Mesnevi'den Hikayeler - 27
Загальна кількість слів становить 3711
Загальна кількість унікальних слів становить 2088
27.1 слів у 2000 найпоширеніших слів
40.9 слів у 5000 найпоширеніших слів
47.7 слів у 8000 найпоширеніших слів
Fakat benim elli ekmeğe ihtiyacım var, senin altı yufkaya müsavi değiliz ki. Sen on rekat namaz kılınca usanırsın, ben beş yüz rekat namaz kılsam usanmam. Birisi, ta Kabe'ye kadar yaya gider, öbürü mescide varıncaya kadar kendisinden geçer. Birisi o kadar cömerttir ki gönlü bulanmadan canını bile verir, öbürü bir dilim ekmek verebilmek için can çekişir.
Bu orta halli oluş, sona göredir, önü, sonu olan şeye nispetledir. Bir şeyde evvel, ahir olmalı ki ortası tasavvur edebilsin. Sonsuz şeyin önü, sonu nasıl olur önü sonu olmayanın ortası nasıl bulunur? Tanrı " Deniz mürekkep olsa biterdi de Rabbimin kelimeleri bitmezdi" dedi. Kimse Tanrı tecellisinin evvelini ahirini göremedi.
Hatta yedi deniz tamamıyla mürekkep olsa gene biteceğini umma. Bağ, orman baştanbaşa kalem olsa bu söz, yine eksilmez. O, mürekkebin o kalemlerin hepsi biterde sonu olmayan bu söz yine kalır. benim halim uyuyan adamın haline benzer. Gören sapık, beni uyuyor sanıyor. Halbuki bil ki gözüm uyur, gönlüm uyanıktır. Bil ki işsiz güçsüz gibi duruyorum ama işimde var, gücüm de!
Peygamber " Gözlerim uyur ama Tanrı lütfüyle kalbim uyumaz" dedi. Senin gözün açık, kalbi uyuyor; benim gözüm uyuyor, gönlüme kapı açılmış! Gönlün ayrı beş duygusu var, gönül duygusuna iki cihan da pencere. Sen kendi zayıflığınla bana bakma sana gece çağı ama o gece, bana kuşluk vakti.
Sana zindan, fakat o zindan bana bahçe gibi. Meşguliyetin ta kendisi bana istirahat hali. Senin atağın balçıkta, bana balçık gül kesilmiş sana yas, bana düğün, dernek davul zurna ! seninle yeryüzünde oturup duruyorum ama Zuhal yıldızı gibi yedinci kat göğün üstünde koşup durmaktayım. Seninle oturan ben değilim, benim gölgem. Mertebem düşüncelerden üstün.
Çünkü ben düşüncelerden, vesveselerden geçtim, onların dışında koşup gezmekteyim. Ben endişelere hakimim, mahkum değil. Usta binaya hakimdir. Bütün halk, endişelere, vesveselere mahkumdur. O yüzden hepsinin gönlü hasta, hepsi gamlı, gussalıdır. Onların arasından çıkıp kurtulmak istersem kendimi mahsustan endişeli gösteririm.
Ben yücelerde uçan bir kuşum, endişe sinek! Sinek nasıl olurda beni elde edebilir? Ayakları kırık olanlar da benimle buluşsunlar konuşsunlar diye göğün yücelerinden kasten aşağıya inerim. Aşağılık sıfatlardan usandım mı melekler gibi uçuveririm. Benim kanadım, kendinden çıkmadır. Vücuduma iki kanat yapıştırmadım ben.
Cafer-i Tayyar'ın kanadı kendindendir, Cafer-i Tarrar'ın kanadı ise iğreti. Tatmayan adama göre bu, davadan ibarettir. Fakat makamı yüce kişilere göre dava değil, manadır. Bu söz,kargaya göre laftan, kuru iddiadan ibarettir. Nitekim sineğe göre dolu tencere ile boş tencere birdir. İçinde lokma gevher olduktan sonra çekinme muktedir olduğun kadar ye!
Şeyhin biri bir gün, halkın kötü zannını gidermek için leğene kustu, leğen inciyle doldu. Bu suretle o basiret sahibi pir, halkın az akıllılığına acıyıp ancak akılla anlaşılır inciyi gözle görülür inci haline getirdi. Fakat midende temiz de pis murdar bir hale geliyorsa boğazını kilitle, anahtarı da sakla. Lokma, kimde ululuk nuru haline gelirse ne dilese yesin ona helal!
Eğer benim canıma aşina isen bilirsin ki şu manalı sözüm boş dava değildir. Gece yarısında bile senin yanındayım; kendine gel geceleyin korkma; ben senin adamımım, hısmınım dersem, bu iki iddia da eğer hısımlarının sesini tanırsan sence doğrudur. Yanında olmak da, hısmın bulunmak da idiadır ama iyi anlayan kişiye göre ikisi de manadan ibarettir ve doğrudur.
Senin yakından gelişi de şehadet eder ki bu nefes, bir sevgilinin yanından gelmekte. Hısımların seslerindeki tat da o hısmın doğruluğuna şahittir. Fakat Tanrı ilhamına mazhar olmayan ve bilgisizliğinden yabancı sesiyle akraba sesini birbirinden ayırt edemeyen ahmağa göre, bu adamın sözü davadan ibarettir. Bu ahmağın bilgisizliği, inkarına sebep olur. Fakat gönlünde Tanrı nurları olan akıllı, anlayışlı kişiye göre bu ses, mananın ta kendisidir ve doğrudur.
Bu şuna benzer: Arapça bilen birisi, Arapça "Ben Arapça bilirim" dese, onun Arapça bilirim demesi davadır ama Arapça söyleyişi de manadır, davanın ispatıdır. Yahut bir katip, kağıdın üstüne " Ben katibim, yazı okuyabilirim, yüce bir kişiyim" diye yazsa, bu yazı filvaki davadır ama yazılan şeyde davanın doğruluğuna şahittir.
Yahut da bir sofi " Dün akşam rüyada birisini gördün ya hani omuzun da seccade vardı işte o benim. Rüyada sana nazardaki feyizleri anlatmıştım. Onları kulağına küpe et. O sözü aklına rehber yap, sözlere uy" dese, Bu söz sana rüyayı hatırlatır. Yeni bir mucize, eski bir altındır. Bu söz, dava gibi görünür ama rüyayı görenin ruhu" Evet" der. Tasdik eder. Hikmet, müminin kaybolmuş malı olduğundan kimden duysa inanır, kabul eder. Fakat kendisini hikmetin yanında bulursa nasıl şüphe edebilir. Nasıl yanılabilir?
Susuz birisine " acele et, çabuk, kadehteki suyu al iç" desen susuz, "Bu bir davadan ibaret. Yürü ey davacı benden uzaklaş" Yahut Kadehtekinin su, o içilen güzel, berrak su olduğuna dair bana bir delil göster!""der mi? Ana, süt emer çocuğuna "Gel yavrum, süt em, ben senin ananım" dese, çocuk "Ana, sütünü emersem karnım doyacak mı bir delil göster!" der mi?
Her ümmetin gönlünde Hak'tan bir tat vardır. Peygamberlerin yüzü ve sesi de mucizedir. Peygamber, dışardan seslendi mi ümmetin canı, içerden secde eder. Çünkü can kulağı, alemde hiç kimseden o sese benzer bir ses duymamıştır. O misilsiz ruh, o misli olmayan sesten neşelenir, Tanrıya yaklaşır.
Mesnevi'den Hikayeler
YAHYA PEYGAMBERİN İSA PEYGAMBERE SECDESİ
Yahya'nın anası, Meryem'e hamlini vazetmeden az önce gizlice dedi ki: " Karnında bir padişah var. Ülülazm ve her şeyi bilen bir peygamberdir. Ben bunu yakinen gördüm. Sana rastlatınca karnında ki çocuğum hemen secdeye vardı. Karnındaki çocuk, karnındaki çocuğa secde etti. Secdesinden bedenime titreme düştü" Meryem de "Ben de karnımdaki çocuğun secde ettiğini hissettim" dedi.
Ahmaklar derler ki: "Bırak şu masalı. Yalan, yanlış. Meryem, doğuracağı zaman yabancıdan da uzaktı, akrabadan da. O güzel hatun şehirden dışarı çıktı. Doğurmadıkça şehre girmedi. Doğurunca yavrusunu kucağına alıp, bağrına basıp soyunun, sopunun yanına geldi. Yahya'nın anası, onu nerede gördü de bu hikayeyi anlattı, bu sözü söyledi?"
Bunu ilhama mazhar olan, afakta, gayp aleminde bulunan şeyleri yanındaymış gibi bilen kişi anlar. Yahya'nın anası, uzakta olmakla beraber Meryem'in yanında bulunabilir. Vücut, göz, göz olunca gözler kapalı olduğu halde de sevgilinin yüzü görülebilir. Mamafih baş gözüyle de görmediğini farz et ne çıkar? Ey düşkün sen kısadan hisse almaya bak!
Kıssaları duyup" Nakış" kelimesine " Ş" harfinin eklendiği gibi o kıssaların suretine bağlanan, dış yüzüne kapılan kişiye benzeme. Dilsiz dimme, kelıle'ye meramını nasıl anlatırdı? Tutalım, bunlar, birbirlerinin sözlerini anladılar, söz söylemeden meramlarını ifade eden bu hayvanların ne demek istediklerini insan nasıl anlayabilir?
Dimne, aslanla öküz arasında nasıl bir elçi oldu, ikisini de nasıl kandırdı? O akıllı öküz nasıl aslana vezir oldu. Fil ayın aksinden nasıl korktu? Bu Dimme,ve Kelile hikayesinin hepsi yalan yoksa karganın leylekle ne alışverişi olur,nasıl leylekle savaşır?" deme kardeş, kıssa bir ölçeğe benzer, mana içindeki taneye. Akıllı kişi taneyi alır ölçek var mı yok mu ? ona bakmaz. Aralarında sözden eser yok, fakat bülbülle gülün macerasına dinle!
Mumla pervanenin başından geçenleri duy, bunların manasına vakıf ol güzelim. Aralarında bir söz yık ama sözün sırrı, manası var ya. Agah ol, yücelere uç, baykuş gibi aşağılarda uçma. Birisi " Burası satrançta ruh hanesi" demiş. Bu sözü duyan " o evi nereden elde etmiş?" satın mı almış, yoksa mirasa mı konmuş?" diye sormuş. Ne mutlu mana anlayan!
