Demokrasinin Kilit Taşı - 28

Total number of words is 3028
Total number of unique words is 1793
31.4 of words are in the 2000 most common words
42.9 of words are in the 5000 most common words
49.7 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
“Sayın İsmet İnönü'nün CHP'den istifa mektubunu aldım. Takdirinin böyle olmasını saygıyla, fakat elbette üzüntüyle karşıladım. Sayın İsmet İnönüinün devlete ve Cumhuriyet Halk Partisi'ne hizmetleri elbette unutulmayacaktır. Kendilerine esenlik ve mutluluk dolu uzun ömürler dilerim.”
Ecevit'in ilk kez CHP Genel Başkanı olup da “Özel kurultayda” yaptığı konuşmayı anımsıyordum. Şöyle demişti:

“Ben Sayın İnönü'nün yerini almıyorum. Sayın İnönü'nün yeri her mevkiin üstündedir. O büyük insanın varlığından, tecrübesinden ve üstün niteliklerinden nice yıllar ışık alabilmemiz içten dileğimdir.”
İnönü'nün Genel Başkanlık'tan istifası üzerine Merkez Yönetim Kurulu'nun basına açıklamasının sonunda ise şu son paragraf göze çarpmıştı.

“İnönü'nün her konudaki irşat ve rehberliğine müracaat edileceği, çünkü onun bu çeşit davranışlarının, CHP'yi güçlendireceğine inanılıyor.”
deniyordu. İnönü gibi politikada en büyük güç doğruluktur, yalan söylememektir diyen bir süper karakter, bu sözlerin politika alanındaki erdemini ve inceliğini söylendiği gibi dürüstçe anlar ve beklerdi elbet. Aylardan beri savunduğu tüzük kaidelerine kulak asılmamış, aksi davranışların içine girilmiş, yüksek haysiyet divanı giyotin gibi işletilmiş, Merkez yönetimi ile grup çalışmaları konusunda toplayıcı olunamamış, sağ kanat milletvekilleri çil yavrusu gibi dağıtılmış, İnönü hep beklemiştir. İsmet Paşa'nın bu kere beklediği, sanırım birçok konuda kendisine ters düşenlerin, memleket çapında önemli meselelerde, gene nasıl hareket edileceğidir. Çünkü Paşa'nın partisinden de fazla önem verdiği konu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin demokratik sistem içinde süregelmesi, gelişmesi ve topluma daha çok yararlı olmasıdır. Özet olarak söylemek gerekirse; O, İsmail Cem'in deyişiyle “rejimin akıllı bekçiliğini yapmaktaydı”
Hükümetin teşkilindeki AP'li ve CHP'li üyeler, parlemento çoğunluğunun temsilcileridir ve normal rejime açılışta önemli rol oynayarak, denge unsuru olacaklardır. Erim kabinesi sırasında AP'nin üyelerini çekmemesi için yaptığı çalışmalar ve çırpınmalar ve bu duruma engel oluşlarıda aynı gerekçelere dayanmakta idi. Ama o zamanlar İnönü, memlekettte her zaman önemli rolleri olan CHP'nin Genel Başkanı olarak bulunuyordu. Şimdi ise, CHP Meclis Grubunun mütevazi bir üyesi ve Malatya Milletvekili olarak beklemiş CHP' nin yeni politikacılarının, en önemli memleket meselelerine, sanki bir parti içi politikası imiş gibi baktıklarını görmüştü. Bu yeni yöneticiler kendilerine göre bir parti yaratırken İsmet Paşa artık inandığı ilkelerin dışına çıkan bir partinin içinde kalmak istememiş istifa etmiş ve senatörlüğü seçmiştir. Ona göre ülkenin içinde bulunduğu en kritik bir dönemde oynanan bu partisel oyunların hiç bir anlamı yoktur.
Ecevit'i düşünüyordum. Siyasi yükselişini büyük çapta borçlu bulunduğu, eski Genel Başkanı'na acaba hiç danışmıyor muydu.? Belki de danışmıştı da bizim haberimiz yoktu. İnsan uzun yıllar politikanın acımasız çarkları ve etkileri içinde nasılda değişebiliyordu. İnönü'nün CHP'den istifa kararını duyar duymaz bende partiye gidip istifa dilekçemi bıraktım. Aslında içimdeki politika yapma isteğini de birlikte bırakmıştım. 16 Kasım günü Meclis kulisinden lacivert kostümü içinde, koltuğunda çantasını taşıyan İnönü, Malatya milletvekilini yanına almış senato kapısından içeri giriyordu. Kürsüde AP Senatörü Macit Zeren başkanlık sandalyesinden oturumu açtı : “Sayın İnönü Anayasamızın 7. Maddesinden doğan bir hakkı kullanmak istediler. Geçen bileşimde kendilerinin senatoya katılacaklarını bildirmiştim. Şimdi kendilerini yemin için kürsüye davet ediyorum. Sayın İnönü buyurunuz.” dedi. Biz de bu kere yemin eden tabii senatör, İnönü'yü alkışladık.

