Mesnevi'den Hikayeler - 29
Total number of words is 3653
Total number of unique words is 2031
28.2 of words are in the 2000 most common words
41.4 of words are in the 5000 most common words
49.0 of words are in the 8000 most common words
Tam bir ay onun ahmaklığı gitmez. Köy otlarından da bundan başka ne biçilebilir ki? Köyde bir ay kalan kişi, nice zaman bilgisiz ve kör kalır. Köy nedir? Hakikate ulaşmamış, elini taklit ve huccete atmış şeyh! Aklı kül şehrine karşı bu duygular, gözleri bağlı değirmen eşeklerine benzer.
Bunu geç de hikayeye giriş, inciyi bırak. Buğday tanesini ele al. İnciye yol yoksa hemencecik buğdayı al. O tarafa yol yoksa bu tarafa at sür. Zahir,nihayet insanı batına götürür. Her insanın evveli suretten başka nedir ki* ondan sonra lezzet gelir ki lezzet meyvenin manasıdır. Önce çadır kurarlar da sonra türkü konuk çağırırlar.
Bil ki suretin çadırıdır, manan Türk. Manan bil ki kaptandır, suretin gemi! Allah için şunu bir nefes olsun bırak da şehirlinin eşeği çanını çalsın!
Şehirli ve çoluğu, çocuğu hazırlıklarını tamamladılar, eşyalarını katırlara yükleyip köye doğru yollandılar. Hayvanlarını neşeli ,neşeli sürmekte, "Sefer edin de ganimet bulun" demekteydiler. Ay, sefer ede ,ede Keyhusrev olur. Tolunay hâline gelir. Sefer etmeksizin nasıl padişah kesilir ki?
Beydak, seferle satrancın en üst hanesi olan ferzin hanesine gelir, ferzin olur. Yusuf, seferden faydalanır, yüzlerce muradına erişir. Onların da gündüzün yüzlerini güneş yakıyor, geceleyin yıldızla yol buluyorlar. Kötü yol, onlara güzelleşiyor, köyün neşesiyle cennet gibi görünüyor, bu suretle gidip duruyorlardı.
Acı, tatlı dudakların tesiriyle tatlılaşır, diken, gül bahçesi dolayısıyla gönül çeker bir hale gelir. Ebu cehil karpuzu, sevgili yüzünden hurma kesilir, ev, evdeki dost yüzünden ova olur. Gül yanaklı, ay yüzlü sevgilisi yüzünden niceler sırtı yaralı hamal olmuştur. Gece gelsin de ay ( yüzlü sevgilinin) yüzünü öpsün diye demirci, yüzünü simsiyah etmiştir.
Esnaf, gönlüne bir serviyi diktiğinden akşama kadar dükkanda çarmıha çakılmış gibi bekler durur. Tacir, deniz demez, kara demez yürür durur ama evinde oturan bir sevgilinin aşkıyla koşup yeler. Kimin bir ölüye, bir taşa, toprağa sevdası varsa bir diri yüzlünün sevdasıyla sevdalanmıştır.
Dülger, tahtaya yüz tutmuştur ama ay yüzlü güzeline hizmet etmek ümidiyle, sen de bir dirinin ümidiyle çalış, çabala ki o, bir gün sonra cansız bir hale geliversin. Aşağılık yüzünden bir saman çöpünü kendine munis olarak seçme. Onun munisliği ariyettir. Ananla, babanla munistin tanrıdan başka munislerin sana vefakarsa hani o ünsiyet?
Haktan gayrı birisiyle dostluk, yerindeyse dadınla, lalanla ünsiyetin ne oldu? Sütle, memeyle olan ünsiyetin kalmadı. Mektepten nefret ederdin o nefret de geldi geçti. O ünsiyet, onların duvarına varan güneş ziyasından ibarettir. O akis güneşe gitti. Yiğidim, o ışık nereye düşerse sen ona aşık oluyorsun.
Her vara taalluk eden aşkın, tanrı vasfından, meydana gelir, o şeyin yaldızından, o şeyin zahiri güzelliğinden değil. O şeyin altın yaldızı aslına gitti de bakırı kaldı mı insanın tabiatı doyar, onu boşlayıverir. Onun yaldızlı, zahiri sıfatlarından ayağını çek. Bilgisizlikle kalpa pek hoş deme.
Kalplardaki o hoşluk, o güzellik eğretidir. O, süsün, püsün altında süssüzlük vardır. Kalpın üstündeki altın, madenine gider. Sen de onun gittiği madene git. Duvardaki ışık güneşe varır. Sen de sana layık olan o güneşe git. Ondan sonrada madem ki oluktan vefa görmedin, suyu yağmurdan iste.
Kurdun tuzağı, kuyruk madeni değildir. O koca kurt, kuyruk madenini nereden tanıyıp bilecek? O aldanmış kişilerde altını çıkınlamış sandılar da köye doğru koştular.
Gülerek oynayarak o dolaba doğru çark ura, ura yürüdüler. Köye doğru uçan bir kuş görseler sabırsızlıktan elbiselerini yırtıyorlar, köyden bir adam geliyor görseler yüzünü, gözünü öpüyorlar, " Sen bizim dostumuzun yüzünü gördün. Sen bizin canımızın canısın, bizim gözümüzsün sen" diyorlardı.
Tıpkı Mecnun gibi. O da bir köpeği okşamakta, öpmekte, önünde yanıp erimekteydi. Etrafında eğilip bükülerek onu ululayıp ağırlayarak dönüp dolaşıyor, ona saf şeker şerbeti veriyordu. Bir herzevekil dedi: " a ham mecnun, bu yapıp durduğun şey ne delilik, ne sersemlik.
Köpeğin ağzı daima pis şeyleri yer. Ardını bile diliyle temizler" köpeğin ayıplarını bir hayli saydı döktü. Zaten ayıp gören gayp aleminin kokusunu bile alamaz. Mecnun dedi ki. " Sen baştanbaşa suretten, cisimden ibaretsin. Gel de benim gözümle bir bak!
Bu köpek, bence tanrı'nın bir çözülmez tılsımıdır. Bu köpek, Leyla'nın mahallesinin bekçisi.
Himmetine bak, gönlüne, canına, irfanına dikkat et ki neresini seçmiş neresini yurt edinmiş? O benim mağaramın yüzü kutlu köpeği, hatta o benim dert daşım, gam daşım. Onun mahallesinde yurt tutan köpeğin ayağının bastığı toprak bile ulu aslanlardan yeğdir. Ey köpeklerine aslanların köle olduğu sevgili. Anlatmaya imkan yok ki, sus vesselam!.."
Dostlar, suretten geçerseniz her yer sizin için cennettir. Gül bahçesi içersinde gül bahçesidir. Suretini kırdın yaktın mı her şeyin suretini kırdın demektir. Artık her sureti kırar, haydar gibi Hayber kapısını çekip koparırsın. O saf şehirli de surette zebun oldu, köylünün kötü sözleriyle köye doğru yola düştü.
O yaltaklanma tuzağına tutularak neşeli, neşeli gidiyordu. Taneyle sınanmaya giden kuşa benziyordu. Kuş o taneyi kerem ve ihsan yüzünden saçılmış sanır. Halbuki o ihsan yüzünden saçılmış sanır. Halbuki o ihsan yüzünden saçılmış sanır. Halbuki o ihsan hırsın son derecesidir.
Kuşcağızlar taneye tamah ederek sevinip o hileye doğru uçar, koşarlar. Şehirlinin de sevinçlerini de anlatsam korkarım ki yolcu, seni yolundan alıkorum. Onun için kısaca geçiyorum. Yolda bir köy göründü. Fakat o köylünün köyü değildi, başka bir yola saptı. Bir aya yakın bir müddet köyden köye dolaştılar
Çünkü köyün yolunu iyi bilmiyorlardı. Kılavuzsuz yola gidene iki günlük yol, yüz yıllık yol olur. Kabe'ye delilsiz giden bu başı dönmüş zavallılar gibi zillece düşer. Ustaya müracaat etmeksizin bir sanat tutan kişi şehre de alay mevzuu olur, köye de! Doğuda da, batıda da anasız, babasız bir insan doğması pek nadirdir.
Bir işe girişen, çalışan kişi mal kazanır. Ama nadir olarak bir adam, bir hazine bulabilir. Fakat nerede bir Mustafa ki cismi can olsun da " Er rahman, Allemel Kuran- rahman, ona Kuranı öğretti" sırrına ersin. Ten ehlinin hepsi kalemle, okuyup yazmakla öğrenir, öğretir. Tanrı kereminin bolluğuyla kalemi, öğretiş ve öğrenişe vasıta halk etmiştir. Oğul, her hırs sahibi mahrumdur. Harisler gibi öyle koşma, aheste yürü. Şehirli ve çoluk çocuğu da o yolda karada yaşayan kuşun suda çektiği eziyetler, zahmetler çektiler. Köye de karınları toktu artık, köylüye de. Öyle usta olmadan şeker yapmaya da doymuşlardı, hatta.
Bir ay sonra kendileri perişan, hayvanları yemsiz bir halde o köye vardılar. Köylüye bak ki kötü niyeti yüzünden falan feşman diye zırvalamaya, gündüzleri, bağına, bahçesine yüz tutmasınlar diye onlardan yüzünü gizlemeye koyuldu. Gizlediği yüz de zaten tamamıyla hile ve riyadan ibaretti. Öyle yüzün, Müslümanlardan gizli kalması daha iyi.
