Mesnevi'den Hikayeler - 36
Total number of words is 3704
Total number of unique words is 2010
29.5 of words are in the 2000 most common words
43.3 of words are in the 5000 most common words
51.0 of words are in the 8000 most common words
Her tavlaya bir memur dikilmiş oranın ehli olmayan memurdan izinsiz oraya giremez. Bir tavlada bağlı olan, hevese düşüp de bağlarını çözdü, başkalarının tavlasına gitti mi, hemen ahır memurları onu aramaya koyulur, bulup yularını tutar, çeke, çeke yerine getirir! Seni koruyanları görmüyorsan kendine bak! İhtiraını elinde mi senin.
Zahiren ihtiyarın elinde elin ayağın bağlı değil peki, ya neden hapistesin, neden, seni koruyan memuru inkar etmeye yüz tuttun da dilediğin şeylerden seni alıkoyan nefsin tehditleri adını taktın ha!
Dekuki'ye " Bu sözün sonu yoktur. Namaz vakti, hemencecik öne geç. Ey tek kişi bize iki rekat sabah namazı kıldır da zaman seninle bezensin. Ey gözü aydın imam, bize imamlık et. İmam olanın gözü açık olması lazım. Şeriat de körün imamlığı mekruhtur. Hafız, akıllı ve fakih olsa bile körün imamlığı hoş değil.
Sersem ve suçlu olsa bile gözü açık imam bu çeşit körden iyidir. Kör, pisliklerden çekinemez. Çekinmenin asıl sebebi, asıl vesilesi gözdür. Kör yolda yürürken pisliği göremez. Dilerim hiçbir müminin gözü kör olmasın. Zahiri kör, görünen necasetlere bulaşır. Fakat can gözü kör olan kişi gizli olan, görünmeyen pisliklere bulaşır.
Bu görünen pislik bir parça suyla arınır, fakat içte olan pislik, artıkça artar. İçteki pislikler anlaşıldı mı gözyaşından başka bir şeyle temizlenemez, tanrı, kafire " Pis murdar" demiştir. Bu pislik bu murdarlık, onun dışında değildir. Kafirin dışı, pisliklere bulaşmıştır. Pislik onun huyundadır, dinindedir.
Zahiri pisliğin kokusu yirmi adımlık yerden gelir, batını pisliğin kokusuysa Rey'den tut da Şam'a kadar gider! Hatta göklere çıkar, hurilerle Rıdvan'ın burunlarını doldurur! Bu söylediğin sözler yok mu? Senin anlayışın miktarı ancak öldüm iyi ve doğru anlayışın hasretinden!
Anlayış sudur, beden testi. Testi kırılınca içindeki su dökülür gider! Bu testinin beş tane büyük deliği vardır, içinde ne su durur ne kar! " Gözlerinizi sımsıkı yumun" emrini duydun da yine ayağını doğru atmadın. Söz söylemem, manasız çan, çan etmem, ağzın dan anlayışını alıp götürür. Kulak kuma benzer, anlayışını içiverir!
Öbür deliklerinden de aynı bunun gibidir. O gizli anlayış suyunu çeker, emer. Denizden bile, yerine koymamak şartıyla su alsan nihayet o denizi kurutur, çöl haline getirirsin. Neyleyim ki vakit yok, yoksa denizden giden sular, o suların yerine karşılık olan suların ne çeşit ve neden geldiğini söylerdim.
Denizin suları harcandıktan sonra karşılık olarak yerine gelen suları anlatırdım. Yüz binlerce canlı mahluk, denizden su içmekte bulutlarda ondan su alıyorlar. Sonra yine deniz, onların karşılığını almakta, nereden alıyor? Bunu akıl ve fikir sahibi olanlar bilir. Bu kitap da birçok hikayelere başlayıverdik. Fakat onlar noksan kaldı.
Ey hak ziyası cömert Husameddin, feleklerle unsurlar, senin gibi bir padişah doğurmamıştır. Sen cana da nadir gelirsin, gönüle de. Senin kudumuna karşı bir şey yapamadığından can d mahçuptur, gönül de! Geçmiş kavimleri ne kadar methettim, fakat bütün bunlardan maksadım sensin.
Dua çıktığı evi bilir. Sen kimin adını anarsan an, kimi översen öv! Övüşleri namahrem olanlardan gizlemek için Tanrı bile hikayeler söylemekte, misaller getirmektedir. O medihler de sana karşı hiçtir. Onlar da sen den utanıyorlar ama yoksul, elinden ne gelebilirse armağan olarak sunar, Tanrı, bu armağanı da kabul eder.
Tanrı aciz kişinin aczini hoş görür. Körün gözlerindeki iki katra yaşı da kabul eder. Zaten körün gözünde bu iki katradan başka ne bulunabilir ki? Ben o güzelim adı pek kısa bir tarzda övdüm; bunu kuş da biliyor balık da! Sebebi de şu: Hasetçiler, kıskanıp haset ederek ah etmesinler, hayalini dişleriyle dişlemesinler!
Ama zaten hasetçi, onun hayalini nereden bulacak? Hiç fare deliğinde dudu kuşu oturur mu? O hasetçinin gördüğü hayal, onun hayali değildir ki. O hilal değil, onun kendi kaşının kılı! Ben seni beş duyguyla yedi kat göğe sığmayacak bir şekilde öveceğim. Şimdi yaz bakalım: Dekuki ileri geçip imam oldu.
Tahiyatta, Salih kişilere selam verilirken bütün peygamberler methedilmiş olur; hepsinin methi, birbiriyle yoğururlar. Medihler, birbirine karışır, adeta testilerdeki sular, bir leğene dökülür. Çünkü övülen, bir kişiden daha fazla değildir ki. Bundan dolayı dinler, mezhepten ibarettir.
Bil ki her övüş, Tanrı nuruna varır, ulaşır; suretlerle şahısları övüşse ariyettir. Müstahak olmayanı kim met eder ki? Fakat bilmeyenler, şunu bunu methediyor sanırlar da yol azıtırlar. Bu şuna benzer: bir duvara herhangi bir nurdur vurur. Duvar o nurun aksetmesine bir vasıtadır.
Fakat ayın aksi aslına ulaştı mı, yol azıtan kişi ayı kaybeder, övüşü terk eder. Yahut da ay, bir kuyuya akseder, adam da bu aksi görür, başını kuyuya uzatır, bakar durur. Methe başlarsa hakikatte ayı metheder, isterse bilgisizlikle ayın aksine yüz tutmuş olsun. Övüşü aya aittir, ayın aksine ait değil.
Fakat birisi, Hakk'ı övmez de mahluku överse yanlış bir iş yapmış olur ki bu, küfürdür. Bu işi yapan kötülükten yolunu kaybetmiştir. Ay gökyüzündeyken o, aşağıda sanmıştır. Halk bu put gibi güzellere kapılıp perişan olur; şehvete uyup onlara dokunan pişman olur. Çünkü bir hayale şehvetlenirler, hakikatten çok uzakta kalırlar.
Hayale meylin yok mu? Senin için bir kanada benzer. O kanatla uçar, hakikatte yükselirsin. Fakat şehvete uydun mu kanadın dökülür, topal kalırsın, o hayal de senden kaçar gider. Kanadını koru, şehvete kapılma da meyil kanadın seni cennetlere yüceltsin.
Halk kendilerini güzel yaşıyoruz. zevk ve işrette bulunuyoruz sanır ama onlar, bir hayal uğruna kendi kanatlarını kendilerini yolarlar. Bu nükteyi başka bir yerde anlatmak borcum olsun. Şimdi bana mühlet ver, halim yok susayım.
Deduki, namaz kıldırmak üzere onların önüne geçti, o kadar birleştiler, o kadar kaynaştılar ki sanki onlar atlas bir kumaştı. Dekuki de o kumaşın sırması, süsü! O padişahlar, saf olup o ünlü imama uydular. Tekbir getirince kurbanlık koç gibi alemden çıktılar. Ey ulu tekbirin manası şudur:
Yarabbi huzurunda kurbanız. Koyun keserken " Allahu ekber-Tanrı uludur" dersin ya o geberesi nefsi keserken de bu söz söylenir. Allahu ekber de,de o şom nefsin başını kes, kes de can, mahvolmaktan kurtulsun. Ten İsmail'e benzer can Halil'e can bu semiz bedeni yaptırdı da tekbir getirdi mi,
Ten kesilir, şehvetlerden hırslardan kurtulur. Besmeleyle kesilmiş temiz bir kurban haline gelir. Kıyamette olduğu gibi Hak huzurunda saf kurulur, hesaba, Tanrı ile konuşup görüşmeye girişilir. Tanrı huzurunda, gözyaşları dökerek ayakta durmak, kıyamet gününde kabirden kalkıp mahşer yerinde dikilmeye benzer.
Hak, " Sana bunca zamandır mühlet verdim, bana ne getirdin? Ömrünü neyle bitirdin, verdiğin gıdayı, ihsan ettiğim kuvveti ne uğruna mahvettin, gözünün nurunu nerelerde tükettin, beş duygunu nerelerde yıprattın? Gözünü, kulağını, aklını, arşa ait bütün cevherlerini harcadın. Ferş aleminden bunlara karşılık ne satın aldın?
Sana kazma ve bal gibi el ve ayak verdim. Onları sana bizzat ben bağışlamıştım, ne yaptın onları?" der. Hak'tan buna benzer seni dertlere uğratan yüz binlerce haberler gelir. Kıyamdayken kula gelen bu haberlerden kul utanır, iki büklüm olur, rükua varır. utanmadan ayakta durmaya kudreti kalmaz, rükuda Tanrıyı tespih eder.
