Nasreddi̇n Hoca Fikralari - 4

Total number of words is 1556
Total number of unique words is 757
39.6 of words are in the 2000 most common words
54.4 of words are in the 5000 most common words
60.8 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
138. Elbette Eşekle Birlikte Ben de Kaybolacaktım 
Günün  birinde  Nasreddin  Hoca  eşeğini  kaybeder.  Bunun  üzerine  Hoca’nın  bütün  eşi  dostu 
toplanarak  kaybolan  eşeği  aramaya  başlarlar.  Bu  arada  Nasreddin  Hoca  bir  taraftan  eşeğini 
ararken bir taraftan da; 
“Çok şükür ya Rabbi! Çok şükür ya Rabbi!” deyip durur.  
 Bu sesi işiten Hoca’nın dostları; 
“Hocam,  eşeği  aramaya  başladığımızdan  beri  ‘çok  şükür  ya  Rabbi!  Çok  şükür  ya 
Rabbi!’ deyip duruyorsun, bunun sebebi nedir?” diye sorunca Nasreddin Hoca; 
“Bu soruyu niçin sorduğunuzu anlayamadım. Bunu bilmeyecek ne var, eşeğin üzerinde 
olmadığım için şükrediyorum.” der.  
Hoca’nın dostları merakla bir defa daha sorarlar.  
“Pekiyi, eşeğin üzerinde olsan ne olacaktı?” deyince Hoca, bir şey olmamışçasına; 
“Efendiler, bunu bilmeyecek ne var, elbette eşekle birlikte ben de kaybolacaktım.” 
139. Elinden Almak Kolay Olur 
Bir gece Hoca’nın evine hırsız girer. Tuhaf sesler işiten hanımı Hoca’yı uyandırarak; 
“Hoca, kalk bir tıkırtı var, galiba eve hırsız girdi.” deyince Hoca; 
“Hanım, boş ver, sen yatmana bak, o çalacak bir şey bulabilirse elinden almak kolay 
olur.” deyiverir.  
140. Hanım Sen de Haklısın 
Nasreddin Hoca’nın kadılık yaptığı yıllarda evinin kapısı çalınır. Hoca, kapıyı açında karşısında 
komşusunu görür. Komşusu çıkışırcasına Hoca’ya seslenir: 
“Kadı Efendi, filan adamdan şikâyetçiyim.” 
Hoca, komşusunu sakinleştirmeye çalışarak sorar: 
“Nedir, anlat bakayım.” 
Şikâyetçi adam, anlatır, anlatır ve Hoca başını kaldırarak; 
“Haklısın.” der ve adamı yolcu eder.  
Çok  geçmeden  Hoca’nın  kapısı  tekrar  çalınır,  bu  defa  gelen  de  yolcu  ettiği  adamdan 
şikâyetçidir. Hoca Efendi adamı dinler ve ardından; 
“Haklısın.” der ve onu da yolcu eder.  
Olanları içeriden işiten Hoca’nın hanımı hayretle; 
“Yahu, sen ne biçim kadısın? İki şikâyetçi de birden haklı olur mu?” deyince, Hoca 
çaresiz bir şekilde; 
“Hanım sen de haklısın.” demek zorunda kalır.  
141. Hem İnsan Dövüyorlar Hem de Zorla Helva Yediriyorlar 
Hoca,  günün  birinde  Konya’da  bir  helvacı  dükkânına  girer  ve  hiçbir  şey  söylemeden  helva 
yemeye başlar. Dükkân sahibi; 
“Yahu  arkadaş,  kimsin,  nesin,  para  yok  pul  yok,  sen  kime  danıştın  da  helvamdan 
yiyorsun?” der.  
 Fakat Hoca, bu sözleri duymazdan gelerek helva yemeye devam eder. Dükkân sahibi de para 
alamayacağı bir adam olduğunu zannederek, Hoca’yı dövmeye başlar. Bu sırada bir taraftan 
dayak yiyen Hoca bir taraftan da helva yemeye devam eder. Araya girenlerin de yardımıyla 
şöyle bir kenara çekilen Hoca; 
“Yahu bu Konyalıları da anlamak çok zor, hem insanı dövüyorlar hem de zorla helva 
yediriyorlar.” deyiverir.  
142. İyi ki Gömleğin İçinde Ben Yoktum 
Nasreddin Hoca’nın hanımı günün birinde çamaşır yıkar. Daha sonra da yıkadığı çamaşırları 
kurusun diye evinin arkasındaki ağaçlara asar. Bunlardan kalın olanlarını daha çabuk kuruması 
için iyice gerer.  
