Küçük Ağa - 28

Total number of words is 2956
Total number of unique words is 1686
33.6 of words are in the 2000 most common words
46.7 of words are in the 5000 most common words
53.1 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
boşaltmasından sonra Küçük Ağa'nm pek keyiflendiğini bile fark etmedi.
Küçük Ağa, Pehlivan, gelen adamlarıyla çıkıp gittikten sonra hemen samanlığa indi ve:
— Şimdi kulağınızı iyi açın, diye söze başladı. Hemen ökkeş ağaya gideceksiniz. Tam iki saat sonra
müfrezesini hazırlayıp Alayunt'a doğru yola çıkacak. Ak o Tier ile Ayı Şükrü'ye de haber salsın onlar da aynı
şeyi yapacaklar. Ala-yunt'ta İstasyon memuru Hamdi'yi bulur. Garp Cephesi Kumandanlığından Yüzbaşı
Nazım'ı makineye çağırırlar. Reha konuşacak derler. Ne deyecekler söyleyin bakayım? Hah, Reha. Kime
diyecekler? Tamam Yüzbaşı Nazım'a. Biz Tevfik beyden şu kadar kişi geldik. Alayunt'tayız. Reha'ya haber
yol amayın deyecekler. O sizi gerektikçe arayacak deyecekler. Bunlar çok' mühim. Unutmayın. Onlardan da
mühimi, en mühimi şu: Feda diye biri yoktur. Katiyen, taş çatlasa Fe-da'ya güvenmeyecekler. Ola ki Reha
gider de Feda kalır. Katiyen ona güvenmeyecekler. Şimdi tek tek tekrarlayın bakayım.Önce Reşit, sonra da
sırasiyle ötekiler tekrarladılar :
— Aferin unutmak yok. Ökkeş ağaya da böyle deyin. Ak ömer ile Ayı Şükrü'den başka kime güveniyorsa,
ama üçü de müfrezelerini yola çıkardıktan sonra, hadi desin. Gelen gelir kalan kalır. Gidiş Tevfik beyin
emriyle oluyormuş gibi davranacaklar. Benden ökkeş, Ak Ömer'le Ayı Şükrü'ye bile bahsetmeyecek. Hadi
yallah. Siz yarım saat sonra burada olacaksınız, anlaşıldı mı? Saat tutuyorum, yarım saat sonra yer yarüsa
burada olacaksınız.
Adamlara yapacakları işi ve söyleyecekleri sözü bir defa daha tekrarlattı.
Küçük Ağa yarım saati, ışığı söndürerek odasında pencerenin önündeki sedirde düşünerek geçirdi. Bir gören
olsa uyuyor sanırdı, kımıldamıyor, düzenli mırıltılarla sesli sesli nefes alıyordu. Sokakta ayak sesleri duyunca
sokak kapısının ardına geçti.
— Reşit...
— Biziz ağa.
— Tamam, dedi. ökkeş ağa, meraklanmasın, buyurduklarını elifi elifine yapacam diyor.
— îyi. Şimdi siz hazırlanın, sırtınız pek olsun. Kimde tabanca var?
Yalnız Resifin tabancası vardı. Kama sordu, hepsi de kamalıydı. İçlerinden birine de kendindeki iki tabancayı
verdi. On dakika sonra istasyon Caddesinin yarısına varmışlardı. Bir bahçe aralığına saptılar.
Küçük Ağa gemleri kastı:
— Dur. Burada bekleyeceğiz. Dört kişi gelecek. Biz altı kişiyiz. İşi fazla uzatmadan geberteceğiz hepsini de.
önce yirmibeş adım beraber yürüyeceğiz. Ben Pehlivanla önde giderim. Siz de o arada birer kişi
ayarlarsınız, Reşit dedim mi saniyesinde iş bitecek.
Gece korkunç derecede ayaz idi. Gökyüzü bulutsuzdu, koyu lâcivert renkteydi, yıldızlar donmuş gibi
görünüyordu. Ay yoktu. Titreye tit-reye yirmi dakika kadar beklediler. Nihayet nefeslerini tutup kulak
kabarttılar. Şehir tarafından nal sesleri geliyordu. Biraz sonra karaltıları farkettiler. Küçük Ağa atını
mahmuzladı, ötekiler de onu takip ettiler. İki grup karşılaştı. İlk bağıran Küçük Ağa oldu :
—? Pehlivan.
— Kimsin?
Gemler kasılmıştı. Atlar gürültülü gürültülü «oluyor, eşiniyor, kesik kesik kişniyorlardı.
— Küçük Ağa. . — Hayrola?
