Michael Kohlhaas - 8

Süzlärneñ gomumi sanı 2176
Unikal süzlärneñ gomumi sanı 1239
35.3 süzlär 2000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
49.1 süzlär 5000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
56.1 süzlär 8000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
Härber sızık iñ yış oçrıy torgan 1000 süzlärneñ protsentnı kürsätä.
Daha önce de söylediğimiz gibi Kohlhaas Berlin'e varmış ve Elektör Prens'in özel bir buyruğuyla içinde kendisinin ve beş çocuğunun olabildiği kadar rahat edebildikleri bir şövalye hapisanesine götürülmüştü. Viyanalı avukat (24) oraya gelir gelmez de İmparatorluk topraklarında düzeni bozma suçundan istinaf mahkemesinde (25) yargılanmasına başlandı. Her ne kadar Kohlhaas, yanıtında, Lützen'de Saksonya Elektör Prensi ve kendisi arasında bir sözleşme yapıldığı için Saksonya arazisine saldırıp zorbalıklarda bulunduğundan dolayı yargılanamayacağını söylediyse de, avukattan İmparator hazretlerinin bunu dikkate almayacağını öğrendi; ve soylu Wenzel'in yargılanamayacağını söylediyse de, dava dolayısıyla kendisinden doyurucu bir biçimde özür dileneceği açıklanınca buna razı oldu. Vekilharcın Berlin'e ulaştığı gün, Kohlhaas yasalara göre hüküm giymiş ve kılıçla kafasının kesilmesine karar verilmişti. Bu yargı aslında hafif idiyse de, halk sorunun karışık olmasından dolayı onun yerine getirileceğine bir türlü inanmıyordu; hatta bütün kent, Elektör Prens, Kohlhaas'a sevgi duyduğu ve acıdığı için bunu kesinlikle hemen uzun ve güçlüklerle dolu bir hapis cezasına dönüştürecek diye umuyordu. Efendisinin kendisine verdiği görevi başarmak için zaman yitirilmemesi gerektiğini anlayan vekilharç, bir sabah hapishanesinin penceresinden üzgün üzgün gelip geçenleri seyreden Kohlhaas'a her zamanki saray üniformasıyla görünmekle işe başladı. Birdenbire yaptığı bir baş hareketinden at tüccarının kendisini tanıdığını anladı ve özellikle onun istem dışı bir davranışla elini göğsünde koruyucu kabın bulunduğu yere götürdüğünü görünce sevindi: O anda Kohlhaas'ın yüreğinden geçenleri, tezkereyi elde etmek için yapılacak denemede bir adım daha atmaya yeterli bir hazırlık saydı. Berlin'de eskiler alıp satan bir sürü insan arasında gördüğü yaşlı, koltuk değnekleriyle yürüyen bir kadını çağırttı. Bu kadın yaş ve giyiniş bakımından Elektör Prens'in betimlediği kadına çok benziyordu. Kohlhaas'ın, kendisine hemen şöylece tezkereyi veren kadının yüz çizgilerini tanıyamayacağını düşünerek, onu adı geçen kadının yerine koymaya ve çingene karı rolüyle at tüccarının yanına göndermeye karar verdi. Bunun için de ona Jüterbock'ta Elektör Prens ile çingene kadın arasında geçen her şeyi iyice anlattı ve kadının Kohlhaas'a neler açıkladığını bilmediği için, ona tezkeredeki gizem dolu üç maddeyi birçok kez yinelemeyi de unutmadı. Saksonya hanedanı için son derece önemli olan bu tezkereyi hile ya da zorla elde etmek amacıyla yapılan işleri anlatarak, kendisinin bağlantısız ve anlaşılmaz bir biçimde nelerden söz edeceğini açıkladıktan sonra ona: "Tezkere senin yanında güvenlikte değildir; önümüzdeki şu birkaç uğursuz gün için, onu korumak üzere bana vermelisin" diyerek tezkereyi Kohlhaas'tan alma ödevini yükledi. Eskici kadın oldukça büyük bir ücret karşılığında bu işi üzerine aldı. Ücretin yarısını peşin istediği için vekilharç önceden vermek