Demokrasinin Kilit Taşı - 35

Total number of words is 3073
Total number of unique words is 1897
27.4 of words are in the 2000 most common words
40.1 of words are in the 5000 most common words
47.3 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
Bakanlık görevlerimi yaparken, gösterişten uzak olan, ciddi bir çalışma temposuna girmeliydim. Böylece politika yapanlar için bir gereksinim olan kulis dedikodularının yapıldığı yerlerden de uzaklaşmış olurdum. Ev ile Bakanlık arasında çalışmak ... Bu iki konu bana zaten yetiyordu.
Eşim Nizamettin “Nermin, sen de istifa eden genel müdüre benziyorsun” diye takılıyor, “Ama ben geçici bir hükumetin kısa süreli bakanıyım” diye cevap verince, hemen bamtelime basıyor “güvenoyu almamış sözünü cümlenin başına koyuver” diyordu. Gerçekten de, basının sık sık hatırlattığı “güvenoyu alamamış bir hükumetin üyesi bulunmayı” insan her olayda düşünüyor, bir bakıma yapacağı işlere bir hudut çiziyor ve haddini aşmamayı kendi iç dünyasında bir karara bağlıyordu.
18-20 sene süren politikadaki yaşantım. İnönülü yıllarda geçmişti. İşin güzel tarafı biz politikayı eşimle birlikte evin içinde de yaşardık. O partinin olduğu kadar benim de danışmanımdı. Politikanın hududu evin içinde süregelirdi. Yorucu bir çalışmadan sonra akşamları bir rahatlama havası içinde sohbet ederdik. Gene böyle bir akşam “Acaba Irmak hoca seni neden bakan yapıverdi dersin ? diye soruyordu. Bu benimde arada sırada düşündüğüm ama kimselere açamadığım bir konuydu. Olasılıkları beraberce sıralıyorduk.

–“ Acaba uzun yılların verdiği bir dostluk kayırmasımıydı ?
–“ Politikadaki yapımı ve inançlarımı bildiği için mi atanmıştım ?
–“ Yoksa kadın olduğum için kabinenin vitrin süsü mü oluyordum ?
–“ Beni başkan vekilliği görevimde iyice tanımış olan Korutürk ailesinin bu işte rolü var mıydı?

Nizamettin “ belkide Feyzioğlu önermiştir” derken ben ilave ediyordum. “yoksa en kötü olasılıkla ,bütün hayatı boyunca, kendisi Kültür Bakanı olmayı düşlemiş bulunan Irmak Hoca, başbakan adayı olunca işte elimin altında nazımın geçeceği bir tanıdık bulunsun ve ben ona her isteğimi yaptırabilirimi m demişti?"
Belki diyordum Çünkü bakanlıklar vardır, başına o bakanlığın adı ile müsemma yetişmiş bir kişi getirilir. Örneğin; Sağlık Bakanı bir doktor, Adalet Bakanı bir hukukçu olurdu. Bir insanın kültürel konulara yaklaşımı olması başka şeydi, konuya ilişkin uzman olması apayrı bir şey. Kültür bakanlığının konularında bir tekdüzelik yoktu. Bazı bakanlıklarda olduğu gibi değildi. İnsan çalıştıkca konunun derinlerine doğru bir ilerleme kaydediyor ve bundan zevk duyuyordu. Ayrıca Kültür Bakanlığı gösteriş merakı olan bir politikacının kendisini seçmenlerine ve topluma çok güzel empoze edebileceği,reklamı bol olan bir bakanlıktı da. Bu ise artık gelen bakanın isteğine göre değişirdi. Benim böyle bir isteğim de yoktu.
Ben uzun yıllar politikada çalıştığım için, birikimli bir politikacı sayılırdım. Bu nitelik ise ancak güçlü bir partinin üyesi bulunduğunuz zaman insanı her çeşit bakanlığa getirebilirdi. Benim artık böyle bir olasılığımda yoktu.

Bir Konu Bir Konuk
Milliyet Gazetesi'nin o haftaki konuğu bendim. Sorulan sorular, verilen cevaplar tam bir gazete sahifesini doldurmuştu, en önemli soru ise şuydu ;

–”Bakan olmayı kabul ettiğinize göre Kültür Bakanlığı'nın Milli Eğitim Bakanlığı dışında, bağımsız bir bakanlık olarak görev yapmasını hangi görüşlerle açıklayabilirsiniz?”
