İnce Memed - 1 - 06

Общее количество слов 3252
Общее количество уникальных слов составляет 1727
33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
49.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
56.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
İşte bundan sonradır ki, gün geçtikçe sevdaları büyüdü, kara sevda
oldu. Sevdaları dillere destan oldu.
Her gece ne yapar yapar buluşurlardı. Buluşmazlarsa ne onun
gözüne uyku girerdi, ne onun... Hatçenin anası tarafından yakalandıkları
da oldu. Hatçeye işkence yaptı anası. Çaresiz. Geceleri elini ayağını
bağladı. Kapıya kilit üstüne kilit vurdu. Çaresiz. Hatçe her engele bir çare
buldu. Hatçe Memede muhabbet çorapları dokuyor, mendilleri işliyordu.
Üstüne türküler çıkarmıştı. Aşkım, hasretini, kıskançlığını renk renk
nakışlara, ses ses türkülere dökmüştü. Bu türküler hala Toroslarda
söylenir. Çorapları gören ürperirdi. Türküleri duyan, söyleyen hala ürperir,
içinden bir şey başlar yeşil yeşil, taze yeşermeye...
Memed, evlerine ne zaman, nasıl geldiğinin farkına varmadı. Şafağın
yerindeki, o kıvılcımlanan yıldız, ışığını yitirmiş, ağarmıştı. Şafağın yeri de
usuldan ağarıyordu.
Ana! Ana! diye kapıdan çağırdı.
Ana uyumuyor, oğlunu düşünüyordu.
Yavrum! dedi kalktı. Kapıyı açtı, boynuna sarıldı.
Demek gece yürüdünüz?
Memed:
Yürüdük.
İçeri girer girmez, Memed kendisini yatağın üstüne attı. Müthiş uykusu
geliyordu. Kafasında sarı bir pırıltı şavkıyordu. Şavkıyan pırıltılar




dönüyorlardı.
Belki umuttur. Belki de bir özlemdir. Özlem sıcacıktır. Özlem bir dost,
bir sevgilidir. Sarıverir insanı sıcaklığı. Memedin kafasında, gönlünde ta
iliklerine işlemiş, sarı pirinç pırıltıları vardı. Pırıltıların ötesinde kırmızı
kiremitleri maviliğe yapışmış kasaba...
Sarı pirinç pırıltıları, koyu, mor, savrulan kebap dumanlarına karıştı:
Kör Hocanın nal şıkırtısı... Kaldırımı beyaz; sıykal, yani cilalı çay
taşlarından yapmışlar. Beyaz beyaz parlıyor.
Ana oğlunun başucuna oturmuş soruyor:
Kasaba nasıldı yavrum?
Hı? diyor, başı düşüyor.
Kör Hacının nal döverken, nasıl türkü söylettiğini düşünüyor. Naldan
düşüncesi kırmızı kiremitli evlere geçiyor. Yarı uykulu, yarı uyanık
gülümsüyor. Düşünüyor ki, yarın öbür gün kaçacaklar. Haşan Onbaşı
köylerden on gün sonra dönecek. Üzülüyor bu işe. Sonra dönüyor
üzüntüsünden. On güne kadar ancak düzenlerler işlerini.
Haşan Onbaşının çocuksu, şakacı güleç yüzü... Ak sakalları. Ak
sakalları yüzünde takma gibi duruyor. Haşan Onbaşı bir yer bulur. Bir de
çift, yani iş bulur. Nedense Haşan Onbaşıya çok güveniyor. Bütün
dünyayı karış karış gezmiş, biliyor, diyor içinden. Kasabanın ağası da
yok. Hatçe, anası, üçü üç yerden çalışırlar. Çalıştıkları kendilerinin olur.
Haşan Onbaşı bu işi yapar mı yapar. Düşünüyor ki, nereden duymuştur,
onu bilmiyor, Çukurova toprağı verimlidir. Düşünüyor, yüreği daralacak
şekilde seviniyor. Çukurova toprağında çakırdikeni bitmez. Kendi
Çukurovaya yerleşince, ev bark sahibi olunca, bir gün köye gelecek,
Çukurova böyle böyle diyecek... Bütün bir köy arkasında inecekler
Çukurovaya. Abdi, tek başına kalacak köyde. Ne ekin ekmesini bilir, ne
biçmesini... Acından ölecek.
Ana tekrar ediyor:
Kasaba nasıldı oğlum? diyor.
O, anasına cevap verdiğini sanıyor, düşünüyor. Beyaz bir fötör şapkalı
görmüştü manavların önünde. Tertemiz... Pantolonlu bir adam... Adam,
portakal alıyordu. Parmaklarına dikkat etmişti. Uzun, beyaz parmakları
çabuk çabuk para sayıyordu. Paralar parmaklarının arasından akıyordu.
Gümüş parıltısı...
Ana:
Yavrum,dedi, uyuyor musun?
Uyuyor muydu? Pirinç pırıltısı yeniden kafasını allak bullak etti.
Çukurova güneşinin altında, güneş çarpınca fışkıran milyonlarca pırıltı.