zorunda kalmıştı. Er meydanında ölen Herse'nin annesi hükümetin izniyle arada sırada Kohlhaas'ı ziyaret ediyordu. Eskici karı bu kadını birkaç aydan beri tanıdığı için, başgardiyana küçük bir armağan vererek bir iki gün sonra at tüccarının yanına girmeyi başardı. Ancak yaşlı kadın içeriye girince Kohlhaas, elindeki mühür yüzükten ve boynunda sarkan mercan kolyeden Jüterbock'ta kendisine tezkereyi veren yaşlı çingeneyi tanır gibi oldu. Gerçekle akla yakınlık her zaman yan yana gitmez; işte burada da bunu gösteren bir raslantı olmuştu. Bu raslantıyı anlatmakla birlikte, inanmak istemeyenleri kuşkularında özgür bırakmak zorundayız. Vekilharç Berlin sokaklarında rolünü oynatmak üzere eskici kadını tutarken son derece yanlış bir harekette bulunmuştu; çünkü bu kadın, yerine geçirmek istediği çingene karısının ta kendisiydi. Kadın, koltuk değneklerine dayanıp, bakışlarından ürkerek babalarının yanına sokulan çocukların yanaklarını okşarken, uzun zamandır Saksonya'dan Brandenburg'a döndüğünü, Berlin caddelerinde vekilharcın sakınmaksızın, geçen ilkyazda Jüterbock'ta bulunan çingene karısını sorması üzerine, ona yaklaştığını ve çözülmesini istediği işi başka bir adla üzerine aldığını söyledi. Ölen karısı Lisbeth ile yaşlı kadın arasında garip bir benzerlik gören Kohlhaas, neredeyse ona karısının büyükannesi olup olmadığını soracaktı; çünkü yüzünün çizgileri, hâlâ güzel olan kemikli elleri ve özellikle de konuşurken ellerini sallaması ona tümüyle karısını anımsatıyordu. Hatta karısının boynundaki beni onun boynunda da fark etmişti. Kohlhaas kafasında birbirine karşıt birçok düşünceyle kadını bir iskemleye oturttu ve vekilharcın ne gibi bir işini görmek için kendisine geldiğini sordu. Kohlhaas'ın emektar köpeği dizlerini koklar ve kadın tarafından okşandığı için kuyruğunu sallarken, falcı yanıt verdi: "Vekilharcın beni sana göndermesindeki amaç, tezkerenin Saksonya hanedanını fazlasıyla ilgilendiren gizem dolu üç maddesini öğrenmek ve tezkereyi elde etmek için, şimdi Berlin'de bulunan birinden kaçınman yolunda seni uyararak, onun göğsünde, taşıdığın yerde artık güvende olmadığı bahanesiyle onu senden istemekti. Buraya gelmekteki asıl amacımsa, kurnazlık ya da zorla onu elinden alacakları korkutmasının boş bir tuzaktan başka bir şey olmadığını söylemekti" dedi. Koruması altında bulunduğu Brandenburg Elektör Prensi sayesinde bu adamdan en küçük bir korkusu olmaması gerektiğini, hatta kâğıdın onun yanında kendisininkinden daha güvende olduğunu, onu ne gerekçeyle ve kime olursa olsun verip elden çıkarmaktan kaçınmasını söyledi. Bununla birlikte Jüterbock panayırında kendisine bu amaçla verdiği tezkereden yararlanmayı bilmesini ve sınırda soylu von Stein aracılığıyla yapılan öneriyi kabul ederek artık hiçbir şeye yaramayan bu kâğıt parçasını özgürlük ve yaşamı karşılığında Saksonya Elektör Prensi'ne teslim etmesinin akıllı bir davranış olacağını söyleyerek sözlerini bitirdi. Elinde kendisini tam yeneceği anda düşmanını can evinden vuracak güç bulunduğu için çok sevinen Kohlhaas: "Olmaz, nineciğim, asla olmaz" dedi, yaşlının elini sıktı ve bu korkunç soruların tezkeredeki yanıtlarının neler olduğunu sordu. Kadın ayaklarının dibinde çömelmiş duran en küçük çocuğu kucağına alırken: "Asla olmaz mı, at tüccarı Kohlhaas? Bu sevimli, küçük, sarı saçlı oğlan için de