–”Kültür Bakanlığının lüzumuna bakan olduktan sonra daha da çok inandım. Bakanlığın yaşaması lazım. Tabi en büyük zaaf gelecek gidecek iktidarların kendi siyasi görüş açılarından konuyu ele almaları olabilir. Partiler üstü çağdaş bir kültürün saptanmasına, ihtiyaç olduğuna kaniyim. Çünkü, gerek Güzel Sanatlarda olsun, gerek diğer kültür sahalarında olsun hala Atatürk'ün mirasını yiyoruz. Yani bir dar boğazdayız. Kültürel faaliyetler pahalı oluyor. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde henüz bu bir lüks olarak görülüyor. Kültürün zaruretine inanmak lazım. Zaruretine inanınca onunla hem parasal hemde pilansal açıdan meşgul olmak gerekir. O zaman da karşımıza plansal açıdan hazırlıksız, parasal açıdan da yetersiz oluşumuz çıkıyor.” diye cevaplamıştım.

Kültür Bakanı olmak bana göre şöyleydi. Binlerce, yüzlerce yıl öncesinden kalan çok kıymetli bir emaneti gözümle görüp elimle tutuyor gibiydim. Bu emanetin maddi manevi değeri bence ölçülemeyecek kadar büyüktü. Sanki bu hazinenin geçici bekçisiydim. Bırakınız bu hazineye birşeyler katmayı,bunu koruyabilmek bile başlı başına bir işti. Üstelik biz karınca kararınca iyi şeyleri de yapmaya kararlıydık.
25 Aralık'ta İsmet İnönü'nün birinci ölüm yıldönümü için hükümetçe resmi bir program hazırlanıyordu. Bu programa Kültür Bakanlığı olarak katkılarda bulunmayı istediğimizi Sayın Başbakana açtığım zaman çok sevinmiş “neler yapabilirsiniz” diye sormuş “İsmet Paşa Türk siyaset kültürüne büyük hizmet veren insandır, ne yapılsa azdır” diye eklemişti. İnönü için soyut olmayan, onun kendi yaptıklarını, örneklemeleri somut olarak ele alan, gençlerin ve gelecek nesillerin hoşlanabileceği, değişik bir anma töreni hazırlamayı amaçlamıştık.

İnönü'yü Anma Törenleri
İnönü 25 Aralık saat 10.00'da Anıt Kabir'de kabri başında, resmi bir devlet protokolü ile saygı duruşu yapılarak anılacak, aynı günün akşamı saat 17.00'de Türk Tarih Kurumu Konferans salonunda, başta Sayın Başbakan olmak üzere bir çok konuşmacının, İnönü ile ilgili anılarını anlatması ile sürecekti. Bu bir devlet protokolu idi.
Ayrıca, Ankara Gazeteciler Cemiyeti'nde bir basın toplantısı düzenleyen Kültür Bakanı Nermin Neftçi, 1946 yılında çıkarılan İnönü armağanları kanununun işletileceğini söylemiş ve önümüzdeki yıl bu armağanların gelecek hükümetlerce, dağıtılabilmesi için gerekli çalışmalara başlandığını bildirmiştir. Kültür Bakanı toplantıda:
“Milli Kütüphanede Bir “İnönü sergisi” açacaklarını, bu sergide İnönü ile ilgili eserlerin, fotoğrafların bazı kişisel eşyaların gösterileceğini, 6 Ocak Pazartesi günü saat 20.30 ise de, İnönü'nün sevdiği eserlerden oluşan bir konser verileceğini, solist olarak Suna Kan, Ayşegül Sarıcan'ın da konserde yer alacaklarını” bildirmiştir.
İlk İnönü Sergisi
Aile ile görüşmüş yardımlarını istemiştik. Özden Hanım, Mevhibe Hanım'dan sonra Pembe Köşk'ün bir kısmını müze olarak açmayı düşündüklerini söylüyor. Sergi içinde her türlü yardıma hazır olduklarını bildiriyordu.
Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürü Hikmet Gürçay ile her sayfasında bakanlığın mührünü taşıyan emanet defterini yanıma alarak Pembe Köşk'e gittim. O her zaman üstüne oturduğu koltuğunu yanında duran tabureyi, üstüne yerleştirieceğimiz gözlüklerini kulaklığını, okuduğu yabancı dilden dergilerin bir kaçını ve en önemlisi yanında taşıdığı günlüğünü (hatıra defterini) duvarda asılı duran Atatürk'ün ayrı kendisinin ayrı kılıç kuşanmış başları kalpaklı resimlerini ve birçok şeyi, deftere kayderek imzaladık. Bir kopyasını Mevhibe hanıma verirken, “Merak etmeyin, kendi elimle getirip bu listede olanları size teslim edeceğim” demiştim. İnönü'nün torunu Güçlü'nün güzel bir köpeği vardı. Herhalde o da bu evden eşya çıkmasına pek alışkın değildi ki üzerimize doğru saldırdı. Hayvanı zor tuttular. “
Milli Kütüphane Genel Müdürü Müjgan Cumhur hanım ve Opera'nın dekoratörleri, eski Milli Kütüphane salonunu bir günde serginin yapılabileceği bir duruma getirdiler. İç ve dış basında İnönü ile ilgili kitap, broşür, dergi, resimler ne varsa basılı herşeyi, ortaya çıkardılar dizdiler. Ortada beni çok şaşırtan bir olay yaşanıyordu. Her vakit beni arkadan destekleyen, ortalıkta görünmeden, başarılarımda büyük payı olan ve hiç bir zaman makam odama adımını atmayan eşim Nizam, Opera'nın uzmanları ile birlikte idi. Dekorasyonla uğraşmak onun hobilerindendi. Eski Milli Kütüphane'nin çok yüksek bazı tavanlarını kontraplak levhalarla biraz alçaltmak ve bir sergi salonu havası verebilmek düşüncesi ondan gelmişti.
