Yılanların Öcü - 06

Total number of words is 2853
Total number of unique words is 1611
32.8 of words are in the 2000 most common words
44.9 of words are in the 5000 most common words
52.7 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
oralardan. Otururlar evin çuluna. Hayatın yüzü çarıkla kaplanır. Tütün iç, çay iç! Tenekeyle
helva alır yemek yedirirdi göddeşlerine. Kazan eniğinde pişirirdim bulgur aşını. Yedirir içirir
onlara anlatırdı. Onların da eksikti kiminin tahtası birer ikişer. Onların da kimi Yemen,
Yunan epey kurşun atmış, kurşun yemişti. Anlatırlardı karşılıklı dilleri damakları kuruyasıya.
Top patlamış yanında. Kum dolmuş kulaklarına. Alayından ayrılmış. Yitirmiş bölüğü-
nü. Yıllarca El Divaniya'da mühür kazmış, yazılar yazmış yüzüklere? Kemerinde altın
biriktirmiş. Bükülmezmiş kemeri. Alıp getirecekmiş, soymuş Araplar. İngiliz alıp Mısır'a
götürmüş. Telörgüden telörgüye sürüp gitmiş tutsaklık. Hintli Müslümanlar beklemiş
başlarını. Uzun, çok uzun sürmüş, yetmemiş, bitmemiş tutsaklık. Kara Şili'nin üç kardeşi
vardı, onlar da savaşlarda kaldı, dönmediler. Babam dönmedi. Ağam dönmedi. Küçük ağam
döndü, o da kafadan sakat gibi bir şeydi. "Gitmeyin Yemen'e, Yemen'eL" diye çok dil
döktük. Ta ezelinden kimse dinlemezdi karı sözünü. Karı kısmının köleden kalır yanı mı var?
"Gitmeyin Yemen'e, Yemene!.." Kâmilece vardı, "Gitmeyin!.." diye diye deli oldu.
Gidenlerden sağ kalan, sakat kalan, ak saçla döndü de, bizler hırlı mıydık? Bizim de
ağarmıştı saçımız! Ne kötü günlerdi, ne akılsız, acımasız padişahlardı! Onca yıl savsadılar
memleketi, gelinleri ve de karıları! Nasıl sabreder bir gelin, bir karı, yirmisinde, daha
varmamış otuzuna; onca yıl inledik! İşte geliiip geçti. Deliiip geçti. Köreldi köyler. O acılı
ağılı günlerden geldik; dul! Bizim avcı ölüp gitti erkenden, kaldık ardına; dul! Kara Şali
avcıydı, avareydi. Elinde bir saz, yalnız kalınca çekilir bir köşeye, vın vın vın! Hiç
unutmuyorum alayla gelirdi arkadaşları; dul! Ölüp gitti de... Çekirge... Öşür yazdılar tek
başıma, dul! Sabah oduna gittim, öğleyin çifte; dul! Ne uzundu dinsiz, allahsız geceler!
Teptiler kapımı. Bayram ufak. Kimselere açamadım; dul! Fesi yasak ettikleri yıl önülceğimi
kestiler; dul! Orman askeri çıktı, yeniden savaş çıktı; dul! Kemal gitti, İsmet geldi, particilik
çıktı; dul! Şimdi de Köy Kurulu'na seçildim diye Deli Mehmet'in oğlu evimizin önüne ev
yapmağa kalkıyor; dul! Dul olunca insandan aşağısın; dul! Belin çukur; dul! Gören binmek
istiyor; dul! Dul mu!, ölmedim bugünece! Bugün ölsem de gam değil! Bayram büyüdü, işini
aldı önüne. Hatta bir yükten kurtulur, ölürsem. Ne yapacağım daha fazla yaşayıp; dul?
Yarısı yanık odun kökü gibi, ayaklar altında; dul! Dulu, dul karıyı göstereceğim onlara!.."
Evin önündeki alanda Haceli, kardeşleriyle işçilerini toplamış, yeni baştan kazık çakıyor, ip
çekiyor. Yapı ustası Taşkelle Mehmet: "Şöyle yapın, böyle yapın!" diye buyruk veriyor.
Haceli, Irazca'nın kendine doğru geldiğini gördü. İşinden başım
ayırmadı.
Irazca geldi, adamlara iki adım kala durdu. Hiç konuşmadı. Elini kalçasına koyup olanları
seyre daldı.
Haceli telaşlanmaya başladı. Hiç söz atmamıştı. "Hayırlı olsun! Kolay gelsin! Kuvvet ola!.."
dememişti. "Hoş geldin Iraz hala!" diye kendisi mi konuşsa acaba? Ondan yana gitti.
Yüzüne baktı, Irazca'nın yüzünde kıpırtı yok.
"Hoş geldin Iraz hala, nişledin?" dedi.
Irazca karşılık vermedi. Taşkelle'nin çaktığı kazığa, çektiği ipe bakıyor.
"Size komşu oluyoruz Iraz hala!" dedi Haceli. "Ev yapıyoruz gayri! Komşuluğunuzu
gösterirsiniz tabii! Ev yapanla düğün edene yardım Tanrı'ya hizmet saydırmış! Biz de Aşağı
Mahalle'nin çamurundan kurtulalım sayenizde..."
Karşılık vermiyor.
"(İstemiyor bizi!)" diye düşündü Haceli. "(Bizim, evi önüne ev yapmamızı, kendisine komşu
gelmemizi hiç istemiyor! Belki de bir ayartan var...)"
Irazca, olduğu yerde, olduğu gibi dikiliyor. Eli hâlâ kalçasında.
Taşkelle Mehmet bağırdı:
"Haydi bakalım Haceliii; bu iş tamam! İlk kazmayı furalım! Kan akıtmayacak mısın?"
"Temele kan akıtmam gerekir, ama bir tedariğim yok ustam! Dama düver atarken keserim
bir şey! Yada içine girerken!"
"Hi hi!.." dediler kardeşi Mevlüt'le Muharrem.
"Madem öyle, fur kazmayı! Hayırlı uğurlu olsun! Hiç olmazsa bir horoz kesmeliydin; ama
neyse!.."
"Yoook arkadaş!" dedi Haceli. ""Haceli temele horoz kesmiş!" de-dirtmektense, "Hiç
kesmemiş, sonra kesecekmiş!" dedirtmek daha iyi!" Kazmayı kucakladı. Temelin başına
doğru gitti. Durdu, "Bismil-laaaah!" çekti. Apışını ayırdı.
Irazca geldi önüne dikildi birden.
Haceli'nin benzi attı; eli kolu titredi:
"Ne istiyorsun ulan?" diye kekeledi.
Irazca'da ses soluk yoktu.
"Çekil önümden!" dedi Haceli. "İşimden avare etme beni! Ne demek istiyorsun? Sabah
sabah aklından zorun mu var yoksa?"
Irazca: "Ben çekileceğime sen çekil!" diye bağırdı birden. "Benden önce sen çekilsen çok
daha iyi edersin! Ulen karaltısı kaybolasıca, sen dağda mı geziyorsun, köyde mi? İki yakana
bir baksana! Hiç ev önüne ev yapan var mı çevrende? Yanıkara hastalığından gidesi herif!
Ben ölmedikçe sen buraya ev yapamazsın! İşte sana açık cevap! İşte sana kısa cevap! Hem
sende bir parça akıl olsa, gelip buraya ev yapmayı kendin istemezsin! Akılsız herif! Senin
pasaklı bir karın var. Bunun burası köy içi. Gelen geçen senin eve bakar. Nasıl yapacaksın o
karıyla? Karataş'ın içine şan mı olacaksın yoksa?"
Şimdi Haceli susuyor.
"Ağı çivi katlanacaksın öyle mi? Ama benim çocuğumun suçu ne? Biz neye katlanalım senin
kokar karına?"
"Halacığım, benim karının ne zararı olacak size?"
"TehhooL Bulaşığı yuyacak yarın, suyunu bizim avluya dökecek! Ahıra sıçacak, bokunu
bizim avluya atacak! Gübre de bizim evin önüne!.. Siz böyle yaparsanız, ben de sizin eve
bir ateş verir külünüzü havaya uçururum kör olayım! Benim günüm ikindiye geldi. Koyun
yaşı kadar bir yaşım ya var, ya yok! Ölmeden düşmanımı bari temizlerim! Haydi, şimdi
istersen fur kazmayı! Uğurlu olsun! Kolay gelsin!.."
Çekildi Haceli'nin önünden. Evine yürüdü.
