Demokrasinin Kilit Taşı - 29

Total number of words is 3007
Total number of unique words is 1807
29.4 of words are in the 2000 most common words
40.8 of words are in the 5000 most common words
47.5 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
Ecevit o tarihte konuyu İsmet Paşa'ya açmış, Paşa, “İyi bir bakan olabileceğimi, benim çalışmalarımı beğendiğini, başkan vekilliğini henüz erken bulduğunu, bilhassa tartışmalı oturumlarda yıpranabileceğimi, bu işten şimdilik vazgeçmemi” söylemişti. Evdeki danışmanım Nizamettin Neftçi ise, bu görevi hakkıyla yapabileceğime inanıyordu.
Şimdi içinde bulunduğumuz 4 Mart 1973 günü bizim evlenme yıl dönümümüzdü.

– “Gel hanım” dedi. “Boş ver politikayı Çiftlik Lokantası'na kadar uzanalım, bu günün şerefine şöyle başbaşa olalım.” Hiç boş verebilir miydik? Böyle söyler sonra da konuyu kendisi açardı.
– “Yıllarca istediğin bir görevdi bu. Ne garip bir zamanda önüne düşüverdi değil mi? Allah seni seviyor mu demeliyim.”
– “Geri çevirmemi istiyor musun? Hem ben politikayı bırakmıyormuyum?”
–“Yakında nasıl olsa seçimler var, aday olmazsın olur biter".
– “Son gürlüğü gibi bir şey desene!...”
– “Politikayı böylece en tepelerden bırakırsın, hiç bir komplekse de kapılmadan. Düşünsene bu titr senin öz geçmişine de yapışacak."

Yine giderayak bu işi kabul etmemin içime sindiremediğim bir yönü vardı. Basındaki sol köşe yazarları, İsmet Paşa ile birlikte CHP'den ve Ecevit'ten ayrıldığıma çok kızmışlardı. Şimdi kim bilir bu eski ortanın solcusu için neler yazıp çizeceklerdi. Nizam; “Boşver onları, CGP ile zaten zoraki bir nikah kıydın. Adamların hiçbir toplantısına da gitmiyorsun. Gene de sana hakkın olan ve istediğin bir görevi verdiler.” diyordu.
Aslında ben içimdeki bağımsız CHP'lilikten kurtulamamıştım henüz. Başkan vekilliği benim o günlerdeki durumuma, duygularıma ve düşüncelerime uygun düşüyordu. Ne de olsa meclis divanında görev yapmak ve koskoca bir genel kurulu yönetmek, önemli bir devlet ve parlamento göreviydi. Bir çeşit tarafsız davranmayı gerektirirdi. O andaki durumuma çok uygundu, içimdeki ezikliği de onarıyordu.
1965'den bu yana iç tüzük konularında gösterdiğim gayretlerin bir politik ödülü ve karşılığıymış gibi gelmişti bana. Çünkü bu görev iç tüzüğün ve parlamentonun esas yapılarını bilmeye ve bu yapılarla çalışarak tarafsızlık ilkesi içinde “yönetim esasına” dayanmakta idi.

Meclis İçtüzüğü ve Ben
TBMM'deki komisyonların, partilerince değiştirilmeyen gedikli olmuş üyeleri vardır. O komisyonda çalışa çalışa, bazı konularda ihtisas diploması almış gibi olurlar. Anayasa Komisyonu, Bütçe Plan Karma Komisyonundan sonra gelen en önemli bir komisyondur. Yasama organından çıkacak kanunların anayasaya uygunluğunu incelemesi yanında, meclis iç tüzüğünün hazırlanması da, bu komisyonun görevleri arasındadaydı. Ben de Meclis'e girdiğimden bu yana bu komisyonda çalışıyordum.
1965 senesinde Anayasa Komisyonu gündeminde AP tarafından hazırlanan bir iç tüzük tasarısı vardı. Adalet Partisi'nin Meclis'teki çoğunluğu hep elinde tutacağına inanmış olması sanki maddelere yansıyordu. Yani çoğunluk partisine prim veriyordu. Ben bu anlayışta değildim. Daha demokratik daha hakkaniyetli bütün partileri eşit tutan bir anlayışta idim. CHPinin üst yöneticilerine durumu anlattığımda “diren” demişlerdi eşim Nizamettin ile birlikte sıkı bir çalışma yaparak (onun ihtisas konusu amme hukuku idi ve bu konuları çok iyi biliyordu) her maddeye göre bir çok değiştirme (tadil teklifi) içeren önergeler hazırlamıştık. Çünkü, komisyonda ne kadar “yapmayın etmeyin, siz de bir gün azınlığa düşersiniz” desem, yine de bildiklerini okuyorlardı. İşte o zaman bana göre gerçekten çok tutarlı olan önergelerden birini ortaya sürüyordum. Maddeler üzerinde yazılı değişiklik tekliflerinin görüşülmesi zorunluğu vardı. Ben de böylece hem doğru olanı tescil ediyor, kabul edilmese de en azından zaman kazanıyordum. 69 seçimlerine giderken dönem sonunda bu iç tüzük kadük oldu. Ben de bir “ohh..” dedim. Yeni seçimle komisyona yeni üyeler geldi. Adalet Partisi'ndeki bölünmeler onları korkutmuş tasarıdaki maddelerde ortak görüşler belirmeye başlamıştı. Yine konunun üzerine eğilen 4-5 parlamenterden birisi bendim. Hem de uzmanlaşmış olarak.
