Küçük Ağa - 21

Total number of words is 2833
Total number of unique words is 1623
35.0 of words are in the 2000 most common words
49.0 of words are in the 5000 most common words
57.2 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
günahlardan sayıyordu. Halbuki içine girdiği çevrenin bundan başka bir özelliği yoktu.
Buradan ayrılıp ne yapacaktı? Bu iş için belli bir düşüncesi yoktu, önce İstanbul'a gitmeyi düşünmüştü. Orada
kendisini sevenler, benimseyenler bulacaktı. İzmit'i geçti mi kurtulacağını biliyordu. Fakat bu düşünceye
bağlanıp kalmasına ve bu kararın peşine düşmesine iki engel vardı.
Bunlardan biri Emine'yi ve artık doğmuş olması gereken çocuğunu büsbütün kaybetmek endişesi, ikincisi de
Kuvayı Milliye üzerindeki yeni yeni tereddütleri idi.
Yakasaray köyünde geçirdiği bir ay içinde dünyadan kopmuş, Kuvayı Milliye'nin büsbütün uzağında kalmıştı.
Afyon'dan gelen parça bölük haberlerin düzmece ve kasıtlı olduğunu kolayca anlıyor, bu yüzden de
tereddüdü koyulaşıyordu. Küçük Ağa bir gün Çakırsaraylı'ya, Akşehir'e bir adam göndermenin mümkün olup
olmayacağını sordu. Evden haber almak istiyordu. Çakırsaraylı "Emret ağam" dedi ve hemen o gece Recep'le
iki atlıyı yola çıkardı. Küçük Ağa ertesi şafağı nasıl yaptığını bilemiyordu. Bütün gece bir damla uyumamış, nal
seslerini beklemişti. Sabaha doğru Recep'i o dağbaşının dondurucu ayazında, kapının önünde beklemeye
başladı. Üç atlının karaltısı ikiyüz metre kadar aşağıdaki korudan kurtulunca, kendini tutamayıp onlara doğru
koştu. Recep şarkıların en güzelini söyler gibiydi:
— Gözün aydın ağam, oğlan olmuş!.. Mehmet doğmuştu demek! Ve Mehmet'i onun kucağına
uzatmamışlardı. Mehmet'i öpememiş-ti. Yeni doğmuş bir çocuk nasıl bir şeydi acaba? Kokar derlerdi, bu
kokuda insanın soyu sopu, ruhu tüter derlerdi. Bu kokuyu ciğerlerine sindire-memişti. Ebenin bahşişini
verememiş, o insana cennetten haber veren mutluluğun kabarışını gönlünde duyamamıştı. Emine'nin yanına
girememişti. Emine'nin gözlerinin içine baka baka gülümsediğini görememişti. Emine gülümsememişti ki.
Ama gene de mesuttu, gene de içi sıcak sıcak dalgalanıyor, coşuyordu. Gene de yerinde dura-mıyordu.
— Recep atını verir misin bana? dedi. Recep bunu ters anladı.
— Seni komam ağam. Sabretmen gerek. Küçük Ağa üstelik neşeleniverdi. Bir çocuk
gibiydi:
— Onun için değil Recep, şöyle bir koşturayım tepeye doğru.
— Ha, o olur.
Recep atından atladı, gemi ona verdi. Hayvan körük gibi soluyor, yeri eşeliyor, bir an önce ahırına girmek
için huysuzlamyordu ve tek tük kar düşmeye başlamıştı. Küçük Ağa bir yay-lanışta eğere oturdu, yumuşacık
çizmeleri atın böğrünü sardı, sol eli geme çelik gibi yapıştı:
— Haydi eyval ah, bir saate kalmaz dönerim.
Mahmuzu yiyen at, binicisinin coşkun kuvvetine uyarak ileri atıldı, tepeyi sardı. Ortalık ağarıyor, kar kuşbaşı
yağışa çeviriyordu.
Hızlı, daha hızlı, daha hızlı. Uçmalıydı at, koşmamalıydı, uçmalıydı... Ve at gücünün son kırıntılarını da
dökerek bu çılgın arzuya uyuyordu.
Küçük Ağanın bir şey düşündüğü yoktu. Hiç bir şey düşünmüyordu, fakat atın başını devamlı olarak Akşehir'e
doğru çeviriyordu. Mesafe bir kör dumanın içinde eriyip gitmişti. Etrafta yaradılıştan önceki sessizlik vardı.
