Yılanların Öcü - 13

Total number of words is 2879
Total number of unique words is 1584
31.7 of words are in the 2000 most common words
43.6 of words are in the 5000 most common words
50.2 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
yaparım, istersem çeker satarım! İrademe kalmış. Acaba hiç bunu düşünmüyor mu bu
çılbak köpekler? Akılları ermiyor mu? Fakat daha fazla sabredemem artık!.. Ayağıma
dolaşıp durmaları fazla oldu!.." Tektüfeği kavrayıp kucağına koydu. "Eğer bir daha
dolduracak olurlarsa, tetiği çekip kurşunu boşaltacağım! Boşaltmazsam adam değilim!
Leşini sereceğim! Upuzun! Ocaklarını... Yani öyle fitil oluyorum ki şu dertli Irazca'yla oğlu
Bayram'a!.. Çekeceğim tetiği, göbeklerine... Valla göbeklerini kurşunla dolduracağım,
göreceksin!.."
Bekçi Mustafa, Haceli'ye göstermeden güldü:
"Analı oğullu ikisini bir hizaya getir!" dedi. "Hem de gayet dikkatli nişan al! Çünkü senin
tüfeğinde tek kurşun var. Furdun furdun, furamadın mı yandın! Bir atarsın. İkinciyi
atamazsın. Bu tektüfeğin doldurması uzun iş. Atıp birini furur da birini furamazsan, gittin
gürültüye! Diri kalan, bir kudurgan canavar olur, yer seni! Çünkü nacakla, kürekle gelir
onlar. Furdular mı, ortasından ikiye bölerler adamı. Bunlarla başa çıkmak zordur yani...
Nacakla..."
"Kabil mi ulan?" diye bağırdı Haceli. "Domuz kurşunu koymuşum sıkıya: "Tırtıklı! Afat bir
kurşun! Dedim Muhtara: "Bugün temelde yatacağım, gene doldurmağa gelirlerse tüfeğimde
kurşun yok!" dedim. "Al bunu boşalt kursaklarına!" dedi. Ona Ziraat'tan vermişler!.."
Yastığın altından bir çıkı çıkardı. Çözüp kurşunları gösterdi. "Bizim Muhtar gibi var mı?"
Gelişigüzel kesilmiş iri kurşun parçalarıydı bunlar. Üç tane. Avucunda hoplattı: "Bunlar bir
girdi mi adamın karnına! O adam iflah olmaz! Doktorlar çare bulamaz! İstanbul'un
doktorları cem olsa, Necip Bey kalkıp gelse kurtaramaz! Çünkü domuz kurşunu! Ve bak...
Yani..."
"Demek furacaksın Irazca'yı, Bayram'ı?"
"Vallahi gelsin, hemen furacağım o dertli karıyı! Güm!.. Oğlunu da furacağım!.."
"Bu gece gelmemişler..."
"Sıkı mı? korktular! Tüfeği elimde gördüler akşam! Zaten yüreksiz millettir bunlar! Çünkü
yoksuldurlar. Çünkü çılbaktırlar. Köylük yerinde bir adamın ötebilmesi için cebi
şıngırdamak. Kara Bayram, çiftlikten üç binlik aldı, işte yeni yeni palazlanıyor."
"Yarın da, öbürgün de, hep yatacak mısın burda?"
"Evi yapıp bitiresiye!"
Bekçi Mustafa: "Sabah oldu gayri ağa! Şimdi de gelip temeli dol-duramazlar! Kalk Muhtarın
yanına git. Seni istedi. Kaymakam geliyor biliyorsun..."
Haceli doğruldu: "Helbet gideyim!.." dedi. "Gidip bakayım! Kurulda bulunuyoruz! Bize de iş
düşer tabii! Kalkıp bakmalı... Aslında Kurul üyesi demek... Sonra bizim bu Muhtar Hüsnü
Ağa... Bu evye-rini yok pahasına verdi bana... Ben de adamlığımı göstermeliyim..."
Çarığını çorabını alıp giymeğe başladı:
"Hazırlık ne âlemde Bekçi Efendi? Sofra tedariği filan?"
"Rakı şarap için Ortaköy'e adam gitti. Taşkelle'yle dört kişi Ulu-yol'un köprülerine,
bentlerine şöyle bir bakmağa çıktı. İl e velakin, Çakır dayı, kovan açıp bal vermiyor!"
