Kara Kitap - 10
hissettiği birileri vardır, değil mi? O kadar yalnız biri değildir çünkü."
Galip düşündü. "O kadar yalnız biri değildir," dedi sonra endişeyle.
"Kimi çağırırdı yanına?" diye sordu magazin yazarı. "Sizi
Î9"
mı?
"Kızkardeşini," dedi Galip, hiç düşünmeden. "Kendisinden
yirmi yaş küçük bir üvey kızkardeşi vardır, onu. çağırırdı." Sonra düşündü. Karnı yırtılarak paslı
yayları dışarı fırlamış koltuğu hatırladı sonra. Daha da düşünüyordu.
"Belki de artık, oyunumuzun mantığını anlamaya başlamışsı-nızdır," dedi ihtiyar köşe yazarı.
"Sonuçlar çıkarıp tadına da varı-yorsunuzdur artık. O yüzden çekinmeden söyleyeceğim: Bütün
Hurufilerin sonu kötüdür zaten. Esterabadlı Fazlallah, ki Hurufiliğin kurucusudur, bir köpek gibi
öldürülmüş, ayaklarına ip bağlanarak cesedi çarşı pazar süründürülmüştiir. Altı yüz yıl önce,
onun da, Celâl Bey gibi, işe rüya yorumuyla başladığını biliyor muydunuz? Mesleğini bir
gazetede değil, şehir dışındaki mağarasında icra ediyordu..."
"Bu tür benzetmelerle bir insan ne kadar anlaşılabilir, bir hayatın sırlarına ne kadar nüfuz
edilebilir ki?" dedi magazin yazarı. "Otuz yılı geçiyor, Amerikalılardan taklit 'yıldız' dediğimiz o
zavallı artistlerimizin olmayan sırlarına girmeye çalışıyorum. Öğrendim artık: İnsanların çift
yaratıldığını söyleyenler yanılıyorlar. Kimse kimseye benzemez. Her fıkara kızımızın fıkaralığı
kendine göredir. Bizim her yıldızımız, gökte bir tane, yapayalnız, benzersiz bir fakir
yıldızcıktır." '
"Holywood'daki aslı hariç," dedi ihtiyar köşe yazarı. "Celâl Bey'in taklidi olduğu asıllarından
sözetmiş miydim size? Az önce saydıklarımdan başka, Dante'den, Dostoyevski'den,
Mevlâna'dan, Şeyh Galip'ten de hep birşeyler yürütmüştür."
"Her hayat banzersizdir!" dedi magazin yazarı. "Her hikâye başka bir eşi olmadığı için
hikâyedir. Her yazar, tek başına fakir bir yazardır."
"Katılmıyorum!" dedi ihtiyar köşe yazarı. "Pek sevildiği söylenen o 'Boğaz'in Suları Çekildiği
Zaman' yazısını ele alalım. Kıyamet alâmetlerinin, Mehdi'nin zuhurundan önceki yıkım
günlerinin anlatıldığı binlerce yıllık kitaplardan, Kuran'dan, kıyamet surelerinden, İbni
Haldun'dan, Ebu Horasani'den yürütme değil mi o? Üstüne bir de bayağı bir gangster hikâyesi
eklemiş. Hiçbir sanat değeri yok. Dar bir kesim tarafından heyecanla karşılanmasının, isterik
kadınların o gün yüzlerce kere telefon etmesinin sebebi, yazıda anlatılan saçmalıklar değil
tabii. Harflerin içine sizin bizim değil, ellerinde formülleri olan müridlerin anlayabildiği gizli me-
sajlar var. Memleketin dört bir yanına dağılmış, yarısı orospu, yarısı oğlancı olan bu müridler,
bu mesajları emir telâkki ettikleri için, sabah akşam gazeteye telefon ediyorlar ki, bu
saçmalıkları yazıyor diye şeyhleri Celâl Efendiyi kapı önüne koyuvermeyelim. Zaten gazetenin
önünde onu bekleyen bir iki kişi vardır her zaman. Sizin de, Galip Bey, onlardan biri
olmadığınızı nasıl anlayacağız?" "Galip Beyi sevdik!" dedi magazin yazarı. "Onda kendi
gençliğimizden birşeyler gördük. Ona bu kadar sır verecek kadar kanımız kaynadı. İşte
buradan anlayacağız. Bir zamanların ünlü yıldızı Samiye Samim hanımefendinin, huzur
evindeki son günlerinde bana dediği gibi: Kıskançlık denen illet... Ne oldu delikanlı kalkıyor
mu/
"Galip Bey oğlum, madem gidiyorsun, şu soruma cevap ver:" dedi ihtiyar köşe yazarı. "İngiliz
televizyoncular niye Celâl'le konuşmak istiyorlar da benimle değil?"