İç tüzük çalışmalarının basına akseden bir reklam yönü yoktur, teknik bir konu gibidir. Aslında derinlemesine bütün parlamentonun geleceği ve çalışmalarını öğretir insana. Sanırım Feyzioğlu benim geçmişteki bu çalışmlarıma şahit olmuştu. Bana bu görevi uygun görmesinin nedeni de buydu. Gürler Bozbeyli ve Tekin Arıburun Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilirler.
23 Mart 1973 günü Anayasa Komisyonu'nda CHP'nin karşı çıkmasına rağmen Sunay'ın görevini iki sene daha erteleme formülü kabul edildi. Sunay, İnönü ile ve diğer liderlerle görüşmüştü. Meclis Genel Kurulu'nda ise bu konudaki anayasa değişikliği oylandı, salt çoğunluğu bulamadı bir oy farkıyla reddedildi. Teklifin reddini isteyen İnönü, “Bu kanun aslında Cumhurbaşkanlığındaki zatın müddetini uzatmak için getirilmişti. Bunu yapmayınız, kişisel nedenlerle yasayı değiştirme yolunu açmayınız.” dediği için ben de aleyhte oy vermiştim. Teklif senatoda da reddedilince, Sunay görevden ayrılarak kumandanlarla birlikte İstanbul'a gitti. Yeni bir aday aranıyordu.
AP, CHP ve CGP sonunda Cumhurbaşkanı seçimi için, kontenjan grubu başkanı Oramiral Fahri Korutürk üzerinde tarafsız bir Cumhurbaşkanı niteliği taşıyacağını düşünerek anlaştılar.

Cumhurbaşkanı Korutürk
Korutürk Meclis'in 365 oyunu alarak Cumhurbaşkanı seçildi. Meclis'in şeref kapısında milletvekillerince karşılanırken, o çok ciddi bir yüzle beyaz eldivenli, fraklı ve silindir şapkasını sol koltuğunun altında tutarak, biraz da bahriyeli yürüyüşüyle merdivenleri çıkıyordu.
Madrid ve Moskova büyükelçilikleri yapmıştı. Soyadını Atatürk koymuştu. Hanımı balkonda dediler. O tarafa baktık. Şeref locasının bir ucunda çok sade giyinişli ve görünüşlü bir hanım oturmuş eşinin yeminini dinliyordu. Bu Emel Korutürk'tü. Hasbel kader başkan vekilliğim sırasında onu daha yakından tanıyacak ve dost olacaktık. Asaleti sadeliği ve kültürü bir araya getiren bir kişiliği yanında, sanata olan düşkünlüğü ve resim yapma özellikleri vardı.
Anayasa'nın tanıdığı Cumhurbaşkanı haklarını kullanması için Melen hükümeti 8 Nisan'da Cumhurbaşkanı'na istifasını verdi. Korutürk hükümet kurmak için temaslara başlamıştı. AP, CGP koalisyonu sözü ediliyordu. CHP Genel Başkanı Ecevit'in, Demirel'i Başbakan olarak teklif ettiği günlerdi.

Kadından Başkan Olur mu?
Meclis Genel Kurulu'nda ilk kez bir kadının başkan vekili olması oylanıyordu. Oran nispetine göre parti kontenjanından gösterilmiş aday olmama rağmen bir kaç turda da çoğunluk bir türlü yapılamıyordu. CHP'iler kendilerinden kopmuş bir üye olduğum için miydi? Bir türlü genel kurula gelip oy kullanmıyorlardı. AP'li üyelerin bir kısmı da bütün bu hengame içinde iş, bir kadının meclis yönetmesine mi kaldı? diyerek yan çiziyorlarmış. Eşime, “Bu bir maraton.” dedim, “nefesim tükeninceye kadar dayanacağım. Benim ne kadar inatçı olduğumu bilmiyorlar galiba. Kadındır, çabuk pes eder sanıyorlar.”