Öyle yüzler vardır ki şeytanlar, sinek gibi başına üşüşür. Bekçi, gibi orada yurt tutar, otururlar. Bu çeşit adamların suratını gördün mü ya bakma, yahut da madem ki baktın, hoşlanıp gülme. O çeşit habis ve asi suratlar hakkında Tanrı, " Alnının perçeminden yakalar, çekeriz" dedi.
Konuklar, köylünün evini sorup buldular, akraba ve bildikleri gibi kapıya koştular. Köylünün evindekiler kapıyı kapadılar. Şehirli, bu aykırı hareketten deli gibi oldu. Fakat zaten sertlik gösterilecek zaman değildi. Kuyuya düştükten sonra sertliğin ne faydası var?
Tam beş gün, geceleri soğuktan üşüyerek, gündüzleri sıcaktan yanıp yakılarak kapısının önünde kaldılar. Orada kalışları ne gafilliklerindendi, ne eşekliklerinden. Zaruretten, açlık ve susuzluk yüzündendi. İyiler, zaruret yüzünden kötülerle bağdaşırlar, adam zaruret yüzünden ölü eti bile yer!
Şehirli, köylüyü gördükçe selam vermekte, " Yahu, ben filan kişiyim, adım da şu" demekteydi. Köylü" Olabilir, fakat sen kimsin, nesin ben ne bileyim? Belki kötü bir adamsın, belki temiz bir adam. Ben, gece gündüz, Tanrının işlerine hayran kalmış, dalmış gitmişim. Seninle hiçbir surette mukayyet olmam ben.
Kendi varlığımdan bile haberim yok. Varlığımdan bir kıl ucu kadar bile eser kalmadı. Aklım, Tanrıdan başka hiçbir şeyden agah değil. Gönlümde de Tanrıdan başka bir şey yok, canımda da" diyordu. Şehirli dedi ki: " bu an, tam kıyamete benzedi: Kardeş, kardeşinden kaçmada!"
Şehirli, köylüye " Soframdan fazlasıyla yemek yemedin mi sen? Ben o adam değil miyim? Filan gün sana feşman şey almadım mıydı, seninle buluşup görüşmez miydik? Aylarca bana konuk olmaz mıydı?, sayısız ihsanlarıma, inamlarına nail olmadın mı? Halk, aramızda ki sevgiyi duymuş, işitmiştir.
Boğaz, nimet yerse yüz utanır"diye anlatıp duruyor. Köylü de "saçma sapan ne söylenip duruyorsun ki? Ne seni tanıyorum, ne adını, ne yerini!" diyordu. Beşinci gece gökyüzünü bulutlar kapladı. Bir yağmur başladı ki gök bile bu yağışa şaşa kaldı. Artık bıçak kemiğe dayanınca şehirli " Ev sahibini çağırın" diye kapısının halkasını dövmeye başladı.
Köylü yüzlerce ısrardan sonra nihayet kapıya gelip " Babasının canı ne istersin, ne var" deyince şehirli, dedi ki: " Bunca haktan vazgeçtim,bütün zanlarımı, düşüncelerimi terk ettim. Zavallı cancağızım, beş günde bu sıcakta yanıp şu soğukta donarak beş yıllık zahmet çekti." Bildikten, dostani soydan gelen bir cefa, ağyarın üç yüz bin cefasına eşittir.
Çünkü insan, eşin dostun cevrü cefada bulunacağını ummaz, tabiatı daima onun lütfuna, vefasına alışmıştır. İnsanların uğradıkları bela ve mihnet, dikkat edersen anlarsın ki alışmadıkları şeylerden meydana gelir. Şehirli: " Ey sevgi güneşi zevale erişen arkadaş, kanımı bile döksen helal ederim. Yalnız şu yağışlı gecede bize bir bucak ver de kıyametten sen de bunun ecrine nail ol" dedi.
Köylü, "Orada bağcının sığındığı bir bucak var. Bağcı, o bucakta kurtları bekler. Kurt gelirse öldürmek için eline yayını, okunu alır, bekler durur. Sen de o zahmeti çekebilirsen ne ala, orası senin olsun. Fakat bu işi başaramazsan kendine başka bir yer ara" deyince,
Şehirli dedi ki: "Sana yüzlerce hizmette bulunayım, sen tek yer ver. O yayı, oku da ver elime. Ben uyumam, üzümleri beklerim. Kurt gelirse tam kellesinden vururum. İki yüzlü münafık. Allah için olsun sen beni gece vakti yağmur altında, çamur üstünde bırakma da!" o bucak boşaltılınca şehirli, çoluk, çocuğuyla beraber o daracık, o dönüp kımıldamağa bile imkansız yere gitti.
Selden, mağara bucağına sığınmış çekirgeler gibi adeta birbirlerinin üstüne binmişlerdi. Bütün gece " Aman yarabbi, sen acı. Biz değil buna, hatta bunun iki yüz misline bile layığız. Aşağılık kişilerle dost olanın, adam olmayanlara adamlık gösterenlerin layığı budur. Ham tamaha düşüp ulular kapısındaki hizmeti bırakan, buna layıktır.
Temiz kişilerin taşını, toprağını öpüp yalamak aşağılık adamlara hizmetten, onların bağına, bahçesine nail olmaktan yeğdir. Gönlü aydın bir ere kul olmak, padişahların başına taç olmadan daha iyi. Ey yol çavuşu, ey aykırı yollarda koşup duran, sen şu toprak yüzündeki padişahlardan davul sesinden başka bir şey bulamazsın ki.
Şehirliler bile ruha nispetle yol uran hırsızlardan ibaretken köylü dediğim kim oluyor? Feyizden mahrum bir ahmak! Aklına, tedbirine uymayıp gulyabani sesi duyunca o sese tabi olana bu layıktır" diyorlardı. Yaptığı işe candan gönülden nadim oldu, oldu ama artık soğuk, soğuk ah etmenin ne faydası var.
Şehirli de bütün gece elinde yayla ok, her yanı gezip dolaşmakta, her tarafta kurt araştırmaktaydı. Halbuki asıl kurt, kıvılcım gibi ona sıçramış, musallat olmuştu da o bundan habersiz hala kurt arıyordu. Sivrisineklerle pireler, kurt gibi o viranede onların başına üşüşmüş, onları yaralayıp duruyordu.
İnatçı kurdun saldırması korkusuyla sivrisinekleri kovmaya da mecalleri yoktu. Kurt gelir de sürüye bir ziyan verirse köylü şehirlinin saçını sakalını yolardı. Dertleri aşırı bir derecede, yürekleri ağızlarına gelmiş bir halde beklerken, ansızın bir tepeden saldırıp gelmekte olan bir kurt karaltısı göründü.
Şehirli, yayını kurup bir ok attı, hayvanı vurdu, tepeden aşağı düşürdü. Hayvan düşerken bir yellendi. Köylü, duyup eyvah dedi, ellerini dizlerine vurdu. " Be hey mürüvvetsiz, eşeğimin sıpasını vurdun" dedi. Şehirli, " Yok canım, dev gibi kurt. Karaltısına baksana, kurdun ta kendisi. Şeklinden de kurt olduğu anlaşılıp duruyor" dediyse de, köylü, "Hayır, yellendi ya tanıdım ben. Onun yellenmesini suyu şaraptan nasıl ayırt edersem öyle ayırt eder, anlarım. Çayırlıkta benim sıpamı vurdun, öldürdün. Dilerim, neşe yüzü görmeyesin" dedi. Şehirli, ";y, bak. Vakit gece, insan, geceleyin iyi göremez.
Gece ekseriye adamı yanıltır, başka şeyler gösterir. Herkes geceleyin gördüğünü fark edemez. Hele bu gece hem karanlık, hem bulut var, hem şiddetli yağmur yağmada. Bu üç karanlık, adamı pek yanıltır" dedi ama, köylü " Hayır. Bu bana gün gibi aşikar. Tanırım ben, bu yellenme, benim eşeğimin sıpasının yellenmesi.
Yolcu azığı nasıl tanırsa ben de yüz yel arasında bile o yeli tanırım" deyince, şehirli dayanamadı, sıçrayıp köylünün yakasına yapıştı. Dedi ki: " A hilebaz sersem, a bunak mendebur, sen hem afyon yutmuş, hem esrar içmişsin. Bu üç karanlık içinde eşeğin yellenmesini tanıyorsun da beni nasıl tanımıyorsun be hey avare!
Gece yarısı eşek sıpasını tanıyan adam, güpegündüz dostunu nasıl tanımaz? Kendini dalgın ve arif gösteriyor da mürüvvetin, vefanın gözüne toprak serpiyorsun. Benim kendimden ile haberim yok, gönlüme Tanrıdan başka hiçbir şey sığmıyor ki. Dün yediğim bile aklımda değil.
Bu gönül, hayretten başka bir şeyden neşelenmiyor diye kendini müstağrak gösteriyorsun ama asıl akıllı, fakat Tanrı mecnunu benim, bunu hatırında tut da şu kendimde olmayışımı mazur gör. Bir insan, şer'an murdar olan hurma şarabı içse kendinde değilse şeriat, onu mazur tutar.
Sarhoş ve esrarkeşin karı boşaması ve bir şey satması, makbul ve muteber değildir. O, çocuğa benzer, yaptığı affedilir, hürdür, serbesttir. Asıl tek padişah olan Tanrıdan gelen sarhoşluksa insana yüz küpün şarabından ziyade tesir eder, yüz küpün şarabından ziyade adamın aklını alır.
