Tesla Anlaşılamamış Dahi - 11

Totalt antal ord är 3721
Totalt antal unika ord är 2073
24.8 av orden finns i de 2000 vanligaste orden
36.6 av orden finns bland de 5000 vanligaste orden
44.4 av orden finns i de 8000 vanligaste orden
Varje stapel representerar procentandelen ord per 1000 vanligaste ord.
Yakın dostlarının da yardımıyla para bulma çalışmalarını daha da hızlandırmıştı Tesla. Teğmen Hobson donanmadaki bağlantılarını kullanarak bu çalışmaya destek olmaya çalışıyordu. Tesla'nın radyo kontrollü gemilerini, torpidolarını görmüş ve Buffalo'da bir gösteri düzenlemesini sağlamıştı. Alışılagelen aksaklıkların yeniden yaşanmaması için elinden geleni yapıyordu. Ama nafile.
Kahraman asker, Tesla'ya konuyla ilgili olarak donanmada, aslında iki komutan arasındaki çekememezlikten kaynaklandığını söylediği bir tartışma doğduğunu bildirmişti; sonuçta da Tesla'nın projesi reddedilmişti. Belki de Hobson bu hikayeyi sadece Tesla'yı incitmemek için uydurmuştu.
Tesla bu arada biraz para bulabilmeyi başarmıştı ama bu para da projeye ulaşamadan eski borçların ödenmesi için harcanmıştı. Sherff e yazdığı bir mektupta şunları söylüyordu: "Düşmanlarım beni bir hayalperest ve şair olarak lanse etmekte o denli başarılı oldular ki en kısa zamanda ticari bir şeyler ürete-mezsem silinip gideceğim."
Bunları izleyen yıllar boyunca borç bataklığından kurtulmak için ticari icatlar üzerinde çalışmalar yapmaya başlayacaktı ama belki de şanssızlığından, kendisi gibi bağımsız çalışan Edison kadar başarılı olamayacaktı.
Bu arada tıp çevrelerinden Tesla'nın osilatörüne yönelik talep giderek artmaya başlamıştı. Sherff bu konuda çalıştıkları takdirde Morgan'ın Wardenclyffe için yatırdığı paradan daha fazlasını kazanabileceklerine inanıyordu. Tesla kendisine bu konuda tam yetki vermişti ama konu ile ilgilenmiyordu.
Morgan'ın desteğini çekmesinin ardından diğer yatırımcılar da Tesla'nın vaatlerinin sabun köpüğü olduğuna inanmaya başlamışlardı. Yayılan dedikodular Tesla'yı can evinden vuruyordu. Şanssızlığı sınır tanımıyordu. Colorado Springs Elektrik Şirketinin gönderdiği fatura Tesla'yı alaşağı etmeye yeterdi. İşin garibi, şirket Tesla'ya elektriğin kendisine ücretsiz sağlanacağını bildirmişti. Su şirketi de Tesla'yı dava etmeye hazırlanıyordu. Laboratuvarın bekçisi de ödenmeyen maaşlarını tahsil edebilmek için avukat aramaya başlamıştı bile.
Tesla'nın tüm bunlara yanıtı da tam Tesla tarzı olacaktı. Ne de olsa şehir Tesla'nın laboratuvarını barındırma şerefine ulaşmıştı.
Yine de tüm bunlardan sonra şansı dönmeye başlayacaktı. Tıbbi osilatörlerin satımından para gelmeye başlamıştı. Bu arada yeni bir türbin üretmişti ve bundan bir servet kazanacağını düşünmeye başlamıştı.
Tesla, Waldorf'taki bohem hayatını finanse edebilmek için Wardenclyffe'i otelin mal sahibine yirmi bin dolar tutarındaki faturalar karşılığında ipotek etmişti. Fakat Tesla mali itibarının zarar görmemesi için bu ipoteğin kayıtlara geçirilmemesini rica etmişti. 1915 yılına gelindiğinde Tesla içtiği suyun bile parasını ödeyemeyecek duruma düşmüştü. Otel yönetimi elindeki ipoteği paraya dönüştürmeye çalışıyordu fakat o sıralar kimsenin dünya iletişim sistemi istasyonu ile pek ilgilendiği yoktu. New York çelik şirketi istasyonun parçalanması işini üstlenmişti ama yapı düşünüldüğünden de sağlam inşa edilmişti. En sonunda, 1917 yılının Eylül ayının ilk Pazartesi günü Wardenclyffe dinamitle havaya uçuruldu. Şirket satıştan bin yedi yüz elli dolarlık bir gelir elde etti. Bir dilenci yolda Tesla'nın yazdığı bir notun uçuştuğunu fark edecekti.
"Tüm emeklerimizin parçalanıp gittiğini gördüğümde ağlamadım" diye yazıyordu Scherff'e, "ama kendimi zor tuttum".
Marconi, Alman bilim insanı Carl F. Braun ile birlikte, "telsiz telgrafın geliştirilmesindeki birbirinden ayrı ama paralel katkılarından dolayı" 1909 Nobel Fizik Ödülü'ne layık görülmüşlerdi.
Tesla hayatının sonuna kadar enerji nakli ve iletişim konusundaki fikirlerinden vazgeçmeyecekti. Bunun bir rüya olmadığını söylüyordu, "sadece kör, inançsız, şüpheci dünyaya pahalı gelen bilimsel bir kavram"dı.
İnsanlığın "kaşifin araştırma şevki"nin açtığı yolda ilerleyecek kadar gelişmemiş olduğunu söylüyordu. "Belki de içinde yaşadığımız dünyanın bu devrimci fikirleri desteklemesindense ticari kaygılarla, bencillikle ve ahmaklıkla aşağılaması, hor görmesi, saldırması daha iyidir. Bu sayede aydınlanıyoruz. Geçmiş zaferlerin bastırılması, ezilmesi ve alaya alınması bunların daha kuvvetli bir şekilde yeniden uyanmalarına yol açar."

17. PUSUDAKİ TEHLİKELER
Elli yaşında olan ve bilim insanlığı ünü ciddi saldırılara maruz kalan Tesla vakarını her zamankinden daha fazla koruyordu.-Hala ağırbaşlı, yakışıklı ve genç görünüşlüydü; saçı her zamanki gibi simsiyahtı. Ve nezaketinden hiçbir şey yitirmemişti
"Colombia College'da transformatörü, radyo ve enerji transmisyonu üzerine seminer verirken Mr Pupin ve arkadaşları dersimi ıslıklayarak bölmüşlerdi ve sessizliği tekrar sağlayabilene değin epey uğraşmak zorunda kalmıştım.
"Ama bu en kötüsü değildi. Mr Marconi'ye karşı benim patentli aletlerimi ve çizimlerimi kullanmasından dolayı açtığım davada Mr Pupin benim lehime tanıklık yapacağını söyleyerek öne çıkmış ve bir manevrayla Mr. Marconi'nin tarafına geçmişti. Uzak mesafelere enerji naklinin benim icadım olduğu kabul edilene değin üç uzun yıl geçmesi gerekmişti.
"Bırakın gerçekleri gelecek ortaya koysun ve bu ikisini kendi çalışmaları ve başarıları ile değerlendirsin. Şu an onların zamanı ama gelecek, gerçekte gelecek için çalışmış olanın, benim olacaktır."
Gözlerinden yaşlar süzülmeye başlamıştı ama gülümsemeye devam ediyordu. Kendisine "Mr Marconi hakkında bir şey söyleyebilir misiniz?" diye sorulduğunda nezaketini kaybettiği nadir anlardan birine tanık olacaktı onunla birlikte olanlar.
"Mr. Marconi" demişti, "bir eşektir."
Şık giyiminden, çevresini saran kalabalık arkadaş topluluğundan ve Waldorf-Astoria'daki pek sevdiği mekanından da asla vazgeçmemişti.
Gerçekten de bu otelle olan ilişkisi Tesla'nın hayatında evlilik deneyiminin yerini tutacak nitelikteydi. Krallara layık bir hayat sürmek ona yaşamaya değer tek hayat tarzı olarak görünüyordu. Her zaman ağır hayal kırıklıkları yaşıyor olmasına karşın tüm bunların arasından başı dik ve asaletle yürüyüp geçebilme yeteneğine sahipti. Bu durum borçlarını düşünmüyor olduğu anlamına gelmiyordu ama zihnini her zaman meşgul eden fikirler bunları perdeliyordu. Böylece ekonomik zorlukların tasası da Scherff ve Johnson gibi sadık arkadaşlarına kalıyordu. Ama bu arada paraya duyduğu ihtiyaç da, ona verdiği öneme zıt bir şekilde gittikçe fazlalaşıyordu.
Tesla, görünüşte hep aynı Tesla olmasına ve hayat tarzını hiç değiştirmemiş olmasına karşın içten içe değişmeye başlamıştı. Yüzyılın başında yaşadığı acı hayal kırıklıkları kişiliğinden çok şeyler alıp götürmüştü. George Westinghouse'a yazdığı bir mektupta "bir adamın gücünü sıkıntılı zamanlar gösterir" diyordu ama ne yazık ki bu sıkıntılar zayıflıkları da ortaya çıkartıyordu.
Tesla gazetelere yazılar yollamayı bir alışkanlık haline getirmişti. Mutlu zamanlarında hem kendi öncülerinin, hem de çağdaşlarının başarılarını övmekte oldukça cömert davranıyordu ama son zamanlarda bu yazılar savunma dilekçesi formuna bürünmüşlerdi. Rakiplerini güçlü güçsüz, haklı haksız demeden küçük görmeye başlamıştı. Geçmiş aldatılmaları nedeniyle patentleri hakkında daha da fazla ser verir, sır vermez bir tutum takınmaya başlamıştı. Gördüğü ruhsal zarar derin ve hakikiydi.
Tesla yüzyılın başında sonradan kişisel kariyerlerinde de hayli başarılı olacak iki zeki kadını talihinin yardımıyla sekreterleri olarak çalışmaya ikna edebilecekti. Tabii aslında söylemeye bile gerek yok ki bu iki kadın da sağlam ve güvenilir karakterlerdi.
Muriel Arbus, Tesla'ya patent hakları konusunda yardımcı olan etkileyici bir sarışındı. Tesla'nın ölümünden sonra kariyerini New York'ta Arbus Makine ve Aletler Şirketi'nin başına geçerek devam ettirecekti. Amerika'da bu denli büyük bir makine şirketinin kurucusu ve sahibi olabilen ilk kadındı. Olağanüstü başarılar sergiliyordu.
Dorothy Skeritt, Tesla ile çalışmaya 1912 yılında başlamıştı. Laboratuvardaki gösterilere ve New York kütüphanesindeki çalışmalara da katılıyordu. Skeritt "insanları harekete geçiren motivasyonların ve değişik koşulların anlamlarının farkında olan ama az konuşan bir kadındı. Arbus ise her şeyi göründüğü gibi kabul etmeyi ve bunlar üzerinde de bolca çene çalmayı çok severdi."
Her ikisinin de işvereni olan Tesla yıllar geçtikçe bilimsel tezlerini daha gözü kara bir şekilde savunmaya başlayacak, icatlarını daha ilham halindeyken, hiçbir veriye ve deneye dayanmazken gazetecilere ballandıra ballandıra anlatmaya başlayacaktı. Zaman zaman megalo manyaklığın yamaçlarında dolaşacaktı. Gazeteciler genellikle söylediklerini doğrudan manşetlere ve yazılara yansıtmayı tercih ediyorlardı ama O'Neill ve Swe-ezey gibi dostları gerekli gördüklerinde onu kendi demeçlerinden korumaya çalışıyorlardı.
Edison, Tesla'dan iğneleyici bir şekilde bahsederken aslında profesörlerin de duygularına tercüman oluyordu: "Tesla her zaman için bir şeyler yapacak olan adam olarak kalacaktır." Ama aynı saldın somut başarıları göz ardı edilerek ve boşa çıkan vaatleri dikkate alındığında Edison'a da yöneltilebilirdi aslında. O da gazetecilere yapabileceğinin çok ötesindeki hayallerinden dem vurmaya başlamıştı.
Akademinin klasik saldırıları da devam ediyordu. Tesla Bo-bini'nin Henry'nin enstrümanlarının geliştirilmiş hali olduğu iddia ediliyor, Tesla'nın kendi adını vermeyi hak ettiği hiçbir keşifte bulunmadığı öne sürülüyordu. Bu saldırılar tamamıyla haksız ve sağduyudan uzaktı. 1920'lerin sonlarına doğru Tesla'nın on dokuzuncu yüzyıl icatlarına milyonlarca dolarlık yatırımlar yapılmaya başlanacaktı. Radyonun ve otomasyonun babası olarak kabul görecekti. Üniversitelerin laboratuvarları, bunların arasında Johns Hopkins'inki de vardı, araştırma laboratuvarla-rında Tesla Bobini'ni kullanmaya başlamışlardı. Birçok icadına kendi adına keşifte bulunmadığını iddia eden Profesör Ames'in ta kendisi tarafından 1900 yılından önce patent verilmişti.
Fakat şu kadarı da doğrudur ki, Tesla somut yenilikler sunmaktan çok, yeni fikirlerin ve kavramların doğmasına öncülük etmiştir. Seminerleri yeni fikirler yaymış, diğerleri bunların ışığında pratik icatlarda bulunmuş ve bunların patentlerini almıştır. Tam da bu nedenle Tesla daha fazla risk alarak oyuna devam etmek zorunda kalmıştı.
Yeni projelerini ve teorilerini sansasyonel bir şekilde duyurmasının ana nedeni kendisini finanse edecek bir sermayedar aramakta oluşuydu. Laboratuvarlarında düzenlediği gösterilere fikirlerini çalabilecek yetenekten yoksun olduğuna inandığı varlıklı iş adamlarını çağırıyordu. Tabii Meslektaşları da bu durumdan hiç hazzetmiyorlardı.
Yeni fikirler her zaman olduğu gibi zihninde yeni fırtınalar yaratmaya devam ediyordu ama artık ölümü de yadsıyamayaca-ğı bir yaşa gelmişti. Dostlar ve tanıdıklar yavaş yavaş sahneden çekilmeye başlamışlardı. 1910'da Mark Twain göç etmişti ve bu kayıp Tesla'yı derinden etkilemişti. Üç yıl sonra da Morgan ölecekti ki ticari ilişkilerde olduğu kadar Tesla'nın kişiliği üzerinde de etkisi olan birisiydi.
Tesla'nın psişik yapısı zaten her zaman için bir nevrozlar panayırı gibiydi ama yıllar geçtikçe daha da garipleşiyordu. Mucidin yaralı ve hasta güvercinleri koruması altına alıp evine götürdüğünden kimsenin haberi yoktu. Ama o bunu günün ilerleyen saatleri için bir görev olarak benimsemişti.
Bir gece kuşu ve asilzade gibi yaşıyordu. Ofisine ancak öğle vakti gelebiliyor ve Miss Arbus ile Skeritt'in daima kendisini ayakta karşılayıp şapkasını, asasını ve eldivenlerini almasını arzu ediyordu. Pencerelerdeki perdeler her zaman kapalı olmalıydı ki rahat ettiği karanlıkta verimli çalışabilsin. Perdeler ancak bir fırtınanın şimşekleri çatıları yaladığında açılabiliyordu. O zaman divanına uzanır kuzey ya da batı semalarını seyre dalardı. Yanında çalışanlar kendi kendine konuşma huyunun farkındaydılar ama özellikle yalnız kalmayı yeğlediği bu seyirler sırasında bunun bir hitabete dönüştüğünü görürlerdi kapı aralığından.
Fakat tüm bu gerilime ve anormal belirtilere karşın Tesla'nın yaratıcı dehası parıldamaya devam ediyordu. 1906 yılında ellinci yaşını kutlarken ve bir sürü dava ile boğuşurken muhteşem türbininin ilk modelini yapmıştı. Muhtemelen bu fikir bir vakum motoru icat etmeye çalıştığı çocukluk yıllarının, dağlarda geçirdiği ve okyanus içerisindeki vakumlu bir tüp yolu ile mektup yollamayı tasarladığı yılların verdiği ilhamın bir hediyesiydi kendisine. Pervanesiz türbin fikri muhtemelen çok öncelerden kaynaklanmakta, çocukluğunda icat ettiği pervanesiz su türbinine kadar uzanmaktaydı.
Kaynağı her ne olursa olsun, bu türbin üç kilodan daha hafifti ve otuz beygirgücü enerji üretiyordu. Daha sonraları iki yüz beygirgücü ile işleyen daha büyük modeller de inşa edecekti. "Yaptığım, buharın önünde sağlam bir duvar olması gerektiği fikrini çürütmek ve fizikçilerin her zaman bildikleri ama fayda-lanamadıkları iki ilkenin pratik bir uygulamasını gerçekleştirmektir. Bunlar yapışma ve akışmazlık ilkeleridir."
Julius C. Czito, Tesla'nın uzun süredir makine işçiliğini yapan Kolman Czito'nun oğlu, Long Island Astoria'daki atölyesinde bu türbinin değişik versiyonlarını yapacaktı. Melon Şapka Güç İstasyonu denilen makinenin rotoru (OZ1) Alman gümüşünden yapılmış çok ince disklerden oluşmaktaydı ve bir şaftın merkezine yerleştirilmişti. Küçük silindirler içinde yerleştirilerek kaplanmıştı. "Herhangi bir sıvıdan enerji elde ederken" diye açıklıyordu Tesla, "çevreye yayılır ve merkezden çekilir ama sıvıya enerji verilirken tam tersine merkeze yönelir ve çevreden çekilir. Her iki durumda da diskler arasından spiral bir yol izleyerek geçer ve tamamıyla moleküler bir devinim ile enerji verir ya da yüklenir. Bu yeni yöntemle buharın ısı enerjisi ya da patlayıcı karışımlar çok ucuza elde edilebilir..."
Kullanım alanlarında sınır göremiyordu. Benzin ile otomobilleri ve uçakları çalıştırmakta kullanılabilirdi. Transatlantik gemileri üç gün içinde Atlantik'in diğer yakasına ulaştırabilirdi. Trenlerde, kamyonlarda, soğutmada, tarımda, sulamada ve madencilikte kullanılabilirdi ve benzinle olduğu gibi buharla da çalışabilirdi. Bu türbinle çalışan geleceğin otomobilini bile tasarlamaya başlamıştı. Tüm bunların yanı sıra türbinin geleneksel modellere kıyasla oldukça ekonomik olacağına da inanıyordu.
Tesla türbini teoride onaylanmaya başlanınca ruhunun okşandığını hissedecekti. Savaş Dairesi subayları bile bunu "dünya için yeni bir şey" olarak lanse etmişlerdi ve "derinden etkilendiklerini" bildirmişlerdi.
Tesla en sonunda sonsuz aşağılanmalardan ve borçlardan kurtulacak gibi görünüyordu. Ağabeyi Daniel'in çok uzun zaman önceki ölümü ile annesinin ölümünün ve Wardenclyffe'in parçalanmasının birbirine geçtiği karabasanlar azalmaya başlamıştı. Şu anda tek ihtiyaç duyduğu şey sermayeydi ve böylece türbin onu tekrar zirvedeki yerine yerleştirecekti. Kafasında olası yatırımcıların isimlerini tartmaya başlamıştı bile.

18. NOBEL SORUNU
J. Pierpoint Morgan'ın St. George kilisesindeki cenaze törenine katılan insanlar bir dönemin kapanışına da tanık oluyorlardı. Tesla'ya da galerideki yerini belirten bilet, daha iyi bir yer ayarlanamadığı için özür dilenerek ulaştırılmıştı.
Törenden bir ay sonra Tesla, Morgan Ailesi'nin varisi J. P. Morgan ile bir görüşme ayarlayacaktı. Genç banker ve yatırımcı Tesla ile yeni türbininin ticari olanakları üzerine konuşacaktı daha çok. Altı gün sonra şirketten Tesla'nın türbini için dokuz ay için yüzde altı faizle 15 bin dolarlık bir kredi açılacaktı.
Tesla görüşmelerinden sonra genç işadamına en son icadının özelliğini ve gücünü etkileyici sözcüklerle anlatan bir mektup yazmıştı: "Bir uzman olarak değil ama bir kahin olarak bunun gücünü, dünyanın geleceği için ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Beni sizin gibi güvenilir ve güçlü adamlara bağlamasından büyük bir heyecan duyuyorum..."
Ne var ki bu kadarıyla kalmayı beceremeyecekti. Genç Mor-gan'a babasının, kendisini herkesin yüzüstü bıraktığı War-denclyffe projesi için de 150 bin dolarlık bir kredi açmış olduğunu anlatacaktı. Hemen arkasından da bir tanesi radyo yayını diğeri de türbin üretimi için iki şirket kurmayı önerecekti.
Genç Morgan ise buna karşılık iki firmanın kurulmasında kendisinin ortak olamayacağını ama Tesla'nın bir an önce bu iki şirketi kurup kar etmeye başlaması halinde 150 bin doların geri ödenmesine başlamasını beklediğini bildiren bir mektup gönderecekti mucide. Aralarındaki diyalog bununla nihayet bulmayacaktı ama konuşulan sözcüklerin zenginliği de bir hayli azalacaktı.
Bu arada Tesla da türbinin Avrupa lisans haklarını almaya başlamıştı. Prens Albert'in araya girmesi ile Belçika hakları için 10 bin dolar alabilmeyi başarabilmişti. İtalya'daki imtiyaz haklarından da 20 bin dolar gelir elde etmeyi bekliyordu. Amerika'da otomobil ve trenlerin aydınlatılması için birkaç kontrat imzalamıştı ve birkaç pratik düzenleme üzerine çalışmaktaydı. Bununla birlikte ihtiyaç duyduğu sermayeye ulaşmaktan uzaktı.
Hayal kırıklıklarını felsefi bir yaklaşımla savuşturmaya çalışıyordu ve kendi zamanı için -belki de kendi zamanının da ötesinde- eksiksiz bir fikir geliştirmişti.
"Evrenin ortasındaki dişlilerden başka bir şey değiliz" diye yazıyordu Morgan'a "ve şu kaçınılmaz bir sonuçtur ki kendi zamanının ötesinde olan yol gösterici anlaşılamayacak ve hayal kırıklığına uğrayacak, acı çekecektir; gelecek nesillerin daha yüksek takdiri ile memnun olacaktır."
Morgan Noel'den hemen önce Amerika'ya döndüğünde yine Tesla'nın önerileri ile karşılaşacaktı. Yine çaresiz kalmıştı. "Bu gidişat neredeyse tüm ümidimi yitirmeme yol açacak. Paraya çok ihtiyacım var ve bu hayati anda bir türlü para bulamıyorum. Siz yardım için başvurabileceğim neredeyse yegane insansınız..." Mektubuna milyarder işadamına mutlu Noeller dileyerek son veriyordu. Morgan ise buna zaten verilmiş olan kredilerin faizini içeren bir fatura ve yine yeni yıl için iyi dileklerle mukabele edecekti.
1914 yılının Ocak ayında Tesla, Dünya Savaşı tehlikesine karşın Alman hükümetine teslim edilmek üzere yollanacak bir türbin için Morgan'dan 5 bin dolar isteyecekti. Yurduna sadakat konusunda vicdanı rahattı çünkü Birleşik Devletler hükümetine de bir teklif götürmüş ama Savaş Dairesi'nin icadı hakkındaki olumlu değerlendirmelerine karşın bir yanıt alamamıştı. Bu sefer Morgan yumuşayacak ve Tesla'ya biraz daha kredi açacaktı. İki ay sonra Tesla, Morgan'a bir otomobil hızölçerini finanse etmesini ve yeni bir şirketin hisselerinin üçte ikisini almayı önerecekti. Acı bir şekilde yeni türbinle ilgili bazı sorunlar yaşadığı ortaya çıkıyordu; uzun süre yüksek hıza dayanabilecek bir metal henüz üretilmemişti ve bu da en azından geliştirilmesinin ilk safhalarında hiç de ucuza getirilebilecek bir iş değildi. Daha çok zamana ihtiyacı vardı ve bu da daha uzun süreli mali desteğe ihtiyaç duyacağı anlamına geliyordu.
Ama Morgan'ın sekreteri bu defa tüm yolları kapayacak ve genç işadamının artık yeni icatlarla ilgilenmediğini söyleyecekti. Kış boyunca Tesla tekrar tekrar arayacaktı Morgan'ı. "Lütfen bunu bir diğer yardım çağrısı olarak kabul etmeyin" diyordu ama aslında umarsız bir çağrıydı bu. Bu arada ofisini de ihtişamlı Manhattan kulelerinden daha mütevazı Woolworfh binasına taşımıştı. Kasım ayında Morgan kredilerin süresini uzatacağını ama buna yeni bir miktar eklemeyeceğini bildirdi Tesla'ya.
Herkes katılaşmaya başlamış gibiydi. Scherff patronuna ödenmemiş maaşların karşılığında maddi teminat işlevi görecek belgelerin imzalanması için bir not göndermişti ve en azından bir miktar ödeme yapılacağını umduğunu bildirmişti. Ama Tesla belgeleri imzalamış ve cevap olarak da yeni türbini hakkındaki projelerini anlatan bir not yollamıştı.
Kişisel sorunlarının arasında arkadaşlarına yardım edecek zaman bulabiliyordu yine de. Dört yıl önce Century'nin editörlüğüne terfi ettirilen Johnson mevkisini tehdit eden bir skandal konusunda Tesla'nın sırdaşlığına sığınıyordu. Mr Anthony'den gelen, "Ofisin yeni durumu hakkında hiçbir bilgi sahibi olunmadan yazılmış bir yazı. Acaba kendisine yeni durumdan bahsettiğimde ne söyleyecek, Tanrı bilir..." diyen bir mektuptan söz ediyordu.
Bu gizemli meselede araya giren Tesla, sorunu halletmek için elinden geleni yaptığını bildiriyor ve "Ama o denli yoğun bir direnme ve korku ile karşılaştım ki dişe dokunur bir sonuç elde edemedim... Bu işin peşini bırakmayacağım. Bu küçük utancın zihninde büyük bir yük oluşturmayacağını umuyorum..." diye cevaplıyordu Johnson'u. (Çok önceleri, John-son'dan önce, Century'nin editörlüğünü yapan R. Watson Güder Tesla ile yakın dosttular ancak Mrs Gilder bir süre sonra kocasının Tesla ile olan yakın ilişkisinden rahatsız olmaya başlamıştı.)
Fakat bu küçük utanç -bu utancın kaynağı ve içeriği çok sıkı korunan bir sırdı- Johson'un istifa etmesine yol açacaktı. Le-xington Aveneu'daki meşhur evleri bir daha asla eskisi gibi huzurlu olamayacaktı bu olaydan sonra. Gerçi Robert bir süre sonra Akademi Sekreterliği işini bulacaktı ama ekonomik durumu nedeniyle belini bir türlü doğrultamayacaktı. Johnsonlar hala alıştıkları o partilerle, hizmetçilerle ve Avrupa tatilleriyle süslü hayat tarzından vazgeçemiyorlardı ama borç bataklığına da gittikçe daha fazla gömülüyorlardı. İki dost sürekli lükslerini karşılayabilmek için birbirlerinden borç para almaya başlamışlardı. Diğerinin kefaletini ödeyen kişi, ne kadar şaşırtıcı olsa da, genellikle Tesla oluyordu.
Birleşik Devletler için Almanya'ya karşı savaşa girmek kaçınılmaz olmaya başlamıştı. Tesla ve genç John Hays Hammond, genellikle Hammond'un etkisi ile, geliştirdikleri robot teknolojisi ile bu durumdan çıkar sağlamayı planlıyorlardı. Hammond, Tesla'nın prensiplerini uygulayarak nereye giderse gitsin kendisini takip eden, motoru gözlerinin arkasına yerleştirilen ışık dalgalarına bağımlı çalışan robot bir köpek geliştirmişti. Robot köpek fikri amiralleri ve generalleri pek cezp edeceğe benzemiyordu ama Hammond, Boston limanında mürettebatsız bir yatı yö-netebilmeyi de başarmıştı ve iki mucit ortaklaşa bir tele-otoma-tik şirketi kurmayı tasarlıyorlardı. Hammond otomatik bir seçici sistem geliştirmeye çalışıyordu ve Tesla da birkaç yıl önce geliştirdiği yönlendirilebilir torpidonun Savaş Dairesi'nin ilgisini çekeceğini düşünüyordu. Fakat birlikte hareket etme planlarını uygulayamayacaklardı.
Kariyerinde ulaştığı yere karşın Tesla hala vatandaşlığı ile ilgili olarak kamuoyunun kafasında oluşan soru işaretlerinin yükünü hissediyordu omuzlarında. Washington Post'ta yayınlanan bir yazıda, sık tekrarlanan bir yanlışlık yapılıyor, kendisinden Balkanlar'in ünlü bilim insanı olarak söz ediliyordu. Washing-ton'daki bürokratlar arasında hayli yaygın olan sözlerle "Burada icat edilmemiş" durumuyla da sık sık karşılaşıyordu. Yaptığı işin kalitesi ne olursa olsun ve toplumun bu çalışmalardan elde edeceği kazanç ne olursa olsun, bu etmen belirleyici olabiliyordu.
Ama hiçbir şey Tesla'ya yeniliklere direnen geleneksel düşmanları -atalet ve çıkar ilişkileri- kadar zarar vermiyordu. Bir gazeteci donanma mensuplarından birine Tesla türbinine destek fonu açmayı düşünüp düşünmediklerini sormuştu. Donanma Araştırma Bürosu'nun temsilcisi kendisine şu cevabı verecekti: "Sık sık bu yönde telkinler alıyoruz. Ama samimi olmak gerekirse, şu anda endüstri Parson türbinine uyumlu olarak inşa edilmiş durumda, bu durumu değiştirmenin maliyeti ve takvimi hiç de azımsanacak gibi değil..."
Bazen Tesla'nın icatları yurtdışında Amerika'da olduğundan daha çok ses getiriyordu. 1915 yılında telsiz patentlerini kullanma lisansına sahip bir Alman şirketi Birleşik Devletler Donanma Radyo İletişim Servisi için bir radyo istasyonu kurmuştu. İstasyonda kullanılan ekipmanın telif haklarından da Tesla bin dolara yakın bir gelir sağlamıştı.
İstasyonun baş mühendisi 20 bin kilometre uzaklıktan gönderilen mesajları algılayabildiğim söylediğinde bunu sakinlikle karşılamıştı çünkü o bunun olanaklı olduğunu çok önceden biliyordu. "Böylece benim 1899 ile 1900 yılları arasında gerçekleştirdiğim deneylerin geçerliliğini ispatlamış oluyorsunuz" diye cevap verecekti. Ne yazık ki patlak veren savaş nedeniyle telif haklarından elde ettiği gelir de kesilecekti; istasyon da Amerika'nın savaşa girdiği 1917 yılında kapatılacaktı.
New York Times, 6 Kasım 1915 tarihinde, Londra Reuters haber ajansına dayanarak birinci sayfadan verdiği bir haberle Tesla ve Edison'un Nobel fizik ödülünü paylaşacaklarını duyuruyordu. Ertesi gün Times'dan gelen bir muhabire kendisine bu konuda hiçbir resmi bilgi ulaştırılmadığını anlatacaktı Tesla. Ama, ödülün kendisine veriliş sebebinin telsiz enerji nakli konusundaki çalışmaları olabileceği konusunda fikir yürütüyordu. Bunun sadece dünyevi değil "yarattığı kozmik çaptaki etkilerle" evrensel bir değeri olduğunu söylüyordu.
Muhabire daha sonra patlayıcıların değil elektrik dalgalarının silah olarak kullanılacağı bir geleceğin savaşlarını anlatmaya başlayacaktı. Daha sonra ise yapıcı bir yaklaşımla, "Göklerin aydınlatılabileceği, okyanusların evcilleştirileceği; denizlerin sulama için, toprağın gübreleme için, güneşin de enerji elde etmek için kullanılacağı" bir gelecekten de bahsedecekti.
Edison'un hangi sebeple Nobel ödülüne layık görüldüğü kendisine sorulduğunda da incelikle bu beyefendinin bir düzine Nobel ödülünü hak ettiğini söyleyecekti. Edison ise, kendisine bu konuda fikri sorulduğunda, resmi bir tebligat almadığını söyleyecek ve bu konuda daha fazla yorum yapmaktan kaçınacaktı.
Robert ve Katharine bu habere şaşılmamış, çok sevinmişlerdi. Hemen kendisine bir tebrik mesajı yollayacaklardı. Her zamankinden ağırbaşlı bir tavır takınmaya başlayan Tesla da, "Aslında birçok kişi bu ödüle layık. Ama teknik literatüre benim adımla geçen en az dört düzine buluşla ben de bu onura daha az layık değilim. Bu, hata yapmaya eğilimli bir grup insanın değil, pek nadiren hata yapan tüm insanlığın bahşettiği gerçek ve kalıcı bir şereftir. Bana kalsa buluşlarımın herhangi birine gelecek bin yılın Nobel ödüllerini verirdim."
Bundan sonraki gelişmeler biraz daha karmaşıktı. Batı basını bu haberi almış ve gerçekliğini kontrol etmeden tüm ülkeye yaymıştı. Times'da bir kere daha Tesla ile Nobel ödülünün sahibi sıfatıyla yapılan bir röportaj yayımlanacaktı.
Muhabire anlattığı hikayeler tipik Tesla tarzıydı. Dünyanın ses nakli konusundaki fikirlerini hala anlayamayışına hayret ettiğini söylüyor, New York'tan telefon eden her hangi birinin, hiçbir ara teçhizata gerek duymadan dünyanın istediği yeri ile konuşabileceği, Avrupa'daki savaş manzaralarının beş dakika içerisinde Amerika'dan seyredilebileceği bir teknolojinin geliştirileceğinden söz ediyordu.
Dünyadan geçecek olan akım, verici istasyonundan sonsuz bir hızla yayılacak, 12 bin kilometre gibi bir mesafe sonrasında ışık hızına doğru yavaşlamaya başlayacak, daha sonra bu bölgede tekrar hızlanarak alıcı istasyonuna sonsuz bir hızla ulaşacaktı. "Bu mucizevi bir olay. Telsiz insanlık tarihine bir kasırga gibi girmek üzere. Bir gün dünya çapında kurulacak, sözgelimi, altı istasyon sayesinde tüm dünya insanları birbirleri ile salt ses yolu ile değil, görüntü aracılığı ile de haberleşebilecekler."
Fizik bilgisindeki eksikliğe karşın (Tesla ışıktan daha hızlı seyahat edecek bir varlık olamayacağı fikrine karşı çıkıyordu) kehaneti kusursuzdu. Elbette ki bugünün eşzamanlı-mikrodalga yayan televizyon uydularını öngörebilecek bir zamanda yaşamıyordu ama buna yakın bir şeyler zihnini meşgul ediyordu; ne de olsa daha gençken ekvatorun çevresinde dünya ile eşzamanlı dönecek bir çember kurma projesi hayallerini süslüyordu.
Televizyonu icat edemedi ama hayal edebiliyordu. Dört yıl sonra Johnson, Tesla'ya, futbol maçlarını evden seyredilebilecek bir şekilde ekrana yansıtabilecek bir icat olup olamayacağını soracaktı. Tesla, "Şov dünyasına girmeden de zengin olabileceğimi düşünüyorum" diye cevap verecekti.
Literary Digest ve The Electrical World of New York 14 Kasım baskılarına Edison ve Tesla'nın Nobel ödülünü paylaşmaları üzerine bir haberle girmeye hazırlanıyorlardı ki Reuters'in bu defa Stockholm'den geçtiği bir haber bomba etkisi yaratacaktı. Nobel Komitesi, ödülün, X ışınlarını kristalin yapısını anlamak amacıyla kullandıkları çalışmaları vesilesiyle İngiliz bilim insanı Profesör W. H. Bragg ve oğluna layık görüldüğünü duyurmuştu.
Ne olmuştu? Nobel Ödülü Vakfı bir açıklama yapmaktan kaçınıyordu. Bir biyografi yazarı yıllar sonra Tesla'nın, önemli keşiflerde bulunan bir bilim insanı olarak ödülü basit bir mucit olan Edison'la paylaşmayı reddettiğini öne sürecekti. Bir diğer biyografi yazarı bu teoriyi daha da ileri götürecek, Edison'un sadistçe ve şeytanca bir tavırla paraya acilen ihtiyaç duyduğunu bildiği Tesla'yı 20 bin dolardan mahrum etmek için ödülü almayı reddettiğini yazacaktı.
Ama ne Tesla'nın, ne de Edison'un ödülü reddettiğine dair somut herhangi bir delil vardır. Nobel Vakfı, "Bir kimsenin ödülü almayı reddetme eğiliminde olduğuna dair bir söylenti nedeniyle ödülün verilmekten vazgeçilmesi fikri akla yakın bir açıklama olamaz" yorumunda bulunacaktı basitçe. Ama vakıf Edison ve Tesla'nın ilk tercihleri olduğu görüşünü de reddetmiyordu.
Edison yeterince üne ve servete sahipti, böyle bir onura da ihtiyaç duymuyordu belki de. Ama Tesla'nın hayal kırıklıklarına bir yenisi daha eklenmişti. Ve şurası muhakkak ki bu olay hiç de iyi bir reklam olmamıştı onun için.

19. UÇAN SOBA
You have read 1 text from Turkiska literature.
Nästa - Tesla Anlaşılamamış Dahi - 12
  • Delar
  • Tesla Anlaşılamamış Dahi - 01
    Totalt antal ord är 3772
    Totalt antal unika ord är 2218
    28.4 av orden finns i de 2000 vanligaste orden
    42.5 av orden finns bland de 5000 vanligaste orden
    50.5 av orden finns i de 8000 vanligaste orden
    Varje stapel representerar procentandelen ord per 1000 vanligaste ord.
  • Tesla Anlaşılamamış Dahi - 02
    Totalt antal ord är 3906
    Totalt antal unika ord är 2163
    28.6 av orden finns i de 2000 vanligaste orden
    40.2 av orden finns bland de 5000 vanligaste orden
    47.7 av orden finns i de 8000 vanligaste orden
    Varje stapel representerar procentandelen ord per 1000 vanligaste ord.
  • Tesla Anlaşılamamış Dahi - 03
    Totalt antal ord är 3901
    Totalt antal unika ord är 2162
    28.6 av orden finns i de 2000 vanligaste orden
    41.5 av orden finns bland de 5000 vanligaste orden
    49.1 av orden finns i de 8000 vanligaste orden
    Varje stapel representerar procentandelen ord per 1000 vanligaste ord.
  • Tesla Anlaşılamamış Dahi - 04
    Totalt antal ord är 3668
    Totalt antal unika ord är 2114
    26.1 av orden finns i de 2000 vanligaste orden
    38.9 av orden finns bland de 5000 vanligaste orden
    46.1 av orden finns i de 8000 vanligaste orden
    Varje stapel representerar procentandelen ord per 1000 vanligaste ord.
  • Tesla Anlaşılamamış Dahi - 05
    Totalt antal ord är 3758
    Totalt antal unika ord är 2094
    24.8 av orden finns i de 2000 vanligaste orden
    35.6 av orden finns bland de 5000 vanligaste orden
    42.1 av orden finns i de 8000 vanligaste orden
    Varje stapel representerar procentandelen ord per 1000 vanligaste ord.
  • Tesla Anlaşılamamış Dahi - 06
    Totalt antal ord är 3707
    Totalt antal unika ord är 2294
    24.7 av orden finns i de 2000 vanligaste orden
    36.0 av orden finns bland de 5000 vanligaste orden
    43.1 av orden finns i de 8000 vanligaste orden
    Varje stapel representerar procentandelen ord per 1000 vanligaste ord.
  • Tesla Anlaşılamamış Dahi - 07
    Totalt antal ord är 3843
    Totalt antal unika ord är 2213
    26.3 av orden finns i de 2000 vanligaste orden
    38.4 av orden finns bland de 5000 vanligaste orden
    44.6 av orden finns i de 8000 vanligaste orden
    Varje stapel representerar procentandelen ord per 1000 vanligaste ord.
  • Tesla Anlaşılamamış Dahi - 08
    Totalt antal ord är 3796
    Totalt antal unika ord är 2194
    26.3 av orden finns i de 2000 vanligaste orden
    38.4 av orden finns bland de 5000 vanligaste orden
    45.7 av orden finns i de 8000 vanligaste orden
    Varje stapel representerar procentandelen ord per 1000 vanligaste ord.
  • Tesla Anlaşılamamış Dahi - 09
    Totalt antal ord är 3717
    Totalt antal unika ord är 2230
    24.2 av orden finns i de 2000 vanligaste orden
    35.8 av orden finns bland de 5000 vanligaste orden
    42.8 av orden finns i de 8000 vanligaste orden
    Varje stapel representerar procentandelen ord per 1000 vanligaste ord.
  • Tesla Anlaşılamamış Dahi - 10
    Totalt antal ord är 3717
    Totalt antal unika ord är 2063
    25.6 av orden finns i de 2000 vanligaste orden
    38.6 av orden finns bland de 5000 vanligaste orden
    45.5 av orden finns i de 8000 vanligaste orden
    Varje stapel representerar procentandelen ord per 1000 vanligaste ord.
  • Tesla Anlaşılamamış Dahi - 11
    Totalt antal ord är 3721
    Totalt antal unika ord är 2073
    24.8 av orden finns i de 2000 vanligaste orden
    36.6 av orden finns bland de 5000 vanligaste orden
    44.4 av orden finns i de 8000 vanligaste orden
    Varje stapel representerar procentandelen ord per 1000 vanligaste ord.
  • Tesla Anlaşılamamış Dahi - 12
    Totalt antal ord är 3651
    Totalt antal unika ord är 2173
    23.7 av orden finns i de 2000 vanligaste orden
    34.6 av orden finns bland de 5000 vanligaste orden
    42.1 av orden finns i de 8000 vanligaste orden
    Varje stapel representerar procentandelen ord per 1000 vanligaste ord.
  • Tesla Anlaşılamamış Dahi - 13
    Totalt antal ord är 3777
    Totalt antal unika ord är 2190
    26.0 av orden finns i de 2000 vanligaste orden
    38.9 av orden finns bland de 5000 vanligaste orden
    46.6 av orden finns i de 8000 vanligaste orden
    Varje stapel representerar procentandelen ord per 1000 vanligaste ord.
  • Tesla Anlaşılamamış Dahi - 14
    Totalt antal ord är 3792
    Totalt antal unika ord är 2128
    27.8 av orden finns i de 2000 vanligaste orden
    40.9 av orden finns bland de 5000 vanligaste orden
    48.0 av orden finns i de 8000 vanligaste orden
    Varje stapel representerar procentandelen ord per 1000 vanligaste ord.
  • Tesla Anlaşılamamış Dahi - 15
    Totalt antal ord är 3699
    Totalt antal unika ord är 2198
    24.0 av orden finns i de 2000 vanligaste orden
    37.1 av orden finns bland de 5000 vanligaste orden
    44.6 av orden finns i de 8000 vanligaste orden
    Varje stapel representerar procentandelen ord per 1000 vanligaste ord.
  • Tesla Anlaşılamamış Dahi - 16
    Totalt antal ord är 3578
    Totalt antal unika ord är 2016
    24.8 av orden finns i de 2000 vanligaste orden
    37.1 av orden finns bland de 5000 vanligaste orden
    43.0 av orden finns i de 8000 vanligaste orden
    Varje stapel representerar procentandelen ord per 1000 vanligaste ord.
  • Tesla Anlaşılamamış Dahi - 17
    Totalt antal ord är 1819
    Totalt antal unika ord är 1110
    26.1 av orden finns i de 2000 vanligaste orden
    35.9 av orden finns bland de 5000 vanligaste orden
    40.8 av orden finns i de 8000 vanligaste orden
    Varje stapel representerar procentandelen ord per 1000 vanligaste ord.