Taşra politikacılarının, parti kongrelerinden meclise taşıdıkları sevmediğim aslında ayıpladığım bir davranış biçimi vardı. Bir yere aday olanlar parti kongrelerinde olduğu gibi giriş kapılarını tutarlar gelen geçen arkadaşlarına kendilerine oy verilmesini isterlerdi. Çok ileri gidip,“Ne olursun beni de unutma, yakınlarına da söyle, ama söz hatırım için emi?” gibi yalvarmalara varan baskılı davranışlar sergilerlerdi.
TBMM gibi yüce bir ortamda herkes ne yaptığını bilir. Bu işler hatır gönül meselesi olmamalıdır, biçiminde düşünür, içimden bu çeşit davranışları küçümser ve ayıplardım. Benim Başkan Vekili olma turlarım uzayınca birkaç milletvekili yanıma gelerek “Yahu biraz çalışsana, kulis yapsana, bu ne bu böyle kasılıp oturmuşsun. Biraz ortaya çık, yüz yüze bakar utanır insan.” diye öğüt veriyorlardı.
Hiç kimseye kulis yapmayacaktım. Sadece konuya asılarak pes etmeyecektim, dayanacaktım. Sonunda ne olur CGP beni adaylıktan çeker, başka bir aday gösterirdi. Çok da iyi olurdu zaten onlarla tam bir nikah kıymamış, şartlı girmiştim. Meclise ise bu ayıp yeterdi. Rauf Tamer, Tercüman gazetesinde şöyle yazmıştı ;

“Ayıptır söylemesi Nermin Neftçi'nin Meclis Başkanlığı da nereden çıktı diyorlar. Nereden olacak? Meclisde sesi sedası duyulmamış o kadar çok parlamenter var ki. Bunlara doping yapıp harekete geçirmek için bir Neftçi'ye ihtiyaç yok mu canım?”
( 24.04.1973 Tercüman)
Politika Alanı ve Gönüllerde Yatan Aslan
Politika alanı bazıları için inançlı biçimde hem kendisine hem de memleketine ve içinde bulunduğu partisine, uğraşlar vermenin, bir çok faydalar sağlamanın yeridir. Bu alan bazıları için aynı zamanda tutunacak bir dal, bir oyalanma ya da arenada kendini göstererek tatmin olma yeridir.
Takım zevkine varanlarıyla, gol atmaya alışanlarıyla, kendi çıkarlarını ön plana alıp avanta sağlamaya uğraşanlarıyla, düşünülen, inanılan, konuşulan , taktikler sağlanan yerdir. Bu alanın içinde müzmin bir politikacı iseniz eğer, bir sürü uğraşlarınız, istekleriniz, ilişkileriniz, inançlarınız vardır. Ne kadar yararlı ve önemli kişi olduğunuzu göstermek, geldiğiniz noktayı en azından korumak, gönlünüzdeki aslanın da dürtüsüyle daha yukarı, daha yukarıya doğru tırmanmaya çalışmak amacınız olmuş gibidir. Sanki partinizi ve kendinizi bir önceki rekorunuzu kırmak için başladığınız uzun bir koşunun içindeymiş gibi hissedersiniz. Politika ile yer, politika ile içer, konuşur, gezer çalışırsınız. Arkadaşımız Tarhan Erdem'le, yemek yediğimiz bir sırada, “Dikkat edin, Nermin hanım, dolmanın içinden de politika çıkar” demişti.
Bu alan sanki mıknatıslıdır, sizi kendine doğru çeker. Eski alışkanlıklarınızı, doğuştan olan yeteneklerinizi, hobilerinizi, dostlarınızı, hatta akrabalarınızı hatırlamaz olursunuz. Bu alanın içinde zamana göre ayarlanan değişen bir bekleyişin, adeta tiryakisi olmuş görürsünüz kendinizi. ”Her politikacının gönlünde bir aslan yatar” derler. Politika alanındaki o sürekli hiç durmayan ivmeyi kazandıran da galiba bu aslanlardır.
Politikacıların gönlündeki bu aslanlar eğer yüce değer yargılarıyla ve konulan yasalarla da birleşirse bir takım başarılar ve yenilgiler zincirinde, daha da bir güçlenirler, birbirlerine yaklaşarak, büyürler ve toplumların aslanları olurlar.
Politika alanı ne kadar yerilse de dışarıdan bakanlarca, haklı haksız ne kadar kötülense, yerden yere vurulsa da içinde bulunanlara yaşama zevki çalışma hevesi veren ve faydalı olmayı öğreten, herkes için olduğu gibi memleket için de yararlı olması gereken bir alandır.
