Yılanların Öcü - 20

Total number of words is 2799
Total number of unique words is 1583
33.9 of words are in the 2000 most common words
46.6 of words are in the 5000 most common words
53.9 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
verdi. Osman bakıyor. "Seninle ben sonra içelim!.." diye göz etti torununa.
"Yanarım yanarım da, onca hazırlığı cımbıldak Muhtara yedirdik, ona yanarım! Toplaşıp
yuttu göddeşleriyle. "Rakıları saklarız, bir köy belasına daha lazım olur!" diyordu, duyuşuma
göre hepsini içmişler. Keşke Kaymakamgil yiyip içseydi. Bilirlerdi parasının köylüden
toplandığını..."
"Aaaah aah!.." dedi Kerimoğlu. "Biz adam olacağız da bu işler düzelecek! "Neyse!.." deyip
susuyoruz her seferinde! İşte bu sefer de yediler içtiler, zukkum olsun! Melek Hasan doğru
söylüyor, Halil İbiş doğru söylüyor Irazca, fazla güvenme Kaymakama! Muhtar barışın
diyorsa, alın iğne paralarını, geçin gidin! On gün kadar da yazın orağa geliversin Fatma!
Fazla güvenmeyin Kaymakama, burda külleyin bu işi!.. Öhho öhhoo!.."
Tepesinin tası attı Irazca'nın: "Ulen Kerimoğlu, ulen Kelebekli herif!.. Sen buraya bizim
zihnimizi bulandırmağa mı geldin, yoksa komşuluk hatırına geçmiş olsuna mı? Herif evimin
önüne ev yaptırıyor, furdu yıktı gelinimi, şahin gibi oğlumu yatağa düşürdü; diyorsun: "Barışın!"

Oşt köpeğim! Ölmemişim daha! Valla barışmam!.."


Bayram da cık etti: "Asla barışmam!.."
Kerimoğlu:
"Biz buraya sizin zihninizi bulandırmağa gelmedik Irazca! Durumun olmuşunu, olacağını
konuşuyoruz. Köy yeri bunun burası! Ipıs_ sız dağların içi! Ardıç kadı, çam müftü. Bir kez
yoksulsun. Arkan yok, kalen yok. Yeterli paran yok. Üç kurşunlu bir tabancan yok.
Kaymakama kanıp daha fazla belaya sokmayın başınızı. Evyerinden de çeker Haceli'yi.
Temelleri doldurtur..."
"İyice burnu kırılmazsa yaptıkları yanına kalır..."
"Hayır hayır, az kırılmadı burnu..."
"Neyse! Karışmayın Kerimoğlu! Geçmiş olsuna geldiniz, hoş geldiniz, safa geldiniz, Allah
razı olsun! Çaylarınızı da içtiniz; kalkın güle güle! Gidin birer de namaz kılın, Beytullah Hoca
sesler şimdi..."
"Açık seçik kovmaktır bu!" dedi Halil İbiş.
"Değil!" dedi Irazca. "Hasta evinde fazla oturulmaz. Pofur pofur da tütün içilmez; kalkın!.."
Kalktı Kerimoğlu ile Halil İbiş. Toprağa oturmuş gibi kıçlarını çırptılar. Melek Hasan'ın da
yüzüne baktı Irazca. O da kalktı.
İçlerinden, "(Valla delirmiş bu karı!..)" diye diye gittiler. Avlu kapısına varınca da sövdüler
açıkça.
"Sen neye kalkmadın Abdullah?" diye sordu Irazca.
"Ben seninle biraz kavga etmek için kaldım Irazca! Çok ayıp ettin! Onlar bu köyde senden
yana yoksul komşular. Dipli köklü arka olamaz bir Kaymakam bir köylüye. Köylü kısmının
tek yardımcısı Al-lahtır. Kurtuluşu da bu dünyada yoktur. Öte dünyaya varasıya beklemesi
lazımdır köylünün..."
Yıl ar yılı bir dağ köyünde imamlık yapmıştı sanki Yirik Abdullah, öyle konuşuyor. Daha çok
attı tepesinin tası Irazca'nın. Oturmuştu, kalktı, tuttu kolundan:
"Kalk sen de çabuk! Kalk yürü ötekilerin gittiği yoldan! Fazla eğleşme evimin üzerinde! Bu
ağızlarla bir daha ayak basma buraya! Yok-sullarmış! Yoksullar yoksulları tutar. Siz neye o
kavaflardan yana ürü-yorsunuz devrilesiceler?..'