Solda ovaya iniş aynı beyaz perdenin ardında eriyip gitmiş, sağda yükselen tepeler de kaybolmuştu. O sanki
ilk yaratılan insandı ve Tanrının kendisine vâdet-miş olduğu dünyaya doğru uçuyordu. Bütün duygulan,
bütün düşünceleri ve bütün nimetleri bulmaya doğru uçuyordu. Ama şu anda gönlü ve kafası çırılçıplaktı;
bomboştu.
Köye döndüğü zaman Recep'i o nasıl bek-lemişse onu da öyle bekliyorlardı. Çakırsaraylı:
— Meraklandırdın bizi ağam, dedi.
— Meraklanacak ne var bunda? Sevinecek çok şey var.
— Sevindik elbette.
Ve o gün Yakasaray, çoğu işin aslım bilmeden, bir düğün, bir bayram havası yaşadı. Kuzular çevrildi, pilâvlar
döküldü, helvalar yapıldı, sazlar çalındı, türküler söylendi, içenler içti ve bu âlem gece geç vakitlere kadar
sürdü.
Dışarıda kar hiç dinmeyecekmiş gibi sessiz sessiz ve lapa lapa yağıyor, Küçük Ağa ise yalnız kaldığı odasında
Kur'an okuyordu. Okudu, okudu, okudu ve içinde kımıldayıp duran şekva arzusunu ancak sabaha karşı
dindirebildi. Arka arkaya iki uykusuz gece onun sağlam yapısını bile sarsmıştı. O gün öğle namazına ancak
uyanabildi. Abdest alırken kararını vermişti.
Ova beyaz yağışın altında sonsuzluğunu unutup gitmişti. Her köy bir ayrı dünya idi artık ve bu dünyalar
birbirlerini unutmuşlardı. Bu her kış böyle olurdu... Bu yılın değişik yanı, arada sırada kimi tek, kimi zaman da
kırk el i, hatta daha kalabalık atlı veya atlıların, insana kurşunduvarlar gibi gelen o süt rengin içinden
çıkıverişleri idi.
Ne yapacakları, ne isteyecekleri, neye inanıp, neyi tutup, neye düşman oldukları bilinmeyen atlılar.
Kar nal seslerini boğuklaştınr, karaltılar ancak evlerin iyice yakınına sokulduktan sonra belirirdi. Ama onları
bekleyen ürkeklikler, umutlar ve tedbirler o kadar uyanık idi ki, gelenler daima bir öncüden kuşkulanırlar, kim
haber etti diye düşünürlerdi.
Köylerin içinde büsbütün ayrı durumları olanlar vardı. Bunların kiminde Kuvayı Milliye birlikleri yerleşmiş,
kiminde de eşkıya çeteleri barınmıştı ve iki taraf da hangi köyde ne var biliyorlardı. îş bilmekle de bitmezdi,
baskınlar baskınları kovalardı. Bu baskınlar haydut çeteleri için kurtların köylere inişinden pek farklı değildi.
Onlar için de hedef erzak ve cephane idi.
Kuvvalar ise bu işi temizlik için yaparlardı ve bütün mesele elebaşılarını ortadan kaldırmak, kalanları da çekip
kendi taraflarına almaktan ibaretti. Fakat bir kânunuevvel gecesi Sazlı köyünde hazırlanan baskın plânının
hedefleri arasında yeni bir şey vardı.
Fuad Paşa Istanbul'lu Hoca'nm peşini bırakmıyordu. Akşehir'de yapılan sıkı bir inceleme Hoca'nın Çakırsaraylı
çetesine sığındığını ortaya çıkarmıştı. Bu öğrenildikten bir hafta kadar sonra Yüzbaşı Nazım yeniden Sazlı'ya
geldi. Gece Yüzbaşı Hamdi, Doktor Haydar ve Mülâzim Niyazi ocağın başına oturup konuştular.
Nazım durumu onlara anlattı: Çakırsaraylı çetesi Yakasaray köyünde idi.
Ne yapıp yapılacak, köye bir baskın verilecek ve Çakırsaray haydudu ile Hoca ele geçirilecekti. Bunun daha
başka faydaları, yani bu işi gerektiren başka sebepler de vardı. Bir kere çete Karakolcularla işbirliği yapıyor
ve onlara yardımcı oluyordu. Daha sonra aynı çete Afyon ve Akşehir yönlerine doğru gelişen devamlı bir
korku ve baskı unsuru idi. Hoca'nın katılması çeteyi hem kuvvetlendiriyor, hem de ona karşı mukavemeti
zayıflatıyordu. Kısacası Çakırsarayh çetesi bir an önce temizlenmeliydi. Temizlenecekti de...