İşte biz bu alanda 1950'den bu yana, tarih yazmış, kendini yenilemiş CHP programlarına olan inancımızla, İsmet Paşa'yı izleyerek koşuyorduk.

Kilittaşı
İnönü ülke için olduğu gibi CHP için de bulunduğu yere sağlamlık getiren bir çeşit “sigorta” ve bir “kilit taşı” gibidir. Bu sağlam binanın içi güvenceli, öğretici ve yenileyici bir okuldur “İsmet Paşa okulu”. Bize göre hepimiz , Ecevit de dahil olmak üzere , bu okulun öğrencileriydik. 12 Mart Muhtırası ile gelen sosyal ve siyasi depremlerden, bütün zayıflatıcı davranışlara ve etkilere rağmen, bu “kilit taşının” sağlam oluşu ve direnme gücünün bulunuşu ile selamete çıkabilmiştik. CHP'nin yapısından sökülen bu kilittaşından sonra , bize göre her an dağılma tehlikesi içine giriliyordu.
Ecevit'in alıp başını gitmesi İsmet Paşa'nın senatoya çekilmesi, bizim de misyonumuzu sona erdirmişti. Sözün kısası İsmet Paşa'sız bir politika alanında içimizdeki o çok canlı, inançlı, hep ileri fırlayan aslan da yenilmiş, yorgun düşmüş bir durumda iken başkan vekilliği karşıma çıkıyordu. “Keşke bu şansı CHP'nin içinde iken yakalasaydım.” diye düşündüğümü anımsıyorum. Ama artık CHP, o CHP değildi. Politika alanı 12 Mart'la deprem geçirmiş, boşluklar doğmuş bu boşlukları başkaları doldurmuş, faydalılar, zararlılar birbirine karışmıştı. Asıl önemlisi benim gönlümdeki aslan da eski önemini taşımaz olmuştu. Başkan vekili olarak meclisi yönetme olayı basınımızı yalnızca biçimsel açıdan ilgilendiriyor ve günlerden beri ne giyeceğimle uğraşılıyordu.

Hangi Kıyafet
Son Havadis Gazetesi'nin Sabah Kahvesi sütununda, Yedekçi “Hangi kıyafet” diye başlayan yazıda ;

"Erkek başkanlar fıak giyiyor... Oysa tüzükte kadın başkanlar için bir kayıt yok.. Bazıları şöyle olsun, bazıları böyle olsun diyorlarmış.... Ama erkeklerin frak giydiği yerlere kadınlar neyle giderler? elbette tuvaletle.., Tuvaletin de cinsi var,.. Hatta pantalonlusu var, hangisini giysin. ? Aldırmayın siz orası kürsü herşeyi kapatır.”
(29.04.1977, Son Havadis)
Acaba başkanlık kürsüsüne yakışacakmıydım? 400 küsur erkeğe tepeden bakan bir tavır mı sergilerdim? Oturumların üstesinden gelebilecekmiydim? Yoksa, küfürleşmeler, yumruklaşmalar bir kadın yönetiyor diye hafifler miydi? Basını hep bu sözler doldurmuştu. Meraklı bir bekleyiş olduğu belliydi.
Bana göre başkanlık kürsüsü yüce bir yerdi. Bütün yüce yerler insanlık içindi. Erkek-kadın ayrımı yapmak, ya da kadınlığımı bir avantajmış gibi kullanmak ya da bir dejavantaj saymak yanlış olurdu. Erkek kadın birbirine yardım ederek ve güç de vererek, insanlık edealinde birlikte yücelirler, yükselirlerdi. Politikada önemli olan kadın-erkek meselesi değil insanlık ölçüsü olmalıydı. Kürsü yakıştırmasındaki kıyafet tartışmalarını bir espiri gibi karşılıyor, içimden biraz da gülüyordum onlara.

Parlamento Tarihinde İlk
10 Nisan 1973 tarihli gazeteler nihayet şöyle yazdılar.
“Dün Nermin Neftçi 269 oy alarak Millet Meclisi Başkan Vekilliği'ne seçilmiştir. Parlamento tarihimizde ilk olarak, görev sırasına göre, meclis oturumlarını yönetecek olan Neftçi'nin siyah bir tayyörle başkanlık kürsüsüne çıkması kararlaştırılmıştır. Neftçi, önümüzdeki hafta yapılacak olan oturumlarda büyük çoğunluğu erkeklerden teşekkül eden genel kurulu yönetecektir. Meclisde toprak reformu gündeme alınmış ve müzakerelere başlanmıştır.”