Ezile bozula çıkıp gitti Yirik Abdullah:
"Şımardı, ne olacak! Deli Kavmakamı temelli kalacak sanıyor Ye-
şilova'da! Ulan emekli olur gene gider! Mahkeme kadıya mülk değil demişler, duymadın mı
Irazca Hanım!.."
"Allanın serserileriii!.." diye bağırdı Irazca. "Allanın yüreksizleri-İİL Ulen insan azcık dik
durur! Azcık savaşkan olur. Güleşmeden daha ayakta pes demez insan. Pes dersen zulmün
önü nasıl alınır ulen? Muhtarmış, Haceli'ymiş, haşa huzurdan padişah değil ya! Jandarma
umum kumandanı hiç değil! İsterse kumandanı olsun! Dünyanın bir kanunu, adaleti yok
mu?.."
Bayram: "(Buldun kanunu adaleti! Olanları görmüyor musun be ana?)" diye hayıflanıyor.
Anasının yüzündeki ululuk kalkıp gitmiş, yerine bir öfke, tafra gelip oturmuş. Öyle görüyor
Bayram. Gözlerini de indiriyor yere. Göz göze gelemiyorlar hiç.
Bir bardak daha çay doldurdu, verdi Osman'a. Kendi de bulaşıkların başına geçti.
Nedense bir eziklik çöktü Haçça'nın içine, gözleri doluktu.
29 ESKİ FATMA
Geçiyor; günler gelip gelip geçiyor.
Irazca, Şakir Efendinin önüne sofrayı serdi. Bir tas çorba koydu. Bir küçük sahana üç
yumurta kırıp getirdi.
"Kusura bakma Şakir Efendi aslanım!" dedi. "Dört gündür sana birçok telaşemiz oldu.
Geldin gittin iğneledin. Allaha şükür, sayende gelin bir parça iyileşti. Düşmanların gözü kör
olsun! Şunları yiyiver iyi kötü..."
"Hiç zahmet etmeseydin teyzem!" dedi Şakir Efendi.
"Zahmet mi olurmuş?" dedi Irazca. "Yiyiver haydi!.."
Şakir Efendi yumuldu yemeğe. Tahta kaşığı doldurup doldurup atıştırıyor. Bir yufkayı dörde
bölüyor, sokuyor ağzına, avurdunu şişire şişire yiyor.
"(Acar ekmek yeyişi var!)" dedi Irazca. "(İyi babayiğit uşak...)"
Bir zaman Şakir Efendinin yemek yemesini seyretti.
"Kusura bakma gayri Şakir Efendi aslanım!" dedi. "Evimizin içi daraşlık! Görüyorsun
halimizi! Bir de böyleyken yeni yeni belalar, ay benim aslanım!.."
"Dünya âlem böyle şimdi Irazca teyze!" dedi Şakir Efendi. "Tekmil köylü milleti böyle!
Birbirini çekemiyor. Kıskançlık ilerledi. Benim gezdiğim köyler hep böyle. Düzenliği yok.
Geçimi yok. Tamah çoğaldı. İyice çivisi çıktı köylerin!.."
"(Ağzını öpeyim! Ne kadın konuşuyorsun!..)"
"Nelerini gördük şu Erle Çukuru'nda geze geze! Bu mesleğin içinde! Namussuzları namuslu
olmaya zorlayacak bir kuvvet yok! İmamların forsu yıkılmıştır. Zaten de yoktur. Bileği
kuvvetli zalime hökümet diş geçiremiyor. Kolu yetişemiyor. Yoksullar eziliyor böyle. Hiç ses
çıkaramıyorlar. Dertlerini kimseye anlatamıyorlar. Karataş'ın Muhtarını ben bilirim, hinoğlu
hin, cinoğlu cindir! Yerdeki Kaymakamı değil, gökteki Al ahı kandırır yarın! Tanıkları
kandırır, yargıçları kandırır! Köylük yerin hali dumandır. Bundan böyle tüm dumandır Irazca
teyzem!.."