"Sizden daha iyi yazdığı için," dedi Galip. Masadan kalkmış merdivenlerin açıldığı sessiz
koridora çıkıyordu. İhtiyar yazarın neşesinden hiçbir şey kaybetmeyen güçlü bir sesle
arkasından bağırdığını duydu:
" Yutturduğum hapın mide ilacı olduğuna sahiden inandın mı?"
Galip sokağa inince çevreye dikkatle baktı. Karşı kaldırımda, bir zamanlar imam hatip liseli
gençleri, dine küfrediyor diye, Ce-lâl'in yazısıyla birlikte bütün sayfayı yaktıkları köşede, bir
portakal-cıyla kabak kafalı bir adam boş boş dikiliyorlardı. Celâl'i bekleyen kimse yoktu
görünürde. Karşıya geçip bir portakal aldı. Portakalı soyup yerken birisi tarafından takip
edildiği duygusuna kapıldı. Ca-ğaloğlu Meydanından yazıhanesine doğru dönüyordu, bu
duyguya niye o anda kapıldığını çıkartamadı: Yokuştan ağır ağır inerken, kitapçı dükkânlarının
vitrinlerine bakarken, duygunun neden bu kadar gerçek olduğunu da çıkartamadı. Ensesinin
arkasında varlığını belli belirsiz sezdiren bir 'göz' vardı sanki, o kadar.
Önünden her geçişinde yavaşladığı kitapçı vitrinlerinin birinde bir başka çift gözle karşılaşınca
ne kadar sevdiğini o an anladığı bir yakınını görmüş gibi heyecanlandı. Rüya'nın yutar gibi
okuduğu polisiye romanların bir çoğunu basan yayıneviydi burası. Kitapların üstünde sık sık
gördüğü hain baykuş, küçük dükkânın küçük vitrininden gelip geçen cumartesi kalabalığına ve
Galip'e sa-
bırla bakıyordu. Galip dükkâna girip Rüya'nın okumadığını sandığı eski ciltlerden üç tane ve bu
hafta çıktığı ilan edilen 'Kadın Aşk ve Viski'yi alıp paketletti. Üst raflara asılmış irice bir
kartonun üzerinde şöyle yazıyordu: "Türkiye'de Hiçbir Seri 126'ya Ulaşamadı. Polisiyelerimizin
Numarası Kalitelerinin Garantisidir." Dükkânda yayınevinin 'Edebi Aşk Romanları' ve 'Baykuş
Mizah Romanları Serisi'nden başka kitaplar da satıldığı için Hurufilik üzerine bir kitap sordu.
Kapının önüne yerleştirdiği koltuktan, hem soluk yüzlü bir delikanlının başında durduğu
tezgâhı, hem de çamurlu kaldırımdan geçen kalabalığı seyredebilen irice bir ihtiyar beklediği
cevabı verdi:
"Bizde yoktur. Hasis İsmail'in dükkânına sor!" Sonra ekledi: "Kendisi de Hurufi olan Şehzade
Osman Çelalettin Efendi'nin Fransızcadan çevirdiği polisiyelerin müsvetteleri geçmişti bir
zamanlar elime. Nasıl öldürüldüğünü bilir misiniz?"
Dışarı çıkınca Galip her iki kaldırıma da baktı, ama dikkatini çekecek bir şey göremedi: Paltosu
bol küçük çocuğuyla birlikte bir sandviççinin vitrinine bakan başörtülü bir kadın, aynı yeşil
çorapları giyen iki öğrenci kız ve karşı kaldırıma geçmek için bekle-- yen kahverengi paltolu bir
ihtiyar. Ama yazıhanesine doğru yürümeye başlar başlamaz, enseninde aynı 'göz'ün bakışını
hissetti.