Haydi yürü artık böyle adama nasıl teklif olabilir ki? At düştü, elsiz, ayaksız bir hale geldi. alemde eşek sıpasına kim yük yükler? Ebumerre'ye kim Farsça okutabilir? At topallamaya başladı mı, üstündeki yükü alırlar. Çünkü Tanrı " Köre teklif" yok dedi. Ben de kendime karşı kör, fakat Tanrıyı görür oldum. Şu halde azdan da affedilmişim, çoktan da!
Halbuki, sen, dervişlikten dem vuruyorsun, kendinden olmadığını söylüyorsun, ebedi sarhoşlar gibi hayhuylarda bulunuyor, naralar atıyorsun. Yeri gökten fark etmiyorum diyorsun ama Tanrı gayreti seni bir sınadı ki! Eşek sıpasının yellenmesi seni böyle rüsvay etti, senin, ben yoktum diye kendini nefyedişini ret ederek, varlığını ispat etti.
Tanrı, sersem adamı böyle rüsvay eder, kaçan avı böyle yakalar işte!" hey babam hey ben, padişah kapısına çavuş oldum diyene yüz binlerce sınama var. Halk, onu bu sınamayla tanımasa bile ileri gelenler, onun davasına delil ister, yolundan nişan sorarlar. Aşağılık bir adam, terzilik davasına kalkışsa padişah, onun önüne bir atlas kumaş atar.
Bundan bir geniş kaftan yap der. Bu sınamayla yersiz davaya kalkışanın başında iki boynuzdur peyda olur, öküzlüğü anlaşılıverir. Eğer kötüleri sınama olmasaydı her puşt, savaşta Rüstem kesilirdi! Farz et ki puşt zırh giymiş, kaç para eder? Savaşa girişip sıkışınca esir olacak değil mi?
Tanrı sarhoşu, kasırgadan ayrılır mı hiç? O , sur üfürülünceye kadar kendine gelmez. Tanrı şarabı doğrudur, doğru yalanı yok. Sense şarap değil ayran içmişsin. Ayran içmişsin , ayran içmişsin, ayran içmişsin.! Kendini Cüneyd ve Bayezid gösteriyorsun. Yürü be, ben, baltayı kilitten fark edemem ki diyorsun ama.
A düzenbaz, kötülüğü tembelliği, kızgınlığı ve ihtirası bu sersemlikle nasıl gizleyebileceksin? Kendini Mansur-ı Hallac göstermede, dostların pamuğuna ateş urmadasın. Ben Ömer'i Ebuleheb'den ayırt edemem de gece yarısı eşek sıpasının yellenmesini tanırım diyorsun ha!
Senin gibi eşeğin bu sözüne inanan da kendisini, hatırım için kör ve sağır eden bir eşektir. Kendini öyle pek yol erlerinden sanma. Sen yol kesicilerin adamısın, herze yiyip durma! Sersemlikten uç, akla doğru koş. Mecazi akıl, göklere uçabilir mi hiç? Kendini Tanrı aşıkı gösteriyorsun ama kapkara Şeytanla aşkbazlık ediyorsun.
Kıyamet günü aşıkla maşuku birbirine bağlarlar da herkesin önüne çıkarı verirler. Sen kendini nasıl oluyor da ahmak, dalgın gösteriyorsun? Üzümün kanı nerede? Sen bizim kanımızı içmişsin! Yürü, benden uzaklaş hemen. Ben seni tanımıyorum. Kendini bilmeyen bir arifim ben, köyün Behlül'üyüm ben diyorsun ha!
Tanrı yakınlığına eriştin de sanat, sanatkardan ayrı olmaz sanıyorsun ha! Şunu olsun görmez misin? Tanrı velilerinin eriştikleri yakınlıkta yüzlerce keramet, yüzlerce iş güç var. Mesela demir, Davud'un elinde mum oluyor. Halbuki senin elinde mum, demir kesiliyor!
Yaratma ve rızık verme yakınlığında herkes müsavidir, bu sıfatlar herkeste var. Fakat bu ulular, Tanrı aşkının vahyi yakınlığına sahip olurlar. Babacığım, yakınlık de çeşit, çeşittir. Güneş dağa da vurur, altına da! Fakat güneşin altına bir yakınlığı var ki söğüdün bundan haberi bile yok!
Kuru dal da güneşe yakındır, yaş dal da. Güneş hiç ikisinden de gizlenir mi ki? Fakat yaş taze dalın yakınlığı nerede? O daldan olgun meyveler devşirmede, olgun meyveler yemedesin. Fakat bir de bak, kuru dal, güneşe yakınlığından kuruluktan başka ne bulabilir?
Akıllı, aklın başına gelince pişman olacak bir sarhoşluğa düşme. O sarhoşlardan ol ki onlar şarap içmeye koyuldular mı olgun akıllar bile onlara hasret çeker. Ey kedi gibi kocalmış fareyi tutan, o şaraptan içmiş onunla gıdalanmışsan aslan tut aslan! Ey hayale kapılıp aslı olmayan kadehten hayal şarabı içen, hakikat sarhoşları gibi sarhoşluk etme, o tarafa sarkıntılıkta bulunma.
Sarhoş gibi şu yana bu yana düşüp durmadasın ama sana bu tarafa yol yok, o tarafa yürü. O yana yol bulursan ondan sonra bazan bu tarafa salın, bazan o tarafta. Tamamıyla bu tarafa mensupken o tarafta dem varma. Madem ölümün gelmemiş yalan yere can çekişme. Fakat ebedi hayata erişen ve ecelden korkmayan Hızır canlı kişi mahluku tanımasa da caiz.
Damağını vehmin zevkiyle çeşnilendirir, varlık tulumuna üfürür, kendini havayla şişirip gururlanırsın ama, bir iğneyle o yel kaçıp gider. Dilerim akıllı adam, bu çeşit semirmesin! Kışın kardan testiler yapıyorsun, iyi ama hiç onlar suya dayanır mı?
Mesnevi'den Hikayeler
SEBALILAR VE NİMETTEN AZMALARI
Seba halkının macerasını okumadın mı? Belki de okudun, okudun ama sesten başka bir şey duymadım. O dağ, sesi anlamaz ki dağın aklı manaya gidemez ki. Dağ akılsız, kulaksız ses verir durur. Fakat sen sustun mu o da susar. Tanrı Seba'lılara pek büyük bir genişlik ve rahatlık verdi. Yüz binlerce köşk, hayvan ve bağ ihsan etti.
O kötü yaradılışlı adamlar buna şükretmediler. Vefada köpekten de aşağı oldular. Köpeğe bir kapıdan bir lokma ekmek verilse o kapıya bağlanır, hizmetkar olur. Kapıya bekçi kesilir. Ona eziyet edilse yiyeceği layıkıyla verilese bile o kapıyı bırakmaz. Orada karar eder, başka bir kapıya gitmez.
Oraya bir garip köpek gelse oradaki köpekler onu gece gündüz tedibederler. İlk konağına git. Oradan nimetlendin, o nimetlerin hakkı, gönlünü oraya rehin etmendir derler. Yerine git, o nimetin hakkını bundan fazla terketme diye onu diye onu ısırırlar. Sen de gönül ve gönül ehlinin kapısından bir hayli abıhayat içtin, gözlerin açıldı.
Canın, ehlin diller gönlünden nice şükür, vecir ve kendinden geçiş gıdaları yedi. Sonra da yine hırs yüzünden bu kapıyı bıraktın, hırs yüzünden her dükkanın etrafında dönüp dolaşmadasın. O çömleği yağlı ihsan sahiplerinin kapısına arda kalasıca bir tirit için koşup duruyorsun. Bil ki can, asıl burada yağlanır, ümitsiz bir hale düşenin işi burada düzelir.
İsa'nın ibadet yeri, gönül ehlinin sofrasıdır. Kendine gel, kendine ey derde müptela sakın bu kapıyı bırakma. Halk her taraftan toplanır, kör, çolak, kötürüm, topal, hepsi. Sabahleyin İsa'nın ibadet ettiği yerin kapısına gelir, onun nefesiyle illetten kurtulmayı umarak bekleşirdi.
İsa, o güzel gidişli, evradını bitirince kuşluk çağı dışarı çıkar. Zayıf, perişan bir çok dertlinin şifa ümidiyle kapıya oturup bekleştiğini görür. Dua ederde " Tanrı, hepinizin muradını verdi, maksatlarınıza eriştiniz. Şimdilik illetsiz zahmetsiz yürüyün, Tanrının yargılama ve kerem etmesine doğrulun" der.
Hepsi ayaklara bağlı develere benzerken himmet edip bağlarını çözer. Onlarda hemencecik sıhhat bulup onun duasıyla neşelenerek yürür giderlerdi. Sen de bunca afetlere uğradın, hepsinden tecrübeler gördün. Padişah meşrepli erlerden sıhhat buldun. Topallığın kaç kere düzeldi, canın kaç defa gamdan, mihnetten kurtuldun.
Sense gafilcesine kendini de kaybetmemek için ayağına ip bağlamış durmaktasın be herif! Şükretmiyorsun, nail olduğun nimetleri unutmuşsun. Bu unutuş o bal yediğin zamanları hatırına getirmiyor. Hulasa o yol sana bağlandı. Çünkü gönül ehlinin gönlü, senden incindi, sana darıldı.
Çabuk onları bul, kusur dile, tövbe et. Bulut gibi ağla inle. De sana onların gül bahçeleri açılsın, sana olgun meyveler saçılsın. O kapıda dön dolaş Eshabı kehf'in köpeğiyle kapı yoldaşıysan köpekten aşağı olma. Köpekler bile, gönlünü ilk eve bağla diye köpeklere nasihat ederler.
