İstanbul Hatıralar ve Şehir - 24
Общее количество слов 911
Общее количество уникальных слов составляет 647
36.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов
51.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов
59.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
yürüyeceğimi hayal etmekten hoşlanıyordum? Niye İstanbul'un turistlerin
sevdiği, kartpostallara basılan o günlük güneşlik manzaralarını değil de yarı
karanlık arka sokaklarım, akşamüstlerini, soğuk kış gecelerini, solgun sokak
lambalarının ışığı altında hayal meyal seçilen yarı gölge insanlarını ve artık
herkesin unutmakta olduğu parke taşlı manzaralarını ve tenhalığını
seviyordum.
"Mimar olmazsan, başka bir iş kurup para kazanmazsan zenginlerin, güçlülerin
eline bakarak yaşayan o zavallı Türk sanatçıları gibi kompleksli, huzursuz biri
olursun, anlıyor musun oğlum. Sen de biliyorsun ki, hiç kimse bu ülkede yaptığı
resimlerle geçinemez. Sürünürsün, küçümsenirsin, aşağılanırsın ve bütün
hayatın kompleksler, huzursuzluklar ve alınganlıklarla geçer. Yakışır mı bunlar
senin gibi akıllı, güzel, içi hayat dolu birine?"
Beşiktaş'a inince, dolmuşa binmek yerine, Dolmabahçe Sarayı'nın duvarı
boyunca stadyuma kadar yürürüm, diye kuruyordum içimden. En azından yirmi
metre yüksekliğindeki, taşları yosun tutmuş, kararmış, kalın ve eski saray
duvarı boyunca çınar ağaçlarının arkasında geceleri yürümekten hoşlanıyordum.
Öfke anlarında alnımda atışları şiddetlenen damar gibi içimde büyüyen enerjiyi
Dolmabahçe'de hissedersem, on iki dakikada yokuş yukarı Taksim'e çıkarım,
dedim kendi kendime.
"Çocukken, en kötü günümüzde bile, her zaman gülümseyen, neşeli, sevimli,
iyimser, ne şeker bir çocuktun. Seni her gören gülümserdi. Yalnız sevimli
olduğun için değil, kötülük, kötümserlik nedir bilmeyen, canı hiç sıkılmayan, en
fena zamanda kendi kendine hayaller kurup mutlulukla oynamayı bilen, iyimser
bir çocuk olduğun için de. Böyle birinin, zenginlerin eline bakan, mutsuz, dertli
bir sanatçı olmasına, annen olmasaydım bile razı olamazdım. Bu yüzden bu
dediklerime hiç alınmamanı, beni dikkatle dinlemeni istiyorum."
Taksim'e çıkarken Galata'nın ışıklar içindeki yarı karanlık manzarasına bir
bakış atacak, sonra Beyoğlu'na çıkacak, İstiklal Caddesi'nin girişindeki kitap
tezgâhlarında üç-beş dakika oyalanacak, sonra açık televizyonun ve içerideki
kalabalığın gürültüsüyle inleyen birahanelerin birinde votkalı bir bira içerken,
içerideki herkes gibi sigara tüttürecek (etrafta ünlü bir şair, yazar, sanatçı var
mı diye bakınacak) bütün bu bıyıklı erkek kalabalığının içinde meraklı ve tek
başına (ve çocuk yüzlü) bir genç olmamın dikkatleri çektiğini hissedince kapıdan
çıkıp gecenin içine karışacaktım.
Anacaddede biraz yürüdükten sonra Beyoğlu'nun arka sokaklarında,
Çukurcuma'da, Galata'da, Cihangir'de, ıslak kaldırımlarda yansıyan sokak
lambalarının ve televizyonların ışıklarım seyrederek arada bir durup, bir eskici
dükkânının, sıradan bir bakkalın vitrin olarak kullandığı buzdolabının ya da
çocukluğumdan kalma bir reklam mankenini hâlâ sergileyen bir eczanenin
vitrinine bakarken aslında ne kadar da mutlu olduğumu farkedecektim.