Daha önce hiç takip edilmemiş, daha önce takip edildiği duygusuna da hiç kapılmamış olduğu
için, Galip'in bu konudaki bilgisi, gördüğü filmlerle ve Rüya'nın okuduğu polisiye romanların
sahneleriyle sınırlıydı. Çok az polisiye roman okumasına rağmen Galip bu romanlar hakkında
sık sık atıp tutardı: İlk ve son bölümün birbirinin tıpatıp aynı olduğu bir roman
kurulabilmeliydi; gerçek sonu hikâyenin içine gizlendiği için görünen bir 'son'u olmayan bir
hikâye yazılmalıydı; körler arasında geçen bir roman düşlenme-liydi vs. Rüya'nın dudak
büktüğü bu tasarıları kurarken Galip bel-ki bir gün başka bir kişi olabileceğini hayâl ederdi.
Han kapısına bitişik bir girintiye yerleşen kesik bacaklı dilencinin iki gözünün ikisinin de kör
olduğunu sanınca Galip, içine iyice girdiği kâbusun Rüya'nın yokluğu kadar, uykusuzlukla da
ilgili olduğuna karar verdi. Odasına girince masasına oturacağına pencereyi açıp aşağı baktı:
Kaldmmlardaki bütün hareketi kısa bir süre gözetledi. Masasına oturduğunda, telefon yerine eli
kendiliğin-
den kâğıt dosyasına uzandı. Temiz bir kâğıt çıkardı. Çok fazla düşünmeden üzerine yazdı:
"Rüya'nın bulunabileceği yerler. Eski kocasının evi. Amcam-'"rın evi. Banu'nun evi. Politik bir
ev. Yarı politik bir ev. İçinde şiirden sözedilen bir ev. İçinde her şeyden sözedilen bir ev.
Nişantaşı'nda başka bir ev. Herhangi bir ev. Bir ev." Yazarak iyi düşünemediğine karar vererek
kalemi bıraktı. Kalemi yeniden eline alınca "Eski kocasının evi" hariç her şeyi karaladı, ve şöyle
yazdı: "Rüya ile Celâl'in bulunabileceği yerler. Rüya ile Celâl, Celâl'in bir evinde. Rüya ile Celâl
bir otel odasında. Rüya ile Celâl sinemaya gidiyorlar. Rüya ile Celâl? Rüya ile Celâl?"
Kâğıtlara yazdıkça kendini hayâlini kurduğu polisiye romanların kahramanlarına benzetiyor,
böylece, Rüya'yı, olmak istediği yeni insanı ve yeni bir dünyayı hatırlatan bir kapının eşiğine
yaklaştığını hissediyordu. Bu kapıdan görülen dünya, takip edilme duygusunun huzurla
karşılandığı bir dünyaydı. Takip edildiğine inanıyorsa insan, en azından, masasına oturup,
kaybolan başka bir kişiyi bulmasına yarayacak ipuçlarını alt alta yazabilecek biri olabileceğine
de inanabilmeliydi. Dedektif romanlarının kahramanlarına benzeyen o kişi olmadığını biliyordu
Galip, ama o kişiye benzediğine, 'onun gibi' olabildiğine inanmak, çevresindeki eşyaların ve
hikâyelerin baskısını biraz olsun hafifletiyordu. Çok sonra, saçları ' şaşılacak bir simetriyle
ortadan ikiye ayrılarak taranmış garson çocuk lokantadan ısmarladığı yemeği getirdiğinde,
Galip, boş kâğıtları ipuçlanyla doldura doldura kendi dünyasını, polisiye romanların dünyasına o
kadar yaklaştırmıştı ki, kirli tepsinin üzerindeki dönerli pilavla havuç salatası ona her zaman
yediği şeyler gibi değil, önüne ilk defa konan bambaşka yiyecekler olarak gözüktü-
Yemeğin ortasında çalan telefonu, beklediği bir telefonu cevaplandıracak biri gibi açmıştı:
Yanlış numara. Yemeğini bitirdikten, tepsiyi kaldırdıktan sonra aynı rahatlıkla Nişantaşı'ndaki
evi aradı. Telefonu uzun uzun çaldırırken yorgun döndüğü evde yatağından kalkan Rüya'yı
hayâl ediyordu ama telefonu kimse açmayınca şaşırmadı. Hâle Halasının numarasını çevirdi.
