Mesnevi'den Hikayeler - 72
Total number of words is 3737
Total number of unique words is 2073
28.5 of words are in the 2000 most common words
41.5 of words are in the 5000 most common words
49.2 of words are in the 8000 most common words
O Tanrı rahmetini gösteren melek, Meryem'e bağırdı: " Ben, Tanrı tapısının eminiyim, benden ürkme. Tanrının yücelttiği kimselerden baş çekme. Bu çeşit güzel mahremlerden çekinme!" Hem bu sözleri söylüyordu, hem de dudaklarından pak nurlar çıkıyor, birbirine ulanıp göğe ağrıyordu.
Melek diyordu ki: " Sen, benim varlığımdan yokluğa kaçıyorsun ama ben yokluktan bir padişahım bir bayrak sahibiyim. Zaten yurdu orası, ağırlığım da orada sana görünen bir suretimden ibaret. Ey Meryem, bir bak hele ben, anlaşılması müşkül bir nakşım, hem hilalim, hem gönüllerde ki hayal!
Gönlüne bir hayal geldi de yerleşti mi nereye kaçsan o seninledir. Ancak gelip geçici bir aslı olmayan hayal müstesna o çeşit hayal yalancı sabah gibi gözden kayboluverir. Bensen Tanrı nurundan doğmuş düpedüz sabahım, gündüzümün etrafında gece hiç dönüp dolaşamaz. Kendine gel Lahavle deyip durma ey İmran' ın kızı ben zaten, buraya Lahavle makamından gelip üştüm.
Daha Lahavle denmeden önce Lahavlenin nuru benim aslımdı, benim gıdamdı. Sen, benden Tanrıya sığınmadasın ama ben o sığındığın Tanrının ezelde düzüp koştuğu bir suretim zaten. Seni defalarca kurtaran o sığındığın makam, benim makamım Tanrıya sığınırım diyorsun ya; o sığınmak yok mu? Ben ta kendisiyim zaten.
Tanımazlıktan beter bir afet yoktur. Sen sevgilinin yanındasın da aşk bazlığı bilmiyorsun. Yari, ağyar sanmada, neşeye gam adını takmaktasın. Sevgilimizin şu miskler gibi saçları, biz deli olursak zincirimiz olur! Nil gibi akıp duran şu lütuf, biz firavun muyuz kan kesilir bize!
Kan, akılını başını al, ben suyum, dökme beni ben Yusuf'um fakat sana kurt gibi görünüyorum a savaşçı der. Sen görmüyorsun yoksa halim, selim sevgili, onunla zıt oldun mu yılanlaşır. Halbuki ne eti başkalaştı, ne yağı sen onu kötü gördün de ondan kötüleşti!"
Meryem'in mumunu bırak, yana dursun. Evet o yanıp yakılan aşık, Buhara ya dönüyordu. Gönül, ne de sabırsızsın ateşler içindesin. Yürü Sadr-ı Cihana doğru kaç! Şu Buhara ok mu bilgi kaynağıdır. Kimde ateş varsa Buharalıdır zaten! Şeyhin huzurunda oldukça Buharadasın, sakın Buharayı hor görme!
Şeyhin denize benzeyen gönlü taşar çekilir, taşar çekilir. Bu met ve cezir, o Buharaya horluktan başka bir surette gidene yol vermez. Ne mutlu kişiye ki nefsini aşağılatmıştır. Vay o kişiye ki nefsinin tekmesi alrında kalmıştır! Sadr-ı Cihanın ayrılığı, o aşıkın canına tesir etmiş, varlığını parçalamış gitmişti.
Diyordu ki, yine oraya gideyim, kafir olmuşsam bile tekrar imana geleyim. Oraya varayım da yerlere döşeneyim; o iyi düşünceli Sadr'ın huzurunda kendimi yerlere atayım, diyeyim ki, işte canımı önüne attım. İster dirilt, ister koyun gibi kes başımı! Ey ay yüzlü, senin huzurunda kesilip ölmek, başka yerde dirilere padişah olmaktan yeğ.
Ben bin kere, hatta daha da fazla sınadım. Anladım; sensiz yaşamam pek acı, tahammül edilir şey değil! Ey emelim, maksadım sevgili, sur üfürür gibi nağmelerle terennüm et de beni dirilt, ey devem çök artık neşe tamamlandı! Ey yeryüzü, göz yaşlarımı em, yeter gayri ey nefis, iç o tatlı suyu, bulanıklığı geçti, duruldu artık!
Ey yeryüzü göz yaşlarımı em, yeter gayri merhaba ey seher yeli! Bize dostun kokusunu getirdin ne güzel de estin ya! Dostlar, dedi, ben gidiyorum, elveda. Ben o emire, o emrine itaat edilen Sadr-ı cihana gidiyorum. Anbean onun aşkıyla, onun ayrılığıyla yanmaktayım. Artık ne olursa olsun, gidiyorum ben!
Sevgilinin gönlü mermerler gibi katı bir hale gelse bile ruhum yine Buharaya gitmek istiyor. Orası sevgilimin konağı, padişahımın şehri benim vatanım orası. Aşıklara vatan sevgisi budur.
Bir güzel, aşıkına dedi ki. Yiğidim, gurbette birçok şehirler gördün. Hangi şehir daha ziyade hoşuna gitti. Aşık, " Sevgilinin oturduğu şehir" padişahımız, nereye yaygısını yayar, oturursa orası, iğne deliği kadar dar bile olsa bize sahra gelir. Ay gibi Yusuf neredeyse orası, kuyunun dibi bile olsa cennettir." Dedi.
O aşığa da öğütçünün biri dedi ki. " Ey bihaber, aklın varsa işin sonunu düşün, aklını başına devşir de işin önüne, sonuna dikkat et. Pervane gibi kendini yakıp yandırma! Delicesine Buharaya gidersen zincire vurulmaya hapishaneye atılmaya layıksın. Sadr-ı Cihan, sana kızgın, adeta demir çiğnemede, dişlerini gıcırdatıp durmada, seni yirmi gözle bekliyor.
Senin için bıçak bileyip duruyor. O adeta kırlıkta kalmış bir köpek, sense unla dolu dağarcıksın! Tanrı, bir fırsat verdi, kurtuldun sonrada zindana gidiyorsun ha. Ne oldu sana?
Sana on çeşit memur dikseler bile onlardan kaçıp gizlenmen lazım; akıl, bunu emreder. Halbuki senin başında tek bir memur bile yok. Neden böyle önden, arttan yolun bağlandı?" gizli aşk, onu esir etmişti. O öğütçü o korkutucu o gizli memuru görmüyordu ki! Her memurun başında gizli bir memur var.
Böyle değil de o memur, neden köpeğe benzeyen tabiatına esir. Neden onun bağlarıyla bağlı. Padişahın kızgınlığı ruhuna tesir etmiş, onu memurluğa, kara yüzlülüğe bağlamış. Hadi vur şu adamı diye onu dövüp duruyor! Benim feryadım, işte o gizli memurlardan!
Kimi ziyanda görürsen bil ki görünüşte yapayalnız bile olsa hakikatte o ziyana bir memurla sürüklenir, gider. Bu hali bilseydin feryad eder, o padişahlar padişahına sığınırdın. Padişahın huzurunda başına topraklar saçar da o korkunç Şeytandan kurtulurdun. A karıncadan daha aşağı, daha kuvvetsiz ve ehemmiyetsiz adam, kendini bey görüyorsun ha, sen körsün de ondan başına dikilmiş olan o memuru görmüyorsun.
Bu yalancı kanatlarla gururlandın ha, adamı suça, ziyankarlığa çeken kol kanat, ama da kol kanattır ya! Kanat dediğin adamı yücelere çeker topraklara bulandı mı da ağırlaşır, adam uçamaz gayrı!
Aşık dedi ki: " Ey öğütçü, sus niceye bir öğüt vereceksin, niceye bir? Vazgeç bu öğütten; bağ, pek kuvvetli. Senin öğüdünden daha da kuvvetlendi. Senin alimin aşk nedir, tanımadı ki! Bir yerde aşk fazlalaştı, derdi arttırdı mı orada ne Ebu Hanife bir ders verebilir, ne Şafii!"
Beni ölümle tehdit etme. Kendi kanına susamış birisiyim ben zaten! Aşıklara ben zaten! Aşıklara her an bir ölüm var aşıkların ölümü bir çeşit değil! Aşık doğru yolun ruhunu bulmuş, o ruhla iki yüz cana sahip olmuştur da her an iki yüzünü de feda edip durmadadır. Feda ettiği her cana karşılık da on tana ecir alır. Kuran'dan " Kim bir iyilik yaparsa on mislini bulur" ayetini okusan a!
O güzel yüzlü sevgili, kanımı dökerse neşeyle dönerek, zevkimden ayaklarımı yerlere vurarak canımı saçarım! Ben sınadım, benim hayatım ölümümde. Bu hayattan kurtuldum mu ebediyete erişeceğim. Ey inanılacak, güvenilecek kişiler, beni öldürün. Öldürülmemede hayat içinde hayat var.
Ey aydın yüzlü, ey daimi varlığın ruhu, ruhumu kendine çek, bana vuslatınla cömertlik et! Öyle bir sevgilim var ki sevgisi kalbimi yakıp kavurmada, dilerse gözlerimin üstünde yürür! Arapça daha hoş ma Farsça söyle. Zaten aşkın bunlardan başka daha yüzlerce dili var ama, sevgilisinin kokusu uçup geldi mi o dillerin hepside şaşırır. Lal olur kalır.
