Mesnevi'den Hikayeler - 30
Total number of words is 3616
Total number of unique words is 2024
29.7 of words are in the 2000 most common words
43.4 of words are in the 5000 most common words
49.9 of words are in the 8000 most common words
Seba'lılar, heveslerine uymuş ham kişilerdi. İşleri, güçleri büyüklerin nimetlerine karşı nankörlükte bulunmaktı. Bu nankörlük, adeta sana ihsan eden adama karşı kötülükte bulunmana, onunla savaşmana benzer. Mesela, o iyilik edene, ben bu iyiliği istemiyorum, bundan inciniyorum, neden beni incitiyorsun? Lütfet de bu iyiliği yapma. Ben göz istemiyorum, beni kör et dersin, işte bunun gibi. Seba'lılar da " Şehirlerimiz birbirine çok yakın onları uzaklaştır. Kötülük, çirkinlik bize daha iyi bizim ziynetimizi güzelliğimizi al. Biz, bu köşkleri, bağları, bahçeleri istemiyoruz. Ne güzel kadınlarla işimiz var, ne emniyet ve huzurla. Şehirler, birbirine pek yakın. Halbuki orada ne boş bir çöl, ne güzel bir ova var. Orada yırtıcı hayvanlar, canavarlar vardır" dediler. İnsan yazın kışı ister, fakat kış geldi mi bundan da vazgeçer, istemez. Bir hale katiyen razı olmaz. Ne darlıktan hoşlanır, ne genişlikten, boşluktan. Geberesi insan, efendisine ne de kafirdir ya hidayete nail oldu mu tutar, inkara sapar. Nefis bu çeşit mahluklardandır da onun için gebertilmeye layıktır. Onun için ulu Tanrı " Öldürün nefislerinizi" demiştir. Nefis, üç köşeli dikendir, ne çeşit koysan sana batar, ondan kurtulma imkanı mı var ? Heva ve hevesi terketme ateşini vur şu dikene, iyi işli dosta uzat elini, sarıl ona! Seba'lılar, haddi aşınca bize veba, seher yelinden daha iyi diyecek derecede taşkınlık gösterince, Öğütçüler, onlara öğüt verdiler, kötülüklerine, küfürlerine mani olmaya çalıştılar. Fakat onlar öğütçülerin kanlarına kastediyorlar, kötülük ve kafirlik tohumu ekiyorlardı. Kaza geldi mi bu cihan daralır, tatlı helva bile ağzında zehir kesilir demişler. Kaza gelince göz kapanır da göz gözü görmez olur. O atlının hilesi, bir toz kopardı mı o toz , seni yardım dilemeden bile uzaklaştırır. Atlıya doğru yürü, toza doğru değil. Yoksa atlının tozu, seni ezer bitirir. Tanrı bu kurdun yediği adama " Kurdun tozunu gördü de neden feryad etmedi? Kurdun kopardığı tozu bilemedi. Bunca bilgisiyle, bunca hüneriyle neden yayılıp otlamaya koyuldu? Koyunlar bile kendilerine zarar verecek olan kurdun kokusunu duyar, ondan taraf, taraf kaçarlar. Hayvan bile aslanı kokusundan anlar da otlamayı bırakır" Aslanın kızgınlığından bir koku aldın mı dön Tanrı' ya sığınmaya, yalvarmaya koyul. Onlar, kurdun tozundan ürkmediler, çekinmediler. Tozun ardından o koca mihnet kurdu çatıp geldi. O koyunları, hışımla paraladı gitti. Onlar, akıl çobanından göz yummuşlardı. Onları, çoban ne kadar çağırdı da gelmediler, çobanın gözüne toz toprak serptiler. " Yürü be, biz senden ziyade çobanız. Her birimiz başız, uluyuz. Böyle olduğu halde nasıl sana uyarız? Biz kurtlara lokmayız, senin adamın değil. Ateşin odunlarıyız, utanma arlanma yok bizde" dediler. Bilgisizlik, akılda bir taassuptur ki buna tutulanların şehirlerinde kargalar şom, şom bağrışırlar, yerleri yurtları harabeye döner. Onlar mazlumlar için kuyu kazdılar ama kazdıkları kuyuya kendileri düştüler, ah etmeye başladılar. Yusufların derilerini yüzdüler, fakat kendi yaptıklarını birer, birer buldular. O Yusuf kimdir? Senin hak arayan gönlün, o gönül, bir esir gibi senin yurdunda bağlıdır. Bir Cebrail'i direğe bağlamış, koluna, kanadına yüzlerce yara açmış, perişan etmişsin de. Sonra da önüne kebap olmuş dana getiriyor, bazan da onu samanlığa götürüp hadi ye, işte bizim yağlı gıdamız budur diyorsun. Halbuki ona Tanrı vuslatından başak gıda yoktur. O dertlere düşmüş zavallı da bu işkenceden bu sınanmadan kırılıp senden Tanrıya şikayet ederek der ki: " Yarabbi, bu kocamış kurttan eleman" Tanrı da ona " Sabret, işte vakit geldi. haberi olmayan her kişiden öcünü alacağım" der. Feryada erişen Tanrıdan başka kim feryada erişir ki. O " Yarabbi yüzünün ayrılığından sabrım bitti. Yahudiler elinde aciz kalmış Ahmed'im Semud kavminin hepsine düşmüş Salihim. Ey Peygamberlerin canlarına kutluluk bağışlayan Ya beni öldür, ya kendine çağır, yahut da sen gel! Kafirlere bile ayrılığına tahammül yok. Onların bile her birisi keşke toprak olsaydım der. " Kafirin bile hali böyle olursa senin olanın hali, sensiz e olur?" der. Halk da der ki " Öyledir, doğru ey temiz adam fakat söz dinle, sabret sabır iyidir. Sabah yaklaştı, sus, çok coşma. Ben senin için çalışıp duruyorum, sen çalışma!"
Mesnevi'den Hikayeler DOĞANIN KAZLARI OVAYA ÇAĞIRMASI Doğan ,Kaza " Sudan çık da şekerler akan ovaları bir gör" dedi. Akıllı kaz dedi ki: " Ey sudan uzakta kalmış doğan, su bizim kalemizdir, huzurumuzdur, neşemizdir" şeytan da doğan gibidir. Kazlar, koşun, kendinize gelin, su kalesinden dışarıya az çıkın. Doğana deyin ki: "haydi yürü, yürü dön geri Ey aşağılık adam başımızdan el çek. Biz senin davetinden uzağız, bu davet senin olsun. Biz senin şu nefesini içmeyiz bile a kafir! Kale bizim olsun, şekerle şeker yurdu senin. Bize senin hediyenin lüzumu yok, al senin olsun! Can oldu mu gıda eksik gelmez elbet. Asker var mı, bayrak elbette bulunur! Tedbirli şehirli, birçok özürler getirdi, o merdut ifrite nice bahaneler serdetti. " Şimdi mühim işlerim var. Gelirsem onlar yüz üstü kalır. Düzene girmez. Padişah bana mühim ve nazik bir iş buyurdu, geceleri bile uyumuyor, benim bu işi başarmamı bekliyor. Padişahın emrinden dışarı çıkamam, huzurunda yüzü kapkara olamam. Her sabah, her akşam hususi çavuşu gelip işin neticesini soruyor. Reva görür müsün, köye geleyim de padişah bana yüzünü assın, kaşlarını çatsın? Kızarsa kızgınlığına karşı ne çare bulurum, diriyken kendimi topraklara mı gömeyim?" dedi. Daha da bu çeşit yüzlerce bahaneler etti, fakat hileleri, Tanrı takdirine eş olmadı. Alemin zerreleri birbirine girse yine Tanrının kaza ve kaderine karşı hiçtir hiç! Bu yeryüzü, gökten nasıl kaçabilir, yeryüzü kendini gökten nasıl gizleyebilir? Gökten yeryüzüne ne yağarsa yağar, yeryüzü, ne kaçabilir, ne bir çareye başvurabilir.,ne bir pusuda gizlenebilir. Güneşten ateş yağsa yine o, gökten yağan ateşe karşı yüzünü yerlere döşemiştir. Yağmur yağsa da tufanlar coşsa, üstündeki şehirler yıkılıp yerle yeksan olsa o yine Eyyup gibi teslim olmuştur, ben bir esirim ne dilersen yağdır demektir. Sen de bu yeryüzünün bir cüzünün,baş çekme. Tanrı hükmünü görünce isyan etme. " Sizi topraktan yarattık" sözünü duydun