Sergi salonunu düzenlerken İnönü'nün evindeki çalışma köşesini belirtme gayreti içinde idik. Atatürk'ün ona verdiği hediyeleri, kılıcını, madalyasını, oturduğu koltuğunu, yanına gözlüklerini hatıra defterini koyarak gösteriyorduk. Hatıra defterindeki en ilginç sahifeyi açmıştık. Burada Menderes'i kurtarmak için Cumhurbaşkanı Gürsel ile olan konuşması noktalanmıştı.
Mevhibe Hanım sergiye herkesten önce geldi. Yanında Özden Hanım ve sanırım Erdal Bey de vardı. Kitapların önünden geçerken gene “Bunlar ne kadar çokmuş Paşam” diyerek, Paşası ile konuşuyordu.
Sergilenen 50 küsür senelik bir siyasi yaşantı ile o'nun birikmiş kültürü idi. Bir köşeye Sabahattin Selek'e yazdırarak imzaladığı söylenen ve Milliyet Gazetesi'nde yayınlanan özgeçmişini büyüterek asmıştık. Gelen geçen bu özgeçmişi okuyordu;

Hayat Hikâyem
Bir büyük imparatorluğun çökmekte bulunduğu kaygusu ve memleketi kurtarmak ödevinde olduğumuz düşüncesi, bizim gençlik yıllarımızın en unutulmaz hatırasıdır. 60 sene bu hislerin heyecanları, ümitsizlikleri ve zafer günleri içinde geçmiştir.
İmparatorluğun çöküşü içinde vazife yapmağa çırpınırken, hesapsız şehitler ve felakete uğrayanlar arasında yaşayarak çıkmak gibi bir umulmadık olay başımdan geçti. Milli mücadele ben 38 yaşında iken zaferle bitmiştir. Bu devirden amansız ve kudretli dış düşmanlar karşısında kendi memleketimizi temsil yetkisi iddia edenlerin, idam fermanını boynumuzda taşıyarak çıkabildik.
Ümitsiz günleri unutmuş olarak vatanı yeniden kurtarmak ve yükseltmek azmiyle işe başlanmıştır. Yepyeni bir Türkiye'nin her sahada temellerini atmak elimize geçen emaneti yüz akı ile yeni kuşaklara devretmek tek amacımız olmuştur. 1920'den, yani 38 yaşımdan beri memleket idaresinde birinci derecede mesuliyet taşıyanlar arasındaydım. Doğrudan doğruya siyasi kudret sahibi olarak 1950'ye kadar, yani 66 yaşına kadar, Türkiye'nin selameti ve ilerlemesi gibi bir ödev yolunda bulundum.
1950 senesini: Memleketin 100 seneden beri hasretini çektiği yeni hayat tarzını yüreğimiz ümit ve iftiharla dolu olarak seçmiş bulunuyoruz. Aklımın erdiği günden beri sıra ile başımdan geçen aşırı güçlük ve başarı anlarının, bu yeni devirde de birbirini kovaladığını görüyorum.Bu uzun siyasi hayatı bir cümlede canlandırmak isterim: Bütün ömür boyunca her zaman elde edilmesi millet için aziz olan bir amaç peşinde koştum. Bu bana şevk ve kuvvet vermiştir.
Aile hayatımda huzur ve mutluluk hatırası ile doluyum. Aile içinde dar zamanlarımı genişleten, kasvetli günlerimi aydınlığa yönelten başlıca desteğim, eşim Bayan İnönü olmuştur. Siyasi hayatımın bütün üzüntülerini sabırla ve cesaretle karşıladı. Hiçbir sarsıntı hayatımın bütün üzüntülerini sabırla ve cesaretle karşıladı. Hiçbir sarsıntı anında ürkmedi. Aile içinde geçimimiz daima anlaşmalı olmuştur. Biz bunun tılsımını şu usulde bulduk: Bir olaydan hangimiz şikayetçi olur ve ilk söze başlarsa, ötekimiz susar ve hak verir ve fırtına ne kadar sürse mutlaka süt liman olarak biter.
