İnce Memed - 1 - 07

Общее количество слов 3436
Общее количество уникальных слов составляет 1599
37.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
52.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
60.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
Kadın, oturdu ağlamaya başladı. Kadını böyle ağlar, başında kara
yazma görünce, Abdi Ağanın da yüreğine tıp etti.
Telaşla:
Ne var bacı? diye sordu.
Kadın, başını yere eğmiş boyuna ağlıyordu. Cevap vermedi.
Abdi Ağa:
Söyle! diye bağırdı. Allahın belası söyle!
Durdu düşündü:
Söyle gelinime bir şey mi oldu?
Kadın:
Ağam... dedi.
Ağa:
Söyle, dedi.
Kadın yeniden:
Ağam! Ağam! dedi sustu. Hıçkırıklar sözünü kesiyordu.
Ağa:
Kadın, dedi, Allah senin belanı versin. Çatlatma adamı.
Kadın, gözlerini kuruladı:
Kaçmış, dedi. Yatağına yastık yatırmış, ilk akşamdan kaçmış.
Abdi Ağa gürledi:
Vay! dedi, vay! Bu da mı gelecekti başıma? Abdinin gelini bir
yanaşmayla kaçacaktı, öyle mi?
Sonra, kadına döndü şiddetli bir tekme attı.
Bu köyü tepeden tırnağa yakarım. Ateşe vurur yakarım.
Durdu, biran düşündü. Kadının kolundan tuttu kulağına eğildi:
Dönenin öksüzü mü kaçırmış? diye sordu.
Kadın, gözyaşlarını yazmasıyla silerken, başıyla evet işareti yaptı.
Abdi Ağa yerinde duramıyordu. Adamlarını çağırdı. Bütün köylüleri
çağırdı. Bu onun köydeki itibarı için büyük bir darbe olmuştu. Bunun
altından kalkmalıydı. Görsün, diyordu. Görsün o ekmeksiz, ipsiz. Ben,
ona ne yapacağım görsün! Parça bölük ederim. Parça da bölük. Meseleyi


az zamanda bütün köy duydu. Bütün köy, düğün bayram yapıyordu.
Karısı, genci, çocuğu, kızı hep bir ağızdan sevinç çığlıkları atıyorlardı.
Ama, Abdi Ağadan gizli. Abdi Ağanın, onun adamlarının yanında köylü,
onlardan daha üzgün görünüyordu. Fısıltayla konuşuyorlardı.
Yağmur durmadan yağıyordu. Köylüler yağmurun altına dökülmüşler,
birbirlerine sokulmuşlar konuşuyorlardı. Öbek öbek toplanmışlar. Yağmur
altında evden eve gidip gelmeler, yağmur altında büzülerek, ağız ağıza
konuşanlar... Suya batmış gibi sırılsıklam her biri...
Derken alay-ı vala ile öteki köyün insanları, başta nişanlı olmak üzere
sökün ettiler. Her birinin elinde bir av tüfeği vardı. Nişanlı ateş saçıyordu.
Avuru zavuru köyü tutmuştu. Yakarım da yıkarım... Doğru Memedlerin
evine gitti. Döne, bu sırada, evinin içinde oturmuş, dünyadan habersizmiş
gibi duruyordu. Nişanlı aynı hızla kapıda attan indi, içeri girdi. Kadını
saçlarından yakaladı. Sürüye sürüye Abdi Ağanın kapısına kadar getirdi.
Kadını Abdi Ağa da gördü. Kendini tutamadı. Geldi çizmelerinin
ökçeleriyle çiğnemeye başladı. Dönenin ağzından çıt çıkmıyordu. Her bir
yanı çamura batmıştı. Gözleri bile çamurdan görünmüyordu. Abdi Ağa,
kadını bıraktıktan sora, bu sefer de nişanlı çiğnemeye başladı. Bırakıyor,
avluda bıyıklarını geveleyerek dolaşıyor, tekrar kadına gelip çiğnemeye
başlıyordu. Kadının ağzından sızan kanlar, çamura karışıyor, aşağılara
kadar, kırmızı bir şerit olaraktan uzayıp gidiyordu.
Abdi Ağa, tepeden tırnağa sinir kesilmişti. Konuşmadan avluda
dolanıp duruyordu. Kimseyi de gördüğü yoktu. Yöredekiler dolanıp duran
Abdi Ağaya dikmişler gözlerini, ne söyleyecek diye bakınıp duruyorlardı.
Önemli bir karar vereceği zaman, sakalının bir parçasını
şahadetparmağına dolar çekerdi. Şimdi de çek babam çek ediyordu.
Gelip ortada durunca, ses soluk kesildi, herkes ona bakmaya başladı.
Parmağına doladığı sakalını bıraktı, sıvazlamaya başladı:
Beni dinleyin, dedi. Şimdi onlar bu yakınlardadır. Ya kayalıkta, ya
ormanlıktadır. Arayacağız. Yalnız bu kadar kalabalıkta olmaz. On kişi
kadar. Bulunca öldürmeyecek, eğer ben yoksam orada, bana
getireceksiniz. Onun hesabını ben göreceğim. Abdi Ağanın gelini nasıl
kaçırılırmış, ona ben öğreteceğim.
Abdi Ağa, lafını bitirince, öteki köylü Rüstem atıldı. Kel kafalı, çiçek
bozuğu yüzlü, koca burunlu biriydi:
Ben söyleyim de, beni dinle ağam, dedi. Dün akşamdan beri yağmur
çiseliyordu değil mi?
Birkaçı birden:
Öyle, dedi.

