Yılanların Öcü - 17

Total number of words is 2846
Total number of unique words is 1533
35.9 of words are in the 2000 most common words
49.1 of words are in the 5000 most common words
56.4 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
göster şimdi onlara. Anlasınlar dünyanın kaç bucak olduğunu! anlasınlar da vara yoğa
horozlanıp durmasınlar yoksulların başında! Hem de millete bir cesaret gelsin!
Yüreklensin...
"Ah anam, bize çok ettiler. Hep güçlerine güvendiler. Çok üstümüze geldiler. Bizden ne
istediklerini ben de bilmiyorum. Bizim evin önüne ev yapmak muratları! Bizim evimiz gibi
yirmi ev var köy içinde. Şimdi bu senin Muhtarın, "Köy sandığı daraldı!" diye, "Heykel
yapılacak!" diye köy içinden yer satıyor! Kime? Kuruldan ikinci üye Haceli'ye. Deli
Mehmet'in oğludur. Deli Haceli deriz, ona! Hiç kimse evinin önüne ev yaptırmak istemez.
Zayıf, ödlek, cılız komşular boyun eğer. Muhtarla bu Haceli, gelip bizi seçti. Temel kazdılar
şimdi evimizin önüne. Evin önünü, yolunu tüm kapatacaklar. Köy yerinde gübreyi arkaya
atarlar. Haceli de arkaya atacak. Bizim evin önüne! Karısı pistir. Köyde hela yoktur. Olsa da
gübreliğin üstünde olur. Tahta yoktur, künk yoktur, kireç yoktur. Halbuysam biz dedik
Haceli'ye: "Böyle köyün alanını daraltacağına, ev aralarında yıkıklar var, al onlardan birini,
temizle, oraya yap!" "Yok, ille sizin evin önü olacak!" Muhtara gittik, o da öyle söyledi. Biz
de ne yaptık? Temel kazdı, doldurduk! Kerpiç kesti, kırdık! Yaptırmadık! Sen olsan yaptırır
mısın? Yarın bu evi yapsa da içine sokmayız! Yakarız! Mezar gibi daralacak evimizin önü.
Benim çocuklarım var. Benim torunlarım var. Yazık değil mi onlara? Diri diri mezara girer
mi insan? Bizi şimdi diri diri mezara sokmak istiyorlar!.."
"Ben sana karışmam! Sen Kaymakamsın! Çarıklının arkası yok. Çarıklının dostu yok. Yok
oğul yok! Bir de Muhtarı dinle, nasıl anlatır, nasıl fetva verir? Dinle. Benim sözüm: Şimdi
ben bu adamdan davacıyım! Hemi de bir ası kuzumuzu çaldı. Orak biçerken sağınmaya iki
koyunumuz vardı, birini yok bil şimdi! Kuzusu çalınan koyunun
süt verdiğini hiçbir köyde gördün mü sen? İneğimiz de var, ama çifte koşuyoruz. Boynunda
boyunduruk, memesinde elimiz var. Buzağısını bile doyuramıyor!.. Muhtar, kuzumu çaldı da
ne yaptı? Kesti. Senin huzuruna getirecek bu akşam. Eğer yalanım varsa gören gözüm
görmez olsun!.. Olmaz; ben de biliyorum böyle iş olmayacağını! Ama onlar olduruyor! Ev
başına para salındı. "Kaymakamın rakı parası!" dediler. Birinci boydan olan evler ikişer lira
verdi. Bu temel kavgası çıkalı biz de birinci boy oluverdik! Birdenbire! Bilmem!.. Gayri
gönlün nereye isterse, git oraya in! İyi bir süt emdiysen, yoksulları çevrene al da gözelce
dinle dertlerini... Kimin ne olduğunu, içinin neyle dolu olduğunu nasıl bileceksin karşıdan?
Nefsime ben bile bilmem köyde kimin ne halde olduğunu! Herkesin kapalı bir kapısı var.
Kapının ardında olup biteni belki bir Allah bilir bilirse... Sen Kaymakamsın, kimseden
korkmazsın; hatta muhtarım, üyesini odadan çıkarır, doyasıya bir konuşturursun garip
takımını!.. Doyasıya!.. Selbes!.. Nasıl mı? Onu sen kendi aklına, kendi izanına sor. Sana,
okuduğun okullarda bunların dersini belletmedilerse ben ne yapayım?.. Haydi güle güle...
