Demokrasinin Kilit Taşı - 38

Total number of words is 2910
Total number of unique words is 1741
26.0 of words are in the 2000 most common words
37.9 of words are in the 5000 most common words
44.9 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
Süleyman Demirel, Prof. Dr. Irmak'ın, hükumet teşkili ile ilgili soruları için “benim mektupla konuşma adetim yoktur” diyor. MSP – MHP – CGP ile birlikte o da bütün tekliflere karşı olduğunu basın kanalıyla açıklıyordu. Türkiye'de siyaset yeni bir aşamanın önüne gelmişti. Parlamento içinde, Süleyman Demirel'in başı çektiği bir sağ kanat hükümetinin kurulabilme çabaları yoğunluk kazanmıştı. Meclis 18 Mart'a kadar tatile girince, bende İstanbul'dan başlamak üzere, Kültür Bakanlığı ünitelerine veda etmek ve bu arada birazda üzerimdeki yorgunlukları atmak ve dinlenebilmek için Nizamla birlikte bir geziye çıkmıştım.

Yangından Mal Kaçırmak
İstanbul Mart ayının ilkbahara kucak açtığı günleri yaşamaya başlamıştı. Kuytu köşelerde ağaçlar çiçek açmış, kırlık yerler yeşermişti. Ankara'nın kupkuru havasından ve politik baskılarından sonra, çok alışkın olduğum bu yörenin yumuşak, ılık, güneşli havası kıyılardan geçerken denizin kokusu insanı dinlendiriyordu. Resmi ziyaretlerden arta kalan zamanı eşimle birlikte arkadaşlarımızın arasında ve yakın akrabalara uğrayarak geçiriyorduk.
Nejat Eczacıbaşı ile Ürgüplü gazetelerden İstanbul'da olduğumuzu öğrenmişlerdi. Otele telefon ederek bizi Boğaziçiinde bir öğlen yemeğine davet ettiler. Yemek İstinye sırtlarındaki lokantada yeniyordu. Hava güzel olduğu için masa dışarda kurulmuştu. Karşı kıyılarda Boğaziçi pembe erguvanları ile donanmıştı, maviler, yeşiller arasında...
Önce son politik durumları konuştuk. Onlar da parlementonun içinden çok kısa zaman sonra Süleyman Demirel'in Başbakanlığı ile bir hükumetin kurulmak üzere olduğuna inanıyorlardı. Söz arasında bana;
– ” Sanki neden bakanlığınız sırasında şu güzel İstanbul Boğazıinı korumaya almassınız” diye bir soru yönelttiler.
– “Kabineniz tarafsız, üyelerinin büyük çoğunluğu politikadan bir şey beklemiyor. Bunu yaparsanız ancak siz yaparsınız. Bildiğimiz kadarıyla, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Kurulu'nun bu konularda eskiden beri alınmış kararları ve çalışmaları varmış. Ama ellerinden tutacak siyasi adamı bekliyorlarmış” diye konuşuyorlardı.
Anıtlar Yüksek Kurulu'nun bir süre önce toplantısına girdiğimi ve çalışmalarını gördüğümü onlara anlatıyordum. Kurul eski eserleri bile korumada büyük zorluklar içinde ve baskılar altında idi. Antalya'nın en işlek yerindeki “Adrianüs Kapısı”nın yanına, yüksek bir apartman dikilmek istendiğini ve üç kez reddedildiği halde yine gündeme sokulduğunu söylüyordum.
Nejat Eczacıbaşı ile Ürgüplü, İstanbul aşığı olan bu iki insan o günlerde parlementodan çıkacak olan bir hükumetin, yine “seçmene selam” konusunda hareket edeceğine, Anıtlar Yüksek Kurulu'nun kararlarına uymayacağına inanıyorlardı. Başka bir değimle, "yangından mal kaçırmanın tam zamanı" diyorlardı. Onlara henüz kamuoyunun bu korumaya alışkın olmadığını, mal-mülk sahiplerinden tepki gelebileceğini düşündüğümü ama tepkilerden çekinmediğimi, Anıtlar Yüksek Kurulu'nun bu konuda yüreklendirilmesi gerektiğine olan inancımı anlatıyordum.
Ertesi günü Anıtlar Yüksek Kurulu ile bir toplantı yapmıştık. Bana, "kısa zaman içinde teknik konuları tamamlayacak olduklarını" söylemişler, ben de onlara "zamanın kalmadığını, hükumetten ayrılmamızın eli kulağında olduğunu acele etmeleri gereğini" hatırlatmıştım. Ankara'ya döndüğümde konuyu başbakana açtım. Bu konuları iyi bilen bir insandı. Dünyadaki örneklerini gezmiş görmüştü. Teklife sevindiğini bildirdi. “Yapın hemen yapın, biraz tepki alırsınız o kadar. Zaman içinde alkışlayanlar çoğalacaktır, yapın, yapın” dedi. İmar İskan Bakanı Sayın Babüroğluindan da onay almıştık.