Artık ben susayım, kafi sevgili söylemeye başladı. Dinle, kulak kesil. Tanrı, doğruyu daha iyi bilir. Aşık tövbe etti mi işte o zaman kork. Çünkü aşık ayyarlar gibi daracığında ders verir! Bu aşık, buharaya gidiyor ama ders okumaya üstada hizmet etmeye değil.
Aşıklara dostun güzelliği müderristir. Defterleri, derleri, meşkleri de onun yüzü! Susarlar ama tekrar, tekrar atıkları naralar sevgilinin arşına, tahtına kadar ulaşır. Dersleri fitne, oyun, dönüş ve titreyiştir. Onlar ne ziyadat okurlar, ne silsile. Bu kavmin silsilesi, sevgilinin simsiyah ve kıvırcık saçlardır. Onlarda devir meselesinden bahsederler ama sevgilinin devrinden.
Eğer birisi sana kese meselesini sorarsa ona de ki: " Tanrı hazinesi keselere sığmaz ki! Aşıklara aralarında Hul ve Mübara'dan dem vururlarsa hoş gör. Hakikatte Buharayı anıyorlar demektir. Her şeyi anış, başka bir hassa verir. Her sıfatın başka bir mahiyeti var.
Buhara da her hünere ermiş, olgun bir hale gelmişsin ama horluğa yüz kodun mu hepsinden vazgeçer, her şeyi unutursun. O Buharalı aşık da bilgi derdinde değildi. Gözünü görüş güneşine dikmişti o. Kim halvette görüşe yol bulur, hakikati görürse artık bilgilerle yücelmeyi dilemez. Can güzelliğiyle bir kaseden şarap içilen, ağızdan duyulma haberlerle bilgilerden tasalanmaz.
Görüş, ekseriyetle bilgiden üstündür, bilgiye galebe eder. Bu yüzden halk nazarında dünya galiptir, sevimlidir. Çünkü dünyayı gözler görür, bu eldeki matahtır. Ahireti ise verilmesi va'dedilen borç bilirler.
Kanlı göz yaşları döken o aşık yüreği çarpa, çarpa hararetle, iştiyakla koşarak Buhara'ya yüz tuttu. İştiyakından çölün kumları, ona ipek geliyor, Ceyhun'un suyu küçücük bir şey görünüyordu1 çöl önünde gül bahçesi kesilmekte, gül gibi gülerek düşe kalka, yuvarlanarak koşup gitmekteydi.
Şeker, Semerkant'tedir ama o, şekeri Buhara'da bulmuş Buhara yolunu tutmuştu. " Ey Buhara, sen akıllara akıl katardın ama benim aklımı da aldın dinimi de! Ben bir tolunay aramaktaydım, o yüzden hilale döndüm. Kapı dibinde Sadr-ı ( baş köşeyi) istiyorum! Demekteydi.
Buhara'nın karaltısını görünce gam karanlığında bir beyazlıktır göründü. Yere yığıldı, uzun bir müddet kendisinden geçti. Aklı sır bahçesine uçup gitti. Onu ayıltacak, aşk gül suyuydu, bunu bilmediklerinden başına, yüzüne gül suları serptiler. O gizli gül bahçesi görmüştü. aşk, onu yakalamış kendisinden geçirmiş gitmişti.
Sen donmuş, taş kesilmiş birisin; bu söze, bu nefese layık değilsin evet, sen de kamışsın ama içinde şeker yok! Akılın başında, akıllısın sen. " Görmediğiniz askerleri yolladı" ayetinden gafilsin.
Sevine, sevine o emniyet şehrine sevgilisinin bulunduğu yere, Buharaya geldi. gökyüzüne uçan ay tarafından kucaklandığını, kendisine sen de beni kucaklasana dendiğini sanan sarhoşa benziyordu. Onu bUhara'da her gören " Durma, görünmeden hemen bir tarafa sıvış!
Padişah gazap etmiş, tam on yıllık öcünü almak için seni arayıp duruyor. Allah aşkına olsun kendi kanına girme kendine pek o kadar güvenme! Sadr-ı Cihan'ın Şahnesiydin, itimadına mazhar olmuş üstat bir mühendistin. Ona hıyanette bulundun, cezadan da kaçtın neyse, bu suretle kurtulduğun halde şimdi nasıl oldu da tekrara geldin?
Yüzlerce hileyle beladan kurtulmuşsun, seni buraya aptallığın mı getirdi, ecelin mi? Aklın Utaridi bile beğenmez, kınardı. Fakat kaza ve kader, aklı da ahmak bir hale sokuyor, akıllıyı da! Sen, aslanı arayan talihsiz tavşansın. Nerede aklın, nerede bilgin, nerede çevikliğin, çabuk anlayışın?
Kaza ve kaderin böyle yüzlerce afsunları vardır. Kaza geldi mi alem daralır derler. Sağda, solda yüzlerce kaçıp kurtulunacak yer vardır da kaza ve kader, gelince hepsi bağlanır, kapanır; kaza ve kader bir ejderhadır" diyordu.
Aşık dedi ki. " Ben, susuzluk hastalığına tutulmuş birisiyim. Biliyorum da su beni öldürür. Fakat bu hastalığa tutulan, sudan kaçamaz ki isterse su onu yüzlerce defa öldürsün, harap etsin! Elim karnım şişse bile suya olan aşkım azalmıyor. Karnımı görüp bu ne diye sordukları zaman keşke bütün deniz, karnıma aksaydı diyorum.
Bir tuluma benzeyen karnım, isterse su dalgalarından yırtılsın, ölsem bile ne mutlu bir ölüm! Ben, nerede bir ırmak görsem ah, o ırmak ben olsam diye haset etmekteyim. Elim defe benzese, karnım davul gibi şişse yine gül gibi neşeyle onun sevda davulunu döver dururum. O ruhulemin, kanımı dökse yer gibi yudum, yudum kan içerim.
Bu yer gibi karnındaki çocuk gibi kanlar içiyorum. Aşık oldum olalı işim gücüm bu! Geceleri tencere gibi ateş üstünde kaynamakta gündüzleri kum gibi akşamlara kadar kan içmekteyim. Hileye saptım, o bana kızmıştı, yapmak istediğim şeye mani oldum, hışmından kaçtım diye nadimim.
Söyleyin kızgınlıkla bana ne yapmak istiyorsa yapsın. O kurban bayramıdır, aşık da kurbanlık! Öküz uyur, istirahat eder, bir şey yerse kurban bayramı için besleniyor demektir. Beni Musa'nın kurban edilerek ölüyü dirilten öküzü bil Cüzlerimin cüz'ü bile hür kişinin hasredilmesine sebeptir.
Musa'nın öküzü de kurban olmuştu. En küçük cüz' ü bile bir öldürülmüşe hayat verdi. Öküzün bazı yerleriyle ölüye vurun hitabı geldi vurdular. O öldürülmüş adam dirildi, fırlayıp kalktı. Eğer şu ruhların haşredilmesini istiyorsanız ey ulu kişilerim bu sözü kesin! Ben cemaattandım. Öldüm, yetişip gelişen bir varlık, nebat oldum. Nebatken öldüm, hayvan suretinde zuhur ettim. Hayvanlıktan da geçtim, hayvanken de öldüm de insan oldum. Artık ölüp de yok olmaktan ne korkayım?
Bir hamle daha edeyim, insanken öleyim de melekler alemine geçip kol kanat açayım. Melek olduktan sonra da ırmağı atlamak, melek sıfatını da terk etmek gerek, "Her, şey fanidir, helak olur, ancak onun hakikati bakidir." Bir kere daha melekken kurban olur da o vehme gelmeyen yok mu. İşte o olurum.
Yok olurum, suretlerin hepsini terk ederim de erganun gibi " Biz, mutlaka geri dönenleriz, ona ulaşanlarız" derim. Ümmet, bunda ittifak etmiştir. Karanlıklarda gizli olan Abıhayat yok mu ölümdür o. Nilüfer gibi ırmağın bu tarafında bit. Susama hastalığına uğrayan adam gibi haris ol, ölümü ara!
Susama hastalığına uğrayanın ölümü sudur da yine su ara, su içer durur. Tanrı, doğrusunu daha iyi bilir. Ey ayıp ve ar hırkasını giyinen donmuş üşümüş aşık sen can korkusuyla candan kaçıyorsun. Ey karılara bile ayıp ve ar olan kişi, hele bak onun aşk kılıcının önünde yüz binlerce can, elceğizlerini çırparak ölüme müştak!
Irmağı gördün ya. Testideki suyu ırmağa döküver. Su hiç ırmaktan kaçar, çekinir mi? Testideki su ırmağa döküldü mü ırmakta mahvolur, ırmak kesilir. Vasfı yok olur da zatı kalır. Artık bundan böyle ne kaybolur, ne kötüleşir, pislenir! Ben de ondan kaçtığım için pişmanım özümü bildirmek üzere kendimi onun fidanına astım!"
Top gibi başının yüzünün üstüne kapanıp secdeler ederek gözleri yaşlı bir halde Sad-ı Cihan'ın huzuruna gitti. Herkes, acaba onu yakacak mı, asacak mı diye başını havaya dikmiş bekliyordu. Sad-ı Cihan, işte o vakit zaman talihsiz kişilere ne gösterirse bu bir avuç ahmağa onu gösterdi.
