Küçük Ağa - 33

Total number of words is 2970
Total number of unique words is 1617
36.5 of words are in the 2000 most common words
49.8 of words are in the 5000 most common words
56.6 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
ve bu başlangıç Türkiye'nin hayatla savaşının, o sonsuz şakaya gelmez savaşınbaşlangıcı olacaktı. Ve bu
başlangıç hangi yöne tutturulursa öyle gidecekti. İyi ise en iyiye, kötü ise en kötüye. Midecilerle budalalar
gerçek vatanseverlerin, kötüler, iyilerin karşısına zaferden sonra geçecekti. Asıl savaş da işte bu idi.
Küçük Ağa gittikçe artan ağrıları ve ateşi içinde aralıksız olarak mırıldandığı dualarından koparak tam uykuya
daldı.
Bu sırada bütün Kütahya uyuyordu. Tevfik bey müstesna! Tevfik bey el sürmediği rakı bardağı önünde kâh
dalgın, kâh beyni motor gibi işleyerek burnundan soluyup duruyordu. Etem beyden haber gelmedikçe
uyuyacağa benzemezdi.
Çerkeş Etem
Kardeşinin gönderdiği haberle olup bitenleri öğrenen Etem bey atına atladığı gibi gece yarısından sonrasını
yolda geçirerek, şafaktan önce Kütahya'ya geldi. Tevfik bey ağabeyisini kapıda karşıladı. Ne kucaklaştılar, ne
de bir çift lâf ettiler. Adamlara da herhangi bir talimat verilmedi. Hızlı adımlarla içeri girdiler. Tevfik bey
önde, aynı hızlı adımlarla merdivenleri çıktılar. Basamaklar ve sofa sarsılıyor, gıcırdıyordu. Etem beyin bu
kuvvet ve öfkeyi eşit ölçüde birleştiren sessizliği insana farkına varmadan korku veriyordu. Tevfik beye
gelince onu başı önüne eğik, dudakları sımsıkı kapalıydı, ama bu halde korkudan, suçlu sinişinden çok daha
başka bir mâna vardı. Bu mâna da ağabeyisinden gelecek her söze ve her hükme razı bir saygıdan,
bağlılıktan ibaretti.
Etem bey odaya girer girmez doğru lâmbaya gitti ve kısık fitili iyice açtı. Bu işi o kadar hızla ve zerre kadar
duraklamadan, yaptı ki, gören bu odada oturanın ve lâmbayı öyle kısanın kendisi olduğunu sanırdı. Gerçekte
ise bu onun en bel i en kuvvetli özel iği idi. Girdiği yeri bir anda kavrar, uygun görmediği ne varsa derhal
değiştirirdi. Bu da Etem beyin bulunduğu yerde derhal hâkim bir hava yaratmasını sağlardı. Kardeşi kapıyı
kapatır kapatmaz sordu:
— Reşit'e haber saldın mı?
Üçüncü kardeş Reşit Saruhan mebusu olarak Ankara'da bulunuyordu. Tevfik bey.-
— Evet... dedi.
En küçük adamına karşı bile sitemden, yanlışını yüze vurmadan daima ve dikkatle kaçınmış olan Etem bey
kendini tutamadı ve zehir gibi bir alayla:
— Haberci bari emin birisi olsaydı. Tevfik beyin başı biraz daha öne düştü.
— Anlat.
Sedirde oturmuş bekliyordu. Tevfik bey Küçük Ağa'nın gelişi ile söze başladı, tahkikatı ile öğrendiklerini de
ekleyerek herşeyi bir bir anlattı. Sesinde ne suçlu tonu, ne de savunma endişesi vardı. Tanımadığı birinin
başından geçenleri söyler gibiydi. Susar susmaz Etem bey sordu.-
— Kimdir bu Küçük Ağa?
Bu ismi o da işitmeye başlamıştı son zamanlarda. Hemen de kâh büyük övgülerle, kâh o kadar büyük
kötüleme ve suçlamalarla...
Tevfik bey bu soruyu da kendi duygularını ve kanaatlerini katmadan bütün teferruatı ile cevaplandırdı. Söze
Küçük Ağa'nın adamları ile birlikte gelişinden başladı ve Topal İsmail'in ilk kuşkuları ile Karakeçili Sırrı'nın
geçirdiği macerayı da anlatmayı ihmal etmedi. Etem bey dikkatle dinledi ve sözünü bir defa bile kesmeden,
hattâ yerinden kımıldamadı bile. Kardeşi susunca:
— Görürüz... dedi ve ancak ondan sonra ayağa kalktı.