Bizim işe el attığımız o günlerde bile birçok köşkler yalılar yıkılmış, bahçeler bozulmuş, koruların bir bölümü harap olmuş, çeşmeler kurumuş, kitabeler kırılmıştı. Ne kurtarırsak kardır havası ile çalışmalar tamamlanmıştı. Buna en çok sevinenler Anıtlar Yüksek Kurulu üyeleri idi. Bir milli kültür abidesi olan Boğaziçi'ni koruma çalışmalarının yapıldığı sırada Çengelköy yamaçlarına bir stad oturtulması konusunda bir kampanya başlatılmıştı. Bazı gazeteler bu kampanyaya destek veriyorlardı.
Stadyumun yapılma kampanyasını açanlar, anfiteatr biçimindeki stadyum merdivenlerinin sırtların meyline uydurulacağını, zarif bir görüntü ile peyzajı bozmayacağını ve sluete zarar vermeyeceğini savunuyor, Başbakanı da bu konuya inandırmaya çalışıyorlardı. Hatta bu stadyumun adının “Irmak Stadyumu” olmasını ortaya atanlar bile vardı .Anıtlar Yüksek Kurulu'na göre ise bu stadyum Boğaziçi yamaçlarında bir “beton kavite” oluşturarak peyzajı bozacaktı. İstanbul Boğazı'nı, tabii ve tarihi bir SİT alanı olarak ilan edeceğimiz şu sırada bende bu iki zıt düşüncenin arasında kalmıştım. Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Orhan Alsaç'ı Ankara'ya çağırdım. Prof. Ekrem Akurgal, Doç.Dr. Doğan Kuban'ı da yanımıza aldık, Başbakan'a gittik. Uzmanların bu konudaki görüşlerini ona anlatmalarını istemiştim. Çünkü niyetimizin yanında bu bir uzmanlık işiydi. İki saati aşkın toplantı yaptıktan sonra uzmanlar Başbakan'a görüşlerini anlatırken ben, şair ruhlu Irmak Hocada Boğaz'ın en güzel görüntüsü içinde anılmak gibi kültüre kaplanmış mütevazi bir isteğe gönül yatırmış olduğunu sezinliyordum. Orhan Alsaç “Hem estetik olarak hem de teknik olarak sakıncalıdır köprünün iki ayağında da izdiham olur, trafik tıkanır” diye anlatıyordu. Sayın Başbakan uzmanlığa önem veren bu dürüst insan, en sonunda “şimdi gazetelere kampanyayı durdurmaları için telefon ederim, siz merak etmeyin, haklısınız” cevabını vermişti.
18 Mart 1975 günü,bütün radyolar ve TV haberleri İstanbul Boğazı'nın Kültür Bakanlığı tarafından tarihi ve tabii anıt olarak korumaya alındığı haberini verdiler. TRT Genel Müdürü İsmail Cem ve Başdanışmanı Mehmet Barlas, konuyu tutmuşlardı. Bizim bu konudaki basın özetimizi günlerce TRT'den verdiler.
Bu karar benim bakanlıktaki görevlerimin içinde en son, ama en çok zevk duyarak imzaladığım bir karar olmuştu. Cumhuriyet Gazetesi'nde “Olaylar ve Görüşler” köşesinde yazı yazan, Çelik Gülersoy ise özet olarak şöyle diyordu; Boğaziçi İstanbul'un özel bir tabiat dokusu ve özel bir mimarisi olan yakın çevresidir. Biliyorsunuz ki en eskilerde (Antikitide) bu doğal kanal, tüm yeşil örtü ile kaplıydı. Bizans, Galata Kulesi'nde bitiyor ve sonra yine ormanlar başlıyordu. Boğaziçi'ni kullanmaya Osmanlı Türkleri, onun bu karekterine fazla dokunmadan açmışlardı. Ormanlar yine denize kadar iniyor ve yalılar, bir kolyenin incileri gibi kıyılarda diziliyordu. Köyler ise vadilere yayılmıştı. 17. yüzyılda gelen bir İtalyan rahibi, İstinye'nin Kızılcık ormanlarından ve sık bağlarından söz etmiştir. Çelik Gülersoy makalesinde Boğaz'ın doğal güzelliklerine uygun yapılanmanın II.Dünya Harbi'nden sonra süratle bozulduğunu, villaların yanında tek odalı gecekonduların yapılmaya başlandığını anlatarak sadece korumaya almakla yani plansız-programsız yapılanmayı yasaklamakla işlerin yoluna girmiş olamayacağını haklı olarak bizlere de hatırlatıyordu. Yine de başlangıç için alınmış iyi bir karardı. “Artık gerisini ve esas koruma görevini bizden sonra gelenler düşünsün” diyorduk.