Yeni Cumhurbaşkanı Sayın Korutürk'e bir kutlama mektubu yollamıştım. Başkan Vekili seçilir seçilmez, üzerinde Cumhurbaşkanlığı forsu bulunan zarfın içinden, Cumhurbaşkanı ile eşi Emel hanımın beni tebrik eden yazıları çıktı. Cumhurbaşkanı'nın önündeki ilk görev, istifa eden hükümetin yerine yenisini kurmaktı. Korutürk, Naim Talu'yu başbakan adayı olarak görevlendirmişti. Turhan Feyzioğlu, Demirel ve Naim Talu, 3 saat süren bir toplantı yapmışlardı. 15 Nisan 1973 günü, Talu hükümeti ilan edilmişti. Bakanlar kurulunun teşkili şöyleydi:

Başbakan Naim Talu (Cumhuriyet Senatosu Kontenjan üyesi)
Devlet Bk.BşbkYrd. Nizamettin Erkmen (M.V.)
Devlet Bk. Bşbk Yrd Kemal Satır (Adana MV)
Devlet Bakanı İlhan Öztrak (T.B.M.M. dışından)
Devlet Bakanı Hayri Mumcuoğlu (Cumhuriyet Senatosu üyesi)
Milli Savunma Bak. İlhami Sancar (İstanbul MV)
İçişleri Bakanı Mukadder Öztekin (Adana MV)
Dışişleri Bakanı Haluk Bayülken (TBMM dışından)
Maliye Bakanı Sadık T. Müftüoğlu (Zonguldak MV)
Milli Eğitim Bakanı Orhan Dengiz (Uşak MV)
Bayındırlık Bakanı Nurettin Ok (Çankırı MV)
Ticaret Bakanı Ahmet Türkel (Bursa MV)
Sağlık ve Sosyal Yard.Bk. Vefa Tanır (Konya MV)
Gümrük ve Tekel Bakanı Fethi Çelikbaş (C.Senatosu Kontenjan)
Tarım Bakanı Ahmet Nusret Tuna (C. Sen. Kontenjan)
Ulaştırma Bakanı Sabahattin Özbek (C. Sen: Kontenjan.)
Çalışma Bakanı Ali Naili Erdem (İzmir MV)
Sanayi va Teknoloji Bakanı Nuri Bayar (Sakarya MV)
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bk. Kemal Demir (Bolu MV)
Turizm ve Tanıtma Bakanı A. İhsan Kırımlı (Balıkesir MV)
İmar ve İskan Bakanı Mehmet Nebil Oktay
Köyişler i Bakanı Orhan Kürümoğlu
Orman Bakanı İsa Bingöl
Gençlik ve Spor Bakanı Celalettin Coşkun
Kabine Yarı Yarıya Eski CHP'liler ve AP'den Kurulmuştu
Kulislerde rastladığım kabine üyelerinin ellerini sıkıyor başarılar diliyordum. İçlerinde arkadaşlarımız vardı. Bir çoğu odama gelerek bana başarı diliyor kahvemi içiyordu. Meclis binasının üst katındaki başkan vekili odalarından birisi bana verilmişti. Yerlerdeki halılar o üstüne basmaya kıyamadığım, antika meclis halılarındandı. Duvarlarda Anadolu stili kadın tabloları vardı. Masaların üzerine yeşil yapraklı kış çiçekleri konmuştu. Yazı masamı kendime göre ayarladım. Kitaplarımı yerleştirip oturduğumda, odaya bir çok TV ve basın mensubu gelip resmimi çektiler.
O zamanlar iki başkan vekiline, bir binek arabasıyla bir sekreter ayrılabiliyordu. Kullanırken birbirimizden izin alırdık. Sekreter hanım bana gelen tebrikleri cevaplamakla uğraşıyordu.
Odamda oturmuştum duvardaki hoparlörün sesini ayarlayıp, bir yandan Genel Kurul'da görüşülen toprak reformu kanununa kulak kabartıp bir yandan da o günün gazetelerine bakıyordum. Günaydın Gazetesi'nin iç sayfasında bu odadaki masanın başında çekilen gözlüklü bir resmim vardı. Altında “Nermin Neftçi çalışma odasında” yazıyordu. Yazının başlığı mavi sütun üzerine beyaz harflerle “Özel frakı yetişmediği için Türkiye'nin ilk kadın başkan vekili toplantı yönetemiyor.” diye yazmıştı. İşin güzel tarafı yandaki resimdeydi. Terzim Ahmet Şafak'ın boy resmi, önünde, tahta manken üzerinde benim teğelli olan tayyörüm vardı. Altındaki yazı ise şöyleydi: “Başkan vekili Nermin Neftçi'nin, oturumları idare ederken giyeceği özel frak, erkek terzisi A. Şafak tarafından dikilmektedir. Terzi frakı salı günü teslim ederim diyor.”