Nahivcilerden biri " Zeyd, Amr'ı dövdü" diye bir misal getirmiş. Dinleyen "Suçu yokken neye dövmüş? Amr'ın ne suçu varmış ki o çiğ Zeyd, onu köleler gibi suçsuz dövüyor?" der. Nahivci " Bu mana ölçeğinden ibaret. Sen buğdayı almaya bak, ölçeğe lüzum yok. Zeyd'le Amr, irap için kullanılan misallerde geçer, onlar yalan olsa bile sen irabı düzeltmeye çalış!" derse de öbürü " Ben onu bilmem. Zeyd, Amr, fazla olarak bir "V" çalmıştı. Zeyd, anlayınca o hırsızı dövdü. Çünkü Amr, haddi aşmıştı, tabii haddini bildirmek lazım.
Bunun üzerine o adam " Hah, doğru şimdi bunu canla başla kabul ettim" der. Doğru bile eğrilere eğri görünür. Bir şaşıya " Ay birdir" desen " ikidir". Bir olmasında şüphe var" der. Birisi alay eder, güler ve " Sahi, iki" derse bu sözü doğru olarak kabul eder. Kötü huyun layığı budur Yalancılar yalanla konuşurlar "Pis şeyler, pislere aittir" sözü ışık verip durmaktadır. Gönlü açık olanların elleri de açık olur. Körlerin taşlık erde düşmeleri de pek tabidir.
Mesnevi'den Hikayeler
HAYAT AĞACI
Bilgili biri, hikayenin yollu "Hindistan'da bir ağaç vardır. Meyvesini yiyen ne ihtiyarlar, ne ölür!" der. Bir padişah bunu duyar, doğru sanıp o ağaca ve meyvesine aşık olur. Bu ağacı bulmak, meyvesini getirmek üzere divan adamlarından bilgili birisini Hindistan yollar. Adamcağız yıllarca Hindistan'da o ağacı arar, tarar.
Bulmak için şehir, şehir gezer ne ada bırakır ne dağ bırakır, ne ova bırakır! Kime sorduysa " Bu ne arıyor, deli mi, ne?" diye güler, alay eder. Niceler alaya alıp döverler, niceler istihza edip "Akıllı, senin gibi zeki ve temiz kişinin bu arayışında elbette bir esas var, hiç boş olur mu?" derler.
Ona alay yollu ettikleri bu rivayet de ayrı ir tokat hatta bu eni konu tokattan da beter! Bazıları alaya alıp " Ey ulu kişi pek korkunç, pek geniş bir iklim olan filan iklimde, falan ormanda yemyeşil bir ağaç vardır. Pek yüce, pek korkunç her dalı koskocaman" derler. Padişah adamı, kimden ne duyarsa aramak için gayret kemerini kuşanır.
Orada nice yıllar gezip tozar. Padişah da ona mallar yollar durur. Gurbet diyarında bir hayli zahmetlere uğrar, nihayet aciz kalır. Ne maksudundan bir eser görünür, ne de sözden başka bir şey! Ümit ipi üzülür, aradığını aramaz olur, usanır. Padişah yanına dönmeye niyet eder, ağlıya, ağlıya yola düşer.
Meğerse o nedimin ye'se kapılıp geriye döndüğü memlekette kerem sahibi kutuplardan alim bir şeyh varmış. Nedim ümitsiz bir halde " önce onun tekkesine gideyim de oradan yola düşeyim. İstediğimi bulamadım, ümidim kesildi. Bari duası yoldaşım olsun" der. Gözleri yaşlı bulut gibi yaş döke, döke Şeyhin huzuruna varır. " şeyhim,acımanın, esirgemenin tam zamanı. Ümidim kesildi lütfedecek an, bu an!" der.
Şeyh " Ümitsizsen bile söyle. Matlubun ne? Neye yüz tutun?" diye sorar. Nedim. " Bir padişahım var, beni bir ağaç aramak üzere gönderdi. Ama nasıl ağaç? Alemde bulunmaz bir şey. Meyvesi, abıhayatın aslı. Yıllardım aradım bir nişanesini bile bulamadım, ancak bu sarhoşlar, benimle eğlendiler, beni alaya aldılar. İşte o kadar!" der. Şeyh gülümser de der ki: "Ey saf adam, bu ağaç, ilim sahibindeki ilimdir.
Pek yüce, pek büyük ve etrafa yayılmış bir ağaçtır o1 hatta ağaç da ne demek her tarafı kaplayan deniz gibi Abıhayattır! Sen surete kapılmış yolunu yitirmişsin. Manayı elden bıraktığın için onu bulamıyorsun. Ona gah ağaç derler, gah güneş. Gah deniz adını takarlar, gah bulut! Hulasa öyle şeydir ki yüz binlerce eseri var En aşağılık hassası, sahibine ebedi bir hayat bağışlamasıdır.
Tektir ama binlerce eseri, nişanesi var. O bire sayısız adlar gerek. Bir adam senin baban olur ama başka birisinin de oğludur. Birisine düşmandır, onun hakkında kahırdan ibarettir. Diğer birine lütfeder, iyilikle bulunur, onca iyidir. Bir tek adam olduğu halde bak, yüz binlerce adı var. Bir vasfını bilen öbüründen amadır, öbür vasfını bilmeyebilir. Kim, bu ad doğru ad diye isme yapışır. Onu arasa senin gibi ümitsizliğe düşer, perişan olur. Niye bu ağacın adına yapışırsın da dili damağı acı talihsiz bir hale düşersin? Addan geç, sıfatına bak da sıfatlar, seni zata ulaştırsın. Halkın ihtilafı addan meydana gelir. Fakat manaya ulaşınca rahatlaşırlar.
Adamın biri, dört kişiye bir dirhem verdi, adamlardan birisi "Ben bu parayı "engur'a" vereceğim" dedi. Öbürü Araptı, la dedi, "Ben "İnep" isterim herif, engür istemem" üçüncü Türk'tü, " Bu para benim " dedi, " Ben inep istemem, üzüm isterim" dördüncüde Rum'du, dedi ki: "Bırak bu lafları biz İsrafil isteriz"
Derken savaşa başladılar. Çünkü adların sırrından gafildiler. Ahmaklıktan birbirlerini yumruklamaya koyuldular. Bilgisizlikle dolu, bilgiden boş adamlardı bunlar. Sır sahibi, yüzlerce dil bilir, kadri yüce birisi orada olsaydı, onları uzlaştırırdı. Onlara " Ben bu bir dirhemle hepinizin isteğini yerine getiririm.
Gönlünüzü gıllügışsız bana teslim edin. Bu bir dirheminiz, sizin istediğiniz şeylerin hepsini yapar. Bir dirheminiz dört muradı da yerine getirir, dört düşman da uzlaşır, birliğe ulaşır, bir olur. Sizin sözleriniz savaşa, nifaka sebep olur. Fakat benim sözüm, sizleri birleştirir.
Siz susun dinleyin de konuşma hususunda diliniz ben olayım. Sizin sözünüz yüz türlüdür, eseriyse ancak savaş ve kızgınlıktan ibaret. İğreti hararetin tesiri yoktur. Fakat insanın kendisinden olan hararet müessirdir. Sirkeyi ateşte ısıtan da yiyince yine bürudeti arttırır. Çünkü o hararet, iğretidir. Asli tabiatında bürudet ve keskinlik vardır.
Oğul, pekmez buz tutsa da yine yiyince ciğerdeki harareti fazlalaştırır. Şu halde şeyhin riyası, bizim ihlasımızdan daha yeğ. Çünkü o riya basiretten meydana gelmedir,bu ihlas körlükten! Şeyhin sözü, insana cemiyet-i hatır verir, hasetçilerin nefesi ise tefrika. Süleyman, tanrı tecellisine uğrayınca bütün kuşların dillerini öğrenmiş oldu.
Onun adalet devrinde ceylan, kaplanla uzlaşmış, savaşı bırakmıştı. Güvercin doğanın pençesinden emindi, koyun kurttan çekinmiyordu. Süleyman, düşmanlar arasında meyancılık etti, bütün kuşların arasında birlik husule geldi. sen bir karıncaya benzersin, tane toplamak için koşup durmaktasın. Fakat behey azgın, Süleyman buracıkta, sen ne arıyorsun?
Tane arayana tane, tuzaktır. Fakat Süleyman arayan hem Süleyman'ı bulur, hem taneyi elde eder. Bu ahir zamanda kuşlara bir an bile birbirlerinden aman yoktur. Devrimizde de Süleyman var, bizi sulha kavuşturur, zulmümüzü giderir. "Hiçbir ümmet yoktur ki aralarında bir korkutucu olmasın" ayetini oku. Tanrı " Hiçbir ümmet bulunamaz ki içlerinde bir Tanrı halifesi, bir himmet sahibi bulunmasın" dedi.
O halife, onların gönüllerini o kadar birleştirir gibi saflıktan hiçbir gıllügışları kalmaz. Hepsini ana gibi birbirini esirger bir hale getirir. Onun için Müslümanlara "Tek bir nefis" demiştir. Onlar Tanrı resulü yüzünden tek bir nefis oldular, yoksa her biri, öbürüne tam bir düşmandı.
Medinelilerin iki kabilesi vardı, birine evs, öbürüne Hazrec denirdi. Adeta bir kabile öbürünün kanına susamıştı. Mustafa'nın yüzünden o eski kinleri İslam ve saflık nuruyla mahvoldu. Önce o düşmanlar, bağdaki üzümler gibi kardeş oldular. " Şüphe yok, söz bundan ibaret; Müminler kardeştir" nasihatıyla da bu nefesle de kardeşliği bıraktılar,tek bir ten oldular.
Üzümlerin suretleri kardeştir. Fakat sıktın mı tek bir üzüm suyu olur. Korukla üzüm birbirine zıttır ama koruk, olgunlaşınca güzelleşir, tatlılaşır, iyi bir dost olur. Koruk halinde kalan üzüme Tanrı ezelden kafir demiştir. Değil kardeşim değil. Artık o tek bir nefis olamaz. Azgınlıkta menhus bir mülhitten ibarettir. Ondaki gizli şeyleri bir söylesem alemde fikirler fitneye düşer, karmakarışık olur.
