Küçük Ağa - 29

Total number of words is 2986
Total number of unique words is 1574
34.5 of words are in the 2000 most common words
47.9 of words are in the 5000 most common words
55.2 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
oğlu durur mu? Kahpe dinli mi yani? Kaptığı gibi martini mavzeri, altı patları, neyin varsa işte, çıkmış dağa,
olmuş çete. Çete demesi goley. Canını hece saymış, anayı, babayı, yavukluyu, çoluğu çocuğu arkada komuş,
onların hasretliklerini de hece saymış, karınca kararınca düşmanla boğuşmuş. Hem de nasıl boğuşmuş? Açlık
dememiş, cılbakhk dememiş, az-rail e cirit oynar gibi boğuşmuş.
Bu sefer içini daha da bir dokunaklı çekti. Farkına varmadan bir ceketinin, bir pantolonunun cebini
karıştırıyordu. O eski alışkanlıkla sigara aradığı bel iydi. Utana utana gülümsedi:
— Sigara ararın ben de. Şaşkınlık işte. Neyse., demem o demek değil; çeteymiş. Sindi de sen kalkacan
bütün bu olup bitenleri bi kalemde ge-çiverecen ve bi Çerkez Etem iti yüzünden çetecilerin tümünü kötüye
çıkaracan, milleti soğuta-can. Adam yanmaz da nişler buna Reis bey?
Reis bey en koyu ve kupkuru direnişlere bile; "acaba" dedirten, "acaba yanılıyor muyum?" dedirten o sıcak, o
cana yakın gülümsemesi ile Salih'e uzun uzun baktı. Ama konuşması taviz vereceğe benzemiyordu.
— Salih yavrum, dinle; ben de senin yerinde olsam üzülürdüm. Yanardım. Ama sen yalnız üzgün değil, daha
çok küskünsün. Anladığıma göre iyice kırılmışsın sen. Onun da zararı yok, yeter ki biraz da sen düşün. Deli
deli akan koca bir çaya bir saman çöpü düşmüş, ne çıkar? Biz o saman çöpünden de hiçiz bu büyük kavgada.
Bilen, düşünen, karara varan, emir veren biz miyiz? Bu dağ gibi yük bizim omuzumuzda mı? Baş biz miyiz?
Bir mil et bir ölüm kalım savaşına girdi mi bir de baş çıkarır ortaya, başlarını da çıkarır. Bunu çıkaramayan,
çıkarınca da uymayan mil et gitti gider oğlum. İşin o yanını da, bu yanını da baştakiler bilir. Eldeki gücü
kuvveti, düşmanın girdisini, çıktısını yine onlar bilir. Sen, ben, Ali emmi, Veli emmi... Biz bu Tekke
Deresinin ardında bile ne olup ne bitiyor bilemezken işe burnumuzu sokmaya kalkıştık mı, hapı yuttuk gitti
demektir. Bizim gibilere denileni yapmak düşer.
Salih şimdi sahiden küskündü, ama kendi kendine konuşur gibi:
— Ben işe burnumu sokayın demedim ki Reis bey, dedi. Helbette denileni yapacağız. Şinciye kadar da
denilenden başkasını yapmadık. Amma velâkin bundan gayri bana da, benim gibilere de birşeycik
demeyecekler. Bizim gibileri bi kenara kakalayıverecekler.
Tam bir boyun büküşle sustu. Reis beyi de kuvvetli bir utanç sarıverdi. Salih'in yalnız yanıldığı yanını görmüş,
on'un dramatik kahramanlığını atlayıp geçmişti. Salih, içi dövüşmek ateşiyle yanıp tutuşurken, bundan böyle
bir işe yaramayacağını düşünerek dertleniyordu. Bu da onun hakkıydı. Açıkça özür diledi:
— Kusura bakma, Salih.
— Estağfurullah, Reis bey.
— Yok yak; anlayışsızlığıma ver. Salih perişan oldu.
— Allahaşkına, Reis bey., ne haddime Reis bey., ben seni babamdan çok sayarım. Anca, demeden
edemedim işte. Densizlik işte., bağışla...
Sustular. Salih kunduralarının ucuna bakıyordu. Reis bey ise, içi sevgiden ışıl ışıl gülen gözlerini ona dikmişti.
Bu insan çöküntüsünün ham, kaba, ama Tanrı ışığıyla aydınlanmış faziletlerini düşünüyor, sonra da kendini
düşünüp utanıyordu.