Uyandığı zaman gün kuşluktu. Anası, başında oturmuş ona bakıyordu.
Birden, nedense anasından utandı. Yorganı başına çekti. Çocukluğunda
sevinçli olduğu zamanlar hep böyle yapardı. Anası gülerek, yorganı
başından çekti:
De kalk koca delikanlı. Gün kuşluk oldu. Kalk da kasabayı anlat.
Gözlerini kirpiştire kirpiştire açtı. Dışarda, göz kamaştırıcı bir güneş vardı.
Güneşe şöyle bir göz attı. Birden kamaşan gözlerini içeri çevirdi. Güneş
her şeyini altüst etmişti. Yataktan çok yorgun bitkin kalktı. Bütün
yorgunluğuna içindeki bütün karanlığa karşın, yüreğine bir yerlerden bir
ışık, bir aydınlık sızıyordu. Yüreğindeki kasveti dağıtan şeyin kendi de
farkında değildi.
Bu sevinç, bu sıcak ışıktan ileri geliyordu. Bu ışık nedendi? Anasının
dizinin dibine oturdu. Kasabayı bir bir anlattı. Kadın, birkaç kere
kocasından, birkaç kere de başkalarından dinlemişti kasabayı, ama bu
kadar güzel kimse söylememişti. Sarı şavka gelince coşmuştu Memed...
Su gibi akıyordu ağzından sözler...
Memed ateş içinde kasabayı anlattı bitirdi. Fakat anasına
söyleyeceğine gelince yutkundu kaldı. Anası, onun bu halini bilirdi. Bu
sefer de meseleyi çaktı. Oğlunun saçlarını okşadı. Gözlerinin içine baktı.
Oğlu bir şey, ama önemli bir şey söyliyecekti ama, söyleyemiyordu.
Oğlan, anasının gözlerinden gözlerini kaçırdı. Ana içinden, tamam,
dedi. Bir şey var. Mutlak bir şey var. Memede baktı. Memed, hareket
edecek, kıpırdayacak halde değildi sanki. Söyleyemeyecek, dedi, kolay
kolay.
Dayanamadı:
Çıkarsana şu diliyin altındakini Memedim!
Memed bunu duyunca irkildi. Yüzü kül oldu.
Ana:
De çıkar, diye tekrar etti.
Memed başını yere dikti:
Ben, dedi, bu gece Hatçeyle konuştum. Kaçmaya karar verdik.
Ana:
Sen aklını mı yitirdin Memed?
Memed:
Düşündük ki, sen köyde kalırsan, Abdi Ağa, sana zulmeder. Sen de
bizimle gel Çukurovaya. Kasabada yerleşiriz.
Ana aynı şiddetle:
Sen delirdin mi? dedi. Ben yurdumu yuvamı, evimi barkımı bırakır
nereye giderim? Hem sen elin kızını alır nereye götürürsün?


Memed:
Öyleyse ne yapalım? Sen bir akıl ver.
Ana:
Ben sana yüz kere söyledim. Vazgeç bu Hatçeden. Yüz kere, bin kere
söyledim. Vazgeç! Onu Abdi Ağanın yiğenine nişanlıyorlarmış. Olmaz.
Böyle kafalardan vazgeç!
Memed:
Vazgeçemem. Abdi Ağa olmazsa, kim olursa olsun. Vazgeçemem.
Abdi Ağa herkesin gönlünün Ağası mı? Alır kaçarım. Benim bir tek
korkum var, o da sana zulmederler. Benim korktuğum bu! Yoksa...
evelallah...
Ana:
Evimi barkımı yurdumu yuvamı bırakıp da hiçbir yerlere gidemem.
Sen, al git Hatçeyi. Gene de sana derim ki oğlum sen yalnızsın. Bundan
iyilik çıkmaz. Karşında beş köyün kocaman Ağası var. Kızı onun yeğeni
istiyor. Bunun sonu iyi çıkmaz. Vazgeç bu işten. Kız mı yok sana!
Memed kızdı. Anasına karşı pek az kızmıştı:
Kız yok, dedi. Dünyada Hatçeden gayri kız yok.
Memed bir daha ağzını açmadı.
İki gün sonra duyuldu ki, Abdi Ağanın öteki köydeki yiğeni
Hatçe için dünür göndermiş. Dünürleri arasında Abdi Ağa da var.
Çığırıp bağırmasına, çağırmasına bakmadan, kızı ilk gelişte Abdi Ağanın
yiğenine veriyorlar. Abdi Ağanın yiğeni bulunmaz kısmet. Kızı kendi
gönlüne bıraksan, ya çingeneye varır, ya da davulcuya. Hatçeyse ağlar
ağlar avunur.
İki gün sonra da nişan takıldı. Abdi Ağa da gelinine bir beşi biryerde
taktı.
Nişandan sonra köyün içine bir dedikodudur yayıldı. Kadınlar
konuşuyor, çocuklar konuşuyor, yaşlılar, gençler, erkekler konuşuyordu:
Memed, kaçırır onu. Yedirmez Hatçeyi Abdi Ağanın kel yiğenine.
Korkar Memed.
Hiç de korkmaz.
Memedin gözünde kimse korkuyu göremez.
Göremez.
Memed bu!
Memed olsun. Memed kaç para eder. Abdi onu parça parça ettirir de
leşini itlere attırır.
Bir kere kızmasın... Attırır mı attırır.
Memed kızı alır da gider.