Hemen terziye telefon açıyorum, “Nereden buldular bu resmi?, Nasıl çektirirsiniz benim iznim olmadan?” diye soruyorum. Meğer Örsan Öymen gitmiş benim selamımı bildirmiş. Bu kez, Öymen'i buluyorum. “Kardeşim niçin yaptın bunu bana? Herkes benim marifetim sanıp, propaganda yapıyorum zannedecek.” diye hafif yollu çatıyorum. “Aman Nermin hanım” diyor “Sen de... Verseydin de ne olurdu sanki? ... Niye üzülüyorsun?” Gerçekten de bu kıyafet meselesi kabak tadı vermişti. Yazılacak başka şey mi yoktu?..

Başkan Vekili Ben
Kürsüye çıkmadan bir gün önce heyecanlıydım. Elim hiç iş tutmuyordu. Herhalde beni alkışlayacaklardı. Erkek milletvekilleri kısa bir teşekkür konuşması yaparlardı. Ben ne söyliyecektim..? “İlk kez oturumu bir kadın arkadaşınız yönetecek.” demeli miydim..?” Bu makama ilk kez Mustafa Kemal'in oturmuş olduğunu hatırlatarak, gururumun sonsuz olduğunu söylemeli miydim? Bunlar benim düşünce ve duygularımdı. Ama sanki gururumun büyüklüğünü söylerken, kendimi methetmiş, ya da “Bakın işte ben bu mertebelere ulaşmış bir kadınım der gibi olmuyor muydu?" Bu bir çeşit erkek kadın ayırımı yapmak olurdu. Halbuki görev bir politikacının göreviydi ve o görevi de bir insan yapacaktı, öteki insanlar gibi.
Ertesi gün Meclis'e giderken eşime, “Kısa, öz, abartısız bir teşekkürle açacağım oturumu” dedim. Doğru buldu, o da aynı şeyleri bana söyleyecekmiş. Son zamanlarda onunla o kadar özdeşleşmiştik ki bir şeyi istemeden ben götürür verirdim, “Nereden bildin bunu istediğimi?” diye sorar. O ise kimi kere düşündüğümü ya da hissettiğimi benden önce söyleyiverirdi.
Kürsüye çıkar çıkmaz bir alkıştır koptu. Ve uzun sürdü. Otomatik cihazla yoklama yapılacaktı. “Çoğunluk vardır, 111. bileşimi açıyorum, Sayın milletvekillerinin naçiz şahsıma gösterdikleri itimat ve iltifattan dolayı teşekkür ederim efendim” deyip yerime oturdum. Flaşlar sönerken, fotoğraf makinalarını toplayan basın, dışarıya çıktı.
Sağ yanıma Kanunlar Müdürü Kazım Öztürk oturmuştu. Önümde ise iç tüzük vardı. Başkanlık kürsüsü Genel Kurul'dan o kadar yüksekte kurulmuştu ki önümdeki Genel Kurul'a sanki tepelerden bakıyordum. Halbuki bir başkan için milletvekillerinin yüzlerindeki mimikleri bile görebilmek önemliydi. Bu durum kürsünün bu azametli yapısı milletvekilleri ile divanın arasında kurulması gereken demokratik ilişkiyi önlüyor görüntüye sadece “otorite ile o otoriteye tabi olmak” temasını işliyordu. Çok ülke görmemiştim ama , demokrasinin beşiği olan İngiltere'de, sonra ABD'de hatta Lübnan'da bile başkanların durduğu yerler böylesine şaşaalı değildi. Mesela derdim içimden oturum yönetirken insan durumu yumuşatmak için demokrasinin salatası olabilecek bir espiriyi bu kürsüden yapamaz. Yapsa bile bu otorite saltanatı görüntüsü içinde kendisi gülünç duruma düşer. Allahtan arkamdaki panoda “Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir” yazıyordu. Atatürk'ün bu çok önemli düsturu bile iddiasız bir kürsüye daha çok yakışmaz mıydı? Ama yine de “alışırım” dedim içimden. Mikrofon bir harikaydı.
Meclisi çalıştırmaya başladım. Toprak Reformu Kanunu'nun üzerinde önerge olmayan maddeleri müzakeresiz oylanıyordu. Bu konuda genel kurul kararı vardı. Maddelere geçince de kalbimin atışları düzeldi. CHP'liler günlerden beri oturuma girmiyorlar engelleme yapıyorlardı. Nasılsa bugün, sıralarda CHP'li arkadaşlarımı görüyordum. Bir kadın üyenin başkanlığa çıktığı için miydi bu ilgi, sevinmiştim. 24, 25, 27 ve 30. maddeler görüşmesiz oylandı.