Kör gavurun sırrının anılmaması daha iyi. Cehennem dumanın İrem bağından uzak oluşu daha hoş! Ne de olsa üzüm olmaya kabiliyetli korukların gönülleri, ehli dilin nefesleriyle birdir. Hepsi üzüm olmaya koşarsa, sonunda ikilik kalkar, kin ve savaş kalmaz. Hepsi de üzüm olup derilerini yırtarlar da birleşirler, vasıfları da birlik olur.
Dost, düşman ikiliktedir. Fakat hiçbir olan, kendisiye savaşır mı? Aferin Üstat Aklı Küll'e yüz binlerce zerreye birlik bahşetti. Yerde topak, topak dağınık topraklara benzerlerken testici, hepsini de birleştirdi, bir testi yaptı. Gerçi suyla toprağın birleşmesi, nakıştır, can, buna benzemez. Fakat burada apaçık bir misal getirsem korkarım aklın karışır. Süleyman şimdi de var ama biz uzağı görme neşesiyle onu göremiyoruz.
Uzağa bakış, insanı kör eder. Sarayda uyuyanın sarayı görmediği gibi. Biz ince sözlere dalmışız, onlarla uğraşıp duruyoruz. Düğümleri çözme sevdasına tutulmuşuz. Düğümleri bağlayıp çözdükçe şüpheye düşmeyi, cevap vermeye kalkışmayı uzatıp gideriz. Tuzağın bağını gah çözüp bağlayan, bu suretle bu işte maharet kazanan kuş gibi.
Böyle kuş sahradan, çayırdan mahrumdur, ömrü düğümü açıp çözmede harcolur gider! Filvaki hiçbir tuzağa zebun olmaz ama günden güne kanatları tutulur, uçmaz olur. Bağ çözüp bağlamakla az uğraş da kanatların tutulmasın, uçmadan kalmayasın. Yüz binlerce kuşun kanadı kırıldı da yine o arızalı yerlerdeki tuzakları gidermedi.
Kuran'da onların ahvalini oku haris adam: "Bütün şehirlerde gezip dolaştılar, her tarafı elde ettiler" bak hele " Bir kurtuluş var mı?" Türk, Rum ve Arabın kavgasından engur ve inep şüphelerine düşmekten başka bir şey çıkmaz. Manevi dilleri bilen Süleyman gelmedikçe bu ikilik kalkmaz. Kavgacı kuşlar, hepiniz doğan gibi şehriyatın şu davulunu duyun! Aranızdaki ihtilafı bırakın da ruhunuzu her yandan şadedin. Nerede olursanız olun, yüzünüzü o tarafa dönün.
O Süleyman, sizi kendine teveccühten men etmedi ki. Fakat kör kuşlarız, terbiyeden hayli uzağız. O Süleyman'ı bir an bile tanımadık gitti! Baykuşlar gibi doğanlara düşmanız hulasa viranelere de kalmışız. Bilgisizliğimiz, körlüğümüz son derece. Bu yüzden de Tanrı azizlerini incitmeye kastediyoruz. Süleyman'dan aydınlanan kuşlar, nasıl olur da suçsuz, sebepsiz bir kuşun kanadını yolarlar?
Kanadını yolmak şöyle dursun, onlar, acizlere yem verirler. O kuşlarda aykırılık ve kin yoktur. Hoş kuştur onlar hoş kuş! Onların hüthütüleri kutlulamak üzere yüzlerce Belkıs'ın yolunu açar; Kargaları surette kargadır, hakikatte himmet doğanı " Mazaga" sırrına mazhardır onlar. Leylekleri "lek, lek " der ama şüpheye birlik ateşini salar, güvercinleri, doğanlardan korkmaz. Hatta, doğan, o güvercinlerin önünde baş kor. Bülbülleri, insana vecit ve halet verir; gülistanları, kendi gönüllerindedir.
Duduları, şeker kaydında değildir. Ebedi şekeri, kendi içlerinde bulurlar. Tavusların ayakları bile, bakılsa öbür tavusların kanatlarından daha güzel görünür. Hakan kuşlarının kuru bir sesten ibaret kuş dilleri nerede, Süleyman kuşlarının söyledikleri kuşdili nerede? Sen ne bilirsin kuşların seslerini? Bir an olsun Süleyman'ı görmedin ki!
İnsana sesi neşe veren o kuşun kanadı meşrıktan da hariç mağripten de. Her ahengi, kürsi'den ta yere kadar bütün alemi doldurur. Azameti yeryüzünden Arşa kadar bütün cihanı istila eder. Bu Süleyman'a uymayan kuş, karanlığa aşıktır. Yarasaya benzer. Ey kötü yarasa, Süleyman'a alış da ebediyen zulmette kalma. Oraya doğru bir arşın gitsen arşın gibi ölçü kutbu kesilir, her tarafı ölçer biçersin. Irgalaya bocalaya topal ,topal bile olsa o tarafa sıçradın mı topallıktan da kurtulursun, sakatlıktan da!
Seni tavuk yetiştirdi, kanadının altında büyüttü. Sana dadılık etti ama sen yine kaz palazısın. Anan o denizin kazıdır. Ancak dadın toprağa mensuptu, dadın bu kuruluğa tapardı. Gönlündeki denize olan meyil yok mu o tabiat, sana anandan mirastır. Fakat kuruluğa olan meylin de dadından geçme. Bırak dadıyı, onun reyi kötü isabetsiz! Dadıyı karada bırak,yürü kazlar gibi mana denizine koş, dal denize!
Anan seni sudan korkutursa sakın sen korkma, hemen denize koş! Sen kazsın, karada da yaşarsın, denizde de. Kümeste hayvanları gibi kokuşuk kümesli bir hayvan değilsin ya. Sen "Kerremna" hükmünce bir padişahsın ki hem karaya ayak atabilirsin, hem denize! " Ve hamelnahüm fil berri vel bahri" hükmüne mazharsın. Canını karadan kurtar, denize yürüt.
Melekler için karaya yol yoktur. Hayvanların da denizden haberleri yok. Sen, ten itibarıyla hayvansın, can bakımından melek. Bu suretle hem yerde yürürsün,hem gökte. Bu suretle, ben de zahiren sizin gibi insanım ama hakikatte gönlüm vahye kabiliyetli. Bu toprağa mensup kalıp, yer üstüne düşmüş ama bu çeşit adamın ruhu, o güzelim gökte çark uruh durmakta. Yavrum, biz umumiyetle su kuşlarıyız, dilimizden de ancak deniz anlar.
Hulasa Süleyman denizdir, biz kuşlara benzeriz ebede kadar Süleyman'da seyredip duruyoruz. Süleyman'la gel , ayağını denize bas ki su Davud'a olduğu gibi sana da yüzlerce zırh yapsın. O Süleyman. Meydan da herkesin gözü önünde. Fakat haset kıskançlık göz bağıcı ve büyücü. O bizim önümüzde bizse cahillikten, uykudan, herzevekillikten onu görmemekte, ondan meyus olmaktayız. Gök gürlemesi, susuzun başını ağrıtır.
Bilmez ki kutlu bulutlardan rahmet yağdıracak! Onun gözü akar suda. Gökten yağan rahmet suyunun zevkinden haberi bile yok! Himmet atını sebebe doğru sürdü de bu yüzden müsebbipten mahrum kaldı. Fakat müsebbihi apaçık gören cihan sebeplerine gönül kor mu?
Çöl ortasın da bir zahit vardı. Abbadiye kabilelerine mensup olanlar gibi ibadete de dalmış, kendisinden geçmişti. Hacılar civar şehirlerden gelip oraya ulaştılar, o kupkuru yerde bir zahit gördüler. Zahidin yeri kaskatıydı. Fakat kendisinin mizacı yumuşak. Çölün samyeli, adeta ona ilaç kesilmişti. Hacılar onun yalnızlığına ,o afetler içinde selamette oluşuna şaştılar. Kum üstünde namaza durmuştu. Kum öyle bir kumdu ki hararetinden tenceredeki su bile kaynar, coşardı.
Halbuki dersin ki o,sanki bir yeşillikte bir Gülistanda, yahut,Burak'a Düldüle binmiş! Yahut da ayağının altında ipekli örtüler, kumaşlar var samyeli ona sabah rüzgarından daha hoş! O namaz kılarken hacılar beklediler. Zahit, uzun bir fikre dalmış, kendisinden geçmişti. Neden sonra istiğraktan ayıldı, kendisine geldi, hacıların içinde gönül gözü açık birisi, gördü ki zahidin elinden, yüzünden sular damlamakta, elbisesi aptes suyundan ıslak. " Bu su nereden?" diye sordu. Zahit , elini kaldırıp "gökten" diye cevap verdi.
Adam, " Kuyu" ip yokken ne vakit istesen su bulabilir misin? Hemen yağmur yağar mı? Ey din sultanı, müşkülümüzü halleder hallet de yakına erelim. Sırlarından bir sırrı bize de göster de bellerimizden zünnarları kesip atalım" dedi. Zahit, gözlerini göğe kaldırarak dedi ki: "Yarabbi, hacıların duasına icabet et. Ben gökten rızık aramaya alışmışım, sen bana gökten kapı açtın.
Ey Lamekan aleminden mekan izhar eden, ey "Rızkınız göktedir" sırrını ayan eyleyen!" Zahit, bu münacattayken hemen su sömüren fil gibi bir latif bulut peyda oldu. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı, derelerde, mağaralarda gölcükler meydana geldi. bulut, tulumlar gibi gözyaşı döküyordu.
Hacıların hepsi matralarını açtı. İçlerinden bir bölük halk o şaşılacak şeyler yüzünden bellerindeki zünnarları kestiler. Bir bölüğünün de bu hayret edilecek şey yüzünden yakını arttı. Tanrı, doğru yolu daha iyi bilir. Bir bölüğüyse bu kerameti kabul etmeyip hamhalat bir halde ebedi nakıs olarak kaldı, söz de burada bitti.