Salih ya... Salih onu ve ötekileri utandırma-lıydı ya... Ama şimdi çok geç diye düşünüyordu Reis bey. Ne
zaman utanacaklarını bilememiş, bu büyük tesel iyi kaçırmışlardı.
Mahvolmuş, çürümüş, bitmiş, savaşın batağına batmış bir beden ve tıpkı o beden gibi bir ruh. Salih esaretten
öyle dönmüştü işte. Herkes gibi Reis bey de olduğu halde görüyordu Salih'i. Herkes gibi Reis bey de; ne
olabilir diye düşünmemişti bir kerecik olsun ve gene herkes gibi kendisi de ona el uzatmayı aklına bile
getirmemiş, çöl ortasında bir şarapnelin ruh ve beden için, bir hayat için damgaladığı mahkûmiyet kararını
bozulamaz saymıştı. Tıpkı o kızgın ve şimşek gibi çarpan demir parçasının duygusuzluğu ile. Kim, hangisi el
uzatmıştı Salih'e? Hiçbirisi. Sadece tik sinmişlerdi ondan, tiksinmiş, geri itmişlerdi. En ağır sözler söylenmemiş
miydi onun için?
Ama Salih, Tanrı ona ikinci bir doğum ihsan etmiş gibi, kelimenin bütün gücüyle, bir kahramandı şimdi.
Esaretten döndüğü zaman doğru dürüst ekmek ve kaşık tutamayan sol elinden kurtuluş çabasının en yaman
süâhşörlerinden birini yaratmış, o çürüyen ruhundan iradelerin en faziletlisini fışkırtabilmişti. Aldanışları inat,
yanlışları isyan olsa bile ona kimin ne demeye hakkı vardı, çünkü kimin bu mucizede emeği, hatta arkalama
payı vardı?
Kısacası, Salih trajik bir iç mücadelesini, görgüsüzlüğüne, bilgisizliğine, düşünce yetersizliğine rağmen tek
başına ve şahane bir kahramanlıkla sürdürmüş, sonra zafere ulaştırmayı başarmıştı. Eli öpülecek adam Salih
değil de kimdi?
Salih ürkek ürkek mırıldandı:
— Ali emmi hastalanmış ha?
— Öyle... İyice üşüttü galiba. Görecek miydin?
— Çok iyi olurdu ya...
— Biz, Küçük Hacı beyle ikindiden sonra gidecektik. Gel sen de.
— Hacı bey dedi, bana. Bi mahzur yoksa
geleyin ben de.
— Tabii gel, Ali Emmi çok memnun olur.
Doğruldu:
— Öyleyse şimdilik bana müsaade. Daha
anamı görmedim.
Reis bey onu hanın kapısına kadar geçirdi. Bu da Salih'i büsbütün ezdi. Reis bey, ayrılırken :
— İkindiden sonra Hacı beyin dükkânında buluşacağız, dedi.
Salih'e evin kapısını teyzesinin ahretliği dilsiz Hanife açtı. Kadıncağız Salih'i karşısında görünce kısık kısık
sesler çıkarmaya, geniş el ve kol hareketleriyle sevincini' belli etmeye çalıştı.
Anası yukarki sofada, Çobankayaya bakan pencerenin önündeki sedirde oturuyordu. Sanki bir yıldır, hiç
kımıldamadan, konuşmadan, yemeden, içmeden hep orada oturmuştu.
Salih onunla helâl aştığı günü hatırladı. Anası o puslu sabah vakti de burada, işte böyle oturuyordu ve
oğlunun gideceğini nasıl fark etmemiş göründü ise, şimdi de, tıpkı öyle, geldiğini fark etmemiş gibiydi.
Salih, kadıncağızın kuru, soğuk ve buruş buruş eline sarıldı.
— Ana ben geldim.
Kadıncağızın öbür eli ürkek ürkek sırtını sıvazladı. Demek bir şeyler duyuyordu. Salih ümit ve sevinçle
doğruldu:
— işte böyle ana...
Fakat gözleri ne kadar da donuktu kadıncağızın. Bel i bir zorlayışla:
— Geldin... diye mırıldandı.
— Geldim ya.
Kucakladı, kınası çoktan uçmuş incecik telli, bembeyaz saçlarını öptü, sonra da başını dizlerine koyup sedire
uzandı.