Tanrıdan " Başını kaldır, rükudan kıyama dön de Tanrının sorgularına birer, birer cevap ver" fermanı gelir. O utanan kul, rükudan başını kaldırır. Fakat olgun bir iş yapamamış olduğundan bu sefer yüzüstü düşer. Yine emir gelir: " Başını kaldırır ama yine yılan gibi yüzüstü düşüverir! Tanrı, tekrar " Başını kaldır da şöyle. Kıldan kıla yaptıklarını araştırmak istiyorum" der. Artık ayakta durmaya kuvveti kalmadığından, Tanrının heybetli hitabı, canına tesir etmiş olduğundan;
O ağır yükün altında, yere oturur. Tanrı " Söyle bana sana nimet verdim, nasıl şükrettin? Sermaye verdim, hadi göster kazandığını!" der. Kul, sağ yanına dönüp peygamberlere, o ululara selam verir; " Padişahlar, bu kötü kişiye şefaat edin. Ayağım da balçıkta kaldı, kilimim de" der.
Peygamberler, " Çareye başvuracak gün geçti. O orada yapılacak bir şeydi, elde alet oradaydı, orada kaldı! A bahtsız kişi, git oradan sen vakitsiz öten bir horozsun. Bırak bizi, kanımıza bulaşma!" derler. Bunun üzerine sol tarafa baş çevirir, hısımından akrabasından yardım ister. Onlar da " sus,"
Tanrıya kendin cevap ver. Bizi kim oluyoruz ki? Bizden el çek!" derler. Ne bu yandan bir çare olur, ne o yandan. O biçarenin canı da yüz parça olur! Herkesten ümidini keser de ellerini açar, duaya başlar: yarabbi, herkesten ümidim kesildi. Evvel de sensin, ahır da sen; senden başka önü, sonu olmayan yok, diye niyaza koyulur.
Namazdaki bu hoş işaretleri gör de bunun eninde sonunda böyle olacağını bil! Namaz yumurtasından civcivi çıkara gör yerden tane toplayan yolsuz yordamsız kuş gibi yere başvurup durma!
Dekuki, o kıyıda namaz kıldırmak üzere imam oldu. Onlar da arkasında saf olup namaza durdular. İşte güzelim bir cemaat, işte seçilmiş bir imam! Namazdayken denizden " İmdat!" seslerini duydu. Ansızın gözüne gir gemi ilişti. Gemi, dalgalar arasına düşmüş, belalara uğramış, perişan bir hale gelmişti.
Hem gece, hem bulutlu bir hava, hem de dalga bu üç karanlık bir yandan, batma korkusu bir yandan. Fırtına Azrail gibi saldırıyor, dalgalar sağdan soldan hücum edip duruyordu. Gemidekiler, korkudan canlarından olmuşlar gibi feryatlarını göklere çıkarıyorlardı. Bağrışıp çağrışıyorlar.
Başlarını dövüyorlardı. Kafir ve mülhit hepsi de imana gelmişti. Yüzlerce niyazlarda bulunarak candan ahitler ediyorlar, adaklar adıyorlardı. Karmakarışık işlere dalmış, yüzleri bir an olsun kıbleye dönmemiş olanlar bile baş açık secdeye kapanmışlardı.
Halbuki evvelce onlar, bu kulluğun faydası yok diyorlardı. Fakat o anda kullukta yüzlerce hayat görüyorlardı. Dostlardan, dayıdan, amcadan, babadan, anadan, herkesten ümitlerini kesmişlerdi. Kötü kişinin can verirken Tanrıdan korkması gibi zahit de tanrıdan korkuyordu, fasık da! ne sollarından bir ümit vardı ne sağlarından.
Hileler öldü, bitti mi dua zamanı gelir.! Onlar da ağlayıp inleyerek duaya koyulmuşlardı, gemiden gökyüzüne kadar bir duman yükselmişti. Şeytan ise o sırada düşmanlığından her birinin karşısına dikilip " A köpeğe tapanlar, işte size iki illet! A münkir, münafıklar, hem korkun, hem geberin. Nihayet bu olacaktı zaten.
Kurtulunca yine gözleriniz kurur, yine şehvet için yaratılmış birer şeytan kesilirsiniz. Tanrının sizi kazadan kurtarmak üzere elinizden tuttuğu, sizi tehlikeden kurtardığı gün, hatırınıza bile gelmez" diye bağırmaktaydı. Şeytan böyle söylüyordu ama can kulağı ile duyanlardan başkası bu sözü duymuyordu ki!
Mustafa, o kutup, o padişahlar padişahı, o temizlik denizi bize ne doğru buyurmuştur: " Cahilin sonunda göreceği şeyi akıllılar önce görür." İşlerin sonu ilk zamanlarda gizlidir ama akıllı akıbeti önce görür; günaha dalıp ısrar edense meydana çıkınca! Her şeyin sonu, önden belli olmaz, gizlidir. Fakat meydana çıkınca akıllı da görür, cahil de!
Mademki ayıbı görmüyorsun, bari ihtiyatı elden bırakma, sele verme behey inatçı! İhtiyat nedir? Her ana ansızın gelebilecek bir belayı görmek!
Hani ansızın bir aslan çıkagelir de adamı kapıp ormanlığa götürür ya, o adam, aslan tarafından götürülürken ne düşünürse sen de ey din üstadı, onu düşün! Kaza ve kader aslanı, bir işle güçle meşgulken bizim canımızı alır, ormanlara götürüverir. Bu da şuna benzer: halk yoksulluktan korkar, ama boğazlarına kadar acı suya batarlar.
O yoksulluğu yaratandan korksalardı onlara yeryüzünde defineler aşikar olurdu. Hepside gam korusuyla gamın içine batmışlar, varlık kaygısıyla yokluğa düşmüşlerdir!
Dekuki o kıyameti görünce merhameti coştu, gözyaşları akmaya başladı. Yarabbi, dedi onların yaptıklarına bakma, ey lütuf sahibi padişah, ellerini tut, imdatlarına yetiş. Ey eli denize de yetişen, karaya da. Onları sağlıkla, selametle kıyıya çıkar. Ey ebedi kerem merhameti sahibi, o kötü kişilerden bu kötülüğü defet!
Bedava olarak insanlara yüzlerce göz, yüzlerce kulak veren, rüşvetsiz akıl, fikir ihsan eden Tanrı. Sen, biz hak etmeden lütuflarda, ihsanlarda bulunursun. Nimetlerine karşı yaptığımız kafirliklerle hatalarımızı hep görürsün. Ey ulu tanrı, bizim şanımız ulu, ulu günahlarda bulunmaktır. Fakat sen, bunların lütfunla affetmeye kaadirsin.
Biz, hırstan, şehvetten kendi kendimizi yaktık. Bu duayı da senden öğrendik Yarabbi. Bize duada bulunmak için müsaade etmen, dua öğretmen, böyle bir karanlığı aydınlatman hürmetine sen bunlara acı. İhtiyarsız bir surette şefkatli analar gibi dua edip duruyor. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Kendisinde olmaksızın ettiği dua, gökyüzüne yüceltmekteydi.
O ihtiyarsız dua, yok mu. Bambaşka bir şeydir. O da adamın kendisinden değildir, Tanrıdandır. Tanrı ilhamıdır. O esnada insan yok olur, o duada bulunan Tanrıdır; dua da Tanrıdandır, icabette. Arada vasıta olarak mahluk yoktur. O niyazdan cisminde haberi yoktur, canın da.
Lütuf ve merhamet sahibi olan tanrı kulları, işleri düzeltmekte tanrı huyuna sahiptirler. Onlar, şiddet zamanı, sıkıntı vakti, rüşvet almaksızın mahlukata acırlar yardımda bulunurlar. Ey belalara uğramış adam, kendine gel de bunları ara. Kendine gel de bela vaktinde onların duasını ganimet bil!
O Tanrı erinin duasıyla gemi kurtuldu. Gemidekilerse kendi gayretleriyle, kendi ihtiyatlarıyla hünerler gösterip oku hedefe attılar, gemiyi kurtardılar zannındaydılar. Av esnasında tilkiyi ayakları kurtarır da mağruru tilki, kendisini kuyruğu kurtardı sanır. Canımızı pusudan bu kurtardı diye kuyruğu ile oynar kuyruğunu sever!
A tilki, ayağını taştan koru. A aç gözlü sersem, ayak olmasa kuyruk ne yapabilir ki? Biz de tilkilere benzeriz, bizi yüzlerce çeşit belalardan kurtaran ayaklarımız ulularımızdır. Derin hilelerimiz, kuyruğumuza benzer de biz onunla sağdan, soldan oynar, onunla oynaşır dururuz. İstidlale yapışır, hileye koyulur, falan adam, feşman adam bize şaşsın kalsın diye kuyruğumuzu sallarız! Halkın hayran olmasını isteriz, hatta tamah elimizi tanrılığa bile uzatırız. Afsunlarla gönüller alalım deriz ama çukura düştüğümüzü görmeyiz. Behey kaltaban, çukura düşmüşsün, kuyudasın sen. Başkalarını bırak, kendine bak!