Rüstem sordu:
Çamurda iz kalır değil mi?
Kalır, dediler.
Kalmasa bile... İsterse kalmasın. Belki de kayalıklardan gitmişlerdir. İz
izlemeliyiz. Yakındadırlar. Mutlaka bulacağız. İz...
Abdi Ağa:
Üç kişi de kasaba yoluna gitsin. Duydum ki, kasabaya kaçmış...
Sonra döndü, Rüsteme sordu:
Kim izleyecek izi?
Topal Ali var.
Birkaç ses:
Topal Ali, eğer gönlü isterse, yağmur olmasın isterse, kuru toprağı,
kayayı, kuşu bile izler, dedi.
Rüstem:
Kuşu bile izler. Yeter ki kanadının bir yanı azıcık toprağa değsin. Uçan
kuşu bile izler.
Abdi Ağa:
Hemen getirin neredeyse, Topal Ali, diye emir verdi.
Topal Ali burada, dediler.
Topal, bir ayağını ta arkadan sürüyerek, sektire sektire Ağanın
karşısına geldi dikildi:
Ağam, dedi, korkma onun için. Hiç kalbine keder getirme.
Eğer İnce Memed toprağa bastıysa, ben onu bulurum. Kuş olup
uçmadıysa ben onu bulurum. Yüreğine hiç gam, keder getirme...
Topal Alinin köylüleri de boyuna Aliyi, öteki köylülere, Ağaya övüp
duruyorlar.
Bu Topal Ali bizim köyde ne kadar hırsızlık olduysa buldu.
On beş yıldır bizim köyden iğne bile çalınmadı.
Topal Alinin yüzünden...
Topal Aliynen geyik avına gitmeli...
Taşların, kayaların üstünde hiç iz görünür mü? Topal Ali kayalardan iz
süre süre geyiğin otladığı yere kadar götürür.
Topal Ali elemişler buna Ağam!
Bu yanlarda sansar kalmadı.
Topal Alinin yüzünden.
İnce Memed çocuğu göğe çekilmişse de bulur.
Hiçbir kalabalığa girmeyen, köyün içine bile binde bir çıkan Hösük de
gelmişti Ağanın evinin önüne. Hani Pancar Hösük var ya, işte o. Hösük
Topal Aliyi eskiden beri tanırdı. Topal Aliyle, yıllardan beri bir tarlada, yan


yana çift sürerlerdi. Topalın ne yaman bir izci olduğunu bilirdi. Zaten bu
yanlarda bilmeyen yoktu. Abdi Ağa da duymuştu ününü Topalın.
Köylülerin onu bu kadar övmeleri tanıtmak için değil, övünmek içindi.
Hösük baktı ki Topal, Memedin izini sürmeyi üstüne aldı. Topal,
Memed neredeyse, hangi yolda beldeyse, mağarada kovuktaysa eliyle
koymuş gibi bulacaktı. Nasıl etse de şöyle çaktırmadan Topalla bir
konuşabilse. Topal onu kırmazdı. Bunca yıl birlikte tuz ekmek yemişlerdi.
Topal hayran, köylülerin Ağaya kendisini övmelerini dinliyordu.
Onlar Topalı övdükçe, Topal da: Evelallah sayende Ağam., diye
kabarıyordu.
Yiğit adam desinler, iyi adam desinler, Topal gibi adam yok şu köyler
içinde desinler. Topal Alinin umurunda değildir. Oralı bile olmaz. Yalnız,
Topal gibi izci bulunmaz, dediler miydi kıvancına sınır olmazdı.
Topala işi düşenler, bir iki gün önce, Topalın kulağının duyacağı
yerlerde, Topal gibi izci var mı bu dünyada! Böyle izci!... Adana toprağını
bir bir gez bulunmaz. Analar bir tek izci doğurmuş, o da Topal Ali, diye
konuşurlar, konuşmalarını Alinin duyduğunu anlayınca, ona
başvururlardı. Bundan sonra Topal Aliden istedikleri neyse alırlardı. Böyle
bir adamın işini Ali, ölür gene yapardı.
Topal, kalabalıktan ayrılıp izin başını bulmak üzere Hatçelerin evine
giderken Hösük arkasından yetişti:
Dur hele Ali, dedi. Sana bir çift sözüm var.
Ali:
Oooo Hösük kardaş! diye boynuna sarıldı. Hösük kardaş seni bir
göresim geldi ki sorma gitsin. Bugünlerde ziyaretine gelecektim. Ya
Hösük kardaş. Ne var, ne yok Hösük kardaş? Şu işi bitireyim de bu gece
sende kalırım Hösük kardaş: Buluyum şu oğlanı... Şimdicik bulurum. Ne
var insan bulmada?...
Hösük:
Şöyle arkamdan gel! Kimse görmesin konuştuğumuzu. Ağa, benden
şüphe eder.
Topal Ali merakla Hösüğün arkasına düştü. Demin azıcık durmuş olan
yağmur iri tanelerle tekrar düşmeye başladı.
Ağanın evinin önünde Topal Aliye at hazırlıyorlardı. Atla iz sürülür
mü? Topal Ali gözü kapalı bile sürer böyle izi. Hösük, bir damın
karartısına vardı sindi. Yanına gelen Aliye kırgın:
Bre kardaşım, gel otur yanıma şöyle. Bre Ali, nasıl edip de teslim
edicen fıkarayı Abdiye. Sen bunu nasıl yaparsın? dedi. Kıyma İnce
Memede! Kıyma öksüze! Kıyma İbrahimin bir oğluna! İbrahim gibi iyi