Nereye gider?
Nereye gider? O gidecek yeri bilir.
Nereye gitse, yılanın deliğine bile girse, Abdi Ağa onu bulur çıkarır.
Abdi Ağanın eli kolu uzun. Hükümet var arkasında...
Hükümet de var. Kaymakam da, Müdür de var. Karakol Onbaşısı da
var.
Her gün Müdür iner evine.
Vallahi yüreğim parçalanıyor şu Memede.
Geldi yabanın köylüsü de elinden aldı.
Dün gördüm Memedi...
Vay tıkara!
Evlerinin arkasında gördüm. Yüzü sapsarı. Zehir sarısına kesmiş.
Yeşil sarı.
Ben de gözlerinden korktum. Bir hoş ışıklı gözleri var.
Fıkara, nişan yapıldı yapılalı evden çıkmıyormuş...
Karanlık bir köşede...
Akşamadek... Düşünürmüş...
Kara sevda... Zor!
Kara sevda deli eder insanı.
Memed yarı deli zaten...
Kızı her gece bağlarmış anası. Elini ayağını kendirle bağlarmış.
Kilit üstüne kilit!
Dönenin de hali kötü.
O da oğlundan korkuyor.
Abdi Ağa da duymuş meseleyi...
Vay tıkara Memed!
Duymuş da gülmüş...
Kızın iki gözü iki çeşme...
Vay tıkara Memed!
Abdi Ağanın kel yiğeni, gelmiş fiyaka satıyor. Dolanıyor köyün içinde.
Boynuzlu...
Geyik boynuzları...
Geyik...
Zulüm.
Vay fıkara Memed!
Zulüm.
Kahrından ölmezse Memed...
Asıl kız ölecek kahrından...
Ayıran kör olsun.


Yavaş yavaş söylen.
Onmasın inşallah...
Sürüm sürüm sürünsün.
Kurt işlesin tenine inşallah.
Yılancıklar çıkarsın da yılın yılın yatsın.
Yavaş yavaş...
Gözlerinde çakırdikeni bitesi.
Beş köy kendinin, şu dağlar da kendinin.
Dünya parayla alınır. Yürek alınmaz.
Vay tıkara Memed!
Görsün Abdi. Görsün ne işler getirecek Memed onun başına.
Siz hele durun.
Öldürse...
Öldürse eli nurlanır.
Memed daha çocuk.
Vay tıkara Memed!
Çocuk ama...
Yılda kaç tane dağ keçisi, vurur Memed?
Say!
İğnenin deliğinden kurşun geçirir.
Abdinin gözlerinin bebeğinden inşallah.
Yavaş söyle yavaş!
Bir silah geçse eline Memedin, koymaz Abdiye.
Koca Ahmet dağda olaydı bu sıralar...
Gelirdi köye, bozardı nişanı, verirdi kızı Memede.
Bir silah geçirse eline...
Memed hakkından gelir onun.
Keşkeee!
Köylü o günleri görse... Kırk gün kırk gece şenlik eder.
Kara sevdalıları ayıran iflah olmaz.
Olmaz inşallah.
Memedden bulmazsa, Allahtan bulur.
Bulur inşallah.
Yavaş yavaş!
Neredesin Koca Ahmet. Kendini göstereceğin gün bugündü.
Koca Ahmet Dağıstanda çift sürüyormuş. Avrattan korkak olmuş.
Memed kasabaya gitmiş.
Yer yapıyor kendine.
Şu kel yiğenine bir şey olsa...