İşten anlamayan ahmak, pervane gibi alevi nur sandı, ahmakçasına aleve atıldı, canından oldu. Fakat aşk mumu, o muma benzemez ki. Aşk, aydınlıklar içindeki aydınlıklar aydınlığıdır. O ateşli mumların aksine bir şeydir. Ateş gibi görünür ama baştanbaşa nurdur, güzellikten hoşluktan ibarettir.
Ey izi tozu güzel, bir hikaye söyleyeyim, dinle; Rey şehrinin kıyısında bir mescit vardı. Hiç kimse yoktu ki orada gecelesin, yatsın da korkudan ödü patlayıp ölmesin; oğlu o gece yetim kalmasın. Ona nice aç, çıplak garip gitti. Hepsi de sabah çağı yıldızlar gibi battı, mezara girdi! Sen de bunu iyice anla, kendine gel. Sabah geldi çattı, uykuyu bırak artık!
Herkes orada kuvvetli periler var, orada konaklayanları kör kılıçla kesip öldürüyorlar derdi. Bazıları sihir ve tılsım var. Düşmanın canını almak için gözetip durmada diyordu. Bazı kimseler, kapısına açıkça " Ey konuk, burada kalma. Canına kastın yoksa geceyi burada geçirme, burada yatıp uyuma. Yoksa ölüm sana pusu kurar" diye yazalım demekteydi. Bir diğeri de derdi ki. " Geceleri kilitleyin de bilmeyen bir adam girip kalmasın!"
Nihayet bir gece vakti mescide bir konuk geldi mescidin o aşılacak şöhretini o da duymuştu. Bir tecrübe etmek istiyordu. Çünkü hem pek yiğitti, hem de canından bezmişti, hayatına doymuştu. Dedi ki: " Bu başa, bu gövdeye pek o kadar aldırış etmem. Tut ki can hazinesi için bir habbe gitmiş ne çıkar? Ten sureti gidiversin, ben o suretten ibaret değilim ya. Ben baki oldukça suret eksik olmaz elbet.
Tanrı lütfuyla " Ben insana ruhumdan ruh üfürdüm" sırrına mazharım. Kamış gibi olan tenden ayrılırsam yalnız Tanrı nefesi olarak kalırım. Tanrının nefesi, bu tene gelmesin de inci de bu dar sedeften kurtulsun artık. Tanrı " Ey doğru kişiler, ölümü dinleyin" dedi. Ben de doğrucuyum, bu söze canımı veririm!"
Halk " Sakın burada geceleme, yoksa can alıcı, seni posa gibi eziverir! Sen garipsin, bunu bilmezsin. Burada kim yattı, uyuduysa mahvoldu. Bu bir tesadüf değil. Bunu biz de nice defalar gördük, akıllı bilgiler kişiler de. Kim bu mescitte konakladıysa gece yarısı müthiş bir zehirle zehirlendi gitti.
Bir kişiden yüz kişiye kadar nice ölenleri gördük. Birisinden duyup da rivayet etmiyoruz. Peygamber " Din nasihattir" dedi. Nasihat, lügatte hıyanetin zıddıdır. Bu nasihatte dostlukta doğruluktan ibarettir. Doğru söylemez, aldatırsan, hainsin, köpek postuna bürünmüşsün, köpeksin! Sana bu nasihati muhabbetimizden veriyoruz. Sakın akıldan insaftan ayrılma!" dedi.
Aşık dedi ki: " Ey öğüt verenler, ben yaptığım den nadim değilim. Hayata doydum. Ben yaralanmayı isteyen, arayan bir tembelim. Tembelden yola gitmeyi umma. Ama yiyecek, içecek tembeli değilim ben. Hiçbir şeye aldırış etmeyen, ölümünü arayan bir tembelim! Aleme el avuç açan kendisine para pul toplayan tembel değilim. Bu köprüden çevikçe geçen bir tembelim.
Her dükkana başvuran, halini söyleyen tembel değilim. Varlıktan sıçrayıp kurtulan ve bir madene ulaşan tembelim. Kuşa kafesi bırakıp uçmak nasıl hoş, tatlı gelirse bana da ölmek ve bu yurttan göçmek öyle hoş, öyle tatlı geliyor. Bahçeye konan kafesteki kuş, gülleri, ağaçları görür. Dışarıda kafesin çevresinde ötüşen kuşlar, hürriyete ait güzel, güzel hikayeler söylerler. Kafesteki kuş, onları duyar, o yeşilliği görürde ne iştahı kalır, ne sabrı, ne kararı!
Başını kafesin her deliğinden çıkarır durur. Ayağındaki bağdan kurtulmak ister. O kuşun gönlüde dışarıdadır, canı da böyleyken kafesi açıversen ne yapar? O kuş, kafese kapanmış kafesin etrafında da kediler birkaç halka olmuş kuşa benzemez ki. Bu çeşit kuş korkuya, vehme düşer, hiç kafesten çıkmayı ister mi o ? hatta o kötülükler yüzünden kafesin etrafında daha yüz tane kafes olmasını ister.
Bu şuna benzer; Akıl ve hikmette üstün olan Calinus da bu dünyanın havasına kapılmış, dünya muradına gönül vermiş olduğundan, " yarı canlı bir halde dünyayı bir katır götünden görmeye bile razıyım, tek ölmeyeyim" dedi. Kafes etrafında kedilerin toplanmış olduğunu görmüş bir kuşa benzeyen ruhu uçmaktan meyus olmuştu.
Yahut da bu cihandan başka her şeyi yok görmüş, yokluktaki haşri görmemişti. Ana karnındaki çocuk gibi hani. Tanrının keremi onu rahimden dışarı çeker de o yine rahme doğru kaçar durur. Tanrının lütfu, onun yüzünü bu aleme çıkacağı tarafa döndürür, o yine büzülüp ana karnına sokulur.
Bu şehirden, bu yurttan dışarı çıkarsam acaba bir daha burasını görebilir miyim? Rahimde bir kapı olsaydı da o havası ufunetli şehir görünseydi. Yahut da bir iğne yordamı kadar delik bulunsaydı da dışarısını bir görseydim der! Ana karnındaki çocuk da rahmin dışında bir alem olduğundan gafildir, o da Calinus gibi namahremdir.
Bilmez ki rahimdeki yaşlıklarda dışarıdaki alemin feyziyledir. Dünyadaki dört unsur da kendilerine Lamekan aleminden yüzlerce yardım geldiğini bilmezler. Kuş, kafeste su ve tane buluyor ama su da kafesin dışındaki bağdan, bahçeden gelmede tane de! Peygamberlerin canları bu alemden göçer, bu alemden kurtulurken o bağı, o bahçeyi görür de.
Bu yüzden onlar, Calinus'a da aldırış etmezler. Aleme de. Ay gibi göklerde doğar, göklere ışık saçarlar. Eğer bu söz, Calinus'a iftira ise cevabım Calinus'a değil. Bunu söylemiş olan kişiye. Çünkü bunu söyleyen nurlarla dolu gönüle eş olmamıştır. Can kuşu, kedilerden " Hele durun bakalım" sesini duyunca delik arayan fareye dönmüştür.
O yüzden canı, fare gibi bu dünya deliğini vatan tutmuş, yurt edinmiştir. Bu delikte yapılar yapmaya girişmiş, bu deliğe layık bilgilere sahip olmuştur. Ona bu delikte yarayacak onu burada yüceltecek sanatları seçti de diğerlerini bıraktı. Çünkü dışarı çıkmadan ümidini kesti, bedenden kurtulma yolu kapandı.
Örümcekte Anka tabiatı olsaydı tükürüğüyle çadır kurar mıydı hiç? Kedi pençesini kafese de atar. Pençesinin adı dertti, elemdir, ıstıraptır. Kedi ölümdür, pençesi de hastalık, kuşu da kuşun kanadını da pençeler. Kuş, bucak, bucak ilaç bulmaya koşar. Ölüm kadıya benzer, hastalık şahide. Bu şahit, kadıdan gelen adam gibidir. " Gel kadı, seni mahkemeye istiyor" der. Ondan kaçıp kurtulmak için bir mühlet istersin verirse ne ala vermezse " Olmaz, hadi kalk" diye emreder. Mühlet istemen, mühlet alman ilaçlardır tedavidir. Adeta ten hırkasını yamalarla yamarsın!
Fakat nihayet bir sabah kızgın bir hale gelir. " Bu mühlet niceye bir sürecek? Utan artık!" der. Ey hasetlerle dopdolu olan adam, o gün gelmeden önce davran da padişahtan özür iste! Atını karanlıklara süren adam, gönlünü o nurdan tamamıyla ayırır. Şahdan da kaçar, şahitten de, götürmek istediği yerden de. Çünkü o şahit, onu kazaya hükme davet etmektedir. Bu sözü bırak da o gece mescide konuk olan adamın ahvalini anlat!
Ahali dedi ki: " Babayiğitlik satma, yürü bu sevdadan vazgeç de elbisen de burada rehin kalmasın, canın da! Burada gecelemek, uzaktan kolay görünür ama bu geçit sonunda güçleşir! Nice kişiler vardır ki kasınır, böbürlenir. Fakat elem ve ıstırap zamanında yapışacak, el atacak bir şey arar!
Savaştan önce halkın gönlüne iyi bak ve kötü hayal kolay görünür. Fakat adam savaşa girdi mi iş o zaman sarpa sarar! Madem ki aslan değilsin, ileriye ayak atma. Çünkü ecel kurttur, canınsa koyun! Yok eğer Abdal'dan olmuşsan, koyunun aslan haline gelmişse korkma, emin bir halde gel ileri ölümün sana mağlup olur, bir şey yapamaz!