Çetenin kuvveti aşağı yukarı öğrenilmişti. Baskının ne kadarlık bir kuvvetle yapılacağı da belli idi. Şimdi
onlara plânı yapmak, zamanı kararlaştırmak kalıyordu. Nazım:
— Paşa bu işi bir an önce bitirmemizi istiyor, dedi ve fikirlerini sordu.
Yüzbaşı Hamdi harekete kuru bir besmele ile girişmek istemiyordu.
— önce bir yoklayalım, sorup soruşturalım, dedi.
Nazım, bunun güçlüklerini sayıp döktü. Gerçekten de bu kışta kıyamette keşif imkânsız gibi bir şeydi. Zaten
öğrenilecek pek bir şey yoktu. Bu düzden düze bir baskındı. Köyün yolunu bilmek yeter de artardı. Gerektiği
kadar bilgiyi Paşa toplatmıştı işte.
ötekiler baktılar ki Nazım kararlı:
— Eh, mesele yok, o halde, dediler. Hazırlığa hemen ertesi sabah başlanacak,
sabah ezanına dört saat kala da yola çıkılacaktı. Zaman en ağır yürüyüşe göre seçilmişti. Hesap ettiklerine
göre Yakasaray'a vardıkları zaman ortalık daha karanlık olacaktı. Yüzbaşı tuhaf bir gülümseyişle:
— O saatte uyansa uyansa bir Hoca efendi uyanır, dedi.
ötekilerin hiç biri de bu sözün bir nükte mi, yoksa bir kızgınlık belirtisi mi olduğunu anla; yamadılar. Fakat
hepsinde de bir can sıkıntısı olduğu muhakkaktı.
Sazlı'daki birlik iyi yetiştirilmişti. Durumu da iyi idi. Bu sayede de her şey kararlaştırıldığı şekilde ve zamanda
oldu. Yolculuk çok çetindi. Kılavuzluğu Yakasaray'a komşu köyden bir ihtiyar yapıyordu... Güçlükler daha da
artmadıysa onun yüzündendi. Nitekim hesapladıkları saatten de evvel köyün sırtına dolanmışlardı.
önceden kararlaştırdıkları gibi beş kişi atlarından inip köye girdi. Bu sırada kuşatma işi de tamamlanmıştı.
İhtiyar kılavuzun yol gösterdiği beş kişilik grubun başında Mülâzim Niyazi vardı. Birerle kolda yürüyorlardı.
Boyları kırk el i adımı geçmeyen iki sokağı saptıktan sonra ihtiyar:
— İşte, dedi, Muhtar burada oturur. Mülâzim kapıya omuzuyla hafifçe dokundu,
kapı kuvvetli bir gıcırtıyla açıldı. Avluya girdi-lor, aynı anda da Mülâzim yüksek sesle öksürdü. Sağdaki
odadan uykulu bir ses:
— Kim o? dedi.
— Yabancı değil.
Kapının iki yanına siper aldılar. İçeriden önce ayak sesleri geldi, sonra da küçük pencerenin camlarında
turuncu rengi bir aydınlık belirdi.
— Kim o?
Ses bu sefer kuşkulu ve uyanıktı.
— Canın tatlıysa tek laf etme de aç kapıyı. Sana yabancı değil dedik.
Ses kapıya yanaşmıştı:
— Ne istersin benden?
— Açınca öğrenirsin. Sana bir zararımız deymeyecek, yemin olsun. Aç, bekletme.
Sürgü çekildi, kapı aralandı, ters tarafta duran Mülâzım tekmeyi basınca da ardına kadar
açıldı:
— Karı, kız var mı içerde?
— Var.
— Gel öyleyse.
Mülâzımın elindeki tabanca ile dört filintanın namlusu kandilin ışığında ışıldıyordu. Zayıf, kupkuru, sırık gibi
bir herif olan muhtar verandaya çıktı.
— Vakit yitirme-, Çakırsaraylı ile Recep'in ve Hoca'nın yattığı evleri göster bize.
Adam kalpağını, palaskasını ve dolaklarını görünce karşısındakinin kimlerden olduğunu anlamıştı. Tir tir
titriyordu.
— Emme Çakırsaraylı benim leşimi komaz zabit efendi.
— Korkma sen... O önce kendi leşini düşünsün.
. — Nerede oturuyorlar?
— Çakırsaraylıyla Recep iki alttaki evdeler.
— Kaç adam daha vardır yanlarında?