Dün Dündür, Bugün Bugündür
Süleyman Demirel Milliyet Gazetesi'ne verdiği demeçte şöyle konuşmuştu:

“Türkiye 1975 yılına istifa etmiş bir hükumetle girmişti. 1974 yılı bir siyasi bunalım yılıdır. Sorun hükumet teşkilindeki zorluk, ya da kurulan hükumetlerin kısa ömürlü olmasında değildir. Başka bir deyimle , hükumet kuruluşundaki zorluğun kaynağı, siyasi iktidarın müessese olarak zedelenmesi ve neticede siyasi iktidar boşluğunun meydana gelmesidir. Türkiye bugün hükumet arıyor ve haklı olarak hükumet buhranından şikayetcidir. İstikrarsızlık bir samyeli gibi herşeyi kurutmuştur.
Çare nedir ? Çareyi kim bulacaktır? sorusuna doğru olan cevap verilmedikce ve doğru cevabı bulmak istenmedikce ve bulmaktan kaçındıkca, büyük bunalımların birbirini takip etmesinden kurtulamayız."

Teşhisi böyle koyan Süleyman Demirel çareyi Meclis matematiğinde buluyordu. Ona “rakamlarla oynamasını iyi bilen bir politikacı” demişlerdi. Hükumetin Meclis'in içinde saklı olduğuna inanıyor, Demokratik Parti'nin 40 milletvekilini eriterek kendi partisine katmak için çalışmalarını hızlandırıyordu. Özet olarak hem içerik bakımından eski bir misyona sahip çıkarak onun yenilenmesini, hem de partisinden vaktiyle kopan parçanın aslında kişisel nedenlere dayanarak hareket ettiğini ve yuvaya dönüş hareketinin desteklenmesi gerektiğini söylüyordu.
Süleyman Demirel şu anda Türkiye'nin içinde bulunduğu zorlukları sıralıyor, iktisadi durgunluğu, enflasyonu, ticari açığın yükselmesini, döviz rezervlerinin erimesini işaret ediyor “tek meselenin seçime gitmek olduğunu sanmak bir gaflettir, hiç bir parti kendi oy ve seçim takdiklerini, Türkiye'nin bütün meselelerinin önünde ve üstünde görmek hakkına sahip değildir. Seçim kararı alabilmek için bile, anayasaya dayalı, güvenoyu almış bir hükumet gereklidir” diyerek hükumet kurabilmek için Turhan Feyzioğlu'nun takdik bilgisi ve zekasını, Erbakan'ın hükumete girerek dinci akıma güç verme ihtirasını, Alparslan Türkeş'in, partilerarası mekik dokuyan, bir ucunda sokağı ideolojik olarak etkilemeye çalışan dinamizmini kullanıyor ve Celal Bayar'dan da büyük destek görüyordu.
Daha dün, o, 12 Mart askeri darbesinin iktidardan indirdiği Başbakan'dı. Partisinin içinden bir başka parti türemişti. Rejimin açılışı ile gidilen genel seçimlerden partisinin küçüldüğünü ve oylarının düştüğünü gören bir siyaset adamıydı. Bütün bunlar dünde kalmıştı. Bu günse başka bir gündü ve 20 Mart'da Cumhurbaşkanı Korutürk hükumet kurma görevini o'na veriyordu.

