Yılanların Öcü - 18

Total number of words is 2801
Total number of unique words is 1599
32.3 of words are in the 2000 most common words
45.5 of words are in the 5000 most common words
52.6 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
komşu için ışıklı kısa bir zamandır bu. Fakat tatlı bahar uykuları tez zamanda gelir, göz
evlerine oturur. Nuri'nin körpe aydınlığı köyün yaşlı karanlığına "ayakta pes" der, çekilir.
Karanlık egemen olur her yere, her eve...
Odada yemek bitti.
Muhtarın ışıkları hâlâ yanıyor.
Köy Kurulunun birinici üyesi İbrahim:
"Cümleten afiyet olsun arkadaşlar!" dedi, kalktı. "Ziyade olsun! Yedik içtik, Allah bereket
versin! Biz yedik Allah arttırsın, sofrayı koyan kaldırsın! Şimdi bana müsade! Gidip yatayım.
Bunca işin arasında değirmeni aradan çıkardık bugün. Yarın gök göverti ekimine gideceğiz.
Mevsimi kaçırmayalım. Zamanlar geçip gidiyor arkadaşlar..."
Muhtar:
"Güle güle saygıdeğer İbrahim!" dedi. "(Camız gibi yedin içtin dürzüoğlu dürzü! Şimdi de
git, tavuk gibi tüne akşamdan!) Güle güle arkadaşım! Git yat da, sabahleyin erken kalk!
(Kaymakamın eğleşmediği sana yaradı koca kavat!..)"
Üye İbrahim'le birlikte Ağali de kalktı.
Baktı bir iki kalkıyorlar, Taşkelle Mehmet de kalktı. Koşa, Or-
mancı İbrahim, Bakkal Hüseyin de kalktı...
Muhtarın yanında, Deli Haceli, Deli Hüseyin, üçüncü ve dördüncü üyelerden başka kimse
kalmadı. Haceli, sofradaki bolluğu kaçırmamak için sırtının, bacağının acısını unutmayı bir
zaman içjn kârlı buldu. "Oturup yiyelim gözelce!" dedi Muhtar. "Sefil olmasın bunca nimet!
Hem de günahtır! Yalnız içkilere dokanmak yok! Onları saklayalım bir yere. İlerde lüzum
eder. Bugün yarın bir bela daha gelir köyün başına. O zaman hazırca koruz ortaya!.."
Şişeleri Muhtarın "sütüne havale" ettiler. Kuzuyu, pilavı, helvayı çektiler önlerine. "Sefil"
olmaması için yemekten başka çare de yoktu
Fakat Muhtar?.. Muhtarın içi kaynayıp duruyor.
"(Bu bize bir silledir köylük yerde! Bu bizim kredimizde büyük bir gediktir! Ağzına
tükürdüğümün teresi! Ulan koca köyün Muhtarı böyle silkilir de gidilir mi? İnsanın şerefi var
be! Kalkıp bu kadar büyük tedarik görmüşüz senin için! Konu komşuya ilanat etmişiz! Adam
adam, davul zurnayla karşılamışız! Sen de bizim bu kadar hör-metimize karşılık adamlığını
göstersene!.. "Selam arkadaşlar!" Hay dilini eşşek arıları soksun! "Selam!" Ulan Karataş'ın
sefilleri senin ner-den arkadaşın oluyor? Yoksa babanız beraber miydi Yemen'de, Yunanda?
Ulan şöyle kasıla kasıla gelip bir "Merhaba!" demek vardır! Yüksek sesle bir "Nasılsınız?"
Sen bunların hiçbirini yapmadın! Bağırdın mı köylü milletinin yüreğinde yağ kalmayıp
erimeli! Öyle korkmalı senden... Köylü milletini korkutmadın mı, vallahi hökümetin hali
dumandır bak! Her şeyin bir yolu yöntemi var! Ah, ben Kaymakam olacağım! Önce gelip
Muhtara bir toka: "Nasılsın bakalım Muhtar? İyi misin? Allah afiyet versin kardaşım!..
Aferin, aferin, aferin kar-daşım... Seni her zaman böyle görmek isterim Muhtar! Çok
memnun oldum senden! Haydi bakalım, bizim atları bağlat! Biz biraz istirahat edelim!
Kahvelerimiz gelsin çabuk! Yemek hazır mı? Masayı kurdur hemen! Ne kadar becerilerin
varsa göster bakalım! Haydi kardaşım!.." Ulan Kaymakam dediğin böyle konuşur! Dini
imanı olan böyle girer köye! Din iman nerde zaten bu dürzülerde? Okul arda bunlara yol
yöntem okutacaklarına felsefe okutuyorlar! Felsefe okuyan adamda din iman kalır mı?
Ortaköy'den Tahsildar Kadirin oğlu okullarda felsefe okuyarak dinsiz oldu! Biz bunları
bilmiyor muyuz sanki? Ah, ne desem? Ne desem? Yıktı gitti bizi!.. Bir teres Kaymakam yıktı
gitti
bizi!.- Ulan hem o dertli Irazca'ya ne oluyor? Ulan baktım, Kaymakam ata binmiş, ben
eline ayağına kapanıyorum: "Etme Beyim, bizi yıkıp gitme! Tedarik gördük, ası kuzu kestik
Beyim!.." Köy namına böyle konuşuyorum, o uyuz çıkmış ordan: "Kaymakamların tekesi
anam! Allah seni anana babana, çoluğuna çocuğuna bağışlasın! Allah, toprak diye
avuçladığını, sarı altın yapsın! Anam, bizim sana bir mü-racatımız daha kaldı: Köy
Kurulunun üyesi evimize baskın yaptı! Gelinim üç buçuk aylık çocuğunu düşürdü!
Kendisinden şikâtçıyız! Bunları ne yapacaksan yap gayri tekem! Bunların canı şimdi senin
elinde!.." Şuna bak ulan! Ya Kaymakam olacak serseri ne yapıyor? Koskoca bir Muhtarın
sorusuna cevap vermiyor da, bir Dertli Karı'nın yanşanmasına cevap veriyor: "Validem,
eğer senin evine tecavüz ederek gelinini dövdüler, çocuğunu düşürdülerse, tanık tapık
göstererek mahkemeye başvur! Cezası büyüktür! Hiç durma! Dosdoğru, dimdirek
Cumhuriyet Savcısına!.." Böyle söylüyor. Bak sen! Abooo-ov... Koca hökümet bir Kara
Bayramın piçiyle uğraşacak!.. Cezası büyükmüş!.. Ulan dürzü Haceli, dertli karı gidip bir
davacı olsun, valla ocağın sönüktür! Bir yolunu bulup bu işi burda kurutmak gerekir! Yoksa,
anan samını gördüğün gündür! Bu avanak gözlerini cezaevinde gözel ağartırsın bak! Şimdi
sana adamakıllı yolunmak görünmüştür! Sıkı dur! Daha en aşağı dört yıl Aşağı Mahalle'nin
batağında oturmak zorundasın! Evini de sonra şuradaki yıkıklardan birine yapacaksın,
gücün yeterse!.. Yarın bugün bir candarma, Kaymakamın kararını bize getirip mühürletir.
Mühürü bastık mı, her şey bitmiştir! Asla hilafına hareket edemezsin! Ettirmez! Bu
böyledir...)"
Deli Hüseyin, Muhtarın böyle kendi kendine dalıp gitmesini iyi
görrn,edi:
"Canım Muhtar; sorunu bu kadar derin düşünmeğe gelmez be kardaşım! Kaymakam Bey,
yemeğimizi yemedi diye insan dünyasına küsmez! Boşver Allah'ı, Muhammet'i seversen!
Adamın acele işi çıkmıştır belki! Hem de bu adam yeni evlidir. Köylerde eğleşip karısını
yalnız bırakmaz. Bu bir. İkincisi, memur bir adam her zaman kıskanç olur. Senin benim gibi
fazla geniş karınlı değildir. Temsil, şimdi sen Kaymakamsın. Savcıdan kıskanırsın karını.
Dahi Yargıçtan. Dahi Şube Reisinden. Çünkü işler dolaşıktır. Memurların karıları, çoğunluğu
gözel, temiz ve rahatta olduğundan, başında kocası olduğu zaman
bile duramayan çıkar. Haggaten, doğrudur bak. Hazreti Ebubekir Efendimiz ne demiş: "Karı
milletinin ipini fazla gevşetmeyeceksin!" Ne kadar büyük bir söz, bilene! Onun için bu
Kaymakamın hareketi fazla hatalı değildir Muhtar. Herkesin kalbindekini ne bileceksin? Belki
içinde bir düşüncesi vardı. Olabilir. Öyleyse fazla üzülme! Üzüntüyü bırak, keyfine bak!.."
Muhtar derin bir soluk aldı:
"Ben mi üzülüyorum? Yok canım! Biz bunlara filan üzülmeyiz! Bizim kapımız daima açıktır.
Arzedip gelen gelir, gelmeyen gelmez! Yemeğimiz ekmeğimiz daima vardır hamdolsun! Biz
kendimiz için üzülmüyoruz da bu Haceli için üzülüyoruz! İşleri iyice karıştı! Sen Hazreti
Ebubekir Efendinin dediğini bir yana bırak, bu düşen çocuk, işin içine sıçtı gözelce! Öküzün
biri bu Haceli! Zerre kadar kafası yok! Güpegündüz bir kucak taşla, hasmın evine hücum
edilmez ulan! Hem de hiçbir zaman karı kısmına sataşılmaz. Gebe olur, bir şey olur...
Gecelere kıran mı girdi? Bir öcün varsa gece alacaksın! Ateşi maşayla tutacaksın! Maşa
varken elini yakmayacaksın! Şimdi bu Haceli ateşi eliyle tuttu ve cayır cayır yanıyor! Daha
da yanacak! Eğer dertli Irazca'yı davasından caydırmazsak ocağı tüm sönecek! Şimdi
sorunumuz bundan ibarettir Deli Hüseyin! Ben Kaymakamın kalmayı-şına değil, buna
üzülüyorum! Gelinin durumu kötü diyorlardı. Nasıl olmuş acaba, haberiniz var mı?"
Bekçi Mustafa hemen öksürdü:
"Gene çok kötü!.."
"Çok mu kötü?"
"Çok kötü!"
Elini dizlerine çarptı Muhtar:
"Haydut bu Haceli! Haydut bu eşşek herif!.. Ulan güpegündüz eşkıyalığa mı çıktın? Ne suçu
vardı o yoksulun ulan? Hem de beline beline taş furulur mu bir kancığın? Nerde gördün?
Kimde gördün? Şu Kara Bayram'ın Haçça bir de ölüversin, o zaman anla Hanya'yı
Konya'yı!., iyice aç gözünün çayırını!.."
Haceli, arı vızıltısına benzer bir sesle inledi:
"Ne bileyim ben onun gebeliğini? Öfkemden gözüm dört yanımı görmedi ki!.. Öfkemden bir
şeyin ayırdında değilim ki!"
"Aptallaşma, aptallaşma!.. Dürzü, elalemi kendin gibi enayi mi
sanıyorsun? Köpekler gibi akşam sabah çataşır Karataş'ın insanı! Ça-taşmaktan başka
eğlencesi yoktur! İlk akşamdan yatmasının nedeni budur! Bu Dertli Karı'nın Bayram
anasıyla danasıyla bir odanın içinde yatmakta olduğu halde gene de çataşmanın yolunu
bulur! Uyurken yanaşır karıya! Sen evde selbes olduğun halde karının karnını boş bırakırsın,
o doldurur! Sen bu karı karnı doldurma işinde ne derece ava-naksan, beriki işlerde de o
derece avanaksın! Maşa varken ateşi elinle tutuyorsun! Dertli karının gelini ölecek olursa,
milletin hepsi tanık olur aleyhine! Ölüyü gizlemenin kolayı yoktur. Bu işe hemen bir çözüm
bulalım! Yoksa, yarın Kara Bayram da dirilir, düşer yollara! Hani bir türkü vardır: "Yârim
duyar ise düşer yollara! Yazıldı künyeler karakollara!.. "O hesap. Evraklar da yazılır
karakollara. (Hey gidi hey; ulan kalktık bir de Bayrama uzun aptes aldırdık!.. Heeey
gidi!..)"
Haceli'nin eli ayağı titremeğe başladı:
"Vallahi Muhtar, sen bilirsin gayri!.." dedi. "Benim aklım siyasete erse bu hallere düşer
miydim? Ben batmışım, ayırdında değilim, sen kurtar beni! Çözümü neyse elinden geleni
yapıver gayri!.."
"Çözümü, sizi burda barıştırmak!" dedi Muhtar. "Dertli Iraz-ca'yla Kara Bayramı bir köşeye
çekip, akıllarını çelmek! Başka çözümü yoktur! Hökümet bir duyarsa, karının karnından
düşen o üç buçuk aylık çocuğu, otuz beş yaşındaki yiğitle bir tutar! Üç buçuk aylık çocukla
otuz beş yaşındaki yiğit bir değildir, ama hökümet aklı! "O çocuk büyüdüğü zaman hangi
büyük adamın yerini tutacaktı kim bilir? İsmet Paşa Efendimiz de bir zamanlar validesi
Çevriye Hanımefendinin karnında üç buçuk aylık bir et parçasıydı! O zamanlar bir Deli
Haceli çıkıp validesinin beline bir taş furup bu et parçasını dü-şürseydi, koca memleket,
İsmet Paşa babamızdan yoksun kalırdı!" Hökümet böyle der. Halbuysam, ben iyi bilirim,
Kara Bayram'ın çocuğu olsa olsa, sığır çobanı olur ancak! Ama dedim ya, hökümet aklı!
Sığır çobanıyla Bakanı, Başbakanı bir tutar! Hem beri bak, şehirlerde, köylerde binlerce
karı, "İdare daraldı!" diye, çok çocuk doğurmaktan şiddetle kaçınıp, çocuğunu hiç
durmadan düşürdüğü halde, hem de hökümetin içindeki Kaymakamlar, Savcılar, Şube Reisi
Efendilerimiz bunları çok iyi bildiği halde, gene de cezalandırırlar böyle öfke sebebiyle
düşürülen çocukların faillerini!.. Çünkü hökümet işidir! Ne demişler? Bu dünyada üç şer
vardır akıl ermez: Birincisi Allahın işi.
İkincisi hökümetin gidişi. Üçüncüsü köylünün... bilmem nesi işteı Hökümetin işine akıl
erdirmek güçtür! Allah bilir ya, Irazca'nın gelini yarın kurtulsun kalksın, kalbinden sevinir
çocuğunun düştüğüne! Ama buna bakmaz senin hökümetin! Hökümetin kendi kanları
vardır, fenni yollardan çocuk düşürür; beri yanda zaruretle, yada böyle öfke sebebiyle
çocuk düşürmeyi hoşgörmez! Dikkat ederseniz, görürsünüz: Hiçbirisinin çocuğu ikiden fazla
değildir! Yada üçten! Peygamber Efendimiz ne demiş, daha geçen cuma Beytullah Hoca
söyledi: "Erkeğin menisi kadar bereketli bir nesne dünyada mevcut değildir! Cenaballah onu
öyle halk etti ki, en uyuz erkeğin bile bir kezlik menisinden tamam bir milyon çocuk türeme
oluru vardır! Fakat Allahü Teâlâ, dünyayı fazla kalabalığa boğmak istemediği için bir
kezinde ancak birer çocuk türemesine ruhsat verdi!" Hazreti Peygamberimiz böyle buyurdu.
Pekiii; şimdi bu hökümetin karıları niçin tek iki çocuk doğurur? Çünkü, üst yanını habire
düşürürler! Çünkü istemezler fazla çocuk! Çünkü fenni yollara göre erik çekirdeğinin içi
kadar bir hap yuttular mı, hiçbir zahmet görmeden çıkarır atarlar karınla-rındakini! Ağrıma
yok, incime yok! Rahat!.. Aynı zamanda faydası da çok! Nasıl faydası?. Şöyle faydası: O
zaman kanlar kocalarına daha korkusuz sarılır! Karıyla kocanın arasındaki düzenlik artar!
Kavga gürültü yok olur! İşte bu fenni yolların da faydası budur. Tabii her işin bir yöntemi
var. Ama bilene! Bizim Haceli, yöntemini bilse, işler böyle karışmazdı. Gel pakla şimdi
pisliği. Paklanır mı?"
"Sen bilirsin gayri!" dedi Haceli. "Öhhoo!.. Sen bilirsin dedim! Ben bilsem böyle yapar
mıydım? Öhhoo!.."
"Ben bilirmişim! Ben ne bilirim ulan? Ne bilirim böyle karışık işleri? Adamın kuzusunu
kestik! Karısının çocuğunu düşürdük! Yatırdık kendisini ıslattık! Şimdi "Gel barışalım!"
diyeceğiz, öyle mi? Kara Bayram'da kafa yok mu? En aptal adam bile böyle bir barışa
yanaşmaz! Şimdi bu adam işinden kalacak, işini işletmek gerek! Kuzusunu ödemek gerek!
Evinin önüne kazdığın temelleri doldurmak gerek! Şimdi bunları hep yapacaksın sen!.."
"Benim de o kadar emeklerim, hem de paralarım ziyan oldu Muhtar, onlar ne olacak?" diye
inledi. Haceli.
"Senin emeklerin, paraların ziyan oldu, ama karının çocuğu düşmedi! Evin basılmadı! Senin
karına tecavüz edilmedi! Şimdi kanunda
sen haksız düştün!.."
Haceli, eliyle başını tuttu:
"Beni fazla yakıyorsun MuhtaaarL"
"Ben yakmıyorum Deli Haceliii!.."
"Yakıyorsun, yakıyorsun, yakıyorsun!.."
Muhtar, Bekçi Mustafa'ya emir verdi:
"Git bak bakalım: Haçça gelinin durumu nasıldır? Bak da taze bir haber getir bize!.."
26 SARARMIŞ GELİN
Havalice, elini kolunu yıkadıktan sonra:
"Benim işim bu kadar Irazca kardaşım!" dedi. "Bundan ötesini Ulu Tanrıya havale ettim.
Gelinimizin cesurluğuna diyecek yok! İnşa-allah kurtarır kendini!.." Kalktı: "Haydin
sağlıcakla! Eğer bir zorluk zuhur ederse, haber verin, hemen geleyim!.."
Irazca, merdiven başına kadar geldi:
"Parça marça kalmadı ya içerde Havalice kardaş?"
"Orasını Allah bilir!" dedi. "Sanırım hepsi çıktı! Koca sabahtır uğraşıyorum işte! Leyli
gecenin yarısına geldik. Heralda çıkmıştır hepsi. Bir de kanı dursa! Sabaha kadar durmazsa,
gelini telef ederiz Allah etmesin! Hele bir de o yumurta kabuklarının suyunu içir bakalım.
Nişasta yedir! Elimizde Allah demekten başka çare yok ay bacım!.."
Irazca:
"Allaaaah!" dedi. "Bağrımın şurasında bir koca fırın yanıyor! Kurbanlık deve gibi
bağıracağım şimdi! Birini boğacağım, birini öldüreceğim! İçimden öyle geliyor. Kendimi zor
tutuyorum. Ben buralarıma kadar doluyum! Adam öldürenleri, katil olanları hiç
kınamıyorum gayri!.. Mahkemeye de gidemeyiz bu halimizle!.."
Havalice; "Edenler ettiğinden bulur inşaallah!" dedi. "Gelinimiz bir kurtulsa, varsak halimizi
biraz sonra haber versek mahkemeye!"
"Sonra haber verelim desek günü geçmez mi acaba?"
"Neye geçsin? Geçmez helbet! İstersen altı ay sonra var höküme-te: "Eviçeri serildik kaldık
Efendim, kalkıp gelemedik!" de, kabul eder. Bütün köylü tanık. Hep gördük gözümüzle.
Doğruyu ahrette mi söyleyeceğiz?"
"Allah iyi komşularımızdan razı olsun! Başım ağrıyor bacım! Dünya gözüme zindan
görünüyor. Doya doya bir ağlamak istiyorum ki! Öyle bir höykürmek istiyorum ki! Bak ya
şu bizim halimize!.."
Havalice, inip giderken, "Kara gün kararıp kalmaz Irazca, hiç korkma! Bunalan da bunda
kalmaz!" dedi.
I
"(Bunalan bunda kalmaz ama iş işten geçip gidecek!.. Ben tutup Haceli'nin başını
ezmedikten sonra!.. Sütü bozuk Muhtarın ağzına patır patır sıçamadıktan sonra bundan
kurtulmuşum, neye yarar? Ama dur bakalım. "Ah yerde kalmaz!" demişler!..)"
Haçça, yer yatakta, upuzun yatıyor. Sararmış. Yüzü uzamış. İnceden bir de öksürük
yürüdü sabahtan beri. Oksürdükçe içinden bir yerler sökülüyor. Siyim siyim akan kanı
güreliyor. Ağzında bir kinin acılığı var. Çenesi, dişleri ağrıyor sıkmaktan. Ağrıdan ağzını
ayıramıyor esnerken.
Bayram, ocağın başına kıvrılmış. Yanı üstüne yatıp ayağını ocağa uzatmış. Başının altına
bir basma yastık almış. Üstüne alca yeşilce namazla çekmiş. Düşünüyor. Düşüncelerin onu,
otuzu birden doluyor başına.
"(Köylük yerde...)" diyor Bayram, Irazca'dan daha çok ağlamak istiyor. Yufka hamuru gibi
tortop bir şeyler onun da içinden yuvarlanıp boğazına çıkıyor. "(Köylük yerde ölsen ölünü
sürüyecek yok! Eşkıyalık gibi bir şey! Resmi olarak çekti evine, yatıp dövdürdü bizi! Şimdi
de bekçi gönderip halimizi sual ettiriyor! Ve gelinin durumu nasılmış? Tutuştu eteği
dürzüoğlu dürzülerin! Başlarına geleceği biliyorlar! Bütün varımı ortaya döküp düşeyim şu
dürzülerin ardına! Vereyim on beş yirmi, bir araba koşturayım! Varayım hökümetin
kapısına, atayım kendimi yere: "Görün Kara Bayram'ın halini!" deyip haykırayım. Allahsız
oğlu Allahsızlar, anlasın adam nasıl dövülüyor! Haçça'yı da götüreyim: Ey doktorlar, ilaç
verin Haçça'ma da ölmesin! Deli Haceli yürüdü üstümüze! Muhtar yürüdü. Sefil ettiler bizi!
Cezaları neyse, verin çeksinler! Hökümetin adaleti varsa göstersin! Yoksulun ahi yerde
kalmasın! Hökümetin babamız olduğunu bilelim! Ey doktorlar!.. İlaç verin!.. Haçça'ma da!..
Ölmesin!.. İlaç verin yareleri iyi olsun!.. Kanları akmasın!.. EeeyL doktor...lar!..)"
Haçça; "Yanıyoruuuum!.." diye inledi derinden.
Durmadan inliyor Haçça. Sesi yaralı bir ceylanın sesi gibi. Öyle acılı. "Her yanlarım
tutuşmuş yanıyor!" diyor. Terliyor. Saçı başı su içinde kalıyor. Damdaki merteklerin karışık
şekilleri, rüzgârda yağız atlar gibi fırlıyor ileri. Kulaklarında nal seslerinden anlaşılmaz bir
şakırtı; uzaklaşıyor, uzaklaşıyor, sonra dönüp birden yaklaşıyor! Yaklaşı-veriyor!.. Atlar
uzaklaşırken iyi. Bir rahatlık, serinlik çeviriyor dört ya-
nını. Boğucu terler, atlar dönüp üstüne yürüdüğü zaman başlıyor. Çelikten bacaklarla, kör
gibi geliyorlar üstüne! Eşkıyalar, bıkıp usanmadan özengi çalıyor. Atlar kuduruyor. Karnının
içinde demir pençeli kediler dövüşüyor. Mart sanki... Kediler boğuşuyor. Ortalık toz duman.
Boğazı tıkanıyor. Öksürüyor; öksürdükçe kediler de kuduruyor. Kediler kudurdukça kanı
güreliyor, yüzü uzuyor, benzi sararıyor. Eriyor Haçça...
GÖZ BAKAR
Muhtar sordu:
"Demek kötü ha?"
"Kötü!" dedi Mustafa.
"Çok mu kötü ulan?"
"Çok kötü, çook kötü!.."
"Bir gün daha beklesek biraz iyiye dönmez mi?"
"Orasını Allah bilir!" dedi Bekçi. "Benim gördüğüm, yüzü işte şu duvar! Bu duvardan daha
solgun! Uzamış gitmiş! Bizim bildiğimiz Haçça gelinden kıpırtı kalmamış! Haçça gelin ceylan
gibiydi! Selvi dal gibiydi... (Kalçalıydı... Gözeldi... Temiz... Avrat lazım kalçalı, oğlan
doğursun pençeli... dedikleri gibiydi!.. Ahmet oğlan pençeli olacak... Yırtıcı... Deli Haceli'nin
sülalesini serecek yere!.. Haçça gelin böyle bir oğlan doğurdu! Haçça gelin kahraman.
Gözel. Temiz!.. Furan eller bileğinden kırılsın!..) Şimdi erimiş, akmış. Yok olmuş, yok gibi
olmuş! Gözleri çukurda! Öylesine korkunç yatıyor!.."
Muhtar:
"Arslanım Deli Haceli!" dedi. "Hapı yuttun sen!.."
Odada yalnız Muhtarla Haceli var. Deli Hüseyin'le üyeler kalkıp gitti. Haceli koca sabahtır
evine gitmedi.
Kardeşleri, Muhtarın kapısına doldu iki kez. Halini öğrenmiş, öfkeli dönüp gitmişler. Önce
çok kızıyorlardı. "Hayvanoğlu hayvan Kara Bayram, Haceli'ye tecavüz etmiş"ti! Muhtarın
kapıdan, başka gerçekleri öğrenince çarpıldılar. "Yandı bizim Deli bilader!.." diye koyu koyu
düşünmeğe başladılar. "Allah yardım etse de Haçça kancık ölmese! Ölürse ceza giyer Haceli
ağamız!.." Köy içinden sessiz sedasız çekilip, evlerine kapanıyorlar.
Haceli de Muhtarın yanında ne yapacağını bilemiyor. Şaşkınlık içinde. Her yeni duyduğu söz
şaşkınlığını artırıyor. Bir küçük ümitle ağzına baktığı adamlar yüreğini serinletecek söz
konuşmuyor. Oturduğu yerde durmadan diz değiştiriyor.
Fatma, Aşağı Mahalle'deki evde kendi başına çırpınıyor, saçını
fesini yoluyor: "(Deli köpek! Elin suçsuz günahsız karısını dövdü!.. Beyni soğuk!.. Ne suçu
var da beline o kocaman taşı furuyorsun? Delinin dölü deli olur zaten! Sütü bozuk olur!
Derlerdi de inanmazdım. Delilerin ocağına düşmüşüm! Allahım, ne olursun, şu Haçça'yı
kurtar! Haçça'yı kurtar, sonra beni kurtar! Sürünmeye razıyım Kara Bay-ram'ın kapısında!
Haçça'nın tutması olmaya razıyım! Tutması olayım da çarpa çarpa kullansın! Gündüz Haçça
kul ansın, gece Bayram! Ben her şeye razıyım! Tek bu sütü bozuk Deliden kurtulayım!..)"
Muhtar, derin bir iç çekti: "MustafaaL"
Bekçi koştu geldi: "Buyur ağam!"
"Mustafaa! Tez benim atı çöz! Tez benim atı eyerle! Atladığın gibi sür! Doğru Ortaköy'e!
Sağlıkçı Şakir Efendi'ye selam söyle: İki eli kandaysa da yetişsin! İlaç çantasını doldursun!
Durumları anlat gözel-ce! Çocuk telef ettiğini söyle! Kanının durmadığını söyle! Beline taşla
furulduğunu söyle! Kaç çeşit ilacı, iğnesi varsa alsın! Bu durumun bildiği durumlardan
olmadığım anlat! Yel gibi yetişsin! Haydi oyalanma! Haydi aslanım, senin de emeğini alırız
Haceli'den! Haydi, marş marş!.."
Mustafa toparlandı:
"(Yassılın dağlar! Yassılın Ortaköy'ün tepeleri!..) Başüstüne ağam! Emeğim olup ne olacak?
Böyle zamanda emek esirgenmez! Ben Haçça gelinin kurtulmasını istiyorum! Emeğim feda
olsun! İyi komşuya emeğim helal olsun!.."
"Aferin!" dedi Muhtar. Alaylı. "Haydi, durma!.."
Mustafa dışarı çıktı. Karanlık bir deniz. Yanı yönü bilinmez, bulunmaz bir deniz! Ortalıkta
göz gözü görmüyor gene. Karanlık. Ay karanlığa kalıyor kaç gündür. Ahır kapısını açtı.
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Yılanların Öcü - 19
  • Parts
  • Yılanların Öcü - 01
    Total number of words is 2772
    Total number of unique words is 1694
    30.7 of words are in the 2000 most common words
    42.0 of words are in the 5000 most common words
    48.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 02
    Total number of words is 2802
    Total number of unique words is 1635
    32.5 of words are in the 2000 most common words
    45.1 of words are in the 5000 most common words
    51.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 03
    Total number of words is 2793
    Total number of unique words is 1673
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    46.0 of words are in the 5000 most common words
    52.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 04
    Total number of words is 2808
    Total number of unique words is 1551
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    46.7 of words are in the 5000 most common words
    54.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 05
    Total number of words is 2836
    Total number of unique words is 1595
    34.4 of words are in the 2000 most common words
    47.1 of words are in the 5000 most common words
    53.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 06
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1611
    32.8 of words are in the 2000 most common words
    44.9 of words are in the 5000 most common words
    52.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 07
    Total number of words is 2771
    Total number of unique words is 1531
    35.1 of words are in the 2000 most common words
    47.7 of words are in the 5000 most common words
    54.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 08
    Total number of words is 2924
    Total number of unique words is 1438
    33.7 of words are in the 2000 most common words
    47.6 of words are in the 5000 most common words
    54.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 09
    Total number of words is 2770
    Total number of unique words is 1434
    35.4 of words are in the 2000 most common words
    48.4 of words are in the 5000 most common words
    55.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 10
    Total number of words is 2779
    Total number of unique words is 1594
    32.0 of words are in the 2000 most common words
    43.6 of words are in the 5000 most common words
    51.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 11
    Total number of words is 2647
    Total number of unique words is 1321
    36.4 of words are in the 2000 most common words
    51.0 of words are in the 5000 most common words
    58.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 12
    Total number of words is 2739
    Total number of unique words is 1531
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    47.5 of words are in the 5000 most common words
    54.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 13
    Total number of words is 2879
    Total number of unique words is 1584
    31.7 of words are in the 2000 most common words
    43.6 of words are in the 5000 most common words
    50.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 14
    Total number of words is 2900
    Total number of unique words is 1583
    34.1 of words are in the 2000 most common words
    46.6 of words are in the 5000 most common words
    53.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 15
    Total number of words is 2745
    Total number of unique words is 1528
    32.8 of words are in the 2000 most common words
    45.1 of words are in the 5000 most common words
    51.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 16
    Total number of words is 2811
    Total number of unique words is 1561
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    46.9 of words are in the 5000 most common words
    53.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 17
    Total number of words is 2846
    Total number of unique words is 1533
    35.9 of words are in the 2000 most common words
    49.1 of words are in the 5000 most common words
    56.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 18
    Total number of words is 2801
    Total number of unique words is 1599
    32.3 of words are in the 2000 most common words
    45.5 of words are in the 5000 most common words
    52.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 19
    Total number of words is 2838
    Total number of unique words is 1662
    33.0 of words are in the 2000 most common words
    46.5 of words are in the 5000 most common words
    53.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 20
    Total number of words is 2799
    Total number of unique words is 1583
    33.9 of words are in the 2000 most common words
    46.6 of words are in the 5000 most common words
    53.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 21
    Total number of words is 2775
    Total number of unique words is 1623
    31.8 of words are in the 2000 most common words
    45.0 of words are in the 5000 most common words
    51.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 22
    Total number of words is 2821
    Total number of unique words is 1524
    36.0 of words are in the 2000 most common words
    48.6 of words are in the 5000 most common words
    54.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 23
    Total number of words is 2970
    Total number of unique words is 1600
    31.6 of words are in the 2000 most common words
    45.5 of words are in the 5000 most common words
    51.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 24
    Total number of words is 2671
    Total number of unique words is 1683
    30.1 of words are in the 2000 most common words
    43.5 of words are in the 5000 most common words
    50.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 25
    Total number of words is 9
    Total number of unique words is 9
    33.3 of words are in the 2000 most common words
    44.4 of words are in the 5000 most common words
    66.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.