ya, demek ki senden toprak olmanı istiyor, yüz çevirme! ( Tanrı diyor ki:) " Toprağa nice tohum ektim. İnsan da toprağın bir tozundan ibaretti, onu ben yükselttim. Yine bir hamle et de kendine topraklığı sıfat edin, alçal. Ben de seni bütün beylere emir yapayım. Su, yukardan aşağıya, akar da sonra aşağıdan yukarıya akar. Buğday, yukardan aşağıya, yerin dibine gider de ondan sonra yerden baş çıkarıp yükselir. Her meyvenin tohumu yerden biter de ondan sonra yerden baş verir. Nimetlerin aslı felekten ta yere kadar umumiyetle aşağıya geldiler, alçaldılar da temiz cana gıda oldular. Tevazula felekten toprağa inince de diri ve yiğit adamın cüzi oldular. Bu suretle o cemad, insan sıfatlarını kazandı, arşın yücesine uçtu, neşelendi. Önce diri alemden geldik, sonra yine aşağılıktan yücelere çıktık. Diyerek bütün cüzüler, hareket ve sukün hallerinde " Biz, şüphe yok, yine gerisin geri Tanrı' ya dönüyoruz " derler. Gizli cüzlerin zikir ve tespihleri, bir gulguledir salar. Kaza, hileler düzmeye başladı mı köylü şehirliyi mat etti. Şehirli, binlerce rey ve tedbiri olduğu halde mat oldu ve bu seferden afetlere uğradı. Kendi sebatına itimadı vardı, bir dağdı ama yarım bir sel, onu kapıp götürdü. Kaza ve keder, felekten baş çıkardı mı akılların hepsi kör ve sağır olur Balıklar, kendilerini denizden dışarı atarlar. Tuzak, uçan kuşu zebun eder. Peri ve şeytan, şişe içine girer. Hatta Babil Harut'unu bile kaza ve kader kapar, avlar. Ancak kaza ve kaderden yine kaza ve kadere kaçan kişi kurtulur. Hiçbir tedbir onun kanını dökemez. Tanrı'nın kaza ve kaderinden yine Tanrı'nın kaza ve kaderine kaçan kişiden başka hiçbir kimseyi, hiçbir hile, kaza ve kaderden kurtaramaz. Mesnevi'den Hikayeler DERVANLILARIN HİKAYESİ Darvanlılar'ın hikayesini okumadın mı? Okuduysan niçin hileye sapmakta ısrar edip duruyorsun? Birkaç akrep iğneli kişi, birkaç yoksulun rızkını çarpmak için hileye, düzene giriştiler. Gece vakti, sabaha kadar birkaç, Amır'la Bekir yüz yüze verip hile düşündüler. Sırlarını , tanrı anlamasın diye gizli söylüyorlardı. Sıvacıya çamur sıvamaya koyuldular, hiç, el gönülden gizli bir iş yapabilir mi? Tanrı, " Seni yaratan, düşünceni, gizli konuşuşunda, fısıltısında doğruluk mu var, hile mi bunu hiç bilmez mi?" buyurdu. Sabahleyin yola çıkanı gözüyle gören, ertesi gün nereye konacak, bundan sonra nasıl gafil olur? Yüzünü nereye döndürdüğünü, sayısını, yolunu, yordamını, ineceği, çıkacağı yeri nasıl bilmez?şimdi sen de kulağını gafletten temizle de o dertlinin ayrılık derdini dinle. Onun derdine kulak astın, elemlerini dinledin mi bil ki bu, o dertliye verdiğin bir zekattır. Gönül hastalarının dertlerini dinler, yüce canın su ve toprak ihtiyacını anlarsan, bu bir zekattır. Dertli adamın tereddütle dolu, dumanlarla dolu bir gönül evi vardır. Derdini dinlesen o eve bu pencere açmış olursun. Senin bu dinleyişin ona bir nefes yolu oldu mu gönül yurdunda o acı duman azalır. Yolcu, eğer yüce Tanrıya gidiyorsa bize dert daş ol, derdimize çare bul. Bu tereddüt, bir hapistir, bir zindandır. Canın bir tarafa gitmesine müsaade etmez ki. Bu şu tarafa çeker, o bu tarafa, her biri, doğru yol benim der. Bu tereddüt, Tanrı yolunun tuzağı, sarp yeridir. Ne mutlu ayağı çözük kişiye. O, doğru yolda tereddütsüz gider. Eğer yol bilmiyorsan öyle bir hür adamın adımı nerede? Onu ara! Ceylanın izini izle, her şeyden kurtulmuş bir halde yola düş de onun izini izleye, izleye nihayet miske erişesin. Bu çeşit yürüyüşle zahiren ateşe bile girsen yine apaydın yücelere kadar varırsın " Mademki " Korkma" hitabını duydun, ne denizden korkun var ne dalgadan, ne köpükten! Tanrı sana hak korkusunu verdi mi bunu "Korkma" hitabı say. Sana tabak yolladı mı ekmek de yollayacak demektir. Korku, korkusu olmayan adamındır. Dert burada dönüp dolaşmayan kimsenindir. Mesnevi'den Hikayeler KENDİNİ BİLMEZLİĞİN SONU Bir çakal boyacı küpüne düştü, orada bir müddet kaldı. Sonra postu boyanmış olarak çıkıp "Ben illiyyin tavusuyum, demeye başladı. Postu boyanmış pek güzel parlamış, güneş de o renklere vurmuştu. Çakal, kendini yeşil, kızıl, pembe ve sarı renklerde görüp o çeşitli renklerle öbür çakallara göründü. Hepsi de "A çakalcık, bu ne hal? Fazlasıyla neşelere dalmışsın, pek memnunsun. Neşeden adeta bizden nefret ediyorsun! Bu ululuğu nereden elde ettin?" dediler. Fakat çakallardan biri " Sen ya hile yapıyorsun, yahut da hakikatten bir neşeye sahip oldun, neşeliler arasına katıldın. Mimbere çıkmaya, lafla ulu görünüp bu halkı, kendine meftun etmeye kalkıştın bir hayli çalıştım, fakat bir aşk, bir hararet görmeyince hileye sapıp utanmazlığı ele aldım" dedi. Doğruluk ve yanıp yakılma, velilere adettir. Utanmazlık da her aşağılık kişinin sığındığı bir sanat. Bu suretle neşeliyiz diye halkı kendilerine çekerler ama iç yüzlerine bakılırsa hiç de hoş değildirler. Aşağılık bir adam, bir kuyruk parçası buldu. Her sabah bıyıklarını onunla yağlar, devlet sahiplerinin yanına varıp "Evde yağlı yemek yedim" der. Sözünün doğruluğunu ispat için de, bıyıklarıma bakın gibilerden eliyle bıyıklarını sıvazlarlar. " İşte sözümün doğruluğuna şahit, bıyıklarım, yağlı, yağlı şeyler yediğime delil" demek isterdi. Karnı ise sessiz, sedasız " Tanrı, yalancıların düzenini kurutsun! Senin lafın bizi ateşlere yaktı. O yağlı bıyığın kökünden kopsun. A yoksul şu kötü davan olmasaydı belki bir kerem sahibi bize acırdı. Yahut da noksanını, yoksulluğunu söyleseydin, bu yalanları, bu düzenleri düzüp koşmasaydın, bir doktor çıkarda derdine dava ederdi." Dedi. Tanrı" Ey eğri adam , kulağını, kuyruğunu sallama, doğrulara, doğrulukları fayda verir" dedi. A cenabet, mağarada eğri büğrü yatma. Neyin varsa göster, "doğrul, doğru ol" ayıbını söylemiyorsan bari sus, gösterişte, hileyle kendini öldürme! Bir para elde ettiyse ağzını açma, yolda sınama taşları var. Sınama taşlarının önünde de halli, hallerine sınamalar var, onlarda imtihanlara tabi! Tanrı, " Doğumdan bu ana kadar onlara her iki kere sınanırlar" dedi. Babam, imtihan içinde imtihan var. Derlen toplan da ufacık bir imtihanla kendini satma! Babur oğlu Bel'am'la melun iblis, en son imtihanda alçaldılar. " o adam da kendi iddiasınca devletli görünürdü ya, fakat midesi, bıyığına lanet eder, " Yarabbi, şu adamın gizlendiğini sen dışarıya meydana çıkar. Bizi yaktı, yandırdı, sen onu rüsvay et" derdi. Onun bedeninin bütün cüzleri, ona düşman olmuştu. O bahardan dem vurdu ama onlar, kışın ta kendisindeydiler. Adam, ihsandan, keremden