— Sana baktım. Daha dönmemişsin. Yanyana geldiler. Pehlivan:
— Hayrola? diye tekrarladı. Küçük Ağa elinde tabancasının parladığım farketti, fakat aldırmadı, atının başını
istasyona doğru çevirdi.
— Anlatırım, mühim bir haber aldım -atı hafifçe mahmuzladı. Pehlivan ona uydu, atbaşı beraber
yürüyorlardı- Alayunt'tan Çolak geldi. Senden şüphelenirlermiş... Hüseyin adında birini göndermişler.
Tebdilmiş herif. Dur bakayım Çolak ne dediydi? Galiba yüzünün bir yanı -ve birden bire bağırdı- Reşit.
Aynı anda iki tabanca patladı. Küçük Ağa Pehlivan'ın attan devrildiğini görür-görmez arkasına baktı; biri
yanından sıyrılıp gitmek üzereydi, ateş etti, o da devrildi. Tabanca sesi yine çift çıkmıştı. Reşit:
— Tamam ağa, dedi.
— Çabuk yoklayın.
İndiler. Dördü de cansızdı. Binicisiz kalan atlar istasyona, ahırlarına doğru kişneye kişne-ye koşuyorlardı.
Küçük Ağa:
— Atlayın, dedi. Dört nalla şehre doğru yöneldiler. Siz yukarı yoldan gidin, evde beni bekleyin.
Küçük Ağa doğru Topal İsmail'in kaldığı eve gitti ve Resifin söylediği arka kapıyı tıklattı. Kim o diye soran
uykulu sese:
— Ağana Küçük Ağa gelmiş, Pehlivan'dan haber getirmiş de, dedi. Beş dakika kadar bekledi, kol demiri
çekildi, kapı aralandı, elindeki çıranın isli aleviyle omuzlarından yukarısı aydınlanan, yüzü de kapkara bir
palabıyıkla parmak gibi iki kaştan ibaret görülen iriyarı bir adam "buyur" dedi. Bir taşlığa girdi. Sağdaki
merdivenin üst sahanlığında Topal İsmail duruyordu. Gecelik giymişti ama kildtunu çıkarmadığı alttan
görünen dolaklarından belliydi. Sol elinde bir lâmba tutuyordu. Sağ eli geceliğin kıvrımları arasında gizliydi.
Eğilerek:
— Hayrola, dedi. Oradan konuşmak istediği belliydi. Sağ eli öyle olmasa mesele yoktu. Fakat böyle olunca
Küçük Ağa aldırmadı ve :
— Bildiğin gibi değil, diyerek hızla merdivenlere yürüdü ve yaklaşınca nefes nefese devam etti. Çağır şu
herifi de bana bir kupa su versin. Topal "Gel Mehmet" deyince adam da yürüdü. Bir kupa su. Pehlivanı
vurdular.
Topal donup kaldı. Mehmet yaklaşmış, haberle o da afal amıştı. Topal kekeledi:
— Na, na, nasıl vur...
— Na böyle işte.
Küçük Ağa, Topal son kelimesini tamamla-yamadan tabancasını sıyırıp tetiğe bastı ve yıldırım gibi dönerek
bir kurşun da Mehmet'e yapıştırdı. Fakat Topal devrilirken ateş edecek gücü bulmuştu. Mehmet "Anam" diye
olduğu yere yığılırken Küçük Ağa da sol eliyle sağ koluna "Ah" diye yapışmıştı. Kolu yanıyor, parmakları
ıslanıyordu. Fakat oyalanmadı ve basamakları, düştüğü yerde yanmaya devam eden çıranın aydınlığında üçer
beşer indi, son bir gayretle atına atladı.
Evde Reşit yırttığı eski, fakat temiz bir mintanla Küçük Ağanın kolunu sararken o da ötekilere :
— Siz hemen yola çıkın, doğru Alayunt'a. Orada ökkeş'leri bekler, olanları anlatırsın. Topalın geberdiğini
de söyleyin. Haydi yolunuz açık olsun.
Adamlar gitti. Kurşun çıkmış, çıkarken de adaleleri paralamıştı. Küçük Ağa :
— Eline sağlık Reşit... Şimdi sen aşağı in, çocuklar dört nala kalksınlar, onlar giderken sen de sağa sola üç
beş el sıkıver... Bağırıp çağırın da... Hadi tez ol.
Dedikleri yapılınca komşu evlerde ışıklar yandı, kafesler, pencereler sürüldü. Küçük Ağa da Resife:
— Soranlara baskına uğradık, ağayı vurdular dersin, ben Tevfik beye gidiyorum, diye yaya olarak yola
koyuldu.