Dakikalar geçiyor, arka odaya kaçan Hani-fe'nin boğuk hıçkırıkları gittikçe bitkinleşiyordu. Derken Salih
anasının elini saçlarında hissetti. Kadıncağız bu keçeleşmiş saçları okşuyor, koca bir hayatı, acı tatlı
hatıralarıyla bulmak istermiş gibi dikkatle, âdeta araya araya okşuyordu. Zaman donmuştu artık ve Salih de,
gözleri yumulu, hiç bir şey düşünmeden bir tek kelimeye bile takılmadan bütün hayatını yaşıyordu.
Derken dilsiz elinde bir tepsi ile geldi. Tencerede un çorbası vardı, ayrıca üç beş kuru soğan da getirmişti...
Tahta kaşıklar aynı sıra ile ve muntazam aralıklarla gidip geldi. Yemek bir tek kelime olsun konuşulmadan
bitti. Salih son lokmayı da yutup Allah'a hamdettikten sonra, dilsize işaretle, "Çorba çok güzel olmuş" dedi.
Dilsiz de mahzun bir gülümseyişle boynunu büktü; o bu evde ne yemekler piştiğini görmüştü.
Derken bir mucize oldu, anası, Salih'e:
— Uyu, dedi.
Bir tek kelime. Fakat bu bir tek kelime Salih'in anasını bulmasına yetmiş ve ona bütün bir maziyi geri getiren
mucize gibi tesir etmişti. Kucakladı ve:
— Peki ana, yatayım, dedi.
Odaya girmeden önce de dilsize, işaretle, ikindiden önce uyandırmasını tembih etti.
Yokluk, evet sefalet derecesini bulmuştu. Fakat çarşafları ve yastık kılıfları her zamanki gibi, insanın içini
ferahlatacak kadar tertemizdi. Birbuçuk saatlik uyku Salih'in yıllık yorgunluğunu sildi, süpürdü, gitti.
Namazı Taşoluk'taki mescitte kıldı. Küçük Haci'nın dükkânına gittiği zaman Reis bey oradaydı. Hemen yola
çıktılar.
Ali emmi, Tekke Deresine bakan bir odada sedire yapılan yatağa uzanmıştı. Salih'i görür görmez yüzü
aydınlandı.
— Ne o len Çolak, yine ne halt ettin?
Salih gülümsemeye takat bulamadı ve elinde olmadan gözlerini Ali emmiden kaçırdı. Kötü,
bir daha ayağa kalkamayacak gibi diye geçirdi içinden.
— Yalağa bak len, ağzını açmaya para mı ister ne?
Sesi iyice fersizdi ve gönlünün tâ derinlerinde hâlâ cıvıl cıvıl duran sevgiyi bu ses artık taşıyamıyordu. Salih
biran için sahiden kızdığını sandı, üzmemek telaşıyla:
— Bol bol selâm getirdim sana.
Salih'de konuşacak hal kalmamıştı. Reis bey aracılık etti:
— Salih'de epey haber var, Ali emmi, istersen dinleyelim.
Ali emmi kendini zorladı:
— öyle ya, öyle ya., ne susar bilmem ki., selâm dediydin len Çolak kimden?
— Haydar beyden...
— Hangi Haydar bey o?
— Gönülsüzlerin Haydar bey, Ali emmi.
— Şunu şöyle desene... Doktordan demek. Aleykümselam. Başka?
— Yüzbaşı Hamdi beyden, Yüzbaşı Nazım beyden.
— Gönderen, getiren sağ olsun. Anlat şinci.
Salih, Çerkez Etem vak'asım ve kumandanların tembihlerini kelimesi kelimesine bir daha anlattı... Bunları,
ezberlediği belliydi; ne bir şey katıyor, ne de çıkarıyordu.
Sözünü hiç kesmeden dinlediler. Bitince Ali emmi, nezaket icabı, ortaya sordu:
— Ne dersiniz?
Küçük Hacı, Reis beye baktı. O da asıl hükmü Ali emmiye bırakan bir sadelikle cevap verdi:
— Madem vaziyet bu, yapacak pek bir şey yok sanınm.
Ali emmi başını salladı:
— Elbette. Bize denileni yapmak düşer.
Leylâ ıhlamurları getirdi. Ağızlarına attıkları üzüm tanelerini dişleyip ilk yudumları içtikten sonra birbirlerine
baktılar. Ali emmi sordu:.
— Deyeceniz bi şey var mı? Küçük Hacı:
— Yoo, dedi.
Ali emmi de tekrarladı:
— Bize denileni yapmak düşer. Anca, adamın canı eyce sıkılır, bilin mi Reis bey?
— Doğrudur Ali emmi.
Ihlamurla üç beş üzüm tanesi Ali emmiyi canlandırmış gibiydi.