Rüya'mn hastalığına, günlerdir açılmayan telefonlarına meraktan evlerine kadar gelen teyzenin
kapıdan dönüşüne ilişkin sorularına halası daha da başkalarını eklemesin diye Galip bir nefes-
te anlattı: Telefonları bozulduğu için haber verememişlerdi; Rüya'nın hastalığı daha o geceden
geçmişti, turp gibiydi şimdi, hiçbir şeyi yoktu, üzerinde mor paltosu az ilerideki 56 Chevrolet
taksinin içinde hayatından memnun Galip'i bekliyordu; birlikle İzmir'e gidiyorlardı, ağır hasta
olan eski bir arkadaşlarını görmeye; vapur birazdan kalkacaktı, Galip yol üzerindeki bir
bakkaldan telefon ediyordu; bu kalabalıkta telefonunu kullandıran bakkala teşekkür ediyordu;
allahısmarladık Hala, âllahısmarladık! Hâle Hala gene de sordu ama: Kapıyı iyi çekmişler miydi,
Rüya yeşil yün kazağını almış mıydı?
Saim telefon ettiğinde Galip, insanın ayak basmadığı bir kentin haritasına baka baka ne kadar
değişebileceğini merak ediyordu. Saim, sabah Galip gittikten sonra arşivinde araştırmalarına
devam etmiş, yararlı olabilecek bazı ipuçları bulmuştu: Ninenin ölümünden sorumlu Mehmet
Yılmaz, evet, hâlâ sağ olabilirmiş, ama bir ara sandıkları gibi Ahmet Kaçar ya da Haldun Kara
adlarıyla değil, takma ad kokmayan Muammer Ergener adıyla şehirde bir hayalet gibi
geziniyormuş. Bütünüyle 'karşıt görüş'ü savunan bir dergide bu ada rastlayınca şaşırmamış
Saim; şaşırdığı şey aynı dergide Salih Gölbaşı imzasıyla Celâl'in iki köşe yazısını sert biçimde
eleştiren kişinin de aynı üslubu kullanması ve aynı imlâ halalarını yapmasıymış. Bu adın ve
soyadın, Rüya'nın ilk kocasının adı ve soyadıyla kafiyeli olduğu ve aynı sessiz harflerle
kurulduğunu düşündükten sonra 'Emeğin Saati' adlı küçük bir eğitim dergisinin eski
sayılarında, bu defa onu yazı işleri müdürü olarak görünce Saim derginin şehir dışındaki
yönetim yerinin adresini Galip için almış: 'Güntepe Mahallesi, Refet Bey Sok., No 13.
Sinanpaşa Bakırköy.'
Telefonu kapadıktan sonra Güntepe mahallesinin haritasını Şehir Rehberinde bulunca Galip
hayrete düştü, ama kendisini tepeden tırnağa değiştirmesini istediği şaşkınlık değildi bu.
Mahalle on iki yıl önce ilk evlendiğinde Rüya'nın işçiler arasında 'çalışma' yapmak için kocasıyla
yerleştiği küçük gecekondunun üzerinde kurulduğu kıraç tepeyi bütünüyle kaplıyordu.
Haritadan anlaşıldığına göre, şimdi her biri bir Kurtuluş Savaşı kahramanının adını ta-Şiyan
sokaklarla bölünmüştü tepe. Bir kenarda küçük bir parkın yeşiliyle, bir caminin minaresi,
ortada Atatürk heykelinin küçük dörtgeniyle işaretlenmiş bir alan vardı. Galip'in hayâlini en son
ku-
racağı ülkeydi burası.
Yeniden gazeteye telefon edip Celâl Beyin "henüz" gelmediğini öğrendikten sonra Galip,
İskender'i aradı. Ona, CelâPi bulduğunu, İngiliz televizyoncuların kendisiyle görüşme yapmak
istediklerini söylediğini, CelâFin de bu fikre pek fazla karşı çıkmadığını, ama şu ara meşgul
olduğunu anlatırken telefona çok da uzakta olmayan bir kız çocuğunun ağladığını işitiyordu.
