Yılanların Öcü - 16

Total number of words is 2811
Total number of unique words is 1561
33.1 of words are in the 2000 most common words
46.9 of words are in the 5000 most common words
53.9 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
konuşma? koskoca karısın! Ak fîlik saçlısın! Yaşına hörmet ediyorum..."
Irazca'nın gözü, iğdenin dalındaki kuzu derisine takıldı. Derideki ala'yı yakaladı gözü, bir
daha bırakmıyor.
iğdeye doğru vardı. Tutup indirdi postu yere! Kellesi, bacakları düştü kuzunun. Kellenin
sönük, kara gözlerine baktı. Kulağındaki eni yokladı: Tamam! İyice gördü. Tanımaz mı
Irazca bu eni? Sol kulakta, önden iki yarık. Bu "en" bu köyde Kara Irazca'nın en'idir. Üç
koyununda, kuzusunda, danasında, düvesinde hep bu "en" vurulu-dur.
"Bu ne gın?" diye haykırdı. "Hırsız köpekler, bu nee? Bu kuzu bizim ası kuzu! Gıı orospu,
biz senin kocanın Muhtar olduğunu biliyorduk, ama hırsız olduğunu bilmiyorduk! Nerde o
senin alçak kocan? Anladın mı şimdi neden alçak olduğunu?"
Muhtarın karısı dondu kaldı. Dili kurudu. Bir zaman, iki sözü bir araya getirip konuşamadı.
Irazca'nın gözü, yeri göğü görmüyor. Koştu yukarı. Tepti açtı kapıyı.
"Nerde o sütü bozuk?" diye bağırdı. "Gösterin!.. Öteki sütü bozuk nerde?"
Muhtar ayakta geziniyor. Haceli hâlâ kapıya yamalı duruyor. Kara Bayram duvarın dibine
yığılmış. Üye İbrahim, ortalarda şaşkın bakmıyor.
Muhtara saldırdı Irazca. Yakasından tutup sarstı. Muhtar toparlandı. Üzerinden itti kadını.
Sonra gitti Haceli'nin yakasına yapıştı Irazca. İki eliyle yakasından tuttu. Sarstı sarstı,
itiverdi. Yan odanın tabanına serildi Haceli.
Muhtar davranıp Irazca'nın kolunu tuttu:
"Nedir ulan bu hakaret resmi Muhtarın Oda'sında? Sülalecek mi delirdiniz yoksa siz?.."
Irazca haykırdı:
"Biz delirmedik! Aklımız başımızda! Aklımız başımızda ağzına sıçtığımın hırsız köpekleri!
Kim çaldı bu kuzuyu?.. Kim yedi bu boku? İşte şimdi Kaymakama gidiyorum! Gelinin
çocuğu düştü, üç aylık!.. Bu erişikliyi adam sandın şımarttın, o da bize böyle yaptı!..
Hepinizi dama tıktıracağım! Hepinizi süründüreceğim! İtten irezil edeceğim sizi! Bir görün
bakalım!.."
Muhtar, Irazca'yı sımsıkı tutuyor.
Bayram, zorlukla doğrulup kalktı. Ayakta duracak hali yok. Yıkılacak. Uzun, çok uzun bir
"aptest" aldırdı Muhtar. Bu aptestle çok namaz kılacak. "(Böyle diyor koca boynuzlu!..)"
Halini anasına belli etmek istemiyor ama, kendi kendine yürümesi çok zor.
"Anacığım tut beni!" diye inledi. "Bu kanı bozuklar mafetti anacığım beni!.."
Irazca çırpındı çıktı Muhtarın elinden. Bayram'a sarıldı:
"Kömür gözlü Bayram'ım! Seni ben yaktım anacığım! Ben yolladım! Bayram'ım, ne yaptılar
sana anacığım?"
Bayram'ın hali hal değil. İler tutar yeri kalmamış:
"MafettilerL" diye inledi.
Muhtar öyle bakıyor.
Haceli'nin göz akları büyüyor.
Irazca sesini salıverdi: "Tanrı'nın zalimleri!.. Yediniz yiğidimi Tanrı'nın zalimleri!.. Tenhada
kıstırdınız aslanımı!.. Tüüü sizin yüzünüze yakışıksız adamlar!.. Adamız diye el içinde gezen
izansızlar!.. Za-limleeer!.. Gözünüz kör olsun! Adınız batsın! Silinip gidin yeryüzünden
şerefsizler!.."
