Yılanların Öcü - 07
Oturuyorlar. Çocuklar, kağnıyı köy içinde görür görmez analarına el çırpmağa başladı.
Karı koca, öküzü ineği salıp yukarı çıktılar. Urganı dirgeni kaldırdılar. Irazca hiç
kıpırdamadı. Konuşmadı.
Haçça, sessiz sessiz gitti, leğeni ibriği getirdi, Bayram'ın elini ayağını yıkattı. Kendi elini
ayağını da yıkadı. Kocakarı, hâlâ konuşmadan, kıpırdamadan duruyor.
"Ne oldu ana?" diye gelip yanına çöktü Bayram. "Ne var ne yok? Böyle derin derin ne
düşünüyorsun?"
"iyilik Kara Bayram!.." dedi Irazca. "Ne düşüneyim? Senin bu kız hiç içeri girmek istemiyor.
Gözü hep köyün içinde. Haceli'nin temel kazan işçilerini gözetliyor. Ama oğlun Osman
kabazeyin olacak. Sabahtan beri, "Ulen Osman, bak Deli Haceli evinizin önüne ahır yapıyor,
bokunu sizin avluya atacak; kovala şunu!" diyorum, bakıp bakıp gülüyor!"
Bayram, oğlunu kucakladı. Öptü. Babası oğlunu kucaklayınca, kızı çırpınmağa başladı.
"Bunu da kucakla, bunu daaa!.." dedi Irazca. "Bu, kıskanç kancığın biri olacak! Bir elini ona
verdin mi, bir elini de buna vereceksin! Kıskanç olacak bu..."
Haçça kalkıp içeri gitti. İyi yorulmuştu bugün. "Bahşiş" denen
yer uzaktı. Çöyürü kesmek, yüklemek ağır işti. İndirmek, çite basmak daha ağır. Bayram'la
o da gidip gelmiş, Bayram kadar o da koşulmuştu işe- Ama ne yapsın? Köy yerinin işleri
ağır. İnsan akşama kadar yorulur ama, sabaha kadar iyi kötü dinlenirdi.
Bayram:
"Ne yaptın Haceli'yle akşama kadar ana?" dedi.
"Ne yapayım?" dedi Irazca. "Gidip geldim, yüreğine korku saldım. "Yedi yüz bannot para
verdim!" diyor. "Muhtar satılığa çıkardı, aldım!" diyor. Ben de iyi korkuttum: "Öldür ulen
beni!" dedim. "Öldür, gir cezaevine! Benim oğlum da senin karıyı alsın!" Attım kendimi
önüne. "Öldürmem!" dedi. "Öyleyse ben seni öldürüp gireyim cezaevine, oğlum senin karıyı
gene alsın!" Benzi kül gibi geçiverdi. Kolay değil: Ya ölecek, ya öldürecek! Ölse de ölüm,
öldürse de ölüm. Çünkü az çok mapusluk da bir ölümdür dünyada Bayram! Mapusluk
dünyadan elini eteğini çekmek demektir. Dünyadan elini çeken adam ölü sayılır. Bahusus
köylük yerinde! Bir adam, akşam evine gelip otu-ramadı mı, evim var diye güvenmesin!
Karım, kızım var diye güvenmesin. Haceli biliyor bunları. Onun için benzi kül gibi geçiyor.
Beni öldürse, kanun kocakarı der mi? Canın ceremesi herkes için bir. Beni öldüren de yatar
otuz yıl, temsil Haçça'yı öldüren de! Halbuysam ırgat tutacak oldun mu, gencin ücreti
yüksek. Yaşlıya para vermez-ler!.."
Bayram:
"Ama bak, vazgeçmemiş temel kazmaktan! Daha iyice korkmamış demek?" dedi.
"Korktu!" dedi Irazca. "Korktu ama siyaset; belli etmiyor! Kork-madıysa bile,kafası bulandı.
Bu da ona yeter. Gayri bırakmayız peşini!.."
"Bırakmayacaksın ama böyle böyle sonu nereye varacak? Demin yolda karşılaştık. Çattım.
Hiç kötü cevap vermedi. Eğer bir kötü cevap verse, bela hazırdı!.."
"Sakın ha!" dedi Irazca. "Sakın uyayım deme! Ben gelirim onun hakkından! Şayet
gelemezsem o zaman gene kendin düşünürsün..."
"İş işten geçtikten sonra ne düşüneyim ana?.. Şimdiden gidip muhtara başvurmalı! Hiç
olmazsa usulen. Olmazsa karakola, Kaymakama gitmeli!"
Irazca haykırdı:
"Şaşkınlaşma! Hep ondan yana çıkarlar!.. Hem neye sen gidiyor-muşun? O gitsin! O şimdi
para verip aldığını söylüyor, biz de engel olup yaptırmayalım diyoruz; o gitsin bizden davacı
olsun! Biz de cevabımızı veririz: "Neden başka evin önünü satmıyor da, bizim evin önünü
satıyor cımbıldak Muhtar?" Hiç bizim aklımız yok mu? O, bugün gitmese yarın gider şikâta.
Muhtar çağırtır seni. Sen de: "Ben bilmem, anam bilir!" der çıkarsın işin içinden. İsterse
beni de çağırsın. Ben onların hepsinin ağzına sıçarım o zaman!..
Ahmet, ninesinin ardına oturmuş, hiçbirini kaçırmadan konuşulanları dinliyor.
"Haydi, sen şimdi Ahmet'i yanına al, Sultanca teyzene bir bak gel! Yılanı gene görmüş mü?
Gördüyse asıl ona bir çare düşün! Delikleri tıkadın ama çıkar gene ortaya. Yakalayıp
öldürürsen, eşini de öldürmek gerekir. Eşsiz dolaşmaz yılan dediğin. Eğer eşini öldüremez-
sen öcünü adamakıllı alır. Bir yılan da harımda var ölecek. Ahmet'in öldürdüğü yılanın eşi!
Dikkat edin yılanlara! Birkaç koldan gelmeyi sever bize belalar. Aman gözünüzü seveyim
dikkat edin!.."
"Ederiz ana! Kolay!" dedi Bayram. "Yılanın öldürülmesi son derece kolay bir iş! Bunun için
kendini üzme..."
Oğlunu alıp teyzesini görmeğe gitti.
Irazca'nın yüreği harp harp vuruyor.
Haçça gelin yorgunluktan ölüyor.
YORGUN MUSTAFA
Bekçi Mustafa, tellal bağırmak üzere Badıca'nın damın başına çıktı. Elini kulağına attı.
Mustafa'nın tellalı, "KomşulaaaaarL" diye başlar. Köyün her yanından duyulur. Muhtarın bir
buyruğunu, Kurulun bir kararını, yeni gelen bir kanunu, akla gelmedik bir köy işini yayar.
Bu kez, her evden aklı erik bir kişiyi, yatsıdan sonra Nuri'nin Kahve'de yapılacak toplantıya
çağırıyor. Sonunu da: "Duyduk duymadık demeyin haaa!.." diye bir kurusıkı ile bitirdi.
Mustafa, tellalı bitirip Kara Bayram'ı düşündü. Muhtar "özel olarak" sesletiyor. Şimdi bir de
onu görecek ayrıca. Yorgunluktan dizleri titriyor. Karataş'ta iş mi yok Mustafa'ya?..
Muhtarın atını tımar ettikten sonra ekin aralarını dolaştı. Bir sürü mal topladı. Hepsi
başıboştu. Kapamak için köye kadar sürüp getirdi güç bela. Ama tam köy içine soktuğu
sıra, sahipleri önüne çıkıp kapışıverdi. Bunların kimi Muhtarın, kimi üyelerin hısımları. Kala
kala bir semersiz eşek kaldı önünde: Kerimoğlu'nun eşeği. "Ötekileri kapattım da bu mu
kaldı kapatamadığım?" diye onu da salıverdi köy içinden aşağı. Sonra gene Muhtar çağırttı.
Yayan yapıldak Gökçeyaka'ya yolladı. Gökçeyaka Muhtarına kâğıt varmış ilçeden. Hem de
Kaymakamın iki gün içinde köyleri teftişe çıkacağı haberini kattı Muhtarın kulağına. Kurnaz
adamın biriydi Gökçeyaka Muhtarı. Olur olmaz toplantılara inmezdi, hastayım der yatar. Bu
kez de öyle yaptı. Olanlar Mustafa'ya oluyor arada. Gidiş geliş dört saat, yayan!
Dünyada bekçilikten zor zenaat var mı acaba? Olsa olsa bir sığır çobanlığı, ama bekçilik
zorlukta onu da geçer. Ona göre, köy yerinde adamı sefillikten kurtarmağa elli dönüm
toprak yeter, artar. Elli dönümün iki dönümü, bir dönümü subasar olur. Bağ bahçe
çevirirsin. Geri kalanın yarısı ekin, yarısı nadas. Nesine yetmez Mustafa'nın? Kaldırdığı
ortasından bölünüp ayağa gitmedikten sonra bol bol yeter. Adamın ineği, öküzü olur. Dört
koyunu, on tavuğu, bir eşeği olur. Koyunlar iyi kötü kuzular, eşek kunlar, inek buzular.
Derdini belanı savmak için iki çuval fasulye, yada buğday sattın mı ayağını sudan
kurtarmış sayılırsın. Artık kendini muhtara rezil ettirmez, üyeye azar-latmazsın. Sırtın
gömleksiz, ayağın çarıksız gezmezsin...
Aklınca, şu köyde ne adamlar var ki avanak avanak dolaşıyor. Zamanında sürüp,
zamanında ekmiyorlar. Güzel toprakları sefil ediyorlar. Günlerini, gecelerini kahvede
geçirip, öküzü, eşeği karının eline bırakıyorlar. Ekmek bulup yiyemese doğruydu onlar.
Karının baktığı mal, mal olsa, erkeklere lüzum kalır mı dünyada? Irazca'nın Bayram
başkaydı. Topraklarını iyi işliyor. Üç bin liralık pay aldı Necip Beyin çiftliğinden. Borcunu
bitirdi. Üç yıl sonra gayri o da adam olurdu. Ama subasarı az yoksulun: Üç evlek! İçini
çekti. Olsa da onun da üç evlek olsa keşke! Bayram'ın kağnısı bile var. Bir de tosun aldı mı
öküzün yanına! O zaman el erin bir kaldırdığı topraktan Bayram üç kaldırır. Kara Bayram'ı
beğeniyor. Toprağını iyi işliyor. İşinden gelip işine gidiyor. İşinden gelip işine giden adamı
çok sever Bekçi Mustafa.
"Bayraaam, aaay Bayraaaaam!.."
Bu ikinci üye Haceli de, Bayram'ın evin önünü bulmuş ev yapacak. Yoksulun evi arkada
kalacak. Ulan Kara Bayram, yutacak mısın bunu?
"Kara BayraaaamL"
Evde yok mu, ne? Biraz daha yürümeli, ta kapının dibine yanaş-malı. Adamın dizi ağrıyor
yorgun olunca.
"BayraaaamL"
Karısı çıktı kapıya:
"Buyuuur Mustaf emmi?"
Güzeldi Bayram'ın karısı. Hem de iyi huylu. Gel gelelim, böyle bir karının kocası varlıklı
olmalı değil mi? Varlıksız adamın karısına kulağasma! Güzellik, çirkinlik hava. Karı dediğin,
iyi yedi, iyi giydi mi, güzel olur dünyada! Borç biteli biraz toplamış Bayram'ınki. Ah
yoksulluk!.. Üç günün içinde nasıl fark ediyor karı bak!..
"Bayram evde yok mu Haçça?"
"Teyzemgile gitti Mustaf emmi!"
"Gelince söyle de akşam Nuri'nin Kahve'ye buyursun. Muhtar çağırıyor. Unutma, çok
önemli!.."
"Olur Mustaf emmi."
Alanlı Ayşe'nin kızı Haçça!.. Yüzü yuvarlanmıştı. Kocası koca
olunca karı kısmının yüzü güler. Kocası koca olmazsa, baldan baklava yese boşa! Baldan
baklava!.. AaaahL Baklava gelir siniyle! Türkü... Nerde be? Gelir bekle! Bir incirci bari gelse!
On gün, yirmi beş mal kapasa... Her maldan ikişer yumurta alsa... Yumurtaları altışar
kuruştan satsa! Elli yumurta altışar kuruştan... Dur simdik... İncir bir buçuk liradan... Dur
simdik... Dünyada adam doyuncaya kadar incir yiyebilse... Bir et yiyebilse... Bir
uyuyabilse... Bir rahat edebilse... Dur simdik... Kanıncaya kadar yatıp bir dinlenebilse... Dur
simdik... Aaah!..
10 KİMSE GÖRMEDEN
Haçça: "Şu sırtındaki kirli gömleği çıkar da temizini giy Bayram!" dedi kocasına. "Elini
yüzünü de bir yıka!.."
"Öyle yap!" dedi Irazca. "El içine çıkacaksın! Ardından önünden baktıkları zaman kulağın
bir parmak kir görünmesin!.."
Bayram sırtındakini çıkardı. Haçça, giysi selesinden yamalı bir gömlek buldu, temiz.
Bayram giyerken: "Değiştirmişken içindekini de değiştirmeliydi!" diye söylendi.
Irazca:
"Merdivenin ağaçlarını getirdikten sonra bir kazan su vurun! İyice koktunuz gayri!" dedi.
Bayram'a döndü: "Sen de içindekini o zaman değiştirirsin oğlum, anlad mı?"
Haçça, bir ibrik su ile, küçük el leğenini getirip kapının önüne koydu. Çulun ucunu kaldırdı:
"Geliver Bayram!" dedi.
Leğenin başına çömeldi Bayram. Çöyürden çizik çizik olmuştu elleri. Çalı gibi sertleşmişti
ellerinin derisi. Ilık suyla, sabunsuz uzun uzun ovundu. Yüzünü gözünü, kulaklarının içini,
boynunu yıkadı. Kuruladı.
Irazca:
"Eğer Muhtar, Haceli'nin evyerinden söz açarsa, kendinden cevap verme. Benim
dediklerimi söyle: "O işe anam karışıyor!" de. Eğer, "Sen necisin, neye sen karışmıyorsun?"
diye sorarsa, "O benim anamdır, bugün başımda büyüktür, o varken ben karışmam!" de.
Açık verme kimseye!.."
"Bakalım onun için mi çağırıyor? diye Haçça söze karıştı. "Tellal, cümle komşuyu sesledi.
Belki başka bir konuşma var?"
"Belki..." dedi Bayram. "Muhtar ilçeye gitti ya! Yeni bir kanun mu var kimbilir?'
"Her neyse!" dedi Irazca. "Gider bulunursun. Oturur dinlersin. Alınacak hisseyi alırsın.
Üzerine söz gelirse dediğim gibi cevap verirsin. Haydi git şimdi..."
"Acelesi yok ana!" dedi Bayram. "Konuşma yatsı namazından
sonra başlar. Daha ezan bile okunmadı..."
"Okunmasın! Millet toplandım, toplanıyorum deyinceye kadar oturur bir çay içersin. Yerine
alışakorsun!.."
Bayram yavaş yavaş doğruldu. Şapkasını başına geçirip çıktı. Küçük Tornan merdiven
başındaydı. Ayağının ucuyla dokunup köpeği hırlattı.
"Tövbe ya RabbiiimL" dedi Irazca. "Bu oğlan da buna alıştı! Girerken çıkarken ille bir
hırlatır!.."
Bayram, Haceli'nin temelden çıkan taze topraklara basa basa köy içinin alt başındaki
kahveye doğru yürüdü. Ortalıkta üç adım ilerisini göstermeyen bir karanlık var gene. Tek
tük ev ışıklarıyla, Nuri'nin Kahve'nin ışığından başka ışık görünmüyor göze.
Az sonra Beytullah Hoca'nın anlaşılmaz sesi duyuldu. Otuz kırk yıldır, aynı kapıdan girer,
taş merdivenlerden aynı sekiye çıkar. Arabistan'a doğru döner, bu anlaşılmaz sözleri bir tek
makama uydurarak haykırır durur. Çoğu zaman haykırdığından da haberi olmaz. Sesi, elli
altmış yıl öncelerden kalma külüstür bir plağın sesi gibi cansız, cızırtılı çıkar. Beytullah Hoca
ezan okurken Bayram'a bir gülmek gelir. Güler gizli gizli. Hele camide dua okurken!..
Irazca, torununa seslendi:
"Ahmeeet!.."
"Hoop!" dedi hemen Ahmet.
"Birazdan seni bir yere götürsem gider misin?"
"Beraber mi gideceğiz nine?"
"HıL"
"Tabii giderim!"
Irazca, bu kez Haçça'ya seslendi:
"Gelin! Yerlerini hazırla da, şu ufakları uyutuver kızım! Sen de geleceksin bizimle!"
"Bir şey mi var ana? Nereye gideceğiz?"
Irazca birden öfkelendi. Dünden beri hep böyleydi. Tez ateş alıyordu:
"Dediğimi yap kızım sen? Nereye gideceğimizi sor gel mi dediler
sana.'..
Haçça kalkıp şilteleri serdi. Çocuklarını iki yanına alıp uzandı. Kıçlarını başlarını yepe yepe
uyutmağa çalıştı.
Irazca:
"Nuri'nin Kahve'de konuşma olduğu zaman ortalıkta cin kızlarıyla cin oğlanları top oynar!"
dedi. Kalktı. "Buralarda çinkosu kavlamış bir tabak vardı, gördün mü, geliiin?"
"Çiçek saksısının altına koydum ana!" dedi Haçça. "Camın önündedir, oraya bakıver..."
Irazca, camın önündeki çiçek saksısını yavaşça indirdi. Çinkosu kavlamış tabağı çekti.
"Ahmet! Ocaktan kül küreğini al!"
"Bunu mu?" dedi Ahmet.
Irazca gene parladı:
"Onu ulan eşşek onu!.. Evin içinde kaç tane kül küreği var da "bunu mu?" diye
soruyorsun?.."
Ahmet sesini çıkaramadı.
"Kalk bakalım gelin! Uyudularsa uyudular, uyumadılarsa ağlasınlar ardımızdan. Önden git
de ahırdaki ters küreğini çıkar sen de! Karanlıkta gözün görmez, eline kibrit al!"
"Bir iş mi var ana, neye söylemiyorsun?"
"Bir iş var gelin! Nesini söyleyim? Şimdi öğreneceksin!"
"Ana; başımıza bir bela açmayalım?"
"Suuuuus! Benim daha aklım başımda. Başımızdaki belayı def etmeye çalışıyorum,
görmüyor musun?"
"Öyle bela değil ana!.. Gece vakti... Issızlıkta... Kendi halimize... Gecenin karanlığında..."
"Korkma! Kimse bir halt edemez! Git ahırdan küreği al!"
Haçça, merdiveni el yordamıyla, ayak yordamıyla indi. Ahır kapısını el yordamıyla açtı. Ahır
sıcacık. Kibriti çaktı. Çelik öküz, inek, düve, eşek yatıyorlar. Gübre deliğinden ılık bir yel
geliyor. Haçça, kapının ardındaki küreği alıp çıktı hemen. Kapıyı kapadı. Kilidi bastırdı.
Ahmet'le ninesi merdiven başında fısıldaşıyor.
Irazca: "Sen önden yürü, elimden tut, ben ardından ineyim!" diyor Ahmet'e.
Haçça bağırdı:
"Aman Ahmet, sen dur oğlum, ben indireyim anamı!"
"Yetiş gelin, yetiş dorum kızım!" dedi Irazca. "Ahmet, sen şöyle dur ninem! Kör olmayası
Bayram! Şunun tahtalarım bir değiştirmedi! Savsamacıdır köpeğin eniği!"
Haçça, korka korka kaynanasını indirdi aşağı. Elinde kül küreği ve çinkosu kavlamış tabakla
Ahmet de indi.
Irazca öne düştü: "Gelin benimle!" dedi.
Avlu kapısından çıktı. Üç adım demeden, Haceli'nin temeller başlıyordu.
Irazca: "Ötekine, ötekine!.." dedi. "En ilerdekine!.."
En ilerdeki temele vardılar.
"İndirin beni şunun içine!"
Haçça, kollarından tutup kaynanasını indirdi.
"Az geri durun bakalım! Sabahtan beri karnım guruldayıp duruyor. Bir boşaltayım da rahat
edeyim!.."
Ahmet kıkır kıkır güldü.
Haçça: "Sen sabır ver ya Rabbiiiim!" çekti.
Irazca, hem boşaltıyor, hem sokurdanıyor:
"Savsamacı kocan, yatıp uyumaktan evin işine fırsat mı bulabiliyor ay Haççam? Söyleye
söyleye dilimde tüy bitti de bir hela yaptırta-madım! Her zaman, her zaman da ahıra
inemiyorum bu yaşlı halimde! Ayıp değil ya, iki gündür sıkıyorum kendimi. Ooooh!..
Raprahat bir boşaltayım, ooh!.."
Ahmet boyuna gülüyor.
"Yavaş gülsene sakar şeytan! Gelip geçen duyar!.."
Ahmet:
"Sen deyavaş patırdat!" dedi. "Asıl seninki duyulur!.."
Hep birlikte güldüler.
"Alnın; alın beni yukarı!" dedi Irazca. "Yeyip içmem gibi sıçmam da gözünüze battı! Alın
beni, çıkarın yukarı! Dürzünün Hacelisi, derin kazmış, yedi yıl sıçsam dolmayacak, çabuk
çıkarın beni yuka-
¦ıl
rı!..
Yardım edip çıkardılar.
"Haydi Ahmet, varsa sen de in ninesini!"
Ahmet: "Yok!" dedi utana sıkıla.
"Geliiin; haydi kızım; varsa utanma! Nasıl olsa karanlık, göz gözü görmüyor! Ay karanlık
görmezler derler ya, aynı öyle! Haydi kadın kızım..."
Haçça üç dört adım uzaklaşıp çömeldi.
"Acele etme, iyi boşalt kadın Haççam!" dedi Irazca.
Haçça su döküp çıktı.
"Dolmadı değil mi?" dedi Irazca.
Haçça güldü: "Dolmadı ana..."
"Ulen Ahmet, yazık sana! Azcık zorlamadın kendini!"
Ahmet: "Ben, aşağıya inmeden bir çöydüreceğim!" dedi.
"Aferin!" dedi Irazca. "Tek çöydür de inmeden çöydür! Haydi çabuk!.."
Ahmet temelin başına gerilip çöydürdü.
"Doldu mu?" dedi Irazca.
Ahmet güldü.
"Dolmadı mı?"
"Bu kadarcık şeyle koca çukur dolar mı?"
"Bu gece burası dolacak! Duydunuz mu?.." dedi Irazca.
"Ana! Ben senin muradını anlıyorum!" dedi Haçça. "Doldura-caksak bir an önce başlayalım.
Vakit geçirmeyelim. Ahmet; ver bakalım o ters küreğini bana. Sen de kül küreğini al.
Çinkosu kavlamış tabağı da ninene ver. Öyle değil mi ana?"
"Gı eşşeeek!" dedi Irazca. "Gı, sen benim huyuma ne iyi alıştın? Ben seni böyle görünce
oğlumdan fazla seviyorum! Gelsin, gelin görsünler! Gı benim bicecik gelinim, gı haspam; gı
sarı gülüm!.. Gelin görsünler!.."
Haçça seslenmedi. "(Görsünler!)" dedi içinden. "(Bir de kaynana görsünler! Gece gece şu
çektiğim nedir benim? Sabahtan akşama kadar kırda yorul, akşamdan sabaha kadar burda
yorul! Sanki Deli Haceli bir daha açtıramaz. Boşuna sidik yarıştırıyoruz!..)"
"Başlayın!" dedi Irazca. "Elinizi de çabuk tutun! Haydi bakalım Ahmet, bir kör yılan öldürüp
övünmesi değil o! İşte toprak: Haydi, kendini asıl burda göster!.."
Ahmet, küreğin attığını yeter bulmuyor, eliyle koluyla kakıyor çukura. Ninesi, "kör yılan"
der demez doğruldu: "Ne körü gu? Nohut gibi iki tane gözü vardı..."
"Çalııııışşş!" diye bağırdı Irazca. "Nohut gibi gözü olmaz bir adımcık yılanın! Konuşma,
çalış!.."
Ahmet, bundan daha iyi nasıl çalışabileceğini düşündü. Eğer bu hızla giderse hemen
dolduracaklar Haceli'nin temeli. "İki üç adamın sabahtan akşama kadar eştiğini biz çabucak
dolduracağız! Ninem de "Nohut kadar gözü olmaz yılanın!" diyor. Ağzı büyüktü. Ama
sahiden gözleri ne kadardı?" Çizmelerini giydi mi çamurun gözüne gözüne yürüyecekti kışın.
Mal sulamaya da her zaman o gidecekti. Kemik saplı çakının zincirini önünden sarkıtacaktı.
Şapkayı yana yıkacaktı. Ondan sonra kaçsındı bakalım kızlar kendisinden. Tuttu mu
saçlarını bir güzel koklayacaktı. Öyle kızlardan istiyordu ki, saçları anasının saçları gibi...
"Dürzü Haceli!" dedi Irazca. "Deli dürzü! Hasmın karıncaysa da horsunma demişler. Bizi
adam yerine koymadın ama, temelin halini gör de aklın başına gelsin yarın, akılsız dürzü!.."
11 "HAYHAAAYL"
Kahveci Nuri "şekeri dışarda çay"ını getirir getirmez sağ elindeki tespihi sol eline devredip
bardağı kavradı Karataş'ın Muhtarı:
"Bu şehirlinin işleri de çok yaman canım!" diye söylendi. "Öteberi fiyatları yükseldikçe bir
akıl düşünüyor mutlaka: İşte şimdi de çay bardaklarını küçülttü!.."
Nuri:
"Bülbül yuvası derler buna ağam!" dedi. "Tiryakiler küçük bardaktan içer, yordamı
böyledir!"
"Git ulan!" dedi Muhtar. "İçine tüküreyim böyle bülbül yuvasının! Şuna bak, tehhoo, iş mi
şu?.."
Köy Kurulunun birinci üyesi İbrahim sol yanına oturmuştu:
"Zaman değişiyor zaman! Biz de zamana uyduracağız kendimizi. "Ulülemre itaat!" demiş.
Herhalde bu sözün bir hikmeti olsa gerek. Şimdiki zamanda buyruk hep şehirden geliyor.
Sen de şehire uyacaksın. Küçük bardaktan mı iç dediler? İçeceksin. Hiç içme derlerse, o da
kabul, hiç içmeyeceksin!"
Muhtar, dönüp Haceli'ye baktı. Haceli oralı değildi. Kafasını eğmiş, düşünüyordu. Gözleri
dalgındı. Muhtar bardağı bırakıp ellerini kucağında kavuşturdu. Bir kurt kafasını andıran
kafasını ileri geri salladı:
"Eveeet komşular!" diye bağırdı. "Şimdi beni dinleyin bakalım! Oyun oynayanlar bıraksın
oyunu! Tamam mı? Birinci Kurul üyesi saygıdeğer İbrahim arkadaşımız: "Ulülemre itaat!"
diyor. Siz ne dersiniz? Nedir buna cevabınız?"
"Hayhaayy!" diye gürüldeştiler.
Beytul ah Hoca'dan az mı dinlemişlerdi bu türlü öğütleri? İliklerine işlemiş, kanlarına
karışmıştı âdeta. Bir kısmı, Muhtarın kendilerinden hangi konuda itaat isteyeceğini bilmediği
için bu "hayhay"lı gürüldeşmeye katılmadı.
Muhtar:
"Komşular!.." diye sürdürdü sözünü. "Biliyorsunuz, ortalıkta
neler olup bitiyor. Kaymakam Beyimiz muhtarları topladı. Dedi ki: "Muhtarlar, kardaşlarım!
Mesele böyle böyle... Şimdi önümüzde bir büyük cenaze var. Biliyorsunuz, cenaze cemaatle
- Parts
- Yılanların Öcü - 01Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2772Total number of unique words is 169430.7 of words are in the 2000 most common words42.0 of words are in the 5000 most common words48.8 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 02Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2802Total number of unique words is 163532.5 of words are in the 2000 most common words45.1 of words are in the 5000 most common words51.4 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 03Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2793Total number of unique words is 167333.8 of words are in the 2000 most common words46.0 of words are in the 5000 most common words52.9 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 04Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2808Total number of unique words is 155133.8 of words are in the 2000 most common words46.7 of words are in the 5000 most common words54.2 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 05Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2836Total number of unique words is 159534.4 of words are in the 2000 most common words47.1 of words are in the 5000 most common words53.7 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 06Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2853Total number of unique words is 161132.8 of words are in the 2000 most common words44.9 of words are in the 5000 most common words52.7 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 07Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2771Total number of unique words is 153135.1 of words are in the 2000 most common words47.7 of words are in the 5000 most common words54.9 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 08Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2924Total number of unique words is 143833.7 of words are in the 2000 most common words47.6 of words are in the 5000 most common words54.1 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 09Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2770Total number of unique words is 143435.4 of words are in the 2000 most common words48.4 of words are in the 5000 most common words55.4 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 10Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2779Total number of unique words is 159432.0 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words51.0 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 11Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2647Total number of unique words is 132136.4 of words are in the 2000 most common words51.0 of words are in the 5000 most common words58.0 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 12Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2739Total number of unique words is 153133.8 of words are in the 2000 most common words47.5 of words are in the 5000 most common words54.2 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 13Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2879Total number of unique words is 158431.7 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words50.2 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 14Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2900Total number of unique words is 158334.1 of words are in the 2000 most common words46.6 of words are in the 5000 most common words53.8 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 15Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2745Total number of unique words is 152832.8 of words are in the 2000 most common words45.1 of words are in the 5000 most common words51.6 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 16Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2811Total number of unique words is 156133.1 of words are in the 2000 most common words46.9 of words are in the 5000 most common words53.9 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 17Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2846Total number of unique words is 153335.9 of words are in the 2000 most common words49.1 of words are in the 5000 most common words56.4 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 18Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2801Total number of unique words is 159932.3 of words are in the 2000 most common words45.5 of words are in the 5000 most common words52.6 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 19Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2838Total number of unique words is 166233.0 of words are in the 2000 most common words46.5 of words are in the 5000 most common words53.7 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 20Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2799Total number of unique words is 158333.9 of words are in the 2000 most common words46.6 of words are in the 5000 most common words53.9 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 21Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2775Total number of unique words is 162331.8 of words are in the 2000 most common words45.0 of words are in the 5000 most common words51.8 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 22Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2821Total number of unique words is 152436.0 of words are in the 2000 most common words48.6 of words are in the 5000 most common words54.7 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 23Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2970Total number of unique words is 160031.6 of words are in the 2000 most common words45.5 of words are in the 5000 most common words51.5 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 24Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2671Total number of unique words is 168330.1 of words are in the 2000 most common words43.5 of words are in the 5000 most common words50.9 of words are in the 8000 most common words
- Yılanların Öcü - 25Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 9Total number of unique words is 933.3 of words are in the 2000 most common words44.4 of words are in the 5000 most common words66.6 of words are in the 8000 most common words