Dökülenler Toplanır
Meclis'in üst katındaki komisyon odalarından birisinde toplantı var dediler. CHP'yi İnönü ile birlikte bırakanlar, bizden önce ayrılanlar bir araya gelmiştik. Feyzioğlu, K. Satır daha birkaç kişi konuştu. Gözüm, benim gibi ortanın solunda olup da İnönü ile birlikte ayrılmış olanları aradı. Muammer Erten, Lebit Yurdoğlu, Seyfi Sadi Pencap, Nazif Aslan, M. Kemal Palaoğlu ve İsmail Arar'ı gördüm. İsmet Paşa toplantıya gelmemişti.
Konuşanların bir kısmı yeni bir parti kurulmasını istiyor, bir kısmı mevcut bir partide birleşmeyi savunuyordu. Eskiden ayrılmış olanlar ve Feyzioğlu taifesi belli bir alışkanlığın verdiği politika bilinci içinde konuşuyorlardı. Biz yeni ayrılanlar ise şaşkındık. Bu toplantı bana anlamsız geldi. Kendimi orada iğreti, kararsız ve çaptan düşmüş hissediyordum. Bir ara gözlerim yaşardı. Çevreme bakındım. Kimse benimle meşgul olmuyordu. Odanın karşısında tuvalet vardı, oraya gittim, yüzümü yıkadım Pencereyi açıp temiz havayı kokladım. Çıktığımda kapının önünde basın vardı. Hemen beni çevirdiler.
– “Yeni parti ne zaman kurulacak?”
– “Başka gelecekler var mı?”
– “Feyzioğlu'nun partisine mi giriyorsunuz? gibi bir çok sorular.
– ”Bakın,” dedim. “Sadece konuşuluyor alınmış hiçbir karar yok. Size bir şey söyleyemem. Benim ise hiç bir partiye girmeye niyetim yok.”
O gün bir karar alınmadan dağıldı herkes. Sadece basına, “bunalım yaratacak her türlü hareketin karşısında olacağımızı” duyurmuştuk.
Ecevit İzmir'de çıkan bir dergiye beyanat vermişti. “Seçimlerin zamanında yapılmasını, seçilme şansımız olmasa bile istiyoruz” diyor, “Partiden ayrılan bazı kişiler için göz yaşı da dökülmediğini.” Söylüyordu. Meclis kulislerinde amaçsızca dolaşıyorduk. İçimiz CHP'liydi. Görünürde ise bağımsız olmuştuk. Beni avutan tek şey ise, İnönü ile birlikte ayrılmış olmamdı. Hepimizin politik yaşamında onun derin izleri vardı. Bu izleri zamanla Ecevit'çiler de hissedeceklerdi. Basın bize en çok uyan ismi bulmuştu.“Bağımsız CHP'liler” demişti. Sanki biz CHP'yi bırakmamıştık da başta İsmet Paşa olmak üzere partimiz misyonumuzun varlığı elimizden alınmıştı. Atatürkçü bir cephe kurulacak sözleri ortada dolaşıyordu. İnsan CHP için göz yaşı dökerdi, insan İsmet Paşa için de göz yaşı dökerdi.
Turhan Feyzioğlu 1950 senesinden bu yana Nizam'ın da benim de arkadaşımızdı. Bir gün bizi davet etti, uzun uzun konuştuk. Bağımsız CHP'lilerin kendi partisinde toplanmasını istiyordu. Atatürk ilkelerine ise “Halkçılık” dışında inanıyordu. O gün çok tartıştık. Halkçılığın solculuğu tedai (akla getirdiğini) ettiğini söyledi. "Halk yanlış anlıyor" diyordu. O kongrelerin mitinglerin aranan adamı Feyzioğlu'na böyle ne olmuştu? Yanından hüzün duyarak ayrıldık. Taş yerinde ağırmış meğer. Hiçbir partiye girmeme kararım içimde kesinleşti.
Bir gün de İsmet Paşa'yı ziyarete gittik. Bahçede yürüyüş yapıyordu, beni elimden tuttu, Nizam'ı da öteki yanına aldı. Birlikte yürümeye başladık. Koruması ve sekreter Gültekin biz gelince uzaklaştılar. İyi görünüyordu, dinlenmişti. Üzülmesin diye ona kendimi kötü hissettiğimi söylemiyordum. Onunla bağımsız CHP'lileri, toplantıları ne yapacağımızı konuştuk. Feyzioğlu ile konuşmalarımızı anlattık. Dolaşma saati bitince içeri girdik. Hanımefendi bizlere de Paşa'nın sütünden ikram etti. Sonra müsaadesini istedik. Ayrılırken;

– “Paşam” dedim “Ben hiçbir partiye falan girmiyeceğim. Seçimden sonra bir iş bulup çalışacağım.”
– Düşün bakalım, iyice düşün. Acele karar verme, gene görüşürüz.” dedi. Eve dönerken eşim;
– “Politikayı bırakma kararından pek hoşlanmadı galiba.” diyordu.

Feyzioğlu, dağılanları hemen toplayamadı. Bir çokları, “Yahu” diyordu, “İçimizi dışımızı CHP'li hissederken nasıl gidip başka partiye girilir?..”
Bizim bağımsızlığımız sürerken, meclis gündemine önemli konular gelmişti. Cevdet Sunay'ın görevinin iki yıl daha uzatılması, bunun için anayasa değişikliği yapılması, üniversite reformu, toprak reformu, iç tüzük konuları gibi... Partilerin gurupları toplanıyor, bu konulara ilişkin kararları görüşüyordu.Ben meclisde anayasa komisyonunda iç tüzük çalışmalarına katılmıştım. Komisyondan çıkan tekliflerde benim de imzam vardı. İç tüzük meclisde görüşülürken bir konuşma da ben yaptım.
Ecevit sık sık gazete manşetlerinde idi. Gündemdeki konular hakkında partisinin görüşlerini anlatıyordu. İsmet Paşa CHP'yi bıraktıktan sonra, gazete manşetleri de o'nu bırakmışlardı. CHP Devlet Güvenlik Mahkemeleri ve sıkı yönetimde gözaltına alınmalarla ilgili yeni anayasa tadil teklifleri vermiş, AP, DP, MGP karşı çıkmıştı.
Yeni yıl nedeniyle, Çankaya'da bir resepsiyon vardı. O gecenin ilginç siması senatör İnönü idi. Mevhibe İnönü ile birlikte oturduğu köşede, başta Cumhurbaşkanı Sunay olmak üzere, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Faruk Gürler ve Muhsin Batur yanyanaydılar. Her gelen davetli önce İnönü'nün daha sonra ötekilerin elini sıkıyor, İnönü elini sıkanlara hatır soruyordu. Faruk Gürler'in bir ara yüksek sesle; “Paşam başımız sıkışırsa yine size geleceğiz” dediği duyulmuştu. Bu söz salonda fısıltı halinde dolaştı durdu. Acaba mustakbel Cumhurbaşkanı adayı, İnönü mü, yoksa Faruk Gürler mi? tahminleri yürütülüyordu.
Aslına bakarsak, İsmet Paşa'nın cumhurbaşkanlığı, reformların daha fazla dejenere olmadan çıkmasını, rejimin demokrasiye daha hızlı açılmasını yoluna koyar, Türkiye'nin dünyadaki itibarına olumlu gelişmeler katardı. Bunlar memleket yararına olan gerçekçi ölçülerdi de. Siyasi partiler onun gibi bir siyaset devini kendi çıkarlarına uygun bulurlarmıydı? Ordu kendi üstünde söz geçiremiyeceği bir otoriteyi ister miydi? En tepedeki görüşmelerden, yaklaşımlardan haberimiz olmuyordu.

Seçmenlerim
Ocak ayının ortalarından sonra, Doğu Anadolu'da kış bütün şiddetiyle bastırdı. Isı gene eksi 30'lara düştü. "Murat'la Karasu nehirleri donmuştur" diye düşünüyordum. Dağlardaki karlar eriyince, bahara doğru her sene olduğu gibi su taşkınları başlayacaktı. Gene Muş Ovası'nda sular tarlalardaki toprakları sürükleyip götürecek, gene ekinler çürüyecekti. Bunları drene etmek için drenaj çalışmaları çok yavaş yürümekteydi. Büyük bir projeydi, çalışmaları dikkatle izlemekteydim. Bu durumlara boyun eğmek Muşluların kaderi olmuştu. Geçmiş senelerin birinde sel aniden bastırmış gelin alayını alıp götürmüştü. Ben bir muhalefet milletvekili olarak ancak, işleri izliyor ve onlara ne safhada olduğunu iletebiliyordum. Meclis Başkanlığına, çeşitli bakanlıkların cevaplandırmasını istediğim konuları içeren yem ve yakacak sıkıntılarını ve ihtiyaçları bildiren yazılı sorular verdim. Yazılı sorularımıza, bakanların verdiği cevapları seçmenlerime gönderir, onların işlerini izlediğimi kanıtlardım.
En son gidişimde beni her zamanki içtenlikleriyle karşıladılar. Karın soğuğun ak beyazlığın altında sanki ezilmiş büzülmüş gibiydiler. Köy yolları kapalıydı. Atlarına binerek yanıma gelenler vardı. O nasırlı gübre kokan ve benim saygı ile anımsadığım elleriyle tutup benim elimi öpüyorlardı. Üstlerinde kalın giysileri başlarında sargılarıyla.
Çaylarımızı içtiğimiz il merkezi olarak da kullanılan dükkanda ben durumumu anlatırken onlar, çile içinde yoğrulmuş zor şartlarda yaşayan insanların abartısız anlayışıyla beni dinliyorlardı. Sanki yeni yeni alıştıkları, umuda kapıldıkları bir şey ellerinden alınıyormuş gibi boyunlarını büküyorlardı. Sabırlı idiler, ne yapalım kısmette bu da varmış havasındaydılar.
– “Size sekiz sene hizmet vermiş olduğum Muş'dan bir daha aday olmayacağımı zaten söylemiştim. Şimdi farklı olan benim partiden ayrılmamdır. Önümüzdeki seçimlerde hiçbir yerden aday değilim. Ben bu sefer sırf veda etmeye geldim.”
– “Yazık, yazık. Vah, vah.” diyor ellerini dizlerine vurarak söylüyorlardı bunu. Varto depreminde ölülerinin arkasından ağlarken de böyle yapmışlardı.
Bütün bu acıklı finaldeki duygularım ise şöyleydi:
Şu anda ne bir oy kaygısı vardı ne bir milletvekilinden elde edilecek kişisel çıkarlar. Bu üzüntü seçim ya da kongre kaybetmenin üzüntüsü değildi. Seçilenle seçenlerin, kader birliği yapmış olanların, umutların, dostlukların, birbirine inanmış insanların yitirilmesinden meydana geliyordu. Onları yarı yolda bırakmışçasına bir mahcubiyetin içindeydim.”Hemen kederlenmeyin” dedim. “İleride kendinize benden daha iyi millet vekilleri bulacaksınız. Sonra ben hemen gitmiyorum ki. Allah bilir seçim ne zaman yapılacak. Seçimden sonra da Ankara'da olacağım. Muş'un bir hemşehrisi sayıyorum kendimi. Her çeşit dertlerinizle uğraşacağım.”
Gene istasyona gelip beni geçirdiler, gene el salladılar. Onlardan hiç hediye kabul etmezdim. Yasaktı. Bir iki kez getirdikleri otlu peynir, bal gibi şeyler hep geri gönderilmişti. Bu kere getirdikleri kara yağlıboya teneke bir tepsiydi. Üzerinde sarı yaldız çiçek vardı. Onu kabul ettim. Yaldızlarının yarısı silinmiş olarak hala kullanıyorum. Muşluların bana verdiği o çok değerli oylarından başka, onlardan bana güzel anılar bir de bu tepsi kaldı.

Seninki Ne Yapıyor?
Nizam, ben Muş'da iken Paşa'yı ziyarete gitmişti. Paşa; “Seninki ne yapıyor?” diye sormuş. "Paşam Muş'a veda ziyareti yapmaya gitti. Seçimlerden sonra iş arayacak politikayı bırakıyor” demiş. Paşa'nın sütünü içerek Ali Uzun lokumunu da yerken, biraz eski partimizden konuşmuşlar. Paşa ;”Ben onun arkadaşlarından ayrılmasını istemiyorum. Söyle ona bir cephe oluşturulursa onlarla birlikte olsun, onlardan ayrılmasını istemiyorum. İş meselesinin de icabına bakılır, üzülmesin.” demiş.
Ankara'ya döndüğümde, Cumhurbaşkanının kim olacağı Meclis'in ve bütün politika sathının yazılı olmayan gündemindeydi. Herkes kendine göre bir cumhurbaşkanı seçer olmuştu. Ocak sonunda, Sunay'ın görev süresinin iki yıl daha uzatılması konusu ilk kez görüşülmek üzere bakanlar kuruluna geldi. Gazetelerde Cevdet Sunay'ın AP ve CHP liderleriyle görüştüğü yazılmıştı. Gene gazete haberlerine göre, Demirel, “Bu işin bir anayasa meselesi olduğunu, bazı şartlarla, mesela seçimlerin zamanında yapılması şartıyla kabul görebileceğini” söylemiş. Sabit Osman Avcı'nın ya da Faruk Gürler'in adını da ortaya atanlar vardı. CHP Genel Sekreteri Kırıkoğlu ise, Melen'e “Biz teklif getiremeyiz ama teklif geldiği zaman. yetkili kurullarda görüşürüz” demişti. Artık Ankara ilindeki kulisler gazetelere aksetmeden yürüyormuş ve bizim bunlardan haberimiz olmuyormuş. Partiler, partilerdeki yetkili kişiler, cumhurbaşkanı, ordu ve hükümet arasında neler konuşuluyordu bilemiyoruz. Belki de hiçbir şey konuşulmuyor bekleniyordu.
Süleyman Demirel, 26 Ocak 1973 tarihinde, “Parlamento iradesine ipotek konulumaz, kimin cumhurbaşkanı olacağını meclis zamanı gelince halledecektir” diye konuştu. Bu kadar meraka rağmen ortada henüz adaylığını koyan, başka bir deyişle adaylığı konulan bir isim olmadığı gibi, Sunay'ın görevini iki yıl uzatılmak isteniyorsa, anayasa değişikliği için verilmiş bir teklif de yoktu.
Dünyada önemli konular vardı. Vietnam Savaşı son bulmuştu. Avrupa Konseyinde 19 parlamenter sırf Türkiye'deki durumlar için özel bir komisyon kurulmasını istemişti. Başbakan Melen, “Birkaç sosyalist mebus Türkiye'nin kaderiyle oynayamaz” diyordu. Parlamentodaki görüşmeler hızlı ve çatışmalı bir duruma gireceğe benziyordu. Bütçe açığının iç borçlanmalarla kapatılmak istenmesi, sıkı yönetimin uzaması, askeri mahkemelerin ellerinde bulunan davaların çokluğu, üniversite reformunun üniversite özerkliğini kısması bu istidadı taşımaktaydı. Mesela, sıkı yönetimle ilgili oylamada CHP red oyu kullanmıştı.
2 Şubat günü, Başbakan Melen, Senato'da bir konuşma yaptı:

"İşkence iddiaları ciddi değildir. Polis dünyanın her yerinde bir şeyler yapar. Devlet dairelerinde komünistlerin bulunduğu asılsızdır. Sıkı yönetim bir yıl daha devam edecektir.” diyordu.
Güç Birliği ve Neftçi'nin Fantazisi
30 Şubat günü “Atatürkçü Cephe'de Güç Birliği” adını taşıyan bir protokol imzaya açıldı. 1- Atatürkçü ve Milliyetçi bir cephe kurulmuştu. Cephenin sosyal ve ekonomik görüşü açıklanıyor, sosyal adaletçi ve karma ekonomi ölçüleri belirtiliyordu. 2- aşırı sağ ve aşırı sola kapalı bir cephe kuruluyordu.
Güven Partisi ve Cumhuriyetçi Parti son büyük kongrelerini yaparak bu cepheye katılma kararını alacaklardı. Bağımsız CHP'lilerden de isteyenler bu cepheye katılabilirdi.
İçimdeki politika hevesi bitmişti. Herhangi bir partiye girme arzusu duymuyordum. Kıramıyacağım o büyük insanın Nizam'a söylediği sözler geliyordu aklıma. “Arkadaşlarından ayrılmasın, cepheye dahil olsun.”
Lebit Yurdoğlu ile birlikte, eskiden Sağlık Bakanlığı olan binaya gittik. Bir ara Muammer Erten'i gördüm koridorda. Protokol defteri katılanlara açılmıştı. Orhan Öztrak, Emin Paksüt odada idiler. Turan Feyzioğlu da geldi. Hal hatırdan sonra, ben;

– “Bakınız” dedim. “Atatürkçü Cephe dendiğine göre, Atatürk'ün 6 ilkesine inanılıyor, bunlar aynı zamanda CHP'nin ilkeleri. Öyle değil mi?”
– “Öyle ama bunu basına açıklamıyoruz.” dediler . Aklıma Turan Feyzioğlu ile konuşmamız sırasındaki “halkçılık” hakkındaki sözleri geldi.
– “Kusura bakmazsanız benim imzamın yanında ilave bir şerhim olacak. Ancak böyle girebilirim” dedim.
– “Ne gibi?” diye sordular.
– “Atatürk ve İnönüinün yolunda gidilebildiği sürece ben bu cephede olabilirim.”
– “Basına açıklamamak kayıt ve şartıyla olur.” dediler. Lebit Yurdoğlu, “ben açıklarım” dedi ve imzalamadı.

Bu cephe kalıcı olurmuydu? Atatürkçü bir kimlikle süregelirse yaşatılabilirmiydi? Zaten politikayı bırakıyordum. Bu benim için geçici nikâh olacaktı.
30 Şubat 1973
“Atatürk ilkelerine sadık kalındığı sürece bu birliğe katılmaktayım”
Nermin Neftçi
cümlesini yazdım. Belgede kalsın istedim. Amacım sadece vicdanımı rahatlatmaktı. Kim bilir bu cephe belki de Atatürkçü kimliği ile yaşatılabilirdi. Böylece yedek halk partisi gibi bir kenarda beklerdi. Halk Partis'nin şimdiye dek, iktidara gelemeyişi, Ecevit'in dediği gibi ordunun ikiz kardeşi olmasından kaynaklanıyorsa, orduya karşı çıkmış bir Ecevit'in ortanın solundaki CHP'si, seçimlerde iyi sonuç alır, başarıyı CHP'yi koruyarak, büyüterek sürdürürse, o zaman 12 Mart yeni bir lideri ülkeye kazandırmış olurdu ki benim gibi yanılan politika emeklilerine “pardon” demek düşerdi.
Yok eğer Ecevit partiyi duvara toslatır da tuzla buz ederse, işte o zaman benim senaryom Türkiye sathında yazılmaya başlamış olacaktı. Bir Atatürkçü cephe vardır. Bu cephe cumhuriyeti koruyucu bütün ilkeleriyle devreye girer kendi temelleri ve hudutları içinde dünyadaki çağdaş ve sağlam örnekleri gibi gelişebilirdi. Bu bir fantazi idi biliyordum. Ama fantaziler insanın bunalıma girmesini de önlermiş deniliyorya.. Böylece ben Atatürkçü cepheye girerek bir bakıma basının bizi nitelediği gibi “bağımsız CHP'liliğimi” galiba içimde sürdürüyordum. O sıralar Milliyet Gazetesi'nde Apdi İpekçi şöyle yazıyordu:

“Toprak ve maden reformu tasarıllarını hazırlamakla görevli bakanların başında sol eğilimli bakanlar yoktur. Hükümetin başında ise her türlü sol görüşe karşı çıkan bir başbakan vardır. Buna rağmen öyle bir hükümetin getirdiği tasarılar dahi Meclis çoğunluğunca “solcu” sayılmış ve kökten değişikliklere uğramıştır.”
Bu doğruydu ama, toprak ve maden reformunun başında sol tandanslı reformist bakanlar olsalar bile tek başlarına ne yapabilirdi? Meclis çoğunluğu bu reformlara karşı çıkmayacakmıydı? CHP'nin Türkiye gerçeklerine göre hazırlanmış reform tasarıları varmıydı? Mesele yalnız “Toprak işleyenin, su kullananın” demekle mi kalmıştı? Tarımda verimlilik konusu incelenmiş miydi? Madencilik reformuna katı bir devletçilik gözüyle mi bakılıyordu? Yalnız başına devletin bu reformu gerçekleştireceği konusunda CHP'nin hazırlıkları nelerdi? Politika da laflamak ,en ucuz, en kolay şeydi. Zor olan söyleneni yapabilmek değilmiydi..?

Cumhurbaşkanı Kim Olacaktı ?
Cumhurbaşkanlığı için adaylığını koyan üç kişi vardı. Orgeneral Gürler ordudaki görevinden istifa etmiş, boşalan bir senatörün yerine atanmış ve cumhurbaşkanlığına aday gösterilmişti. Ayrıca 12 Mart Muhtırası'nda imzası bulunan bir orgeneralin adaylığını hazmedemeyen Tekin Arıburun ile Bozbeyli de aday olmuşlardı. Turan Güneş o günleri anlatırken şöyle demişti;

“Bir gün genel başkanın odasına gittik. Orada Ferda Güley, Mustafa Ok vardı. İkisi de genel başkanı ziyarete gelmişlerdi. Cumhurbaşkanlığı konusu açıldı. Ben Gürler'in aleyhinde oy kullanılmasını istiyordum. Görüşmenin sonunda anlaşıldı ki hepimiz Gürler'e oy verilmemesi kanısındayız.
Cumhurbaşkanlığı gibi bir makama, siyasi aksiyon yeri olmayan bir yere Gürler'in getirilmesi cumhurbaşkanlığının mahiyetini değiştirecekti. Cumhurbaşkanlığı gibi tarafsız olması gereken bir yere 12 Mart Muhtırası'nı imzalıyarak eyleme girmiş bir kişiyi getiremezdik. Eğer getirirsek, ondan sonra olacak veya olabilecek şeylerin sorumluluğunu da omuzlamamız gerekirdi. Genel Başkanın da böyle düşünmesine çok sevindim.”

Kırıkoğlu ise, Gürler'i tutuyor deniliyordu. Ecevit'in bu konudaki bildirisine karşı çıkmıştı. Grubun tutumunu gören Ecevit'de oylama konusunu serbest bırakmış deniliyordu. Meclis Genel Kurulunda 4. kez turlar dönüyor, dördünde de cumhurbaşkanı adaylarından hiçbiri yeterli oyu toplayamıyordu. Localar hınca hınç doluydu. Herkes yeni seçilecek Cumhurbaşkanını merak ediyordu. Şeref locasında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Semih Sancar'ın ve 52 generalin yıldızları parlıyordu.
Oylamadan sonra komutanlar, Melen, Çankaya'da Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde toplanmışlardı. Seçime bir gün ara verildi. Gazetelerin manşetleri; “Çözüm yolu için temaslar yapılıyor. Yeni bir formül üzerinde duruluyor” diye yazmıştı.
Yeni formül “Sunay'ın görev süresinin iki yıl daha uzatılması ve bunun için gerekli olan anayasa değişikliğinin yapılmasıydı.” Sunay gene parti başkanlarıyla görüşüyordu. Partiler ise “Cumhurbaşkanlığı için kimseye söz vermedik” diyordu. Associated Press muhabiri, İnönü ile bir söyleşi yaptı. Muhabirin sorusu şöyleydi:

– “Parlamento sizi devlet başkanlığı görevine tekrar davet ederse kabul eder misiniz?
– ”Özel bir hırs içinde değilim. İyimserliğimizin sebebi, askerlerin siyasi partileri demokratik hayatımızın vazgeçilmez unsurları olarak sayması, partilerimizin de memleket hayatında askerlerin taşıdığı büyük sorumluluğu idrak etmeleridir”

diye cevapladı. Atatürkçü Cephe ve Güç Birliği'nden (CGP) Cumhuriyetçi Güven Partisi doğmuştu. 44 milletvekili ve 12 senatörü oldu. Bu durumda Meclis Başkanlık Divanı ve komisyonlardaki parti temsilcisi oranları da değişti ve CGP'ye iki başkan vekilliği düştü. Kulisde rastladığım Feyzioğlu ; “Nermin Hanım, sen eskiden beri Başkan vekili olmayı isterdin. Düşün olur mu? Sana bu görevi vereceğiz. Yıllarca anayasa komisyonunda ve iç tüzük üzerinde çalıştın, bunların tatbikatını yapmak istemez misin? iyi düşün.” dedi. Gerçekten ben Başkan vekili olmayı CHP'nin içinde iken de çok istemiştim, hakkımda yazılar çıkmıştı.

Geçmiş Zaman Olur ki
Eskiden gönlümde yatan böyle bir aslan vardı. Politik misyonumun içinde bulunduğum zamanlar meclis başkanı ya da başkan vekili olarak meclisi yönetebilmeyi, genel kurulda oturduğum zamanlarda, ilk kez bilincimin altında hissetmiştim. Sonra CHP'yi temsilen Anayasa Komisyonu Üyesi olduğumda, Meclis İç Tüzüğü üzerinde ciddi olarak çalışma yapan 4-5 milletvekilinden birisiydim. Çalışmalar komisyonda uzadıkça genel kuruldaki oturumu yöneten başkan vekillerini inceleyerek, onların başarılı yönlerini, zayıf taraflarını anlayabiliyor ve konuya artık tüzükçü gözüyle bakabiliyordum. Benim başkan vekili olma isteğimi Ecevit biliyordu, aramızda konuşmuştuk. Gönlümdeki aslanı gözümle görüp elimle tutmak üzereydim. Konu basına da yansımıştı. 69 seçimlerinden sonra CHP'ye iki başkan vekili düşüyordu. Birisi İsmail Arar, diğeri Nermin Neftçi diye yazmıştı dört sene evvelki gazeteler.

“Başkanlık Divanı için, partilerin temsilcileri toplanıyor. AP, CHP, GP temsilcileri bugün Millet Meclisi Başkanı Ferruh Bozbeyli'nin başkanlığında bir araya geleceklerdir. Bu toplantıda CHP'ye iki başkan vekilliği verilmesi kabul edilirse, ana muhalefet partisi bu makamlardan birine Muş Milletvekili Nermin Neftçi'yi aday gösterecek böylece parlamento tarihimizde ilk defa bir kadın başkan vekili olacak, meclis oturumlarına başkanlık edecekti"
(30.10.1969 , Yeni Gazete )

Cumhuriyet ise, 20.10.1969 tarihinde şöyle yazıyordu:
“CHP'ye iki başkan vekilliği verilmesi halinde ana muhalefet partisi bu makamlardan birine Muş milletvekili Nermin Neftçi'yi aday gösterecek. Böylece parlamento tarihinde ilk defa bir kadın başkan vekili olacak, meclis oturumlarına başkanlık edecektir.”

You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Demokrasinin Kilit Taşı - 29
  • Parts
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 01
    Total number of words is 2766
    Total number of unique words is 1733
    28.6 of words are in the 2000 most common words
    41.5 of words are in the 5000 most common words
    48.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 02
    Total number of words is 2751
    Total number of unique words is 1773
    28.1 of words are in the 2000 most common words
    39.9 of words are in the 5000 most common words
    47.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 03
    Total number of words is 2912
    Total number of unique words is 1925
    29.4 of words are in the 2000 most common words
    41.4 of words are in the 5000 most common words
    48.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 04
    Total number of words is 2799
    Total number of unique words is 1834
    28.9 of words are in the 2000 most common words
    42.4 of words are in the 5000 most common words
    49.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 05
    Total number of words is 2866
    Total number of unique words is 1813
    29.5 of words are in the 2000 most common words
    41.6 of words are in the 5000 most common words
    49.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 06
    Total number of words is 2863
    Total number of unique words is 1758
    28.9 of words are in the 2000 most common words
    40.7 of words are in the 5000 most common words
    49.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 07
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1790
    29.2 of words are in the 2000 most common words
    41.0 of words are in the 5000 most common words
    48.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 08
    Total number of words is 2894
    Total number of unique words is 1875
    28.6 of words are in the 2000 most common words
    41.6 of words are in the 5000 most common words
    48.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 09
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1853
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    48.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 10
    Total number of words is 2882
    Total number of unique words is 1823
    30.2 of words are in the 2000 most common words
    42.5 of words are in the 5000 most common words
    49.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 11
    Total number of words is 2850
    Total number of unique words is 1850
    29.1 of words are in the 2000 most common words
    41.3 of words are in the 5000 most common words
    48.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 12
    Total number of words is 2832
    Total number of unique words is 1855
    27.6 of words are in the 2000 most common words
    39.3 of words are in the 5000 most common words
    46.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 13
    Total number of words is 2832
    Total number of unique words is 1794
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    39.4 of words are in the 5000 most common words
    46.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 14
    Total number of words is 2916
    Total number of unique words is 1735
    29.8 of words are in the 2000 most common words
    43.1 of words are in the 5000 most common words
    51.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 15
    Total number of words is 2837
    Total number of unique words is 1827
    28.8 of words are in the 2000 most common words
    42.6 of words are in the 5000 most common words
    49.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 16
    Total number of words is 2877
    Total number of unique words is 1785
    31.8 of words are in the 2000 most common words
    45.3 of words are in the 5000 most common words
    53.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 17
    Total number of words is 2838
    Total number of unique words is 1848
    29.8 of words are in the 2000 most common words
    43.3 of words are in the 5000 most common words
    50.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 18
    Total number of words is 2762
    Total number of unique words is 1715
    29.1 of words are in the 2000 most common words
    41.9 of words are in the 5000 most common words
    48.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 19
    Total number of words is 2846
    Total number of unique words is 1837
    28.5 of words are in the 2000 most common words
    42.3 of words are in the 5000 most common words
    50.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 20
    Total number of words is 2952
    Total number of unique words is 1745
    30.6 of words are in the 2000 most common words
    43.8 of words are in the 5000 most common words
    50.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 21
    Total number of words is 2899
    Total number of unique words is 1813
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    40.4 of words are in the 5000 most common words
    47.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 22
    Total number of words is 2804
    Total number of unique words is 1692
    27.9 of words are in the 2000 most common words
    39.3 of words are in the 5000 most common words
    47.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 23
    Total number of words is 2936
    Total number of unique words is 1715
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    48.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 24
    Total number of words is 2940
    Total number of unique words is 1666
    28.0 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 25
    Total number of words is 2940
    Total number of unique words is 1705
    30.3 of words are in the 2000 most common words
    43.3 of words are in the 5000 most common words
    50.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 26
    Total number of words is 2892
    Total number of unique words is 1840
    27.4 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 27
    Total number of words is 2928
    Total number of unique words is 1711
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.9 of words are in the 5000 most common words
    47.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 28
    Total number of words is 3028
    Total number of unique words is 1793
    31.4 of words are in the 2000 most common words
    42.9 of words are in the 5000 most common words
    49.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 29
    Total number of words is 3007
    Total number of unique words is 1807
    29.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    47.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 30
    Total number of words is 3070
    Total number of unique words is 1785
    28.7 of words are in the 2000 most common words
    41.0 of words are in the 5000 most common words
    48.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 31
    Total number of words is 3021
    Total number of unique words is 1916
    27.0 of words are in the 2000 most common words
    39.1 of words are in the 5000 most common words
    46.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 32
    Total number of words is 2981
    Total number of unique words is 1848
    30.8 of words are in the 2000 most common words
    44.1 of words are in the 5000 most common words
    50.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 33
    Total number of words is 3039
    Total number of unique words is 1886
    28.1 of words are in the 2000 most common words
    40.1 of words are in the 5000 most common words
    48.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 34
    Total number of words is 2892
    Total number of unique words is 1713
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    39.1 of words are in the 5000 most common words
    45.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 35
    Total number of words is 3073
    Total number of unique words is 1897
    27.4 of words are in the 2000 most common words
    40.1 of words are in the 5000 most common words
    47.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 36
    Total number of words is 3000
    Total number of unique words is 1810
    27.3 of words are in the 2000 most common words
    39.5 of words are in the 5000 most common words
    47.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 37
    Total number of words is 2922
    Total number of unique words is 1751
    27.9 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 38
    Total number of words is 2910
    Total number of unique words is 1741
    26.0 of words are in the 2000 most common words
    37.9 of words are in the 5000 most common words
    44.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 39
    Total number of words is 1792
    Total number of unique words is 1162
    30.5 of words are in the 2000 most common words
    43.0 of words are in the 5000 most common words
    50.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.