Tevfik beyin evi uykuda idi. Nöbetçiler onu kapıda beklettiler. Yukarı çıkan haberci ancak on dakika kadar
sonra gelebildi ve:
— Silâhın var mı? Varsa bana ver, dedi. Küçük Ağa tabancası ile kamasını verdi.
Ama adam onu yine de aradı, bundan sonra; buyur, beğ seni bekliyor, dedi.
Odada iki tane karpuzlu lâmba yanıyordu.
Küçük Ağa cepkenin sağ yanını omuzunun üstüne atmıştı. Mintanı sıyrıktı. Yaranın üstündeki bez
pespembeydi. Tevfik bey bütün bunları ve onun yüzündeki hırslı öfkeyi ilk bakışta gördü.
— Hayrola Küçük Ağa, nedir bu hal?
Yanma sokulmuştu. Küçük Ağa baskın masalını kısaca anlattı. Duruma bakılırsa daha Pehlivan ile Topal'dan
bir haber gelmemişti. Bunu düşünerek ilâve etti:
— Korkarım heriflerin niyeti bu kadar değil
Tevfik bey birdenbire değişti. Nöbetçiyi çağırarak bazı müfreze kumandanlarının derhal gelmelerini emretti,
bu arada doktora da haber gitmişti.
— Otur, Küçük Ağa dinlen.
Kendisi odayı arşınlayıp duruyordu. Bir kelini» bile, konuşmadılar. İlk olarak doktor geldi. O Küçük Ağa'nın
yarasına bakarken, Topal Ismail'in kaldığı evde yangın çıktığı bildirildi, içeri girenler Topal ile Mehmet'i yan
yanmış bir hulde ve ölü olarak bulmuşlardı. Çok geçmeden Pehlivan'la adamlarının haberi de yetişti. Bunu
iınmen ökkeş, Ak Ömer ve Ayı Şükrü müfrezelerinin ortadan kayboluş haberi takip etti. Bu unda öbür
müfreze kumandanları odada toplanmalardı. Tevfik bey sapsarı bir yüz ve korkunç cede sakin bir sesle
konuşmaya başladı:
— Bağrımızda yılanlar kaynaşıyor da haberimiz yok, gebe avratlar gibi mi uyuyorsunuz siz?
Namussuzlar az akıllı olsalardı kaçmazlardı, o -uman da hiçbirimiz kalmazdık. Yarın akşama kadar bu işin
aslını ortaya çıkaracaksınız. Nasıl vıpUlar, hangi cehenneme kaçtılar bunu bilmek İnliyorum. Yarın akşama
kadar, anlaşıldı mı? Ya otfrunirsiniz, ya da defolup gidersiniz, yallah.
Onlar süklüm püklüm çıkarken Tevfik bey küfürleri birbiri ardına sıralıyor ve artık bar bar bağırıyordu:
— Mıymıntı itler, beyinsiz avanaklar... Ve birdenbire döndü:
— Tez Küçük Ağaya döşek serin. Burada yat Küçük Ağa, dinlen, yann kendine gel ki görüşüp konuşalım.
Kafası işleyen bir sen varsın yanımda.
Küçük Ağa, iyi ısıtılmış odadaki pufla yatağında ve çift yün yorganın ağırlığı altında düşünüyordu, iyice kıstığı
lâmbanın, esmer, turuncu aydınlığı odayı sınırsız bir hale getiriyordu. Küçük Ağa sanki ileriye, tâ ebede kadar
uzanan bir zaman okyanusunun ortasında idi ve dört beş saat sonra başlayacak olan yarınki gün de üç sene,
beş sene, yüz veya beş yüz sene sonrası kadar meçhuldü, bilinemezdi.
Yarın neler olacaktı? ölecek miydi, kalacak mıydı? Kalmak... İşte ölümden de önemli, ölümden de çapraşık ve
zor olan mesele. Asıl mesele kalmaktı, günlerin getirecekleri ile boğuşmaktı, onlara yenilmemek veya onlara
lâyık olmaktı, aşınmadan, bozulmadan, çirkinleşmeden, satılmadan ayakta kalabilmekti.
İstanbul u Hoca'dan Küçük Ağa doğmuştu ve hangi doğum o kadar sancılı olabilirdi? Peki Küçük Ağa ne
olacak? Yeni bir nehre, nehirlerin en delidolusuna geçiyordu ve akışın yönü yordamı belli değildi. Kimlerle
karşılaşacak, kimlerle elbirliği edecek, kimlerle didişmek zorunda kalacaktı.