adam var mıydı? Seni de çok severdi. Mezarında kemikleri sızlar sonra.
Bilirim. Hemen şimdi elinle koymuş gibi bulursun. Abdi ona çok kötülük
eder. Kötülüğü sen etmiş olursun ona. Sana bir şey söyleyim mi Ali? Sen
bunların yolunu şaşırt bugün. Memed, bugünü de geçirirse kurtulur.
Çocukluğunda Memed, Kesme köyündeki Süleymanın evine kaçmıştı.
Herkes öldü sandıydı onu. Altı ay mı, bir yıl mı sonra ne, ben gördüm de
anasına ben haber verdim sağlığını. Yaa öyle olduydu o zaman. Herkes
öldü biliyordu oğlanı. Başını sokar bir yere. Gel kardaş şaşırt bunları. Kim
bilir fıkaracıklar şimdi bu yağmurda yaşta nereye sokuldular? Bu
kıyamette neredeler acep şimdi? Titreşiyorlardır şimdi. Ha Ali! Bana bir
şey söyle Ali. Vazgeç bu işten.
Hösük konuştukça Topal renkten renge giriyordu. Halbuki az önce iz
sürecek, kocaman bir köyün önünde iz sürecek, kaçanları bulacak diye
ne kadar seviniyordu. Hösük konuştukça, o ağzını açmıyor, toprağa
bakıyordu. O sustukça, Hösük acı acı söylüyordu:
Ya kardaşım Ali, fıkaracıklar şimdi sokulmuşlardır birbirlerine,
titriyorlardı bir ağacın altında. Üstlerinden, yağmur değil bu, bir ırmak
akıyordur şimdi. Bir ırmak durmadan akıyor. Ali kardaş! Korkuyorlar şimdi
fıkaracıklar. Adamın yüreği parçalanır hallerine! Şu yağmurun da ettiğine
bak! Durmuyor etmiyor. Şunların haline acısa da dursa, dursa Ali kardaş!
Bir kuş parlasa korkuyorlar... Bir sıçan kaçsa, bir kertenkele tırmansa
ağaca... Yürekleri göğüslerine sığmıyor şimdi. Ha geldiler, ha gelecekler
diye. Bunlar sevdalılar Ali! Karasevdalılara kötülük eden onmaz. Eli kurur.
Kupkuru bir ağaç gibi suyu çekiliverir. Eli kurur. Şaşırt yollarını Ali. Kurtar
karasevdalıları. Cennetten sana bir köşk hazırdır. Hemencecik hazırlarlar
köşkü. De Ali! De bana söz ver!
Hösük, Alinin gözlerinin içine, gözlerini dikti baktı. Bunu yapmazsan
olmaz mı, der gibi baktı. Öteki ağzını açıp tek mi çift mi demedi. Hösük,
Alinin elini tutup tekrar başladı:
Bak sana deyim ki Ali! Bunlar daha çocukluktan sevişirler. Kız,
Memedi bir gün görmese yemek yiyemez, gözlerine uyku girmez, hüngür
hüngür ağlar. Onları Allah nişanlamış, haberin var mı Ali? Allah! Bu
Memed, Kesme köyüne kaçtı da, hani ben haber verdiydim anasına, kız
o gelinceye kadar hasta yattı. Deliye döndü. Bu böyle kardaşım Ali. Bu,
böyle işte! Gerisini sen düşün Alim. Sonra, tuttular kızı, verdiler Abdinin
kel yiğenine. Onlar da kaçtılar. Gerisini sen düşün. Bir kuş, bir çalıya
sığınır. O çalı da, o kuşu saklar. Memed sana sığındı Ali. Sebep olma.
Sen bu işi yaparsan Abdi sana dost olur ama, bir koca köy sana düşman
kesilir. Abdi dost olsun da diyeceksin. Öyle değil Alim! İş öyle değil. Sen