O gece bahçeden bazı sesler duyan Nasreddin Hoca hanımına seslenir: 
“Hanım hanım, çabuk benim yayımı okumu ver, bahçede hırsız var.” 
Hanımından oku ve yayı alan Nasreddin Hoca, bahçedeki bir karaltıya nişan alır.  
Sabah olunca bir de bakar ki insan zannettiği kendi gömleği değil mi? Bu duruma çok sevinen 
Hoca hanımına dönerek; 
“Hanım, iyi ki gömleğin içinde ben yoktum, aksi takdirde çoktan ölmüştüm.” deyiverir.  
143. Kazan Doğurdu 
Nasreddin Hoca komşusundan bir kazan ister, kazanın dışını külle sıvar, bulgurunu kaynatır, 
sonra  da  kazanı  güzelce  temizler  ve  içerisine  küçük  bir  tencere  koyarak  komşunun  kapısını 
çalar. Komşu kazanın içindeki tencereyi görünce şaşkın bir şekilde Hoca’ya sorar: 
“Hocam, bu tencere ne?”  
“Komşu, senin kazan hamiyleymiş, doğurdu.” der.  
Komşu  bu  işten  memnun  kalır.  Bir  gün  böyle,  iki  gün  böyle  derken  günün  birinde  Hoca, 
komşusundan  bir  daha  kazanı  ister.  Komşusu  da  sevinçle  kazanı  verir.  Fakat  aradan  günler 
geçmesine karşılık Hoca kazanı bir türlü getirmez. Bir şeyler sezinleyen komşusu Hoca’nın 
kapısı çalar: 
“Hocam, bizim kazanı verir misin?”  
“Komşu, senin kazan öldü.” der.  
Bunun üzerine komşu sinirli bir şekilde Hoca’ya çıkışır: 
“Yahu Hocam, hiç kazan ölür mü?”  
Hoca, bıyık altından gülerek komşusuna cevap verir: 
“Be adam, kazanın doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne neden inanmıyorsun?”  
144. Kürsüden İnmek de mi Aklına Gelmiyor? 
Hoca,  günün  birinde  vaaz  etmek  için  caminin  kürsüsüne  çıkar,  fakat  bir  türlü  konuşamaz. 
Sağına döner, soluna döner, tavana bakar, cemaate bakar ve; 
“Ey cemaat, görüyorsunuz, birkaç dakikadır düşünüyorum ama size söyleyecek bir söz 
aklıma gelmedi.” der.  
Bu sırada Hoca’nın oğlu da kürsünün önündeymiş, başını kaldırır ve babasına; 
“İlahi baba, kürsüden inmek de mi aklına gelmiyor?” deyiverir.  
145. O Ters Bir Kadındır 
Günün  birinde  Nasreddin  Hoca’nın  hanımı  ırmak  kenarına  çamaşır  yıkamaya  gider.  O, 
ırmaktan kova ile su alırken, ırmağa düşüverir.  
Hanımının ırmağa düştüğünü gören komşuları hemen Hoca’ya koşarlar ve; 
“Hocam, hanımın ırmağa düştü.” derler.  
Haberi alan Hoca, ırmağın akıntısının tersi yöne doğru koşmaya başlayınca komşuları; 
“Hocam, yanlış yerde arıyorsun, bak ırmak aşağıya doğru akıyor.” derler.  
Bu söz üzerine Nasreddin Hoca; 
“O ne ters bir kadındır, siz onu bilmezsiniz, ırmağın tersine gider!” der.  
146. Secdeye Kapanmasından Endişe Ediyorum 
Hoca günün birinde Konya’ya gelir ve geceyi geçireceği bir hana gider. Hava da soğuk mu 
soğuk, rüzgârlı mı rüzgârlı… Gece olunca handan çatır çutur sesler gelmeye başlayınca, Hoca 
hancıya seslenir: 
“Hancı, hancı! Neredeyse bu han yıkılacak.” deyince hancı hiç oralı olmaz: 
“Hocam,  bir  şey  olmaz,  sen  istirahat  et,  o  duyduğun  sesler  binanın  Allah’ı 
zikretmesidir.” der. Bunun üzerine Nasreddin Hoca dayanamaz ve;  
“Hancı, hancı! Ben de ondan korkuyorum. Zikrederken birden bire coşup da ya secdeye 
kapanırsa…” der.  