dem vururdu ama merhamet dalını, ta kökünden kesmekteydi. Ya doğru ol, doğruluğunu göster, yahut sus da merhamete eriş, sonra coş. Adamın karnı da bıyıklarına düşman kesilmiş, gizlice el kaldırıp dua ediyor. " Yarabbi, sen bu aşağılık herifi rüsvay et de kerem sahipleri bize merhamete gelsinler" diyordu. Karnın duası kabul oldu. İhtiyaçtan doğan yanıp yakılma dışarıya kadar bayrak açtı, görünür bir hale geldi. Tanrı " Beni çağırdın mı, suçlu olsam da, putperest de olsam ben yine icabet ederim. Onun için duadan hiç çekinme; hiç usanma. Dua, nihayet seni gulyabani nefsin elinden kurtarır." Demiştir. Karın, kendini Tanrıya ısmarlayınca ansızın bir kedi gelip o kuyruk parçasını kaptı, götürdü. Ev halkı, kedinin peşine düştüler, fakat kedi koşup kaçtı. Babamın azarına uğrayacağım diye çocuğunun beti, benzi kaçtı. Babası, bir toplulukta otururken o çocukcağız gelip işi anlattı. O lafla geçinen adamın şerefini bir paralık etti. Dedi ki: " Hani her sabah dudaklarını, bıyıklarını yağladığın o kuyruk parçası yok muydu? Kedi geldi onu kapıverdi. Ardına düştük, bir hayli koştuk ama faydasız yakalayamadık ki!" oradakiler şaşırıp gülüştüler. Bu hale acıdılar. Onu davet edip doyurdular, yeryüzüne benzeyen varlığına merhamet tohumunu ektiler. O da ululardan doğruluk zevkini görünce ululuğu bırakıp doğruluğa kul oldu. O rengarenk çakal gizlice çıkagelip kendisini kınayanın kulağına dedi ki: " Hele bir bana bak. Şamanın bile böyle bir putu yoktur. Gül bahçesi gibi ne de güzel bir hale geldim, ne de hoş yüzlerce renklere boyandım. Benden baş çekme, secde et bana! Şu güzelliğime, şu letafetime, şu rengime bak da bana Fahri Dünya, Rükn-i din de! Tanrı lütfuna mazhar oldum ululuk sırlarını şerheden levh haline geldim. Çakallar, oraya toplandılar, mumun etrafındaki pervaneye döndüler. Hiç çakalda bunca güzellik mi olur?" " peki a elmasım, sana ne diyelim?" diye sordular. Çakal. " Müşteri yıldızına benzer erkek aslan deyin" dedi. Bunun üzerine dediler ki: " İyi ama can tavusları gül bahçelerinde salınır cilvelenirler." " Sen de öyle cilveleniyor musun?" çakal, "yok canım çöle düşmeden nasıl Mina'ya vardım diyebilirim?" dedi. Peki tavus kuşları gibi bağırabilir misin?" diye sordular. "kara taştan kaynak mı çıkar hiç" diye cevap verdi. Bunun üzerine dediler ki. " Tavusun güzellik elbisesi gökten gelir, ezelidir. Hileyle dava ile hiç, o güzelliği elde edebilir misin sen? Firavun da saçını, sakalını süslemişi eşekliğinden kendisini Musa'dan yüce göstermeye, ondan daha yücelere bir derece üstün uçmaya kalkışmıştı. O da, boyacı, küpüne düşen dişi çakalın soyundandı. O da mal ve mevki küpüne düşmüştü! Kim onun Mevkiini, malını gördüyse secde etti, o da saçma sapan heriflerin secdelerine kapandı. O yamalı hırka giyen yoksul halkın secdesinden, malına mülküne karşı şaşırmasından adeta kendinden geçmiş, bir sarhoşçuk oluvermişti! Mal yılandır, onda zehirler var. Halkın mal sahibini büyük sayması, ona secde etmesiyse ejderhadır adeta. A firavun, ululanıp durma, sen bir çakalsın, tavusluk davasına kalkışma. Tavusların arasına varsan aciz kalır, onlar gibi salınamaz, rüsvay olursun. Musa ile Harun, tavuslara benzerlerdi. Karşısında salındılar, cilvelendiler, seni perişan ettiler. Çirkinliğin meydana çıktı, rüsvay oldun gitti. Yücelikten aşağılıklara düşüverdin! Mehenk taşını görünce kalp akça gibi simsiyah oldun. Üstündeki aslan nakşı gitti, köpekliğin meydana çıktı. A uyuz çirkin köpek, hırsından, kızgınlığından aslan postuna bürünme. Aslan kükrer de seni sınar. O vakit üstünde aslan, sureti olduğu, fakat hakikatte köpeklerin huylarına sahip olduğun anlaşılır. Tanrı, söz gelişiminde Peygambere dedi ki: " Münafıkların anlaşılması için en kolay ve görünür delil şudur: münafık iri yarı, korkunç, zahiren babayiğit görünse bile sen onun sesinin tonundan ve sözünden tanır anlarsın, testi aldığın zaman o testilere vurursun değil mi? Neden vurursun? Sesinden kırık testiyi anlama için. Kırık testinin sesi daha başka türlü olur. Ses, çavuşa benze, önde gider" ses gelir de o şeyin ne olduğunu anlatır, onun ahvalini sayar, döker. Ses matara benzer, fiil de o mastarı tasrif eder! Sınama sözü gelince hemencecik Harut hikayesini hatırladım. Mesnevi'den Hikayeler HARUT'LA MARUT'UN HİKAYESİ Bundan önce de bu bahse dair az bir söz söylemiştik. Fakat zaten ne kadar söylesek ancak binde birini anlatabiliriz. Bu vakayı adamakıllı anlatmak istedim ama şimdiye kadar söz, sözü açtı, birçok sebeplerle kalıp gitti. Hele bir hamle daha edeyim de çoğundan azını, adeta filin tek bir uzvunu söylemiş olayım. Ey yüzüne kul, köle olduğumuz, Harut ve Marut kıssasını dinle! Tanrı lütfunu , padişahın lütuf şeklinde tecelli eden şaşılacak kahırlarını seyretmekten sarhoş olmuşlardı. Tanrının kahırlarında böyle sarhoşluklar varken Tanrı miracının ne sarhoşlukları var? Tuzağındaki tane,insana böyle bir sarhoşluk verirse ya nimet sofrası ne yapar ne lütufkarda bulunur? Harut da Marut da sarhoş olmuşlar, bağlarını çözmüşler, kayıttan kurtulmuşlar, aşıkçasına hayhuylar ediyorlar naralar atıyorlardı. Fakat yolda öyle bir tuzak, öyle bir imtihan vardı ki kasırgası dağları bile saman çöpü gibi kapıp götürebilirdi. Bu sınama bunları altüst etmekteydi. Fakat sarhoşun bunlardan ne haberi olabilir ki? Sarhoşun önünde hendek de birdir, meydan da, ona kuyu da doğru yol kesilmiştir, hendek de! Dağ keçisi, yüce dağ başlarında yiyecek arar, hiçbir zarara uğramadan koşar durur. Yiyecek bulmak, yayılmak üzereyken ansızın feleğin sınaması gelir çatar. Öbür dağa bakar, orada bir dişi dağ keçisi görür. Derhal gözleri kararır. Bu dağdan ta o dağa sıçramak ister. Dişi keçinin bulunduğu dağ, ona kadar yakın görünür ki oraya sıçramak ister. Dişi keçinin bulunduğu dağ, ona o kadar yakın görünür ki oraya sıçramak, ev kapısının etrafında koşup dolanmak kadar kolay gelir. Binlerce arşın yol ona iki arşınlık bir mesafe görünür, o sarhoşlukla sıçramak ister. Sıçrayınca da iki amansız dağın arasında ki çukura düşüverir. O avcılar dan dağa kaçmıştı, kaçıp sığındığı yer, kanını döker. Avcılarsa o iki dağ arasındaki yarda oturmuş, bu azametli kaza ve kaderin zuhurunu beklemekteler. Dağ keçisi, ekseriyetle böyle avlanır. Yoksa bu hayvan, pek yürük, pek çeviktir, düşmanını sezer anlar. Rüstem'in kellesi, kulağı yerindedir, sakallı bıyıklı bir adamdır. Ama ayağını tutup onu kafese sokan tuzak şehvettir. Benim gibi şehvet sarhoşluğundan kesil, bu sarhoşluğu, devede seyret.! Sonra da