İskender, İngilizlerin İstanbul'da en azından altı gün daha kalacaklarını söyledi. Celâl hakkında
çok övgü işitmişlerdi, bekleyeceklerinden emindi; Galip isterse onları Pera Palas'tan kendi
arayabilirdi.
Yemek tepsisini kapısı önüne bırakıp handan çıktıktan sonra, Galip yokuşu inerken göğün
renginde şimdiye kadar hiç hissetmediği bir solukluk sezdi. Sanki kül rengi bir kar yağacak, bu
da cumartesi kalabalığınca olağan karşılanacaktı. Belki de buna alışmak için, herkes çamurlu
kaldırımlara, önüne bakarak yürüyordu. Kolunun altındaki polisiye romanların kendisine huzur
verdiğini anladı. Sanki, bu tür romanlar uzak ve sihirli ülkelerde yazıldığı ve yabancı dil öğreten
liselerde başladıkları eğitimlerine devam etmedikleri için pişman olan mutsuz ev kadınları
tarafından 'dilimize' çevrildikleri için herkes her zamanki hayatına devam edebiliyor, Lan
girişlerinde çakmak dolduran soluk giysili satıcılar, rengi atmış eski elbiseleri hatırlatan kambur
adamlar ve dolmuş durağının sessiz yolcuları da her zamanki hayatlarının içinde soluk alıp
Verebiliyorlardı.
Eminönü'nde bindiği otobüsten Harbiye'de indiğinde Galip, Konak Sinemasının önündeki
kalabalığı gördü. Cumartesi öğleden sonra 2.45 matinesinin kalabalığıydı. Yirmi beş yıl önce,
Rüya ve başka bazı okul arkadaşlarıyla birlikte Galip de bu 'matine' için aynı pardesülü, sivilceli
öğrenci kalabalığı içinde, şimdiki gibi talaşla kaplanmış merdivenleri iner, küçük lambalarla
aydınlatılmış 'gelecek hafta'nın resimlerine bakar, Rüya'nın kimlerle konuştuğunu sessiz bir
sabırla gözlerdi. Bir önceki 'seans' bir türlü bitmezdi o zaman, kapılar açılmaz, Rüya'yla yan
yana oturacakları ve ışıkların söneceği an bir türlü gelmezdi. 2.45'e bilet olduğunu öğrenince,,
Galip bir özgürlük duygusuna kapıldı. Sinem un r,ı içi, az önce boşalan kalabalığın nefesiyle
sıcak ve havasızdı. İşıklar sönüp reklâmlar başlayınca Galip uyuyakalacağını anladı.
Uyanır uyanmaz koltuğunda doğruldu. Güzel, çok güzel bir kadın vardı perdede, güzel olduğu
kadar dertliydi de. Sonra geniş ve sakin bir ırmak gördü, sonra bir çiftlik evi, yeşillikler içinde
bir Amerikan çiftliği. Sonra, dertli güzel kız Galip'in daha önce hiçbir filmde görmediği orta
yaşlı bir adamla konuşmaya başladı. Konuştukları kadar ağır ve sakin hareketlerinden ve
yüzlerinden hayatlarının dertlerle dolu olduğunu anlıyordu Galip. Anlamaktan öte, biliyordu.
Hayat dertlerle doluydu, acılarla, biri bitince öbürü gelen, öbürüne alışırken bir yenisi bastıran
ve yüzlerimizi birbirine benzeten derin acılarla. Birdenbire de gelseler, bu acıların çoktan beri
yolda olduğunu biliyorduk biz, onlara kendimizi hazırlamıştık, ama gene de dert, bir kâbus gibi
üzerimize çökünce bir tür yalnızlığa kapılıyorduk; başka insanlarla paylaştığımızı sandığımız
zaman mutlu olacağımız umutsuz ve vazgeçilmez bir yalnızlık. Galip bir an kendi derdiyle
perdedeki kadının derdinin bir olduğunu hissetti; ya da dert yoktu da ortak bir dünya vardı:
Çok fazla birşeyler beklenilmeyen, ama hiçbir zaman da küsülmeyen, anlamı ve anlamsızlığı
sınırlı, insanı alçakgönüllülüğe çağıran yerli yerinde bir dünya. Olaylar ilerledikçe, kadın bir
kuyudan su çekerken, eski bir Ford kamyonetle yolculuk ederken, kucağına aldığı küçük bir
çocuğu konuşa konuşa yatağına yatırırken Galip kendini seyreder gibi onu yakın hissediyordu
kendine. İçinde ona sarılma isteği uyandıran şey, kadının güzelliği, doğallığı ya da o
kendiliğinden hali değil, kadınla aynı dünyada yaşadığına duyduğu derin inançtı: Ona
sarılabilirse bu inancı ince ve kumral kadın da paylaşacaktı. Galip'e filmi tek başına
seyrediyormuş, gördüklerini kendinden başka kimse görmüyormuş gibi geliyordu. Biraz sonra,
ortasından geniş bir asfalt yol geçen sıcak kentte bir kavga çıkınca ve hareketli hızlı, kuvvetli
ve 'kişilikli' bir erkek olayları sürüklemeye başlayınca, Galip, kadınla paylaştığı ortaklığın
biteceğini hissetti. Alt yazılar kelime kelime gözüne giriyordu, ağzına kadar dolu sinemadaki
insan kıpırtısını hissediyordu. Yerinden kalktı, erken çöken karanlıkta, ağır ağır yağan karın
altında eve döndü.
Çok sonra, damalı mavi yorganın üzerinde yatarken, uykuyla uyanıklık arasında Rüya'ya aldığı
polisiye romanları sinemada unuttuğunu anladı.
ONUNCU BÖLÜM - GÖZ
"Hayatının o deyir faaliyetinde yazdığı yazılarının
miktarı yevmiye beş sahifeden aşağı düşmemiştir."
Abdurrahman Şeref
Bu anlatacağım vaka bir kış gecesi başımdan geçti. Karamsar bir zamammdı: Gazeteciliğin ilk
ve zor yıllarını atlatmıştım, ama biraz olsun tutunabilmek için yaptıklarım mesleğe girişteki o
heyecanımı çoktan kurutmuştu. Soğuk kış gecelerinde, "Sonunda ayakta kalabildim!" derken
kendime, içimin boşalmış olduğunu da bilirdim. O kış, bütün hayatım boyunca beni takip
edecek bir uykusuzluk hastalığına da yakalandığım için, hafta içlerinde, bazı günler gece
sekreteriyle birlikte geç saatlere kadar gazetede kalır, sabahları günlük kargaşa ve kalabalık
içinde yazamayacağım bazı yazıları hazırlardım. O zamanlar, Avrupa gazete ve dergilerinde de
pek moda olan 'İster İnan İster İnanma' köşesi bu gece çaljşmala-rı için biçilmiş kaftandı.
Daha önceden orasından burasından kesilerek delik deşik edilmiş Avrupa gazetelerinin birini
açar, 'İster İnanma' köşesindeki resimleri bir süre dikkatle inceler, (herhangi bir yabancı dili
öğrenmeyi gereksiz, hatta hayâl gücüm için zararlı bulmuşumdur hep) ve resmin ilham
ettiklerini bir tür sanat coşkusuyla hemen kaleme alırdım.
O kış gecesi, bir Fransız Gazetesinde (Illustration) gördüğüm tuhaf suratlı bir ucubenin
(gözünün biri aşağıdaydı, biri yukarıda) resmine bir an baktıktan sonra 'tepegöz'ler üzerine bir
çırpıda bir-şeyler çiziktirmiştim: Dede Korkut'ta genç kızları korkutan, Ho-meros'un destanında
Siklop adlı hain yaratıklara dönüşen, Buha-ri'nin Peygamberler Tarihi' nde Deccal'in ta kendisi
olan,- Binbir Gece Masalları'nda vezirlerin haremine giren, Dante'nin Cennet'inde bana pek
tanıdık gelen sevgili Beatrice'i ile buluşmadan önce, üzerinde mor bir elbiseyle şöyle bir
gözüküveren, Mevlâna Celalettin'in Mesnevi'sinde kervanların yolunu kesen ve pek sevdiğim
Vathek'te de bir zenci kadın kılığına bürünen bu gözüpek ya-
ratığın geçmişini özetledikten sonra, alnın tam ortasında karanlık bir kuyu gibi duran bu tuhaf
ve tek gözün neye benzediğini, neden bizleri irkilttiğini, ondan neden korkmanız ve sakınmanız
gerektiğini yazmış, bir heyecan dalgasıyla kalemimin ucuna geliveren iki hikâyeciği de, kısa
'monografime' ekleyivermiştim: Haliç kıyısındaki yoksul mahallelerden birinde yaşayan ve
geceleri çamurlu, mazotlu o bulanık suya girerek kimbilir nereye gittiği söylenen Tepegöz'le
onunla buluştuğu, ya da onun kendisi olduğu söylenen ve geceyarılan başından kalpağını
çıkarınca Pera'nın lüks kerhanelerinde nice kızı korkudan bayıltan kibar -'Lord' diyorlarmış ona-
Tepegöz.