Aldı Bayram'ı tuta tuta dışarı çıkardı. Merdivenden indiler. İğdenin dibindeki kuzu postunu,
kellesiyle birlikte dürüp, koltuğuna aldı. Bir koluyla da Bayram'ı tuttu. Yürüdüler.
Bayram, kuzunun derisine bakıp bakıp öfkeleniyor: "Yedi yerden yedi gedik! Yılanlar gibi
çullandılar üstümüze anam! Her yer yılan olmuş! Dünya yılana karmış kadın anacığım!.."
Üye İbrahim, Muhtarın önüne geldi:
"Gelinin çocuk düşürmesi doğruysa, durum kötüdür Muhtar!" dedi. "Haceli'yi dama atarlar!
Allahtan, dövüşü gören mören olmasaydı!"
"Hıh!.." dedi Muhtar. "Gören olmaz mı ulan? Irazca'nın evi köyün ortasında! Karataş'ın
adamını da bilmez misin? Ufak bir patırtının seyrine toplanır hemen!.."
"Öyleyse kötüdür Muhtar! Bak ben sana haber veriyorum. De-medin deme: Durum çoook
kötüdür!.."
Haceli'nin göz akları boyuna büyüyor.
Muhtar da durmadan: "Kötüdür!.." diyor.
Bayram'la Irazca, ana oğul köy içine aşağı gidiyor. Irazca sesinin çıktığı kadar bağırıyordu.
Davasını "kamuoyu" na duyura duyura gidiyor. Muhtar için açıktan açığa "kuzu hırsızı",
"eşkıyabaşıL" diyor. "Bir alçakça fend ile oğlumu Oda'ya çektirip eli bağlı dövdürdü!.." diyor.
Deli Haceli'nin ağzına yüzüne geçiyor. Kapı önündeki, sokaktaki insanlar, böylece, olup
bitenleri birinci ağızdan öğreniyor. Haberler çabucak yayılıyor. İnsanlar dikilmiş bakıyor.
Yirik Abdullah, Çapar Kâzım, Kerimoğlu, Melek Hasan, Ormancı İbrahim, Kontak Aziz, Topal
Pehlivan bakıyorlar.
Ağali, dibek başının orda birkaç kişiyle oturuyordu. Irazca'nın çığlığına kulak kabarttı.
"Hırsız köpeeek! Muhtar olmuşun ama neye yarar? İnsan olmamışın! Bir kuzuya tenezzül
ediyorsun! Bir yoksulun kuzusuna tenezzül ediyorsun..."
Ağali kalktı:
"Şunlara bir bakayım!" dedi, önlerine geçti.
"Görün halimizi!" dedi Irazca. "Görün de kimlerin kumandasında yaşadığınızı anlayın! Köye
bir kuzu hırsızı kumanda ediyor komşular!.. Anlayın ne halde olduğumuzu!.."
Ağali; "Hayrola Bayram?" dedi. "Nedir bu hal?"
"Haller çok fenadır Ağali emmi!.." dedi Bayram. İnliyor gibi konuşuyor. "Muhtarın bir fakına
bastık! Bizi, "Hakkında şikât var!" diye Oda'ya çağırdı. Kapı ardına adamlar koymuş
emmiciğim! Ağzımı,
elimi, ayağımı bağladılar. Dövdüler, mafettiler beni! Bizim ası kuzunun da birini çaldırmış!
Kaymakama kesmiş..."
"Biz ona "tedarik parası" verdik yahu?"
"Biz de verdik ama..." dedi Bayram.
"Hemi de birinci boydan!.." dedi Irazca.
Ağali başını öne arkaya salladı:
"Anlaşılıyor, anlaşılıyor!.." dedi.
Irazca:
"Deli Haceli de eve hücum etti sabah sabah!" dedi. "Gelinin beline taş furdu; onun da
çocuğu düştü! Of oof; tutsan ya şu oğlanı kolundan Ağali!.. Tut da eve kadar götürelim. Hiç
insafın yok mu?"
Bayramın aklı türküye gitti:
"(Hiç insafa gelmez anam Niğde Beyleri!)" dedi, içinden. "(Gelmez ırzıkırıklar!..)' Kabaları
biber gibi yanıyor. Yıkılacak. Ağali'ye yapıştı.
Havalice, Haçça'yı güçlükle yukarı çıkarmış, yatırmış, karnını "muayene" ediyor. Haçça'nın
beli kopacak gibi ağrıyor. İçerleri yırtılıyor. Kanı akıyor. Karnında çöyürlü bir çalı var.
Tepesinde sürüyüp dışarı çıkarmak istiyorlar çalıyı. Cızz cızz kopuyor her yanları. İçinden:
"(Çocuk düşürmeğe heves eden karılar, hiç aklınız yok mu? İnsan, kendi gönlüyle bu acılara
katlanır mı?..)" diyor. Dişleri ağrıyor; sıkmaktan sabretmekten çeneleri ağrıyor.
Irazca'ya bulgusunu söyledi Havalice:
"Çocuk üç buçuk aylık Irazca! Düşmeye düşecek! Daha beteri, çok kuvvetli kan geliyor.
Kanı bir durdursak! Beline baktım, gömgök! Kan da oturmuş. Gelinin hali çok zor!.." Sesini
yavaşlattı: "Kurtulması zoor! Düşük, doğumdan zordur! Beli morarmış! Taşın yeri
gömgök!.."
Bayramın başı dönüyor. Yıkıldı: "Haçça'm!.." diye inledi. Çulun üstüne kapandı kaldı.
"Haçça'm; kadın gelinim; sarı çiçeğim!.."
Havalice, "Ama kurtulur inşaallah!" dedi. "Umudumuzu kesmeyelim! Haççamız cesur
dişeyli! Gayretli!.. Ben de elimden geleni yapa-
rim!..
cıın'
Allah yardım etsin! Haçça'yı bu dağların içinde Allah koru-'
Irazca'da çığlık çığlık üstüne. Yüreğinin derinlerinde bir zalim öfke. Bir kin. Bir kin ki...
Bağırıyor:
"Duyun, görün, tanık olun! Sen de tanık ol AğaliL Elini kalbine koy, tanık ol bize!.. Bütün
bir millet gördü. Karataşlılar hep gördü. Deli Mehmet'in Haceli, kudurmuş domuz gibi
yürüdü üstümüze. İnsan kafasından büyük bir taşla furdu. Tanıklar gördü. Müslüman
olanlar gördü!.. Müslüman olanlar göre göre yaptı bu işleri Deli Haceli!.."
Havalice:
"Şimdi ağlayıp buzlamayı bırak Irazca!" dedi. "Hiç kimse tanık olmasa ben olurum! Onun
için gamlanma! Sen şimdi bir leğenle bir kalbur saman getir bana!.."
Bayram, ocağın başına uzandı. "Hiç dermanlarım kalmadı anacı-ğııım!.." dedi.
Ağali yanı başına çöktü.
Havalice; "Heeey Ağali!" dedi. "Haydi sen git burdan! Sen bur-dayken bu Haçça rahat
edemez!.. Görüyorsun değil mi halini? Hali haraptır bak!.."
Ağali mahcup oldu:
"Essah yahu!.." dedi. Kulaklarına kadar kızardı koca adam. "Bunu ben hiç düşünmedim!
Gideyim Bayram! Çok ayıp oldu hem de! Benden bitecek bir şey lüzum ederse haber salın!..
Para lüzum ederse söyleyin!."
Kalktı gitti. Gerçekten mahcup olmuştu. "(Ah Kara Bayram! Bu köyün insanını ateşleyip
yakmalı emmim!..)" Gözleri yaşarıyor Ağali'nin. "(Ne ulan bu dünyanın kepazeliği?)" diyor
kendi kendine.
Irazca, samanı, leğeni getirip attı:
"Haçça gelin sana teslim Havalice kardaşım!" dedi. "Gidip giysilere bakayım! Her yer
darmadağınık! Giysi yuyacaktık sözde! Zalim düşmanlar koydu mu ay kardaşım?.."
Avluya indi. Islanıp kalmış giysileri, olduğu gibi aldı bir yere koydu. Teknevi, tokucu
kaldırdı. "Dursun hepsi!.." dedi. "Şu telaşe-nin içinde... Bu Haceli'nin defterini dürmek
gerek! Bu Muhtarın ağzına sıçmak gerek!.. Eee bakalım!.."
Dövüne dövüne Sultanca çıkıp geldi:
"Kardaşııım, kardaşım!.. Vay benim alnının yazısı kara kardaşım! fsje bu sizin başınıza
gelen? Gelinimizin çocuğu düşmüş, öyle mi kardaşım? Düşmanlar bir olmuş öyle mi?
Bayram'cığımızı dövmüşler öyle mi? Bu işler, ne işler kardaşım? Bunlar bir yandan, yılanlar
bir yandan ay kardaşım!.."
Yüzü, evinde yılan gördüğü zamanki gibi solgundu:
"Bizi çok mu alçak buldu bunlar, kardaşım? Güçlerine güvenip çullandılar üstümüze! Deli
Mehmet'in Haceli'yi tutup bir de Kurul üyesi seçti bu köy!.. Vay gidi vay!.."
Irazca; "Ben onun başına bir çorap öreyim de görsün!" dedi. "Öyle bir çorap örülmemiştir
dünyada! Ben onların kökünü, kökenini, eşşekten düşmüşe döndürmezsem, yuf olsun bana!
O Muhtarı!.. Onuuuu!.."
"Gelinin durumu nasıl kardaşım?"
"Gelinin durumu zordur! Kanı dinmiyor! Havalice var başında. Üç buçuk aylıkmış. Ben
biliyordum zaten ne zamandır. Suçu günahı yok Haçça'mın. Getirdi kocaman taşı indirdi
belinin ortasına! Gözü kararmış soysuzun! Koşup gelirken görenin ödü sıdardı! Öyle geldi!.."
"Çıkıp bir bakalım!" dedi Sultanca.
"Çık sen bak!" dedi Irazca. "(Sen bak da, ben harımlara doğru inip gideyim. Aklını aldırmış
kul ar gibi düşeyim yollara! Başımı fura-yım taşlara! Kendimi çaylara atayım! Kartallara,
kuşlara yem edeyim kendimi!..)"
Avlu kapısını usulca çekip çıktı. Tornan ardına düştü. Köy içinden geçtiler.
Orda burda toplanıp konuşan insanlar, durup Irazca'ya baktı: "Deli gibi gidiyor aşağı
doğru! Garanti karakola gidiyor!" dediler. (Bu Muhtarın yaptığı kalleşlik hiçbir yerde
görülmemiştir!)" İçlerinden çok dediler de dışlarından bir şey demediler. Hepsinin ağızlarına
kilit vurulmuş gibiydi. Bakıyorlardı...
Irazca süzüldü gitti köyün içinden.
Tornan da ardından...
Ahmet, ninesinin geldiğini karşıdan gördü. Görür görmez bildi Harımın yanındaki
kofalıktaydı. Yılanı sürüdü, köprünün üstüne uzattı ninesini görünce. Sonra dönüp öküzün
yanına geldi. Ufacık noktacık noktacık benekli bir yılan. İnce uzun. Başı ezilmiş, beli kır.
çılmış. Yarı suda, yarı çamurda büyümüş bir yılan. Ninesi görüp şaşıracak. Hiç oralı
olmadan gezinmeğe başladı. Geziniyor. Elindeki söğüt değneği kofalara vuruyor,
tohumlarım çırpıyor, dikenlerini kırıyor. Gözünün ucuyla ninesinin köprüye yaklaşmasını
adım adım gözlüyor. "(Yılanı görür görmez bir korksun da!)" diyor. "(Bir bağırsın da!.. Bu
kadar büyük bir yılanı, -beş karış bir şeydi- ömründe görmemiştir! Nasıl bağıracak bakalım
şimdi! Şahmaran'ın dengi bu benim yılan! Güroluk'a gidince bundan büyüğünü
öldüreceğim! Taşı tam kafasına furacağım!..)"
Ninesi köprüye yanaştı. Yerde yatan yılanın kuyruğuna bastı geçti. "(Ahmet öldürmüş!)"
dedi içinden. "(Aldı geldi, uzattı demin!)" dedi.
Ahmet, bu gelişi, bu ilgiyi beğenmedi. Korkmalıydı. Görür görmez bir çığlık koparmalıydı.
Daha ordan bağırıp çağırıp: "Kaldır onu yolumun üstündeeen, korkuyoruuuum!" demeliydi.
Geçti geliyor hiçbir şey demeden! "(Ulan!)"
" Ahmeeeeeeett!.."
Duymamış gibi yaptı.
"Eğer yanına bir gelirsem, canını alırım senin! Ahmet gibi kör ol-mayasıca!.."
"HoppalaaaL" İstemeye istemeye dönüp baktı.
"Buraya gel!.." diye bağırdı Irazca. "Çelik Paşa'yı sür gel çabuk yanıma!.."
Öküzü sürüp götürdü ninesinin yanına.
"Haydi; dosdoğru eve! Durma buralarda! Öküzü ahıra kapat!.. Bir iş lüzum ederse, ben
hurdayım, gel haber ver!.."
"Sen ne yapacaksın burda?"
"Aşağıdan kocam gelecek, onu karşılayacağım!.."
Sustu. "(Bugün bu ninemin cam çıksın!.. Ne kadar ters konuşuyor!.. Kocası gelecekmiş!..
Aksi!..)"
"Kocam al bir ata binip gelecek! Burda durup onu karşılayaca-
ğım!
"Yeni öldürdüğüm yılanı görmedin mi?.."
"Gördüm!.."
"Korkmadın mı?"
"Hayır! Korkmadım!.."
"Nasıl korkmadın?"
"Baya korkmadım!.. Yürü çabuk!.."
"Gidiyorum gıı!.. O yılan var ya, onu ben öldürdüm!.."
"Onu ben öldürdüm nineee!.."
"Ninen Allah belasını versin! Yürü köye diyorum sana, eşşek herifin dölü! Yürü çabuk
diyorum!.."
Ahmet basıldı kaldı. Neye uğradığını bilemedi bir zaman. Sonra ninesi bağırıp çağırmayı
artırınca Çelik Paşa'yı sürdü, yürüdü. Ağlayacak gibi oluyordu. Tornan'ı sesledi. "(Gel ulan,
sen bari gel yanıma!)" dedi. Tornan uysal uysal yürüdü çocuğun yanına... Köprüden
geçerken yılanı da değneğine doladı Ahmet. Aldı gitti...
İki gidip bir ardına bakıyor. Ninesinin, aşağıdan gelen Uluyol'a gözünü dikip beklediğini
görüyor, üstündeki bu aksiliğe bir anlam veremiyor.
"(Kocası gelecekmiş!)" dedi kendi kendine. "(Gelmez olsun kocası! Ben de anama
gösteririm öldürdüğüm yılanı!.. Hem anama, hem babama gösteririm!..)" Hiç kimse
ilgilenmezse anası ilgilenirdi. Anasına çok güveniyordu...
Ölü yılanı değneğe doladı, yürüdü. Anasına gösterdikten sonra avlunun bir köşesinde
yakardı.
23 ARZUHAL
İğnem düştü yakamdan
Gel arkamdan arkamdan...
Sen arkamdan gelirsen,
Ben korkmam Kaymakamdan!..
"Dur anam Kaymakam! Atın başını çek biraz! İki saattir ulu yolunu gözlerim. Ha şimdi
geleceksin, ha şimdi geleceksin diye beklerim burda! Tepip geçme bizi. Biz bu köyün
yoksullarındanız. "Seksen evli Karataş" dedikleri yoksul köy, işte bu köydür. Eskiden "ağa
toprağı" olup ve halkı Necip Bey'in ortakçısı, kadınları hizmetçisiydi...
"Yedi yıl oluyor, Necip Bey, köyü köylüsüne sattı, parayı cebine kattı, tüydü gitti. Karataş
köyü dört yüz bin lira borç ödedi! Ödedi ama, nasıl ödedi? Orasını gel Karataş'a sor! Öküz,
inek, dana... un, bulgur, tarhana... Pazarda para eden neyi varsa sattı! Daha da satıyor.
Ödedi dediğime bakma. Borç bitmedi daha. Necip Bey, parasını bankadan aldı. Hökümetin
bankasından. Banka da bizden alıyor. Bir dünya fayiziyle. Bir etek para veriyorsak, temsil,
bir etek de fayiz tutuyor. Ama sonunda, ektiğimiz toprak bizim ya, yeter! Bey gitti,
İstanbul'un Boğazına dağ gibi bir ev yaptı. Sonra bir otel yapacakmış. Daha sonra, bir
başına, İstanbul'u satın alacakmış. Bey bey! Bey varsıl! Biz yoksuluz çok şükür! Herkesin
bey olması lazım değil. Olurlu değil... Beş parmağın beşi gibi bizim komşuların durumu da
bir değil. Topraklar satılırken iki bin liralık alan oldu. Üç bin, beş bin, altı, yedi, sekiz, on,tin
liralık alanlar oldu. Muhtar Hüsnü on iki binlik aldı. Beş parmağın beşi bir olmadığı için biz
de üç binlik aldık sayende! Borcunu bitirdik bu yıl. İnsanın belinden borç kalkınca, sırtından
bir yıllık kirli giysi çıkmış gibi oluyor. Cümlenin borcu kalksın, âmin!.. Varsa seninki de
kalksın!..
"Biz yoksuluz diye bizim tepemize biniyorlar anam! Şimdi sen geliyorsun ya bu Karataş'a,
şanlı şöhretli karşılayacaklar seni. Davul zurna ile. Götürüp döşeli eve indirecekler seni.
Akşam ağırlayacaklar
rakıyla. Kınalı kuzuyla. Yünden yatak serilecek altına. Gül kokulu yorganlar örtüneceksin.
"Aferin şu Karataş'ın milletine!" diyeceksin. Karataş köyü işte bu Karataş sanacaksın.
Yalan!.. "Ne kadın köy!" diyeceksin. Bin kez yalan!..
"Altı yaşından beri bu köyde olup biten, gelip giden her şeye aklım erer benim. Yaşım
altmış. Ne kadılar geldi geçti, ne kaymakamlar geldi geçti. Sen de geçeceksin. Memleket
kimseye baki değil. Hep geçeceğiz. Şimdi bizim bu köy dağlık olmayıp düzlük olduğu için,
altına bir at bulan geldi. Bildiklerim, gördüklerim, hep dayalı döşeli evlere indiler. Yediler
içtiler. Derecesiz memnun oldular. Derecesiz sarhoş oldular. Çekip gittiler sonunda. Hepsi,
Karataş'ı böyle gördü ya, böyledir sandı. Hiçbirisi kel bir eşşeğe binip, yada yaya çekilip
gelmedi şuraya. Hiçbirisi derimizin altındaki yaraları görmedi. "Atlı adam, eşşeklinin
halinden ne bilsin?" diyen boşa dememiş. Yoo, yoo, at bulan ata binsin gene! Haa, ne
diyordum, hiçbirisi rasgele bir yoksulun evine inmedi. Yoksulun çorbasını içmedi. Sanki iğne
var yoksulun döşeğinde, çorbasında zehir var!.. Her ocakta, iyi kötü her gün bir şeyler pişip
taşarken, ne hikmettir bilinmez, onlara ayrı pişti taştı! Şimdi sana da ayrı pişip taşıyor! Ben
olsam bunları yemem! Yiğit olan herkesin yediğinden ayrı yemez!..
"Bak anam, sana gözel gözel açayım. Köy sırrı ama sen bizim sırdaşımız ol. Seksen evli
Karataş'ın üç evi iyidir. Her gün üçüne de kadı gelse, ağırlanır. Yağı, tuzu, eti, sütü
bulunur... Yedi evi de şöyle böyle. Bunlar da iyi sayılır... Bu yedinin altında elli ev var, bir
pabucu dört kişi ortak giyer. Ölmeyecek kadar kaldırır, ölmeyecek kadar yerler. Biz
onlardanız. Irazca dedin mi, Kara Bayram dedin mi, biziz; onlardanız! Bizim altımızda yirmi
bir ocak tüter, gör ne ocak, ne ocak!.. Ocak demeğe dilin varmaz. Ocak demek caiz
değildir. Ocakların nasıl tüttüğünü bilen bilir! Açlıktan nefesleri kokar, hem de nasıl kokar,
bilen bilir!.. Şimdi tosunum, bunu dememin nedeni, bizi anlayasın!.. Tepedeki üç evden
birini görüp Karataş'ın hepsi böyle sanmayasın!.. İnsan dediğin türlü türlüdür. Hani, yer
damar damar, insan millet millet derler, köylü de boy boy! Türlüsü var...
"Sen bu Karataş'a gözünü yum gir! Öylece doğrul var bir eve. Konuk ol. Zorla ol... Alırlar
iyi kötü... Hepsi alır... İki güncük katlan... Ondan sonra da, Kaymakam Kaymakam deyip
durdukları ada-
mm sen olduğunu söyle. Tanıt kendini. Hemen bağlanırlar. Güvenirler. Her bir gizlerini
açarlar. Senin bir er evladı er olduğunu anlayınca her hallerini söylerler. Söylemeseler de
sen her şeyi görürsün. Gördüklerin sana dünyanın sonunaca yeter...
"Oğlum, sen şimdi Karataş'a geldin. Hoş geldin! İşte Muhtar, halkı ardına dizmiş, Bekçinin
eline davulu, Deli Hüseyin'in eline zurnayı vermiş, geliyor. Ama benim sana söylenecek
derdim var. Sen şimdi Muhtarın ardına düşer gidersen, ben derdimi sana dökemem anam!
Koca cihanın önünde dökerim, Muhtarın önünde dökemem! Bizim niyetimiz, ölesiye bu
köyde yaşamak. Şehirlerde, kasabalarda gözümüz yok. Yarın sen başını alıp gideceksin, biz
bu sütü bozukla kalacağız. İyi kötü her kahrını çekeceğiz. Allahın verdiği bir çıban gibi!
Şimdi bize düşmandır, derdimizi sana duyurduk diye, geçecek karşımıza, daha bir düşman
kesilecek! Köylük yerinde Muhtar bir insana düşman olmasın! Muhtarın düşman olduğu her
insan bizim halimize düşer. Belki düşmez, ama varsıl olursa! Eee; biz yoksuluz dedik sana!
Hem yoksul, hem Muhtarın düşmanı ol, felaket! Biz bu felaketin içindeyiz şimdi. Başını
ağrıtıyorum anam, haydi hem yürü, hem dinle. Atını sür ağır ağır. Hem gidelim, hem
dertleşelim. Seni de bir ana doğurdu. Senin de bir anan var. Analar oğullarını sever helbet.
Muhtar, benim Kara Bayram'ımı bir kahpelikle Oda'sına çağırtıp dövdürdü bu sabah.
Oğlumun yürüyecek hali yok. Ayağa kalktı mı düşüyor. Ben oğlumu seviyorum, ben oğluma
yanıyorum, ayıp mı? Elinde bir çare olmayan analar bu acıya, bu zulüme, bu zillete nasıl
dayanır? Ah, ben hiç dayanamıyorum! Şuramdaki teller kopuyor. Bö-ğüre böğüre ağlamak
istiyorum...
"Köy Kurulundaki ikinci üye Haceli de sabah sabah avlumuza baskın yapıp, biricik gelinimi
bir taşta yere devirdi. Gelinimin üç buçuk aylık çocuğunu düşürdü. Kanı durmuyor. Öldü
ölecek. Elsiz ayaksız yatıyor şimdi. Kanun mu? Ne kanunu? Köy yerinde ne kanunu Allahı
seversen Kaymakamım? Köy yerinde kanun olsa, ben senin önüne geçer de böyle kafanı
ağırtır mıyım? Hem onlar kanun dinleyecek insan mı? Köy yerinde kanun!.. Köy yerinde
kanun olsa, böyle dalgündüz ev basıp karı dövebilirler mi? Bayramımı dövebilirler mi?..
"Bak anam, benim senden isteğim "arka" değil! "Bizden yana konuş!" da demiyorum!