— Ne yapmayı düşünüyorsun?
Bunu sorarken pencereyi kaldırmıştı. Tevfik beyin dolu kadehini kaptığı gibi aşağıdaki bahçeye fırlattı.
— îçme şu mendeburu. Hele böyle zamanlarda.
Tevfik bey susuyordu. Aynı sakin sesle tekrarladı:
— Ne yapmayı düşünüyorsun?
— Sizi bekledim.
— Hiç bir karar, bir tedbir almadın mı?
— Aldım elbette. Yol ara gözcü çıkardım, adamlar tetikte.
— Kaç kişi kaldınız?
— Bin küsur.
— Şimdi Alayunt harekete geçmiştir bile. Ankara bile duymuştur. Niyetleri varsa senin gözcülerin de, bin
kişi de beş para etmez, bize öğle namazını burada kıldırmazlar.
Odayı arşınlıyordu. Pencerelerin siyahlığı gittikçe açılıyor, kül rengine dönüyordu. Bahçede ve avluda ayak
sesleri, mırıltılı konuşmalar ve kişnemeler başlamıştı. Odada lâmbanın ışığı açılıp solgunlaşıyordu. Etem bey
onu "Püf' diye döndürdü. Şimdi dönmüş bahçeye bakıyordu. Ük defa dalgın bir sesle mırıldandı:
— Fakat bunu yapamazlar... yapamazlar. Yine uzun bir sessizlik oldu.
— Yapamayacaklar, hiç bir zaman yapamayacaklar demek değildir ama bu...
Sonra her zaman soğuk ve hükmeden sesi ile, birdenbire dönerek sordu:
— Senin ağaların tüneklerinden ne zaman çıkarlar?
Bu ikinci alaydı. Tevfik bey kendini tutamadı.
— Beni bir hiç, burayı da başıboş sanıyorsunuz korkarım. Zapt-ü raptımız mükemmeldir.
Etem bey kardeşine uzun uzun baktı. Göz göze idiler. Tevfik bey fazla direnmedi, başını eğdi. Beriki de o
zaman buz gibi bir sesle:
— Bel i... dedi ve dönüp pencereye gitti.
Gökyüzü süt rengi idi, ufuk yoktu, on metre kadar aşağıda bahçeyi esmer bir aydınlık ancak belirtebiliyordu.
Etem bey öfkesini yavaş yavaş yenmeye başlamıştı. Kardeşinin izzeti nefsine ne kadar düşkün olduğunu
bilirdi. Aklından:
«— Kırdım Tevfiği» diye geçirdi. Hem de bunu yok yere yaptığını kabul ederek. Oturdu ve:
— Otur sen de Tevfik... dedi. Tevfik bey toparlandı:
— Kahve, süt, çay, bir şey emreder misiniz?
— Yok, yok... Otur. Nasıl olsa getirirler. Tevfik bey bir kenara ilişti.
— Rahat otur. Uyumamışsın. Ankara'nın harekete geçeceğini sanmıyorum. Benim üzüntüm
başka. Artık ip koptu. Biz de Ankara'ya karşı harekete geçemeyiz artık, bir şey kabul ettiremeyiz. Artık
yapacağımız da bir darbe olmayacak. Kardeşinin gönlünü'almak istiyordu; fakat bu noktaya gelince yine
burnundan solumaya başladı ve sesindeki yumuşama yeniden silinip gitti.
— Haysiyetimiz çok rencide olacak Tevfik... çok... Bir adamımız bile dönmemeli idi, biz müfrezeler kaçırdık,
müfrezelerimiz bizi bıraktı. Bunu ihanetimizin karinesi, hattâ hücceti diye kul anacaklar. Çalış, çabala, canını
hiçe say, bunca galebe temin et, sonra da hain ol! Kötü Tevfik, kötü! Çok kötü. Biz artık haysiyetimizi
kurtarmak için çok daha büyük kötülükleri göze almak zorundayız. Beceremedik mi de kötünün cidden en
kötüsü olacağız...
Duramadı, yeniden ayağa kalktı ve odayı arşınlamaya başladı.
— Elimizi tez tutmalıyız. Emret hazırlansınlar-, yola çıkılacak.
Tevfik bey dışarı fırladı, aşağı inerek ağalara haberci yol adı, emirler verdi. Yukarı çıktığı zaman Küçük Ağa
sofada namazını kılmış duasını yapıyordu. Tevfik beyi görünce selâmını verip kalktı, seccadesini topladı.
— Ağam geldi. Küçük Ağa. Sen nasılsın?