Şimdi evde annemi dinlerken içimde hissettiğim başdöndürücü, güzel ve saf öfke,
bir saat sonra Beyoğlu'nun arka sokaklarında -yoksa Üsküdar'ın ya da Fatih'in
arka sokaklarına mı gitseydim-üşüyerek yürürken bütün geleceğimi ışıl ışıl
parlatan bir hırsa dönüşecekti. O zaman biradan ve uzun uzun yürümekten
hafifçe sersemlemiş kafamda şehrin kirli, karanlık ve hüzünlü sokaklarının çok
sevdiğim eski bir film gibi titreştiğini hissetmek beni öylesine mutlu edecekti ki,
bu harika anları saptamak, saklamak -tıpkı çok sevdiğim bir meyveyi ya da
küçük bilyeyi ağzıma alıp saatlerce orada saklamak gibi bir duyguydu bu- boş
sokaklardan eve dönüp, masama oturup kâğıt-kalemle birşeyler yazıp çizmek
isteyecektim.
"Şu duvardaki resmi babanla evlendiğimizde Nerminler hediye ettiler bize. Onlar
evlenince biz de onlara hediye almak için babanla ünlü ressamın evine gittik.
Türkiye'nin en ünlü ressamının, resim almak için kapısını birileri en sonunda
çaldı diye ne kadar sevindiğini, bu sevincini gizlemek için ne pozlar yaptığını ve
biz elimizde resim çıkarken yerlere kadar eğilip nasıl temennalarla selamlar
verdiğini görseydin, bu ülkede ressamdı, sanatçıydı hiç olmak istemezdin oğlum.
Bu yüzden bu insanlardan, oğlumun ressam olmak için okuldan kaçtığını
saklıyorum.
Boş kafalı dediğin o insanlar bir gün satın alsınlar diye resim yapabilmek için
senin bütün hayatını, geleceğini karartıp okulu bıraktığını öğrenirlerse, babanı
ve beni küçümseme zevki için, bahşiş verir gibi bir-iki resim satın alırlar senden,
belki acırlar, biraz para da verirler. Ama asla bir sanatçıya kızlarını vermezler.
Resmini yaptığın o şeker kızın babası, kızının sana âşık olduğunu öğrenir
öğrenmez onu niye apar topar hemen İsviçre'ye yolladı sanıyorsun? Bu fakir
ülkede, bu iradesiz, zayıf ve cahil insanlar arasında, ezilmeden hak ettiğin gibi
yaşayabilmen için kendi işin, zenginliğin olmalı ki, başını dik tutabilesin.
Mimarlığı sakın bırakma oğlum, yazık olur sana. İkide bir sözünü ettiğin o Le
Corbusier, bak ressam olmak istemiş, ama mimarlık da okumuş."
Beyoğlu'nun sokakları, karanlık köşeleri, kaçma isteği ve suçluluk duygularıyla
kafamın içinde, neon lambaları gibi yanıp sönüyordu. Bazı öfke ve aşırı duyarlık
anlarında hissettiğim gibi, şehrin bütün o sevdiğim yarı karanlık, yarı çekici,
kirli ve kötücül sokakları içindeki kaçılacak ikinci dünyanın yerini çoktan
almışlardı. Annemle o akşam aramızda bir kavga çıkmayacağını, az sonra kapıyı
açıp beni teselli edecek sokaklara kaçacağımı ve uzun uzun yürüdükten sonra
gece yarısı eve dönüp bu sokakların havasından ve kimyasından birşeyler
çıkarmak için masama oturacağımı biliyordum.
"Ressam olmayacağım," dedim. "Yazar olacağım ben."
2002-2003
ARKA KAPAK
"Ruhumdaki bu kırılmayı hissediyor, yaklaşan yalnızlığımdan telaşa kapılıyor,
içine düşmekte olduğum karanlığın bir hayat tarzı olmasından korkarak herkes
gibi olmaya karar veriyordum: On yedi-on sekiz yaşlarımda bir dönem herkesi
güldüren, her fırsatta şaka yapan, herkesle arkadaşça, hatta serserice iyi geçinen
bir cemaat adamı gibi gözükmeyi başardım... Herkesin kafayı fazla takmadan
yaptığı şeyleri yapabilmek için niye benim dişimi sıkmam, gayret etmem, sonra
da poz yaptığım için kendimden nefret etmem gerekiyordu?"
