Küçük Ağa - 31

Total number of words is 2943
Total number of unique words is 1597
33.1 of words are in the 2000 most common words
45.9 of words are in the 5000 most common words
52.8 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
Reis bey de, Küçük Hacı da kımıldayamadan ona bakıyorlardı. Ali Emmi gayret bulmuştu:
— Sus ülen, gâvur deme kendine.
Minas artık hasta çocuğa meddahlık yapıyordu, yüksek sesle konuştu:
— Desem de demesem de gâvur değil miyim? Üzme kendini üzme; ben Osmanlıyım Ali Emmi, Osmanlı.
Şimdi sen nasılsın bakalım?
— Eh işte.
— Bak kimler var burada... Reis beyle Küçük Hacı bey de buradalar.
Ali Emmi başını çevirmeye çalışırken onlar da döşeğin yanına gittiler.
- Sağolun, dedi ve Küçük Hacı'nın eline uzandı. Küçük Hacı da onun ateş gibi yanan fersiz elini avuçları
içine aldı. Reis bey belli belirsiz bir şekilde kıskançlığı andıran bir şeyler duydu. Fakat bu böyleydi işte. Ali
Emmi kendini sever, yaşının küçük olmasına rağmen sayardı, hatta kendisine bağlıydı. Fakat onlar
arkadaştılar, yarım asırdan çok fazla süren bir çevre, alışkanlık, görgü ve anlayış arkadaşlığı idi bu. Beraber
aşık oynamış, beraber sıra gezmiş, beraber asker olmuş, iki defa beraberce harbe gitmişlerdi. Düğünler,
doğumlar, cenazeler, sıkıntılar, başarılar ve yarım asır öteye varan, onu da aşan sohbetler, hatırlamalar.
Ama Ali Emmi, eli Küçük Hacı'nın avcunda dururken Reis bey'e de minnetle, sevgiyle bakıyordu.
— Sağol Reis bey diye hafifçe mırıldandı. Minas sanki bir ilâç tatbik ediyordu. Gürültücülüğünü iyice artırdı.
— Şuna bak Reis bey, şuna bak; bu kurt ko-cadığını nihayet anlamış değil mi?
Ali Emmi biraz kendine gelir gibi olmuştu...
— Doğru... senin gibi... bi... köpeğin... Minas bir kahk?ha atarak tamamladı:
— Maskarası olunca anladın ha?... Oh olsun. Fakat ben sana işin doğrusunu diyeyim mi? Sana asıl ağır gelen
bir gâvura muhtaç olmak.
— Sus dedim ülen.. zorlama kendini gâvur olmak için... bi kalkayın seni sünnet ettirmez-sem bana da Ali...
öksürmeye başladı.
— Yorma kendini.
Sedirden aldığı ot yastıkları arkasına koyup doğrultu:
498/Küçûk Ağa
— Şimdi ben gidip ilâç getireceğim. O zamana kadar da pek konuşma.
Küçük Hacı biraz itiraz edecek oldu. Fakat Minas dinlemedi.
— içinizde en genç benim. Sonra eczacıyı da benden başkası kaldıramaz.
Çıktı. Ali Emmi bitkinlikten çok, içliliğin titrettiği bir sesle:
— Bu da gâvur, dedi, töbe töbe...
Ve Reis bey, Akşehir'de tam bir minyatürünü bulan büyük trajediyi düşündü.
Bir vakitler Agop, Yorgo, Hristaki yoktu. Aynı hava, aynı su ve aynı nimetler, aynı haklarla eşit olarak, hem
de aynı selamlaşmalar, aynı gülümseyişlerle paylaşılıyordu. Gelenek, görenek, inanç ayrılıkları için, dağsal
köylerin giyim kuşam, ağız ve oturup kalkma özel iklerine gösterilen hoşgörürlük, hatta fazlasıyla vardı. Asıl
doğru söylenişi ile bu ayrılıklar mesele değildi. Eşsiz îs-lâm kalbinin ve kafasının yarattığı Osmanlı düzeni
içinde bütün münasebetler insana yakışan halini buluyordu. Reis bey içinden geçirdi:
«— Biz öyle sanırmışız...»
Bu aldanışta zehirden acı bir tad vardı. Te-mellerdeki sarsıntı ile birlikte akrep akrepliğini -Agoplar
Agopluklannı, Yorgolar Yorgolukları-nı- bulmuştu.
Hiç olmazsa aralarından Doktor Minas'lar. manifaturacı Eftim'ler çıkmasaydı!