Bir yıldırım düşse tepesine.
Durup dururken canı çıkıverse.
Çıkıverse...
Memed alsa kızı. Alsa götürse...
Memed alsa kızı...
Alsa götürse kızı...
Ben Hatçeyi bilirim. Öldürür kendisini.
O ölürse, Memed de yaşamaz.
Vay tıkara Memed!
Vay tıkara Döne! Kocasız kaldı genç yaşında. Oğulsuz kalmasın.
Oğulsuz kalmasın.
Bir köy insanı tekmil konuşuyordu. İçlerine dert olmuştu Memedin işi.
Ama ellerinden bir gelir yoktu. Bu konuşmalar Abdi Ağanın kulağına
dakikası dakikasına gidiyordu. Köyde çıt dese, o duyardı.
Olup biteni, köylünün neler konuştuğunu bir bir biliyordu. Adamını
gönderdi. Memedi evine çağırdı bir gece. Memed, süklüm püklüm gelip
karşısına el pençe dikildiğinde, bas bas bağırarak:
Ula namussuz nankör! Köpek gibi kapımda büyüdün. Adam oldun.
Ulan namus düşmanı! Duydum ki yiğenimin nişanlısına göz dikmişsin...
Memed taş kesilmiş kıpırdamıyordu. Yüzü duvar gibi bembeyaz
olmuştu. En ufak bir hareket yoktu. Yalnız, o iğne ucu kadar küçücük
pırıltı gelip gözbebeklerine oturmuştu.
Abdi Ağa:
Bana bak Memed! dedi. Bu köyde yaşamak, ekmek yemek istiyorsan
benim dediğimden ayrılma. Sen çocuksun. Sen bilmezsin. Sen beni
bilmezsin. Ben adamın ocağına incir dikerim. Duydun mu ekmeksiz,
nankör? Ben adamın ocağına incir dikerim.
Geldi Memedin kolundan sertçe tuttu:
Bana Abdi derler, dedi. Ben adamın ocağına incir dikerim.
Memed susuyordu. O sustukça öteki kızıyor, bağırıyordu.
Ulan ekmeksiz oğlu ekmeksiz... diyordu. Kimse benim yiğenimin
nişanlısına göz dikemez. Ben adamı parça parça eder de leşini köpeklere
atarım. Bana bak! O kapıdan bir daha geçmeyeceksin. Anladın mı?
Geçmeyeceksin. Anladın mı?
Memedi birkaç kere sert sert sarstı. Taştan ses çıkıyordu da ondan
ses çıkmıyordu. İşte bu sessizlik kudurtuyordu Abdi Ağayı.
Birden kendini kaybedip Memedi tekmelemeye başladı. Memed onu
öldürmemek için kendini zor tutuyordu. Dişi dişini yiyordu. Avurt etleri,
dişlerinin arasındaydı. Isırıyor, yiyordu avurt etlerini hırsından. Ağzı kan



içinde kalmıştı. Kafasında sapsarı bir ışık şavkıdı.
Defol buradan! Sîzlere iyilik yapmak, sîzleri büyütüp adam etmek
haram zaten. Besle kargayı gözünü oysun. Defol, itin oğlu.
Dışarı yarı baygın, yarı sersem çıktığında, yere kocaman bir tükrük
attı. Tükrük bir avuç kandı.


8

Evler, ağaçlar, kayalar, yıldızlar, ay, toprak ne varsa dünyada, hepsi
karanlığın içinde kaybolmuşlar, erimişlerdi. Usuldan usuldan karanlığın
üstüne yağmur çiseliyordu. Yağmurla birlikte, hafif de bir yel esiyordu.
Yel, soğuk bir yeldi. Arada bir, durup durup köpekler karanlığa
havlıyorlardı. Sonra, yalnız bir horoz uzun uzun öttü. Vaktinden önce öten
bu horozu sahibi sabahleyin erkenden mutlak kesecektir.
Uzaktan, dağın ötesindeki yoldan bir çıngırak sesi geliyordu. Bir ara
çıngırak sesi kesiliyor, sonra tekrar başlıyordu. Bu, gelen yolcuların
yorgunluğuna alamettir.
Memed, hayli zamandır kocaman dalları şemsiye gibi açılmış dutun
yanındaki çitin altına sinmiş bekliyordu. Memed düşünüyordu ki... Hayır,
bu durumda Memed, hiçbir şey düşünemez. Memed, yalnız üşüyordu.
Memed, bir şeyler duyuyordu düşünmeden. Karanlığa yağmur çiseliyordu
usuldan. Karanlık bastığından beridir ki Memed, bu yağmuru yiyordu.
İçine geçmişti. Bazı bazı bir titreme alıyor, sonra geçiyordu. Çitin ötesinde
bir patırtı duydu, kulak kabarttı. Bu, çitten atlayan bir kediydi. Öyle sandı.
Anası düştü aklına bir ara.
Etini kesmişler gibi bir yerleri ağrıdı. Yüreğinde bir zehir acılığı duydu.
Bir sızlama. İşkence edeceklerdi anasına... Çok uzakta bir şimşek çaktı.
Karanlıkta erimiş dutun gövdesini, dallarını yaldızladı. Memedin de içinin
karanlığından bir ışık yolu geçti. Uzun bir ışık yolu.
Bu anda bütün köy, atıyla, eşeğiyle, sığırı, keçisi, koyunu, böcekleri,
tavukları, kedileri, köpekleriyle uyuyordu. Düşmanlıkların, kinlerin,
sevgilerin, korkuların, kaygıların, yiğitliklerin üstünü kalın bir uyku
örtmüştü. Düşler çarpışıyordu. Düşler yaşiyordu şu anda.
Görüş sahası ne kadar dar olursa olsun, insan muhayyilesi geniştir.
Değirmenoluk köyünden başka hiçbir yere çıkmamış bir insanın bile
geniş bir hayal dünyası mevcuttur. Yıldızların ötelerine kadar uzanabilir.
Hiçbir yer bulamazsa Kaf dağının arkasına kadar gider. O da olmazsa,
düşlerinde yaşadığı yer başkalaşır. Cennetleşir. Şimdi, şu anda düşler