bu alemdeki bu şehvet sarhoşluğu, bil ki meleklerin sarhoşluğuna karşı pek hordur, pek bayağıdır. O sarhoşluk, bu sarhoşluğu kırar, mahveder. Melek, nasıl olur da şehvete iltifat eder ki? Tatlı suyu tatmadıkça acı su, insana gözünün nuru gibi hoş gelir. Gökyüzü şaraplarının bir katrası bile insanı şaraptan da vazgeçirir, sakilerden de. Artık düşün sen, meleklerin ne sarhoşlukları olur, tertemiz ruhlar, ululuktan ne mestiliklere düşer! Onlar bu şaraptan bir koku alarak gönüllerini vermişler bu alemi şarabın küpünü kırmışlardır. Ancak, ümitsiz ve o alemden uzak olanlar, kafirler gibi kabirlerinde gizlenmişler, iki alemden de ümitlerini kesmişler, hadde hesaba gelmez dikenler ekmişlerdir. Harut la Marut,sarhoşluklarından " Ah ne olurdu, bulut gibi biz de yeryüzüne rahmet yağdırsak, bu zulüm yurduna adalet, insaf, ibadet ve vefayı yaysaydık" dediler. Onlar bunu dedi ama kaza ve kader de " durun ayaklarınızın önünde gizli tuzaklar pek çok. Kendinize gelin de körcesine Kerbela'ya at sürmeyin! Çünkü o çölde helak olanların kıllarından kemiklerinden yolcu, ayak basacak yer bulamaz. Yol, baştan başa kıl, kemik, sinir, doludur. Tanrının kahir kılıcı, nice varları yok etmiştir. Tanrı " Tanrının inayetine erişen kullar, yeryüzünde yavaş ve mülayim bir surette yürürler" dedi. Ayağı yalın olan dikenlikte nasıl yürür? Dura, dura. Düşüne, düşüne, ihtiyatla adım ata, ata! Diyordu. Kaza bunu söylüyordu ama onların kulakları, coşkunlukları yüzünden tıkanmış, sağır olmuştu. Varlıklarından kurtulanlardan başka herkesin gözlerini bağlamışlar, kulaklarını tıkamışlardır. Gözleri, Tanrı inayetinden başka ne açar, kızgınlığı sevgiden başka ne yatıştırır? Dilerim, Tanrı ihsanı olmayan muvaffakiyete ulaşmak için çalışıp çabalama, dünyada kimseye mukadder olmasın, doğruyu Tanrı daha iyi bilir. Mesnevi'den Hikayeler FİRAVUNUN RÜYASI Firavunun çalışıp çabalaması, Tanrı ihsanı olan muvaffakiyete ulaşmamıştı. Tanrı muvaffakiyet vermediği için de diktiği yırtılıp sökülüyordu. Hükmünde binlerce müneccim, binlerce düş yorucu, binlerce büyücü vardı. Firavuna rüyasında Musa'nın doğacığını, firavunu ve saltanatını mahvedeceğini göstermişlerdi. Düş yorucularla müneccimlere " Bu hayalin, bu kötü rüyanın delalet ettiği şeyi nasıl defetmeli?" dedi. Hepi de dediler ki: " Bir tedbirde bulunalım, çocuğun doğmasına mani olalım" doğum gecesi gelince Firavun kulları şu tedbiri kabul ettiler, şunu münasip gördüler: o gün İsrail oğullarını erkenden meydana, padişahın huzuruna götüreceklerdi. " Ey İsrail oğulları haydin sizi padişah filan yerde huzuruna çağırıyor. Sizi örtüsüz, nikapsız yüzünü gösterecek, sevaba ermek üzere size ihsanlarda bulunacak" diye tellallar bağıracaklardı. Çünkü o esirler, Firavuna hiç yaklaşmazlardı, onu görmelerine izin yoktu. Hatta yolda ona rastlasalar yüzü koyun yere kapanmaları emredilmişti. Kanun buydu: hiçbir esir, ister vakitli olsun, ister vakitsiz, o padişahın yüzünü göremeyecek. Yolda çavuşların seslerini duydu mu, yüzünü görmemek için duvara dönecekti. Şayet yüzünü görürse mücrim sayılır, başına gelecek en kötü şeyler gelip çatardı. Onlarda görmeleri men edilen o yüzü görmeyi pek isterlerdi. İnsan man edildiği şeye haristir derler. ( tellallar bağırdılar:) " esirler meydana doğru koşun. Umulur ki padişahlar padişahı size yüzünü gösterecek. İhsanlarda bulunacak!" israiloğulları bu müjdeyi duyunca padişahın didarına susuz ve müştak olduklarından, hileye inandılar. Süslenip , püslenip o tarafa doğru koştular. Hani şunun gibi: Burada da hilekar Moğollar, " Mısırlılardan birini arıyoruz . Mısırlıları bu tarafa toplayın da aradığımızı ele geçirelim" derler. Kim gelirse " hayır bu değil. Sen geç oracıkta otur"derler de . Bu suretle herkes derlenip toparlandı mı bu hileyle hepsinin boynunu vurular. Onlar, ezan sesi duyunca Tanrı davetçisine uymazlardı ya. Onun şomluğu yüzünden. Hilekar Moğolların daveti, onları ölüme kadar çekti, sürdü. Akıllı kişi, sakın Şeytanın hilesinden ! Yoksulların, muhtaçların seslerini içesiye duy da hilebaz kişinin sesi kulağını tutup çekmesin! Yoksullar, tamahkar ve kötü huylu adamlarsa bile sen yine gönül sahibini onların içinde ara" Denizin dibinde inciler, taşlarla karışık olarak bulunur. Övülecek şeyler, ayıplar kusurlar arasında olur. İsrail oğulları coşarak erkenden meydana doğru koştular. Firavun bu hileyle onları meydana götürünce güzelim yüzünü onlara gösterdi. Gönüllerini aldı, ihsanlarda bulundu, vaitler etti. Ondan sonrada " Canınız için ne olur. Bu akşam hepiniz bu meydan da kalın, burada yatın uyuyun" dedi. Cevap vererek dediler ki, sana kulluk eder, sözünü dinler hatta dilersen burada bir ay otururuz" Firavunun, geceleyin " Bu gece doğum gecesi, fakat hepside karılarından ayrı" diye sevinerek geri döndü. Haznedarı İmran da yanındaydı. Onunla konuşa , konuşa Şehre geldi. ona " imran, bu gece sen de burada yat, karının yanına gitme onunla buluşma" dedi. İmran, " Peki, burada yatarım, senin gönlünün istediği şeyden başka bir şey düşünmem bile" dedi. İmran da İsrail oğullarındandı fakat Firavunun adeta gönüllü , candı. Firavun onun isyan edeceğini, gönlünü korktuğu şeyi yapacağını nereden akıl edecekti? Firavun gitti, İmran da orada yatıp uyudu. Gece yarısından sonra karısı, onu görmeye geldi. Üstüne kapanıp dudaklarından öpmeye koyuldu. Gece yarısı, onu uykudan uyandırdı. İmran uyanıp karısını gördü. Kadın, hoşuna gitti, dudak dudağa öpüşmeye başladılar. İmran, " Bu zamanda nasıl geldin dedi?" kadın "Sana iştiyakımdan. Tanrının kaza ve kaderi bu" diye cevap verdi. İmran, karısını sevgiyle kucakladı kendini tutamadı. Onunla buluştu ve emaneti ona verdi. Sonrada dedi ki: " Kadın, bu küçük iş değil!" demir taşa çalındı, bir ateştir sıçradı. Hem de öyle bir ateş ki padişahtan da saltanatından öç alıcı, padişaha da, saltanatına da kin güdücü bir ateş. Ben buluta benziyorum sen yersin Musa'da nebat Tanrı , satranç oyununda şahı sürüyor. Bir yutulduk mu yutulduk! Hanım, yutulmayı da hakiki padişah olan Tanrıdan bil, yutmayı da o işi bizden bilip bize hayıflanma! Firavunun korktuğu şey yok mu ? Seninle buluştum meydana geldi işte! Sakın bunu kimseye söyleme, gizle de bana da yüzlerce türlü gam gussa gelmesin, sana da. Sonucu, bunun eserlerini meydana çıkar çünkü nazeninin alametleri belirdi! Tam o sırada meydandaki halktan naralar duyulmaya yer gök naralarla dolmaya başladı. Firavun, bu naralardan korkup sıçradı gürültünün ne olduğunu anlamak için yalınayak koştu.