mi olmaz" dedi ve şaşkınlıkla kendisine bakan küçüğe güldü, onu bağrına bastı ve öptü, cebinden bir elma çıkararak ona verdi. Kohlhaas, üzüntülü bir anlatımla falcı kadına çocuklarının eğer büyük olsalardı kendi davranış biçimiyle övüneceklerini ve kendisinin bu tezkereyi torunlarına saklamaktan daha iyi hiçbir şey yapamayacağını söyledi. Sonra kimin kendisine yeniden dolandırılmayacağı konusunda güvence vereceğini ve en sonunda Lützen'de topladığı adamları gibi bu tezkerenin de Elektör Prens'e kurban olup olmayacağını sordu: "Bana verdiği sözü bir kez tutmayan kimseyle bir daha tek sözcük bile konuşmam! Ancak bu kâğıtla şimdiye kadar çektiklerime karşılık olarak bir avuntu bulmaktayım ve sevgili nineciğim, yalnızca senin kesin ve şüphe götürmez isteğin beni ondan ayırır" dedi. Kadın çocuğu yere koyarken onu birçok yönden haklı bulduğunu, davranışlarında özgür olduğunu söyledi; koltuk değneklerini aldı ve gitmeye hazırlandı. Kohlhaas bu acayip tezkerenin içeriği hakkındaki sorusunu yineledi. O, kendisine bunu açacağını anlatınca, gitmeden önce ondan birçok şey hakkında bilgi almanın yalnızca bir araştırma olmasına karşın, kim olduğunu ve nasıl bu bilgiye ulaştığını, Elektör Prens için yazılmış olan bu tezkereyi neden ona vermeyip binlerce kişi arasında falına hiç ilgi göstermeyen kendisine verdiğini bilmek istediğini söyledi. Bu sırada yukarıya çıkan birkaç polis memurunun çıkardığı gürültüyü işittiler; bu odalarda onunla birlikte görünme endişesiyle kadın yanıt verdi: "Allaha ısmarladık, Kohlhaas! Allaha ısmarladık! Bir dahaki buluşmamızda her şey hakkında bilgi veririm." (26) Ve kapıya doğru döndüğü sırada bağırdı: "Hoşça kalın çocuklar, hoşça kalın." Küçükleri sırayla öptü ve gitti.
Saksonya Elektör Prensi bu sırada acı düşüncelere kapılarak Oldenholm ve Olearius adında, o zamanlar Saksonya'da pek ünlü olan iki astroloğu (27) çağırttı; kendisi ve bütün torunları için çok önemli olan o gizemli tezkerenin içindekileri keşfetmelerini istedi. Astrologlar Dresden'de sarayın kulesinde derin incelemelerle birkaç gün geçirip faldan birkaç yüzyıl sonrasının mı, yoksa şimdiki zamanın mı söylenmek istendiği üzerinde anlaşamadılar, hatta belki de bu falla, aralarındaki ilişkilerin hâlâ gergin bulunduğu Polonya tahtının kast edildiği üzerindeki tartışmalarında da bir sonuca varamadılar. Böylece bu bilginler tartışması talihsiz efendinin -umutsuzluğunu değilse bile- endişesini, artık dayanılmaz bir dereceye vardırdı. Buna vekilharcın o günlerde Berlin'e gitmeye hazırlanan karısına yazdığı mektup da katıldı. Vekilharç, karısına, yola çıkmadan önce Elektör Prens'e giderek, bir kadın bulup yaptığı denemenin nasıl kötü sonuç verdiğini, kadının bir daha görünmediğini becerikli bir dille anlatmasını ve hâlâ Kohlhaas'ın elinde bulunan tezkereyi alacağını umduğunu; çünkü kendisi için verilen ölüm kararının dosyaların iyice incelenmesinden sonra Brandenburg Elektör Prensi tarafından imzalanıp uygulama günü olarak da Palmarum'dan (28) sonraki pazartesinin kararlaştırıldığını söylemesini yazmıştı. Bu haber üzerine Elektör Prens kalbi pişmanlık ve üzüntüyle dolu olarak bir çılgın gibi odasına kapandı ve yaşamından bıkmış bir halde iki gün yemek yemedi, üçüncü gün hükümete, avlanmak için Dessau Prensi'nin yanına gideceği yolunda bir haber göndererek birdenbire ortadan