veryansın ediyordur, uykuların altında. Şu tıkara, şu kahırlı Değirmenoluk
köyünde, değişmiş dünyalar yaşanıyordun
Memed de düş görüyordu. Hem korkuyor, hem düş görüyordu.
Kafasında birden, bir şimşek çaktı. Çukurovanın bol güneşi kafasında
parçalandı, büyüdü, genişledi, aydınlandı. İçindeki ışık seli durunca
Memed endişelendi. Korktu. Ya gelmezse, diye düşündü. Ya gelmezse
ne yaparım? Kafasından türlü ihtimaller geçti. Gelmezse, ben bilirim
yapacağımı, dedi. Eli tabancasının kabzasına gitti. Tabancası aklına
gelince bütün korkuları siliniyor, çaresizliğini unutuveriyordu.
Tabancasını düşünüyordu ki çok hafif bir ayak sesi duydu. Az önce
düşündüklerinden utandı. Gelip başında duran Hatçeydi. Gündüz olsaydı
da Hatçe, Memedin yüzüne baksaydı. Önce yüzünün sapsarı kesildiğini,
sonra yavaş yavaş kızardığını görür şaşardı. Başka şeylere, belki
korkuya yorardı bunu.
Çok beklettim, diye özür diledi. Anam bir türlü uyumuyordu.
El ele tutuşup korka, sine uzaklaştılar. Toprağa öyle usturuplu
basıyorlardı ki, en küçük bir çıtırdı bile çıkartmıyorlardı. Toprağa
basmıyorlardı sanki.
Köyü çıkıncaya kadar, nefes bile almadılar dersek, doğrudur. Köyü
çıktıktan sonradır ki, korkuları biraz azaldı, kendilerini azıcık serbest
hissettiler.
Hatçenin bohçasını Memed taşıyordu. Hatçe bohçasını, Memed
yoruldu diye istedi, öteki vermedi.
Tam sırasıymış gibi, çiselemekte olan yağmur delicesine bastırdı.
Yanlarında, arkalarında, önlerinde şimşekler çakıyordu. Kayalığı
geçtikten sonra bir ormana düştüler. Çakan şimşeklerden arada bir
orman ışıyor, ortalık gündüz gibi oluyordu. Ağaç gövdelerinden oluk oluk
suların aktığı görülüyordu ışıkta. Hatçe hıçkırarak ağlamaya başladı.
Memed kızdı:
Tam da ağlayacak sırayı buldun, dedi.
Ortalık ışıyıncaya kadar, ormanda bir minval üzere yürüdüler.
Nerede olduklarının farkında değildiler. Yağmursa, hala yağıyordu.
Hatçe, her adımda yağmura:
Allahın kahrı gazabına uğra! diye beddua ediyordu.
Ortalık iyiden iyiye ışıyınca, bir kaya kovuğu buldular sığındılar.
Ayakta durmuşlar, ikisi iki yerden tirtir titriyorlardı. Elbiseleri vücutlarına
yapışmıştı. Hatçenin saçlarının ucundan hala yağmur altında yürüyormuş
gibi sular sızıyordu.
Memed, dişleri birbirini döverek:




Kav ıslanmamışsa, bir ateş yakar ısınırız, kurunuruz, dedi.
Hatçe kıvançla gülümsedi.
Memed:
Gülme, dedi. Öyle bir yağmur yedik ki, değil deri kesenin içine,
derimizin altına bile geçti.
Bel kayışına bağlı keseyi elleri titreyerek açmaya uğraşıyordu.
Bütün umut, kurtuluş buradaydı. Gözleri kesenin içine dikilmişti. Sonra
göz göze geldiler gülümsediler. Kesenin içine su işlememişti.
Memed:
Bu keseyi kim yapmıştır biliyor musun?
Hatçe:
Yok, dedi.
O, evine kaçtığım Süleyman emmi var ya, o yaptı. O zamandan beri
onun yadigarını saklarım.
Telaşlı telaşlı etrafına bakındı.
Hiçbir kuru şey yok ki ellerimi kurulayım. Elim değince kav ıslanacak.
Hatçe:
Aman tutma kavı yaş ellerinle, dedi.
Memed:
Bak nasıl kurularım! diye öğündü.
Kovuğun arka tarafına doğru gitti. Oraya yağmur işlememişti.
Toprak, kupkuru tozlanıyordu. Ellerini toprağa soktu, toza beledi. Tozlu
ellerini havaya kaldırıp, Hatçeye:
Oldu mu? dedi.
Hatçe gülümsedi.
Memed:
Git Hatçe, dedi. Git de çalı çırpı topla!
Hatçe kovuktan dışarı, yağmura fırladı. Biraz sonra, kocaman bir
kucak çalıyla geri döndü. Çalılar ıslaktı ya, aslında kurumuşlardı. İnce
ince kırdılar, kovuğun orta yerine yığdılar. Memed, kavı çaktı. Çaktı ama,
kav yansa bile, tutuşturmaz ki çalıyı. Çalının tutuşması için küçücük de
olsa yalım gerek. Ne yapsalar?
Memed:
Dur sen burada, dedi. Ben gideyim çıra bulayım.
Az sonra elinde yağlı bir çırayla döndü. Kocaman, iki ağızlı hançerini
çıkardı, çırayı yardı. Kav çırayı da ateşlemez. Ona da yalım gerek.
Küçücük bir yalım olsa çıra alışıverir. Bir kibrit olsaydı şimdi... her şey
kolaydı ama... Kibrit de almıştı Memed. Ama kibrit ıslanmış, çorba gibi
olmuştu.


Memed:
Hatçe, dedi, azıcık kuru bez bulamaz mıyız?
Hatçenin dişleri şakırdıyordu.
Bohçayı bir açayım bakayım. Belki ortasına su geçmemiştir.
Dışarda, yağmur veriştiriyordu. Aynen gök delinmiş gibi.
Hatçe bohçayı açtı. Aradı taradı. Entarilerinin içinde sıkışıp kalmış bir
mendil buldu. Bu, Memedin ona ilk hediyesiydi. Kırmızı benekli bir
mendildi. Kadınlar köyde böyle mendilleri başlarına bağlarlardı.
Bu var kuru, diye Memede gösterdi.
Memed mendili tanıdı.
O mu var? dedi. Bir hoş olmuştu mendili görünce.
Hatçe:
O, dedi.
Memed, birazcık kızgın:
Burada donup öleceğimi bilsem; onu gene yakmam.
Hatçe:
Belki entarilerde kuru bir parça bulunur.
Memed:
Getir hele, dedi.
Hatçe, bohçayı getirdi.
Memed, karıştırdı karıştırdı bohçayı:
Ohhooo, dedi, bunlarda bir kuru parça değil, yüz parça bile bulunur.
Hatçe:
Bulunur, dedi. Hepsini yak da çıplak gezelim.
Memed:
Bu gidişle öyle olacak.
Kuruca bir entarinin iç astarını söktü. Çakmağı çaktı. Kavı, bez
parçasının içine koydu. Üflemeye başladı. Üfledi babam üfledi. Yorulunca
bezi Hatçeye verdi. Bu sırada tam yanlarına bir yıldırım düştü.
Yer hafiften sarsıldı. Ağaçlar çatırdadı. Hatçe, elindekini yere düşürdü.
Memed, eğildi yerden aldı. Avurdunu şişirerek yeniden üflemeye başladı.
Avurdu acımıştı. Bezin üstünü küçücük bir alev yalayınca sevindi. Hemen
öbür elindeki çırayı tuttu. Çıra cızırdayarak ateş aldı.
Birkaç tane çırayı birleştirdi. Ortadaki çalı yığınına soktu, etrafını
besledi. Yağmur gittikçe şiddetleniyordu. Gökyüzü bir kara dumandı.
Boyuna da şimşek çakıyor, yıldırım düşüyordu. Şimşekler bir an için de
olsa, dünyayı yaldızlıyorlardı. Her şimşekten sonra, Memedin içi, bir sarı
pirinç pırıltısına boğuluyordu.
Ateş büyüdü. Memed, boyuna üstüne odunlar yığıyordu. Odunların