Reis bey:
«— öylesi daha iyi, çok daha iyi olurdu» diye düşündü. Çünkü öylesi çok daha kolay olacaktı, çünkü o zaman
işin içinden "Rum" deyip. "Ermeni" deyip çıkıvermek mümkündü ve bu imkân bir "hak" olurdu. Doktor Minas
ile manifaturacı Eftim gibilerin dürüstlüğü ve "Devlet" şuurları işi çok güçleştiriyordu.
Reis bey, kendisi de dahil, Müslüman Türk çoğunluğunun içinde tortulaşan kini, zorla önlenen diş gıcırtılarını
iyice biliyordu. İhanete, kal eşliğe uğrayanlar şimdi artık efendilik haklarını kul anmadıkları, üstünlüklerini ve
bunun imkânlarını ihmal ettikleri için hırslı bir pişmanlık duyuyorlardı. Pişmanlık için çok geç kaldıklarını
görmeleri de hırslarını artırmaktan, diş gıcırtılarını kuvvetlendirmekten başka bir işe yaramıyordu. Artık dört
gözle beklenen, yaşamanın ikinci mânası haline gelen bekleyiş artık fırsat kol amaktan, ilk fırsatı
gözetlemekten ibaret idi. Gördükleri ihanetin acısını ilk fırsatta "haksızlık, insafsızlık, gaddarlık" gibi
kendilerine hiç de yakışmayan duyguları umursamadan faizi ile çıkartacaklardı ve büyük mücadeleyi
körükleyen tek mesele, tek dâva haline getiren sebeplerin arasında, belki de başında bu fırsatı yaratmak hırsı
bulunuyordu.
Reis bey burada Salih'i hatırladı. Çocukluk arkadaşı Niko'nun Pontus devleti hülyası peşinde, hiç bir
Osmanlının aklına sığmayacak bir ırkçılıkla silâha sarılışı bedeni gibi ruhu da çökmüş Çolak Salih'ten bir savaş
kahramanı yaratmış, Salih'i savaşsız yaşamaktan korkar hale getirmişti. Salih şimdi yalnız ve yalnız Niko ile
hesaplaşmak için yaşıyordu ve Osmanlı ülkesinde şimdi binlerce ve binlerce Salih vardı. Osmanlı ülkesinde
şimdi Rumların, Ermenilerin tatlı dilleri, güler yüzleri ile uyumuş binlerce ve binlerce Salih o ilk fırsatı, o
intikam saatini yaratmak için insanüstü bir çabaya girmiş bulunuyordu. Bunlar için asıl hedef ingiliz,
İtalyan, Fransız, hatta Yunan değil, ihanet eden Niko'lardı, Agop'-lardı, Salih'lerin zaferinden ötekiler değil,
bunlar korkmalıydı. Ve korkuyorlardı da. Korkuyorlar, çünkü bunu iyi biliyorlar ve bu yüzden de daha çok
hainleşiyorlar, daha gaddarlaşıyorlardı. Reis bey düşünüyor ve düşündükçe de içi daha çok eziliyordu. O
zaman, yani o zafer gününde Doktor Minas'lan, manifaturacı Eftim'-leri, kısacası Osmanlı kalan
Hıristiyanlan kim kurtaracaktı? Asıl değerleri iie onları, Salih'lere hiç yakışmayan haksızlıktan, gaddarlıktan,
insafsızlıktan kim kurtaracak, hak ile haksızlığın o mikroskobik sınırını kim ve nasıl çizebilecekti? Çünkü Reis
bey biliyordu ki, dürüstlükle, "Devlet" şuurunda Doktor Minas ile manifaturacı Eftim tek değildiler. Aynı
övülecek, benimsenecek, sevilecek durumu tutan daha birçok Rum vardı, Ermeni vardı. Hele kadınlar ve
çocuklar vardı. Reis bey:
«— Ahh» diye içini boşalttı. Yılanın başını, yani o Pontus masalını, o Ermenistan masalını uydurup o sersem
Niko'ları aldatan, alet eden o serseri, o haris çıkarcıları bulup çıkarmanın yolu yok muydu? Reis bey pek
sevdiği ve gönülden benimsediği mesleği yüzünden cezayı suçludan ayrı düşünemez, suça' katılmaları
inceden inceye tartmadan yapamazdı. Bu işte bunun yolu yok muydu?
Toprağın, suyun, güneşin ve en efendi düzenin meyvelerini kardeş kardeş? paylaşıp giden insanları, ortak
kaderin tam gönül ve bilek beraberliği istediği günlerde birbirlerine can düşmanı eden yılan nasıl
tutunabilmişti aralarında?