Kemik yediğin ilk kapıya sıkı bağlan, hak gözetmeyi terketme derler. Edeplensin de oraya gitsin, kurtuluşu o ilk kapıda bulsun diye onu ısırırlar. A azgın köpek, velinimetine isyan etme. Halka gibi o kapıya bağlan. O kapıda bekçilik et. O kapıda çevik davran, o kapıda sıçra.
Vefasızlığını apaçık gösterme, beyhude yere vefasızlığı faş etme. Köpeklerin adeti vefakarlıktır. Yürü be bari köpeklerin adını kötüye çıkarma derler. Ulu Tanrı bile vefakarlıkla öğündü de " Bizden gayrı ahdine kim vefa eder ki?" dedi. Hakları reddettikten, saymadıktan sonra isteğin kadar vefakar ol.
Bil ki bu vefa, vefasızlığın ta kendisidir. Çünkü hiç kimse Tanrı hakkında daha ziyade hak sahibi değildir ki. Ana hakkı bile Tanrı hakkında sonra gelir. Çünkü Tanrı, anayı senin ana karnındaki şekline borçlu etmiştir. Tanrı, seni onun cisminde bir surete bürümüş, gebelik halinde ona seninle istirahat ve huzur vermiş onu sana alıştırmış.
O da seni kendisinin bir cüzü görmüştür. Tanrının tedbiri anaya ilişik olan o cüzü ayırmıştır. Tanrı binlerce sanat ve fen düzdü de ana, sana sevgi bağladı, şefkat gösterdi. Şu halde Tanrı hakkı, ana hakkından öncedir, Tanrı hakkını bilmeyen eşektir. Anayı, ananın memesini, sütünü yaratan, onu babayla çift eden odur. Ona serkeş olma.
Ey Tanrı, ey ihsanı kadim olan, bildiğim de senindir, bilmediğim de. Sen Tanrıyı an, çünkü benim hakkım hiç eskimez. O sabah çağında, sizin Nuh'un gemisinde koruduğumuzu, bu suretle lütuflarda bulunduğumuz an. O zaman sizin aslınızı, atalarınızı tufandan, tufan dalgasından korudum, onlara aman verdiğim.
Ateş huylu su, yeryüzünü kaplamıştı. Dalgası dağların tepelerine kadar çıkıyordu. Sizi ret etmedim, atanızın, atasının, atasının varlığında sizi korudum. Madem ki baş oldun, sana nasıl ayağımla vururum, kendi iş yurdumu nasıl ziyan ederim? Vefasızlara kendini feda ediyor, kötü bir zan yüzünden o tarafa doğru gidiyorsun.
Bense unutmadan, vefasızlıktan beriyim. Benim yanıma gelsen bile kötü bir zanla gelirsin. Sen, hani kendine benzeyenlerin önünde iki kat olursun ya. İşte onlar hakkında kötü zanda bulun. Nice ulu, ulu dostlar, yoldaşlar edindin. Sana nerede onlar diye sorsam gittiler dersin.
İyi dostun yüce göklere gitti. Kötülük dostunsa yerin dibine geçti. Ara yerde sen kalakaldın, yardımsız, yardımcısız kervandan arta kalan ve sönmeye mahkum ateşe döndün. Ey baba, yiğit dost, yukardan, aşağıdan münezzeh olanın eteğini tut. O, ne İsa gibi göklere ağar, ne Karun gibi yerlere geçer.
Sen yerden yurttan alımdan, satımdan kaldın mı o, mekan aleminden de seninle beraberdir, lamekan aleminde de. Bulanıklardan, duruluklar çıkarır, cefalarını vefa yerine tutar. Cefakarlıkta, bulunursan noksandan kurtulup kemale erişesin diye kulağını burar.
Sulukta virdini terk edersen zahmete, mihnete düşer, sıkıntıya uğrarsın ya. İşte o tediptir. Yapma, o eski ahdi hiç değiştirme demektir. Bu iç sıkıntısı bir zincir şeklini almadan, bu gönlünü sıkan şey, ayağını bağlamadan önce. Bu işareti, beyhude zan etmemen için uğradığın o makul zahmet, duyguna hitap eder bir hale gelir ve meydana çıkar.
Suç işlediğin zaman iç sıkıntıları gönlünü kaplar, bu sıkıntılar, ecelden sonra ist zincir şekline bürünür. Burada bizi anmaktan çekinen kişiye dar bir yaşayış verilir ve körlükle cezalanır. Hırsız, insanların mallarını çaldı mı bir iç sıkıntısı, bir darlık gönlünü tırmalamaya başlar. O, bu sıkıntı, bu darlık nedir ki? Der. Şerrinden ağlayan mazlum yok mu? İşte onun sıkıntısı, onun darlığı.
Bu darlığa, bu sıkıntıya pek aldırış etmezse bu inadının rüzgarı ateşini üfler. Hulasa gönül sıkıntısı, memurların sıkıştırması haline gelir, o manalar, duyulur, görülür bir hale gelip meydana çıkar. Dertler, zindan ve çarmıh olur. Dert; kök tut . kök, dal budak verir. Kök gizliydi, meydana çıktı. Sen de darlığını, ferahlığını bir kök bil. Kötü kökse hemencecik, çabucak onu sök ki çimenlikte çirkin bir diken çıkmasın. İç sıkıntısı görünce ona bir çare bul. Çünkü dallar, hep kökten meydana gelir. Genişlik gördün mü de onu sula, yetişip meyve verince dostlara dağıt.
Bunu geç de hikayeye giriş, inciyi bırak. Buğday tanesini ele al. İnciye yol yoksa hemencecik buğdayı al. O tarafa yol yoksa bu tarafa at sür. Zahir,nihayet insanı batına götürür. Her insanın evveli suretten başka nedir ki* ondan sonra lezzet gelir ki lezzet meyvenin manasıdır. Önce çadır kurarlar da sonra türkü konuk çağırırlar.
Bil ki suretin çadırıdır, manan Türk. Manan bil ki kaptandır, suretin gemi! Allah için şunu bir nefes olsun bırak da şehirlinin eşeği çanını çalsın!
Şehirli ve çoluğu, çocuğu hazırlıklarını tamamladılar, eşyalarını katırlara yükleyip köye doğru yollandılar. Hayvanlarını neşeli ,neşeli sürmekte, "Sefer edin de ganimet bulun" demekteydiler. Ay, sefer ede ,ede Keyhusrev olur. Tolunay hâline gelir. Sefer etmeksizin nasıl padişah kesilir ki?
Beydak, seferle satrancın en üst hanesi olan ferzin hanesine gelir, ferzin olur. Yusuf, seferden faydalanır, yüzlerce muradına erişir. Onların da gündüzün yüzlerini güneş yakıyor, geceleyin yıldızla yol buluyorlar. Kötü yol, onlara güzelleşiyor, köyün neşesiyle cennet gibi görünüyor, bu suretle gidip duruyorlardı.
Acı, tatlı dudakların tesiriyle tatlılaşır, diken, gül bahçesi dolayısıyla gönül çeker bir hale gelir. Ebu cehil karpuzu, sevgili yüzünden hurma kesilir, ev, evdeki dost yüzünden ova olur. Gül yanaklı, ay yüzlü sevgilisi yüzünden niceler sırtı yaralı hamal olmuştur. Gece gelsin de ay ( yüzlü sevgilinin) yüzünü öpsün diye demirci, yüzünü simsiyah etmiştir.
Esnaf, gönlüne bir serviyi diktiğinden akşama kadar dükkanda çarmıha çakılmış gibi bekler durur. Tacir, deniz demez, kara demez yürür durur ama evinde oturan bir sevgilinin aşkıyla koşup yeler. Kimin bir ölüye, bir taşa, toprağa sevdası varsa bir diri yüzlünün sevdasıyla sevdalanmıştır.
Dülger, tahtaya yüz tutmuştur ama ay yüzlü güzeline hizmet etmek ümidiyle, sen de bir dirinin ümidiyle çalış, çabala ki o, bir gün sonra cansız bir hale geliversin. Aşağılık yüzünden bir saman çöpünü kendine munis olarak seçme. Onun munisliği ariyettir. Ananla, babanla munistin tanrıdan başka munislerin sana vefakarsa hani o ünsiyet?
Haktan gayrı birisiyle dostluk, yerindeyse dadınla, lalanla ünsiyetin ne oldu? Sütle, memeyle olan ünsiyetin kalmadı. Mektepten nefret ederdin o nefret de geldi geçti. O ünsiyet, onların duvarına varan güneş ziyasından ibarettir. O akis güneşe gitti. Yiğidim, o ışık nereye düşerse sen ona aşık oluyorsun.
Her vara taalluk eden aşkın, tanrı vasfından, meydana gelir, o şeyin yaldızından, o şeyin zahiri güzelliğinden değil. O şeyin altın yaldızı aslına gitti de bakırı kaldı mı insanın tabiatı doyar, onu boşlayıverir. Onun yaldızlı, zahiri sıfatlarından ayağını çek. Bilgisizlikle kalpa pek hoş deme.
Kalplardaki o hoşluk, o güzellik eğretidir. O, süsün, püsün altında süssüzlük vardır. Kalpın üstündeki altın, madenine gider. Sen de onun gittiği madene git. Duvardaki ışık güneşe varır. Sen de sana layık olan o güneşe git. Ondan sonrada madem ki oluktan vefa görmedin, suyu yağmurdan iste.