— Eh... Sekiz on kadar vardır...
Niyazi öteki haydutların kaldıkları yerleri da sordu. Muhtar onu da iyice anlattı. îş kolay olacağa benziyordu.
Çünkü herifler toplu halde
idiler.
— Hoca nerede kalıyor?
— Hangi Hoca?
— îstanbul'lu. Muhtar:
— Hoca yok yanlarında, dedi. Mülâzım ona inanıyordu:
— Siz kalın burada.
- Muhtarın yanında iki adam bıraktı, kendi de kalanlarla sokak kapısının önüne çıktı, ihtiyara:
— Sen git Yüzbaşı beye işittiklerini söyle baba, dedi.
Adam karanlıkta kayboldu. Mülâzım düşünüyordu : Birdenbire içeri girdi ve korkuya binen soğuğun etkisiyle
artık zıngır zıngır titreyip duran Muhtara sordu:
— O evin arkasına nasıl geçilir?
— Na burdan.
Muhtar elini karanlığa doğru uzatıyordu.
— Bahçe mi?
— He...
— Duvar var mı?
— Hıh...
— Neye köpeğiniz yok sizin.
— Tümü de telef oldu geçenlerde.
— Vah vah..
Onu sahiden acıdı sandı:
— Zehirlendiler mi ne... Bilemedik.
Yüzbaşı "Tedbirse alınacak tedbir alındı, daha ne yapabiliriz?" demişti. Mülâzım bir defa daha :
— Vah vah, dedikten sonra muhtarın yanında bekleyen adamları Çakırsaraylı'nın kaldığı evin arkasına
yolladı. Muhtara da :
— Korkma sen... Hayırlısı budur, dedi. Dine de, imana da, size de hayırlısı budur. Hadi sen gir. yorgam
başına çek.
İçerden bir çocuk ağlayışı geliyordu. Ama ses boğuktu. Belki de anası ağzına yastık kapamıştı. Muhtar odaya
girdi ve sürmeyi sürdü. Mülazım da sokağa çıktı.
Gökyüzü esmerleşmiş, ayaz büsbütün kes-kinleşmişti. Çakırsaraylı üstüne ayı postu çekmiştir diye düşündü.
Fakat aklanıyordu. Zira sokağın başından karaltılar görünür görünmez bir cayırtı koptu. Muhtarın tarif ettiği
evin penceresinden yaylım ateşi açılmıştı. Mülâzım birbiri ardından üç "Yandım" feryadı işitti. Sonra gelenler
yolun soluna atlayıp siper aldılar. Karşı ateş başladı. Fakat iki taraf da körlemesine ve boşa sıkıyordu.
Mülâzim iki adamım Muhtarın evine soktu. Bu sırada bir cayırtı da köyün öbür ucunda kopmuştu. O daha
sürekli oldu, fakat çok sürmedi. Demek kuyular teslim bayrağını çekmişti.
Gökyüzü ağarıyor ve artık doksan, yüz adım uzağı da görülebiliyordu. Demin gönderdiği iki adam karla örtülü
bir gübre yığınının ardına siper almışlardı. Mülazım yanındakileri de oraya götürdü:
— Burası iyi. Burnunu uzatan oldu mu burnunu uçuracaksınız. Boşa ateş yok.
Bu sırada bir ıslık sesi geldi. Baktı. Muhtarın damından bir el sal anıyordu O da elini sal adı. Vaziyet iyi idi.
Bütün mesele Çakırsarayh'-nm arkadan bir çıkışa kalkışmamasına bakıyordu:
"Arslan Çakırsaraylı beş dakka daha dayan" diye geçirdi içinden. Yüzbaşının, adamları düşündüğü gibi arka
tarafı da düşündüğüne emindi.
Muhtar "Sekiz on kişi var" demişti. Beşe karşı sekiz on, durumlarının üstünlüğüne rağmen hiç de iç açıcı
sayılmazdı. Niyazi böyle düşünürken kulağının dibinde patlayan bir mermi sesi ile sıçradı. Aynı anda, yandaki
keyifli keyifli:
— Devrildi namussuz, diyordu.
Anlattı. Na o pencereden bir baş görünmüştü.
— Tetiğe bastıydım herif bir arşın havaya hopladı,
Niyazi: "Bu iş tamam" diye düşündü; "Şimdi sarıldıklarını iyice anlamışlardır. Kaç kişi olduğumuzu ne
bilecekler?"
Ona göre İstanbul'lu Hoca da içerde idi. Başköşede, o dururken Çakırsaraylı yatacak değildi ya!
