Yılanların Öcü - 08

Total number of words is 2924
Total number of unique words is 1438
33.7 of words are in the 2000 most common words
47.6 of words are in the 5000 most common words
54.1 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
kalkar. Şimdi biz de beraberce bu cenazeyi kaldıracağız!" Böyle dedi. Biz de: "Hayhay
efendim, emredersin!" dedik. İyi demiş miyiz arkadaşlar? Tabii iyi demişiz. Elin içinde başka
türlü diyemezsin ki! Kırk yedi köyün muhtarı orda. Eller hangi sözden konuşuyorsa, sen de
o sözden konuşacaksın. Bahusus, şimdi ortalıkta bir demokratçılar var. Dikkat edin, cilik
değil, cılık! Malum ya, cilik başka, cılık başka. Demokratcılıktan amaç, herkes nerde, sen de
orda olacaksın demektir. Şimdi bir işe başladın mı çoğunluk diyorlar. Çoğunluk hayhayı
bastı mı, "Hayır" deyenin hali harap. Anlaşıldı mı arkadaşlar? Bundan böyle muhaliflik,
münafıklık yoktur. "Hayır" demek yasak edilmiştir. Devam edelim arkadaşlar, ne diyordum?
Kaymakam Beyimiz bizi topladığında ne dedi biliyor musunuz? "Muhtarlar, kardaşlarım!.."
dedi. "Bu cenaze mühimdir. Aslen hökümetin her işi mühimdir, ama bu daha mühimdir.
Nazarı dikkatinizi celbederim, iyi dinleyin!.." dedi. "Aynen benim sizi topladığım gibi Vali
Beyefendi de bizi topladı Vilayette!" dedi. Yani arkadaşlar, kısacası, bu toplantıda, şehirdeki
çarşının ortasına bir büyük heykel dikmeğe karar vermişler. Bunun için derhal teşebbüse
geçmişler. Cenaze bu heykel işidir işte. Tevatür büyük bir şey olacak. Nedenine gelince, on
yıldır hökümet ölüm cezalarını, mapus cezalarını artırdı. On yıldan bu yana, adam
öldürmeler, ırza geçmeler, ev soymalar, kafa yarmalar yok oldu. Gerçekten yok olmuştur.
Radyo bile öyle söylüyor. Küslükler kalmamıştır. Millet barışıktır. Korku kalkmıştır.
Gerçekten arkadaşlar, şimdi kimse kimseden korkmuyor. Kanlar kocalarından, oğullar
babalarından, kimse kimseden korkmuyor! Bir büyük özgürlük içinde yaşadığımızdan,
vilayet çarşısının ortasına, çok büyük ve çok yüksek bir heykel dikmeğe karar vermişler. Ne
kadar gözel bir fikir değil mi komşular? Barışıklık için, güvenlik için, özgürlük için heykel
dikecekler! Kaymakamlar: "Hayhay" demiş Valiye. Tabii biz de Kaymakama "Hayhay"
dedik. Ortada demokratcıhk olduğu için itiraz olmaz. İtiraz bozgunculuktur. Meşhur cevaptır
yani, ön teker nere giderse arka teker de oraya gider. Biz de zorunluyuz Kaymakamın
dediği yere gitmeye. Elindeyse gitme. Zorla götürürler. Şimdi arkadaşlar, bu benim sözüm
için cevabınız nedir? "Hayır" mı, yoksa "Hayhay" mı?"
Top gibi bir ses çıktı kahveden:
"Hayhaaayyy!.."
"Aferin komşular!" dedi Muhtar. "Dışa karşı dirlik, içe karşı birlik! Bu böyle sürüp gittikçe,
bizim Ömer pehlivan her güreşte yenilse de Karataş köyünün sırtı yere gelmez arkadaşlar!
Ewelallah, milletin sırtı da yere gelmez! Tabii "hayhay" demekten geri kalmadığımız
müddetçe! Ulülemre itaat ettiğimiz müddetçe!.. Şimdi arkadaşlar, tabii bilen var, bilmeyen
var, gören var, görmeyen var, bu heykel denen şey nedir? Bunu biraz anlatayım size:
Heykel dedikleri bir taştır arkadaşlar. Yada tunçtur. Askerliğinde Konya'yı görenler bilir.
İzmir'e koyun sürenler de görmüştür. Konya'da büyük bir taş. Taşın üstünde bir kaputlu
adam. Bir elinde arpa tutuyor, bir elinde kılıç. İzmir'de bir büyük taş. Taşın üstünde bir
büyük at. At şaha kalkmış. Üstünde tunçtan bir adam. Günahı vobalı söyleyenlerin
boynuna, bu tunçtan adamları Gazi Paşa Hazretlerine benzetirler, bilmem aslı var, bilmem
yok! Bizim vilayetin çarşısına dikilecek heykelin Gazi Paşa Hazretleriyle bir ilgisi yok.
Bizimki başka türlü bir şey olacak! Bir şehirli karı, bir köylü herif, bir gece bekçisi, bir
taşocağı işçisi, bir hastane hemşiresi, bir kundura dikicisi, bir okul çocuğu, bir çocuk
emzikçisi ve bir horoz; daha bissürü bir şeyler; bunlar birbirine yanaşmış... Köylü herif
diyor ki şehirlinin karısına: "Korkma, ben adam yemem, adam adamı yemez!" Gece bekçisi
diyor ki taşocağı işçisine: "Selbessin, ister çalış, ister çalışma!" Kundura dikicisi diyor ki
okul çocuğuna: "İster oku, ister okuma! Hökümet seni dairesine yazıcı almazsa bana çırak
olursun!" En yukardaki horoz da sabah sabah durmadan ötüyor: "Sabah oldu, işte
ötüyorum, benden ötmesi, ister uyanılın, ister uyan-mayı ıın!.." Yani, anlaşılıyor değil mi
arkadaşlar? Her iş selbes. Bunların hiçbirinde tabanca, tüfek, kama, bıçak, el bombası yok.
Çünkü bu iş hökümet işi. Sözüm mencilisten dışarı, bir adam gelse de köyün ortasında
ağzına patır patır sıçsa, bir şey yapamayacaksın. Çünkü yasak! Diyeceksiniz ki: "Bu iş söker
mi? Bu millet heykelle filan uslanır mı?.." Haa bakın, orasını bilmem! Ben dört tane
dönemin değiştiğini gördüm. Bu beşincisi. Biri gelir böyle, böyle der! Der oğlu der! Bugün
de heykel diyorlar. Siz bugünkü denene bakın. Bugün bizden bu heykel için külliyetli para
isteniyor. Heykel taşı büyük olacağı için
para da çok gidecek. İtalya'dan yada Yunan'dan yontucu getirecekler-jniş. Vali demiş ki
Kaymakama: "Senden şu kadar bin lirayı mevcut isterim!" Kaymakam da benden 1600
lirayı mevcut istiyor. Köyümüz seksen hane arkadaşlar. Salma yapsak düz hesap, hane
başına yirmi lira düşer. Tabii bunu da verecek var, vermeyecek var. Kaymakam diyor ki:
"Paranın yarısı köy sandığından, yarısı köylüden sağlanacak!" O dürzü orda oturur, sadece
sağlanacak demeyi bilir! Bizim sandığımızda heykele verilecek beş kuruş para yoktur
arkadaşlar! Bütçeye bunun için para koymadık ki olsun! Bir evin bile harcına güç yetmiyor!
Koca köy bu, bütçesinde para olur mu? Neyse, orasını kapatalım. Bu iş için ne cevabınız
varsa söyleyin. Acele beklerim..."
Muhtar, sağ elinin işaret parmağıyla alnının terini sıyırdı:
"Haydi, bekliyorum arkadaşlar! Haydi Abdullah dayı, Taşkelle Mehmet, Bakkal Hüseyin,
Halil İbiş, Melek Hasan, Ağali, Koşa... Konuşun!"
Üyelere döndü:
"Siz de düşünün Ekiz İsmail, Ali İzzet: Ne yapalım?"
Kimsede ses seda yok. Az önce, "Hayhay" çekenler, işin içine para sözü girer girmez dilini
yuttu. Kara Bayram, zaten konuşmak istemez; ama varsıllara şöyle bir göz attı, hiçbirinde
kıpırtı yoktu. Muhtarın sorusuna içinden bir cevap düşünmeğe başladı: "(Çarşının ortasına
dikilecek heykelin ne faydası var bana? Ben evimin önüne Deli Haceli'nin yapacağı evi
bilirim! Dürzünün başıma sardığı belayı düşünürüm!..)" dedi.
Muhtar sokurdandı:
"Ulan diliniz mi tutuldu? Niçin konuşmuyorsunuz? Haydi bakalım Melek Hasan!.."
Melek Hasan, iskemlesinde ırlandı:
"Valla Muhtar, ben ne bilirim? Komşular daha iyi bilir. Onlara sor. Komşuların dediğine ben
uyarım iyi kötü..."
"Komşuları bırak şimdi!" dedi Muhtar. "Zaten uyacaksın! Hepimiz uyuyoruz. Zorunlu! Sen
kendi cevabını söyle!.."
"Benim cevabım... Bana kalırsa..."
"Evet, sana kalırsa?.. Söyle, söyle! Senin dilinin altında bir bakla var, çıkar onu!.."
"Hane başına yirmi lira çok!"
"Ne dedin, ne dedin, ne dedin?"
"Hane başına yirmi lira çok!"
"Ne dersiniz komşular?"
"Çok! Çok! Çok! ÇooooookL"
"Çok çok!" sesleri yatışınca Yirik Abdullah dayı söz aldı:
"Bu parayı tenzil etmeli!" dedi. "Yolu yok muydu?"
"Valla..." dedi Muhtar. "Valinin bütün Kaymakamları toplayıp salma yaptığını, Kaymakamın
da muhtarları toplayıp ayrıca salma yaptığını size anlattım. Gözel gözel dinlediniz. Aynı
sözleri bir daha söyletmeyin bana! Otuz lira aylığa bu kadar eziyet fazladır. Mebbusla-rınız
bile size bu kadar konuşuvermiyor! Biz bu parayı ödeyeceğiz, bunu aklınıza iyi koyun!
Tenzili menzili yoktur. Buyruk vilayetten verilmiştir, söz geçmez. Karakoldan verilseydi
neyse!.."
Ağali:
"Taşı biraz ufbjk dikseler olmaz mı?" diye sordu.
"Orasına bizim aklımız ermez!" dedi Muhtar. "Çünkü Vali Bey, "Baktın mı Ankara'dan
görünsün!" diyormuş!"
"Heykelin parasını hep köylüler mi verecek acaba, bunu iyice öğrendin mi?"
"Şehirlisi köylüsü, hepsi! Amiri memuru hatta! Memurlar birer maaşını verecek. Esnafa da
salma salınmış. Tabii hepsinin durumuna göre. Daha ziyade varsıllar, fabrikacılar...
Vilayetin bütün ahalisi verecek. Zorunlu!.."
"Öyleyse bu parayı bizden ossurta ossurta alırlar!" dedi Ağali. "Çünkü, bilumum herkes
veriyor!"
"Aferin Ağali!" diye bağırdı Muhtar. "Gözel anladın! İyi söyledin hemi de! Ama bir de ne
yapacağımızı söyle. Bu parayı nerden bulalım? Ben diyorum, köylüyü dörde ayıralım: On
beş, yirmi, yirmi beş, otuz... Buna göre bir salma yapalım. Bir kısım komşular, on beşer
versin, öne gelir komşular da otuzar. Ötekiler de durumlarına göre..."
Birkaç kişi bağırdı:
"Yok canım! Yok canım! On beş değil, on salsan gene çıkmaz! Bu sıra ne sıra, bilmiyor
musun? Güze kalsa belki bir çaresine bakarız. Ama "şimdi" diye dayatırsan, bunun hiç oluru
yoktur Muhtaaar!"
"Öyle, tam öyle!.." diye bağırdı ötekiler.
Muhtar:
"Güze kalmasına izin yok komşular! Kaymakam Orhan parayı hemen istiyor! Bu Karataş
köyüne Amerikan yardımı yok ki alıp da kapatalım desek. Ne yapacağımızı ben de şaşırdım.
Bir hafta içinde bu parayı sağlayıp yatıracağız, bunun başka yolu yoktur komşular!.."
Ağali:
"Bu işte biraz da senin kabahatin var!.." dedi Muhtara. "Neye itiraz etmedin? Neye, "Bu
para bize çoktur! demedin? "Şu sıra milletin elinde metelik yoktur!" demedin. Neye "Hiçbir
zaman köylü milletinde para olmaz, varsa sen daha köylüye ver, köylü tütün parasına
kurşun atar!" demedin? Hiç olmazsa, "Güzün verelim!" deseydin. Şimdi çoklar azaldı, azlar
tükendi köylüde! Para olur mu?"
"Bilir bilmez laf konuşma!" dedi Muhtar. "Onun orasında itiraz edilmez. Ne dedim söze
başlarken? "Millet nerde, sen de orda olacaksın!" dedim. "Çoğunluk var!" dedim.
"Demokratcılık var!" dedim. Dedim de dedim. Millet, "Hayhay" dedikten sonra, sen itiraz
etmişin yararı olur mu? Hökümet anlar mı senin parasızlığından? Hökümet diyor ki: "Şimdi
sen paralısın!" Tamam öyleyse, itiraz yok, paralısın-dır! Paralı olmasan heykel parası ister
mi senden? Hem beri bak, yahu sende hiç kafa çalışmaz mı? Biraz düşünsene: Bu heykel işi
hökümete lazım olmasa kendi öpöz köylüsünü durduğu yerde sıkıntıya sokar mı? Belki
yabancı devletlere karşı bir gösteriştir. Siyaset işi bu! Bakarsın altından derin anlamı
çıkar..."
Ağali duramadı:
"Bırak yahu!" dedi. "Hiç itiraz etmeyince olur mu? Herkes "Hayhay" demiş, sen de onlara
uymuşsun! İtiraz edersem ortada kalırım demişsin. Herkes böyle düşünmüş. Ee, neye
varacak bunun sonu böyle? Siyaset diyorsun, ne siyaset, ne bir şey! Kupkuru bir heykel b. !
Ne yararı var heykelin hökümete, millete? Ne yararı var ölüye diriye? insan buna itiraz
etmez mi?"
"Etmez!" dedi Muhtar. "Çünkü, hiç kimse etmiyor. Çıkıp bir sen edecek olsan, sipsivri
kalırsın ortada! Onun orasında Kaymakam var, Şube Reisi var, Savcı var. Kırk yedi köyün
muhtarı var..."
"Hep beraber itiraz etseydiniz!.. Benim de sözüm bir sana değil ki zaten!.."
"Canım Ağali, olmazına olmazına konuşma arkadaş! Nerde buldun öyle milleti? Karganın
alayı olur mu? Bizim insanımız tıpkı
karga! Kaymakamın önünde herkes "Hayhay" diye bağırdı, dışarıya çıkınca bir de ne
görelim? Hep homurdanmağa başlamazlar mı? Ben de buna kızarım işte! Ee; ulan eşşek
oğlu eşek, sözüm yabana hayvan oğlu hayvan, homurdanma dediğin, içerde, Kaymakamın
yamacında olacak! Yani, senin dediğin gibi! Ama benim de dediğim gibi, nerde o millet?"
Ağali sustu. "(Nerde o millet?)" dedi kendi kendine. "(Kavat oğlu kavat, sen de o milletten
değil misin? Sen neye itiraz etmedin? Sen önden bir itiraz etsen belkim ardından ötekiler
gelirdi. İtiraz edenin boynunu furacak değil er ya!..)" Sustu, sonra gene konuştu:
"Dediğim gibi bu parayı alırlar bizden! Madem itiraz edilmemiş, madem şehirli de veriyor,
alırlar kardaşım! Bari, bir çözüm düşünelim, savalım başımızdan gitsin!"
"Aferin Ağali!" dedi gene Muhtar. "Böyle konuş; itiraz etmekte fayda yok! Böyle konuş da
komşuların aklını erdir!" Sonra sordu: "Nasıl bir çözüm düşünelim sence?"
Ağali:
"Bu parayı hemen şimdi verebilecek on kişi ya çıkar, ya çıkmaz içimizden. Onun için çabuk
yönünden para getirecek bir çözüm düşünelim!" dedi.
"Çabuk yönünden para?.." diye mırıldandı Muhtar.
Halil İbiş:
"Hemen eşkıyalığa çıkalım mesela!" dedi. "Şöyle Burdur üstüne doğru, köycek! Yada
Denizli yanına! Eski yeni bütün varsılları soyalım şöyle! Ne çırpabilirsek, birleştirip bir
kaleme furalım. Taşın parasını ayırıp üstünü bölüşelim. Çoluk çocuğa temiz birer üst baş
düzelim mahanayla, pabuç mabuç alalım... Bilmem ne dersiniz bu aklıma?"
Muhtar huysuzlandı:
"Matrağa alma bizi yahu Halil İbiş!" dedi. "Matrağın sırası mı? Akla sığar bir söz konuş da
hisse kapalım!.."
Halil İbiş:
"Valla bu işin akla sığar yanı yoktur Muhtar!" dedi. "Yoğa ne çözüm varsa sen söyle, biz de
öğrenmiş olalım sayende!.."
"Meradan bir yer satalım!" dedi Muhtar.
Ali İzzet "mera" sözünü duyunca korkulu bir düşten uyanır gibi
sıçradı kalktı. Bastı itirazı:
"Satıla satıla mera mı kaldı? Habire satıyoruz! Bir uçtan da, bu yetmiyormuş gibi, bir kısım
açıkgöz komşular, ha babam, de babam, ucundan kıyısından kapıp tarla yapıyor! Kuzu
güdecek yer kalmadı Muhtaaar! Sen nerenin sözünü ediyorsun arkadaş? Kalbinde hiç
insafın, hiç din imanın yok mu senin?"
"Madem öyle, çayır satalım korudan!"
İtirazlar birleşti:
"Olmaz, olamaaaazü!"
Muhtar:
"O olmaz, bu olmaz!" diye bağırdı. "Ne yapalım öyleyse? Ha bakın, biz bunun çözümünü
bulduk arkadaşlar!.. Geçen gün döktük düşündük. "Bir köy belası gelirse elimizde metelik
yok, köy içinden üç adımlık evyeri satalım, elimizde bulunsun" dedik. Sattık da nete-kim!
Bizim Kuruldaki Haceli aldı. Bu evyerini heykel için sattık deyelim..."
"Olmaz, olmaaazL"
"Olmaz!" diyenler, köy içinde evi olanlardı.
Ağali:
"Haceli'ye satılan evyerinden hiçbirimizin bilgisi yok!" dedi. "Komşuya danışmadan yaptın
bunu!"
Muhtar, Ağali'ye ters ters baktı:
"Her iş komşuya danışılmaz Ağali!" dedi. "Danışacaksın da ne olacak? Kimi razı olacak,
kimi razı olmayacak. Uzatacağımıza, biz kısaca hallediverdik! Dört aydır yazıcı aylığı
verdiğimiz yok. Dahi ben de almıyorum. İmam da almıyor. Ziraat'tan habire boğa parası
istiyorlar. Bir de bu heykel davası geldi çattı! Karataş'ta özel darpanemiz var da para mı
basıyoruz komşular? Helbet köy içinden yer satacağız! Eğer bir itirazı olan varsa, gider
Kaymakam Beyimize şikât eder! O kadar!.."
Hiç konuşan yok; susuyorlar.
"Kurul buna bu çözümü buldu arkadaşlar!" dedi Muhtar. "Yeter gayri, bu fasıl kapansın!
Gelelim ikinci fasıla..."
"(Şimdi sıra bizde!)" dedi Bayram, titredi.
"İkinci fasıla geliyorum arkadaşlar! Birkaç güne kadar Kaymakam Beyimiz köyümüze
gelecek. Hem milleti bir teftiş edecek, hem
de bu heykel işini görüşecek. Bana dedi ki: "Ben varana kadar parayı hazırla!" Para faslını
Kurul düşündü diyelim. Bir de Kaymakamın gelişi var. Öyle ya, bu adam gelecek, inecek
konacak, bir tedarik görmek gerekmez mi? İlahiyle karşılayıp ilahiyle uğurlamak olmaz
koskoca Kaymakamı! Kaymakam dediğin bizim gibi kuru ekmek yemez, kuru yerde
oturmaz, bizim gibi sidikli yatakta yatmaz! Kaymakam karşılamanın yöntemi neyse, biz de
ona uyacağız zorunlu!.."
"İyi ya! Madem bunu da Kurul düşünsün!" dedi beş on kişi.
"Peki Kurul düşünsün!" dedi Muhtar. "Peki komşular! Öyleyse işimiz tamamdır! Herkes
evine gidip yatabilir. Bu akşam bir görevi olanlar görevine başlayabilir. Yalnız, bir sözü
unuttum, onu da söyle-yim: Herkes yarın erkenden evinin önünü, avlusunu, sokağını
süpür-sün! Kaymakam Beyimiz titizdir. Köyün pisliği nazarı dikkatine çarparsa fena olur.
Duyduk duymadık demeyin. Karıların kafalarına furun, süpürsünler. Bakarsınız ceza yazar,
tekdir eder. Durduğumuz yerde söz gelmesin üstümüze. Ben sözden çok korkarım...
Anlaşıldı mı komşular? Sabah erkenden, her yakayı tertemiz göreceğim!.. Haydin bakalım,
şimdi selbessiniz!.."
Millet, iskemlesinden kıpırdadı. Çıkmağa başladılar.
"Bekçi! Gel aslanım buraya!" dedi Muhtar.
Kapının dibinde dikilip durmaktaydı Mustafa. Hemen koştu. Muhtarın önünde askerce duruş
aldı. "El içinde saygılıca duruşunu al da, başka yerde ne halt edersen et!" derdi Muhtar.
Mustafa böyle yapar kalabalıkta. Toparlanır, koşar. Eğilir ister istemez.
"Söyle Kara Bayrama gitmesin! Konuşacaklarım var!" .
12 YILANIN BAŞI
Kara Bayram oturduğu yerden kalkmadı zaten. Nuri'yle birlikte on kişi ancak kaldı
kahvede.
"Siz de oturun!" dedi Muhtar üyelere.
Bayram iskemlesini Kurulun yanına getirdi.
Muhtar bir sigara çıkardı. Nuri hemen koşup ateş sundu. Bir iki çektikten sonra:
"Eee Bayram!" dedi Muhtar. "Yahu, biz seni akıllı makıllı bir kimse bilirdik be! Şöyle iyi bir
komşu bilirdik biz seni! Uysal, sessiz, temiz, kendi halinde!.."
"Siz gene öyle bilin!" dedi Bayram. "Ben öyledirim!"
"Biz bu dünyaya kazık kakıcı değiliz. Bizden sonra, Muhtar ol-masan da, Kurul üyesi filan
yaparız seni diyorduk..."
"Olanlara kutlu olsun!" diyecekti, demedi. "Daha akıllı komşular var!" dedi. "Bir benim kötü
çıkmamla Karataş üyesiz mi kalır?"
"Bak!" dedi Muhtar. "Öyle kaharli konuşuyorsun ki!.. Ne olsa senin yaşın ufak daha! Hem
de aklının ermediği çok iş vardır! Büyüklerin ne derse onları dinle sen! Cevap verme
bakalım..."
Bayram: "Dinliyorum!" deyip sustu.
"Ama iyi dinle! Şimdi bu Haceli'nin temel kazmasına gönlün razı olmuyormuş, öyle mi?"
"Haceli temel kazarken, ananı gönderip kazmasının önüne yatır-tıyormuşun! Böyle şeylerin
bu köyde görülmesini istemem Bayram! Kan mı çıkarmak istiyorsun Karataş'ta?"
Bayram:
"Benim kanla manla bir ilgim yok!.." dedi. "Anamı da gönderip kazmanın önüne
yatırtmıyorum. Kendi gidip yatıyor. Haceli'nin temel işine şimdilik ben karışmıyorum!"
"Sen dururken dişeyli halinde anayın çıkması doğru mu? Niçin engellemiyorsun? "Dur!"
demiyorsun?"
"Nasıl "Dur!" diyeyim? Altmış yaşındaki kocakarının ayağına
duşak mı furayım?"
"Onu yarın odaya çağırırız. Bu kadar erkeğin içinde sorguya çekeriz. Sen bundan utanmaz
mısın?"
"Neye utanacağım? Bir eksik işi mi var anamın?"
"Bu eksik iştir! Kadın kısmı ne karışır erkeğin işine? Bak, sonra karakola yollarım ikinizi de!
Candarmaların kulağına fıslar, dayak at-tırım! Gözaltına kapatırım!.."
"Evinin önüne ev yapılmasını istemeyen bir kadına dayak atarlarsa attır! Senin şanına
yakışırsa, hayhay, yol a bizi karakola!"
"Evimin önü" diyorsun ulan, nasıl evinin önüymüş? Onun orası köyün ortak malı be! Kurul
kararıyla sattık köyün ortak malını! Ne var bunda yadırganacak?.."
"Köy içinde yirmi kişinin evi var ama!"
"Var!.."
"Yirmi evin önünden sade benim evin önünü mü satmaya karar veriyor Kurul?"
"Kara Bayraaam, Kara Bayram! Oğlum Kara Bayram!.. Bak sen çok ileri gidiyorsun
aslanım! Ulan, Haceli'nin yapacağı evin senin eve ne zararı var?"
"Manzaramızı kapatır..."
Muhtar güldü:
"Şunun düşündüğü şeye bak! Bir de akıllıyım diye gezersin köy içinde he mi? Aklını
köpekler yesin naha!.. Ulan senin neyine manzara be? Sen bir çarıklı köylüsün. Köylü herif
götüne mi sokacak manzarayı? O senin dediğin şehirliye mahsus. Hani bir adam ev
yaparken tutturur: "İl e denizi görsün!" Görür denizi. Başka biri gelip bunun önüne ev
yaptıracak olursa, sesinin çıktığı kadar bağırır: "Manzaramı kapatma! Manzaramı kapatma!"
O hesap oluyor seninki de. Bizim köyümüz bir kuru köydür. Ne manzarası vardır, ne bir
şeyi! Kapansa ne olur, kapanmasa ne olur? Ayıptır bunlardan ötürü kavga çıkarmak. Bırakın
gürültüyü, barışık yaşayın. Hırlaşmaktan ne çıkar? Bakın hö-kümetimiz heykel bile diktiriyor
bu işler için! Utanmıyor musunuz?"
"Bunda utanacak bir şey yok!" dedi Kara Bayram. "Bir adam gelsin, senin evin önüne koca
bir haney yaptırsın. Üstüne kendi oturup keyfine baksın, altına öküz, eşşek taksın, gübresini
de senin evin önüne atsın! Ona ayıp olmasın da bize ayıp olsun, öyle mi Muhtar?
Hey gidi hey!.. Verandır has bahçenin gülleri veran!.."
"Konuşuyor... Ulan amma kalın kafaymışsın be!.."
"Ben kalın kafayımdır! Onun için evimin önüne ev yaptırmam! Yaptırıp gübre attırmam!"
"Ulan şimdi memlekette kanun var. Her iş kanunla. Kanunsuz bir şey görüyor musun sen?
Gübrenin bile kanunu var. Aklını başına topla Kara Bayram, köylü milleti kendi keyfine
yaşamayacak bundan sonra. Kanun diyor ki: "Köy içine gübre dökülmeyecek!" Dök de
göreyim!"
"Ne olacak gübre, nereye dökülecek?"
"Tarlaya dökülecek!"
"Bir gün döktün, iki gün döktün tarlaya; üçüncü gün?"
"Her gün!" {
"Karda, kışta?"
"Her zaman!"
"Olmayasıya!" dedi Bayram. "Karataş'ın adamı kışın kağnı koşup tarlaya gübre dökmeye
gitmez!"
"Farz et ki gitmedi. Haceli de senin evin önüne attı gübreyi. Ne sakınca var bunda?"
"Ne sakınca var olur mu? Koku yapar!"
"Sen köylü müsün, yoksam Burdur kibarı mısın ulan? Köylü adam gübre kokusundan kaçar
mı?"
"Ben gelip senin evin önüne gübre atsam, sen onun kokusundan kaçmaz mısın?"
"Kaçmam valla!"
"Ben kaçarım!"
"Ben kaçarımmış!.. Senin burnun peygamber burnu mu Kara Bayram! Ne var da gübre
kokusundan kaçıyorsun?"
"Peygamber burnu olmasın benim burnum, gübre kokusu istemiyorum!"
"Madem gübre kokusu istemiyorsun, bak sana bir söz. İyi dinle. Dedim ki: "Köy Kurulu
karar verdi, burası satıldı!" Haceli almasa başkası alır. Gel aynı fiyata sen al!"
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Yılanların Öcü - 09
  • Parts
  • Yılanların Öcü - 01
    Total number of words is 2772
    Total number of unique words is 1694
    30.7 of words are in the 2000 most common words
    42.0 of words are in the 5000 most common words
    48.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 02
    Total number of words is 2802
    Total number of unique words is 1635
    32.5 of words are in the 2000 most common words
    45.1 of words are in the 5000 most common words
    51.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 03
    Total number of words is 2793
    Total number of unique words is 1673
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    46.0 of words are in the 5000 most common words
    52.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 04
    Total number of words is 2808
    Total number of unique words is 1551
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    46.7 of words are in the 5000 most common words
    54.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 05
    Total number of words is 2836
    Total number of unique words is 1595
    34.4 of words are in the 2000 most common words
    47.1 of words are in the 5000 most common words
    53.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 06
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1611
    32.8 of words are in the 2000 most common words
    44.9 of words are in the 5000 most common words
    52.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 07
    Total number of words is 2771
    Total number of unique words is 1531
    35.1 of words are in the 2000 most common words
    47.7 of words are in the 5000 most common words
    54.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 08
    Total number of words is 2924
    Total number of unique words is 1438
    33.7 of words are in the 2000 most common words
    47.6 of words are in the 5000 most common words
    54.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 09
    Total number of words is 2770
    Total number of unique words is 1434
    35.4 of words are in the 2000 most common words
    48.4 of words are in the 5000 most common words
    55.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 10
    Total number of words is 2779
    Total number of unique words is 1594
    32.0 of words are in the 2000 most common words
    43.6 of words are in the 5000 most common words
    51.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 11
    Total number of words is 2647
    Total number of unique words is 1321
    36.4 of words are in the 2000 most common words
    51.0 of words are in the 5000 most common words
    58.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 12
    Total number of words is 2739
    Total number of unique words is 1531
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    47.5 of words are in the 5000 most common words
    54.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 13
    Total number of words is 2879
    Total number of unique words is 1584
    31.7 of words are in the 2000 most common words
    43.6 of words are in the 5000 most common words
    50.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 14
    Total number of words is 2900
    Total number of unique words is 1583
    34.1 of words are in the 2000 most common words
    46.6 of words are in the 5000 most common words
    53.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 15
    Total number of words is 2745
    Total number of unique words is 1528
    32.8 of words are in the 2000 most common words
    45.1 of words are in the 5000 most common words
    51.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 16
    Total number of words is 2811
    Total number of unique words is 1561
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    46.9 of words are in the 5000 most common words
    53.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 17
    Total number of words is 2846
    Total number of unique words is 1533
    35.9 of words are in the 2000 most common words
    49.1 of words are in the 5000 most common words
    56.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 18
    Total number of words is 2801
    Total number of unique words is 1599
    32.3 of words are in the 2000 most common words
    45.5 of words are in the 5000 most common words
    52.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 19
    Total number of words is 2838
    Total number of unique words is 1662
    33.0 of words are in the 2000 most common words
    46.5 of words are in the 5000 most common words
    53.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 20
    Total number of words is 2799
    Total number of unique words is 1583
    33.9 of words are in the 2000 most common words
    46.6 of words are in the 5000 most common words
    53.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 21
    Total number of words is 2775
    Total number of unique words is 1623
    31.8 of words are in the 2000 most common words
    45.0 of words are in the 5000 most common words
    51.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 22
    Total number of words is 2821
    Total number of unique words is 1524
    36.0 of words are in the 2000 most common words
    48.6 of words are in the 5000 most common words
    54.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 23
    Total number of words is 2970
    Total number of unique words is 1600
    31.6 of words are in the 2000 most common words
    45.5 of words are in the 5000 most common words
    51.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 24
    Total number of words is 2671
    Total number of unique words is 1683
    30.1 of words are in the 2000 most common words
    43.5 of words are in the 5000 most common words
    50.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 25
    Total number of words is 9
    Total number of unique words is 9
    33.3 of words are in the 2000 most common words
    44.4 of words are in the 5000 most common words
    66.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.