"Bak şu dürzünün yaptığına! Nasıl karşı gelebilirmiş koskoca köyün Muhtarına? Aç dedi mi
açacaksın!."
""Arı benim, bal benim, ister açarım, ister açmam!" diyor."
"Böyle söz olur mu? Fakat boşver! Ben gene kabahati bizim Muhtara bulurum. Böyle
dürzülere cevap hakkı veriyor. Nemelazım, yolla iki adam, açsınlar kovanı, alsınlar balı,
tamam!.. Ondan sonra da Çakır dürzüsü, "Balımı çalmışlar, balımı!" diye sana gelip
başfursun! Gelip gitsin, kapını aşındırsın. Kandığı kadar aşındırsın dürzü!."
"Birinci üye ibrahim de ası kuzuyu bulamamış, iyi mi? Şimdi seni bunun için çağırıyor
Muhtar!.."
Haceli çarığını bağlamıştı:
"Koca köyden bir ası kuzu bulunmasın! Pes! Ulan bu Karataş'ı dağıtsınlar öyleyse! Vay
anasını yahu! Vay anassını avradını be! İyi ama ne yapacağız şimdi? Ulan bu Karataş
köyünün adamı..."
Tektüfeği yatağın içine uzattı. Çulu toparlayıp örttü. İyi kötü bir düzene soktu yatağı.
Sonra: "Haydi! Yürü bakalım Bekçi Mustafa!.." dedi. "Haydi bir varalım, ne buyuracaksa
buyursun!.."
Yürüdüler. Berber Melek Hasan'ın evin ordan geçerken Haceli düşündü:
"(Kuzu işi biraz uzarsa, bizim tıraş geç kalır! Sakallar... Ustura... Bizim deli Fatma
kancığı!.. Kuzu işini biraz acele tutmalı...)" Elini yüzüne götürüp gezdirdi. "(İşi gücü yok mu
bu sakal milletinin? Hep büyüyor, büyüyor! Halbuysa insan milleti meşgul! Köylü milleti
daha
çok meşgul! Şehrin içinde iki güne bir tıraş olan adamlar var! Kendi kendilerine! Hey
Allahım hey!..)" İki güne bir tıraş olup Fatma'yı öptüğünü düşündü. Yüzü ekşimezdi elbet.
Karılar tatlı canlarını ne çok düşünüyor! "(Dümdüz bir karı yüzü! Yuvarlak!.. Ama şu sakal
işine bir çare bulabilse gâvurlar! Çok iyi bir iş yapmış olurlar! Çok hayırlı
bir iş!-)"
Söz olsun diye Bekçiye sordu: "Bu sakal işine bir çare bulamadı gitti gâvurlar, değil mi
Mustafa?"
Bekçi, "(Damdan düşer gibi!..)" diye düşündü. Sonra: "Alman'ın kiralı bulmuş!" dedi.
"Tahsildar Yunus Efendi, anlatır durur. Öyle bir ilaç bulmuş ki kıral, sürdün mü hiç sakal
çıkmıyor. Adamın yüzü, yumurta gibi! Karşıdan bakan kız sanır. Ama kıral bir de bakmış ki
ne görsün: Bu kez de ağzının içinden çıkmaya başlamasın mı sakallar? Kıral, "Aman
kardaşım sakal efendi, ben ettim, sen etme!" demiş, geri almış ilacını!.."
Bu Bekçi Mustafa laf küpü. Ne istersen sor. Bulur bulur söyler. Her şeyi bilir. "(Geleni
gideni dinleye dinleye, dünyayı katmış karnına!)" diye düşündü Haceli. "(Duyduğunu
tutmuş hem de!)" Mustafa-yı bir sınava çekmek isterdi ama, sırası değildi. Peki, sırası olsa
ne soracak? İlçedeki Kaymakamın mı, yoksa Yargıcın mı daha yüksek olduğunu? Hangisinin
daha fazla aylık aldığını? Hangisinin daha fazla karı zapturaptına girdiğini?.. "(Memur adam
yılar karıdan! Ne olsa tabansızdır. Halbuysam karı dediğin soykanın yeri kapı ardıdır.
"Höyt!" dedirtmeyeceksin. Gemini sıkı tutacaksın!..)"
Muhtarın karısıyla büyük kızı avluya ateş yakıyor. Duvarın dibine çalı çırpı yığmışlar. Kuzu
gelmemiş ama sıcak suyu hazır edecekler. Muhtarın büyük kızı Naile kuyudan su çekiyor.
Kıçı başı ırlamyor durmadan.
Haceli, doğruca merdivene yürüdü. "(Bu Muhtarın büyük kızı da kız olacak valla! Olacak ki
bir suna olacak! Alanlar öğünsün! Yavru!.. Yavru balaban bakışlı... Düz yolda giderken
keklik sekişli... Göğsü gerdanı benli... Ve en baştan, bakımlı kız tabiii.)"
Mustafa aşağıda kaldı.
Muhtarın karısı:
"Eğer Kaymakam öğlene bastırırsa bu yemekler dünyada yetişmez, Mustafa!.. Daha kuzu
bulunacak, kesilecek, yüzülecek, yıkana-
cak da... haşlanacak! Suyuna pilav pişecek! Yağıyla helva yapılacak!.. Hey gidi heey!.."
"Üzme tatlı canını Atiye abıla!" dedi Mustafa. "Belki öğlene gelmez, akşama gelir
Kaymakam. Malum ya, büyük adam kısmı biraz uykusever olur. Gün tepeye çıkasıya
kalkmaz yataktan. Karıları da bir vakit çayını, kahvesini getirmez. Geç davranır adamlar.
Evden çıktım çıkıyorum, köye geldim geliyorum diyesiye ikindin oluverir! Eee, arada bu
kadar da köy var. Bahusus, koca ilçenin Kaymakamı. Oralarda hiç oyalanmasın mı? Oturup
bir yemek yemesin mi? Hiçbir köyde yemese, Dereköy'de Hacı Veli'nin yemeğini yer! (Hacı
Veli'de yeni bir karı var, atlıyı atından indirir...) Yahu, Atiye abla, Hacı Veli'nin..."
Muhtarın karısı:
"İnşaallah inşaallah!.." dedi. Eli, yüzü, boynu, kulağı kızınınki gibi bir sürü ben. Hem de
bütün alımıyla duruyor daha. Kulluk çekmemiş. Ezilmemiş yoksullukla... "İnşaalah biraz
gecikir de, ben de hazırlığımı tamam ederim! Nasıl yemek yaptığımı hem Kaymakam
Efendimize, hem de Kurulun açgözlü üyelerine bir gözel gösteririm inşaallah!.."
"Geçen güz Yörüklerden aldığımız yağdan var mı daha?"
"Var, ama az kaldı. Utanılacak bir misafir çıkar gelir diye saklıyorum. Al ah o Yörüklerin
yolunu bir daha uğratsa, iki fıçı da peynir yaptırsak. Yoksam bu Karataş'ın bayırında her
şeyi unutacağız Muşta-fa!.."
"Muhtar Ağam, o Yörükler olmazsa başka Yörüklerden işini becerir! Sen bunun için merak
etme Atiye abla! Yol nasıl olsa bizim yaylımdan geçer. Karataş Muhtarının kapanına biri
düşmese, biri düşer! Fıçılara peyniri bastırdığın gibi, iki karın da yağ yaptırırsın!.. (Sen
yaptırırsın, biz gemimizi geveriz yaz kış, o başka!) Sen hiç gamlanma Atiye abla! Benim
Hüsnü Ağam kan alınacak damarı bilir. Tilki gibi adamdır!.."
"Şu kuzuyu, kuzuyu, Mustafa!" dedi Muhtarın karısı. "Çabuk şu kuzuyu!.. Şayet
bulunmayacak gibiyse, dört beş tavuk kesip namusumuzu paklayalım! İrezil oluruz sonra!..
(Karataş'ın adamları, ellerini defter kalem, eksik yazar durmadan!.. Diker gözünü
dürzüler...)"
Bekçi Mustafa:
"Köylüden parayı da topladık!" dedi. "Rakı, şarap, şeker, pi-rinç... Her şey bol, ama velakin
kuzu yok!.. Ah bir ası kuzu, ah bir ası
kuzu!.."
Muhtarla Haceli, hayata çıktılar, yan yana.
"Bu iş çabuk olacak, bak!.." dedi Muhtar. Elini Haceli'nin omu-zuna koydu. "En geç bir
saate kadar. Bilemedin iki saate! Yoksa canım çok sıkılacak yani! İstersen Bekçiyi de götür
yanında! (Ödlek herifin birisin çünkü!)"
Haceli ivedi ivedi merdivene yürüdü:
"Yok canım!" dedi. "Ne lüzumu var? İstemez! Hacı'nın sürüyü Kayardı'nda bulursam bir
saate kalmam! Orda yoksa biraz gecikirim, ama gene erken gelirim. Üzülme! (Şimdi biz
senin dolaşık işlerine kul oluyoruz ya, tabi sen de bize karşı adaletini gösterirsin günü
gelin-
ce...
Muhtar: "Haydi göreyim seni Haceli! Anlattığım şekilde hallet bu işi! Hacı'ya sordun mu
hemen gösterir! Gösterdiğini kapar getirir-
sin!..
Haceli, aşağıdan:
"Getiririm!.." diye bağırdı. Avlu kapısından çıkıp gitti. Ayakları kıçına değiyor giderken. O
kadar hızlı. "(Köylük yerinde, biraz palazlanabilmek için, böyle işlere "He" diyeceksin.
Ondan sonra, hoooop, birinci üyesin Haceli! Ondan sonra da hooop Muhtar!..)"
Karısı, Muhtarın gözüne umutla baktı.
"Bu ifi olmuş bitmiş say Atiye!" dedi Muhtar. "Kara Bayram'ın iki tane ası kuzusu olduğunu
haber aldım! Çabucak birini tutup getirecek Deli Haceli. Yarım saatin içinde tamam bu iş!
Öyle yapacağız. Ne yapalım başka? Biz kendimiz mi yiyeceğiz?" Sonra Bekçiye dönüp yeni
buyruğunu söyledi: "Git, bir kurban bıçağı bul Mustafa! Kosagil-den filan iste! Söyle,
masatlasın da versin!.."
Bekçi selam verip gitti.
Muhtar: "Ben bu köyün temeline!.. Temelinin içine tüküreyim!" dedi. "Akşamdan beri bir
ası kuzu aratıyorum, bulduramıyorum! Ne biçim iş ulan bu? "Sağınacağız" diye vermiyorlar!
Bedava alacağız
sanki! Alt başından bir ateş ver de yak ulan bu köyü! Baya yak,;
valla!.."
Muhtarın karısı Yılık Atiye:
"Irazca'nın Kara Bayram, kuzudan ötürü bir çıngar çıkarmasa
bari?" dedi.
"Yok canım!" dedi Muhtar. "Kolay mı? "Yanlışlık olmuş! der çıkarız Daha olmazsa veririz
eline üç kuruş! Ne demiş herifçioğlu? "Yeri geldi mi parayı sarf et! Paran gittiğine bakma,
ışın bittiğine bak!" Bu da öyle..."
19 YOLLAR BAYIR
Haçça:
"Ana!" dedi Irazca'ya. "Eğer bugün iş yoksa, bir kazan su furup iki giysi yuyalım!
Çocukların sırtı başı kirlendi. Ahmet oğlan hart hart kaşınıyor!.."
Irazca, bereket okuyup kalktı sofradan:
"İyi ya!" dedi. "Bir kazan su fur. Yuyuver gözelce çocukların sırtını başını. Kendiniz de
yıkanın! (Kocan mundar mundar dolaşıp durmasın ortalarda!..)"
Ahmet ayağa kalktı, şiş karnını tıpılattı.
Irazca sordu: "Doydun mu?"
Ahmet: "Doydum nine!"
"Doydun da neye bereket okumuyorsun? Bak, büyüdün gayri! Dam kadar oldun! Haydi
bakalım!.."
Her zaman unutuyor çocuk:
"Allaaah soframıza Halil İbrahim bereketleri versiiiin! Anama babama uzun ömür versiiiiin!
Babama Hazreti Ali Efendimizin kuvveti versiiin! Nineme Fatma Anamızın ömrünü versiiin!
Öküzümüze ineğimize derin boylu derman versi iin! Düşmanımıza yenilmez zahmetler
versiiiin! Tarlalarımıza bereketli rahmetler versin! Soframıza gene gene bereketler versin!..
Kadim Allah, daim Allah!.. Evvel Allah, ahir Allah!.. Âmin!.."
Irazca: "Aferin!" dedi. "Düşmanlarımızın gözü kör olsun! Aferim tosunumaa!.." Haçça'ya
döndü: "Geliiin! Bunun sırtını hemen değiştir kızım! Çelik Paşa'yı alıp harıma doğru
götürsün. Aymelek'le Doru-kız'ı sığıra katalım bir havalansınlar! Ama öğlene doğru dönüp
gelsin, bir de yıka oğlunu, adamakıllı!" Ahmet'e döndü: "Tamam mı Ahmet? Öğleye
geleceksin!.."
Ahmet mızırdanmaya başladı:
"Öğleye değil, akşama geleyim! Ekmek katın torbama!.."
"Yıkanacaksın ama nineşim?"
"Yok, yıkanmayacağım işte!" Oldu bitti hoşlanmazdı yıkanmak-
tan. Küllü sudan yılmıştı. "Yılana bakacağım ben!" dedi. "Hem Çelik Paşa'yı güderim, hem
yılana bakarım! Bulursam öldürürüm..."
Irazca sözü uzatmadı: "İyi ya! Şunun sırtını soyuver madem kadın Haçça'm!.. Soyuver
gitsin!.."
"(Kazandık!)" dedi Ahmet içinden. Güldü.
Götürsün öküzü! Ben de ekmeği katayım!"
Bayram, koyu koyu düşünüyor:
"(Bir sağlam tabanca! Bir algın bıçak olmalı şimdi! En iyisi bir tabanca! Tutuksuz! Köylük
yerinde çok lazım adama. Düşmanı kazanmalı, ama gütmesini bilmeli! "Ya paran olmalı,
yada arkan!" demiş elin oğlu. Boşa dememiş yani. Bu benim anamın akılları havaya! Kalktı
gidiverdi, bir de kerpiçlerini kırdı! "Deli Haceli'nin bir alay kardaşı var!" dedik. "Zebella"
dedik. Ama kendimiz de düşüp gittik ardına! Üç kardeş bir olup geçtiler bir dar yerde
önüne, buyur ne yapacaksan yap? Çık nasıl çıkacaksan belanın içinden! Anam karakola
güveniyor. Hökümete güveniyor. Sen dövüldükten sonra hökümet ne yapacak sana?
Furulmuş yumrukları geri mi alacak hökümet?.. Deli Haceli'yi atacak mı Türkiye'den dışarı?
Köydeki düşmanlığa hökümet nasıl çare bulabilir? İnsanı tanıksız tapıksız döver elin adamı.
Tutar elini kolunu bağlar, bir kocaman taş sarar sırtına, "Yürü!" der. "YürüüL" Götürür
karakola kadar! Gayri, ister yürü, ister öl orda! Kardaşları... Eee; ama... Bir de yüksek bir
haney yükselt bakalım evin önüne! Kapatsın senin önünü! Hayata oturup baktığın zaman üç
adım önünü göreme! Bir ay değil, bir yıl değil, sonuna kadar! Ev değil cezaevi sanki! Adam
olan buna razı olamaz! Ne yapıp etmeli, ölmeli düşmeli, evin önüne ev yaptırmamalı! Kağnı
geçecek yol da kalmıyor... Sonra samanı nerden taşıyacağım? Taşıyıp bitirdikten sonra
kağnıyı nereye koyacağım? Zahireyi, unu, bulguru hangi yoldan geçirip eve koyacağım?..
Üstelik, bir de kokusu var bunun! Pisliği var! Başa çıkılmaz bunlarla!.. Fatma... Fatma aslan
ama, Haceli deli... Kardaşları... Muhtar Cımbıldak Hüsnü var... Şu yıkıklardan birine
yapsalar evlerini! Yanıbaşımıza! Düşmanlık, zıtlık girmese araya! Evlerimiz yanyana olsa!
Bir göz etsem, Fatma inse! Bir göz etse ben çıksam! Hiç olmazsa haftada bir! Helva yemiş
gibi! Bir bayramdan bir bayrama et yemiş gibi! Sıcacık, tazecik ve sağlam! Dirice ve istekli,
ve alaflı bir karı bu Fatma, maşaallah!..)"
I
Irazca; "Ne düşünüyorsun, oğlum derin derin?" diye sarstı Kara Bayram'ı.
"Yok bir düşündüğüm ana! Biraz hülya kurdum: Öküzü iki ettim. Harıma çit ettim.
Merdiveni düzelttim..."
"Avradı iki edemedin mi?" dedi Irazca.
Bayram karşılık vermedi. "(Ah ana aah!..)"
"Vazgeç tosun oğlum! Dibini mi bulacaksın düşünüp düşünüp? Baban Kara Şali de elini
senin gibi çenesine kor, düşünürdü. Ama öldü gitti, o da bulamadı dibini! Deryada gemilerin
batmadı ya aslanım! Her şeyin bir çözümü bulunur. Yeter ki kalbine korkuyu uğratma!
Karataş'ın Topal Pehlivan'ı gibi, tutuşur tutuşmaz ayaktan pes deyiverme!.."
"(Sen kerpiçleri kır... Deli Haceli, kardaşlarıyla, kudursun gelsin üstüne de gör olanları!..
Kaçsan kaçmaya yaramaz, karşı dursan durmaya!.. İki ucu da bulaşık bir değnek, ne
yandan tutsan elin batıp çıkıyor...)" Eli çenesinde birden, "Asla pes etmem ana!" dedi. "Asla
etmem! Fakat düşman kazandık, gütmesini bilelim! Benim demem bu! Bunun dibi de, derini
de bu ana! Adamın belinde tutuksuz bir tabanca bulunacak böyle zamanda! Canını
kurtarmak için havaya sıksa faydadır! Hiç olmadı bacağına sıkar, yıkar dürzüyü, canını
kurtarır!.."
"Korkma! O yürek nerde Deli Haceli'de? Üstüne yürümek şöyle dursun, karşıdan karşıya,
"Höyt!" diyemez sana! Ancak tektüfeğini kucağına alıp, köy içinde karıyla yatmayı bilir o!
Başka iş gelmez elinden! Hiç korkma!.."
"Oooof ana! Korkumdan değil, sen korkumdan mı sanıyorsun? Hiçbir şey yapamaz
diyorsun ama, kerpicinin kırıldığını duyunca daha pek delirir dürzü! İki bin kerpiç! O kadar
emek! O kadar para! Ben olsam, ben de deliririm! Buna kim delirmez ana?"
"Sus aman Bayram! Bir şey yapabilecek olsa temeli doldurduğumuz zaman yapardı! Ne
yaptı? Sen beni dinle: Söve siye merdivene kadar geldi de yukarı çıkamadı! Ahmet oğlan,
çapa sapını kucaklayıp durdu: "Bir adım daha atarsan, kafanı patlatırım!" dedi, ondan bile
korktu! Atamadı bir adım!.."
"Atamamış!.. Ama bu kez atar!.. Kerpiç bu! Kerpiç başka ana!.. Duydu mu kudurur!.. En
korkak adam kudurur! Öfkeyle yürür üstüne! Evinin önüne ev yapmağa kalktılar da sen bile
kudurdun bak!
Kendin pek mi yüreklisin? Yüreğe bakmaz o! Yürek diye bir şey yok. tur! Damarına bastın
mı herkes yüreklenir, Bolu Beyine kafa tutan Köroğlu kesilir. Sen yalnız damarına bas. Biz
şimdi Haceli'nin damarına bastık. Onun için önlem almalıyız!.."
"İyi ya!.." dedi Irazca. "Madem öyle, kapanır, evden çıkmazsın oğlum! Deli Haceli gelir,
kapıyı döver döver, sonra gider kerpicini yeniden kestirir. Haney'i de diker senin evin
önüne. Olan bana olmaz, sana olur ölene kadar, çocuklarına olur! Benim günüm tamam! Ya
dört yılım var, ya beş! Altı değil! On altı hiç değil! Sen bilirsin..."
Haçça içeri girdi. Irazca, sözünü tamamladı:
"Siz bilirsiniz!.."
Haçça: "Ahmet'i yolladım! Aymelek'i, Dorukız'ı, ötekileri sığıra saldım!" Orda hâlâ serili
duran sofrayı toplamağa başladı. Osman'la Şerfe, üstlerini iyice batırmışlar. "(Nasıl olsa
giysi yuyacağız!)" diye düşündü Haçça. Üstünkörü silip ikisini de birer köşeye oturttu. Bir
parça çıra, bir parça ateş aldı, gene gitti: "Ateşi yakayım aşağıya! Sonra Ağali dayıgilin
kuyudan su getireyim!" dedi giderken. "İşler işlenmek istiyor. Hem de hepsi benim
boynumda.."
Bayram, "Kızma ana!" dedi. "Kahırlı kahırlı konuşma hem de! El gibi söz söyleme adama!
Başladığımız işi sonuçlandıralım! Sepette mi, selede mi, bir belbıçağım olacak. Nerdeyse bul
da ver onu! Takayım şurama! Korkulu düş görmektense uyanık yatmak en iyisidir, ana..."
Yılık Atiye; Haceli'nin bir ası kuzuyu boynuna vurmuş, kocaka-pıdan giriverdiğini görünce,
derin bir "Oh!" çekti:
"Az daha merakımdan çatlıyordum! Nerde kaldın bre Haceli? Yoksa Karataş'ın caddelerinde
yolunu mu şaşırdın? Şimdi öğleye yetişir mi bu yemek? Allahtan bir şey engel olsa da,
Kaymakam akşama gelse. Sofrayı akşam koysak. Allahtan olsa da.... Şuna bak! Ne vakit
oldu?.. Tüüüüh!.."
Haceli kuzuyu yere indirip kocakapıyı kapattı:
"Bir haftadır çobanlar yatıda yatıyormuş Atiye abla! Bizim Hacı olacak akıllı da Yazyurdu'na
çıkarmış sürüyü. Kayardı'ndan oraya geçtim. Sermiş bayırın yüzüne! Yayık yayık kuşluk
vakti inecek köye!
j>4e bilsin senin burda evip kıvradığını? Gidiver geliver, epey sürdü tabii! Ama telaş etme;
yetişir! Daha vakit erken. Kuzu eti tazedir, çabuk pişer. Kesmesine yüzmesine de yardım
ederim..."
Muhtarın karısı, kuzuya şöyle eğreti bir göz atıp söylenmeyi sürdürdü:
"Ne bileyim gayri!.. İki ayağımı bir pabuca soktunuz benim! Çırpınıp durayım artık akşama
kadar..."
"Muhtar ne yapıyor?" dedi Haceli. "Yukarda mı?"
"Yukarda! Yanında Ağali var. Epeydir oturuyorlar..."
"Zoru neymiş Ağali'nin sabah sabah?"
"Ne bileyim? Bizimki kendi çağırttı. Böyle bir ağır misafir gelecek oldu mu kirişi kıvrar. Bir
onu çağırtır, bir ötekini..."
"Bir bakayım, ne yapıyorlar? hem de haber vereyim kuzuyu getirdiğimi. Bekçi nerde?
Kesse hemen şunu!.."
"Ne bileyim? Çıktı gitti. Bir yere yollamıştır..."
"Öyleyse ben keseyim! Vakit geçirmeyelim bari! Keskince bir bıçak var mı?"
"Var! Bekçiye buldurttu sen gittikten sonra. Yukardadır. Git kendisine sor. Sor da kesiver
aman Haceli!.."
"Benim de acele işim var, ama tabii bu daha önemli! Tıraş olacağım. Gayri, kesmesini
keserim de yüzmesine Bekçi yetişir inşaallah!.."
"Gözünü seveyim Haceli, tıraşını sonra ol! (Güvey girecek değilsin ya dürzü!) Bir tikim
kuzunun kesilip yüzülmesinden ne olacak? Haydi aslan Haceli!.." ¦
Haceli, kıvrak kıvrak yukarı çıktı. Daha kapıdan bağırdı:
"Heey Muhtaaaar! Kuzuyu buldum geldim! Kalk da bir göör! Bakalım beğenecek misin?"
Kapıyı açtı, girdi ses beklemeden.
Muhtarla Ağali baş başa vermişler.
Haceli selamladı: "SelaaamL"
"Aleykümselam Haceli!" dediler.
"Getirdim kuzuyu, kalk da gör!"
"Tamam canım!" dedi Muhtar. "Görüp ne yapacağım? Dedim ya ben sana! Çoban gösterdi,
sen tuttun getirdin..."
"Ama öyle yoruldum ki yani! Az yol değil ha! Ta Yazyur-du'ndaymış! Araya araya gücüle
buldum!.."
"Der demez hemen bildi Hacı, değil mi?"