— Halbukiysem ne yiğit adamdı Etem, de mi? Oooof, of. Neye böyle olur bilmem ki... Kimin malını
paylaşamaz bu herifler Alîasen? Bunca hırsa değer mi len bu kahpe dünya? İl e de önce geçmek mi ilâzım
ülen? He deyverseler birbirlerine namusları mı gider len?
Konuştukça öfkesi artmıştı. Göğsünü tan tan döven öksürük nöbeti yeniden başladı. Üçü de başlarını önlerine
eğmişlerdi. Eziliyorlardı. Salih bir iki defa kaçamak baktı. Ali emmi gidiyordu.
Ama Ali emmi öksürük biraz ara verince kalan ıhlamurunu bir dikişte bitirdi ve soluya soluya Salih'e bakarak :
— N'o len Salih, dedi, ölecen diye mi korkan? Korkma korkma, ölmen ben... ölecem zamanı bilirin ben.
Solukları diner gibi oldu.
— Emme gine de yanarın; Küçük Hacı'yı bi-lem güldüremez olduk gaari.
Reis beyin içini büsbütün sızlatan bir ciddileşme çabası ile asıl sözüne döndü:
— Hırs, hırs... Hırs bütün bunlar! Kim kancık? Hırslı olan kancık. Kim hayın? Hırslı olan hayın. Kim kâfir?
Gözünü hırs bürüyen kâfir.
Kış akşamının barut rengi, odadaki eşyayı ve yüzlerinin çizgilerini gittikçe belirsizleştiriyor, siliyordu. Sessizlik
kurşun gibi çökmüştü. Artık kalkıp gitmeleri, daha şimdiden milyonlarca kilometre öteye kaymış gibi görünen
Ali emmiyi önlenemez tekliğine bırakmaları gerekli. Ama ne Reis beyde, ne de Küçük Hacı'da kımıldanacak
hal vardı.
Bu arada Salih'in içi içini yiyordu; zehir gibi bir kararsızlıktı bu. Anlatmalı mıydı? Hem anlatmaktan korkuyor,
hem de Reis bey; bize müsade diye ayağa kalkıverecek diye ödü kopu-yordu. Sonunda kendini tutamadı ve
söz istediğini anlatmak için kesik kesik öksürdü. Üçü de başlarını ona çevirdiler. Koyu loşluk da cesaret
veriyordu, bir kere daha öksürdükten sonra başladı :
— Haddini biimez demeyin, emme öyle icabet ediyor. Bağışlayın... Kusura kalmayın.
Ali emmi dayanamadı:
— Geveleyip durma len.
Salih'in güneş ve ayazla kararmış yüzünü mora çalan bir al ık bastı. Bir solukta söyleyiverdi :
— Şu deyeceklerim burada kalacak deye and verin deyecektim.
Ali emminin fersizlikten zaten yarı aralık duran ağzı büsbütün açıldı. Gözleri büyüdü, saz benzi perabeleşti.
Reis beyle Küçük Hacı'nın şaşkınlıkları da, öfkelerine rağmen onunkinden aşağı değildi. Salih veya başka biri,
onlara and teklif etsindi? Salih sinmişti, ama böyle gerektiğine inanıyordu.
Ali emmi öfkenin iyice kıstığı bir sesle :
— Bak heleee, dedi; ülen Çolak lâf bize yeminle mi emanet edilir oldu gaari? Ha? Kimmiş bize yemin karşılığı
haber salan ha? Bi de baka-yın.
Salih dizlerinin üstünde dimdik doğruldu, iyice telâşlıydı;
— Yoo, val a kimse değel Ali emmi, kimin haddine? Valla ben kendim derin Ali emmi.
Küçük Hacı, Reis beye bakakaldı. Reis beyin içinden gülmek geldi. Ali Emmi'nin de öfkesi gitmiş, ama
şaşkınlığı bütün bütüne artmıştı:
— Ee, öyleyse? Yani ne den sen oğlum? Reis bey, val a da, bil â da ben bi şey anlamadım. Sen anladın mı
Al asen? Kimsenin haddine değilmiş, kimse de istememiş; emme gene de yemin vere-cekmişiz...
Reis bey Salih'e bakıyor, açıklamasını bekliyordu... Ali Emmiye gelince, o dermansız elleriyle sakalını
sımazlamaya çalışmakta ve boyuna "Allah Allah... Allah Allah!.." diye mırıldanmaktaydı. Küçük Hacı da
bekliyordu. Salih bu üçüzlü baskıya daha fazla dayanamadı ve can havline benzeyen bir parlayışla:
— Yemini ben isterin Ali Emmi, deyiverdi.