Kurdun tuzağı, kuyruk madeni değildir. O koca kurt, kuyruk madenini nereden tanıyıp bilecek? O aldanmış kişilerde altını çıkınlamış sandılar da köye doğru koştular.
Gülerek oynayarak o dolaba doğru çark ura, ura yürüdüler. Köye doğru uçan bir kuş görseler sabırsızlıktan elbiselerini yırtıyorlar, köyden bir adam geliyor görseler yüzünü, gözünü öpüyorlar, " Sen bizim dostumuzun yüzünü gördün. Sen bizin canımızın canısın, bizim gözümüzsün sen" diyorlardı.
Tıpkı Mecnun gibi. O da bir köpeği okşamakta, öpmekte, önünde yanıp erimekteydi. Etrafında eğilip bükülerek onu ululayıp ağırlayarak dönüp dolaşıyor, ona saf şeker şerbeti veriyordu. Bir herzevekil dedi: " a ham mecnun, bu yapıp durduğun şey ne delilik, ne sersemlik.
Köpeğin ağzı daima pis şeyleri yer. Ardını bile diliyle temizler" köpeğin ayıplarını bir hayli saydı döktü. Zaten ayıp gören gayp aleminin kokusunu bile alamaz. Mecnun dedi ki. " Sen baştanbaşa suretten, cisimden ibaretsin. Gel de benim gözümle bir bak!
Bu köpek, bence tanrı'nın bir çözülmez tılsımıdır. Bu köpek, Leyla'nın mahallesinin bekçisi.
Himmetine bak, gönlüne, canına, irfanına dikkat et ki neresini seçmiş neresini yurt edinmiş? O benim mağaramın yüzü kutlu köpeği, hatta o benim dert daşım, gam daşım. Onun mahallesinde yurt tutan köpeğin ayağının bastığı toprak bile ulu aslanlardan yeğdir. Ey köpeklerine aslanların köle olduğu sevgili. Anlatmaya imkan yok ki, sus vesselam!.."
Dostlar, suretten geçerseniz her yer sizin için cennettir. Gül bahçesi içersinde gül bahçesidir. Suretini kırdın yaktın mı her şeyin suretini kırdın demektir. Artık her sureti kırar, haydar gibi Hayber kapısını çekip koparırsın. O saf şehirli de surette zebun oldu, köylünün kötü sözleriyle köye doğru yola düştü.
O yaltaklanma tuzağına tutularak neşeli, neşeli gidiyordu. Taneyle sınanmaya giden kuşa benziyordu. Kuş o taneyi kerem ve ihsan yüzünden saçılmış sanır. Halbuki o ihsan yüzünden saçılmış sanır. Halbuki o ihsan yüzünden saçılmış sanır. Halbuki o ihsan hırsın son derecesidir.
Kuşcağızlar taneye tamah ederek sevinip o hileye doğru uçar, koşarlar. Şehirlinin de sevinçlerini de anlatsam korkarım ki yolcu, seni yolundan alıkorum. Onun için kısaca geçiyorum. Yolda bir köy göründü. Fakat o köylünün köyü değildi, başka bir yola saptı. Bir aya yakın bir müddet köyden köye dolaştılar
Çünkü köyün yolunu iyi bilmiyorlardı. Kılavuzsuz yola gidene iki günlük yol, yüz yıllık yol olur. Kabe'ye delilsiz giden bu başı dönmüş zavallılar gibi zillece düşer. Ustaya müracaat etmeksizin bir sanat tutan kişi şehre de alay mevzuu olur, köye de! Doğuda da, batıda da anasız, babasız bir insan doğması pek nadirdir.
Bir işe girişen, çalışan kişi mal kazanır. Ama nadir olarak bir adam, bir hazine bulabilir. Fakat nerede bir Mustafa ki cismi can olsun da " Er rahman, Allemel Kuran- rahman, ona Kuranı öğretti" sırrına ersin. Ten ehlinin hepsi kalemle, okuyup yazmakla öğrenir, öğretir. Tanrı kereminin bolluğuyla kalemi, öğretiş ve öğrenişe vasıta halk etmiştir. Oğul, her hırs sahibi mahrumdur. Harisler gibi öyle koşma, aheste yürü. Şehirli ve çoluk çocuğu da o yolda karada yaşayan kuşun suda çektiği eziyetler, zahmetler çektiler. Köye de karınları toktu artık, köylüye de. Öyle usta olmadan şeker yapmaya da doymuşlardı, hatta.
Bir ay sonra kendileri perişan, hayvanları yemsiz bir halde o köye vardılar. Köylüye bak ki kötü niyeti yüzünden falan feşman diye zırvalamaya, gündüzleri, bağına, bahçesine yüz tutmasınlar diye onlardan yüzünü gizlemeye koyuldu. Gizlediği yüz de zaten tamamıyla hile ve riyadan ibaretti. Öyle yüzün, Müslümanlardan gizli kalması daha iyi.
Öyle yüzler vardır ki şeytanlar, sinek gibi başına üşüşür. Bekçi, gibi orada yurt tutar, otururlar. Bu çeşit adamların suratını gördün mü ya bakma, yahut da madem ki baktın, hoşlanıp gülme. O çeşit habis ve asi suratlar hakkında Tanrı, " Alnının perçeminden yakalar, çekeriz" dedi.
Konuklar, köylünün evini sorup buldular, akraba ve bildikleri gibi kapıya koştular. Köylünün evindekiler kapıyı kapadılar. Şehirli, bu aykırı hareketten deli gibi oldu. Fakat zaten sertlik gösterilecek zaman değildi. Kuyuya düştükten sonra sertliğin ne faydası var?
Tam beş gün, geceleri soğuktan üşüyerek, gündüzleri sıcaktan yanıp yakılarak kapısının önünde kaldılar. Orada kalışları ne gafilliklerindendi, ne eşekliklerinden. Zaruretten, açlık ve susuzluk yüzündendi. İyiler, zaruret yüzünden kötülerle bağdaşırlar, adam zaruret yüzünden ölü eti bile yer!
Şehirli, köylüyü gördükçe selam vermekte, " Yahu, ben filan kişiyim, adım da şu" demekteydi. Köylü" Olabilir, fakat sen kimsin, nesin ben ne bileyim? Belki kötü bir adamsın, belki temiz bir adam. Ben, gece gündüz, Tanrının işlerine hayran kalmış, dalmış gitmişim. Seninle hiçbir surette mukayyet olmam ben.
Kendi varlığımdan bile haberim yok. Varlığımdan bir kıl ucu kadar bile eser kalmadı. Aklım, Tanrıdan başka hiçbir şeyden agah değil. Gönlümde de Tanrıdan başka bir şey yok, canımda da" diyordu. Şehirli dedi ki: " bu an, tam kıyamete benzedi: Kardeş, kardeşinden kaçmada!"
Şehirli, köylüye " Soframdan fazlasıyla yemek yemedin mi sen? Ben o adam değil miyim? Filan gün sana feşman şey almadım mıydı, seninle buluşup görüşmez miydik? Aylarca bana konuk olmaz mıydı?, sayısız ihsanlarıma, inamlarına nail olmadın mı? Halk, aramızda ki sevgiyi duymuş, işitmiştir.
Boğaz, nimet yerse yüz utanır"diye anlatıp duruyor. Köylü de "saçma sapan ne söylenip duruyorsun ki? Ne seni tanıyorum, ne adını, ne yerini!" diyordu. Beşinci gece gökyüzünü bulutlar kapladı. Bir yağmur başladı ki gök bile bu yağışa şaşa kaldı. Artık bıçak kemiğe dayanınca şehirli " Ev sahibini çağırın" diye kapısının halkasını dövmeye başladı.
Köylü yüzlerce ısrardan sonra nihayet kapıya gelip " Babasının canı ne istersin, ne var" deyince şehirli, dedi ki: " Bunca haktan vazgeçtim,bütün zanlarımı, düşüncelerimi terk ettim. Zavallı cancağızım, beş günde bu sıcakta yanıp şu soğukta donarak beş yıllık zahmet çekti." Bildikten, dostani soydan gelen bir cefa, ağyarın üç yüz bin cefasına eşittir.
Çünkü insan, eşin dostun cevrü cefada bulunacağını ummaz, tabiatı daima onun lütfuna, vefasına alışmıştır. İnsanların uğradıkları bela ve mihnet, dikkat edersen anlarsın ki alışmadıkları şeylerden meydana gelir. Şehirli: " Ey sevgi güneşi zevale erişen arkadaş, kanımı bile döksen helal ederim. Yalnız şu yağışlı gecede bize bir bucak ver de kıyametten sen de bunun ecrine nail ol" dedi.
Köylü, "Orada bağcının sığındığı bir bucak var. Bağcı, o bucakta kurtları bekler. Kurt gelirse öldürmek için eline yayını, okunu alır, bekler durur. Sen de o zahmeti çekebilirsen ne ala, orası senin olsun. Fakat bu işi başaramazsan kendine başka bir yer ara" deyince,
Şehirli dedi ki: "Sana yüzlerce hizmette bulunayım, sen tek yer ver. O yayı, oku da ver elime. Ben uyumam, üzümleri beklerim. Kurt gelirse tam kellesinden vururum. İki yüzlü münafık. Allah için olsun sen beni gece vakti yağmur altında, çamur üstünde bırakma da!" o bucak boşaltılınca şehirli, çoluk, çocuğuyla beraber o daracık, o dönüp kımıldamağa bile imkansız yere gitti.