"Bilmez olur mu? Adamın zenaatı kaç yıldır!"
"İyi bir şey mi, topluca mı bari?"
"Fena değil... Topluca..."
"Ağır mı?"
"Çok ağır! Alacalı da bir şey! Tam yenecek kuzu!.."
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Yılanların Öcü - 14
  • Parts
  • Yılanların Öcü - 01
    Total number of words is 2772
    Total number of unique words is 1694
    30.7 of words are in the 2000 most common words
    42.0 of words are in the 5000 most common words
    48.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 02
    Total number of words is 2802
    Total number of unique words is 1635
    32.5 of words are in the 2000 most common words
    45.1 of words are in the 5000 most common words
    51.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 03
    Total number of words is 2793
    Total number of unique words is 1673
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    46.0 of words are in the 5000 most common words
    52.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 04
    Total number of words is 2808
    Total number of unique words is 1551
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    46.7 of words are in the 5000 most common words
    54.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 05
    Total number of words is 2836
    Total number of unique words is 1595
    34.4 of words are in the 2000 most common words
    47.1 of words are in the 5000 most common words
    53.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 06
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1611
    32.8 of words are in the 2000 most common words
    44.9 of words are in the 5000 most common words
    52.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 07
    Total number of words is 2771
    Total number of unique words is 1531
    35.1 of words are in the 2000 most common words
    47.7 of words are in the 5000 most common words
    54.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 08
    Total number of words is 2924
    Total number of unique words is 1438
    33.7 of words are in the 2000 most common words
    47.6 of words are in the 5000 most common words
    54.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 09
    Total number of words is 2770
    Total number of unique words is 1434
    35.4 of words are in the 2000 most common words
    48.4 of words are in the 5000 most common words
    55.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 10
    Total number of words is 2779
    Total number of unique words is 1594
    32.0 of words are in the 2000 most common words
    43.6 of words are in the 5000 most common words
    51.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 11
    Total number of words is 2647
    Total number of unique words is 1321
    36.4 of words are in the 2000 most common words
    51.0 of words are in the 5000 most common words
    58.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 12
    Total number of words is 2739
    Total number of unique words is 1531
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    47.5 of words are in the 5000 most common words
    54.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 13
    Total number of words is 2879
    Total number of unique words is 1584
    31.7 of words are in the 2000 most common words
    43.6 of words are in the 5000 most common words
    50.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 14
    Total number of words is 2900
    Total number of unique words is 1583
    34.1 of words are in the 2000 most common words
    46.6 of words are in the 5000 most common words
    53.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 15
    Total number of words is 2745
    Total number of unique words is 1528
    32.8 of words are in the 2000 most common words
    45.1 of words are in the 5000 most common words
    51.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 16
    Total number of words is 2811
    Total number of unique words is 1561
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    46.9 of words are in the 5000 most common words
    53.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 17
    Total number of words is 2846
    Total number of unique words is 1533
    35.9 of words are in the 2000 most common words
    49.1 of words are in the 5000 most common words
    56.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 18
    Total number of words is 2801
    Total number of unique words is 1599
    32.3 of words are in the 2000 most common words
    45.5 of words are in the 5000 most common words
    52.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 19
    Total number of words is 2838
    Total number of unique words is 1662
    33.0 of words are in the 2000 most common words
    46.5 of words are in the 5000 most common words
    53.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 20
    Total number of words is 2799
    Total number of unique words is 1583
    33.9 of words are in the 2000 most common words
    46.6 of words are in the 5000 most common words
    53.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 21
    Total number of words is 2775
    Total number of unique words is 1623
    31.8 of words are in the 2000 most common words
    45.0 of words are in the 5000 most common words
    51.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 22
    Total number of words is 2821
    Total number of unique words is 1524
    36.0 of words are in the 2000 most common words
    48.6 of words are in the 5000 most common words
    54.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 23
    Total number of words is 2970
    Total number of unique words is 1600
    31.6 of words are in the 2000 most common words
    45.5 of words are in the 5000 most common words
    51.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 24
    Total number of words is 2671
    Total number of unique words is 1683
    30.1 of words are in the 2000 most common words
    43.5 of words are in the 5000 most common words
    50.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 25
    Total number of words is 9
    Total number of unique words is 9
    33.3 of words are in the 2000 most common words
    44.4 of words are in the 5000 most common words
    66.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.