bilirsin Alim. Benim sana diyeceğim bu kadar.
Omuzları düşmüş, yorgun yüzü kederden değişmiş olarak Ali, Hösüğe
hiçbir şey demeden ayağa kalktı. Hösük arkasından:
Bir köy sana düşman kesilir, dedi.
Sonra, arkasından yetişip, kulağına:
Karasevdalıları ayıranın onduğunu duydun mu hiç? Aralarına kara çalı
olma sevdalıların. Yuva bozanın yuvası bozulur Ali! Bir köy bayram etti
Ali, sevdalılar kavuştu diye. Çürük bir ağaca dönersin. Bir köy sana
düşman kesilir. Bak, oğlanın anasını ne hale getirdiler. Çamurların içinde
yatıyor daha! Belki de... Düşün Ali!
Bu sırada, at hazırlanmıştı. Aliyi çağırdılar. Bir delikanlı hürmetlice atı
tutmuş onu bekliyordu. Atın terkisinde de uzun tüylü, kara bir yamçı
bağlıydı. Yağmur siyim siyim yağıyordu.
Bütün köylü, çoluk çocuk dışarda. Bütün gözler Topalın üstünde.
Topal, yüzlerce çift gözün ağırlığını, deliciliğini üstünde duyuyordu. Topal
bacağına o ezeli ağrısı gene girdi. Ağrı dayanılır gibi değil. Ne zaman bir
müşkül içinde kalmışsa o ağrı gelmiş; her zaman topal bacağına
yapışmıştır. Dayanılır gibi değil.
Cümle köy, taşı toprağı, insanı, hayvanıyla Topala içinden beddualar
ediyordu. Hatçelerin evinin önündeki dut ağacının altında iki iz yan
yanaydı. İzi sürdü. Önce Hatçelerin evini dört beş sefer dolandı. Köyün
bütün çocukları arkasındaydı. Sonra gelişigüzel köyün içine daldı. Bir
zaman köyün içinde dolandı durdu.
Hösüğün yanında, iki üç köylü duruyor:
Topala ne söyledin? diye soruyorlardı.
O övünerek:
Söyledim söyleyeceğimi. Topal beni kırmaz sanırsam.
Köyün içinde başıboş dolandığını görünce sevindi. Topal, köyün
içinde dolaşır da iz mi arardı? Başından aldı mıydı, sonuna kadar
götürürdü izi. Çorap söküğü... Topalın böyle dolaşmasında hayırlı bir iş
vardı.
Laf ağızdan ağıza dolaştı:
Topalın böyle dolaşmasında hayırlı bir iş var.
Kim söyledi?
Hösük söyledi.
Pancar.
Hösük:
Topal köyün içinde dolanıp duruyor. Allah bilir ya, yüreği acıdı
sevdalılara. Onların yollarını şaşırtacak. De görüyüm seni Topal!