"(Hiç de duman değildir!)" dedi Irazca içinden ("Hiç de duman değildir, ama azcık
güvendiğin yer olacak!..)"
Karnını doyurduktan sonra Şakir Efendi "izin" istedi. Muhtarın evinde yatıp kalkıyor dört
gündür. Orda yiyor, içiyor. Atı da orda barınıyor. Günde üç kez geliyor, Haçça'ya bakıyor,
iğne vurup gidiyor. Geliyor, kendi evine girer gibi, süzülüp giriyor kapıdan. Bayram'ın
oturduğu köşenin karşısına oturuyor. Haçça'ya: "Nasılsın?" diyor, bileğini tutup nabzını
sayıyor. Pek konuşmuyor. Vara yoğa titizlenmiyor. Doğma büyüme köylü. Köylük halinden
biliyor. Konuşunca köylüden yana konuşuyor. Birçok yiğit insanlar gibi, yoksul takımını
tutuyor. Tuttuğunu saklamıyor. Korkmuyor. "İpimle kuşağım" diyor. Irazca'nın gözüne iyice
girdi. Kendini sevdirdi.
Şakir Efendi çıkıp gittikten sonra Aşağı Mahalle'den Fatma geldi. Merdivenden sessizce
çıktı. Tornan bile havlamadı. "(Köpekleri dost da, sahipleri düşman!)" diye düşündü. Çekine
çekine girdi içeri.
Bayram giysi değiştirdi. Irazca kirlileri topluyor. Dövüş gününden öylece kalmıştı bazı
kirliler. Sırtlarındakileri de çıkaramadılar. (Gelin nasıl olsa yatıyor, iyi kötü ben geçeyim bari
şu işin başına!)" diye düşünüyor Irazca. Baktı, Fatma giriverdi.
"(Gene geldi kancık!)" dedi kendi kendine. "(Ben bilmiyor muyum? Elçiliğe geliyor! Kocası
yollamıştır! Yada Muhtar denen eşki-yabaşı!)" Hiç sesini çıkarmadı. Kıpırdamadı da...
"(Gelip gelip gitsinler bakalım! Bir fazla aşındırsınlar kapımızın eşiğini. Biz de bildiğimizden
şaşarsak!..)"
Fatma girer girmez, Bayram toplanıp yönünü ocağa döndü. Yüzüne bakamıyor. Karıyla göz
göze gelmekten tuhaf bir utanma duyuyor. Fatma'yla bakışırken Haçça' nın görmesinden
çekiniyor.
Fatma, odanın ortasına dikildi. Bir an Haçça'ya, Bayram'a, Iraz-ca'ya baktı tepeden.
Çocuklara baktı. Sonra Haçça'nın başucuna oturdu.
"Geçmiş olsun Haçça kardaşım!" dedi. Al fel yok sesinde. Oyun düzen yok. İnsan olan
insan, eğer kalbi temelli öfkenin, öcün içinde yitip gitmemişse, bunu anlardı.
Bayram'ın boğazına, gözyaşları kadar acı bir hıçkırık geldi düğümlendi.
Haçça'nın da kalbi "cızz" etti:
"Hoş geldin Fatma!" dedi.
Fatma, Haçça'nın elini eline aldı:
"Nasıl oldun kardaşım?"
Haçça, Fatma'nın kuru elindeki sıcaklığı duydu:
"iyiyim işte!" dedi. "Uğraşıyoruz! Başımıza bir felaket geldi, çekiyoruz! Sen nişledin
bakalım?"
"Ben nişleyim?" dedi Fatma. "(Ben de Aşağı Mahalle'nin çakallarından çekiyorum. Günüm
gecem zindan. Üç gün, beş gün değil hem de! Allah kimseyi benim gibi yapmasın: Kimseyi
hoşlanmadığı adamın eline düşürmesin!)" Haçça'nın elini avucunda iyice sıktı.
Haçça gülümsedi.
Irazca, kirlileri kaldırıp bir köşeye yığdı. Gelinin üç dört günlük bezleri de orda.
Fatma; "Giysi mi yuyacaksın Iraz hala?" diye sordu.
Irazca:
"Bir iki kirlimiz var, kaldı gitti Fatma!" dedi. "Dövüş günü yu-yorduk, ama nasip değilmiş!..
Kalıp gitmesin diyorum. Küçük kazana su koydum, yuyup sıkıvereceğim!"
Fatma:
"Halacığım!" dedi. "Eğer iznin olursa ben yardım edeyim! Haçça'nın rahatı yok. Sana da
giysi koyar bu yaştan sonra. Eğer iznin olursa yani... (Araya bu düşmanlığı sokanların gözü
kör olsun!..)"
Bayram, dönüp yan gözle Fatma'ya baktı. Büzülmüş oturan kadını omuz başlarından
kavradı gözleriyle. Bu Fatma "pis Fatma" mı şimdi? Anasının "pis Fatma"sı mı? "(Neresi
pis?) diye düşündü. "(Mis gibi karı işte!..)"
Irazca:
"Kadın kızım!" dedi. "Senin buraya gelmen hata! Bir de giysiye oturursan, bu, ne sana
iyilik getirir, ne bize! Ben senin kalbini biliyorum. Sen benim şu Haçça'mla beraber dünya
ahret kızım ol! Ama kocan deli. Öfkesine sahip olamıyor. "Neden gittin?" diye boş böğrüne
bir furdu mu yıkılır gidersin! Sen de Haçça'm gibi olursun. Yatar kalırsın evlerde. Bakanın,
çekenin olmaz. Kokarsın, kokuna sinekler toplanır, sefil olursun... Ben senin kalbinden
geçenleri bilip dururum. Ama Allahın yazdığı kötü yazıları değiştirmek zor. Bol paran olacak,
servetin kavi olacak da uğraşacaksın bunlarla! Yoksullukta kaderini
çekmek zorunlu gibi bir şey, kadın kızım!.."
Haçça da, Fatma'nın elini okşadı biraz. Gözünü Fatma'nın gözüne dikti. Çağıl çağıl, çağla
yeşili, bir görülmedik gözlerdi. Çok
güzel-
Bayram, yan gözle gene baktı: "(Kader diye bir şey yoktur!)"
dedi içinden. "(Gâvur anası istese Deli Haceli'ye değil, Kara Bayram'a verirdi kızını! Kader
değil, anası karının akılsızlığı! Fatma ne yapsın? Kızları ana-babaları everiyor köylük
yerinde, kader değil!..)"
Bayram'ın kendine baktığını sezdi Fatma. Başını çevirip usulca o da baktı. Göz göze
geldiler. Irazca da baktı, göz göze yakaladı onları. Sabrı taşmağa başladı.
"Sen nasıl oldun Bayram?" dedi Fatma.
"Ben mi?" dedi Bayram. "(Yatırılıp dövüldüğümüzü filan söylemiş irezil Haceli, karısına!)"
dedi. "Ben iyiyim Fatma! Bir faka bastım eş dost sayesinde! Biraz elim kolum incindi. İki
gündür onun acısını çekiyorum. Muhtarın evine gittiydim. Hatta senin Haceli de ordaydı.
Kızılcık şerbeti ikram ettiler. Ettiler ama o da dokandı. Şimdi biraz iyileştim. Evelallah, bir
daha böyle faklara basmam kolay kolay! Elin adamı babasından hiç erkeklik görmemiş ki!
Hep gördüğü anasından kalleşlik! Onun için!.." Birden durdu. Bu benzetmesinin, anasıyla
öteki iki kadına karşı çok yakışıksız düştüğünü anladı. "Neyse!.." dedi. "Bu konuyu
kapatalım! Sen nasılsın bakalım?"
Fatma, gözünü Bayram'ın gözüne dikti iyice:
"Sürünüyoruz!.." dedi. "(Ölüyoruz! Senin yoluna maffoluyoruz, ateş dudaklı Bayram,
özleminden inan ki ölüyoruz!..)"
"Köy içine haney yaptırmaktan* vaz mı geçti seninki?"
"Kimbilir? Boyuna Muhtarın oraya taşınıyor! Ama ne yapar, ne düşünüf, bilmem!
Söylemez!.."
"Duyduğumuza göre Kaymakam, köy içinden men etmiş?"
"Öyle diyorlar! Ben de elden duyuyorum!.."
"Ama senin kocan yiğit adam canım! Dinler mi Kaymakamın kararını?.."
"(Allah belasını versin kocamın! Hem de bin türlü!)"
"Hem de aslan yapılı bir kahraman! Yarışta Zaloğlu Rüstem Efendimizi yarmış. Kaymakam
kim oluyormuş? Tanımasın!.. Yapsın köy içine yapısını!.. Muhtar gibi dayısı olduktan sonra
adam korkar
mı Kaymakamdan filan?.."
"Ona bakma sen!" dedi Fatma. "Eşşeğinin ayağında nal yok, Ha-sandağı'na oduna gider!
Hem de kendi aklıyla gezmez! Kim ne derse ona gider! Batacak mı, çökecek mi, düşünmez
sonunu! Yani düşüne-
mez!.
"(İmanım Fatma!..)" dedi Bayram. Fatma'nın sol kulağı altına doğru, kırmızı haşhaş çiçeği
gibi bir öpücük yapıştırdığını kurup, iki eliyle bacağını sıktı. "(Ulan, seni bir daha geçirmez
miyim elime! Bir daha geçirdiğimde yok mu!..)"
Haçça, "Yıkıklardan birine bir ev yapın!" dedi usulca. "Bizim yanımızda var bir tane! Köy
içine yapmaktan iyi! Komşu oluruz..."
"Komşu oluruz ya!" dedi Fatma. "İstese!.. (İstediğimiz zaman Bayram'la beraber oluruz!
Hiç olmazsa haftada bir... Bak ben ne kadar tokgöz bir kancığım, hartada bir diyorum!..)"
"Şu yıkıklardan birini alın. Temeli hemen kazın!" dedi Bayram. Yeniden baktı Fatma'nın sol
kulağının altına.
Fatma:
"Temeli kazarız ama geceleyin doldurursunuz?"
"Siz de karı koca, başında yatarsınız!"
"Hin!.. Alıştık nasıl olsa!.."
"Öyle oldu!" dedi Bayram. "Alıştınız!.."
"Siz de doldurmağa alıştınız!" dedi Fatma.
"Aaah; evimizin önüne bir temel daha kazsalar da, bir daha dol-dursak!" dedi Bayram.
"Çok mu tatlı oluyor?"
"Tatlı oluyor! İnsan alışınca duramıyor. Sen bırak şimdi evimizin önünü, gidip bir başka
toprağa temel kazsanız, akşam olunca gene doldurmağa koşacağız, valla!.."
"Nerde kazarsak, gelip dolduracak mısınız?"
"Helbet! İsterseniz İptakmaz'ın başına kazın, gelip dolduracağız! Tattık bir kez!.."
Fatma: "Tattınız bir kez!"
Bayram: "Tattık!.."
"Tadınca durulmuyor mu?"
"Baya insanın canı çekiyor!"
"Tatlı bir aş gibi..."
"Sıcak et gibi mi?" "Sıcak et gibi..."
Haçça; masaldaki, "Sen bir darı olsan saçılsan, ben bir tavuk olup dermeğe gelsem, ne
dersin?" tekerlemesine benzeyen bu konuşmaya şaştı:
"Anam nereye gitti Bayram?" diye sordu.
Bayram, "Giysileri götürdü aşağıya!" dedi.
"Ben kalkabilseydim!.."
"Ne yapalım kalkamadıysan be canım! İyi kötü yusun anam! Bir iki gün daha yat sen!
Buldun bir rahatlık, değerini bil!.."
Fatma kalktı: "Haçça kardaş!.." dedi. "Ben gidip bir bakayım! Sen yat sağlıcakla! İnsan
olanın başına her şey gelir. Gelir ama Allah da sabır verir! Sağlık olsun! Bu da geçer. Evi
yalnız koyup geldim..."
"Git sağlıcakla!" dedi Haçça.
Bayram: "Git sağlıcakla Fatmaa!.."
Fatma kapının dibinden döndü:
"Bayraam!" dedi. "Eğer isterseniz biz hemen bir temel daha kazalım, şöyle kuytu bir yere,
size haber salalım, gelin doldurun!"
"Olur Fatma!" dedi Bayram gülerek. "Ne zaman?"
"Dedim ya, size haber salarız! Olur mu Bayram?"
"Oluuur!..'
Fatma çıktı gitti.
Bayram: "Olur, olur..." diye yutkundu.
Haçça, "Bu Fatma'nın kalbi çok saf!" dedi.
"Ne bildin?" dedi Bayram. Tink düştü birden. ' "Ne bilmesi var mı? Saf olmasa seninle
böyle dalga mı geçer? Daha dün kanlı bıçaklı olduk. Evimize çıkıp gelmesi yetmiyor gibi, bir
de kalkmış seni maytaba alıyor!"
Bayram güldü: "Kurtlanma sakın! Konuşuyor karıcağız! Kalbinde kötülük yok!"
"Ben de kalbinde kötülük var demiyorum, ama surdan gören de bir şey var sanacak
konuşmanıza bakarak..."
"Yok canım!" dedi Bayram. "Şu senin aklına gelene bak! Yoğsam hiç hazetmiyor musun
Fatma'dan?"
"Ben mi? Bana ne? Fatma benim dostum değil, düşmanım değil! İstersen getir evine
oturtakoy! Bana iyiliği bile olur daha! Bak ya şU halime! İnsan denecek yanım kaldı mı hiç?
Kolay kolay kendimi toplayıp da senin keyifıni çattıramam gayri! "Anana söyleyim de seni
bir daha eversin!" diye düşünüyordum zaten!.."
Bayram ocağa doğru döndü:
"Ben karı tüccarı değilim!" dedi. "Bir daha evlenmeğe niyetim yok! (Ama...)"
Haçça, kuruyan dudaklarını yaladı:
"Bir daha evlenmeğe niyetin yok ama, şu halime bak, benden de sana hiç hayır yok!"
"(Hayır yoksa ne yapalım? Fatma'ylan idare ederiz iyi kötü! Temelde olması şart mı?
Koskoca dünyaya iki kişi sığmayacak mı? Buluruz bir yer, söndürürüz birbirimizin ateşini!
Hem onunkini, hem benimkini... Hem de sık sık...)" dedi Bayram içinden. Yutkundu.
Haçça yumdu gözlerini...
30 ESKİ CUMA
Günlerden cumaydı.
Acı, uzun bir türkü geçiyor Bayram'ın içinden. Uzun, dokunaklı bir türkü dilinin ucuna gelip
orda sönüyor:
Of, oooofl..
Bugünkü günlerden cumadır cuma,
Yâr hamama gider saçların yuma,
Seni sevdiğimi ellere deme.
Zalim camızyârem var benim, oooooooof...
Günlerdir dışarıya çıkmadı Bayram. Ocağın başında büzülüp duruyor. Kül kedisi gibi
kapanıyor. Dışarda işler kızıştı. Merdivenin ağaçları öylece kaldı. Nadasların teline
dokunulmadı daha. "(Zalim camız!.. Zalim furdu, yâreledi bizi!.. Hele ki harımın işini
çıkardık aradan! Yoksa bu hır gür arasında fırsat mı bulunurdu? Ellerin eline bakardık
göverti zamanı!..)" Böyle dalıp gidiyor.
Irazca, aşağıda giysinin başında. Güçsüz mecalsiz ovuşturuyor. Düşünüyor: "(Öyle bir
efkâr çöktü ki üstümüze! Ne olacak sonu bilmiyorum. Şaşırdık kaldık mı? Yooo! Ay aydınlık,
yol belli işte! Şimdi kalkıp bir karakola varmak yeter! Varıp Onbaşıya söylemek! "Yap bizim
evrakımızı!" demek, tamam! Haceli'ye en aşağı yedi yıl verirler. Yedi yıl da az değil. Söner
ocağı dürzünün! Tütünü tütmez olur. Tütmez olsun! Öyle pis karınlı dürzülerin karaltısı
kalksın köyün içinden! Âleme de ibret olsun! Olsun ama... Onbaşı, şimdiye dek Muhtardan
uyarıyı aldıysa? Mahkemeye ona göre evrak düzerse? Karakol, hökü-metin kapısı!
Mahkemeye ordan gidiliyor. Doğrudan doğruya mahkemeye gitsek, kim ne der acaba?
Tanıklar bissürü! Birini kandırsalar, beşini kandıramazlar. Kaymakam da var, şahin gibi!..
Hökümetin başında o şahin oturdukça, bizim ahımız yerde kalmaz inşaallah! Nasıl tosturdu
bunca sütü bozuğu! Nasıl pıstırdı hepsini? Şimdi rap rap kapımızı aşındırıyorlar. Gümüş
eşikli, bakır eşikliye mum oluyor! Onlar gümüş, biz bakır! Hem de nasıl mum oldular! Oh
olsun!..)"
Köy içine, atlarıyla, eşekleriyle, kimisi yayan yapıldak adamlar' geliyor dağ köylerinden.
Cuma namazı için birer ikişer cami avlusuna toplanıyorlar. Avlunun köşesindeki çeşmeden
aptes alıyorlar, konuşuyorlar.
Beytul ah Hoca, körpe dalları yeşermiş zerdali fidanlarından birinin dibine oturmuş, ak
sakalını titrete titrete, kendisine bağlı, saygılı üç dört dinleyicisiyle, din konuları üstüne
söyleşiyor, derin derin kesip biçiyor.
Irazca:
"(Bayram'ım da gitse şu namaza!)" dedi kendi kendine. "(Hiç aklına gelmiyor! Babası herif
gibi caminin önünden geçmeyi canı istemiyor! Eller adamı kınar köylük yerinde! Köy
insanının işi siyasettir dünyada! Millet namaza gider ama ne amaca gider? Onu kimse
bilmez! Kimi, "El gidiyor, ben de gideyim!" diye gider, katardan kalmak istemez. Kimi,
"Gideyim, çünkü namazına aptesine, dikkatli adamı iyi bilirler!" diye gider. Biz bu kadar yaş
yaşadık, Peygamberimiz altmış üç yaşında ölüp gitti, bizimki de oralara vardı, az değil,
kimin ne yolda gittiğini az çok anlarız. Benim oğlum elin gittiği yola gitmez, domuz
doğrusuna gider! Madem hep âlem namaza gidiyor, sen de gi-diver kahpenin oğlu! Alnın mı
aşınacak haftada bir cuma kılsan, kılı-versen?..)"
Adamlar akıp çıkıp geliyor. Bahar öğleleri yavaş yavaş yakıyor. Havalar yaz havası. Çoğu
da gömleğiyle adamların. Eski ceketlerini çıkarıp atmışlar.
"Gidip şu oğlanı bir dürtmeli!" dedi Irazca. Giysi yumayı bıraktı.
Bayram'ın kafasında hep o uzak türkü:
Bugünkü günlerden cumadır cuma.
Bulutlu havada, tarlada, acar öküzlerle karasabanı alıp çıkıp giderken, sesini sonuna kadar
bırakıyor. En tam bildiği başka bir türküye geçiyor sonra. İkindi üstü çifti bırakıp geliyor.
İçine toprak dolmuş çarıklarını çıkarıyor. Çoraplarını çekip çıkarsın diye ayaklarını Haçça'ya
uzatıyor. Yanıbaşındaki yıkıkta, Fatma'nın "Deli"si, haney evi yükseltmiş. Bayram'ın çiftten
dönüp hayata oturduğunu görünce, çıkıp Fatma da yeni evin hayatına oturuyor. Bulaşık
yuyor sözde. Nasıl bir düş? Yuduğunu bir daha yuyor. Bayram ayaklarını yıkayıp
bitirdikten sonra sayvanın üstüne yeni kondurdukları odaya geçiyor. Pencerenin önüne
oturuyor. Fatma, iyice karşısında oluyor artık. Uzansa tutacak. "(Dünya! Başı bitli
dünya!..)" Bu Fatma, gönül çiçeği. Açıyor. Şakır şakır şakıyor alımlı dişi. Ermiş karadut gibi
meme uçlarını alıyor, parmakları arasında ezer gibi okşuyor okşuyor. Emiyor bıkmadan!
Seven bir kancığı sevmenin ayıbını anlamıyor bu "başı bitli dünya"da!.. "(Haçça'yı
seviyoruz, anladık, anladım, ama Fatma'yı da seviyoruz! Ondan da hoşlanıyor gönlümüz!
Gönül bu! Başı karlı Eşeler dağının Çirçir Pınarından su içmeğe gider gönül. Gönül taze
buzağıya benzer. Gelir geçer... Hemi de göçer! Ağali emmimin sözü... Ağzına yakıştırır Ağali
emmim sözü. Bu mereti başından aşınacak sanırmış Ağali: "Meğer dibinden göçermiş, şimdi
bir iş göremiyoruz!' der. Gönül geçer!..)"