suları çekilince ateş alıyorlardı. Kocaman kocaman yalımlar parlayıp
oynaşıyorlardı. Üzerlerindekini çıkardılar, oradaki bir dalın üstüne serdiler.
Dalı da ateşin yanına çektiler. Hatçe utanıyordu. Bu sebepten bir türlü iç
gömleğini, donunu çıkaramıyordu.
Memed:
Çıkar onları, dedi. Çıkar da titremen geçsin.
Hatçe yalvarırcasına baktı:
Bunlarda üstümde kurusun, dedi.
Memed:
Üstünde kurumaz, diye kızgınlıkla söylendi. Üstünde kuruyuncaya
kadar, sen soğuktan ölürsün.
Hatçe, Memedin kızdığını anlayınca, gömleğini çıkarmaya başladı.
Omuzları yuvarlak, esmerdi. Gömleğini çıkarır çıkarmaz çalıya attı,
memelerini avuçlarına aldı kapadı. Omuzları titriyordu. Boynu, bir kuğu
boynu gibi uzun, hoştu. Küçücük birer saç parçası kulaklarının arkasına
doğru kıvrılıyordu. Örgülü kara saçları, arkasına dökülmüş, kuluncunu
baştan başa örtmüştü. Memeleri ellerinden, parmaklarının arasından
taşıyordu. Sarı, ayva tüylerin yerleri soğuktan kabarcıklanmıştı. Isınınca
kabarcıklar kayboldu. Ten dümdüz oldu. Pembeleşti hafiften.
Memed, gözlerini Hatçeye dikmişti. İçinde, dayanılmaz bir arzu duydu.
Hatçe!
Hatçe, bu sesten, bu biçimde söylenişten ürperdi. Ses, her şeyi
söylüyordu. Anladı.
Memed, dedi, şimdi köyde kıyamet kopuyordun Şimdi bizi fellik fellik
arıyorlardır. Bulurlarsa diye korkuyorum.
Memedin içinde de aynı korku vardı. Belli etmedi:
Nasıl bulacaklar bu ormanın içinde bizi? Sen de!...
Hatçe:
Bilmem, dedi. Bilmem ama, ben korkuyorum.
Uzun zaman sustular. Yağmur da azıcık yavaşladı gibi. Ateş gittikçe
büyüdü. Yandaki kayalar bile ısındı. Taban toprağı da kurudu.
Hatçe kuruyan gömleğini giydikten sonra donunu çıkardı. Memed,
onun taze, dolgun bacaklarını gördü. Çoktan beri, içindeki arzu,
dayanılmaz bir hale gelmişti.
Tekrar, aynı şekilde:
Hatçe! dedi.
Hatçe:
Korkuyorum Memed, dedi.
Memed, yanına doğru yanaştı, sıkı sıkıya, acıtacak kadar bileğini


tuttu. Hatçe öteye öteye gitti. Memed, Hatçeyi bütün gücüyle sardı. Öptü,
Hatçe kendini birden bırakıverdi. Memed, onu kayanın dibine doğru
sürükledi. Hatçenin kalın dudakları aralık kalmış, gözleri kapanmıştı.
Hatçenin eli ayağı tutmuyordu. Usuldan usuldan, Korkuyorum etme
Memed, diyordu.
Büyük ateşin yalımları üzerine doğru uzanıyordu. Yalımlar, kayaları
yalıyordu. Neden sonradır ki kendilerine gelebildiler. Memed, Hatçeyi
elinden tuttu. Yattığı yerden kaldırmak istedi. Hatçe azıcık doğruldu.
Sonra, arkası üstü gene yattı. Korkusu tamamen gitmişti. İçinde bir
eziklik, vücudunda yorgunluk kalmıştı. Sonra, kendi kendine kalktı.
Bacakları, sırtı, kalçası toprağa belenmişti. Hatçe, kadın olmuştu.