Kel Ali:
Ben o Topalı bilirim, diyordu. Topal babasının izini bile sürer. Bulunca
asacaklarını bilse bile babasını, gene sürer izini.
Yeter ki ona sürecek iz olsun. Dayanamaz. Topal, iyi adam, hoş
adam, sevdalılara da yüreği parçalanıyor ya, iz sürmemek elinden
gelmez. İz sürmeye gelince hiçbir şey geçemez önüne onun. Kendisini
öldüreceklerini bilse bile, ötesinde ölümünü görecek bile olsa, bir iz ver
önüne, sürer götürür.
Hösük:
Peki Kel Ali, dedi, belki on kere evi dolaştı. Çoktan beri de köyün
içinde dolanıp duruyor, iz sürüyor, diyelim, Memed kızı aldı da kapı kapı
dolaşmadı ya. Kız kaçıran adam, arkasına bile bakmaz. Topal Aliyse iz
şaşıracak adam değil. Hele bu yağmurda... Ben ona dedim ki... Ali!
dedim... Bir daha bakma yüzüme...
Kel Ali bu lafları düşündü. Yüzünde bir umut, bir sevinç belli oldu:
Allah vere de huyu değişmiş ola Topalın. Dönüp durduğuna bakılınca
köyün içinde, huyu değişmiş... De, Topal Ali, göreyim seni!
Topal Ali gitti geldi, gitti geldi. Kapıların önünde attan inip, toprağı iyice
araştırdı. Taşlara baktı. Bir iz bulabilmek için ne yapılmak gerekiyorsa,
hepsini yapıyordu. Yalnız asıl izin bulunduğu yere bir türlü
yaklaşamıyordu. Korkuyordu. Biliyordu ki izi bir daha görürse
dayanamayacak alıp götürecekti. İz izler gibi yaparak köyün dışına çıktı.
İçinden, dolduruvermek atı, başını alıp kaçmak geliyordu. Doludizgin!...
Ormanlığa gözünü dikti uzun uzun baktı. İzin yönü doğru ormanın içine
gidiyordu. Sevişen iki insanı görür gibi oldu. Kafasında her şey altüst
oldu.
Yağmur usul usul çiseliyordu. Atının başını tekrar Hatçelerin evine
doğru çevirdi. Geldi, Hatçelerin evinin önündeki dut ağacının yanındaki
çitin üstünde durdu.
Yerde upuzun bir çarık izi yatıyordu. Kendi kendine: Çarık daha yeni
dikilmiş, dedi. Tüyleri uzun. Bu, olsa olsa kışın ölmüş bir tosun derisi
olabilir. Gözünün önüne yeniden ormanda sevişenler geldi. Usul usul
çiseleyen yağmurun altında. Her bir yerini bir merak ateşi sardı.
Yakıyordu.
Dalmış gitmişken, köylülerden biri yaklaştı:
Ne o Ali? dedi. Burada uyuyup kalacaksın. Abdi Ağa, sabırsızlanıyor.
Ne dolanıp duruyor köyün içinde? diyor. Diyor ki, bu kadar övdüğünüz
Topal Alinin sürdüğü iz bu mu?
Bunlar böyle konuşurlarken, Abdi Ağa doludizgin sürdüğü atının




başını tam yanlarında çekti:
Ne o? dedi. İzci başı ne o? Maşallah izci başı, sen ne iz sürermişsin!
Sabahtan beri tapusunu çıkaracakmışsın gibi köyün içini dolandın
durdun. Şimdi de bu çitin dibinde uyuyacaksın.
Topal Alinin gözleri karardı. Abdi Ağaya hızla atının başını çevirdi:
Ağa, dedi, sor köylülere bakalım, yeni çarık giymiş mi? Bu çarık kışın
ölen bir tosunun derisi mi?
Ağa, köylülere döndü:
Doğru mu? diye sordu.
Bir köylü:
Doğru, dedi. Kışın İsmailin tosunu öldüydü. Değirmenci İsmail var ya,
işte onun, bir giyimlik de Memed aidiydi ondan.
Ağa, Topal Aliye:
Doğruymuş... De göster hünerini Ali! dedi.
Ali, boynunu içine çekti. Altındaki atı kırbaçladı. Abdi Ağayla yedi
sekiz atlı da onun arkasından köyün dışına çıktılar. Kayalara gelince Ali
atın başını çekti. Ötekiler de çektiler. İz kayalara gidiyordu. Ali, gerçekten
şaşırdı bu işe. İzlerin yönü ormandaydı oysaki... Kayadaki izleri araştırdı.
Kayadan gitmişler. İnin atlardan da kayadan sürelim izleri, dedi.
Atları birisine teslim ettiler. Alinin ardına takıldılar. Kayaların arasında
azıcık bir toprak parçası gördüler. Toprak parçasında üç tane sarı çiçek
açmıştı. Toprak parçası kapkara, ışıl ışıldı. Sarı çiçekler parlıyorlardı. Sarı
çiçeğin birisi yan yatmıştı. Ali, onu arkadakilere gösterdi:
Biliyor musunuz, bu neden yatmış da ötekiler dimdik duruyor? Dün
akşam, yahut gece yarısı üstüne birisi basmış. Çarığın yan tarafı, bakın
şuraya bir iz bırakmış.
Sonra Ali kayalıkta döndü dolaştı. Abdi Ağa, arkasını hiç
bırakmıyordu. Sivri bir kayanın dibine gelince:
İşte buradan dönmüşler, dedi.
Yeniden atların yanına geldiler.
Artık, ormana doğru izler apaşikardı. Ötekiler bile izleri
gözleyebiliyorlardı. Ormanın kıyısına gelince Ali durdu. Yüzü sapsarı, kül
gibi oldu, sonra da morardı. İzler ormanlıktaki kayalığa doğru yön
değiştirmişti. Bu, bir kör yürüyüşüydü. Nereye gideceklerini bilmeyenlerin
yürüyüşü... İz bir zaman doğru gidiyor, gidiyor, dönüp başka yöne
vuruyor, yeniden dönüyordu. Ali, izin böyle döne döne, böyle birkaç kere
aynı yere geldiğini gördü, acıdı. İçinden: Şu Abdiyi alıp, ormanın
aşağısına götüreyim, kurtulsun fıkaracıklar, geçti.
Bir ağacın kökünün dibinde yeşil bir ot bitmişti. Ot, terütaze, köke