Görev Demirel'de
Eski demokratlar tavandan ve Türkiye çapında da tabandan başlayarak Adalet Partisi'nde toplanıyorlardı. Milliyetçi Cephe adını alan partiler topluluğu bir komisyon kurmuştu. Bu komisyon bir yandan kurulacak olan hükumetin şeklini görüşüyor, bir yandan da dört partinin anlaştığı bir kanun teklifini hazırlıyordu. Meclis Başkanlığı'na dört partinin imzalayarak verdiği bu teklifte partilerin birbirleri ile bir seçim ittifakı yapabilmeleri, müşterek oy pusulası hazırlayabilmeleri, şayet hükumet güvenoyu alamaz ise, ilkbaharda bir erken seçime gidilmesi esasları bulunuyordu.
Demirel sık sık demeçler veriyor “Parlamentonun demokratik süreci işleteceğini, buhranın bittiğini, Türkiye'yi müreffeh ülke yapacaklarını” bildiriyordu. Adalet Partisi'nin lideri 12 Mart Müdahalesiinin ve onu takiben uygulanan genel seçimlerin önüne koyduğu zorlukları partisi ile birlikte aşabilmişti. Sağ siyasal güçler parlamentoda onun çevresinde toplanmıştı.
O'nun elde ettiği bu sonucun gelecek yıllara nasıl yansıyacağını, siyasal yaşantımıza, müsbet ve menfi açıdan ne gibi sonuçlar getireceğini merak edenler vardı. Pek çok kimse vazgeçilmez bir lider olarak ortaya yeniden çıkmasının siyasal hayatımıza olumsuz yansıyacağından, ve sanki bir "liderler sultası” modasının ve transferler devrinin açılacağından kuşku duyuyor, o'nun da CHP'nin düştüğü hatayı tekrar ederek dinci akımlara güç katacak davranışını MSP ile hükumet teşkilini sakıncalı görüyordu. Bizde öyle düşünüyorduk.
İster beğenelim, ister karşı olalım Süleyman Demirel kendisi ve partisi açısından, zamanı ve fırsatları değerlendirmesini bilmiş, gerçeklere bakarak çalışmış ve “Süleyman'dan bir daha Başbakan olamaz” yargısını tersine çevirmiştir.
21 Mart 1975 günü AP lideri, Milli Cephedeki partilerin hükümet kurmada anlaştıklarını ilan ediyordu. Demokratik Parti'den 9 milletvekili, Sadettin Bilgiç, Nilüfer Gürsoy, Mutlu Menderes ve arkadaşları istifa edince, güvenoyu meselesi de yoluna girmiş görüntüsü veriyordu. Meclisler güvenoyuna kadar sürekli çalışma kararı almıştı.
Son Havadis Gazetesi, “Demirel'den Müjdeler” diye manşet atıyor, koalisyonun programının ana hatlarını veriyordu.

1- Gecekondulara tapu verilmesi,.
2- Küçük esnafın artık defter tutmayacağı,
3- Köylüden elektrik payı alınmayacağı,
4- Muhtarlara aylık verilmesi,
5- Gübre fiatlarının ucuzlayacağı, gibi hususlar halka duyuruluyordu.

Süleyman Demirel, enflasyonun yükselmesinden, ekonomik durumun daha da çok bozulmasından korkmuyor, eski seçmen tabanını yeniden kendisine çekebilmek için bol bol tavizler vereceğe benziyordu...

Ecevit
Ecevit'in 1974'den 1975'e bakışını basına akseden konuşmalarından ve demeçlerinden özetlersek; O, gelişmeleri şöyle değerlendirmektedir.
“Toplumdaki bu bunalım bir takım sarsıntılar, sıkıntılar getirir. Bir bakıma bunalımlar toplumdaki büyük değişikliklerin göstergesi olurlar. 1974 yılında ve daha önce toplumla, geride kalanlar arasında bir iktidar çekişmesi yaşanmıştır. Bu partilerin birbirleri ile yaptığı bir iktidar mücadelesi olmayıp, halkın geride kalanlarla yaptığı bir iktidar mücadelesidir. İlerleyen toplumla geride kalanların çekişmesi nasıl sonuçlanır?" diye sorduğunda “Elbette halkın istediği biçimde sonuçlanacak. Başka türlüsü düşünülemez” cevabını veriyordu.
Ecevit 12 Mart askeri müdahalesi süreci içinde İsmet İnönü ile ters düşmüş ve kurultayda Genel Başkan olmuştu. Rejimi açan ilk genel seçimde CHP parlamentonun en büyük grubunu kurmuştu. İşçi Partisi'nin kapanmasından sonra Ecevit solun tek lideri olarak kalmıştı. CGP zayıflamış, o'nun oyları da CHP'ye kaymıştı.
Kıbrıs Barış Harekatı'nın milli bir heyecana sebep olan başarılı sonucu MSP ile yaptığı koalisyonun ülkeye zararı dokunan yönlerini ve ekonomik zorlukların üstünü örtmüş, Ecevit'i eleştirilere hedef olmaktan kurtarmıştı.
Özetlenirse eğer, Ecevit ülke sorunlarına çare araması, olumlu ve gerçekçi çalışmalarla topluma faydalı işler yapabilmesi için pek çok olanaklara sahip bir liderdir. Süleyman Demirel'in partisi ile birlikte, 12 Mart sonrasındaki durumu, Ecevit ile kıyaslanırsa, bir çok gözlemciye göre, Ecevit'in durumu çok daha parlak ve çok daha şanslı bir lider görüntüsü vermektedir.
Son Havadis Gazetesi, Ecevit'e olan muhalif tutumunun sivri kalemi ile biraz abartarak, biraz da karikatürize ederek, şöyle yazmıştı :

