Yılanların Öcü - 14

Total number of words is 2900
Total number of unique words is 1583
34.1 of words are in the 2000 most common words
46.6 of words are in the 5000 most common words
53.8 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
"Aferin Haceli!" dedi Muhtar. "Az önce de Bekçiyi Birinci Kurul üyesi İbrahim'e saldım. Belki
geç gelir. Surda bıçak var, al da kesiver! Becerirsin değil mi?"
"Ben de bıçak almağa çıktım zaten! İşim de var ama gayri bu iş daha önemli! Tıraş
olacağım..."
Geldi geleli Muhtarın sonu gelmez sözlerini dinlemekten usandı Ağali. Usulca çiğnini çekti:
"Valla!.. Bana şimdi evyerinin fazla lüzumu yok! Ama madem sandığa, hem de şu heykel
belasına para lazım, ben size vereyim istediğiniz kadar. Siz bana meradan bir yer gösterin,
ekip biçeyim! Eğer ki muradın bana iyilik yapmaksa bunu yap!.."
"Oooo!.." dedi Muhtar. "(Bak şu oropsu avratlıya) Ben senin meramını anlıyorum Ağali!
Sen mera satın almak istiyorsun bizden!"
"Hayır!" dedi Ağali. "Mera satın almak değil bu! Ben size para vereceğim, siz parayı geri
getirene kadar meradan bir yeri ekip biçeceğim. Kuru boşa borç olur mu şu zamanda?
Olursa sen bana» versene biraz! Hem beri bak, kimbilir ne zaman geri vereceksiniz benim
para-
yl?"",,
"Bırak!" dedi Muhtar. "Kalsın!.. Köy sandığı senden bir senetle
borç parayı alacak, onu bir daha nasıl geri verecek? Sandık aldığını geri vermez! Kervanı
mı var sandığın? Bir adam mıdır sonra köy sandığı? Parayı nerden kazanıp sana verecek?
Böyle lastikli, lügatli konuşma benimle Ağali. Düz konuş arkadaş! Düpedüz! "Ben köy
içinden evyeri değil, meradan tarla satın almak istiyorum Hüsnü!" de. Ve bak, ben sana
kısaca cevap vereyim: Bu iş olmaz Ağali! Komşular mera satılmasını istemiyor. Köylünün
ayranını kabartmağa gelmez kardaşım. Merada herkesin hakkı var. Götiçi kadar bir yer
sattın mı başlıyorlar ayaklamaya! Halbuysam köy içi öyle değil. Köy içiyle, sade evi olan
ilgilenir. Burdan bir evyeri satarsam sade evi olan ciyaklar. Onu da susturmak kolaydır. İşte
şimdi şu Irazca'nın Kara Bayram! Bizim Üye
Haceli'ye evinin önünden bir evyeri verdik diye biraz çen çen ediyor ama kulağasma! Dün
değil önceki akşam Haceli'nin kazdırdığı temeli doldurmuş. Çağırıp konuştum. "Ben
yapmadım, anam yaptı!" diyor. Ama yalan! İsterse anası yapsın! Ne ayırdı var? İyice kafam
kızdı, çağırttım. Gözelce dört tokat sallayacaktım suratına, vazgeçtim. Kabadayılığı var
dedim. Öğüt verip savdım. Narkını kırmak istemedim komşu içinde..."
"İşittik!" dedi Ağali. "İşittik ama Muhtar, bak, kimse razı olmuyor bu işe! Sen de diyorsun
ki: "Sade evi olan ciyaklar!" Diyorsun ki: "Ötekiler ciyaklamaz!" Öyle değil. Herkes
homurdanıyor! Sığır hergele nerede toplanacak Muhtar? Köy içi daralıyor!.."
"Vay gidi medeniyetsizler vaayL Ulan bir kez resmi köy içinde sığır hergele toplanması
kanuna uygun değil! Sonra ahlaka uygun değil. Dine de uygun değil. Caminin kulağı dibinde
sığır hergele toplanır mı Ağali? Düşün de konuş! Sen vaktinde Kurul üyeliği yapmış
adamsın! Mallar gözelce sıçsın sıvasın, sen o pisliğin yanı başında namaz kıl! Ne gözel
Müslümanlık bu be? Ayıptır ayıp! Gelene gidene karşı da ayıptır. Buna bir son vermek
görevimizdir arkadaş! Sen şimdi bana açık cevap ver: Bu gösterdiğim yere altı yüz bannot
verip alıyor musun, almıyor musun?.."
Ağali iki dizinin üstüne doğruldu:
"Almıyorum, alana kutlu olsun!.."
"Almıyorsan kalk kardaşım! Seninle konuşmamız bitmiştir! Köy Kuruluna dahil olmadığın
halde sana bu kadar da indirim yaptım. Bilene bu da büyük bir iyiliktir. Haydi uğurlar olsun
kardaşım! Güle güle..."
Ağali kalktı: "Eyvallah!" dedi.
Muhtar: "Kaymakam geldiği zaman buralarda ol gene! Ne de olsa köy eşrafından sayılırsın!
Büyük hazırlık yapıyoruz! Rakılı makı-lı!.. Sen de bulun... Kaymakama iki söz de sen
söylersin köy namı-
na...
"Sağ ol!" dedi Ağali. "Bulunmaya çalışırım... Şayet bulunamaz-sam, ve de bir şey lüzum
ederse eve haber salıver. Kaç kişi geliyor? Yatak filan gerekir mi?"
"Bizde yatak var, ama kalabalık gelirse sana haber yollarım. Senden memnundurum Ağali!
Memnundurum ama bu evyerini alsan
iyiydi! Böyle aykırı aykırı konuşmanı beğenmedim!.."
"Neyse!.." dedi Ağali. "Boşver! Başkasına satarsın! Köy içini, "babam hasta" diyen alır..."
"Millette para yok Ağali, sen iyi düşün bunu!.."
"Ben düşündüm Muhtar! Kararımı da verdim, almam! Haydi eyval ah!.."
"Güle güle Ağali!.. (Güle güle boklu avradı dürzü, cımbıldak herif, güle güle!..) Güle güle
kardaşım!.."
Ağali'yle birlikte Muhtar da çıktı dışarı. Avluya indi. Haceli, eli kolu sıvamış, çalışıyor.
Yüzmüş olmuş kuzuyu. Ak pembe eti, taze. Muhtar kendi kendine: "Çiğken yiyesi geliyor
insanın! Şuna bak!.." dedi. "Haggaten iyi kuzuymuş! Rakıyla iyi gider! Kaymakamın
sayesinde yaşadın gene Nüfusçu Osman! Haydi bakalım tilki bacaklı dürzü!.." Sesini
yükseltti: "Kolay gelsin Haceli! Nasıl kuzu, yağlı mı? Aferim! Yüzmüş tamam etmişsin
maşaallah!.."
Haceli, kuzunun sırtından çıkardığı deriyi götürüp iğdenin dalına astı. İçini temizlemeğe
başladı bu kez. Bir yandan Muhtarın karısının çenesi, bir yandan işi, tıraş olup Kaymakamın
önüne -ille de "akşam"a- temiz çıkma isteği, akşam Fatma'ya temiz bir yüzle sarılma
özlemi, elini ayağına dolaştırıyor. "Nasıl oldu?" diye sordu, bir yandan da Muhtara.
"Uyuşabildiniz mi Ağali dürzüsüyle?"
Muhtar, "Yok be Haceli!" dedi. "Ağali'nin kafasında bir ton buz yatıyor daha! O buzlar
erimeyince gelip köy içine ev yapabilir mi? Köy içine ev yapmak kolay mı? Çay Mahallesi'
nin deresinde, Kara Bayram'in evinin ardında paslanıp duracak! İnsanca yaşamak
istemiyor! Meradan yer vermeliymişiz kavata! Yetmiyor sanki ekip biçtiği yer!"
Bekçi çıktı geldi:
"Birinci üye İbrahim'i bulamadım!" dedi. ""Kaymakam gelene kadar varıp gelivereyim!"
diye değirmene gitmiş!"
Söve söve döşeli odaya doğru çıktı Muhtar: "Cehenneme gitsin yabanın ayısı! Ben burda
köy işi için çırpmayım, o çeksin değirmene gitsin! Lüzumu kalmadı Mustafa! Zaten de
lüzumundan değildi. Laf olsun diye bir danışacaktım! Şöyle usulen! Yoksa ondan hayır
gelmeyeceğini, onun ne yontulmadık bir kavat olduğunu ben bilmiyor muyum? Hele sen
dur! Şu yazıcı bir gelsin! Sırp
bir tutanak, "İstifa etmiştir"; tamam! Defedeceğim ayıyı! Kalkar Kaymakamın geleceği gün
değirmene gider! Bugün değirmene gidilmez! Bugün görev günü! On iki ay yat, fakat böyle
günde kendini göster! Bak Haceli'ye! Herifçioğlu ev yaptırıyor, kerpiç kesiyor, taş çekiyor,
ama görevi de savsaklamıyor! Çağırdım mı eli kolu sıvayıp koşuyor. Niçin? Çünkü görev!
Vatan millet görevi!.. Kaymakama hazırlık yapmak ne demek? Çok önemli! Bir Kaymakam,
bugüne kadar koca bir ilçenin başıdır. Cumhurbaşkanını temsil eder. Cumhurbaşkanı da
vatanı milleti temsil ettiğinden, Kaymakama hazırlık, vatana millete hazırlık yapmaktır.
Bunun için bizim şimdiki yaptığımız da bir vatan millet görevidir. Kaymakam deyip geçme,
Kaymakam çok önemli! Kaymakamdan sonra, rütbe sırasıyla Onbaşı gelir, o da önemli!
Onbaşıdan sonra da Muhtar gelir!.. Bunları ne bilecek bu dürzüler?"
Döşeli odaya girip "Vatan millet görevi için çırpınma" sini sürdürdü.
20 KÖR GELİŞ
Haceli, Muhtarın avludaki "görev"i bitirdikten sonra hemen koy içine geldi. Gün iyice kuşluk
yerine ağmış. Sığır hergele çoktan dağılmış kıra bayıra. Kopan gitmiş işine kaydına. Temelin
başındaki yatak, bırakıp gittiği gibi duruyor. Sabah sabah köy içinde toplanan mallar,
temelin orasını burasını batırmış. Yatağa ziyan yok şükür! "Ulan bu karı da amma pasaklı
ha!" diye söylendi. "İnsan gelir de bir bakar şu yataklara!" Toplayıp sırtına aldı. "Akşam
gene getireceğiz ama akşama kadar burda durması ayıp! Götür eve at ulan katırın kızı!"
Sırtında yatak, Aşağı Mahal e'deki eski evine doğru yürüdü. "Ama bir tek karı ne yapsın
canım? Tonla işi var evin! Gider gitmez oturmuştur ekmek teknesinin başına! Her gün, her
gün!.. Fakat elini çabuk tutsa ya eşşek sıpası!.."
Hüseyin Çavuş'un köşede Kerimoğlu'nun karısı Zeynep geldi karşısından. Kerimoğlu'nun
karısı yalınayaktı. "(Yoksul milleti hep yalnayak!..)" dedi Haceli. "(Çarık bulup giymek
mesele bu dünyada çarııık! Dünyada herkes çarık giyse, o zaman gön yetişmez! Helbet bir
kısmı da yalnayak olacak!.. Ohhoo!..)"
Kerimoğlu'nun yalınayak karısı, bir tuhaf bakıyor Haceli'nin yü-
züne.
Haceli: "(Sırtımızda yatak taşıdığımızdan alay ediyor besbelli!)" dedi. "(Çılbak köpeğin
karısı, ulan sidikli irezil, ne varmış bunda alay edecek? Bak şuna! Ulan hâlâ bakıyor be!
Ulan toprağımı bekledim, toprağımıııı!.. Yattım köy içinde! Var mı diyeceğin?..)"
Kadın durdu: "Haceli ağam..."
Haceli durdu: "Ne o? Bir şey mi diyeceksin?"
"Haceli ağam, bir şey diyeceğim, ama..."
"Desene madem! Ne eğip büküyorsun?"
"Diyeceğim ama Haceli ağam, bana darılma!"
"(Bak şu soykaya!)" Hafifçe öksürdü Haceli.
"Kerpiç çukurundaki kerpiçler senin miydi Haceli ağam?"
Yüreği "cızz" etti: "(Senin miydi? —miydi?)"
"Kerpiçler ezilmiş bre Haceli ağam! Git bir bak! Bir bak ama bana darılma haber verdim
diye! Demin anamgile gittiydim. Dönerken gördüm. Ezilmiş, un ufak olmuş sergideki
kerpiçler!.."
Ne yaptığını bilmeden, sırtındaki yataklan atıverdi! Yatak, yorgan, çul yarımı, alacalı kilim,
yorganın arasındaki tektüfek, serilip gitti sokağın ortasına...
Haceli, var hızıyla kerpiç çukuruna koşarken, Kerimoğlu'nun karısı dökülen öteberiyi
topladı, sardı sarmaladı, vurdu sırtına, alıp götürdü Haceli'nin evine doğru. Tektüfeği eline
aldı. "Hele ki patlayıp etmedi!" dedi götürürken. Namlunun ağzını aşağıya tuttu.
Zeynep kadın:
"Kerpiçlerine oyun oynamışlar Haceli'nin!.."
Haceli yel gibi koşuyor. Her şey kalbine doğdu. "(Allahtan kalbime doğan gibi olmasa!)"
diye dua etti bir an. Olup biteni daha geç öğrenmek için koşuyu yavaşlattı biraz.
"(Kerpiçlerin dörtte biri ezilmiş olaydı da, gerisi sağlam kalaydı bari!)" diye dua etti bir an.
Bir an da yarısının sağlam kalmış olmasına dua etti. Sonra; "(Y°k, yok!)" dedi. Bir teki bile
ezilmiş olmasın! Emek çekmiş, ter dökmüş, para dökmüştü. Dereden mi topladı o paralan?
Madem öyle, ne yapsa az bu Kara Bayrama! "(Tektüfeği kucaklayıp varmalı karşısına. İki
bir demeden tetiği çekip karnını doldurmalı it dölünün! ulan bu iş midir? Ulan bu insanlığa
sığar zenaat mıdır? Ulan bu gâvurluk değil midir? Ulan bu kanıbozukluk değil midir? Bu
Moskofluk, bu komünistlik değil midir? Harman yakmaktan geri kalır mı bu yaptığın ulan?
Ama dur! Dur Kara Bayram! Bir de ben senin pundunu yakalarım! Ee bakalım! Öhho!.. Ulan
dürzü, sen benim evimden su çıktığını bilmiyor musun? Sen benim gece gündüz
öksürdüğümü, kolumun belimin ağrıdığını bilmiyor musun? Alacağın olsun! Unutma
bunları!..)"
Vardı kerpiç sergisine: Hepsi, hepsi mahvolmuştu!..
Dizleri titriyor. Her şey tasarladığından daha kötü. Un ufak olmuş koca serginin kerpici! Bir
bir elden geçirmişler. "(Kalbinde biraz insanlık olan, üste para versen yapmaz bunu!
Baaak!. Bak!.. Ulan biz bu kerpiçlerle önü turalı bir ev yaptırmayacak mıydık köy
içine? Kocaman bir öküz başı gömdürmeyecek miydik duvarına? Sakız gibi çam tahtalarıyla
kapılarını işletmeyecek miydik? Sülün gibi "Maşaallah" yazdırmayacak mıydık alnına? Gözel
tahtalardan dolap oydurmayacak mıydık odalarına? Sayvanına bir döşek atıp dostumuz
düşmanımıza karşı oturmayacak mıydık akşamüstleri?.. Ulan orospu analı! Ulan babasının
mezarına sıçtığımın dürzüsü!.. Şuna bak, toz toprak olmuş çekilen emekler! Rezil olmuş
paramız, alın terimiz!..)"
Döndü durdu bozulmuş kerpiç sergisinin arasında. Yüksek sesle bağırdı: "Tüüüüüüüühh!.."
Sövüyor öyle yüksek sesle...
Birden aklına gelmiş gibi, köy içine doğru koşmağa başladı. Bastığı yeri görmüyor.
"(Davranın düşman geliyor!)" diyen bir telaşın içinde. Köy içine o hızla girdi. Taş toplamağa
başladı kucağına. "(Kapısını bacasını, sülalesinin kafasını sağlam bırakmak caiz değildir
bunların! Yapana yapacaksın! Etini didik didik edeceksin o kır domuzunun! O Moskof
dölünün başından pekmezini akıtacaksın!.. Kan kokuyor gözüme, kaan!.. Kaan, kan!.. Dur
ulan Haceli! Akıllı ol! Şimşek gibi dal dürzünün evine!.. Bir bir hakla köpeklerin soyunu!..)"
Gözü, yeri göğü görmüyor. Onu böyle yüzü sapsarı, ağzı köpük içinde, gözleri kana
kesmiş, titrek görenler ürperdi. O, kimseyi görmüyor. Halindeki kötülüğü kavrayıp,
takıldılar ardına. Görmüyor. "İnsanlık dışı acayip bir hal!" diyorlar.
Doğruca Kara Bayram'ın avluya koştu. Çatma kapıyı bir itti, kapı yıkıldı. Irazca avludaydı.
Elinde bir tarak, bitli buzağıyı güneşe çıkarmış, tarıyor, bitini kenesini kırıyor. Köşede bir
kazan tütüyor.
Haçça, çamaşır teknesinin başında.
"Yedi sülalesini, kökünü kökenini, dökenini dökeceğini, gelmişini geçmişini, dinini
imanını!.." AbooooovL
Daldı içeri, ilk taşı, kazana doğru savurdu. İkinciyi savurdu! İkinci taş, Haçça'yı belinden
yıktı.
"Anam!.." dedi, kapandı kadın. Az daha soluksuz gidiyordu. Kapandı yere.
Haceli bir daha, bir daha savurdu. Taş bitti elinde. Bu kez de tekmeyle tokatla girişti
vurmağa.
Irazca geç ayıktı. Birdenbire neye uğradığını anlayamadı. Zelzele sandı. Habire de vuruyor
eşkıya! Boğacak, öldürecek gelini! "Amanınun, amanıııın!.." diye bağırdı var gücüyle.

"Amanın imdat!.. Toman'ım imdat!.."
Kaşla göz arasında merdivenden Tornan saldırdı. Irazca: "Tut Tornan!.." dedi. Sonra koştu,
kendisi de saldırdı. Yakasından yapıştı. Haceli, kolundan tutup fırlattı Irazca'yı. Kadın üç
adım öte sendeledi. Bağırıyor: "Bakın görün, tanık olun komşular!.. Amanıııın komşular!..
Güpegündüz adam öldürüyorlar!.. Ulen Bayram yetişsene!.. Ölü müsün, diri misin, ne
boksun ulen BayraaamL Ne yapıyorsun evin içinde? Yetişsene!.."
Tornan yetişip Haceli'yi paçasından aldı.
Bayram, elinde pelit odunuyla göründü yukardan. Haceli, Haçça'yı bırakmış, köpeğe girişti
şimdi. Taşla, tekmeyle... Yumrukla bile vuruyor. Köpek yırtınıyor.
Irazca davrandı, yeniden saldırdı. Yakasını yırttı, yüzünü gözünü tırmaladı:
"Öldürdü gelinimi, öldürdü ceylanımı!.. Gitti gelinim, gitti sunam, gitti kadın Haçça'm!.."
Bayram yanaştı Haceli'ye. Atıldığı gibi yıktı yere. Vurmağa başladı. Kaşıdır gözüdür
demiyor. Orasına burasına, neresine gelirse vuruyor elindeki odununu.
Irazca, varıp Haçça'nın üstüne kapandı. Haçça'nın üstünde ağlamaya, ara sıra Kara
Bayram'a doğru bağırmaya başladı:
"Fur, fuuuur! Öldür beyni soğuğu! Hazır evin önüne gelmiş, fur öldür! Fur da kanı sefil
olsun soysuzun! Huuuu hu!.. Gitti gelinim, gitti sunam!.. Huuu, huuu!.."
Komşular doluştu. Doluştu ama, karıdan kızdan başkası yoktu! Bayram'ı tutmağa çalıştılar.
İki üç kadın, elinden odunu zor aldı. Haceli zor hallere düştü. Bayram'ı zor güç çekip aldılar
üzerinden. Toman'ı ittiler. Tutup kaldırdılar yerden adamı. Yüzü gözü şişmiş o an. Mosmor
kesilmiş. Ayakta durmaya canı kalmamış. Tuttular. Ağzından köpük saçıyordu hâlâ.
Sövüyor. Basıyor dolu dolu. Bayram da kuduruyor o böyle sövdükçe! Haceli kekeliyor:
"Sizin kökünüzü, kökünüzü ulan sileceğim bu köyün içinden!.." Bacağından kan akıyor.
Tornan parçalamış.
"Ulan kahbe karılın!.. Ulan boynuzluuu!.."
Bayram, Fatma'ya da sövüyordu... Utandı.
Haçça, yığılıp kaldığı teknenin başında: "Aman AllaaahL" diye bağırıyor. İnliyor. "Bellerim
anacığım, bellerim!.."
Irazca çırpınıyor:
"Gittiii, gitti gelinim!.. Kadın gelinim gittiii!.. Gitti güpegündüz! Güpegündüz can almağa
geldiler, can, caan, caaaaan!.. Görün halimizi, görün komşular, görün ne perişan!.."
Haceli habire: "Kökünüzü sileceğim!.." diyor.
Kara Bayram'ı üç kişi zor tutuyor.
"Nasıl gelir bu evin önüne! Hâlâ duruyor! Salın beni!.. Tutmayın!.." Tartıp yıkıyor kolunu
tutan karıları.
Haçça inliyor: "Belim, kadın anacığım beliiiiim!.. Kopuyor belim!.. Bana bir derman verin
kadın anacığım! Ne olursunuz, bir derman verin!.."
Haceli'yi alıp avludan çıkardılar. Aşağı Mahalle'ye kadar gidecek halde değil. Bakkal
Hüseyin Çavuş'un eve taşıdılar.
Birkaç kadın da Haçça'nın başına toplandı. Kaldırıp yukarı götürdüler.
Köyün gürültüsü bir zaman kesilmedi. Köpekler ayaklanmış havlıyordu. Kavganın dalı
budağı yüksek sesle yayılıyordu ağızdan ağıza.
Az sonra Haceli'nin kardeşleri sökün etti. Mevlüt, Muharrem, Boz Ömer koşar adım, kama
düzeni geliyor. Köy içine bakan evlerden adamlar peydahlandı. Koştular. Koşup tuttular.
Kara Bayram'ın avlu kapısını kapadılar.
Bu kadar gürültü patırtı arasında başına bir tek yumruk değmeyen Irazca, şimdi, yüksek
sesle Deli Haceli'nin sülalesini sayıp döküyor.
Tornan, Aşağı Mahalle'ye doğru ürüyor. Hem de ağzında, dudaklarında kalmış Haceli'nin
kanlarını yalıyor.

21 UZUN APTEST
Ortalık çanga manga oldu.
Muhtar hemen Haceli'yi çağırttı. Son "çarpışma" hakkında bilgi istedi. Haceli'nin ağız dil
verecek hali yok. Pelit odunu her yerini morartmış. Yarasını iyi kötü sarmış. Yıkık yıkıla
geldi.
"Kerpiçlerim gitmiş, kerpiçleriiiim!.." diye inleyip duruyor. "Gece biz temelin başında
yatarken ezmişler! Biz çok kötü bir iş mi yapıyoruz sanki Muhtar? Biz kendimize bir ev
yapıyoruz. Her kuşun bir kuruca tüneği var. Bizimkinden su çıkıyor. Yenisini yapacağız.
Aşağı Mahalle'nin çamurundan kurtulacağız. Olanca kerpicimi ezmişler, şimdi ben ne
yapacağım MuhtaaarL"
Bekçi Mustafa, bir kavga kokusu epeydir duyar dururdu. Bundan daha ağırını bekliyordu.
Her şey olabilir. Köy! Bir uçta Bayram, bir uçta Haceli. Besbelli değil mi; Muhtar, Haceli'yi
arkalıyor. Haceli'nin evi Aşağı Mahalle'de, su içinde, ama Bayram'ın da evinin önü kapkara
bir duvarla kapanacak. Haceli akşam sabah, "Bıktım şu evden!" diyor, yatıyor kalkıyor,
öksürüyor, uykulardan başına demir tokmakla vurulmuş gibi uyanıyor. Kara Bayram'ın
anası: "Aşağı Ma-halle'nin gâvuru, ölmeden mezara sokacak beni!" diye yırtınıyor. Ha-celi-
Bayram, Bayram-Haceli... Bayram-Muhtar-Haceli... Köy; dumanların, yalımların içinde
kalıyor.
Muhtar, "Ne oldu kuzu?" diye sordu.
"Pişiyor Efendim!" dedi Bekçi Mustafa.
Haceli bir köşede domaşıyor. Birinci üye İbrahim -değirmenden dönmüştü- ayaktaydı.
Muhtar ayakta. Mustafa en ciddi, en resmi tavrını takınmış. "Evet Efendim, kuzu pişmeye
başlamıştır Efendim!" diyor. Yakındı Kaymakamın gelmesi.
"Gelmiyor mu daha şu rakıya giden dürzü? Ortaköy yerinden kalktı, biraz daha öteye mi
gitti?.."
"Henüz gelmedi Efendim! Nerdeyse gelir!.."
"(Bak şu hayvana! Sanacaksın Candarma Kumandanının postası! Yada Kaymakam
Efendimizin odacısı!..) Dinle beni Bekçi Mustafa,
sana emir veriyorum! Misafirlerin gelmesi yakındır! Vakit epey olmuştur, bir iki saat ya
vardır, ya yoktur. Çildede'ye bir gözcü koy. Gözcü, atlılar ovadan görünür görünmez işaret
versin, davranıp karşı çıkalım! Bundan önce sen bana Deli Mehmet'in Muharrem'i, bir de
Irazca'nın Kara Bayram'ı çağır! Dikkat et, Deli Mehmet'in Muharrem beş dakika önden
gelecek! Kara Bayram beş dakika sonra! Sakın önce Kara Bayram'ı çağırmayasın! (Bir uzun
aptes aldıralım o ayının oğluna! Bir uzun aptes aldıralım, o aptesle epey namaz kılabilsin!
Şöyle geniş geniş...) Aynı zamanda bu işler çabuk olacak Mustafa! Fakat öncelikle Deli
Mehmet'in Muharrem! Mamafı hemen gidebilirsin! Haa beri bak; sonra her şeyi gelip bana
arz edeceksin! Anlatabildim mi?" Mustafa ayak vurdu. Kışla yöntemi bir dönüş yaptı:
"Başüstüne Efendim!" dedi. "(Gösterişçi kavat! Bize lügat parçalayacak da göz boyayacak!
Asıl maksadını ben bilmiyor muyum? Kaymakam geliyor ya, talim ediyor sıkı sıkı!..
Neyse!..) Önce Çildede'ye bir adam! Sonra Deli Mehmet'in Muharrem, beş dakika sonra
Irazca'nın Kara Bayram!.. (Irazca'nın Kara Bayram gidecek gene okkanın altına!.. Zavallı
Kara Bayram!.. Deli Haceli'yi de ne kadar arkalıyor bu dürzü? Yüzüne bakılacak bir mısmıl
hayvan olsa bari şu Deli?)"
Bayram:
"İşte şimdi bir iyi karakol olmalıydı ayağında!" dedi. "Göstermeliydik onlara! Nasıl ev
basılır, nasıl karı dövülür, sonra da mağdur bir kimse nasıl Muhtarın odasına çağrılır takaze
için? Göstermeliydik! Ana, ben bilmiyor değilim: Bu dürzü, hemen Haceli'den yana ürme-ye
başladı ana!"
Irazca:
"İstediği kadar ürsün! Köpek ürsün, ağızcığını yorsun! Ama madem şimdi seni istetmiş,
gidip bir bakacaksın! Gitmezsen sen kabahatli olursun! Ne korkuyorsun! Git; ne sorarsa
cevabını ver gel!.."
"Canım ana!" dedi Bayram. "Höt düt edecek: "Neye ezdin Ha-celi'nin kerpicini? Üstelik bir
de niye dövdün Haceli'yi?" diyecek. Sonunda da, "Kabahat sende, öde herifin kerpiçlerini!..
Önceden biz sana tembihledik!" diyecek..."
"İyi ya! Git cevabını ver sen de! "Evimin önüne ev yapmağa hakkı yoktur!" de! "Çekilsin,
ne cehenneme yaparsa yapsın!" de!.. "İstemiyorum!.." de.."
Haçça, inlemeyi bıraktı çaresiz. Zor şer kalktı. Aşağıya indi, giysi teknesinin başına oturdu
yeniden. Oysa hiç dermanı yok. Deli'nin taşı ildiği yeri çürüttü. Taş, tekme, tokat; serseme
çevirdi garibi. " (Atla katır tepişiyor. Atla katır... Hep böyle... Ne suçum günahım var benim
şu kavgada? Katır Haceli, ne suçumu gördün? Bizim de kerpicimizi kırsalar, Bayram gidip
Fatma'yı böyle döver mi? Bayram; karıya el kaldıran adam değildir Bayram! Bir kezcik oldu.
Bir kezcik; ama o da kendi karısı! Elin suçsuz karısını ne diye dövsün?)" Her bir yanı
ağrıyor. Belinden yukarı, yüreğine doğru bir ince tel koptu. Tadı tuzu yok. Bir baş ağrısı, bir
bulanma... Kopan yerleri acıyor.
Bayram, "Yani ana!" dedi. "Şimdi biz gidip şikât edeceğimize Deli Haceli gidip bizi şikât

You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Yılanların Öcü - 15
  • Parts
  • Yılanların Öcü - 01
    Total number of words is 2772
    Total number of unique words is 1694
    30.7 of words are in the 2000 most common words
    42.0 of words are in the 5000 most common words
    48.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 02
    Total number of words is 2802
    Total number of unique words is 1635
    32.5 of words are in the 2000 most common words
    45.1 of words are in the 5000 most common words
    51.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 03
    Total number of words is 2793
    Total number of unique words is 1673
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    46.0 of words are in the 5000 most common words
    52.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 04
    Total number of words is 2808
    Total number of unique words is 1551
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    46.7 of words are in the 5000 most common words
    54.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 05
    Total number of words is 2836
    Total number of unique words is 1595
    34.4 of words are in the 2000 most common words
    47.1 of words are in the 5000 most common words
    53.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 06
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1611
    32.8 of words are in the 2000 most common words
    44.9 of words are in the 5000 most common words
    52.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 07
    Total number of words is 2771
    Total number of unique words is 1531
    35.1 of words are in the 2000 most common words
    47.7 of words are in the 5000 most common words
    54.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 08
    Total number of words is 2924
    Total number of unique words is 1438
    33.7 of words are in the 2000 most common words
    47.6 of words are in the 5000 most common words
    54.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 09
    Total number of words is 2770
    Total number of unique words is 1434
    35.4 of words are in the 2000 most common words
    48.4 of words are in the 5000 most common words
    55.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 10
    Total number of words is 2779
    Total number of unique words is 1594
    32.0 of words are in the 2000 most common words
    43.6 of words are in the 5000 most common words
    51.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 11
    Total number of words is 2647
    Total number of unique words is 1321
    36.4 of words are in the 2000 most common words
    51.0 of words are in the 5000 most common words
    58.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 12
    Total number of words is 2739
    Total number of unique words is 1531
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    47.5 of words are in the 5000 most common words
    54.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 13
    Total number of words is 2879
    Total number of unique words is 1584
    31.7 of words are in the 2000 most common words
    43.6 of words are in the 5000 most common words
    50.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 14
    Total number of words is 2900
    Total number of unique words is 1583
    34.1 of words are in the 2000 most common words
    46.6 of words are in the 5000 most common words
    53.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 15
    Total number of words is 2745
    Total number of unique words is 1528
    32.8 of words are in the 2000 most common words
    45.1 of words are in the 5000 most common words
    51.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 16
    Total number of words is 2811
    Total number of unique words is 1561
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    46.9 of words are in the 5000 most common words
    53.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 17
    Total number of words is 2846
    Total number of unique words is 1533
    35.9 of words are in the 2000 most common words
    49.1 of words are in the 5000 most common words
    56.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 18
    Total number of words is 2801
    Total number of unique words is 1599
    32.3 of words are in the 2000 most common words
    45.5 of words are in the 5000 most common words
    52.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 19
    Total number of words is 2838
    Total number of unique words is 1662
    33.0 of words are in the 2000 most common words
    46.5 of words are in the 5000 most common words
    53.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 20
    Total number of words is 2799
    Total number of unique words is 1583
    33.9 of words are in the 2000 most common words
    46.6 of words are in the 5000 most common words
    53.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 21
    Total number of words is 2775
    Total number of unique words is 1623
    31.8 of words are in the 2000 most common words
    45.0 of words are in the 5000 most common words
    51.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 22
    Total number of words is 2821
    Total number of unique words is 1524
    36.0 of words are in the 2000 most common words
    48.6 of words are in the 5000 most common words
    54.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 23
    Total number of words is 2970
    Total number of unique words is 1600
    31.6 of words are in the 2000 most common words
    45.5 of words are in the 5000 most common words
    51.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 24
    Total number of words is 2671
    Total number of unique words is 1683
    30.1 of words are in the 2000 most common words
    43.5 of words are in the 5000 most common words
    50.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 25
    Total number of words is 9
    Total number of unique words is 9
    33.3 of words are in the 2000 most common words
    44.4 of words are in the 5000 most common words
    66.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.