-İKİNCİ CİLDİN SONU-
Mesnevi'den Hikayeler
ÜÇ SÜNNETTİR
Ey hak ziyası Hüsameddin, şu üçüncü defteri de meydana çıkar. Bir şeyin üç kere yapılması sünnettir. Üçüncü defterde sır hazinelerini aç, özürleri bir yana at. Senin kuvvetin Tanrı kuvvetinden sızıp gelmekte. Hararetle atan damarlardan değil. Şu aydın güneş çırağı, fitille, pamukla ,yağla, aydınlanmıyor ya.
Böylece durup duran gök kubbenin ne ipi var, ne direği1 Cebrail'in kuvveti mutfaktan değil, varlığı yaratanın cemalinden. Hak Abdal' inin kuvveti de bil ki Hak'tandır; yemekten tabaktan değil. Onların cisimlerini nurla da yuğurdular. Onlar bu yüzden ruhu da geçtiler, meleği de. Sen de ulu Tanrının sıfatlarıyla sıfatlandın.
Halil'e olduğu gibi sana da ateş gül bahçesi haline geldi. ey unsurlar, mizacına köle olan, beş duyguyla altı cihet ram oldu. Her mizacın mayası anasıdır. Fakat senin şu mizacın, her mertebeden üstün. Senin mizacın, şu yayılmış, şu geniş alemde birlik vasfını bir araya derleyip toplayıvermiştir.
Ne yazık halkın anlayış sahası pek dar halkın havsalası yok! Fakat ey Hak ziyası, reyindeki isabet ve kudret, o kadar büyüktür ki helvan, taşa bile boğaz verir. Tur dağı, tecelliye uğrayınca boğazlandı, şarap içti, hatta o şaraba tahammül edemedi de yarıldı, zerre, zerre oldu. Hiç dağın deve gibi oynadığını gördünüz mü?
Herkes, herkese bir lokma bir şey verebilir, ama boğaz bağışlamak ancak Tanrı işidir. Tanrı, cisme de boğaz verir, ruha da. Her uzvuna ayrı, ayrı boğaz bağışlar. Fakat bu ihsanı, kendini ululuğa verdiğin, kötülükten ve hileden arındığın vakit yapar da sen de padişahın sırrını kimseye söylemez, şekeri sineğe sunamazsın.
Ululuk şarabını o adamın kulağı içer ki susen gibi yüzlerce dili olduğu halde dilsizdir. Tanrının lütfu, su içsin de yüzlerce ot bitirsin diye toprağa da boğaz ihsan eder. Sonra topraktan yaratılan mahluklara boğaz verir, dudak verir. Onlar da arayıp topraktan biten otları otlarlar. Hayvan, ot yedi de semirdi mi insana gıda olur, ortadan kalkar.
Fakat toprak da, ruh çıktı, insan görüşten ayrıldı mı insanı yiyip sömürür. Zerreler gördüm: Hepsi ağızlarını açmışlar, gıdalarını söylesem söz uzar gider. Yaprakların gıdası onun kereminden dallara dadı, onun umumi ve şamil lütfu rızıkların rızkını o vermekte. Buğday, rızıksız nasıl baş gösterir, biter?
Bu sözün sonu gelmez. Ben, bir miktarını söyledim, öbürlerini sen anlayıver. Bil ki bütün alem yiyen ve yenenden ibarettir. Hak'la baki olanları da Hakk'a yönelmiş ve Hakk'ın makbulü olmuş bil. Bu alem de daima neşre uğrayıp durur, bu alemdekiler de. O alemle o alem alemlere gidenlerse daimi ve ebedidir.
Bu alemin de sonu yoktur, bu aleme aşık olanların da. O alem ehliyse ebedi ve bir aradadır. Kerem ona derler ki insan kendisini ebedi kılacak abıhayatı kendisine versin. Kerem sahibi, "Bakıyat-us salihat" 'ın ta kendisisidir. Yüzlerce afetten, tehlikeden korkudan kurtulmuştur. Onlar, binlerce kişi olsalar yine bir kişiden fazla değildirler.
Bu orta halli oluş, sona göredir, önü, sonu olan şeye nispetledir. Bir şeyde evvel, ahir olmalı ki ortası tasavvur edebilsin. Sonsuz şeyin önü, sonu nasıl olur önü sonu olmayanın ortası nasıl bulunur? Tanrı " Deniz mürekkep olsa biterdi de Rabbimin kelimeleri bitmezdi" dedi. Kimse Tanrı tecellisinin evvelini ahirini göremedi.
Hatta yedi deniz tamamıyla mürekkep olsa gene biteceğini umma. Bağ, orman baştanbaşa kalem olsa bu söz, yine eksilmez. O, mürekkebin o kalemlerin hepsi biterde sonu olmayan bu söz yine kalır. benim halim uyuyan adamın haline benzer. Gören sapık, beni uyuyor sanıyor. Halbuki bil ki gözüm uyur, gönlüm uyanıktır. Bil ki işsiz güçsüz gibi duruyorum ama işimde var, gücüm de!
Peygamber " Gözlerim uyur ama Tanrı lütfüyle kalbim uyumaz" dedi. Senin gözün açık, kalbi uyuyor; benim gözüm uyuyor, gönlüme kapı açılmış! Gönlün ayrı beş duygusu var, gönül duygusuna iki cihan da pencere. Sen kendi zayıflığınla bana bakma sana gece çağı ama o gece, bana kuşluk vakti.
Sana zindan, fakat o zindan bana bahçe gibi. Meşguliyetin ta kendisi bana istirahat hali. Senin atağın balçıkta, bana balçık gül kesilmiş sana yas, bana düğün, dernek davul zurna ! seninle yeryüzünde oturup duruyorum ama Zuhal yıldızı gibi yedinci kat göğün üstünde koşup durmaktayım. Seninle oturan ben değilim, benim gölgem. Mertebem düşüncelerden üstün.
Çünkü ben düşüncelerden, vesveselerden geçtim, onların dışında koşup gezmekteyim. Ben endişelere hakimim, mahkum değil. Usta binaya hakimdir. Bütün halk, endişelere, vesveselere mahkumdur. O yüzden hepsinin gönlü hasta, hepsi gamlı, gussalıdır. Onların arasından çıkıp kurtulmak istersem kendimi mahsustan endişeli gösteririm.
Ben yücelerde uçan bir kuşum, endişe sinek! Sinek nasıl olurda beni elde edebilir? Ayakları kırık olanlar da benimle buluşsunlar konuşsunlar diye göğün yücelerinden kasten aşağıya inerim. Aşağılık sıfatlardan usandım mı melekler gibi uçuveririm. Benim kanadım, kendinden çıkmadır. Vücuduma iki kanat yapıştırmadım ben.
Cafer-i Tayyar'ın kanadı kendindendir, Cafer-i Tarrar'ın kanadı ise iğreti. Tatmayan adama göre bu, davadan ibarettir. Fakat makamı yüce kişilere göre dava değil, manadır. Bu söz,kargaya göre laftan, kuru iddiadan ibarettir. Nitekim sineğe göre dolu tencere ile boş tencere birdir. İçinde lokma gevher olduktan sonra çekinme muktedir olduğun kadar ye!
Şeyhin biri bir gün, halkın kötü zannını gidermek için leğene kustu, leğen inciyle doldu. Bu suretle o basiret sahibi pir, halkın az akıllılığına acıyıp ancak akılla anlaşılır inciyi gözle görülür inci haline getirdi. Fakat midende temiz de pis murdar bir hale geliyorsa boğazını kilitle, anahtarı da sakla. Lokma, kimde ululuk nuru haline gelirse ne dilese yesin ona helal!
Eğer benim canıma aşina isen bilirsin ki şu manalı sözüm boş dava değildir. Gece yarısında bile senin yanındayım; kendine gel geceleyin korkma; ben senin adamımım, hısmınım dersem, bu iki iddia da eğer hısımlarının sesini tanırsan sence doğrudur. Yanında olmak da, hısmın bulunmak da idiadır ama iyi anlayan kişiye göre ikisi de manadan ibarettir ve doğrudur.
Senin yakından gelişi de şehadet eder ki bu nefes, bir sevgilinin yanından gelmekte. Hısımların seslerindeki tat da o hısmın doğruluğuna şahittir. Fakat Tanrı ilhamına mazhar olmayan ve bilgisizliğinden yabancı sesiyle akraba sesini birbirinden ayırt edemeyen ahmağa göre, bu adamın sözü davadan ibarettir. Bu ahmağın bilgisizliği, inkarına sebep olur. Fakat gönlünde Tanrı nurları olan akıllı, anlayışlı kişiye göre bu ses, mananın ta kendisidir ve doğrudur.
Bu şuna benzer: Arapça bilen birisi, Arapça "Ben Arapça bilirim" dese, onun Arapça bilirim demesi davadır ama Arapça söyleyişi de manadır, davanın ispatıdır. Yahut bir katip, kağıdın üstüne " Ben katibim, yazı okuyabilirim, yüce bir kişiyim" diye yazsa, bu yazı filvaki davadır ama yazılan şeyde davanın doğruluğuna şahittir.
Yahut da bir sofi " Dün akşam rüyada birisini gördün ya hani omuzun da seccade vardı işte o benim. Rüyada sana nazardaki feyizleri anlatmıştım. Onları kulağına küpe et. O sözü aklına rehber yap, sözlere uy" dese, Bu söz sana rüyayı hatırlatır. Yeni bir mucize, eski bir altındır. Bu söz, dava gibi görünür ama rüyayı görenin ruhu" Evet" der. Tasdik eder. Hikmet, müminin kaybolmuş malı olduğundan kimden duysa inanır, kabul eder. Fakat kendisini hikmetin yanında bulursa nasıl şüphe edebilir. Nasıl yanılabilir?
Susuz birisine " acele et, çabuk, kadehteki suyu al iç" desen susuz, "Bu bir davadan ibaret. Yürü ey davacı benden uzaklaş" Yahut Kadehtekinin su, o içilen güzel, berrak su olduğuna dair bana bir delil göster!""der mi? Ana, süt emer çocuğuna "Gel yavrum, süt em, ben senin ananım" dese, çocuk "Ana, sütünü emersem karnım doyacak mı bir delil göster!" der mi?
Her ümmetin gönlünde Hak'tan bir tat vardır. Peygamberlerin yüzü ve sesi de mucizedir. Peygamber, dışardan seslendi mi ümmetin canı, içerden secde eder. Çünkü can kulağı, alemde hiç kimseden o sese benzer bir ses duymamıştır. O misilsiz ruh, o misli olmayan sesten neşelenir, Tanrıya yaklaşır.