Selden, mağara bucağına sığınmış çekirgeler gibi adeta birbirlerinin üstüne binmişlerdi. Bütün gece " Aman yarabbi, sen acı. Biz değil buna, hatta bunun iki yüz misline bile layığız. Aşağılık kişilerle dost olanın, adam olmayanlara adamlık gösterenlerin layığı budur. Ham tamaha düşüp ulular kapısındaki hizmeti bırakan, buna layıktır.
Temiz kişilerin taşını, toprağını öpüp yalamak aşağılık adamlara hizmetten, onların bağına, bahçesine nail olmaktan yeğdir. Gönlü aydın bir ere kul olmak, padişahların başına taç olmadan daha iyi. Ey yol çavuşu, ey aykırı yollarda koşup duran, sen şu toprak yüzündeki padişahlardan davul sesinden başka bir şey bulamazsın ki.
Şehirliler bile ruha nispetle yol uran hırsızlardan ibaretken köylü dediğim kim oluyor? Feyizden mahrum bir ahmak! Aklına, tedbirine uymayıp gulyabani sesi duyunca o sese tabi olana bu layıktır" diyorlardı. Yaptığı işe candan gönülden nadim oldu, oldu ama artık soğuk, soğuk ah etmenin ne faydası var.
Şehirli de bütün gece elinde yayla ok, her yanı gezip dolaşmakta, her tarafta kurt araştırmaktaydı. Halbuki asıl kurt, kıvılcım gibi ona sıçramış, musallat olmuştu da o bundan habersiz hala kurt arıyordu. Sivrisineklerle pireler, kurt gibi o viranede onların başına üşüşmüş, onları yaralayıp duruyordu.
İnatçı kurdun saldırması korkusuyla sivrisinekleri kovmaya da mecalleri yoktu. Kurt gelir de sürüye bir ziyan verirse köylü şehirlinin saçını sakalını yolardı. Dertleri aşırı bir derecede, yürekleri ağızlarına gelmiş bir halde beklerken, ansızın bir tepeden saldırıp gelmekte olan bir kurt karaltısı göründü.
Şehirli, yayını kurup bir ok attı, hayvanı vurdu, tepeden aşağı düşürdü. Hayvan düşerken bir yellendi. Köylü, duyup eyvah dedi, ellerini dizlerine vurdu. " Be hey mürüvvetsiz, eşeğimin sıpasını vurdun" dedi. Şehirli, " Yok canım, dev gibi kurt. Karaltısına baksana, kurdun ta kendisi. Şeklinden de kurt olduğu anlaşılıp duruyor" dediyse de, köylü, "Hayır, yellendi ya tanıdım ben. Onun yellenmesini suyu şaraptan nasıl ayırt edersem öyle ayırt eder, anlarım. Çayırlıkta benim sıpamı vurdun, öldürdün. Dilerim, neşe yüzü görmeyesin" dedi. Şehirli, ";y, bak. Vakit gece, insan, geceleyin iyi göremez.
Gece ekseriye adamı yanıltır, başka şeyler gösterir. Herkes geceleyin gördüğünü fark edemez. Hele bu gece hem karanlık, hem bulut var, hem şiddetli yağmur yağmada. Bu üç karanlık, adamı pek yanıltır" dedi ama, köylü " Hayır. Bu bana gün gibi aşikar. Tanırım ben, bu yellenme, benim eşeğimin sıpasının yellenmesi.
Yolcu azığı nasıl tanırsa ben de yüz yel arasında bile o yeli tanırım" deyince, şehirli dayanamadı, sıçrayıp köylünün yakasına yapıştı. Dedi ki: " A hilebaz sersem, a bunak mendebur, sen hem afyon yutmuş, hem esrar içmişsin. Bu üç karanlık içinde eşeğin yellenmesini tanıyorsun da beni nasıl tanımıyorsun be hey avare!
Gece yarısı eşek sıpasını tanıyan adam, güpegündüz dostunu nasıl tanımaz? Kendini dalgın ve arif gösteriyor da mürüvvetin, vefanın gözüne toprak serpiyorsun. Benim kendimden ile haberim yok, gönlüme Tanrıdan başka hiçbir şey sığmıyor ki. Dün yediğim bile aklımda değil.
Bu gönül, hayretten başka bir şeyden neşelenmiyor diye kendini müstağrak gösteriyorsun ama asıl akıllı, fakat Tanrı mecnunu benim, bunu hatırında tut da şu kendimde olmayışımı mazur gör. Bir insan, şer'an murdar olan hurma şarabı içse kendinde değilse şeriat, onu mazur tutar.
Sarhoş ve esrarkeşin karı boşaması ve bir şey satması, makbul ve muteber değildir. O, çocuğa benzer, yaptığı affedilir, hürdür, serbesttir. Asıl tek padişah olan Tanrıdan gelen sarhoşluksa insana yüz küpün şarabından ziyade tesir eder, yüz küpün şarabından ziyade adamın aklını alır.
Haydi yürü artık böyle adama nasıl teklif olabilir ki? At düştü, elsiz, ayaksız bir hale geldi. alemde eşek sıpasına kim yük yükler? Ebumerre'ye kim Farsça okutabilir? At topallamaya başladı mı, üstündeki yükü alırlar. Çünkü Tanrı " Köre teklif" yok dedi. Ben de kendime karşı kör, fakat Tanrıyı görür oldum. Şu halde azdan da affedilmişim, çoktan da!
Halbuki, sen, dervişlikten dem vuruyorsun, kendinden olmadığını söylüyorsun, ebedi sarhoşlar gibi hayhuylarda bulunuyor, naralar atıyorsun. Yeri gökten fark etmiyorum diyorsun ama Tanrı gayreti seni bir sınadı ki! Eşek sıpasının yellenmesi seni böyle rüsvay etti, senin, ben yoktum diye kendini nefyedişini ret ederek, varlığını ispat etti.
Tanrı, sersem adamı böyle rüsvay eder, kaçan avı böyle yakalar işte!" hey babam hey ben, padişah kapısına çavuş oldum diyene yüz binlerce sınama var. Halk, onu bu sınamayla tanımasa bile ileri gelenler, onun davasına delil ister, yolundan nişan sorarlar. Aşağılık bir adam, terzilik davasına kalkışsa padişah, onun önüne bir atlas kumaş atar.
Bundan bir geniş kaftan yap der. Bu sınamayla yersiz davaya kalkışanın başında iki boynuzdur peyda olur, öküzlüğü anlaşılıverir. Eğer kötüleri sınama olmasaydı her puşt, savaşta Rüstem kesilirdi! Farz et ki puşt zırh giymiş, kaç para eder? Savaşa girişip sıkışınca esir olacak değil mi?
Tanrı sarhoşu, kasırgadan ayrılır mı hiç? O , sur üfürülünceye kadar kendine gelmez. Tanrı şarabı doğrudur, doğru yalanı yok. Sense şarap değil ayran içmişsin. Ayran içmişsin , ayran içmişsin, ayran içmişsin.! Kendini Cüneyd ve Bayezid gösteriyorsun. Yürü be, ben, baltayı kilitten fark edemem ki diyorsun ama.
A düzenbaz, kötülüğü tembelliği, kızgınlığı ve ihtirası bu sersemlikle nasıl gizleyebileceksin? Kendini Mansur-ı Hallac göstermede, dostların pamuğuna ateş urmadasın. Ben Ömer'i Ebuleheb'den ayırt edemem de gece yarısı eşek sıpasının yellenmesini tanırım diyorsun ha!
Senin gibi eşeğin bu sözüne inanan da kendisini, hatırım için kör ve sağır eden bir eşektir. Kendini öyle pek yol erlerinden sanma. Sen yol kesicilerin adamısın, herze yiyip durma! Sersemlikten uç, akla doğru koş. Mecazi akıl, göklere uçabilir mi hiç? Kendini Tanrı aşıkı gösteriyorsun ama kapkara Şeytanla aşkbazlık ediyorsun.
Kıyamet günü aşıkla maşuku birbirine bağlarlar da herkesin önüne çıkarı verirler. Sen kendini nasıl oluyor da ahmak, dalgın gösteriyorsun? Üzümün kanı nerede? Sen bizim kanımızı içmişsin! Yürü, benden uzaklaş hemen. Ben seni tanımıyorum. Kendini bilmeyen bir arifim ben, köyün Behlül'üyüm ben diyorsun ha!
Tanrı yakınlığına eriştin de sanat, sanatkardan ayrı olmaz sanıyorsun ha! Şunu olsun görmez misin? Tanrı velilerinin eriştikleri yakınlıkta yüzlerce keramet, yüzlerce iş güç var. Mesela demir, Davud'un elinde mum oluyor. Halbuki senin elinde mum, demir kesiliyor!
Yaratma ve rızık verme yakınlığında herkes müsavidir, bu sıfatlar herkeste var. Fakat bu ulular, Tanrı aşkının vahyi yakınlığına sahip olurlar. Babacığım, yakınlık de çeşit, çeşittir. Güneş dağa da vurur, altına da! Fakat güneşin altına bir yakınlığı var ki söğüdün bundan haberi bile yok!
Kuru dal da güneşe yakındır, yaş dal da. Güneş hiç ikisinden de gizlenir mi ki? Fakat yaş taze dalın yakınlığı nerede? O daldan olgun meyveler devşirmede, olgun meyveler yemedesin. Fakat bir de bak, kuru dal, güneşe yakınlığından kuruluktan başka ne bulabilir?