Pamuk çocukluk ve gençliğini anlatıyor...
Yazarın kendini "ben" olarak ilk hissedişinden, annesine, babasına, ailesine
yönelen hikâye, bir hüzün ve mutluluk kaynağı olarak İstanbul sokaklarına
açılıyor. Günümüzün büyük romancısının gözünden 1950'lerin İstanbul sokaklarım,
parke taşı kaplı caddeleri, yanıp yıkılan ahşap konakları, eski bir
kültürün yok oluşuyla, onun külleri ve yıkıntıları arasından bir yenisinin
doğuşunun zorluklarını keşfederken Pamuk'un ruhsal dünyasının oluşumunu bir
dedektif romanı okur gibi hızla izliyoruz... Bu özgün ve benzersiz eserde, okurken
elden bırakamadığımız kitaplara has o ruh ve duygu birliği var.
Orhan Pamuk'un, Ara Güler başta olmak üzere İstanbul'un büyük
fotoğrafçılarının çektiği on binlerce kareden ve kendi kişisel albümünden seçtiği
fotoğraflar hikâyeye eşlik ediyor.
sevdiği, kartpostallara basılan o günlük güneşlik manzaralarını değil de yarı
karanlık arka sokaklarım, akşamüstlerini, soğuk kış gecelerini, solgun sokak
lambalarının ışığı altında hayal meyal seçilen yarı gölge insanlarını ve artık
herkesin unutmakta olduğu parke taşlı manzaralarını ve tenhalığını
seviyordum.
"Mimar olmazsan, başka bir iş kurup para kazanmazsan zenginlerin, güçlülerin
eline bakarak yaşayan o zavallı Türk sanatçıları gibi kompleksli, huzursuz biri
olursun, anlıyor musun oğlum. Sen de biliyorsun ki, hiç kimse bu ülkede yaptığı
resimlerle geçinemez. Sürünürsün, küçümsenirsin, aşağılanırsın ve bütün
hayatın kompleksler, huzursuzluklar ve alınganlıklarla geçer. Yakışır mı bunlar
senin gibi akıllı, güzel, içi hayat dolu birine?"
Beşiktaş'a inince, dolmuşa binmek yerine, Dolmabahçe Sarayı'nın duvarı
boyunca stadyuma kadar yürürüm, diye kuruyordum içimden. En azından yirmi
metre yüksekliğindeki, taşları yosun tutmuş, kararmış, kalın ve eski saray
duvarı boyunca çınar ağaçlarının arkasında geceleri yürümekten hoşlanıyordum.
Öfke anlarında alnımda atışları şiddetlenen damar gibi içimde büyüyen enerjiyi
Dolmabahçe'de hissedersem, on iki dakikada yokuş yukarı Taksim'e çıkarım,
dedim kendi kendime.
"Çocukken, en kötü günümüzde bile, her zaman gülümseyen, neşeli, sevimli,
iyimser, ne şeker bir çocuktun. Seni her gören gülümserdi. Yalnız sevimli
olduğun için değil, kötülük, kötümserlik nedir bilmeyen, canı hiç sıkılmayan, en
fena zamanda kendi kendine hayaller kurup mutlulukla oynamayı bilen, iyimser
bir çocuk olduğun için de. Böyle birinin, zenginlerin eline bakan, mutsuz, dertli
bir sanatçı olmasına, annen olmasaydım bile razı olamazdım. Bu yüzden bu
dediklerime hiç alınmamanı, beni dikkatle dinlemeni istiyorum."
Taksim'e çıkarken Galata'nın ışıklar içindeki yarı karanlık manzarasına bir
bakış atacak, sonra Beyoğlu'na çıkacak, İstiklal Caddesi'nin girişindeki kitap
tezgâhlarında üç-beş dakika oyalanacak, sonra açık televizyonun ve içerideki
kalabalığın gürültüsüyle inleyen birahanelerin birinde votkalı bir bira içerken,
içerideki herkes gibi sigara tüttürecek (etrafta ünlü bir şair, yazar, sanatçı var
mı diye bakınacak) bütün bu bıyıklı erkek kalabalığının içinde meraklı ve tek
başına (ve çocuk yüzlü) bir genç olmamın dikkatleri çektiğini hissedince kapıdan
çıkıp gecenin içine karışacaktım.