Mesnevi'den Hikayeler
YAHYA PEYGAMBERİN İSA PEYGAMBERE SECDESİ
Yahya'nın anası, Meryem'e hamlini vazetmeden az önce gizlice dedi ki: " Karnında bir padişah var. Ülülazm ve her şeyi bilen bir peygamberdir. Ben bunu yakinen gördüm. Sana rastlatınca karnında ki çocuğum hemen secdeye vardı. Karnındaki çocuk, karnındaki çocuğa secde etti. Secdesinden bedenime titreme düştü" Meryem de "Ben de karnımdaki çocuğun secde ettiğini hissettim" dedi.
Ahmaklar derler ki: "Bırak şu masalı. Yalan, yanlış. Meryem, doğuracağı zaman yabancıdan da uzaktı, akrabadan da. O güzel hatun şehirden dışarı çıktı. Doğurmadıkça şehre girmedi. Doğurunca yavrusunu kucağına alıp, bağrına basıp soyunun, sopunun yanına geldi. Yahya'nın anası, onu nerede gördü de bu hikayeyi anlattı, bu sözü söyledi?"
Bunu ilhama mazhar olan, afakta, gayp aleminde bulunan şeyleri yanındaymış gibi bilen kişi anlar. Yahya'nın anası, uzakta olmakla beraber Meryem'in yanında bulunabilir. Vücut, göz, göz olunca gözler kapalı olduğu halde de sevgilinin yüzü görülebilir. Mamafih baş gözüyle de görmediğini farz et ne çıkar? Ey düşkün sen kısadan hisse almaya bak!
Kıssaları duyup" Nakış" kelimesine " Ş" harfinin eklendiği gibi o kıssaların suretine bağlanan, dış yüzüne kapılan kişiye benzeme. Dilsiz dimme, kelıle'ye meramını nasıl anlatırdı? Tutalım, bunlar, birbirlerinin sözlerini anladılar, söz söylemeden meramlarını ifade eden bu hayvanların ne demek istediklerini insan nasıl anlayabilir?
Dimne, aslanla öküz arasında nasıl bir elçi oldu, ikisini de nasıl kandırdı? O akıllı öküz nasıl aslana vezir oldu. Fil ayın aksinden nasıl korktu? Bu Dimme,ve Kelile hikayesinin hepsi yalan yoksa karganın leylekle ne alışverişi olur,nasıl leylekle savaşır?" deme kardeş, kıssa bir ölçeğe benzer, mana içindeki taneye. Akıllı kişi taneyi alır ölçek var mı yok mu ? ona bakmaz. Aralarında sözden eser yok, fakat bülbülle gülün macerasına dinle!
Mumla pervanenin başından geçenleri duy, bunların manasına vakıf ol güzelim. Aralarında bir söz yık ama sözün sırrı, manası var ya. Agah ol, yücelere uç, baykuş gibi aşağılarda uçma. Birisi " Burası satrançta ruh hanesi" demiş. Bu sözü duyan " o evi nereden elde etmiş?" satın mı almış, yoksa mirasa mı konmuş?" diye sormuş. Ne mutlu mana anlayan!
Nahivcilerden biri " Zeyd, Amr'ı dövdü" diye bir misal getirmiş. Dinleyen "Suçu yokken neye dövmüş? Amr'ın ne suçu varmış ki o çiğ Zeyd, onu köleler gibi suçsuz dövüyor?" der. Nahivci " Bu mana ölçeğinden ibaret. Sen buğdayı almaya bak, ölçeğe lüzum yok. Zeyd'le Amr, irap için kullanılan misallerde geçer, onlar yalan olsa bile sen irabı düzeltmeye çalış!" derse de öbürü " Ben onu bilmem. Zeyd, Amr, fazla olarak bir "V" çalmıştı. Zeyd, anlayınca o hırsızı dövdü. Çünkü Amr, haddi aşmıştı, tabii haddini bildirmek lazım.
Bunun üzerine o adam " Hah, doğru şimdi bunu canla başla kabul ettim" der. Doğru bile eğrilere eğri görünür. Bir şaşıya " Ay birdir" desen " ikidir". Bir olmasında şüphe var" der. Birisi alay eder, güler ve " Sahi, iki" derse bu sözü doğru olarak kabul eder. Kötü huyun layığı budur Yalancılar yalanla konuşurlar "Pis şeyler, pislere aittir" sözü ışık verip durmaktadır. Gönlü açık olanların elleri de açık olur. Körlerin taşlık erde düşmeleri de pek tabidir.
Mesnevi'den Hikayeler
HAYAT AĞACI
Bilgili biri, hikayenin yollu "Hindistan'da bir ağaç vardır. Meyvesini yiyen ne ihtiyarlar, ne ölür!" der. Bir padişah bunu duyar, doğru sanıp o ağaca ve meyvesine aşık olur. Bu ağacı bulmak, meyvesini getirmek üzere divan adamlarından bilgili birisini Hindistan yollar. Adamcağız yıllarca Hindistan'da o ağacı arar, tarar.
Bulmak için şehir, şehir gezer ne ada bırakır ne dağ bırakır, ne ova bırakır! Kime sorduysa " Bu ne arıyor, deli mi, ne?" diye güler, alay eder. Niceler alaya alıp döverler, niceler istihza edip "Akıllı, senin gibi zeki ve temiz kişinin bu arayışında elbette bir esas var, hiç boş olur mu?" derler.
Ona alay yollu ettikleri bu rivayet de ayrı ir tokat hatta bu eni konu tokattan da beter! Bazıları alaya alıp " Ey ulu kişi pek korkunç, pek geniş bir iklim olan filan iklimde, falan ormanda yemyeşil bir ağaç vardır. Pek yüce, pek korkunç her dalı koskocaman" derler. Padişah adamı, kimden ne duyarsa aramak için gayret kemerini kuşanır.
Orada nice yıllar gezip tozar. Padişah da ona mallar yollar durur. Gurbet diyarında bir hayli zahmetlere uğrar, nihayet aciz kalır. Ne maksudundan bir eser görünür, ne de sözden başka bir şey! Ümit ipi üzülür, aradığını aramaz olur, usanır. Padişah yanına dönmeye niyet eder, ağlıya, ağlıya yola düşer.
Meğerse o nedimin ye'se kapılıp geriye döndüğü memlekette kerem sahibi kutuplardan alim bir şeyh varmış. Nedim ümitsiz bir halde " önce onun tekkesine gideyim de oradan yola düşeyim. İstediğimi bulamadım, ümidim kesildi. Bari duası yoldaşım olsun" der. Gözleri yaşlı bulut gibi yaş döke, döke Şeyhin huzuruna varır. " şeyhim,acımanın, esirgemenin tam zamanı. Ümidim kesildi lütfedecek an, bu an!" der.
Şeyh " Ümitsizsen bile söyle. Matlubun ne? Neye yüz tutun?" diye sorar. Nedim. " Bir padişahım var, beni bir ağaç aramak üzere gönderdi. Ama nasıl ağaç? Alemde bulunmaz bir şey. Meyvesi, abıhayatın aslı. Yıllardım aradım bir nişanesini bile bulamadım, ancak bu sarhoşlar, benimle eğlendiler, beni alaya aldılar. İşte o kadar!" der. Şeyh gülümser de der ki: "Ey saf adam, bu ağaç, ilim sahibindeki ilimdir.
Pek yüce, pek büyük ve etrafa yayılmış bir ağaçtır o1 hatta ağaç da ne demek her tarafı kaplayan deniz gibi Abıhayattır! Sen surete kapılmış yolunu yitirmişsin. Manayı elden bıraktığın için onu bulamıyorsun. Ona gah ağaç derler, gah güneş. Gah deniz adını takarlar, gah bulut! Hulasa öyle şeydir ki yüz binlerce eseri var En aşağılık hassası, sahibine ebedi bir hayat bağışlamasıdır.
Tektir ama binlerce eseri, nişanesi var. O bire sayısız adlar gerek. Bir adam senin baban olur ama başka birisinin de oğludur. Birisine düşmandır, onun hakkında kahırdan ibarettir. Diğer birine lütfeder, iyilikle bulunur, onca iyidir. Bir tek adam olduğu halde bak, yüz binlerce adı var. Bir vasfını bilen öbüründen amadır, öbür vasfını bilmeyebilir. Kim, bu ad doğru ad diye isme yapışır. Onu arasa senin gibi ümitsizliğe düşer, perişan olur. Niye bu ağacın adına yapışırsın da dili damağı acı talihsiz bir hale düşersin? Addan geç, sıfatına bak da sıfatlar, seni zata ulaştırsın. Halkın ihtilafı addan meydana gelir. Fakat manaya ulaşınca rahatlaşırlar.
Adamın biri, dört kişiye bir dirhem verdi, adamlardan birisi "Ben bu parayı "engur'a" vereceğim" dedi. Öbürü Araptı, la dedi, "Ben "İnep" isterim herif, engür istemem" üçüncü Türk'tü, " Bu para benim " dedi, " Ben inep istemem, üzüm isterim" dördüncüde Rum'du, dedi ki: "Bırak bu lafları biz İsrafil isteriz"
Derken savaşa başladılar. Çünkü adların sırrından gafildiler. Ahmaklıktan birbirlerini yumruklamaya koyuldular. Bilgisizlikle dolu, bilgiden boş adamlardı bunlar. Sır sahibi, yüzlerce dil bilir, kadri yüce birisi orada olsaydı, onları uzlaştırırdı. Onlara " Ben bu bir dirhemle hepinizin isteğini yerine getiririm.
Gönlünüzü gıllügışsız bana teslim edin. Bu bir dirheminiz, sizin istediğiniz şeylerin hepsini yapar. Bir dirheminiz dört muradı da yerine getirir, dört düşman da uzlaşır, birliğe ulaşır, bir olur. Sizin sözleriniz savaşa, nifaka sebep olur. Fakat benim sözüm, sizleri birleştirir.
Siz susun dinleyin de konuşma hususunda diliniz ben olayım. Sizin sözünüz yüz türlüdür, eseriyse ancak savaş ve kızgınlıktan ibaret. İğreti hararetin tesiri yoktur. Fakat insanın kendisinden olan hararet müessirdir. Sirkeyi ateşte ısıtan da yiyince yine bürudeti arttırır. Çünkü o hararet, iğretidir. Asli tabiatında bürudet ve keskinlik vardır.