Akıllı, aklın başına gelince pişman olacak bir sarhoşluğa düşme. O sarhoşlardan ol ki onlar şarap içmeye koyuldular mı olgun akıllar bile onlara hasret çeker. Ey kedi gibi kocalmış fareyi tutan, o şaraptan içmiş onunla gıdalanmışsan aslan tut aslan! Ey hayale kapılıp aslı olmayan kadehten hayal şarabı içen, hakikat sarhoşları gibi sarhoşluk etme, o tarafa sarkıntılıkta bulunma.
Sarhoş gibi şu yana bu yana düşüp durmadasın ama sana bu tarafa yol yok, o tarafa yürü. O yana yol bulursan ondan sonra bazan bu tarafa salın, bazan o tarafta. Tamamıyla bu tarafa mensupken o tarafta dem varma. Madem ölümün gelmemiş yalan yere can çekişme. Fakat ebedi hayata erişen ve ecelden korkmayan Hızır canlı kişi mahluku tanımasa da caiz.
Damağını vehmin zevkiyle çeşnilendirir, varlık tulumuna üfürür, kendini havayla şişirip gururlanırsın ama, bir iğneyle o yel kaçıp gider. Dilerim akıllı adam, bu çeşit semirmesin! Kışın kardan testiler yapıyorsun, iyi ama hiç onlar suya dayanır mı?
Mesnevi'den Hikayeler
SEBALILAR VE NİMETTEN AZMALARI
Seba halkının macerasını okumadın mı? Belki de okudun, okudun ama sesten başka bir şey duymadım. O dağ, sesi anlamaz ki dağın aklı manaya gidemez ki. Dağ akılsız, kulaksız ses verir durur. Fakat sen sustun mu o da susar. Tanrı Seba'lılara pek büyük bir genişlik ve rahatlık verdi. Yüz binlerce köşk, hayvan ve bağ ihsan etti.
O kötü yaradılışlı adamlar buna şükretmediler. Vefada köpekten de aşağı oldular. Köpeğe bir kapıdan bir lokma ekmek verilse o kapıya bağlanır, hizmetkar olur. Kapıya bekçi kesilir. Ona eziyet edilse yiyeceği layıkıyla verilese bile o kapıyı bırakmaz. Orada karar eder, başka bir kapıya gitmez.
Oraya bir garip köpek gelse oradaki köpekler onu gece gündüz tedibederler. İlk konağına git. Oradan nimetlendin, o nimetlerin hakkı, gönlünü oraya rehin etmendir derler. Yerine git, o nimetin hakkını bundan fazla terketme diye onu diye onu ısırırlar. Sen de gönül ve gönül ehlinin kapısından bir hayli abıhayat içtin, gözlerin açıldı.
Canın, ehlin diller gönlünden nice şükür, vecir ve kendinden geçiş gıdaları yedi. Sonra da yine hırs yüzünden bu kapıyı bıraktın, hırs yüzünden her dükkanın etrafında dönüp dolaşmadasın. O çömleği yağlı ihsan sahiplerinin kapısına arda kalasıca bir tirit için koşup duruyorsun. Bil ki can, asıl burada yağlanır, ümitsiz bir hale düşenin işi burada düzelir.
İsa'nın ibadet yeri, gönül ehlinin sofrasıdır. Kendine gel, kendine ey derde müptela sakın bu kapıyı bırakma. Halk her taraftan toplanır, kör, çolak, kötürüm, topal, hepsi. Sabahleyin İsa'nın ibadet ettiği yerin kapısına gelir, onun nefesiyle illetten kurtulmayı umarak bekleşirdi.
İsa, o güzel gidişli, evradını bitirince kuşluk çağı dışarı çıkar. Zayıf, perişan bir çok dertlinin şifa ümidiyle kapıya oturup bekleştiğini görür. Dua ederde " Tanrı, hepinizin muradını verdi, maksatlarınıza eriştiniz. Şimdilik illetsiz zahmetsiz yürüyün, Tanrının yargılama ve kerem etmesine doğrulun" der.
Hepsi ayaklara bağlı develere benzerken himmet edip bağlarını çözer. Onlarda hemencecik sıhhat bulup onun duasıyla neşelenerek yürür giderlerdi. Sen de bunca afetlere uğradın, hepsinden tecrübeler gördün. Padişah meşrepli erlerden sıhhat buldun. Topallığın kaç kere düzeldi, canın kaç defa gamdan, mihnetten kurtuldun.
Sense gafilcesine kendini de kaybetmemek için ayağına ip bağlamış durmaktasın be herif! Şükretmiyorsun, nail olduğun nimetleri unutmuşsun. Bu unutuş o bal yediğin zamanları hatırına getirmiyor. Hulasa o yol sana bağlandı. Çünkü gönül ehlinin gönlü, senden incindi, sana darıldı.
Çabuk onları bul, kusur dile, tövbe et. Bulut gibi ağla inle. De sana onların gül bahçeleri açılsın, sana olgun meyveler saçılsın. O kapıda dön dolaş Eshabı kehf'in köpeğiyle kapı yoldaşıysan köpekten aşağı olma. Köpekler bile, gönlünü ilk eve bağla diye köpeklere nasihat ederler.
Kemik yediğin ilk kapıya sıkı bağlan, hak gözetmeyi terketme derler. Edeplensin de oraya gitsin, kurtuluşu o ilk kapıda bulsun diye onu ısırırlar. A azgın köpek, velinimetine isyan etme. Halka gibi o kapıya bağlan. O kapıda bekçilik et. O kapıda çevik davran, o kapıda sıçra.
Vefasızlığını apaçık gösterme, beyhude yere vefasızlığı faş etme. Köpeklerin adeti vefakarlıktır. Yürü be bari köpeklerin adını kötüye çıkarma derler. Ulu Tanrı bile vefakarlıkla öğündü de " Bizden gayrı ahdine kim vefa eder ki?" dedi. Hakları reddettikten, saymadıktan sonra isteğin kadar vefakar ol.
Bil ki bu vefa, vefasızlığın ta kendisidir. Çünkü hiç kimse Tanrı hakkında daha ziyade hak sahibi değildir ki. Ana hakkı bile Tanrı hakkında sonra gelir. Çünkü Tanrı, anayı senin ana karnındaki şekline borçlu etmiştir. Tanrı, seni onun cisminde bir surete bürümüş, gebelik halinde ona seninle istirahat ve huzur vermiş onu sana alıştırmış.
O da seni kendisinin bir cüzü görmüştür. Tanrının tedbiri anaya ilişik olan o cüzü ayırmıştır. Tanrı binlerce sanat ve fen düzdü de ana, sana sevgi bağladı, şefkat gösterdi. Şu halde Tanrı hakkı, ana hakkından öncedir, Tanrı hakkını bilmeyen eşektir. Anayı, ananın memesini, sütünü yaratan, onu babayla çift eden odur. Ona serkeş olma.
Ey Tanrı, ey ihsanı kadim olan, bildiğim de senindir, bilmediğim de. Sen Tanrıyı an, çünkü benim hakkım hiç eskimez. O sabah çağında, sizin Nuh'un gemisinde koruduğumuzu, bu suretle lütuflarda bulunduğumuz an. O zaman sizin aslınızı, atalarınızı tufandan, tufan dalgasından korudum, onlara aman verdiğim.
Ateş huylu su, yeryüzünü kaplamıştı. Dalgası dağların tepelerine kadar çıkıyordu. Sizi ret etmedim, atanızın, atasının, atasının varlığında sizi korudum. Madem ki baş oldun, sana nasıl ayağımla vururum, kendi iş yurdumu nasıl ziyan ederim? Vefasızlara kendini feda ediyor, kötü bir zan yüzünden o tarafa doğru gidiyorsun.
Bense unutmadan, vefasızlıktan beriyim. Benim yanıma gelsen bile kötü bir zanla gelirsin. Sen, hani kendine benzeyenlerin önünde iki kat olursun ya. İşte onlar hakkında kötü zanda bulun. Nice ulu, ulu dostlar, yoldaşlar edindin. Sana nerede onlar diye sorsam gittiler dersin.
İyi dostun yüce göklere gitti. Kötülük dostunsa yerin dibine geçti. Ara yerde sen kalakaldın, yardımsız, yardımcısız kervandan arta kalan ve sönmeye mahkum ateşe döndün. Ey baba, yiğit dost, yukardan, aşağıdan münezzeh olanın eteğini tut. O, ne İsa gibi göklere ağar, ne Karun gibi yerlere geçer.
Sen yerden yurttan alımdan, satımdan kaldın mı o, mekan aleminden de seninle beraberdir, lamekan aleminde de. Bulanıklardan, duruluklar çıkarır, cefalarını vefa yerine tutar. Cefakarlıkta, bulunursan noksandan kurtulup kemale erişesin diye kulağını burar.
Sulukta virdini terk edersen zahmete, mihnete düşer, sıkıntıya uğrarsın ya. İşte o tediptir. Yapma, o eski ahdi hiç değiştirme demektir. Bu iç sıkıntısı bir zincir şeklini almadan, bu gönlünü sıkan şey, ayağını bağlamadan önce. Bu işareti, beyhude zan etmemen için uğradığın o makul zahmet, duyguna hitap eder bir hale gelir ve meydana çıkar.
