Yaban - 19
Total number of words is 1511
Total number of unique words is 1016
27.6 of words are in the 2000 most common words
39.4 of words are in the 5000 most common words
46.9 of words are in the 8000 most common words
Teşrih, olayda Birinci Dünya Savaşı'nda kolunun birini kaybetmiş bir yedek subayın, Ahmet
Celal'in tespitlerinden veriliyor. Bu sakat yedek subay Mütareke ve ordunun dağılması üzerine,
yıkılmış bir psikolojiyle, gidecek yer bulamayarak emir erinin çağrısına uymuş, Porsuk
dolaylarındaki bu köye gelmiştir. İşte köy, yurdu parçalanmış bir kolunu da yurduyla beraber
yitirmiş bu psikolojiden aksettirilmektedir. Bu psikolojiyi, çevreyi karanlık görecek bir sakat
adam yaratmak düşüncesinin mahsulü saymamak icabeder. Tersine, köy, vücudunun bir
parçasını kendi için feda eden ve sığınacak başka hiçbir yeri bulunmayan, bu ölçüde kendisine
bağlı ve muhtaç bir adamın sevgisinin ışığından geçerek romana aksetmiştir ki, kusurlar,
kusur görmemek için çırpınan yazarın hissiliğinde daha belirginleşmiş, daha kararmıştır.
(Türk Romanında Milli Mücadele, s. 114–117, 1973)
SELİM İLERİ
Yaban, Yakup Kadri'nin romanları içinde değişik bir yeri kaplar. Kurtuluş Savaşı
coşkusunun yaşandığı yıllara ilişkin romanlarda, Yaban'la özdeşlik kurabileceğimiz niteliklere,
konusal benzerliklere rastlarız; ama bu yapıt, Yakup Kadri'nin kendi çizgisinde köye yönelik ilk
ve son ürünüdür.
... Yakup Kadri, yarı aydının şaşkınlığını, üzüntüsünü anlatırken ilginç bir ikilemi de
vurgular. Bir yanda ulusal bağımsızlık sorununu önemsemeyen, önemsememe durumunda
olan köylüler; öbür yanda, önemsenmeyişin bilincine henüz varamamış bir Ahmet Celal...
Şunu belirteyim: Yaban bu tür açılımlarıyla ustalığa ermiş bir yapıt. Kendinden sonra yazılmış
bir çok aydın–köylü karşıtlığı romanına önayak olmuş, yol göstermiş.
Romanın anı biçiminde yazılmasından, bir başka açıdan da yararlanılır. Şeyh Yusuf,
Süleyman, Cennet gibi yan kişiler zaman zaman tanıtılırken, serüvenleri işlenir; yapıtın genel
bütünlüğüne bircanlılık kazandırırlar, olay örgüsünü de zedelemezler. Olay örgüsü katılaşmış
kurallardan soyutlanır böylelikle. Dramatik uçlar, başlangıç–düğüm–sonuç evreleri
parçalanmış, romana yedirilmiş, dağıtılmıştır. Yakup Kadri, denemeyi çağrıştıran bir
rahatlıkla köy yaşamından sahneler çizer. Kurtuluş Savaşı'nı da toplumbilimsel
diyebileceğimiz bir anlayışla ürününe katar. Bu değerlendirişleri biçimin yapısından dolayı
sarkmaz...
(Türk Dili, Türk Romanında Kurtuluş Savaşı Özel Sayısı, s. 298, 1976)
Türk Dili'nde (s. 306, Mayıs 1977) yayımlanan yazısında (Yabancısı Olunan Bir Konunun
Romanı: Yaban) Hüseyin Altunya, Yaban'ın konusu, getirilen, özü, Yakup Kadri'nin bakış
açısını ve anlatım tekniğini irdeliyor, romanı başka yazarların yapıtlarıyla karşılaştırdıktan
sonra bu
sonuca varıyor:
... Görüşlerimizi özetlersek; örnekleriyle gördük ki:
1. Yaban'da yurt gerçeklerinin canlı betimlemesini göremiyoruz, yurt gerçeklerinin
verilmesinden çok, buna ilişkin soyut düşünceler verilmiştir.
2. Yerel bilgiler de (konuşmalar, töreler, çevrenin betimi...) gerçeklere uygun değildir.
3. Romanın başkişisi gerçek bir kişi gibi görünmüyor, yazarın kafasında yaratılan bir kişi
olduğu hemen seziliyor.
4. Yapıt, uzun gözlemlere, incelemelere dayanmamıştır, soyut düşüncelerle birazcık
gözlemin karmaşasından oluşmuş bir tablodur.
Evet, Yaban'ı temel alarak yaptığımız Yakup Kadri Karaosmanoğlu'yla ilgili eleştirilerimizi,
yine de, Şükran Kurdakul ile Emin Özdemir'i birleştiren şu yargıya katılarak noktalamak
zorundayız:
Yakup Kadri'yi toplumcu gerçekçi anlayışa bağlı bir sanatçı sayma olanağı yoktur. (Ş.K.)
Ama bu, Yakup Kadri'nin güçlü ve usta bir romancı olduğu gerçeğini değiştirmez. (E.Ö.).
Ayrıca bu yıl Türk Dil Kurumu'nun düzenlediği hafta sonu konuşmalarından biri de Yaban'a
ayrıldı. Yaban ve Romanda Gerçekçilik konulu açık oturuma
Emin Özdemir, Hikmet Dizdaroğlu, Vecihi Timuroğlu ve Adnan Binyazar konuşmacı olarak
katıldılar.
Yönetici Emin Özdemir, Yaban'ın gerçekçilik açısından değerlendirilmesi yolunda biçimledi
sorusunu. İlk konuşmacı Dizdaroğlu, Yaban'ın coğrafyasını çizerek başladı işe. Sonra
romandaki kişileri tanıtarak Yaban'ın önemine değindi: Yaban, köyü tanıtmak için değil, bir
ikilemi (aydın–halk–köylü) belirlemek için yazılmıştır. Vecihi Timuroğlu, sorunu gerçekçiliğin
gelişimi açısından ele aldı, bunu toplumun gelişme süreci içinde değerlendirdi. Her toplum
düzeninde gerçekçiliğin başka başka yorumlandığını ileri sürdü. Ayrıca, Yaban, uluslaşma
süreci içinde köylü ile aydın arasındaki ilişkileri ele alıyor diyerek, Timuroğlu, romanı içsel
gerçekler açısından değerlendirdi. Adnan Binyazar, Yaban'da köye kültürel dünya görüşü
diyebileceğimiz bir açıdan bakıldığını ileri sürdü. Köyün önyargılı biçimde ele alındığını
savundu. Kimi yönleriyle romanı bir (deneme) olarak niteledi. (Türk Dili, s. 309, 1977)
Milliyet Sanat Dergisi'nce, Türk Romanının bugününü topluca gözden geçirmek amacıyla
düzenlenen yazı dizisinin ilkinde (s. 237, 24 Haziran 1977) Adnan Binyazar, Türk edebiyatının
köye ve köy insanına yönelen ilk romanları üzerinde dururken Yaban'ı şöyle
değerlendiriyordu:
Yaban Karabibik'ten kırk iki, Küçük Paşa'dan yirmi iki yıl sonra yazılmıştır. Amacı, köy
gerçeklerini ortaya sermektir. Ayrıca, Türk aydınını yargılar, bireysel sınırlar içinde kalsa da
topluma bir özeleştiri getirir. Öbür romanlara göre Yaban, Atilla Özkırımlı'nın saptayımıyla
gerçekdışı bir düş ülkesi görünümündeki köy edebiyatını yıkmıştır. Ancak Yakup Kadri
Karaosmanoğlu köye bakışında önyargılıdır ve olumsuz bir tutum içindedir. (...) kör
inançların, sakat insanların, balçık akan ırmakların, ilkelliklerin bulunduğu bir köy özellikle
seçilmiştir. Bu nedenle Yakup Kadri'nin kişileri, Ahmet Celal de içlerinde olmak üzere, gerçek
kişiler olmaktan çok bir model etkisi bırakırlar.
Halk–aydın çelişkisinin ve suçlu aydının romanıdır Yaban, Tetkik–i Mezalim Heyeti'nden
bir üyenin köye bakışıdır. Köyü dışardan değerlendirmedir. Romanın kimi yerlerinde olayın
geri plana düşüp özeleştirinin (hesaplaşmanın) öne çıkmasının nedeni de budur. Coşkulu
tirad'ların bol bol yer aldığı roman, bir bakıma bir deneme–essai'dir. Türk aydını Yaban
oluşunun nedenlerini araştırırken, İstanbul dışına neden taşra dediğinin bilincine de
varmamıştır Yaban'da. Köyü dıştan da değerlendirse, Yaban, ilk gerçekçi romanlarımızdan
biridir: Berna Moran Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış adlı yapıtının Yaban'da Teknik ve
İdeoloji başlıklı bölümünde, Yaban'ın etkileyiciliğinin sadece içeriğinden gelmediğini
belirttikten sonra, Yakup Kadri'nin köylüye karşı tutumunun nedenlerini açıklamaya çalışır ve
bu tutumu dile getirirken ne gibi yollara başvurduğunu araştırır. Moran'a göre Yaban belli bir
ideolojinin ürünüdür:
1922 ile 1932 arası, Karaosmanoğlu'nun coşkun bir içtenlikle desteklediği devrimlerin
yapıldığı yıllardır ve biliyoruz ki geleneklerine ve İslam ideolojisine bağlı Anadolu eşrafi ve
köylüsü bu devrimleri benimsemiş değildi. Barbarların Yaktığı Köyler Ahalisine adlı ve 1922
tarihli yazıda söz konusu edilen köylü, Karaosmanoğlu'nun gidip gördüğü ve acısına saygı
duyduğu perişan köylüdür. Yaban'daki köylü ise 1932 yılındaki Kadro'cu Karaosmanoğlu'nun
düşündüğü ve her şeyden önce tutuculuğun ve gericiliğin kaynağı olarak gördüğü Anadolu
köylüsüdür. (...)
Yine unutmayalım ki 1932'lerin Karaosmanoğlu'su demek Kadro dergisinin imtiyaz sahibi,
Kadro'cuların görüşlerini paylaşan Karaosmanoğlu demektir. Başka şekilde söylersek, devleti,
Kurtuluş Savaşı'nın–anlamını kavramış ve devrimin bilincine varmış bir aydın grubunun
inkılapçı bir kadronun yönetmesi gerektiğini savunan bir adam. Kadro'nun ilk sayısında
derginin çıkış amacı açıklanırken deniyor ki: İnkılabın irade ve menfaati... azlık fakat ileri bir
kadronun iradesinde temsil olunur... İnkılabın derinleşmesi demek... inkılabın ahlak ve
disiplininin ileri bir kadronun dimağında genç neslin, şehir halkının ve köylünün dimağına
inmesi ve yerleşmesi demektir.
Böylece otoriter bir yönetimle devrimler sürdürülecek, derinleştirilecek ve yeni bir ulus
meydana getirilecektir.
Madem ki yeni ulusu, Karaosmanoğlu'nun Yaban'da söylediği gibi bu Bekir Çavuşlar, bu
Salih Ağalar, bu Zeynep Kadınlarla... yeni baştan yapmak gerekecektir ve madem ki bu iş aydın
bürokratlara düşen bir iştir, o halde bu yönetici sınıfın kullanacağı malzemeyi gerçekçi bir
yaklaşımla tanıması gerekir.
Yaban basıldığı zaman Kadro'da çıkan yazıların romanı, bu malzemeyi cesaretle tanıttığı
köylünün nasıl yenileştirileceğini de söylüyor: Ona teknik aşısı yapacağız... İleri tekniğin olgun
yemişlerini elleriyle toplayan, gözleriyle gören köylü, artık yobazların ve softaların
safsatalarına kulak asar mı? İnkılapçı aklın aniane ve görenek karşısında üstünlüğünü gören
köylü artık ileri münevvere (yaban) diyebilir mi? (sayı 16)
Vedat Nedim Tör'ün de gözüne batan karşıtlık aynı: Bir yanda vatanı kurtaran inkılapçılar
ve onların karşısında gerici köylü.
Sanırım Yaban'da vurgulanan temayı köylünün yalnızca olumsuz yönlerinin sergilenmesini
ve yaratılmak istenen boğucu atmosferi ancak Karaosmanoğlu'nun ideolojisinin gereği olarak
açıklayabilir ve diyebiliriz ki romandaki köy gerçek Anadolu'yu temsil etmez; 1930'lardaki
yönetici sınıftan bir aydın bürokratın kafasındaki Anadolu'nun simgesidir. (sayfa 183–184)
ALMAN BASININDA YABAN
Bu eser, milletine olan sevgisinden adeta meczup bir adamın romanıdır. Bu yüzdendir ki,
yeis verici münasebetlerin tasviri okuyanda daha trajik bir tesir bırakıyor. (D.H. Tötter, im
Westdeutsehen Beobachter)
Bu, yeis içinde şikayet eden ve nadiren iyimser olan yerlerinde bile insanı daha büyük
ihtirasla saran bir eserdir. (Literatür).
Yakup Kadri, Yaban'ıyla Avrupa'nın artık ihmal edemeyeceği şayanı dikkat bir sima olarak
Garp edebiyatının Forum'una ayak basıyor. Anadolu'da Yunanlılara karşı harbin derin ve
sarsıcı sahneleri, bir köyün tahribi, feci bir surette işgali, bu müthiş realist ve yer yer lirik
renkleri olan eserin sert profilini teşkil ediyor. (Das Deutsche Wort.)
Fransız Flanbert mektebinden gelen Yakup Kadri, bizi kavrayarak ikna eden ve tamamen
kendisine has bir şekilde yaratmasını bilen bir yazardır. Sonraları inkılabı yapan aydın zümre
ile romanın cereyan ettiği yolsuz,
çıplak ve sert Anadolu parçasında yaşayan geniş köylü tabakasının derin donukluğu ve
acarlığı arasında birlik kurmanın güçlüğü o kadar büyük ve edip için o derecede deruni bir
milli ve şahsi dava ki, okuyucu bile onu birçok kuru makalelerin yapabileceğinden daha iyi
anlıyor. (Wille und Macht).
Fasıldan fasıla heyecan derinleşiyor ve biz, gerçekten sarsılarak okuyoruz. Köylülerin
ıstıraplı hayatını, ölümünü, Emine'nin sevgilinin– ölümünü... Eser, sadeliği içinde dramatikti.
Yazar, tesir yapmak isteyen darbeleri, birbiri üstüne yığmaksızın vuruyor. Çünkü, edebiyatın
ezeli kanunlarını yerine getirmiştir: Merhamet ve uyandırmak. Gündelik ve adi manada değil,
yüksek seviyede. Bu, bütün bu sanat eseri kadar gerçektir. (Reinish–Westfizlischen Zeitung).
Bu tasvir, sarsıcı ve ihtiraslı bir realistliktir. Ve kül renkli atmosfer o kadar içe giren bir
güçle şekillendirilmiştir ki, insan adeta azap duymaya başladığı zaman bile okumağa devam
etmekten kendisini alamıyor. Bu çok enteresan romanın üslubu ve yapısı bıçak kadar keskin
bir zekanın hakim olduğu şarklı bir hikaye sanatıyle Avrupai kültür değerlerinin çok orjinal bir
karışımını veriyorlar. (Bresauer Neusten Nachrichten)
Bu romanın sert bir güzelliği var. Şiirin ethnos'unu şayanı hayret bir erkeklikle taşıyor.
Vakaların dramatik akışı insanı yakalayınca bırakmıyor. Bu Hölderlink mikyasında alayişsiz
şiiri tanıdığım için bahtiyarım. (Arthur Müller).
Eser, hem yorgun, hem de genç bir tesir yapıyor. Bunun çok garip ve hiç de edebiyat
olmayan bir cazibesi var. Belki, Kadri'nin sıcak bir kalpten koparıp çıkardığı soğukkanlılık bazı
genç Amerikalıları hatırlatıyor. Yazarın sempatik tarafı, bence, bundan gelir. (Erich Pfei ffer
Belli).
Anadolu'nun geniş bozkırlarında giden ve bu merhametsiz tabiatın rüzgarları kulaklarında
ve kalbinde bir açın çığlığı gibi çınlıyor, enkaz altında kalmış bir halkın münzevi arayıcısı, bu
Yaban'ın ta kendisidir. (Völkische Beobachter–Yarı resmi parti organı).
Celal'in tespitlerinden veriliyor. Bu sakat yedek subay Mütareke ve ordunun dağılması üzerine,
yıkılmış bir psikolojiyle, gidecek yer bulamayarak emir erinin çağrısına uymuş, Porsuk
dolaylarındaki bu köye gelmiştir. İşte köy, yurdu parçalanmış bir kolunu da yurduyla beraber
yitirmiş bu psikolojiden aksettirilmektedir. Bu psikolojiyi, çevreyi karanlık görecek bir sakat
adam yaratmak düşüncesinin mahsulü saymamak icabeder. Tersine, köy, vücudunun bir
parçasını kendi için feda eden ve sığınacak başka hiçbir yeri bulunmayan, bu ölçüde kendisine
bağlı ve muhtaç bir adamın sevgisinin ışığından geçerek romana aksetmiştir ki, kusurlar,
kusur görmemek için çırpınan yazarın hissiliğinde daha belirginleşmiş, daha kararmıştır.
(Türk Romanında Milli Mücadele, s. 114–117, 1973)
SELİM İLERİ
Yaban, Yakup Kadri'nin romanları içinde değişik bir yeri kaplar. Kurtuluş Savaşı
coşkusunun yaşandığı yıllara ilişkin romanlarda, Yaban'la özdeşlik kurabileceğimiz niteliklere,
konusal benzerliklere rastlarız; ama bu yapıt, Yakup Kadri'nin kendi çizgisinde köye yönelik ilk
ve son ürünüdür.
... Yakup Kadri, yarı aydının şaşkınlığını, üzüntüsünü anlatırken ilginç bir ikilemi de
vurgular. Bir yanda ulusal bağımsızlık sorununu önemsemeyen, önemsememe durumunda
olan köylüler; öbür yanda, önemsenmeyişin bilincine henüz varamamış bir Ahmet Celal...
Şunu belirteyim: Yaban bu tür açılımlarıyla ustalığa ermiş bir yapıt. Kendinden sonra yazılmış
bir çok aydın–köylü karşıtlığı romanına önayak olmuş, yol göstermiş.
Romanın anı biçiminde yazılmasından, bir başka açıdan da yararlanılır. Şeyh Yusuf,
Süleyman, Cennet gibi yan kişiler zaman zaman tanıtılırken, serüvenleri işlenir; yapıtın genel
bütünlüğüne bircanlılık kazandırırlar, olay örgüsünü de zedelemezler. Olay örgüsü katılaşmış
kurallardan soyutlanır böylelikle. Dramatik uçlar, başlangıç–düğüm–sonuç evreleri
parçalanmış, romana yedirilmiş, dağıtılmıştır. Yakup Kadri, denemeyi çağrıştıran bir
rahatlıkla köy yaşamından sahneler çizer. Kurtuluş Savaşı'nı da toplumbilimsel
diyebileceğimiz bir anlayışla ürününe katar. Bu değerlendirişleri biçimin yapısından dolayı
sarkmaz...
(Türk Dili, Türk Romanında Kurtuluş Savaşı Özel Sayısı, s. 298, 1976)
Türk Dili'nde (s. 306, Mayıs 1977) yayımlanan yazısında (Yabancısı Olunan Bir Konunun
Romanı: Yaban) Hüseyin Altunya, Yaban'ın konusu, getirilen, özü, Yakup Kadri'nin bakış
açısını ve anlatım tekniğini irdeliyor, romanı başka yazarların yapıtlarıyla karşılaştırdıktan
sonra bu
sonuca varıyor:
... Görüşlerimizi özetlersek; örnekleriyle gördük ki:
1. Yaban'da yurt gerçeklerinin canlı betimlemesini göremiyoruz, yurt gerçeklerinin
verilmesinden çok, buna ilişkin soyut düşünceler verilmiştir.
2. Yerel bilgiler de (konuşmalar, töreler, çevrenin betimi...) gerçeklere uygun değildir.
3. Romanın başkişisi gerçek bir kişi gibi görünmüyor, yazarın kafasında yaratılan bir kişi
olduğu hemen seziliyor.
4. Yapıt, uzun gözlemlere, incelemelere dayanmamıştır, soyut düşüncelerle birazcık
gözlemin karmaşasından oluşmuş bir tablodur.
Evet, Yaban'ı temel alarak yaptığımız Yakup Kadri Karaosmanoğlu'yla ilgili eleştirilerimizi,
yine de, Şükran Kurdakul ile Emin Özdemir'i birleştiren şu yargıya katılarak noktalamak
zorundayız:
Yakup Kadri'yi toplumcu gerçekçi anlayışa bağlı bir sanatçı sayma olanağı yoktur. (Ş.K.)
Ama bu, Yakup Kadri'nin güçlü ve usta bir romancı olduğu gerçeğini değiştirmez. (E.Ö.).
Ayrıca bu yıl Türk Dil Kurumu'nun düzenlediği hafta sonu konuşmalarından biri de Yaban'a
ayrıldı. Yaban ve Romanda Gerçekçilik konulu açık oturuma
Emin Özdemir, Hikmet Dizdaroğlu, Vecihi Timuroğlu ve Adnan Binyazar konuşmacı olarak
katıldılar.
Yönetici Emin Özdemir, Yaban'ın gerçekçilik açısından değerlendirilmesi yolunda biçimledi
sorusunu. İlk konuşmacı Dizdaroğlu, Yaban'ın coğrafyasını çizerek başladı işe. Sonra
romandaki kişileri tanıtarak Yaban'ın önemine değindi: Yaban, köyü tanıtmak için değil, bir
ikilemi (aydın–halk–köylü) belirlemek için yazılmıştır. Vecihi Timuroğlu, sorunu gerçekçiliğin
gelişimi açısından ele aldı, bunu toplumun gelişme süreci içinde değerlendirdi. Her toplum
düzeninde gerçekçiliğin başka başka yorumlandığını ileri sürdü. Ayrıca, Yaban, uluslaşma
süreci içinde köylü ile aydın arasındaki ilişkileri ele alıyor diyerek, Timuroğlu, romanı içsel
gerçekler açısından değerlendirdi. Adnan Binyazar, Yaban'da köye kültürel dünya görüşü
diyebileceğimiz bir açıdan bakıldığını ileri sürdü. Köyün önyargılı biçimde ele alındığını
savundu. Kimi yönleriyle romanı bir (deneme) olarak niteledi. (Türk Dili, s. 309, 1977)
Milliyet Sanat Dergisi'nce, Türk Romanının bugününü topluca gözden geçirmek amacıyla
düzenlenen yazı dizisinin ilkinde (s. 237, 24 Haziran 1977) Adnan Binyazar, Türk edebiyatının
köye ve köy insanına yönelen ilk romanları üzerinde dururken Yaban'ı şöyle
değerlendiriyordu:
Yaban Karabibik'ten kırk iki, Küçük Paşa'dan yirmi iki yıl sonra yazılmıştır. Amacı, köy
gerçeklerini ortaya sermektir. Ayrıca, Türk aydınını yargılar, bireysel sınırlar içinde kalsa da
topluma bir özeleştiri getirir. Öbür romanlara göre Yaban, Atilla Özkırımlı'nın saptayımıyla
gerçekdışı bir düş ülkesi görünümündeki köy edebiyatını yıkmıştır. Ancak Yakup Kadri
Karaosmanoğlu köye bakışında önyargılıdır ve olumsuz bir tutum içindedir. (...) kör
inançların, sakat insanların, balçık akan ırmakların, ilkelliklerin bulunduğu bir köy özellikle
seçilmiştir. Bu nedenle Yakup Kadri'nin kişileri, Ahmet Celal de içlerinde olmak üzere, gerçek
kişiler olmaktan çok bir model etkisi bırakırlar.
Halk–aydın çelişkisinin ve suçlu aydının romanıdır Yaban, Tetkik–i Mezalim Heyeti'nden
bir üyenin köye bakışıdır. Köyü dışardan değerlendirmedir. Romanın kimi yerlerinde olayın
geri plana düşüp özeleştirinin (hesaplaşmanın) öne çıkmasının nedeni de budur. Coşkulu
tirad'ların bol bol yer aldığı roman, bir bakıma bir deneme–essai'dir. Türk aydını Yaban
oluşunun nedenlerini araştırırken, İstanbul dışına neden taşra dediğinin bilincine de
varmamıştır Yaban'da. Köyü dıştan da değerlendirse, Yaban, ilk gerçekçi romanlarımızdan
biridir: Berna Moran Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış adlı yapıtının Yaban'da Teknik ve
İdeoloji başlıklı bölümünde, Yaban'ın etkileyiciliğinin sadece içeriğinden gelmediğini
belirttikten sonra, Yakup Kadri'nin köylüye karşı tutumunun nedenlerini açıklamaya çalışır ve
bu tutumu dile getirirken ne gibi yollara başvurduğunu araştırır. Moran'a göre Yaban belli bir
ideolojinin ürünüdür:
1922 ile 1932 arası, Karaosmanoğlu'nun coşkun bir içtenlikle desteklediği devrimlerin
yapıldığı yıllardır ve biliyoruz ki geleneklerine ve İslam ideolojisine bağlı Anadolu eşrafi ve
köylüsü bu devrimleri benimsemiş değildi. Barbarların Yaktığı Köyler Ahalisine adlı ve 1922
tarihli yazıda söz konusu edilen köylü, Karaosmanoğlu'nun gidip gördüğü ve acısına saygı
duyduğu perişan köylüdür. Yaban'daki köylü ise 1932 yılındaki Kadro'cu Karaosmanoğlu'nun
düşündüğü ve her şeyden önce tutuculuğun ve gericiliğin kaynağı olarak gördüğü Anadolu
köylüsüdür. (...)
Yine unutmayalım ki 1932'lerin Karaosmanoğlu'su demek Kadro dergisinin imtiyaz sahibi,
Kadro'cuların görüşlerini paylaşan Karaosmanoğlu demektir. Başka şekilde söylersek, devleti,
Kurtuluş Savaşı'nın–anlamını kavramış ve devrimin bilincine varmış bir aydın grubunun
inkılapçı bir kadronun yönetmesi gerektiğini savunan bir adam. Kadro'nun ilk sayısında
derginin çıkış amacı açıklanırken deniyor ki: İnkılabın irade ve menfaati... azlık fakat ileri bir
kadronun iradesinde temsil olunur... İnkılabın derinleşmesi demek... inkılabın ahlak ve
disiplininin ileri bir kadronun dimağında genç neslin, şehir halkının ve köylünün dimağına
inmesi ve yerleşmesi demektir.
Böylece otoriter bir yönetimle devrimler sürdürülecek, derinleştirilecek ve yeni bir ulus
meydana getirilecektir.
Madem ki yeni ulusu, Karaosmanoğlu'nun Yaban'da söylediği gibi bu Bekir Çavuşlar, bu
Salih Ağalar, bu Zeynep Kadınlarla... yeni baştan yapmak gerekecektir ve madem ki bu iş aydın
bürokratlara düşen bir iştir, o halde bu yönetici sınıfın kullanacağı malzemeyi gerçekçi bir
yaklaşımla tanıması gerekir.
Yaban basıldığı zaman Kadro'da çıkan yazıların romanı, bu malzemeyi cesaretle tanıttığı
köylünün nasıl yenileştirileceğini de söylüyor: Ona teknik aşısı yapacağız... İleri tekniğin olgun
yemişlerini elleriyle toplayan, gözleriyle gören köylü, artık yobazların ve softaların
safsatalarına kulak asar mı? İnkılapçı aklın aniane ve görenek karşısında üstünlüğünü gören
köylü artık ileri münevvere (yaban) diyebilir mi? (sayı 16)
Vedat Nedim Tör'ün de gözüne batan karşıtlık aynı: Bir yanda vatanı kurtaran inkılapçılar
ve onların karşısında gerici köylü.
Sanırım Yaban'da vurgulanan temayı köylünün yalnızca olumsuz yönlerinin sergilenmesini
ve yaratılmak istenen boğucu atmosferi ancak Karaosmanoğlu'nun ideolojisinin gereği olarak
açıklayabilir ve diyebiliriz ki romandaki köy gerçek Anadolu'yu temsil etmez; 1930'lardaki
yönetici sınıftan bir aydın bürokratın kafasındaki Anadolu'nun simgesidir. (sayfa 183–184)
ALMAN BASININDA YABAN
Bu eser, milletine olan sevgisinden adeta meczup bir adamın romanıdır. Bu yüzdendir ki,
yeis verici münasebetlerin tasviri okuyanda daha trajik bir tesir bırakıyor. (D.H. Tötter, im
Westdeutsehen Beobachter)
Bu, yeis içinde şikayet eden ve nadiren iyimser olan yerlerinde bile insanı daha büyük
ihtirasla saran bir eserdir. (Literatür).
Yakup Kadri, Yaban'ıyla Avrupa'nın artık ihmal edemeyeceği şayanı dikkat bir sima olarak
Garp edebiyatının Forum'una ayak basıyor. Anadolu'da Yunanlılara karşı harbin derin ve
sarsıcı sahneleri, bir köyün tahribi, feci bir surette işgali, bu müthiş realist ve yer yer lirik
renkleri olan eserin sert profilini teşkil ediyor. (Das Deutsche Wort.)
Fransız Flanbert mektebinden gelen Yakup Kadri, bizi kavrayarak ikna eden ve tamamen
kendisine has bir şekilde yaratmasını bilen bir yazardır. Sonraları inkılabı yapan aydın zümre
ile romanın cereyan ettiği yolsuz,
çıplak ve sert Anadolu parçasında yaşayan geniş köylü tabakasının derin donukluğu ve
acarlığı arasında birlik kurmanın güçlüğü o kadar büyük ve edip için o derecede deruni bir
milli ve şahsi dava ki, okuyucu bile onu birçok kuru makalelerin yapabileceğinden daha iyi
anlıyor. (Wille und Macht).
Fasıldan fasıla heyecan derinleşiyor ve biz, gerçekten sarsılarak okuyoruz. Köylülerin
ıstıraplı hayatını, ölümünü, Emine'nin sevgilinin– ölümünü... Eser, sadeliği içinde dramatikti.
Yazar, tesir yapmak isteyen darbeleri, birbiri üstüne yığmaksızın vuruyor. Çünkü, edebiyatın
ezeli kanunlarını yerine getirmiştir: Merhamet ve uyandırmak. Gündelik ve adi manada değil,
yüksek seviyede. Bu, bütün bu sanat eseri kadar gerçektir. (Reinish–Westfizlischen Zeitung).
Bu tasvir, sarsıcı ve ihtiraslı bir realistliktir. Ve kül renkli atmosfer o kadar içe giren bir
güçle şekillendirilmiştir ki, insan adeta azap duymaya başladığı zaman bile okumağa devam
etmekten kendisini alamıyor. Bu çok enteresan romanın üslubu ve yapısı bıçak kadar keskin
bir zekanın hakim olduğu şarklı bir hikaye sanatıyle Avrupai kültür değerlerinin çok orjinal bir
karışımını veriyorlar. (Bresauer Neusten Nachrichten)
Bu romanın sert bir güzelliği var. Şiirin ethnos'unu şayanı hayret bir erkeklikle taşıyor.