Mesnevi'den Hikayeler DOĞANIN KAZLARI OVAYA ÇAĞIRMASI Doğan ,Kaza " Sudan çık da şekerler akan ovaları bir gör" dedi. Akıllı kaz dedi ki: " Ey sudan uzakta kalmış doğan, su bizim kalemizdir, huzurumuzdur, neşemizdir" şeytan da doğan gibidir. Kazlar, koşun, kendinize gelin, su kalesinden dışarıya az çıkın. Doğana deyin ki: "haydi yürü, yürü dön geri Ey aşağılık adam başımızdan el çek. Biz senin davetinden uzağız, bu davet senin olsun. Biz senin şu nefesini içmeyiz bile a kafir! Kale bizim olsun, şekerle şeker yurdu senin. Bize senin hediyenin lüzumu yok, al senin olsun! Can oldu mu gıda eksik gelmez elbet. Asker var mı, bayrak elbette bulunur! Tedbirli şehirli, birçok özürler getirdi, o merdut ifrite nice bahaneler serdetti. " Şimdi mühim işlerim var. Gelirsem onlar yüz üstü kalır. Düzene girmez. Padişah bana mühim ve nazik bir iş buyurdu, geceleri bile uyumuyor, benim bu işi başarmamı bekliyor. Padişahın emrinden dışarı çıkamam, huzurunda yüzü kapkara olamam. Her sabah, her akşam hususi çavuşu gelip işin neticesini soruyor. Reva görür müsün, köye geleyim de padişah bana yüzünü assın, kaşlarını çatsın? Kızarsa kızgınlığına karşı ne çare bulurum, diriyken kendimi topraklara mı gömeyim?" dedi. Daha da bu çeşit yüzlerce bahaneler etti, fakat hileleri, Tanrı takdirine eş olmadı. Alemin zerreleri birbirine girse yine Tanrının kaza ve kaderine karşı hiçtir hiç! Bu yeryüzü, gökten nasıl kaçabilir, yeryüzü kendini gökten nasıl gizleyebilir? Gökten yeryüzüne ne yağarsa yağar, yeryüzü, ne kaçabilir, ne bir çareye başvurabilir.,ne bir pusuda gizlenebilir. Güneşten ateş yağsa yine o, gökten yağan ateşe karşı yüzünü yerlere döşemiştir. Yağmur yağsa da tufanlar coşsa, üstündeki şehirler yıkılıp yerle yeksan olsa o yine Eyyup gibi teslim olmuştur, ben bir esirim ne dilersen yağdır demektir. Sen de bu yeryüzünün bir cüzünün,baş çekme. Tanrı hükmünü görünce isyan etme. " Sizi topraktan yarattık" sözünü duydun ya, demek ki senden toprak olmanı istiyor, yüz çevirme! ( Tanrı diyor ki:) " Toprağa nice tohum ektim. İnsan da toprağın bir tozundan ibaretti, onu ben yükselttim. Yine bir hamle et de kendine topraklığı sıfat edin, alçal. Ben de seni bütün beylere emir yapayım. Su, yukardan aşağıya, akar da sonra aşağıdan yukarıya akar. Buğday, yukardan aşağıya, yerin dibine gider de ondan sonra yerden baş çıkarıp yükselir. Her meyvenin tohumu yerden biter de ondan sonra yerden baş verir. Nimetlerin aslı felekten ta yere kadar umumiyetle aşağıya geldiler, alçaldılar da temiz cana gıda oldular. Tevazula felekten toprağa inince de diri ve yiğit adamın cüzi oldular. Bu suretle o cemad, insan sıfatlarını kazandı, arşın yücesine uçtu, neşelendi. Önce diri alemden geldik, sonra yine aşağılıktan yücelere çıktık. Diyerek bütün cüzüler, hareket ve sukün hallerinde " Biz, şüphe yok, yine gerisin geri Tanrı' ya dönüyoruz " derler. Gizli cüzlerin zikir ve tespihleri, bir gulguledir salar. Kaza, hileler düzmeye başladı mı köylü şehirliyi mat etti. Şehirli, binlerce rey ve tedbiri olduğu halde mat oldu ve bu seferden afetlere uğradı. Kendi sebatına itimadı vardı, bir dağdı ama yarım bir sel, onu kapıp götürdü. Kaza ve keder, felekten baş çıkardı mı akılların hepsi kör ve sağır olur Balıklar, kendilerini denizden dışarı atarlar. Tuzak, uçan kuşu zebun eder. Peri ve şeytan, şişe içine girer. Hatta Babil Harut'unu bile kaza ve kader kapar, avlar. Ancak kaza ve kaderden yine kaza ve kadere kaçan kişi kurtulur. Hiçbir tedbir onun kanını dökemez. Tanrı'nın kaza ve kaderinden yine Tanrı'nın kaza ve kaderine kaçan kişiden başka hiçbir kimseyi, hiçbir hile, kaza ve kaderden kurtaramaz. Mesnevi'den Hikayeler DERVANLILARIN HİKAYESİ Darvanlılar'ın hikayesini okumadın mı? Okuduysan niçin hileye sapmakta ısrar edip duruyorsun? Birkaç akrep iğneli kişi, birkaç yoksulun rızkını çarpmak için hileye, düzene giriştiler. Gece vakti, sabaha kadar birkaç, Amır'la Bekir yüz yüze verip hile düşündüler. Sırlarını , tanrı anlamasın diye gizli söylüyorlardı. Sıvacıya çamur sıvamaya koyuldular, hiç, el gönülden gizli bir iş yapabilir mi? Tanrı, " Seni yaratan, düşünceni, gizli konuşuşunda, fısıltısında doğruluk mu var, hile mi bunu hiç bilmez mi?" buyurdu. Sabahleyin yola çıkanı gözüyle gören, ertesi gün nereye konacak, bundan sonra nasıl gafil olur? Yüzünü nereye döndürdüğünü, sayısını, yolunu, yordamını, ineceği, çıkacağı yeri nasıl bilmez?şimdi sen de kulağını gafletten temizle de o dertlinin ayrılık derdini dinle. Onun derdine kulak astın, elemlerini dinledin mi bil ki bu, o dertliye verdiğin bir zekattır. Gönül hastalarının dertlerini dinler, yüce canın su ve toprak ihtiyacını anlarsan, bu bir zekattır. Dertli adamın tereddütle dolu, dumanlarla dolu bir gönül evi vardır. Derdini dinlesen o eve bu pencere açmış olursun. Senin bu dinleyişin ona bir nefes yolu oldu mu gönül yurdunda o acı duman azalır. Yolcu, eğer yüce Tanrıya gidiyorsa bize dert daş ol, derdimize çare bul. Bu tereddüt, bir hapistir, bir zindandır. Canın bir tarafa gitmesine müsaade etmez ki. Bu şu tarafa çeker, o bu tarafa, her biri, doğru yol benim der. Bu tereddüt, Tanrı yolunun tuzağı, sarp yeridir. Ne mutlu ayağı çözük kişiye. O, doğru yolda tereddütsüz gider. Eğer yol bilmiyorsan öyle bir hür adamın adımı nerede? Onu ara! Ceylanın izini izle, her şeyden kurtulmuş bir halde yola düş de onun izini izleye, izleye nihayet miske erişesin. Bu çeşit yürüyüşle zahiren ateşe bile girsen yine apaydın yücelere kadar varırsın " Mademki " Korkma" hitabını duydun, ne denizden korkun var ne dalgadan, ne köpükten! Tanrı sana hak korkusunu verdi mi bunu "Korkma" hitabı say. Sana tabak yolladı mı ekmek de yollayacak demektir. Korku, korkusu olmayan adamındır. Dert burada dönüp dolaşmayan kimsenindir. Mesnevi'den Hikayeler KENDİNİ BİLMEZLİĞİN SONU Bir çakal boyacı küpüne düştü, orada bir müddet kaldı. Sonra postu boyanmış olarak çıkıp "Ben illiyyin tavusuyum, demeye başladı. Postu boyanmış pek güzel parlamış, güneş de o renklere vurmuştu. Çakal, kendini yeşil, kızıl, pembe ve sarı renklerde görüp o çeşitli renklerle öbür çakallara göründü. Hepsi de "A çakalcık, bu ne hal? Fazlasıyla neşelere dalmışsın, pek memnunsun. Neşeden adeta bizden nefret ediyorsun! Bu ululuğu nereden elde ettin?" dediler. Fakat çakallardan biri " Sen ya hile yapıyorsun, yahut da hakikatten bir neşeye sahip oldun, neşeliler arasına katıldın. Mimbere çıkmaya, lafla ulu görünüp bu halkı, kendine meftun etmeye kalkıştın bir hayli çalıştım, fakat bir aşk, bir hararet görmeyince hileye sapıp utanmazlığı ele aldım" dedi. Doğruluk ve yanıp yakılma, velilere adettir. Utanmazlık da her aşağılık kişinin sığındığı bir sanat. Bu suretle neşeliyiz diye halkı kendilerine çekerler ama iç yüzlerine bakılırsa hiç de hoş değildirler. Aşağılık bir adam, bir kuyruk parçası buldu. Her sabah bıyıklarını onunla yağlar, devlet sahiplerinin yanına varıp "Evde yağlı yemek yedim" der. Sözünün doğruluğunu ispat için de, bıyıklarıma bakın gibilerden eliyle bıyıklarını sıvazlarlar. " İşte sözümün doğruluğuna şahit, bıyıklarım, yağlı, yağlı şeyler yediğime delil" demek