İyi bir adam evladıysan dönüşünde önüne geçerim. "İyi adam evladıy-mışsın!" derim.
Herkesin sakalına göre tarak furan cımbıldak bir şey-sen, ne önüne geçerim, ne yüzüne
bakarım... Sen git!.. Ben ağır ağır gelirim. Sen sür atını... İyi dinledin! Gözel dinledin... Yok
anam, üzme sakın kendini!.. Sakın ha! Biz alıştık oğlum. Biz çok sabrettik. Erenece de
sabrederiz daha!.."
24 KARŞILAMA
Muhtarın Çildede'ye diktiği gözcü, üç tane atlının ovadan doğru "yel gibi" geldiğini haber
verdiği zaman, bir işaretle köylüler toplandı. Davul zurna öne düştü. Muhtar başta, Kurul
üyeleri sağında solunda, köylüler arkada, korulara kadar yürüdüler.
Daha aşağılara inmeyi düşünenler oldu, ama Muhtar yanaşmadı; kaldırdı kolunu, köylüleri
durdurdu:
"Nahiye Müdürünü İğdeli'de, Onbaşıyı Eğrek'te, Kaymakamı da burda!" dedi. "Eğer Parti
Reisi gelirse biraz daha aşağıya ineriz! Kaymakam Efendimiz için buraya kadar uygundur!.."
Haceli hemen onayladı bunu: "Uygundur!"
Üstündeki kırıklık hâlâ geçmemişti. Dar ivedi Melek Hasan'ı Muhtarın oraya çağırtıp bir tıraş
olmuş, ağrıyan bacağını sardırmıştı.
Fazla kalabalık yoktu. On yedi, on sekiz kişiydi karşılayıcılar. Sağa sola adamlar salarak
zorla karşılayıcı toplamak için Muhtar ödevini yapmış sayılırdı. Millet gelmiyor. Epeycesi
işinde kaydında zaten. Eee, okul da yok ki öğretmene gözdağı verip çocukları çıkartsın! Bu
kadar olurdu. Muhtar ilçeye vardığı zaman kaç kişi karşılıyor?..
"Tam harımların arasında göründü mü, Cezayir havasını fura-çaksın!" diye zurnacının
kulağını dolduruyor Muhtar.
Deli Hüseyin de:
"Cezayir havasını uğurlarken çalarız. Şimdi bir Çavdır Karşılaması-uygundur!" diye karşılık
veriyor.
"İyi ya, Çavdır Karşılaması çal!.." dedi Muhtar. "Ne çalarsan çal, ama dikkatli çal!.. Adamın
ciğerine işlesin!., dokansın iyice!.. Dokan-sın ki hoşnut kalsın bizden!.. Hem de
köyümüzden!.. Hem de hoşnut kalacaktır! Çünkü hoşnut kalır!.. Bizim Kaymakam
Efendimiz iyidir! Onun sayesinde köyümüz de iyidir! Aman kardaşım Deli Hüseyin, aman
dikkat et, aklını başına topla, deliliğin sırası değil! Dikkat et Hüseyin Efendi, gözünü
seveyim!.."
"(Yumurta kapının ağzına gelince...)" dedi Deli Hüseyin içinden. "(Git git git gıdaaaak!..
Şimdi bize yağ yapıyorsun bakalım! Ama
biz yutar mıyız? Tehhoo!..)"
"Dikkat et kardaşım Hüseyin Efendi!.."
"Üzme canını Muhtar!" dedi Deli Hüseyin. "Seni hoşnut ederim! Hem seni, hem de
Kaymakam Efendimizi!.."
"Mustafa, aman sen de dikkat et!.."
"Ediyorum Efendim!"
"Bakın şimdi! Karşıdan çıkar! Harımların arasından! Aman hepiniz dikkat edin! On beş adım
kadar yaklaştı mı tüm arkadaşlar şapkaları çıkaracak. Ayaklan birleştirip bekleyecekler.
Tabii, o gelecek: "Merhaba!" diyecek. Biz de o zaman hep bir ağızdan: "Sağ ol!"u
basacağız. Yürekten bağıracağız! Canü yürekten! Gerçekten öyle bağıralım ki, hoşnut
kalsın! Tabii biz iyi "Sağ ol!" dersek, o da hoşnut kalıp: "Nasılsınız?" diye soracak. İnşaallah
sorar! Sakın ha ki "İyiyiz!" demek yok! Gene "Sağ ol!" denecek. Aynı askeriyedeki gibi!
Paşa sorunca ne denir, unuttunuz mu? "Sağ o.l!" denir; aynı öyle! Tabii o bizim iyi
olduğumuzu biliyor. Bilmez olur mu? Bunca yıl okullarda okuyor, eğitim öğretim görüyor!
Kaymakam bu!.. Hemi de iyiyiz zaten. Savaşları kaldırdılar. Vergiler fena değil. Hiç olmazsa
senede bir iki kez de Kaymakam görebiliyoruz. Vilayetin göbeğine bir de heykel dikecekler,
öteygün söyledim. Eee, böyle hökümeti daha nerde bulacağız? Böyle hökümet bulunmaz!
Bakın, şunun şurasında özgür yaşıyoruz. "Öte git!" diyen yok. Başka devletler öyle mi?
Adamın cebinde parası var, helva alıp yiyemiyor! Biz de alıp yiyemiyoruz ama, bizim
paramız yok da yiyemiyoruz! Olsa yeriz! Onlar var da yiyemiyor. Varken yememek, yokken
yememekten zordur komşular!.. Bir de yol yapacak olsun bu başka devletler, tutup seni
eşşek gibi çalıştırırlar! Karını, kızını bile! Bizde yok bu! Köylü kısmına yol iyi değil! Yol oldu
mu Kaymakam her hafta burda! Vali her ay burda! Baş mı olur? Bakın yılda bir kez geliyor
da ne sıkıntılar çekiyoruz! Bizim bugünkü durumumuz rahatlık için birinci! Ne kazma, ne
kürek! Son derece selbes. İstersen bir teneke helva al pazardan! İstersen hiç çalışma! On
gün yat! İstersen acından öl!.. Selbes! Ama dış devletler böyle değil! Yalnız bir gün tatil
veriyor milletine, iki gün değil! Kaldırıp çalıştırıyor! Sonra bakın, dağlara, tepelere orman
diktiriyor. Ağaç! Dağlara, tepelere, köylere!.. Hökümet ne karışır köylünün dağına! İster
ormanlı olur, ister ormansız! Dağ bu! Boş yere mi dağ demişler? Allah göstermesin,
başımızdaki hökümet kötü bir hökümet olsa da, dış devletlerde gördüğünü yap-
mağa kalksa, bize de dese ki: "Dağlara, tepelere ağaç dikilecek!" Tüm hapı yuttuk o
zaman! Bir kıyamet tepeler! Ve dağlar! Başa çıkar mı ağaç dikmekle? Hele bir de diktiğin
ağacı tutturmak zorunlu olursa! O zaman diktiğini sulayacaksın, tutması için! Ama bu ağaç
işi zordur; suladığın halde tutmaz! Haydiii, gelecek yıl bir daha dikeceksin! Dikeceksin,
sulayacaksın! Her yıl yeni baştan! Başındaki hökümet değişene kadar! Hökümet de kolay
kolay değişmez! Elli yılda ancak, belki!.. Ağaç inat etti mi, hökümet de inat eder! Ağaçsa,
inadından dönmez. Ağaç milleti, tıpkı karı milleti gibidir. Canı isterse tutar, canı istemezse
tutmaz. Zorla değil. Karı milleti canı isterse seninle iyi yatar, canı istemezse yatmaz. Yatar
ama şöyle böyle! Ağaç gibi... İşte böyle komşular, hökümet babamız bizi selbes
bıraktığından, Kaymakam da hö-kümetimizin büyük bir memuru olduğundan, hemi de
ayağımıza kadar geldiğinden, canü yürekten bağıracağız ki: "Sağ ol efendim, sağ ol!.."
Akşamda sabahta ağzınızı filan da arar haa! O zaman da uyanıklığı elden bırakmayın.
Çünkü bunlar kurnaz olur. "Nasıl; hökümeti-mizden hoşnut musunuz?" diye sorar. Hemen,
"Hoşnutuz!" diyeceksin. "Hoşnut değiliz!" dedin mi, onun anlamı başkadır. Senin adını
hemen kafasına not eder, sonra candarmaya bir göz kırptı mı, tamam! Altı ay ceza! O
zaman kim zarar eder? Sen zarar edersin! Orak, harman kalır yazıda. Çift çubuk kalır.
Çoluk çocuk perişan! Onun için, sen sen olacaksın, "İyiyiz!" demekten geri kalmayacaksın.
"Hoşnutuz!" diyeceksin. Dilin mi kırılacak böyle demekle? Çok mu zor yok-sam böyle
demek?.. Haa bakın; çok kurnaz olduğu için "Hökümet nasıl?" diye sormaz her zaman;
"Muhtar nasıl?" diye sorar. Çünkü Muhtar demek, köylük yerde hökümet demektir. Muhtar
hökümetin verdiği kanunları yürütür. Kendi aklıyla değil ki yaptığı işler! Para mı, para!
Salma mı, salma! Hepsini hökümet buyurur, Muhtar köylüye yaptırır. Onun için: "İyiyiz
efendim!.." Bitti! Başka söz yok! Gerçekten de iyiyiz. Şimdi demokratcılık var. Öteygün
demokratcıhğın ne demek olduğunu anlattım hepinize! Demokratcılık boruculuk değildir.
Demokratcılıkta herkes nerde, sen de orda! Millet şimdi cümleten "İyiyiz!" diyor. Sen de
iyisin demektir bu! Çünkü, ordaki adam iyi olmasa "İyiyim!" der mi? Ölse demez! Enayi mi
ki bizim gibi, "İyiyim!" desin? Eh, madem o iyi, o halde sen de iyisin! Çünkü, demokratcılık
dedik! Bakın ne kadar açık! Gün gibi ortada. İyi değiliz de nasıl demokrasi olabiliyoruz?
Kaymakam ayağımıza kadar geldiğine göre, biz
demokrasiyiz! Dahi, madem demokrasiyiz, öyleyse iyiyiz! Gayet açık! Şimdi komşular,
Kaymakam birinizi çağırır sorarsa, cevap: "İyiyiz!" Yoook, topunuza birden sorarsa, cevap:
"Sağ ol!"Tıpkı askeriyedeki gibi. Toplu halde anana küfretse, "Sağ ol!" Tamam mı? Durumu
gözel kavradınız mı? Ağzım dilim kurudu valla! Bakın, siz benim gibi Muhtarı, radyoya ilan
verseniz bulamazsınız! Tez zamanda ne kadar çok şey anlattım! Ders bunlar, görgü dersi!
İki adam gelince nasıl konuşulur, nasıl oturulur, nasıl kalkılır? Yol yöntem! Hemen ayaküstü
öğretiverdim bakın! Halbuysam aynı şeyi askerlikte öğretebilmek için on iki hafta eğitim
yaptırırlar! Bir acemi er, tam on iki hafta sonra teftiş verebilir ancak! Evelallah, siz on iki
dakika demeden her bir şeyi kavradınız maşaallah! İki dakika sonra teftiş vereceksiniz.
Çünkü muhtarınız iyidir! Çünkü muhtarınız zekidir! Çalışkandır, falan filan... Uzatmayalım,
durum bu merkezdedir... Eee, ulan bizim gözcü nerde? Ulan hani bu dürzü bize: "Yel gibi
geliyorlar!" dediydi? Ulan gözcü, çakal dürzü nerdesin?.. Ulan hani Kaymakam Efendimiz?.."
"Geliyor, geliyor!.. Ahacık geliyor!.."
Muhtar, Deli Hüseyin'e bağırdı:
"Fur bakalım Karşılama havasını! Ne kadar becerin varsa göster! (Göster bakalım kaz herif!
Bir gayretli çalayım demezsin kendiliğinden!..)"
Atlılar, köprünün berisinden göründü.
"Sıraya geçiiiin!" diye bağırdı Muhtar. Ortalığı yeniden düzenlemeye girişti. "Gözel durun!
Şöyle, giysileri biraz yeni olanlar başa geçsin! Yaması yırtığı olanlar arkaya! Dikkat edin!
Şapkaları çıkarın! Tamam; dikkaaat!.."
Üç tane atlı yaklaşıyor. İkisi sivil, biri üniformalı. Jandarma bu. Üsteğmen rütbesindeydi.
Yeni bıyık bırakmış. Sarı sahtiyan çizmelerini çekmiş. Birden göz alıyor sivillerin arasında.
Bir yağız ata binmiş. Ayaklarını özengide geriyor, kaykılıp duruyor. İki sivilden biri sefil bir
halde. Kelleyi kulağı düşürmüş. Kıravatı tahsildarlarınki gibi kir içinde. Yağlı. Yakası paçası
buruşuk. Nüfusçu Osman bu. Köylüler bir bakışta bildi. Çok işleri düşer. Doğan, ölen!..
Evlenen, boyanan!.. Dairesine vardıkları zaman güler yüz gösterir. Hal hatır sorar, şakala-
şır. İşleri de fazla geciktirmeden görür. Öteki sivil de Kaymakam Orhan işte! Etli! Temiz.
Bakımlı. "(Kendini hiç yormamış herifçioğlu! Yıpratmamış!..)" Yüzünün hem ak, hem parlak
derisi var. Diri. Taze.
I
Gözleri duru, mavi. Baktığı zaman, adamın yalnız yüzünü değil, yüzünün ardındakini de
gördüğü sanılan delici gözler...
Kaymakam, atın üstünden küçülerek baktı Karataş'ın köylülerine. Baktı: Şapkalarını
çıkarmış, bekliyorlar. Zurna, boğazlanmış inek gibi ötüyor, davul deli deli dövüyor. Muhtara
baktı uzaktan: "(Şu işgüzar adamın yaptığına bak Orhaan!)" dedi kendi kendine. "(Şu davul
zurnaya bak!.. Şu el ellikten, yüz yüzlükten çıkmış yoksul köylülere bak!.. Şu kalabalığa
bak!..)"
Jandarma Üsteğmeniyle Nüfusçu Osman, atların başını çekip üç adım geri kaldı.
Kaymakam sürdü ağır ağır. Derin derin baktı köylülere. Dizilmişler. El koyunları gibi.
Çağırdığın yere giden. Koş dediğin zaman koşan. Öl dediğin zaman ölen. Durumları dil ile
anlatılamayan... Eski püskü giysiler içinde, perişan... Paçavralara bürünmüş... Yüzyıllık
çileler içinde yitmiş! Susuz kör kuyulara dönmüş ışıksız gözler... Ne demekte, ne
söylemekte, ne anlatmakta olduğu belirsiz, anlamı yitik, hatta anlamsız, kaçak gözler!..
Yanmış, yunup yıkanmamış yüzler... Kavlamış... Adama kinli kinli bakan, "Sen düşürdün
beni bu hallere!.. Senin ananı, dinini!.. Karını, kitabını!.. Sülaleni, messebi-ni!...." diyen,
kara, çilkara, çalkara adamlar... Adamların gözleri...
Baktı kaldı Kaymakam. Sonra uyandı:
"Selam arkadaşlar!.." dedi, kolunu kaldırdı.
Anlamsız gözlerde küçük bir parıltı... Küçük cep aynaları gibi bir ışık... Geldi geçti...
Bozulmuş bahçelerdeki üzgün selviler sallandı... Kaymakam sallandı...
"(Bu halk... Bu insan... Bu bizim vatanımız... Temel... Sahip... Hakiki... Ve eeeey!.. Ey
ulan!..)"
Birkaçı: "Aleykümselam!" dedi Muhtara baktılar şaşkın.
Birkaçı: "Sağ ol!" diye yarım bir ses çıkarıp bıraktı. Onlar da Muhtara baktılar korkuyla. En
sonra bir "Aleykümselam!" çektiler.
Atını durdurdu. Başı dönüyor. Dili kuruyor. "(Sahipleer... Temelimiz... Yüzler... Anlamsız...
Kin kin kin... Kinli... Ey! Eeeeeey!.. Ey ulan! Ey ulan!..)" İçi içine sığmıyor. "Herrr!" deseler
ağlayacak. Hiç böyle olmamıştı. Ne okulda okurken, ne stajda, ne askerde, ne yollarda,
trenlerde, ne vapurlarda... Köylü gördüğü zaman hiç bu kadar sarsılmamış, hiç bu kadar
korkmamıştı. Hâlâ sallanıyor.
Muhtar koştu. Eline kavuşmak istedi.
Fırsat vermedi buna. Yüzüne bakmadı. Atladı indi attan aşağı.
Bir köylü koşup aldı atı.
Muhtar, yeniden uzandı eline.
Verdi, çaresiz...
"Sustur şu zurnayı!" dedi sonra. Elini çekti Muhtarın ellerinden. "(Öyle köyler, öyle
karşılamalar gördük ki büz!.. Öyle oyunlara geldik ki biz!.. Biz hiçbir numarayı kolay kolay
yutmayız artık! Çiğdik, piştik... Kördük, açıldık... Uyuttulardı, uyandık! Biz, adamın yüreğini
parça parça eden, yedi kurşun yemiş gibi kanlarını akıtan Irazca Ana'yı dinledik... Irazca
Ana'ya inandık, iman ettik!.. Yalansız dolan-sız... Olduğu, göründüğü gibi... Şimdi sen bırak
şu sahte karşılamaları... Senden karşılama isteyen oldu mu?.. Sen de Irazca Ana gibi soy
bu sahteliklerini... Bu eğreti pis yüzü at başından!.. At, gel yanıma!.. Gel o zaman
konuşalım...)"
Sıraya dizilmiş köylülere yürüdü. Ellerini sıkmağa başladı birer birer ve teker teker! Ve
hatırlarını soruyor. Hepsi aynı karşılığı veriyor. Bir örnek... Her biri başka başka, sözleri
aynı:
"İyiyiz Beyim!" diyorlar. "Seni gördük daha iyi olduk!.. Çok şükür iyiyiz!.. Sayende Beyim!.
Soranlar sağ olsun Beyim!.. Sağlığına duacıyız Beyim!.. Gece gündüz... Allah
hökümetimize, devletimize, ordumuza, askerimize, partimize..." diyorlar. "Valla billa
iyiyiz..."
"Nasıl iyisiniz?.."
"İşte böyle iyiyiz!.."
"Yürüyün bakalım!" diye el etti. Elini sıktığı adamları alıp köy içine doğru yürüdü. Başının
içinde o ellerden yüzlercesi dizilip duruyor. Tahta gibi, kuru el er. Ağızlar... "Şark
cephesinde durum berbat!" diye düşündü. "(BemberbatL Şapkalarını çıkarmışlar... İnsana
nasıl kinli bakıyorlar?..)"
Yakışıksız olmasın diye Jandarma Üsteğmeniyle Nüfusçu Osman da indi attan.
Muhtar, baktı Kaymakamda yüz yok, almış köylülerini gidiyor; Üsteğmenle Nüfusçu
Osman'a koştu. Onların eline sarıldı, sıktı teker teker, "Hoş gelmişiniz!" dedi.
Bir uçtan yürüdü, bir uçtan konuştular. Sıkıntılı...
Osman Efendi, bir yolunu bulup on şişe şarapla altı şişe rakının ve bir ası kuzunun hazır
olduğunu, varır varmaz başına çökebileceklerini öğrendi. Jandarma Üsteğmeni söze pek
katılmıyor. Yalnız, Muhtarın gönlünü kırmamak için hoşnut olduğunu anlatıyor hali
tavrıyla...
192
Kaymakam, bir iki küçük espriyle köylüleri güldürdü. Yeni bir haber gibi çevresini
sarıverdiler. Yılların yüzlerinde kerpiçleştirdiği "teba" görünüşünü dağıtan, eriten bir
sıcaklık, bir ılıklık, elle tutulacak kadar belliydi.
Karşılıklı şakalaşma başlamıştı... İçten...
Eski toprak evleriyle Karataş kararıp duruyor işte!
Köy içine girdiler. Kazılmış toprak yığınları görünüyor. "(Evet!)" dedi. "(Deli Mehmet'in
Haceli'nin evyeri(!) burası! arkasındaki ev de Kara Bayram'ın!..)"
Kalabalık köy içine girer girmez Muhtar koştu. Kaymakamın sol yanında yer almayı, ne
olursa olsun, uygun buluyor. "(Suratından düşen bin parça bize karşı!)" dedi içinden. "(Ama
millete gülüyor! Hayırdır inşaallah!.. Allah Allaaaah!.. Ulan, hem de aynen köylü gibi be! O
ne biçim Kaymakam selamı ulan? Kaymakam böyle mi selam atar ulan? Yuf olsun sana
be!..)"
"Köyün imar işleri nasıl Muhtar?.."
Hemen toparlandı: "Sayenizde Beyim..."
"Nasıl diye soruyorum sana!"
"Sayenizde yeni yeni evler yapılıyor Beyim!.."
"Görüyorum! Temeller kazılmış!."
"Ev temeli Efendim! Kurul üyemiz Haceli yaptırıyor!.."
"Güzel! Haceli'nin babasından mı kalma bu evyeri?"
"Yok Efendim, babasından kalma değil! Satın aldı!"
"Nerden satın aldı? Kimden satın aldı?"
"Köyün ortak malıdır Efendim burası! Kurul kararıyla satışa çıkardık, Haceli talip oldu, satın
aldı..."
"Güzel..."
"Yedi yüz lira alıyoruz Sandığa Haceli'den..."
"Surdaki yıkık kimin?"
"Onun sahibi Alanköy'de sığır çobanıdır Efendim! Bir yoksul adamdır. Damı bakımsızlıktan
yıkılmıştır..."
"Ötede var bir tane daha!"
"Vardır Efendim! Çoktur! Ondan fazladır!"
"Güzeeel!.."
"Sahipleri dağılmıştır! Her biri bir yere gitmiştir!.. İdare belasına başını alan gitmiştir senin
anlayacağın!.. Gidenler gelmemiştir!.. Damları yıkılmıştır Efendim!"
arazisi kurak, yoksulu çok olduğundan... İdare edememişlerdir!.."
"Evsiz, yada evi elverişsiz komşu çok mu?"
"Çoktur Efendim? Epeyce vardır!"
"Başka evyerleri satacak mısın?"
"Kurulumuz satacak Efendim! Heykel için para lazımdır! Satmamız şart gibidir! Öyle karar
verdik..."
"Heykel işini geç şimdi!.. Onun için köy içinde yer satmak gerekmez! Yakında size bir yazı
gelecek. Sen bana cevap ver şimdi: Bu sattığınız yerler için toplanıp Kurulca karar alıyor
musunuz?"
"Alıyoruz Efendim!"
"Onay? Makamın onayı ne oluyor?"
"Yakında zatınıza arz edeceğiz Efendim!"
Haceli, konuşulanlardan bir şey anlamıyor, bakıyor.
"İptal edeceksiniz bu kararları!" diye bağırdı Kaymakam. "Köy içinden evyeri satmak yok!
Yeni eve ihtiyacı olan, yıkık satın alacak. Temizleyip yıkığa yapacaklar evini. Önce yıkıklar
dolacak. Gene ev ihtiyacı olan kalırsa, başka çözüm düşüneceğiz. Hem korkma, bu yıkıkları
on yılda dolduramazsınız..."
Muhtar bozuntuyu gidermeğe çalıştı:
"Sayenizde on yıla kalmaz Efendim! Köyümüz çalışkandır o hususta! Ha bire
üremektedir..."
Kaymakam, Jandarma Üsteğmenine döndü:
"Üsteğmen, bu işle ilgilenin, karakola emir verin!.."
"BaaşüstüneL" dedi Üsteğmen, selam verdi.
Yeniden Muhtara döndü:
"Anladın mı dediklerimi?"
"Anladım Efendim... Beyim!.."
"Öyleyse bizim atları çektir!.."
Üsteğmenle Nüfusçu Osman'a döndü:
"Gideceğiz arkadaşlar!.." dedi.
Başından vurulmuşa döndü Muhtar:
"Beyim, Kaymakamım, Efendim!.."
"Gideceğiz dedim, o kadar!.."
"Beyim, tedarik gördük, kuzu kestik!.."
"Onu otur kendin ye!.. Afiyetle!.."
25 KARA BULUT
Karataş köyünde akşam ıpıssız bastırır. Havana'nın Sivrinin gölgesi kaplar düzü. Derken
gün anasının koynuna girer. Koyun, gelir ağılına. Sığır gelir ahırına. Ağılına, ahırına
gelmeyen mallar için sahipleri karşıya çıkarlar. Herkes sürer getirir yitiğini. Bundan sonra
bir tek hayvan kalmaz dışarda.
Yavaş yavaş insanları da çekilir Karataş'ın. Işıklar çekilir. Sesler çekilir. El ayak çekilir. Köy
silinir. Yiter. Beytullah Hocanın okuduğu akşam ile yatsı ezanları tek ve son sestir çoğu
zaman.