Çocuklarımla arkadaş gibi yaşadım. Şimdi torunlarımla arkadaş gibi anlaşmaya çalışıyorum. Ben, Türklerin iyi aile hayatına tabiattan istidatlı olduklarına inanmışımdır. Aile saadetinin temelinin tek evlilik, olduğuna yürekten hükmetmişimdir. İkbalin ve kudretin en yüce devirlerinde taşınabilecek duyguların en değerlilerine, iktidardan ayrıldıktan sonra eriştim.
Resmi hizmet yolunun en büyük mükafatı, resmi hizmetten ayrıldıktan sonra milletten sevgi görmektir. Bu ikbale ermiş insanların biri olmakla iftihar ederim. Hususi ve siyasi hayatın hil'atlarından ayrıldıktan sonra sevgi ile karşılanmak bizde nadir görülmüştür. Muarrızlarımın dahil olarak, bütün siyaset adamlarına bu ikbali yürekten dilerim.
Geçmiş hayatımın arkadaşlarını, yardımcılarını ve bana amir mevkiinde bulunmuş olanları saygı ile anıyorum. Beraber çalıştığımız zamanlarda bana daima rehber ve yardımcı olan büyük Atatürk'e karşı yüreğim sevgiler ve minnetlerle doludur.
İmza
İsmet İnönü

İnönü Konseri
Kusur işlememeye dikkat etmiştik. Ama protokol meselelerini hiç bilmiyorduk. Biz bakanlık olarak bilmiyorduk, bizden öncekiler müsteşarlık olarak bilmiyorlardı. Bu konuda yetişmiş elemanımız da yoktu. Dışişleri bakanlığından yardım istemiştik. Gene de gücenenler olmuştu. Eski başbakanlardan Ferit Melen, protokol sırasındaki yerini beğenmemiş biraz gücenmiş, biraz da ayıplamıştı.
Aslında ben, bu İnönü konserini halka açık olarak birkaç gün üst üste yapmak isterdim. Bu imkansızdır dediler. Başta, eski ve yeni politikacılar olmak üzere, devlet hayatında önde gelen kişiler, bürokratlar, teknokratlar o kadar çoktu ki salon bunları bile almayacaktı. Konser için Nimet Arzık şöyle yazmıştı; "Kimden geliyorsa, iyi bir fikirdi. Değer verdiklerimizi, vatan millet Sakarya edebiyatının dışında anmak sevdiği bir şeyle, müzikle anmak bu azınlık üzere yapılmış salonda bile değerleniyordu".
Ne tuhaf, konser salonunun çevresinde bir damla hayat yok, ne ufak bir işkembeci ne de küçük bir kahve. Konseri sonradan tartışacağımız derme çatma bir barınak yok... Resmi daireler, spor salonu, o kadar sanatın yaşamdan uzak olduğunu akla getiriyor. Çok değişken bir mutlu azınlık. Mesela bir devre bakan olursunuz, o orkestranın burnunuzun dibinde her müzik aletini ayrı ayrı duyduğunuz yere oturturlar sizi. Kah kapıdan bile sokmazlar sizi bakanlıktan düştükten sonra.
Kapıda Kültür Bakanı Nermin Neftçi'nin kabulü sıcaktı. Makam otomobilleri boşalıyordu. 007'ler, 008'ler... Ortada Ankara'da ilk gördüğüm güzel buket duruyordu. Üstünde “İnönü'ye saygı” diye yazıyordu. Konser salonunun holü, vizonun her türlüsünü kullanmış bir kalabalıkla dolup taşıyordu. Mevhibe İnönü eşinin panolarının altındaydı. Kimi elini öpüyordu. Dimdikti, bakımlıydı. Paşa onu öyle görmek isterdi, yosun yeşili şapkası vardı, dümdüz sade siyah paltosuyla..İnsanın içi eziliyordu. Hep beraber gelmişlerdi konsere. Şimdi kiminle olursa olsun yalnızdı.
Cumhurbaşkanı'nın tam dakikasında gelişinden sonra konser başladı. Senfoni orkestrası öz özünü aşmıştı. Jean Perrisson'un şefliğinde. Balet gibiydi şef. Öyle dramatik ajitasyonda değildi. İliğine kadar duyduğunu parmağının ucuyla aktarıyordu müzisyenlere. “Demek müzik bu kadar iyi çalınsa insanlar konuşmak, söylemek gereğini duymuyorlar” dedi yanımdaki bir genç kız.