Hiçbir yanı tutma! Bize arka verme, ama
Muhtara da verme! Herkes kendi başına olsun! O zaman kimin daha yiğit olduğunu dünya
tanısın! Haklıyı, haksızı biz kendimiz ayırt ederiz ne yapalım! Yalnız Muhtar senden yüz
bulup şımarmasın. Şimdi senin onun evine inmen, ona büyük "arka'dır. Tanıklar, "Adamın
evine Kaymakam indi!" der. "Yarın bize de bir kötülüğü dokanır!' der. Bizim döğüldüğümüz
boşa gider. Benim gelinimin düşen çocuğu boşa gider. Ölüp kalacağı belli değil, ölürse ölüsü
boşa gider. Zulüm eden bir kez zulmünün cezasını görmedi mi, önü alınmaz! Cezaları neyse
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Yılanların Öcü - 17
  • Parts
  • Yılanların Öcü - 01
    Total number of words is 2772
    Total number of unique words is 1694
    30.7 of words are in the 2000 most common words
    42.0 of words are in the 5000 most common words
    48.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 02
    Total number of words is 2802
    Total number of unique words is 1635
    32.5 of words are in the 2000 most common words
    45.1 of words are in the 5000 most common words
    51.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 03
    Total number of words is 2793
    Total number of unique words is 1673
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    46.0 of words are in the 5000 most common words
    52.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 04
    Total number of words is 2808
    Total number of unique words is 1551
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    46.7 of words are in the 5000 most common words
    54.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 05
    Total number of words is 2836
    Total number of unique words is 1595
    34.4 of words are in the 2000 most common words
    47.1 of words are in the 5000 most common words
    53.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 06
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1611
    32.8 of words are in the 2000 most common words
    44.9 of words are in the 5000 most common words
    52.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 07
    Total number of words is 2771
    Total number of unique words is 1531
    35.1 of words are in the 2000 most common words
    47.7 of words are in the 5000 most common words
    54.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 08
    Total number of words is 2924
    Total number of unique words is 1438
    33.7 of words are in the 2000 most common words
    47.6 of words are in the 5000 most common words
    54.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 09
    Total number of words is 2770
    Total number of unique words is 1434
    35.4 of words are in the 2000 most common words
    48.4 of words are in the 5000 most common words
    55.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 10
    Total number of words is 2779
    Total number of unique words is 1594
    32.0 of words are in the 2000 most common words
    43.6 of words are in the 5000 most common words
    51.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 11
    Total number of words is 2647
    Total number of unique words is 1321
    36.4 of words are in the 2000 most common words
    51.0 of words are in the 5000 most common words
    58.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 12
    Total number of words is 2739
    Total number of unique words is 1531
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    47.5 of words are in the 5000 most common words
    54.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 13
    Total number of words is 2879
    Total number of unique words is 1584
    31.7 of words are in the 2000 most common words
    43.6 of words are in the 5000 most common words
    50.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 14
    Total number of words is 2900
    Total number of unique words is 1583
    34.1 of words are in the 2000 most common words
    46.6 of words are in the 5000 most common words
    53.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 15
    Total number of words is 2745
    Total number of unique words is 1528
    32.8 of words are in the 2000 most common words
    45.1 of words are in the 5000 most common words
    51.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 16
    Total number of words is 2811
    Total number of unique words is 1561
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    46.9 of words are in the 5000 most common words
    53.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 17
    Total number of words is 2846
    Total number of unique words is 1533
    35.9 of words are in the 2000 most common words
    49.1 of words are in the 5000 most common words
    56.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 18
    Total number of words is 2801
    Total number of unique words is 1599
    32.3 of words are in the 2000 most common words
    45.5 of words are in the 5000 most common words
    52.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 19
    Total number of words is 2838
    Total number of unique words is 1662
    33.0 of words are in the 2000 most common words
    46.5 of words are in the 5000 most common words
    53.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 20
    Total number of words is 2799
    Total number of unique words is 1583
    33.9 of words are in the 2000 most common words
    46.6 of words are in the 5000 most common words
    53.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 21
    Total number of words is 2775
    Total number of unique words is 1623
    31.8 of words are in the 2000 most common words
    45.0 of words are in the 5000 most common words
    51.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 22
    Total number of words is 2821
    Total number of unique words is 1524
    36.0 of words are in the 2000 most common words
    48.6 of words are in the 5000 most common words
    54.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 23
    Total number of words is 2970
    Total number of unique words is 1600
    31.6 of words are in the 2000 most common words
    45.5 of words are in the 5000 most common words
    51.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 24
    Total number of words is 2671
    Total number of unique words is 1683
    30.1 of words are in the 2000 most common words
    43.5 of words are in the 5000 most common words
    50.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 25
    Total number of words is 9
    Total number of unique words is 9
    33.3 of words are in the 2000 most common words
    44.4 of words are in the 5000 most common words
    66.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.