Suç işlediğin zaman iç sıkıntıları gönlünü kaplar, bu sıkıntılar, ecelden sonra ist zincir şekline bürünür. Burada bizi anmaktan çekinen kişiye dar bir yaşayış verilir ve körlükle cezalanır. Hırsız, insanların mallarını çaldı mı bir iç sıkıntısı, bir darlık gönlünü tırmalamaya başlar. O, bu sıkıntı, bu darlık nedir ki? Der. Şerrinden ağlayan mazlum yok mu? İşte onun sıkıntısı, onun darlığı.
Bu darlığa, bu sıkıntıya pek aldırış etmezse bu inadının rüzgarı ateşini üfler. Hulasa gönül sıkıntısı, memurların sıkıştırması haline gelir, o manalar, duyulur, görülür bir hale gelip meydana çıkar. Dertler, zindan ve çarmıh olur. Dert; kök tut . kök, dal budak verir. Kök gizliydi, meydana çıktı. Sen de darlığını, ferahlığını bir kök bil. Kötü kökse hemencecik, çabucak onu sök ki çimenlikte çirkin bir diken çıkmasın. İç sıkıntısı görünce ona bir çare bul. Çünkü dallar, hep kökten meydana gelir. Genişlik gördün mü de onu sula, yetişip meyve verince dostlara dağıt.
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Mesnevi'den Hikayeler - 30
- Parts
- Mesnevi'den Hikayeler - 01Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3710Total number of unique words is 204429.6 of words are in the 2000 most common words43.1 of words are in the 5000 most common words50.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 02Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3738Total number of unique words is 209027.1 of words are in the 2000 most common words39.7 of words are in the 5000 most common words46.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 03Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3690Total number of unique words is 206128.4 of words are in the 2000 most common words41.2 of words are in the 5000 most common words48.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 04Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3642Total number of unique words is 196429.3 of words are in the 2000 most common words42.4 of words are in the 5000 most common words50.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 05Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3602Total number of unique words is 204529.0 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words51.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 06Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3690Total number of unique words is 193428.2 of words are in the 2000 most common words42.1 of words are in the 5000 most common words50.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 07Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3680Total number of unique words is 202228.4 of words are in the 2000 most common words40.8 of words are in the 5000 most common words47.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 08Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3635Total number of unique words is 200129.7 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words49.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 09Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3599Total number of unique words is 197129.9 of words are in the 2000 most common words43.8 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 10Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3628Total number of unique words is 200829.1 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words49.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 11Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3657Total number of unique words is 194230.3 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 12Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3619Total number of unique words is 202329.1 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 13Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3506Total number of unique words is 200930.3 of words are in the 2000 most common words44.6 of words are in the 5000 most common words51.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 14Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3586Total number of unique words is 201227.7 of words are in the 2000 most common words41.1 of words are in the 5000 most common words47.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 15Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3637Total number of unique words is 195429.1 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words50.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 16Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3642Total number of unique words is 204829.1 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 17Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3694Total number of unique words is 194931.0 of words are in the 2000 most common words44.7 of words are in the 5000 most common words51.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 18Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3656Total number of unique words is 197129.2 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 19Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3684Total number of unique words is 196428.7 of words are in the 2000 most common words42.1 of words are in the 5000 most common words48.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 20Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3666Total number of unique words is 198828.9 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 21Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3719Total number of unique words is 206429.2 of words are in the 2000 most common words42.2 of words are in the 5000 most common words48.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 22Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3832Total number of unique words is 203130.1 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words50.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 23Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3726Total number of unique words is 200629.7 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words50.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 24Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3668Total number of unique words is 205027.5 of words are in the 2000 most common words41.0 of words are in the 5000 most common words48.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 25Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3741Total number of unique words is 197129.3 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words49.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 26Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3731Total number of unique words is 198329.5 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 27Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3711Total number of unique words is 208827.1 of words are in the 2000 most common words40.9 of words are in the 5000 most common words47.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 28Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3630Total number of unique words is 203728.1 of words are in the 2000 most common words41.5 of words are in the 5000 most common words48.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 29Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3653Total number of unique words is 203128.2 of words are in the 2000 most common words41.4 of words are in the 5000 most common words49.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 30Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3616Total number of unique words is 202429.7 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 31Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3707Total number of unique words is 201129.9 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words51.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 32Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3777Total number of unique words is 199230.3 of words are in the 2000 most common words44.0 of words are in the 5000 most common words52.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 33Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3683Total number of unique words is 190830.5 of words are in the 2000 most common words45.3 of words are in the 5000 most common words52.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 34Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3601Total number of unique words is 194531.0 of words are in the 2000 most common words46.1 of words are in the 5000 most common words53.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 35Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3716Total number of unique words is 194630.3 of words are in the 2000 most common words44.7 of words are in the 5000 most common words52.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 36Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3704Total number of unique words is 201029.5 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words51.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 37Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3628Total number of unique words is 196230.0 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words48.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 38Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3642Total number of unique words is 193728.8 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 39Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3685Total number of unique words is 197329.1 of words are in the 2000 most common words42.3 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 40Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3578Total number of unique words is 194229.5 of words are in the 2000 most common words43.3 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 41Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3779Total number of unique words is 189130.8 of words are in the 2000 most common words44.1 of words are in the 5000 most common words52.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 42Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3591Total number of unique words is 199728.4 of words are in the 2000 most common words41.8 of words are in the 5000 most common words48.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 43Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3600Total number of unique words is 201329.0 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words48.7 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 44Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3789Total number of unique words is 204128.8 of words are in the 2000 most common words41.6 of words are in the 5000 most common words49.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 45Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3662Total number of unique words is 199827.3 of words are in the 2000 most common words40.8 of words are in the 5000 most common words47.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 46Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3602Total number of unique words is 195028.9 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words48.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 47Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3826Total number of unique words is 198829.3 of words are in the 2000 most common words44.2 of words are in the 5000 most common words52.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 48Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3622Total number of unique words is 196130.3 of words are in the 2000 most common words42.5 of words are in the 5000 most common words50.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 49Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3720Total number of unique words is 199830.2 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words51.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 50Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3774Total number of unique words is 206028.2 of words are in the 2000 most common words41.9 of words are in the 5000 most common words50.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 51Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3721Total number of unique words is 203029.7 of words are in the 2000 most common words44.1 of words are in the 5000 most common words52.5 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 52Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3688Total number of unique words is 194930.2 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 53Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3799Total number of unique words is 191330.7 of words are in the 2000 most common words44.9 of words are in the 5000 most common words53.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 54Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3878Total number of unique words is 199430.0 of words are in the 2000 most common words43.7 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 55Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3764Total number of unique words is 203830.7 of words are in the 2000 most common words44.8 of words are in the 5000 most common words52.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 56Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3733Total number of unique words is 196130.8 of words are in the 2000 most common words45.8 of words are in the 5000 most common words53.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 57Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3763Total number of unique words is 204629.6 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 58Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3668Total number of unique words is 196529.8 of words are in the 2000 most common words43.8 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 59Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3574Total number of unique words is 189028.9 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words49.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 60Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3639Total number of unique words is 195829.6 of words are in the 2000 most common words43.2 of words are in the 5000 most common words50.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 61Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3698Total number of unique words is 194530.2 of words are in the 2000 most common words44.5 of words are in the 5000 most common words52.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 62Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3553Total number of unique words is 194930.6 of words are in the 2000 most common words43.6 of words are in the 5000 most common words50.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 63Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3729Total number of unique words is 195229.4 of words are in the 2000 most common words43.4 of words are in the 5000 most common words50.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 64Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3705Total number of unique words is 198929.0 of words are in the 2000 most common words42.4 of words are in the 5000 most common words49.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 65Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3686Total number of unique words is 195430.2 of words are in the 2000 most common words44.1 of words are in the 5000 most common words51.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 66Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3778Total number of unique words is 205831.1 of words are in the 2000 most common words44.6 of words are in the 5000 most common words51.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 67Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3637Total number of unique words is 197330.1 of words are in the 2000 most common words44.5 of words are in the 5000 most common words51.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 68Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3702Total number of unique words is 202028.3 of words are in the 2000 most common words40.6 of words are in the 5000 most common words48.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 69Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3675Total number of unique words is 203130.6 of words are in the 2000 most common words43.5 of words are in the 5000 most common words50.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 70Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3674Total number of unique words is 202029.4 of words are in the 2000 most common words42.8 of words are in the 5000 most common words50.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 71Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3664Total number of unique words is 198428.2 of words are in the 2000 most common words41.5 of words are in the 5000 most common words49.8 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 72Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3737Total number of unique words is 207328.5 of words are in the 2000 most common words41.5 of words are in the 5000 most common words49.2 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 73Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3599Total number of unique words is 199229.9 of words are in the 2000 most common words42.9 of words are in the 5000 most common words50.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 74Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3656Total number of unique words is 206626.6 of words are in the 2000 most common words40.9 of words are in the 5000 most common words47.6 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 75Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3704Total number of unique words is 203929.8 of words are in the 2000 most common words42.3 of words are in the 5000 most common words49.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 76Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3784Total number of unique words is 199131.8 of words are in the 2000 most common words45.9 of words are in the 5000 most common words53.3 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 77Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3608Total number of unique words is 203129.7 of words are in the 2000 most common words43.1 of words are in the 5000 most common words49.9 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 78Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3648Total number of unique words is 205329.8 of words are in the 2000 most common words42.4 of words are in the 5000 most common words49.0 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 79Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3659Total number of unique words is 208028.6 of words are in the 2000 most common words41.7 of words are in the 5000 most common words49.1 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 80Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 3811Total number of unique words is 205829.3 of words are in the 2000 most common words43.0 of words are in the 5000 most common words51.4 of words are in the 8000 most common words
- Mesnevi'den Hikayeler - 81Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2152Total number of unique words is 128037.2 of words are in the 2000 most common words50.0 of words are in the 5000 most common words56.8 of words are in the 8000 most common words