isterdi. Karnı ise sessiz, sedasız " Tanrı, yalancıların düzenini kurutsun! Senin lafın bizi ateşlere yaktı. O yağlı bıyığın kökünden kopsun. A yoksul şu kötü davan olmasaydı belki bir kerem sahibi bize acırdı. Yahut da noksanını, yoksulluğunu söyleseydin, bu yalanları, bu düzenleri düzüp koşmasaydın, bir doktor çıkarda derdine dava ederdi." Dedi. Tanrı" Ey eğri adam , kulağını, kuyruğunu sallama, doğrulara, doğrulukları fayda verir" dedi. A cenabet, mağarada eğri büğrü yatma. Neyin varsa göster, "doğrul, doğru ol" ayıbını söylemiyorsan bari sus, gösterişte, hileyle kendini öldürme! Bir para elde ettiyse ağzını açma, yolda sınama taşları var. Sınama taşlarının önünde de halli, hallerine sınamalar var, onlarda imtihanlara tabi! Tanrı, " Doğumdan bu ana kadar onlara her iki kere sınanırlar" dedi. Babam, imtihan içinde imtihan var. Derlen toplan da ufacık bir imtihanla kendini satma! Babur oğlu Bel'am'la melun iblis, en son imtihanda alçaldılar. " o adam da kendi iddiasınca devletli görünürdü ya, fakat midesi, bıyığına lanet eder, " Yarabbi, şu adamın gizlendiğini sen dışarıya meydana çıkar. Bizi yaktı, yandırdı, sen onu rüsvay et" derdi. Onun bedeninin bütün cüzleri, ona düşman olmuştu. O bahardan dem vurdu ama onlar, kışın ta kendisindeydiler. Adam, ihsandan, keremden dem vururdu ama merhamet dalını, ta kökünden kesmekteydi. Ya doğru ol, doğruluğunu göster, yahut sus da merhamete eriş, sonra coş. Adamın karnı da bıyıklarına düşman kesilmiş, gizlice el kaldırıp dua ediyor. " Yarabbi, sen bu aşağılık herifi rüsvay et de kerem sahipleri bize merhamete gelsinler" diyordu. Karnın duası kabul oldu. İhtiyaçtan doğan yanıp yakılma dışarıya kadar bayrak açtı, görünür bir hale geldi. Tanrı " Beni çağırdın mı, suçlu olsam da, putperest de olsam ben yine icabet ederim. Onun için duadan hiç çekinme; hiç usanma. Dua, nihayet seni gulyabani nefsin elinden kurtarır." Demiştir. Karın, kendini Tanrıya ısmarlayınca ansızın bir kedi gelip o kuyruk parçasını kaptı, götürdü. Ev halkı, kedinin peşine düştüler, fakat kedi koşup kaçtı. Babamın azarına uğrayacağım diye çocuğunun beti, benzi kaçtı. Babası, bir toplulukta otururken o çocukcağız gelip işi anlattı. O lafla geçinen adamın şerefini bir paralık etti. Dedi ki: " Hani her sabah dudaklarını, bıyıklarını yağladığın o kuyruk parçası yok muydu? Kedi geldi onu kapıverdi. Ardına düştük, bir hayli koştuk ama faydasız yakalayamadık ki!" oradakiler şaşırıp gülüştüler. Bu hale acıdılar. Onu davet edip doyurdular, yeryüzüne benzeyen varlığına merhamet tohumunu ektiler. O da ululardan doğruluk zevkini görünce ululuğu bırakıp doğruluğa kul oldu. O rengarenk çakal gizlice çıkagelip kendisini kınayanın kulağına dedi ki: " Hele bir bana bak. Şamanın bile böyle bir putu yoktur. Gül bahçesi gibi ne de güzel bir hale geldim, ne de hoş yüzlerce renklere boyandım. Benden baş çekme, secde et bana! Şu güzelliğime, şu letafetime, şu rengime bak da bana Fahri Dünya, Rükn-i din de! Tanrı lütfuna mazhar oldum ululuk sırlarını şerheden levh haline geldim. Çakallar, oraya toplandılar, mumun etrafındaki pervaneye döndüler. Hiç çakalda bunca güzellik mi olur?" " peki a elmasım, sana ne diyelim?" diye sordular. Çakal. " Müşteri yıldızına benzer erkek aslan deyin" dedi. Bunun üzerine dediler ki: " İyi ama can tavusları gül bahçelerinde salınır cilvelenirler." " Sen de öyle cilveleniyor musun?" çakal, "yok canım çöle düşmeden nasıl Mina'ya vardım diyebilirim?" dedi. Peki tavus kuşları gibi bağırabilir misin?" diye sordular. "kara taştan kaynak mı çıkar hiç" diye cevap verdi. Bunun üzerine dediler ki. " Tavusun güzellik elbisesi gökten gelir, ezelidir. Hileyle dava ile hiç, o güzelliği elde edebilir misin sen? Firavun da saçını, sakalını süslemişi eşekliğinden kendisini Musa'dan yüce göstermeye, ondan daha yücelere bir derece üstün uçmaya kalkışmıştı. O da, boyacı, küpüne düşen dişi çakalın soyundandı. O da mal ve mevki küpüne düşmüştü! Kim onun Mevkiini, malını gördüyse secde etti, o da saçma sapan heriflerin secdelerine kapandı. O yamalı hırka giyen yoksul halkın secdesinden, malına mülküne karşı şaşırmasından adeta kendinden geçmiş, bir sarhoşçuk oluvermişti! Mal yılandır, onda zehirler var. Halkın mal sahibini büyük sayması, ona secde etmesiyse ejderhadır adeta. A firavun, ululanıp durma, sen bir çakalsın, tavusluk davasına kalkışma. Tavusların arasına varsan aciz kalır, onlar gibi salınamaz, rüsvay olursun. Musa ile Harun, tavuslara benzerlerdi. Karşısında salındılar, cilvelendiler, seni perişan ettiler. Çirkinliğin meydana çıktı, rüsvay oldun gitti. Yücelikten aşağılıklara düşüverdin! Mehenk taşını görünce kalp akça gibi simsiyah oldun. Üstündeki aslan nakşı gitti, köpekliğin meydana çıktı. A uyuz çirkin köpek, hırsından, kızgınlığından aslan postuna bürünme. Aslan kükrer de seni sınar. O vakit üstünde aslan, sureti olduğu, fakat hakikatte köpeklerin huylarına sahip olduğun anlaşılır. Tanrı, söz gelişiminde Peygambere dedi ki: " Münafıkların anlaşılması için en kolay ve görünür delil şudur: münafık iri yarı, korkunç, zahiren babayiğit görünse bile sen onun sesinin tonundan ve sözünden tanır anlarsın, testi aldığın zaman o testilere vurursun değil mi? Neden vurursun? Sesinden kırık testiyi anlama için. Kırık testinin sesi daha başka türlü olur. Ses, çavuşa benze, önde gider" ses gelir de o şeyin ne olduğunu anlatır, onun ahvalini sayar, döker. Ses matara benzer, fiil de o mastarı tasrif eder! Sınama sözü gelince hemencecik Harut hikayesini hatırladım. Mesnevi'den Hikayeler HARUT'LA MARUT'UN HİKAYESİ Bundan önce de bu bahse dair az bir söz söylemiştik. Fakat zaten ne kadar söylesek ancak binde birini anlatabiliriz. Bu vakayı adamakıllı anlatmak istedim ama şimdiye kadar söz, sözü açtı, birçok sebeplerle kalıp gitti. Hele bir hamle daha edeyim de çoğundan azını, adeta filin tek bir uzvunu söylemiş olayım. Ey yüzüne kul, köle olduğumuz, Harut ve Marut kıssasını dinle! Tanrı lütfunu , padişahın lütuf şeklinde tecelli eden şaşılacak kahırlarını seyretmekten sarhoş olmuşlardı. Tanrının kahırlarında böyle sarhoşluklar varken Tanrı miracının ne sarhoşlukları var? Tuzağındaki tane,insana böyle bir sarhoşluk verirse ya nimet sofrası ne yapar ne lütufkarda bulunur? Harut da Marut da sarhoş olmuşlar, bağlarını çözmüşler, kayıttan kurtulmuşlar, aşıkçasına hayhuylar ediyorlar naralar atıyorlardı. Fakat yolda öyle bir tuzak, öyle bir imtihan vardı ki kasırgası dağları bile saman çöpü gibi kapıp götürebilirdi. Bu sınama bunları altüst etmekteydi. Fakat sarhoşun bunlardan ne haberi olabilir ki? Sarhoşun önünde hendek de birdir, meydan da, ona kuyu da doğru yol kesilmiştir, hendek de! Dağ keçisi, yüce dağ başlarında yiyecek arar, hiçbir zarara uğramadan koşar durur. Yiyecek bulmak, yayılmak üzereyken ansızın feleğin sınaması gelir çatar. Öbür dağa bakar, orada bir dişi dağ keçisi görür. Derhal gözleri kararır. Bu dağdan ta o dağa sıçramak ister. Dişi keçinin bulunduğu dağ, ona kadar yakın görünür ki oraya sıçramak ister. Dişi keçinin bulunduğu dağ, ona o kadar yakın görünür ki oraya sıçramak, ev kapısının etrafında koşup dolanmak kadar kolay gelir. Binlerce arşın yol ona iki arşınlık bir mesafe görünür, o sarhoşlukla sıçramak ister. Sıçrayınca da iki amansız dağın arasında ki çukura düşüverir. O avcılar dan dağa kaçmıştı, kaçıp sığındığı yer, kanını döker. Avcılarsa o iki dağ arasındaki yarda oturmuş, bu azametli kaza ve kaderin zuhurunu beklemekteler. Dağ keçisi, ekseriyetle böyle avlanır. Yoksa bu hayvan, pek yürük, pek çeviktir, düşmanını sezer anlar. Rüstem'in kellesi, kulağı yerindedir, sakallı bıyıklı bir adamdır. Ama ayağını tutup onu kafese sokan tuzak şehvettir. Benim gibi şehvet sarhoşluğundan kesil, bu sarhoşluğu, devede seyret.! Sonra da bu alemdeki bu şehvet sarhoşluğu, bil ki meleklerin sarhoşluğuna karşı pek hordur, pek bayağıdır. O sarhoşluk, bu sarhoşluğu kırar, mahveder. Melek, nasıl olur da şehvete iltifat eder ki? Tatlı suyu tatmadıkça acı su, insana gözünün nuru gibi hoş gelir. Gökyüzü şaraplarının bir katrası bile insanı şaraptan da vazgeçirir, sakilerden de. Artık düşün sen, meleklerin ne sarhoşlukları olur, tertemiz ruhlar, ululuktan ne mestiliklere düşer! Onlar bu şaraptan bir koku alarak gönüllerini vermişler bu alemi şarabın küpünü kırmışlardır. Ancak, ümitsiz ve o alemden uzak olanlar, kafirler gibi kabirlerinde gizlenmişler, iki alemden de ümitlerini kesmişler, hadde hesaba gelmez dikenler ekmişlerdir. Harut la Marut,sarhoşluklarından " Ah ne olurdu, bulut gibi biz de yeryüzüne rahmet yağdırsak, bu zulüm yurduna adalet, insaf, ibadet ve vefayı yaysaydık" dediler. Onlar bunu dedi ama kaza ve kader de " durun ayaklarınızın önünde gizli tuzaklar pek çok. Kendinize gelin de körcesine Kerbela'ya at sürmeyin! Çünkü o çölde helak olanların kıllarından kemiklerinden yolcu, ayak basacak yer bulamaz. Yol, baştan başa kıl, kemik, sinir, doludur. Tanrının kahir kılıcı, nice varları yok etmiştir. Tanrı " Tanrının inayetine erişen kullar, yeryüzünde yavaş ve mülayim bir surette yürürler" dedi. Ayağı yalın olan dikenlikte nasıl yürür? Dura, dura. Düşüne, düşüne, ihtiyatla adım ata, ata! Diyordu. Kaza bunu söylüyordu ama onların kulakları, coşkunlukları yüzünden tıkanmış, sağır olmuştu. Varlıklarından kurtulanlardan başka herkesin gözlerini bağlamışlar, kulaklarını tıkamışlardır. Gözleri, Tanrı inayetinden başka ne açar, kızgınlığı sevgiden başka ne yatıştırır? Dilerim, Tanrı ihsanı olmayan muvaffakiyete ulaşmak için çalışıp çabalama, dünyada kimseye mukadder olmasın, doğruyu Tanrı daha iyi bilir. Mesnevi'den Hikayeler FİRAVUNUN RÜYASI Firavunun çalışıp çabalaması, Tanrı ihsanı olan muvaffakiyete ulaşmamıştı. Tanrı muvaffakiyet vermediği için de diktiği yırtılıp sökülüyordu. Hükmünde binlerce müneccim, binlerce düş yorucu, binlerce büyücü vardı. Firavuna rüyasında Musa'nın doğacığını, firavunu ve saltanatını mahvedeceğini göstermişlerdi. Düş yorucularla müneccimlere " Bu hayalin, bu kötü rüyanın delalet ettiği şeyi nasıl defetmeli?" dedi. Hepi de dediler ki: " Bir tedbirde bulunalım, çocuğun doğmasına mani olalım" doğum gecesi gelince Firavun kulları şu tedbiri kabul ettiler, şunu münasip gördüler: o gün İsrail oğullarını erkenden meydana, padişahın huzuruna götüreceklerdi. " Ey İsrail oğulları haydin sizi padişah filan yerde huzuruna çağırıyor. Sizi örtüsüz, nikapsız yüzünü gösterecek, sevaba ermek üzere size ihsanlarda bulunacak" diye tellallar bağıracaklardı. Çünkü o esirler, Firavuna hiç yaklaşmazlardı, onu görmelerine izin yoktu. Hatta yolda ona rastlasalar yüzü koyun yere kapanmaları emredilmişti. Kanun buydu: hiçbir esir, ister vakitli olsun, ister vakitsiz, o padişahın yüzünü göremeyecek. Yolda çavuşların seslerini duydu mu, yüzünü görmemek için duvara dönecekti. Şayet yüzünü görürse mücrim sayılır, başına gelecek en kötü şeyler gelip çatardı. Onlarda görmeleri men edilen o yüzü görmeyi pek isterlerdi. İnsan man edildiği şeye haristir derler. ( tellallar bağırdılar:) " esirler meydana doğru koşun. Umulur ki padişahlar padişahı size yüzünü gösterecek. İhsanlarda bulunacak!" israiloğulları bu müjdeyi duyunca padişahın didarına susuz ve müştak olduklarından, hileye inandılar. Süslenip , püslenip o tarafa doğru koştular. Hani şunun gibi: Burada da hilekar Moğollar, " Mısırlılardan birini arıyoruz . Mısırlıları bu tarafa toplayın da aradığımızı ele geçirelim" derler. Kim gelirse " hayır bu değil. Sen geç oracıkta otur"derler de . Bu suretle herkes derlenip toparlandı mı bu hileyle hepsinin boynunu vurular. Onlar, ezan sesi duyunca Tanrı davetçisine uymazlardı ya. Onun şomluğu yüzünden. Hilekar Moğolların daveti, onları ölüme kadar çekti, sürdü. Akıllı kişi, sakın Şeytanın hilesinden ! Yoksulların, muhtaçların seslerini içesiye duy da hilebaz kişinin sesi kulağını tutup çekmesin! Yoksullar, tamahkar ve kötü huylu adamlarsa bile sen yine gönül sahibini onların içinde ara" Denizin dibinde inciler, taşlarla karışık olarak bulunur. Övülecek şeyler, ayıplar kusurlar arasında olur. İsrail oğulları coşarak erkenden meydana doğru koştular. Firavun bu hileyle onları meydana götürünce güzelim yüzünü onlara gösterdi. Gönüllerini aldı, ihsanlarda bulundu, vaitler etti. Ondan sonrada " Canınız için ne olur. Bu akşam hepiniz bu meydan da kalın, burada yatın uyuyun" dedi. Cevap vererek dediler ki, sana kulluk eder, sözünü dinler hatta dilersen burada bir ay otururuz" Firavunun, geceleyin " Bu gece doğum gecesi, fakat hepside karılarından ayrı" diye sevinerek geri döndü. Haznedarı İmran da yanındaydı. Onunla konuşa , konuşa Şehre geldi. ona " imran, bu gece sen de burada yat, karının yanına gitme onunla buluşma" dedi. İmran, " Peki, burada yatarım, senin gönlünün istediği şeyden başka bir şey düşünmem bile" dedi. İmran da İsrail oğullarındandı fakat Firavunun adeta gönüllü , candı. Firavun onun isyan edeceğini, gönlünü korktuğu şeyi yapacağını nereden akıl edecekti? Firavun gitti, İmran da orada yatıp uyudu. Gece yarısından sonra karısı, onu görmeye geldi. Üstüne kapanıp dudaklarından öpmeye koyuldu. Gece yarısı, onu uykudan uyandırdı. İmran uyanıp karısını gördü. Kadın, hoşuna gitti, dudak dudağa öpüşmeye başladılar. İmran, " Bu zamanda nasıl geldin dedi?" kadın "Sana iştiyakımdan. Tanrının kaza ve kaderi bu" diye cevap verdi. İmran, karısını sevgiyle kucakladı kendini tutamadı. Onunla buluştu ve emaneti ona verdi. Sonrada dedi ki: " Kadın, bu küçük iş değil!" demir taşa çalındı, bir ateştir sıçradı. Hem de öyle bir ateş ki padişahtan da saltanatından öç alıcı, padişaha da, saltanatına da kin güdücü bir ateş. Ben buluta benziyorum sen yersin Musa'da nebat Tanrı , satranç oyununda şahı sürüyor. Bir yutulduk mu yutulduk! Hanım, yutulmayı da hakiki padişah olan Tanrıdan bil, yutmayı da o işi bizden bilip bize hayıflanma! Firavunun korktuğu şey yok mu ? Seninle buluştum meydana geldi işte! Sakın bunu kimseye söyleme, gizle de bana da yüzlerce türlü gam gussa gelmesin, sana da. Sonucu, bunun eserlerini meydana çıkar çünkü nazeninin alametleri belirdi! Tam o sırada meydandaki halktan naralar duyulmaya yer gök naralarla dolmaya başladı. Firavun, bu naralardan korkup sıçradı gürültünün ne olduğunu anlamak için yalınayak koştu.