Abdal kimdir? Varlığı değişmiş olan, Tanrının değiştirmesiyle şarabı sirke kesilen! Fakat sarhoşsan kendini aslanları bile tutarım. Emrime ram ederim sanıyor, sarhoşlukla aslan olduğunu zannediyorsan kendine gel, sakın ileri atılma! Tanrı doğru yolu bulmamış kötü münafıklar hakkında " Onların savaşmaları, kendi aralarında şiddetlenir" dedi.
Kendi kendilerine kaldılar mı er kesilirler. Fakat savaşta evdeki karılara dönerler. O gayp askerinin başbuğu Peygamber dedi ki: " Ey yiğit, savaştan önce yiğitlik olamaz!" sarhoşlar, savaş lafına kalkıştılar mı ağızlarından köpük saçarlar ama savaş kızışınca köpük gibi kalırlar, hiçbir işe yaramazlar.
Bu çeşit adamın kılıcı savaş sözü olunca, uzar. Asıl savaştaysa soğan gibi kat, kat kınlara gömülür! Savaşı düşündüğü zaman gönlü, yaraları arar, saflara dalar, erlikler gösterir. Savaş zamanındaysa bucak, bucak kaçar? Cefaya uğrayıp cilalanacağı zaman kaçan, sonra da safa dileyen kişiye şaşarım doğrusu.
Aşk davaya benzer, cefa çekmek de şahide, şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki! Kadı, senden şahit isterse incinme. Yılanı öp ki hazineyi elde edesin! Zaten o cefa sana değildir ki ey oğul sendeki kötü hulyadır. Sopayla kilime vuran, kilimi dövmez, tozlarını silker! Kızıp atı döven, hakikatte atı dövmez, aksak yürüyüşünü döver.
Bu yürüyüşü bıraksın da iyi yürüsün, rahvanlaşsın der. Üzüm suyunu şarap olsun diye hapis edersin ya. Birisi bir yetimi dövse gören der ki. O yetimceğizi neye dövüyorsun. Tanrıdan korkmuyor musun? Döven de " Canım, dostum, ben onu ne vakit dövdüm ki? Ben, ondaki Şeytanı dövüyorum" der.
Annen, sana " geber" dese bu sözüyle kötü huyunun, kötülüğünün gebermesini ister. Edebden, terbiyeden kaçanlar, erliğin yüz suyunu da! Bunlar, kendilerini kınayanları da savaştan döndürürler. Nihayet böyle rezil ve kahpe bir halde kala kaldılar. Herzevekillerin herzelerini, manasız sözlerini saçma gururlarını aza dinle, bu çeşit adamlarla savaş safına girme.
Tanrı bunlar hakkında " Onlar size uyunca sayınızı çoğaltmazlar, ancak aranıza nifak sokar, hile ve fesadı çoğaltırlar" dedi. Er olmayan kaypak arkadaşlara uyma, çevir onların yaprağını! Çünkü onlar sizinle yoldaş olurlarsa gaziler de saman gibi içsiz bir hale düşerler. Size uymuş görünür, sizinle beraber safa girerler ama sonra kaçarlar, safı da bozar perişan ederler.
Bu çeşit adamdansa münafıklardan pek kalabalık kişinin size uymadansa azlık asker daha iyi. Az, fakat adamakıllı olmuş güzel badem, acımış kötü fakat çok bademden iyidir elbette. Suret bakımından acı da birdir, tatlı da fakat hakikatte bunlar birbirine zıtdır, ikidir.
Kafir o alemin varlığından şüphe eder, dirileceğini ummaz. Bu yüzden gönlünde korku vardır. Yola düşüp gider ama bir konak bile bilmez. Gönlü kör olan adam, korka, korka adım atar. Yolcu, yol bilmezse nasıl gider? Tereddütlerle gönlü kanla dolu olarak! Birisi " Hay adam hay yol burası değil ki!" dese korkusundan hemen oracıkta duruverir.
Fakat gönlüyle hakikati duyan, yolu bilen kişinin kulağına hiç öyle hay huylar girer mi? Şu halde bu deve yüreklilerle yoldaş olma. Çünkü onlar, darlık ve korku zamanında kayboluverirler. Onlar, laf da Babil sihrine maliktirler, her şeyi yapar, çatarlar ama iş dara geldi mi kaçar, seni yapayalnız bırakıverirler.
Kendine gel ve züppelerden savaş umma. Tavus kuşlarından av avlama hünerini bekleme! Tabiat tavus kuşuna benzer, sana vesveseler verir, saçma sapan söylenir durur; nihayet seni yerinden yurdundan eder.
O himmeti yüce garip dedi ki. "Beni, bu mescitte kalacak, bu mescitte uyuyacağım. Ey mescit bana Kerbela olsan yine aldırış etmem. (zaten yok olmayı, zaten ölmeyi istiyorum) sen beni muradıma eriştiren bir Kabe olacaksın ey seçilmiş ev, aman beni kurtar da Mansur gibi ipimle oynayayım.
Size gelince. Öğüt vermede Cebrail bile olsanız Halil ateş içinde medet istemez ki. Ey Cebrail git, ben tutuşmuş yanmaktayım amber ve öd ağacı gibi yanmakta bana daha hoş geliyor. Ey Cebrail, sen bana yardım ediyorsun, kardeş gibi beni görüp gözetiyorsun ama ben ateşe atılmada pek çeviğim yanmakla azalacak, yanmakla çoğalacak, yaşayacak can değilim ki!
Ot yemekle artan, gelişen can hayvan canıdır. O can ateşe mensuptur, odun gibi de telef olur gider. Odun olmasaydı meyve verir, ebediyen mamur bir halde kalır, her şeyi de mamurlaştırırdı. Bu ateş bil ki yakıcı bir yelden ibarettir. Asıl ateşin ışığıdır, kendisi değil. Asıl ateş esirdedir. Yeryüzündeki onun ışığı onun gölgesidir.
Melek diyordu ki: " Sen, benim varlığımdan yokluğa kaçıyorsun ama ben yokluktan bir padişahım bir bayrak sahibiyim. Zaten yurdu orası, ağırlığım da orada sana görünen bir suretimden ibaret. Ey Meryem, bir bak hele ben, anlaşılması müşkül bir nakşım, hem hilalim, hem gönüllerde ki hayal!
Gönlüne bir hayal geldi de yerleşti mi nereye kaçsan o seninledir. Ancak gelip geçici bir aslı olmayan hayal müstesna o çeşit hayal yalancı sabah gibi gözden kayboluverir. Bensen Tanrı nurundan doğmuş düpedüz sabahım, gündüzümün etrafında gece hiç dönüp dolaşamaz. Kendine gel Lahavle deyip durma ey İmran' ın kızı ben zaten, buraya Lahavle makamından gelip üştüm.
Daha Lahavle denmeden önce Lahavlenin nuru benim aslımdı, benim gıdamdı. Sen, benden Tanrıya sığınmadasın ama ben o sığındığın Tanrının ezelde düzüp koştuğu bir suretim zaten. Seni defalarca kurtaran o sığındığın makam, benim makamım Tanrıya sığınırım diyorsun ya; o sığınmak yok mu? Ben ta kendisiyim zaten.
Tanımazlıktan beter bir afet yoktur. Sen sevgilinin yanındasın da aşk bazlığı bilmiyorsun. Yari, ağyar sanmada, neşeye gam adını takmaktasın. Sevgilimizin şu miskler gibi saçları, biz deli olursak zincirimiz olur! Nil gibi akıp duran şu lütuf, biz firavun muyuz kan kesilir bize!
Kan, akılını başını al, ben suyum, dökme beni ben Yusuf'um fakat sana kurt gibi görünüyorum a savaşçı der. Sen görmüyorsun yoksa halim, selim sevgili, onunla zıt oldun mu yılanlaşır. Halbuki ne eti başkalaştı, ne yağı sen onu kötü gördün de ondan kötüleşti!"
Meryem'in mumunu bırak, yana dursun. Evet o yanıp yakılan aşık, Buhara ya dönüyordu. Gönül, ne de sabırsızsın ateşler içindesin. Yürü Sadr-ı Cihana doğru kaç! Şu Buhara ok mu bilgi kaynağıdır. Kimde ateş varsa Buharalıdır zaten! Şeyhin huzurunda oldukça Buharadasın, sakın Buharayı hor görme!
Şeyhin denize benzeyen gönlü taşar çekilir, taşar çekilir. Bu met ve cezir, o Buharaya horluktan başka bir surette gidene yol vermez. Ne mutlu kişiye ki nefsini aşağılatmıştır. Vay o kişiye ki nefsinin tekmesi alrında kalmıştır! Sadr-ı Cihanın ayrılığı, o aşıkın canına tesir etmiş, varlığını parçalamış gitmişti.
Diyordu ki, yine oraya gideyim, kafir olmuşsam bile tekrar imana geleyim. Oraya varayım da yerlere döşeneyim; o iyi düşünceli Sadr'ın huzurunda kendimi yerlere atayım, diyeyim ki, işte canımı önüne attım. İster dirilt, ister koyun gibi kes başımı! Ey ay yüzlü, senin huzurunda kesilip ölmek, başka yerde dirilere padişah olmaktan yeğ.
Ben bin kere, hatta daha da fazla sınadım. Anladım; sensiz yaşamam pek acı, tahammül edilir şey değil! Ey emelim, maksadım sevgili, sur üfürür gibi nağmelerle terennüm et de beni dirilt, ey devem çök artık neşe tamamlandı! Ey yeryüzü, göz yaşlarımı em, yeter gayri ey nefis, iç o tatlı suyu, bulanıklığı geçti, duruldu artık!
