. Eğer dayanamayacak kadar
uykun gelirse, beni uyandır.
Memed karşılık vermedi.


Memedin kafasında sarı ışıltı akıyor babam akıyordu. Sarı pırıltı, yalp
yalp eden ışıltılı kıvrım kıvrım bir ırmak gibi Memedin kafasında mutlu bir
çağıltıyla dolanıyordu.
Herkesin toprağı herkesindir. Abdi Ağa ölse de ölmese de herkesindir.
Çakırdikenliği bir ateş almıştır. Ateşler, çakırdikenlikte son hızla
koşuyorlardı. Ateşler, yüksek yerden akan suyun hızıyla, çakırdikenliğin
düzüne akıyor... Kasırga, bir top ateşi önüne katmış, gecenin
karanlığında, düzlüğü dolanıyor. Dikenli düzünde on, on beş gün, bir ay,
bu ateş kümesi habire dolanır. Sonra bir gün, bakıyorsun ki, ateş
sönmüş, bütün Dikenli düzü kömür karasına kesmiştir.
Dikenli düzünden türküler geliyor. Her bucaktan bir oynak türkü
geliyor. Çiftçiler çiftleri koşmuşlar, bacaklarını ne çakırdikeni dalıyor, ne
bir şey... Rahat...
Mutlak Değirmenoluk köyünde düğün olacaktır. Büyük bir bayram.
Durmuş Ali, o töm töm haliyle, bir bacağını ta başının üstüne kadar
kaldırıp tek ayağıyla bir acayip oyun oynayacaktır, alem gülecektir. Recep
Çavuş duysaydı bu işi sevinirdi. Ne çare ki, şimdi Anavarzanın bükünde
yatıyor.
Derken Memedin içine korkuya benzer bir şeyler girdi. Binden fazla
köylü! Bu inanılmaz bir iştir. Binden fazla silahlı köylünün ne işi var bu
dağlarda? Bu görülmüş iş değil. Bir köy yanmış. Yanmışsa onların neyine
gerek? Bir bölük de candarma! Aldırma. Olursa olsun. Yüreğindeki korku
silindi, geçti gitti. Şimdi öyle hissediyor ki, bin beş yüz olsun, iki bin olsun.
Olsun oğlu olsun. Korku yok. Üzerinde de üç yüzden fazla kurşun var.
Hiçbirisini boşa salmayacağından, yaşamakta olduğundan emin olduğu
kadar emin.
Sabaha kadar az çok bunları düşündü. Hatçe de hiç aklından
çıkmıyordu. Onu da düşündü. Mapusaneyi düşündü. Yüreği burkuldu. Bu
kadar felaketin bir arada, bir insanın başına nasıl gelebileceğine şaştı.
Çok az küfrederdi. Hışımla küfretti.
Cabbar uyandığında gün kuşluktu. Gözleri güneşte kamaşarak:
Beni neden uyandırmadın Memed? diye sordu.
Uykum gelmedi.
Cabbar:
Bir lokma ekmek yiyelim. Sen de uyu.
Memed:
Olur.
Cabbar çıkını getirdi açtı. Peynirle taze soğan vardı. Peynirle taze
soğanı yufkaya sarıp, dürüm yaptılar. Ağır ağır yemeye başladılar.