“Bazı insanların başarıları değerlerine bağlı olur. Bazı insanlarda bir şanslı yıldızın altında doğarlar. Büyük ikramiye kazanan birisi “çalıştım çabaladım kazandım ”diyebilir mi? O ancak bilet aldım der. Kıbrıs Zaferini Genelkurmay, bütün millet, bütün partiler kazanmış ama avantajını iktidardaki Ecevit toplamıştır Halk o'nu omuzlarda taşıyor o da kendisini mucize yaratan adam oldum sanıyor”
diye yazıyor ve “Kıbrıs mı Ecevit'i, Ecevit mi Kıbrıs'ı kurtarmıştır” diye de soruyordu. Elbetteki bu yazılar birer yakışıksız benzetme ve lüzumsuz sataşmadır.
Elbetteki böyle milli ve askeri bir hareketin başarısında, siyasi iktidarın da büyük bir payı vardır. Ama o zamandan beri Ecevit, pek çok insanın aklında Türkiye'ye yeni bir hava getirecek olan şansı parlak bir lider olarak kalmıştır.

Ecevit En Büyük Şansını Kullanmadı
Bize göre ise Ecevit bir daha kimselere nasip olmayacak bir büyük fırsatı ve şansı değerlendiremeyen veya kendi aklına ve inancına göre değerlendirdiğini zanneden insandı. Bu inanılmaz şans o'nun eline 12 Mart Askeri Müdahalesi'nin başlaması sırasında düşmüştü. O bu şansı kısır bir parti görüşü içinde ve ortanın solu çalışmalarının ona sağladığı başarılı sonuçların etkisi altında kalarak harcamıştı.
Gelseydi Ecevit, en başta İnönü ile ters düştüğünü söyleyerek, evhamlar içinde, peşin hüküm vererek, yakın çevresindekilerin etkisi altında istifasını vermemiş bulunsaydı, hizipler üstü bir politik tutumla İsmet İnönü'nün “denge politikası” nı destekleseydi,.
Rejimin büsbütün kapanması tehlikesine karşı CHP'nin; birlik, beraberlik içinde bir bütün görüntü vermesinin tehlikeleri önleyebileceğine inansaydı. Kurulacak hükumetlerin başına kim getirilirse getirilsin, seçilmiş parlementodan, bilhassa CHP'den üye vermiş olmanın yeniden seçimlere gidebilme tartışmalarına bir kolaylık sağlayacağını görmüş bulunsaydı. Bütün bu konularda Genel Başkan İsmet İnönü ile birlikte hareket edebilseydi belki böyle, şimdiki gibi birdenbire parlamayacak, belki seçimlerden %33 oy ile CHP'ye 186 milletvekili çıkarılamayacak belki bir iki kez başbakan da olamayacaktı. Ama Atatürk'ün partisini sonuna kadar yaşatan, Atatürk'ün partisinin temelleri üzerinde, sağlam bir sol yenileşmenin güvencesini veren lider olarak ortaya çıkacak, tarihe geçecekti ve solu toparlayacaktı.
İsmet Paşa 20. Kurultay'a kadar destek verdiği ortanın solu programını başarılı olarak halka anlatan Genel Sekreteri'ne yine destek verecek, sonunda genel başkanlığı en doğal çizgisi içinde ve moral değerlere uygun biçimde yine o'na bırakacaktı.
Düşünebiliyor musunuz, Atatürkçü veya Kemalist (aslında benim için farkı yok) temeller üzerinde gittikçe gelişen sağlam temele dayalı kendi kendisini durmadan yenileyen, güçlenen bir CHP ve onun genel başkanı olan Ecevit...
Ecevit istifa ederken acaba, kendisi için, partisi ve ülkesi için çok olumlu sonuçlar verecek bir yolu kapadığını biliyor muydu? Hiç zannetmiyorum.
İsmet Paşa ile Halk Partisi'nden ayrıldığım zaman Ecevit'le ne kadar yabancı kaldığımı anlamıştım. Yeni Genel Babaşkan Ecevit'i, Süleyman Demirel'i izlediğim gibi basından ve uzaktan izliyordum. Artık o'nu tanımakta zorluk çekiyordum.
Antalya'daki görkemli mitinginde konuşan CHP başkanı, partilerarası mütareke yapmanın zamanının geldiğini belirtiyor. “Bugünkü ortamda seçimden kaçmak, halktan kaçmaktır” diyerek, CHP ile Demokratik Parti'nin birbirine daha çok yaklaşmakta olduğunun görüntüsünü veriyor, Irmak'n son teklifi olan seçime destekli geniş tabanlı “Milli Koalisyon”a. razı olacaklarını belirtiyordu.
Abdi İpekçi yazdığı makalede “Öyle anlaşılıyor ki, başlangıçta pasif duran CHP şimdi Milliyetçi Cephe partilerinin iktidar elde etmelerini önleyecek çabalara girişmek gereğini duymaktadır” diyordu.
Ecevit'in Londra'da bulunduğu İngiltere Başbakanı ve Dışişleri Bakanı ile Kıbrıs konusunu görüştüğü sıralarda idi. Süleyman Demirel'e verilmiş bulunan başbakan adaylığı etkisini göstermişti. Demokratik Partili 19 milletvekili, Bozbeyli ve Ecevit'in yaklaşmasını doğru bulmadıklarını ve destek veremeyeceklerini söylemişlerdi.
Londra dönüşünde Esenboğa Havalimanı'nda kalabalık partililer ve milletvekillerince karşılanan CHP lideri yine “İstikrarlı bir dönem için seçim başta gelir” diyor ve Bozbeyli ile görüşeceğini bildiriyordu. 28 Aralık'ta Milliyet Gazetesi "Ecevit ve Bozbeyli erken seçimde anlaştılar" diye manşet atmıştı. Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na, Meclis'te görüşülmesini istedikleri bir erken seçim önergesi vermişlerdi. Sonra reddedilen bu önerge ile iki parti aslında, Süleyman Demirel'in güvenoyu alıp alamayacağını yoklamakta idiler.
Bu önergenin oylanmasında cephe oylarının biraz eksilmiş çıkması,(CHP + DP) anlaşmasına hız vermişti, ümit vermişti.
CHP Genel Sekreteri Orhan Eyüboğlu gazetelerle yaptığı konuşmada: “Hudutsuz vaatler ve türlü tertiplere rağmen AP liderinin hükümeti kuramayacağını karşı oyların fazla olacağını” söylüyor, Demirel'in emaneti reddettiği anda süratle bir hükümetin kurulabileceğini ilan ediyordu. “Hükümet inşa ediyoruz” sözleri ile Demirel köşke çıkmış, dönüşünde “6 ay süren hükümet buhranı bitmiştir”diyordu.
Ecevit de, Bozbeyli de, partileri de zamanlamada geç kalmışlardı. Meclis matematiğini ihmal etmişler, olaylara gerçekçi bir gözle bakamamışlar, birlikte kurabilecekleri bir hükümet konusundaki fırsatı ve hesabı kaçırmışlardı. Son pişmanlık fayda vermemişti.