Ocakta artık alevler oynaşmıyordu. Közler kül bağlamıştı. Küçük Hacı'nın dudakları kıpırdayıp duruyordu; o,
duaya sığınmıştı artık.
Ali Emmi'nin göz pınarlarında birer iri damla pırıldıyordu. O, hüsranı ve önlenmez hicranı ile sulh olmuştu
artık. Sadece mahzun ve boynu bükük bir sitemi vardı. O da belki. Çünkü Reis beye böyle gelmiş olabilirdi.
Zira, pek iyi bilirdi ki, Ali Emmi, "Görelim Mevlâ neyler, ney-lerse güzel eyler"in adamıydı. Ve o ölümün
götürdükleri için ruh değiştireceklerden değildi.
Reis bey kalktı, ocağa kütük attı, hiç gerekmezken de alevler parlaymcay^a kadar üfledi, sonra gene dönüp
ocağın kenarına oturdu.

Ali Emmi, doktorun dediği gibi, biraz kendine gelir gibi ohnuştu. Yutkuna yutkuna konuşmaya çalıştı. Sesi
ağlayacakmış gibi titriyor, çok kısık çıkıyordu:
— Kim var orda len? İkisi birden yaklaştılar:
— Ben Reis, Ali Emmi. Hacı bey de burda.
— Eyi Reis bey... Hacım., size derin, ikinize de vasiyetim olsun bu...
Küçük Hacı vasiyet sözüne itiraz edecekmiş gibi kımıldandı. Ali Emmi de bunu gördü:
— Yo len.. hay sersem Hacım benim., öle-cemden değil.. Yunan ezilmeden ölür müyüm heç? Emme.,
işte., n'olur n'olmaz.. neyse, dedik ya len işte. Dinlen beni gaari. Bu doktor gâvuruna şahap çıkın. Hacım, sen
de Leylâ'ma da anasına da göz kulak olun gaari. Kendi torunlarından ayırma emi. Biz gün gösteremedik
bahtsızlara.
Küçük Hacı dayanamadı:
—? Tu sana len, diye parladı, hastaysan hastasın, ne olmuş yani? Heç mi hasta olmadık? Çocuk gibi naz
etmenin âlemi var mı?
Ali emmi fersiz fersiz gülümsedi:
— Yo len Hacım; bu pek öylesi değil... Tedbirini almak ilâzım. Kızma emme., kızma sen.
Ama Küçük Hacı tutamıyordu kendini.
— Utan şu ak sakalından. Sonra dermanın kalmamış bi de kalkar gevezelik eden., kof herif sen de. Lahavle
velâ kuvvete illâ billâhil aliyul azim.
Ali emmi tatlı tatlı gülümsedi:
— Eyi, eyi.. sustuk işte.
Altmış yıllık arkadaşını memnun etmek istediği belliydi. Epeyce süren bir sessizlikten sonra, nazlanan bir
çocuk gibi:
— Dermansızlık neyse ne, emme sırtım., böğrüm çok acır Hacım., ille sırtım., soluğumu kesiyor kahpe
dinli...
Küçük Hacı da torunu ile konuşur gibiydi:
— Eyi eyi; ilâç almaya gitti işte Minas efendi. Nerdeyse gelir. Gelecek helbette.
Ali emmi Minas'ı sevgiyle hatırladı.
— Gecenin bu saati... Hava da pek kötü galiba ha?
Sustular. Dışarda rüzgâr uğulduyor, kapıları, pencereleri zangırdatıyordu. Ocak keyfini bulmuştu, gözleri
alevlerin çekişine dayanamıyor, kapılıp gidiyorlardı. Nihayet doktor geldi. Soğuktan burnu kıpkırmızı olmuş,
kaşları ve bıyıklan kar tutmuştu.
— Kıyamet kopuyor dışarda, diye ocağa sokuldu, ellerini ısıttı. Aldım ilâçları., bir şurup iki de hap var. Dur,
Leylâ'yı çağırayım, nasıl alınacaklarını ona iyice anlatırım.
öyle de yaptı, önce kendi birkaç defa söyledi, sonra da çocuğa tekrarlattı, ayrıca hastaya nasıl bakılacağını
anlattı.
Ali emmi:
— Hadi gari siz gidin, dedi. Minas efendi de:
— Gidelim, dedi, sen uyu, dinlenmene bak. Evvel Al ah on gün sonra birşeyciğin kalmayacak. Ben yarın da
gelirim. Hiç korkma, sen gâvur elinde ölecek adam mısın?