Yemeklerini yedikten sonra, karşıki kayanın altından bir su akıyordu, ona
varıp, ağzı aşağı, yere serilircesine yatıp içtiler.
Memed:
Şuraya, güneşe yatayım, dedi.
Cabbar:
Yat.
Memed, başını kor komaz gitti. Bir çocuk gibi. Yüzü bir çocuk
masumiyetiyle rahattı. Gün gelip tepeye dikilince uyandı. Terlemişti.
Gerindi. Kayanın dibinden kaynayan suda yüzünü yıkadı. Açıldı.
Cabbar:
Bu Ümmet, bize bir iş etmesin?
Memed:
Bir iş etmesin?
Cabbar:
Kim bilir?
Memed:
Edemez, edemez ama, biz buradan gidelim. Değirmenoluğu tutalım.
Cabbar:
Pusuya düşersek?...
Memed:
Eşkıya pusuya düşmez. Eşkıya pusuya düşürür.
Cabbar:
Ümmeti bekleyelim.
Memed:
Bekleyelim. Haber vermeden olmaz.
Bir saat sonraydı ki aşağıda, çalılıkların arasından bir çıtırdı duydular.
Kendilerini kayaların ardına attılar. Ses gittikçe büyüyordu. Çıtırtı yaklaştı.
Çamın arkasından Ümmet çıktı. Onları tam siper görünce gülümsedi.
Memed de gülümsedi.
Ümmet:
Umudu kestiler, dedi. Dönüyorlar! Ben de onlara dün Anavarzanın
düzünde vukuat çıkaran eşkıya, bugün Akarcanın dağını tutamaz dedim.
Cabbar:
İyi söylemişsin Ümmet kardaş, dedi.
Ümmet İnce Memedin elinden tuttu:
Seni, dedi, canım kadar sevdim kardaş. İyi yaptın. Senin yoluna
çoluğum çocuğum, karım, hepsi kurban.
Cabbar:
Yaktık. Cayır cayır yaktık, diye övündü.


Ümmet buna karşılık, hiçbir şey söylemedi.
Memed:
Ümmet kardaş, herkesin ektiği toprak, herkesin olursa nasıl olur? diye
sordu.
Ümmet:
Çok iyi olur, dedi.
Memed:
Herkesin çift sürdüğü öküz, kendisinin olursa nasıl olur?
Ümmet:
Ondan iyi şey dünyada bulunmaz.
Memed:
Çakırdikenliği iyice yaktıktan sonra çift koşulursa nasıl olur Ümmet
kardaş?
Ümmet:
çok iyi...
Ümmetin getirdiği ekmek çıkınını Cabbar elinden aldı, beline bağladı.
Sağlıcakla kal Ümmet, dediler.
Ümmet:
Başınız daralırsa bana gelin. Sizi kardaşım gibi korurum. Seni çok
sevdim Memed, dedi.
Memed:
Sağol.
Önde yürüyen Memed durdu. Cabbar da onun yanına gelince durdu.
Memed, sol eliyle Cabbarın silahı tutan elini sıktı. Göz göze geldi. Durup,
öylecene bakıştılar.
Memed:
Kardaş, dedi, bir seviniyorum, bir seviniyorum ki şu işe...'
Cabbar:
Ben de...


17

Karadut köyü Ceyhan ırmağının kıyısına düşer. Ceyhan ırmağı
Karadut köyünün önünde ovaya yayılır, genişler, bir göl gibi büyür, durgun
görünür. Buralarda, Ceyhan ırmağı on yılda, on beş yılda yatak değiştirir,
sağa sola yalpa vurur. Gittiği yerlerde bolca mil bırakır. O yüzdendir ki
buralar, Çukurovanın öteki yerlerinden daha verimlidir. Toprağına paha
biçilmez.
Ali Safa Beyin son ele geçitdiği çiftlik, Karadutla sınır sınıradır. Çiftliğin
topraklarının yarıdan çoğu Ermenilerden kalmadır. Gerisi de Karadut
köylülerinden zorla, hileyle alınmadır. Karadut köylüleriyle Ali Safa Bey
arasındaki anlaşmazlık yıllardır sürer gider. Birbirlerinin izlerine kurşun
sıkarlar. Ali Safa Beyin verimli Karadut topraklarına musallat oluşu,
hileyle epey toprağı da ele geçirişi uzun bir hikaye, daha doğrusu bir
maceradır. Bu iş, Ali Safa Beyin hilekarlığının, ihtirasının ölçüsüz, engel
tanımaz olduğunu gösterir. Bir avuç toprak için Ali Safa Beyin nelere kadir
olduğunu da anlamış oluruz.
Sarı Bekir Karadut köyündendi. Köyün tek okuryazar adamıydı da.
Kasaba mektebinde okuduğu sıralar, zekasıyla ün salmıştı. Yürekliydi,
ataktı, doğruydu. Ağzından yalan namına yalan çıkmamıştı. Uzun boylu,
sırım gibiydi. Güleç yüzlü, çocuk gibi saf, temizdi.
Bekir, Ali Safa Beyin karşısına dikilen bir engeldi. O olmamış olsaydı
Ali Safa Bey Karadut köyünün tarlasının tümünü çiftliğine katabilirdi.
Önüne dağ gibi dikildi. Kendi tarlasını, köylüsünün tarlasını savundu.
Öteki köylülere hiç benzemiyordu. Köylüler onu çok seviyorlar,
dediğinden çıkmıyorlardı. Uzun yıllar, Ali Safa Bey ona hiçbir kötülükte
bulunamadı. Köylülerle arasındaki davalar sürüp gidiyordu. Köylü bir türlü
alt olmuyordu. Vakta ki... Evet vakta ki...
Çetebaşı Kalaycı Osman, onun amcası oğlu olurdu. İşe yaramazın,
serserinin biriydi. Üstelik de Ali Safa Beyin itiydi. Köyde ne olur, ne
biterse Ali Safa Beye ulaştırıyordu. Köylü onu hiç sevmiyordu. Zaten çok
çok da köyde kalmıyordu Kalaycı. Kalaycılığı da terk eylemiş, Ali Safa