— iyi. Sağol.
— Belki seni ister. Burada kal.
Tevfik bey içeri girdiği zaman ağabeysini yine pencerenin önünde buldu. Etem bey kararını vermişti. Gediz'e
çekilecek, derlenip toparlandıktan sonra da Ankara'ya doğru bir gösteri yürüyüşü yapacaklardı. Bu arada
Demirci Efe ile Kara Ahmet ve Düzceli Burhan gibi çete reislerini yanına çekebileceğini umuyordu. Böylece
müzakereye girişecek bir kuvvet olurdu. İtibarını yeniden sağlayacak bir iki şart kabul ettirdi mi, Ankara'da -
görünüşte de olsa- işler yoluna girerdi. Etem bey bunu mümkün görüyordu. Güvendiği yalnız toplayacağı
kuvvet ile eski itibarına karşılık Ankara'nın sıkışık durumu değildi. Yaptığı hesapta asıl önemli yeri Ankara'daki
taraftarları tutuyordu, öteki kardeşi Reşit, Saru-han mebusu olarak Meclis'te bulunuyordu,
küçümsenmeyecek bir grup da kurmuştu. Onlar elbette çalışacak ve anlaşmazlığın karşısına İsmet'i koymaya
muvaffak olacaklardı. Beride Garp Cephesi Kumandanını sevmeyenler kendi adamlarından ibaret değillerdi ve
bu hareketine hiç karışmadıkları, hatta işin aslını bilmedikleri halde Tevfik beyi başka tutanlar da vardı.
Bu düşüncelerle sinirleri yatışır gibi oldu. Fakat aksi sonuca karşı nasıl hareket edeceğini düşünmeye de
yanaşmadı ve:
«— Onun da sırası gelir!» deyip geçti.
Tevfik bey kapıyı kapadıktan sonra:
— Emirlerini yerine getirdim. Yarım saate varmaz hazır oluruz. Küçük Ağa da kalkmış... dedi.
— Küçük Ağa mı? Haa... çağırsana şunu Tevfik.
— Başüstüne.'
Küçük Ağa içeri girer girmez Etem beyle göz göze geldiler. İkisi de birbirlerinin ruhunu okumak ister
gibiydiler. Etem bey bunu anladı. Küçük Ağa da onun anladığını anladı. Yaptığı aptalca bir şeydi, pekâlâ
kuşkulandırabilirdi... Yumuşak ve içten gelen sesiyle mümkün olan tek
tedbiri aldı.
— Zât-ı âlinizi tanımayı çok, çok ister ve acaba bu şerefe erecek miyim diye düşünürdüm.
Etem bey inanmadı, ama inanmazlık da yapamadı. Donuk bir sesle:
— Tevfik bey bana herşeyi anlattı. Geçmiş olsun., dedi. Biz bize bağlananları koruruz, kendimizden
ayırmayız. Tevfik bey seni seviyor ve beğeniyor. Herhalde ben de başka duygular beslemeyeceğim senin
hakkında. Çünkü yiğitliğini, bağlılığını ispat için istemediğin kadar fırsat çıkacak önüne bugünlerde. Şimdi git
dinlen, ne olsa yaralısın. Seninle konuşacağım.
Küçük Ağa selâm vererek çıktı ve odasına
girdi.
Etem beyi o birkaç saniye içinde iyice görmüştü. Adam kafasının içinde bir resim gibi duruyordu.
Boylu boslu idi, fakat omuz başları öne doğru kasılıyor, hafifçe kamburu çıkıyordu ve benzi sarı idi. Burnu
uzundu ve kuvvet ifade ediyordu. Ağzı büyüktü, dudakları kalın sayılabilirdi, konuşmadığı müddetçe, sımsıkı
kapalı ve dümdüz duruyordu. Açık renkli gözleri dimdik bakıyordu, kaşları gür ve kalındı, alnı yüksekti.
Kısacası tam bir erkek güzeli idi. Avcı biçimi bir pan-talon giymişti. Ayaklarında yumuşak çizmeler, sırtında
koyu renkli çuha bir ceket vardı. Beli fişeklikli idi. Kemerlerine soktuğu murassa kamanın kınını gümüş bir
kordon boynuna bağlıyordu. Sağ kalçasının üstünde kocaman ve meşin kılıfı açık duran bir tabanca vardı.