Anacaddede biraz yürüdükten sonra Beyoğlu'nun arka sokaklarında,
Çukurcuma'da, Galata'da, Cihangir'de, ıslak kaldırımlarda yansıyan sokak
lambalarının ve televizyonların ışıklarım seyrederek arada bir durup, bir eskici
dükkânının, sıradan bir bakkalın vitrin olarak kullandığı buzdolabının ya da
çocukluğumdan kalma bir reklam mankenini hâlâ sergileyen bir eczanenin
vitrinine bakarken aslında ne kadar da mutlu olduğumu farkedecektim.
Şimdi evde annemi dinlerken içimde hissettiğim başdöndürücü, güzel ve saf öfke,
bir saat sonra Beyoğlu'nun arka sokaklarında -yoksa Üsküdar'ın ya da Fatih'in
arka sokaklarına mı gitseydim-üşüyerek yürürken bütün geleceğimi ışıl ışıl
parlatan bir hırsa dönüşecekti. O zaman biradan ve uzun uzun yürümekten
hafifçe sersemlemiş kafamda şehrin kirli, karanlık ve hüzünlü sokaklarının çok
sevdiğim eski bir film gibi titreştiğini hissetmek beni öylesine mutlu edecekti ki,
bu harika anları saptamak, saklamak -tıpkı çok sevdiğim bir meyveyi ya da
küçük bilyeyi ağzıma alıp saatlerce orada saklamak gibi bir duyguydu bu- boş
sokaklardan eve dönüp, masama oturup kâğıt-kalemle birşeyler yazıp çizmek
isteyecektim.
"Şu duvardaki resmi babanla evlendiğimizde Nerminler hediye ettiler bize. Onlar
evlenince biz de onlara hediye almak için babanla ünlü ressamın evine gittik.
Türkiye'nin en ünlü ressamının, resim almak için kapısını birileri en sonunda
çaldı diye ne kadar sevindiğini, bu sevincini gizlemek için ne pozlar yaptığını ve
biz elimizde resim çıkarken yerlere kadar eğilip nasıl temennalarla selamlar
verdiğini görseydin, bu ülkede ressamdı, sanatçıydı hiç olmak istemezdin oğlum.
Bu yüzden bu insanlardan, oğlumun ressam olmak için okuldan kaçtığını
saklıyorum.
Boş kafalı dediğin o insanlar bir gün satın alsınlar diye resim yapabilmek için
senin bütün hayatını, geleceğini karartıp okulu bıraktığını öğrenirlerse, babanı
ve beni küçümseme zevki için, bahşiş verir gibi bir-iki resim satın alırlar senden,
belki acırlar, biraz para da verirler. Ama asla bir sanatçıya kızlarını vermezler.
Resmini yaptığın o şeker kızın babası, kızının sana âşık olduğunu öğrenir
öğrenmez onu niye apar topar hemen İsviçre'ye yolladı sanıyorsun? Bu fakir
ülkede, bu iradesiz, zayıf ve cahil insanlar arasında, ezilmeden hak ettiğin gibi
yaşayabilmen için kendi işin, zenginliğin olmalı ki, başını dik tutabilesin.
Mimarlığı sakın bırakma oğlum, yazık olur sana. İkide bir sözünü ettiğin o Le
Corbusier, bak ressam olmak istemiş, ama mimarlık da okumuş."
Beyoğlu'nun sokakları, karanlık köşeleri, kaçma isteği ve suçluluk duygularıyla
kafamın içinde, neon lambaları gibi yanıp sönüyordu. Bazı öfke ve aşırı duyarlık
anlarında hissettiğim gibi, şehrin bütün o sevdiğim yarı karanlık, yarı çekici,
kirli ve kötücül sokakları içindeki kaçılacak ikinci dünyanın yerini çoktan
almışlardı. Annemle o akşam aramızda bir kavga çıkmayacağını, az sonra kapıyı
açıp beni teselli edecek sokaklara kaçacağımı ve uzun uzun yürüdükten sonra
gece yarısı eve dönüp bu sokakların havasından ve kimyasından birşeyler
çıkarmak için masama oturacağımı biliyordum.