Güldü. Ali emmi de gücenik gücenik tersledi :
— Zevzeklik etme.
— Peki peki, hadi eyval ah. . Vedalaştılar. Dışarda doktorun dediği gibi,
kıyamet kopuyördu. Karlar döne döne yağıyor, rüzgâr insanın yüzünü bıçak gibi kesiyordu. Küçük Hacı, nefes
nefese:
— Durdu durdu da gine azıttı mübarek, dedi.
Fakat asıl maksadı konuşmayı açmak, doktoru söyletmekti. Minas efendi ise Ali emminin duymasından korkar
gibiydi. Ancak köşeyi buldukları zaman konuştu :
— Allahtan ümit kesilmez ya, hiç iyi değil. Yeniden sustular.
— Ali emmiden başkası olsaydı bugünü zor bulurdu.
Reis bey hatırladı:
«Zaferi görmeden ölür müyüm ülen ben!» Acaba Minas efendi de bunu mu kastediyor, "Ali emmiyi hayatta
tutan bu büyük arzudur"demek mi istiyordu? Kastı elbette buydu. Fakat Reis bey, bu kastın arkasında
Minas efendinin neler duyduğunu düşünmek istemiyor, bu yüzden tereddüde düşüyordu.
— Sizi ne kadar da severdi doktor, dedi. Minas efendi:
— Bilirim, diye mırıldandı. Sesi mahzundu ve bir iç çekmesini önleyemedi. Küçük Hacı ayrılana kadar hiç bir
şey konuşmadılar. Ayrılış da sessizce oldu. Çınaraltına geldikleri zaman doktor Minas'ın da yolu ayrılıyordu.
Reis bey:
— Gel Minas efendi, bir parça oturalım bizde, dedi. Fakat odayı sıcak mı, soğuk mu buluruz, onu bilemem.
— Soğuğun zararı yok Reis bey... Rahatsız ederim diye korkarım.
— Hadi gel.
Çocuklar üst kattaki odalardan birinde yatıyorlardı. Sokak merdivenlerini çıkarken Reis bey yüksek sesle
öksürdü. Kapıyı açıp girdikleri zaman ihtiyar ermeni kadını Hayganoş da, elinde idare lâmbası yukarı sofadan
aşağı iniyordu.
— Uyudular, diye karşıladı onları.
— Alâ.. sen bize ufak tefek birşeyler hazırlayabilir misin? Burada kalırsın artık bu gece. Hava gidilecek gibi
değil. "
— Tepsiyi şimdi getiririm. Oda da sıcak. Reis bey oyma dolabın önündeki lâmbayı
yaktı. Bir başka dolaptan bir rakı şişesi ve leblebi, fıstık gibi şeyler çıkardı.
— İçersin değil mi?
— İyi olur.
ilk kadehleri konuşmadan bitirdiler, Minas efendi birdenbire:
— Ali emmi ölürse yanarım, dedi.
— Kader değiştirilemez doktor.
— öylesi değil, ölüm hepimizin başında. Ama gözü arkada kalacak. Yazık.
Reis bey bir yudum rakı aldı:
— Minas efendi, bunu artık bir başka Hıris-tiyana söyleyemem, ama sen bizden ayrı değilsin. Söyle bana:
Zafere inanıyor musun?
— Al aha nasıl inanıyorsam öyle.
Cevap hiç duraklamadan ve net bir sesle gelmişti. Reis bey:
— Ben de, dedi. Çok çektik, daha çoğunu da çekeceğiz belki. Ama Çolak Salih'e de dönsek kurtulacağız.
Kurtulmazsak herşey boş, herşey yalan demektir. O zaman da yaşamaya değmez bu dünya.
Sustular.
— Fakat iyice ümit kestiğim, kendimi de, memleketi de mahvolmuş sandığım günler oldu. Düşün Minas
efendi; İzmir'in işgalinde Rumların saldırmaya kadar varan taşkınlıkları., sonra., gücenme.. Vilâyet-i
Şarkıye'den gelen mezalim haberleri ve bunların Ermenilerdeki...
— Allah aşkına Reis bey...
Fakat Reis bey bırakmadı, başka bir duygu tonunda da olsa devam etti:
— Bu neden böyle olur Minas efendi, nasıl böyle olur? Bu vahşet insana yakışır mı?
İkisinin birden elleri kadehlerine gitti ve ikisi birden diplediler. Reis bey iyiden iyiye hırs-lanmıştı:
— Agop ha? Tanaş ha? Sonra Niko değil mi? Hristaki değil mi? Peki ordu çözülene kadar bunlara hangimiz
yan gözle baktık? O selamlaşmalar, o hasta ziyaretleri, o bayramlaşmalar... Bunlar ne idi? Ne oldular?