doğru yaslanmıştı. Otun yarısı ezilmişti. Onun arkasında da bir ağaç
kıymığı toprağa gömülmüştü.
Yağmur yeniden şiddetlenmeye başladı. Topal Ali terkideki yamçıyı
sırtına aldı. Ötekiler susuyorlardı.
Abdi Ağa:
Vakit geçiyor Ali, dedi. Gene izi mi yitirdin?
Yok, dedi. Yürüyün. Atı ormana sürdü.
Bu sefer izi, gerçekten yitirdi. Abdiye döndü:
İzin ucunu kaçırdım, dedi.
Abdi Ağa:
Senin hünerin bu muydu? Bu muydu Topal Ali? diye söylendi. Nişanlı
en arkada. Elinde çıplak bir tabanca... Kabzayı sıkıyor.
Ali, Abdi Ağanın sözüne içerledi:
Şimdi çıkarırım izi, dedi. Bunlar yakınlarda olmalıdırlar. Burada
fırtınaya tutulmuşlar. Çok dönmüşler buralarda. Onun için izi şaşırdım.
Epeyce aradıktan sonra izi gene doğrulttu. Orman üst üste, sıktı. Atlar
gidemeyecek bir hal aldı. Atları bıraktılar, yollarına yaya devam ettiler.
Ali:
İşte buradan bir dal kırmışlar, dedi.
Sonra heyecanlandı:
Yaklaştık... Buradan da bir kucak çalı almışlar. Kuru çalı. İz, kayalığa
doğru gidiyor.
Topal Aliyle Abdi Ağadan başka hepsi sırılsıklam olmuşlardı.
Abdi, nişanlıya döndü:
Sen neden yamçını almadın? diye sordu.
Öteki cevap verecek halde değildi. Elindeki tabancası düşecekmiş gibi
titriyordu. Topal Ali kayalığa doğru koşmaya başladı. Heyecandan
tıkanıyordu. Arkasından ötekiler de koştular.
Ali:
Buldum, dedi. Şu koca kayalığın altındalar. Yavaş olun.
Abdi Ağa gerilerden bağırıyordu:
Oradalar mı? Bir şey söylesene Ali!
Aliden ses seda çıkmıyordu. Soluk soluğa Abdi de geldi. Alinin
durduğu yerde durup bakmaya başladı. Geriye kalanlar da geldiler,
sıralandılar.
Ali söze başladı:
Burada, dedi, ateş yakmışlar. Şu çalının üstünde, elbiselerini serip
kurutmuşlar. Ateşi kibritle değil, kavla yakmışlar...
Kovuğun arka tarafına, kuru topraklı yere gitti. Toprağa eğildi. Uzun

zaman araştırdı. Toprakta, kızın geniş, sert kalçalarının izini seçebildi.
Kalçaların biraz üstünde omuz küreklerinin yeri belli oluyordu.
Gelin, gelin! diye arkadakileri çağırdı. Gelin de bakın.
Hepsi hep birden eğildiler, toprağa baktılar. Abdi Ağa, ne var gibisine
Topal Alinin yüzüne baktı.
Ali:
Olacak olmuş, dedi.
Abdi Ağa, anladı ama gene sordu:
Yani ne olmuş? dedi.
Ali:
Bak Ağa, şurası kızın kalçalarının yeri. Şurası da kürek kemiklerinin...
Şurası da başının geldiği yer. Şu çizgilere bak. Buraya şaçları
yayılmıştır... Yani Ağam, atı alan...
Abdi Ağanın yüzü değişti. Bir zaman öyle sustu kaldı. Sonra yavaş
yavaş canlandı:
Nereye gittiler onlar şimdi sana göre?
Ali:
Çok yakındalar. Şimdi buluruz.
Günse battı batacak.
Abdi Ağa:
Karanlığa kalmayalım Ali.
Ali:
Onlar buradan ayrılalı olsa olsa iki saat olmuştur. İki saatte bu
ormanda ne kadar yol yürünür? Üstelik bunların karnı da aç! Isındıkları
yerde hiç ekmek kırıntısı yok. Yiyecekleri olsa yerlerdi.
Nişanlı büzülmüş. Her bir yanından sular sızıyor. Dişleri de birbirini
dövüyor.
Bir ateş yakıp da ısınalım, dedi. Üşümekten öldük.
Ötekiler de:
Üşümekten öldük, dediler.
Abdi Ağa kızdı:
Biz onları arayacağız. Siz kalın da ısının, dedi. Avrat yürekli adamlar.
Aliyle birlikte ormana daldılar. Abdi Ağa, tabancasını çekti.
Nişanlı, Abdi Ağanın kızdığını görünce, ateş yakmaktan vazgeçerek
arkasına düştü.
Yavaş yavaş karanlık basıyordu. Ali, tam izin üstündeydi. İz, öylesine
belliydi ki, karanlıkta bile sürebilirdi. Artık kapandaydılar. Neredeyse ele
geçeceklerdi. İzler, gittikçe tazeleşiyordu. Bir çalının ardında, bir çıtırdı
duydular. Kulak kabarttılar. Karanlık yavaş yavaş basıyordu.