Akşamla yatsının arasında Nuri'nin Kahve biraz işler. Kendini fazla yorgun bulmayan birkaç
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Yılanların Öcü - 18
  • Parts
  • Yılanların Öcü - 01
    Total number of words is 2772
    Total number of unique words is 1694
    30.7 of words are in the 2000 most common words
    42.0 of words are in the 5000 most common words
    48.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 02
    Total number of words is 2802
    Total number of unique words is 1635
    32.5 of words are in the 2000 most common words
    45.1 of words are in the 5000 most common words
    51.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 03
    Total number of words is 2793
    Total number of unique words is 1673
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    46.0 of words are in the 5000 most common words
    52.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 04
    Total number of words is 2808
    Total number of unique words is 1551
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    46.7 of words are in the 5000 most common words
    54.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 05
    Total number of words is 2836
    Total number of unique words is 1595
    34.4 of words are in the 2000 most common words
    47.1 of words are in the 5000 most common words
    53.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 06
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1611
    32.8 of words are in the 2000 most common words
    44.9 of words are in the 5000 most common words
    52.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 07
    Total number of words is 2771
    Total number of unique words is 1531
    35.1 of words are in the 2000 most common words
    47.7 of words are in the 5000 most common words
    54.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 08
    Total number of words is 2924
    Total number of unique words is 1438
    33.7 of words are in the 2000 most common words
    47.6 of words are in the 5000 most common words
    54.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 09
    Total number of words is 2770
    Total number of unique words is 1434
    35.4 of words are in the 2000 most common words
    48.4 of words are in the 5000 most common words
    55.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 10
    Total number of words is 2779
    Total number of unique words is 1594
    32.0 of words are in the 2000 most common words
    43.6 of words are in the 5000 most common words
    51.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 11
    Total number of words is 2647
    Total number of unique words is 1321
    36.4 of words are in the 2000 most common words
    51.0 of words are in the 5000 most common words
    58.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 12
    Total number of words is 2739
    Total number of unique words is 1531
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    47.5 of words are in the 5000 most common words
    54.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 13
    Total number of words is 2879
    Total number of unique words is 1584
    31.7 of words are in the 2000 most common words
    43.6 of words are in the 5000 most common words
    50.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 14
    Total number of words is 2900
    Total number of unique words is 1583
    34.1 of words are in the 2000 most common words
    46.6 of words are in the 5000 most common words
    53.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 15
    Total number of words is 2745
    Total number of unique words is 1528
    32.8 of words are in the 2000 most common words
    45.1 of words are in the 5000 most common words
    51.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 16
    Total number of words is 2811
    Total number of unique words is 1561
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    46.9 of words are in the 5000 most common words
    53.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 17
    Total number of words is 2846
    Total number of unique words is 1533
    35.9 of words are in the 2000 most common words
    49.1 of words are in the 5000 most common words
    56.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 18
    Total number of words is 2801
    Total number of unique words is 1599
    32.3 of words are in the 2000 most common words
    45.5 of words are in the 5000 most common words
    52.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 19
    Total number of words is 2838
    Total number of unique words is 1662
    33.0 of words are in the 2000 most common words
    46.5 of words are in the 5000 most common words
    53.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 20
    Total number of words is 2799
    Total number of unique words is 1583
    33.9 of words are in the 2000 most common words
    46.6 of words are in the 5000 most common words
    53.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 21
    Total number of words is 2775
    Total number of unique words is 1623
    31.8 of words are in the 2000 most common words
    45.0 of words are in the 5000 most common words
    51.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 22
    Total number of words is 2821
    Total number of unique words is 1524
    36.0 of words are in the 2000 most common words
    48.6 of words are in the 5000 most common words
    54.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 23
    Total number of words is 2970
    Total number of unique words is 1600
    31.6 of words are in the 2000 most common words
    45.5 of words are in the 5000 most common words
    51.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 24
    Total number of words is 2671
    Total number of unique words is 1683
    30.1 of words are in the 2000 most common words
    43.5 of words are in the 5000 most common words
    50.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 25
    Total number of words is 9
    Total number of unique words is 9
    33.3 of words are in the 2000 most common words
    44.4 of words are in the 5000 most common words
    66.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.