Güvenoyu İstifalar ve Transferler Trafiği
Bakanlık pazarlıkları başlamıştı. Geniş tabanlı dört partinin katılacağı, çok üyeli, Demirel'in başkanı olacağı, Turhan Feyzioğlu'nun, Erbakan ve Türkeş'in başbakan yardımcılığına getirileceği bir hükümet kuruluyordu. Hükümete 16 AP'li, 8 MSP'li, 4 CGP'li, 2 MHP'li bakanın alınacağı ortalığı karıştırmıştı.
Gazetelere akseden konuşmasında, Ecevit: “Güvenoyu ortada görünüyor” demişti. İstanbul'dan yeni dönen Bozbeyli ise “Yüzen oylar bakalım hangi sahile vuracaktır”biçiminde konuşuyordu.
Milletvekilleri sinirliydi, istifalar başlamıştı. Muş Milletvekili Hamdi Çelebi CGP'den CHPiye transfer olmuştu. CGP'den çatlama sesleri geliyordu. İstanbul Milletvekili İlhami Sancer de CGP'den ayrılarak CHP'ye girmişti.
Bir çok milletvekili istifasını veriyor, sonra vazgeçerek yeniden partisine dönebiliyordu. Meclis koridorlarında inanılmaz bir “istifa” bir “transfer”t rafiği sürüp gidiyordu. Türkiye'nin siyasi tarihinde bu güne değin böylesine bir duruma rastlanmamıştı.
Milli Cephe'nin güçlenmesi sonucu çok partili bir hükümetin kurulmasında çalışmış bulunan milletvekillerinin bir çoğu, bakan olabilme sevdasına kapılmışlardı. Cumhuriyet Halk Partisi'ndeki ve Demokratik Parti'deki bir kısım milletvekilleri de hükümetin kendi cenahlarından kurulması olasılığına bakarak aynı biçimde umutluydular.
Bir gece Muş Milletvekili'nin evine girilmiş, Hasan Değer'e, Meclis bahçesinde, ağaçlar arasında baskılar yapılmış ve meclis koridorlarında seçmenleri tarafından tartaklandığı söylenmişti. Gece yarılarına kadar süren Meclis çalışmaları sırasında, genel kuruldaki partilerarası matematik, “Dama taşlarıyla oynanırmışcasına” her an değişiyordu.
Gazetede “Meçhul Adam” diye bir haber çıkmıştı. Kulis faaliyetlerinden hızını alamayan bir seçmen, çalışmakta olan Senato Genel Kurulu'na girmiş, senatörlerin oturdukları sıralardan birisine ilişmişti. Konuşmaları izleyen vatandaşın, bir ara heyecanlandığı ve nümayiş yaptığı görülmüş ve farkına varılarak dışarıya çıkarılmıştı. Meçhul Adam kısa süren senatörlüğünden biraz şaşkın ayrılırken biraz da memnunmuş.
Ecevit parlamento üyelerinin cangüvenliğinin sağlanması istemi ile, Meclis Başkanlığıina bir önerge vermiş, Ulus Gazetesi'ne yolladığı demecinde de “Demirel, Yamalı Bohça bir azınlık hükümeti kurabilmek için sokak zorbalarına teslim olmuştur. Onlarla işbirliği yapmaktadır” diyor, bu durumun milli birlik ve demokrasimiz açısından doğuracağı tehlikelere işaret ediyordu.