Abdi:
Çalıyı çevirin, diye emir verdi.
Ali:
Burdalar; dedi.
Birden bir kadın çığlığı duydular.
Abdi bağırdı:
Memedi öldürmeyeceksiniz. Tutup bana getireceksiniz. Onu, ben
elimle... Ona ne yapılacaksa, ben elimle yapacağım. Tüyüne
dokunmayacaksınız Memedin.
Memed çalının arkasına sinmişti. Eli, tabancasının kabzasındaydı.
Tabanca şalvarın sağ cebindeydi. Hiçbir şeyden, hiç kimseden
korkmuyordu.
Hatçeye:
Korkma! dedi. Seni onlara vermem.
Çalının içinden ayağa kalktı. Korka korka kendisine doğru
ilerleyenlere:
Teslim, dedi. Teslim oldum.
Abdi:
Durun, dedi. Şu itin yanına ben varayım.
Ötekiler geri geri çekildiler. Abdiyle nişanlı öne düştü. Memed yalnız
bir karartı olarak gözüküyordu.
Topal, biraz önce izi sürüp getirdiğinde bir sevinmişti ki... Şimdi bu
durumu görünce müthiş bir kedere gömüldü. Her zaman böyle olurdu
zaten. Oraya, bir kütüğün üstüne oturdu kaldı. Başını elleri arasına aldı.
Kendi kendine söyleniyordu, Ben, bu işi yapmayacağım. Bir daha
yapmayacağım. Vay Memed!
Abdi Ağa:
Ulan nankör, dedi. Ulan ekmeksiz. Bunu mu yapacaktın bana? Seni,
dedi, alıp götüreceğim köye... Gerisini sen düşün...
Tam bu an, çıt, diye bir tetiğin düşmesi duyuldu: Ama patlamadı. Abdi
arkasını dönüp hışımlı:
Ulan, dedi, size demedim mi, ona hiçbir şey yapılmayacak...
Memed hiç kımıldamıyordu. Heyecanlanmıyor, korkmuyordu. Taş gibi,
öylecene durmuş bekliyordu. Bu sırada şalvarının sağ cebindeki eli biraz
oynadı. Tabancayı yavaş yavaş tabaka çıkarır gibi heyecansız, dışarı
çıkardı. Abdi Ağaya doğrulttu. Sanki hiçbir şey olmuyordu. Öyle dingindi.
İki el ateş etti.
Abdi Ağa:
Yandım anam, diyerek yere düşerken, tabancayı nişanlıya çevirdi. Üç


el de ona sıktı. O da yandım, diyerek yere düştü.
Tabancasını cebine soktu. Aynı soğukkanlılıkla:
Hatçe burada. Kılına dokunursanız, size yapacağımı bilirim.
Hatçeye de:
Sen şimdilik eve dön. Ben seni sonra, gelir alırım. Başımızı alır,
bilinmeyen bir yere gideriz. Sen doğru eve git. Bunlar sana
dokunamazlar.
Memede ateş etmeye başladılar. Buna, Memed de şaşırdı. Oysaki
Memed, oradan çoktan uzaklaşmıştı. Karanlığa sıkıyorlardı kurşunu.
Gece yarısına doğru ormandan çıktı. Usul usul yağmur çiseliyordu daha.