Küçük Ağa kendini o kadar zorladığı halde sesini canlandıramadı. Bu ses kalın mı, yoksa ince mi idi? Belki de
hiç bir özelliği yoktu. Fakat değil. Ses insanı sarıyor, kendini dinletiyordu. Acaba bu kuvveti sahibinin
duygulara hükmedebilmesinden veya duygulara yabancı oluşundan mı alırdı? Küçük Ağa düşüncjükçe Etem
beyin bakışlarında da aynı duygusuzluğun bulunduğunu farketmeye başladı. Bu adam hırslarından, yapmak
istediklerinden, yapmayı kafasına koyduklarından başka hiç bir şeye değer vermeyen biri idi... Ve maske
takmaya, kendini gizlemeye tenezzül etmeyen mağrur, mert, cepheden dövüşen, hileleri güreşteki oyunlara
benzeyen bir kavga adamı idi. Küçük Ağa bu hükme vardıktan sonra içinde beliren saygıyı ancak hüzünle
önleyebildi. Bu adam neden aldanıyor-du? Yazık, çok yazık değil miydi bu? Küçük Ağa'nın çirkin bulduğu
ihtiras değil, ihtirasların kontrol ere, bu arada vicdan hesaplaşmasına baş kaldırışları, bunları hiçe sayışları idi.
Küçük Ağa kabul ediyordu ki, ihtiras öne düşen her yiğidin, her kafanın ilk hakkı, ilk silâhı, ilk dostu, hatta
yaradılışının asıl sebebi idi. Ama yiğit, ama kafa ihtirasını dönemeçlerde sorguya çekmedi mi, hak en büyük,
en korkunç kayıp oluyor, silâh geri tepiyor, dost efendi kesiliyor, köleleşiyor, karakterin ana çizgisi karakter
çürüten, kemiren bir mikrop halini alıyordu. Yazıktı bu, hem de çok yazık! Bu yüzden nice nice kahraman
namzetleri, bataklıklara yuvarlanıp gitmişlerdi ve niceleri, niceleri daha aynı şekilde yuvarlanıp gideceklerdi!
İşte Çerkeş Etem bey! işte kahpe işgale karşı ilk dalgalanan bayrakların en gönül alıcısı!
İşte koca bir mil etin bir daha göğsünü şişire-ceğinden artık ümit kestiği zafer rüzgârlarının ilk estiricilerinden
başhcası ve kısacası işte Çerkeş Etem bey!
İşte bu Çerkeş Etem bey hangi korkunç bataklığa nasıl bir kötülükle sürüklenmişti de farkında bile
olamıyordu? Fakat hüznün gölgelediği korkunç soru, çabalamalarına rağmen, sık sık göğsünü estin
estiriveriyordu. Tevfik beyi karşıda tutarak yapılan plânlar, kurulan umutlar Etem bey ortaya çıktıktan sonra
gözönünde cılızlaşıyor, cılızlaşıyor, çocuk oyunları gibi görünüyordu. Etem bey kolay kolay aşılacak bir
engele, alt ediliverecek bir hasma benzemiyordu. Zeki idi, uyanıktı ve belki çok iyi koku alıyordu. Küçük
Ağa'yı ilk anda görmek isteyişi de elbette bu yüzdendi.
Acaba azıcık olsun kuşkulanmış mıydı? Bakışlarını yeniden hatırladı ve yeniden âciz kaldı bu bakışları
mânalandırmak için. Hayalinde yalnız yokmuş sanılacak kadar açık renkli gözler canlanıyordu.. Bir resim
gibiydi, göz kapaklarında, kirpiklerinde, alın çizgilerinde ve göze yakın adelelerde en küçük bir kıpırdama bile
olmamıştı. Işık oyunlarına tutulmuş fakat çivilenmiş gözler.
Küçük Ağa düşündükçe o karşılaşma dakikalarına nasıl katlandığına, daha doğrusu katlanabildiğine bayağı
şaşıyor ve içine daha şimdiden ikinci, üçüncü karşılaşmaların korkusu düşüyordu. Adam sanki bütün sırlarını
kitap gibi okuyacaktı.
Etem beye gelince, o Küçük Ağa çıkar çıkmaz, kardeşine:
— Yok, dedi, gözüm tutmadı.
Ve hükmünü kontrol eder gibi sustuktan sonra da, daha pes bir sesle ilâve etti:
— Fazla, çok fazla iyi görünüyor. Cephe adamı değil. Yaptıklarını sen bilmemiş olsan sopaya yatırır, eşşek
sudan gelene kadar pataklatır, konuştururdum. Hüdâ bilir ya bir sırrı var bu adamın!
Tevfik hafifçe sallanarak konuşmak istediğini bel i etti. Etem bey de bunun farkına vardı ve:
— Sen ne dersin? diye izin verdi.