9

Ana, şafaktan önce kalktı. Hatçenin yatağına baktı. Yatağın içi
doluydu. Hiç şüphelenmedi. Sabah olup da Hatçe her zamanki vaktinde
yataktan kalkmayınca yüreğine tıp etti. Korkusu doğruydu.
Yorganı açınca yıldırımla vurulmuşa döndü. Hatçe, bir yastığı
yorganın altına uzunlamasına koymuş, onun yerine yastık yatıyordu
yorganın altında. Bu, Hatçenin geceden kaçtığını gösteriyordu. Bu yastık
oyununu da çabuk haberlenmesinler diye yapmıştı.
Yorgan kadının elinde kalakalmıştı. Ancak, kocası kendisine
seslenincedir ki kendine geldi. Yorganı elinden bıraktı. Toros köylerinde
töre yerine geçmiştir. Kızı kaçan, atı, öküzü, horozu çalınan evinin
kapısına çıkar, bütün köye, çekemeyenlere, gözleri kaldırmayanlara
basar küfürü. Saatlerce durur durur küfreder.
Köylü hiçbir cevap vermez ona, aldırmaz. Küfredenin bir zaman sonra
hırsı iner, ondan sonradır ki, ciddi ciddi olayın üstüne konuşulur.
Kocasına:
Kız gitmiş, dedi. Şimdi nişliyelim?
Koca aşikar bir sevinç çığlığı attı:
Çok şükür Allahıma, dedi. Çok şükür. Hiç gönlüm yoktu,
Abdi Ağanın kel yiğenine vermeye kızı. Çaresizlik belimi büküyordu.
Çok şükür...
Kadın:
Sus, dedi. Sus! Bir duyan olmasın, Abdi Ağa, kızı biz kaçırttık sanır da
derimizi yüzer.
Sonra ana, töre olduğu üzere, evin kapısına çıktı usul usul
dövünmeye baktı. Dövünmek hiç de gelmiyordu içinden. Kimseye
küfredemiyordu. Bağıramıyordu da. Sallanıyordu boyuna. Yalancıktan:
Vay benim başıma gelenler!... Kızım! Kızım! Sürüm sürüm sürünesin
inşallah. Namusumu iki paralık ettin kızım! Kahrol! Kızım! İki gözün
önüne aksın kızım!
Kocası, çok sert:


Gel içeri, dedi. İyi yaptı kız. Gönlünün istediği ile kaçtı ya.
Nolursa olsun. Hiç sesini çıkarma avrat! Bağırma. Git, Abdi Ağaya
söyle durumu. Kıza da beddua etme! Gel içeri.
Kadın, kocasının dediğini tuttu. Başına, kara bir yazma bağladı.
Doğru, Abdi Ağaya gitti.
Abdi Ağa, kadını görünce:
Oooo, nerelerdesin bacım? Hiç uğramaz oldun Ağayın evine.
Otur şöyle yanımdan.
Вы прочитали 1 текст из Турецкий литературы.
Следующий - İnce Memed - 1 - 07
  • Части
  • İnce Memed - 1 - 01
    Общее количество слов 3328
    Общее количество уникальных слов составляет 1697
    36.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 02
    Общее количество слов 3340
    Общее количество уникальных слов составляет 1610
    36.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    54.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    61.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 03
    Общее количество слов 3283
    Общее количество уникальных слов составляет 1654
    37.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    53.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    61.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 04
    Общее количество слов 3388
    Общее количество уникальных слов составляет 1750
    34.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 05
    Общее количество слов 3309
    Общее количество уникальных слов составляет 1704
    35.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 06
    Общее количество слов 3252
    Общее количество уникальных слов составляет 1727
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    49.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    56.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 07
    Общее количество слов 3436
    Общее количество уникальных слов составляет 1599
    37.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 08
    Общее количество слов 3410
    Общее количество уникальных слов составляет 1677
    37.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    52.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 09
    Общее количество слов 3352
    Общее количество уникальных слов составляет 1660
    36.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 10
    Общее количество слов 3396
    Общее количество уникальных слов составляет 1704
    35.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 11
    Общее количество слов 3395
    Общее количество уникальных слов составляет 1644
    36.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 12
    Общее количество слов 3441
    Общее количество уникальных слов составляет 1602
    37.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    53.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 13
    Общее количество слов 3336
    Общее количество уникальных слов составляет 1768
    34.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 14
    Общее количество слов 3383
    Общее количество уникальных слов составляет 1679
    34.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 15
    Общее количество слов 3432
    Общее количество уникальных слов составляет 1610
    37.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    54.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    61.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 16
    Общее количество слов 3456
    Общее количество уникальных слов составляет 1636
    35.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 17
    Общее количество слов 3302
    Общее количество уникальных слов составляет 1548
    35.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 18
    Общее количество слов 3322
    Общее количество уникальных слов составляет 1795
    33.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    46.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    53.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 19
    Общее количество слов 3415
    Общее количество уникальных слов составляет 1620
    35.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 20
    Общее количество слов 3344
    Общее количество уникальных слов составляет 1650
    37.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    53.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 21
    Общее количество слов 3442
    Общее количество уникальных слов составляет 1729
    36.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 22
    Общее количество слов 3346
    Общее количество уникальных слов составляет 1714
    36.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    51.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    59.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 23
    Общее количество слов 3300
    Общее количество уникальных слов составляет 1668
    35.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    58.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 24
    Общее количество слов 3351
    Общее количество уникальных слов составляет 1774
    34.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    50.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    57.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 25
    Общее количество слов 3364
    Общее количество уникальных слов составляет 1658
    36.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    53.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    60.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов
  • İnce Memed - 1 - 26
    Общее количество слов 2886
    Общее количество уникальных слов составляет 1519
    37.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
    53.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
    62.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
    Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных слов