Ey yeryüzü göz yaşlarımı em, yeter gayri merhaba ey seher yeli! Bize dostun kokusunu getirdin ne güzel de estin ya! Dostlar, dedi, ben gidiyorum, elveda. Ben o emire, o emrine itaat edilen Sadr-ı cihana gidiyorum. Anbean onun aşkıyla, onun ayrılığıyla yanmaktayım. Artık ne olursa olsun, gidiyorum ben!
Sevgilinin gönlü mermerler gibi katı bir hale gelse bile ruhum yine Buharaya gitmek istiyor. Orası sevgilimin konağı, padişahımın şehri benim vatanım orası. Aşıklara vatan sevgisi budur.
Bir güzel, aşıkına dedi ki. Yiğidim, gurbette birçok şehirler gördün. Hangi şehir daha ziyade hoşuna gitti. Aşık, " Sevgilinin oturduğu şehir" padişahımız, nereye yaygısını yayar, oturursa orası, iğne deliği kadar dar bile olsa bize sahra gelir. Ay gibi Yusuf neredeyse orası, kuyunun dibi bile olsa cennettir." Dedi.
O aşığa da öğütçünün biri dedi ki. " Ey bihaber, aklın varsa işin sonunu düşün, aklını başına devşir de işin önüne, sonuna dikkat et. Pervane gibi kendini yakıp yandırma! Delicesine Buharaya gidersen zincire vurulmaya hapishaneye atılmaya layıksın. Sadr-ı Cihan, sana kızgın, adeta demir çiğnemede, dişlerini gıcırdatıp durmada, seni yirmi gözle bekliyor.
Senin için bıçak bileyip duruyor. O adeta kırlıkta kalmış bir köpek, sense unla dolu dağarcıksın! Tanrı, bir fırsat verdi, kurtuldun sonrada zindana gidiyorsun ha. Ne oldu sana?
Sana on çeşit memur dikseler bile onlardan kaçıp gizlenmen lazım; akıl, bunu emreder. Halbuki senin başında tek bir memur bile yok. Neden böyle önden, arttan yolun bağlandı?" gizli aşk, onu esir etmişti. O öğütçü o korkutucu o gizli memuru görmüyordu ki! Her memurun başında gizli bir memur var.
Böyle değil de o memur, neden köpeğe benzeyen tabiatına esir. Neden onun bağlarıyla bağlı. Padişahın kızgınlığı ruhuna tesir etmiş, onu memurluğa, kara yüzlülüğe bağlamış. Hadi vur şu adamı diye onu dövüp duruyor! Benim feryadım, işte o gizli memurlardan!
Kimi ziyanda görürsen bil ki görünüşte yapayalnız bile olsa hakikatte o ziyana bir memurla sürüklenir, gider. Bu hali bilseydin feryad eder, o padişahlar padişahına sığınırdın. Padişahın huzurunda başına topraklar saçar da o korkunç Şeytandan kurtulurdun. A karıncadan daha aşağı, daha kuvvetsiz ve ehemmiyetsiz adam, kendini bey görüyorsun ha, sen körsün de ondan başına dikilmiş olan o memuru görmüyorsun.
Bu yalancı kanatlarla gururlandın ha, adamı suça, ziyankarlığa çeken kol kanat, ama da kol kanattır ya! Kanat dediğin adamı yücelere çeker topraklara bulandı mı da ağırlaşır, adam uçamaz gayrı!
Aşık dedi ki: " Ey öğütçü, sus niceye bir öğüt vereceksin, niceye bir? Vazgeç bu öğütten; bağ, pek kuvvetli. Senin öğüdünden daha da kuvvetlendi. Senin alimin aşk nedir, tanımadı ki! Bir yerde aşk fazlalaştı, derdi arttırdı mı orada ne Ebu Hanife bir ders verebilir, ne Şafii!"
Beni ölümle tehdit etme. Kendi kanına susamış birisiyim ben zaten! Aşıklara ben zaten! Aşıklara her an bir ölüm var aşıkların ölümü bir çeşit değil! Aşık doğru yolun ruhunu bulmuş, o ruhla iki yüz cana sahip olmuştur da her an iki yüzünü de feda edip durmadadır. Feda ettiği her cana karşılık da on tana ecir alır. Kuran'dan " Kim bir iyilik yaparsa on mislini bulur" ayetini okusan a!
O güzel yüzlü sevgili, kanımı dökerse neşeyle dönerek, zevkimden ayaklarımı yerlere vurarak canımı saçarım! Ben sınadım, benim hayatım ölümümde. Bu hayattan kurtuldum mu ebediyete erişeceğim. Ey inanılacak, güvenilecek kişiler, beni öldürün. Öldürülmemede hayat içinde hayat var.
Ey aydın yüzlü, ey daimi varlığın ruhu, ruhumu kendine çek, bana vuslatınla cömertlik et! Öyle bir sevgilim var ki sevgisi kalbimi yakıp kavurmada, dilerse gözlerimin üstünde yürür! Arapça daha hoş ma Farsça söyle. Zaten aşkın bunlardan başka daha yüzlerce dili var ama, sevgilisinin kokusu uçup geldi mi o dillerin hepside şaşırır. Lal olur kalır.
Artık ben susayım, kafi sevgili söylemeye başladı. Dinle, kulak kesil. Tanrı, doğruyu daha iyi bilir. Aşık tövbe etti mi işte o zaman kork. Çünkü aşık ayyarlar gibi daracığında ders verir! Bu aşık, buharaya gidiyor ama ders okumaya üstada hizmet etmeye değil.
Aşıklara dostun güzelliği müderristir. Defterleri, derleri, meşkleri de onun yüzü! Susarlar ama tekrar, tekrar atıkları naralar sevgilinin arşına, tahtına kadar ulaşır. Dersleri fitne, oyun, dönüş ve titreyiştir. Onlar ne ziyadat okurlar, ne silsile. Bu kavmin silsilesi, sevgilinin simsiyah ve kıvırcık saçlardır. Onlarda devir meselesinden bahsederler ama sevgilinin devrinden.
Eğer birisi sana kese meselesini sorarsa ona de ki: " Tanrı hazinesi keselere sığmaz ki! Aşıklara aralarında Hul ve Mübara'dan dem vururlarsa hoş gör. Hakikatte Buharayı anıyorlar demektir. Her şeyi anış, başka bir hassa verir. Her sıfatın başka bir mahiyeti var.
Buhara da her hünere ermiş, olgun bir hale gelmişsin ama horluğa yüz kodun mu hepsinden vazgeçer, her şeyi unutursun. O Buharalı aşık da bilgi derdinde değildi. Gözünü görüş güneşine dikmişti o. Kim halvette görüşe yol bulur, hakikati görürse artık bilgilerle yücelmeyi dilemez. Can güzelliğiyle bir kaseden şarap içilen, ağızdan duyulma haberlerle bilgilerden tasalanmaz.
Görüş, ekseriyetle bilgiden üstündür, bilgiye galebe eder. Bu yüzden halk nazarında dünya galiptir, sevimlidir. Çünkü dünyayı gözler görür, bu eldeki matahtır. Ahireti ise verilmesi va'dedilen borç bilirler.
Kanlı göz yaşları döken o aşık yüreği çarpa, çarpa hararetle, iştiyakla koşarak Buhara'ya yüz tuttu. İştiyakından çölün kumları, ona ipek geliyor, Ceyhun'un suyu küçücük bir şey görünüyordu1 çöl önünde gül bahçesi kesilmekte, gül gibi gülerek düşe kalka, yuvarlanarak koşup gitmekteydi.
Şeker, Semerkant'tedir ama o, şekeri Buhara'da bulmuş Buhara yolunu tutmuştu. " Ey Buhara, sen akıllara akıl katardın ama benim aklımı da aldın dinimi de! Ben bir tolunay aramaktaydım, o yüzden hilale döndüm. Kapı dibinde Sadr-ı ( baş köşeyi) istiyorum! Demekteydi.
Buhara'nın karaltısını görünce gam karanlığında bir beyazlıktır göründü. Yere yığıldı, uzun bir müddet kendisinden geçti. Aklı sır bahçesine uçup gitti. Onu ayıltacak, aşk gül suyuydu, bunu bilmediklerinden başına, yüzüne gül suları serptiler. O gizli gül bahçesi görmüştü. aşk, onu yakalamış kendisinden geçirmiş gitmişti.
Sen donmuş, taş kesilmiş birisin; bu söze, bu nefese layık değilsin evet, sen de kamışsın ama içinde şeker yok! Akılın başında, akıllısın sen. " Görmediğiniz askerleri yolladı" ayetinden gafilsin.
Sevine, sevine o emniyet şehrine sevgilisinin bulunduğu yere, Buharaya geldi. gökyüzüne uçan ay tarafından kucaklandığını, kendisine sen de beni kucaklasana dendiğini sanan sarhoşa benziyordu. Onu bUhara'da her gören " Durma, görünmeden hemen bir tarafa sıvış!
Padişah gazap etmiş, tam on yıllık öcünü almak için seni arayıp duruyor. Allah aşkına olsun kendi kanına girme kendine pek o kadar güvenme! Sadr-ı Cihan'ın Şahnesiydin, itimadına mazhar olmuş üstat bir mühendistin. Ona hıyanette bulundun, cezadan da kaçtın neyse, bu suretle kurtulduğun halde şimdi nasıl oldu da tekrara geldin?