Kahpeliğin, akılsızlığın, itliğin böylesi görülmüş müdür Minas efendi? Söylesene be, görülmüş müdür?
Doktor, bütün suçları yüklenmiş gibi susuyordu. Reis beyin sesi birden hüzne kayıverdi:
— Emin ol bunları senden başka kimseye söyleyemem. Söylemedim de. Ali Emmi dahil kimseye, anlıyor
musun beni?
Minas efendi mahzun bir gülümseyişle başını "evet" diye sal adı.
— Sana da söylemezdim. Fakat zafere öylesine iman ediyorum ki, zaferden sonrasını düşündükçe çileden
çıkıyorum. Minas; dinle beni. Şu kuzu gibi millet, şu Agop'u, Tanaş'ı, Niko'-yu, Hristaki'yi kendinden
ayırmayan mil et uğradığı kahpelik yüzünden diş gıcırdatmaya başladı bile. Hem de doktor Minas efendiyi
Agop'-tan, Eftim'i Niko'dan ayırmayacak, bu iyiydi diyemeyecek bir hale gelmiş olacak. Onu bu hale
düşürmekten daha büyük suç olur mu?
Minas efendi hep öyle gülümseyerek susuyordu. Reis bey kadehleri yeniledi. Hayganoş sahana kırdığı
yumurtaları getirdi, bıraktıktan sonra da çıkıp gitti.
— Na işte... Şu kadını düşün. Yedi yıldır evimde çalışır. Kızını ben evlendirdim, oğluna ben sermaye
buldum, karım ölünce kızlarımı ona emanet ettim. Fakat doktor; acaba çocuklara bir kötülük yapar mı diye
ürperdiğim günler oldu.
Doktor susuyordu. Irkdaşlannın vebali omuzlarına çökmüştü, bu da çok ağır bir yüktü. Yalnız kendisi değil,
bir hayli aklı başında Ermeni, ötekileri sarıveren vahşi ve kalleş sar'ayı önlemek için bütün güçleri ile
çalışmışlardı. Bu arada büyük başarıları da vardı. Meselâ bir gece bir Müslüman mahal esine yapılacak kanlı
bir baskını önlemişlerdi, buna da, "vazgeçmezseniz, gider zaptiyeye de, Kuvvacılara da haber veririz"
dedikleri için muvaffak olmuşlardı.
Doktor o vahşi sar'anm üzerinde çok düşünmüştü. Bu sar'a insanları, gün geliyor dindaşlarına, gün geliyor
kardaşlarına karşı da saldır-tıyor, çünkü insanda akıl bırakmıyor, kalp bırakmıyordu. İnsan bir kere o sar'aya
tutuldu mu, artık kendi menfaatlerini bile hesap edemez oluyordu. Doktor o gece gözü dönmüş, kanı beynine
hücum etmiş ırkdaşlanna, "Baskın mı? Pekâlâ. Diyelim ki bu doğrudur ve mümkündür. Diyelim ki onlarla
beraber yaşadığımız günleri unutup, silkip atmak kolaydır. Fakat sonu ne olur bunun? Osmanlı ordusu
yenildi, doğru. Devletin eli kolu bağlı, bu da doğru. Lâkin böyle devede kulak bile sayılmayacak bir baskının
öcünü almazlar mı dersiniz? Siz baskında kırk elli ev yakar, belki istediğiniz kadar da adam öldürebilirsiniz.
Ama bir de onlar ayaklandı, çetelerden, Kuvva'dan aldıkları yardımla üzerinize yürüdüler mi, tükrükle
boğarlar hepimizi be!"
Yarı 'haber verme tehdidi, yarı da bu ihtimal vazgeçirmişti Ermenileri bu kahpe ve vahşi niyetten. Örilar
vazgeçince Rumlar da bu deli cinayetin sorumluluğunu tek.başlarına alamamışlar, böylece de Akşehir tüyler
ürpertici ye arkası daha da korkunç olaylara gebe bir trajediden kurtulmuştu.
Doktor Minas efendi şimdi kendi kendine soruyordu: Peki ne oldu bu ve bunun gibi çabalarının sonucu?