Güzel hoş bir bahçeye var da ondan sonra halkın eteğini tut. Çek! Ey dört unsurlu beş duyguya, altı cihete hapis olup kalmış adam, ne güzel yerin var, hadi başkalarını da çek oraya! Ey eşeğe kul olan, ey eşeğin kuyruğunun altına layık ola, öpülecek bir yer buldunsa hadi bizi de götür! Sevgilinin kulluğu, sana el vermedikçe bu padişahlık meyli nereden geldi sana?
Sen halkın sana aferin, yaşa demesi halkın takdir etmesi havasındasın! Halbuki canının boynuna bir kiriştir bağlamışsın! Behey tilki, bu hile kuyruğunu bırak, gönlünü gönül sahiplerine vakfet. Aslana sığınırsan kebabın azalmaz. Murdar ölü etine pek koşma! Gönül, sen bir cüze benzersin, küllüne varır, ulaşırsan Tanrıya makbul olursun.
Tanrı, " Biz gönüle bakarız, su ve topraktan ibaret olan surete değil" diyor. Sen dersin ki bizim gönlümüz var. öyle ama gönül arşın yücesindedir, aşağılıklarda değil! Kara toprakta da su olur ama o suyla aptes alamazsın ki! O da sudur, sudur ama toprakla karışık, gayri sakın gönlüne gönül deme.
Göklerden yüce olan gönül, ya Abdal'ın gönlüdür, ya da Peygamberin. Su, topraktan arındı mı saf olur, artar, her işe yarar. Su topraktan arınınca denize kavuşur; zindandan kurtulur, denize katık olur. Bizim suyumuza, dikkat et de bak, toprakta hapsedilmiş. Ey rahmet denizi, sen de çek bizi! Fakat deniz, " Ben seni çekip duruyorsun ama sen, ben iyi tatlı bir suyum demektesin. Senin lafın, seni mahrum ediyor. O zannı bırak da bana gel" demektedir. Topraktaki su denize gitmek isterse de ayağını toprak tutmuştur, onu kendisine çekmektedir.
Ayağını toprağın elinden kurtarırsa toprak, kupkuru bir hale gelir, o da hür kalır, başına buyruk olur! O toprağın suyu çekip mahvetmesi nedir? Senin halis şarapla mezeye düşkünlüğün! Böylece cihandaki her şehvet, ister mal olsun, ister mevki, ister ekmek. Bunların her biri seni sarhoş eder.
Bunları bulmazsan başın ağrımaya başlar, sersemleşirsin. Bu gam sersemliği, bulamadığın şeyin seni sarhoş ettiğine delalet eder. Bunların ihtiyaçtan fazlasına meyletme de, sana galebe etmesin, sana bey olmasın! Sen, ben de gönül sahibiyim, başkasına ihtiyacım yok, Tanrıya ulaştım diye baş çekersin ama.
Bu halin toprakla bulanık olan suyun, ben de suyu, neden başkasından yardım isteyecekmişim ki diye serkeşlik etmesine benzer. Bu bulaşık şeyi gönül sandın da gönlünü gönül sahiplerinden çektin. Süt bal sevdasına düşen bu gönlün, gönül olmasını reva görür müsün, sen böyle.
Sütün balın güzelliği, gönlün onlara aksiyle hasıl olur. Her güzele güzellik gönülden gelir. Şu halde gönül cevherdir, alem araz. Gönlün gölgesi, nasıl olur da gönüle maksat olur? Mala, mevkiye aşık olan gönül, ya bu toprağa zebundur, ya kara suya! Yahut da karanlıklarda hayallere kapılmıştır.
Dedikodu için o hayallere tapıp durmaktadır! O nur denizinden başkası gönül olamaz, gönül, hem Tanrının nazargahı olsun, hem kör. İmkan var mı buna? Yüz binlerce halktan, yüz binlerce ileri gelenlerde bulunan gönül değildir. Gönül, bir tek kişide olur. O tek kişide olur. O tek kişi hangisidir, hangisi?
Sen o kırık dökük, parça buçuk gönül kırpıntılarını bırak, asıl gönül ara da o kırık dökük, gönül de onun sayesinde dağ kesilsin. Gönül, bu vücut ülkesini kaplamıştır, cömertliğinden altınlar saçıp durmaktadır. Alemdekilere Tanrı selamından selamlar saçmaktadır. Kimin eteği sağlamsa, kimin eteği hazırsa o gönül saçısına nail olur. Senin eteğin de o niyazdır, o huzurdur. Kendin gel de kötülük taşlarını eteğine koyma. Koyma da o taşlar eteğini yırtmasın. Eteğin yırtılmasın sana asıl parayı uydurma paradan fark edesin. Sen, eteğini cihandaki taşlarla, çocuklar gibi altın ve gümüş farz edilen taşlarla doldurdun.
Fakat hayali altın ve gümüş, hakiki altın ve gümüşe benzemez. Onlar senin doğruluk eteğini yırttı, derdini artırdı. Akıl, el atıp da eteklerini tutmadıkça çocuklar, taşın taş olduğunu nasıl görürler? insan akılla bir olur; saçı sakalı ağarmakla değil. O talihe, o devlete ümit kılı sığmaz, o devlet ümit ile, rica ile bulunmaz!
O gemi kurtuldu, murat hasıl oldu, o cemaatin namazı da tamamlandı. Onlar, birbirleriyle fısıldaşmaya başladılar. " Baba, bu aramızda ki herzevekil kim acaba" diyorlardı. Her biri, öbürüne gizlice söz söylüyordu. Dekuki'nin arkasında olduklarından görünmüyorlardı. Her biri, ben şimdiye kadar böyle bir duayı ne içimden geçirdim, ne dilime getirdim demekteydi.
Birisi, " her halde bu işe karışan biz değiliz. Galiba imamımız derde düştü, üzerine lazım olmayan bir işe karıştı, münacatta bulundu" diyor. Öbürü" canım dostum, bana da öyle geliyor. O bir boşboğazmış, canı sıkılınca tanrının dileğine itiraz etti galiba" diyordu. Dekuki, şöyle anlatır: sonra bakayım, o kerem sahipleri ne diyorlar? Dedim.
Bir de baktım ki hiçbiri yerinde yok, hepsi de gitmiş. Ne solda adam var, ne sağda, ne yukarda kimse kalmış, ne aşağıda. Keskin gözüm, onların hiçbirini göremedi! Sanki inciymişler de erimişler, su olmuşlar. Ne ayak izleri kalmış, ne sahrada tozları var! hepsi de Tanrı kubbelerine gizlenmişler. O cemaat, acaba hangi bahçeye gitti ki?
Tanrı, bunları nasıl oldu da benim gözümden gizledi? Şaşırdım kaldım. Onlar, balıklar nasıl dereye dalar, kaybolursa Dekuki'nin gözünden öyle kayboldular. Öyle gizlendiler. Yılarca onların hasretiyle yandı, ömürlerce iştiyaklarından gözyaşı döktü. Ama sen dersin ki Tanrıya erişmişken nasıl olur da insanı anar?
A adam, bu suale karşı ancak eşek kakılır kalır. Sen, onların can olduklarını görmedin, onları insan suretinde gördün. Ey hamhalat, işte iş bu yüzden harap oldu ya. Onları, alelade adamları uydun da insan gördün! İblis de " Ben ateşten yaratıldım, Adem topraktan" dedi. İşte sen de onları, iblisin ademi gördüğü gibi gördün.
O iblis gözünü bir an olsun yum; ne vakte kadar suret görüp duracaksın, ne vakte kadar, ne vakte kadar? Ey Dekuki, ırmak gibi yaşlar döken gözlerinle onları ara, gafil olma, ümidini kesme! Gafil olma, ara,ara ki devlet, aramaktadır. Gönüle gelen her ferah, bir sıkıntıya bağlıdır.
Alemin bütün işlerini bırak da canla başla üveyk kuşu gibi " Kü, Kü - nerede, nerede?" de! Ey perde altında kalan iyi dikkat et, Tanrı " Dua edin, beni çağırın. Size icabet edeyim" dedi. İcabetin şartı bile duadır. Kimin gönlü illetlerden arınmışsa onun duası ululuk sahibi Tanrıya kadar varır, makbul olur.
Elin ayağın, içinde sakladığın şeye bu alemde de şahadet eder. İtikat ettiğin şeyleri söyle, gizleme diye gönlündeki şey, başına dikilir. Hele kızdığın, söylenmeye başladığın zaman yok mu gizlendiğin şeyleri kıldan kıla meydana çıkarır. Zulümde cefa, bu alemde senin başına dikiliyor, bu iş için tayin edilmiş bir memur kesiliyor da hadi, ey, el, ey ayak, yaptıklarını söyle, beni meydana çıkar diyor ya.
İçinde gizlediğin şey, sırrının gemini ele alıyor, hele kızıp coştuğun zaman onu istediği gibi sürüp götürüyor ya. Demek ki gizlediği şeyi ta ovalara çıkarsın da bayrak gibi diksin, el aleme göstersin diye Tanrı, zulmeden kötülükte bulunan kişinin başına bu memuru, dikiyor.
Bunu yapan Tanrı, mahşer gününde sırrını meydana çıkarmak için başka memurlar yaratmaya kadirdir. Zaten ey zulümde, kinde elden ele geçmiş, herkesçe ne olduğu bilinmiş, anlaşılmış adam, senin için dışın meydanda. Elinin ayağının şahadetine ne ihtiyaç var? kötülüğünü, ziyankarlığını etrafa yaymaya hacet yok.