İnançların, hedeflerin, yeminlerin macerası ve kaderi ne olacaktı? Hangi hesaplar, hangi çıkarla -örümcekler
gibi- ağlarını örmeye çalışacak, hangi dürüstlükler kurtulup hangileri bu ağlarda can verecekti?
Bir millet mezarının kıyısında boğuşuyor, yeniden hayata katılmak için dişini tırnağına katıyordu. Bu trajik
savaşta yenilişin hesabını yapmak kolaydı. Fakat zor olan, Küçük Ağayı terleten, diken üstünde gibi tedirgin
eden zaferdi, zaferden sonrasıydı. Zira, o inanıyordu ki, başlangıç bu günler değildi, başlangıç zafer denilen
şey olacaktı. Başlangıç, yani Türkiye'nin hayatıyla ilgili asıl savaşın başlangıcı. Ve bu savaş zaferden sonra
başlayacak iyilerle kötüler, mideciler ve budalalarla vatanseverler arasında geçecekti.
Küçük Ağa, gittikçe artan ağrıları ve ateş içinde duasını mırıldanarak uykuya daldı.
İKİNCİ KİTAP
Düş'lerin akşamı
Şimdi Akşehir bembeyaz, pırıl pırıl ve ılıktı. Çolak Salih istasyona üç dört yüz metre kala marşandizden
atlamış, bahçe aralarından, pamuk gibi karlara dizlerine kadar gömüle gömü-le yürüyordu. Neşeli neşeli bir
soluyuşu vardı, gören mektep kaçağı sanırdı. Kütahya, Alayunt ve Afyon'da yediği ayazları düşündükçe:
«— Hey kurban olduğum Akşehir, karın kışın bile bi başka çeşit., iliklerim ısındı len!» diye .söyleniyordu.
Gerçekten de Şubat ortasında böyle bir güneş bir başka yerde güç bulunurdu. Gökyüzünün bu sarışın ve
tertemiz maviliği nisanı karşılar gibiydi, sanki tabiat bahara hoşgeldin diyordu. Fakat Akşehir bir gün önce hiç
de böyle değildi, göğün barut rengine çalan esmerliğini günlerden beri yağan kuşbaşı kar bile
ağartamıyordu.
Bu arada rüzgâr sık sık fırtınaya çevirmiş, soğuk hele geceleri, tükrük donduran bir hal almıştı. Bunun böyle
olduğunu, biraz düşünse Salih de anlardı. Fakat o, burnunda türüm türüm tüten memleketine düşlerinde de,
özleyişlerinde de işte bu cennet cümbüşünü yakıştırur-dı. Bugün hava böyle değil de, bir körduman baskını,
bıçak gibi bir karayel tarayışı da olsaydı Salih'in soluyuşları yine neşesinden bir şey kaybetmeyecekti.
Şimdi, bir yıl önceki sevkiyat treninden inişi aklının kıyısından bile geçmiyordu. O ezik, o perişan, o kaçmak, o
ölüme pek benzemeyen kaçışa sığınmak isteyen Salih asırlarca ötede kalmış gibiydi, o Salih bir başkasıydı,
belki yakından tanıdığı biriydi, fakat katiyen kendisi değil. Şimdi, sanki sağ kolu yeniden uzamış, sanki
yüzündeki korkunç yara izi silinip gitmiş, sanki Kinnar'daki korkunç patlayıştan önceki tığ gibi, arslan gibi
Salih onbaşı geri gelmişti. Şimdi kendini o kadar kuvvetli, o kadar dinç ve tam öylesine bütün münasebetlere
lâyık buluyordu, gönlünde bir kahraman rahatlığı türkü söylüyordu.
Yarım saate kalmayacak o tek koluyla anasına sarılacaktı. Ve sevkiyat treninden indiği gün anasıyla
karşılaşmayı düşününce duyduğu korku ve kaçmak isteği yoktu içinde. Şimdi bu kucaklaşmanın hayali içini
neşeyle, mutlulukla kabartıyordu.
Ali Emmi'yi görecek, Ali Emmi'nin elini öpecekti. Ve geçen yıl olduğu gibi değildi artık bu karşılaşma. Şimdi Ali
Emmi -gerçi- "Ne o len Çolak? Gine mi geldin? Gine mi sırıtın durun?" diye terslenecek, amma Salih eğilip de
elini öperken, bir yandan "hadi, hadi" diye elini çeker gibi yapacak, bir yandan da sol eliyle Salih'in sırtını
tapalamaktan kendini alamayacaktı.