Ne olacak? Kendisinin ve kendisi gibi davranan daha birkaç ırkdaşının Ermenilikleri derişmediği için
Müslüman Türklerin soğukluğu sürüp gitmiş, bütün Ermenilerin hatta Rumların yükü omuzlarında kalmış, bir
yanda da hemcinsleri kendilerine diş gıcırdatır olmuştu. Minas efendi ve benzerleri artık havada
sal anıyorlardı. İnsanlıklarının ve devlet şuuruna bağlılıklarının kadri hiç bir zaman tam olarak bilinme-yecekti.
Minas efendi Reis beyin yakınlığına aynı açık yürekle karşılık vermek isterdi. Ama bütün bu olup bitenleri
nasıl anlatabilirdi? Kendini zorlayıp anlatsa, anlatabilse bile Reis beyle Ali Emmi gibilerin yakınlıkları, sevgileri
ve takdirleri daha fazla artmayacak, iki yönden gelen diş gıcırtıları da azalmayacaktı. Eli, kendiliğinden
kadehine gitti. Reis bey de içti ve ciğerlerindeki bütün havayı boşaltan bir hohlayışla:
— Mazur gör, Minas efendi, dedi ve tam bir özür diîeyişle devam etti: Oluyor bunlar, önlenemiyor. Her
zaman da olacak ve önlenemeyecek. İnsanın kaderi bu. Allah affetsin. Sizlerle din ayrılığı, kan ayrılığı var.
Netice itibariyle bu da bir sebeptir. Veya, vahşetin sebebi olmamalı ama sebep sayılabilir. Peki, ya aynı
dinden, aynı kandan olanların birbirlerine yaptıklarına, yapmakta olduklarına ve yapmadan yapamayacak
olduklarına ne demeli? Kurulu düzen işlerken, düzeni kuran kuvvetler ayakta iken mesele yok. Ya düzen
bozulunca? Ya düzeni ayakta tutan kuvvetler yıpranmca? Bekle o zaman cifenin bin bir çeşidini.
Hırsla yutkundu:
— Düzen sağlam mı? O zaman mesele yok. Çünkü o zaman düşünmeye, insanın kendini işe karıştırmasına,
hatta kendini dinlemesine de lüzum yok. Ama düzen bozulunca, otorite yıpranın-ca, hele hele yıkılınca lâğım
borusu patlamış gibi oluyor. Çünkü artık ortaya o yetersiz aklı, o kıt ve kısır aklı yüzünden kendi kendine
düşman olan tek insan çıkıyor ortaya, idraksizliği, düşünce ve anlayış kısırlığı yüzünden kendini zelil görüyor,
hakikate, bir türlü tam olarak kavrayamadığı hakikatlara karşı idrakiyle tek inşan çıkıyor; kendi kendini hor
gören, çeşit çeşit ve çoğu itibariyle çelişen insiyaklara, insiyaklarının işleyişine bir ahenk vermediği için
kendinden tiksiniyor, bu zelillik ve bu tiksinti ölçüsünde de kendi kendine, düşman oluyor. Sonra da, beni hor
görüyorlar, bana düşman bunlar diye düşmanlar icat ediyor. Hakikatları kavrayamadığı, doğru hükümlere
varmadığı için aldandığını, aldatıldığını seziyor, ama arkasından da, aczi yüzünden, bu aldanış ve aldatılışını
kolu, bacağı, kaşı gözü gibi benimsiyor, gözüne, kaşına lâf söylenecek diye düşmanlıklarını koyulaştırıyor,
doğruya, doğru yolda olsuılara, meselâ sana, meselâ Ali emmiye karşı daha bir azgınlıkla saldırmak hırsına
kapılıyor. Doğrular ve doğru yoldakiler artık katlanamayacağı bir hakarettir kendisi için. Artık tek avuntusu ve
tek gururu düşmanlıktır, icat ettiği düşmanlardır, bunlara da dört elle sarılıyor. Demin de söyledim. Haydi din
ayrılıklarını, kan ayrılıklarını sineye çekelim... Ama Kel Hüseyin neden bize düşman oldu? Çorapsı-zın Mucip
neden bizi görünce yolunu değiştirir? Ve neden bir yığın Müslüman Türk bizi artık işgal ordusundan da beter
görür?
Birdenbire çöküvermiş gibiydi. Sesi kısılmış, bütün benliğini hüzün sarmıştı:
— Bütün bunları düşündükçe beynim çatla-yacakmış gibi oluyor Minas efendi. Ve bunları düşünmeden
yapamıyorum. Beynimi ne kadar zorlasam da şu söylediğimden başka sebep bulamıyorum. Bütün bu insanlar
yetersizliklerini anlıyor, yanıldıklarını anlıyor, acizlerini anlıyor, böylece de alttan alta kendilerini hor görüyor,
kendilerine düşman oluyor, sonra da kendilerine hor bakan insanlar vehmedip onlara düşman kesiliyorlar.