Davetiyelerin ön sözünde Fransız asıllı orkestra şefi şöyle yazmıştı ;

“İnsanın sahip olduğu tüm anlatım olanakları içinde ırk ve milliyet ayırmaksızın, bütün Dünya insanlarının anlayabileceği tek dil belki de müzikdir. İsmet İnönü'nün saygıdeğer kişiliği de işte bu anlayış içinde yer almaktadır... Çok az denilebilecek geçmişte Cuma konserlerimizin sadık bir dinleyicisi olan İnönü, Ankara'lılar arasında birinci sırada oturmuş haliyle gözlerimin önündedir. Bu gün kendisini anmamız sırasıyla, Samuel Barber ile sakin, Motzart ile güleryüzlü, Ulvi Cemal Erkin ile derin ve duygulu, Bethoven ile de burkucu ve kahramansal olacaktır. Ama şekli ne olursa olsun, hatırasını anışımız kalbimizin derinliklerinden gelecektir."
Orkestranın üyeleri ise yazılarında şöyle diyorlardı ;
“Bizim gözlerimiz onu her zamanki koltuğunda bir yıldan beri arıyor, göremiyoruz belki, ama hissediyoruz. Aramızdadır, arkamızdadır. Ve ölümsüz kişilerin insana verdiği bu duyguyla avunuyoruz. Bu gün onun için çalacağız her notanın içinde yüreğimiz var...”
İnönü için yapılan bu anma törenlerinin nispeten başarılı oluşu ve ilgi toplaması Bakanlık ünitelerini birbirine yaklaştırmış, birlikte çalışmalarını sağlamış, teşkilata bir çalışma hevesi vermişti. Bu durumun beni çok sevindirdiğini söylüyordum genel müdürlere ve daire başkanlarına. Halbuki o günlerde Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi ortam, düzgün gitmiyordu, hiçte sevindirici bir manzara vermiyordu.

Yeni Yıl Kutlamaları
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar; “Her çeşit politik ve ideolojik cereyanların üstünde kalmaya kararlı olan silahlı kuvvetlerimizin memleket sorunlarından ayrı kalamaycağı şüphesizdir. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak ve kollamakla görevli olan silahlı kuvvetlerimiz, yurt içinde ve yurt dışında cereyan etmekte olan hadiseleri ve aşırı faaliyetleri büyük sabır ve soğukkanlı bir hassasiyetle takibetmiştir ve etmektedir” diyor ve Türk Silahlı Kuvvetleriinin duyduğu kaygıyı belirtiyordu . Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'de yeni yıl kutlamasında özetle; “Siyasi istikrarsızlık ve hükumet buhranının olduğu gibi, 75 yılınada aktarılmış bulunduğunu” söylüyor. “CHP ve MSP koalisyonunun istifasından başlayarak, üç ay geçmesine ve türlü çabalar harcanmasına rağmen 1974 yılını paralemntoya dayalı bir hükümetle kapatmamız mümkün olmamıştır.... Duyduğum endişeleri zaman, zaman, yüce milletimize, kahraman silahlı kuvetlerimiz mensuplarına açıklamakta büyük faydalar mülahaza etmekteyim...” diyerek zorlukları anlatıyor, yurt içinde ve yurt dışında barış içinde yaşanması temennilerini tekrarlıyordu.
Başbakan Irmak, konuşmalarında “ülkenin güvenliği sosyal ve iktisadi kalkınma hedeflerimiz yönünden gerekli, her çeşit tedbirlerin alınmasına olanak hazırlayacak bir yakınlaşma içinde bütçenin hazırlanmasına gayret edildiğini bildirerek" yeni yılı kutluyordu.
Ecevit, Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı'nın demeçlerinin aksine, çok iyimser bir yeni yıl mesajı vermiş ve Türk toplumunun kabuğunu çatlatan bir toplum haline geldiğini söyleyerek özetle “bu çatlamadan daha sağlıklı bir ortam doğacağına inandığını , bu yeni toplum yapısı içinde, halkın daha güçlü, insanların özgür ve mutlu olacaklarını” söylemiş “ülkemizde bunalım ağırlaşmıyor azalıyor” demişti.
Bu beyanatları okuyan vatandaşlar ve bakanlık üyeleri, benden soruyorlardı “Siz ne dersiniz Sayın Bakanım, Ecevit'in yeni yıl mesajı biraz ters düşmüyormu diğerlerine?” Onlara Ecevit ve CHP nin düzeni değiştirmek için çalıştıklarını iktidara gelince bunu yapmak için uğraşacaklarını söylüyordum.
Başbakan Sadi Irmak CHP ile AP'yi birbirine yaklaştırmaya çalışıyor, yeni bir seçim hükümeti kurabilmek için uğraşıyordu. Ama bunu başaramıyordu.