Oğul, pekmez buz tutsa da yine yiyince ciğerdeki harareti fazlalaştırır. Şu halde şeyhin riyası, bizim ihlasımızdan daha yeğ. Çünkü o riya basiretten meydana gelmedir,bu ihlas körlükten! Şeyhin sözü, insana cemiyet-i hatır verir, hasetçilerin nefesi ise tefrika. Süleyman, tanrı tecellisine uğrayınca bütün kuşların dillerini öğrenmiş oldu.
Onun adalet devrinde ceylan, kaplanla uzlaşmış, savaşı bırakmıştı. Güvercin doğanın pençesinden emindi, koyun kurttan çekinmiyordu. Süleyman, düşmanlar arasında meyancılık etti, bütün kuşların arasında birlik husule geldi. sen bir karıncaya benzersin, tane toplamak için koşup durmaktasın. Fakat behey azgın, Süleyman buracıkta, sen ne arıyorsun?
Tane arayana tane, tuzaktır. Fakat Süleyman arayan hem Süleyman'ı bulur, hem taneyi elde eder. Bu ahir zamanda kuşlara bir an bile birbirlerinden aman yoktur. Devrimizde de Süleyman var, bizi sulha kavuşturur, zulmümüzü giderir. "Hiçbir ümmet yoktur ki aralarında bir korkutucu olmasın" ayetini oku. Tanrı " Hiçbir ümmet bulunamaz ki içlerinde bir Tanrı halifesi, bir himmet sahibi bulunmasın" dedi.
O halife, onların gönüllerini o kadar birleştirir gibi saflıktan hiçbir gıllügışları kalmaz. Hepsini ana gibi birbirini esirger bir hale getirir. Onun için Müslümanlara "Tek bir nefis" demiştir. Onlar Tanrı resulü yüzünden tek bir nefis oldular, yoksa her biri, öbürüne tam bir düşmandı.
Medinelilerin iki kabilesi vardı, birine evs, öbürüne Hazrec denirdi. Adeta bir kabile öbürünün kanına susamıştı. Mustafa'nın yüzünden o eski kinleri İslam ve saflık nuruyla mahvoldu. Önce o düşmanlar, bağdaki üzümler gibi kardeş oldular. " Şüphe yok, söz bundan ibaret; Müminler kardeştir" nasihatıyla da bu nefesle de kardeşliği bıraktılar,tek bir ten oldular.
Üzümlerin suretleri kardeştir. Fakat sıktın mı tek bir üzüm suyu olur. Korukla üzüm birbirine zıttır ama koruk, olgunlaşınca güzelleşir, tatlılaşır, iyi bir dost olur. Koruk halinde kalan üzüme Tanrı ezelden kafir demiştir. Değil kardeşim değil. Artık o tek bir nefis olamaz. Azgınlıkta menhus bir mülhitten ibarettir. Ondaki gizli şeyleri bir söylesem alemde fikirler fitneye düşer, karmakarışık olur.
Kör gavurun sırrının anılmaması daha iyi. Cehennem dumanın İrem bağından uzak oluşu daha hoş! Ne de olsa üzüm olmaya kabiliyetli korukların gönülleri, ehli dilin nefesleriyle birdir. Hepsi üzüm olmaya koşarsa, sonunda ikilik kalkar, kin ve savaş kalmaz. Hepsi de üzüm olup derilerini yırtarlar da birleşirler, vasıfları da birlik olur.
Dost, düşman ikiliktedir. Fakat hiçbir olan, kendisiye savaşır mı? Aferin Üstat Aklı Küll'e yüz binlerce zerreye birlik bahşetti. Yerde topak, topak dağınık topraklara benzerlerken testici, hepsini de birleştirdi, bir testi yaptı. Gerçi suyla toprağın birleşmesi, nakıştır, can, buna benzemez. Fakat burada apaçık bir misal getirsem korkarım aklın karışır. Süleyman şimdi de var ama biz uzağı görme neşesiyle onu göremiyoruz.
Uzağa bakış, insanı kör eder. Sarayda uyuyanın sarayı görmediği gibi. Biz ince sözlere dalmışız, onlarla uğraşıp duruyoruz. Düğümleri çözme sevdasına tutulmuşuz. Düğümleri bağlayıp çözdükçe şüpheye düşmeyi, cevap vermeye kalkışmayı uzatıp gideriz. Tuzağın bağını gah çözüp bağlayan, bu suretle bu işte maharet kazanan kuş gibi.
Böyle kuş sahradan, çayırdan mahrumdur, ömrü düğümü açıp çözmede harcolur gider! Filvaki hiçbir tuzağa zebun olmaz ama günden güne kanatları tutulur, uçmaz olur. Bağ çözüp bağlamakla az uğraş da kanatların tutulmasın, uçmadan kalmayasın. Yüz binlerce kuşun kanadı kırıldı da yine o arızalı yerlerdeki tuzakları gidermedi.
Kuran'da onların ahvalini oku haris adam: "Bütün şehirlerde gezip dolaştılar, her tarafı elde ettiler" bak hele " Bir kurtuluş var mı?" Türk, Rum ve Arabın kavgasından engur ve inep şüphelerine düşmekten başka bir şey çıkmaz. Manevi dilleri bilen Süleyman gelmedikçe bu ikilik kalkmaz. Kavgacı kuşlar, hepiniz doğan gibi şehriyatın şu davulunu duyun! Aranızdaki ihtilafı bırakın da ruhunuzu her yandan şadedin. Nerede olursanız olun, yüzünüzü o tarafa dönün.
O Süleyman, sizi kendine teveccühten men etmedi ki. Fakat kör kuşlarız, terbiyeden hayli uzağız. O Süleyman'ı bir an bile tanımadık gitti! Baykuşlar gibi doğanlara düşmanız hulasa viranelere de kalmışız. Bilgisizliğimiz, körlüğümüz son derece. Bu yüzden de Tanrı azizlerini incitmeye kastediyoruz. Süleyman'dan aydınlanan kuşlar, nasıl olur da suçsuz, sebepsiz bir kuşun kanadını yolarlar?
Kanadını yolmak şöyle dursun, onlar, acizlere yem verirler. O kuşlarda aykırılık ve kin yoktur. Hoş kuştur onlar hoş kuş! Onların hüthütüleri kutlulamak üzere yüzlerce Belkıs'ın yolunu açar; Kargaları surette kargadır, hakikatte himmet doğanı " Mazaga" sırrına mazhardır onlar. Leylekleri "lek, lek " der ama şüpheye birlik ateşini salar, güvercinleri, doğanlardan korkmaz. Hatta, doğan, o güvercinlerin önünde baş kor. Bülbülleri, insana vecit ve halet verir; gülistanları, kendi gönüllerindedir.
Duduları, şeker kaydında değildir. Ebedi şekeri, kendi içlerinde bulurlar. Tavusların ayakları bile, bakılsa öbür tavusların kanatlarından daha güzel görünür. Hakan kuşlarının kuru bir sesten ibaret kuş dilleri nerede, Süleyman kuşlarının söyledikleri kuşdili nerede? Sen ne bilirsin kuşların seslerini? Bir an olsun Süleyman'ı görmedin ki!
İnsana sesi neşe veren o kuşun kanadı meşrıktan da hariç mağripten de. Her ahengi, kürsi'den ta yere kadar bütün alemi doldurur. Azameti yeryüzünden Arşa kadar bütün cihanı istila eder. Bu Süleyman'a uymayan kuş, karanlığa aşıktır. Yarasaya benzer. Ey kötü yarasa, Süleyman'a alış da ebediyen zulmette kalma. Oraya doğru bir arşın gitsen arşın gibi ölçü kutbu kesilir, her tarafı ölçer biçersin. Irgalaya bocalaya topal ,topal bile olsa o tarafa sıçradın mı topallıktan da kurtulursun, sakatlıktan da!
Seni tavuk yetiştirdi, kanadının altında büyüttü. Sana dadılık etti ama sen yine kaz palazısın. Anan o denizin kazıdır. Ancak dadın toprağa mensuptu, dadın bu kuruluğa tapardı. Gönlündeki denize olan meyil yok mu o tabiat, sana anandan mirastır. Fakat kuruluğa olan meylin de dadından geçme. Bırak dadıyı, onun reyi kötü isabetsiz! Dadıyı karada bırak,yürü kazlar gibi mana denizine koş, dal denize!
Anan seni sudan korkutursa sakın sen korkma, hemen denize koş! Sen kazsın, karada da yaşarsın, denizde de. Kümeste hayvanları gibi kokuşuk kümesli bir hayvan değilsin ya. Sen "Kerremna" hükmünce bir padişahsın ki hem karaya ayak atabilirsin, hem denize! " Ve hamelnahüm fil berri vel bahri" hükmüne mazharsın. Canını karadan kurtar, denize yürüt.
Melekler için karaya yol yoktur. Hayvanların da denizden haberleri yok. Sen, ten itibarıyla hayvansın, can bakımından melek. Bu suretle hem yerde yürürsün,hem gökte. Bu suretle, ben de zahiren sizin gibi insanım ama hakikatte gönlüm vahye kabiliyetli. Bu toprağa mensup kalıp, yer üstüne düşmüş ama bu çeşit adamın ruhu, o güzelim gökte çark uruh durmakta. Yavrum, biz umumiyetle su kuşlarıyız, dilimizden de ancak deniz anlar.
Hulasa Süleyman denizdir, biz kuşlara benzeriz ebede kadar Süleyman'da seyredip duruyoruz. Süleyman'la gel , ayağını denize bas ki su Davud'a olduğu gibi sana da yüzlerce zırh yapsın. O Süleyman. Meydan da herkesin gözü önünde. Fakat haset kıskançlık göz bağıcı ve büyücü. O bizim önümüzde bizse cahillikten, uykudan, herzevekillikten onu görmemekte, ondan meyus olmaktayız. Gök gürlemesi, susuzun başını ağrıtır.