Topal Salim'i görecek, ama Topal Salim de artık onu asık suratla karşılamayacak, başını öte yana
çevirmeyecekti. Şimdi Topal Salim ona kahvedekilere göstermeden bir "bey koz" işareti çekecek; "şunlar
namaza gidince adamakıllı bir konuşuruz" demek isteyecekti.
Şimdi Salih herkesi, meselâ Reis beyi, meselâ Küçük Hacı'yı, hatta hatta Ruziye'yi bile cesaretle ve... ve
mutluluğu pek yakın bir neşeyle düşünüyordu. Çünkü şimdi Salih çocukluğunun, delikanlılığının vadettiği
Salih idi; o pis, o Rum meyhanesinin, o Niko'nun asalağı, yüzsüz, arsız, haysiyetsiz Salih değil.
«— Sahi Niko nerde ki şimdi!»
Niko'yu şimdi Karadenizli Salih'lere, Karadenizli Ali emmilere ve Ruziye'lere kurşun sıkarken düşününce
adımları daha da hızlıydı, içine bir ateş bastı, soluyuşları bir başka biçimde hırslandı.
-Çolak Salih- savaşı sırf Niko ile karşı karşıya gelmek için sevmiş, benimsemiş, kaşık tutmaktan âciz sol elini
sırf bu umut uğruna uçan kuşu zımbalayacak hale getirmişti. Hayatın yerini alan bu hırslı umuttan bu yana
yıl geçti. Salih -gerçi- bu arada bu savaşın ne olduğunu, ne için olduğunu adı gibi anladı, bekledi. Ama yine
de ona öyle geliyordu ki, Akşehir'in tuzunu, ekmeğini, suyunu, havasını, mor menekşesini kaydırak taşlarım
paylaştıktan sonra "Pontus" diyen ve Salih'lere, Ali emmilere, Ruziye'lere karşı silâha sarılan Niko ile silâh
silâha karşı gelmeden savaş biterse zaferin tadı -olmayacaktı.
Gıcık Kuyusu'na, kasabanın kıyısına gelmişti. Birdenbire yolunu değiştirerek mezarlığa doğru yöneldi.
Hoca'nın türbesine gitti, fatihasını okudu, tek eliyle yüzünü sıvazladı ve Niko'nun verdiği yeni elbiselerle
burada geçirdiği ikindi sonrasını düşündü. Ortalık iyice kararmadan kasabaya girmek cesaretini duyamamıştı
o zaman.
Bu hatırlayışla daha bir cesur daha bir dik yürüyüşle sokak aralarına daldı. Buğday Pazarı, Demirciler
Arastası, Yemeniciler Arastası ve Topal Salim'in kahvesi. Dükkânlarda çok genç çıraklar ve yaşlı ustalar vardı,
körükler, çekiçler, makineler kuvvetli bileklerin ardından boyun bükmüş, gönülsüz gönülsüz işliyordu. Salih'e
tam vaktinde yetişemeyen iki üç "merhaba"da şaşkındı, hafızalar ve ümitler kolay kolay toparla-namıyordu.
Salih, kahvenin daracık merdivenlerini bir solukta çıktı. Kovalanırmış gibiydi, kurtarıcısı da ancak Ali emmi
olabilirdi.
Fakat Ali emmi kahvede yoktu. Topal Salim'in kahvesinde her şey ve herkes yerli yerinde idi, yalnız Ali
emminin bağdaş kurup oturduğu hasır köşe boştu. Salih son basamakta, o her zamanki küfür bekleyen
sırrtışı ile durduğu zaman, bir an için Ali emmiyi her zamanki yerinde ve her zamanki haliyle görür gibi oldu.
O kırış kırış olmuş geniş alın, bembeyaz sakal, iri burna düşen tel çerçeveli gözlükler ve yetmiş yıla rağmen
sigarayı titremeden saran parmaklar. Bu kadar da değil, Salih, gülecek mi, sövecek mi, pek belli olmayan,
ama gülümseyişine de sövüşüne de yetmiş yılının tümünü katan yay gibi gergin dudakları da görür gibi
olmuştu. Bir an içinde, bir salise bile değil belki de.
Salih görünür görünmez içerde bir dalgalanma oldu. İnsanlar şöyle bir doğruldular, sigara dumanları bacaya
doğru akışlarını birdenbire hızlandırdılar ve pencere camlarının kırık yerlerine yapıştırılmış helvacı kâğıtları
poff diye çukurlaştılar.
İlk toparlanan Küçük Hacı oldu.
— Bak hele len Çolak gelmiş!
Salim'in koltuk değneği ancak iki defa "Tok" diyebildi.
— Sen misin len? Salih ona döndü:
— Hacı bey dedi ya işte, ona inanman mı? Benim ya...
Gülüştüler, hava ısınıvermişti:
— Zevzekliğinden de mi anlaman hay oğlum? Yalak Salih işte, ne var bunu bilmeyecek?
Küçük Hacı: —? Geç otur şöyle... dedi. Yanında yer gösteriyordu. Salih eşiğin az ötesinde alçak iskemleye
çöküverdi.
— Aman Hacı bey, iyi işte burası.
Bırakmadılar ama, "olmaz, olmaz" ve "yoldan geldin" sözleriyle peykeye oturttular. Cepheden gelen, hem de
sapasağlam ve sırıta sırıta gelen biri -Çolak Salih de olsa- müftüyü bile bastıracaktı elbette. Ne var ki, "Ee,
anlat bakalım" diyecek kuvveti kimse bulamıyordu. Lâfa:
«— Ne içersin?» den başladılar. Salih de inadına:
— Kahve, dedi. Çok şekerli olsun. Küçük Hacı oralı bile olmadı.
— Yap Salim bir ıhlamur, içi ısınsın, dedi. Sonra Salih'e döndü. "Biz Çerkeş Etem beyin adamı değiliz
oğlum, kahve, şeker ne gezer bizde".
Küçük Hacı konuya girmenin en uygun yolunu bulmuştu. îmam Haşim efendi sordu:
— Sen Çerkeş Etem'in yanında mısın? Salih:
— îdim, dedi. Ve anladı ki Çerkeş Etem içiri iyi bir hava esmiyordu Akşehir'de. Birdenbire her şeyi bir
solukta anlatıvermek istedi, fakat kendini tuttu.
— Ali Emmi yok mu? Küçük Hacı cevap verdi:
— Biraz keyifsiz. Üç gündür yatır.
Ali emminin hasta olmasına sanki kimse razı değildi. Salih'in ardından gelen demirci Sabrı usta şakaya
sığındı:
— îyice kocadı herif gayri.
Salim koltuk değneği ile yeri "Tok tok" diye döve döve ıhlamuru getirdi.
— Sağol.
Küçük Hacı tabakasını uzatmıştı.
— Bıraktım içmiyorum üç aydır.
— Bak hele., peki ırakıyla nasıl aran? Salih övündü:
— Onu da...
Gülüştüler. Ama saygı vardı bu gülüşlerde.
Saygı, maygı... Hepsi iyi de asıl konuya nasıl girilecekti? işte bunu hiç biri bilemiyor, hepsinin de içi cık cık
edip durduğu halde aralarından söze başlamak cesaretini gösteren çıkmıyordu. Bunu seziveren Salih'in içi
sızladı. Kimbilir cepheye dair neler işitiyor, neler, neler konuşuyorlardı? Hem de doğru haberlere
inanmadan,
inanamadan ve asıl inanılmayacakların çoğuna inanarak.
Bildiklerini ve Doktor Haydar beyin kendisine anlattıklarını bir bir anlatıvermek isteği içini yeniden sardı:
Adam ayırmak da ne oluyordu yani? Bilmek herkesin hakkıydı. Ama doktor; "Bunları yalnız Ali emmi ile Reis
beye söyleyeceksin, başka kimseye değil" diye sıkı sıkı tembihlemişti. Hele kalabalıkta konuşması hepten
yasaktı. Kalabalıkta, ancak;, "iyi gidiyor, iyi.. yakında daha da iyi olacak" demeye izin vardı. Bir de başarılı
birkaç baskını ballandırabilirdi.
Sessizlik dayanılmayacak kadar ağırlaşmıştı. Sonunda Küçük Hacı kendini tutamadı:
— Eeey, anlat bakalım Çolak... nazlanın mı yoksa len?
O zaman Salih de başladı Doktor beyin dediğince anlatmaya. İyi gidiyordu her şey, iyi... Daha da iyi olacaktı.
Hele bir bahar gelsin. Yunanı doğduğuna pişman edeceklerdi alimallah. Dağ gibi büyüyordu ordumuz. Artık
ordumuz vardı yaaa... Dev gibi toplarımız bile vardı. Salih onları ateş ederken gözleriyle görmüştü... Bi
patlıyordu ki, eleleee, Kudret Topu gibi len.. fistanlı Yunan eskerlerinin kaçışını seyret sen gayri. Soracığma,
bi seferinde...
— O bi şey değil de, paşalar konuşurken Salih işitmişti, paşalar diyordu 'ki, hele şu güdük ay bi çıksın,
kar bi kaksın. Yunanın ta anasının...
Anlatıyordu Salih, hem de taklit ettiği neşeye ve güvene kendisini her cümlede biraz daha kaptırıp,
keyiflenerek ve göğsü biraz daha adam Reis beyde canlanıp ortaya çıkmış gibiydi. Son bir yıl içinde
beğendiği birini görünce "Reis beyi andırıyor" demeyi huy edinmişti.
Hal hatır sormalardan sonra Salih hemen konuya girdi:
— Yüzbaşı beylerin cümle arkadaşlara ve Ali emmi ile zatınızın da şahsına selâmları var. Bi ikiniz için
derler ki, Çerkez Etem ile kardaş-ları kötü bi oyuna hazırlanırlar; gaari onların lehinde konuşulmasın. Sağda
solda nizamiyenin lüzumu yayılsın. Hattaleyim Çerkezi de öteki çeteleri de kötüleyin derler. Bunu nasıl
yapacağınızı da siz ikiniz gararleştirecekmişsiniz. Böyle işte Reis bey.
Üzgün olduğu bel iydi. Reis bey tatlı tatlı gülümsedi.
— Bu işten pek hoşlanmamışa benzersin Salih.
Salih konuşmayı uzatmak istiyordu. Bunun için de anlamamış gibi davrandı:
— Hangi işden Reis bey?
— Yak bi sigara. Salih aynı gururla .-
— Sağol Reis bey, terk ettim... dedi. Reis bey de bu gururu okşadı .-
— İşte bu çok iyi. Aferin. Biz beceremedik bir türlü bunu. Şu Çerkez Etem işine üzülmüş gibisin demek
istedim.
Salih başını önüne eğdi:
— Yoo bey Reis bey. O işi hemen hemen biz çıkardık ortaya. Yılan dediğinin kafası ezilir. Üzülmesine
üzülürüm emme benim üzülmem ona değil. Bi düşün Reis bey, sen böyük adamsın, pek eyi anlan böyle
şeyleri. Bi düşün sindi: Bütün çeteler kötülensin derler. Bu ne demektir Reis bey? Eyice bi düşün sindi derim.
Bütün çeteleri kötü-leyecekmişsiniz. Çete demesi goley, emme dile goley. Adama, sen işe yaraman demiş
geri çevirmişler, gocamışın demiş geri çevirmişler, körsün, topalsın, daha çocuksun demiş, geri çevirmişler.
Salih dertli dertli içini çektikten sonra boşahverdi:
— Hattaleyim, daha "gel" bile dememişler; çünküm orta yerde daha "gel" deyen bile yokmuş. Emme elin
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Küçük Ağa - 29
  • Parts
  • Küçük Ağa - 01
    Total number of words is 2952
    Total number of unique words is 1658
    33.2 of words are in the 2000 most common words
    46.3 of words are in the 5000 most common words
    54.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 02
    Total number of words is 2829
    Total number of unique words is 1557
    36.0 of words are in the 2000 most common words
    48.5 of words are in the 5000 most common words
    55.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 03
    Total number of words is 2913
    Total number of unique words is 1559
    34.6 of words are in the 2000 most common words
    47.4 of words are in the 5000 most common words
    54.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 04
    Total number of words is 2868
    Total number of unique words is 1664
    31.2 of words are in the 2000 most common words
    45.0 of words are in the 5000 most common words
    52.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 05
    Total number of words is 2898
    Total number of unique words is 1727
    31.7 of words are in the 2000 most common words
    44.4 of words are in the 5000 most common words
    51.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 06
    Total number of words is 2841
    Total number of unique words is 1672
    34.0 of words are in the 2000 most common words
    48.9 of words are in the 5000 most common words
    56.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 07
    Total number of words is 2859
    Total number of unique words is 1705
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    47.7 of words are in the 5000 most common words
    55.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 08
    Total number of words is 2958
    Total number of unique words is 1653
    31.5 of words are in the 2000 most common words
    44.6 of words are in the 5000 most common words
    51.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 09
    Total number of words is 2887
    Total number of unique words is 1674
    34.7 of words are in the 2000 most common words
    48.3 of words are in the 5000 most common words
    55.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 10
    Total number of words is 2855
    Total number of unique words is 1594
    36.0 of words are in the 2000 most common words
    50.3 of words are in the 5000 most common words
    57.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 11
    Total number of words is 3075
    Total number of unique words is 1746
    33.5 of words are in the 2000 most common words
    47.3 of words are in the 5000 most common words
    55.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 12
    Total number of words is 3047
    Total number of unique words is 1563
    36.9 of words are in the 2000 most common words
    50.9 of words are in the 5000 most common words
    58.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 13
    Total number of words is 2968
    Total number of unique words is 1715
    32.9 of words are in the 2000 most common words
    48.3 of words are in the 5000 most common words
    57.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 14
    Total number of words is 2927
    Total number of unique words is 1623
    33.4 of words are in the 2000 most common words
    46.4 of words are in the 5000 most common words
    51.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 15
    Total number of words is 2988
    Total number of unique words is 1677
    34.4 of words are in the 2000 most common words
    49.1 of words are in the 5000 most common words
    56.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 16
    Total number of words is 2954
    Total number of unique words is 1674
    35.3 of words are in the 2000 most common words
    49.5 of words are in the 5000 most common words
    56.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 17
    Total number of words is 3030
    Total number of unique words is 1524
    35.7 of words are in the 2000 most common words
    48.6 of words are in the 5000 most common words
    56.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 18
    Total number of words is 2877
    Total number of unique words is 1623
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    45.9 of words are in the 5000 most common words
    52.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 19
    Total number of words is 2991
    Total number of unique words is 1671
    33.5 of words are in the 2000 most common words
    47.6 of words are in the 5000 most common words
    55.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 20
    Total number of words is 2964
    Total number of unique words is 1591
    36.5 of words are in the 2000 most common words
    51.7 of words are in the 5000 most common words
    59.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 21
    Total number of words is 2833
    Total number of unique words is 1623
    35.0 of words are in the 2000 most common words
    49.0 of words are in the 5000 most common words
    57.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 22
    Total number of words is 2988
    Total number of unique words is 1725
    33.4 of words are in the 2000 most common words
    46.4 of words are in the 5000 most common words
    52.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 23
    Total number of words is 3004
    Total number of unique words is 1714
    34.0 of words are in the 2000 most common words
    46.3 of words are in the 5000 most common words
    52.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 24
    Total number of words is 2899
    Total number of unique words is 1684
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    47.0 of words are in the 5000 most common words
    53.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 25
    Total number of words is 2965
    Total number of unique words is 1623
    37.0 of words are in the 2000 most common words
    50.8 of words are in the 5000 most common words
    58.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 26
    Total number of words is 3043
    Total number of unique words is 1671
    33.6 of words are in the 2000 most common words
    47.9 of words are in the 5000 most common words
    55.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 27
    Total number of words is 3032
    Total number of unique words is 1613
    36.9 of words are in the 2000 most common words
    51.4 of words are in the 5000 most common words
    58.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 28
    Total number of words is 2956
    Total number of unique words is 1686
    33.6 of words are in the 2000 most common words
    46.7 of words are in the 5000 most common words
    53.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 29
    Total number of words is 2986
    Total number of unique words is 1574
    34.5 of words are in the 2000 most common words
    47.9 of words are in the 5000 most common words
    55.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 30
    Total number of words is 2970
    Total number of unique words is 1631
    34.7 of words are in the 2000 most common words
    47.7 of words are in the 5000 most common words
    55.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 31
    Total number of words is 2943
    Total number of unique words is 1597
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    45.9 of words are in the 5000 most common words
    52.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 32
    Total number of words is 2986
    Total number of unique words is 1678
    31.1 of words are in the 2000 most common words
    44.3 of words are in the 5000 most common words
    51.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 33
    Total number of words is 2970
    Total number of unique words is 1617
    36.5 of words are in the 2000 most common words
    49.8 of words are in the 5000 most common words
    56.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 34
    Total number of words is 2979
    Total number of unique words is 1612
    34.7 of words are in the 2000 most common words
    48.6 of words are in the 5000 most common words
    56.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 35
    Total number of words is 2935
    Total number of unique words is 1612
    34.6 of words are in the 2000 most common words
    48.7 of words are in the 5000 most common words
    54.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 36
    Total number of words is 2982
    Total number of unique words is 1635
    34.8 of words are in the 2000 most common words
    48.2 of words are in the 5000 most common words
    55.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 37
    Total number of words is 2852
    Total number of unique words is 1527
    36.8 of words are in the 2000 most common words
    49.4 of words are in the 5000 most common words
    56.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 38
    Total number of words is 2833
    Total number of unique words is 1694
    31.2 of words are in the 2000 most common words
    45.0 of words are in the 5000 most common words
    51.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Küçük Ağa - 39
    Total number of words is 833
    Total number of unique words is 571
    42.0 of words are in the 2000 most common words
    54.4 of words are in the 5000 most common words
    61.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.