Politika'nın Kazanı
Örsan Öymen “Politik Fıkra” yazarlığında ustalaşmıştı. Bunca olaydan sonra politika kazanını yine kaynatıyordu:

Hükümet programı her iki mecliste okunup bitmişti. Ama milletvekilleri koridor köşelerini tutmuşlar, birbirlerini marke ediyorlardı. Transfer Borsası öylesine hareketlenmişti ki “ortak pazara” bile artık pazar denemezdi...
Ortak Pazar dedik te aklımıza geldi. Sanki 1976 da “Serbest işgücü dolaşımından Türk işçileri de yararlanacak ve istedikleri ülkeye girip-çıkabilecekler ya politikacılarımız da istedikleri partiye girip çıkarak serbest oy gücü dolaşımını gerçekleştiriyorlar.
Ellerdeki, Meclis aritmetiğini gösteren listeler her an değişiyor, transfer avı yeni bir şekle bürünüyor, birbirlerine gol atmak isteyen partililer, takımlarını kullanmak zorunda kalıyor ve şüpheli gördüklerini milletvekillerini marke ediyorlardı.
Demokratik Partililerle, Cumhuriyet Halk Partililer arasındaki koridor konuşmaları;
– Sağlam mısınız ?
– Siz sağlam mısınız ?

diyerek sürüp gidiyor. Aslına bakarsanız şu günlerde CHP dahil olmak üzere hiçbirisinin sağlam olduğu iddia edilemiyor" diye yazıyordu.
Meğer gerçekten güven oylaması Ecevit ve Bozbeyli'nin söylediği gibi ortalarda yüzüyormış. Milli Cephe lehine verilen 222 evet oyu karşısında sadece 218 hayır oyu çıkıyordu.

Ecevit'in Kaçırdığı Bir Şans Daha
Partisi ile birlikte Ecevit, bu seferde önüne kadar gelen bir ikinci şansı, yalnız kendileri için olmayıp gelecek yıllardaki, ülke için olumlu gelişmeleri doğuracak bir büyük fırsatı, Milli Cephe karşısında hükumet kurabilme fırsatını kaçırıyordu.
CGP'deki çatlaklıklar üzerinde hiç durulmamıştı. Gelseydi seçime endeksli, geniş tabanlı bir hükumeti biraz daha çalışarak kurabilselerdi. Sanırım ülke açısından daha yararlı olacaklar, siyasetin de görüntüsü partilerin gelecek yıllardaki durum ve tutumları bir başka biçim de şekillenebilecekti.