Ortalık iyice ağarmıştı. Kar bu aydınlığı büsbütün kuvvetlendiriyordu. Niyazi, Yüzbaşı Nazım ile irtibat
kurmanın yolunu düşünürken, muhtarın damından bir ses yükseldi:
— Hey Çakırsaraylı!.. Beni duyuyor musun? Evden zayıf bir cevap geldi:-
— Duyuyorum it herif. N'olacak?
— Dinle, ben Yüzbaşı Nazım!
Yüzbaşı nerden bulduysa bir boru bulmuş ununla sesleniyor, bu yüzden de kelimeleri top K'bi patlıyordu.
Aradaki ses farkı bile içerdeki -leri sindirmeye yeterdi. Ama Çakırsaraylı'nın gözü dönmüş olmalıydı, gırtlağını
yırtarcasına cevap verdi:
— itlerin de mi yüzbaşısı var ülen deyyus? Buradan bir kahkaha patladı:
— Domuz gibi yaşadın, hiç değilse insan gibi öl. Sana beş dakika mühlet. Recep'le seni geberteceğim. Hiç bir
şey kurtaramaz. Ama yanındakilere acırsan teslim ol, onların canını bağışlayayım.. Adamların şimdi bizim
elimizde. Silâh bıraktı hepsi de. Ne yapsan boş. Beş dakka. Anladın mı? Diyeceğini de çık pencereye öyle de,
ateş etmeyeceğiz.
Çakırsaraylı yandaki pencereye bir dipçik indirdi, camlarla birlikte pervaz da devrildi ve Çakırsaraylı yarı
beline kadar dışarı sarkarak, elindeki mavzeri sal aya sallaya deli gibi konuştu.
— Burada ne kahpe var, ne de kahpe dinli. Yüreğin pekse gel de teslim al.
Birdenbire kayboldu. Biri onu geri çekmiş olmalıydı. Niyazi farkına varmadan saatine bakmaya başladı.
Yelkovanın sinsi yürüyüşünü görebiliyordu. Bir dakika, birbuçuk, iki, ikibuçuk... İrkildi. Yüzbaşı ona
sesleniyordu:
— Niyazi! Tetikte durun.
Üçüncü dakika doluyordu. Yüzbaşı bu sefer.-
— Hey Çakırsarayh, diye bağırdı; iki dakikanız kaldı. Bombaları hazırlatıyorum.
Üçbuçuk dakika... Akrep dünyayı umursamadan sinsi kayışına devam ediyordu. Kar tek tük düşüyordu,
etrafta bir ölüm sessizliği vardı. Bir basamak gıcırdar gibi oldu. Niyazi nefesini kesti. Arkası gelmedi. Aldanmış
olmalıydı. Fakat :
— Gözünüzü kapıdan ayırmayın, dedi.
Altlarındaki kar erimişti. Gübrenin sıcaklığını göğüslerinde ve karınlarında duyuyorlardı. Akrep beşinci
dakikaya yaklaşıyordu. Bir tıkırti ve daha, bu ne? demeye kalmadan evin bahçeye açılan kapısı bir tekmeyle
duvara çarptı, aynı anda da Niyazi hemen iki karış ötesinde bir yıldırımın çaktığını, rüyada gibi farketti. Yine
aynı anda, hiç bir şey düşünmeden tetiğe basmıştı. Aradan bir saniye bile geçmediği halde yanından ve
muhtarın damından ateş edildiğini, birtakım insanların bağırıp çağırdığını duymadı.
İlk bombayı Çakırsaraylı patlatmıştı. Fakat bu neticeyi değiştirmedi ve haydutlar kapıdan dışarıya beş on
adım atamadan yere serildiler. Yüzbaşı Nazım sessizlikten kuşkulanıp böyle bir çıkışı beklemeye başlamıştı.
Yanındaki namlular kapıya çevrili idi. Kendisi de daha bomba patlar patlamaz, yükseldiği beş metreyi
bulmayan damdan aşağıya atlayıvermişti. O doğrulur-ken ayakta kalan haydut yoktu. Bir koşuda gübre
yığınına gitti:
— Niyazi!
Niyazi cevap vermiyordu, ötekilere baktı. Onlar da öyle. Dama doğru bağırdı:
— Doktor koşsun!
Doktor yerden biter gibi geldi .
— Muhtarın evine taşıyın.