"Bayraam!.." diye bağırdı Irazca.

You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Yılanların Öcü - 21
  • Parts
  • Yılanların Öcü - 01
    Total number of words is 2772
    Total number of unique words is 1694
    30.7 of words are in the 2000 most common words
    42.0 of words are in the 5000 most common words
    48.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 02
    Total number of words is 2802
    Total number of unique words is 1635
    32.5 of words are in the 2000 most common words
    45.1 of words are in the 5000 most common words
    51.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 03
    Total number of words is 2793
    Total number of unique words is 1673
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    46.0 of words are in the 5000 most common words
    52.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 04
    Total number of words is 2808
    Total number of unique words is 1551
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    46.7 of words are in the 5000 most common words
    54.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 05
    Total number of words is 2836
    Total number of unique words is 1595
    34.4 of words are in the 2000 most common words
    47.1 of words are in the 5000 most common words
    53.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 06
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1611
    32.8 of words are in the 2000 most common words
    44.9 of words are in the 5000 most common words
    52.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 07
    Total number of words is 2771
    Total number of unique words is 1531
    35.1 of words are in the 2000 most common words
    47.7 of words are in the 5000 most common words
    54.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 08
    Total number of words is 2924
    Total number of unique words is 1438
    33.7 of words are in the 2000 most common words
    47.6 of words are in the 5000 most common words
    54.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 09
    Total number of words is 2770
    Total number of unique words is 1434
    35.4 of words are in the 2000 most common words
    48.4 of words are in the 5000 most common words
    55.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 10
    Total number of words is 2779
    Total number of unique words is 1594
    32.0 of words are in the 2000 most common words
    43.6 of words are in the 5000 most common words
    51.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 11
    Total number of words is 2647
    Total number of unique words is 1321
    36.4 of words are in the 2000 most common words
    51.0 of words are in the 5000 most common words
    58.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 12
    Total number of words is 2739
    Total number of unique words is 1531
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    47.5 of words are in the 5000 most common words
    54.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 13
    Total number of words is 2879
    Total number of unique words is 1584
    31.7 of words are in the 2000 most common words
    43.6 of words are in the 5000 most common words
    50.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 14
    Total number of words is 2900
    Total number of unique words is 1583
    34.1 of words are in the 2000 most common words
    46.6 of words are in the 5000 most common words
    53.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 15
    Total number of words is 2745
    Total number of unique words is 1528
    32.8 of words are in the 2000 most common words
    45.1 of words are in the 5000 most common words
    51.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 16
    Total number of words is 2811
    Total number of unique words is 1561
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    46.9 of words are in the 5000 most common words
    53.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 17
    Total number of words is 2846
    Total number of unique words is 1533
    35.9 of words are in the 2000 most common words
    49.1 of words are in the 5000 most common words
    56.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 18
    Total number of words is 2801
    Total number of unique words is 1599
    32.3 of words are in the 2000 most common words
    45.5 of words are in the 5000 most common words
    52.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 19
    Total number of words is 2838
    Total number of unique words is 1662
    33.0 of words are in the 2000 most common words
    46.5 of words are in the 5000 most common words
    53.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 20
    Total number of words is 2799
    Total number of unique words is 1583
    33.9 of words are in the 2000 most common words
    46.6 of words are in the 5000 most common words
    53.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 21
    Total number of words is 2775
    Total number of unique words is 1623
    31.8 of words are in the 2000 most common words
    45.0 of words are in the 5000 most common words
    51.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 22
    Total number of words is 2821
    Total number of unique words is 1524
    36.0 of words are in the 2000 most common words
    48.6 of words are in the 5000 most common words
    54.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 23
    Total number of words is 2970
    Total number of unique words is 1600
    31.6 of words are in the 2000 most common words
    45.5 of words are in the 5000 most common words
    51.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 24
    Total number of words is 2671
    Total number of unique words is 1683
    30.1 of words are in the 2000 most common words
    43.5 of words are in the 5000 most common words
    50.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 25
    Total number of words is 9
    Total number of unique words is 9
    33.3 of words are in the 2000 most common words
    44.4 of words are in the 5000 most common words
    66.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.