Ali Emmi'nin ağzı şimdi artık tam manasıyla bir karış açıktı ve Küçük Hacı bile kendini tutamamış:
— Sen mi? diye, acaip bir mahlûk görmüş gibi, mırıldandı. Bütün bunların ardından bir patlama gelecekti, bu
muhakkaktı ve bunun muhakkak olduğunu Salih de biliyordu. Kafası cin gibi işlemeye başladı ve kısa sürecek
fırsatı kaçırmak istemedi:
— öldürün isterseniz beni.. Emme böyle. Reis bey, Küçük Hacı ve Emmi'nin patlamak
üzere olduğunu anlamıştı. Gülümseyerek araya girdi:
— Anlatsın bakalım Ali Emmi, iş bizim sandığımızdan mühim galiba!..
Salih, Reis beye minnetle baktı: "öl desen ölürüm" der gibi. Ve:
— Möhem yaa, dedi.
Ali Emmi Reis beyin istediği havaya girmişti, gülümsemeye çalışarak:
— Anlat bakalım şu möhemi de öğrenelin bi, dedi.
Salih artık formunu bulmuştu, sırıttı:
— Önce. yemin.
Reis bey yine araya girdi:
— öyle olsun; edelim.
Yemin merasimi epey sıkıntılı oldu. Bu işe zerre kadar şaka karıştıracak insan değillerdi; fakat Salih'e yemin
vermek de biraz fazlaca tuhaflarına gidiyordu. Yeminler edildikten hemen sonra, Salih:
— Size şimdi İstanbul u Hoca'dan haber ve-recen, dedi ve şöyle bir sustu. Yaptığı tesirin tadını çıkarmak
istiyordu. Fakat asıl şaşıp kalan kendisi oldu. Çünkü Küçük Hacı:
— Pohoo, biz onu duyalı yıl oldu oğlum, demişti.
— Yıl mı oldu?
Ali Emmi bitkinliğine rağmen o ciddi görünüşünü büsbütün tatlılaştırdığı şakacılığını bulmuştu:
— Sen de amma sabırsızsın ha, Hacı bey!., dur hele, belki Çolağa ahretten yeni bir haber gelmiştir. Len
oğlum Salih, Hoca sakın seni de yanına çağırmış olmasın?
Salih iyice afallamışti:
— Ne den sen Allasen Ali Emmi? Hangi ahretten bahseden? Hoca Kütahya'da Kütahya'da. Ben de yanından
gelirim!..
Haydi bu sefer de şaşkınlık sırası ötekilere geliverdi:
— Hoca sağ mı?
— He ya!..
— Kütahya'da mı dedin?
— He ya., öyle dedim.
— Yanından mı geldin?
— He ya Reis bey, yanından. Hacı bey de aynı şeyi sordu:
— Yanından mı geldin?
— Beş gün önce ayrıldım. Yüzbaşılara verdiği habarları götürdüm. Onlar da bu habarla-ra göre size şöyle
şöyle edeceksiniz dediler.
Odada çıt çıkmıyordu. Pencerenin iki, üçyüz metre ötesinde ve dalları karlarla ağan ağaçların ardından
Topyeri ve Tekke dağı, masmavi ve sansın bir gökyüzünün altında pırıl pırıl görünüyordu. Oralarda daha ışık
vardı.
Ali Emmi toparlanmaya çalıştı:
— Eee, soraa?..
— Sorası bu işte Ali Emmim. Hoca sağ!..
— Anladık oğlum.. Hoca sağ, inandık. Ne yapar, nişler?
— Söyleyeyin Ali Emmi. Hocanın adı gari Hoca değel; Küçük Ağa!..
— Küçük Ağa mı?.
Küçük Ağa'yı işittikleri anlaşılıyordu.
— He ya; Küçük Ağa işte bizim İstanbul u Hoca.
Sonra övündü:
— Ta başından beri biliyordun ben! Hani beni Hocayı bulmaya yollamıştınız ya?.. Belediyede... Bildin mi? İşte
o zaman, hemen üçüncü gün Hocayı Ketenlik1 te bulduk... Bizim Topal'la. Küçük Ağa adını takmış, bi de
çetenin başına geçmiş. Bi göreceğdin!