Bilmez ki kutlu bulutlardan rahmet yağdıracak! Onun gözü akar suda. Gökten yağan rahmet suyunun zevkinden haberi bile yok! Himmet atını sebebe doğru sürdü de bu yüzden müsebbipten mahrum kaldı. Fakat müsebbihi apaçık gören cihan sebeplerine gönül kor mu?
Çöl ortasın da bir zahit vardı. Abbadiye kabilelerine mensup olanlar gibi ibadete de dalmış, kendisinden geçmişti. Hacılar civar şehirlerden gelip oraya ulaştılar, o kupkuru yerde bir zahit gördüler. Zahidin yeri kaskatıydı. Fakat kendisinin mizacı yumuşak. Çölün samyeli, adeta ona ilaç kesilmişti. Hacılar onun yalnızlığına ,o afetler içinde selamette oluşuna şaştılar. Kum üstünde namaza durmuştu. Kum öyle bir kumdu ki hararetinden tenceredeki su bile kaynar, coşardı.
Halbuki dersin ki o,sanki bir yeşillikte bir Gülistanda, yahut,Burak'a Düldüle binmiş! Yahut da ayağının altında ipekli örtüler, kumaşlar var samyeli ona sabah rüzgarından daha hoş! O namaz kılarken hacılar beklediler. Zahit, uzun bir fikre dalmış, kendisinden geçmişti. Neden sonra istiğraktan ayıldı, kendisine geldi, hacıların içinde gönül gözü açık birisi, gördü ki zahidin elinden, yüzünden sular damlamakta, elbisesi aptes suyundan ıslak. " Bu su nereden?" diye sordu. Zahit , elini kaldırıp "gökten" diye cevap verdi.
Adam, " Kuyu" ip yokken ne vakit istesen su bulabilir misin? Hemen yağmur yağar mı? Ey din sultanı, müşkülümüzü halleder hallet de yakına erelim. Sırlarından bir sırrı bize de göster de bellerimizden zünnarları kesip atalım" dedi. Zahit, gözlerini göğe kaldırarak dedi ki: "Yarabbi, hacıların duasına icabet et. Ben gökten rızık aramaya alışmışım, sen bana gökten kapı açtın.
Ey Lamekan aleminden mekan izhar eden, ey "Rızkınız göktedir" sırrını ayan eyleyen!" Zahit, bu münacattayken hemen su sömüren fil gibi bir latif bulut peyda oldu. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı, derelerde, mağaralarda gölcükler meydana geldi. bulut, tulumlar gibi gözyaşı döküyordu.
Hacıların hepsi matralarını açtı. İçlerinden bir bölük halk o şaşılacak şeyler yüzünden bellerindeki zünnarları kestiler. Bir bölüğünün de bu hayret edilecek şey yüzünden yakını arttı. Tanrı, doğru yolu daha iyi bilir. Bir bölüğüyse bu kerameti kabul etmeyip hamhalat bir halde ebedi nakıs olarak kaldı, söz de burada bitti.
-İKİNCİ CİLDİN SONU-
Mesnevi'den Hikayeler
ÜÇ SÜNNETTİR
Ey hak ziyası Hüsameddin, şu üçüncü defteri de meydana çıkar. Bir şeyin üç kere yapılması sünnettir. Üçüncü defterde sır hazinelerini aç, özürleri bir yana at. Senin kuvvetin Tanrı kuvvetinden sızıp gelmekte. Hararetle atan damarlardan değil. Şu aydın güneş çırağı, fitille, pamukla ,yağla, aydınlanmıyor ya.
Böylece durup duran gök kubbenin ne ipi var, ne direği1 Cebrail'in kuvveti mutfaktan değil, varlığı yaratanın cemalinden. Hak Abdal' inin kuvveti de bil ki Hak'tandır; yemekten tabaktan değil. Onların cisimlerini nurla da yuğurdular. Onlar bu yüzden ruhu da geçtiler, meleği de. Sen de ulu Tanrının sıfatlarıyla sıfatlandın.
Halil'e olduğu gibi sana da ateş gül bahçesi haline geldi. ey unsurlar, mizacına köle olan, beş duyguyla altı cihet ram oldu. Her mizacın mayası anasıdır. Fakat senin şu mizacın, her mertebeden üstün. Senin mizacın, şu yayılmış, şu geniş alemde birlik vasfını bir araya derleyip toplayıvermiştir.
Ne yazık halkın anlayış sahası pek dar halkın havsalası yok! Fakat ey Hak ziyası, reyindeki isabet ve kudret, o kadar büyüktür ki helvan, taşa bile boğaz verir. Tur dağı, tecelliye uğrayınca boğazlandı, şarap içti, hatta o şaraba tahammül edemedi de yarıldı, zerre, zerre oldu. Hiç dağın deve gibi oynadığını gördünüz mü?
Herkes, herkese bir lokma bir şey verebilir, ama boğaz bağışlamak ancak Tanrı işidir. Tanrı, cisme de boğaz verir, ruha da. Her uzvuna ayrı, ayrı boğaz bağışlar. Fakat bu ihsanı, kendini ululuğa verdiğin, kötülükten ve hileden arındığın vakit yapar da sen de padişahın sırrını kimseye söylemez, şekeri sineğe sunamazsın.
Ululuk şarabını o adamın kulağı içer ki susen gibi yüzlerce dili olduğu halde dilsizdir. Tanrının lütfu, su içsin de yüzlerce ot bitirsin diye toprağa da boğaz ihsan eder. Sonra topraktan yaratılan mahluklara boğaz verir, dudak verir. Onlar da arayıp topraktan biten otları otlarlar. Hayvan, ot yedi de semirdi mi insana gıda olur, ortadan kalkar.
Fakat toprak da, ruh çıktı, insan görüşten ayrıldı mı insanı yiyip sömürür. Zerreler gördüm: Hepsi ağızlarını açmışlar, gıdalarını söylesem söz uzar gider. Yaprakların gıdası onun kereminden dallara dadı, onun umumi ve şamil lütfu rızıkların rızkını o vermekte. Buğday, rızıksız nasıl baş gösterir, biter?
Bu sözün sonu gelmez. Ben, bir miktarını söyledim, öbürlerini sen anlayıver. Bil ki bütün alem yiyen ve yenenden ibarettir. Hak'la baki olanları da Hakk'a yönelmiş ve Hakk'ın makbulü olmuş bil. Bu alem de daima neşre uğrayıp durur, bu alemdekiler de. O alemle o alem alemlere gidenlerse daimi ve ebedidir.
Bu alemin de sonu yoktur, bu aleme aşık olanların da. O alem ehliyse ebedi ve bir aradadır. Kerem ona derler ki insan kendisini ebedi kılacak abıhayatı kendisine versin. Kerem sahibi, "Bakıyat-us salihat" 'ın ta kendisisidir. Yüzlerce afetten, tehlikeden korkudan kurtulmuştur. Onlar, binlerce kişi olsalar yine bir kişiden fazla değildirler.
Ви прочитали 1 текст із Турецька література.
Далі - Mesnevi'den Hikayeler - 28
- Частини
- Mesnevi'den Hikayeler - 01Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3710Загальна кількість унікальних слів становить 204429.6 слів у 2000 найпоширеніших слів43.1 слів у 5000 найпоширеніших слів50.9 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 02Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3738Загальна кількість унікальних слів становить 209027.1 слів у 2000 найпоширеніших слів39.7 слів у 5000 найпоширеніших слів46.8 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 03Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3690Загальна кількість унікальних слів становить 206128.4 слів у 2000 найпоширеніших слів41.2 слів у 5000 найпоширеніших слів48.8 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 04Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3642Загальна кількість унікальних слів становить 196429.3 слів у 2000 найпоширеніших слів42.4 слів у 5000 найпоширеніших слів50.4 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 05Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3602Загальна кількість унікальних слів становить 204529.0 слів у 2000 найпоширеніших слів43.6 слів у 5000 найпоширеніших слів51.2 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 06Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3690Загальна кількість унікальних слів становить 193428.2 слів у 2000 найпоширеніших слів42.1 слів у 5000 найпоширеніших слів50.0 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 07Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3680Загальна кількість унікальних слів становить 202228.4 слів у 2000 найпоширеніших слів40.8 слів у 5000 найпоширеніших слів47.4 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 08Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3635Загальна кількість унікальних слів становить 200129.7 слів у 2000 найпоширеніших слів41.9 слів у 5000 найпоширеніших слів49.7 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 09Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3599Загальна кількість унікальних слів становить 197129.9 слів у 2000 найпоширеніших слів43.8 слів у 5000 найпоширеніших слів50.8 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 10Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3628Загальна кількість унікальних слів становить 200829.1 слів у 2000 найпоширеніших слів42.6 слів у 5000 найпоширеніших слів49.2 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 11Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3657Загальна кількість унікальних слів становить 194230.3 слів у 2000 найпоширеніших слів43.4 слів у 5000 найпоширеніших слів50.1 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 12Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3619Загальна кількість унікальних слів становить 202329.1 слів у 2000 найпоширеніших слів43.0 слів у 5000 найпоширеніших слів50.1 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 13Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3506Загальна кількість унікальних слів становить 200930.3 слів у 2000 найпоширеніших слів44.6 слів у 5000 найпоширеніших слів51.6 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 14Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3586Загальна кількість унікальних слів становить 201227.7 слів у 2000 найпоширеніших слів41.1 слів у 5000 найпоширеніших слів47.6 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 15Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3637Загальна кількість унікальних слів становить 195429.1 слів у 2000 найпоширеніших слів43.0 слів у 5000 найпоширеніших слів50.7 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 16Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3642Загальна кількість унікальних слів становить 204829.1 слів у 2000 найпоширеніших слів42.9 слів у 5000 найпоширеніших слів50.1 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 17Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3694Загальна кількість унікальних слів становить 194931.0 слів у 2000 найпоширеніших слів44.7 слів у 5000 найпоширеніших слів51.7 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 18Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3656Загальна кількість унікальних слів становить 197129.2 слів у 2000 найпоширеніших слів43.3 слів у 5000 найпоширеніших слів49.9 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 19Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3684Загальна кількість унікальних слів становить 196428.7 слів у 2000 найпоширеніших слів42.1 слів у 5000 найпоширеніших слів48.8 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 20Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3666Загальна кількість унікальних слів становить 198828.9 слів у 2000 найпоширеніших слів42.9 слів у 5000 найпоширеніших слів50.0 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 21Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3719Загальна кількість унікальних слів становить 206429.2 слів у 2000 найпоширеніших слів42.2 слів у 5000 найпоширеніших слів48.9 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 22Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3832Загальна кількість унікальних слів становить 203130.1 слів у 2000 найпоширеніших слів43.6 слів у 5000 найпоширеніших слів50.5 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 23Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3726Загальна кількість унікальних слів становить 200629.7 слів у 2000 найпоширеніших слів43.0 слів у 5000 найпоширеніших слів50.4 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 24Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3668Загальна кількість унікальних слів становить 205027.5 слів у 2000 найпоширеніших слів41.0 слів у 5000 найпоширеніших слів48.9 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 25Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3741Загальна кількість унікальних слів становить 197129.3 слів у 2000 найпоширеніших слів43.3 слів у 5000 найпоширеніших слів49.4 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 26Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3731Загальна кількість унікальних слів становить 198329.5 слів у 2000 найпоширеніших слів42.6 слів у 5000 найпоширеніших слів50.8 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 27Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3711Загальна кількість унікальних слів становить 208827.1 слів у 2000 найпоширеніших слів40.9 слів у 5000 найпоширеніших слів47.7 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 28Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3630Загальна кількість унікальних слів становить 203728.1 слів у 2000 найпоширеніших слів41.5 слів у 5000 найпоширеніших слів48.4 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 29Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3653Загальна кількість унікальних слів становить 203128.2 слів у 2000 найпоширеніших слів41.4 слів у 5000 найпоширеніших слів49.0 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 30Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3616Загальна кількість унікальних слів становить 