kayboldu. Nereye gittiğini, gerçekten Dessau yolunu mu tuttuğunu bir yana bırakalım; çünkü karşılaştırmalarından bilgi edindiğimiz öyküler bu noktada birbirine aykırıdırlar. Kesin olan bir şey varsa, Dessau Prensi'nin o aralar ava çıkamayacak bir durumda hasta olarak dayısı Dük Heinrich'in yanında Braunschweig'da bulunduğudur. Bayan Heloise ise ertesi gün akşam üzeri kuzeni diye tanıttığı Kont von Königstein ile birlikte Berlin'e, kocası vekilharç Bay Kunz'un yanına ulaştı. Bu sırada Elektör Prens'in buyruğuyla Kohlhaas'a idam kararı okunup zincirleri çözüldü ve Dresden'de elinden alınan tapu ve senetleri kendisine geri verildi; mahkemenin kendisine ayırdığı danışmanlar ölümünden sonra servetini ne yapmak istediğini sorunca, noter yardımıyla çocuklarının lehine bir vasiyetname yaptı ve Kohlhaasenbrücklü dostu, dürüst memuru onlara vasi olarak atadı.
Ondan sonra, son günlerini büyük bir dinginlik ve hoşnutluk içinde geçirdi; çünkü Elektör Prens'in özel bir buyruğuyla, içinde bulunduğu burç açılmış ve kentte sayısı pek çok olan arkadaşlarına gece gündüz özgürce girip çıkma izni verilmişti. Hatta Doktor Luther'in kendi eliyle yazdığı, kuşkusuz bir hayli dikkate değer olan ve şimdi ortada bulunmayan bir mektubu getiren din bilgini Jacob Freising'in, Luther'in elçisi olarak hapishaneye girmesi ve bu ruhani kişi eliyle ona yardım eden Brandenburglu iki başrahibin önünde kutsal komünyon töreninin (29) yapılması kendisi için büyük bir avuntu olmuştu. Hakkını bizzat almak için yaptıklarının karşılığını ödeyeceği Palmarum'dan sonraki o uğursuz pazartesi gelip çattığı zaman, hâlâ onu kurtaracak Elektör Prens'in bir sözünü beklemekten umudunu kesmeyen kent halkının heyecanı pek büyüktü. Sayısı artırılan korumanlarla birlikte, iki oğlu kucağında olduğu halde (çünkü bu izni mahkemeden özellikle rica etmişti), teolog Jacob Freising tarafından, yol gösterilerek hapishanenin kapısından çıkınca, elini sıkan, esenleşen arkadaşlarının arasından Elektör Prenslik Sarayı'nın kapıcısı yaslı bir çehreyle yanına sokulup, bir kâğıt uzattı ve onu kendisine bir kadının verdiğini söyledi. Kapıcı pek az tanıdığı bu adama garip garip bakarken, Kohlhaas kâğıdı açtı, üstündeki muma basılmış olan mühür kendisine hemen o çingeneyi anımsattı. Fakat aşağıdaki haberi okuyunca, şaşkınlık içinde kaldı: "Kohlhaas, Saksonya Elektör Prensi Berlin'dedir; erkenden idam yerine gitti. Eğer senin için bir değeri varsa, mavi ve bayaz tüylü şapkasından onu tanıyabilirsin. Buraya gelmesindeki amacını sana anlatmaya gerek yok: Sen gömüldükten sonra mezarını kazdırıp koruyucu kabı almak ve tezkereyi okumak istiyor. -Elisabeth." Kohlhaas son derece şaşırmış bir durumda kapıcıya döndü ve ondan, tezkereyi veren bu eşi benzeri olmayan kadını tanıyıp tanımadığını sordu. Fakat kapıcı: "Kohlhaas, o kadın..." diye yanıt verdi ve sözünün ortasında garip bir biçimde durakladı; bu anda arkadan gelen halkın itmesiyle ilerleyen Kohlhaas bütün organları titreyen bu adamın ne söylediğini işitmedi. İdam yerine geldiği zaman, büyük bir insan kalabalığı arasında ve at üstünde, Brandenburg Elektör Prensi buyruğundakilerle birlikte orada hazır bulunuyordu. Yanındakiler arasında Başbakan Heinrich von Geusau; sağında idam kararının bir suretini elinde tutan İmparator'un avukatı Franz Müller; solunda Dresden Mahkemesi'nin