Senin ateşten ibaret olan içini herkes biliyor. Nefsinden, her an, beni görün, ben cehennemliğin diye yüzlerce kıvılcım sıçramada. Ben ateşin cüzüyüm, işte aslıma gidiyorum. Nur değilim ki Tanrıya gideyim demekte. Bu hak hukuk tanımaz zalim gibi. Bir öküz, yüzlerce deve almıştı. Babacığım işte senin nefis dediğin de budur.
Tek hemen ondan kesile gör! Bu zalim, bir gün bile Tanrıya yüz tutup ağlamadı inlemedi. Ağzından bir kerecik olsun aşkla, dertle " Yarabbi" sözü çıkmadı. " Allah'ım, düşmanımı hoşnut et. Ben bir ziyankarlıkta bulundum ama sen onu kara tebdil eyle. Yanlışlıkla bir adam öldürdüysem diyetini vermek, akrabama düşer.
Elest gününden beri benim canıma yakın olan sensin" demedi. Ey hür can, sen ona tövbe etmesi, yargılanma dilemesi için inci verirsin de o sana taş bile vermez. İşte nefsin insafı!
Mesnevi'den Hikayeler
AYDAN PARLAK
Ey Hak Ziyası Hüsamettin, sen öyle bir ersin ki Mesnevi, senin nurunla ayı bile geçti, aydan bile parlak bir hale geldi. Ey lutfu, keremi ile umulan, yüce himmetin bu Mesneviyi nereye çekmekte? Tanrı bilir. Bu Mesnevinin boynunu bağlamış, bildiğin yere doğru çekmektesin.
Mesnevi, koşup gitmekte... çeken gizli. Fakat görecek gözü olmayan gafilden gizli. Mesnevinin yazılmasına önce sen sebep olmuşsun... artar, uzarsa arttıran, uzatan yine sensin. Madem ki sen böyle istiyorsun. Tanrı da böyle istiyor... Tanrı takva sahiplerinin dileğini ihsan eder.
Evvelce sen, varlığını Tanrıya verdin... karşılık olarak Tanrı da varlığını sana verdi. Mesnevi sana binlerce şükretmede... ellerini kaldırıp dualar eylemede... Tanrı, Mesnevinin diliyle, eliyle sana şükrettiğini gördü de ihsanlarda bulundu, lutuflar etti, keremini çoğalttı. Çünkü Tanrı, şükredenin nimetini çoğaltmayı vaat etmiştir.
Nitekim secdenin karşılığı, Tanrıya yakın olmaktır. Tanrımız "Secde et de yaklaş" dedi... bedenlerimizin secde etmesi, canlarımızın Tanrıya yaklaşmasına sebeptir. Mesnevi, ziyadeleşiyorsa, uzuyorsa bu yüzden ziyadeleşiyor, bu yüzden uzuyor... fazla ve büyük görünmek için değil!
Üzüm çubuğu, yazdan nasıl hoşlanırsa, onunla nasıl bağdaşmışsa biz de seninle öyle bağdaşmışız, senden öyle hoşlanmaktayız... istiyorsan emret, çek de çekip götürelim!
Ey sabır, varlığın anahtarıdır sırrının emri, bu kervanı güzel güzel ta hacca kadar çek, götür!
Hac. Tanrı evini ziyarettir, ev sahibini ziyaretse erliktir. Hüsamettin, sen bir güneşsin, onun için sana ziya edelim... bu iki söz, Hüsam ve Ziya, senin vasıflarındır. Bu Hüsam ve Ziya birdir... Şüphe yok ki güneşin kılıcı ziyadandır.
Nur, ayındır, bu ziya da güneşin... Kuran'ı oku da bak! Babacığım, Kuran güneşe ziya dedi, aya da nur... hele bak da gör! Güneş, aydan daha üstündür ya... Şu halde Ziyayı da mertebe bakımından nurdan üstün bil!
Hiç kimse gidilecek yolu ay ışığıyla görmedi de güneş doğunca yol meydana çıktı, göründü. Güneş, alınacak, satılacak şeyleri güzelce gösterdi de bu yüzden pazarlar gündüzleri kuruldu. Kalp akçeyle sağlam akçe iyice ayırt edilsin, kimse hileye kapılmasın, aldanmasın diye.
Güneşin nuru yeryüzüne adamakıllı vurdu, alışveriş edenler için alemlere rahmet kesildi. Fakat bu, kalpazanların istemedikleri bir şeydir. Onlara pek ağır gelir bu iş... çünkü güneşin nuru, onların işine kesat verir, kalp akçeleri görünür, fark edilir de geçmez olur?
Kalp akçe, sarrafın can düşmanıdır... yoksula köpekten başkası düşman olur mu?
Peygamberler, düşmanlarla savaşırlar... melekler de "Yarabbi, sen koru!" diye dua ederler. Tanrının pek nurlu olan bu kandili hırsızların üflemesinden, onların nefesinden uzak tut! Hırsız ve kalpazan, nura düşmandır vesselam...
Ey feryada yetişen Tanrı, sen feryadımıza yetiş! Hüsamettin, bu dördüncü deftere nurlar saç! Çünkü güneş de dördüncü kat gökten doğar, alemi nurlara gark eder. Sen de bu dördüncü defterle alemlere güneş gibi nurlar saç da şehirlerle ülkelere parlarsın, her tarafı nura gark etsin!
Bu kitap, masal diyene masaldır... fakat bu kitapta halini gören, bu kitapla kendini anlayan kişi de erdir! Mesnevi, Nil ırmağının suyudur... Kıptiye kan görünür ama Musa kavmine kan değildir, sudur! Bu sözün düşmanı, şimdi gözüme şöyle görünmede... Cehenneme baş aşağı düşmüş!
Ey Hak Ziyası, sen onun halini gördün... Hak, sana, onun işlerine karşılık verdiği cevabı gösterdi! Gayb alemini gören gözün, gayb alemi gibi üstattır. Bu görüş, bu ihsan, şu alemden eksik olmasın!
Zahiren ihtiyarın elinde elin ayağın bağlı değil peki, ya neden hapistesin, neden, seni koruyan memuru inkar etmeye yüz tuttun da dilediğin şeylerden seni alıkoyan nefsin tehditleri adını taktın ha!
Dekuki'ye " Bu sözün sonu yoktur. Namaz vakti, hemencecik öne geç. Ey tek kişi bize iki rekat sabah namazı kıldır da zaman seninle bezensin. Ey gözü aydın imam, bize imamlık et. İmam olanın gözü açık olması lazım. Şeriat de körün imamlığı mekruhtur. Hafız, akıllı ve fakih olsa bile körün imamlığı hoş değil.
Sersem ve suçlu olsa bile gözü açık imam bu çeşit körden iyidir. Kör, pisliklerden çekinemez. Çekinmenin asıl sebebi, asıl vesilesi gözdür. Kör yolda yürürken pisliği göremez. Dilerim hiçbir müminin gözü kör olmasın. Zahiri kör, görünen necasetlere bulaşır. Fakat can gözü kör olan kişi gizli olan, görünmeyen pisliklere bulaşır.
Bu görünen pislik bir parça suyla arınır, fakat içte olan pislik, artıkça artar. İçteki pislikler anlaşıldı mı gözyaşından başka bir şeyle temizlenemez, tanrı, kafire " Pis murdar" demiştir. Bu pislik bu murdarlık, onun dışında değildir. Kafirin dışı, pisliklere bulaşmıştır. Pislik onun huyundadır, dinindedir.
Zahiri pisliğin kokusu yirmi adımlık yerden gelir, batını pisliğin kokusuysa Rey'den tut da Şam'a kadar gider! Hatta göklere çıkar, hurilerle Rıdvan'ın burunlarını doldurur! Bu söylediğin sözler yok mu? Senin anlayışın miktarı ancak öldüm iyi ve doğru anlayışın hasretinden!
Anlayış sudur, beden testi. Testi kırılınca içindeki su dökülür gider! Bu testinin beş tane büyük deliği vardır, içinde ne su durur ne kar! " Gözlerinizi sımsıkı yumun" emrini duydun da yine ayağını doğru atmadın. Söz söylemem, manasız çan, çan etmem, ağzın dan anlayışını alıp götürür. Kulak kuma benzer, anlayışını içiverir!
Öbür deliklerinden de aynı bunun gibidir. O gizli anlayış suyunu çeker, emer. Denizden bile, yerine koymamak şartıyla su alsan nihayet o denizi kurutur, çöl haline getirirsin. Neyleyim ki vakit yok, yoksa denizden giden sular, o suların yerine karşılık olan suların ne çeşit ve neden geldiğini söylerdim.
Denizin suları harcandıktan sonra karşılık olarak yerine gelen suları anlatırdım. Yüz binlerce canlı mahluk, denizden su içmekte bulutlarda ondan su alıyorlar. Sonra yine deniz, onların karşılığını almakta, nereden alıyor? Bunu akıl ve fikir sahibi olanlar bilir. Bu kitap da birçok hikayelere başlayıverdik. Fakat onlar noksan kaldı.
Ey hak ziyası cömert Husameddin, feleklerle unsurlar, senin gibi bir padişah doğurmamıştır. Sen cana da nadir gelirsin, gönüle de. Senin kudumuna karşı bir şey yapamadığından can d mahçuptur, gönül de! Geçmiş kavimleri ne kadar methettim, fakat bütün bunlardan maksadım sensin.