Tek avuntuları, tek gururları bu düşmanlıklar ve düşmanlık etrafında gruplaşmalar. Bakmayın siz onların
kendilerini haklı saymalarına ve hak naralarına, bakmayın kendilerini üstün sayıp elâleme tepeden tepeden
bakmalarına... Hepsinin içinde de, içlerinin ta derinliklerinde ne irin sızıntıları var.
Hırslı hırslı soluyordu. Sesi gene canlandı:
— Minas efendi, Minas efendi; asırlarca aynı güneşi, aynı toprağı paylaşanların, iki budala tahrikle birbirlerine
böyle düşman kesilivermeleri-ne ben akıl erdiremiyorum. Ve bundan başka sebep bulamıyorum. Zira sebep
bu değilse kahpeliğin, vahşetin Allah'tan ümit kestirmesi, Allah'ı unutturması gerekirdi.
Kadehlerini boşalttılar. Reis beyin alnı tomur tomur terlemişti:
— İyi yetişmemiş insanların ülkesinde düzen bir bozuldu mu, mağara devri, taş devri hortluyor Minas
efendi. Bu bütün tarih boyunca böyle olmuş, böylece de gidecek. Biz ise Minas efendi, sarsıntı ne kelime,
çöktük, çöktük. Olacağı elbette bu idi.
Yorulmuş gibi sustu. Gerçekte ise çaresizlikten doğan hüznü dayanılmaz bir hal almıştı.
— Tekerlek çoktan kırıldı, diye mırıldandı ve aynı basık sesle devam etti. Biz bütün bunları çok daha önce
düşünüp konuşacaktık. Konuşacaktık, hem de bütün meydanlarda.
Sonra sesine tatlı bir canlılık geldi.
— Ama şimdi bir yeni doğuş ümidi var. Ta-biatiyle bu günlerden ve bu günlerden de acı olacak gelecek
günlerden ders alınacak, yeni vatan sapasağlam temellere oturtulacak.
Ali Emmi'yi hatırlamıştı. Doktor Minas bunu anladı:
— Zafer işte o zaman zafer olur.
— Olacak. Bize bu yakışır.
Aynı şevk ve iman ile değilse bile, aynı saf dilekle Minas efendi de tekrarladı:
— Olacak. Olmalıydı da.
Minas efendi ayrıldığı zaman gece yarısını etmişlerdi. Fırtına hep o hızla esiyor, karlar hep öyle savrula
savrula yağıyordu.

You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Küçük Ağa - 32
  • Parts
  • Küçük Ağa - 01
    Total number of words is 2952
    Total number of unique words is 1658
    33.2 of words are in the 2000 most common words
    46.3 of words are in the 5000 most common words
    54.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 02
    Total number of words is 2829
    Total number of unique words is 1557
    36.0 of words are in the 2000 most common words
    48.5 of words are in the 5000 most common words
    55.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 03
    Total number of words is 2913
    Total number of unique words is 1559
    34.6 of words are in the 2000 most common words
    47.4 of words are in the 5000 most common words
    54.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 04
    Total number of words is 2868
    Total number of unique words is 1664
    31.2 of words are in the 2000 most common words
    45.0 of words are in the 5000 most common words
    52.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 05
    Total number of words is 2898
    Total number of unique words is 1727
    31.7 of words are in the 2000 most common words
    44.4 of words are in the 5000 most common words
    51.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 06
    Total number of words is 2841
    Total number of unique words is 1672
    34.0 of words are in the 2000 most common words
    48.9 of words are in the 5000 most common words
    56.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 07
    Total number of words is 2859
    Total number of unique words is 1705
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    47.7 of words are in the 5000 most common words
    55.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 08
    Total number of words is 2958
    Total number of unique words is 1653
    31.5 of words are in the 2000 most common words
    44.6 of words are in the 5000 most common words
    51.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 09
    Total number of words is 2887
    Total number of unique words is 1674
    34.7 of words are in the 2000 most common words
    48.3 of words are in the 5000 most common words
    55.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 10
    Total number of words is 2855
    Total number of unique words is 1594
    36.0 of words are in the 2000 most common words
    50.3 of words are in the 5000 most common words
    57.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 11
    Total number of words is 3075
    Total number of unique words is 1746
    33.5 of words are in the 2000 most common words
    47.3 of words are in the 5000 most common words
    55.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 12
    Total number of words is 3047
    Total number of unique words is 1563
    36.9 of words are in the 2000 most common words
    50.9 of words are in the 5000 most common words
    58.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 13
    Total number of words is 2968
    Total number of unique words is 1715
    32.9 of words are in the 2000 most common words
    48.3 of words are in the 5000 most common words
    57.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 14
    Total number of words is 2927
    Total number of unique words is 1623
    33.4 of words are in the 2000 most common words
    46.4 of words are in the 5000 most common words
    51.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 15
    Total number of words is 2988
    Total number of unique words is 1677
    34.4 of words are in the 2000 most common words
    49.1 of words are in the 5000 most common words
    56.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 16
    Total number of words is 2954
    Total number of unique words is 1674
    35.3 of words are in the 2000 most common words
    49.5 of words are in the 5000 most common words