— Ehemmiyet vermediğim için olacak galiba, söylemeyi unuttum. Bu Küçük Ağa onun lâkabıdır. Kendisi
Akşehir'de hoca imiş ve payitahtça pek makbul imiş. Aleyhte müessir telkinleri olduğu için Kuvva'dan üzerine
vur emri çıkmış. O da kaçmış, ötesini anlatmıştım. Bildirmediğim bir nokta daha var. Karısını ve görmediği
çocuğunu çok merak ediyor. Bütün bunları da bana saklamamı rica ederek anlatmaya mecbur olmuştu. Yani
ben daha önce öğrenmiş ve tahkik etmiştim.
Etem beyin yüzü, kendine has fakat pek seyrek görülen mimiklerle artık bir mâna ifade ediyordu. Sağ gözü
kuvvet taşan bir şekilde kısılmış, alnı çatılmış, alt dudağını dişliyor, sağ elinin orta parmağı ile pos bıyıklarını
kaşıyordu.
— Hm, dedi. Bu mühim. Allah vebal yazmasın, ama ben öyle düşündüm. Şimdi iyi. Biz yine de gözden ırak
tutmayız.
Kütahya'daki Çerkeş Etem kuvvetleri Tevfik beyin dediğinden de tez toparlandı ve hazır hale geldi. Sonunda
da, başta Küçük Ağa, nereye, ne için gidileceğini, ne olup biteceğini kimse öğrenmeden derhal yola çıkıldı.
Yürüyüşte de Küçük Ağa'yı büsbütün kuşkulandıran bir düzen vardı. Müfrezeler Ağa değiştirmiş, her Ağa'nm
yanma da beş on adamlı, adı sözüm ona "rehber" olan biri katılmıştı. Bunların hepsi de Etem beyle beraber
gelen Çerkeş çetecilerdi. Hedefin Gediz olduğunu ancak konakladıktan sonra öğrenmiş oldular. İlk iki gün
kimse kimseyle başbaşa kalamadan geçti. Bu arada da Etem beyin, başta Demirci Efe olmak üzere oralardaki
çetelere saldığı haberciler döndü. Aldığı cevaplar Etem beyi çok sevindirmişti. Cevapların hepsi de müsbetti,
hepsi de "anca beraber, kanca beraber" diyorlardı. "Anca beraber, kanca beraber!" Etem bey aldığı sözlerin
değerini biliyordu. Ortada artık ölümü hiçe sayan bir kader birliği vardı. Bu neticeyi kolaylaştıran da
Ankara'nın artık gemleri iyice kısmaya başlaması ve disiplinden tavize yanaşmayışı idi. Bu durum savaşın
aslını anlayamayan çete reislerinin hoşuna gitmiyor, çoğu pek basit yaradılışlı olan bu adamların gururlarına,
haysiyetlerine dokunuyordu. Çünkü onlar -emir bir yana- öğütleri bile iyi niyetlerine rağmen bir gurur, bir
haysiyet meselesi yapıp çıkıyorlardı. Onlara göre koca bir ölüm kalım savaşının merkezi, mihveri kendileri idi,
herşey kendilerinden başlıyor, kendilerinde bitiyordu, en iyi siyasetçi kendileri, en iyi kurmay kendileri idi,
zira vatanı, mil eti en çok seven kendileri idi... Ve onlar olmasa vatan çoktan elden giderdi. Çete reislerinin
çoğu işte bu durumda ve böyle düşünmekte idi. Böylece de Etem beyin tasavvurları şans kazanmış oluyordu.
Bu tasavvurlara gelince bunlar kardeşi Tev-fik beye söylediklerinden başka bir şey değildi. Toplayabildiği
kuvvetle Ankara'ya doğru bir yürüyüş yapacak, ilk müzakere teklifini kabul ettikten sonra sarsılan itibarını
kurtarmaya yarayan birkaç şart sürecek, eski durumuna kavuşacaktı. Etem bey bunu mümkün ve kolay
sanıyor, şartlarının başında gelen, Garp Cephesi Ku-mandam'nın değiştirilmesini de temin edeceğine
inanıyordu.