Güle Güle Politika
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Demokrasinin Kilit Taşı - 39
  • Parts
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 01
    Total number of words is 2766
    Total number of unique words is 1733
    28.6 of words are in the 2000 most common words
    41.5 of words are in the 5000 most common words
    48.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 02
    Total number of words is 2751
    Total number of unique words is 1773
    28.1 of words are in the 2000 most common words
    39.9 of words are in the 5000 most common words
    47.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 03
    Total number of words is 2912
    Total number of unique words is 1925
    29.4 of words are in the 2000 most common words
    41.4 of words are in the 5000 most common words
    48.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 04
    Total number of words is 2799
    Total number of unique words is 1834
    28.9 of words are in the 2000 most common words
    42.4 of words are in the 5000 most common words
    49.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 05
    Total number of words is 2866
    Total number of unique words is 1813
    29.5 of words are in the 2000 most common words
    41.6 of words are in the 5000 most common words
    49.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 06
    Total number of words is 2863
    Total number of unique words is 1758
    28.9 of words are in the 2000 most common words
    40.7 of words are in the 5000 most common words
    49.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 07
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1790
    29.2 of words are in the 2000 most common words
    41.0 of words are in the 5000 most common words
    48.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 08
    Total number of words is 2894
    Total number of unique words is 1875
    28.6 of words are in the 2000 most common words
    41.6 of words are in the 5000 most common words
    48.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 09
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1853
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    48.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 10
    Total number of words is 2882
    Total number of unique words is 1823
    30.2 of words are in the 2000 most common words
    42.5 of words are in the 5000 most common words
    49.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 11
    Total number of words is 2850
    Total number of unique words is 1850
    29.1 of words are in the 2000 most common words
    41.3 of words are in the 5000 most common words
    48.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 12
    Total number of words is 2832
    Total number of unique words is 1855
    27.6 of words are in the 2000 most common words
    39.3 of words are in the 5000 most common words
    46.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 13
    Total number of words is 2832
    Total number of unique words is 1794
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    39.4 of words are in the 5000 most common words
    46.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 14
    Total number of words is 2916
    Total number of unique words is 1735
    29.8 of words are in the 2000 most common words
    43.1 of words are in the 5000 most common words
    51.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 15
    Total number of words is 2837
    Total number of unique words is 1827
    28.8 of words are in the 2000 most common words
    42.6 of words are in the 5000 most common words
    49.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 16
    Total number of words is 2877
    Total number of unique words is 1785
    31.8 of words are in the 2000 most common words
    45.3 of words are in the 5000 most common words
    53.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 17
    Total number of words is 2838
    Total number of unique words is 1848
    29.8 of words are in the 2000 most common words
    43.3 of words are in the 5000 most common words
    50.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 18
    Total number of words is 2762
    Total number of unique words is 1715
    29.1 of words are in the 2000 most common words
    41.9 of words are in the 5000 most common words
    48.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 19
    Total number of words is 2846
    Total number of unique words is 1837
    28.5 of words are in the 2000 most common words
    42.3 of words are in the 5000 most common words
    50.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 20
    Total number of words is 2952
    Total number of unique words is 1745
    30.6 of words are in the 2000 most common words
    43.8 of words are in the 5000 most common words
    50.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 21
    Total number of words is 2899
    Total number of unique words is 1813
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    40.4 of words are in the 5000 most common words
    47.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 22
    Total number of words is 2804
    Total number of unique words is 1692
    27.9 of words are in the 2000 most common words
    39.3 of words are in the 5000 most common words
    47.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 23
    Total number of words is 2936
    Total number of unique words is 1715
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    48.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 24
    Total number of words is 2940
    Total number of unique words is 1666
    28.0 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 25
    Total number of words is 2940
    Total number of unique words is 1705
    30.3 of words are in the 2000 most common words
    43.3 of words are in the 5000 most common words
    50.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 26
    Total number of words is 2892
    Total number of unique words is 1840
    27.4 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 27
    Total number of words is 2928
    Total number of unique words is 1711
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.9 of words are in the 5000 most common words
    47.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 28
    Total number of words is 3028
    Total number of unique words is 1793
    31.4 of words are in the 2000 most common words
    42.9 of words are in the 5000 most common words
    49.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 29
    Total number of words is 3007
    Total number of unique words is 1807
    29.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    47.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 30
    Total number of words is 3070
    Total number of unique words is 1785
    28.7 of words are in the 2000 most common words
    41.0 of words are in the 5000 most common words
    48.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 31
    Total number of words is 3021
    Total number of unique words is 1916
    27.0 of words are in the 2000 most common words
    39.1 of words are in the 5000 most common words
    46.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 32
    Total number of words is 2981
    Total number of unique words is 1848
    30.8 of words are in the 2000 most common words
    44.1 of words are in the 5000 most common words
    50.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 33
    Total number of words is 3039
    Total number of unique words is 1886
    28.1 of words are in the 2000 most common words
    40.1 of words are in the 5000 most common words
    48.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 34
    Total number of words is 2892
    Total number of unique words is 1713
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    39.1 of words are in the 5000 most common words
    45.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 35
    Total number of words is 3073
    Total number of unique words is 1897
    27.4 of words are in the 2000 most common words
    40.1 of words are in the 5000 most common words
    47.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 36
    Total number of words is 3000
    Total number of unique words is 1810
    27.3 of words are in the 2000 most common words
    39.5 of words are in the 5000 most common words
    47.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 37
    Total number of words is 2922
    Total number of unique words is 1751
    27.9 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 38
    Total number of words is 2910
    Total number of unique words is 1741
    26.0 of words are in the 2000 most common words
    37.9 of words are in the 5000 most common words
    44.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 39
    Total number of words is 1792
    Total number of unique words is 1162
    30.5 of words are in the 2000 most common words
    43.0 of words are in the 5000 most common words
    50.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.