Güldü ve anlattı:
— kesmiş mi sana o canım sakalı., giymiş mi kalpakla avcı biçimi ^pantolu.. al sana arslan gibi bi delikanlı!.,
tanıdım emme ben., bakışından tanıyıverdim.
Ali Emmi bayağı canlanmıştı, biraz daha doğrularak dinlemeye iyice hazırlandı ve:
- Ee... dedi.
Reis bey dirseklerini dizlerine dayamış, Salih'e doğru eğilmişti. Küçük Hacı ise sağ ayağını aitma alıp sedire
daha bir yerleşti. Salih'e gelince, o kazandığı ilgiden mest olmuştu.
— Tanıdım, diye tekrarladıktan sonra gerdan kırarak devam etti. Emme o beni tanıyamadı. Ulu Cami'de
Doktor Haydar beye lâf ederken ben onun sırf bakışlarını görürdüm. Emme o beni nerden...
Ali Emmi sinirleniverdi:
— O beni, ben onu, o benim, o ben... Ülen bırak da kendini, ne olduysa onu anlat!
Salih oralı olmadı:
— Ali Emmi be, darılma ya hastalık seni huysuz etmiş. Anlatıyorun ya işte. Daha naşı anlatılır, sen de Hacı
bey?
Ali Emmi Salih'in üstünlüğüne razı oldu:
— Eyi eyi.. anlat bildiğin gibi.
Salih yapmacık bir küskünlükle ama domuzuna domuzuna tekrarladı.
— Dediğim gibi işte; o beni tanımadı. Şunu da deyeyin, biz Topal'la yörük damlarını bulduğumuz zaman yarı
ölüydük, ha donduk, ha donacaktık. Bizi bi güzel yedirdiler, içirdiler, ısıttılar. Girdik pufla yataklara, sabaha
kadar uyuduk. Sabah oldu Topal kalkmadı. Bitmiş yazık. Ona baktılar. Beni de Hoca'nın yanına götürdüler.
Ocakta kütükler alev alev yanar, üstünde mis gibi kokan süt apabak kabarır. Doğradık ekmekleri çanağın
içine. Bi tabak da bal getirdiler, bi güzel karnımızı doyurduk Hoca efendiyle karşı karşıya. Sonracığıma
vakit geçti. Başba-şa kaldık. O zaman bana; "anlat bakalım" dedi. Ben de "sen beni tanıman amma Hoca
efendi..." diye söze başladım. Hoca efendi derdemez yerinden şöyle bir hopladı. "Dur, dedim, telâşlanma"
dedim ve dilimin döndüğü, bizim Doktor Haydar beyle yüzbaşıdan öğrendiğim kadar memleketin halinden
bahsettim. Bana verdiğiniz vazife Hoca'nın yerini size bildirmekti. Amma Allah vebalimi bağışlasın, ben Hoca
efendiyi karşımda öyle ars-lan gibi görünce, üstelik bi de aklını, ilmini hatırlayınca sizi filân unuttum, içimden
bu koca adam hak yolunda çalışmazsa günah olur, eğer ben, onu hak yoluna götürebilirsem, bütün
günahlarımdan kurtulurum diye geçirdim, böyle geçirince de haddimi hududumu unutup işe giriştim.
Zaten onu tanıdığımı da bu yüzden açıkladım, öyle konuştum ya. Hoca efendi beni, gözleri ateşte, hiç ses
etmeden, kımıldamadan dinledi. Ben sözümü bitirince de çektiğim gibi para-bel omu; "Hocaefendi, dedim;
işte tabanca, ya beni vurun burda, ya dediğimi yapan. Yoksa bir adım atmam buradan dedim.
Salih'in bu jesti üçüne de pek tesir etti. Reis bey gülümsedi. Ali Emmi:
— Hay domuz ha, dedi. Küçük Hacı da:
— Başa çıkılmaz bununla, dedi.
Salih de biraz daha efelenerek devam etti:
— Bi telâşlandı, bi telâşlandı ki, sorma gitsin Ali Emmi, başladı bana yalvarmaya, koy o tabancayı cebine
deye. Düşünürüm dedi. Amma ben; "valla olmaz, dedim, hemen simdik söz isterim" dedim. Çünkü eyi
gördüm halini. Razı olmaya can atar emme, kolay değil tabi . Sonunda bi "peki" dedi ki, göreceğin Ali
Emmi... Benim ciğerim cız etti valla.
