Cinayetler Oteli - 6
Süzlärneñ gomumi sanı 4066
Unikal süzlärneñ gomumi sanı 2143
25.0 süzlär 2000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
35.7 süzlär 5000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
41.1 süzlär 8000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
«Biliyorum. Adam Piskopos Pennyfather'e benziyordu. Saçları... Elbisesi... Herş eyi... Ne var ki, o Piskopos Pennyfather gibi yürümüyordu. Sanıyorum daha gençbir adamdı.Ü zgünümç okü zgünüm. Herhalde sizi yanlışyola sürükledim. Yine de o gece gördüğüm Piskopos Pennyfather değildi.»
Davy mırıldandı.« Bir bakıma haklıydınız. Piskopos Pennyfather o gece otele döndü. Geldiğini kimse görmedi. Ama bu da o kadarş aşılacak birş ey değil.Çü nküadam Bertram'a döndüğüzaman gece yarısınıçoktan geçmişti. Merdivenlerdençı ktı. Yandaki odanın kapısınıaçarak içeri girdi. Ondan sonra ne olduğunu bilmiyoruz. Zavallıbunlarıhatırlamıyor. Hafızasınıcanlandırmanın yolunu bulsaydık...»
Miss Marple düşünceli düşünceli başınısalladı.« Tabii o Almanca kelime var.»
«Hangi Almanca kelime?»
«Ah, unuttum. Ama...»
Piskopos Pennyfather'di gelen...«İç eri girebilir miyim? Deneme nasıl oldu?»Kapıdan girdi.
Baba,« Harika oldu,»diye cevap verdi.« Ben de Miss Marp-le'la konuşuyordum. Kendisini tanıyorsunuz değil mi?»
«Evet, evet...»Pennyfather'in sesinden bundan pek emin olmadığıanlaşılıyordu.
«Miss Marple o gece neler yaptığınızınasılöğ rendiğimizi anlatıyordum. Gece yarısından sonra tekrar otele döndünüz. Yukarıçıktınız. Odanızın kapısınıaçarak, içeri girdiniz...»Durdu.
Miss Marple birdenbire bağırdı.« Almanca kelimenin ne olduğunuş imdi hatırladım Doppelgönger.»
Piskopos Pennyfather'in yüzünde hayret dolu bir ifade belirdi.« Tabii! Tabii! Bunu nasıl oldu da unuttum. Biliyor musunuz?
Çok haklısınız.Erika'nın Duvarları filmini seyrettikten sonra buraya otele döndüm. Yukarıçıktım. Odanın kapısınıaçtım ve ne gördüm biliyor musunuz?İ nanılacak gibi değildi. Kaptyıaçtım ve tam karşıda bir koltukta kendimin oturduğunu gördüm. Evet, ben karşıdaki koltukta oturuyordum. Sizin dediğiniz gibi bir 'Dop-pelgönger'di bu. Benim eşim. Ne garip değil mi? Ondan sonra?.. Durun bakayım.»Gözlerini tavana dikerek hatırlamayaç alıştı.
Baba atıldı.« Ve o zaman sizi gördükleri içinç okş aşırdılar.İç lerinden biri olancaş iddetiyle başınıza vurdu.»
Kısa bir süre sonra, Piskopos Pennyfather, Chadminster'e doğru yolaçı ktı. Artık herş eyi hatırlayan adam olanlarıdüşünerek başınısallıyor, yolda kendisini bulduklarınıiddia edenç iftin aslındaö yle hayırsever insanlar olmamasınaü zülüyordu.
BaşmüfettişDavy, Miss Marple'ısalonda bir köşeye oturtmuştu. Adam,« Beni burada on dakika bekleyebilir misiniz?»diye sorarak uzaklaştı.
«Tabii beklerim.»
Miss Marple de oturup düşünmek istiyordu zaten...
DEDEKTİF OLABİLİR MİSİNİZ?
Buraya kadar katili bulmak ve esrarıçözmek için gerekli bütün ipuçlarıverildi.
Şimdi iyi düşünün. KATİL KİM? Bertram Otelinde nasıl işler dönüyor?
ON BEŞ
Miss Marple, acaba BaşmüfettişDavy benden bu sefer ne yapmamıisteyecek, diye düşünüyordu. Adamın oldukça heyecanlıolduğunu sezmişti. Baba'nın planlarımeyve vermekü zereydi. Bu onun zafer günüsayılabilirdi.
Bertram Otelinde yaşam yine eskisi gibiydi.
Miss Marple kendi kendine, hayır, dedi. Pek de eskisi gibi değil. Arada bir fark var. Ama bu fark nerede, onu bilmiyorum. Belki de herş eyin nedeni otele kaygılıbir havanın hakim olması.
Dışkapılar açılarak BaşmüfettişDavy içeri girdi. Adam hızla Miss Marple'in oturduğu tarafa geldi. Neşeli bir tavırla,« Lady Sedgwich'i ziyaret edeceğiz,»diyerek gülümsedi.
«O hâlâburada mıkalıyor?»
«Evet. Kızıda yanında.»
Miss Marple ayağa kalktı. Etrafına bir göz atarak, usulca mırıldandı.« ZavallıBertram.İ nsan, bir sanat eseri mahvolduğu zamanç okü zülüyor.»
Baba düşünceli düşünceli,« Ne demek istediğinizi anlıyorum,»dedi.
Asansörle yukarıçıkarak, koridorda ilerlediler. Lady Sedg-
wich pencerenin yanındaki yüksek arkalıklıkoltukta oturuyordu. Dizlerininü stünde bir kitap vardı. Ama kadının bunu okumadığıanlaşılıyordu.
«Demek yine siz geldiniz, BaşmüfettişDavy.»Gözlerini ondan ayırarak, Miss Marple'a baktı. Yüzünde hafif bir hayret ifadesi belirdi.
BaşmüfettişDavy,« Miss Marple da benimle geldi,»dedi.« Miss Marple... Lady Sedgvvich.»
Bess Sedgvvich başınısalladı.« Sizinle dahaö nce de tanışmıştık. Geçen gün Selina Hazy'nin yanındaydınız değil mi?»Biraz duraksadıktan sonra devam etti.« Rica ederim, oturun.»Tekrar BaşmüfetişDavy'e döndü.« Elvira'ya ateşeden adam hakkında yeni haberleriniz var mı?»
«Pek var sayılmaz.»
«Saldırgan hakkında fazla birş eyöğ renebileceğinizi sanmıyorum. Sisli havalarda onun gibi serserilerİ nlerinden dışarıçıkarak, yalnız başına dolaşan kadınlarıararlar.»
Baba,« Bir dereceye kadar doğru bu. Kızınız nasıl?»dedi.
«Elvira kendine geldi artık... Albay Luscombe'e telefon ettim. Kızımıyanıma alacağımıduyuncaç ok memnun oldu.»
Bess birdenbire bir kahkaha attı.« Sevgili Derek, Elvira'yla beni biraraya getirmek için az uğraşmadı.»
Baba,« Sanırım bu konuda haklıydı,»diye cevap verdi.
«Hayır, hayır, değildi. Amaş u ara Elvira'nın benimle oturmasıiyi olacak.»Başınıçevirerek pencereden dışarıbaktı.\ Tekrar konuşmaya başladığızaman sesi iyice değişmişti.« Duyduğuma göre bir arkadaşımıtutuklamışsınız... Ladislaus Malinovvski'den söz ediyorum. Onu neyle suçluyorsunuz?»
BaşmüfettişDavy düzeltti.« Malinowski tutuklanmadı.Ş u ara tahkikatımızda bize yardım ediyor.»
«Onu hangi konuda sorguyaç ektiğinizi sorabilir miyim? Yoksa böyle birş ey sormamam mıgerek?»
«Bir kere Michael Gorman'ınö ldüğügece ne yaptığını öğrenmek istiyoruz.»
Bess Sedgvvich koltuğunda doğrulup oturdu.« Yani Elvira'ya ateşedenin Ladislaus olduğunu mu sanıyorsunuz? Bu gülünçfikir de nereden aklınıza geldi. Onlar birbirlerini tanımıyorlar bile.»
«Bu işi Malinovvski yapmışolabilir.Çü nküo gece arabasıköşedeydi.»
Lady Sedgvvichö fkeyle,« Saçma,»diye homurdandı.
«Michael Gorman'inö lümüsiziü zdümü, Lady Sedgvvich?»
Kadın hayretle ona baktı.« Gorman'ınö lümünüduyuncaç okü züldüm.Çü nküoç ok cesur bir adamdı.»
«Onu tanıyordunuz değil mi?»
«Tabii. Buradaç alışıyordu.»
«Sanırım onu daha iyi tanıyordunuz, değil mi?»
«Ne demek istiyorsunuz?»
«Rica ederim, Lady Sedgvvich! Michael Gorman sizin koca-nızdıdeğil mi?»
Kadın bir iki dakika cevap vermedi. Gelgelelim endişeli veyaş aşırmışgibi de davranıyordu. Nihayet içiniç ekerek arkasına yaslandı.« Siz birçokş eyi biliyorsunuz değil mi, başmüfettişbey... Michael Gorman'ıyirmi yıldan beri görmemiştim. Hatta daha uzun bir süreden beri. Sonra bir gün otelin penceresinden baktım ve... Micky'i tanıdım.»
«O da sizi tanıdımı?»
«Evet. Doğrusu birbirimizi tanımamızş aşılacak birş eydi.»
Bess Sedgwich'in yüzünde tuhaf bir ifade belirmişti.«Çü nküonunla ancak bir hafta beraber kaldık. Sonra ailem izimizi buldu. Micky'e para verdiler, beni de rezil olduğumu söyleyerek eve götürdüler. Tekrar içiniç ekti. Micky'le kaçtığım zamanç ok gençtim. Budalanın,çı lgının biriydim.Ç ok inatçıydım. Kafam da o romantik hayallerle doluydu. Micky benim için bir masal kahramanından farksızdı. Bunun nedenini biliyor musunuz?Ç ok iyi ata binmesi. Korkunun ne olduğunu bilmezdi.Ç ok yakışıklıve neşeliydi. Bütünİ rlandalılar gibi tatlıdilliydi.»Başınısalladı.« Ancak hayranlığım uzun sürmedi... Başbaşa geçirdiğimiz ilk yirmi dört saat beni düşkırıklığına uğratmaya yeterli geldi.Ç ok içiyordu. Kaba ve hain bir tarafıvardı. Ailem beni eve götürmek için gelince rahat bir soluk aldım. Micky'i bir daha görmek, adınıduymak bile istemiyordum.»
«Aileniz onunla evli olduğunuzu biliyor muydu?»
«Hayır. Ben de Micky'le evli olduğumu sanmıyordum.»
«Neden? Niçin sanmıyordunuz?»
«Mick'le Ballygovvlan da evlendik. Ama ailem beni almaya gelince bana evliliğimizin sahte olduğunu söyledi. 'O töreni arkadaşlarımla aramızda hazırlayıverdik,' dedi. Ben artık ondan herş ey beklediğim için bu sözlere inandım. Micky'den böyle birş ey beklenebilirdi. Bilmiyorum bu yalanıneden uydurdu? Ailemin verdiği paraya ihtiyacıolduğu için mi? Yoksa kanunen reşit olmamışbir kızla evlendiği için cezalandırılacağından korktuğundan mı? Her neyse... O zaman Micky'nin sözlerinin doğru olduğuna inandım.»