Dua çıktığı evi bilir. Sen kimin adını anarsan an, kimi översen öv! Övüşleri namahrem olanlardan gizlemek için Tanrı bile hikayeler söylemekte, misaller getirmektedir. O medihler de sana karşı hiçtir. Onlar da sen den utanıyorlar ama yoksul, elinden ne gelebilirse armağan olarak sunar, Tanrı, bu armağanı da kabul eder.
Tanrı aciz kişinin aczini hoş görür. Körün gözlerindeki iki katra yaşı da kabul eder. Zaten körün gözünde bu iki katradan başka ne bulunabilir ki? Ben o güzelim adı pek kısa bir tarzda övdüm; bunu kuş da biliyor balık da! Sebebi de şu: Hasetçiler, kıskanıp haset ederek ah etmesinler, hayalini dişleriyle dişlemesinler!
Ama zaten hasetçi, onun hayalini nereden bulacak? Hiç fare deliğinde dudu kuşu oturur mu? O hasetçinin gördüğü hayal, onun hayali değildir ki. O hilal değil, onun kendi kaşının kılı! Ben seni beş duyguyla yedi kat göğe sığmayacak bir şekilde öveceğim. Şimdi yaz bakalım: Dekuki ileri geçip imam oldu.
Tahiyatta, Salih kişilere selam verilirken bütün peygamberler methedilmiş olur; hepsinin methi, birbiriyle yoğururlar. Medihler, birbirine karışır, adeta testilerdeki sular, bir leğene dökülür. Çünkü övülen, bir kişiden daha fazla değildir ki. Bundan dolayı dinler, mezhepten ibarettir.
Bil ki her övüş, Tanrı nuruna varır, ulaşır; suretlerle şahısları övüşse ariyettir. Müstahak olmayanı kim met eder ki? Fakat bilmeyenler, şunu bunu methediyor sanırlar da yol azıtırlar. Bu şuna benzer: bir duvara herhangi bir nurdur vurur. Duvar o nurun aksetmesine bir vasıtadır.
Fakat ayın aksi aslına ulaştı mı, yol azıtan kişi ayı kaybeder, övüşü terk eder. Yahut da ay, bir kuyuya akseder, adam da bu aksi görür, başını kuyuya uzatır, bakar durur. Methe başlarsa hakikatte ayı metheder, isterse bilgisizlikle ayın aksine yüz tutmuş olsun. Övüşü aya aittir, ayın aksine ait değil.
Fakat birisi, Hakk'ı övmez de mahluku överse yanlış bir iş yapmış olur ki bu, küfürdür. Bu işi yapan kötülükten yolunu kaybetmiştir. Ay gökyüzündeyken o, aşağıda sanmıştır. Halk bu put gibi güzellere kapılıp perişan olur; şehvete uyup onlara dokunan pişman olur. Çünkü bir hayale şehvetlenirler, hakikatten çok uzakta kalırlar.
Hayale meylin yok mu? Senin için bir kanada benzer. O kanatla uçar, hakikatte yükselirsin. Fakat şehvete uydun mu kanadın dökülür, topal kalırsın, o hayal de senden kaçar gider. Kanadını koru, şehvete kapılma da meyil kanadın seni cennetlere yüceltsin.
Halk kendilerini güzel yaşıyoruz. zevk ve işrette bulunuyoruz sanır ama onlar, bir hayal uğruna kendi kanatlarını kendilerini yolarlar. Bu nükteyi başka bir yerde anlatmak borcum olsun. Şimdi bana mühlet ver, halim yok susayım.
Deduki, namaz kıldırmak üzere onların önüne geçti, o kadar birleştiler, o kadar kaynaştılar ki sanki onlar atlas bir kumaştı. Dekuki de o kumaşın sırması, süsü! O padişahlar, saf olup o ünlü imama uydular. Tekbir getirince kurbanlık koç gibi alemden çıktılar. Ey ulu tekbirin manası şudur:
Yarabbi huzurunda kurbanız. Koyun keserken " Allahu ekber-Tanrı uludur" dersin ya o geberesi nefsi keserken de bu söz söylenir. Allahu ekber de,de o şom nefsin başını kes, kes de can, mahvolmaktan kurtulsun. Ten İsmail'e benzer can Halil'e can bu semiz bedeni yaptırdı da tekbir getirdi mi,
Ten kesilir, şehvetlerden hırslardan kurtulur. Besmeleyle kesilmiş temiz bir kurban haline gelir. Kıyamette olduğu gibi Hak huzurunda saf kurulur, hesaba, Tanrı ile konuşup görüşmeye girişilir. Tanrı huzurunda, gözyaşları dökerek ayakta durmak, kıyamet gününde kabirden kalkıp mahşer yerinde dikilmeye benzer.
Hak, " Sana bunca zamandır mühlet verdim, bana ne getirdin? Ömrünü neyle bitirdin, verdiğin gıdayı, ihsan ettiğim kuvveti ne uğruna mahvettin, gözünün nurunu nerelerde tükettin, beş duygunu nerelerde yıprattın? Gözünü, kulağını, aklını, arşa ait bütün cevherlerini harcadın. Ferş aleminden bunlara karşılık ne satın aldın?
Sana kazma ve bal gibi el ve ayak verdim. Onları sana bizzat ben bağışlamıştım, ne yaptın onları?" der. Hak'tan buna benzer seni dertlere uğratan yüz binlerce haberler gelir. Kıyamdayken kula gelen bu haberlerden kul utanır, iki büklüm olur, rükua varır. utanmadan ayakta durmaya kudreti kalmaz, rükuda Tanrıyı tespih eder.
Tanrıdan " Başını kaldır, rükudan kıyama dön de Tanrının sorgularına birer, birer cevap ver" fermanı gelir. O utanan kul, rükudan başını kaldırır. Fakat olgun bir iş yapamamış olduğundan bu sefer yüzüstü düşer. Yine emir gelir: " Başını kaldırır ama yine yılan gibi yüzüstü düşüverir! Tanrı, tekrar " Başını kaldır da şöyle. Kıldan kıla yaptıklarını araştırmak istiyorum" der. Artık ayakta durmaya kuvveti kalmadığından, Tanrının heybetli hitabı, canına tesir etmiş olduğundan;
O ağır yükün altında, yere oturur. Tanrı " Söyle bana sana nimet verdim, nasıl şükrettin? Sermaye verdim, hadi göster kazandığını!" der. Kul, sağ yanına dönüp peygamberlere, o ululara selam verir; " Padişahlar, bu kötü kişiye şefaat edin. Ayağım da balçıkta kaldı, kilimim de" der.
Peygamberler, " Çareye başvuracak gün geçti. O orada yapılacak bir şeydi, elde alet oradaydı, orada kaldı! A bahtsız kişi, git oradan sen vakitsiz öten bir horozsun. Bırak bizi, kanımıza bulaşma!" derler. Bunun üzerine sol tarafa baş çevirir, hısımından akrabasından yardım ister. Onlar da " sus,"
Tanrıya kendin cevap ver. Bizi kim oluyoruz ki? Bizden el çek!" derler. Ne bu yandan bir çare olur, ne o yandan. O biçarenin canı da yüz parça olur! Herkesten ümidini keser de ellerini açar, duaya başlar: yarabbi, herkesten ümidim kesildi. Evvel de sensin, ahır da sen; senden başka önü, sonu olmayan yok, diye niyaza koyulur.
Namazdaki bu hoş işaretleri gör de bunun eninde sonunda böyle olacağını bil! Namaz yumurtasından civcivi çıkara gör yerden tane toplayan yolsuz yordamsız kuş gibi yere başvurup durma!
Dekuki, o kıyıda namaz kıldırmak üzere imam oldu. Onlar da arkasında saf olup namaza durdular. İşte güzelim bir cemaat, işte seçilmiş bir imam! Namazdayken denizden " İmdat!" seslerini duydu. Ansızın gözüne gir gemi ilişti. Gemi, dalgalar arasına düşmüş, belalara uğramış, perişan bir hale gelmişti.
Hem gece, hem bulutlu bir hava, hem de dalga bu üç karanlık bir yandan, batma korkusu bir yandan. Fırtına Azrail gibi saldırıyor, dalgalar sağdan soldan hücum edip duruyordu. Gemidekiler, korkudan canlarından olmuşlar gibi feryatlarını göklere çıkarıyorlardı. Bağrışıp çağrışıyorlar.
Başlarını dövüyorlardı. Kafir ve mülhit hepsi de imana gelmişti. Yüzlerce niyazlarda bulunarak candan ahitler ediyorlar, adaklar adıyorlardı. Karmakarışık işlere dalmış, yüzleri bir an olsun kıbleye dönmemiş olanlar bile baş açık secdeye kapanmışlardı.
Halbuki evvelce onlar, bu kulluğun faydası yok diyorlardı. Fakat o anda kullukta yüzlerce hayat görüyorlardı. Dostlardan, dayıdan, amcadan, babadan, anadan, herkesten ümitlerini kesmişlerdi. Kötü kişinin can verirken Tanrıdan korkması gibi zahit de tanrıdan korkuyordu, fasık da! ne sollarından bir ümit vardı ne sağlarından.
Hileler öldü, bitti mi dua zamanı gelir.! Onlar da ağlayıp inleyerek duaya koyulmuşlardı, gemiden gökyüzüne kadar bir duman yükselmişti. Şeytan ise o sırada düşmanlığından her birinin karşısına dikilip " A köpeğe tapanlar, işte size iki illet! A münkir, münafıklar, hem korkun, hem geberin. Nihayet bu olacaktı zaten.
Kurtulunca yine gözleriniz kurur, yine şehvet için yaratılmış birer şeytan kesilirsiniz. Tanrının sizi kazadan kurtarmak üzere elinizden tuttuğu, sizi tehlikeden kurtardığı gün, hatırınıza bile gelmez" diye bağırmaktaydı. Şeytan böyle söylüyordu ama can kulağı ile duyanlardan başkası bu sözü duymuyordu ki!
Mustafa, o kutup, o padişahlar padişahı, o temizlik denizi bize ne doğru buyurmuştur: " Cahilin sonunda göreceği şeyi akıllılar önce görür." İşlerin sonu ilk zamanlarda gizlidir ama akıllı akıbeti önce görür; günaha dalıp ısrar edense meydana çıkınca! Her şeyin sonu, önden belli olmaz, gizlidir. Fakat meydana çıkınca akıllı da görür, cahil de!
Mademki ayıbı görmüyorsun, bari ihtiyatı elden bırakma, sele verme behey inatçı! İhtiyat nedir? Her ana ansızın gelebilecek bir belayı görmek!
Hani ansızın bir aslan çıkagelir de adamı kapıp ormanlığa götürür ya, o adam, aslan tarafından götürülürken ne düşünürse sen de ey din üstadı, onu düşün! Kaza ve kader aslanı, bir işle güçle meşgulken bizim canımızı alır, ormanlara götürüverir. Bu da şuna benzer: halk yoksulluktan korkar, ama boğazlarına kadar acı suya batarlar.
O yoksulluğu yaratandan korksalardı onlara yeryüzünde defineler aşikar olurdu. Hepside gam korusuyla gamın içine batmışlar, varlık kaygısıyla yokluğa düşmüşlerdir!
Dekuki o kıyameti görünce merhameti coştu, gözyaşları akmaya başladı. Yarabbi, dedi onların yaptıklarına bakma, ey lütuf sahibi padişah, ellerini tut, imdatlarına yetiş. Ey eli denize de yetişen, karaya da. Onları sağlıkla, selametle kıyıya çıkar. Ey ebedi kerem merhameti sahibi, o kötü kişilerden bu kötülüğü defet!
Bedava olarak insanlara yüzlerce göz, yüzlerce kulak veren, rüşvetsiz akıl, fikir ihsan eden Tanrı. Sen, biz hak etmeden lütuflarda, ihsanlarda bulunursun. Nimetlerine karşı yaptığımız kafirliklerle hatalarımızı hep görürsün. Ey ulu tanrı, bizim şanımız ulu, ulu günahlarda bulunmaktır. Fakat sen, bunların lütfunla affetmeye kaadirsin.
Biz, hırstan, şehvetten kendi kendimizi yaktık. Bu duayı da senden öğrendik Yarabbi. Bize duada bulunmak için müsaade etmen, dua öğretmen, böyle bir karanlığı aydınlatman hürmetine sen bunlara acı. İhtiyarsız bir surette şefkatli analar gibi dua edip duruyor. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Kendisinde olmaksızın ettiği dua, gökyüzüne yüceltmekteydi.
O ihtiyarsız dua, yok mu. Bambaşka bir şeydir. O da adamın kendisinden değildir, Tanrıdandır. Tanrı ilhamıdır. O esnada insan yok olur, o duada bulunan Tanrıdır; dua da Tanrıdandır, icabette. Arada vasıta olarak mahluk yoktur. O niyazdan cisminde haberi yoktur, canın da.
Lütuf ve merhamet sahibi olan tanrı kulları, işleri düzeltmekte tanrı huyuna sahiptirler. Onlar, şiddet zamanı, sıkıntı vakti, rüşvet almaksızın mahlukata acırlar yardımda bulunurlar. Ey belalara uğramış adam, kendine gel de bunları ara. Kendine gel de bela vaktinde onların duasını ganimet bil!
O Tanrı erinin duasıyla gemi kurtuldu. Gemidekilerse kendi gayretleriyle, kendi ihtiyatlarıyla hünerler gösterip oku hedefe attılar, gemiyi kurtardılar zannındaydılar. Av esnasında tilkiyi ayakları kurtarır da mağruru tilki, kendisini kuyruğu kurtardı sanır. Canımızı pusudan bu kurtardı diye kuyruğu ile oynar kuyruğunu sever!
A tilki, ayağını taştan koru. A aç gözlü sersem, ayak olmasa kuyruk ne yapabilir ki? Biz de tilkilere benzeriz, bizi yüzlerce çeşit belalardan kurtaran ayaklarımız ulularımızdır. Derin hilelerimiz, kuyruğumuza benzer de biz onunla sağdan, soldan oynar, onunla oynaşır dururuz. İstidlale yapışır, hileye koyulur, falan adam, feşman adam bize şaşsın kalsın diye kuyruğumuzu sallarız! Halkın hayran olmasını isteriz, hatta tamah elimizi tanrılığa bile uzatırız. Afsunlarla gönüller alalım deriz ama çukura düştüğümüzü görmeyiz. Behey kaltaban, çukura düşmüşsün, kuyudasın sen. Başkalarını bırak, kendine bak!
Güzel hoş bir bahçeye var da ondan sonra halkın eteğini tut. Çek! Ey dört unsurlu beş duyguya, altı cihete hapis olup kalmış adam, ne güzel yerin var, hadi başkalarını da çek oraya! Ey eşeğe kul olan, ey eşeğin kuyruğunun altına layık ola, öpülecek bir yer buldunsa hadi bizi de götür! Sevgilinin kulluğu, sana el vermedikçe bu padişahlık meyli nereden geldi sana?
Sen halkın sana aferin, yaşa demesi halkın takdir etmesi havasındasın! Halbuki canının boynuna bir kiriştir bağlamışsın! Behey tilki, bu hile kuyruğunu bırak, gönlünü gönül sahiplerine vakfet. Aslana sığınırsan kebabın azalmaz. Murdar ölü etine pek koşma! Gönül, sen bir cüze benzersin, küllüne varır, ulaşırsan Tanrıya makbul olursun.
Tanrı, " Biz gönüle bakarız, su ve topraktan ibaret olan surete değil" diyor. Sen dersin ki bizim gönlümüz var. öyle ama gönül arşın yücesindedir, aşağılıklarda değil! Kara toprakta da su olur ama o suyla aptes alamazsın ki! O da sudur, sudur ama toprakla karışık, gayri sakın gönlüne gönül deme.
Göklerden yüce olan gönül, ya Abdal'ın gönlüdür, ya da Peygamberin. Su, topraktan arındı mı saf olur, artar, her işe yarar. Su topraktan arınınca denize kavuşur; zindandan kurtulur, denize katık olur. Bizim suyumuza, dikkat et de bak, toprakta hapsedilmiş. Ey rahmet denizi, sen de çek bizi! Fakat deniz, " Ben seni çekip duruyorsun ama sen, ben iyi tatlı bir suyum demektesin. Senin lafın, seni mahrum ediyor. O zannı bırak da bana gel" demektedir. Topraktaki su denize gitmek isterse de ayağını toprak tutmuştur, onu kendisine çekmektedir.
Ayağını toprağın elinden kurtarırsa toprak, kupkuru bir hale gelir, o da hür kalır, başına buyruk olur! O toprağın suyu çekip mahvetmesi nedir? Senin halis şarapla mezeye düşkünlüğün! Böylece cihandaki her şehvet, ister mal olsun, ister mevki, ister ekmek. Bunların her biri seni sarhoş eder.
Bunları bulmazsan başın ağrımaya başlar, sersemleşirsin. Bu gam sersemliği, bulamadığın şeyin seni sarhoş ettiğine delalet eder. Bunların ihtiyaçtan fazlasına meyletme de, sana galebe etmesin, sana bey olmasın! Sen, ben de gönül sahibiyim, başkasına ihtiyacım yok, Tanrıya ulaştım diye baş çekersin ama.
Bu halin toprakla bulanık olan suyun, ben de suyu, neden başkasından yardım isteyecekmişim ki diye serkeşlik etmesine benzer. Bu bulaşık şeyi gönül sandın da gönlünü gönül sahiplerinden çektin. Süt bal sevdasına düşen bu gönlün, gönül olmasını reva görür müsün, sen böyle.
Sütün balın güzelliği, gönlün onlara aksiyle hasıl olur. Her güzele güzellik gönülden gelir. Şu halde gönül cevherdir, alem araz. Gönlün gölgesi, nasıl olur da gönüle maksat olur? Mala, mevkiye aşık olan gönül, ya bu toprağa zebundur, ya kara suya! Yahut da karanlıklarda hayallere kapılmıştır.
Dedikodu için o hayallere tapıp durmaktadır! O nur denizinden başkası gönül olamaz, gönül, hem Tanrının nazargahı olsun, hem kör. İmkan var mı buna? Yüz binlerce halktan, yüz binlerce ileri gelenlerde bulunan gönül değildir. Gönül, bir tek kişide olur. O tek kişide olur. O tek kişi hangisidir, hangisi?
Sen o kırık dökük, parça buçuk gönül kırpıntılarını bırak, asıl gönül ara da o kırık dökük, gönül de onun sayesinde dağ kesilsin. Gönül, bu vücut ülkesini kaplamıştır, cömertliğinden altınlar saçıp durmaktadır. Alemdekilere Tanrı selamından selamlar saçmaktadır. Kimin eteği sağlamsa, kimin eteği hazırsa o gönül saçısına nail olur. Senin eteğin de o niyazdır, o huzurdur. Kendin gel de kötülük taşlarını eteğine koyma. Koyma da o taşlar eteğini yırtmasın. Eteğin yırtılmasın sana asıl parayı uydurma paradan fark edesin. Sen, eteğini cihandaki taşlarla, çocuklar gibi altın ve gümüş farz edilen taşlarla doldurdun.
Fakat hayali altın ve gümüş, hakiki altın ve gümüşe benzemez. Onlar senin doğruluk eteğini yırttı, derdini artırdı. Akıl, el atıp da eteklerini tutmadıkça çocuklar, taşın taş olduğunu nasıl görürler? insan akılla bir olur; saçı sakalı ağarmakla değil. O talihe, o devlete ümit kılı sığmaz, o devlet ümit ile, rica ile bulunmaz!
O gemi kurtuldu, murat hasıl oldu, o cemaatin namazı da tamamlandı. Onlar, birbirleriyle fısıldaşmaya başladılar. " Baba, bu aramızda ki herzevekil kim acaba" diyorlardı. Her biri, öbürüne gizlice söz söylüyordu. Dekuki'nin arkasında olduklarından görünmüyorlardı. Her biri, ben şimdiye kadar böyle bir duayı ne içimden geçirdim, ne dilime getirdim demekteydi.
Birisi, " her halde bu işe karışan biz değiliz. Galiba imamımız derde düştü, üzerine lazım olmayan bir işe karıştı, münacatta bulundu" diyor. Öbürü" canım dostum, bana da öyle geliyor. O bir boşboğazmış, canı sıkılınca tanrının dileğine itiraz etti galiba" diyordu. Dekuki, şöyle anlatır: sonra bakayım, o kerem sahipleri ne diyorlar? Dedim.
Bir de baktım ki hiçbiri yerinde yok, hepsi de gitmiş. Ne solda adam var, ne sağda, ne yukarda kimse kalmış, ne aşağıda. Keskin gözüm, onların hiçbirini göremedi! Sanki inciymişler de erimişler, su olmuşlar. Ne ayak izleri kalmış, ne sahrada tozları var! hepsi de Tanrı kubbelerine gizlenmişler. O cemaat, acaba hangi bahçeye gitti ki?
Tanrı, bunları nasıl oldu da benim gözümden gizledi? Şaşırdım kaldım. Onlar, balıklar nasıl dereye dalar, kaybolursa Dekuki'nin gözünden öyle kayboldular. Öyle gizlendiler. Yılarca onların hasretiyle yandı, ömürlerce iştiyaklarından gözyaşı döktü. Ama sen dersin ki Tanrıya erişmişken nasıl olur da insanı anar?
A adam, bu suale karşı ancak eşek kakılır kalır. Sen, onların can olduklarını görmedin, onları insan suretinde gördün. Ey hamhalat, işte iş bu yüzden harap oldu ya. Onları, alelade adamları uydun da insan gördün! İblis de " Ben ateşten yaratıldım, Adem topraktan" dedi. İşte sen de onları, iblisin ademi gördüğü gibi gördün.
O iblis gözünü bir an olsun yum; ne vakte kadar suret görüp duracaksın, ne vakte kadar, ne vakte kadar? Ey Dekuki, ırmak gibi yaşlar döken gözlerinle onları ara, gafil olma, ümidini kesme! Gafil olma, ara,ara ki devlet, aramaktadır. Gönüle gelen her ferah, bir sıkıntıya bağlıdır.
Alemin bütün işlerini bırak da canla başla üveyk kuşu gibi " Kü, Kü - nerede, nerede?" de! Ey perde altında kalan iyi dikkat et, Tanrı " Dua edin, beni çağırın. Size icabet edeyim" dedi. İcabetin şartı bile duadır. Kimin gönlü illetlerden arınmışsa onun duası ululuk sahibi Tanrıya kadar varır, makbul olur.
Elin ayağın, içinde sakladığın şeye bu alemde de şahadet eder. İtikat ettiğin şeyleri söyle, gizleme diye gönlündeki şey, başına dikilir. Hele kızdığın, söylenmeye başladığın zaman yok mu gizlendiğin şeyleri kıldan kıla meydana çıkarır. Zulümde cefa, bu alemde senin başına dikiliyor, bu iş için tayin edilmiş bir memur kesiliyor da hadi, ey, el, ey ayak, yaptıklarını söyle, beni meydana çıkar diyor ya.
İçinde gizlediğin şey, sırrının gemini ele alıyor, hele kızıp coştuğun zaman onu istediği gibi sürüp götürüyor ya. Demek ki gizlediği şeyi ta ovalara çıkarsın da bayrak gibi diksin, el aleme göstersin diye Tanrı, zulmeden kötülükte bulunan kişinin başına bu memuru, dikiyor.
Bunu yapan Tanrı, mahşer gününde sırrını meydana çıkarmak için başka memurlar yaratmaya kadirdir. Zaten ey zulümde, kinde elden ele geçmiş, herkesçe ne olduğu bilinmiş, anlaşılmış adam, senin için dışın meydanda. Elinin ayağının şahadetine ne ihtiyaç var? kötülüğünü, ziyankarlığını etrafa yaymaya hacet yok.
Senin ateşten ibaret olan içini herkes biliyor. Nefsinden, her an, beni görün, ben cehennemliğin diye yüzlerce kıvılcım sıçramada. Ben ateşin cüzüyüm, işte aslıma gidiyorum. Nur değilim ki Tanrıya gideyim demekte. Bu hak hukuk tanımaz zalim gibi. Bir öküz, yüzlerce deve almıştı. Babacığım işte senin nefis dediğin de budur.
Tek hemen ondan kesile gör! Bu zalim, bir gün bile Tanrıya yüz tutup ağlamadı inlemedi. Ağzından bir kerecik olsun aşkla, dertle " Yarabbi" sözü çıkmadı. " Allah'ım, düşmanımı hoşnut et. Ben bir ziyankarlıkta bulundum ama sen onu kara tebdil eyle. Yanlışlıkla bir adam öldürdüysem diyetini vermek, akrabama düşer.
Elest gününden beri benim canıma yakın olan sensin" demedi. Ey hür can, sen ona tövbe etmesi, yargılanma dilemesi için inci verirsin de o sana taş bile vermez. İşte nefsin insafı!
Mesnevi'den Hikayeler
AYDAN PARLAK
Ey Hak Ziyası Hüsamettin, sen öyle bir ersin ki Mesnevi, senin nurunla ayı bile geçti, aydan bile parlak bir hale geldi. Ey lutfu, keremi ile umulan, yüce himmetin bu Mesneviyi nereye çekmekte? Tanrı bilir. Bu Mesnevinin boynunu bağlamış, bildiğin yere doğru çekmektesin.
Mesnevi, koşup gitmekte... çeken gizli. Fakat görecek gözü olmayan gafilden gizli. Mesnevinin yazılmasına önce sen sebep olmuşsun... artar, uzarsa arttıran, uzatan yine sensin. Madem ki sen böyle istiyorsun. Tanrı da böyle istiyor... Tanrı takva sahiplerinin dileğini ihsan eder.
Evvelce sen, varlığını Tanrıya verdin... karşılık olarak Tanrı da varlığını sana verdi. Mesnevi sana binlerce şükretmede... ellerini kaldırıp dualar eylemede... Tanrı, Mesnevinin diliyle, eliyle sana şükrettiğini gördü de ihsanlarda bulundu, lutuflar etti, keremini çoğalttı. Çünkü Tanrı, şükredenin nimetini çoğaltmayı vaat etmiştir.
Nitekim secdenin karşılığı, Tanrıya yakın olmaktır. Tanrımız "Secde et de yaklaş" dedi... bedenlerimizin secde etmesi, canlarımızın Tanrıya yaklaşmasına sebeptir. Mesnevi, ziyadeleşiyorsa, uzuyorsa bu yüzden ziyadeleşiyor, bu yüzden uzuyor... fazla ve büyük görünmek için değil!
Üzüm çubuğu, yazdan nasıl hoşlanırsa, onunla nasıl bağdaşmışsa biz de seninle öyle bağdaşmışız, senden öyle hoşlanmaktayız... istiyorsan emret, çek de çekip götürelim!
Ey sabır, varlığın anahtarıdır sırrının emri, bu kervanı güzel güzel ta hacca kadar çek, götür!
Hac. Tanrı evini ziyarettir, ev sahibini ziyaretse erliktir. Hüsamettin, sen bir güneşsin, onun için sana ziya edelim... bu iki söz, Hüsam ve Ziya, senin vasıflarındır. Bu Hüsam ve Ziya birdir... Şüphe yok ki güneşin kılıcı ziyadandır.
Nur, ayındır, bu ziya da güneşin... Kuran'ı oku da bak! Babacığım, Kuran güneşe ziya dedi, aya da nur... hele bak da gör! Güneş, aydan daha üstündür ya... Şu halde Ziyayı da mertebe bakımından nurdan üstün bil!
Hiç kimse gidilecek yolu ay ışığıyla görmedi de güneş doğunca yol meydana çıktı, göründü. Güneş, alınacak, satılacak şeyleri güzelce gösterdi de bu yüzden pazarlar gündüzleri kuruldu. Kalp akçeyle sağlam akçe iyice ayırt edilsin, kimse hileye kapılmasın, aldanmasın diye.