Sıhhiyeciler işe koyulurken o da Yüzbaşı Hamdi ile birlikte yerde yatan haydutların yanına gitti, ölülerin kimi
sırtüstü, kimi yüzükoyun-du. Bunları ayağının burnuyla çevirip yüzlerine bakıyordu:
— Çakırsaraylı... Recep... Hepsine baktılar:
— Hoca yok.
346/Küçük Ağa
— îçeri bakalım mı?
— Bakalım.
— Yüzbaşım müsade edin biz girelim.
Nazım bunu söyleyen kırkbeşlik çavuşu Ali'ye ters ters baktı, tabancası elinde, kapıya doğru yürürken:
— Sen işine git, dedi.
Köşeyi bucağı aradılar. Tek bir canlı yoktu. Daha sonra muhtarın evine döndüler. Doktorun yüzü nalet bir hâl
almıştı, önüne gelene söylenip duruyordu. Yüzbaşılar gelince:
— Kırk bin Çakırsaraylı bir Niyazi eder mi? diye homurdandı. Sormaya cesaret edemediler. Fakat o açıkladı:
— Çok ağır. Al ah yardımcısı olsun. İşte o kadar. Biri gitti. İkisinin durumu hafif. Dördüncü de berbat.
Nazım, Hamdi'ye döndü:
— Yüzbaşım üçerli dörderli olup evleri arasınlar. Biz de bakalım. Hocayı bulmalıyız.
— Muhtar, Hoca yok diyor.
— Desin. Nerde o. Çağırın şunu. Muhtar geldi.
— Adam çıkar, kendin de dolaş; çoluk çocuk, karı, kız, kimse kalmayacak evinde. Toplansınlar mescidin
önüne. Yal ah, on dakikada bitmeli bu İŞ-
Köy halkı yarı korkudan, yarı soğuktan tit-reşe titreşe mescidin önünde bekleşirken evler bir bir arandı. Hoca
yoktu. Yüzbaşılar mescide gelip muhtarı da karşılarına aldılar. Nazım:
— Nerde Hoca? dedi.
Sesi tehdit doluydu. Muhtar sinmişti, mırıldandı :
— Kendini bilmem ki nerde olduğunu bilem beyim!
Söyleyecek lâf bulamıyordu. Sonunda Ham-di'nin aklına bir şey geldi:
— Şu bir, birbuçuk ay içinde Çakırsaraylı'-ya hiç gelip giden olmadı mı?
— Çok... Hafta geçmez üç beş atlı gelir, bir gece ya kalır ya kalmaz giderdi.
— Öylesi değil. Gelip de burada kalan olmadı mı?
— Haa... Oldu. Vardı biri! Nazım dayanamadı:
— Kimdi, adı neydi?
Muhtar onları çileden çıkaracak kadar ağır konuşuyordu:
— Adı mı? Adını demezlerdi. Küçük Ağa derlerdi.
— Nasıl bir şeydi?
— Arslan gibiydi maşal ah. Pek de körpeydi, ak pak birseydi. Sankim gün yüzü görmemişti. Emme yaman
biner, yaman sürerdi.
— Pek mi gençti?
— He ya... Bıyığı da olmasa tüysüz sanırdın. Emme geçen Cuma atış yaptılar da Çakırsaray-lı'dan bilem iyi
vurduydu.
İyi biner, iyi sürermiş, keskin nişancıymış, pek gençmiş... İsterse ata Rüstem gibi binsin, uçan kuşu
gözünden vursun ve isterse onbeş yaşında görünsün, bu işte eline ömründe silâh almamış, o çember sakal ı
ve otuz kırk arası görünen İstanbullu Hoca idi, başkası olamazdı. Nazım telâşla sordu:
— Nerde o? öyle biri yok.
Muhtar sanki deminden beri öyle birinin artık yok olduğunu anlatmaya çalışmış gibi, şaşkın şaşkın:
— Yok helbette beğim, dedi.
— Yok mu?
— Yok ya işte. Ben de onu demek isterim ya... Geçen pazar günü kayboluverdi. Kulağıma geldiğine göre
kaçmış... Yanına da beş on kişi almış. Çakırsaraylı pek üzgündü gayri.
Birbirine baktılar. Bir şey demediler, fakat ikisi de akıllarından; "Yine kaçırdık" diye geçirdiler.
Yakasaray'da doktoru, sıhhiye çavuşu Ali'yi ve on silâhlıyı yaralıların başında bırakıp hemen ertesi sabah yola
çıktılar.