Yüzlerce hileyle beladan kurtulmuşsun, seni buraya aptallığın mı getirdi, ecelin mi? Aklın Utaridi bile beğenmez, kınardı. Fakat kaza ve kader, aklı da ahmak bir hale sokuyor, akıllıyı da! Sen, aslanı arayan talihsiz tavşansın. Nerede aklın, nerede bilgin, nerede çevikliğin, çabuk anlayışın?
Kaza ve kaderin böyle yüzlerce afsunları vardır. Kaza geldi mi alem daralır derler. Sağda, solda yüzlerce kaçıp kurtulunacak yer vardır da kaza ve kader, gelince hepsi bağlanır, kapanır; kaza ve kader bir ejderhadır" diyordu.
Aşık dedi ki. " Ben, susuzluk hastalığına tutulmuş birisiyim. Biliyorum da su beni öldürür. Fakat bu hastalığa tutulan, sudan kaçamaz ki isterse su onu yüzlerce defa öldürsün, harap etsin! Elim karnım şişse bile suya olan aşkım azalmıyor. Karnımı görüp bu ne diye sordukları zaman keşke bütün deniz, karnıma aksaydı diyorum.
Bir tuluma benzeyen karnım, isterse su dalgalarından yırtılsın, ölsem bile ne mutlu bir ölüm! Ben, nerede bir ırmak görsem ah, o ırmak ben olsam diye haset etmekteyim. Elim defe benzese, karnım davul gibi şişse yine gül gibi neşeyle onun sevda davulunu döver dururum. O ruhulemin, kanımı dökse yer gibi yudum, yudum kan içerim.
Bu yer gibi karnındaki çocuk gibi kanlar içiyorum. Aşık oldum olalı işim gücüm bu! Geceleri tencere gibi ateş üstünde kaynamakta gündüzleri kum gibi akşamlara kadar kan içmekteyim. Hileye saptım, o bana kızmıştı, yapmak istediğim şeye mani oldum, hışmından kaçtım diye nadimim.
Söyleyin kızgınlıkla bana ne yapmak istiyorsa yapsın. O kurban bayramıdır, aşık da kurbanlık! Öküz uyur, istirahat eder, bir şey yerse kurban bayramı için besleniyor demektir. Beni Musa'nın kurban edilerek ölüyü dirilten öküzü bil Cüzlerimin cüz'ü bile hür kişinin hasredilmesine sebeptir.
Musa'nın öküzü de kurban olmuştu. En küçük cüz' ü bile bir öldürülmüşe hayat verdi. Öküzün bazı yerleriyle ölüye vurun hitabı geldi vurdular. O öldürülmüş adam dirildi, fırlayıp kalktı. Eğer şu ruhların haşredilmesini istiyorsanız ey ulu kişilerim bu sözü kesin! Ben cemaattandım. Öldüm, yetişip gelişen bir varlık, nebat oldum. Nebatken öldüm, hayvan suretinde zuhur ettim. Hayvanlıktan da geçtim, hayvanken de öldüm de insan oldum. Artık ölüp de yok olmaktan ne korkayım?
Bir hamle daha edeyim, insanken öleyim de melekler alemine geçip kol kanat açayım. Melek olduktan sonra da ırmağı atlamak, melek sıfatını da terk etmek gerek, "Her, şey fanidir, helak olur, ancak onun hakikati bakidir." Bir kere daha melekken kurban olur da o vehme gelmeyen yok mu. İşte o olurum.
Yok olurum, suretlerin hepsini terk ederim de erganun gibi " Biz, mutlaka geri dönenleriz, ona ulaşanlarız" derim. Ümmet, bunda ittifak etmiştir. Karanlıklarda gizli olan Abıhayat yok mu ölümdür o. Nilüfer gibi ırmağın bu tarafında bit. Susama hastalığına uğrayan adam gibi haris ol, ölümü ara!
Susama hastalığına uğrayanın ölümü sudur da yine su ara, su içer durur. Tanrı, doğrusunu daha iyi bilir. Ey ayıp ve ar hırkasını giyinen donmuş üşümüş aşık sen can korkusuyla candan kaçıyorsun. Ey karılara bile ayıp ve ar olan kişi, hele bak onun aşk kılıcının önünde yüz binlerce can, elceğizlerini çırparak ölüme müştak!
Irmağı gördün ya. Testideki suyu ırmağa döküver. Su hiç ırmaktan kaçar, çekinir mi? Testideki su ırmağa döküldü mü ırmakta mahvolur, ırmak kesilir. Vasfı yok olur da zatı kalır. Artık bundan böyle ne kaybolur, ne kötüleşir, pislenir! Ben de ondan kaçtığım için pişmanım özümü bildirmek üzere kendimi onun fidanına astım!"
Top gibi başının yüzünün üstüne kapanıp secdeler ederek gözleri yaşlı bir halde Sad-ı Cihan'ın huzuruna gitti. Herkes, acaba onu yakacak mı, asacak mı diye başını havaya dikmiş bekliyordu. Sad-ı Cihan, işte o vakit zaman talihsiz kişilere ne gösterirse bu bir avuç ahmağa onu gösterdi.
İşten anlamayan ahmak, pervane gibi alevi nur sandı, ahmakçasına aleve atıldı, canından oldu. Fakat aşk mumu, o muma benzemez ki. Aşk, aydınlıklar içindeki aydınlıklar aydınlığıdır. O ateşli mumların aksine bir şeydir. Ateş gibi görünür ama baştanbaşa nurdur, güzellikten hoşluktan ibarettir.
Ey izi tozu güzel, bir hikaye söyleyeyim, dinle; Rey şehrinin kıyısında bir mescit vardı. Hiç kimse yoktu ki orada gecelesin, yatsın da korkudan ödü patlayıp ölmesin; oğlu o gece yetim kalmasın. Ona nice aç, çıplak garip gitti. Hepsi de sabah çağı yıldızlar gibi battı, mezara girdi! Sen de bunu iyice anla, kendine gel. Sabah geldi çattı, uykuyu bırak artık!
Herkes orada kuvvetli periler var, orada konaklayanları kör kılıçla kesip öldürüyorlar derdi. Bazıları sihir ve tılsım var. Düşmanın canını almak için gözetip durmada diyordu. Bazı kimseler, kapısına açıkça " Ey konuk, burada kalma. Canına kastın yoksa geceyi burada geçirme, burada yatıp uyuma. Yoksa ölüm sana pusu kurar" diye yazalım demekteydi. Bir diğeri de derdi ki. " Geceleri kilitleyin de bilmeyen bir adam girip kalmasın!"
Nihayet bir gece vakti mescide bir konuk geldi mescidin o aşılacak şöhretini o da duymuştu. Bir tecrübe etmek istiyordu. Çünkü hem pek yiğitti, hem de canından bezmişti, hayatına doymuştu. Dedi ki: " Bu başa, bu gövdeye pek o kadar aldırış etmem. Tut ki can hazinesi için bir habbe gitmiş ne çıkar? Ten sureti gidiversin, ben o suretten ibaret değilim ya. Ben baki oldukça suret eksik olmaz elbet.
Tanrı lütfuyla " Ben insana ruhumdan ruh üfürdüm" sırrına mazharım. Kamış gibi olan tenden ayrılırsam yalnız Tanrı nefesi olarak kalırım. Tanrının nefesi, bu tene gelmesin de inci de bu dar sedeften kurtulsun artık. Tanrı " Ey doğru kişiler, ölümü dinleyin" dedi. Ben de doğrucuyum, bu söze canımı veririm!"
Halk " Sakın burada geceleme, yoksa can alıcı, seni posa gibi eziverir! Sen garipsin, bunu bilmezsin. Burada kim yattı, uyuduysa mahvoldu. Bu bir tesadüf değil. Bunu biz de nice defalar gördük, akıllı bilgiler kişiler de. Kim bu mescitte konakladıysa gece yarısı müthiş bir zehirle zehirlendi gitti.
Bir kişiden yüz kişiye kadar nice ölenleri gördük. Birisinden duyup da rivayet etmiyoruz. Peygamber " Din nasihattir" dedi. Nasihat, lügatte hıyanetin zıddıdır. Bu nasihatte dostlukta doğruluktan ibarettir. Doğru söylemez, aldatırsan, hainsin, köpek postuna bürünmüşsün, köpeksin! Sana bu nasihati muhabbetimizden veriyoruz. Sakın akıldan insaftan ayrılma!" dedi.
Aşık dedi ki: " Ey öğüt verenler, ben yaptığım den nadim değilim. Hayata doydum. Ben yaralanmayı isteyen, arayan bir tembelim. Tembelden yola gitmeyi umma. Ama yiyecek, içecek tembeli değilim ben. Hiçbir şeye aldırış etmeyen, ölümünü arayan bir tembelim! Aleme el avuç açan kendisine para pul toplayan tembel değilim. Bu köprüden çevikçe geçen bir tembelim.
Her dükkana başvuran, halini söyleyen tembel değilim. Varlıktan sıçrayıp kurtulan ve bir madene ulaşan tembelim. Kuşa kafesi bırakıp uçmak nasıl hoş, tatlı gelirse bana da ölmek ve bu yurttan göçmek öyle hoş, öyle tatlı geliyor. Bahçeye konan kafesteki kuş, gülleri, ağaçları görür. Dışarıda kafesin çevresinde ötüşen kuşlar, hürriyete ait güzel, güzel hikayeler söylerler. Kafesteki kuş, onları duyar, o yeşilliği görürde ne iştahı kalır, ne sabrı, ne kararı!