Balkonda dinleyiciler arasında küçük oğlum Sinan'ı ve eşimi gördüm. Senatör İnönü acaba benim için mi gelmişti? Millet Meclisi Genel Kurulu'na son zamanlarda sık sık geliryor olmuştu. Rastgele de gelmiş olabilirdi. Kendi sesimin mikrofonda böyle alto çıkması güvenimi arttırıyordu. Pek çok kongreler idare etmiş, mitinglerde konuşmuştum. Ama Genel Kurulu yönetmek apayrı bir şeydi. Pek çok mikrofonlardan topluluklara seslenmiştim. Bu kürsünün mikrofonu da başkayadı. Konuşana büyük katkı sağlıyordu sanki. Şeytanın bacağını kırmıştım.
O hafta çıkan “Hayat” dergisi iç sayfalarından birine, “Bayan başkanın icadı eteklikli smokin” diye bir manşet atmıştı. Kürsüde yönetimi uygulayan resmimin altına “Milletvekili seçildiği günden beri meclise, koyu renk ve ağır başlı tayyörlerle gelmeyi adet edinen Neftçi, Millet Meclisi Başkanlık kürsüsünden oturumu yönettiği günlerde giydiği kıyafeti biraz da bu yüzden hiç yadırganmadı.” diye yazıyordu.
Benim günlerden beri yazılıp çizilen bu kıyafet meselemin neden bu kadar önemli olduğunu şimdi anlıyorum. Bu çok sığ gibi görünen biçimsel merakların altında önem taşıyan bir husus vardı. Görev yaparken davranışlarımda, kadınca bir duygu yüklemesi yapmadığım, sözler sarfetmediğim ve buna çok dikkat ettiğim halde 400 küsur erkek milletvekilinin, şu yüksek başkanlık kürsüsüne oturarak, oturum yönet memi asıl onlar yadırgıyor, bana bir kadın olduğumu onlar hatırlatıyordu. Benim anlayışım ve bu yönde davranışlarımla, onlarınki arasında bir terslik vardı. Bu ters bakış kıyafetimde simgeleşiyordu.
Hayat dergisinin içindeki uzunca yazıda; “Kadınlar erkeklerle aynı haklara sahip olarak kendilerini temsil etmelidirler. Ne fazlası ne de eksiği ile.” Bu sözler tam bir yıl önce Neftçi'nin söylediği sözlerdi.” diye yazıyor ve şöyle devam ediyordu. “İlk kadın meclis başkan vekili hukuk mezunu, 7 yıldır anayasa komisyonunda üye olarak vazife gören ve yeni meclis iç tüzüğünün hazırlanmasında emeği geçen Neftçi, ”Bu çalışmalarımdan dolayı akla geldiğimi sanıyorum.” diyor. Hayat Dergisi bunları yazarken 21.05.1973 günlü İstanbul Gazetesi, “Kulis”den sütununda şöyle diyordu ;

“Biz icabında evde hanımımıza ve çocuğumuza söz geçiremeyip, Yahu bir kadını idare etmek, devleti idare etmekten zormuş deyip işin teselli tarafını ararken, bir hanım Cumhuriyet tarihinde ilk defa 450 sandalyeli millet meclisini yönetti. Hanım parlamenter, hanım bakan derken bu kez de hanım başkan vekili. Şimdi düşünüyorum da 450 sandalyeli parlamentoya hükmeden bir hanım, evde ne yapacak ve evdeki otorite ne olacak?”
Bu Soruya Cevap
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Demokrasinin Kilit Taşı - 30
  • Parts
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 01
    Total number of words is 2766
    Total number of unique words is 1733
    28.6 of words are in the 2000 most common words
    41.5 of words are in the 5000 most common words
    48.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 02
    Total number of words is 2751
    Total number of unique words is 1773
    28.1 of words are in the 2000 most common words
    39.9 of words are in the 5000 most common words
    47.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 03
    Total number of words is 2912
    Total number of unique words is 1925
    29.4 of words are in the 2000 most common words
    41.4 of words are in the 5000 most common words
    48.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 04
    Total number of words is 2799
    Total number of unique words is 1834
    28.9 of words are in the 2000 most common words
    42.4 of words are in the 5000 most common words
    49.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 05
    Total number of words is 2866
    Total number of unique words is 1813
    29.5 of words are in the 2000 most common words
    41.6 of words are in the 5000 most common words
    49.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 06
    Total number of words is 2863
    Total number of unique words is 1758
    28.9 of words are in the 2000 most common words
    40.7 of words are in the 5000 most common words
    49.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 07
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1790
    29.2 of words are in the 2000 most common words
    41.0 of words are in the 5000 most common words
    48.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 08
    Total number of words is 2894
    Total number of unique words is 1875
    28.6 of words are in the 2000 most common words
    41.6 of words are in the 5000 most common words
    48.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 09
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1853
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    48.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 10
    Total number of words is 2882
    Total number of unique words is 1823
    30.2 of words are in the 2000 most common words
    42.5 of words are in the 5000 most common words
    49.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 11
    Total number of words is 2850
    Total number of unique words is 1850
    29.1 of words are in the 2000 most common words
    41.3 of words are in the 5000 most common words
    48.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 12
    Total number of words is 2832
    Total number of unique words is 1855
    27.6 of words are in the 2000 most common words
    39.3 of words are in the 5000 most common words
    46.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 13
    Total number of words is 2832
    Total number of unique words is 1794
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    39.4 of words are in the 5000 most common words
    46.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 14
    Total number of words is 2916
    Total number of unique words is 1735
    29.8 of words are in the 2000 most common words
    43.1 of words are in the 5000 most common words
    51.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 15
    Total number of words is 2837
    Total number of unique words is 1827
    28.8 of words are in the 2000 most common words
    42.6 of words are in the 5000 most common words
    49.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 16
    Total number of words is 2877
    Total number of unique words is 1785
    31.8 of words are in the 2000 most common words
    45.3 of words are in the 5000 most common words
    53.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 17
    Total number of words is 2838
    Total number of unique words is 1848
    29.8 of words are in the 2000 most common words
    43.3 of words are in the 5000 most common words
    50.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 18
    Total number of words is 2762
    Total number of unique words is 1715
    29.1 of words are in the 2000 most common words
    41.9 of words are in the 5000 most common words
    48.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 19
    Total number of words is 2846
    Total number of unique words is 1837
    28.5 of words are in the 2000 most common words
    42.3 of words are in the 5000 most common words
    50.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 20
    Total number of words is 2952
    Total number of unique words is 1745
    30.6 of words are in the 2000 most common words
    43.8 of words are in the 5000 most common words
    50.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 21
    Total number of words is 2899
    Total number of unique words is 1813
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    40.4 of words are in the 5000 most common words
    47.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 22
    Total number of words is 2804
    Total number of unique words is 1692
    27.9 of words are in the 2000 most common words
    39.3 of words are in the 5000 most common words
    47.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 23
    Total number of words is 2936
    Total number of unique words is 1715
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    48.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 24
    Total number of words is 2940
    Total number of unique words is 1666
    28.0 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 25
    Total number of words is 2940
    Total number of unique words is 1705
    30.3 of words are in the 2000 most common words
    43.3 of words are in the 5000 most common words
    50.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 26
    Total number of words is 2892
    Total number of unique words is 1840
    27.4 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 27
    Total number of words is 2928
    Total number of unique words is 1711
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.9 of words are in the 5000 most common words
    47.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 28
    Total number of words is 3028
    Total number of unique words is 1793
    31.4 of words are in the 2000 most common words
    42.9 of words are in the 5000 most common words
    49.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 29
    Total number of words is 3007
    Total number of unique words is 1807
    29.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    47.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 30
    Total number of words is 3070
    Total number of unique words is 1785
    28.7 of words are in the 2000 most common words
    41.0 of words are in the 5000 most common words
    48.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 31
    Total number of words is 3021
    Total number of unique words is 1916
    27.0 of words are in the 2000 most common words
    39.1 of words are in the 5000 most common words
    46.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 32
    Total number of words is 2981
    Total number of unique words is 1848
    30.8 of words are in the 2000 most common words
    44.1 of words are in the 5000 most common words
    50.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 33
    Total number of words is 3039
    Total number of unique words is 1886
    28.1 of words are in the 2000 most common words
    40.1 of words are in the 5000 most common words
    48.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 34
    Total number of words is 2892
    Total number of unique words is 1713
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    39.1 of words are in the 5000 most common words
    45.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 35
    Total number of words is 3073
    Total number of unique words is 1897
    27.4 of words are in the 2000 most common words
    40.1 of words are in the 5000 most common words
    47.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 36
    Total number of words is 3000
    Total number of unique words is 1810
    27.3 of words are in the 2000 most common words
    39.5 of words are in the 5000 most common words
    47.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 37
    Total number of words is 2922
    Total number of unique words is 1751
    27.9 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 38
    Total number of words is 2910
    Total number of unique words is 1741
    26.0 of words are in the 2000 most common words
    37.9 of words are in the 5000 most common words
    44.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 39
    Total number of words is 1792
    Total number of unique words is 1162
    30.5 of words are in the 2000 most common words
    43.0 of words are in the 5000 most common words
    50.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.