Hoca için hiç bir düşünceleri yoktu. Onun nerede olduğunu ne zaman öğrenecekleri de belli değildi. Bu
sağdan, soldan gelecek haberlere -bağlıydı. Yapacakları işi Nazım, Yüzbaşı Ham-di'ye bile yola çıkmadan
yarım saat önce söyledi :
Akşehir'i ve civarını temizleyeceklerdi.
Istanbul'lu Hoca'nın macerasından sonra bu bölge iyice karışmıştı. Müftü Mustafa, Hoca'nın başına
gelenlerden çok üzülmüş görünüyordu. Bunda da samimi olmalıydı; zira bütün nüfuzunu ve parasını ortaya
koyarak işe girişti, çeşitli kuvvetleri ve sal antıda olan insanları Kuvayı Milliyeye karşı harekete geçirmeye
çalıştı. Bu bir çeşit seferberlikti.
Müftü, Yanya taraflarından gelmiş ve komitecinin biri olan pehlivan adında bir maceracıyı çete kurmaya
teşvik etmiş, bunu da başarmıştı. Pehlivan Akşehir bölgesini kısa zamanda haraca bağladı, halka kan
kusturdu ve Kuvayı Milliyenin küçük birliklerine baskınlar yaptı, korku salan adını bu baskınları büyüten
taraftarları sayesinde büsbütün büyüttü, mühimsetti.
Pehlivan artık kasabanın kaymakamı, hâkimi, zaptiye kumandanı, kısacası her şeyi idi. Son gelen haberlere
bakılırsa Reis beyle Ali emmiyi hapse attırmış, asmaya karar vermişti. Bu iş çoktan olacakmış bile, fakat
Müftü ile etrafındakiler, aradaki düşmanlığa rağmen bu cinayete bir türlü razı ohnuyorlarmış. Fakat bunda
kasaba halkının tesiri de büyükmüş. Kısacası idamlar her an bir oldu bittiye gelebilirmiş.
Yüzbaşı Nazım bunları anlattı, sonra:
— Fuat Paşa, Çakırsaraylı'dan sonra Müftü ile bu Pehlivanı ifna etmenizi emretti, dedi.
"İfna etmek" devri başlıyordu. Çünkü bütün gruplar ve topyekün memleket "îfna edilmek" devrinin
eşiğindeydi. Yok edilmekten kurtuluşun yolları seçilmişti.
Bunlar başlangıçta çoktu. Sonra birer birer ana yol ara kavuşmuşlardı. Şimdi iki ayrı yöne uzanan iki büyük
yol vardı ve bu yol an tutanlar oyalanmak, baltalanmak, aşırı hoşgörürlükle zaman ve kuvvet kaybetmek
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Küçük Ağa - 22
  • Parts
  • Küçük Ağa - 01
    Total number of words is 2952
    Total number of unique words is 1658
    33.2 of words are in the 2000 most common words
    46.3 of words are in the 5000 most common words
    54.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 02
    Total number of words is 2829
    Total number of unique words is 1557
    36.0 of words are in the 2000 most common words
    48.5 of words are in the 5000 most common words
    55.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 03
    Total number of words is 2913
    Total number of unique words is 1559
    34.6 of words are in the 2000 most common words
    47.4 of words are in the 5000 most common words
    54.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 04
    Total number of words is 2868
    Total number of unique words is 1664
    31.2 of words are in the 2000 most common words
    45.0 of words are in the 5000 most common words
    52.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 05
    Total number of words is 2898
    Total number of unique words is 1727
    31.7 of words are in the 2000 most common words
    44.4 of words are in the 5000 most common words
    51.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 06
    Total number of words is 2841
    Total number of unique words is 1672
    34.0 of words are in the 2000 most common words
    48.9 of words are in the 5000 most common words
    56.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 07
    Total number of words is 2859
    Total number of unique words is 1705
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    47.7 of words are in the 5000 most common words
    55.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 08
    Total number of words is 2958
    Total number of unique words is 1653
    31.5 of words are in the 2000 most common words
    44.6 of words are in the 5000 most common words
    51.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 09
    Total number of words is 2887
    Total number of unique words is 1674
    34.7 of words are in the 2000 most common words
    48.3 of words are in the 5000 most common words
    55.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 10
    Total number of words is 2855
    Total number of unique words is 1594
    36.0 of words are in the 2000 most common words
    50.3 of words are in the 5000 most common words
    57.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 11
    Total number of words is 3075
    Total number of unique words is 1746
    33.5 of words are in the 2000 most common words
    47.3 of words are in the 5000 most common words
    55.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 12
    Total number of words is 3047
    Total number of unique words is 1563
    36.9 of words are in the 2000 most common words
    50.9 of words are in the 5000 most common words
    58.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 13
    Total number of words is 2968
    Total number of unique words is 1715
    32.9 of words are in the 2000 most common words
    48.3 of words are in the 5000 most common words
    57.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 14
    Total number of words is 2927
    Total number of unique words is 1623
    33.4 of words are in the 2000 most common words
    46.4 of words are in the 5000 most common words
    51.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 15
    Total number of words is 2988
    Total number of unique words is 1677
    34.4 of words are in the 2000 most common words
    49.1 of words are in the 5000 most common words
    56.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 16
    Total number of words is 2954
    Total number of unique words is 1674
    35.3 of words are in the 2000 most common words