Başını kafesin her deliğinden çıkarır durur. Ayağındaki bağdan kurtulmak ister. O kuşun gönlüde dışarıdadır, canı da böyleyken kafesi açıversen ne yapar? O kuş, kafese kapanmış kafesin etrafında da kediler birkaç halka olmuş kuşa benzemez ki. Bu çeşit kuş korkuya, vehme düşer, hiç kafesten çıkmayı ister mi o ? hatta o kötülükler yüzünden kafesin etrafında daha yüz tane kafes olmasını ister.
Bu şuna benzer; Akıl ve hikmette üstün olan Calinus da bu dünyanın havasına kapılmış, dünya muradına gönül vermiş olduğundan, " yarı canlı bir halde dünyayı bir katır götünden görmeye bile razıyım, tek ölmeyeyim" dedi. Kafes etrafında kedilerin toplanmış olduğunu görmüş bir kuşa benzeyen ruhu uçmaktan meyus olmuştu.
Yahut da bu cihandan başka her şeyi yok görmüş, yokluktaki haşri görmemişti. Ana karnındaki çocuk gibi hani. Tanrının keremi onu rahimden dışarı çeker de o yine rahme doğru kaçar durur. Tanrının lütfu, onun yüzünü bu aleme çıkacağı tarafa döndürür, o yine büzülüp ana karnına sokulur.
Bu şehirden, bu yurttan dışarı çıkarsam acaba bir daha burasını görebilir miyim? Rahimde bir kapı olsaydı da o havası ufunetli şehir görünseydi. Yahut da bir iğne yordamı kadar delik bulunsaydı da dışarısını bir görseydim der! Ana karnındaki çocuk da rahmin dışında bir alem olduğundan gafildir, o da Calinus gibi namahremdir.
Bilmez ki rahimdeki yaşlıklarda dışarıdaki alemin feyziyledir. Dünyadaki dört unsur da kendilerine Lamekan aleminden yüzlerce yardım geldiğini bilmezler. Kuş, kafeste su ve tane buluyor ama su da kafesin dışındaki bağdan, bahçeden gelmede tane de! Peygamberlerin canları bu alemden göçer, bu alemden kurtulurken o bağı, o bahçeyi görür de.
Bu yüzden onlar, Calinus'a da aldırış etmezler. Aleme de. Ay gibi göklerde doğar, göklere ışık saçarlar. Eğer bu söz, Calinus'a iftira ise cevabım Calinus'a değil. Bunu söylemiş olan kişiye. Çünkü bunu söyleyen nurlarla dolu gönüle eş olmamıştır. Can kuşu, kedilerden " Hele durun bakalım" sesini duyunca delik arayan fareye dönmüştür.
O yüzden canı, fare gibi bu dünya deliğini vatan tutmuş, yurt edinmiştir. Bu delikte yapılar yapmaya girişmiş, bu deliğe layık bilgilere sahip olmuştur. Ona bu delikte yarayacak onu burada yüceltecek sanatları seçti de diğerlerini bıraktı. Çünkü dışarı çıkmadan ümidini kesti, bedenden kurtulma yolu kapandı.
Örümcekte Anka tabiatı olsaydı tükürüğüyle çadır kurar mıydı hiç? Kedi pençesini kafese de atar. Pençesinin adı dertti, elemdir, ıstıraptır. Kedi ölümdür, pençesi de hastalık, kuşu da kuşun kanadını da pençeler. Kuş, bucak, bucak ilaç bulmaya koşar. Ölüm kadıya benzer, hastalık şahide. Bu şahit, kadıdan gelen adam gibidir. " Gel kadı, seni mahkemeye istiyor" der. Ondan kaçıp kurtulmak için bir mühlet istersin verirse ne ala vermezse " Olmaz, hadi kalk" diye emreder. Mühlet istemen, mühlet alman ilaçlardır tedavidir. Adeta ten hırkasını yamalarla yamarsın!
Fakat nihayet bir sabah kızgın bir hale gelir. " Bu mühlet niceye bir sürecek? Utan artık!" der. Ey hasetlerle dopdolu olan adam, o gün gelmeden önce davran da padişahtan özür iste! Atını karanlıklara süren adam, gönlünü o nurdan tamamıyla ayırır. Şahdan da kaçar, şahitten de, götürmek istediği yerden de. Çünkü o şahit, onu kazaya hükme davet etmektedir. Bu sözü bırak da o gece mescide konuk olan adamın ahvalini anlat!
Ahali dedi ki: " Babayiğitlik satma, yürü bu sevdadan vazgeç de elbisen de burada rehin kalmasın, canın da! Burada gecelemek, uzaktan kolay görünür ama bu geçit sonunda güçleşir! Nice kişiler vardır ki kasınır, böbürlenir. Fakat elem ve ıstırap zamanında yapışacak, el atacak bir şey arar!
Savaştan önce halkın gönlüne iyi bak ve kötü hayal kolay görünür. Fakat adam savaşa girdi mi iş o zaman sarpa sarar! Madem ki aslan değilsin, ileriye ayak atma. Çünkü ecel kurttur, canınsa koyun! Yok eğer Abdal'dan olmuşsan, koyunun aslan haline gelmişse korkma, emin bir halde gel ileri ölümün sana mağlup olur, bir şey yapamaz!
Abdal kimdir? Varlığı değişmiş olan, Tanrının değiştirmesiyle şarabı sirke kesilen! Fakat sarhoşsan kendini aslanları bile tutarım. Emrime ram ederim sanıyor, sarhoşlukla aslan olduğunu zannediyorsan kendine gel, sakın ileri atılma! Tanrı doğru yolu bulmamış kötü münafıklar hakkında " Onların savaşmaları, kendi aralarında şiddetlenir" dedi.
Kendi kendilerine kaldılar mı er kesilirler. Fakat savaşta evdeki karılara dönerler. O gayp askerinin başbuğu Peygamber dedi ki: " Ey yiğit, savaştan önce yiğitlik olamaz!" sarhoşlar, savaş lafına kalkıştılar mı ağızlarından köpük saçarlar ama savaş kızışınca köpük gibi kalırlar, hiçbir işe yaramazlar.
Bu çeşit adamın kılıcı savaş sözü olunca, uzar. Asıl savaştaysa soğan gibi kat, kat kınlara gömülür! Savaşı düşündüğü zaman gönlü, yaraları arar, saflara dalar, erlikler gösterir. Savaş zamanındaysa bucak, bucak kaçar? Cefaya uğrayıp cilalanacağı zaman kaçan, sonra da safa dileyen kişiye şaşarım doğrusu.
Aşk davaya benzer, cefa çekmek de şahide, şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki! Kadı, senden şahit isterse incinme. Yılanı öp ki hazineyi elde edesin! Zaten o cefa sana değildir ki ey oğul sendeki kötü hulyadır. Sopayla kilime vuran, kilimi dövmez, tozlarını silker! Kızıp atı döven, hakikatte atı dövmez, aksak yürüyüşünü döver.
Bu yürüyüşü bıraksın da iyi yürüsün, rahvanlaşsın der. Üzüm suyunu şarap olsun diye hapis edersin ya. Birisi bir yetimi dövse gören der ki. O yetimceğizi neye dövüyorsun. Tanrıdan korkmuyor musun? Döven de " Canım, dostum, ben onu ne vakit dövdüm ki? Ben, ondaki Şeytanı dövüyorum" der.
Annen, sana " geber" dese bu sözüyle kötü huyunun, kötülüğünün gebermesini ister. Edebden, terbiyeden kaçanlar, erliğin yüz suyunu da! Bunlar, kendilerini kınayanları da savaştan döndürürler. Nihayet böyle rezil ve kahpe bir halde kala kaldılar. Herzevekillerin herzelerini, manasız sözlerini saçma gururlarını aza dinle, bu çeşit adamlarla savaş safına girme.
Tanrı bunlar hakkında " Onlar size uyunca sayınızı çoğaltmazlar, ancak aranıza nifak sokar, hile ve fesadı çoğaltırlar" dedi. Er olmayan kaypak arkadaşlara uyma, çevir onların yaprağını! Çünkü onlar sizinle yoldaş olurlarsa gaziler de saman gibi içsiz bir hale düşerler. Size uymuş görünür, sizinle beraber safa girerler ama sonra kaçarlar, safı da bozar perişan ederler.
Bu çeşit adamdansa münafıklardan pek kalabalık kişinin size uymadansa azlık asker daha iyi. Az, fakat adamakıllı olmuş güzel badem, acımış kötü fakat çok bademden iyidir elbette. Suret bakımından acı da birdir, tatlı da fakat hakikatte bunlar birbirine zıtdır, ikidir.
Kafir o alemin varlığından şüphe eder, dirileceğini ummaz. Bu yüzden gönlünde korku vardır. Yola düşüp gider ama bir konak bile bilmez. Gönlü kör olan adam, korka, korka adım atar. Yolcu, yol bilmezse nasıl gider? Tereddütlerle gönlü kanla dolu olarak! Birisi " Hay adam hay yol burası değil ki!" dese korkusundan hemen oracıkta duruverir.
Fakat gönlüyle hakikati duyan, yolu bilen kişinin kulağına hiç öyle hay huylar girer mi? Şu halde bu deve yüreklilerle yoldaş olma. Çünkü onlar, darlık ve korku zamanında kayboluverirler. Onlar, laf da Babil sihrine maliktirler, her şeyi yapar, çatarlar ama iş dara geldi mi kaçar, seni yapayalnız bırakıverirler.