Haceli bekliyor. Bir Taşkelle'nin yüzüne baktı, bir kardeşlerinin. Taşkelle çiğnini çekti.
Kardeşleri sustu.
"Susmayın, bir söz söyleyin yahuuu!"
Neden sonra büyük kardeşi Mevlüt: "Fur ulan kazmayı!.." dedi. "Bir sidikli dişeylinin
sözüyle yolunu, yönünü mü değiştireceksin? Be-laysa bela, fur kazmayı!"
Haceli ikircikliydi.
Mevlüt: "Ver bana!" dedi, kazmayı kaptı. Vurdu. Ortanca kardeşi Muharrem de küreğe
yapışıp kazılmış toprağı dışarı çıkarmağa başladı ardından. Öteki işçiler de yumuldu işe.
Irazca dönüp eve geldiğinde Bayram uyuyordu. Haçça kapının gıcırtısından uyandı. Yangın
var gibi telaşla kalktı. Hemen Bayram'ı uyandırdı. Üstünü başını düzeltti. Göğsünü bağrını
kapattı.
"Gelin, kalk ateşi yak kızım, kalkıver çabuk!" dedi Irazca. "Ateşi
yak da, bir çorba koy! Bayramı çöyüre salalım bugün. İstersen, sen de eit!.. Kalkıver
anam!.."
Bayram in uykusu açılmıştı:
"Bugün çöyür işi kalsın ana!" dedi. "Bu. Haceli dürzüsünü tostur-mazsak, bize ağıra oturur
sonra!.."
"Çöyüre, çöyüre!.." diye bağırdı Irazca. "Harımın çitini çevirin bir an önce!.. Haceli'yi ben
tostururum!"
"Haceli senden korkmaz ana!"
"Efeliğe kalırsa senden de korkmaz!"
"Ben korkuturum, ben onun anasını bellerim ana!.."
"Belleyemezsin! Zebella kardaşlan var!.. Sen doğruca çöyüre git bugün. Bentleri
pekiştir!.."
"Peki!" dedi Bayram.
Çorba sofraya konduğu zaman Irazca, Ahmet'i uyandırdı:
"Siz yeyin ekmeğinizi!" dedi Bayramgile. "Ben bir de Ahmet Efe'yi salayım Haceli'ye."
Ahmet hemen toparlanıp kalktı.
"Git, köy içine ev temeli kazan o dürzüye söyle!" dedi Irazca. "De ki: "Ulan Haceli emmi!"
de. "Ninem, buraya temel kazarken iyi düşünsün diyor" de!.."
"Pekey!" dedi Ahmet.
"De bakayım ne diyeceksin?"
"Diyeceğim ki: "Ulan Haceli emmi!" diyeceğim. "Ninem, buraya temel kazarken iyi
düşünsün diyor!" diyeceğim."
"Aferin; kalk hemen!."
Ahmet gitti.
Irazca, Bayram'a günlük buyruklarını verdi:
"Bahşişteki ahlatlar iyi çöyürlendi, var onları buda! Kağnıyla, iyice iki sefer yaptın mı yeter
bizim harıma. Keserken dikkat et, dalları kanırma! Ağacın kabuğu baştan aşağı yarılmasın.
Sürgünler iyi olursa gelecek bahara aşılatırız..."
Bayram:
"İki sefer yaparız; kolay!.." dedi. "Ama burasını böyle koyup git-mesek iyi olurdu ana!"
"Sen yürü Kara Bayram!" diye bağırdı Irazca. "Şimdilik sana iş yok! İş olduğu zaman ben
haber veririm!"
Bayram'la Haçça kağnıyı koştular. Urganı dirgeni, nacağı tahrayı
götürüp kağnıya koydular. Bu kez karı koca binip sürdüler. Küçük' Tornan yanları sıra
gidiyor gene.
Haceli'nin adamları temel kazmağa devam ediyor. Ahmet, Hace-li'yle konuşuyor.
Haceli, Bayram'ı karısıyla kağnıda görünce, önüne çıktı:
"Eğle bakalım kağnıyı Bayram Efendi!" dedi.
Bayram övendereyi boyunduruğa vurdu, kağnıyı eğledi.
"Kara Bayram!" dedi Haceli. "Neye böyle bir ananı, bir oğlunu yolluyorsun üstüme? Gelsen
de adam gibi kendin konuşsan olmaz mı benimle? Ha?.."
Bayram:
"Ben anamı yollamadım, haberim bile yok val a!" dedi. "Çocuğu da anam kendi yolladı
heralım..."
"O evin erkeği sen değil misin? Neye kendin konuşmuyorsun, anan konuşuyor?"
"Bugün anam konuşacak! Günü gelince de ben konuşurum, acele etme! O zaman erkek
olup olmadığımı anlarsın!" Övendereyi kaldırdı, kağnı yürüdü.
Haceli: "Kara BayraaamL" diye bağırdı kağnının ardından. "İkimizin de başı belaya girecek
Kara Bayram! Bir etek para verdim ben bu yere! Hakkın yendiyse gider şikât edersin! Böyle
aykırı aykırı soluma bana karşı Kara Bayraaam!.."
"İyi ya!.." dedi Bayram. "Madem bir etek para verdin, kaz temeli-;ı
nı!..
Karataş'ın kır tarlaları Dedemezarı'ndan, Deliktaş'tan, Yaylayo-lu'ndan yukarı dalga dalga
gider. Gider gider, ta ormanın başladığı tepelere dayanır. Verimsiz topraklardır. Yıl yıldan
kötü gelir. Verim gittikçe düşer. Çoğu yıllar tohumunu bile ödemez buralar. Karataş'ın kır
tarlaları, dedelerin dedelerinin gününden beri ekilip gelmektedir. Çekilen emeğin cipten cip
boşa gitmemesi için, düzenli bahar yağmurları gerekir. Oysa, öyle yıllar olur, ilaç için
istesen, damla yağış düşmez. Dualara çık, köycek aş dök, harıl harıl Kur'an okut, yediden
yetmişe camilere dol "âmin" çağrış, gene düşmez. Bazı adamlar toprağı iyi işler. Bunlar
toprağı, bir yıl ekine, bir yıl nadasa yatırır. İyi çiftçiler nadası ikiler, üçler. Ağali iyi çiftçidir,
dörtler. Dörtlemek için acar öküz, at, uşak gerekir adama. Bunlar Ağali'de vardır. Uşağı yok
ama, oğullan var, iki tane, babayiğit. Bayram, ancak ikileyebilir. Çoğunu
ikileyernez bile. Bir öküz, bir inek...
Hey, kırlar, kırlar!.. Körkuyu'dan sonra kırlar, çöyürlü ahlat ağacı doluydu. Baktın mı bulut
gibi görünürdü. Şimdi buralar bomboz. Dümdüz, bomboz. Tek tük nadasa başlayanlar, bu
bozluğu orasından burasından yırtıp karartmıştı. Varsın verimsiz olsun, varsın çetin olsun,
varsın üçlemek, dörtlemek, derin sürmek gereksin! Bayram: "Kendi topraklarımız ulan!"
diyor. Kendi topraklan olduktan sonra ne hacet gama, kedere? Ondurmasa bile öldürmez
de...
Çelik Paşa'yla Aymelek yola düşmüş, uyumla gidiyorlar. Günş, dağların başından
yükseliyor. Bayram'ın Bahşiş'teki tarlası görünüyor. Çöyürlü ahlat ağaçları seçiliyor.
Övendereyi usulca bir ineğe, bir öküze batırdı Bayram:
"Haydi, hoooha!" dedi.
Haceli'nin kardeşleri Mevlüt'le Muharrem, bir saat kadar çalışıp gitti. "Sen işçilerinle
akşama kadar bitir bu işi. Biz de kendi işlerimize bakalım biraz..." dediler giderken.
Az sonra Taşkelle Mehmet de gitti: "Sen hele temeli kazdır adamlarına! Yapıya sıra gelince
ben yetişirim! Yalnız, derin temel ister burası. Malum ya, yol üstü! Yarın kağnılar, hem de
maden kamyonları zangır zungur geçerken koca yapı inivermesin! Derin kaz, hem de evin
haney olacak!.."
Sığır hergele toplanmış, kıra bayıra, çayıra çekilmişti. Kadın kız, çoluk çocuk, millet,
harımlara dökülmüştü. Köy boşalmıştı. Tozsuz topraksız, denizlerden yeni çıkarılıp getirilmiş
gümüş gibi temiz bir bahardı. Dünya ısınıyor, dallar uyanıyor. Çiçeklenmiş dallara kurum
gibi sıvanmıştı arılar. Tek tük leylekler Köysuyu boyunca solucan topluyor. Binlerce yılan
deliğini bırakıp çıkıyor. Asar'ın, Eski Kale'nin, Çildede'nin oralar sarı sütleğen. Haceli gayretli
gayretli çalışıyor. Gökyüzü yüksek yüksek mavilikler. Bulutlar kuzulamış, dağılmış...
Biraz sonra Ahmet oğlan gene geldi:
"Haceli emmiiii; ninem diyor kiiii!.."
"Hey ya Rabbiiii!" diye bağırdı Haceli. "Ulan senin nineni de, ananı da! Ulan eşşek sıpası!.."
Yerden bir taş alıp doğrulduğunda Ahmet uzaklaşıp gitmişti. Evlerinin avlusuna saklanmıştı.
Avlu kapısı-
na doğru elindeki taşı nişanlarken, Irazca'nın hızlı hızlı merdivenden inmekte olduğunu
gördü Haceli. Anladı, kendine doğru geliyor. Gene elleri kalçasında. Kurgun, kaskın
geliyordu. Haceli taşı elinde sıkıyor.
Irazca geldi geldi, yanından geçti, yarı kazılmış temelin ortasında durdu. Elini kalçasından
alıp arkasına bağladı bu kez. Gözlerini boşluklarda gezdiriyor. Durup bir kezcik olsun
Haceli'ye bakmıyor.
Haceli, elinde sıkıp durduğu taşı usulca toprağa bıraktı.
Irazca: "Niye bıraktın?" dedi. "Bırakmasaydın!"
"Bırakmasaydım da ne yapsaydım Iraz hala?"
"Fursaydın başıma, böğrüme!.."
Haceli sustu.
"Ne susuyorsun? Furup öldürseydin!.."
işçilere seslendi Irazca:
"Bırakın kazmayı küreği hepiniz!" dedi. Haceli'ye döndü: "Sana demin de anlattım: benim
üç günlük ömrüm kaldı surda! Seninse var daha. Öldür beni. Ben kabire, sen cezaevine! O
zaman benim oğlum raprahat oturur evinde. Canı isterse senin Fatma'yı koynuna alır, bir
gözel yatar! Eğer benim oğlum almazsa kendi öz kardaşlarından biri alır. Koca ovaya rezil
olursunuz sülalecek..."
"Iraz halacığım!.." dedi Haceli. "Bak sana Iraz halacığım diyorum, saygılarımla, Irazca
halacığım! Niye böyle sen çıkıyorsun yamacıma? Senin oğlun erkek değil mi? O çıksa ya!.."
"O çıkmayacak! Ben çıkacağım! Ben öleceğim, o yaşayacak! O ölürse, sen cezaevine
gidersin, karın boşta kalır! Çünkü senin karıyı ben alamam! Beni öldürür cezaevine gidersin,
senin karıyı benim Bayram alır! Anladın mı oğlum neden çıkmıyor?"
İyice burnunun dibine dikildi Haceli'nin:
"Şu senin yüzüne bir tüküreyim diyorum, ama sabrediyorum! Belki tükürtmeden gidersin
diye bekliyorum..."
İşçiler işi gücü bırakmıştı. Haceli renkten renge giriyor. Kızarıp bozarıyor. Sararıyor. Bazen
suratının ortasına kocaman bir yumruk kondurup şu kocakarıyı yıkmak geçiyor kafasından,
ama bir türlü elini kaldıramıyor. Altı bin liralık toprak diziliyor gözünün önüne. Boy boy
tarlaları; sıkıntılı, uzun, borç yıllarını düşünüyor. Duvarları ak toprakla sıvanmış, bol
pencereli, odaları ışıklı bir ev yapacak. Temiz kahve takımlarını koyacak raflara. Bir doru at
bağlayacak
ahıra. Bir av tüfeği... Birdenbire bunlar siliniyor, sırtına bir kat eski yatak yüklenmiş boz
eşeğin ardında yollara düşüyor. Yorgun argın bir Haceli! Uzayıp uzayıp gidiyordu cezaevi
yolları, yılları... "Arkadaşlar, eve gidelim ekmek yemeğe!" dedi işçilerine.
Muhtarın evi Yukarı Mahalle'de, Leylek Sereni'nin yanında. Önünde suyu buz gibi bir kuyu
var. Karısı, sabırla, kuyu suyu ile iğdeler, armutlar, selviler yeşertmiş avluda.
Bekçi Mustafa, avluda Muhtarın atını tımar ediyor.
Haceli:
"Muhtar Hüsnü Ağa evde mi Mustafa?" diye sordu.
"Evde!" dedi Bekçi. "Ama uyuyor! Akşam biraz geç yattı. Geç geldi ilçeden..."
"Uyandıralım, acele işim var!"
"Sen bilirsin!" dedi Mustafa. "Uyandıracaktan çık döşeli odaya, kendin uyandır! Ben
karışmam!.."
Haceli merdivene tırmandı.
Muhtarın iki katlı evinde, toprak damlı, tahta tavanlı, tahta tabanlı güzel bir oda var. Necip
Beyin topraklarından on iki bin liralık aldı. Koyun satmış, at kısrak satmış, yan yatıp çamura
batmış, almıştı. Şimdi işi iş. Borcu bitti. Gelirleri arttı. Yeni topraklar alabilir. Partide güçlü
bir adamı var. Kredi alabilir, traktör, patoz, römork alabilir.
Haceli kapıyı dövdü, bekledi. Az sonra Muhtar içerden ses verince açtı; girdi.
"Oooo Haceli, geç geç; sen misin?" dedi Muhtar. "Geç bakalım!" Yatakta doğruldu. "İki üç
gün sonra Kaymakam Bey geliyor Haceli Efendi! Fena haberlerim var! Evyerinin parasını
hemen isteyeceğiz senden!"
"Benim de sana fena haberlerim var!" dedi Haceli. "Senin Kara Şali nin dertli Iraz, gelip
kazmamın önüne yatıyor. Bir türlü temeli kazamıyorum. "Fur öldür beni, evini ondan sonra
yap!" diyor. Koyun yaşı kadar yaşım kaldı surda, beni öldür, cezaevine gir, oğlum senin
Fatma'yı alıp özgür yaşasın!" diyor. Bir bela iş ki, hiç sorma Muhtar!"
"Kara Bayram nerdeymiş, o bir şey demiyor mu?"
"Kara Bayram sabah karıyı kağnıya bindirdi, nacağı tahrayı aldı, kıra gitti! Önüne geçtim:
"Niye kendin konuşmayıp ananı salıyorsun üstüme?" dedim.
"Ben konuşacağım zamanı bilirim, şimdi anam konuşacak!" dedi gitti serseri.
"Halil İbiş'le oğlunu işçi olarak tuttum Muhtar! Üçer lira para verdim. Bak öğlen oluyor,
daha bir iş yapmadık. Yaptırmıyor dertli Irazca.
"Ben sağken evimin önüne ev yaptırtmam!" diyor. "Git ne cehenneme yaparsan yap!"
diyor. "Senin karın pasaklı bir karı!" diyor. "Bulaşık sularını yarın benim avluya döker!"
diyor. Bir araba laf ediyor dertli Irazca!.."
Muhtar:
"Sen temelini kazdır ulan!" dedi. "Ben Bayram'ı akşam odaya sesletirim. Sen de gelirsin.
Umum bir toplantı yapacağım zaten. Kaymakam Efendimize hazırlık düşüneceğiz. Hemi de
biliyorsun bir heykel işi var, onu da bir karara bağlamak gerekiyor..."
"Ne yapacağım ben şimdi Muhtar?"
"Git kazdır temelini!"
"Ya Dertli Karı gene gelirse?"
"Gelirse gelsin, uyma! O buraya yatarsa, sen de git öteyi kaz! Sokma başını belaya
şimdilik... Şimdilik sabret!.."
"Eyvallah!" dedi Haceli.
Muhtar yorganı yeniden çekti üstüne.
Epey döndü söylendi yatakta. Dağılmıştı uykusu.
"Böyle köyün içine tüküreyim ulan! İçine tüküreyim böyle muhtarlığın! Yatıp kestireyim,
yorgunluğum çıksın diyorum; kapıyı döven dövene!.. Belalı bir köy!.." Gözlerini yumup zorla
uyumak istedi, ama uyuyamadı. Ağdı döndü, olurunu bulamadı. Haceli'yi düşünüyor.
(Allanın safı! Ulan bir yoksulu, hem de deli bir yoksulu adam etmek ne zor! Ha dedim
Kurulda işime yarar. Köy içinde işime yarar. Benden yana ürer gerektiğinde. Kolumda kendi
canlandırdığım bir adam; Ekiz İsmail'den, üye İbrahim'den, Ali İzzet'ten iyi olur... Ama şuna
baksana! Ters türs gidiyor işleri! Bensem meradan biraz da toprak vereyim diyordum. Göz
yumayım sürsün. Ama beceremeyecek. Korkarım ağzına yüzüne bulaştıracak verdiğim mis
gibi fırsatları!..)"
ÖYLE DE ÖLÜM, BÖYLE DE...
Kara Bayram'la karısı, ikinci seferi tamamladılar. Çöyürü çite bastılar iyice. Vakit ikindiyi
geçip gitti. Karı koca, aşağı yoldan köy içine girdiler. Haçça bu kez kağnıdan inmedi. Önce
bir inecek oldu, Bayram bırakmadı: "Otur!" dedi, önülceğinden çekti. "Otur gözelce!"
Ahmet de yanlarında. Birinci seferi bitirdikleri zaman azık getirmiş, bir daha dönmemişti
eve.
Haceli oradaydı, evyerinde. Kazılmış, toprağı çıkarılmış temelin derinliğini ölçüyor. Bir
yandan da işçilere: "Şurasını alın, burasını kazın!" diye buyuruyor. Bayram'la karısının
kağnı ile geldiklerini görünce temelden çıktı. Elini kıçına koydu. İleri geri gezinmeğe başladı.
Bayram, anasına kızıyor. Elin oğlu temeli kazıp bitirdi bile. "İnip şu herifle bir takışayım
mı?" diyor kendi kendine. Kağnıyı durdurdu: "Selaaam!" dedi.
Haceli yan gözle baktı baktı:
"Aleyküm selam!" dedi. Sövecekti nerdeyse.
"Temeli bitirmişsin maşaallah Haceli Efendi!"
"Bitti sayılır!" dedi Haceli. Sonra ekledi: "Sayenizde!"
"Yahu Haceli Efendi!" dedi Bayram. "Baksana bana kardaşım! Şu Karataş köyü içinde,
benim ev gibi kaç komşunun evi var? Şöyle bir saydın mı?"
Haceli bakındı: "Bir yirmi komşunun var..."
"Ee Haceli Efendi, bu yirmi komşunun içinde evi önüne ev yapılacak tek enayi beni mi
buldun kardaşım?"
"Köy Kurulunun satış kararı var!" dedi Haceli. "Sandığa yedi yüz lira yatırıyorum. Yoksa
bedava mı sanıyorsun?"
"Para yatırıyorsun da niye gidip daha gözel bir yerden almıyorsun? Beni dişine göre buldun
tabii: "Ötekiler dayatır, Bayram dayatmaz, hiç sesini çıkarmaz!" dedin tabi ?"
"Yooo!.." dedi Haceli. "Yanlışın var! Kurul burasını gösterdi. Başka bir yeri gösterse gider
orayı alırdım."
"Kurul da senin gibi düşündü anlaşılan: "Bayram yoksul, sesini
çıkarmaz, çıkarırsa bastırırız!" dedi. Zaten senin Kurul dediğin kim? Hepsi sana benzer,
senin düdüğünü öttürür adamlar!.. Sen de içlerin-desin!.."
"Bana bak Bayram!" dedi Haceli. "Eğer bir hakkın yendiyse git şikât et kardaşım!
Kaymakama, karakola git, nere gidersen git! Benimle, ananı üstüme salıp uğraşma! İngiliz
siyaseti gütme bana karşı! Eğer ciddi niyetle uğraşmak istiyorsan, ananı aradan çek, kendin
gel karşıma! Hani bir türkü var: Kendin gel kendin! Onun gibi..."
"Geleceğim!" dedi Bayram. "Acele etme bakalım! Sen şimdilik işine devam et! Kaz
temelini! Biz de bir şey düşünürüz helbet. Seni asla böyle kendi bildiğine bırakacak değiliz!
Bin yılın başında bir Kurul üyesi oldum diye bizim başımızda horozlanmak istiyorsan dikkat
et, pek öyle kolay değildir bizim başımızda horozlanmak!.."
Kağnıyı evinin avlusuna çekti.
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Yılanların Öcü - 07
  • Parts
  • Yılanların Öcü - 01
    Total number of words is 2772
    Total number of unique words is 1694
    30.7 of words are in the 2000 most common words
    42.0 of words are in the 5000 most common words
    48.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 02
    Total number of words is 2802
    Total number of unique words is 1635
    32.5 of words are in the 2000 most common words
    45.1 of words are in the 5000 most common words
    51.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 03
    Total number of words is 2793
    Total number of unique words is 1673
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    46.0 of words are in the 5000 most common words
    52.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 04
    Total number of words is 2808
    Total number of unique words is 1551
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    46.7 of words are in the 5000 most common words
    54.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 05
    Total number of words is 2836
    Total number of unique words is 1595
    34.4 of words are in the 2000 most common words
    47.1 of words are in the 5000 most common words
    53.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 06
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1611
    32.8 of words are in the 2000 most common words
    44.9 of words are in the 5000 most common words
    52.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 07
    Total number of words is 2771
    Total number of unique words is 1531
    35.1 of words are in the 2000 most common words
    47.7 of words are in the 5000 most common words
    54.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 08
    Total number of words is 2924
    Total number of unique words is 1438
    33.7 of words are in the 2000 most common words
    47.6 of words are in the 5000 most common words
    54.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 09
    Total number of words is 2770
    Total number of unique words is 1434
    35.4 of words are in the 2000 most common words
    48.4 of words are in the 5000 most common words
    55.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 10
    Total number of words is 2779
    Total number of unique words is 1594
    32.0 of words are in the 2000 most common words
    43.6 of words are in the 5000 most common words
    51.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 11
    Total number of words is 2647
    Total number of unique words is 1321
    36.4 of words are in the 2000 most common words
    51.0 of words are in the 5000 most common words
    58.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 12
    Total number of words is 2739
    Total number of unique words is 1531
    33.8 of words are in the 2000 most common words
    47.5 of words are in the 5000 most common words
    54.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 13
    Total number of words is 2879
    Total number of unique words is 1584
    31.7 of words are in the 2000 most common words
    43.6 of words are in the 5000 most common words
    50.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 14
    Total number of words is 2900
    Total number of unique words is 1583
    34.1 of words are in the 2000 most common words
    46.6 of words are in the 5000 most common words
    53.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 15
    Total number of words is 2745
    Total number of unique words is 1528
    32.8 of words are in the 2000 most common words
    45.1 of words are in the 5000 most common words
    51.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 16
    Total number of words is 2811
    Total number of unique words is 1561
    33.1 of words are in the 2000 most common words
    46.9 of words are in the 5000 most common words
    53.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 17
    Total number of words is 2846
    Total number of unique words is 1533
    35.9 of words are in the 2000 most common words
    49.1 of words are in the 5000 most common words
    56.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 18
    Total number of words is 2801
    Total number of unique words is 1599
    32.3 of words are in the 2000 most common words
    45.5 of words are in the 5000 most common words
    52.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 19
    Total number of words is 2838
    Total number of unique words is 1662
    33.0 of words are in the 2000 most common words
    46.5 of words are in the 5000 most common words
    53.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 20
    Total number of words is 2799
    Total number of unique words is 1583
    33.9 of words are in the 2000 most common words
    46.6 of words are in the 5000 most common words
    53.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 21
    Total number of words is 2775
    Total number of unique words is 1623
    31.8 of words are in the 2000 most common words
    45.0 of words are in the 5000 most common words
    51.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 22
    Total number of words is 2821
    Total number of unique words is 1524
    36.0 of words are in the 2000 most common words
    48.6 of words are in the 5000 most common words
    54.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 23
    Total number of words is 2970
    Total number of unique words is 1600
    31.6 of words are in the 2000 most common words
    45.5 of words are in the 5000 most common words
    51.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 24
    Total number of words is 2671
    Total number of unique words is 1683
    30.1 of words are in the 2000 most common words
    43.5 of words are in the 5000 most common words
    50.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Yılanların Öcü - 25
    Total number of words is 9
    Total number of unique words is 9
    33.3 of words are in the 2000 most common words
    44.4 of words are in the 5000 most common words
    66.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.