Salih bundan sonrasını da bir bir anlattı, nasıl karar verdiklerini. Çerkeş Tevfik beyin Sa-buncupınar'daki
karargâhına nasıl vardıklarını, orada nasıl şüpheyle karşılandıklarını, nasıl tehlikeli günler geçirdiklerini, amma
Küçük Ağa diye bilinen Hoca'nın ardarda gösterdiği yiğitlikler ve akıllılıklarla nasıl Tevfik beyin gözüne
girdiğini de etraflıca anlattı. Sonra sıra, Karakeçili teşkilâtını bir tesadüfle öğrenişine ve bu yüzden geçirdikleri
tehlikelere geldi. O da bitince Kütahya'da geçen olayları anlatarak sözlerine son verdi:
— İşte böyle.. Küçük Ağa'nın İstanbul'lu Hoca olduğunu şimdi benden gayri bi de siz bilirsiniz. Bu da tabi
böylece kalacak. Küçük Ağa şimdi benden çoluğuna çocuğuna dair haber bekler. Ayrıca da son olup
bitenlerden sonra Çerkeş Tevfik beyin elinden canını kurtarabilir mi, kurtaramaz mi; Al ah bilir.
Salih bu son sözleri üzerine odadaki o keyifli havanın kaybolup gittiğini, yerine sıkıntılı bir sessizliğin
çöktüğünü gördü, fakat bu nedendir anlayamadı ve kendini tutamayarak sordu:
— Sevinmedin mi buna Ali Emmi? Yoksa ben kötü bir şey mi yapmışım?
Reis bey:
— Yo, yo, dedi; sen yapılabilecek şeylerin en güzelini yapmışsın.
Ali Emmi de:
— Sevinmez olur muyum hay fikirsiz, dedi. Ama o sıkıntılı halleri gitmemişti.
Bu da Salih'i büsbütün tedirgin etti. Hatta gönlü kırılır gibi olmuştu:
— öyleyse bana müsaade, diye doğruldu. Ali Emmi onu anlamıştı:
— Otur len yalak herif, diye tersledi. Nereye gidecekmişsin? Gelip gitmenin bi adabı erkânı var. Reis beyle
Hacı bey kalkmadan nasıl gidermişsin sen?
Salih bozuldu:
— Ne bilem ben? Hani belkim aranızda bir şey konuşursunuz da...
Ali Emmi yine tersledi:
— öyle bi şey olsa, deriz kalk git de ye sana. Salih oturdu. Ali Emmi duyduğu sıkıntıya daha fazla
katlanamayarak:
— Dinle oğlum Salih, diye söze başladı ve üç defa öksürdükten sonra kendini zorlayıp devam etti. Verdiğin
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Küçük Ağa - 30
  • Parts
  • Küçük Ağa - 01
    Total number of words is 2952
    Total number of unique words is 1658
    33.2 of words are in the 2000 most common words
    46.3 of words are in the 5000 most common words
    54.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 02
    Total number of words is 2829
    Total number of unique words is 1557
    36.0 of words are in the 2000 most common words
    48.5 of words are in the 5000 most common words
    55.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 03
    Total number of words is 2913
    Total number of unique words is 1559
    34.6 of words are in the 2000 most common words
    47.4 of words are in the 5000 most common words
    54.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 04
    Total number of words is 2868
    Total number of unique words is 1664
    31.2 of words are in the 2000 most common words
    45.0 of words are in the 5000 most common words
    52.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 05
    Total number of words is 2898
    Total number of unique words is 1727
    31.7 of words are in the 2000 most common words
    44.4 of words are in the 5000 most common words
    51.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 06
    Total number of words is 2841
    Total number of unique words is 1672
    34.0 of words are in the 2000 most common words
    48.9 of words are in the 5000 most common words
    56.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 07
    Total number of words is 2859
    Total number of unique words is 1705
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    47.7 of words are in the 5000 most common words
    55.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 08
    Total number of words is 2958
    Total number of unique words is 1653
    31.5 of words are in the 2000 most common words
    44.6 of words are in the 5000 most common words
    51.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 09
    Total number of words is 2887
    Total number of unique words is 1674
    34.7 of words are in the 2000 most common words
    48.3 of words are in the 5000 most common words
    55.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 10
    Total number of words is 2855
    Total number of unique words is 1594
    36.0 of words are in the 2000 most common words
    50.3 of words are in the 5000 most common words
    57.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 11
    Total number of words is 3075
    Total number of unique words is 1746
    33.5 of words are in the 2000 most common words
    47.3 of words are in the 5000 most common words
    55.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 12
    Total number of words is 3047
    Total number of unique words is 1563
    36.9 of words are in the 2000 most common words
    50.9 of words are in the 5000 most common words
    58.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 13
    Total number of words is 2968
    Total number of unique words is 1715
    32.9 of words are in the 2000 most common words
    48.3 of words are in the 5000 most common words
    57.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 14
    Total number of words is 2927
    Total number of unique words is 1623
    33.4 of words are in the 2000 most common words
    46.4 of words are in the 5000 most common words
    51.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 15
    Total number of words is 2988
    Total number of unique words is 1677
    34.4 of words are in the 2000 most common words
    49.1 of words are in the 5000 most common words
    56.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 16
    Total number of words is 2954
    Total number of unique words is 1674
    35.3 of words are in the 2000 most common words