Bu tür konulara bayılan ressama yazıyı kısa bir notla (Bıyık çizme lütfen!) bıraktıktan sonra,
geceyarısım biraz geçe gazeteden çıkmış, soğuk ve boş evime hemen dönmek istemediğim
için, eski İstanbul sokaklarında yürümeye karar vermiştim. Kendimden, her zamanki gibi
memnun değildim, ama yazımdan ve hikâyemden memnundum. Bu küçük yazı zaferimi uzun
bir yürüyüşle hayâl edersem, belki hiç geçmeyen bir hastalık gibi üzerime sinen mutsuzluk
duygusundan biraz olsun kurtulurum sanıyordum.
Birbirlerini düzensiz eğrilerle kesen ve gittikçe darlaşarak ka-ranlıklaşan ara sokaklarda
yürüdüm. Cumbaları eğilerek birbirine yaklaşmış karanlık evlerin kör karanlık pencereleri
arasında kendi ayak seslerimi dinleyerek yürüdüm. Köpek çetelerinin, uykulu bekçilerle
esrarkeşlerin ve hayaletlerin bile artık adım atmaktan çekindiği o bütünüyle unutulmuş
sokaklarda yürüdüm.
Bir yerlerden bir gözün beni seyrettiği duygusuna kapıldığımda önce pek telaşlanmadım. Az
önce çiziştirdiğim yazıyla ilgili bir yanılsama duygusu olmalı bu, diyordum, çünkü sandığım gibi
ne dar sokağa sarkan çarpık cumbanın yan penceresinde, ne de boş arsadaki karanlığın içinde
beni gözetleyen bir göz vardı. Beni gözetlediğini sezdiğim şey, belli belirsiz bir hayâldi, önem
vermek istemedim. Ama bekçi düdüklerinden ve uzak mahallelerde uluyarak birbirlerine
saldıran köpek sürülerinden başka, hiçbir şeyin işi-tilmediği uzun sessizliklerde bu gözetlenme
duygusu ağır ağır yükselerek öyle bir yoğunlaştı ki, bir süre sonra, yokmuş gibi davranarak bu
boğucu baskıdan kurtulamayacağımı anladım.
Her şeyi gören ve her yerde beni bulan bir göz, artık hiç sak-
lanmadan gözetliyordu beni! Hayır, uydurduğum hikâyelerin kahramanlarıyla hiçbir ilgisi
yoktu; onlar gibi korkutucu, çirkin ya da gülünç değildi; yabancı ve soğuk da değildi; hattâ,
evet, tanıdık bir şeydi: Göz beni tanıyordu, ben de onu. Uzun zamandır birbirimizden
haberliydik, ama birbirimizin bu kadar açıkça farkına varmamız için, o geceyarısı hissettiğim o
özel duygu, yürümekte olduğum o özel sokak ve o sokaktaki görüntünün şiddeti gerekmişti.