Beyin çiftliğine yanaşmıştı. Köylünün hayvanlarını çalıyor, ekinlerine ateş
veriyor, her türlü namussuzluğu yapıyordu. Köylünün burasına gelmişti
ama, ne yapsınlar, bir yanda Bekir Efendinin hatırı, bir yanda Ali Safa
Beyin korkusu... Bir yanda da ite bulaşma sakıncası vardı.
Bekir Efendinin düğünü oluyordu. Davullar, zurnalar veryansın
ediyordu. Köy dönüyordu. Bütün köy halay çekiyor, türkü söylüyordu.
Köydeki her ev, bir düğün eviydi. Bekir Efendisi evleniyordu köyün.
Düğünün son gecesiydi. Düğün evinin önünde üç el silah atıldı.
Ortalık karıştı. Bekir Efendi vurulmuştu. Kalaycı vurmuştu. Gelini, eli
kınalı kaldı. Kalaycı da karanlığa karışıp soluğu dağlarda aldı. Kalaycının
Sarı Bekir Efendiyi vurmasının türlü sebepleri üstünde duruldu. Ne olursa
olsun, durup dururken, Kalaycının Bekir Efendiyi tam düğün gecesi
vurması şaşılacak bir işti. Bunu hiç kimse beklemiyordu. Köylüler hep bir
ağızdan:
Körolası, Bekir Efendi gibi adama kıyılır mı? diyorlardı. Körolası...
Türlü sebepler sayıp döküyorlardı. Kimisi, Ali Safa Bey teşvik etti, para
verdi, vurdurdu Bekir Efendiyi, diyordu. Kimisi, kızı seviyordu. Bekir
Efendiyle evlenmesini götüremedi de ondan, diyordu. Kimisi, serserinin
biridir, aklı öyle esmiştir, çekmiştir silahını vuruvermiştir, sırf Kalaycı, Bekir
Efendiyi vurdu desinler diye, diyordu.
Kimisi de, bunlar Kalaycı Osmanı yakından tanıyanlar,
çocukluklarından beri Kalaycı Osman, Bekir Efendiyi çekemiyordu.
Kalaycının Ali Safa Beye yardım etmesi bile Bekir Efendinin köylüyü
tutması yüzündendi... Bekiri bir türlü çekememişti. Evlenmesi, köylünün
de Bekiri bu kadar sevmesi, bu işi ona yaptırdı, diyorlardı. Her neyse,
gerçekten Kalaycının Bekir Efendiyi vurması için hiçbir sebep yoktu.
Yukardaki düşüncelerin hepsi birden Kalaycı için doğru olabilirdi.
Kalaycının tıynetinde sayılanların hepsi de vardı.
Bundan sonradır ki Kalaycı, Ali Safa Beyin elinde bir korku, yıldırma
silahı kesildi. Dağda ne kadar ipten kazıktan kurtulmuş varsa başına
topladı. Bir bela, bir afet gibi, Çukurovadaki Ali Safa Beye karşı gelen
fıkaraların başına çullandı. Ali Safa Beyin hasımlarının iflahını kuruttu.
Her şeye karşın, Ali Safa, Bekir Efendi vurulduktan sonra bile Karadut
köyünden bir karış toprak alamadı. Kalaycı köye gelemiyordu. Eşkıya
değil, her yanı ateş olsa, Karadut köylüsü adam yerine koymuyordu
Kalaycıyı. Çekinmiyordu ondan.
Günlerden beri Çukurova çalkalanıyordu. İnce Memed adı, dilden dile
dolaşıyordu. Köy yakan, ocaklar söndüren İnce Memed! İnce Memed,
Aktozlu köyü yandıktan sonra dillere destan olmuştu. Aktozlu köyünü