    49.5 of words are in the 5000 most common words
    56.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 17
    Total number of words is 3030
    Total number of unique words is 1524
    35.7 of words are in the 2000 most common words
    48.6 of words are in the 5000 most common words
    56.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 18
    Total number of words is 2877
    Total number of unique words is 1623
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    45.9 of words are in the 5000 most common words
    52.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 19
    Total number of words is 2991
    Total number of unique words is 1671
    33.5 of words are in the 2000 most common words
    47.6 of words are in the 5000 most common words
    55.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 20
    Total number of words is 2964
    Total number of unique words is 1591
    36.5 of words are in the 2000 most common words
    51.7 of words are in the 5000 most common words
    59.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 21
    Total number of words is 2833
    Total number of unique words is 1623
    35.0 of words are in the 2000 most common words
    49.0 of words are in the 5000 most common words
    57.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 22
    Total number of words is 2988
    Total number of unique words is 1725
    33.4 of words are in the 2000 most common words
    46.4 of words are in the 5000 most common words
    52.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 23
    Total number of words is 3004
    Total number of unique words is 1714
    34.0 of words are in the 2000 most common words
    46.3 of words are in the 5000 most common words
    52.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 24
    Total number of words is 2899
    Total number of unique words is 1684
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    47.0 of words are in the 5000 most common words
    53.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 25
    Total number of words is 2965
    Total number of unique words is 1623
    37.0 of words are in the 2000 most common words
    50.8 of words are in the 5000 most common words
    58.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 26
    Total number of words is 3043
    Total number of unique words is 1671
    33.6 of words are in the 2000 most common words
    47.9 of words are in the 5000 most common words
    55.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 27
    Total number of words is 3032
    Total number of unique words is 1613
    36.9 of words are in the 2000 most common words
    51.4 of words are in the 5000 most common words
    58.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 28
    Total number of words is 2956
    Total number of unique words is 1686
    33.6 of words are in the 2000 most common words
    46.7 of words are in the 5000 most common words
    53.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 29
    Total number of words is 2986
    Total number of unique words is 1574
    34.5 of words are in the 2000 most common words
    47.9 of words are in the 5000 most common words
    55.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 30
    Total number of words is 2970
    Total number of unique words is 1631
    34.7 of words are in the 2000 most common words
    47.7 of words are in the 5000 most common words
    55.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 31
    Total number of words is 2943
    Total number of unique words is 1597
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    45.9 of words are in the 5000 most common words
    52.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 32
    Total number of words is 2986
    Total number of unique words is 1678
    31.1 of words are in the 2000 most common words
    44.3 of words are in the 5000 most common words
    51.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 33
    Total number of words is 2970
    Total number of unique words is 1617
    36.5 of words are in the 2000 most common words
    49.8 of words are in the 5000 most common words
    56.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 34
    Total number of words is 2979
    Total number of unique words is 1612
    34.7 of words are in the 2000 most common words
    48.6 of words are in the 5000 most common words
    56.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 35
    Total number of words is 2935
    Total number of unique words is 1612
    34.6 of words are in the 2000 most common words
    48.7 of words are in the 5000 most common words
    54.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 36
    Total number of words is 2982
    Total number of unique words is 1635
    34.8 of words are in the 2000 most common words
    48.2 of words are in the 5000 most common words
    55.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 37
    Total number of words is 2852
    Total number of unique words is 1527
    36.8 of words are in the 2000 most common words
    49.4 of words are in the 5000 most common words
    56.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 38
    Total number of words is 2833
    Total number of unique words is 1694
    31.2 of words are in the 2000 most common words
    45.0 of words are in the 5000 most common words
    51.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 39
    Total number of words is 833
    Total number of unique words is 571
    42.0 of words are in the 2000 most common words
    54.4 of words are in the 5000 most common words
    61.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.