bir kararıyla kendi avukatı, hukuk bilgini Anton Zäuner; halkın kapadığı yarım çemberin ortasında bir çıkın eşya, semizlikten parlayan ve yerinde duramayarak eşinen iki yağızla birlikte bir mübaşir vardı. Çünkü Başbakan Bay Heinrich efendisi adına Dresden'de soylu Wenzel von Tronka'ya karşı açtığı davada isteklerini tümüyle elde etmişti: Atlar, başları üzerinde bir bayrak dalgalandırılarak onurları geri verildikten sonra, onları besleyen yüzücünün elinden alınmış, soylunun adamları tarafından beslenmiş ve bunun için oluşturulan bir kurul önünde Dresden'de pazar yerinde avukata teslim edilmişlerdi. Kohlhaas korumanlarıyla kendisine doğru tepeye çıktığı sırada, Elektör Prens: "İşte Kohlhaas, bugün hakkının sana verileceği gündür! Şuraya bak! İşte Tronkenburg'da senden zorla alınan ve benim, efendin olarak sana geri vermek zorunda olduğum şeylerin hepsini geri veriyorum: Yağızlar, şal, para, çamaşırlar; hatta Mühlberg'de ölen uşağın Herse için ödence... Nasıl hoşnut musun?" dedi. Kohlhaas, kucağında bulunan çocuklarını yanına koyarken başbakanın bir işareti üzerine kendisine verilen kararnameyi şaşırarak okudu; kararnamede soylu Wenzel'in de iki yıl hapse mahkûm edildiği maddesini görünce duygularına yenilip kollarını göğsü üzerine çaprazlama kavuşturarak uzaktan Elektör Prens'in önünde dik çöktü. Kalkıp kollarını yeniden kavuşturdu ve neşeyle başbakana, yeryüzündeki en büyük isteğine kavuştuğunu söyledi; atlara yanaştı, onları iyice gözden geçirdi, narin boyunlarını okşadı ve yeniden başbakanın yanına gelerek, neşeli neşeli onları oğulları Heinrich ve Leopold'a armağan ettiğini söyledi. Başbakan Bay Heinrich von Geusau at üstünde yavaşça ona dönerek, Elektör Prens adına son isteğinin kutsal bilineceğine söz verdi ve çıkında bulunan diğer eşyalar hakkında da dilediği gibi karar vermesini istedi. Bunun üzerine Kohlhaas kalabalık arasında gördüğü Herse'nin annesini yanına çağırdı ve ona eşyaları verirken: "İşte anneciğim, bunlar senindir!" dedi, kendisine ödence olarak verilen parayı da çıkındakiler ve oradaki eşyayla birlikte, son günlerinin iyi geçmesi için, armağan olarak, ona uzattı. Elektör Prens bağırdı: "Şimdi, at tüccarı Kohlhaas! Böylece hakkın teslim edilmiş oldu. Sen de ülkesinin düzenini bozduğun için, avukatı burada bulunan haşmetli İmparator hazretlerinin hakkını teslime hazır ol!" Kohlhaas şapkasını çıkarıp yere attı, hazır olduğunu söyledi. Çocuklarını birer kez daha kaldırıp bağrına bastıktan sonra Kohlhaasenbrücklü memura verdi, memur onları dingin gözyaşları içinde, sessizce alandan uzaklaştırırken kütüğün başına geldi. Boynundaki atkıyı çözüp göğüslüğünü ancak açmıştı ki, kalabalık arasında, kendinden az uzakta, vücutlarıyla onu yarı örten iki şövalyenin ortasında şapkası mavi ve beyaz tüylü bilinen adamı gördü. Kohlhaas fırladı, çevresini saran korumanları şaşkınlığa düşüren bir atılışla birdenbire onun önüne gitti, boynundan koruyucu kabı çözdü, içinden tezkereyi aldı, açtı, okudu ve tatlı umutlara kapılmaya başlayan mavi beyaz şapkalı adamdan gözünü ayırmaksızın kâğıdı ağzına tıktı ve yuttu. Beyaz ve mavi şapkalı adam bu görünüm karşısında baygın bir durumda sarsıntılar içinde yere yıkıldı. Yanındakiler şaşkınlık içinde eğilip onu yerden kaldırırlarken Kohlhaas, idam yerine döndü, celladın baltası başını gövdesinden ayırdı.