10

Kapı usul usul vuruluyor. Korka korka... Bir zaman duruyor, yeniden
başlıyordu. Kadın, kocasını uyandırdı:
Kalk hele, dedi. Kalk. Kapı vuruluyor.
Uykulu erkek birkaç kere kalkmaya davrandıktan sonra, başını
yastığa geri koydu. Kapı, bu sefer biraz daha hızlı vuruldu.
Kadın yineledi:
Kalk hele bre, dedi, biri kapıyı dövüyor.
Erkek, homurdanarak kalktı. Sallana sallana kapıya vardı:
Kim o? diye seslendi.
Dışardaki:
Benim, dedi. Sesi karıncalanıyordu. Boğazını temizledi.
Sen kimsin?
Aç hele kapıyı. Tanırsın beni.
İçerdeki, kapıyı açtı:
Gel içeri, dedi. Öyleyse...
İçeri, sendeleyerek girdi. Karanlıktı içerisi...
Adam, karısına:
Karı, şu ışığı yakıver, dedi. Misafir geldi.
Az sonra ışık yandı. Işığı yaktıktan sonra, kadın yanlarına geldi.
Misafirin üstünden sular sızıyordu. Giyitleri bedenine yapışmıştı. Bu
misafire hayretle baktılar. Su içinde misafir. Kadın, nedense, misafirden
gözünü bir türlü alamıyordu.
Durdu, baktı. Boyuna baktı. Gözlerine, saçlarına baktı, bulamadı:
Bu misafiri gözüm ısırıyor ya, dedi sonunda... Çıkaramıyorum.
Adam, gülümseyerek, her zaman gülümserdi:
Benim de, dedi. Benim de gözlerim artık almıyor ya, gene de gözüm
ısırıyor misafiri. Kestiremiyorum.
Konuğun omzuna elini bastırdı, baktı:
Bilemeyeceğim. Tanıdığım bir surat ama, bilemeyeceğim.
Karısına:

Karı, dedi, öyle görüyorum ki misafir üşümüş. Islak. Bir ateş yakıver.
Misafire:
De bakalım misafir sen kimsin? Gözüm ısırdı ya, bilemedim.
Misafir:
Emmi, dedi, ben İnce Memedim.
Süleyman, öteki gözden odun getirmekte olan karısına seslendi:
Avrat, dedi, bak hele gelen kimmiş! Bak hele!
Kadın:
Kimmiş? diye heyecanla sordu.
Bizim İnce Memed. Maşallah tosun gibi olmuş. Babayiğit. Ben de
bugünlerde duruyor duruyor senin lafını ediyordum. Noldu bu çocuğa?
diyordum. Demek yüreğime doğuyormuş.
Kadın:
Yaaa yavrum, dedi, bugünlerde hep Süleyman emmin durup durup
seni anıyordu.
Süleyman çok yaşlanmıştı. Kaşları uzamış, püskül püskül, apak
Вы прочитали 1 текст из Турецкий литературы.
Следующий - İnce Memed - 1 - 08
  • Части
  • İnce Memed - 1 - 01
    Общее количество слов 3328
    Общее количество уникальных слов составляет 1697
    36.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 02
    Общее количество слов 3340
    Общее количество уникальных слов составляет 1610
    36.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    54.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    61.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 03
    Общее количество слов 3283
    Общее количество уникальных слов составляет 1654
    37.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    53.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    61.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 04
    Общее количество слов 3388
    Общее количество уникальных слов составляет 1750
    34.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 05
    Общее количество слов 3309
    Общее количество уникальных слов составляет 1704
    35.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 06
    Общее количество слов 3252
    Общее количество уникальных слов составляет 1727
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 07
    Общее количество слов 3436
    Общее количество уникальных слов составляет 1599
    37.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 08
    Общее количество слов 3410
    Общее количество уникальных слов составляет 1677
    37.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 09
    Общее количество слов 3352
    Общее количество уникальных слов составляет 1660
    36.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 10
    Общее количество слов 3396
    Общее количество уникальных слов составляет 1704
    35.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 11
    Общее количество слов 3395
    Общее количество уникальных слов составляет 1644
    36.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 12
    Общее количество слов 3441
    Общее количество уникальных слов составляет 1602
    37.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    53.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 13
    Общее количество слов 3336
    Общее количество уникальных слов составляет 1768
    34.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 14
    Общее количество слов 3383
    Общее количество уникальных слов составляет 1679
    34.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 15
    Общее количество слов 3432
    Общее количество уникальных слов составляет 1610
    37.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    54.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    61.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 16
    Общее количество слов 3456
    Общее количество уникальных слов составляет 1636
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 17
    Общее количество слов 3302
    Общее количество уникальных слов составляет 1548
    35.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 18
    Общее количество слов 3322
    Общее количество уникальных слов составляет 1795
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 19
    Общее количество слов 3415
    Общее количество уникальных слов составляет 1620
    35.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 20
    Общее количество слов 3344
    Общее количество уникальных слов составляет 1650
    37.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    53.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 21
    Общее количество слов 3442
    Общее количество уникальных слов составляет 1729
    36.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 22
    Общее количество слов 3346
    Общее количество уникальных слов составляет 1714
    36.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 23
    Общее количество слов 3300
    Общее количество уникальных слов составляет 1668
    35.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 24
    Общее количество слов 3351
    Общее количество уникальных слов составляет 1774
    34.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 25
    Общее количество слов 3364
    Общее количество уникальных слов составляет 1658
    36.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    53.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 26
    Общее количество слов 2886
    Общее количество уникальных слов составляет 1519
    37.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    53.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    62.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов