Yılanların Öcü - 23

Total number of words is 2970
Total number of unique words is 1600
31.6 of words are in the 2000 most common words
45.5 of words are in the 5000 most common words
51.5 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
kör şeytanından bulası-caları!.. Tam götünden, götünün ortasından soksunlar koca kulaklı
ibrahim'i! Sonra karısını! Sonra Şükrü alçağını!.. Ayıp ama, ne yapsın? Bir ana bunu
istemez hiçbir zaman! Gel gelelim, onlar onu bu halde bırakıyor! Neden bırakıyorlar? Akşam
oldu mu, "görgüsüz" karılarını alıp yatıyorlar sıcak yataklarına. Sarılıp... O gelinler Allah tan
bulsun! Ama buldukları yok ki! Hep onlar kötü etti oğul arını. Koca kulaklı İbrahim, "Biricik
anam!" derdi bekârken. Şükrü, iki sözünün başında: "Yarın anama ben bakacağım!" diye
övünürdü. Evlendiler, gözleri karıdan başka kimseyi görmez oldu. Karıları tatlı geldi.
Kafaları değişti. Anaları kötü oldu. Kötüleşti oğlanlar. Allah, madem Allah, bu gelinlere bir
ağrı sızı verse ya! Kendi kocasını "gencecik" aldı elinden. Ne suçu, günahı vardı? Bu
"zilli"lerin bu kadar suçu günahı varken, yılanları da ona başına tebelleş ediyor bu Allah!..
Bu güzel Allah!..
Namazı "sakıt" oluyor. Yeniden başlıyor. "Namazım gene sakıt olacak!" diye tir tir titriyor.
Namaz kılarken ortaya bir yılan çıkar, bir kazıkbağı atar da kurtulamam, diye ödü sıdıyor.
Yılanların "kazıkba-ğı" diye zorlu bir bağ attıklarını, kıtır kıtır kessen bu bağı çözmediklerini
duymuştu. Her önüne çıkan, yılanlar üstüne korkunç şeyler anlatıyor epey zamandır.
Duydukça sararıyor. Anımsadıkça cinleri başına
birikiyor. Namazı bir daha "sakıt" oluyor. Okurken yanılıyor. Şaşırıyor. Allah günahım
bağışlasın. İsteyerek yapmıyor. Yılanlardan çok ocumuştu...
Duasını, ilencini "iyi kötü" bitirip göğe açtığı ellerini yüzüne çaldığı zaman, dışarıda yatsı
ezanı yeni okunuyordu. "Tüüüh!" dedi. "İşte böyle bizim işler! Sakatlaya sakatlaya bir
namaz kıldık, onu da vaktinden önce kıldık!.. Tüüh!.. Kıblemiz bari doğru olsaydı! Tüüüh!..
Gene de Allah kabul etsin! Etmezse etmesin, bak ya şu benim çektiğime! Bin bir eziyetle
doğur... Doğur yekine yekine, çığrı-na çığrına... Bin bir eziyetle, çalına çırpına büyüt. Onlar
da seni böyle aşağı eve kapayıversin!.."
Tespihi hırkasının cebine koydu. Namazlayı kaldırdı. Tahtasız, kapaksız "oyma yüklük"teki
yatağını kucaklayıp serdi yere. Döşeğini, yorganını açarken yüreği harp harp vuruyor. Bir
yerlerden yılanlar, sökün edip çıkıverecek sanıyor. Ocak başındaki kandili üfleyip yattı. Üst
üste besmele çekti. Az önce söylediğini unutup, "Yattım Allah sağıma soluma..." diye uzun
bir yatma duasına girişti. "Yattım Allah sağıma soluma! Sığındım Hak süphanıma! Melekler
tanık olsun, hem dinime, hem imanıma! Yattım Allah, kaldır beni! Rahmetine daldır beni!
Ecel gelir, yakın ise; iman ile gönder beni!.. Haksin Allah, birsin Allah! Sen her şeye
kadirsin Allah! Yaramaz avrat, yaramaz evlat; yaramaz komşu şerrinden; beyler padişahlar
şerrinden; namazsızdan, ni-yazsızdan, hacısızdan, hocasızdan, ikrarsızdan, kararsızdan,
arsızdan, hırsızdan beni sen koru ya Rabbi!.. Hayırların fethi, serlerin defi, kusurların affı
için bana can sağlığı ver ya Rabbi!.. Gönül hoşluğu ver ya Rabbi!.. Ahir ömrümde iyi günler,
iyi yüzler göster ya Rabbi!.. Aman ya Rabbi, ya Rabbi! ya Rabbiii!.. Bismillâhi mela! Dört
yanım kale! Kapım minare! Bekçiyim Allah; bekler inşaallah!.."
Yorganı çekti başına.
Yapayalnızdı öyle...
"Bak Kara Bayram!" dedi Muhtar. "Sen akıllı bir adamsın! Sana fazla söylemek gerekmez!
Haceli'ye de asılırız, ne söylersek kabul eder. Hiç aşağı yukarı yorulmadan, şuracıkta,
ayağınızda barışın! Mahke-
meye gitseniz, mahkeme bizden iyi mi barıştıracak sizi? Gelin bu işi burda kurutalım.
Dikkat ederseniz benim bu barıştırmadan bir ticaretim yoktur. Sırf hayrıma gayret
ediyorum. Ben çok hayırsever bir adamımdır. Bunu hepiniz bilirsiniz. Allanın her
bayramında sabi sübyana birer buçuk kilo leblebi dağıttığımı bütün Karataş bilir. Bu
nedenle, sizin bu işi de buracıkta kurutmak amacındayım. Dediğim gibi, inatçılığı bırakın.
Sağlıkçı Şakir Efendinin iğne paraları Hace-li'den alınacak. Karıma iğne furdurdum diye beş
kuruş ödemeyeceksin. Haceli de kerpiçlerini unutacak! Öyle değil mi Haceli?.."
Haceli durduğu yerde pufladı:
"Yahu Muhtar, sen bizi temelli batıracak mısın? Senin niyetin bize dostluk mu, yoksa
düşmanlık mı? Haa?.. Sen şimdi niçin böyle konuşuyorsun?"
Muhtar şaşırdı:
"Nasıl ulan eşşekçi? Nasıl konuşuyorum ben?"
Gene pufladı Haceli:
"Benim iki bin kalıp kerpicim gitti! Ne eder iki bin kalıp kerpiç, biliyor musun? İki yüz elli
bannot sırf işçiliği! Bir kez ben bundan nasıl vazgeçebilirim? Çaydan mı topluyorum ben bu
paraları? Sonra temel kazdırmak için de para ödedik! Birini bunlar doldurdu, birini buyruğun
üzerine biz doldurduk. Bu ziyanlar nerden çıkacak? Ben de bir yoksul adamım! Karataş'ın
Köy Kuruluna üye olmakla, kervanlarım Halep'ten mi çekiliyor? İğne paralarını da
yüklüyorsun! Kaç liralık iğne furuldu kimbilir? Herkes nasıl iğneletiyorsa, öyle versin
parasını! Yarın benim karı bir çocuk düşürse, iğne parasını Kara Bayram mı verecek? Şakir
Efendiyi getirtip Kara Bayram mı iğneletecek benim karıyı?"
Bayram dişini sıkıp duruyor:
"(Biz, senin karıyı bedavaya iğnelemiş adamız!)" dedi içinden. " (Daha da
iğneleyeceğimizden başka!..)"
"Sen sabır ver ya Rabbim!.." dedi Muhtar. "Ulan biriniz bir yana çekiyorsunuz, biriniz öbür
yana! Ben adamı mum gibi yumuşatırım ulan Haceli! Sen çok ireli gitmeğe başladın bak!
Dürzü, senin konuşmaya hiç hakkın yok! Neye varıyorsun da elin evine baskın veriyorsun?
Köroğlu mu ilan ettin kendini ülkede, namussuz herif... Haydi, bir öfke nedeniyle baskın
verdiğini kabul edelim, neye varıp erkeğe
çatmıyorsun da avrada çatıyorsun?"
"Öfke bu!" dedi Haceli. "Öfkelendin mi sen de çatarsın!" "Çatarsan ceremeyi de çekersin!..
Öfkeyle kalkan zararla oturur demişler, duymadın mı? Şimdi bir karının çocuğunu düşürmek
ne demek biliyor musun? İdam cezası veriyor yeni parti, idam cezası!.. Şimdi memlekette
bir demokratcılık icat oldu kiii, hökümet baba, her çocuğa, ister doğmuş olsun, ister
doğmamış, çok yüksek bir baha biçiyor. Eskiden de böyledir. Hazreti Bilâli Habeşî Efendimiz
bir gün Hazreti Peygamber Efendimizden kendi kulağıyla duymuş. Demiş ki Hazreti
Peygamber Efendimiz: "Her kim ki, ana rahmindeki bir çocuğu düşürür, bilin ki o âdem,
hem Al anın nazarında, hemi de benim nazarımda büyük suçludur!" Valla, aynen böyle
söylemiş! Yalanım varsa günahın boynuma! Bilâli Habeşî Efendimizin bunu kendi kulağıyla
duyduğunu geçenlerde Karamanlı İbrahim Hafız söylemiş. Hatta, Hazreti Peygamberimiz bu
sözü söylerken Hazreti Ali Efendimiz de ordaymış. O dahi bunu kendi kulağıyla duymuş.
Tabii şimdi sen Haçça gelinin beline taş furdun ama, öfke nedeniyle furdun. O yüzden biz de
diyoruz ki, sen bilmeyerek bir hata işledin, şimdi bu hatayı tamir edelim. Öyle ya, hata
dediğini insan işler. Hatasız kul olmaz, meşhur kelamdır. Bayram'ın karısı az daha ölüyordu
bak. Bakımını yaptırdık. Bizi yormadan sen bunun giderlerini ver. Bayram da davasından
vazgeçsin. Kendisinden rica ettikten sonra vazgeçmeyip ne yapacak? Zorunlu olarak
vazgeçecek! Ama tabi ona da yazık! Şimdi karısı, en aşağı altı ay hiçbir işe yaramaz. Bu da
gepgenç bir adam. Ne yapacak kansız? Bahusus, iş kayıt mevsimi başlamıştır. Orak harman
gelir yarın. Kim işleyecek bu adamın işini? Bir insan yalnız kendini değil, biraz da
karşısındakini düşünmeli! Buna göre dök düşün, cevap ver. Eğer bu adam dava ederse,
senden iğne paralarını tıkır tıkır aldığı gibi, en aşağı sekiz yıl da gün geydirir! Kapandın mı
cezaevine, çürürsün! Ağır Ceza, seni Burdur zindanına atar. Burdur zindanı mı? Allah
düşmanımı düşürmesin! Zordur!.." Haceli inledi:
"Yahu; bizim elimizde üç kuruş kalmadı Muhtaar! Döküldük saçıldık bissürü, görmüyor
musun? Sen hâlâ o biçim sözler ediyorsun! Aşağı Mahalle'nin çamuruna çakılıp kalmamız
yetmiyormuş gibi, bir de soymaya kalkıyorsun bizi! Bu kadarı da ayıptır!.."
Muhtar sabırlı sabırlı:
"İyi düşün Haceli Efendi; iyi düşün kardaşım!" dedi. "İyi düşün de Bayramdan rica edelim
davasından vazgeçsin! Sonra cayır cayır yanarsın, ama iş işten geçtiği için yanmanın da
değeri kalmaz. Bak, cahillik etme, haksızsın! Bu güreşte sen yenildin! Yenilen ceremeyi
çeker. İyi düşün!.."
Üyeler susuyor. Koşa susuyor. Konuğu susuyor. Ağali çıkıp geldi geçten geç; o da susuyor.
Muhtar: "Arkadaşlar, susmayın böyle!" dedi. "İki arada bir derede koymayın beni! İki
sözcük konuşun Allah aşkına! Akıllarını erdirin şunların! Mahkemeye düşerlerse çok ceza
görecekler. Mahkeme ikisi için de iyi değildir! Bir doğru söz konuşun da akılları ersin!.."
Üyeler çiğinlerini çekti.
Ağali: "(Yaparken bize mi danıştıydın? Şimdi de kendin konuş!)" diye öfkelenip daha çok
sustu.
İşlerin bir olur yanı yoktu.
Bayram, "Bir sözüm var Muhtar!" dedi birden.
Muhtar umutla baktı: "Söyle Kara Bayram!"
"Sen önce şu bizim bıçağı ver!"
Muhtar, acı bir şey yemiş gibi burnunu kıvırdı:
"Ne bıçağı Bayraaam?" dedi. "Ne bıçağı kardaşım!.."
"O gün almıştın ya hani? Her halde lazım olmuştu..."
"(Bak şimdi şu dürzüye!) Nasıl o gün ulan?"
"Hani bu kavgalar olduğu gün beni çağırtmıştın ya canım, unuttun mu? İşte şuracıktaydı!
Aklın ermiyor mu?"
"Tamam!.." dedi Muhtar. "(Bıçağı verirsem gönlü olur!)" diye umutlandı. "Bir belbıçağıydı
değil mi? Unutmuş gitmişim ben onu! Başımda akıl bırakmadınız ki! Dur, hemen
aldırayım!.." Bekçiye işaret etti: "Kalk, Atiye yengene git, alıversin! Yüklükte, yatakların
altındadır!.."
Mustafa kalkıp içeri gitti. Az sonra elinde bir belbıçağıyla döndü. Verdi Muhtara. Muhtar,
Bayram'a uzattı.
"Şimdi bir soru soracağım!" dedi Bayram. "Tabii, ister cevap verirsin, ister vermezsin. O
gün burda, ben odaya girer girmez, kapının arkasındaki iki adam, benim kollarımı
havsızdan yakaladı, gözümü kulağımı, elimi ayağımı bağladı. Yatırıp dövdüler. Sen de şu
yan oda-
daydın. Duruma tanık oldun. Bunun nedeni neydi?"
Ağali: "(Cevap ver!..)" dedi içinden.
Koşa: "(Cevap ver haydi!..)" dedi. "(Demin ben sordum, inkâr ettin ama, şimdi cevap ver
bakalım!..)"
"Benim böyle bir işten haberim yoktur Bayram Efendi!" dedi. "Benim evimde hiçbir fert,
böyle senin anlattığın gibi dövülmemiştir! Ne dün, ne bugün, hatta ne de yarın!..
Olmamıştır, olamaz!.. Senin bunda yanlışlığın var tosunum!.."
"Yok canım, ne yanlışlığım olsun! Dayağı yiyen benim, hiç yanlışlık olur mu? Elim ayağım
bağlı, yüzaşağı yatıyordum da üstüme geldin. Unuttun mu? Hem yanlışlık var da bu bıçak
nerden çıktı? Ne geziyor senin evde?"
"Yanlış Bayram, tümcek yanlış! Böyle şey olmamıştır! Sen düpedüz iftira ediyorsun! Ve
numara yapıyorsun!.."
"Öyleyse..." diye Muhtarın sözünü kesti Bayram. "Benim karı da dövülmemiştir! Çocuğu
düşürülmemiştir! O da yalan, yanlış!.."
"O doğru! Onu inkâr edemem!.. Ama bu dediğin tümcek yanlış! Haceli'yi sarmaya aldığın
yetmiyormuş gibi, bakıyorum, beni de almak istiyorsun! Ama yağma yok! Ben enayi değilim
aslanım! Sen beni faka bastıramazsın! Ben senin ne demek istediğini deral anladım! Daha
ağzından çıkar çıkmaz! Sen burda, bu Kurulun ve eşrafın karşısında beni mars etmek
istiyorsun! Ama dikkat et, kendin mars olursun! Ben senin bildiğin Muhtarlardan değilim!..
Bende mars olacak göz var mı, bir baksana!.."
"PekeyL" diye bir daha yekindi Bayram. "Bu konuda cevabımızı aldık. Kapalı mapalı,
verdiğin cevap kabulüm. Pekey, ya şu ası kuzu meselesi bizim?"
Ağali: "(Aferin ulan!..)" diye bağırdı içinden.
Muhtar kekeledi: Nasıl kuzu?"
"Bildiğin ası kuzu canım!"
"Haa bak!.. Bizim o işte bir yanlışımız oldu. Kaymakam Bey geldiği gün bir ası kuzu icap
etti. Niyetimiz Kaymakam Beyi burda alıkoymaktı. Sonra bu niyetimizden vazgeçtik. Tabii,
Köy Kurulunda olması dolayısıyla Haceli'yi gönderdim. "Git çobana! Bizim kuzulardan birini
tutuversin, al getir!" dedim. Haceli gitmiş çobana benim sözümü aynen söylemiş. Çoban
Hacı'yı bilirsiniz. Biraz safçadır. Biraz
değil oldukça! Tutmuş vermiş bir kuzu. Benim kuzu diye senin kuzuyu vermiş be kardaşım!
Haceli de alıp gelmiş! Ne bilsin Haceli? Sen olsan Haceli'nin kuzuyu bilir misin? Tıpkı onun
gibi. Bunda kimsenin suçu yok. Hem o faslı kapatalım şimdi. O fasıl ayrı. Şu konuştuğumuz
konuyla ilgisi yoktur. Onu sonra konuşuruz. Daha olmazsa öderiz senin kuzuyu. Geçer
fiyatından parasını veririz..."
"Parasını ne yapalım?" dedi Bayram. "Yaz boyunca sağım sıkım gerek bana!"
"İyi ya, alırsın bir kuzulu koyun sen de!"
"Ama sen bana kuzu parası vereceksin! Kuzu parasıyla kuzulu koyun alınır mı?"
"Canım sen de bir öksüz kuzu alır, koynuna yakmaya gidersin! Her akılı ben mi öğreteyim
sana yahu! Hiçbir şey bilmezsin, bir de bu kadar kafa şişirirsin burda!.."
"Laf hep!.. Öksüz kuzuyu, yabancı koyuna yakmak kolay mı, zor mu? Düşündüğün yok!
Hem de "Bir yanlışlık!" deyip çıkıyorsun işin içinden! Ne biçim yanlışlık bu? Koca köyün
içinde bizim kuzudan başkasına raslamıyor mu bu yanlışlık? Sonra niçin Haceli gidiyor
sürüden kuzu almaya? Bu köyün bekçisi yok mu?"
"Sana bir de hesap mı verelim Kara Bayram? Fazla ireli gitme bakalım! Yettin arttın gayri!
Bak, ben sana söylüyorum, fazla ireli gitme! Bekçinin başka işleri vardı. Kurulda üye olduğu
için Haceli'yi yolladık!.."
"İyi ama ben gidip Çoban Hacıya sordum, Haceli varıp, "Kara Bayram'ın kuzulardan birini
tutacaksın, Muhtar satın aldı!" demiş. Buna ne buyurulur?"
Muhtarın tepesinin tası attı:
"Ulan sen kafadan kontak mısın?"
"Yoook!" dedi Bayram usulca.
"Niçin dangalak dangalak konuşuyorsun?"
"İşine gelmiyor değil mi?"
"Bırak sen benim işimi! Buraya benim işim için toplanmadık! Köy işi için toplandık! Bu iş
her ne kadar görünüşte senin şahsını ilgi-lendirirse de, gerçekte Karataş'ın işidir. Senin
yüzünden koca bir köyün adı boklanamaz hökümetin nazarında! Hem de dikkat et: Resmi
Oda'dasın! Ağzından çıkanı kulağın işitsin! Hesaplı konuş!..
Şimdi soracaklarıma açık açık cevap ver: Bu Haceli iğne paralarını verdiği takdirde,
davadan vazgeçip barışıyor musun, barışmıyor musun Haceli'yle?"
Bayram dikleşti: "Asla barışmıyorum!.."
"Niçin?"
"Kuzu?"
"Kuzuyu ödeyeceğiz!.."
"Nasıl ödeyeceksiniz?"
"Parasını vereceğiz..."
"Ben parasını ne yapayım? Bana sağım lazım! Kuzusu olmayınca koyunun ne kıymeti var?
Ben koyunum gibi bir kuzulu koyun isterim!"
, "Olur! Hayhay! Sen o koyunu bize devredersin, biz de sana bir kuzulu koyun alırız!..
Kabul!.."
"Yediğimiz dayak?"
"Öyle bir şey yok!"
"Var!"
"Yok dedik ya; ne üsteleyip duruyorsun? Amma mikrop ve muhalif adammışsın ulan Kara
Bayram! Oğlum bak, bir hökümet, bir Kaymakam, bir Muhtar, bir Onbaşı, her kimse, bir
şeyi yok dedi mi, o şey yoktur! Var diye kuru kuru direkleşip durmazsın! Bunu iyi öğren!.."
"Peki, öyle bir şey var-yok!.. Karımın yediği dayak?"
"Onu da iğnelettik!"
"Ama o kadar işten kaldı! Daha da kalacak! Yazboyu hiçbir iş tutmayacak?"
"Ona da bir çare düşünürüz! Haceli Efendi, ara sıra Fatma'yı yollar, orağa tarağa yardım
ettirir..."
"Bunlar olacak iş değil!.."
"Olacak iş nasılsa söyle bakalım! Söyle de senin hacatına göre delik delelim Kara
Bayram!.."
"Ben gidip hökümete söyleyeceğim! Onlar bir şey der helbet! Şeriatın kestiğine razı olurum
sonuçta!.." j
"OooofL" dedi Muhtar. "Ne ulan bu benim sizden çektiğim? Sabahtan beri çene yoruyorum,
hiç söz anlamıyorsun ulan dürzü! Daha ne yapacağım ben size ulan? Yorulduğunuz yere
han mı yaptıra-
cağım? Her birinizi kucağıma alıp piş mi tutacağım? İnsanda biraz insanlık olmalı canım!
Sizde de bunun zerresi yokmuş be!.. Oooof; ulan bu?"
Bir ince ter bastı Muhtarı. Sesi karcıdı. Elinin tersiyle alnındaki terleri sıyırdı. "Bir su ver
bakayım bana!" dedi Bekçiye. "Ağzım dilim kurudu!.."
Sonra, dışardan Akış köpeğin yürek kaldıran sesi geldi. Köye eşki-ya dolmuş gibi acı acı
havlıyor köpek. Telaşlı...
Mustafa koştu dışarı. Hemen dönüp haber verdi:
"Sağlıkçı Şakir Efendi gelmiş!.."
"Koooş!.." dedi Muhtar. Derin bir soluk aldı. "Kooş, hemen atını içeri al! Kendi de yukarı
buyursun!.."
Az sonra Şakir Efendi girdi: "Selaaam ağalar!.."
Muhtar ayağa kalkıp karşıladı:
"Tam zamanında geldin kardaşım, hoş geldin!.."
Şakir Efendi:
"Hayrola?.." diye sordu. "Konuşma mı var?"
"Barış görüşmemiz vardı, ama çıkmaza saplandı! Tozdan dumandan ferman okunmaz oldu.
Alaman bir yana çekiyor, Urus bir yana. Ben de İsviçre gibi ikisinin arasında kalıyorum.
Hemen şuraya otur da bu meseleye bir parmak koy! Belki senin de kendine göre birtakım
fen-lerin vardır; arasım bulursun ikisinin!.."
Şakir Efendi:
"Valla, sizin çözemediğiniz düğümü ben çözebilir miyim bilmem!" dedi. "Hiç öyle kendime
göre fenlerim de yok!.."
"Vardır vardır! Sen yok dersin vardır!.. Ama daha önce biz senin durumunu soralım: Aç
mısın, tok musun?.."
"Aç değilim!" dedi Şakir Efendi. "Düzmeşe'de yedim. Yalnız, Bay-ram'ın karının bir iğnesi
kalmıştı. Gün sektirmeden vuruversek..."
"Bayram burda!" dedi Muhtar. "O kolay! Önce şu işi bir sonuçlandıralım! Sonra gider Haçça
gelinin iğnesini furursun!" Kara Bay-ram'a döndü: "Şimdi yeniden konumuza gelelim... Pek
çok laf üğüt-tük ama, gel etme Bayram, ırağından yakınından beri gel... Daha fazla yorma
bizi!.."
Sultanca'nın evi bir ıssızlığın içindeydi.
İçerisi karanlık hem de. Kurşun işlemez bir karanlık.
Besmele üstüne besmele çekerken uyumuş kalmıştı Sultanca. Bulutların tepesinde,
kocaman bir ağacın başında bir dala tutunup duruyor. Dal kırılıverecek. Kopacak. Koptu
kopuyor. Tam kopacağı sıra ağaç küçülüyor. Olur şey değil: Ağaç küçülüyor, küçülüyor,
Sultanca'nın ayağı yere değiyor. O zaman dal gıcırt deyip kırılıyor. İri yapraklı otlar arasına
serilip düşüyor. Başına buyruk bir alay ördek, yeşil-düzlükleri, çayırları kaplamış. Ördekler
yeşil yeşil başlı. Bacaksız ağaçlar, gene büyüyor, göklerin tepesine çıkıyor. Ses yetişmez bir
yücelikte, gür dallan gözden uzaklaşıyor. Yılanlar çevredeki yeşilliği tutsak alıyor. Düzlüğü,
yeşil başlı yılanlar ordusu kuşatıyor. Yeşil başlı, kahverengi, çil, alakara, çilkara, çalkara,
yedi renk üstüne yılanlar, istedikleri gibi kesip biçiyor, ortalıkta kol geziyorlar. Aramağa
hacet kalmadan buluyorlar Sultanca'yı. Üstüne çullanıyorlar. O zaman, alıp başını yukarılara
giden ağaç, dönüp yardıma yetişiyor. Eğilip sağlam dallarını Sultanca'ya uzatıyor.
Tutunuyor Sultanca! Yallaaah!.. Yılanlar, çaresiz hızlarıyla, boş yere tırmanıyor ağacın
belinden yukarı! Birbirini geçmek için itişip kakışıyor, çıkışı temelli güçleştiriyorlar. Daha
yerden yirmi metre yükselmeden sıyrılıp düşüyorlar. Sultanca gülüyor. Şaşıyor ağaCa.
Kendi başına inmeğe kalksa, on günde inemeyeceği yükseklere götürdü ağaç onu. Alıp
götürdü, kurtardı yılanlardan, yer evin karanlığından!.. Oraları öyle ışıklıydı ki...
Yer ev karanlık. Top sökmez bir karanlık, kıtlık yıllarının umutsuzluğu gibi çöktü evin içine.
İn cin yok. Ses soluk yok. Bir fiske ışık yok. Göz yok, görünen yok. Var diye bir şey yok.
Bir yılan; Beytullah Hoca'mn değneği büyüklüğünde bir yılan; giysi selesinin oralardan
yürüyor. Gözü işlemiyor. Evin kuytu yerleri buz gibiydi. Bir sıcağa doğru gidiyor. Mercimek
gözlü başını kaldırıp bakmıyor. Kördü. Çakıyor çakıyor, gözleri ateş almıyor. Sağa sola
yalpa vura vura, bulana bulana yürüyor.
Sultanca'nın soluğu sıcacık. Başının yanından yastığa ağdı. Sıcak bir şey olsun da ne olursa
olsun. On üç buçuk yıllık bir seferberlik as-. kerinin sılasına susaması gibi, sıcak bir şeye
susamıştı. Yılan, bir morca koyundu sanki. Sultanca tuzdu. Koyunun tuza koşması gibi
istekli yürüyor. Bir görmediği sıcaklık ki, boylu boyunca uzanıyor ka-v
ranlıkta. Burda uzunca zaman kalınabilirdi. Fakat, Sultanca'nın ağacı küçülüyor.
Muhtar:
"Yani şimdi sen, bu işe, temelli "olmaz" cevabını veriyorsun, öyle mi Kara Bayram?" dedi.
"Öyle ya, sükût ediyorsun! Olmaz diyorsun! "Ben seni, senin Kurulunu, eşrafını, Sağlıkçı
Şakır Efendini takmam!" diyorsun?.."
"Susma! O demektir bu! Açık seçik o demektir! Hiç anlamaz mıyım? Peki madem, sen
bilirsin! Selbessin! İstediğin yere gidebilirsin! İstediğin mahkemeye başfurabilirsin! Hangi
taş kaviyse başını o taşa çalabilirsin! Haceli'den; benden, Kuruldan; eşraftan; Kârataş
köyünün tamamından tümünden davacı olabilirsin! Davacı olup bizi Kürdis-tanlara
sürdürebilirsin! Selbessin arkadaşım! Ve özgürsün!. Yalnız, iyi dinle, sana bir kıssa
anlatayım da kulağında küpe olsun! Rahmetli babandan yadigâr harman süpürgesi gibi
sakla dur bunu! Yalnız bugün değil, her gün; her yerde; her yerde ve her zaman; ve
karada; ve havada; ve denizlerde lazım olur bu kıssa sana! Dahi hazarda, seferde!.. Dikkat
et Kara Bayram: Vaktin zamanın birinde, bir köyde, bir karı koca varmış. Bunlar karı
kocaymış ama bir türlü uyuşamıyormuş. Dalgaları, tabiyatları ayrıymış. Akşam olunca
yatarmış bunlar yatağa. Kan hemen ardına döner, çekermiş yorganı başına. Adam
bakarmış: "Ulan karı, etme tutma, dön bu yana! Dön de kırk yılın başında bir görev
yapalım!.." Karı: "Yoook!.." dermiş, inadının üstünde kalırmış. Ne yapsın adam? Karı ardına
dönünce, o da kalkıp onun döndüğü yana geçermiş. Ama seninki kalır mı? Fırt! Gene
dönermiş. Adam, tabii, gene geçermiş. Uzatmayalım, karı dönermiş, adam geçermiş; adam
geçermiş, karı dönermiş... Ulan sabah olacak! -Bizim hesap!-Adam bakmış, dönmelerle,
geçmelerle iş sökmüyor, "Karı karı!.." demiş. "Sen de delik bir mi, iki mi Allah aşkına?"
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Yılanların Öcü - 24
  • Parts
  • Yılanların Öcü - 01
    Total number of words is 2772
    Total number of unique words is 1694
    30.7 of words are in the 2000 most common words
    42.0 of words are in the 5000 most common words
    48.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 02
    Total number of words is 2802
    Total number of unique words is 1635
    32.5 of words are in the 2000 most common words
    45.1 of words are in the 5000 most common words
    51.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 03
    Total number of words is 2793
    Total number of unique words is 1673
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    46.0 of words are in the 5000 most common words
    52.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 04
    Total number of words is 2808
    Total number of unique words is 1551
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    46.7 of words are in the 5000 most common words
    54.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 05
    Total number of words is 2836
    Total number of unique words is 1595
    34.4 of words are in the 2000 most common words
    47.1 of words are in the 5000 most common words
    53.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 06
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1611
    32.8 of words are in the 2000 most common words
    44.9 of words are in the 5000 most common words
    52.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 07
    Total number of words is 2771
    Total number of unique words is 1531
    35.1 of words are in the 2000 most common words
    47.7 of words are in the 5000 most common words
    54.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 08
    Total number of words is 2924
    Total number of unique words is 1438
    33.7 of words are in the 2000 most common words
    47.6 of words are in the 5000 most common words
    54.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 09
    Total number of words is 2770
    Total number of unique words is 1434
    35.4 of words are in the 2000 most common words
    48.4 of words are in the 5000 most common words
    55.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 10
    Total number of words is 2779
    Total number of unique words is 1594
    32.0 of words are in the 2000 most common words
    43.6 of words are in the 5000 most common words
    51.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 11
    Total number of words is 2647
    Total number of unique words is 1321
    36.4 of words are in the 2000 most common words
    51.0 of words are in the 5000 most common words
    58.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 12
    Total number of words is 2739
    Total number of unique words is 1531
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    47.5 of words are in the 5000 most common words
    54.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 13
    Total number of words is 2879
    Total number of unique words is 1584
    31.7 of words are in the 2000 most common words
    43.6 of words are in the 5000 most common words
    50.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 14
    Total number of words is 2900
    Total number of unique words is 1583
    34.1 of words are in the 2000 most common words
    46.6 of words are in the 5000 most common words
    53.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 15
    Total number of words is 2745
    Total number of unique words is 1528
    32.8 of words are in the 2000 most common words
    45.1 of words are in the 5000 most common words
    51.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 16
    Total number of words is 2811
    Total number of unique words is 1561
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    46.9 of words are in the 5000 most common words
    53.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 17
    Total number of words is 2846
    Total number of unique words is 1533
    35.9 of words are in the 2000 most common words
    49.1 of words are in the 5000 most common words
    56.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 18
    Total number of words is 2801
    Total number of unique words is 1599
    32.3 of words are in the 2000 most common words
    45.5 of words are in the 5000 most common words
    52.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 19
    Total number of words is 2838
    Total number of unique words is 1662
    33.0 of words are in the 2000 most common words
    46.5 of words are in the 5000 most common words
    53.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 20
    Total number of words is 2799
    Total number of unique words is 1583
    33.9 of words are in the 2000 most common words
    46.6 of words are in the 5000 most common words
    53.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 21
    Total number of words is 2775
    Total number of unique words is 1623
    31.8 of words are in the 2000 most common words
    45.0 of words are in the 5000 most common words
    51.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 22
    Total number of words is 2821
    Total number of unique words is 1524
    36.0 of words are in the 2000 most common words
    48.6 of words are in the 5000 most common words
    54.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 23
    Total number of words is 2970
    Total number of unique words is 1600
    31.6 of words are in the 2000 most common words
    45.5 of words are in the 5000 most common words
    51.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 24
    Total number of words is 2671
    Total number of unique words is 1683
    30.1 of words are in the 2000 most common words
    43.5 of words are in the 5000 most common words
    50.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 25
    Total number of words is 9
    Total number of unique words is 9
    33.3 of words are in the 2000 most common words
    44.4 of words are in the 5000 most common words
    66.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.