İstanbul'u iyi tanımayan okuyucularıma bir şey ifade etmeyeceği için, Haliç sırtlarındaki bu
sokağın adını vermeyeceğim. Başımdan geçen bu metafizik deneyden otuz yıl sonra, bir
çoğunun hâlâ yerlerinde durduğunu gördüğüm karanlık ve ahşap evlerden, . cumba
gölgelerinden, ışığın çarpık dalların kestiği soluk bir sokak lambasından oluşan parke kaplı bir
sokak düşünün, yeter! Kaldırımlar kirli ve dardı. Küçük bir mahalle camiinin duvarı, hiç sonu
- Части
- Kara Kitap - 01Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2834Общее количество уникальных слов составляет 169327.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов39.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов47.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 02Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2755Общее количество уникальных слов составляет 180626.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов38.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов46.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 03Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2876Общее количество уникальных слов составляет 166430.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов42.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов51.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 04Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2806Общее количество уникальных слов составляет 176130.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов43.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов51.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 05Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2785Общее количество уникальных слов составляет 170328.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов41.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов48.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 06Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2727Общее количество уникальных слов составляет 174728.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов41.3 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов49.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 07Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2795Общее количество уникальных слов составляет 177728.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов39.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов47.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 08Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2851Общее количество уникальных слов составляет 180228.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов39.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов46.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 09Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2754Общее количество уникальных слов составляет 168329.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов43.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов51.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 10Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2839Общее количество уникальных слов составляет 174030.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов43.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов51.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 11Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2835Общее количество уникальных слов составляет 166932.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов45.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов53.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 12Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2814Общее количество уникальных слов составляет 174331.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов44.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов51.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 13Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2797Общее количество уникальных слов составляет 167731.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов45.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов53.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 14Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2783Общее количество уникальных слов составляет 168529.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов40.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов47.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 15Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2759Общее количество уникальных слов составляет 164928.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов42.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов50.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 16Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2814Общее количество уникальных слов составляет 156531.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов45.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов52.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 17Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2793Общее количество уникальных слов составляет 167330.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов43.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов51.3 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 18Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2766Общее количество уникальных слов составляет 164330.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов42.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов49.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 19Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2767Общее количество уникальных слов составляет 167129.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов42.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов51.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 20Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2748Общее количество уникальных слов составляет 155230.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов42.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов50.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 21Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2733Общее количество уникальных слов составляет 160031.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов44.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов53.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 22Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2772Общее количество уникальных слов составляет 171529.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов41.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов50.2 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 23Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2700Общее количество уникальных слов составляет 170528.0 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов38.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов47.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 24Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2727Общее количество уникальных слов составляет 165428.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов41.5 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов49.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 25Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2742Общее количество уникальных слов составляет 170329.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов41.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов49.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 26Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2702Общее количество уникальных слов составляет 165828.0 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов42.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов50.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 27Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2713Общее количество уникальных слов составляет 168726.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов40.2 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов48.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 28Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2772Общее количество уникальных слов составляет 176026.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов39.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов47.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 29Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2742Общее количество уникальных слов составляет 166529.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов41.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов49.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 30Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2777Общее количество уникальных слов составляет 166032.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов44.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов52.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 31Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2699Общее количество уникальных слов составляет 166629.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов42.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов51.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 32Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2862Общее количество уникальных слов составляет 169228.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов41.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов49.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 33Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2737Общее количество уникальных слов составляет 172326.3 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов38.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов46.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 34Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2884Общее количество уникальных слов составляет 164831.4 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов44.0 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов51.6 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 35Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2908Общее количество уникальных слов составляет 154330.2 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов43.1 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов50.4 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 36Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2772Общее количество уникальных слов составляет 176527.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов38.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов46.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 37Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2777Общее количество уникальных слов составляет 166531.9 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов44.9 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов53.1 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 38Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2768Общее количество уникальных слов составляет 155630.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов43.6 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов51.7 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 39Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2761Общее количество уникальных слов составляет 143630.5 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов43.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов49.9 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 40Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2748Общее количество уникальных слов составляет 163032.8 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов46.4 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов54.5 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 41Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2760Общее количество уникальных слов составляет 170429.7 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов41.8 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов49.8 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов
- Kara Kitap - 42Каждый столб представляет процент слов на 1000 наиболее распространенных словОбщее количество слов 2175Общее количество уникальных слов составляет 136528.1 слов входит в 2000 наиболее распространенных слов40.7 слов входит в 5000 наиболее распространенных слов49.0 слов входит в 8000 наиболее распространенных слов