Siyasi Partilerin Tutumu ve Milli Cephe
Hükumet buhranı devam ediyordu. Ordudan bürokrata, işçisinden işverene, yoksulundan zenginine, istifa etmiş bulunan kabinenin üyeleri de dahil olmak üzere herkes kuşkulu bir bekleyiş içinde bulunuyordu. Parlementoya dayalı normal bir hükumetin kurulamamış olması, devletin ünitelerini genelde bir disiplinsizliğe,bir tembelliğe itiyordu.halktan %37 nispetinde bir oy alarak, 186 milletvekili ile kabineye gelen CHP, başarısız MSP'li koalisyondan sonra, kendisini adeta bir erken seçime kilitlemiş görünüyordu. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik zorlukları, Kıbrıs sorununun yarım kalan nazik durumunu unutmuşa benziyor “biz hükumet kurduk olmadı, sorumluluk sadece bizim üstümüzde değildir. Bizim dışımızdakiler de sorumludurlar” diyerek, yalnız Parti propagandasına önem veriyor ve içe dönük bir tutum izliyorlardı.
Parlementoda kendisini diğer partilerden soyutlamış görünüyordu. Bir seneye yakın bir süre içerisinde MSP'li koalisyonun çetin şartları CHP'yi yormuşa benziyordu. Diğer partilerin yanaşmayacağını bile bile erken seçimde ısrar etmek bir yandan ona vakit kazandıracak,teşkilata bir derlenip toparlanma, Ecevit'e bir dinlenme ve yeni politikalar üretme imkanı sağlayacak, bir yandan da solun tek partisi olarak, işçi partisinden gelecek olan seçmenleri daha çok kendisine çekerek düzen değişikliği propagandasını ve programını yeni seçimlere kadar sürdürerek mutlak iktidar olmayı isteyecekti. Ecevit artık İnönülü zamanlardan kalma devlete destek verme, demokrasiyi gözetme politikasına pek önem vermiyordu. Rahatlamıştı ve iyimserdi. Yeni yıl konuşmasında belirttiği gibi; “bunalım ağırlaşmıyor, hafifliyor” diyerek iyimserliğini ortaya koyuyordu.
Altan Öymen'in kaleminden yazılan anılarını, gazeteyi aldığımda, ülkenin pek çok problemleri ile birlikte okuyor “Rahşan hanımla nasıl tanıştıklarını,içki içmediğini, dans etmediğini, konuşmalarını ilkin ona okuduğunu” öğreniyorduk. Adalet Partisi ile Demokratik Parti ise düşman kardeşler gibiydi. Birbirlerini eritme politikası içine girmişlerdi. Eski demokrat oyların peşindeydiler.
Milli Selamet Partisi'ne gelince kimse dikkat etmiyordu ama eskisine nazaran epey kemikleşmiş, kanlanmıştı. Sessiz ve derinden gidiyordu. Cumhuriyet Halk Partisi gibi laikliğin koruyucusu bir parti tarafından koalisyona alınmış olması ona çok gelişme olanağı vermişti. Nasıl kurulursa kurulsun artık hükumete girecekti.,
Parlementodaki partiler arasında en hareketli lider ise, o sıralarda Alparslan Türkeş'di. MHP lideri Demokrat Parti dışındaki sağ partileri birbirine yaklaştırarak bir cephe kurabilmek için büyük gayretin içinde görünüyordu. Süleyman Demirel'in başkanlığında kurulacak olan hükumete elbette kendisi de girerdi. Eski arkadaşlarımın CGP'si ise seçmen planında son derece zayıflamış bulunduğunu herhalde kendiside biliyordu. Turhan Feyzioğlu Genel Başkan olarak partilerarası toplantılardaki görüşmelere teklifler götürerek hükümet teşkili meselelerinde kendisini gösteriyordu.
Partilerin böylesine dağınık ve sorumsuz tutumları karşısında bizim hükumetimizin çalışmaları sürüyor,bir kısım insanlarda işte bir hükumet var ya ne olacak sanki,hiç yoktan iyidir havasını yayıyorlardı.

Nelere İnanmıştık, Nerelere Gelmiştik (İnönü'süz yıllar)
Genel kurul salonunda Bakanlara ayrılmış köşemde otururken, kürsüde beni hiç ilgilendirmeyen bir konuşmacı bulunuyorsa eğer, kimi sefer eski günlerimi anımsar düşüncelere dalardım. O günlerde Cumhuriyet Halk Partisi'nin böyle sıraları dolduran sayısal bir ağırlığı yoktu. Ama en ön sırada oturan, kulaklığını kürsüden yana ayarlayan bir Genel Başkan'ı vardı. İsmet İnönü'nün kişiliğinden hem kendi partisine hemde bütün Genel Kurula yayılan saygıdeğer bir ağırlık, bir çeşit disiplin, bir hizaya gelme anlayışı ile, devletin bir parçası olabilme ciddiyeti yayılıyordu çevreye. O'nun kişiliğindeki bu etkileyicilik sanırım hukuk devletini ve demokratik sistemi sağlıklı olarak yaşatabilme azminden, bunun için gerekli ve zorunlu olan kuralları partisi ile birlikte bütün parlemento tarafından da benimsenmesini istemesinden kaynaklanırdı.