147. Senin İşine Akıl Sır Ermez 
Nasreddin Hoca’nın parası çalınır; o da namazdan sonra parasının bulunması için dua etmeye 
başlar.  Bu  sırada  Hoca’nın  hemşerilerinden  birisi  de  deniz  yolculuğu  sırasında  fırtınaya 
yakalanır, o da; 
“Ya  Rabbi,  eğer  bu  fırtınadan  kurtulur,  sağ  salim  memleketime  varırsam,  Hoca 
Efendi’ye iki yüz akçe vereceğim.” diye dua eder.  
Hoca’nın hemşerisi fırtınadan kurtulur. Sağ salim Akşehir’e geldiğinde Hoca’ya iki yüz akçeyi 
verir. Hoca parayı aldıktan sonra; 
“Allah’ım, ben bu parayı nerede kaybettim, sen nerede buldurdun, gerçekten senin işine 
akıl sır ermez.” der.  
148. Tasla Ortaya Getirecektim 
Hoca’yı  bütün  konu  komşu  sırayla  yemeğe  çağırır.  Bir  gün,  bir  hafta,  bir  yıl  derken  günün 
birinde Hoca’nın ahbapları; 
“Hocam, hep biz sizi yemeğe çağırıyoruz, bir de siz bizi çağırsanız olmaz mı?” deyince 
Hoca; 
“Komşular, ben fakir bir adamım, kıt kanat geçiniyorum, ben size vereceğim ziyafetin 
altından kalkamam.” derse de işin içerisinden çıkamaz ve komşularını davet eder.  
Hoca’nın hanımı bu işten rahatsız olur: 
“Bu kadar adama ne yedireceksin, ne diye eve çağırdın, evde yiyecek hiçbir şey yok.” 
deyince Hoca, hanımına; 
“Hanım, sen üzülme, sen bana bir boş çorba tası ver, gerisini merak etme.” der.  
Misafirler eve geldikten sonra Hoca boş çorba tasını alır ve onların yanına varır: 
“Komşularım beni bağışlayın, evde odun yok, yağ yok, pirinç yok… Eğer bunlar olsaydı 
çorbayı pişirip gördüğünüz bu tasla ortaya getirecektim” der.  
 
149. Taşları Bağlamışlar, Köpekleri İnsanın Üzerine Salıyorlar 
Hoca soğuk bir kış günü, eşeğine binerek başka bir köye doğru yola çıkar. Hoca, köye doğru 
yaklaştığında  köpekler  havlayarak  üzerine  doğru  gelince  o  da  savunmaya  geçer  ve  yerde 
bulduğu taşlara sarılır, fakat taşlardan hiçbirisini yerinden kaldıramaz. Çünkü bütün taşlar buz 
tutmuştur. Hoca bir dener, iki dener, fakat kurtuluşun olmadığını anlayınca elini açar ve; 
“Allah’ım, burası nasıl bir memleket, şaşırdım. Görmüyor musun, taşlarını bağlamışlar 
köpeklerini insanın üzerine salıyorlar.” der.  
150. Utancımdan Buraya Saklandım 
Günün birinde Hoca’nın evine hırsız girer. Hoca da korkusundan bir dolabın içerisine saklanır. 
Hırsız  evi  epeyce  bir  karıştırdıktan  sonra  çalacak  hiçbir  şey  bulamaz  ve  son  olarak  bir  de 
dolabın  içine  bakmak  amacıyla  kapağı  açar  ki  bir  de  ne  görsün;  içeride  Nasreddin  Hoca… 
Hırsız şaşkın bir vaziyette; 
“Yahu Hocam, sen burada mısın? Burada ne yapıyorsun?” deyince Hoca; 
“Arkadaş,  kusura  bakma  evde  çalınacak  bir  eşyam  olmadığı  için  utancımdan  buraya 
saklandım.” deyiverir.  
151. Üzerine Bir Altın Daha Vermen Gerekir 
Günün birinde Hoca’nın yanına heyecanlı bir adam gelir ve elindeki altını uzatarak; 
“Hocam, bu altını bozabilir misin?” der.  
Hoca altını eline şöyle bir alır, altını üstünü inceler gibi yapar ve; 
“Bu altın eksik olduğu için bozamam.” der.  
Bu defa adam; 
“Tamam eksik bozuver, benim acilen paraya ihtiyacım var.” deyince Hoca; 
“Yavrum altının o kadar eksik ki üzerine bir altın daha vermen gerekir.” deyiverir.  