Güneşin nuru yeryüzüne adamakıllı vurdu, alışveriş edenler için alemlere rahmet kesildi. Fakat bu, kalpazanların istemedikleri bir şeydir. Onlara pek ağır gelir bu iş... çünkü güneşin nuru, onların işine kesat verir, kalp akçeleri görünür, fark edilir de geçmez olur?
Kalp akçe, sarrafın can düşmanıdır... yoksula köpekten başkası düşman olur mu?
Peygamberler, düşmanlarla savaşırlar... melekler de "Yarabbi, sen koru!" diye dua ederler. Tanrının pek nurlu olan bu kandili hırsızların üflemesinden, onların nefesinden uzak tut! Hırsız ve kalpazan, nura düşmandır vesselam...
Ey feryada yetişen Tanrı, sen feryadımıza yetiş! Hüsamettin, bu dördüncü deftere nurlar saç! Çünkü güneş de dördüncü kat gökten doğar, alemi nurlara gark eder. Sen de bu dördüncü defterle alemlere güneş gibi nurlar saç da şehirlerle ülkelere parlarsın, her tarafı nura gark etsin!
Bu kitap, masal diyene masaldır... fakat bu kitapta halini gören, bu kitapla kendini anlayan kişi de erdir! Mesnevi, Nil ırmağının suyudur... Kıptiye kan görünür ama Musa kavmine kan değildir, sudur! Bu sözün düşmanı, şimdi gözüme şöyle görünmede... Cehenneme baş aşağı düşmüş!
Ey Hak Ziyası, sen onun halini gördün... Hak, sana, onun işlerine karşılık verdiği cevabı gösterdi! Gayb alemini gören gözün, gayb alemi gibi üstattır. Bu görüş, bu ihsan, şu alemden eksik olmasın!
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Mesnevi'den Hikayeler - 37
- Parts
- Mesnevi'den Hikayeler - 01Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3710Total number of unique words is 204429.6 of words are in the 2000 most common words43.1 of words are in the 5000 most common words50.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 02Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3738Total number of unique words is 209027.1 of words are in the 2000 most common words39.7 of words are in the 5000 most common words46.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 03Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3690Total number of unique words is 206128.4 of words are in the 2000 most common words41.2 of words are in the 5000 most common words48.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 04Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3642Total number of unique words is 196429.3 of words are in the 2000 most common words42.4 of words are in the 5000 most common words50.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 05Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3602Total number of unique words is 204529.0 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words51.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 06Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3690Total number of unique words is 193428.2 of words are in the 2000 most common words42.1 of words are in the 5000 most common words50.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 07Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3680Total number of unique words is 202228.4 of words are in the 2000 most common words40.8 of words are in the 5000 most common words47.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 08Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3635Total number of unique words is 200129.7 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words49.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 09Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3599Total number of unique words is 197129.9 of words are in the 2000 most common words43.8 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 10Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3628Total number of unique words is 200829.1 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words49.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 11Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3657Total number of unique words is 194230.3 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 12Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3619Total number of unique words is 202329.1 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 13Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3506Total number of unique words is 200930.3 of words are in the 2000 most common words44.6 of words are in the 5000 most common words51.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 14Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3586Total number of unique words is 201227.7 of words are in the 2000 most common words41.1 of words are in the 5000 most common words47.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 15Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3637Total number of unique words is 195429.1 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words50.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 16Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3642Total number of unique words is 204829.1 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 17Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3694Total number of unique words is 194931.0 of words are in the 2000 most common words44.7 of words are in the 5000 most common words51.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 18Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3656Total number of unique words is 197129.2 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 19Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3684Total number of unique words is 196428.7 of words are in the 2000 most common words42.1 of words are in the 5000 most common words48.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 20Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3666Total number of unique words is 198828.9 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 21Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3719Total number of unique words is 206429.2 of words are in the 2000 most common words42.2 of words are in the 5000 most common words48.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 22Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3832Total number of unique words is 203130.1 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words50.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 23Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3726Total number of unique words is 200629.7 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words50.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 24Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3668Total number of unique words is 205027.5 of words are in the 2000 most common words41.0 of words are in the 5000 most common words48.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 25Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3741Total number of unique words is 197129.3 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words49.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 26Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3731Total number of unique words is 198329.5 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 27Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3711Total number of unique words is 208827.1 of words are in the 2000 most common words40.9 of words are in the 5000 most common words47.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 28Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3630Total number of unique words is 203728.1 of words are in the 2000 most common words41.5 of words are in the 5000 most common words48.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 29Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3653Total number of unique words is 203128.2 of words are in the 2000 most common words41.4 of words are in the 5000 most common words49.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 30Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3616Total number of unique words is 202429.7 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 31Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3707Total number of unique words is 201129.9 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words51.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 32Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3777Total number of unique words is 199230.3 of words are in the 2000 most common words44.0 of words are in the 5000 most common words52.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 33Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3683Total number of unique words is 190830.5 of words are in the 2000 most common words45.3 of words are in the 5000 most common words52.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 34Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3601Total number of unique words is 194531.0 of words are in the 2000 most common words46.1 of words are in the 5000 most common words53.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 35Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3716Total number of unique words is 194630.3 of words are in the 2000 most common words44.7 of words are in the 5000 most common words52.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 36Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3704Total number of unique words is 201029.5 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words51.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 37Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3628Total number of unique words is 196230.0 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words48.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 38Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3642Total number of unique words is 193728.8 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 39Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3685Total number of unique words is 197329.1 of words are in the 2000 most common words42.3 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 40Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3578Total number of unique words is 194229.5 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 41Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3779Total number of unique words is 189130.8 of words are in the 2000 most common words44.1 of words are in the 5000 most common words52.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 42Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3591Total number of unique words is 199728.4 of words are in the 2000 most common words41.8 of words are in the 5000 most common words48.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 43Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3600Total number of unique words is 201329.0 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words48.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 44Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3789Total number of unique words is 204128.8 of words are in the 2000 most common words41.6 of words are in the 5000 most common words49.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 45Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3662Total number of unique words is 199827.3 of words are in the 2000 most common words40.8 of words are in the 5000 most common words47.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 46Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3602Total number of unique words is 195028.9 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words48.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 47Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3826Total number of unique words is 198829.3 of words are in the 2000 most common words44.2 of words are in the 5000 most common words52.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 48Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3622Total number of unique words is 196130.3 of words are in the 2000 most common words42.5 of words are in the 5000 most common words50.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 49Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3720Total number of unique words is 199830.2 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words51.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 50Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3774Total number of unique words is 206028.2 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words50.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 51Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3721Total number of unique words is 203029.7 of words are in the 2000 most common words44.1 of words are in the 5000 most common words52.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 52Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3688Total number of unique words is 194930.2 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 53Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3799Total number of unique words is 191330.7 of words are in the 2000 most common words44.9 of words are in the 5000 most common words53.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 54Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3878Total number of unique words is 199430.0 of words are in the 2000 most common words43.7 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 55Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3764Total number of unique words is 203830.7 of words are in the 2000 most common words44.8 of words are in the 5000 most common words52.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 56Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3733Total number of unique words is 196130.8 of words are in the 2000 most common words45.8 of words are in the 5000 most common words53.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 57Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3763Total number of unique words is 204629.6 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 58Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3668Total number of unique words is 196529.8 of words are in the 2000 most common words43.8 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 59Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3574Total number of unique words is 189028.9 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words49.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 60Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3639Total number of unique words is 195829.6 of words are in the 2000 most common words43.2 of words are in the 5000 most common words50.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 61Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3698Total number of unique words is 194530.2 of words are in the 2000 most common words44.5 of words are in the 5000 most common words52.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 62Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3553Total number of unique words is 194930.6 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 63Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3729Total number of unique words is 195229.4 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 64Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3705Total number of unique words is 198929.0 of words are in the 2000 most common words42.4 of words are in the 5000 most common words49.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 65Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3686Total number of unique words is 195430.2 of words are in the 2000 most common words44.1 of words are in the 5000 most common words51.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 66Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3778Total number of unique words is 205831.1 of words are in the 2000 most common words44.6 of words are in the 5000 most common words51.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 67Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3637Total number of unique words is 197330.1 of words are in the 2000 most common words44.5 of words are in the 5000 most common words51.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 68Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3702Total number of unique words is 202028.3 of words are in the 2000 most common words40.6 of words are in the 5000 most common words48.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 69Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3675Total number of unique words is 203130.6 of words are in the 2000 most common words43.5 of words are in the 5000 most common words50.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 70Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3674Total number of unique words is 202029.4 of words are in the 2000 most common words42.8 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 71Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3664Total number of unique words is 198428.2 of words are in the 2000 most common words41.5 of words are in the 5000 most common words49.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 72Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3737Total number of unique words is 207328.5 of words are in the 2000 most common words41.5 of words are in the 5000 most common words49.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 73Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3599Total number of unique words is 199229.9 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 74Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3656Total number of unique words is 206626.6 of words are in the 2000 most common words40.9 of words are in the 5000 most common words47.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 75Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3704Total number of unique words is 203929.8 of words are in the 2000 most common words42.3 of words are in the 5000 most common words49.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 76Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3784Total number of unique words is 199131.8 of words are in the 2000 most common words45.9 of words are in the 5000 most common words53.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 77Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3608Total number of unique words is 203129.7 of words are in the 2000 most common words43.1 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 78Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3648Total number of unique words is 205329.8 of words are in the 2000 most common words42.4 of words are in the 5000 most common words49.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 79Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3659Total number of unique words is 208028.6 of words are in the 2000 most common words41.7 of words are in the 5000 most common words49.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 80Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3811Total number of unique words is 205829.3 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words51.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 81Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2152Total number of unique words is 128037.2 of words are in the 2000 most common words50.0 of words are in the 5000 most common words56.8 of words are in the 8000 most common words