görmeye gelenin hesabı yoktu. Aktozlunun kadınları, çocukları
birbirlerine, onları görmeye gelen yöre köylülerine İnce Memedi
anlatıyorlardı. Dev gibi bir adamdı. Bir kocaman çam kütüğünü ateşleyip
Вы прочитали 1 текст из Турецкий литературы.
Следующий - İnce Memed - 1 - 20
  • Части
  • İnce Memed - 1 - 01
    Общее количество слов 3328
    Общее количество уникальных слов составляет 1697
    36.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 02
    Общее количество слов 3340
    Общее количество уникальных слов составляет 1610
    36.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    54.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    61.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 03
    Общее количество слов 3283
    Общее количество уникальных слов составляет 1654
    37.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    53.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    61.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 04
    Общее количество слов 3388
    Общее количество уникальных слов составляет 1750
    34.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 05
    Общее количество слов 3309
    Общее количество уникальных слов составляет 1704
    35.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 06
    Общее количество слов 3252
    Общее количество уникальных слов составляет 1727
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 07
    Общее количество слов 3436
    Общее количество уникальных слов составляет 1599
    37.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 08
    Общее количество слов 3410
    Общее количество уникальных слов составляет 1677
    37.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 09
    Общее количество слов 3352
    Общее количество уникальных слов составляет 1660
    36.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 10
    Общее количество слов 3396
    Общее количество уникальных слов составляет 1704
    35.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 11
    Общее количество слов 3395
    Общее количество уникальных слов составляет 1644
    36.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 12
    Общее количество слов 3441
    Общее количество уникальных слов составляет 1602
    37.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    53.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 13
    Общее количество слов 3336
    Общее количество уникальных слов составляет 1768
    34.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 14
    Общее количество слов 3383
    Общее количество уникальных слов составляет 1679
    34.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 15
    Общее количество слов 3432
    Общее количество уникальных слов составляет 1610
    37.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    54.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    61.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 16
    Общее количество слов 3456
    Общее количество уникальных слов составляет 1636
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 17
    Общее количество слов 3302
    Общее количество уникальных слов составляет 1548
    35.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 18
    Общее количество слов 3322
    Общее количество уникальных слов составляет 1795
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 19
    Общее количество слов 3415
    Общее количество уникальных слов составляет 1620
    35.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 20
    Общее количество слов 3344
    Общее количество уникальных слов составляет 1650
    37.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    53.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 21
    Общее количество слов 3442
    Общее количество уникальных слов составляет 1729
    36.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 22
    Общее количество слов 3346
    Общее количество уникальных слов составляет 1714
    36.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 23
    Общее количество слов 3300
    Общее количество уникальных слов составляет 1668
    35.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 24
    Общее количество слов 3351
    Общее количество уникальных слов составляет 1774
    34.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 25
    Общее количество слов 3364
    Общее количество уникальных слов составляет 1658
    36.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    53.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 26
    Общее количество слов 2886
    Общее количество уникальных слов составляет 1519
    37.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    53.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    62.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов