Mesnevi'den Hikayeler - 74
Total number of words is 3656
Total number of unique words is 2066
26.6 of words are in the 2000 most common words
40.9 of words are in the 5000 most common words
47.6 of words are in the 8000 most common words
Dağlar sana çalgı çalarlar şarkı okurlar zurnacılık ederler. Hepsi de huzurunda yel gibi ses çıkarır. Sesine ses verirler.! Dudağı dişi yokken dağın ses vermesi feryat etmesi caiz oluyor ya bil ki velinin de ağızsız dudaksız sözleri feryatları var. o her şeyden arınmış mescidin cüzülerinden her an nağmeler çıkar.
O nağmelerle her an velinin can kulağına ulaşır. Yanında oturanlar duymazlar, işitmezlerde o duyar işitir. Ne mutlu o cana ki gayba inanmıştır. Veli kendi kendine yüzlerce söz söyler, dinlerde yanında oturan kokusunu bile alamaz! Lamekan aleminden gönlüne yüzlerce sual yüzlerce cevap gelir. Menziline kadar erişir. Bunları sen duyarsında başkaları kulaklarını ağızlarına kadar yaklaştırsalar yine duymazlar.
Tutalım Velilerin sessiz harfsiz sözlerini duymuyor, işitmiyorsun; işte gördün ya. Misli sende de var neden inanmıyorsun A sağır.
Mesnevi'den Hikayeler
MESNEVİ'Yİ KINAYANA CEVAP
Ey kınayan köpek sen hav ,hav edip duruyor da Kuranı kınamakla hükmünden kendimi kurtarırım mı sanıyorsun. Bu o aslan değil ki ondan canını halas etmeğe muvaffak olasın. Yahut kahrının pençesinden imanını kurtarasın. Kuran kıyamete kadar ey kendilerini bilgisizliğe feda edenler diye nida eder.
Der ki. " Siz beni masal sandınız da kınama ve kafirlik tohumunu ektiniz. Fakat kınayıp da aslı yok masaldan ibaret dediniz. Ama gördünüz ya siz yok oldunuz siz masal oldunuz. Ben Tanrının kelamıyım Tanrıyla kaimim canım canına gıdayım arı duru parlak bir yakutum. Ben güneşin nuruyum sizin üstünüze vurdum sizi aydınlattım.
Fakat güneşten ayrılmış değilim. Bakın ben aşıkları ölümden kurtarmak için buracıkta akıp duran bir abıhayatım. Hırsınız hasediniz bu kötü kokuyu almasaydı, Tanrı sizin mezarlarınıza da bundan bir katrecik saçardı. O hakimin sözünü o hakimin öğüdünü tutmaz mıyım hiç her kötü ve yanlış kınama yüzünden gönlümü bozmam işimden sözümden kalmam.
Hakim-i Gaznevi buyurmuştur ki: tayla anası su içerken seyisler atlar gelsinler su içsinler diye ıslık çalıyorlardı. Tay ıslık sesini duyunca başını kaldırdı ürküp su içmekten vazgeçti. Anası " Yavrucuğum neye ürküyorsun su içmiyorsun" diye sordu. Tay dedi ki. " Bunlar ıslık çalıyorlar hep birden ıslık çalmalarından korktum. Yüreğim titredi yerinden oynadı. Hep birden ıslık çalıp bağırmaları beni korkuttu"
Anası "Dünya kurulalı abes işler de bulunanlarda vardı. Bu dünya böyle kurulmuş böyle gider! Benim akıllı yavrucuğum onların kendi saçlarını sakallarını yolmaları yakındır" vakit var tertemiz ve gür su da akıp gidiyor. Sudan ayrılırsın ayrılık seni şahrem, şahrem eder. Bundan önce davran da abıhayatla dolu olan ırmaktan su içmeye bak.
İç de senden nebatlar bitsin ey gafil susuz biz velilerin sözlerinden Hızır'ın Abıhayatını içmekteyiz gel. Bu gür suyu görmüyorsan bari körler gibi gel de testini suya daldır. Bu ırmakta su var bunu duydun ya köre taklitle iş yapmak gerek. Suyu sayıklayıp duran testini ırmağa daldır, daldırınca ağırlaştığını anlarsın. Anlarsın da su olduğuna inanırsın. Gönlün o zaman bu kuru taklitten kurtulur. Kör ırmak suyunu açıkça göremez ama testinin ağırlaştığını anlayınca su olduğunu bilir. Çünkü testi önce hafif di ırmağa daldırınca ağırlaştı. İçi hayli suyla doldu. Evvelce her yel beni kapıp beni götürürdü. Fakat şimdi ağırlaştım beni yel kapamaz artık.
Akılsız kişileri her türlü yel kapıp gider. Çünkü onların kuvvetleri sağlam değildir. Kötü ve hayırsız adam lengersiz gemidir. Ne demir atmıştı ne bir yere bağlıdır. Deli rüzgarlardan kurtulamaz ki. Akıllıya emniyet ve huzur veren akıl lengeridir. Akıllılardan bir lenger dilen.
İnsan o cömertlik denizinin inci hazinesinden alık fikir kazanırsa bunların yardımıyla gönlü marifetler elde eder. Gönüllükten çıkar yücelir gözleri de nurlanır. Çünkü nur gönülden doğar da bu göze vurur. Gönül olmasa gözün hiç bir şey göremez. Gönül akıl nurlarıyla nurlanırsa o nurlardan göze de bir pay verir.
Bil ki gökten inen mübarek su gönüllere gelen vahiydir. Dillere gelen doğru sözdür. Biz de tay gibi ırmaktan su içelim de bizi kınayan vesveseciye bakmayalım aldırış etmeyelim. Peygamberlerin izini izliyorsan yola düş. Halkın bütün kınamalarını hava say. Yol aşan menzil alan yol erleri ne vakit köpeklerin havlamasına kulak astılar.
Sen de din yoluna girmeyi o yolda çalışmayı kurarsın ama şeytan içinden seslenir " A sapık o yola gitme eziyetlere düşer yoksul olur kalırsın. Dostlarından ayrı düşer hor hakir bir hale gelir pişman olursun" sen de o melun şeytanın sesinden korkar yakinden kaçar sapıklığa düşersin.
" Hele yarın hele öbür gün din yoluna girer koşar yürürüm, daha önümüzde vakit var" dersin. Sağdan soldan ölümün gelip çattığını görürsün komşuların ölür evlerinden feryatların yükselir derken yine can korkusuyla din yoluna girmeye niyetlenir bir an olsun kendini adam edersin.
Ben korkup ayağımı geri çekmem diye ilimden hikmetten silahlar kuşanırsın. Bu sırada şeytan yine hileye sapar seslenir. Bu kulluk kılcından kork geri dön. Yine korkar aydın yoldan kaçar o ilim ve hüner silahlarını atarsın. Yıllardır bir ses bir bağırış yüzünden ona kulsun. Hırkanı böyle bir karanlığa atmışsın.
Şeytanların bağırışlarındaki heybet halkı kıskıvrak bağlamış boğazlarını sıkmıştır. Onların canları nura kavuşmaktan öyle meus olmuştur ki kafirlerin ruhları da kabirdekilerin dirilmesinden ancak o kadar meustur. O melunun sesinin heybeti bu olursa gayrı Tanrının sesindeki heybet ne olur.
Doğandan aslı, nesli belli olan keklik korkar. Sineğe o korkudan pay yoktur çünkü doğan sinek avlamaz ki. Sinekleri ancak örümcekler avlar. Şeytan örümcek senin gibi sineğe galiptir. Keklikle karakuşla işi yok. Şeytanların bağırışları kötü kişilere çobanlık eder. Padişahın sesiyse velilerin bekçisidir. Bu suretle birbirinden uzak olan bu iki ses birbirine karışmaz tatlı denizden bir katra bile acı denize taşmaz.
Şimdi o şiddetli ses hikayesini dinle. O iyi bahtlı konuk sesi duyunca yerinden bile kıpırdamadı. Dedi ki. " Bu ses, bayram davulu sesi., neden korkacakmışım? Tokmağı yiyen davul; o korksun! Ey kalbi olmayan boş davullar, can bayramınızdan kısmetiniz, tokmaktan ibaret.
Kıyamet bayramında dinsizler davul. Bizse gül gibi gülmekteyiz, bayrama erişenlere benziyoruz. Şimdi duy da bak, bu davul nasıl ses vermekte devlet tenceresi nasıl kaynamakta. O er, davulun sesini duyunca " Gönlüm, titreme korkma yakine erişmiş kötü gönüllülerin canları öldü gitti. Haydar gibi ya ülkeyi zapt ederim ya canım bedenimden gider."
Yerinden fırladı bağırdı. " Ey ulu adam, işte buracıkta hazırım hadi ersen gel! Tılsım hemencecik bozuldu, her taraftan ulam, ulam altın dökülmeye başladı. Öyle altın döküldü ki oğlancağız, kapının bile kapanıp açılmayacağından korktu. Ondan sonra o kuvvetli aslan kalktı, ta seher çağına kadar altını dışarıya götürmekteydi. O canıyla oynayan er gerisin geriye çekilip kaçan korkakların ramine definelerine sahip oldu.
Her kör ve hakikatten uzak kalmış altına tapan kişinin hatırına bu hikayeyi duyunca derhal zahire altın gelir. Çocuklar saksıları kırar o kırık parçalara altın adını takar eteklerine koyarlar. Oyun oynarken o parçalara altın adını taktın ya artık ne vakit altın desen çocuğun aklına saksı kırıkları gelir. Fakat erlerin kastettikleri altın ne o altındır ne bu altın.
Onlar üstüne Tanrının adı basılmış hakiki altını kast ederler. O altın ne fesada uğrar ne ziyana ebedi ve daimidir. O altın öyle bir altındır ki bu zahiri altın parlaklığını ondan almış kadir ve kıymeti ondan bulmuştur. Gönül o altından ganileşir parlaklık ve aydınlıkta aydan bile üstündür. O mescit bir mumdu, adamda pervane. O pervane huylu adeta canıyla oynamaktaydı.
Ateş kanadını yaktı ama daha güzel kanat ihsan etti. O ateşe atıma aşıka pek kutlu geldi pek. O bahtı kutlu Musa'ya benziyordu. Ağacın civarında bir ateştir görmüştü. Tanrı ona birçok inayetlerde bulunmuştu. O gördüğünü ateş sanıyordu ama nurdu. Oğul sen de Tanrı erini görünce ondan insanlık ateşi var sanıyor onu insan görüyorsun. Sen onu kendiliğinden insan görüyorsun.
Halbuki o sıfat sende. Batıl zannın ateşi de bu tarafta dikeni de. O Musa'nın ağacıydı. O ışıklarla dopdoludur. Bir kerecik olsun ona ateş demede nur de. Bu dünyadan vazgeçmekte ateş görünmedi mi? Fakat salikler o makama gittiler bu alemi terk ettiler de nurdan ibaretmiş. Bil ki din mumu yücedir ateşten ibaret olan mumlara benzemez.
Bu zahiri mum ateş görünür fakat sevgiliyi yakar. Din mumuysa sureti ateş görünür. Fakat ziyaretçilere gül kesilir. Bu zahiri mum çok işler bitirir, fakat hakikatte adamı yakar. Din mumuysa vuslat zamanı gönül aydınlatır. Tanrıya layık olan pak nurun şulesi, ona ulaşanlara nur görünür ama ondan uzak kalanlara ateş gibidir.
Mesnevi'den Hikayeler
ZITLARIN ÇEKİMİ
Toprak bedenin toprağına " Dön geri canı bırak toz gibi bize gel sen bizim cinsimizdensin bedenden o rutubetli yurttan kurtulup bize gelmen daha doğru" der. Bedende " Doğru benden senin gibi ayrılıktan perişanın fakat ayağım bağlı"diye cevap verir. Sular " Ey yaşlı gurbetten gel bize ulaş" diye bedenin yaşlığını aramakta.
Esir " Sen ateştensin aslına ulaşma yolunu tut" diye bedenin hararetini çağırıp durmaktadır. Unsurların ipsiz halatsız çekişleri yüzünden bedende yetmiş iki türlü illet vardır. İllet, unsurlar birbirlerini bıraksınlar diye bedeni koparıp dağıtmak üzere gelir. Bu unsurlar ayakları bağlı dört kuştur. Ölüm, hastalık ve illet de onların ayak bağlarını çözer.
Birbirlerine bağlı olan ayakları çözüldü açıldı mı her unsur kuşu hemencecik uçuverir. Bu asıllarla feri'lerin birbirlerini çekişi yüzünden her an bedenimizde bir illet zuhur eder. Kuşa benzeyen her cüzün aslına uçması için bu ulaşmayı bozup yırtmak ister. Fakat Tanrının hikmeti bu aceleye mani olur. Onları ecel gelinceye kadar sıhhat vasıtasıyla toplu tutar. " Ey cüzler daha ecel gelip görünmedi, ecelden önce kanat çırpmanızda bir fayda yok" der. Her cüzü kendi aslına arkadaş olmayı diler ararsa ayrılıkta kalan bu garip canın hali ne olur? Var sen kıyas et.
Can der ki. " Ey benim şu yeryüzüne mensup cüzülerim benim garipliğim sizin garipliğinizden daha acı. Ben arşa mensubum." Tenin meyli yeşilliğe akarsuya çünkü aslı onda canın meyli ise diriliğe diriye, çünkü aslı Lamekan'ın canı. Can, hikmete bilgilere. Ten bağa bahçeye üzüme meyleder.
Can yücelmeye yükselmeye can atar. Ten kazanca ota yiyeceğe içeceğe. O yücelmenin aşkı, o yücelmenin meylide canadır. " Tanrı onları sever onlarda Tanrıyı" ayetini bundan anla! Bunu anlatmaya kalkışsam sonu ucu gelmez. Mesneviye daha böyle sekiz misli kağıt bile yetişmez. Hasılı kim bir şey isterse istediği şey de ona rağbet eder.
İnsan, hayvan, nebat, cemat her şey, birbirine aşıktır. Bir adam bir şeyi sevdi de muradı o oldu. Başka bir şey dilemez bir hale geldi mi o muradı olan sevgilide muratsız hale gelen aşıkına aşıktır. Muratsız hale gelen aşıklar bir murat etrafında döner, dolaşır yalnız sevgililerini dilerler ama muratları maksatları olan sevgililerde onları kendilerine çekip dururlar.
Fakat aşıkların meyil ve muhabbetleri aşıkları zayıf bir hale getirir. Maşukların meyil ve muhabbeti ise onları güzelleştirir parlak bir hale sokar. Sevgililerin aşkı onların yanaklarını parlatır. Aşıkların aşkı aşıkların canlarını yandırır. Kehlibar niyazdan müstağni davranan bir aşıktır.
O uzun yola düşen o uzun yolda savaşansa saman çöpü bunu bırak o susamış aşıkın aşkı Sadr-ı Cihan'nın gönlünde parladı. O aşkın o ateş gedenin dumanı ona kadar vardı. Gönlünü yumuşattı. Fakat onu aramayı namusuna kibrine yediremiyordu. Merhameti o yoksula müştak olmuştu. Saltanat bu lütfe mani oluyordu.
Akıl burada hayran acaba bu mu onu çekti yoksa bu çekiş o taraftan mı oldu. Cüretten vazgeç sen bunu bilmezsin anlamazsın dudağını yum gizli sırrı Tanrı daha iyi bilir. Bundan böyle bu sözü gizleyeyim beni o çeken çekmekte. Ne yapayım ben. Ey bir işe sarılıp savaşan onu güzelce başarmaya uğraşan seni çeken bundan bahsetmeye bırakman kim?
Bir yere gideyim diye yüzlerce defa karar verir davranırsın fakat seni bir saik başka yere çeker durur. Binici dizgini her tarafa çevirir. Ta ki ham at üstünde bir binicinin bulunduğunu başı boş bulunmadığını anlasın diye. Fakat terbiyeli at üstünde binici olduğunu bilir bundan dolayı iyi yürür.
O yok mu senin gönlünü yüzlerce sevdaya bağlamış nihayet seni muratsız bir hale getirmişte sonrada gönlünü kırıvermiştir. İlk kararının kolunu kanadını kırdı ya peki niçin o kanat kıranın varlığı doğru olmuyor niçin kendini ona teslim etmiyorsun? Onun kaza ve kaderi senin tedbir ipini koparıverdi pak ala neden kaza ve kaderine inanmıyor niçin kazasına rıza vermiyorsun?
Yapacağın işlere iyice niyetlenir yapmayı kurar kararlaştırırsın. Bazan bu kararın denk gelir. Gönlün tamahtan düşer niyetini sağlamlarsın. Sonra tekrar o niyet bozuluverir. Seni tamamıyla muratsız bir hale getirseydi gönlün ümitsizlenirdi dilek tohumunu nasıl ekebilirdi.
Ama emel tohumunu ekseydin akılsız bir hale düşseydin Tanrı hükmünde olduğun onun emri alrında bulunduğun nasıl meydana çıkardı. Aşıklar muratsız kaldılar da Tanrılarından haber aldılar. Muratsızlık cennete kılavuzdur. Ey yaradılışı güzel " Cennet istenmeyen hoşa gitmeyen şeylerle murada nail olmayışlarla kaplanmıştır" hadisini işit.
Senin muratlarının görüyorsun ya ayakları kırık ama öyle adam vardır ki bütün muratları olur. Şu halde onun tarafından gönülleri kırılanlar onun yolunda onun aşkında doğru olanlardır. Fakat nerede aşıkların gönül kırıklığı nerede başkalarından gönül kırıklığı. Akıllıların gönülleri mecburi kırılır. Dilediklerini yapamazlar meyus olurlar.
Aşıklarda yüzlerce ihtiyar var dilediklerini yüzlerce kere yapabilirler. Öyle olduğu halde ona tabi olurlar. Gönülleri bu yüzden kırılır emellerine bu yüzden erişememişlerdir. Akılı başında olanlar bağla bağlanmış kullardır aşıklar ise hürdür şekerlenmiş ballanmış canlardır onlar. Akıllıların yuları zorla gelin emridir gönlünü kaptıranların baharı dileyerek gelin emri.
Peygamber bir bölük esir gördü. Onları çekip sürüklüyorlardı. Hepside feryadü figan ediyordu. O sırları bilen aslan zincirlere vurulmuş olduklarını gördü. Gizlice onlara bakmaya başladı. Her biri hiddetinden o hak Peygambere dilerini gıcırdatmakta dudaklarını çiğnemekteydi.
Fakat bu kadar kızgın oldukları halde ağız açmaya kudretleri yoktu. Hepsi de on batmanlık kahır zincirine vurulmuştu. Memur onları şehre doğru çekmekte küfür ülkesinden alıp kahırla sürüklemekteydi. Ne yerlerine başkası kabul ediliyor ne koyuverilmeleri için para alınıyor, ne de bir ulu kişi onlara şefaat ediyordu.
Peygambere " Alemlere rahmet" diyorlar ya öyle olduğu halde bütün bir alemin boynunu boğazını kesiyordu. Onlar Peygamberi binlerce defa inkar ederek ağızlarının içinden hareketini kınayarak gidiyorlardı. Diyorlardı ki: nice çarelere başvurduk çare olmadı zaten bu adamın yüreği taş gibi katı .
Biz binlerce Alpaslanken iki üç çıplak ve yarı canlının elinde, bu derece aciz kaldık. Uygunsuz hareketimizden mi, yıldızımızın düşüklüğünden mi yoksa sihirden mi? Bahtı bahtımızı yırttı; tahtı, tahtımızı baş aşağı etti. İşi sihirle yüceldi, büyüdüyse bir de sihir yaptık, neden tutmadı, neden tesir etmedi?
Eğer davamız doğru değilse bizim kökümüzü sök diye putlara da dua ettik. Tanrıya da. Hak kimdeyse kim doğrucuysa ona yardım et. Onun yardımında bulun biz doğruysak bize, o doğruysa ona muin ol dedik. Bu duada çok bulunduk, Lat, Uzza ve Menat'a nice secdeler ettik. Dedik: " Eğer Muhammed haksa meydana çıkart değilse onu bize zebun et.
Şimdi onun Tanrı yardımına mazhar olduğunu gördük işte. Biz umumiyetle zulmetmişiz, o nur! Bu bize cevap: dilediğiniz işte meydana çıktı. Hanginizin doğru olduğu açığa vuruldu." Sonra yine fikirlerindeki bu düşünceyi körletiyorlar, bu sözleri bırakarak diyorlardı ki: " Bu düşüncemiz de işimizin tersine gitmesinden meydana geldi; gönlümüzde onun doğru olduğuna dair bir düşüncedir peydahlandı.
Birkaç kere galip geldiyse ne oldu ki bundan ne çıkar? Zaman da herkese galebe çalıyor! Biz de zamaneden kam aldık, bizim bahtımız da yaver oldu. Biz de ona birkaç kere üst geldik." Sonra yine " O da mağlup oldu ama mağlup oluşu, bizim mağlup oluşumuz gibi çirkince, alçakça değildi. İyi bahtı o bozgunlukta, o mağlubiyette bile ona el altından gizlice yüzlerce neşe verdi.
Hatta o hiç de mağluba benzemiyordu. Ne gamı vardı, ne üzülüyordu" demekteydiler. Müminlerin nişanesi mağlubiyettir ama müminin alt oluşunda da bir güzellik var! misk ve amberi kırsan dünyayı güzel kokularla doldurursun. Fakat ansızın eşek tezeğini kırsan evler, baştanbaşa pis kokuyla dolar. Peygamber, perişan bir halde Hudeybiye'den dönerken " İnna Fetahna" devletinin davulu çalındı.
Tanrı devletinden haber geldi; " Yürü bu zafere erişemediğinden gam yeme. Şimdi elindeki bu horluk yok mu? Nimetlere erişmen demektir. İşte şuracıktaki filan kale, filan yer senin" hakikatten de oradan çabucak dönünce bak hele, Kurayza'nın Nazir'in başına neler geldi. o iki kaleyle çevrelerindeki yerler teslim oldu. Ganimetlerden faydalar elde ettiler. Öyle olmasa bile şu taifeye bak. Onlar gam içinde, keder içinde Tanrıya meftun ve aşıklar.
Zehri şeker gibi yemekteler gam dikenlerini deve gibi otlamaktalar! Hem de bunu, gamdan kederden kurtulmak için de yapmıyorlar; gama uğradıklarından yapıyorlar. Bu horluk, onlarca rütbelere, mevkilere erişmek! Kuyunun dibinde öyle neşeliler ki oradan çıkıp taca tahta nail olacağız diye korkuyorlar. Sevgiliyle beraber oturduğum yer, yerin altı da olsa yine arştan yücedir.
Peygamber dedi ki: " Benim miracım Yunusun miracından üstün değildir. Benimki göklere çıkmakla oldu, onun ki yerlere inmekle zaten Tanrı yakınlığı hesaba sığmaz ki. Yakınlık ne yukarıya çıkmaktır, ne aşağıya inmek. Tanrı yakınlığı varlık hapsinden kurtulmaktır. Yok olana yukarı nedir aşağı ne? Yok olanın ne yakınlığı olur, ne uzaklığı ne geç kalışı!
Tanrının sanat yurdu da yokluktandır. Hazinesi. Sen varlığa aldanmış kalmışsın. Yokluk nedir, ne bileceksin? Hulasa onların kırıklığı hiç bizim kırıklığımıza benzer mi a ulu kişi? Onlar biz ikbale erişip yücelince nasıl neşelenirsek horluğa düşüp ellerindekini telef edince öyle neşelenirler. Bu çeşit adamın malı geliri yokluk varlığından ibarettir. Yoksulluk, horluk ona iftihardır, yüceliktir.
Esirlerden biri dedi ki. " Peki niçin Peygamber bizim halimizi görmedi bizi böyle zincirlere vurulmuş görünce nasıl oldu da güldü. Hani onun huyları değişmişti, hani o Tanrı huylarıyla huylanmıştı da neşesi ne bu zindanın lezzetlerindendi, ne bu zindan dan kurtulduğundan. Pekala ya neden düşmanlarının kahroluşundan neşeleniyor, neden bu fetihten bu zaferden gururlanıyor.
Erkek aslanlara kolayca üstün geldi muzaffer oldu diye neşelenmekte. Gayri anladık ki o da hür değil. Dünyadan başka hiçbir şeyle memnun değil, başka bir şeyden gönlü şad olmuyor? Yoksa nasıl gülebilir ki? O dünya ehli, iyiye de merhamet eder, kötüye de . İyiyi de esirger, kötüyü de"
Esirler birbirleriyle bunu konuşuyor, birbirlerine bunu fısıldıyorlardı. Memur duymasın, duyarsa o padişaha söyler,sözlerimiz kulağına gider, iye fısıltıyla konuşuyorlardı.
Memur, o sözü duymadı ama Tanrı bilgisine sahip olan Peygamberin kulağına vardı. Yusuf'un gömleğini alıp götüren, gömleğin kokusunu duymadı da Yakup duydu. Şeytanlar gökyüzünün çevresinde döner, dolayısıyla da yine Levh-i Mahvuz'daki gayp sırlarını duyamazlar. Muhammed'se dayanıp yatmış uyurken o sır gelir, başucunda döner durur! Helvayı kime nasipse o yer parmakları uzun olan değil!
Delici Şahab şeytanları, hırsızlığı bırakın da Ahmed den sır öğrenin diye kovar sürer. Ey iki gözünü de dükkana dikmiş ümidini oraya bağlamış adam kendine gel mescide yürü de rızkını Tanrıdan iste. Peygamber onların sözlerini duyup söylediklerini anladı da dedi ki. " O gülüş savaşa galebe ettim diye değil ki. Onlar ölmüşlerdir, yokluk aleminde çürüyüp gitmişlerdir.
Bizce ölüyü öldürmeye kalkışmak erlik değildir. Onlar da kim oluyor ki? Ben savaşta ayak diredim mi ay bile yarılır! Hani hür olduğumuz, mevki ve şeref sahibi olduğunuz zamanlar yok mu işte ben o vakit sizi böyle bağlamış zincirlere vurulmuş görüyordum.
Ey malla mülkle, soyla sopla nazlanan, sen akıllı kişinin yanında oluk üstündeki devesin. Ten suretinin leğeni damdan düşünce gelecek gelir çatar sözü gözümün önünde tahakkuk etti, gelecek şeyler geldi çattı! Üzüme bakıyor, şarabı görüyorum yok'a bakıyorum açıkça varı görüyorum. Sırra bakmakta, daha dünyada Adem'le Havva vücuda gelmemişken gizli bir alem görmekteyim.
Siz daha Elest deminde zerrelerden ibarettiniz. Daha vakit ayaklarınız bağlı, baş aşağı ve alçalmış bir haldeydiniz, sizi öyle görüyordum ben. Direksiz desteksiz gökyüzü yaratılmadan bildiğim şeyler, alem yaratıldıktan sonra da hep o hiç artmadı. Ben daha sudan topraktan vücut bulmamış, bu surete bürünmemişken sizi baş aşağı olmuş görüyordum.
Siz ikbaldeyken de bunu böyle görüyordum. Yeni bir şey görmedim ki sevineyim! Gizli bir kahra uğramış, gizli bir kahırla bağlamıştınız. Gayri bu ne kahırdır, unu kim anlar? Siz şeker yerdiniz de o şeker de zehir olurdu. Böyle zehirlerle dolu şekeri düşman yerse afiyet olsun. Neden ona haset ediyorsun ki? Sizde o zehri neşe ile içiyordunuz. Eceliniz gizlice kulaklarınızı tıkamıştı.
Ben üst geleyim de dünyayı zaptedeyim diye harp etmiyorum ki. Çünkü bu cihan murdardır, pistir. Ben böyle pis bir şeye nasıl haris olurum? Köpek değilim ki ölünün perçemini çekip koparayım. Ben İsa'yım, ölüyü diriltmeye gelirim. Sizi helak olmaktan kurtarayım diye savaş saflarını yarmaktayım. İnsanların başlarını; yüceleyim, devlete erişeyim diye kesmem.
Kessem, kessem bütün alem kurtulsun diye birkaç baş keserim. Çünkü siz, bilgisizliğinizden pervane gibi ateşe atılmaktasınız. Bense sizi ateşe düşmeyesiniz diye sarhoşçasına iki elimle ateşten kovmaktayım. Siz kendinizi fetihler elde ettiniz, üst geldiniz sanıyorsunuz ama asıl o vakit bahtsızlık tohumu ekiyordunuz.
Hadi gayret, hadi gayret diye birbirinizi teşvik ediyordunuz ama adeta ejderhanın üstüne at sürüyordunuz. Güya kahır ediyordunuz, halbuki kahrın ta kendisine çatmıştınız. Asıl siz zaman aslanın kahrıyla kahrolmuştunuz!
Hırsız, ev sahibini kahreder, altın çalar, hırsızlıkla meşgulken valinin adamları gelip çatar. Eğer o anda ev sahibinden kaçsaydı vali, ona o adamları yollar mıydı hiç? Hırsızın kahredişi kahrolmasıdır; çünkü onun kahredişi, kendi başını kapar. Ev sahibine üstün oluşu, hırsıza bir tuzaktır. Bu suretle vali gelir, hırsızı kısas eder.
Sen halka galip geldin, savaşta üst oldun ama Tanrı seni çeke, çeke zincire vurmak için onları mahsustan mağlup etmiştir. Kendine gel de mağlup olanın ardını bırak, dizginini kas, pek at sürme, ezilir paralanırsın sonra! Seni bu suretle tuzağa düşürdü mü ondan sonra o kalabalığın saldırışını görürsün sen. Alık bu üstünlükte bozgunluğu görürken nasıl olur da sevinir?
İleriyi gören akıl gözü keskendir. Tanrı o gözü kendi sürmesiyle sürmelemiştir. Peygamber " Cennet ehli olanlar, bazı şeyler yüzünden savaşlarda düşmanlıklarda mağlup ve zebun olurlar" dedi. Bu alt oluş, bu zebunluk noksan yüzünden gönüllerinin kötülüğünden, yahut da din zayıflığından değil, son derecede ihtiyata riayet ettiklerinden, düşüncelerine inanmadıklarındandır.
Peygamber, Hudeybiye'de kafirlere üstün gelmişken gizlice " İman etmiş erler olmasaydı" hikmetini işitti. Müminlerin halas olması için melun kafirlerden el çekmek farz oldu. Hudeybiye ahdi nasıl oldu, oku da " Tanrı, kafirlerin ellerini çekti, size dokunamadılar" ne demektir tamamıyla anla!
Peygamber galip gelmişken bile kendisini Tanrı tuzağında mağlup olmuş gördü de " Ben sizi ansızın bastırdım, zincirlere vurdum diye gülmüyorum. Sizi zincirlerle bukağılarla selviliklere, güllük gülistanlıklara çekiyorum da ona gülüyorum. Ne şaşılacak şey sizi zincirlere vurup amansız ateşten çayırlıklara, çimenliklere götürüyorum.
Cehennemden ağır zincirlerle ta ebedi cennete kadar sürükleyip götürüyorum dedi. İyi kötü: Bu yolda her mukallidi de böylece bağlı olarak Tanrı kapısına çekerler. Velilerden başka herkes, bu yolu korku ve bela zinciriyle aşar. Gayret et de nurun parlasın, aydın olsun sülukun, hizmetin kolaylaşsın.
Çocukları da zorla mektebe götürürsün ya çünkü onların gözleri kördür, faydalarını görmezler. Ama mektebin faydasını anladılar mı koşa, koşa giderler, içleri açılır, neşe duyarlar. Çocuk mektebe kıvrana, kıvrana gider. Çalışmasına karşılık hiçbir şey görmemiştir ki! Fakat kesesine birkaç para gündelik kondu mu geceyi hırsız gibi uykusuz geçirir. Gayret et de ibadetinin karşılığı gelsin. Bak o zaman ibadet edenlere nasıl haset edersin. Mukallitlere " Zorla gelin" yaradılışı temiz kişilere de " İsteyerek gelin" denmiştir. Bu Tanrıyı bir maksat için sever. Öbürünün dostluğunda hiçbir garez, hiçbir maksat yoktur.
Bu dadısını sever ama sür için sever. Öbürünü ancak onu aşık olduğundan, o görünmeyen güzele gönül verdiğinden sever. Çocuk dadının güzelliğini anlamaz ki onda sütten başka bir istek yoktur. Öbürüyse zaten dadıya aşıktır. Bu sevgide muradı maksadı ancak ona ulaşmaktır. Şu halde Tanrıdan bir şey umarak, Tanrıdan korkarak sevenler, taklit defterinden ders okumaktadırlar.
Nerede Hakk'ı ancak hak için seven garezlerden maksatlardan ayrılmış aşık? Fakat ister öyle sevsin, ister böyle madem ki Tanrının hayrına nail olayım diye Tanrıyı seven de. Tanrıdan başkasına gönül vermekten korkup ancak onu seven de. Her ikisinin bu sevgisi bu arayıp taraması da o alemdendir. Bu gönül kaptırma o dilberden o güzelin güzelliğinden ileri gelmedir.
Şimdi şuraya geldik: Eğer Sadr-ı Cihan o aşıkı gizlice çekmese, dilemese istemeseydi. O aşık, ayrılığa tahammül edemeyecek bir hale gelir, ona kavuşmak için tekrara koşa, koşa yollara düşer miydi? Sevgililerin meyli gizlidir, örtülüdür. Fakat aşıkın meyli iki yüz davul zurnayla ilan edilir, o kadar meydandadır. Burada ibret için bir hikaye söylemek var ama Buharalı aşık beklemekten aciz oldu.
O nağmelerle her an velinin can kulağına ulaşır. Yanında oturanlar duymazlar, işitmezlerde o duyar işitir. Ne mutlu o cana ki gayba inanmıştır. Veli kendi kendine yüzlerce söz söyler, dinlerde yanında oturan kokusunu bile alamaz! Lamekan aleminden gönlüne yüzlerce sual yüzlerce cevap gelir. Menziline kadar erişir. Bunları sen duyarsında başkaları kulaklarını ağızlarına kadar yaklaştırsalar yine duymazlar.
Tutalım Velilerin sessiz harfsiz sözlerini duymuyor, işitmiyorsun; işte gördün ya. Misli sende de var neden inanmıyorsun A sağır.
Mesnevi'den Hikayeler
MESNEVİ'Yİ KINAYANA CEVAP
Ey kınayan köpek sen hav ,hav edip duruyor da Kuranı kınamakla hükmünden kendimi kurtarırım mı sanıyorsun. Bu o aslan değil ki ondan canını halas etmeğe muvaffak olasın. Yahut kahrının pençesinden imanını kurtarasın. Kuran kıyamete kadar ey kendilerini bilgisizliğe feda edenler diye nida eder.
Der ki. " Siz beni masal sandınız da kınama ve kafirlik tohumunu ektiniz. Fakat kınayıp da aslı yok masaldan ibaret dediniz. Ama gördünüz ya siz yok oldunuz siz masal oldunuz. Ben Tanrının kelamıyım Tanrıyla kaimim canım canına gıdayım arı duru parlak bir yakutum. Ben güneşin nuruyum sizin üstünüze vurdum sizi aydınlattım.
Fakat güneşten ayrılmış değilim. Bakın ben aşıkları ölümden kurtarmak için buracıkta akıp duran bir abıhayatım. Hırsınız hasediniz bu kötü kokuyu almasaydı, Tanrı sizin mezarlarınıza da bundan bir katrecik saçardı. O hakimin sözünü o hakimin öğüdünü tutmaz mıyım hiç her kötü ve yanlış kınama yüzünden gönlümü bozmam işimden sözümden kalmam.
Hakim-i Gaznevi buyurmuştur ki: tayla anası su içerken seyisler atlar gelsinler su içsinler diye ıslık çalıyorlardı. Tay ıslık sesini duyunca başını kaldırdı ürküp su içmekten vazgeçti. Anası " Yavrucuğum neye ürküyorsun su içmiyorsun" diye sordu. Tay dedi ki. " Bunlar ıslık çalıyorlar hep birden ıslık çalmalarından korktum. Yüreğim titredi yerinden oynadı. Hep birden ıslık çalıp bağırmaları beni korkuttu"
Anası "Dünya kurulalı abes işler de bulunanlarda vardı. Bu dünya böyle kurulmuş böyle gider! Benim akıllı yavrucuğum onların kendi saçlarını sakallarını yolmaları yakındır" vakit var tertemiz ve gür su da akıp gidiyor. Sudan ayrılırsın ayrılık seni şahrem, şahrem eder. Bundan önce davran da abıhayatla dolu olan ırmaktan su içmeye bak.
İç de senden nebatlar bitsin ey gafil susuz biz velilerin sözlerinden Hızır'ın Abıhayatını içmekteyiz gel. Bu gür suyu görmüyorsan bari körler gibi gel de testini suya daldır. Bu ırmakta su var bunu duydun ya köre taklitle iş yapmak gerek. Suyu sayıklayıp duran testini ırmağa daldır, daldırınca ağırlaştığını anlarsın. Anlarsın da su olduğuna inanırsın. Gönlün o zaman bu kuru taklitten kurtulur. Kör ırmak suyunu açıkça göremez ama testinin ağırlaştığını anlayınca su olduğunu bilir. Çünkü testi önce hafif di ırmağa daldırınca ağırlaştı. İçi hayli suyla doldu. Evvelce her yel beni kapıp beni götürürdü. Fakat şimdi ağırlaştım beni yel kapamaz artık.
Akılsız kişileri her türlü yel kapıp gider. Çünkü onların kuvvetleri sağlam değildir. Kötü ve hayırsız adam lengersiz gemidir. Ne demir atmıştı ne bir yere bağlıdır. Deli rüzgarlardan kurtulamaz ki. Akıllıya emniyet ve huzur veren akıl lengeridir. Akıllılardan bir lenger dilen.
İnsan o cömertlik denizinin inci hazinesinden alık fikir kazanırsa bunların yardımıyla gönlü marifetler elde eder. Gönüllükten çıkar yücelir gözleri de nurlanır. Çünkü nur gönülden doğar da bu göze vurur. Gönül olmasa gözün hiç bir şey göremez. Gönül akıl nurlarıyla nurlanırsa o nurlardan göze de bir pay verir.
Bil ki gökten inen mübarek su gönüllere gelen vahiydir. Dillere gelen doğru sözdür. Biz de tay gibi ırmaktan su içelim de bizi kınayan vesveseciye bakmayalım aldırış etmeyelim. Peygamberlerin izini izliyorsan yola düş. Halkın bütün kınamalarını hava say. Yol aşan menzil alan yol erleri ne vakit köpeklerin havlamasına kulak astılar.
Sen de din yoluna girmeyi o yolda çalışmayı kurarsın ama şeytan içinden seslenir " A sapık o yola gitme eziyetlere düşer yoksul olur kalırsın. Dostlarından ayrı düşer hor hakir bir hale gelir pişman olursun" sen de o melun şeytanın sesinden korkar yakinden kaçar sapıklığa düşersin.
" Hele yarın hele öbür gün din yoluna girer koşar yürürüm, daha önümüzde vakit var" dersin. Sağdan soldan ölümün gelip çattığını görürsün komşuların ölür evlerinden feryatların yükselir derken yine can korkusuyla din yoluna girmeye niyetlenir bir an olsun kendini adam edersin.
Ben korkup ayağımı geri çekmem diye ilimden hikmetten silahlar kuşanırsın. Bu sırada şeytan yine hileye sapar seslenir. Bu kulluk kılcından kork geri dön. Yine korkar aydın yoldan kaçar o ilim ve hüner silahlarını atarsın. Yıllardır bir ses bir bağırış yüzünden ona kulsun. Hırkanı böyle bir karanlığa atmışsın.
Şeytanların bağırışlarındaki heybet halkı kıskıvrak bağlamış boğazlarını sıkmıştır. Onların canları nura kavuşmaktan öyle meus olmuştur ki kafirlerin ruhları da kabirdekilerin dirilmesinden ancak o kadar meustur. O melunun sesinin heybeti bu olursa gayrı Tanrının sesindeki heybet ne olur.
Doğandan aslı, nesli belli olan keklik korkar. Sineğe o korkudan pay yoktur çünkü doğan sinek avlamaz ki. Sinekleri ancak örümcekler avlar. Şeytan örümcek senin gibi sineğe galiptir. Keklikle karakuşla işi yok. Şeytanların bağırışları kötü kişilere çobanlık eder. Padişahın sesiyse velilerin bekçisidir. Bu suretle birbirinden uzak olan bu iki ses birbirine karışmaz tatlı denizden bir katra bile acı denize taşmaz.
Şimdi o şiddetli ses hikayesini dinle. O iyi bahtlı konuk sesi duyunca yerinden bile kıpırdamadı. Dedi ki. " Bu ses, bayram davulu sesi., neden korkacakmışım? Tokmağı yiyen davul; o korksun! Ey kalbi olmayan boş davullar, can bayramınızdan kısmetiniz, tokmaktan ibaret.
Kıyamet bayramında dinsizler davul. Bizse gül gibi gülmekteyiz, bayrama erişenlere benziyoruz. Şimdi duy da bak, bu davul nasıl ses vermekte devlet tenceresi nasıl kaynamakta. O er, davulun sesini duyunca " Gönlüm, titreme korkma yakine erişmiş kötü gönüllülerin canları öldü gitti. Haydar gibi ya ülkeyi zapt ederim ya canım bedenimden gider."
Yerinden fırladı bağırdı. " Ey ulu adam, işte buracıkta hazırım hadi ersen gel! Tılsım hemencecik bozuldu, her taraftan ulam, ulam altın dökülmeye başladı. Öyle altın döküldü ki oğlancağız, kapının bile kapanıp açılmayacağından korktu. Ondan sonra o kuvvetli aslan kalktı, ta seher çağına kadar altını dışarıya götürmekteydi. O canıyla oynayan er gerisin geriye çekilip kaçan korkakların ramine definelerine sahip oldu.
Her kör ve hakikatten uzak kalmış altına tapan kişinin hatırına bu hikayeyi duyunca derhal zahire altın gelir. Çocuklar saksıları kırar o kırık parçalara altın adını takar eteklerine koyarlar. Oyun oynarken o parçalara altın adını taktın ya artık ne vakit altın desen çocuğun aklına saksı kırıkları gelir. Fakat erlerin kastettikleri altın ne o altındır ne bu altın.
Onlar üstüne Tanrının adı basılmış hakiki altını kast ederler. O altın ne fesada uğrar ne ziyana ebedi ve daimidir. O altın öyle bir altındır ki bu zahiri altın parlaklığını ondan almış kadir ve kıymeti ondan bulmuştur. Gönül o altından ganileşir parlaklık ve aydınlıkta aydan bile üstündür. O mescit bir mumdu, adamda pervane. O pervane huylu adeta canıyla oynamaktaydı.
Ateş kanadını yaktı ama daha güzel kanat ihsan etti. O ateşe atıma aşıka pek kutlu geldi pek. O bahtı kutlu Musa'ya benziyordu. Ağacın civarında bir ateştir görmüştü. Tanrı ona birçok inayetlerde bulunmuştu. O gördüğünü ateş sanıyordu ama nurdu. Oğul sen de Tanrı erini görünce ondan insanlık ateşi var sanıyor onu insan görüyorsun. Sen onu kendiliğinden insan görüyorsun.
Halbuki o sıfat sende. Batıl zannın ateşi de bu tarafta dikeni de. O Musa'nın ağacıydı. O ışıklarla dopdoludur. Bir kerecik olsun ona ateş demede nur de. Bu dünyadan vazgeçmekte ateş görünmedi mi? Fakat salikler o makama gittiler bu alemi terk ettiler de nurdan ibaretmiş. Bil ki din mumu yücedir ateşten ibaret olan mumlara benzemez.
Bu zahiri mum ateş görünür fakat sevgiliyi yakar. Din mumuysa sureti ateş görünür. Fakat ziyaretçilere gül kesilir. Bu zahiri mum çok işler bitirir, fakat hakikatte adamı yakar. Din mumuysa vuslat zamanı gönül aydınlatır. Tanrıya layık olan pak nurun şulesi, ona ulaşanlara nur görünür ama ondan uzak kalanlara ateş gibidir.
Mesnevi'den Hikayeler
ZITLARIN ÇEKİMİ
Toprak bedenin toprağına " Dön geri canı bırak toz gibi bize gel sen bizim cinsimizdensin bedenden o rutubetli yurttan kurtulup bize gelmen daha doğru" der. Bedende " Doğru benden senin gibi ayrılıktan perişanın fakat ayağım bağlı"diye cevap verir. Sular " Ey yaşlı gurbetten gel bize ulaş" diye bedenin yaşlığını aramakta.
Esir " Sen ateştensin aslına ulaşma yolunu tut" diye bedenin hararetini çağırıp durmaktadır. Unsurların ipsiz halatsız çekişleri yüzünden bedende yetmiş iki türlü illet vardır. İllet, unsurlar birbirlerini bıraksınlar diye bedeni koparıp dağıtmak üzere gelir. Bu unsurlar ayakları bağlı dört kuştur. Ölüm, hastalık ve illet de onların ayak bağlarını çözer.
Birbirlerine bağlı olan ayakları çözüldü açıldı mı her unsur kuşu hemencecik uçuverir. Bu asıllarla feri'lerin birbirlerini çekişi yüzünden her an bedenimizde bir illet zuhur eder. Kuşa benzeyen her cüzün aslına uçması için bu ulaşmayı bozup yırtmak ister. Fakat Tanrının hikmeti bu aceleye mani olur. Onları ecel gelinceye kadar sıhhat vasıtasıyla toplu tutar. " Ey cüzler daha ecel gelip görünmedi, ecelden önce kanat çırpmanızda bir fayda yok" der. Her cüzü kendi aslına arkadaş olmayı diler ararsa ayrılıkta kalan bu garip canın hali ne olur? Var sen kıyas et.
Can der ki. " Ey benim şu yeryüzüne mensup cüzülerim benim garipliğim sizin garipliğinizden daha acı. Ben arşa mensubum." Tenin meyli yeşilliğe akarsuya çünkü aslı onda canın meyli ise diriliğe diriye, çünkü aslı Lamekan'ın canı. Can, hikmete bilgilere. Ten bağa bahçeye üzüme meyleder.
Can yücelmeye yükselmeye can atar. Ten kazanca ota yiyeceğe içeceğe. O yücelmenin aşkı, o yücelmenin meylide canadır. " Tanrı onları sever onlarda Tanrıyı" ayetini bundan anla! Bunu anlatmaya kalkışsam sonu ucu gelmez. Mesneviye daha böyle sekiz misli kağıt bile yetişmez. Hasılı kim bir şey isterse istediği şey de ona rağbet eder.
İnsan, hayvan, nebat, cemat her şey, birbirine aşıktır. Bir adam bir şeyi sevdi de muradı o oldu. Başka bir şey dilemez bir hale geldi mi o muradı olan sevgilide muratsız hale gelen aşıkına aşıktır. Muratsız hale gelen aşıklar bir murat etrafında döner, dolaşır yalnız sevgililerini dilerler ama muratları maksatları olan sevgililerde onları kendilerine çekip dururlar.
Fakat aşıkların meyil ve muhabbetleri aşıkları zayıf bir hale getirir. Maşukların meyil ve muhabbeti ise onları güzelleştirir parlak bir hale sokar. Sevgililerin aşkı onların yanaklarını parlatır. Aşıkların aşkı aşıkların canlarını yandırır. Kehlibar niyazdan müstağni davranan bir aşıktır.
O uzun yola düşen o uzun yolda savaşansa saman çöpü bunu bırak o susamış aşıkın aşkı Sadr-ı Cihan'nın gönlünde parladı. O aşkın o ateş gedenin dumanı ona kadar vardı. Gönlünü yumuşattı. Fakat onu aramayı namusuna kibrine yediremiyordu. Merhameti o yoksula müştak olmuştu. Saltanat bu lütfe mani oluyordu.
Akıl burada hayran acaba bu mu onu çekti yoksa bu çekiş o taraftan mı oldu. Cüretten vazgeç sen bunu bilmezsin anlamazsın dudağını yum gizli sırrı Tanrı daha iyi bilir. Bundan böyle bu sözü gizleyeyim beni o çeken çekmekte. Ne yapayım ben. Ey bir işe sarılıp savaşan onu güzelce başarmaya uğraşan seni çeken bundan bahsetmeye bırakman kim?
Bir yere gideyim diye yüzlerce defa karar verir davranırsın fakat seni bir saik başka yere çeker durur. Binici dizgini her tarafa çevirir. Ta ki ham at üstünde bir binicinin bulunduğunu başı boş bulunmadığını anlasın diye. Fakat terbiyeli at üstünde binici olduğunu bilir bundan dolayı iyi yürür.
O yok mu senin gönlünü yüzlerce sevdaya bağlamış nihayet seni muratsız bir hale getirmişte sonrada gönlünü kırıvermiştir. İlk kararının kolunu kanadını kırdı ya peki niçin o kanat kıranın varlığı doğru olmuyor niçin kendini ona teslim etmiyorsun? Onun kaza ve kaderi senin tedbir ipini koparıverdi pak ala neden kaza ve kaderine inanmıyor niçin kazasına rıza vermiyorsun?
Yapacağın işlere iyice niyetlenir yapmayı kurar kararlaştırırsın. Bazan bu kararın denk gelir. Gönlün tamahtan düşer niyetini sağlamlarsın. Sonra tekrar o niyet bozuluverir. Seni tamamıyla muratsız bir hale getirseydi gönlün ümitsizlenirdi dilek tohumunu nasıl ekebilirdi.
Ama emel tohumunu ekseydin akılsız bir hale düşseydin Tanrı hükmünde olduğun onun emri alrında bulunduğun nasıl meydana çıkardı. Aşıklar muratsız kaldılar da Tanrılarından haber aldılar. Muratsızlık cennete kılavuzdur. Ey yaradılışı güzel " Cennet istenmeyen hoşa gitmeyen şeylerle murada nail olmayışlarla kaplanmıştır" hadisini işit.
Senin muratlarının görüyorsun ya ayakları kırık ama öyle adam vardır ki bütün muratları olur. Şu halde onun tarafından gönülleri kırılanlar onun yolunda onun aşkında doğru olanlardır. Fakat nerede aşıkların gönül kırıklığı nerede başkalarından gönül kırıklığı. Akıllıların gönülleri mecburi kırılır. Dilediklerini yapamazlar meyus olurlar.
Aşıklarda yüzlerce ihtiyar var dilediklerini yüzlerce kere yapabilirler. Öyle olduğu halde ona tabi olurlar. Gönülleri bu yüzden kırılır emellerine bu yüzden erişememişlerdir. Akılı başında olanlar bağla bağlanmış kullardır aşıklar ise hürdür şekerlenmiş ballanmış canlardır onlar. Akıllıların yuları zorla gelin emridir gönlünü kaptıranların baharı dileyerek gelin emri.
Peygamber bir bölük esir gördü. Onları çekip sürüklüyorlardı. Hepside feryadü figan ediyordu. O sırları bilen aslan zincirlere vurulmuş olduklarını gördü. Gizlice onlara bakmaya başladı. Her biri hiddetinden o hak Peygambere dilerini gıcırdatmakta dudaklarını çiğnemekteydi.
Fakat bu kadar kızgın oldukları halde ağız açmaya kudretleri yoktu. Hepsi de on batmanlık kahır zincirine vurulmuştu. Memur onları şehre doğru çekmekte küfür ülkesinden alıp kahırla sürüklemekteydi. Ne yerlerine başkası kabul ediliyor ne koyuverilmeleri için para alınıyor, ne de bir ulu kişi onlara şefaat ediyordu.
Peygambere " Alemlere rahmet" diyorlar ya öyle olduğu halde bütün bir alemin boynunu boğazını kesiyordu. Onlar Peygamberi binlerce defa inkar ederek ağızlarının içinden hareketini kınayarak gidiyorlardı. Diyorlardı ki: nice çarelere başvurduk çare olmadı zaten bu adamın yüreği taş gibi katı .
Biz binlerce Alpaslanken iki üç çıplak ve yarı canlının elinde, bu derece aciz kaldık. Uygunsuz hareketimizden mi, yıldızımızın düşüklüğünden mi yoksa sihirden mi? Bahtı bahtımızı yırttı; tahtı, tahtımızı baş aşağı etti. İşi sihirle yüceldi, büyüdüyse bir de sihir yaptık, neden tutmadı, neden tesir etmedi?
Eğer davamız doğru değilse bizim kökümüzü sök diye putlara da dua ettik. Tanrıya da. Hak kimdeyse kim doğrucuysa ona yardım et. Onun yardımında bulun biz doğruysak bize, o doğruysa ona muin ol dedik. Bu duada çok bulunduk, Lat, Uzza ve Menat'a nice secdeler ettik. Dedik: " Eğer Muhammed haksa meydana çıkart değilse onu bize zebun et.
Şimdi onun Tanrı yardımına mazhar olduğunu gördük işte. Biz umumiyetle zulmetmişiz, o nur! Bu bize cevap: dilediğiniz işte meydana çıktı. Hanginizin doğru olduğu açığa vuruldu." Sonra yine fikirlerindeki bu düşünceyi körletiyorlar, bu sözleri bırakarak diyorlardı ki: " Bu düşüncemiz de işimizin tersine gitmesinden meydana geldi; gönlümüzde onun doğru olduğuna dair bir düşüncedir peydahlandı.
Birkaç kere galip geldiyse ne oldu ki bundan ne çıkar? Zaman da herkese galebe çalıyor! Biz de zamaneden kam aldık, bizim bahtımız da yaver oldu. Biz de ona birkaç kere üst geldik." Sonra yine " O da mağlup oldu ama mağlup oluşu, bizim mağlup oluşumuz gibi çirkince, alçakça değildi. İyi bahtı o bozgunlukta, o mağlubiyette bile ona el altından gizlice yüzlerce neşe verdi.
Hatta o hiç de mağluba benzemiyordu. Ne gamı vardı, ne üzülüyordu" demekteydiler. Müminlerin nişanesi mağlubiyettir ama müminin alt oluşunda da bir güzellik var! misk ve amberi kırsan dünyayı güzel kokularla doldurursun. Fakat ansızın eşek tezeğini kırsan evler, baştanbaşa pis kokuyla dolar. Peygamber, perişan bir halde Hudeybiye'den dönerken " İnna Fetahna" devletinin davulu çalındı.
Tanrı devletinden haber geldi; " Yürü bu zafere erişemediğinden gam yeme. Şimdi elindeki bu horluk yok mu? Nimetlere erişmen demektir. İşte şuracıktaki filan kale, filan yer senin" hakikatten de oradan çabucak dönünce bak hele, Kurayza'nın Nazir'in başına neler geldi. o iki kaleyle çevrelerindeki yerler teslim oldu. Ganimetlerden faydalar elde ettiler. Öyle olmasa bile şu taifeye bak. Onlar gam içinde, keder içinde Tanrıya meftun ve aşıklar.
Zehri şeker gibi yemekteler gam dikenlerini deve gibi otlamaktalar! Hem de bunu, gamdan kederden kurtulmak için de yapmıyorlar; gama uğradıklarından yapıyorlar. Bu horluk, onlarca rütbelere, mevkilere erişmek! Kuyunun dibinde öyle neşeliler ki oradan çıkıp taca tahta nail olacağız diye korkuyorlar. Sevgiliyle beraber oturduğum yer, yerin altı da olsa yine arştan yücedir.
Peygamber dedi ki: " Benim miracım Yunusun miracından üstün değildir. Benimki göklere çıkmakla oldu, onun ki yerlere inmekle zaten Tanrı yakınlığı hesaba sığmaz ki. Yakınlık ne yukarıya çıkmaktır, ne aşağıya inmek. Tanrı yakınlığı varlık hapsinden kurtulmaktır. Yok olana yukarı nedir aşağı ne? Yok olanın ne yakınlığı olur, ne uzaklığı ne geç kalışı!
Tanrının sanat yurdu da yokluktandır. Hazinesi. Sen varlığa aldanmış kalmışsın. Yokluk nedir, ne bileceksin? Hulasa onların kırıklığı hiç bizim kırıklığımıza benzer mi a ulu kişi? Onlar biz ikbale erişip yücelince nasıl neşelenirsek horluğa düşüp ellerindekini telef edince öyle neşelenirler. Bu çeşit adamın malı geliri yokluk varlığından ibarettir. Yoksulluk, horluk ona iftihardır, yüceliktir.
Esirlerden biri dedi ki. " Peki niçin Peygamber bizim halimizi görmedi bizi böyle zincirlere vurulmuş görünce nasıl oldu da güldü. Hani onun huyları değişmişti, hani o Tanrı huylarıyla huylanmıştı da neşesi ne bu zindanın lezzetlerindendi, ne bu zindan dan kurtulduğundan. Pekala ya neden düşmanlarının kahroluşundan neşeleniyor, neden bu fetihten bu zaferden gururlanıyor.
Erkek aslanlara kolayca üstün geldi muzaffer oldu diye neşelenmekte. Gayri anladık ki o da hür değil. Dünyadan başka hiçbir şeyle memnun değil, başka bir şeyden gönlü şad olmuyor? Yoksa nasıl gülebilir ki? O dünya ehli, iyiye de merhamet eder, kötüye de . İyiyi de esirger, kötüyü de"
Esirler birbirleriyle bunu konuşuyor, birbirlerine bunu fısıldıyorlardı. Memur duymasın, duyarsa o padişaha söyler,sözlerimiz kulağına gider, iye fısıltıyla konuşuyorlardı.
Memur, o sözü duymadı ama Tanrı bilgisine sahip olan Peygamberin kulağına vardı. Yusuf'un gömleğini alıp götüren, gömleğin kokusunu duymadı da Yakup duydu. Şeytanlar gökyüzünün çevresinde döner, dolayısıyla da yine Levh-i Mahvuz'daki gayp sırlarını duyamazlar. Muhammed'se dayanıp yatmış uyurken o sır gelir, başucunda döner durur! Helvayı kime nasipse o yer parmakları uzun olan değil!
Delici Şahab şeytanları, hırsızlığı bırakın da Ahmed den sır öğrenin diye kovar sürer. Ey iki gözünü de dükkana dikmiş ümidini oraya bağlamış adam kendine gel mescide yürü de rızkını Tanrıdan iste. Peygamber onların sözlerini duyup söylediklerini anladı da dedi ki. " O gülüş savaşa galebe ettim diye değil ki. Onlar ölmüşlerdir, yokluk aleminde çürüyüp gitmişlerdir.
Bizce ölüyü öldürmeye kalkışmak erlik değildir. Onlar da kim oluyor ki? Ben savaşta ayak diredim mi ay bile yarılır! Hani hür olduğumuz, mevki ve şeref sahibi olduğunuz zamanlar yok mu işte ben o vakit sizi böyle bağlamış zincirlere vurulmuş görüyordum.
Ey malla mülkle, soyla sopla nazlanan, sen akıllı kişinin yanında oluk üstündeki devesin. Ten suretinin leğeni damdan düşünce gelecek gelir çatar sözü gözümün önünde tahakkuk etti, gelecek şeyler geldi çattı! Üzüme bakıyor, şarabı görüyorum yok'a bakıyorum açıkça varı görüyorum. Sırra bakmakta, daha dünyada Adem'le Havva vücuda gelmemişken gizli bir alem görmekteyim.
Siz daha Elest deminde zerrelerden ibarettiniz. Daha vakit ayaklarınız bağlı, baş aşağı ve alçalmış bir haldeydiniz, sizi öyle görüyordum ben. Direksiz desteksiz gökyüzü yaratılmadan bildiğim şeyler, alem yaratıldıktan sonra da hep o hiç artmadı. Ben daha sudan topraktan vücut bulmamış, bu surete bürünmemişken sizi baş aşağı olmuş görüyordum.
Siz ikbaldeyken de bunu böyle görüyordum. Yeni bir şey görmedim ki sevineyim! Gizli bir kahra uğramış, gizli bir kahırla bağlamıştınız. Gayri bu ne kahırdır, unu kim anlar? Siz şeker yerdiniz de o şeker de zehir olurdu. Böyle zehirlerle dolu şekeri düşman yerse afiyet olsun. Neden ona haset ediyorsun ki? Sizde o zehri neşe ile içiyordunuz. Eceliniz gizlice kulaklarınızı tıkamıştı.
Ben üst geleyim de dünyayı zaptedeyim diye harp etmiyorum ki. Çünkü bu cihan murdardır, pistir. Ben böyle pis bir şeye nasıl haris olurum? Köpek değilim ki ölünün perçemini çekip koparayım. Ben İsa'yım, ölüyü diriltmeye gelirim. Sizi helak olmaktan kurtarayım diye savaş saflarını yarmaktayım. İnsanların başlarını; yüceleyim, devlete erişeyim diye kesmem.
Kessem, kessem bütün alem kurtulsun diye birkaç baş keserim. Çünkü siz, bilgisizliğinizden pervane gibi ateşe atılmaktasınız. Bense sizi ateşe düşmeyesiniz diye sarhoşçasına iki elimle ateşten kovmaktayım. Siz kendinizi fetihler elde ettiniz, üst geldiniz sanıyorsunuz ama asıl o vakit bahtsızlık tohumu ekiyordunuz.
Hadi gayret, hadi gayret diye birbirinizi teşvik ediyordunuz ama adeta ejderhanın üstüne at sürüyordunuz. Güya kahır ediyordunuz, halbuki kahrın ta kendisine çatmıştınız. Asıl siz zaman aslanın kahrıyla kahrolmuştunuz!
Hırsız, ev sahibini kahreder, altın çalar, hırsızlıkla meşgulken valinin adamları gelip çatar. Eğer o anda ev sahibinden kaçsaydı vali, ona o adamları yollar mıydı hiç? Hırsızın kahredişi kahrolmasıdır; çünkü onun kahredişi, kendi başını kapar. Ev sahibine üstün oluşu, hırsıza bir tuzaktır. Bu suretle vali gelir, hırsızı kısas eder.
Sen halka galip geldin, savaşta üst oldun ama Tanrı seni çeke, çeke zincire vurmak için onları mahsustan mağlup etmiştir. Kendine gel de mağlup olanın ardını bırak, dizginini kas, pek at sürme, ezilir paralanırsın sonra! Seni bu suretle tuzağa düşürdü mü ondan sonra o kalabalığın saldırışını görürsün sen. Alık bu üstünlükte bozgunluğu görürken nasıl olur da sevinir?
İleriyi gören akıl gözü keskendir. Tanrı o gözü kendi sürmesiyle sürmelemiştir. Peygamber " Cennet ehli olanlar, bazı şeyler yüzünden savaşlarda düşmanlıklarda mağlup ve zebun olurlar" dedi. Bu alt oluş, bu zebunluk noksan yüzünden gönüllerinin kötülüğünden, yahut da din zayıflığından değil, son derecede ihtiyata riayet ettiklerinden, düşüncelerine inanmadıklarındandır.
Peygamber, Hudeybiye'de kafirlere üstün gelmişken gizlice " İman etmiş erler olmasaydı" hikmetini işitti. Müminlerin halas olması için melun kafirlerden el çekmek farz oldu. Hudeybiye ahdi nasıl oldu, oku da " Tanrı, kafirlerin ellerini çekti, size dokunamadılar" ne demektir tamamıyla anla!
Peygamber galip gelmişken bile kendisini Tanrı tuzağında mağlup olmuş gördü de " Ben sizi ansızın bastırdım, zincirlere vurdum diye gülmüyorum. Sizi zincirlerle bukağılarla selviliklere, güllük gülistanlıklara çekiyorum da ona gülüyorum. Ne şaşılacak şey sizi zincirlere vurup amansız ateşten çayırlıklara, çimenliklere götürüyorum.
Cehennemden ağır zincirlerle ta ebedi cennete kadar sürükleyip götürüyorum dedi. İyi kötü: Bu yolda her mukallidi de böylece bağlı olarak Tanrı kapısına çekerler. Velilerden başka herkes, bu yolu korku ve bela zinciriyle aşar. Gayret et de nurun parlasın, aydın olsun sülukun, hizmetin kolaylaşsın.
Çocukları da zorla mektebe götürürsün ya çünkü onların gözleri kördür, faydalarını görmezler. Ama mektebin faydasını anladılar mı koşa, koşa giderler, içleri açılır, neşe duyarlar. Çocuk mektebe kıvrana, kıvrana gider. Çalışmasına karşılık hiçbir şey görmemiştir ki! Fakat kesesine birkaç para gündelik kondu mu geceyi hırsız gibi uykusuz geçirir. Gayret et de ibadetinin karşılığı gelsin. Bak o zaman ibadet edenlere nasıl haset edersin. Mukallitlere " Zorla gelin" yaradılışı temiz kişilere de " İsteyerek gelin" denmiştir. Bu Tanrıyı bir maksat için sever. Öbürünün dostluğunda hiçbir garez, hiçbir maksat yoktur.
Bu dadısını sever ama sür için sever. Öbürünü ancak onu aşık olduğundan, o görünmeyen güzele gönül verdiğinden sever. Çocuk dadının güzelliğini anlamaz ki onda sütten başka bir istek yoktur. Öbürüyse zaten dadıya aşıktır. Bu sevgide muradı maksadı ancak ona ulaşmaktır. Şu halde Tanrıdan bir şey umarak, Tanrıdan korkarak sevenler, taklit defterinden ders okumaktadırlar.
Nerede Hakk'ı ancak hak için seven garezlerden maksatlardan ayrılmış aşık? Fakat ister öyle sevsin, ister böyle madem ki Tanrının hayrına nail olayım diye Tanrıyı seven de. Tanrıdan başkasına gönül vermekten korkup ancak onu seven de. Her ikisinin bu sevgisi bu arayıp taraması da o alemdendir. Bu gönül kaptırma o dilberden o güzelin güzelliğinden ileri gelmedir.
Şimdi şuraya geldik: Eğer Sadr-ı Cihan o aşıkı gizlice çekmese, dilemese istemeseydi. O aşık, ayrılığa tahammül edemeyecek bir hale gelir, ona kavuşmak için tekrara koşa, koşa yollara düşer miydi? Sevgililerin meyli gizlidir, örtülüdür. Fakat aşıkın meyli iki yüz davul zurnayla ilan edilir, o kadar meydandadır. Burada ibret için bir hikaye söylemek var ama Buharalı aşık beklemekten aciz oldu.
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Mesnevi'den Hikayeler - 75
- Parts
- Mesnevi'den Hikayeler - 01Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3710Total number of unique words is 204429.6 of words are in the 2000 most common words43.1 of words are in the 5000 most common words50.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 02Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3738Total number of unique words is 209027.1 of words are in the 2000 most common words39.7 of words are in the 5000 most common words46.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 03Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3690Total number of unique words is 206128.4 of words are in the 2000 most common words41.2 of words are in the 5000 most common words48.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 04Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3642Total number of unique words is 196429.3 of words are in the 2000 most common words42.4 of words are in the 5000 most common words50.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 05Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3602Total number of unique words is 204529.0 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words51.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 06Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3690Total number of unique words is 193428.2 of words are in the 2000 most common words42.1 of words are in the 5000 most common words50.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 07Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3680Total number of unique words is 202228.4 of words are in the 2000 most common words40.8 of words are in the 5000 most common words47.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 08Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3635Total number of unique words is 200129.7 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words49.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 09Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3599Total number of unique words is 197129.9 of words are in the 2000 most common words43.8 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 10Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3628Total number of unique words is 200829.1 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words49.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 11Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3657Total number of unique words is 194230.3 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 12Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3619Total number of unique words is 202329.1 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 13Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3506Total number of unique words is 200930.3 of words are in the 2000 most common words44.6 of words are in the 5000 most common words51.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 14Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3586Total number of unique words is 201227.7 of words are in the 2000 most common words41.1 of words are in the 5000 most common words47.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 15Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3637Total number of unique words is 195429.1 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words50.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 16Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3642Total number of unique words is 204829.1 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 17Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3694Total number of unique words is 194931.0 of words are in the 2000 most common words44.7 of words are in the 5000 most common words51.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 18Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3656Total number of unique words is 197129.2 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 19Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3684Total number of unique words is 196428.7 of words are in the 2000 most common words42.1 of words are in the 5000 most common words48.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 20Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3666Total number of unique words is 198828.9 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 21Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3719Total number of unique words is 206429.2 of words are in the 2000 most common words42.2 of words are in the 5000 most common words48.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 22Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3832Total number of unique words is 203130.1 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words50.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 23Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3726Total number of unique words is 200629.7 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words50.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 24Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3668Total number of unique words is 205027.5 of words are in the 2000 most common words41.0 of words are in the 5000 most common words48.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 25Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3741Total number of unique words is 197129.3 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words49.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 26Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3731Total number of unique words is 198329.5 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 27Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3711Total number of unique words is 208827.1 of words are in the 2000 most common words40.9 of words are in the 5000 most common words47.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 28Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3630Total number of unique words is 203728.1 of words are in the 2000 most common words41.5 of words are in the 5000 most common words48.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 29Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3653Total number of unique words is 203128.2 of words are in the 2000 most common words41.4 of words are in the 5000 most common words49.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 30Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3616Total number of unique words is 202429.7 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 31Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3707Total number of unique words is 201129.9 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words51.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 32Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3777Total number of unique words is 199230.3 of words are in the 2000 most common words44.0 of words are in the 5000 most common words52.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 33Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3683Total number of unique words is 190830.5 of words are in the 2000 most common words45.3 of words are in the 5000 most common words52.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 34Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3601Total number of unique words is 194531.0 of words are in the 2000 most common words46.1 of words are in the 5000 most common words53.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 35Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3716Total number of unique words is 194630.3 of words are in the 2000 most common words44.7 of words are in the 5000 most common words52.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 36Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3704Total number of unique words is 201029.5 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words51.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 37Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3628Total number of unique words is 196230.0 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words48.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 38Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3642Total number of unique words is 193728.8 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 39Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3685Total number of unique words is 197329.1 of words are in the 2000 most common words42.3 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 40Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3578Total number of unique words is 194229.5 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 41Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3779Total number of unique words is 189130.8 of words are in the 2000 most common words44.1 of words are in the 5000 most common words52.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 42Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3591Total number of unique words is 199728.4 of words are in the 2000 most common words41.8 of words are in the 5000 most common words48.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 43Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3600Total number of unique words is 201329.0 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words48.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 44Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3789Total number of unique words is 204128.8 of words are in the 2000 most common words41.6 of words are in the 5000 most common words49.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 45Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3662Total number of unique words is 199827.3 of words are in the 2000 most common words40.8 of words are in the 5000 most common words47.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 46Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3602Total number of unique words is 195028.9 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words48.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 47Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3826Total number of unique words is 198829.3 of words are in the 2000 most common words44.2 of words are in the 5000 most common words52.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 48Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3622Total number of unique words is 196130.3 of words are in the 2000 most common words42.5 of words are in the 5000 most common words50.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 49Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3720Total number of unique words is 199830.2 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words51.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 50Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3774Total number of unique words is 206028.2 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words50.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 51Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3721Total number of unique words is 203029.7 of words are in the 2000 most common words44.1 of words are in the 5000 most common words52.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 52Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3688Total number of unique words is 194930.2 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 53Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3799Total number of unique words is 191330.7 of words are in the 2000 most common words44.9 of words are in the 5000 most common words53.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 54Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3878Total number of unique words is 199430.0 of words are in the 2000 most common words43.7 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 55Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3764Total number of unique words is 203830.7 of words are in the 2000 most common words44.8 of words are in the 5000 most common words52.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 56Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3733Total number of unique words is 196130.8 of words are in the 2000 most common words45.8 of words are in the 5000 most common words53.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 57Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3763Total number of unique words is 204629.6 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 58Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3668Total number of unique words is 196529.8 of words are in the 2000 most common words43.8 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 59Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3574Total number of unique words is 189028.9 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words49.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 60Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3639Total number of unique words is 195829.6 of words are in the 2000 most common words43.2 of words are in the 5000 most common words50.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 61Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3698Total number of unique words is 194530.2 of words are in the 2000 most common words44.5 of words are in the 5000 most common words52.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 62Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3553Total number of unique words is 194930.6 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 63Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3729Total number of unique words is 195229.4 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 64Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3705Total number of unique words is 198929.0 of words are in the 2000 most common words42.4 of words are in the 5000 most common words49.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 65Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3686Total number of unique words is 195430.2 of words are in the 2000 most common words44.1 of words are in the 5000 most common words51.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 66Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3778Total number of unique words is 205831.1 of words are in the 2000 most common words44.6 of words are in the 5000 most common words51.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 67Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3637Total number of unique words is 197330.1 of words are in the 2000 most common words44.5 of words are in the 5000 most common words51.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 68Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3702Total number of unique words is 202028.3 of words are in the 2000 most common words40.6 of words are in the 5000 most common words48.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 69Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3675Total number of unique words is 203130.6 of words are in the 2000 most common words43.5 of words are in the 5000 most common words50.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 70Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3674Total number of unique words is 202029.4 of words are in the 2000 most common words42.8 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 71Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3664Total number of unique words is 198428.2 of words are in the 2000 most common words41.5 of words are in the 5000 most common words49.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 72Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3737Total number of unique words is 207328.5 of words are in the 2000 most common words41.5 of words are in the 5000 most common words49.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 73Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3599Total number of unique words is 199229.9 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 74Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3656Total number of unique words is 206626.6 of words are in the 2000 most common words40.9 of words are in the 5000 most common words47.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 75Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3704Total number of unique words is 203929.8 of words are in the 2000 most common words42.3 of words are in the 5000 most common words49.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 76Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3784Total number of unique words is 199131.8 of words are in the 2000 most common words45.9 of words are in the 5000 most common words53.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 77Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3608Total number of unique words is 203129.7 of words are in the 2000 most common words43.1 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 78Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3648Total number of unique words is 205329.8 of words are in the 2000 most common words42.4 of words are in the 5000 most common words49.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 79Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3659Total number of unique words is 208028.6 of words are in the 2000 most common words41.7 of words are in the 5000 most common words49.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 80Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3811Total number of unique words is 205829.3 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words51.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 81Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2152Total number of unique words is 128037.2 of words are in the 2000 most common words50.0 of words are in the 5000 most common words56.8 of words are in the 8000 most common words