Paşa'nın kişiliğinde, partinin başkanlığı ile birlikte, bir devlet koruyuculuğunun demokratik bir ölçü ile, yan yana geldiğini Türkiye gerçeklerinden de güç alarak şekillendiğini ve “bir İnönü politikasına” dönüştüğünü görürdük. O'na göre, demokratik ve laik karakterli Türk Devleti'nin sağlıklı olarak yaşatılabilmesi ve çağa açılışını yapabilmesi için partiler, sırasında partisel çıkarlarından ve takdiklerinden, siyasetçiler ise kişisel isteklerinden bir süre içinde olsa özveride bulunabilmelidirler. Paşa, ince ayarda kurulmuş olan, denge sağlayıcı bulunan bu tutumun yeri geldiği zaman, bütün politikacılar ve parti başkanlarınca da ele alınmasını ve uygulanmasını arzu ederdi. Böyle ulusal anlamlı bir genel prensibin kabülü, ona göre demokratik hayatımızın içinde bulunduğu çeşitliliğe hiç zarar vermeden partilerin ayrı ayrı çalışmalarına ve programlarını uygulamalarına, uzun vadede, güç katacak, ve süreklilik sağlayacaktır diye düşünürdü.
İçinde bulunduğumuz parlamento ile o günlerinkini karşılaştırıyordum, elimde olmadan aradaki farklılığa şaşırıp kalıyordum. O günlerde parlementoda parti grupları vardı. Yasalara uygun çalışırlardı. Parlamentoda Milli Cephe diye ayrı cepheler kurulmazdı. Hele hele Meclis Genel Kurulu'ndaki şu Bakanlar Kurulu sıralarında Ecevit Hükumeti'nde ve Irmak Hükumeti'nde olduğu gibi güvenoyu alamamış ya da istifa etmiş hükumetler aylarca oturmazdı ve o günlerde dinci akımlar devlete tırmandırılmazdı.
Parlamentoda son zamanlarda “Milli Cephe” diye bir partiler topluluğu oluşturulmaya çalışılıyordu. İşin komik tarafı bu “Milli Cephe”nin içinde ne Cumhuriyet Halk Partisi ne de Demokratik Parti vardı. Cephe onların dışında oluşuyor, onlara karşı kuruluyordu.
Milliyetçilik sözcüğünün bir parlemento kulisi, hükumet kurabilme aracı olarak kullanılmış olmasına insan gerçekten şaşırıyordu. Cumhuriyet Halk Partisi milliyetçi değilmiydi. Demokratik Parti neden cepheden ayrı tutuluyordu. Parlemento'nun kendisi "Milli değil miyd?" Gerçekten biz önceleri nelere inanmıştık, şimdi nerelere gelmiştik.

Milli Cephe ve CHP'nin Tutumu
Yeni senenin ilk ayında yayınlanan bir karikatür aklımdan çıkmıyordu. Bir masanın üstünde ortada bir yumak var, yumaktan dört iplik çıkmış. Masanın başına Süleyman Demirel, Erbakan, Türkeş ve Turhan Feyzioğlu'nun karikatürleri oturmuştu. Herbirinin elinde birer şiş, yumaktaki ilmiklerle bir şeyler örüyorlar. Süleyman Demirel'in düşüncesinde ise, ayrı bir köşeden bakan Bozbeyli’nin karikatürü tepeden onlara bakıyor.