«Ya sonra?»
Bess Sedgvvich derin düşüncelere dalmıştı.« Yıllar... yıllar sonra, hayatıdaha iyi tanıdığım ve kanuni işlerden de anlamaya
başladığım zaman, 'Galiba' dedim. 'Ben yıllarö nce Michael Gor-man ile gerçekten evlenmiştim.'
«Yani aslında Lord Coniston'la evlendiğimiz zaman iki kocalıolmuştunuz. Bu ikinci evlilik yasal sayılmazdı.»
«Evet... Johnny Sedgwich ve Amerikalıkocamla olan evliliklerim deö yle...»BaşmüfettişDavy'e bakarak, neşeyle güldü.« Bütün bu evliliklerim yasal değildi. Ne gülünçdeğil mi?»
«Michael Gorman'dan boşanmayıdüşünmediniz mi?»
Lady Sedgwich omuzunu silkti.« Bu bana gülünçbir rüya gibi geliyordu. Tekrardan geçmişi hatırlatmakta bir anlam yoktu. Ve durumu Johnny'e açtım.»Bu ismi söylerken sesi yumuşayıp, tatlılaşmıştı.« O bu konuya aldırmadıbile. Johnny de, ben de kanuna saygısıolan insanlar sayılmazdık.»
Baba sakin bir sesle,« Sonra,»dedi.« Kasım ayında Michael Gorman ortayaçı karak, sizeş antaj yaptı.»
«Saçma! Onun banaş antaj yaptığınıda kim söyledi?»
Baba ağır ağır dönerek, sandalyesinde dimdik ve sessiz sedasız oturan yaşlıkadına baktı.
«Siz!»Bess Sedgvvich hayretle Miss Marple'ısüzdü.« Siz bu konuda ne bilebilirsiniz ki?»Yaşlıkadınısuçlamıyordu. Sadece sesinde merak vardı.
Miss Marple,« Bu oteldeki koltukların arkalıklarıyüksek,»diye cevap verdi.« Yazıodasında,şö mineninö nünde oturuyordum. Siz, mektup yazmak için içeri girdiniz. Odada başkalarının da olduğundan haberiniz yoktu sanırım.İş te bu yüzden istemeyerek Gorman'la yaptığınız konuşmayıduydum. Pencereyi açıp, ona seslendiğiniz zaman sözlerinizi ister istemez işittim.»
Bess ağır ağır başınısalladı.« Sizi suçlamıyorum. Ama duyduklarınızıyanlışanlamışsınız. Micky banaş antaj yapmadı. Belki
bunu düşünmüştüama o girişime geçmeden onu uyardım.»Dudaklarıyine o neşeli ve kaygısız gülümsemeyle büküldü. Bu gülümseme kadının yüzüneç okç ekici bir ifade veriyordu.
Miss Marple mırıldandı.« Evet. Onu vurmakla tehdit ettiniz. Küstahlığımımazur görün. Ama pek iyi yaptınız. Sorunu mükemmel birş ekilde idare ettiniz.»
Bess Sedgvvich kaşlarınıalayla kaldırdı.
Miss Marple konuşmasınısürdürdü.« Ne var ki, bu konuşmayıyalnız ben duymadım.Şö minenin karşısındaki diğer koltukta da biri oturuyordu.»
Miss Marple, BaşmüfettişDavy'e yalvarırcasına baktı. Adama,« Bu işi yapmak gerekirse... siz yapın,»der gibiydi.
«Olamaz!»Bess'in sesi iyice yükselmişti.« Elvira'mıoturuyordu? Anlıyorum... evet, anlıyorum. Herhalde Elvira bazışeyler düşündü...»
Davy,« Kızınız duyduklarınaç okö nem verdi,»dedi.« Bu yüzden de kalkıpİ rlanda'ya gitti. Orada gerçekleriöğ renmeyeç alıştı. Bunuöğ renmek hiçde güçdeğildi.»
Bess Sedgvvich ağır ağır,« Zavallıyavrucak,»diye mırıldandı.«Ş imdi bile bana birş ey sormadı. Herş eyiİç ine atıyor. Eğer bana sorsaydı, ona herş eyi anlatır... bunun o kadarö nemli olmadığınısöylerdim.»
BaşmüfettişDavy cevap verdi.« Bu konudaki fikrinizi kabul etmeyebilirdi.»Sonra sanki dedikodu yapıyormuşveya anılarından söz ediyormuşgibi bir tavırla,«Ç ok garip...»diye devam etti.Ş imdi onda sürülerinden, bu yıl aldığıüründen söz eden birç iftçi hali vardı.« Birçok hatalar sonunda gördüğüm herş eye inanmasınıiyiceÖğ rendim.Ö zellikle basit gözükenş eylere. Aslında bu cinayette böyleydi. Kız, birinin kendisine ateşettiğini ama
kurşunun kendine gelmediğini söyledi. Kapıcıonu kurtarmaya koşmuşve o sırada ikinci kurşun adamın göğsüne isabet etmişti. Kız olayıbuş ekilde görmüşolabilir. Ama olayların göründüğügibi olmasıdaş art değil.»
Susarak dikleşti. Sonra da,« Birazö nce,»diye devam etti.« Büyük bir heyecanla Ladislaus Malinowski'nin kızınızıöldürmeye kalkmasıiçin bir neden olmadığınısöylediniz. Bu konuda sizinle aynıkanıdayım. Gerçekten böyle bir neden olmadığından eminim. Malinovvski bir kadınla kavga edecek ve sonra bıçağını çekerek onuö ldürecek yapıda biri. Yine de gençadamın bir avluya saklanıp, kızısoğukkanlılıkla vuracağınıhiçsanmıyorum. Mali-nowski'nin başka biriniö ldürmek istediğini düşünelim. Gençadam planınıdikkatle yapıyor. Sisli bir gece seçerek, avluya saklanıyor ve kızınız sokakta belirinceye kadar bekliyor. Elvira'nın geleceğini biliyor.Çü nküişleriö yle ayarlamış. Malinovvski bir el ateşediyor. Ama bunu kıza isabet ettirmek niyetinde değil. Kurşunun Elvira'nın yakınından geçmesi için elinden geleni yapıyor. Ama o telaşarasında kız kendisine ateşedildiğini sanıyor. Acıacıbağırıyor. Otelin kapıcısıkoşarak geliyor ve Malinovvski deö ldürmek için geldiği adamıvuruyor. Yani Michael Gorman'ı.»
«Bütün bunların tek kelimesine bile inanmam. Neden Ladislaus, Mick Gorman'ıöldürmek istesin?»
Baba mırıldandı.«Ş antaj yüzünden.»
«Yani Micky'i Ladislaus'aş antaj mıyapıyordu? Ne için?»
Baba,« Belki Bertram Otelinde olanlar yüzünden... Michael Gorman bu konuda birçokş eyiöğ renmişolabilirdi.»
«Bertram Otelinde olanlar yüzünden mi? Ne demek istiyorsunuz?»
BaşmüfettişDavy içiniç ekti.«İ yi bir işdi bu, Lady Sedgvvich,
mükemmel birş ekilde planlanmış, ustalıkla uygulanmıştı. Ne var ki, hiçbirş ey sonsuza kadar devam etmez. Geçen gün Miss Marple buradaki tuhaflığın ne olduğunu sordu. Bu soruyuş imdi cevaplandıracağım. Bertram Oteli aslında yıllardan beri karşılaştığımız en usta, en büyük birş ebekenin merkeziydi.»
Bir iki dakika derin bir sessizlik oldu. Sonra Miss Marpleö ne doğru eğildi.
Sanki bir konuşmaya devam ediyormuşgibi,«Ç ok ilginç,»dedi.«Ç ok ilginç.»
Bess Sedgwich ona doğru döndü.« Bunaş aşırmışgibi bir haliniz yok, Miss Marple.»
«Doğrusunu isterseniz pekş aşmadım. Birbirine uymayan bir sürüayrıntının farkına varmıştım. Burası,İ nanılmayacak kadar hoşbir yerdi. Ne demekİ stediğimi anlıyorsunuz değil mi? Tiyatroç evresinden olanların 'Olağanüstübir oyun' diye anlattıkları şeylere benziyordu bu... Aslında ustalıkla oynanan bir oyundu. Gerçekleİ lgisi yoktu... Bir sürüufak ayrıntıvardı.İ nsanın bazıkimseleri eski dostlarısanmasıve sonra yanıldığınıanlaması.»
BaşmüfetişDavy söze karıştı.« Böyleş eyler olur tabii. Oysa bu oteldeç ok sık oluyordu.Ö yle değil mi, Miss Marple?»
Yaşlıkadın başınısalladı.« Evet. Selina Hazy gibi kimseler sık sık bu hataya düşerler. Ama başkalarıda aynışeyi yapıyorlardı, insan ister istemez bunun farkına varıyordu.»
BaşmüfettişDavy, Bess Sedgvvich'e döndü.« Onun gözünden hiçbirş ey kaçmıyor.»Sanki Miss Marple en sevdiği numarayıyapan fok balıklarından biriydi.
Bess Sedgvvich merakla Baba'ya baktı.« Burasının birş ebekenin merkezi olduğunu söylediğiniz zaman neyi kastediyordunuz? Bence Bertram dünyanın en ciddi, en sakin otellerinden biri.»
Baba güldü.« Tabii. Bu duruma getirilmek için uzun uzun düşünülmüş, bir hayli para ve zaman harcanmış. Gerçekle, sahte birbirine büyük bir dikkat ve kurnazlıkla karıştırılmış. Metrdotel Henry harika bir aktör. Herş eyiç ok iyi idare ediyor. Humfries denen adamdan kuşkulanmak kimsenin aklına gelmiyor. Adamın bu memlekette sabıkasıyok. Ama dışarda bazıtuhaf otel işlerine karışmış. Usta karakter aktörleri oteldeki rollerini gayet iyi oynuyorlar.Ş unu da itiraf edeyim. Bütün buö rgüt bende derin bir hayranlık uyandırıyor. Buş ebeke, memleketin milyonlar kaybetmesine neden oldu. Scotland Yard'ın ve taşradaki polisö rgütünün, yanlışizler peşinden koşarak yorulmasına sebebiyet verdi. Her seferinde elimize bir ipucu geçirdiğimizi sanıyor, tam soruşturma ilerlerken yanıldığımızıanlıyorduk. Ama sabrımız sayesinde bazışeyleriöğ rendik. Bilgimizi yavaşyavaşbiraraya getirdik. Bir sürüplakanın durduğu ve bunlarınç abucak bazıarabalara takıldığıbir garaj. Eşya taşımak için bir kamyon. Bir bakkal kamyoneti.İ ki tane uydurma posta kamyonu. Yarışarabasıyla bir iki dakikada korkunçmesafeleri aşan bir yarışçı. Diğer tarafta eski Morris-Oxford arabasıyla dolaşan yaşlıbir rahip. Bir kulübede oturan ve yaralılara yardım eden, sık sık bir doktorla da temasa geçen 'hayırsever' bir bahçıvan... Bütün bunlarıuzun uzun saymamın gereği yok.»
BaşmüfettişDavy başınısalladı,« işin yarısıbu. Diğer yarısı-nıysa Bertram Oteline gelen yabancılar meydana getiriyor. Dahaç ok Amerika'dan ve sömürgelerden gelen yolcular. Kendilerinden kuşkulanılmayan zenginler ve onlarınşı k, zarif bavulları... olaylarıbirbirine bağlamak veya iddialarımızıispat etmek zor olacak. Ama sonunda bunu da yapacağız. Gerekli olan ilk adımıattık.Ö rneğin Cabot'lar...»
Bessç abucak,« Cabot'lara ne olmuş?»diye sordu.
«Onlarıhatırlıyor musunuz? Hoşbir Amerikalıçift Fransa'ya
buraya gelmişlerdi. Yine de oteleüçü ncükez uğramayacaklardı. Zatenş ebekeden olanlar oteleüç kez gelmiyorlar. Evet... Cabot'larıCalais'de gümrüğe girdikleri zaman yakaladık. Yanlarındaki gardrop bavul mükemmelş ekilde yapılmıştı.İç inde deüç yüz bin sterlinden fazla para saklıydı. Yani...İ rlanda soygununda ele geçen para. Tabii bu her yılç alınan paranın yanında devede kulak kalıyor.»
Başmüfettişalay dolu bir sesle sözlerine devam etti.
«Şebekenin merkezi Bertram Oteli.Ç alışanların yarısıdaç eteden zaten. Müşterilerden bazılarıiddia ettikleri kimseler. Bazılarıda değil. Bu arada 'benzetme oyununu' da unutmayalım. Mesela Hakim Ludgrave'u alalım. Tanınmışbir kişi. Kocaman bir burun. Bir et beni. Onun kılığına girmekç ok koley. Piskopos Pennyfather'in kılığına girmek deö yle. Kabarık beyaz saçlı, dalgın ve sakin bir din adamı. Hareketlerini, gözlüklerininü zerinden dalgın dalgın bakışınıİyi bir aktör kolaylıkla taklit edebilir.»
Bess,« Ama bütün bunların ne yararıolabilir?»diye sordu.
Baba cevap verdi.« Belli değil mi? Hakim Ludgrave soyulan bir bankanın civarında görülüyor. Biri onu tanıyor ve bundan söz ediyor. Bu konuyu soruşturuyoruz. Bir yanlışlık olduğunu arılıyoruz.Çü nküHakim Ludgrave soygun sırasında başka yerde olduğunuİ spat ediyor...»Bir an durdu.« Biliyor musunuz bütün bunların bir anlamıolduğunu neden sonra anladık. Hiçkimse,ü nlübirine benzetilen adamınü stünde durmuyordu... Adam aslında seçilenü nlükişiye de pek benzemiyordu. Makyajla onu bu hale sokuyorlardı, işbitince, adamın da rolüsona eriyor ve oç abucak makyajınıçıkarıyordu. Tabii o arada polisin aklıda iyice karışıyordu. Soygun yerinin civarında kimler görülmemişti ki? Yüksek mahkemeden bir hakim, bir başdiyakoz, bir amiral, bir ge-
neral... Bedhampton'dakiİ rlanda postasısoygunundan sonra parayıLondra'ya getirebilmek için ayrıayrıdört araçkullanıldı. Soygunç ok iyi birş ekilde hazırlanmış, plan ustalıkla uygulanmıştı. Ama o geceç ete bir terslikle karşılaştı. Yaşlıve dalgın din bilginimiz Piskopos Pennyfather yanlışgünde uçakla Lozan'a gitmek için otelden ayrıldı. Onu havaalanından geriç evirdiler. Adam, Cromvvell Yolunaçı karak, bir sinemaya girdi. Otele gece yarısından sonra dönerek, yukarıya odasınaçı ktı. Anahtar cebindeydi. Kapıyıaçarak içeri girdi ve fena haldeş aşaladı. Karşıdaki koltukla kendisi oturuyordu.Ç etedekiler deş aşırmışlardı. Kapıaçılmışve Lozan'da olduğunu sandıklarıPiskopos Pennyfather içeri girmişti. Gerçek Pennyfatherçı kageldiği sırada ona benzetilen adam Beldhomptan'a gidip rolünüoynamaya hazırlanıyordu.Ç etedekiler ne yapacaklarınışaşırdılar.İç lerinden biri hemen harekete geçti. Bu Humfries'di sanırım. Atılıp, yaşlıadamın başına bir darbe indirdi. Sanıyorum biri buna kızdı.Ç ok kızdı. Ve ihtiyar adamımuayene edince onun sadece bayılmışolduğunu anladılar. Bu yüzden de işlerine devama karar verdiler. Sahte Piskopos Pennyfather odadançı karak, ayrıldı. Arabayla bu 'bayrak yarışında' rolünüyapacağıolay yerine gitti. Asıl Piskopos Penny-father'i ne yaptılar. Bunu sâdece tahmin edebiliyorum. Sanıyorum onu arabayla bahçıvanın kulübesine götürdüler. Bu trenin soyulacağıyerdenç ok uzakta değildi. Kendisine orada bir doktor bakabilirdi. Piskopos Pennyfather'in oç evrede görüldüğüduyulunca da, herş ey birbirine uymuşolurdu. Herhalde adam ayılıncaya kadarç etedekiler kötüanlar geçirdiler. Sonra da Pennyfather'in hiçolmazsa sonüç günühatırlayamadığınıanladılar.»
Miss Marple sordu.« Aksi takdirde onuö ldürecekler miydi?»
Baba,« Hayır,»diye cevap verdi.« Onuö ldüreceklerini sanmıyorum. Biri buna kesinlikle izin vermezdi. Tâbaşından beriç eteyi yöneten kimsenin cinayetten hoşlanmadığıanlaşılıyordu.»^
Bess Sedgwich mırıldandı.«İ nanılacak gibi değil... Elimizde Ladislaus Malinovvski'yi bu hayaliç eteye bağlayacak deliller olduğunu sanmıyorum.»
Baba,« Elimde Ladislaus Malinovvski'nin aleyhinde bir sürüdelil var.Ç ok tedbirsiz biri. Otelde görülmemesi gerekirken buraya sık sık geldi.İ lk seferinde kızınızla ilişki kurabilmek için uğradı. Aralarında böyle karar vermişlerdi.»
«Saçma! Elvira size Ladislus'u tanımadığınısöyledi.»
«Bana böyle söyledi ama aslında bu doğru değildi. Elvira, Malinovvski'yeâşı k. Onunla evlenmek istiyor.»
«Buna inanamam!»
BaşmüfettişDavyı srar etti.« Sizİş inİç yüzünüöğrenecek durumda değilsiniz. Mallnovvskl, sırlarınıherkese açacak bir insan değil. Kızınızıise hemen hemen hiçtanımıyorsunuz. Malinovvski'nin Bertram Oteline geldiğiniöğ reninceç ok kızdınız değil mi?»
«Neden kızayım?»
Baba,«Çü nkü,»dedi.«Ç etenin reisi sizsiniz. Siz ve metrdotel Henry. işin maddi tarafına Capello kardeşler bakıyor. Avru-pa'daki bankalarda hesap açma işleriyle ve diğer mali ayrıntılarla onlar meşgul oluyorlar. Amaç etenin elebaşısısizsiniz. Planlan siz yapıyorsunuz.Ç eteyi siz yönetiyorsunuz. Herş ey sizin başınızın altındançı kıyor, Lady Sedgvvich.»
Bess ona bakarak güldü.«Ö mrümde bu kadar gülünçbirş ey duymadım.»
«Sözlerim hiçde gülünçdeğil.Ç ok zeki, cesur, gözünü
budaktan esirgemeyen, pervasız bir insansınız. Herş eyi denediniz. Sununda kanuna karşıgelmeyi de denemeye karar verdiniz. Buç ok heyecanlı, tehlikeli bir oyundu. Sizi cezbeden para değil, işin eğlence tarafıydı... Bundan eminim. Fakat cinayete, adam yaralamaya tahammülünüz yoktu. Onun için soygun sırasında kimse yaralanmıyor veyaö ldürülmüyordu. Sadece gerektiği zaman kurbanların kafasına dikkatle ve ustalıkla vuruluyordu. Biliyor musunuz?Ç ok ilginçbir kadınsınız. Gördüğüm suçluların arasında sizin gibi gerçekten ilginçkişiler pek azdır.»
Uzun bir sessizlik oldu. Sonra Bess Sedgvvich ayağa kalktı.« Sizçı ldırmışsınız.»Elini telefona doğru uzattı.
«Avukatınızımıarayacaksınız. Fazla birş ey söylemeden ona danışmanız iyi olur. Avukatınızın fikrini alın.»
Almacıkaldırmışolan Bess Sedgvvich sert bir hareketle bunu yerine bıraktı.« Doğrusunuİ sterseniz avukatlardan nefret ederim. Pekâlâ... Dediğiniz gibi olsun... Evet,ç eteyi ben idare ediyordum. Doğrusuç ok da eğlendim. Bankaları, trenleri, postaneleri ve zırhlıarabalarısoyarak, paralarıele geçirmek gerçektenç ok eğlenceli oluyordu. Ama biz işi zamanında kesmedik. Soygunlara devam ettik. Neyse... Ben zevkli dakikalar geçirdim ya. Yalnız Ladislaus Malinovvski hakkında yanılıyorsunuz. Michael Gorman'ıoö ldürmedi. Benö ldürdüm.»Birdenbire tiz bir sesle, heyecanla bir kahkaha attı.« Beni neyle tehdit ettiği... neler söylediği o kadarö nemli değil. Micky'e kendisini vuracağımısöylemiştim. Bunu Miss Marple da duymuş. Sonunda dediğimi yaptım ve onu vurdum. Ladislaus'un yaptığınıiddia ettiğinizş eyleri aslında ben yaptım. O avluya ben saklandım. Elvira geçerken, havaya doğru bir el ateşettim. Kız acıacıbağırdı. Micky koşarak gelince de onu vurdum. Bende otelin bütün kapılarının anahtarıvardı.
Avludaki kapıdan usulca içeri girerek, odamaçı ktım. Tabancanın Ladislaus'un olduğunuöğ reneceğiniz veya ondan kuşkulanacağınız hiçaklıma gelmedi. Silahı, onun haberi olmadan arabasındanç almıştım. Emin olun bunu kuşkulan onunü zerineç ekmek için yapmadım.»Telaşta Miss Marple'a doğru döndü.« Unutmayın, siz tanıksınız. Söylediklerimin hepsini de duydunuz.Michael Gorman'ıbenöldürdüm!..»
Davy başınısalladı.« Belki bütün bunlarıMalinovvski'yeâşı k olduğunuz için söylüyorsunuz.»
«Onaâşı k değilim.»Bess'in sesi sertleşmişti.« Ben sadece onun samimi dostlarından biriyim. Evet... Birbirimizden hoşlanıyorduk ama Ladislaus'a hiçbir zamanâşı k olmadım. Benö mrümde bir defaâşı k oldum. Bir tek kişiyi sevdim. Johnny Sedg-wich'i.»İsmi söylerken sesi değişmiş, alçalıp yumuşamıştı. Sonra devam etti.« Ama Ladislaus arkadaşım. Onun yapmadığıbirş ey yüzünden cezalandırılmasınıistemem.Michael Gorman'ıbenöldürdüm. Bunu açık açık söyledim. Sözlerimi Miss Marple da duydu. Veş imdi sevgili BaşmüfettişDavy...»Sesi heyecanla yükseldi. Tatlıkahkahasıodada yankılar yaptı.«Ş imdi... beni yakalayabilirseniz yakalayın.»
Çevik bir hareketle, telefonu pencereye fırlatarak, camıkırdı. Oturmuşolan Baba daha ayağa kalkmadan pencereden fırladı. Alttakiçı kıntıdan hızla ilerlemeye başladı.
Davy telaşla diğer pencereye doğru atıldı. Camıaçarak, cebindençı kardığıdüdüğüçaldı.
Miss Marple da adamın yanına gitti. Bertram Otelinin dik cephesine baktılar.
Miss Marple,« Düşecek,»diye haykırdı.« Yağmur borusundan yukarıtırmanıyor. Ama neden yukarıçıkmak istiyor.»
«Daha daçı kacak. Ancak buş ekilde kurtulabilir. Bunu kendisi de biliyor.Ş una bakın. Bir kedi gibi tırmanıyor. Tehlikeye aldırdığıyok.»
Dikkatle seyrettikleri gençkadın gözden kayboldu. Baba hafifçe geriç ekildi.
Miss Marple sordu.« Siz de gidecek misiniz?»
BaşmüfettişDavy başınısalladı.« Böyle birş ey olabileceğini düşünerek adamlarımıçeşitli yerlere yerleştirdim. Onlar ne yapmalarıgerektiğini biliyorlar. Hoş, Bess Sedgvvich ellerinden kaçarsa hiçşaşmam. Binde bir rastlanacak bir kadın o.»içiniç ekti.« Bess Sedgvvichçı lgının biri. Her kuşakta böyleleriçı kar. Onlarıehlileştirmezsiniz. Topluma karışarak, kanuna saygılıdavranmalarını, sakin bir hayat sürmelerini sağlayamazsınız. Onlar kendi-yollarında giderler. Eğer iyi insanlarsa, ormanda cüzzamlı-lara bakarlar veya kendilerini bir amaçuğruna feda ederler. Eğer kötüyseler, duymayıbile istemeyeceğiniz kötülükler yaparlar. Bazılarıise sadeceçı lgındırlar. TıpkıLady Sedgvvich gibi.»
«Onun buş ekilde hareket edeceğini biliyor muydunuz?»
«Pek bilmiyordum. O böyle bir kadın işte. Beklenmedikş eyler yapıyor. Herhalde bütün bunlarıdüşündü. Ne olacağınıtahmin etmişti.Ş urada oturmuşbize bakıyor, konuşuyor ve o arada da düşünüyor planlar yapıyordu. Sanıyorum... hah...»Birdenbire sustu. Sokaktan bir arabanın ani homurtusu, tekerlek gıcırtısıve ekzozun patırtısıgelmişti. Baba dışarısarktı.« Tamam kaçmış. Arabasına atlamış.»
Araba iki tekerleğinü zerinde dönerken lastikler inilder gibi bir sesçı kardı. Sonra o güzel beyaz canavar homurdanarak yolda ilerledi.
BaşmüfettişDavy,«Ç arptı,»diye bağırdı.Ş imdi o kendine
özgütavırlarıyla, sabırlısabırlıbekliyordu. Miss Marple da sessiz sedasız yanında durmaktaydı. Sonra haber etrafa yayıldı. Karşı-öaki kaldırımda duran bir adam başınıkaldırıp BaşmüfettişDavy'e bakarak, elleriyleç abucak birtakım işaretler yaptı.
Baba ağır ağır,«Ö lmüş,»dedi.« Olanca hızıyla parkın parmaklığına bindirmiş. Başka kimseye birş ey olmamış. Sadece bir iki araba hafifçeç arpışmış...İ yi birş ofördüLady Sedgwich... Ama artıkö ldü...»Dönerek, bir iki adım attı.« Neyse... Kadın herş eyi anlattı. Bunu siz de duydunuz.»
Miss Marple,« Evet,»dedi.« Bess Sedgwich'in söylediklerini duydum.»Bir an durdu. Sonra da usulca ekledi.« Tabii anlattıklarıdoğru değildi.»
Baba dönüp ona baktı.« Demek ona inanmadınız?»
«Siz inandınız mı?»
Başmüfettiş,« Hayır,»diye cevap verdi.« Asıl hikâye değildi bu. Bess Sedgwichş artlara uymasıiçinç abucak bu masalıuydurdu. Ama söyledikleri doğru olmazdı. Michael Gorman'ıo vurmadı. Kapıcıyıkiminö ldürdüğünübiliyor musunuz?»
Miss Marple,« Tabii biliyorum,»dedi.« Onu Elviraö ldürdü.»
«Hahl Bu aklınıza ne zaman geldi?»
«Tâbaşından beri böyle olup olmadığınıdüşünüyordum.»
Baba içiniç ekti.« Ben deö yle. Kız o geceç ok korkmuştu.Ü stelik yalanlarıdaö yle beceriksizceş eylerdi ki.İ lkö nceleri cinayetin nedenini anlayamadım.»
Miss Marple,« Ben deö yle,»diye mırıldandı.« Bu beni birazş aşırttı. Kız annesinin yasal olmayan birş ekilde evlendiğini anlamıştı. Ama bunun için cinayet işler miydi? Herhalde işe para konusu da karıştı?»
BaşmüfettişDavy,« Herhalde,»dedi.« Babasıkıza büyük bir
servet bırakmış. Elvira annesini Michael Gorman'la evli olduğunuöğ renince, onun Conisten'le yaptığıevliliğin kanunen geçeri^ sayılmayacağınıanladı. Herhalde o zaman, babamın servetini bana vermeyecekler, diye düşündü. Onun kızıyım ama meşıiısayılmıyorum artık.»Davy bir an durarak, içiniç ekti.« Oysa yanılı-yordu. Dahaö nce de böyle bir olayla karşılaştık. Herş ey vasiyetnamenin yazılışşekline bağlı. Conisten parayıona bırakmış, vasiyetnamesinde de Elvira'nın adınıaçıkça yazmış... Evet, parayıona verecekler. Ama kız bunu bilmiyordu.»
«Elvira'nın paraya neden bu kadar ihtiyacıvardı?»
BaşmüfettişDavyö fkeyle homurdandı.« Ladislaus Malinovvs-ki yüzünden tabii. Adam kızla parasıiçin evlenebilirdi. Elvira ona deli gibiâşı ktı.»
Miss Marple mırıldandı.« Biliyorum.»Sonra açıkladı.« Parkta başbaşaç ay içtikleri gün herş ey kızın yüzünden belliydi.»
«Elvira serveti sayesinde Ladislaus'u elde edeceğini... parasıolmadığındaysa gençadamın kendisiyle evlenmeyeceğini bili-, yordu.»Baba'nın yüzünde acıbir ifade belirmişti.« Bu yüzdenç ok iyi planlanmışbir cinayet hazırladı. Kız, avluya saklanmadıtabii. Orada kimse yoktu. Elvira parmaklıkların yanında durarak, havaya bir el ateşetti ve bağırmaya başladı. Michael Gorman koşarak otelden gelince onu vurdu ve haykırmasına devam etti. Tabiişü pheleri Ladislaus'unü zerineç ekmek amacında değildi. Tabancayıgençadamın arabasındanç almıştı.Çü nkükolayca silah bulmasıimkânsızdı. Cinayeti Ladislaus'un işleyeceğinden kuşkulanacağımız aklına bile gelmedi. Gençadamın o gece otelin civarında olduğunu da bilmiyordu. Ama o gece müthişbir korkuya kapılmıştı. Daha sonra daö yle... Annesi ise onun adına korkuyordu.»
Miss Marple açık açık sordu.« Ne yapacaksınız?»
«Cinayeti onun işlediğini biliyorum ama elimde delil yok.»Birdenbire duraklayarak Miss Marple'ısüzdü. Sonra o da bir soru sordu.« Siz ne yapacaksınız? Siz tanıksınız. Kızın annesinin söylediklerini duydunuz.»
Miss Marple içiniç ekti.« Biliyorum. Kadın bunu iyice aklıma sokmayaç alıştıdeğil mi? Kızınınş erbet kalmasıiçinö lümüseçti. Benden istediği bifö lünün son arzusu sayılabilir.»
Aradaki kapıaçılarak Elvira Blake içeri girdi. Sırtında sade mavi bir elbise vardı. Uçuk sarısaçlarıyüzünüçerçeveliyordu.İ talyan tablolarındaki meleklere benziyordu.
Kız,« Bir arabanın hareket ettiğini duydum,»dedi.« Sonra bir gürültü... Herkes bağırıştı... acaba bir kaza mıoldu?»
BaşmüfettişDavy ciddi bir tavırla.« Size acıbir haber vereceğim içinç okü zgünüm, Miss Elvira. Annenizö ldü.»dedi.
Elvira soluğunu tuttu.« Hayır, hayırl»Bu hafif, kararsız bir karşıkoymaya benziyordu.
Baba devam etti.« Anneniz kaçmayaç alışıyordu. Ama kaçmadanö nce Michael Gorman'ıöldürdüğünüitiraf etti.»
«Yani o... yani annem...ö yle mi söyledi?»
Başmüfettiş,« Evet,»diye cevap verdi.« Annenizö yle söyledi. Sizin buna ekleyecek birş eyiniz yok mu?»
Elvira ona uzun uzun baktı. Sonra da usulca başınısalladı.« Hayır.»Sesi titremeye başlamıştı. Tekrar,« Hayır,»dedi. Ama bu sefer tavrıdeğişmişti. Başınıkaldırdı. Bir an... kısa bir an tıpkıannesine benzedi. Kararlıbir tavırla,« Cinayeti o işlemedi,»diye bağırdı. Ama gözlerinde yine korku dolu bir ifade belirmişti.« Annem ne söylemişolursa olsun, katil değildi. Kapıcıyıbenö ldürdüm.»
Baba başınısalladı.« Biliyorum.»
Kızın gözleri dolmuştu. Kendini tutamayarak, ağlamaya başladı. BaşmüfettişDavy onu bir koltuğa oturttu. Elvira hıçkırıklarıarasında herş eyi itiraf etti. Olay tahmin ettikleri gibi olmuştu. Ne var ki, Elvira,« Michael Gorman'ıkorkutmak istemiştim,»diyeı srar ediyordu.« Ben ikinci kez tetiğiç ektiğim sırada da tabancaya doğru uzandı. Go... Gorman'ın bu kadar cesur olduğunu bilmiyordum. Bağırmaya başladığım zaman gerçekten korkmuştum.»
Davy mırıldandı.« Bir bakıma haklıydınız. Piskopos Pennyfather o gece otele döndü. Geldiğini kimse görmedi. Ama bu da o kadarş aşılacak birş ey değil.Çü nküadam Bertram'a döndüğüzaman gece yarısınıçoktan geçmişti. Merdivenlerdençı ktı. Yandaki odanın kapısınıaçarak içeri girdi. Ondan sonra ne olduğunu bilmiyoruz. Zavallıbunlarıhatırlamıyor. Hafızasınıcanlandırmanın yolunu bulsaydık...»
Miss Marple düşünceli düşünceli başınısalladı.« Tabii o Almanca kelime var.»
«Hangi Almanca kelime?»
«Ah, unuttum. Ama...»
Piskopos Pennyfather'di gelen...«İç eri girebilir miyim? Deneme nasıl oldu?»Kapıdan girdi.
Baba,« Harika oldu,»diye cevap verdi.« Ben de Miss Marp-le'la konuşuyordum. Kendisini tanıyorsunuz değil mi?»
«Evet, evet...»Pennyfather'in sesinden bundan pek emin olmadığıanlaşılıyordu.
«Miss Marple o gece neler yaptığınızınasılöğ rendiğimizi anlatıyordum. Gece yarısından sonra tekrar otele döndünüz. Yukarıçıktınız. Odanızın kapısınıaçarak, içeri girdiniz...»Durdu.
Miss Marple birdenbire bağırdı.« Almanca kelimenin ne olduğunuş imdi hatırladım Doppelgönger.»
Piskopos Pennyfather'in yüzünde hayret dolu bir ifade belirdi.« Tabii! Tabii! Bunu nasıl oldu da unuttum. Biliyor musunuz?
Çok haklısınız.Erika'nın Duvarları filmini seyrettikten sonra buraya otele döndüm. Yukarıçıktım. Odanın kapısınıaçtım ve ne gördüm biliyor musunuz?İ nanılacak gibi değildi. Kaptyıaçtım ve tam karşıda bir koltukta kendimin oturduğunu gördüm. Evet, ben karşıdaki koltukta oturuyordum. Sizin dediğiniz gibi bir 'Dop-pelgönger'di bu. Benim eşim. Ne garip değil mi? Ondan sonra?.. Durun bakayım.»Gözlerini tavana dikerek hatırlamayaç alıştı.
Baba atıldı.« Ve o zaman sizi gördükleri içinç okş aşırdılar.İç lerinden biri olancaş iddetiyle başınıza vurdu.»
Kısa bir süre sonra, Piskopos Pennyfather, Chadminster'e doğru yolaçı ktı. Artık herş eyi hatırlayan adam olanlarıdüşünerek başınısallıyor, yolda kendisini bulduklarınıiddia edenç iftin aslındaö yle hayırsever insanlar olmamasınaü zülüyordu.
BaşmüfettişDavy, Miss Marple'ısalonda bir köşeye oturtmuştu. Adam,« Beni burada on dakika bekleyebilir misiniz?»diye sorarak uzaklaştı.
«Tabii beklerim.»
Miss Marple de oturup düşünmek istiyordu zaten...
DEDEKTİF OLABİLİR MİSİNİZ?
Buraya kadar katili bulmak ve esrarıçözmek için gerekli bütün ipuçlarıverildi.
Şimdi iyi düşünün. KATİL KİM? Bertram Otelinde nasıl işler dönüyor?
ON BEŞ
Miss Marple, acaba BaşmüfettişDavy benden bu sefer ne yapmamıisteyecek, diye düşünüyordu. Adamın oldukça heyecanlıolduğunu sezmişti. Baba'nın planlarımeyve vermekü zereydi. Bu onun zafer günüsayılabilirdi.
Bertram Otelinde yaşam yine eskisi gibiydi.
Miss Marple kendi kendine, hayır, dedi. Pek de eskisi gibi değil. Arada bir fark var. Ama bu fark nerede, onu bilmiyorum. Belki de herş eyin nedeni otele kaygılıbir havanın hakim olması.
Dışkapılar açılarak BaşmüfettişDavy içeri girdi. Adam hızla Miss Marple'in oturduğu tarafa geldi. Neşeli bir tavırla,« Lady Sedgwich'i ziyaret edeceğiz,»diyerek gülümsedi.
«O hâlâburada mıkalıyor?»
«Evet. Kızıda yanında.»
Miss Marple ayağa kalktı. Etrafına bir göz atarak, usulca mırıldandı.« ZavallıBertram.İ nsan, bir sanat eseri mahvolduğu zamanç okü zülüyor.»
Baba düşünceli düşünceli,« Ne demek istediğinizi anlıyorum,»dedi.
Asansörle yukarıçıkarak, koridorda ilerlediler. Lady Sedg-
wich pencerenin yanındaki yüksek arkalıklıkoltukta oturuyordu. Dizlerininü stünde bir kitap vardı. Ama kadının bunu okumadığıanlaşılıyordu.
«Demek yine siz geldiniz, BaşmüfettişDavy.»Gözlerini ondan ayırarak, Miss Marple'a baktı. Yüzünde hafif bir hayret ifadesi belirdi.
BaşmüfettişDavy,« Miss Marple da benimle geldi,»dedi.« Miss Marple... Lady Sedgvvich.»
Bess Sedgvvich başınısalladı.« Sizinle dahaö nce de tanışmıştık. Geçen gün Selina Hazy'nin yanındaydınız değil mi?»Biraz duraksadıktan sonra devam etti.« Rica ederim, oturun.»Tekrar BaşmüfetişDavy'e döndü.« Elvira'ya ateşeden adam hakkında yeni haberleriniz var mı?»
«Pek var sayılmaz.»
«Saldırgan hakkında fazla birş eyöğ renebileceğinizi sanmıyorum. Sisli havalarda onun gibi serserilerİ nlerinden dışarıçıkarak, yalnız başına dolaşan kadınlarıararlar.»
Baba,« Bir dereceye kadar doğru bu. Kızınız nasıl?»dedi.
«Elvira kendine geldi artık... Albay Luscombe'e telefon ettim. Kızımıyanıma alacağımıduyuncaç ok memnun oldu.»
Bess birdenbire bir kahkaha attı.« Sevgili Derek, Elvira'yla beni biraraya getirmek için az uğraşmadı.»
Baba,« Sanırım bu konuda haklıydı,»diye cevap verdi.
«Hayır, hayır, değildi. Amaş u ara Elvira'nın benimle oturmasıiyi olacak.»Başınıçevirerek pencereden dışarıbaktı.\ Tekrar konuşmaya başladığızaman sesi iyice değişmişti.« Duyduğuma göre bir arkadaşımıtutuklamışsınız... Ladislaus Malinovvski'den söz ediyorum. Onu neyle suçluyorsunuz?»
BaşmüfettişDavy düzeltti.« Malinowski tutuklanmadı.Ş u ara tahkikatımızda bize yardım ediyor.»
«Onu hangi konuda sorguyaç ektiğinizi sorabilir miyim? Yoksa böyle birş ey sormamam mıgerek?»
«Bir kere Michael Gorman'ınö ldüğügece ne yaptığını öğrenmek istiyoruz.»
Bess Sedgvvich koltuğunda doğrulup oturdu.« Yani Elvira'ya ateşedenin Ladislaus olduğunu mu sanıyorsunuz? Bu gülünçfikir de nereden aklınıza geldi. Onlar birbirlerini tanımıyorlar bile.»
«Bu işi Malinovvski yapmışolabilir.Çü nküo gece arabasıköşedeydi.»
Lady Sedgvvichö fkeyle,« Saçma,»diye homurdandı.
«Michael Gorman'inö lümüsiziü zdümü, Lady Sedgvvich?»
Kadın hayretle ona baktı.« Gorman'ınö lümünüduyuncaç okü züldüm.Çü nküoç ok cesur bir adamdı.»
«Onu tanıyordunuz değil mi?»
«Tabii. Buradaç alışıyordu.»
«Sanırım onu daha iyi tanıyordunuz, değil mi?»
«Ne demek istiyorsunuz?»
«Rica ederim, Lady Sedgvvich! Michael Gorman sizin koca-nızdıdeğil mi?»
Kadın bir iki dakika cevap vermedi. Gelgelelim endişeli veyaş aşırmışgibi de davranıyordu. Nihayet içiniç ekerek arkasına yaslandı.« Siz birçokş eyi biliyorsunuz değil mi, başmüfettişbey... Michael Gorman'ıyirmi yıldan beri görmemiştim. Hatta daha uzun bir süreden beri. Sonra bir gün otelin penceresinden baktım ve... Micky'i tanıdım.»
«O da sizi tanıdımı?»
«Evet. Doğrusu birbirimizi tanımamızş aşılacak birş eydi.»
Bess Sedgwich'in yüzünde tuhaf bir ifade belirmişti.«Çü nküonunla ancak bir hafta beraber kaldık. Sonra ailem izimizi buldu. Micky'e para verdiler, beni de rezil olduğumu söyleyerek eve götürdüler. Tekrar içiniç ekti. Micky'le kaçtığım zamanç ok gençtim. Budalanın,çı lgının biriydim.Ç ok inatçıydım. Kafam da o romantik hayallerle doluydu. Micky benim için bir masal kahramanından farksızdı. Bunun nedenini biliyor musunuz?Ç ok iyi ata binmesi. Korkunun ne olduğunu bilmezdi.Ç ok yakışıklıve neşeliydi. Bütünİ rlandalılar gibi tatlıdilliydi.»Başınısalladı.« Ancak hayranlığım uzun sürmedi... Başbaşa geçirdiğimiz ilk yirmi dört saat beni düşkırıklığına uğratmaya yeterli geldi.Ç ok içiyordu. Kaba ve hain bir tarafıvardı. Ailem beni eve götürmek için gelince rahat bir soluk aldım. Micky'i bir daha görmek, adınıduymak bile istemiyordum.»
«Aileniz onunla evli olduğunuzu biliyor muydu?»
«Hayır. Ben de Micky'le evli olduğumu sanmıyordum.»
«Neden? Niçin sanmıyordunuz?»
«Mick'le Ballygovvlan da evlendik. Ama ailem beni almaya gelince bana evliliğimizin sahte olduğunu söyledi. 'O töreni arkadaşlarımla aramızda hazırlayıverdik,' dedi. Ben artık ondan herş ey beklediğim için bu sözlere inandım. Micky'den böyle birş ey beklenebilirdi. Bilmiyorum bu yalanıneden uydurdu? Ailemin verdiği paraya ihtiyacıolduğu için mi? Yoksa kanunen reşit olmamışbir kızla evlendiği için cezalandırılacağından korktuğundan mı? Her neyse... O zaman Micky'nin sözlerinin doğru olduğuna inandım.»
«Ya sonra?»
Bess Sedgvvich derin düşüncelere dalmıştı.« Yıllar... yıllar sonra, hayatıdaha iyi tanıdığım ve kanuni işlerden de anlamaya
başladığım zaman, 'Galiba' dedim. 'Ben yıllarö nce Michael Gor-man ile gerçekten evlenmiştim.'
«Yani aslında Lord Coniston'la evlendiğimiz zaman iki kocalıolmuştunuz. Bu ikinci evlilik yasal sayılmazdı.»
«Evet... Johnny Sedgwich ve Amerikalıkocamla olan evliliklerim deö yle...»BaşmüfettişDavy'e bakarak, neşeyle güldü.« Bütün bu evliliklerim yasal değildi. Ne gülünçdeğil mi?»
«Michael Gorman'dan boşanmayıdüşünmediniz mi?»
Lady Sedgwich omuzunu silkti.« Bu bana gülünçbir rüya gibi geliyordu. Tekrardan geçmişi hatırlatmakta bir anlam yoktu. Ve durumu Johnny'e açtım.»Bu ismi söylerken sesi yumuşayıp, tatlılaşmıştı.« O bu konuya aldırmadıbile. Johnny de, ben de kanuna saygısıolan insanlar sayılmazdık.»
Baba sakin bir sesle,« Sonra,»dedi.« Kasım ayında Michael Gorman ortayaçı karak, sizeş antaj yaptı.»
«Saçma! Onun banaş antaj yaptığınıda kim söyledi?»
Baba ağır ağır dönerek, sandalyesinde dimdik ve sessiz sedasız oturan yaşlıkadına baktı.
«Siz!»Bess Sedgvvich hayretle Miss Marple'ısüzdü.« Siz bu konuda ne bilebilirsiniz ki?»Yaşlıkadınısuçlamıyordu. Sadece sesinde merak vardı.
Miss Marple,« Bu oteldeki koltukların arkalıklarıyüksek,»diye cevap verdi.« Yazıodasında,şö mineninö nünde oturuyordum. Siz, mektup yazmak için içeri girdiniz. Odada başkalarının da olduğundan haberiniz yoktu sanırım.İş te bu yüzden istemeyerek Gorman'la yaptığınız konuşmayıduydum. Pencereyi açıp, ona seslendiğiniz zaman sözlerinizi ister istemez işittim.»
Bess ağır ağır başınısalladı.« Sizi suçlamıyorum. Ama duyduklarınızıyanlışanlamışsınız. Micky banaş antaj yapmadı. Belki
bunu düşünmüştüama o girişime geçmeden onu uyardım.»Dudaklarıyine o neşeli ve kaygısız gülümsemeyle büküldü. Bu gülümseme kadının yüzüneç okç ekici bir ifade veriyordu.
Miss Marple mırıldandı.« Evet. Onu vurmakla tehdit ettiniz. Küstahlığımımazur görün. Ama pek iyi yaptınız. Sorunu mükemmel birş ekilde idare ettiniz.»
Bess Sedgvvich kaşlarınıalayla kaldırdı.
Miss Marple konuşmasınısürdürdü.« Ne var ki, bu konuşmayıyalnız ben duymadım.Şö minenin karşısındaki diğer koltukta da biri oturuyordu.»
Miss Marple, BaşmüfettişDavy'e yalvarırcasına baktı. Adama,« Bu işi yapmak gerekirse... siz yapın,»der gibiydi.
«Olamaz!»Bess'in sesi iyice yükselmişti.« Elvira'mıoturuyordu? Anlıyorum... evet, anlıyorum. Herhalde Elvira bazışeyler düşündü...»
Davy,« Kızınız duyduklarınaç okö nem verdi,»dedi.« Bu yüzden de kalkıpİ rlanda'ya gitti. Orada gerçekleriöğ renmeyeç alıştı. Bunuöğ renmek hiçde güçdeğildi.»
Bess Sedgvvich ağır ağır,« Zavallıyavrucak,»diye mırıldandı.«Ş imdi bile bana birş ey sormadı. Herş eyiİç ine atıyor. Eğer bana sorsaydı, ona herş eyi anlatır... bunun o kadarö nemli olmadığınısöylerdim.»
BaşmüfettişDavy cevap verdi.« Bu konudaki fikrinizi kabul etmeyebilirdi.»Sonra sanki dedikodu yapıyormuşveya anılarından söz ediyormuşgibi bir tavırla,«Ç ok garip...»diye devam etti.Ş imdi onda sürülerinden, bu yıl aldığıüründen söz eden birç iftçi hali vardı.« Birçok hatalar sonunda gördüğüm herş eye inanmasınıiyiceÖğ rendim.Ö zellikle basit gözükenş eylere. Aslında bu cinayette böyleydi. Kız, birinin kendisine ateşettiğini ama
kurşunun kendine gelmediğini söyledi. Kapıcıonu kurtarmaya koşmuşve o sırada ikinci kurşun adamın göğsüne isabet etmişti. Kız olayıbuş ekilde görmüşolabilir. Ama olayların göründüğügibi olmasıdaş art değil.»
Susarak dikleşti. Sonra da,« Birazö nce,»diye devam etti.« Büyük bir heyecanla Ladislaus Malinowski'nin kızınızıöldürmeye kalkmasıiçin bir neden olmadığınısöylediniz. Bu konuda sizinle aynıkanıdayım. Gerçekten böyle bir neden olmadığından eminim. Malinovvski bir kadınla kavga edecek ve sonra bıçağını çekerek onuö ldürecek yapıda biri. Yine de gençadamın bir avluya saklanıp, kızısoğukkanlılıkla vuracağınıhiçsanmıyorum. Mali-nowski'nin başka biriniö ldürmek istediğini düşünelim. Gençadam planınıdikkatle yapıyor. Sisli bir gece seçerek, avluya saklanıyor ve kızınız sokakta belirinceye kadar bekliyor. Elvira'nın geleceğini biliyor.Çü nküişleriö yle ayarlamış. Malinovvski bir el ateşediyor. Ama bunu kıza isabet ettirmek niyetinde değil. Kurşunun Elvira'nın yakınından geçmesi için elinden geleni yapıyor. Ama o telaşarasında kız kendisine ateşedildiğini sanıyor. Acıacıbağırıyor. Otelin kapıcısıkoşarak geliyor ve Malinovvski deö ldürmek için geldiği adamıvuruyor. Yani Michael Gorman'ı.»
«Bütün bunların tek kelimesine bile inanmam. Neden Ladislaus, Mick Gorman'ıöldürmek istesin?»
Baba mırıldandı.«Ş antaj yüzünden.»
«Yani Micky'i Ladislaus'aş antaj mıyapıyordu? Ne için?»
Baba,« Belki Bertram Otelinde olanlar yüzünden... Michael Gorman bu konuda birçokş eyiöğ renmişolabilirdi.»
«Bertram Otelinde olanlar yüzünden mi? Ne demek istiyorsunuz?»
BaşmüfettişDavy içiniç ekti.«İ yi bir işdi bu, Lady Sedgvvich,
mükemmel birş ekilde planlanmış, ustalıkla uygulanmıştı. Ne var ki, hiçbirş ey sonsuza kadar devam etmez. Geçen gün Miss Marple buradaki tuhaflığın ne olduğunu sordu. Bu soruyuş imdi cevaplandıracağım. Bertram Oteli aslında yıllardan beri karşılaştığımız en usta, en büyük birş ebekenin merkeziydi.»
Bir iki dakika derin bir sessizlik oldu. Sonra Miss Marpleö ne doğru eğildi.
Sanki bir konuşmaya devam ediyormuşgibi,«Ç ok ilginç,»dedi.«Ç ok ilginç.»
Bess Sedgwich ona doğru döndü.« Bunaş aşırmışgibi bir haliniz yok, Miss Marple.»
«Doğrusunu isterseniz pekş aşmadım. Birbirine uymayan bir sürüayrıntının farkına varmıştım. Burası,İ nanılmayacak kadar hoşbir yerdi. Ne demekİ stediğimi anlıyorsunuz değil mi? Tiyatroç evresinden olanların 'Olağanüstübir oyun' diye anlattıkları şeylere benziyordu bu... Aslında ustalıkla oynanan bir oyundu. Gerçekleİ lgisi yoktu... Bir sürüufak ayrıntıvardı.İ nsanın bazıkimseleri eski dostlarısanmasıve sonra yanıldığınıanlaması.»
BaşmüfetişDavy söze karıştı.« Böyleş eyler olur tabii. Oysa bu oteldeç ok sık oluyordu.Ö yle değil mi, Miss Marple?»
Yaşlıkadın başınısalladı.« Evet. Selina Hazy gibi kimseler sık sık bu hataya düşerler. Ama başkalarıda aynışeyi yapıyorlardı, insan ister istemez bunun farkına varıyordu.»
BaşmüfettişDavy, Bess Sedgvvich'e döndü.« Onun gözünden hiçbirş ey kaçmıyor.»Sanki Miss Marple en sevdiği numarayıyapan fok balıklarından biriydi.
Bess Sedgvvich merakla Baba'ya baktı.« Burasının birş ebekenin merkezi olduğunu söylediğiniz zaman neyi kastediyordunuz? Bence Bertram dünyanın en ciddi, en sakin otellerinden biri.»
Baba güldü.« Tabii. Bu duruma getirilmek için uzun uzun düşünülmüş, bir hayli para ve zaman harcanmış. Gerçekle, sahte birbirine büyük bir dikkat ve kurnazlıkla karıştırılmış. Metrdotel Henry harika bir aktör. Herş eyiç ok iyi idare ediyor. Humfries denen adamdan kuşkulanmak kimsenin aklına gelmiyor. Adamın bu memlekette sabıkasıyok. Ama dışarda bazıtuhaf otel işlerine karışmış. Usta karakter aktörleri oteldeki rollerini gayet iyi oynuyorlar.Ş unu da itiraf edeyim. Bütün buö rgüt bende derin bir hayranlık uyandırıyor. Buş ebeke, memleketin milyonlar kaybetmesine neden oldu. Scotland Yard'ın ve taşradaki polisö rgütünün, yanlışizler peşinden koşarak yorulmasına sebebiyet verdi. Her seferinde elimize bir ipucu geçirdiğimizi sanıyor, tam soruşturma ilerlerken yanıldığımızıanlıyorduk. Ama sabrımız sayesinde bazışeyleriöğ rendik. Bilgimizi yavaşyavaşbiraraya getirdik. Bir sürüplakanın durduğu ve bunlarınç abucak bazıarabalara takıldığıbir garaj. Eşya taşımak için bir kamyon. Bir bakkal kamyoneti.İ ki tane uydurma posta kamyonu. Yarışarabasıyla bir iki dakikada korkunçmesafeleri aşan bir yarışçı. Diğer tarafta eski Morris-Oxford arabasıyla dolaşan yaşlıbir rahip. Bir kulübede oturan ve yaralılara yardım eden, sık sık bir doktorla da temasa geçen 'hayırsever' bir bahçıvan... Bütün bunlarıuzun uzun saymamın gereği yok.»
BaşmüfettişDavy başınısalladı,« işin yarısıbu. Diğer yarısı-nıysa Bertram Oteline gelen yabancılar meydana getiriyor. Dahaç ok Amerika'dan ve sömürgelerden gelen yolcular. Kendilerinden kuşkulanılmayan zenginler ve onlarınşı k, zarif bavulları... olaylarıbirbirine bağlamak veya iddialarımızıispat etmek zor olacak. Ama sonunda bunu da yapacağız. Gerekli olan ilk adımıattık.Ö rneğin Cabot'lar...»
Bessç abucak,« Cabot'lara ne olmuş?»diye sordu.
«Onlarıhatırlıyor musunuz? Hoşbir Amerikalıçift Fransa'ya
buraya gelmişlerdi. Yine de oteleüçü ncükez uğramayacaklardı. Zatenş ebekeden olanlar oteleüç kez gelmiyorlar. Evet... Cabot'larıCalais'de gümrüğe girdikleri zaman yakaladık. Yanlarındaki gardrop bavul mükemmelş ekilde yapılmıştı.İç inde deüç yüz bin sterlinden fazla para saklıydı. Yani...İ rlanda soygununda ele geçen para. Tabii bu her yılç alınan paranın yanında devede kulak kalıyor.»
Başmüfettişalay dolu bir sesle sözlerine devam etti.
«Şebekenin merkezi Bertram Oteli.Ç alışanların yarısıdaç eteden zaten. Müşterilerden bazılarıiddia ettikleri kimseler. Bazılarıda değil. Bu arada 'benzetme oyununu' da unutmayalım. Mesela Hakim Ludgrave'u alalım. Tanınmışbir kişi. Kocaman bir burun. Bir et beni. Onun kılığına girmekç ok koley. Piskopos Pennyfather'in kılığına girmek deö yle. Kabarık beyaz saçlı, dalgın ve sakin bir din adamı. Hareketlerini, gözlüklerininü zerinden dalgın dalgın bakışınıİyi bir aktör kolaylıkla taklit edebilir.»
Bess,« Ama bütün bunların ne yararıolabilir?»diye sordu.
Baba cevap verdi.« Belli değil mi? Hakim Ludgrave soyulan bir bankanın civarında görülüyor. Biri onu tanıyor ve bundan söz ediyor. Bu konuyu soruşturuyoruz. Bir yanlışlık olduğunu arılıyoruz.Çü nküHakim Ludgrave soygun sırasında başka yerde olduğunuİ spat ediyor...»Bir an durdu.« Biliyor musunuz bütün bunların bir anlamıolduğunu neden sonra anladık. Hiçkimse,ü nlübirine benzetilen adamınü stünde durmuyordu... Adam aslında seçilenü nlükişiye de pek benzemiyordu. Makyajla onu bu hale sokuyorlardı, işbitince, adamın da rolüsona eriyor ve oç abucak makyajınıçıkarıyordu. Tabii o arada polisin aklıda iyice karışıyordu. Soygun yerinin civarında kimler görülmemişti ki? Yüksek mahkemeden bir hakim, bir başdiyakoz, bir amiral, bir ge-
neral... Bedhampton'dakiİ rlanda postasısoygunundan sonra parayıLondra'ya getirebilmek için ayrıayrıdört araçkullanıldı. Soygunç ok iyi birş ekilde hazırlanmış, plan ustalıkla uygulanmıştı. Ama o geceç ete bir terslikle karşılaştı. Yaşlıve dalgın din bilginimiz Piskopos Pennyfather yanlışgünde uçakla Lozan'a gitmek için otelden ayrıldı. Onu havaalanından geriç evirdiler. Adam, Cromvvell Yolunaçı karak, bir sinemaya girdi. Otele gece yarısından sonra dönerek, yukarıya odasınaçı ktı. Anahtar cebindeydi. Kapıyıaçarak içeri girdi ve fena haldeş aşaladı. Karşıdaki koltukla kendisi oturuyordu.Ç etedekiler deş aşırmışlardı. Kapıaçılmışve Lozan'da olduğunu sandıklarıPiskopos Pennyfather içeri girmişti. Gerçek Pennyfatherçı kageldiği sırada ona benzetilen adam Beldhomptan'a gidip rolünüoynamaya hazırlanıyordu.Ç etedekiler ne yapacaklarınışaşırdılar.İç lerinden biri hemen harekete geçti. Bu Humfries'di sanırım. Atılıp, yaşlıadamın başına bir darbe indirdi. Sanıyorum biri buna kızdı.Ç ok kızdı. Ve ihtiyar adamımuayene edince onun sadece bayılmışolduğunu anladılar. Bu yüzden de işlerine devama karar verdiler. Sahte Piskopos Pennyfather odadançı karak, ayrıldı. Arabayla bu 'bayrak yarışında' rolünüyapacağıolay yerine gitti. Asıl Piskopos Penny-father'i ne yaptılar. Bunu sâdece tahmin edebiliyorum. Sanıyorum onu arabayla bahçıvanın kulübesine götürdüler. Bu trenin soyulacağıyerdenç ok uzakta değildi. Kendisine orada bir doktor bakabilirdi. Piskopos Pennyfather'in oç evrede görüldüğüduyulunca da, herş ey birbirine uymuşolurdu. Herhalde adam ayılıncaya kadarç etedekiler kötüanlar geçirdiler. Sonra da Pennyfather'in hiçolmazsa sonüç günühatırlayamadığınıanladılar.»
Miss Marple sordu.« Aksi takdirde onuö ldürecekler miydi?»
Baba,« Hayır,»diye cevap verdi.« Onuö ldüreceklerini sanmıyorum. Biri buna kesinlikle izin vermezdi. Tâbaşından beriç eteyi yöneten kimsenin cinayetten hoşlanmadığıanlaşılıyordu.»^
Bess Sedgwich mırıldandı.«İ nanılacak gibi değil... Elimizde Ladislaus Malinovvski'yi bu hayaliç eteye bağlayacak deliller olduğunu sanmıyorum.»
Baba,« Elimde Ladislaus Malinovvski'nin aleyhinde bir sürüdelil var.Ç ok tedbirsiz biri. Otelde görülmemesi gerekirken buraya sık sık geldi.İ lk seferinde kızınızla ilişki kurabilmek için uğradı. Aralarında böyle karar vermişlerdi.»
«Saçma! Elvira size Ladislus'u tanımadığınısöyledi.»
«Bana böyle söyledi ama aslında bu doğru değildi. Elvira, Malinovvski'yeâşı k. Onunla evlenmek istiyor.»
«Buna inanamam!»
BaşmüfettişDavyı srar etti.« Sizİş inİç yüzünüöğrenecek durumda değilsiniz. Mallnovvskl, sırlarınıherkese açacak bir insan değil. Kızınızıise hemen hemen hiçtanımıyorsunuz. Malinovvski'nin Bertram Oteline geldiğiniöğ reninceç ok kızdınız değil mi?»
«Neden kızayım?»
Baba,«Çü nkü,»dedi.«Ç etenin reisi sizsiniz. Siz ve metrdotel Henry. işin maddi tarafına Capello kardeşler bakıyor. Avru-pa'daki bankalarda hesap açma işleriyle ve diğer mali ayrıntılarla onlar meşgul oluyorlar. Amaç etenin elebaşısısizsiniz. Planlan siz yapıyorsunuz.Ç eteyi siz yönetiyorsunuz. Herş ey sizin başınızın altındançı kıyor, Lady Sedgvvich.»
Bess ona bakarak güldü.«Ö mrümde bu kadar gülünçbirş ey duymadım.»
«Sözlerim hiçde gülünçdeğil.Ç ok zeki, cesur, gözünü
budaktan esirgemeyen, pervasız bir insansınız. Herş eyi denediniz. Sununda kanuna karşıgelmeyi de denemeye karar verdiniz. Buç ok heyecanlı, tehlikeli bir oyundu. Sizi cezbeden para değil, işin eğlence tarafıydı... Bundan eminim. Fakat cinayete, adam yaralamaya tahammülünüz yoktu. Onun için soygun sırasında kimse yaralanmıyor veyaö ldürülmüyordu. Sadece gerektiği zaman kurbanların kafasına dikkatle ve ustalıkla vuruluyordu. Biliyor musunuz?Ç ok ilginçbir kadınsınız. Gördüğüm suçluların arasında sizin gibi gerçekten ilginçkişiler pek azdır.»
Uzun bir sessizlik oldu. Sonra Bess Sedgvvich ayağa kalktı.« Sizçı ldırmışsınız.»Elini telefona doğru uzattı.
«Avukatınızımıarayacaksınız. Fazla birş ey söylemeden ona danışmanız iyi olur. Avukatınızın fikrini alın.»
Almacıkaldırmışolan Bess Sedgvvich sert bir hareketle bunu yerine bıraktı.« Doğrusunuİ sterseniz avukatlardan nefret ederim. Pekâlâ... Dediğiniz gibi olsun... Evet,ç eteyi ben idare ediyordum. Doğrusuç ok da eğlendim. Bankaları, trenleri, postaneleri ve zırhlıarabalarısoyarak, paralarıele geçirmek gerçektenç ok eğlenceli oluyordu. Ama biz işi zamanında kesmedik. Soygunlara devam ettik. Neyse... Ben zevkli dakikalar geçirdim ya. Yalnız Ladislaus Malinovvski hakkında yanılıyorsunuz. Michael Gorman'ıoö ldürmedi. Benö ldürdüm.»Birdenbire tiz bir sesle, heyecanla bir kahkaha attı.« Beni neyle tehdit ettiği... neler söylediği o kadarö nemli değil. Micky'e kendisini vuracağımısöylemiştim. Bunu Miss Marple da duymuş. Sonunda dediğimi yaptım ve onu vurdum. Ladislaus'un yaptığınıiddia ettiğinizş eyleri aslında ben yaptım. O avluya ben saklandım. Elvira geçerken, havaya doğru bir el ateşettim. Kız acıacıbağırdı. Micky koşarak gelince de onu vurdum. Bende otelin bütün kapılarının anahtarıvardı.
Avludaki kapıdan usulca içeri girerek, odamaçı ktım. Tabancanın Ladislaus'un olduğunuöğ reneceğiniz veya ondan kuşkulanacağınız hiçaklıma gelmedi. Silahı, onun haberi olmadan arabasındanç almıştım. Emin olun bunu kuşkulan onunü zerineç ekmek için yapmadım.»Telaşta Miss Marple'a doğru döndü.« Unutmayın, siz tanıksınız. Söylediklerimin hepsini de duydunuz.Michael Gorman'ıbenöldürdüm!..»
Davy başınısalladı.« Belki bütün bunlarıMalinovvski'yeâşı k olduğunuz için söylüyorsunuz.»
«Onaâşı k değilim.»Bess'in sesi sertleşmişti.« Ben sadece onun samimi dostlarından biriyim. Evet... Birbirimizden hoşlanıyorduk ama Ladislaus'a hiçbir zamanâşı k olmadım. Benö mrümde bir defaâşı k oldum. Bir tek kişiyi sevdim. Johnny Sedg-wich'i.»İsmi söylerken sesi değişmiş, alçalıp yumuşamıştı. Sonra devam etti.« Ama Ladislaus arkadaşım. Onun yapmadığıbirş ey yüzünden cezalandırılmasınıistemem.Michael Gorman'ıbenöldürdüm. Bunu açık açık söyledim. Sözlerimi Miss Marple da duydu. Veş imdi sevgili BaşmüfettişDavy...»Sesi heyecanla yükseldi. Tatlıkahkahasıodada yankılar yaptı.«Ş imdi... beni yakalayabilirseniz yakalayın.»
Çevik bir hareketle, telefonu pencereye fırlatarak, camıkırdı. Oturmuşolan Baba daha ayağa kalkmadan pencereden fırladı. Alttakiçı kıntıdan hızla ilerlemeye başladı.
Davy telaşla diğer pencereye doğru atıldı. Camıaçarak, cebindençı kardığıdüdüğüçaldı.
Miss Marple da adamın yanına gitti. Bertram Otelinin dik cephesine baktılar.
Miss Marple,« Düşecek,»diye haykırdı.« Yağmur borusundan yukarıtırmanıyor. Ama neden yukarıçıkmak istiyor.»
«Daha daçı kacak. Ancak buş ekilde kurtulabilir. Bunu kendisi de biliyor.Ş una bakın. Bir kedi gibi tırmanıyor. Tehlikeye aldırdığıyok.»
Dikkatle seyrettikleri gençkadın gözden kayboldu. Baba hafifçe geriç ekildi.
Miss Marple sordu.« Siz de gidecek misiniz?»
BaşmüfettişDavy başınısalladı.« Böyle birş ey olabileceğini düşünerek adamlarımıçeşitli yerlere yerleştirdim. Onlar ne yapmalarıgerektiğini biliyorlar. Hoş, Bess Sedgvvich ellerinden kaçarsa hiçşaşmam. Binde bir rastlanacak bir kadın o.»içiniç ekti.« Bess Sedgvvichçı lgının biri. Her kuşakta böyleleriçı kar. Onlarıehlileştirmezsiniz. Topluma karışarak, kanuna saygılıdavranmalarını, sakin bir hayat sürmelerini sağlayamazsınız. Onlar kendi-yollarında giderler. Eğer iyi insanlarsa, ormanda cüzzamlı-lara bakarlar veya kendilerini bir amaçuğruna feda ederler. Eğer kötüyseler, duymayıbile istemeyeceğiniz kötülükler yaparlar. Bazılarıise sadeceçı lgındırlar. TıpkıLady Sedgvvich gibi.»
«Onun buş ekilde hareket edeceğini biliyor muydunuz?»
«Pek bilmiyordum. O böyle bir kadın işte. Beklenmedikş eyler yapıyor. Herhalde bütün bunlarıdüşündü. Ne olacağınıtahmin etmişti.Ş urada oturmuşbize bakıyor, konuşuyor ve o arada da düşünüyor planlar yapıyordu. Sanıyorum... hah...»Birdenbire sustu. Sokaktan bir arabanın ani homurtusu, tekerlek gıcırtısıve ekzozun patırtısıgelmişti. Baba dışarısarktı.« Tamam kaçmış. Arabasına atlamış.»
Araba iki tekerleğinü zerinde dönerken lastikler inilder gibi bir sesçı kardı. Sonra o güzel beyaz canavar homurdanarak yolda ilerledi.
BaşmüfettişDavy,«Ç arptı,»diye bağırdı.Ş imdi o kendine
özgütavırlarıyla, sabırlısabırlıbekliyordu. Miss Marple da sessiz sedasız yanında durmaktaydı. Sonra haber etrafa yayıldı. Karşı-öaki kaldırımda duran bir adam başınıkaldırıp BaşmüfettişDavy'e bakarak, elleriyleç abucak birtakım işaretler yaptı.
Baba ağır ağır,«Ö lmüş,»dedi.« Olanca hızıyla parkın parmaklığına bindirmiş. Başka kimseye birş ey olmamış. Sadece bir iki araba hafifçeç arpışmış...İ yi birş ofördüLady Sedgwich... Ama artıkö ldü...»Dönerek, bir iki adım attı.« Neyse... Kadın herş eyi anlattı. Bunu siz de duydunuz.»
Miss Marple,« Evet,»dedi.« Bess Sedgwich'in söylediklerini duydum.»Bir an durdu. Sonra da usulca ekledi.« Tabii anlattıklarıdoğru değildi.»
Baba dönüp ona baktı.« Demek ona inanmadınız?»
«Siz inandınız mı?»
Başmüfettiş,« Hayır,»diye cevap verdi.« Asıl hikâye değildi bu. Bess Sedgwichş artlara uymasıiçinç abucak bu masalıuydurdu. Ama söyledikleri doğru olmazdı. Michael Gorman'ıo vurmadı. Kapıcıyıkiminö ldürdüğünübiliyor musunuz?»
Miss Marple,« Tabii biliyorum,»dedi.« Onu Elviraö ldürdü.»
«Hahl Bu aklınıza ne zaman geldi?»
«Tâbaşından beri böyle olup olmadığınıdüşünüyordum.»
Baba içiniç ekti.« Ben deö yle. Kız o geceç ok korkmuştu.Ü stelik yalanlarıdaö yle beceriksizceş eylerdi ki.İ lkö nceleri cinayetin nedenini anlayamadım.»
Miss Marple,« Ben deö yle,»diye mırıldandı.« Bu beni birazş aşırttı. Kız annesinin yasal olmayan birş ekilde evlendiğini anlamıştı. Ama bunun için cinayet işler miydi? Herhalde işe para konusu da karıştı?»
BaşmüfettişDavy,« Herhalde,»dedi.« Babasıkıza büyük bir
servet bırakmış. Elvira annesini Michael Gorman'la evli olduğunuöğ renince, onun Conisten'le yaptığıevliliğin kanunen geçeri^ sayılmayacağınıanladı. Herhalde o zaman, babamın servetini bana vermeyecekler, diye düşündü. Onun kızıyım ama meşıiısayılmıyorum artık.»Davy bir an durarak, içiniç ekti.« Oysa yanılı-yordu. Dahaö nce de böyle bir olayla karşılaştık. Herş ey vasiyetnamenin yazılışşekline bağlı. Conisten parayıona bırakmış, vasiyetnamesinde de Elvira'nın adınıaçıkça yazmış... Evet, parayıona verecekler. Ama kız bunu bilmiyordu.»
«Elvira'nın paraya neden bu kadar ihtiyacıvardı?»
BaşmüfettişDavyö fkeyle homurdandı.« Ladislaus Malinovvs-ki yüzünden tabii. Adam kızla parasıiçin evlenebilirdi. Elvira ona deli gibiâşı ktı.»
Miss Marple mırıldandı.« Biliyorum.»Sonra açıkladı.« Parkta başbaşaç ay içtikleri gün herş ey kızın yüzünden belliydi.»
«Elvira serveti sayesinde Ladislaus'u elde edeceğini... parasıolmadığındaysa gençadamın kendisiyle evlenmeyeceğini bili-, yordu.»Baba'nın yüzünde acıbir ifade belirmişti.« Bu yüzdenç ok iyi planlanmışbir cinayet hazırladı. Kız, avluya saklanmadıtabii. Orada kimse yoktu. Elvira parmaklıkların yanında durarak, havaya bir el ateşetti ve bağırmaya başladı. Michael Gorman koşarak otelden gelince onu vurdu ve haykırmasına devam etti. Tabiişü pheleri Ladislaus'unü zerineç ekmek amacında değildi. Tabancayıgençadamın arabasındanç almıştı.Çü nkükolayca silah bulmasıimkânsızdı. Cinayeti Ladislaus'un işleyeceğinden kuşkulanacağımız aklına bile gelmedi. Gençadamın o gece otelin civarında olduğunu da bilmiyordu. Ama o gece müthişbir korkuya kapılmıştı. Daha sonra daö yle... Annesi ise onun adına korkuyordu.»
Miss Marple açık açık sordu.« Ne yapacaksınız?»
«Cinayeti onun işlediğini biliyorum ama elimde delil yok.»Birdenbire duraklayarak Miss Marple'ısüzdü. Sonra o da bir soru sordu.« Siz ne yapacaksınız? Siz tanıksınız. Kızın annesinin söylediklerini duydunuz.»
Miss Marple içiniç ekti.« Biliyorum. Kadın bunu iyice aklıma sokmayaç alıştıdeğil mi? Kızınınş erbet kalmasıiçinö lümüseçti. Benden istediği bifö lünün son arzusu sayılabilir.»
Aradaki kapıaçılarak Elvira Blake içeri girdi. Sırtında sade mavi bir elbise vardı. Uçuk sarısaçlarıyüzünüçerçeveliyordu.İ talyan tablolarındaki meleklere benziyordu.
Kız,« Bir arabanın hareket ettiğini duydum,»dedi.« Sonra bir gürültü... Herkes bağırıştı... acaba bir kaza mıoldu?»
BaşmüfettişDavy ciddi bir tavırla.« Size acıbir haber vereceğim içinç okü zgünüm, Miss Elvira. Annenizö ldü.»dedi.
Elvira soluğunu tuttu.« Hayır, hayırl»Bu hafif, kararsız bir karşıkoymaya benziyordu.
Baba devam etti.« Anneniz kaçmayaç alışıyordu. Ama kaçmadanö nce Michael Gorman'ıöldürdüğünüitiraf etti.»
«Yani o... yani annem...ö yle mi söyledi?»
Başmüfettiş,« Evet,»diye cevap verdi.« Annenizö yle söyledi. Sizin buna ekleyecek birş eyiniz yok mu?»
Elvira ona uzun uzun baktı. Sonra da usulca başınısalladı.« Hayır.»Sesi titremeye başlamıştı. Tekrar,« Hayır,»dedi. Ama bu sefer tavrıdeğişmişti. Başınıkaldırdı. Bir an... kısa bir an tıpkıannesine benzedi. Kararlıbir tavırla,« Cinayeti o işlemedi,»diye bağırdı. Ama gözlerinde yine korku dolu bir ifade belirmişti.« Annem ne söylemişolursa olsun, katil değildi. Kapıcıyıbenö ldürdüm.»
Baba başınısalladı.« Biliyorum.»
Kızın gözleri dolmuştu. Kendini tutamayarak, ağlamaya başladı. BaşmüfettişDavy onu bir koltuğa oturttu. Elvira hıçkırıklarıarasında herş eyi itiraf etti. Olay tahmin ettikleri gibi olmuştu. Ne var ki, Elvira,« Michael Gorman'ıkorkutmak istemiştim,»diyeı srar ediyordu.« Ben ikinci kez tetiğiç ektiğim sırada da tabancaya doğru uzandı. Go... Gorman'ın bu kadar cesur olduğunu bilmiyordum. Bağırmaya başladığım zaman gerçekten korkmuştum.»
Sez Törek ädäbiyättän 1 tekst ukıdıgız.
Çirattagı - Cinayetler Oteli - 7
- Büleklär
- Cinayetler Oteli - 1Härber sızık iñ yış oçrıy torgan 1000 süzlärneñ protsentnı kürsätä.Süzlärneñ gomumi sanı 4055Unikal süzlärneñ gomumi sanı 218925.3 süzlär 2000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.36.4 süzlär 5000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.42.0 süzlär 8000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
- Cinayetler Oteli - 2Härber sızık iñ yış oçrıy torgan 1000 süzlärneñ protsentnı kürsätä.Süzlärneñ gomumi sanı 4137Unikal süzlärneñ gomumi sanı 220126.6 süzlär 2000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.36.2 süzlär 5000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.41.5 süzlär 8000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
- Cinayetler Oteli - 3Härber sızık iñ yış oçrıy torgan 1000 süzlärneñ protsentnı kürsätä.Süzlärneñ gomumi sanı 4098Unikal süzlärneñ gomumi sanı 203526.9 süzlär 2000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.36.6 süzlär 5000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.41.0 süzlär 8000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
- Cinayetler Oteli - 4Härber sızık iñ yış oçrıy torgan 1000 süzlärneñ protsentnı kürsätä.Süzlärneñ gomumi sanı 4088Unikal süzlärneñ gomumi sanı 222726.1 süzlär 2000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.36.3 süzlär 5000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.41.4 süzlär 8000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
- Cinayetler Oteli - 5Härber sızık iñ yış oçrıy torgan 1000 süzlärneñ protsentnı kürsätä.Süzlärneñ gomumi sanı 3998Unikal süzlärneñ gomumi sanı 200127.3 süzlär 2000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.37.2 süzlär 5000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.43.4 süzlär 8000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
- Cinayetler Oteli - 6Härber sızık iñ yış oçrıy torgan 1000 süzlärneñ protsentnı kürsätä.Süzlärneñ gomumi sanı 4066Unikal süzlärneñ gomumi sanı 214325.0 süzlär 2000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.35.7 süzlär 5000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.41.1 süzlär 8000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.
- Cinayetler Oteli - 7Härber sızık iñ yış oçrıy torgan 1000 süzlärneñ protsentnı kürsätä.Süzlärneñ gomumi sanı 99Unikal süzlärneñ gomumi sanı 8656.9 süzlär 2000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.63.7 süzlär 5000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.65.9 süzlär 8000 iñ yış oçrıy torgan süzlärgä kerä.