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Mesnevi'den Hikayeler - 31
- Parts
- Mesnevi'den Hikayeler - 01Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3710Total number of unique words is 204429.6 of words are in the 2000 most common words43.1 of words are in the 5000 most common words50.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 02Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3738Total number of unique words is 209027.1 of words are in the 2000 most common words39.7 of words are in the 5000 most common words46.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 03Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3690Total number of unique words is 206128.4 of words are in the 2000 most common words41.2 of words are in the 5000 most common words48.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 04Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3642Total number of unique words is 196429.3 of words are in the 2000 most common words42.4 of words are in the 5000 most common words50.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 05Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3602Total number of unique words is 204529.0 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words51.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 06Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3690Total number of unique words is 193428.2 of words are in the 2000 most common words42.1 of words are in the 5000 most common words50.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 07Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3680Total number of unique words is 202228.4 of words are in the 2000 most common words40.8 of words are in the 5000 most common words47.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 08Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3635Total number of unique words is 200129.7 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words49.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 09Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3599Total number of unique words is 197129.9 of words are in the 2000 most common words43.8 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 10Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3628Total number of unique words is 200829.1 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words49.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 11Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3657Total number of unique words is 194230.3 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 12Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3619Total number of unique words is 202329.1 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 13Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3506Total number of unique words is 200930.3 of words are in the 2000 most common words44.6 of words are in the 5000 most common words51.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 14Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3586Total number of unique words is 201227.7 of words are in the 2000 most common words41.1 of words are in the 5000 most common words47.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 15Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3637Total number of unique words is 195429.1 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words50.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 16Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3642Total number of unique words is 204829.1 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 17Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3694Total number of unique words is 194931.0 of words are in the 2000 most common words44.7 of words are in the 5000 most common words51.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 18Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3656Total number of unique words is 197129.2 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 19Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3684Total number of unique words is 196428.7 of words are in the 2000 most common words42.1 of words are in the 5000 most common words48.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 20Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3666Total number of unique words is 198828.9 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 21Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3719Total number of unique words is 206429.2 of words are in the 2000 most common words42.2 of words are in the 5000 most common words48.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 22Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3832Total number of unique words is 203130.1 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words50.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 23Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3726Total number of unique words is 200629.7 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words50.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 24Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3668Total number of unique words is 205027.5 of words are in the 2000 most common words41.0 of words are in the 5000 most common words48.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 25Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3741Total number of unique words is 197129.3 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words49.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 26Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3731Total number of unique words is 198329.5 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 27Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3711Total number of unique words is 208827.1 of words are in the 2000 most common words40.9 of words are in the 5000 most common words47.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 28Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3630Total number of unique words is 203728.1 of words are in the 2000 most common words41.5 of words are in the 5000 most common words48.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 29Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3653Total number of unique words is 203128.2 of words are in the 2000 most common words41.4 of words are in the 5000 most common words49.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 30Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3616Total number of unique words is 202429.7 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 31Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3707Total number of unique words is 201129.9 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words51.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 32Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3777Total number of unique words is 199230.3 of words are in the 2000 most common words44.0 of words are in the 5000 most common words52.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 33Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3683Total number of unique words is 190830.5 of words are in the 2000 most common words45.3 of words are in the 5000 most common words52.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 34Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3601Total number of unique words is 194531.0 of words are in the 2000 most common words46.1 of words are in the 5000 most common words53.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 35Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3716Total number of unique words is 194630.3 of words are in the 2000 most common words44.7 of words are in the 5000 most common words52.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 36Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3704Total number of unique words is 201029.5 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words51.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 37Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3628Total number of unique words is 196230.0 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words48.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 38Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3642Total number of unique words is 193728.8 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 39Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3685Total number of unique words is 197329.1 of words are in the 2000 most common words42.3 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 40Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3578Total number of unique words is 194229.5 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 41Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3779Total number of unique words is 189130.8 of words are in the 2000 most common words44.1 of words are in the 5000 most common words52.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 42Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3591Total number of unique words is 199728.4 of words are in the 2000 most common words41.8 of words are in the 5000 most common words48.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 43Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3600Total number of unique words is 201329.0 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words48.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 44Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3789Total number of unique words is 204128.8 of words are in the 2000 most common words41.6 of words are in the 5000 most common words49.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 45Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3662Total number of unique words is 199827.3 of words are in the 2000 most common words40.8 of words are in the 5000 most common words47.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 46Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3602Total number of unique words is 195028.9 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words48.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 47Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3826Total number of unique words is 198829.3 of words are in the 2000 most common words44.2 of words are in the 5000 most common words52.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 48Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3622Total number of unique words is 196130.3 of words are in the 2000 most common words42.5 of words are in the 5000 most common words50.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 49Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3720Total number of unique words is 199830.2 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words51.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 50Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3774Total number of unique words is 206028.2 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words50.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 51Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3721Total number of unique words is 203029.7 of words are in the 2000 most common words44.1 of words are in the 5000 most common words52.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 52Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3688Total number of unique words is 194930.2 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 53Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3799Total number of unique words is 191330.7 of words are in the 2000 most common words44.9 of words are in the 5000 most common words53.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 54Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3878Total number of unique words is 199430.0 of words are in the 2000 most common words43.7 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 55Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3764Total number of unique words is 203830.7 of words are in the 2000 most common words44.8 of words are in the 5000 most common words52.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 56Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3733Total number of unique words is 196130.8 of words are in the 2000 most common words45.8 of words are in the 5000 most common words53.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 57Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3763Total number of unique words is 204629.6 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 58Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3668Total number of unique words is 196529.8 of words are in the 2000 most common words43.8 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 59Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3574Total number of unique words is 189028.9 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words49.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 60Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3639Total number of unique words is 195829.6 of words are in the 2000 most common words43.2 of words are in the 5000 most common words50.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 61Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3698Total number of unique words is 194530.2 of words are in the 2000 most common words44.5 of words are in the 5000 most common words52.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 62Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3553Total number of unique words is 194930.6 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 63Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3729Total number of unique words is 195229.4 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 64Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3705Total number of unique words is 198929.0 of words are in the 2000 most common words42.4 of words are in the 5000 most common words49.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 65Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3686Total number of unique words is 195430.2 of words are in the 2000 most common words44.1 of words are in the 5000 most common words51.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 66Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3778Total number of unique words is 205831.1 of words are in the 2000 most common words44.6 of words are in the 5000 most common words51.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 67Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3637Total number of unique words is 197330.1 of words are in the 2000 most common words44.5 of words are in the 5000 most common words51.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 68Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3702Total number of unique words is 202028.3 of words are in the 2000 most common words40.6 of words are in the 5000 most common words48.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 69Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3675Total number of unique words is 203130.6 of words are in the 2000 most common words43.5 of words are in the 5000 most common words50.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 70Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3674Total number of unique words is 202029.4 of words are in the 2000 most common words42.8 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 71Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3664Total number of unique words is 198428.2 of words are in the 2000 most common words41.5 of words are in the 5000 most common words49.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 72Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3737Total number of unique words is 207328.5 of words are in the 2000 most common words41.5 of words are in the 5000 most common words49.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 73Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3599Total number of unique words is 199229.9 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 74Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3656Total number of unique words is 206626.6 of words are in the 2000 most common words40.9 of words are in the 5000 most common words47.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 75Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3704Total number of unique words is 203929.8 of words are in the 2000 most common words42.3 of words are in the 5000 most common words49.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 76Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3784Total number of unique words is 199131.8 of words are in the 2000 most common words45.9 of words are in the 5000 most common words53.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 77Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3608Total number of unique words is 203129.7 of words are in the 2000 most common words43.1 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 78Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3648Total number of unique words is 205329.8 of words are in the 2000 most common words42.4 of words are in the 5000 most common words49.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 79Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3659Total number of unique words is 208028.6 of words are in the 2000 most common words41.7 of words are in the 5000 most common words49.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 80Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3811Total number of unique words is 205829.3 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words51.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 81Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2152Total number of unique words is 128037.2 of words are in the 2000 most common words50.0 of words are in the 5000 most common words56.8 of words are in the 8000 most common words