Ona göre ismet Paşa yalnız Mustafa Kemal Paşa ile yakınlarının tuttuğu ve hiç bir üstünlüğü olmayan bir
askerden ibaretti. Kendisine gelince, Meclis-i Mebusan'ın kendini nasıl karşıladığını, mebusların, Mustafa
Kemal Paşa ile yakınları da dahil, kendini nasıl dakikalarca ve ayakta alkışladıklarını hatırlıyor, bu
hatırlayışla istediği sonuçları avucunun içinde sayıyordu. O bir hakiki ve büyük kahramandı; Etem bey bütün
samimiyeti ile hakiki ve büyük bir kahraman olduğuna inanıyordu. Onu, Karakeçili gibi, ilerisi için bazı
tedbirler almaya sürükleyen sebep de bu yönüne karşı yapılan saygısızlıklardı. Etem bey İsmet Paşa'nın
tutumunu hakiki ve büyük bir kahramana karşı yapılmış saygısızlıklar olarak görüyordu. Etem bey, yine
bütün samimiyeti ile kabul etmekte idi ki, kendisi emir alacak değil, emir verecek bir duruma sahiptir. Bunu
anlamayan ve kabule yanaşmayanları kinle düşünüyordu, hadlerini bildirmesi şarttı ve Etem bey,
bilhassa Karakeçili fiyaskosu ile Kütahya dağılışından sonra ancak bu kin için, bu hesaplaşma için yaşar
olmuştu. Gözü artık hiç bir şey görmüyordu. Kaderi artık bu kin ile bu hesaplaşma hırsına bağlı idi.
Fakat Etem beye umut veren zanlarında yanıldığını düşündüren belirtiler fazla gecikmedi, önce Demirci
Efe'nin bir baskınla ele geçirildiğini, adamlarının da yaka paça götürüldüğünü haber aldı. Bunu da anlaştığı
öbür çetelerin aynı duruma düşmesi takip etti. Demek Ankara olup bitenleri öğrenmişti. Bir akşam karşısına
aldığı kardeşine:
— Tevfik, dedi, Ankara'dakiler bütün olup bitenleri biliyor. Bizim tasavvurumuzu artık ancak kuvvet
tahakkuk ettirir.
Sustu. Onu çok iyi bilen Tevfik bey, kendisinden bir "evet" veya "hayır" beklediğini anladı.
— Doğrudur efendim!
Etem beyin sağ gözü kısıldı, dişleri alt dudağını kemirmeye başladı, orta parmağı pos bıyıklarını hafif hafif
karıştırıyordu; basık bir sesle sordu:
— Peki, kuvvetiniz nedir?
Birdenbire, hiç ummadığı bir keşifte bulunmuş gibi canlandı.
— Evvelâ kuvvet nedir? Bunu bilmeli. Ben senden kuvvetliyim. Ama Küçük Ağa da benden kuvvetli. Dahası
var. Sen benimle dövüşemezsin. Ama Küçük Ağa pekâlâ dövüşebilir. Anladın mı?
— Evet.
Tevfik bey gerçekten de çok iyi anlamıştı. Ağabeysinin tasarladığı harekette karşılarına çıkacak kuvvete göre
kendi durumları ne olabilirdi?
Fakat Etem bey bu kadarla da kalmadı ve aynı canlılıkla devam etti:
— Asıl mühimmi, ehemmi şu: Düne kadar bizimle olanlar bu işte bizimle olacaklar mı? Yani görünen, var
sandığımız kuvvet harekete geçtiğimiz zaman da göründüğü gibi, sandığımız gibi kalacak mı?
Etem bey artık ayağa kalkmış, odayı arşınlıyordu. Kardeşi onun çabucak yorulduğunu, nefeslerinin gittikçe
sıklaştığını ve yanaklarına açık bir pembeliğin geldiğini gördü. Etem bey üstelik öksürüyordu da ve bu
öksürükler kesik kesikti.
Tevfik bey bir yandan bu hale üzülürken, bir yandan da ortaya attığı "ihanet" ve "arkadan vurma" ihtimal eri
üzerinde duruyor, daha doğrusu durmaya çalışıyordu. Olur muydu bu? Olacaksa nasıl önlenebilirdi?
Etem bey de aynı şeyi düşünmüş olmalı idi; bulduğu yolu açıkladı -.
— Elimizi kolumuzu bağlayıp bekleyemeyiz. Marifet insanları kahpeleştirmemekte, kahpeliğe zorlamamakta.
Bunun çıkar yolu şudur Tevfik. Toplarız ağaları, onlara yapmak istediğimizi açıkça söyleriz. Gelen gelir,
dönen döner, başının çaresine kendi bakar. Belki de hiç biri gelmek istemeyecektir. Veya pek azı razı
olacaktır, öyle olursa biz de sakalımızın ne renk olduğunu görür, cürmûmüzce davranırız. Bu zorla yola
çıkarıp arkadan bıçaklanmaktan çok evlâdır.
Göze çarpacak kadar kuvvet harcayarak ve kısa aralıklarla yaptığı. bu konuşmadan sonra tekrar sedire
oturdu.
— Anladın mı?
— Evet.
— Topla öyleyse ağaları.
Tevfik bey emri kısa zamanda yerine getirdi. El erindeki dört bine yakın silâhlının otuz küsur ağası
aralarındaki itibar sırasına göre Hükümet Konağı'nın .geniş sofasına toplandılar. Kapılar ve merdiven başları
Etem beyin yakın adamları tarafından tutulmuştu. Sofada çıt çıkmıyordu. Kaşlar çatık, dudaklar sımsıkı kapalı
idi. Kimse bir şey bilmiyor, fakat herkes çok önemli bir şeyler bekliyordu. Derken Etem bey sağ eli, kılıfsız
olarak kemerine soktuğu, tabancasının kabzasında sofaya çıktı ve beş adım atıp adamlara hâkim bir açıklıkta
durduktan sonra herkesi tek tek süzmeye başladı.
Işık azdı ve yandan geliyordu. Bu yüzden de bakışlarını iyi göremiyorlardi; fakat herkes, tek tek bu bakışlarda
bir kader birliğinin cümlelerini okur gibiydi. Etem bey sanki konuşuyordu. Konuşuyor ve hepsine ayrı ayrı,
"Sen filânsın, sen şöyle şöyle bir adamsın, seninle ilk defa ti-pili bir günde falan yerde buluştuk. Sonra da
bugüne kadar beraber geldik. Ben seni iyi bilirim; sen şunu şunu yaptın, şunu şunu yapamadın. Bundan
sonra da şu şu işe yarar, şunu şunu beceremezsin. Bana gelince, ben sana şunları kazandırdım, şunları da
kazandırabilirim" der gibiydi.
Küçük Ağa, Etem beyin gözlerinde bu cümleleri okuyor, ötekilerin ise bunu daha açıkça anladıklarını
seziyordu.
Güneş vurmuş birer cıva damlası gibi pırıl pırıl parlayan ve renkleri farkedilmeyecek kadar açık olan gözler
kendi gözlerine takılınca Küçük Ağa sarsılır gibi oldu. Bu belki de bir kuruntu idi, fakat pekâlâ gerçek
olabilirdi. Ve kendisinin ötekilerden farklı bir durumu bulunması tabii idi. Daha tehlikelisi belki de Etem bey
kendi hakkında bazı şeyler biliyordu.
Küçük Ağa, "neden olmasın?" diye düşündü. Zira adamın Ankara'da bir yığın taraftarı vardı ve orada bir
haber kaçırma savaşı başlamıştı.
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Küçük Ağa - 34
  • Parts
  • Küçük Ağa - 01
    Total number of words is 2952
    Total number of unique words is 1658
    33.2 of words are in the 2000 most common words
    46.3 of words are in the 5000 most common words
    54.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 02
    Total number of words is 2829
    Total number of unique words is 1557
    36.0 of words are in the 2000 most common words
    48.5 of words are in the 5000 most common words
    55.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 03
    Total number of words is 2913
    Total number of unique words is 1559
    34.6 of words are in the 2000 most common words
    47.4 of words are in the 5000 most common words
    54.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 04
    Total number of words is 2868
    Total number of unique words is 1664
    31.2 of words are in the 2000 most common words
    45.0 of words are in the 5000 most common words
    52.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 05
    Total number of words is 2898
    Total number of unique words is 1727
    31.7 of words are in the 2000 most common words
    44.4 of words are in the 5000 most common words
    51.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 06
    Total number of words is 2841
    Total number of unique words is 1672
    34.0 of words are in the 2000 most common words
    48.9 of words are in the 5000 most common words
    56.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 07
    Total number of words is 2859
    Total number of unique words is 1705
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    47.7 of words are in the 5000 most common words
    55.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 08
    Total number of words is 2958
    Total number of unique words is 1653
    31.5 of words are in the 2000 most common words
    44.6 of words are in the 5000 most common words
    51.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 09
    Total number of words is 2887
    Total number of unique words is 1674
    34.7 of words are in the 2000 most common words
    48.3 of words are in the 5000 most common words
    55.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 10
    Total number of words is 2855
    Total number of unique words is 1594
    36.0 of words are in the 2000 most common words
    50.3 of words are in the 5000 most common words
    57.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 11
    Total number of words is 3075
    Total number of unique words is 1746
    33.5 of words are in the 2000 most common words
    47.3 of words are in the 5000 most common words
    55.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 12
    Total number of words is 3047
    Total number of unique words is 1563
    36.9 of words are in the 2000 most common words
    50.9 of words are in the 5000 most common words
    58.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 13
    Total number of words is 2968
    Total number of unique words is 1715
    32.9 of words are in the 2000 most common words
    48.3 of words are in the 5000 most common words
    57.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 14
    Total number of words is 2927
    Total number of unique words is 1623
    33.4 of words are in the 2000 most common words
    46.4 of words are in the 5000 most common words
    51.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 15
    Total number of words is 2988
    Total number of unique words is 1677
    34.4 of words are in the 2000 most common words
    49.1 of words are in the 5000 most common words
    56.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 16
    Total number of words is 2954
    Total number of unique words is 1674
    35.3 of words are in the 2000 most common words
    49.5 of words are in the 5000 most common words
    56.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 17
    Total number of words is 3030
    Total number of unique words is 1524
    35.7 of words are in the 2000 most common words
    48.6 of words are in the 5000 most common words
    56.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 18
    Total number of words is 2877
    Total number of unique words is 1623
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    45.9 of words are in the 5000 most common words
    52.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 19
    Total number of words is 2991
    Total number of unique words is 1671
    33.5 of words are in the 2000 most common words
    47.6 of words are in the 5000 most common words
    55.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 20
    Total number of words is 2964
    Total number of unique words is 1591
    36.5 of words are in the 2000 most common words
    51.7 of words are in the 5000 most common words
    59.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 21
    Total number of words is 2833
    Total number of unique words is 1623
    35.0 of words are in the 2000 most common words
    49.0 of words are in the 5000 most common words
    57.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 22
    Total number of words is 2988
    Total number of unique words is 1725
    33.4 of words are in the 2000 most common words
    46.4 of words are in the 5000 most common words
    52.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 23
    Total number of words is 3004
    Total number of unique words is 1714
    34.0 of words are in the 2000 most common words
    46.3 of words are in the 5000 most common words
    52.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 24
    Total number of words is 2899
    Total number of unique words is 1684
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    47.0 of words are in the 5000 most common words
    53.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 25
    Total number of words is 2965
    Total number of unique words is 1623
    37.0 of words are in the 2000 most common words
    50.8 of words are in the 5000 most common words
    58.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 26
    Total number of words is 3043
    Total number of unique words is 1671
    33.6 of words are in the 2000 most common words
    47.9 of words are in the 5000 most common words
    55.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 27
    Total number of words is 3032
    Total number of unique words is 1613
    36.9 of words are in the 2000 most common words
    51.4 of words are in the 5000 most common words
    58.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 28
    Total number of words is 2956
    Total number of unique words is 1686
    33.6 of words are in the 2000 most common words
    46.7 of words are in the 5000 most common words
    53.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 29
    Total number of words is 2986
    Total number of unique words is 1574
    34.5 of words are in the 2000 most common words
    47.9 of words are in the 5000 most common words
    55.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 30
    Total number of words is 2970
    Total number of unique words is 1631
    34.7 of words are in the 2000 most common words
    47.7 of words are in the 5000 most common words
    55.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 31
    Total number of words is 2943
    Total number of unique words is 1597
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    45.9 of words are in the 5000 most common words
    52.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 32
    Total number of words is 2986
    Total number of unique words is 1678
    31.1 of words are in the 2000 most common words
    44.3 of words are in the 5000 most common words
    51.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 33
    Total number of words is 2970
    Total number of unique words is 1617
    36.5 of words are in the 2000 most common words
    49.8 of words are in the 5000 most common words
    56.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 34
    Total number of words is 2979
    Total number of unique words is 1612
    34.7 of words are in the 2000 most common words
    48.6 of words are in the 5000 most common words
    56.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 35
    Total number of words is 2935
    Total number of unique words is 1612
    34.6 of words are in the 2000 most common words
    48.7 of words are in the 5000 most common words
    54.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 36
    Total number of words is 2982
    Total number of unique words is 1635
    34.8 of words are in the 2000 most common words
    48.2 of words are in the 5000 most common words
    55.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 37
    Total number of words is 2852
    Total number of unique words is 1527
    36.8 of words are in the 2000 most common words
    49.4 of words are in the 5000 most common words
    56.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 38
    Total number of words is 2833
    Total number of unique words is 1694
    31.2 of words are in the 2000 most common words
    45.0 of words are in the 5000 most common words
    51.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 39
    Total number of words is 833
    Total number of unique words is 571
    42.0 of words are in the 2000 most common words
    54.4 of words are in the 5000 most common words
    61.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.