"Ressam olmayacağım," dedim. "Yazar olacağım ben."
2002-2003
ARKA KAPAK
"Ruhumdaki bu kırılmayı hissediyor, yaklaşan yalnızlığımdan telaşa kapılıyor,
içine düşmekte olduğum karanlığın bir hayat tarzı olmasından korkarak herkes
gibi olmaya karar veriyordum: On yedi-on sekiz yaşlarımda bir dönem herkesi
güldüren, her fırsatta şaka yapan, herkesle arkadaşça, hatta serserice iyi geçinen
bir cemaat adamı gibi gözükmeyi başardım... Herkesin kafayı fazla takmadan
yaptığı şeyleri yapabilmek için niye benim dişimi sıkmam, gayret etmem, sonra
da poz yaptığım için kendimden nefret etmem gerekiyordu?"
Pamuk çocukluk ve gençliğini anlatıyor...
Yazarın kendini "ben" olarak ilk hissedişinden, annesine, babasına, ailesine
yönelen hikâye, bir hüzün ve mutluluk kaynağı olarak İstanbul sokaklarına
açılıyor. Günümüzün büyük romancısının gözünden 1950'lerin İstanbul sokaklarım,
parke taşı kaplı caddeleri, yanıp yıkılan ahşap konakları, eski bir
kültürün yok oluşuyla, onun külleri ve yıkıntıları arasından bir yenisinin
doğuşunun zorluklarını keşfederken Pamuk'un ruhsal dünyasının oluşumunu bir
dedektif romanı okur gibi hızla izliyoruz... Bu özgün ve benzersiz eserde, okurken
elden bırakamadığımız kitaplara has o ruh ve duygu birliği var.
Orhan Pamuk'un, Ara Güler başta olmak üzere İstanbul'un büyük
fotoğrafçılarının çektiği on binlerce kareden ve kendi kişisel albümünden seçtiği
fotoğraflar hikâyeye eşlik ediyor.
Вы прочитали 1 текст из Турецкий литературы.
- Части
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 01Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 3332Общее количество уникальных слов составляет 187927.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов39.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов48.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 02Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 3262Общее количество уникальных слов составляет 195726.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов39.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов47.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 03Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 3262Общее количество уникальных слов составляет 189124.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов37.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов45.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 04Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 3222Общее количество уникальных слов составляет 192726.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов39.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов46.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 05Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 3323Общее количество уникальных слов составляет 194026.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов39.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов46.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 06Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 3216Общее количество уникальных слов составляет 188626.0 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов38.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов46.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 07Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 3221Общее количество уникальных слов составляет 183127.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов38.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов47.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 08Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 3314Общее количество уникальных слов составляет 195629.6 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов43.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов50.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 09Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 3223Общее количество уникальных слов составляет 194027.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов39.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов46.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 10Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 3216Общее количество уникальных слов составляет 179726.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов39.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов47.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 11Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 3175Общее количество уникальных слов составляет 188926.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов39.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов47.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 12Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 3328Общее количество уникальных слов составляет 188027.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов38.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов46.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 13Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 3327Общее количество уникальных слов составляет 190727.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов40.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов49.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 14Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 3212Общее количество уникальных слов составляет 192926.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов38.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов45.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 15Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 3230Общее количество уникальных слов составляет 176427.0 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов38.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов46.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 16Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 3231Общее количество уникальных слов составляет 173726.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов37.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов45.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 17Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 3299Общее количество уникальных слов составляет 176628.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов40.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов47.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 18Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 3332Общее количество уникальных слов составляет 183028.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов40.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов48.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 19Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 3346Общее количество уникальных слов составляет 191726.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов39.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов46.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 20Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 3249Общее количество уникальных слов составляет 185525.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов40.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов48.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 21Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 3341Общее количество уникальных слов составляет 187330.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов44.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов52.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 22Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 3292Общее количество уникальных слов составляет 191629.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов43.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов51.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 23Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 3340Общее количество уникальных слов составляет 180130.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов43.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов52.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- İstanbul Hatıralar ve Şehir - 24Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 911Общее количество уникальных слов составляет 64736.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов51.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов59.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов