Mesnevi'den Hikayeler - 75
Total number of words is 3704
Total number of unique words is 2039
29.8 of words are in the 2000 most common words
42.3 of words are in the 5000 most common words
49.4 of words are in the 8000 most common words
Sevgilisini arayıp duruyor, ölmeden kavuşsun yüzünü görsün diye söylemekten vazgeçtik. Ölümden kurtulsun, kurtuluşa erişsin. Çünkü sevgiliyi görmek Abıhayat içmektir. Görülmesi, ölümü gidermeyen sevgili, sevgili değildir. Onun ne meyvesi vardır, ne yaprağı! Ey iştiyak çeken sarhoş iş iştir ki sen o işteyken ölüm bile gelip çatsa sana hoş gelsin.
Delikanlı, iman doğruluğunun nişanesi, o sırada ölsen bile sana ölümün hoş gelmesidir. Canım imanın böyle değilse kamil değildir, demek yürü, dini tamamlamaya savaş! Hangi işe girişirsin de o işte sana ölüm bile hoş gelirse sevdiğin iş, işte o iştir. Ölümün kötülüğümü gitti mi zaten artık o ölüm değildir, ölümün bir suretidir, bir göçmeden ibarettir, o.
Ölümdeki kötülük gitti mi ölümle fayda var demektir. Gayri dosdoğru anlaşıldı ki ölüm geçti gitti! Sevgili dediğin bir Hak'tır, bir de Tanrının " Sen benimsin, ben senin" dediği. Şimdi kulak ver de dinle: Aşk, aşıkı liften örme ipliklerle bağlamış sürükleyip getirdi. Sadr-ı Cihan'nın yüzünü görür görmez sanki can kuşu bedeninden uçup gitti. Bedeni kuru bir ağaç gibi kalakaldı.
Tepesinden tırnağına kadar buz kesildi! Yüzüne gül suları serptiler, yanında buhurlar yaktılar, neler yaptılarsa faydasız kıpırdamadı, seslenmedi bile! Padişah, onun safran gibi sararmış yüzünü görünce atından indi, yanına geldi. dedi ki. " Aşık hararetle sevgiliyi arar, fakat sevgili geldi mi o aşık yok olur, kendisinden geçer gider!
Sen Tanrı aşıkısın; Tanrı ona derler ki geldi mi sen de bir kıl kadar olsun varlık kalmaz. O nazarın karşısında senin gibi yüzlercesi fanidir hocam meğerse sen kendini yok etmeye aşıkmışsın! Sen bir gölgesin, güneşe aşıksın. Şems geldi elbette gölge derhal yok olur!
Bir sivrisinek çayırlıktan çimenlikten gelip Süleyman'ın huzuruna çıkarak hakkını istedi de dedi ki: " Ey Süleyman, Şeytanlar insanoğulları ve periler arasında adaleti yaydın; Kuş da senin adaletine sığınmış balık da kimdir o kaybolan kimdir o mahrum ki adaletin onu arayıp bulmamış olsun? Bize de insaf et bizim de hakkımızı al çok perişanız bağdan da nasibimiz yok gül bahçesinden de!
Her zayıf kişinin müşkülünü halledersin sivrisinek zaten zayıflığın misalidir. Biz zayıflıkla kanadı kırık olmakla acizlikle tanınmışız, sen lütufla yoksullara yardımla tanınmışsın. Sen kudret derecelerinin en sonuna varmışsın biz acizliğin zavallılığın son derecesine varmışız! İmdat et, bizi bu gamdan kurtar, ey eli Tanrı eli olan, elimizi tut.
Süleyman " Ey hak isteyen , kimden şikayet ediyorsun? Söyle. Kimdir o zalim ki ululuk satarak sana zulmetti, yüzünü gözünü tırmaladı. Bizim zamanımızda zalim nerede? Şaşılacak şey nasıl oluyor da hapsedilmemiş nasıl oluyor da bizim zindanımızda değil?
Bizim doğduğumuz gün zulüm öldü. Kimdir bizim zamanımızda zulmeden? Nur geldi mi zulmet yok olur. Zulmün aslı ve arkası da zulmettir. Bak şeytanlar bizim için çalışmada kazanmada bize hizmet etmede hizmetten çekinenler de zincirlerle bağlanmış bukağılarına vurulmuş!
Zalimler, şeytanın iğvasiyle zulmederler, zalimlerin zulmünün aslı Şeytandan gelir. Şeytan bağlarla bağlanmış zincirlere vurulmuşken nasıl olup da zulümde bulunabilir? Tanrı bize padişahlığı halk göklere el açıp ağlamasın diye verdi. Ah ve feryatların yücelere çıkmasın, gök yüzüyle süha yıldızı ıstıraba düşmesin. Arş yetim feryadıyla titremesin, hiç kimse sitemle perişan olmasın diye bize saltanat ihsan etti.
Göklere " Yarabbi" sesi çıkmasın diye ülkelerde yol yordam olarak bu adaleti, bu ihsan kaidesini bir kanun haline getirdik. Ey mazlum gökyüzüne bakma zamanede gök gibi ihsan ve feyz sahibi bir padişahın var" dedi. Sivrisinek dedi ki. " Benim feryadım rüzgarın elinden o bize zulüm ellerini uzattı, bize zulmetti. Onun zulmünden daraldık, onun yüzünden dudağımız yumulu, kanlar yutmaktayız!
Süleyman " Ey güzel sesli Tanrı emrini candan dinlenmek gerek. Tanrı bana dedi ki. " Ey adalet sahibi hasmı da hazır olmadıkça kimsenin şikayetini dinleme. İki hasım da hazır olmazsa hakim, hak hangisindedir, bilemez. Birisi yalnız gelse de yüzlerce şikayette bulunsa yüzlerce feryat etse bile sakın ha sakın. Hasmı olmadıkça sözünü kabul etme.
Ben fermandan yüz çeviremem. Hadi git, hasmını al, öyle gel" dedi. Sivrisinek dedi ki. " Sözün doğru, delilin tam yerinde düşmanım rüzgar, o da senin emrinde!" o padişah " Ey seher yeli, sivrisinek, zulmünden feryat ediyor. Gel. Hadi geç hasmının karşısına da anlat, ona cevap ver davasını reddet!" dedi. Rüzgar, bu emri duyunca çabucacık esip geldi fakat sivrisinek kaçma yolunu tuttu.
Süleyman " A sivrisinek nereye? Dur da ikinizi de dinleyip hüküm vereyim" dedi. Sivrisinek dedi ki. " Padişahım, ölümüm, onun varlığından zaten günüm, onun dumanından kararmakta. O gelince ben nasıl durabilirim? Benim kökümü kazan o!" tıpkı bunun gibi Tanrı tapısını arayan da Tanrı geldi mi yok olur.
O vuslat ebedilik içinde ebediliktir ama o ebedilik yokluk suretinde tecelli eder. Nur arayan gölgeler, nur zuhur etti mi yok olur. Aşık, başını verince akıl kalır mı gayrı? Her şey helak bulur, yalnız onun hakikati kalır. Onun hakikatine karşı var da yok olur, yok da. Yoklukta varlık bu pek acayip bir şey! Bu makamda akıllar elden çıkar, kalem buraya vardı mı kırılır, bir şey yazamaz olur!
Sadr-ı Cihan o aşıkı yavaş, yavaş istiğrak aleminden çekmekte, söz söyleme makamına getirmekteydi. Padişah aşıkın kulağına dedi ki: " Ey yoksul eteğini aç, sana altın saçmaya geldim. Canın ayrılığımla heyecan içindeydi. İmdadına geldim, nasıl oldu da ürküp kaçtı? Ey ayrılığımla dünyanın soğuğunu, sıcağını kahrını, kahrını, lütfunu gören aşık, kendine gel, dön geriye!
Akılsız bir tavuk, deveyi evine ayak atar atmaz ev yıkılır, dam çöker! Bizim aklımız, fikrimiz de tavuk kümesinden ibaret. Salih'in aklıysa Tanrı devesini arar. Deve başını suya toprağa daldırınca orada ne toprak kalır, ne can, ne gönül. Aşk öyle bir fazilettir ki insanı faziletler sahibi yapar. Fakat insan bu haddinden fazla dileyiş yüzünden hem pek zalimdir, ham de pek cahil!
İnsan hakikaten bilgisizdir. Hele bu müşkül avda büsbütün bilgisiz. Bir tavşan, aslanı kucaklamaya çalışıyor! Eğer aslanı bilseydi, görseydi hiç kucaklamaya kalkışır mıydı, buna imkan mı var? insan, canına da zulmeder, nefsine de, fakat şu zulme bak, şu zulmü gör ki adaletlerden bile topu kapar, adaletlerden bile üstündür, ileridir. Bilgisizliği ilimlere üstattır. Zulmü adaletlere doğru yol gösterir.
Sadr-ı Cihan, bu nefesi kesilmiş aşık ona ben nefes bağışlayınca dirilir, kendine gelir diye aşıkın elini tuttu. " Bu bedeni ölü, bu canı uyanık aşık benimle diriliyor. Şu halde o, benim canım, bana yüz tutuyor. Ben onu bu candan yücelteyim. Bu cana muhtaç olmasın. Ona bir can bağışlayayım da ihsanımı onunla görsün!
Namahrem can, sevgilinin yüzünü göremez. Dostun yüzünü ancak aslı onun civarında olan can görür. Bu dosta kasap gibi üfüreyim de o latif ruhu derisinden çıksın deyip Aşıka " Ey belalar yüzünden bedeni terk edip giden can, vuslat kapımızı açtık gel, gel! Ey varlığımız, yokluğuna, sarhoşluğuna sebep olan ey varlığı, varlımızdan ibaret bulunan aşık! şimdi ben sana dilsiz, dudaksız yeniden yeniye eski sırlar söyleyeceğim dinle!
Dilsiz, dudaksız söyleyeceğim, çünkü şu diller, dudaklar bu nefesten ürkerler. Bu nefes gizli bir ırmağın kıyısında yetişir, meyve verir. Şimdi can kulağını aç da " Tanrı dilediğini yapar sırrını duymaya hazırlan" dedi. Aşık vuslata çağrıldığını duyunca yavaş, yavaş kımıldanmaya başladı. Aşık topraktan da aşağıyı değil ya. Toprak bile sabah rüzgarının işvesiyle yeşiller giyinir, yokluktan başını kaldırır! Meniden de aşağı değil ya meni bile Tanrı emrini duyar da güneş yüzlü Yusuflar meydana getirir!
Rüzgardan da aşağı değil ya kün emrini işitir de rahimde tavus olur, güzel, güzel söz söyleyen kuş kesilir! taştan, topraktan meydana gelen dağdan da aşağı değil ya. Deve doğururu da o deveden de deve yavrusu doğar! Bunların hepsini bir tarafa bırak, yokluk koskoca bir alem doğurmadı mı? Hala da her an bütün varlıklar ondan doğmuyor mu? Aşık sıçradı, titredi, neşeli, neşeli bir iki döndü, bir iki çark vurdu, yere kapandı, secdeye vardı.
Dedi ki. " Ey çevresinde canın tavaf edip durduğu Tanrı ankası şükrolsun, kaf dağından döndük, Ey aşkın kıyamet yerinde İsrafillik eden sevgili ey aşkın aşkı, ey aşkın dileği! Bana hilat vermeden önce dilerim, kulağını pencereme daya. Kalbim tertemizdir, bu yüzden halimi bilirsin ey kulları yetiştiren ey kullarına lütuflarda bulunan sevgili sözlerimi duy!
Ey misli olmayan Sadr, nice zamandır halimi duymanı arzulayıp durdum. Bu arzuyla aklım, fikrim uçtu gitti. Nice zamandır sözlerimi dinlemeni, derdimi duymanı o cana canlar katan gülüşlerini benim eksik, artık sözlerimi işitmeni benim kötülükler düşünene canımın işvesini düşünüp durdum, özleyip yattım. Benim sence malum olan kalp akçelerimi sağlam para gibi kabul ettin.
Şuh bir küstahlığına gösterdiğin hilme karşı bütün hilimler, bir zerreden ibaretti. Dinle bak, hizmetinden ayrıldığım andan itibaren nelere uğradım. İlk önce benim için ne evvel kaldı, ne ahir. Ön de gözümden kalktı, son da! İkinci ey güzel sevgili, çok aradım ama sana bir ikinci bulamadım. Üçüncüsü senden ayrıldım ayrılalı Tanrı, üçün üçüncüsüdür demiş gibi oldum.
Dördüncüsü ayrılık tarlamı ekinimi yaktı; Hamise'yi Rabia'dan ayır edemez oldum! Nerede topraklar üstünde kan görürsen hiç şüphe etme ki biz oradan geçtik, kanlı göz yaşlarımızı takip ederek izimizi izleyebilirsin. Sözlerim bu feryad-ü figanın adeta gök gürültüsü yeryüzüne bulutlardan yağmur yağdırmak istiyor!
Söylemekle ağlamak arasında mütereddidim. Nasıl edeyim, ağlayayım mı söyleyeyim mi? Söylesem ağlayamam, fakat ağlarsam sana nasıl şükredebilir, seni nasıl övebilirim? Padişahım, gözlerimden gönül kanları akmakta bak, gözlerimden neler akıyor?" o zayıf şık bunları söyleyip ağlamaya başladı haline aşağılık kişilerde ağladılar. Yüce kişilerde.
İçinden öyle bir hay haydır coştu ki Buhara halkı etrafına toplandı. Hayran,hayran söylemekte hayran, hayran gülmekteydi. Kadın erkek büyük, küçük, herkes ona şaştı kaldı! Bütün şehir onun rengine boyandı, herkes onunla beraber ağlamaya başladı. Kadın erkek birbirine karıştı, kıyametten bir alamet oldu!
O anda gökyüzü yere kıyameti görmedinse gör diyordu! Akıl, bu ne aşktır, bu ne haldir. Onun ayrılığına mı şaşmalı kavuşmasına mı hangisi daha ziyade şaşılacak şey diye hayran olmuştu. Gök o anda kıyamet nameyi okumuş, saman uğruna kadar elbisesini yırtmıştı! Aşık iki aleme de yabancıdır, aşkta yetmiş iki türlü divanelik var!
Aşk pek gizlidir ama şaşkınlığı meydanda Padişahların canları bile ona hasret çekmektedir. Aşk dini, aşk mezhebi, yetmiş iki şeriatta da dışarıdır. Padişahların tahtları, aşka karşı alelade bir tahta parçasından ibarettir. Aşk çalgıcısı, sema vaktinde şunu çalar: kulluk bir bağdır, efendilik baş ağrısı!
Şu halde aşk nedir? Yokluk deryası! Aklın ayağı orada kırıktır! Kulluk da malum sultanlık da aşıklık bu iki perdeden gizli! Keşke varlığın bir dili olsaydı da varlardan perdeyi kaldırsa hakikati anlatsaydı! Ey varlık nefesi, ona ait ne söylersen bil ki onun üstüne bir perde daha örttün.
Onun anlamanın afeti sözdür, haldir kanı kanla yıkamanın imkanı yok! ben onun sevdalılarının mahremiyim, gece gündüz kafes içinde ondan bahsetmedeyim! Ey can, pek sarhoşum, pek kendinden geçmiş pek perişan ve harap olmuşsun dün gece hangi yanına yattın ki? Kendine gel kendine bu sırdan pek bahsetme önce bir sıçra kendine mahrem bir dost iste!
Aşıksın sarhoşsun, dilin açılmış Allah, Allah sen, oluk üstünde bir devesin! Dil, onun sırrından onun nazından bahse kalkıştı mı gök " Ey hakikatini güzelce örten Tanrı" demeye başlar. Fakat aşkı örtmek nedir? Ateşi yün ve pamuk içinde gizlemek! Ne kadar örtsen o kadar meydana çıkar! Ben onu örtmeye çalıştım mı o, bayrak gibi baş kaldırır, işte buracıktayım der.
Benim inadıma o iki kulağımdan yakalar da, a kendi bildiğine giden, beni nasıl örteceksin, nasıl gizleyeceksin? Hadi gizle bakalım der. Derim ki: hadi git, coşmuşsun ama can gibi hem meydandasın hem gizli! Der ki: Bu benim küp içinde mahpus fakat şarap gibi küp içinde ıslık çalmaktayım! Derim ki: bir yere rehin olmadan, sarhoşluk afeti gelmeden çekil git.
Der ki. İçimi güzel latif kadehin içinde ta akşam namazı vaktine kadar gündüzün dostuyum akşam gelip de kadehimi çaldı mı, ona daha benim akşamım gelmedi, kadehimi ver derim! Şarap içmeye alışmış olan, şaraba doyamaz, Arap onun için şaraba müdam adını taktı. Hakikat şarabını aşk kaynatır coşturur. Doğru sözlü, doğru özlü aşıka gizlice saiklik eden aşktır.
Tanrı inayetiyle aşka ulaşmayı dilersem şarap can suyudur, sürahi de beden! Hidayet şarabı çoğaldı arttı mı şaraptaki kuvvet, sürahiyi kırar. Saki de su kesilir, sarhoş da nasıl olur deme doğrusunu Tanrı daha iyi bilir. Şaraba vuran ışık sakinin ışığıdır. Şarap, bu ışıkla coşar, köpürür, oynar kuvvetlenir! Gayri sen o şaşkına sor: Sen şarabın bu halini ne vakit gördün? Düşünceye hacet yok, her bilinene aşikardır. Coşana elbette bir coşturan var.
Bir delikanlı kızın birine delicesine aşık olmuştu. Fakat bir türlü vuslat zamanı gelmiyordu. Aşk ona yeryüzünde bir hayli işkenceler etmişti. Aşk neden önce aşıka kinlenir? Neden önce kanlı katil gibi davranır? Doğru aşık olmayan kaçsın, aşktan vazgeçsin diye! O delikanlı da kadına birisini yollasa o yolladığı adam, hasedinden zavallının yolunu vururdu.
Sevgilisine bir mektup yazıp yollasa okuyan, kelimeleri yanlış okurdu. Sabah rüzgarını, vefatını arz etmek üzere gönderse rüzgar toza dumana gark olur, karardı. Kuşun kanadına bir kağıt parçası bağlayıp uçursa kağıttaki ateşli sözlerden kuşun kanadı yanardı. Tanrının kıskançlığı çare yularını bağlamış, düşünce askerinin bayrağını kırmıştı.
Önceleri bekleyiş, gamına munisti. Sonradan bekleyiş o bekleyişi de kırdı, geçirdi mahvetti! Gah derdi ki: Bu derdin devası yok. Gah derdi ki: Hayır bu dert bizim, canımıza can ve hayat! Gah varlığı galebe eder, bir şeyler yapmaya niyetlenirdi; gah yokluğa düşer, yokluktan meyveler yer, gıdalanırdı.
Nihayet bu hale bir çare bulamayıp ümitsizliğe düşünce birlik kaynağı kızıştı, coştu! Gurbet azıksızlığıyla azıklanınca azıksızlık azığı çaresizlik çaresi ona doğru koştu! Düşünce salıkları çöpsüz bir hale geldi o aşık, ay gibi gece yolcularına kılavuz kesildi! Nice güzel sözlü dudular vardır ki susarlar nice tatlı özlüler vardır ki ekşi yüzlüdürler!
Yürü bir an mezarlığa var da susarak otur. O söz söyleyip duran susmuşları gör! Onların topraklarını bir renkte, bir halde görürsün ama halleri bir değildir ki! Dirilerin da yağları, etleri bir fakat birisi gamlı, öbürü neşeli! Sözlerini duymadıkça hallerini ne bileceksin. Halleri senden gizli kalır. Söyletsen da sözlerinden ancak bir hay huydur duyarsın. Yüz kat gizli olan hallerini nereden göreceksin ki?
Bir suretimizde bile birbirine zıt vasıflar var. toprak da bir ama ruhlar ayrı, ayrı! Seslerde böyle ses olmak bakımından bir, fakat birisinin sesi dertli, öbürünün nazlı, edalı! Savaşta atların kişnemelerini koşuşup uçuşurken kuşların cıvıltılarını duyarsın ya. Birisi kızgınlığından, hasedinden, öbürü arkadaşlarıyla birleşme yüzünden kişner,cıvıldar. Biri derdinden bağırır, öbürü neşesinden!
Fakat onların hallerini anlamaktan uzak olana göre o sesler hep birdir! O ağaç baltadan titrer, şu ağaç seher yelinden! Bu arada kalası tencere yüzünden çok yanıldım çünkü kapağı kaynıyor! Doğrulukla kaynayan da o kaynayışla o coşkunluğuyla seni çağırır, gel der. Yalanla riya ile kaynayan da! Eğer insanları yüzlerinden tanıyan candan bir koku almadıysan eğer o kabiliyet sende yoksa yürü.
Kokudan anlayan bir dimağa sahip olmaya çalış! O gül bahçesinde dönüp dolaşan dimağa sahip olmaya uğraş. Yakubların gözünü bile o dimağ aydınlatır. Hadi, o gönlü hasta aşıkın ahvalini anlat, oğul neye Buhara'lı aşıktan uzak düştün.
O delikanlı tam yedi yıl sevgilisini aradı, durdu vuslat hayaliyle hayale döndü! Tanrının gölgesi kulun başı üstündedir. Arayan nihayet aradığını bulur. Peygamber dedi ki: bir kapıyı çalar durursan nihayet o kapıdan bir baş çıkar görünür. Bir adamın oturduğu yerin civarında oturursan sonunda elbette o adamın yüzünü görürsün, bir kuyudan her gün toprak çeker, çıkarırsan onunla tertemiz suya erişirsin elbet.
Sen inanmazsan da bunu herkes bilir. Ne ekersen bir gün gelir, onu biçersin. Taşı demire vur da kıvılcım çıkmasın. Böyle şey olmaz, olsa bile nadirdir. Bir adamın bahtı yaver olmaz, bir adamın nasibinden kurtuluş bulunmazsa o adam, ancak nadir olan şeylere bakar! Filan kişi ekin ekti de mahsul devşirmedi, feşman adam sedef buldu da içinde inci yoktu.
Baüroğlu Bel'amla melun İblis bu kadar ibadet ettiler, ne dinleri fayda verdi ne ibadetleri der de o kötü zanlı kişinin hatırına yüz binlerce peygamber yüz binlerce hak yolunana gidenler gelmez bile! Bula, bula gönlüne kasvet veren, gönlünü karartan bu iki misali ulur. Fakat bahtsızlık, gönlüne bundan başka bir misal getirebilir mi ki? Nice kişiler vardır ki neşeli, neşeli ekmek yerken ekmek boğazlarına durur, ölümlerine sebep olur!
A musibet, sen de ekmek yeme de onun gibi kötülüğe uğrama bari! Nice yüz binlerce adam da vardır ki ekmek yer kuvvetlenir, can besler. Ezelden mahrum ve bir ahmağın oğlu değilsen o arada bir olup gelen şeye neden saplandın? Şu alem güneşin ayın nuruyla dopdolu da o başını kuyunun dibine eğmiş. " Aydınlık var diyorlar, bu söz doğruysa nerede hani?" deyip duruyor.
A alçak, başını kuyudan kaldır da bak! Bütün dünya doğu, batı, o nurla nurlanmış, fakat sen kuyudayken o nur, sana vurmaz ki! Kuyuyu bırak, köşklere, bağlara git burada inat edip durma, inat meş'umdur denmiş! Kendine gel, filan adam filan yıl ekin ektide mahsulünü çekirgeler yedi.
Ben neye ekeyim, burası korkulu bir yer neden elimdeki buğdayı yerlere saçayım deme. Ekin ekmeyi terk etmeyen işten güçten kalmayan ektide sen kör gibi durup dururken ambarlar doldurdu. O delikanlı da ümitle, neşeyle bir kapıyı çalıp duruyordu; nihayet bir gün sevgilisini tenhaca buldu, vuslatına erdi. Bir gece bekçinin korkusundan kaçıp bir bağa girdi.
Orda sevgilisini mum gibi buluverdi. O sebebi halk eden Tanrıya o anda hamd ederek dedi ki. " Yarabbi, sen bekçiye rahmet et!" bilinmez anlaşılmaz sebepler halk etmişsin. Beni cehennem kapısından cennete almışsın! Hiç kimseyi, hiçbir şeyi hor görmeyeyim diye şu işe bunu sebep ettin. Ayak kırıldı mı Tanrı kanat ihsan eder. Kuyunun dibinden bile bir kapı açar da.
Sen ağaç üstünde ol, kuyu dibinde bulun, buna bakma, beni gör, bana bak ki yolun anahtarı benim, yolu ben açarım der!" kardeşim gayrı bu hikayenin arda kalan kısmını anlamak istersen dördüncü ciltte ara!
-ÜÇÜNCÜ CİLDİN SONU-
Mesnevi'den Hikayeler
HAZRETİ BİLAL AŞKI
Efendisi, Bilal'i terbiye etmek için diken dalı ile dövmekte o da dikenlere canını feda etmekteydi. Efendisi neden Ahmed'i anmaktasın diyordu... Sen, kötü bir kulsun, benim dinimi inkar ediyorsun. Efendisi onu güneş altında dövmekte, o da "Ahad" diye övünmekteydi.
Derken Sıddıyk, o taraftan geçti, onun "Ahad" demesini duydu. Gözü doldu gönlü incindi, o "Ahad" sözünden bir aşina kokusu aldı. Sonra onu tenhaca görüp nasihat verdi, dedi ki: İnanışını kafirlerden gizli tut. Tanrı gizli şeyleri bilir, maksadını gizle. Bilal tövbe ettim dedi. Ertesi gün Sıddyk, erkenden bir iş için oradan geçiyordu. Yine "Ahad" sözüyle dayak sesini duydu. Gönlü ateşlendi.
Yine nasihat etti, o da tövbe etti ama aşk gelince tövbesini bozuverdi. Böyle bir hayli tövbe etti, nihayet tövbeden bezdi. İnanışını açığa vurdu, bedenini belaya attı, ey Muhammed dedi, ey tövbelere düşman. Bedenim de seninle dolu, damarım da. Artık bu bedene nasıl olur da tövbe sığar? Bundan böyle tövbeyi gönülden çıkaracağım. Ebedi hayata nasıl olur da tövbe edebilirim?
Aşk, kahredicidir, ben de onun eline düşmüş, kahrolmuş birisiyim. Aşkın coşup köpürmesiyle, aşkın acılığı ile şeker gibi tatlılaştım. Ey kasırga, senin önünde bir yaprağım ben, nereye düşeceğimi ne bilirim?
Hilal'sem de koşuşup duruyorum Bilal'sem de. Senin güneşine uymuşum bir kere. Ayın Bedir oluş yahut zayıflayıp eriyerek hilal haline gelişle ne işi var? O güneşin ardına düşmüş gölge gibi koşar durur. kaza ve kadere karşı bir kararda durmaya kalkışan kendi sakalına güler.
Hem bir saman çöpü rüzgarın önüne düşmek, hem de bir yerde durmaya kalkışmak. Hem kıyamet, hem de sonra işe güce kalkmak! Ben aşkın elinde dağarcıktaki kedi gibiyim. Bir an yukarı çıkmadayım, bir an aşağı düşmede. O, beni başının üstünde döndürüp durmada. Ne aşağıda kararım var, ne yukarıda. Aşılar kuvvetli bir selin önüne düşmüşlerdir. Onlar, aşkın takdirine razı olmuşlardır.
Değirmen taşı gibi durup dinlenmeden gece gündüz inleyip sızlanarak döner dururlar. Değirmen taşının dönüp durması, kimse bu ırmak duruyor demesin diye ırmak arayanlara bir şahit olmuştur. Arktaki suyu görmüyorsan gel de değirmen taşının dönüşünü gör. Feleğin o dönüp durmadan usandığı, bir karara bağlandığı yok. Sen de ey gönül, yıldız gibi ol, durup dinlenmeyi dileme.
Hangi dala el atsan, nereye ulaşıp yapışsan aşk, o dalı kırar, o şeyi koparır. Kaderin dönüp duruşunu görmüyorsan unsurların coşuşunu, dönüşünü seyret.
Denizin üstündeki çöplerle köpüklerin dönüp akışı, şerefli denizin köpürüp coşmasındandır. Başı dönmüş rüzgarın dönüşünü seyret de onun emrine uymuş olan deniz dalgalarının coşup köpürüşünü gör. Güneşle ay, iki değirmen öküzüdür. Dönüp dururlar ve etrafı korurlar. Yıldızlar da konak konak koşarlar. Her kutlu ve kutsuz şeyin bineği olurlar.
Felekteki yıldızlar, uzak olduklarından, duyguların da tembel ve gevşek olup iz izleyemediklerinden onların hakikatini bilmezsin. Bizim göz, kulak ve akıl yıldızlarımız, gece nerededir, uyanıkken nerede?
Gah kutlulukla, vuslatta, gönülleri hoş. Gah kutsuzlukla, ayrılıkta kendilerinden geçmişlerdir. Felekteki ay, böyle dönüp durdukça bazen kapkaranlıktır bir zamanda apaydınlık. Gah balla süt gibi bahar ve yaz olur, gah, bir ölüm yerine benzeyen kış, zemheri gelir çatar, karlar yağar.
Külli olan şeyler bile onun önünde top gibi yuvarlanıp durur, çevganına tabi olur, secde eder. Sen ey gönül, bu yüz binlerce varlık içinden bir cüzüsün, nasıl olur da onun hükmüne karşı kararsız bir hale gelmezsin?
Beyin emrindeki ata dön, at gah ahırda mahpustur, gah gezer dolaşır. Seni de bir mıha bağladı mı sabret, çözdü mü yürü sıçra. Güneş gökyüzünde eğri büğrü gitti mi yüzü kararır, Tanrı onu bir tutulmaya uğratır.
Sen de aklını başına devşir de tutulma yerine düşmemeye savaş, bu suretle de tencere gibi yüzü kara bir hale gelme. Buluta da öyle yürüme, böyle yürü diye ateşten kırbaç vururlar. Filan ovaya yağmur yağdır, buraya değil, kulağını aç diye kulağını bururlar.
Senin aklın, güneşten artık değildir ya. Nehyedilen fikirde kakılıp kalma. Ey akıl, sen de dizginini eğriltme de tutulup nursuz bir hale gelmeyesin. Güneşin suçu az oldu mu az tutulur, yarısını tutulmuş görürsün, yarısını nurlu.
Tanrı, bu suretle seni suçun ne kadarsa o kadar tutarım. Suça verilen ceza suç miktarıncadır. İster iyi olsun ister kötü... İster aşikar olsun, ister gizli... Biz her şeyi duyarız, her şeyi görürüz der.
Babacığım, bundan geç, nevruz oldu, halk, Tanrı lütfuna ulaştı, herkesin ağzına tat geldi. Yine ırmağımıza can suyu geldi. Yine padişahımız köyümüze kondu.
Baht salınıp gezmede, eteğini sürmede, tövbeyi bozma zamanı geldi diye naralar atmadadır. Yine sel geldi, tövbeyi silip süpürdü. Bekçi uykuya daldı, fırsat vakti gelip çattı. Her mahmur, şarap içti, sarhoş oldu. Bu gece varımızı, yoğumuzu rehine koyacağız.
O canlara canlar katan lal şarapla lal içinde lal olduk, lal içinde lal kesildik. Yine meclis şenlendi, gönülleri parlattı. Kalk, kem göz değmesin diye mangala çöre otu at. Güzel sarhoşların naralarını duyuyorum. Camın, ta sonuna kadar böyle olmayalım işte.
İşte bir Hilal bir Bilal'e dost oldu. Diken yarası, ona gül ve gülnar kesildi. Beden diken yarası ile kalbura döndü ama canım, bedenim, devlet gülistanı oldu. Beden, o kafirin dikeninin zahmı önünde ama canım, Tanrının sarhoşu.
Canıma bir can kokusudur gelmede, merhametli sevgilimin kokusu erişmede. Mustafa, Miraçtan geldi, Bilal'ine nu mutlu ne mutlu. Sıddıyk, doğru özlü, doğru sözlü Bilal'den bu sözleri duyunca tövbesinden el yudu.
Sıddıyk bunun üzerine Mustafa'nın yanına gelip vefalı Bilal'in halini anlattı. Dedi ki: O felekleri ölçen çevik ve kutlu kanatlı Bilal, şimdi senin aşkına düşmüş, senin tuzağına tutulmuştur.
Padişahın doğanı iken o kuzgunlardan zahmetlere uğramada. O ağır define, pislik içine gömülmüş. Baykuşlar, doğana sitem etmedeler. Suçsuz olduğu halde kanatlarını yolmadalar.
Suçu ancak doğan oluşu. Yusuf'un güzellikten başka ne suçu var ki? Baykuşun yeri yurdu yıkık yerlerdir. Onun için doğana kafirce kızmadalar. Neden o diyarı hatırlıyorsun? Neden padişahın köşkünü bileğini anıyorsun? Baykuşların köyünde gevezelik ediyor, buraya bir kargaşalıktır salıyorsun. Feleğin üstündeki esir bile, yuvamıza haset ederken sen oraya yıkık yer diyor, orayı hor görüyorsun.
Deli oldun galiba ki baykuşların seni padişah ve başbuğ yapmaları hevesine kapıldın. Vehme, sevdaya kapılıp dönmede, dolaşmada, bu cennete virane adını takmadasın.
Kötü huylu herif, bu delilik, bu saçma fikirler, kafadan çıkıncaya kadar kafana vuracağız senin. Bu sözlerle onu doğruya karşı çarmıha geriyorlar, elbiselerini soyup çıplak vücudunu diken dallarıyla dövüyorlar. Bedenden yüzlerce kan ırmağı fışkırmada. Öyle olduğu halde "Ahad" diyerek baş koymada.
Delikanlı, iman doğruluğunun nişanesi, o sırada ölsen bile sana ölümün hoş gelmesidir. Canım imanın böyle değilse kamil değildir, demek yürü, dini tamamlamaya savaş! Hangi işe girişirsin de o işte sana ölüm bile hoş gelirse sevdiğin iş, işte o iştir. Ölümün kötülüğümü gitti mi zaten artık o ölüm değildir, ölümün bir suretidir, bir göçmeden ibarettir, o.
Ölümdeki kötülük gitti mi ölümle fayda var demektir. Gayri dosdoğru anlaşıldı ki ölüm geçti gitti! Sevgili dediğin bir Hak'tır, bir de Tanrının " Sen benimsin, ben senin" dediği. Şimdi kulak ver de dinle: Aşk, aşıkı liften örme ipliklerle bağlamış sürükleyip getirdi. Sadr-ı Cihan'nın yüzünü görür görmez sanki can kuşu bedeninden uçup gitti. Bedeni kuru bir ağaç gibi kalakaldı.
Tepesinden tırnağına kadar buz kesildi! Yüzüne gül suları serptiler, yanında buhurlar yaktılar, neler yaptılarsa faydasız kıpırdamadı, seslenmedi bile! Padişah, onun safran gibi sararmış yüzünü görünce atından indi, yanına geldi. dedi ki. " Aşık hararetle sevgiliyi arar, fakat sevgili geldi mi o aşık yok olur, kendisinden geçer gider!
Sen Tanrı aşıkısın; Tanrı ona derler ki geldi mi sen de bir kıl kadar olsun varlık kalmaz. O nazarın karşısında senin gibi yüzlercesi fanidir hocam meğerse sen kendini yok etmeye aşıkmışsın! Sen bir gölgesin, güneşe aşıksın. Şems geldi elbette gölge derhal yok olur!
Bir sivrisinek çayırlıktan çimenlikten gelip Süleyman'ın huzuruna çıkarak hakkını istedi de dedi ki: " Ey Süleyman, Şeytanlar insanoğulları ve periler arasında adaleti yaydın; Kuş da senin adaletine sığınmış balık da kimdir o kaybolan kimdir o mahrum ki adaletin onu arayıp bulmamış olsun? Bize de insaf et bizim de hakkımızı al çok perişanız bağdan da nasibimiz yok gül bahçesinden de!
Her zayıf kişinin müşkülünü halledersin sivrisinek zaten zayıflığın misalidir. Biz zayıflıkla kanadı kırık olmakla acizlikle tanınmışız, sen lütufla yoksullara yardımla tanınmışsın. Sen kudret derecelerinin en sonuna varmışsın biz acizliğin zavallılığın son derecesine varmışız! İmdat et, bizi bu gamdan kurtar, ey eli Tanrı eli olan, elimizi tut.
Süleyman " Ey hak isteyen , kimden şikayet ediyorsun? Söyle. Kimdir o zalim ki ululuk satarak sana zulmetti, yüzünü gözünü tırmaladı. Bizim zamanımızda zalim nerede? Şaşılacak şey nasıl oluyor da hapsedilmemiş nasıl oluyor da bizim zindanımızda değil?
Bizim doğduğumuz gün zulüm öldü. Kimdir bizim zamanımızda zulmeden? Nur geldi mi zulmet yok olur. Zulmün aslı ve arkası da zulmettir. Bak şeytanlar bizim için çalışmada kazanmada bize hizmet etmede hizmetten çekinenler de zincirlerle bağlanmış bukağılarına vurulmuş!
Zalimler, şeytanın iğvasiyle zulmederler, zalimlerin zulmünün aslı Şeytandan gelir. Şeytan bağlarla bağlanmış zincirlere vurulmuşken nasıl olup da zulümde bulunabilir? Tanrı bize padişahlığı halk göklere el açıp ağlamasın diye verdi. Ah ve feryatların yücelere çıkmasın, gök yüzüyle süha yıldızı ıstıraba düşmesin. Arş yetim feryadıyla titremesin, hiç kimse sitemle perişan olmasın diye bize saltanat ihsan etti.
Göklere " Yarabbi" sesi çıkmasın diye ülkelerde yol yordam olarak bu adaleti, bu ihsan kaidesini bir kanun haline getirdik. Ey mazlum gökyüzüne bakma zamanede gök gibi ihsan ve feyz sahibi bir padişahın var" dedi. Sivrisinek dedi ki. " Benim feryadım rüzgarın elinden o bize zulüm ellerini uzattı, bize zulmetti. Onun zulmünden daraldık, onun yüzünden dudağımız yumulu, kanlar yutmaktayız!
Süleyman " Ey güzel sesli Tanrı emrini candan dinlenmek gerek. Tanrı bana dedi ki. " Ey adalet sahibi hasmı da hazır olmadıkça kimsenin şikayetini dinleme. İki hasım da hazır olmazsa hakim, hak hangisindedir, bilemez. Birisi yalnız gelse de yüzlerce şikayette bulunsa yüzlerce feryat etse bile sakın ha sakın. Hasmı olmadıkça sözünü kabul etme.
Ben fermandan yüz çeviremem. Hadi git, hasmını al, öyle gel" dedi. Sivrisinek dedi ki. " Sözün doğru, delilin tam yerinde düşmanım rüzgar, o da senin emrinde!" o padişah " Ey seher yeli, sivrisinek, zulmünden feryat ediyor. Gel. Hadi geç hasmının karşısına da anlat, ona cevap ver davasını reddet!" dedi. Rüzgar, bu emri duyunca çabucacık esip geldi fakat sivrisinek kaçma yolunu tuttu.
Süleyman " A sivrisinek nereye? Dur da ikinizi de dinleyip hüküm vereyim" dedi. Sivrisinek dedi ki. " Padişahım, ölümüm, onun varlığından zaten günüm, onun dumanından kararmakta. O gelince ben nasıl durabilirim? Benim kökümü kazan o!" tıpkı bunun gibi Tanrı tapısını arayan da Tanrı geldi mi yok olur.
O vuslat ebedilik içinde ebediliktir ama o ebedilik yokluk suretinde tecelli eder. Nur arayan gölgeler, nur zuhur etti mi yok olur. Aşık, başını verince akıl kalır mı gayrı? Her şey helak bulur, yalnız onun hakikati kalır. Onun hakikatine karşı var da yok olur, yok da. Yoklukta varlık bu pek acayip bir şey! Bu makamda akıllar elden çıkar, kalem buraya vardı mı kırılır, bir şey yazamaz olur!
Sadr-ı Cihan o aşıkı yavaş, yavaş istiğrak aleminden çekmekte, söz söyleme makamına getirmekteydi. Padişah aşıkın kulağına dedi ki: " Ey yoksul eteğini aç, sana altın saçmaya geldim. Canın ayrılığımla heyecan içindeydi. İmdadına geldim, nasıl oldu da ürküp kaçtı? Ey ayrılığımla dünyanın soğuğunu, sıcağını kahrını, kahrını, lütfunu gören aşık, kendine gel, dön geriye!
Akılsız bir tavuk, deveyi evine ayak atar atmaz ev yıkılır, dam çöker! Bizim aklımız, fikrimiz de tavuk kümesinden ibaret. Salih'in aklıysa Tanrı devesini arar. Deve başını suya toprağa daldırınca orada ne toprak kalır, ne can, ne gönül. Aşk öyle bir fazilettir ki insanı faziletler sahibi yapar. Fakat insan bu haddinden fazla dileyiş yüzünden hem pek zalimdir, ham de pek cahil!
İnsan hakikaten bilgisizdir. Hele bu müşkül avda büsbütün bilgisiz. Bir tavşan, aslanı kucaklamaya çalışıyor! Eğer aslanı bilseydi, görseydi hiç kucaklamaya kalkışır mıydı, buna imkan mı var? insan, canına da zulmeder, nefsine de, fakat şu zulme bak, şu zulmü gör ki adaletlerden bile topu kapar, adaletlerden bile üstündür, ileridir. Bilgisizliği ilimlere üstattır. Zulmü adaletlere doğru yol gösterir.
Sadr-ı Cihan, bu nefesi kesilmiş aşık ona ben nefes bağışlayınca dirilir, kendine gelir diye aşıkın elini tuttu. " Bu bedeni ölü, bu canı uyanık aşık benimle diriliyor. Şu halde o, benim canım, bana yüz tutuyor. Ben onu bu candan yücelteyim. Bu cana muhtaç olmasın. Ona bir can bağışlayayım da ihsanımı onunla görsün!
Namahrem can, sevgilinin yüzünü göremez. Dostun yüzünü ancak aslı onun civarında olan can görür. Bu dosta kasap gibi üfüreyim de o latif ruhu derisinden çıksın deyip Aşıka " Ey belalar yüzünden bedeni terk edip giden can, vuslat kapımızı açtık gel, gel! Ey varlığımız, yokluğuna, sarhoşluğuna sebep olan ey varlığı, varlımızdan ibaret bulunan aşık! şimdi ben sana dilsiz, dudaksız yeniden yeniye eski sırlar söyleyeceğim dinle!
Dilsiz, dudaksız söyleyeceğim, çünkü şu diller, dudaklar bu nefesten ürkerler. Bu nefes gizli bir ırmağın kıyısında yetişir, meyve verir. Şimdi can kulağını aç da " Tanrı dilediğini yapar sırrını duymaya hazırlan" dedi. Aşık vuslata çağrıldığını duyunca yavaş, yavaş kımıldanmaya başladı. Aşık topraktan da aşağıyı değil ya. Toprak bile sabah rüzgarının işvesiyle yeşiller giyinir, yokluktan başını kaldırır! Meniden de aşağı değil ya meni bile Tanrı emrini duyar da güneş yüzlü Yusuflar meydana getirir!
Rüzgardan da aşağı değil ya kün emrini işitir de rahimde tavus olur, güzel, güzel söz söyleyen kuş kesilir! taştan, topraktan meydana gelen dağdan da aşağı değil ya. Deve doğururu da o deveden de deve yavrusu doğar! Bunların hepsini bir tarafa bırak, yokluk koskoca bir alem doğurmadı mı? Hala da her an bütün varlıklar ondan doğmuyor mu? Aşık sıçradı, titredi, neşeli, neşeli bir iki döndü, bir iki çark vurdu, yere kapandı, secdeye vardı.
Dedi ki. " Ey çevresinde canın tavaf edip durduğu Tanrı ankası şükrolsun, kaf dağından döndük, Ey aşkın kıyamet yerinde İsrafillik eden sevgili ey aşkın aşkı, ey aşkın dileği! Bana hilat vermeden önce dilerim, kulağını pencereme daya. Kalbim tertemizdir, bu yüzden halimi bilirsin ey kulları yetiştiren ey kullarına lütuflarda bulunan sevgili sözlerimi duy!
Ey misli olmayan Sadr, nice zamandır halimi duymanı arzulayıp durdum. Bu arzuyla aklım, fikrim uçtu gitti. Nice zamandır sözlerimi dinlemeni, derdimi duymanı o cana canlar katan gülüşlerini benim eksik, artık sözlerimi işitmeni benim kötülükler düşünene canımın işvesini düşünüp durdum, özleyip yattım. Benim sence malum olan kalp akçelerimi sağlam para gibi kabul ettin.
Şuh bir küstahlığına gösterdiğin hilme karşı bütün hilimler, bir zerreden ibaretti. Dinle bak, hizmetinden ayrıldığım andan itibaren nelere uğradım. İlk önce benim için ne evvel kaldı, ne ahir. Ön de gözümden kalktı, son da! İkinci ey güzel sevgili, çok aradım ama sana bir ikinci bulamadım. Üçüncüsü senden ayrıldım ayrılalı Tanrı, üçün üçüncüsüdür demiş gibi oldum.
Dördüncüsü ayrılık tarlamı ekinimi yaktı; Hamise'yi Rabia'dan ayır edemez oldum! Nerede topraklar üstünde kan görürsen hiç şüphe etme ki biz oradan geçtik, kanlı göz yaşlarımızı takip ederek izimizi izleyebilirsin. Sözlerim bu feryad-ü figanın adeta gök gürültüsü yeryüzüne bulutlardan yağmur yağdırmak istiyor!
Söylemekle ağlamak arasında mütereddidim. Nasıl edeyim, ağlayayım mı söyleyeyim mi? Söylesem ağlayamam, fakat ağlarsam sana nasıl şükredebilir, seni nasıl övebilirim? Padişahım, gözlerimden gönül kanları akmakta bak, gözlerimden neler akıyor?" o zayıf şık bunları söyleyip ağlamaya başladı haline aşağılık kişilerde ağladılar. Yüce kişilerde.
İçinden öyle bir hay haydır coştu ki Buhara halkı etrafına toplandı. Hayran,hayran söylemekte hayran, hayran gülmekteydi. Kadın erkek büyük, küçük, herkes ona şaştı kaldı! Bütün şehir onun rengine boyandı, herkes onunla beraber ağlamaya başladı. Kadın erkek birbirine karıştı, kıyametten bir alamet oldu!
O anda gökyüzü yere kıyameti görmedinse gör diyordu! Akıl, bu ne aşktır, bu ne haldir. Onun ayrılığına mı şaşmalı kavuşmasına mı hangisi daha ziyade şaşılacak şey diye hayran olmuştu. Gök o anda kıyamet nameyi okumuş, saman uğruna kadar elbisesini yırtmıştı! Aşık iki aleme de yabancıdır, aşkta yetmiş iki türlü divanelik var!
Aşk pek gizlidir ama şaşkınlığı meydanda Padişahların canları bile ona hasret çekmektedir. Aşk dini, aşk mezhebi, yetmiş iki şeriatta da dışarıdır. Padişahların tahtları, aşka karşı alelade bir tahta parçasından ibarettir. Aşk çalgıcısı, sema vaktinde şunu çalar: kulluk bir bağdır, efendilik baş ağrısı!
Şu halde aşk nedir? Yokluk deryası! Aklın ayağı orada kırıktır! Kulluk da malum sultanlık da aşıklık bu iki perdeden gizli! Keşke varlığın bir dili olsaydı da varlardan perdeyi kaldırsa hakikati anlatsaydı! Ey varlık nefesi, ona ait ne söylersen bil ki onun üstüne bir perde daha örttün.
Onun anlamanın afeti sözdür, haldir kanı kanla yıkamanın imkanı yok! ben onun sevdalılarının mahremiyim, gece gündüz kafes içinde ondan bahsetmedeyim! Ey can, pek sarhoşum, pek kendinden geçmiş pek perişan ve harap olmuşsun dün gece hangi yanına yattın ki? Kendine gel kendine bu sırdan pek bahsetme önce bir sıçra kendine mahrem bir dost iste!
Aşıksın sarhoşsun, dilin açılmış Allah, Allah sen, oluk üstünde bir devesin! Dil, onun sırrından onun nazından bahse kalkıştı mı gök " Ey hakikatini güzelce örten Tanrı" demeye başlar. Fakat aşkı örtmek nedir? Ateşi yün ve pamuk içinde gizlemek! Ne kadar örtsen o kadar meydana çıkar! Ben onu örtmeye çalıştım mı o, bayrak gibi baş kaldırır, işte buracıktayım der.
Benim inadıma o iki kulağımdan yakalar da, a kendi bildiğine giden, beni nasıl örteceksin, nasıl gizleyeceksin? Hadi gizle bakalım der. Derim ki: hadi git, coşmuşsun ama can gibi hem meydandasın hem gizli! Der ki: Bu benim küp içinde mahpus fakat şarap gibi küp içinde ıslık çalmaktayım! Derim ki: bir yere rehin olmadan, sarhoşluk afeti gelmeden çekil git.
Der ki. İçimi güzel latif kadehin içinde ta akşam namazı vaktine kadar gündüzün dostuyum akşam gelip de kadehimi çaldı mı, ona daha benim akşamım gelmedi, kadehimi ver derim! Şarap içmeye alışmış olan, şaraba doyamaz, Arap onun için şaraba müdam adını taktı. Hakikat şarabını aşk kaynatır coşturur. Doğru sözlü, doğru özlü aşıka gizlice saiklik eden aşktır.
Tanrı inayetiyle aşka ulaşmayı dilersem şarap can suyudur, sürahi de beden! Hidayet şarabı çoğaldı arttı mı şaraptaki kuvvet, sürahiyi kırar. Saki de su kesilir, sarhoş da nasıl olur deme doğrusunu Tanrı daha iyi bilir. Şaraba vuran ışık sakinin ışığıdır. Şarap, bu ışıkla coşar, köpürür, oynar kuvvetlenir! Gayri sen o şaşkına sor: Sen şarabın bu halini ne vakit gördün? Düşünceye hacet yok, her bilinene aşikardır. Coşana elbette bir coşturan var.
Bir delikanlı kızın birine delicesine aşık olmuştu. Fakat bir türlü vuslat zamanı gelmiyordu. Aşk ona yeryüzünde bir hayli işkenceler etmişti. Aşk neden önce aşıka kinlenir? Neden önce kanlı katil gibi davranır? Doğru aşık olmayan kaçsın, aşktan vazgeçsin diye! O delikanlı da kadına birisini yollasa o yolladığı adam, hasedinden zavallının yolunu vururdu.
Sevgilisine bir mektup yazıp yollasa okuyan, kelimeleri yanlış okurdu. Sabah rüzgarını, vefatını arz etmek üzere gönderse rüzgar toza dumana gark olur, karardı. Kuşun kanadına bir kağıt parçası bağlayıp uçursa kağıttaki ateşli sözlerden kuşun kanadı yanardı. Tanrının kıskançlığı çare yularını bağlamış, düşünce askerinin bayrağını kırmıştı.
Önceleri bekleyiş, gamına munisti. Sonradan bekleyiş o bekleyişi de kırdı, geçirdi mahvetti! Gah derdi ki: Bu derdin devası yok. Gah derdi ki: Hayır bu dert bizim, canımıza can ve hayat! Gah varlığı galebe eder, bir şeyler yapmaya niyetlenirdi; gah yokluğa düşer, yokluktan meyveler yer, gıdalanırdı.
Nihayet bu hale bir çare bulamayıp ümitsizliğe düşünce birlik kaynağı kızıştı, coştu! Gurbet azıksızlığıyla azıklanınca azıksızlık azığı çaresizlik çaresi ona doğru koştu! Düşünce salıkları çöpsüz bir hale geldi o aşık, ay gibi gece yolcularına kılavuz kesildi! Nice güzel sözlü dudular vardır ki susarlar nice tatlı özlüler vardır ki ekşi yüzlüdürler!
Yürü bir an mezarlığa var da susarak otur. O söz söyleyip duran susmuşları gör! Onların topraklarını bir renkte, bir halde görürsün ama halleri bir değildir ki! Dirilerin da yağları, etleri bir fakat birisi gamlı, öbürü neşeli! Sözlerini duymadıkça hallerini ne bileceksin. Halleri senden gizli kalır. Söyletsen da sözlerinden ancak bir hay huydur duyarsın. Yüz kat gizli olan hallerini nereden göreceksin ki?
Bir suretimizde bile birbirine zıt vasıflar var. toprak da bir ama ruhlar ayrı, ayrı! Seslerde böyle ses olmak bakımından bir, fakat birisinin sesi dertli, öbürünün nazlı, edalı! Savaşta atların kişnemelerini koşuşup uçuşurken kuşların cıvıltılarını duyarsın ya. Birisi kızgınlığından, hasedinden, öbürü arkadaşlarıyla birleşme yüzünden kişner,cıvıldar. Biri derdinden bağırır, öbürü neşesinden!
Fakat onların hallerini anlamaktan uzak olana göre o sesler hep birdir! O ağaç baltadan titrer, şu ağaç seher yelinden! Bu arada kalası tencere yüzünden çok yanıldım çünkü kapağı kaynıyor! Doğrulukla kaynayan da o kaynayışla o coşkunluğuyla seni çağırır, gel der. Yalanla riya ile kaynayan da! Eğer insanları yüzlerinden tanıyan candan bir koku almadıysan eğer o kabiliyet sende yoksa yürü.
Kokudan anlayan bir dimağa sahip olmaya çalış! O gül bahçesinde dönüp dolaşan dimağa sahip olmaya uğraş. Yakubların gözünü bile o dimağ aydınlatır. Hadi, o gönlü hasta aşıkın ahvalini anlat, oğul neye Buhara'lı aşıktan uzak düştün.
O delikanlı tam yedi yıl sevgilisini aradı, durdu vuslat hayaliyle hayale döndü! Tanrının gölgesi kulun başı üstündedir. Arayan nihayet aradığını bulur. Peygamber dedi ki: bir kapıyı çalar durursan nihayet o kapıdan bir baş çıkar görünür. Bir adamın oturduğu yerin civarında oturursan sonunda elbette o adamın yüzünü görürsün, bir kuyudan her gün toprak çeker, çıkarırsan onunla tertemiz suya erişirsin elbet.
Sen inanmazsan da bunu herkes bilir. Ne ekersen bir gün gelir, onu biçersin. Taşı demire vur da kıvılcım çıkmasın. Böyle şey olmaz, olsa bile nadirdir. Bir adamın bahtı yaver olmaz, bir adamın nasibinden kurtuluş bulunmazsa o adam, ancak nadir olan şeylere bakar! Filan kişi ekin ekti de mahsul devşirmedi, feşman adam sedef buldu da içinde inci yoktu.
Baüroğlu Bel'amla melun İblis bu kadar ibadet ettiler, ne dinleri fayda verdi ne ibadetleri der de o kötü zanlı kişinin hatırına yüz binlerce peygamber yüz binlerce hak yolunana gidenler gelmez bile! Bula, bula gönlüne kasvet veren, gönlünü karartan bu iki misali ulur. Fakat bahtsızlık, gönlüne bundan başka bir misal getirebilir mi ki? Nice kişiler vardır ki neşeli, neşeli ekmek yerken ekmek boğazlarına durur, ölümlerine sebep olur!
A musibet, sen de ekmek yeme de onun gibi kötülüğe uğrama bari! Nice yüz binlerce adam da vardır ki ekmek yer kuvvetlenir, can besler. Ezelden mahrum ve bir ahmağın oğlu değilsen o arada bir olup gelen şeye neden saplandın? Şu alem güneşin ayın nuruyla dopdolu da o başını kuyunun dibine eğmiş. " Aydınlık var diyorlar, bu söz doğruysa nerede hani?" deyip duruyor.
A alçak, başını kuyudan kaldır da bak! Bütün dünya doğu, batı, o nurla nurlanmış, fakat sen kuyudayken o nur, sana vurmaz ki! Kuyuyu bırak, köşklere, bağlara git burada inat edip durma, inat meş'umdur denmiş! Kendine gel, filan adam filan yıl ekin ektide mahsulünü çekirgeler yedi.
Ben neye ekeyim, burası korkulu bir yer neden elimdeki buğdayı yerlere saçayım deme. Ekin ekmeyi terk etmeyen işten güçten kalmayan ektide sen kör gibi durup dururken ambarlar doldurdu. O delikanlı da ümitle, neşeyle bir kapıyı çalıp duruyordu; nihayet bir gün sevgilisini tenhaca buldu, vuslatına erdi. Bir gece bekçinin korkusundan kaçıp bir bağa girdi.
Orda sevgilisini mum gibi buluverdi. O sebebi halk eden Tanrıya o anda hamd ederek dedi ki. " Yarabbi, sen bekçiye rahmet et!" bilinmez anlaşılmaz sebepler halk etmişsin. Beni cehennem kapısından cennete almışsın! Hiç kimseyi, hiçbir şeyi hor görmeyeyim diye şu işe bunu sebep ettin. Ayak kırıldı mı Tanrı kanat ihsan eder. Kuyunun dibinden bile bir kapı açar da.
Sen ağaç üstünde ol, kuyu dibinde bulun, buna bakma, beni gör, bana bak ki yolun anahtarı benim, yolu ben açarım der!" kardeşim gayrı bu hikayenin arda kalan kısmını anlamak istersen dördüncü ciltte ara!
-ÜÇÜNCÜ CİLDİN SONU-
Mesnevi'den Hikayeler
HAZRETİ BİLAL AŞKI
Efendisi, Bilal'i terbiye etmek için diken dalı ile dövmekte o da dikenlere canını feda etmekteydi. Efendisi neden Ahmed'i anmaktasın diyordu... Sen, kötü bir kulsun, benim dinimi inkar ediyorsun. Efendisi onu güneş altında dövmekte, o da "Ahad" diye övünmekteydi.
Derken Sıddıyk, o taraftan geçti, onun "Ahad" demesini duydu. Gözü doldu gönlü incindi, o "Ahad" sözünden bir aşina kokusu aldı. Sonra onu tenhaca görüp nasihat verdi, dedi ki: İnanışını kafirlerden gizli tut. Tanrı gizli şeyleri bilir, maksadını gizle. Bilal tövbe ettim dedi. Ertesi gün Sıddyk, erkenden bir iş için oradan geçiyordu. Yine "Ahad" sözüyle dayak sesini duydu. Gönlü ateşlendi.
Yine nasihat etti, o da tövbe etti ama aşk gelince tövbesini bozuverdi. Böyle bir hayli tövbe etti, nihayet tövbeden bezdi. İnanışını açığa vurdu, bedenini belaya attı, ey Muhammed dedi, ey tövbelere düşman. Bedenim de seninle dolu, damarım da. Artık bu bedene nasıl olur da tövbe sığar? Bundan böyle tövbeyi gönülden çıkaracağım. Ebedi hayata nasıl olur da tövbe edebilirim?
Aşk, kahredicidir, ben de onun eline düşmüş, kahrolmuş birisiyim. Aşkın coşup köpürmesiyle, aşkın acılığı ile şeker gibi tatlılaştım. Ey kasırga, senin önünde bir yaprağım ben, nereye düşeceğimi ne bilirim?
Hilal'sem de koşuşup duruyorum Bilal'sem de. Senin güneşine uymuşum bir kere. Ayın Bedir oluş yahut zayıflayıp eriyerek hilal haline gelişle ne işi var? O güneşin ardına düşmüş gölge gibi koşar durur. kaza ve kadere karşı bir kararda durmaya kalkışan kendi sakalına güler.
Hem bir saman çöpü rüzgarın önüne düşmek, hem de bir yerde durmaya kalkışmak. Hem kıyamet, hem de sonra işe güce kalkmak! Ben aşkın elinde dağarcıktaki kedi gibiyim. Bir an yukarı çıkmadayım, bir an aşağı düşmede. O, beni başının üstünde döndürüp durmada. Ne aşağıda kararım var, ne yukarıda. Aşılar kuvvetli bir selin önüne düşmüşlerdir. Onlar, aşkın takdirine razı olmuşlardır.
Değirmen taşı gibi durup dinlenmeden gece gündüz inleyip sızlanarak döner dururlar. Değirmen taşının dönüp durması, kimse bu ırmak duruyor demesin diye ırmak arayanlara bir şahit olmuştur. Arktaki suyu görmüyorsan gel de değirmen taşının dönüşünü gör. Feleğin o dönüp durmadan usandığı, bir karara bağlandığı yok. Sen de ey gönül, yıldız gibi ol, durup dinlenmeyi dileme.
Hangi dala el atsan, nereye ulaşıp yapışsan aşk, o dalı kırar, o şeyi koparır. Kaderin dönüp duruşunu görmüyorsan unsurların coşuşunu, dönüşünü seyret.
Denizin üstündeki çöplerle köpüklerin dönüp akışı, şerefli denizin köpürüp coşmasındandır. Başı dönmüş rüzgarın dönüşünü seyret de onun emrine uymuş olan deniz dalgalarının coşup köpürüşünü gör. Güneşle ay, iki değirmen öküzüdür. Dönüp dururlar ve etrafı korurlar. Yıldızlar da konak konak koşarlar. Her kutlu ve kutsuz şeyin bineği olurlar.
Felekteki yıldızlar, uzak olduklarından, duyguların da tembel ve gevşek olup iz izleyemediklerinden onların hakikatini bilmezsin. Bizim göz, kulak ve akıl yıldızlarımız, gece nerededir, uyanıkken nerede?
Gah kutlulukla, vuslatta, gönülleri hoş. Gah kutsuzlukla, ayrılıkta kendilerinden geçmişlerdir. Felekteki ay, böyle dönüp durdukça bazen kapkaranlıktır bir zamanda apaydınlık. Gah balla süt gibi bahar ve yaz olur, gah, bir ölüm yerine benzeyen kış, zemheri gelir çatar, karlar yağar.
Külli olan şeyler bile onun önünde top gibi yuvarlanıp durur, çevganına tabi olur, secde eder. Sen ey gönül, bu yüz binlerce varlık içinden bir cüzüsün, nasıl olur da onun hükmüne karşı kararsız bir hale gelmezsin?
Beyin emrindeki ata dön, at gah ahırda mahpustur, gah gezer dolaşır. Seni de bir mıha bağladı mı sabret, çözdü mü yürü sıçra. Güneş gökyüzünde eğri büğrü gitti mi yüzü kararır, Tanrı onu bir tutulmaya uğratır.
Sen de aklını başına devşir de tutulma yerine düşmemeye savaş, bu suretle de tencere gibi yüzü kara bir hale gelme. Buluta da öyle yürüme, böyle yürü diye ateşten kırbaç vururlar. Filan ovaya yağmur yağdır, buraya değil, kulağını aç diye kulağını bururlar.
Senin aklın, güneşten artık değildir ya. Nehyedilen fikirde kakılıp kalma. Ey akıl, sen de dizginini eğriltme de tutulup nursuz bir hale gelmeyesin. Güneşin suçu az oldu mu az tutulur, yarısını tutulmuş görürsün, yarısını nurlu.
Tanrı, bu suretle seni suçun ne kadarsa o kadar tutarım. Suça verilen ceza suç miktarıncadır. İster iyi olsun ister kötü... İster aşikar olsun, ister gizli... Biz her şeyi duyarız, her şeyi görürüz der.
Babacığım, bundan geç, nevruz oldu, halk, Tanrı lütfuna ulaştı, herkesin ağzına tat geldi. Yine ırmağımıza can suyu geldi. Yine padişahımız köyümüze kondu.
Baht salınıp gezmede, eteğini sürmede, tövbeyi bozma zamanı geldi diye naralar atmadadır. Yine sel geldi, tövbeyi silip süpürdü. Bekçi uykuya daldı, fırsat vakti gelip çattı. Her mahmur, şarap içti, sarhoş oldu. Bu gece varımızı, yoğumuzu rehine koyacağız.
O canlara canlar katan lal şarapla lal içinde lal olduk, lal içinde lal kesildik. Yine meclis şenlendi, gönülleri parlattı. Kalk, kem göz değmesin diye mangala çöre otu at. Güzel sarhoşların naralarını duyuyorum. Camın, ta sonuna kadar böyle olmayalım işte.
İşte bir Hilal bir Bilal'e dost oldu. Diken yarası, ona gül ve gülnar kesildi. Beden diken yarası ile kalbura döndü ama canım, bedenim, devlet gülistanı oldu. Beden, o kafirin dikeninin zahmı önünde ama canım, Tanrının sarhoşu.
Canıma bir can kokusudur gelmede, merhametli sevgilimin kokusu erişmede. Mustafa, Miraçtan geldi, Bilal'ine nu mutlu ne mutlu. Sıddıyk, doğru özlü, doğru sözlü Bilal'den bu sözleri duyunca tövbesinden el yudu.
Sıddıyk bunun üzerine Mustafa'nın yanına gelip vefalı Bilal'in halini anlattı. Dedi ki: O felekleri ölçen çevik ve kutlu kanatlı Bilal, şimdi senin aşkına düşmüş, senin tuzağına tutulmuştur.
Padişahın doğanı iken o kuzgunlardan zahmetlere uğramada. O ağır define, pislik içine gömülmüş. Baykuşlar, doğana sitem etmedeler. Suçsuz olduğu halde kanatlarını yolmadalar.
Suçu ancak doğan oluşu. Yusuf'un güzellikten başka ne suçu var ki? Baykuşun yeri yurdu yıkık yerlerdir. Onun için doğana kafirce kızmadalar. Neden o diyarı hatırlıyorsun? Neden padişahın köşkünü bileğini anıyorsun? Baykuşların köyünde gevezelik ediyor, buraya bir kargaşalıktır salıyorsun. Feleğin üstündeki esir bile, yuvamıza haset ederken sen oraya yıkık yer diyor, orayı hor görüyorsun.
Deli oldun galiba ki baykuşların seni padişah ve başbuğ yapmaları hevesine kapıldın. Vehme, sevdaya kapılıp dönmede, dolaşmada, bu cennete virane adını takmadasın.
Kötü huylu herif, bu delilik, bu saçma fikirler, kafadan çıkıncaya kadar kafana vuracağız senin. Bu sözlerle onu doğruya karşı çarmıha geriyorlar, elbiselerini soyup çıplak vücudunu diken dallarıyla dövüyorlar. Bedenden yüzlerce kan ırmağı fışkırmada. Öyle olduğu halde "Ahad" diyerek baş koymada.
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Mesnevi'den Hikayeler - 76
- Parts
- Mesnevi'den Hikayeler - 01Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3710Total number of unique words is 204429.6 of words are in the 2000 most common words43.1 of words are in the 5000 most common words50.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 02Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3738Total number of unique words is 209027.1 of words are in the 2000 most common words39.7 of words are in the 5000 most common words46.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 03Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3690Total number of unique words is 206128.4 of words are in the 2000 most common words41.2 of words are in the 5000 most common words48.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 04Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3642Total number of unique words is 196429.3 of words are in the 2000 most common words42.4 of words are in the 5000 most common words50.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 05Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3602Total number of unique words is 204529.0 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words51.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 06Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3690Total number of unique words is 193428.2 of words are in the 2000 most common words42.1 of words are in the 5000 most common words50.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 07Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3680Total number of unique words is 202228.4 of words are in the 2000 most common words40.8 of words are in the 5000 most common words47.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 08Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3635Total number of unique words is 200129.7 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words49.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 09Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3599Total number of unique words is 197129.9 of words are in the 2000 most common words43.8 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 10Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3628Total number of unique words is 200829.1 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words49.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 11Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3657Total number of unique words is 194230.3 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 12Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3619Total number of unique words is 202329.1 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 13Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3506Total number of unique words is 200930.3 of words are in the 2000 most common words44.6 of words are in the 5000 most common words51.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 14Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3586Total number of unique words is 201227.7 of words are in the 2000 most common words41.1 of words are in the 5000 most common words47.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 15Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3637Total number of unique words is 195429.1 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words50.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 16Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3642Total number of unique words is 204829.1 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 17Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3694Total number of unique words is 194931.0 of words are in the 2000 most common words44.7 of words are in the 5000 most common words51.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 18Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3656Total number of unique words is 197129.2 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 19Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3684Total number of unique words is 196428.7 of words are in the 2000 most common words42.1 of words are in the 5000 most common words48.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 20Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3666Total number of unique words is 198828.9 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 21Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3719Total number of unique words is 206429.2 of words are in the 2000 most common words42.2 of words are in the 5000 most common words48.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 22Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3832Total number of unique words is 203130.1 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words50.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 23Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3726Total number of unique words is 200629.7 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words50.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 24Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3668Total number of unique words is 205027.5 of words are in the 2000 most common words41.0 of words are in the 5000 most common words48.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 25Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3741Total number of unique words is 197129.3 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words49.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 26Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3731Total number of unique words is 198329.5 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 27Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3711Total number of unique words is 208827.1 of words are in the 2000 most common words40.9 of words are in the 5000 most common words47.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 28Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3630Total number of unique words is 203728.1 of words are in the 2000 most common words41.5 of words are in the 5000 most common words48.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 29Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3653Total number of unique words is 203128.2 of words are in the 2000 most common words41.4 of words are in the 5000 most common words49.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 30Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3616Total number of unique words is 202429.7 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 31Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3707Total number of unique words is 201129.9 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words51.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 32Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3777Total number of unique words is 199230.3 of words are in the 2000 most common words44.0 of words are in the 5000 most common words52.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 33Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3683Total number of unique words is 190830.5 of words are in the 2000 most common words45.3 of words are in the 5000 most common words52.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 34Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3601Total number of unique words is 194531.0 of words are in the 2000 most common words46.1 of words are in the 5000 most common words53.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 35Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3716Total number of unique words is 194630.3 of words are in the 2000 most common words44.7 of words are in the 5000 most common words52.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 36Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3704Total number of unique words is 201029.5 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words51.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 37Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3628Total number of unique words is 196230.0 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words48.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 38Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3642Total number of unique words is 193728.8 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 39Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3685Total number of unique words is 197329.1 of words are in the 2000 most common words42.3 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 40Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3578Total number of unique words is 194229.5 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 41Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3779Total number of unique words is 189130.8 of words are in the 2000 most common words44.1 of words are in the 5000 most common words52.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 42Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3591Total number of unique words is 199728.4 of words are in the 2000 most common words41.8 of words are in the 5000 most common words48.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 43Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3600Total number of unique words is 201329.0 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words48.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 44Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3789Total number of unique words is 204128.8 of words are in the 2000 most common words41.6 of words are in the 5000 most common words49.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 45Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3662Total number of unique words is 199827.3 of words are in the 2000 most common words40.8 of words are in the 5000 most common words47.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 46Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3602Total number of unique words is 195028.9 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words48.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 47Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3826Total number of unique words is 198829.3 of words are in the 2000 most common words44.2 of words are in the 5000 most common words52.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 48Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3622Total number of unique words is 196130.3 of words are in the 2000 most common words42.5 of words are in the 5000 most common words50.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 49Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3720Total number of unique words is 199830.2 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words51.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 50Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3774Total number of unique words is 206028.2 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words50.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 51Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3721Total number of unique words is 203029.7 of words are in the 2000 most common words44.1 of words are in the 5000 most common words52.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 52Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3688Total number of unique words is 194930.2 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 53Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3799Total number of unique words is 191330.7 of words are in the 2000 most common words44.9 of words are in the 5000 most common words53.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 54Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3878Total number of unique words is 199430.0 of words are in the 2000 most common words43.7 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 55Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3764Total number of unique words is 203830.7 of words are in the 2000 most common words44.8 of words are in the 5000 most common words52.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 56Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3733Total number of unique words is 196130.8 of words are in the 2000 most common words45.8 of words are in the 5000 most common words53.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 57Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3763Total number of unique words is 204629.6 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 58Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3668Total number of unique words is 196529.8 of words are in the 2000 most common words43.8 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 59Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3574Total number of unique words is 189028.9 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words49.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 60Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3639Total number of unique words is 195829.6 of words are in the 2000 most common words43.2 of words are in the 5000 most common words50.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 61Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3698Total number of unique words is 194530.2 of words are in the 2000 most common words44.5 of words are in the 5000 most common words52.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 62Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3553Total number of unique words is 194930.6 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 63Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3729Total number of unique words is 195229.4 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 64Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3705Total number of unique words is 198929.0 of words are in the 2000 most common words42.4 of words are in the 5000 most common words49.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 65Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3686Total number of unique words is 195430.2 of words are in the 2000 most common words44.1 of words are in the 5000 most common words51.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 66Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3778Total number of unique words is 205831.1 of words are in the 2000 most common words44.6 of words are in the 5000 most common words51.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 67Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3637Total number of unique words is 197330.1 of words are in the 2000 most common words44.5 of words are in the 5000 most common words51.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 68Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3702Total number of unique words is 202028.3 of words are in the 2000 most common words40.6 of words are in the 5000 most common words48.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 69Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3675Total number of unique words is 203130.6 of words are in the 2000 most common words43.5 of words are in the 5000 most common words50.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 70Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3674Total number of unique words is 202029.4 of words are in the 2000 most common words42.8 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 71Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3664Total number of unique words is 198428.2 of words are in the 2000 most common words41.5 of words are in the 5000 most common words49.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 72Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3737Total number of unique words is 207328.5 of words are in the 2000 most common words41.5 of words are in the 5000 most common words49.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 73Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3599Total number of unique words is 199229.9 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 74Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3656Total number of unique words is 206626.6 of words are in the 2000 most common words40.9 of words are in the 5000 most common words47.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 75Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3704Total number of unique words is 203929.8 of words are in the 2000 most common words42.3 of words are in the 5000 most common words49.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 76Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3784Total number of unique words is 199131.8 of words are in the 2000 most common words45.9 of words are in the 5000 most common words53.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 77Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3608Total number of unique words is 203129.7 of words are in the 2000 most common words43.1 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 78Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3648Total number of unique words is 205329.8 of words are in the 2000 most common words42.4 of words are in the 5000 most common words49.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 79Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3659Total number of unique words is 208028.6 of words are in the 2000 most common words41.7 of words are in the 5000 most common words49.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 80Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3811Total number of unique words is 205829.3 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words51.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 81Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2152Total number of unique words is 128037.2 of words are in the 2000 most common words50.0 of words are in the 5000 most common words56.8 of words are in the 8000 most common words