Kendine gel ve züppelerden savaş umma. Tavus kuşlarından av avlama hünerini bekleme! Tabiat tavus kuşuna benzer, sana vesveseler verir, saçma sapan söylenir durur; nihayet seni yerinden yurdundan eder.
O himmeti yüce garip dedi ki. "Beni, bu mescitte kalacak, bu mescitte uyuyacağım. Ey mescit bana Kerbela olsan yine aldırış etmem. (zaten yok olmayı, zaten ölmeyi istiyorum) sen beni muradıma eriştiren bir Kabe olacaksın ey seçilmiş ev, aman beni kurtar da Mansur gibi ipimle oynayayım.
Size gelince. Öğüt vermede Cebrail bile olsanız Halil ateş içinde medet istemez ki. Ey Cebrail git, ben tutuşmuş yanmaktayım amber ve öd ağacı gibi yanmakta bana daha hoş geliyor. Ey Cebrail, sen bana yardım ediyorsun, kardeş gibi beni görüp gözetiyorsun ama ben ateşe atılmada pek çeviğim yanmakla azalacak, yanmakla çoğalacak, yaşayacak can değilim ki!
Ot yemekle artan, gelişen can hayvan canıdır. O can ateşe mensuptur, odun gibi de telef olur gider. Odun olmasaydı meyve verir, ebediyen mamur bir halde kalır, her şeyi de mamurlaştırırdı. Bu ateş bil ki yakıcı bir yelden ibarettir. Asıl ateşin ışığıdır, kendisi değil. Asıl ateş esirdedir. Yeryüzündeki onun ışığı onun gölgesidir.
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Mesnevi'den Hikayeler - 73
- Parts
- Mesnevi'den Hikayeler - 01Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3710Total number of unique words is 204429.6 of words are in the 2000 most common words43.1 of words are in the 5000 most common words50.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 02Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3738Total number of unique words is 209027.1 of words are in the 2000 most common words39.7 of words are in the 5000 most common words46.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 03Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3690Total number of unique words is 206128.4 of words are in the 2000 most common words41.2 of words are in the 5000 most common words48.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 04Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3642Total number of unique words is 196429.3 of words are in the 2000 most common words42.4 of words are in the 5000 most common words50.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 05Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3602Total number of unique words is 204529.0 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words51.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 06Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3690Total number of unique words is 193428.2 of words are in the 2000 most common words42.1 of words are in the 5000 most common words50.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 07Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3680Total number of unique words is 202228.4 of words are in the 2000 most common words40.8 of words are in the 5000 most common words47.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 08Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3635Total number of unique words is 200129.7 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words49.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 09Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3599Total number of unique words is 197129.9 of words are in the 2000 most common words43.8 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 10Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3628Total number of unique words is 200829.1 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words49.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 11Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3657Total number of unique words is 194230.3 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 12Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3619Total number of unique words is 202329.1 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 13Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3506Total number of unique words is 200930.3 of words are in the 2000 most common words44.6 of words are in the 5000 most common words51.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 14Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3586Total number of unique words is 201227.7 of words are in the 2000 most common words41.1 of words are in the 5000 most common words47.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 15Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3637Total number of unique words is 195429.1 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words50.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 16Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3642Total number of unique words is 204829.1 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 17Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3694Total number of unique words is 194931.0 of words are in the 2000 most common words44.7 of words are in the 5000 most common words51.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 18Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3656Total number of unique words is 197129.2 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 19Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3684Total number of unique words is 196428.7 of words are in the 2000 most common words42.1 of words are in the 5000 most common words48.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 20Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3666Total number of unique words is 198828.9 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 21Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3719Total number of unique words is 206429.2 of words are in the 2000 most common words42.2 of words are in the 5000 most common words48.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 22Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3832Total number of unique words is 203130.1 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words50.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 23Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3726Total number of unique words is 200629.7 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words50.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 24Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3668Total number of unique words is 205027.5 of words are in the 2000 most common words41.0 of words are in the 5000 most common words48.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 25Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3741Total number of unique words is 197129.3 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words49.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 26Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3731Total number of unique words is 198329.5 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 27Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3711Total number of unique words is 208827.1 of words are in the 2000 most common words40.9 of words are in the 5000 most common words47.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 28Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3630Total number of unique words is 203728.1 of words are in the 2000 most common words41.5 of words are in the 5000 most common words48.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 29Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3653Total number of unique words is 203128.2 of words are in the 2000 most common words41.4 of words are in the 5000 most common words49.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 30Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3616Total number of unique words is 202429.7 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 31Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3707Total number of unique words is 201129.9 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words51.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 32Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3777Total number of unique words is 199230.3 of words are in the 2000 most common words44.0 of words are in the 5000 most common words52.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 33Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3683Total number of unique words is 190830.5 of words are in the 2000 most common words45.3 of words are in the 5000 most common words52.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 34Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3601Total number of unique words is 194531.0 of words are in the 2000 most common words46.1 of words are in the 5000 most common words53.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 35Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3716Total number of unique words is 194630.3 of words are in the 2000 most common words44.7 of words are in the 5000 most common words52.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 36Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3704Total number of unique words is 201029.5 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words51.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 37Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3628Total number of unique words is 196230.0 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words48.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 38Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3642Total number of unique words is 193728.8 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 39Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3685Total number of unique words is 197329.1 of words are in the 2000 most common words42.3 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 40Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3578Total number of unique words is 194229.5 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 41Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3779Total number of unique words is 189130.8 of words are in the 2000 most common words44.1 of words are in the 5000 most common words52.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 42Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3591Total number of unique words is 199728.4 of words are in the 2000 most common words41.8 of words are in the 5000 most common words48.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 43Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3600Total number of unique words is 201329.0 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words48.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 44Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3789Total number of unique words is 204128.8 of words are in the 2000 most common words41.6 of words are in the 5000 most common words49.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 45Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3662Total number of unique words is 199827.3 of words are in the 2000 most common words40.8 of words are in the 5000 most common words47.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 46Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3602Total number of unique words is 195028.9 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words48.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 47Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3826Total number of unique words is 198829.3 of words are in the 2000 most common words44.2 of words are in the 5000 most common words52.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 48Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3622Total number of unique words is 196130.3 of words are in the 2000 most common words42.5 of words are in the 5000 most common words50.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 49Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3720Total number of unique words is 199830.2 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words51.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 50Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3774Total number of unique words is 206028.2 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words50.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 51Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3721Total number of unique words is 203029.7 of words are in the 2000 most common words44.1 of words are in the 5000 most common words52.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 52Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3688Total number of unique words is 194930.2 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 53Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3799Total number of unique words is 191330.7 of words are in the 2000 most common words44.9 of words are in the 5000 most common words53.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 54Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3878Total number of unique words is 199430.0 of words are in the 2000 most common words43.7 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 55Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3764Total number of unique words is 203830.7 of words are in the 2000 most common words44.8 of words are in the 5000 most common words52.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 56Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3733Total number of unique words is 196130.8 of words are in the 2000 most common words45.8 of words are in the 5000 most common words53.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 57Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3763Total number of unique words is 204629.6 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 58Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3668Total number of unique words is 196529.8 of words are in the 2000 most common words43.8 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 59Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3574Total number of unique words is 189028.9 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words49.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 60Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3639Total number of unique words is 195829.6 of words are in the 2000 most common words43.2 of words are in the 5000 most common words50.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 61Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3698Total number of unique words is 194530.2 of words are in the 2000 most common words44.5 of words are in the 5000 most common words52.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 62Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3553Total number of unique words is 194930.6 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 63Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3729Total number of unique words is 195229.4 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 64Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3705Total number of unique words is 198929.0 of words are in the 2000 most common words42.4 of words are in the 5000 most common words49.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 65Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3686Total number of unique words is 195430.2 of words are in the 2000 most common words44.1 of words are in the 5000 most common words51.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 66Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3778Total number of unique words is 205831.1 of words are in the 2000 most common words44.6 of words are in the 5000 most common words51.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 67Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3637Total number of unique words is 197330.1 of words are in the 2000 most common words44.5 of words are in the 5000 most common words51.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 68Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3702Total number of unique words is 202028.3 of words are in the 2000 most common words40.6 of words are in the 5000 most common words48.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 69Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3675Total number of unique words is 203130.6 of words are in the 2000 most common words43.5 of words are in the 5000 most common words50.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 70Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3674Total number of unique words is 202029.4 of words are in the 2000 most common words42.8 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 71Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3664Total number of unique words is 198428.2 of words are in the 2000 most common words41.5 of words are in the 5000 most common words49.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 72Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3737Total number of unique words is 207328.5 of words are in the 2000 most common words41.5 of words are in the 5000 most common words49.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 73Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3599Total number of unique words is 199229.9 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 74Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3656Total number of unique words is 206626.6 of words are in the 2000 most common words40.9 of words are in the 5000 most common words47.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 75Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3704Total number of unique words is 203929.8 of words are in the 2000 most common words42.3 of words are in the 5000 most common words49.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 76Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3784Total number of unique words is 199131.8 of words are in the 2000 most common words45.9 of words are in the 5000 most common words53.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 77Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3608Total number of unique words is 203129.7 of words are in the 2000 most common words43.1 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 78Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3648Total number of unique words is 205329.8 of words are in the 2000 most common words42.4 of words are in the 5000 most common words49.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 79Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3659Total number of unique words is 208028.6 of words are in the 2000 most common words41.7 of words are in the 5000 most common words49.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 80Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3811Total number of unique words is 205829.3 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words51.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 81Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2152Total number of unique words is 128037.2 of words are in the 2000 most common words50.0 of words are in the 5000 most common words56.8 of words are in the 8000 most common words