152. Ya Tutarsa? 
Hoca, günün birinde kepçeyi, tencereyi alıp Akşehir Gölü’nün kıyısına gider; başlar elindeki 
kepçeyle  bir  şeyler  yapmaya.  Bu  durumu  görenler  merakla  izlemeye  başlar.  İçlerinden  biri 
dayanamayıp sorar: 
“Hocam, ne yapıyorsun?”  
“Görmüyor musunuz? Göle yoğurt mayalıyorum.” 
“İlahi Hocam, hiç göl maya tutar mı?” 
“Arkadaşlar, dostlar, ben de biliyorum tutmayacağını; ancak, ya tutarsa!” deyiverir.  
153. Yanlışlık İlamda Değil Bal Çömleğinde 
Kadının biri, yaptığı iş karşılığında bir çömlek bal veya tereyağını rüşvet olarak almaktadır. 
Hoca  Efendi  de  bu  işi  bilmekte  olup  çömleğin  alt  kısmına  güzelce  sığır  pisliğini  doldurur, 
üzerine bir parmak kadar bal koyarak Kadı’nın yanına varır. Kadı, çömleği görünce sevinir ve 
Hoca’nın ilam işini hemencecik çözer.  
Kadı, akşam evine vardığında çömleği açar, bir de ne görsün, çömleğin ağzından bir parmak 
bal, geriye kalanı sığır pisliği. Bunun üzerine Kadı hemen Hoca’ya haber gönderir ve; 
“Hoca’nın  ilamında  küçük  bir  eksiklik  var,  onu  düzeltmemiz  lazım,  mahkemeye 
gelsin.” der.  
Haberi alan Hoca gülümsedikten sonra; 
“Yanlışlık ilamda değil, bal çömleğinde!” cevabını verir.  
154. Yeni Aldığım Çarıkları Giymemiştim 
Hoca,  sonbaharda  tarlasına  tohum  attıktan  sonra  çift  sürmeye  başlar.  Olacak  bu  ya  tarlada 
bulunan  kocaman  bir  diken  Hoca’nın  ayağına  batmaz  mı!Hoca,  zorlanarak  da  olsa  dikeni 
çıkardıktan sonra; 
“Oh! Hele şükür, iyi ki yeni aldığım çarıkları giymemiştim.” der.  
155. Yeter ki Dostlar Alışverişte Görsün 
Nasreddin Hoca zaman zaman pazarda yumurta satar. Yumurtayı satar satmasına da, dokuzunu 
bir akçeye alırken; onunu aynı fiyata satar.  
Herkes bu alışverişten Hoca’nın kazancının ne olduğunu merak eder ve; 
“Yahu Hocam, iyi hoş da sen bu alışverişten ne kazanıyorsun, zararına bu iş yapılır mı?” 
deyince Hoca; 
“Ne yapalım dostlar, ziyan da faydadandır, yeter ki dostlar alışverişte görsünler.” der.  
156. Yoksa Bizim Ölçü Bozulacak 
Günün birinde pazara gidecek olan Hoca’ya hanımı; 
“Hoca Efendi, bana pazardan bir elbiselik alıver.” deyince Hoca da; 
“Hanım, ne kadar olsun?” diye sorar.  
Hanım kollarını açınca, Efendi de kendi kollarını açarak bir uzunluk belirler ve pazara doğru 
koşmaya başlar. O sırada Hoca’nın karşısından bir tanıdığı gelince Hoca; 
“Arkadaş, çekil yolumdan, yoksa bizim ölçü bozulacak.” deyiverir.  
You have read 1 text from Turkish literature.
  • Parts
  • Nasreddi̇n Hoca Fikralari - 1
    Total number of words is 4027
    Total number of unique words is 1720
    33.9 of words are in the 2000 most common words
    48.7 of words are in the 5000 most common words
    55.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Nasreddi̇n Hoca Fikralari - 2
    Total number of words is 4039
    Total number of unique words is 1764
    32.9 of words are in the 2000 most common words
    47.3 of words are in the 5000 most common words
    54.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Nasreddi̇n Hoca Fikralari - 3
    Total number of words is 4069
    Total number of unique words is 1777
    31.9 of words are in the 2000 most common words
    46.6 of words are in the 5000 most common words
    54.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Nasreddi̇n Hoca Fikralari - 4
    Total number of words is 1556
    Total number of unique words is 757
    39.6 of words are in the 2000 most common words
    54.4 of words are in the 5000 most common words
    60.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.