- Kohlhaas'ın öyküsü burada bitiyor. Halkın hıçkırıkları ve yakınmaları arasında ölüsü bir tabuta konuldu ve taşıyıcılar gömülmek üzere onu mezarlığa götürürlerken Elektör Prens, zavallı Kohlhaas'ın oğullarını yanına çağırdı ve onlara şövalyelik sanını vererek soylular okulunda okutulmalarını söyledi. Saksonya Elektör Prensi bedence ve ruhça yıkılmış bir durumda hemen Dresden'e döndü. Ayrıntıları tarih kitaplarında okunabilir. - Daha geçen yüzyıla kadar Meklenburg'da Kohlhaas'ın neşeli ve gürbüz torunları yaşıyordu.
YARARLANILAN YAPITLAR
Sez Törek ädäbiyättän 1 tekst ukıdıgız.
  • Büleklär
  • Michael Kohlhaas - 1
    Süzlärneñ gomumi sanı 3885
    Unikal süzlärneñ gomumi sanı 2040
    30.0 süzlär 2000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    43.4 süzlär 5000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    51.9 süzlär 8000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    Härber sızık iñ yış oçrıy torgan 1000 süzlärneñ protsentnı kürsätä.
  • Michael Kohlhaas - 2
    Süzlärneñ gomumi sanı 2355
    Unikal süzlärneñ gomumi sanı 1359
    37.5 süzlär 2000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    50.0 süzlär 5000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    57.3 süzlär 8000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    Härber sızık iñ yış oçrıy torgan 1000 süzlärneñ protsentnı kürsätä.
  • Michael Kohlhaas - 3
    Süzlärneñ gomumi sanı 3468
    Unikal süzlärneñ gomumi sanı 1946
    32.2 süzlär 2000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    46.2 süzlär 5000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    54.0 süzlär 8000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    Härber sızık iñ yış oçrıy torgan 1000 süzlärneñ protsentnı kürsätä.
  • Michael Kohlhaas - 4
    Süzlärneñ gomumi sanı 3185
    Unikal süzlärneñ gomumi sanı 1808
    32.1 süzlär 2000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    45.8 süzlär 5000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    53.2 süzlär 8000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    Härber sızık iñ yış oçrıy torgan 1000 süzlärneñ protsentnı kürsätä.
  • Michael Kohlhaas - 5
    Süzlärneñ gomumi sanı 3896
    Unikal süzlärneñ gomumi sanı 1984
    29.9 süzlär 2000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    43.9 süzlär 5000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    51.7 süzlär 8000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    Härber sızık iñ yış oçrıy torgan 1000 süzlärneñ protsentnı kürsätä.
  • Michael Kohlhaas - 6
    Süzlärneñ gomumi sanı 2828
    Unikal süzlärneñ gomumi sanı 1559
    30.4 süzlär 2000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    45.2 süzlär 5000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    52.7 süzlär 8000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    Härber sızık iñ yış oçrıy torgan 1000 süzlärneñ protsentnı kürsätä.
  • Michael Kohlhaas - 7
    Süzlärneñ gomumi sanı 4044
    Unikal süzlärneñ gomumi sanı 1964
    31.2 süzlär 2000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    45.8 süzlär 5000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    53.4 süzlär 8000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    Härber sızık iñ yış oçrıy torgan 1000 süzlärneñ protsentnı kürsätä.
  • Michael Kohlhaas - 8
    Süzlärneñ gomumi sanı 2176
    Unikal süzlärneñ gomumi sanı 1239
    35.3 süzlär 2000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    49.1 süzlär 5000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    56.1 süzlär 8000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
    Härber sızık iñ yış oçrıy torgan 1000 süzlärneñ protsentnı kürsätä.