    56.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 17
    Total number of words is 3030
    Total number of unique words is 1524
    35.7 of words are in the 2000 most common words
    48.6 of words are in the 5000 most common words
    56.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 18
    Total number of words is 2877
    Total number of unique words is 1623
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    45.9 of words are in the 5000 most common words
    52.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 19
    Total number of words is 2991
    Total number of unique words is 1671
    33.5 of words are in the 2000 most common words
    47.6 of words are in the 5000 most common words
    55.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 20
    Total number of words is 2964
    Total number of unique words is 1591
    36.5 of words are in the 2000 most common words
    51.7 of words are in the 5000 most common words
    59.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 21
    Total number of words is 2833
    Total number of unique words is 1623
    35.0 of words are in the 2000 most common words
    49.0 of words are in the 5000 most common words
    57.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 22
    Total number of words is 2988
    Total number of unique words is 1725
    33.4 of words are in the 2000 most common words
    46.4 of words are in the 5000 most common words
    52.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 23
    Total number of words is 3004
    Total number of unique words is 1714
    34.0 of words are in the 2000 most common words
    46.3 of words are in the 5000 most common words
    52.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 24
    Total number of words is 2899
    Total number of unique words is 1684
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    47.0 of words are in the 5000 most common words
    53.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 25
    Total number of words is 2965
    Total number of unique words is 1623
    37.0 of words are in the 2000 most common words
    50.8 of words are in the 5000 most common words
    58.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 26
    Total number of words is 3043
    Total number of unique words is 1671
    33.6 of words are in the 2000 most common words
    47.9 of words are in the 5000 most common words
    55.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 27
    Total number of words is 3032
    Total number of unique words is 1613
    36.9 of words are in the 2000 most common words
    51.4 of words are in the 5000 most common words
    58.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 28
    Total number of words is 2956
    Total number of unique words is 1686
    33.6 of words are in the 2000 most common words
    46.7 of words are in the 5000 most common words
    53.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 29
    Total number of words is 2986
    Total number of unique words is 1574
    34.5 of words are in the 2000 most common words
    47.9 of words are in the 5000 most common words
    55.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 30
    Total number of words is 2970
    Total number of unique words is 1631
    34.7 of words are in the 2000 most common words
    47.7 of words are in the 5000 most common words
    55.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 31
    Total number of words is 2943
    Total number of unique words is 1597
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    45.9 of words are in the 5000 most common words
    52.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 32
    Total number of words is 2986
    Total number of unique words is 1678
    31.1 of words are in the 2000 most common words
    44.3 of words are in the 5000 most common words
    51.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 33
    Total number of words is 2970
    Total number of unique words is 1617
    36.5 of words are in the 2000 most common words
    49.8 of words are in the 5000 most common words
    56.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 34
    Total number of words is 2979
    Total number of unique words is 1612
    34.7 of words are in the 2000 most common words
    48.6 of words are in the 5000 most common words
    56.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 35
    Total number of words is 2935
    Total number of unique words is 1612
    34.6 of words are in the 2000 most common words
    48.7 of words are in the 5000 most common words
    54.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 36
    Total number of words is 2982
    Total number of unique words is 1635
    34.8 of words are in the 2000 most common words
    48.2 of words are in the 5000 most common words
    55.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 37
    Total number of words is 2852
    Total number of unique words is 1527
    36.8 of words are in the 2000 most common words
    49.4 of words are in the 5000 most common words
    56.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 38
    Total number of words is 2833
    Total number of unique words is 1694
    31.2 of words are in the 2000 most common words
    45.0 of words are in the 5000 most common words
    51.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 39
    Total number of words is 833
    Total number of unique words is 571
    42.0 of words are in the 2000 most common words
    54.4 of words are in the 5000 most common words
    61.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.