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Demokrasinin Kilit Taşı - 36
  • Parts
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 01
    Total number of words is 2766
    Total number of unique words is 1733
    28.6 of words are in the 2000 most common words
    41.5 of words are in the 5000 most common words
    48.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 02
    Total number of words is 2751
    Total number of unique words is 1773
    28.1 of words are in the 2000 most common words
    39.9 of words are in the 5000 most common words
    47.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 03
    Total number of words is 2912
    Total number of unique words is 1925
    29.4 of words are in the 2000 most common words
    41.4 of words are in the 5000 most common words
    48.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 04
    Total number of words is 2799
    Total number of unique words is 1834
    28.9 of words are in the 2000 most common words
    42.4 of words are in the 5000 most common words
    49.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 05
    Total number of words is 2866
    Total number of unique words is 1813
    29.5 of words are in the 2000 most common words
    41.6 of words are in the 5000 most common words
    49.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 06
    Total number of words is 2863
    Total number of unique words is 1758
    28.9 of words are in the 2000 most common words
    40.7 of words are in the 5000 most common words
    49.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 07
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1790
    29.2 of words are in the 2000 most common words
    41.0 of words are in the 5000 most common words
    48.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 08
    Total number of words is 2894
    Total number of unique words is 1875
    28.6 of words are in the 2000 most common words
    41.6 of words are in the 5000 most common words
    48.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 09
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1853
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    48.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 10
    Total number of words is 2882
    Total number of unique words is 1823
    30.2 of words are in the 2000 most common words
    42.5 of words are in the 5000 most common words
    49.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 11
    Total number of words is 2850
    Total number of unique words is 1850
    29.1 of words are in the 2000 most common words
    41.3 of words are in the 5000 most common words
    48.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 12
    Total number of words is 2832
    Total number of unique words is 1855
    27.6 of words are in the 2000 most common words
    39.3 of words are in the 5000 most common words
    46.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 13
    Total number of words is 2832
    Total number of unique words is 1794
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    39.4 of words are in the 5000 most common words
    46.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 14
    Total number of words is 2916
    Total number of unique words is 1735
    29.8 of words are in the 2000 most common words
    43.1 of words are in the 5000 most common words
    51.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 15
    Total number of words is 2837
    Total number of unique words is 1827
    28.8 of words are in the 2000 most common words
    42.6 of words are in the 5000 most common words
    49.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 16
    Total number of words is 2877
    Total number of unique words is 1785
    31.8 of words are in the 2000 most common words
    45.3 of words are in the 5000 most common words
    53.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 17
    Total number of words is 2838
    Total number of unique words is 1848
    29.8 of words are in the 2000 most common words
    43.3 of words are in the 5000 most common words
    50.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 18
    Total number of words is 2762
    Total number of unique words is 1715
    29.1 of words are in the 2000 most common words
    41.9 of words are in the 5000 most common words
    48.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 19
    Total number of words is 2846
    Total number of unique words is 1837
    28.5 of words are in the 2000 most common words
    42.3 of words are in the 5000 most common words
    50.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 20
    Total number of words is 2952
    Total number of unique words is 1745
    30.6 of words are in the 2000 most common words
    43.8 of words are in the 5000 most common words
    50.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 21
    Total number of words is 2899
    Total number of unique words is 1813
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    40.4 of words are in the 5000 most common words
    47.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 22
    Total number of words is 2804
    Total number of unique words is 1692
    27.9 of words are in the 2000 most common words
    39.3 of words are in the 5000 most common words
    47.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 23
    Total number of words is 2936
    Total number of unique words is 1715
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    48.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 24
    Total number of words is 2940
    Total number of unique words is 1666
    28.0 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 25
    Total number of words is 2940
    Total number of unique words is 1705
    30.3 of words are in the 2000 most common words
    43.3 of words are in the 5000 most common words
    50.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 26
    Total number of words is 2892
    Total number of unique words is 1840
    27.4 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 27
    Total number of words is 2928
    Total number of unique words is 1711
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.9 of words are in the 5000 most common words
    47.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 28
    Total number of words is 3028
    Total number of unique words is 1793
    31.4 of words are in the 2000 most common words
    42.9 of words are in the 5000 most common words
    49.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 29
    Total number of words is 3007
    Total number of unique words is 1807
    29.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    47.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 30
    Total number of words is 3070
    Total number of unique words is 1785
    28.7 of words are in the 2000 most common words
    41.0 of words are in the 5000 most common words
    48.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 31
    Total number of words is 3021
    Total number of unique words is 1916
    27.0 of words are in the 2000 most common words
    39.1 of words are in the 5000 most common words
    46.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 32
    Total number of words is 2981
    Total number of unique words is 1848
    30.8 of words are in the 2000 most common words
    44.1 of words are in the 5000 most common words
    50.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 33
    Total number of words is 3039
    Total number of unique words is 1886
    28.1 of words are in the 2000 most common words
    40.1 of words are in the 5000 most common words
    48.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 34
    Total number of words is 2892
    Total number of unique words is 1713
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    39.1 of words are in the 5000 most common words
    45.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 35
    Total number of words is 3073
    Total number of unique words is 1897
    27.4 of words are in the 2000 most common words
    40.1 of words are in the 5000 most common words
    47.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 36
    Total number of words is 3000
    Total number of unique words is 1810
    27.3 of words are in the 2000 most common words
    39.5 of words are in the 5000 most common words
    47.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 37
    Total number of words is 2922
    Total number of unique words is 1751
    27.9 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 38
    Total number of words is 2910
    Total number of unique words is 1741
    26.0 of words are in the 2000 most common words
    37.9 of words are in the 5000 most common words
    44.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 39
    Total number of words is 1792
    Total number of unique words is 1162
    30.5 of words are in the 2000 most common words
    43.0 of words are in the 5000 most common words
    50.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.