202429.7 слів у 2000 найпоширеніших слів43.4 слів у 5000 найпоширеніших слів49.9 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 31Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3707Загальна кількість унікальних слів становить 201129.9 слів у 2000 найпоширеніших слів43.6 слів у 5000 найпоширеніших слів51.8 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 32Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3777Загальна кількість унікальних слів становить 199230.3 слів у 2000 найпоширеніших слів44.0 слів у 5000 найпоширеніших слів52.2 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 33Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3683Загальна кількість унікальних слів становить 190830.5 слів у 2000 найпоширеніших слів45.3 слів у 5000 найпоширеніших слів52.3 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 34Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3601Загальна кількість унікальних слів становить 194531.0 слів у 2000 найпоширеніших слів46.1 слів у 5000 найпоширеніших слів53.9 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 35Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3716Загальна кількість унікальних слів становить 194630.3 слів у 2000 найпоширеніших слів44.7 слів у 5000 найпоширеніших слів52.4 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 36Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3704Загальна кількість унікальних слів становить 201029.5 слів у 2000 найпоширеніших слів43.3 слів у 5000 найпоширеніших слів51.0 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 37Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3628Загальна кількість унікальних слів становить 196230.0 слів у 2000 найпоширеніших слів42.9 слів у 5000 найпоширеніших слів48.5 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 38Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3642Загальна кількість унікальних слів становить 193728.8 слів у 2000 найпоширеніших слів42.6 слів у 5000 найпоширеніших слів50.1 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 39Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3685Загальна кількість унікальних слів становить 197329.1 слів у 2000 найпоширеніших слів42.3 слів у 5000 найпоширеніших слів49.9 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 40Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3578Загальна кількість унікальних слів становить 194229.5 слів у 2000 найпоширеніших слів43.3 слів у 5000 найпоширеніших слів50.6 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 41Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3779Загальна кількість унікальних слів становить 189130.8 слів у 2000 найпоширеніших слів44.1 слів у 5000 найпоширеніших слів52.5 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 42Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3591Загальна кількість унікальних слів становить 199728.4 слів у 2000 найпоширеніших слів41.8 слів у 5000 найпоширеніших слів48.3 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 43Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3600Загальна кількість унікальних слів становить 201329.0 слів у 2000 найпоширеніших слів41.9 слів у 5000 найпоширеніших слів48.7 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 44Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3789Загальна кількість унікальних слів становить 204128.8 слів у 2000 найпоширеніших слів41.6 слів у 5000 найпоширеніших слів49.8 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 45Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3662Загальна кількість унікальних слів становить 199827.3 слів у 2000 найпоширеніших слів40.8 слів у 5000 найпоширеніших слів47.9 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 46Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3602Загальна кількість унікальних слів становить 195028.9 слів у 2000 найпоширеніших слів41.9 слів у 5000 найпоширеніших слів48.9 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 47Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3826Загальна кількість унікальних слів становить 198829.3 слів у 2000 найпоширеніших слів44.2 слів у 5000 найпоширеніших слів52.5 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 48Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3622Загальна кількість унікальних слів становить 196130.3 слів у 2000 найпоширеніших слів42.5 слів у 5000 найпоширеніших слів50.3 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 49Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3720Загальна кількість унікальних слів становить 199830.2 слів у 2000 найпоширеніших слів43.4 слів у 5000 найпоширеніших слів51.6 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 50Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3774Загальна кількість унікальних слів становить 206028.2 слів у 2000 найпоширеніших слів41.9 слів у 5000 найпоширеніших слів50.3 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 51Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3721Загальна кількість унікальних слів становить 203029.7 слів у 2000 найпоширеніших слів44.1 слів у 5000 найпоширеніших слів52.5 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 52Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3688Загальна кількість унікальних слів становить 194930.2 слів у 2000 найпоширеніших слів42.9 слів у 5000 найпоширеніших слів50.8 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 53Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3799Загальна кількість унікальних слів становить 191330.7 слів у 2000 найпоширеніших слів44.9 слів у 5000 найпоширеніших слів53.2 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 54Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3878Загальна кількість унікальних слів становить 199430.0 слів у 2000 найпоширеніших слів43.7 слів у 5000 найпоширеніших слів50.6 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 55Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3764Загальна кількість унікальних слів становить 203830.7 слів у 2000 найпоширеніших слів44.8 слів у 5000 найпоширеніших слів52.8 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 56Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3733Загальна кількість унікальних слів становить 196130.8 слів у 2000 найпоширеніших слів45.8 слів у 5000 найпоширеніших слів53.3 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 57Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3763Загальна кількість унікальних слів становить 204629.6 слів у 2000 найпоширеніших слів43.4 слів у 5000 найпоширеніших слів50.6 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 58Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3668Загальна кількість унікальних слів становить 196529.8 слів у 2000 найпоширеніших слів43.8 слів у 5000 найпоширеніших слів50.8 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 59Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3574Загальна кількість унікальних слів становить 189028.9 слів у 2000 найпоширеніших слів42.6 слів у 5000 найпоширеніших слів49.8 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 60Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3639Загальна кількість унікальних слів становить 195829.6 слів у 2000 найпоширеніших слів43.2 слів у 5000 найпоширеніших слів50.9 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 61Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3698Загальна кількість унікальних слів становить 194530.2 слів у 2000 найпоширеніших слів44.5 слів у 5000 найпоширеніших слів52.0 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 62Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3553Загальна кількість унікальних слів становить 194930.6 слів у 2000 найпоширеніших слів43.6 слів у 5000 найпоширеніших слів50.6 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 63Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3729Загальна кількість унікальних слів становить 195229.4 слів у 2000 найпоширеніших слів43.4 слів у 5000 найпоширеніших слів50.8 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 64Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3705Загальна кількість унікальних слів становить 198929.0 слів у 2000 найпоширеніших слів42.4 слів у 5000 найпоширеніших слів49.3 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 65Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3686Загальна кількість унікальних слів становить 195430.2 слів у 2000 найпоширеніших слів44.1 слів у 5000 найпоширеніших слів51.6 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 66Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3778Загальна кількість унікальних слів становить 205831.1 слів у 2000 найпоширеніших слів44.6 слів у 5000 найпоширеніших слів51.8 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 67Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3637Загальна кількість унікальних слів становить 197330.1 слів у 2000 найпоширеніших слів44.5 слів у 5000 найпоширеніших слів51.9 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 68Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3702Загальна кількість унікальних слів становить 202028.3 слів у 2000 найпоширеніших слів40.6 слів у 5000 найпоширеніших слів48.6 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 69Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3675Загальна кількість унікальних слів становить 203130.6 слів у 2000 найпоширеніших слів43.5 слів у 5000 найпоширеніших слів50.3 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 70Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3674Загальна кількість унікальних слів становить 202029.4 слів у 2000 найпоширеніших слів42.8 слів у 5000 найпоширеніших слів50.1 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 71Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3664Загальна кількість унікальних слів становить 198428.2 слів у 2000 найпоширеніших слів41.5 слів у 5000 найпоширеніших слів49.8 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 72Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3737Загальна кількість унікальних слів становить 207328.5 слів у 2000 найпоширеніших слів41.5 слів у 5000 найпоширеніших слів49.2 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 73Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3599Загальна кількість унікальних слів становить 199229.9 слів у 2000 найпоширеніших слів42.9 слів у 5000 найпоширеніших слів50.4 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 74Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3656Загальна кількість унікальних слів становить 206626.6 слів у 2000 найпоширеніших слів40.9 слів у 5000 найпоширеніших слів47.6 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 75Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3704Загальна кількість унікальних слів становить 203929.8 слів у 2000 найпоширеніших слів42.3 слів у 5000 найпоширеніших слів49.4 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 76Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3784Загальна кількість унікальних слів становить 199131.8 слів у 2000 найпоширеніших слів45.9 слів у 5000 найпоширеніших слів53.3 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 77Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3608Загальна кількість унікальних слів становить 203129.7 слів у 2000 найпоширеніших слів43.1 слів у 5000 найпоширеніших слів49.9 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 78Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3648Загальна кількість унікальних слів становить 205329.8 слів у 2000 найпоширеніших слів42.4 слів у 5000 найпоширеніших слів49.0 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 79Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3659Загальна кількість унікальних слів становить 208028.6 слів у 2000 найпоширеніших слів41.7 слів у 5000 найпоширеніших слів49.1 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 80Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 3811Загальна кількість унікальних слів становить 205829.3 слів у 2000 найпоширеніших слів43.0 слів у 5000 найпоширеніших слів51.4 слів у 8000 найпоширеніших слів
- Mesnevi'den Hikayeler - 81Кожна смужка відображає відсоток слів на 1000 найпоширеніших слівЗагальна кількість слів становить 2152Загальна кількість унікальних слів становить 128037.2 слів у 2000 найпоширеніших слів50.0 слів у 5000 найпоширеніших слів56.8 слів у 8000 найпоширеніших слів