Vakaların dramatik akışı insanı yakalayınca bırakmıyor. Bu Hölderlink mikyasında alayişsiz
şiiri tanıdığım için bahtiyarım. (Arthur Müller).
Eser, hem yorgun, hem de genç bir tesir yapıyor. Bunun çok garip ve hiç de edebiyat
olmayan bir cazibesi var. Belki, Kadri'nin sıcak bir kalpten koparıp çıkardığı soğukkanlılık bazı
genç Amerikalıları hatırlatıyor. Yazarın sempatik tarafı, bence, bundan gelir. (Erich Pfei ffer
Belli).
Anadolu'nun geniş bozkırlarında giden ve bu merhametsiz tabiatın rüzgarları kulaklarında
ve kalbinde bir açın çığlığı gibi çınlıyor, enkaz altında kalmış bir halkın münzevi arayıcısı, bu
Yaban'ın ta kendisidir. (Völkische Beobachter–Yarı resmi parti organı).
You have read 1 text from Turkish literature.
- Parts
- Yaban - 01Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2653Total number of unique words is 160024.0 of words are in the 2000 most common words36.1 of words are in the 5000 most common words43.0 of words are in the 8000 most common words
- Yaban - 02Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2955Total number of unique words is 174631.8 of words are in the 2000 most common words45.1 of words are in the 5000 most common words52.7 of words are in the 8000 most common words
- Yaban - 03Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2944Total number of unique words is 175036.0 of words are in the 2000 most common words50.1 of words are in the 5000 most common words56.9 of words are in the 8000 most common words
- Yaban - 04Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2831Total number of unique words is 165436.3 of words are in the 2000 most common words51.8 of words are in the 5000 most common words60.6 of words are in the 8000 most common words
- Yaban - 05Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2895Total number of unique words is 163337.4 of words are in the 2000 most common words51.9 of words are in the 5000 most common words59.2 of words are in the 8000 most common words
- Yaban - 06Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2852Total number of unique words is 165835.3 of words are in the 2000 most common words50.4 of words are in the 5000 most common words57.9 of words are in the 8000 most common words
- Yaban - 07Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2951Total number of unique words is 167134.9 of words are in the 2000 most common words50.4 of words are in the 5000 most common words57.9 of words are in the 8000 most common words
- Yaban - 08Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2909Total number of unique words is 169035.8 of words are in the 2000 most common words49.3 of words are in the 5000 most common words56.4 of words are in the 8000 most common words
- Yaban - 09Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2947Total number of unique words is 167336.5 of words are in the 2000 most common words50.3 of words are in the 5000 most common words56.8 of words are in the 8000 most common words
- Yaban - 10Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2850Total number of unique words is 167735.9 of words are in the 2000 most common words48.5 of words are in the 5000 most common words55.1 of words are in the 8000 most common words
- Yaban - 11Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2843Total number of unique words is 162335.5 of words are in the 2000 most common words50.0 of words are in the 5000 most common words57.8 of words are in the 8000 most common words
- Yaban - 12Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2830Total number of unique words is 161135.8 of words are in the 2000 most common words50.1 of words are in the 5000 most common words58.7 of words are in the 8000 most common words
- Yaban - 13Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2910Total number of unique words is 164236.4 of words are in the 2000 most common words50.8 of words are in the 5000 most common words58.7 of words are in the 8000 most common words
- Yaban - 14Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2827Total number of unique words is 167234.7 of words are in the 2000 most common words48.6 of words are in the 5000 most common words56.5 of words are in the 8000 most common words
- Yaban - 15Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2766Total number of unique words is 159035.7 of words are in the 2000 most common words50.4 of words are in the 5000 most common words57.6 of words are in the 8000 most common words
- Yaban - 16Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2879Total number of unique words is 173132.0 of words are in the 2000 most common words45.4 of words are in the 5000 most common words52.6 of words are in the 8000 most common words
- Yaban - 17Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2909Total number of unique words is 165527.1 of words are in the 2000 most common words38.9 of words are in the 5000 most common words46.7 of words are in the 8000 most common words
- Yaban - 18Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2802Total number of unique words is 169027.9 of words are in the 2000 most common words40.2 of words are in the 5000 most common words47.7 of words are in the 8000 most common words
- Yaban - 19Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 1511Total number of unique words is 101627.6 of words are in the 2000 most common words39.4 of words are in the 5000 most common words46.9 of words are in the 8000 most common words