    49.5 of words are in the 5000 most common words
    56.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 17
    Total number of words is 3030
    Total number of unique words is 1524
    35.7 of words are in the 2000 most common words
    48.6 of words are in the 5000 most common words
    56.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 18
    Total number of words is 2877
    Total number of unique words is 1623
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    45.9 of words are in the 5000 most common words
    52.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 19
    Total number of words is 2991
    Total number of unique words is 1671
    33.5 of words are in the 2000 most common words
    47.6 of words are in the 5000 most common words
    55.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 20
    Total number of words is 2964
    Total number of unique words is 1591
    36.5 of words are in the 2000 most common words
    51.7 of words are in the 5000 most common words
    59.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 21
    Total number of words is 2833
    Total number of unique words is 1623
    35.0 of words are in the 2000 most common words
    49.0 of words are in the 5000 most common words
    57.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 22
    Total number of words is 2988
    Total number of unique words is 1725
    33.4 of words are in the 2000 most common words
    46.4 of words are in the 5000 most common words
    52.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 23
    Total number of words is 3004
    Total number of unique words is 1714
    34.0 of words are in the 2000 most common words
    46.3 of words are in the 5000 most common words
    52.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 24
    Total number of words is 2899
    Total number of unique words is 1684
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    47.0 of words are in the 5000 most common words
    53.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 25
    Total number of words is 2965
    Total number of unique words is 1623
    37.0 of words are in the 2000 most common words
    50.8 of words are in the 5000 most common words
    58.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 26
    Total number of words is 3043
    Total number of unique words is 1671
    33.6 of words are in the 2000 most common words
    47.9 of words are in the 5000 most common words
    55.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 27
    Total number of words is 3032
    Total number of unique words is 1613
    36.9 of words are in the 2000 most common words
    51.4 of words are in the 5000 most common words
    58.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 28
    Total number of words is 2956
    Total number of unique words is 1686
    33.6 of words are in the 2000 most common words
    46.7 of words are in the 5000 most common words
    53.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 29
    Total number of words is 2986
    Total number of unique words is 1574
    34.5 of words are in the 2000 most common words
    47.9 of words are in the 5000 most common words
    55.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 30
    Total number of words is 2970
    Total number of unique words is 1631
    34.7 of words are in the 2000 most common words
    47.7 of words are in the 5000 most common words
    55.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 31
    Total number of words is 2943
    Total number of unique words is 1597
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    45.9 of words are in the 5000 most common words
    52.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 32
    Total number of words is 2986
    Total number of unique words is 1678
    31.1 of words are in the 2000 most common words
    44.3 of words are in the 5000 most common words
    51.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 33
    Total number of words is 2970
    Total number of unique words is 1617
    36.5 of words are in the 2000 most common words
    49.8 of words are in the 5000 most common words
    56.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 34
    Total number of words is 2979
    Total number of unique words is 1612
    34.7 of words are in the 2000 most common words
    48.6 of words are in the 5000 most common words
    56.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 35
    Total number of words is 2935
    Total number of unique words is 1612
    34.6 of words are in the 2000 most common words
    48.7 of words are in the 5000 most common words
    54.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 36
    Total number of words is 2982
    Total number of unique words is 1635
    34.8 of words are in the 2000 most common words
    48.2 of words are in the 5000 most common words
    55.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 37
    Total number of words is 2852
    Total number of unique words is 1527
    36.8 of words are in the 2000 most common words
    49.4 of words are in the 5000 most common words
    56.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 38
    Total number of words is 2833
    Total number of unique words is 1694
    31.2 of words are in the 2000 most common words
    45.0 of words are in the 5000 most common words
    51.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 39
    Total number of words is 833
    Total number of unique words is 571
    42.0 of words are in the 2000 most common words
    54.4 of words are in the 5000 most common words
    61.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.